PwC, Tüketicinin Sesi Küresel Araştırması 2025'i Yayınladı

PwC'nin gerçekleştirdiği Tüketicinin Sesi Araştırması 2025, gıda sektörünün daha iş birlikçi ve inovasyona açık olması gerektiğine işaret ediyor.

Haber Giriş Tarihi: 02.10.2025 13:12
Haber Güncellenme Tarihi: 02.10.2025 13:12
www.kapsulhaberajansi.com

PwC'nin gerçekleştirdiği Küresel Tüketicinin Sesi Araştırması 2025, gıda sektörünün oldukça kapsamlı bir dönüşüm içinde olabileceğini ortaya koyuyor. Artan tedarik zinciri baskıları ve daralan kâr marjları sektörü yeni arayışlara iterken, tüketici talebi de sağlıklı, pratik ve teknoloji destekli gıda seçeneklerine yöneliyor.

Şubat 2025'te, 28 ülke ve bölgede 20 binden fazla tüketiciyle görüşülerek hazırlanan araştırma, tarım ürünleri ithalatına uygulanan gümrük vergilerinin ticari gerilimleri yükselttiğine ve bu durumun fiyat hassasiyeti yüksek kategorilere yönelik talebi düşürebileceğine dikkat çekiyor. İklim değişikliği kaynaklı riskler olarak kabul edilen yükselen sıcaklıklar ve yağış düzenlerindeki değişimlerin ürün verimi ve kalitesi açısından ciddi riskler barındırdığına dikkat çeken araştırma, sektördeki tüm paydaşların isr afı azaltma, işletme süreçlerini daha verimli hale getirme ve tüketicilerin daha sağlıklı, çevreye duyarlı beslenme tercihlerini karşılayabilmek için teknolojiden destek alması gerektiğine vurgu yapıyor.

'Nasıl besleniyoruz?' sorusu sektöre yön veriyor

Gıda tercihlerinin, tüketicilerin satın alma davranışlarına etki ettiğine dikkat çeken PwC Türkiye Şirket Ortağı ve Perakende ve Tüketici Ürünleri Sektör Lideri Cihan Harman, günümüzde tüketicilerin, "Nasıl besleniyoruz?" sorusunu daha sıklıkla sormaya başladığının altını çiziyor. Bu sorunun, tarım ve gıda sektörlerini önemli bir yol ayrımına getirdiğini kaydeden Harman sözlerini şöyle sürdürüyor:

'PwC'nin Value in Motion ve Tüketicinin Sesi 2025 araştırmaları açıkça gösteriyor ki, tüketiciler artık 'nasıl besleniyoruz' sorusuna cevap arıyor. Bu da gıda sektörü için yeni büyüme alanlarına, sek törler arası iş birliğine ve inovasyona işaret ediyor. Sağlık, sürdürülebilirlik ve teknoloji ile şekillenen bu yeni beklentiler, gıda sektörünü köklü bir dönüşümün eşiğine getiriyor. 2035'e kadar 10 trilyon doları aşması öngörülen küresel gıda ekosisteminde, başarı; tüketicilerin değer odaklı tercihlerini anlayan, şeffaflık ve inovasyonla yanıt veren şirketlerin olacak. Biz de bu dönüşümün öncüsü olmayı hedefliyoruz.'

Tüketiciler gıda sektöründe de 'değer'i önde tutuyor

Araştırmaya göre tüketiciler, sağlıklı seçimler yapmanın nihai sorumluluğunun kendilerinde olduğuna inanıyor. Bununla birlikte, gıda şirketlerinden ve kuruluşlardan da daha sağlıklı yaşam sürmelerine yardımcı olmalarını bekliyor. "Sağlıklı ve besleyici beslenmeyi teşvik etme sorumluluğu kimde?" sorusunu yanıtlayanların %51'i, gıda üreticileri ve imalatçılarını ilk üçte gösteriyor. Bunu, ka mu kuruluşları ve kamu sağlığı kuruluşları %47, perakendeciler ve marketler %37, restoranlar ve gıda hizmeti sağlayıcılar ise %22 ile izliyor. Ayrıca, katılımcıların %33'ü, bir gıda markasından diğerine geçme kararı aldıklarında sağlık faydalarının en önemli faktörlerden biri olduğunu belirtiyor. Bu, perakendeciler ve üreticilerin sundukları ile tüketici beklentileri arasında bir boşluk olduğunu ortaya koyuyor.

Tüketiciler konu daha sağlıklı beslenme olduğunda teknolojiden destek alıyor

Araştırma, tüketicilerin yaklaşık %40'ının son bir yılda geleneksel olmayan gıda perakende kanallarını kullandığını gösteriyor. Marketlere fiziksel ziyaretler %62 ile ön sırada olsa da abonelik hizmetleri, yemek kiti teslimatları, online market alışverişi ve üretici pazarları da artık gıda alışveriş ekosisteminin önemli bir parçası.

Tüketicilerin sağlıklı yaşam tercihi gıda ve teknoloji aras ındaki etkileşimi de yükseltiyor. Teknoloji odaklı kişisel sağlık ve iyi yaşam, tüketicilerin diyetlerini ve rutinlerini değerlendirme biçimlerinin merkezinde yer alıyor. Bu bağlamda, tüketicilerin %70'i en az bir sağlık uygulaması veya sağlık izleme cihazı kullanıyor. Bu kullanıcılar arasında düzenli egzersiz yapan, beslenme tercihlerinde sosyal medyadaki influencer'lardan ilham alan grup dört veya daha fazla sağlık uygulaması veya cihazı kullanıyor.

Fiyat, başlıca belirleyici unsur olmaya devam ediyor

Araştırmaya göre fiyat, satın alma kararlarının en belirleyici unsuru olmaya devam ediyor. Yaşam maliyetlerindeki artış tüketici güvenini zorlarken katılımcıların yarıdan fazlası 'maddi olarak idare ettiklerini' ya da aylık faturalarının bir kısmını ya da tamamını ödeyemediklerini söylüyor. Avrupa, Asya, Afrika ve Orta Doğu'daki katılımcılar yaşam maliyetlerini önümüzdeki 12 ay için ül kelerin karşı karşıya olduğu en büyük risk olarak tanımlarken, Latin Amerika ülkelerinde bu risk, 'ekonomik istikrarsızlığın' ardından ikinci sırada yer alıyor.

PwC tüketici anketleri önceki yıllardaki sonuçlarla birlikte değerlendirildiğinde, tüketiciler arasında çevre bilincinin önemli bir hedef olmaya devam ettiğini, ancak bunun tam anlamıyla tercihlere yansımadığını gösteriyor. Son araştırmada katılımcıların %80'den fazlası iklim değişikliği konusunda endişeli olduğunu dile getirirken, yalnızca %44'ü toprak kalitesini iyileştirme ve biyolojik çeşitliliği artırma gibi çevreyi destekleyen gıdalara daha fazla para ödemeye hazır olduğunu belirtiyor.

Araştırmadan çıkan önemli bulgular ise şu şekilde sıralanıyor;

• Tüketicilerin çoğu ultra işlenmiş gıdaların sağlık riskleri konusunda endişe duyuyor. Ancak yalnızca %35'i bunlardan kaçınmaya özen gösteriyor.

• Katılımcıların %44'ü, gıda üretiminde çevresel sürdürülebilirliği desteklemek için daha fazla ödeme yapmaya istekli. Ancak %82'si gıda markalarının iklim ve sürdürülebilirlik girişimlerini düzenli olarak takip etmiyor.

• Katılımcıların %44'ü yerel üretimi tercih etmek için ek ödeme yapabileceğini belirtiyor. %56'sı ise daha uygun fiyatlı ithal ürünleri seçiyor.

Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı