Türkiye’de Canlı Yayın Ekonomisinin 2030’da 5 Milyar Doları Aşması Bekleniyor

Türkiye’de canlı yayın ekonomisi, önümüzdeki beş yılda hız kesmeden büyümeye devam edecek.

Haber Giriş Tarihi: 06.11.2025 12:54
Haber Güncellenme Tarihi: 06.11.2025 12:54
www.kapsulhaberajansi.com

TikTok’un global danışmanlık şirketi Kearney iş birliğiyle hazırladığı yeni raporu The Future of Entertainment’a göre, Türkiye’de canlı yayın pazarının büyüklüğünün 2024’te yaklaşık 1,6 milyar dolar seviyesindeyken 2030’a kadar 5 milyar dolar eşiğini aşması öngörülüyor.

Büyümenin temel sürükleyicileri arasında genç kullanıcı tabanı, yüksek mobil penetrasyon, platform içi üretim araçlarının yaygınlaşması ve marka iş birliklerinin artması yer alıyor. Raporda Türkiye’nin genç nüfusu, sosyal medya penetrasyonu ve kültürel üretim gücüyle, canlı yayın alanında Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türkiye (MENAT) bölgesi için bir merkez olma potansiyeline sahip olduğu vurgulanıyor.

Türkiye'de canlı yayın izleyici sayısının artması, bu formatın giderek daha fazla benimsendiğini gösteriyor. Ülkemizde haftalık izleyici sayısı yaklaşık 10,2 milyon iken, canlı yayın kullanım oranı ise yüzde 16 seviyesinde.

Türkiye'de sosyal medya kullanıcıları günde 13 dakika canlı yayın içeriği izliyor. En yoğun izlenme saatinin ise 21.00 civarı olduğu belirtiliyor. Türkiye'deki canlı yayın izleyicilerinin yaklaşık yüzde 72'sini 18-34 yaş arası kullanıcılar oluşturuyor. Araştırmaya göre 34 yaşın üzerindeki kullanıcılar, izleyici kitlesinin yaklaşık yüzde 20-25'i arasında yer alıyor.

Canlı yayınlar istihdam sağlıyor

Rapora göre Türkiye'de canlı yayın sektörünün 2030 yılına kadar 133 bin tam zamanlı iş ve 126 bin dolaylı iş yaratmasını bekleniyor. Aynı zamanda 2024'te, Türkiye'nin GSYİH'sinin yüzde 0,15'i canlı yayın sektöründen ve dolaylı etkilerinden kaynaklanıyor.

Canlı yayın sektörü yalnızca içerik üreticileriyle sınırlı kalmayıp, ajans personeli, teknik ekipler, platform çalışanları ve destek hizmetleri ile çok sayıda farklı meslek grubuna istihdam yaratıyor. Raporda ayrıca, canlı yayınların yalnızca istihdam yaratmadığı; aynı zamanda içerik üreticilerin teknik yetkinliklerini, marka iş birliği kabiliyetlerini ve dijital girişimcilik becerilerini artırarak, bu yetkinliklerin medya, pazarlama ve hizmet sektörlerine aktarılabileceği belirtiliyor

Türkiye İçin Bölgesel Merkez Olma Potansiyeli

Türkiye’nin genç nüfusu, sosyal medya penetrasyonu ve kültürel üretim gücüyle, canlı yayın alanında MENAT bölgesi için bir merkez olma potansiyeline sahip olduğu vurgulanıyor. Raporda; yayıncı ekosistemini destekleyecek teşviklerin, profesyonelleşme yatırımlarının, üretim altyapısının güçlendirilmesinin ve ortak güvenlik standartları oluşturulmasının (yaş doğrulama, içerik denetimi, veri şeffaflığı) bu kapsamda önemine değiniliyor.

Bu adımlar hayata geçtiğinde Türkiye’nin, sadece iç pazar büyüklüğüyle değil, bölgesel içerik üretim ve dağıtım merkezi olarak da önemli bir oyuncuya dönüşeceği de aktarılıyor.

Sektörün Büyümesinde Etkili Trendler: Mobil, Etkileşim ve Yeni Formatlar

Küresel çapta olduğu gibi Türkiye'de de canlı yayınların yükselişinde üç temel dinamik ön plana çıkıyor:

Mobil cihazlarla içerik üretiminin kolaylaşması,İzleyiciyle anlık ve karşılıklı etkileşim kurma imkanı,Oyun dışı içeriklerin ve sohbet temelli yayınların artışı.

Kullanıcılar yalnızca oyun değil; müzik, sohbet, spor, eğitim gibi farklı alanlardaki içeriklere de ilgi gösteriyor. Bu da canlı yayının artık sadece bir “geçici eğlence formatı” değil, kalıcı bir medya tüketim alışkanlığı haline geldiğini gösteriyor.

İçerik Üreticileri, Ajanslar ve Platformlardan Oluşan Dinamik Bir Ekosistem

Canlı yayın ekonomisi, yalnızca izleyici alışkanlıkları ya da içerik formatlarıyla değil, aynı zamanda çok aktörlü bir ekosistem yapısıyla dikkat çekiyor. Rapora göre sektör; içerik üreticiler, ajanslar, platformlar ve kullanıcılardan oluşan bir değer zinciri ile çalışıyor. Bu yapı sayesinde canlı yayın ekonomisi sadece bireysel içerik üretimi değil, aynı zamanda ölçeklenebilir bir yaratıcı endüstri haline geliyor. Bu format istihdam yaratımını, girişimciliği ve yaratıcı endüstrilerin büyümesini tetikleyerek dijital ekonominin temel taşlarından biri hâline geliyor.