Bayilik Anlaşmalarındaki "Rekabet Etmeme" Şartı Pahalıya Patladı: Opet Soruşturmayı Uzlaşmayla Kapattı.
Türkiye'nin önde gelen akaryakıt dağıtım şirketlerinden Opet Petrolcülük AŞ (OPET), Rekabet Kurumu tarafından yürütülen soruşturmayı uzlaşma yoluyla sonlandırdı. Rekabet Kurumu, OPET'in bayileriyle yaptığı dikey anlaşmalar aracılığıyla 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 4. maddesini ihlal ettiğine hükmetti ve şirkete 131.308.900,95 TL idari para cezası uygulanmasına karar verdi.
Soruşturmanın Detayları: Neden Bu Kadar Yüksek Ceza?Rekabet Kurulunun 20 Şubat 2025 tarihli kararıyla OPET hakkında başlatılan soruşturma, özellikle bayilik sözleşmelerindeki "rekabet etmeme yükümlülüğü" içeren maddelere odaklandı. Soruşturmanın temelinde, bayilik faaliyetinin yürütüldüğü arazi üzerinde OPET lehine tesis edilen kira hakkının süresinin uzatılması ve bu yolla şikâyetçi bayi ile OPET arasındaki dikey ilişkinin süresinin beş yılı aşacak şekilde kurgulandığı iddiası yatıyordu.
Rekabet Kanunu'nun 4. maddesi, teşebbüsler arası rekabeti kısıtlayıcı anlaşmaları ve uyumlu eylemleri yasaklar. Bu bağlamda, dikey anlaşmalar yoluyla bayilerin belirli bir markanın ürünlerini satma veya başka markalarla rekabet etmeme gibi yükümlülükler altına sokulması, rekabete aykırı bulunabiliyor. Özellikle sürenin beş yılı aşması, bu tür anlaşmaların rekabet üzerindeki etkisini artırıyor.
Soruşturma süreci devam ederken OPET, Rekabet Kuruluna uzlaşma başvurusunda bulundu. Rekabet Kurulu da, 26 Haziran 2025 tarihli kararıyla OPET'in Kanun'u ihlal ettiğini kabul ederek, belirlenen idari para cezasıyla soruşturmanın uzlaşma usulüyle sonlandırılmasına karar verdi. Uzlaşma usulü, bir rekabet ihlali tespit edildiğinde, teşebbüsün ihlali kabul etmesi ve belirli bir ceza indirimi karşılığında soruşturmanın daha hızlı sonuçlandırılmasını sağlar.
Bu karar, akaryakıt dağıtım sektöründe dikey anlaşmaların ve bayilik sözleşmelerindeki kısıtlayıcı maddelerin Rekabet Kurumu tarafından yakından takip edildiğini bir kez daha gösterdi. Şirketlerin, pazar gücünü kullanarak bayileri üzerinde aşırı kısıtlamalar getirmesi, rekabet hukuku açısından ciddi sonuçlar doğurabiliyor.