Serhat Korkmaz: Gerçek Sürdürülebilirlik Göstermelik Değil, Somut ve Kalıcı Olmalı
Serhat Korkmaz: Gerçek Sürdürülebilirlik Göstermelik Değil, Somut ve Kalıcı Olmalı
Kapsül Haber Ajansı olarak, iş dünyasının öncü isimleriyle gerçekleştirdiğimiz röportaj serisinin altıncı konuğu Yüksek Mimar / Sertifikalı Pasif Yapı Tasarımcısı İbrahim Serhat KORKMAZ oldu!
Haber Giriş Tarihi: 30.07.2025 17:03
Haber Güncellenme Tarihi: 30.07.2025 17:05
Kaynak:
Haber Merkezi
www.kapsulhaberajansi.com
“Gerçek sürdürülebilirlik; göstermelik projeler değil, tüm üretim süreçlerinde yüksek verimliliği hedefleyen somut adımlarla mümkündür” diyen KORKMAZ, mimarlık mesleğinden liderlik anlayışına, sürdürülebilir yapı vizyonundan gençlere kariyer tavsiyelerine kadar birçok konuda değerlendirmelerde bulundu.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Selanik göçmeni subay bir baba ile Kandıra’lı ev hanımı bir annenin iki çocuğundan biri olarak dünyaya geldim. İlk ve orta öğrenimimi Kandıra’da tamamladıktan sonra Kocaeli’nde “altın çocuklar” arasında seçilerek Kabataş Erkek Lisesi’ne kabul edildim. 1989 yılında buradan mezun oldum. Ardından Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü’nden lisans derecemi aldım, sonrasında aynı üniversitenin Fen Bilimleri Enstitüsü’nde Bilgisayar Ortamında Mimarlık Yüksek Lisans Programı’nı tamamladım.
Meslek hayatım boyunca Tatsuya Yamamoto, Gökhan Aktan Altun, Emre Arolat, Mustafa Toner ve Brigitte Weber gibi önemli mimarlarla farklı ölçeklerde projelerde birlikte çalışma fırsatı buldum. Özellikle nitelikli ve %90 enerji verimli yapı tasarımı konusunda 30 yılı aşkın süredir çalışmakta ve 2023 yılından bu yana Almanya Pasif Yapı Enstitüsü tarafından akredite edilmiş “sertifikalı pasif yapı tasarımcısı” olarak sektöre katkı sağlamaktayım.
Kariyerinizde bugünlere gelene kadar hangi önemli dönüm noktalarını yaşadınız?
Meslek hayatım boyunca Türkiye’nin önde gelen mimarlarıyla çalışma fırsatı elde ederek onların bilgi, tecrübe ve vizyonlarından faydalandım. Büyük ve küçük ölçekli projelerde üstatlarımızın problem çözme yaklaşımlarına tanıklık etmek, kendi üretim süreçlerimi şekillendirmemde belirleyici oldu.
Sizin için 'başarı'yı tanımlar mısınız? Sizi diğerlerinden farklı kılan ve başarınızı sağlayan kişisel stratejiler nelerdir?
Benim için başarı; bir mimar ve dünya vatandaşı olarak medeniyeti ve tüm canlıları “iyilik” ekseninde ileriye taşıyacak eylemler gerçekleştirebilmektir. Bu sürecin temel koşulu etik ilkelere sadık kalmak ve herkesin yararına olacak davranışlardan taviz vermemektir. Beni farklı kılan başlıca unsur; sürekli olarak neyin iyi ve daha iyi olduğunu sorgulamam, bilgi ve becerilerimi geliştirme kararlılığım ve zihnimi berrak tutmaya yönelik özenimdir. Berrak bir zihinle hareket edebilmenin, tüm paydaşlar için sürdürülebilir ve nitelikli çözümler üretebilmenin anahtarı olduğuna inanıyorum.
Başarıya giden yolda karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız?
Mesleki pratiğimde karşılaştığım en büyük güçlük, insan unsurunun bu toplum için yapısal bir engel olarak karşımıza çıkmasıdır. Örneğin; 1999 depreminden ciddi dersler çıkarılmamış olması, 2023 depremlerinde benzer yıkımlarla yüzleşilmesine yol açmıştır. Benzer şekilde, enerjide dışa bağımlı bir ülkenin enerji verimli binalar inşa etmekte gecikmesi de düşündürücüdür. Bu tabloyu değerlendirdiğimde çözümün “tepeden” değil “tabandan” gelişeceğini kavrayarak küçük ölçekli ama örnek teşkil edecek projelerle hem depreme dayanıklı hem de yüksek enerji verimliliğine sahip yapılar üretmeye yöneldim.
Bugün sizin konumunuza ulaşmak isteyen birisi için en kritik öneriniz nedir?
Mesleki yolculuğa çıkmak isteyen gençlere önerim; dünyayı tanımak için çok gezmeleri, çok okumaları ve meslek pratiğinin her aşamasında bizzat görev alarak kendilerini geliştirmeleridir. Ancak bu şekilde çok yönlü bir donanıma sahip olabilirler. Bu sürecin ön şartı ise mimarlık mesleğine gerçek bir tutkuyla bağlanmalarıdır.
Liderlik anlayışınızı nasıl tanımlarsınız? Ekibinizi motive etmek ve yönlendirmek için hangi stratejileri benimsiyorsunuz?
Benim liderlik anlayışım, geleneksel “usta-çırak” ilişkisinden ilham alır ama çağdaş bir yaklaşımı da benimser. İyi bir usta, genç nesli dinlemeyi bilen; iyi bir çırak ise ustasını geçmek için çok çalışan ve gözlem yeteneğini geliştiren kişidir. Ekibime her zaman hayal kurmayı, kalıpların dışına çıkmayı ve zihinsel bariyerleri kaldırmayı öneriyorum. Proje değerlendirmelerinde bu yaklaşımı destekliyor, sonrasında onları problem ve çözüm sürecinde özerk bırakıyorum. Böylece ekip üyelerimin düşünmeye ve çözüm üretmeye odaklanmalarını sağlıyorum.
Şirketinizin vizyonu ve misyonu doğrultusunda önümüzdeki yıllara dair büyük hedefleriniz nelerdir?
Amacımız; ülkemizde nitelikli ve %90 enerji verimli yapıların sayısını artırmak. Ayrıca ürettiğimiz yapılarda hayal gücü gelişmiş, yaratıcı ve sorgulayıcı bir yeni neslin yetişmesine katkı sağlamak istiyoruz. Çünkü hayal kurmadan medeniyetin ilerlemesi mümkün değildir.
Küresel ekonomik belirsizlikler ve rekabet ortamında şirketinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Yerel ve uluslararası pazarda fark yaratmak için ne yapıyorsunuz?
İbrahim Serhat Korkmaz Mimarlık olarak faaliyetlerimizi zaten özgün bir kulvarda sürdürüyoruz. 2025 yılında inşaat maliyetlerindeki artış ve hem ulusal hem de uluslararası piyasalardaki belirsizlikler nedeniyle yatırımlarda genel bir yavaşlama yaşansa da, biz en iyi yatırımların zor zamanlarda yapılabileceğine inanıyoruz. Bu doğrultuda müşterilerimizi koşulları fırsata çevirecek şekilde yatırım yapmaya teşvik ediyoruz.
Sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda konusunda nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz? İş dünyasının bu konudaki sorumluluğunu nasıl görüyorsunuz?
Sürdürülebilirlik konusunun çoğu zaman yüzeysel ele alındığını gözlemliyorum. Oysa gerçek sürdürülebilirlik; tüm üretim süreçlerinde yüksek verimliliği hedefleyen somut adımları içermelidir. Müşterilerimize daima “çocuklarınıza bırakabileceğiniz en değerli miras %90 enerji verimli bir yapıdır” diyoruz. Göstermelik faaliyetler yerine, özde sürdürülebilir çözümler üretmek, toplum ve çevre için en doğru yoldur.
Dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojiler iş modellerinizi nasıl dönüştürüyor? Bu değişime adapte olmak için nasıl bir yol izliyorsunuz?
1995 yılında yazdığım yüksek lisans tezinde Türkiye’de mimarlık üretim süreçlerinin dijitalleşmesini ele alan ve bu alandaki ilk uygulamalara katkıda bulunan biri olarak şunu açıkça ifade edebilirim: Dijitalleşme ve yapay zekâ, doğrudan problemleri çözmekten ziyade süreçleri kolaylaştıran güçlü araçlardır. İşlerimizin verimliliğini artırmak için bu araçlardan yararlanıyoruz. Ancak her zaman iyi yetişmiş, nitelikli insan kaynağının öncelikli olduğunu düşünüyorum. Çünkü deneyimli bir profesyonel, teknolojiye bağlı olmaksızın her koşulda doğru çözümler üretebilir.
Bugünün iş dünyasında başarılı olmak isteyen gençlere, kariyerlerini sağlam temeller üzerine inşa etmeleri için hangi kritik tavsiyeleri verirsiniz?
Gençlere tavsiyem; sürekli öğrenmeye ve gelişmeye açık olmaları, geniş bir perspektiften dünyayı okumaları ve seçtikleri mesleğe tutkuyla bağlanmalarıdır. Çalışkanlık, disiplin ve etik değerlere bağlılık, başarılarının sürdürülebilir olması açısından temel taşlardır. Ayrıca zihinsel berraklığın, doğru karar verebilmek ve yaratıcı çözümler geliştirebilmek için hayati önem taşıdığını unutmamaları gerekir.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Serhat Korkmaz: Gerçek Sürdürülebilirlik Göstermelik Değil, Somut ve Kalıcı Olmalı
Kapsül Haber Ajansı olarak, iş dünyasının öncü isimleriyle gerçekleştirdiğimiz röportaj serisinin altıncı konuğu Yüksek Mimar / Sertifikalı Pasif Yapı Tasarımcısı İbrahim Serhat KORKMAZ oldu!
“Gerçek sürdürülebilirlik; göstermelik projeler değil, tüm üretim süreçlerinde yüksek verimliliği hedefleyen somut adımlarla mümkündür” diyen KORKMAZ, mimarlık mesleğinden liderlik anlayışına, sürdürülebilir yapı vizyonundan gençlere kariyer tavsiyelerine kadar birçok konuda değerlendirmelerde bulundu.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Selanik göçmeni subay bir baba ile Kandıra’lı ev hanımı bir annenin iki çocuğundan biri olarak dünyaya geldim. İlk ve orta öğrenimimi Kandıra’da tamamladıktan sonra Kocaeli’nde “altın çocuklar” arasında seçilerek Kabataş Erkek Lisesi’ne kabul edildim. 1989 yılında buradan mezun oldum. Ardından Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü’nden lisans derecemi aldım, sonrasında aynı üniversitenin Fen Bilimleri Enstitüsü’nde Bilgisayar Ortamında Mimarlık Yüksek Lisans Programı’nı tamamladım.
Meslek hayatım boyunca Tatsuya Yamamoto, Gökhan Aktan Altun, Emre Arolat, Mustafa Toner ve Brigitte Weber gibi önemli mimarlarla farklı ölçeklerde projelerde birlikte çalışma fırsatı buldum. Özellikle nitelikli ve %90 enerji verimli yapı tasarımı konusunda 30 yılı aşkın süredir çalışmakta ve 2023 yılından bu yana Almanya Pasif Yapı Enstitüsü tarafından akredite edilmiş “sertifikalı pasif yapı tasarımcısı” olarak sektöre katkı sağlamaktayım.
Kariyerinizde bugünlere gelene kadar hangi önemli dönüm noktalarını yaşadınız?
Meslek hayatım boyunca Türkiye’nin önde gelen mimarlarıyla çalışma fırsatı elde ederek onların bilgi, tecrübe ve vizyonlarından faydalandım. Büyük ve küçük ölçekli projelerde üstatlarımızın problem çözme yaklaşımlarına tanıklık etmek, kendi üretim süreçlerimi şekillendirmemde belirleyici oldu.
Sizin için 'başarı'yı tanımlar mısınız? Sizi diğerlerinden farklı kılan ve başarınızı sağlayan kişisel stratejiler nelerdir?
Benim için başarı; bir mimar ve dünya vatandaşı olarak medeniyeti ve tüm canlıları “iyilik” ekseninde ileriye taşıyacak eylemler gerçekleştirebilmektir. Bu sürecin temel koşulu etik ilkelere sadık kalmak ve herkesin yararına olacak davranışlardan taviz vermemektir. Beni farklı kılan başlıca unsur; sürekli olarak neyin iyi ve daha iyi olduğunu sorgulamam, bilgi ve becerilerimi geliştirme kararlılığım ve zihnimi berrak tutmaya yönelik özenimdir. Berrak bir zihinle hareket edebilmenin, tüm paydaşlar için sürdürülebilir ve nitelikli çözümler üretebilmenin anahtarı olduğuna inanıyorum.
Başarıya giden yolda karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız?
Mesleki pratiğimde karşılaştığım en büyük güçlük, insan unsurunun bu toplum için yapısal bir engel olarak karşımıza çıkmasıdır. Örneğin; 1999 depreminden ciddi dersler çıkarılmamış olması, 2023 depremlerinde benzer yıkımlarla yüzleşilmesine yol açmıştır. Benzer şekilde, enerjide dışa bağımlı bir ülkenin enerji verimli binalar inşa etmekte gecikmesi de düşündürücüdür. Bu tabloyu değerlendirdiğimde çözümün “tepeden” değil “tabandan” gelişeceğini kavrayarak küçük ölçekli ama örnek teşkil edecek projelerle hem depreme dayanıklı hem de yüksek enerji verimliliğine sahip yapılar üretmeye yöneldim.
Bugün sizin konumunuza ulaşmak isteyen birisi için en kritik öneriniz nedir?
Mesleki yolculuğa çıkmak isteyen gençlere önerim; dünyayı tanımak için çok gezmeleri, çok okumaları ve meslek pratiğinin her aşamasında bizzat görev alarak kendilerini geliştirmeleridir. Ancak bu şekilde çok yönlü bir donanıma sahip olabilirler. Bu sürecin ön şartı ise mimarlık mesleğine gerçek bir tutkuyla bağlanmalarıdır.
Liderlik anlayışınızı nasıl tanımlarsınız? Ekibinizi motive etmek ve yönlendirmek için hangi stratejileri benimsiyorsunuz?
Benim liderlik anlayışım, geleneksel “usta-çırak” ilişkisinden ilham alır ama çağdaş bir yaklaşımı da benimser. İyi bir usta, genç nesli dinlemeyi bilen; iyi bir çırak ise ustasını geçmek için çok çalışan ve gözlem yeteneğini geliştiren kişidir. Ekibime her zaman hayal kurmayı, kalıpların dışına çıkmayı ve zihinsel bariyerleri kaldırmayı öneriyorum. Proje değerlendirmelerinde bu yaklaşımı destekliyor, sonrasında onları problem ve çözüm sürecinde özerk bırakıyorum. Böylece ekip üyelerimin düşünmeye ve çözüm üretmeye odaklanmalarını sağlıyorum.
Şirketinizin vizyonu ve misyonu doğrultusunda önümüzdeki yıllara dair büyük hedefleriniz nelerdir?
Amacımız; ülkemizde nitelikli ve %90 enerji verimli yapıların sayısını artırmak. Ayrıca ürettiğimiz yapılarda hayal gücü gelişmiş, yaratıcı ve sorgulayıcı bir yeni neslin yetişmesine katkı sağlamak istiyoruz. Çünkü hayal kurmadan medeniyetin ilerlemesi mümkün değildir.
Küresel ekonomik belirsizlikler ve rekabet ortamında şirketinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Yerel ve uluslararası pazarda fark yaratmak için ne yapıyorsunuz?
İbrahim Serhat Korkmaz Mimarlık olarak faaliyetlerimizi zaten özgün bir kulvarda sürdürüyoruz. 2025 yılında inşaat maliyetlerindeki artış ve hem ulusal hem de uluslararası piyasalardaki belirsizlikler nedeniyle yatırımlarda genel bir yavaşlama yaşansa da, biz en iyi yatırımların zor zamanlarda yapılabileceğine inanıyoruz. Bu doğrultuda müşterilerimizi koşulları fırsata çevirecek şekilde yatırım yapmaya teşvik ediyoruz.
Sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda konusunda nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz? İş dünyasının bu konudaki sorumluluğunu nasıl görüyorsunuz?
Sürdürülebilirlik konusunun çoğu zaman yüzeysel ele alındığını gözlemliyorum. Oysa gerçek sürdürülebilirlik; tüm üretim süreçlerinde yüksek verimliliği hedefleyen somut adımları içermelidir. Müşterilerimize daima “çocuklarınıza bırakabileceğiniz en değerli miras %90 enerji verimli bir yapıdır” diyoruz. Göstermelik faaliyetler yerine, özde sürdürülebilir çözümler üretmek, toplum ve çevre için en doğru yoldur.
Dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojiler iş modellerinizi nasıl dönüştürüyor? Bu değişime adapte olmak için nasıl bir yol izliyorsunuz?
1995 yılında yazdığım yüksek lisans tezinde Türkiye’de mimarlık üretim süreçlerinin dijitalleşmesini ele alan ve bu alandaki ilk uygulamalara katkıda bulunan biri olarak şunu açıkça ifade edebilirim: Dijitalleşme ve yapay zekâ, doğrudan problemleri çözmekten ziyade süreçleri kolaylaştıran güçlü araçlardır. İşlerimizin verimliliğini artırmak için bu araçlardan yararlanıyoruz. Ancak her zaman iyi yetişmiş, nitelikli insan kaynağının öncelikli olduğunu düşünüyorum. Çünkü deneyimli bir profesyonel, teknolojiye bağlı olmaksızın her koşulda doğru çözümler üretebilir.
Bugünün iş dünyasında başarılı olmak isteyen gençlere, kariyerlerini sağlam temeller üzerine inşa etmeleri için hangi kritik tavsiyeleri verirsiniz?
Gençlere tavsiyem; sürekli öğrenmeye ve gelişmeye açık olmaları, geniş bir perspektiften dünyayı okumaları ve seçtikleri mesleğe tutkuyla bağlanmalarıdır. Çalışkanlık, disiplin ve etik değerlere bağlılık, başarılarının sürdürülebilir olması açısından temel taşlardır. Ayrıca zihinsel berraklığın, doğru karar verebilmek ve yaratıcı çözümler geliştirebilmek için hayati önem taşıdığını unutmamaları gerekir.
En Çok Okunan Haberler