Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Ağız Sağlığı

Kapsül Haber Ajansı - Ağız Sağlığı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ağız Sağlığı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Ekran Bağımlılığı Ağız Sağlığını Tehdit Ediyor! Haber

Ekran Bağımlılığı Ağız Sağlığını Tehdit Ediyor!

Uzun süre telefon veya bilgisayara dalmanın, diş fırçalama rutinlerini aksattığını ve çürük riskini artırdığını aktaran Periodontoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nihal Bahar, “Ekran başında geçirilen süre çoğu zaman atıştırmalık tüketimiyle birleşiyor. Genellikle şekerli içecekler, çikolata, cips gibi kuru ve yapışkan gıdalar daha fazla tüketiliyor.” dedi. Gece telefon kullanımının uyku kalitesini düşürerek bağışıklığı zayıflatabildiğine ve diş eti iltihabını tetikleyebildiğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Bahar, dijitali tamamen bırakmadan küçük günlük rutinler oluşturarak ağız sağlığının korunabileceğini aktardı. Üsküdar Üniversitesi Diş Hastanesi Periodontoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nihal Bahar, dijital bağımlılığın özellikle gençlerde ağız sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine değindi ve küçük günlük önlemlerle bu etkilerin nasıl azaltılabileceği hakkında bilgi verdi. Uzun süre ekran başında kalındığında diş fırçalamak unutulabiliyor! Günümüzde ekran karşısında geçirilen sürenin artmasının, ağız sağlığı açısından da önemli olduğunu dile getiren Periodontoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nihal Bahar, “Özellikle gençler arasında dijital bağımlılığın yaygınlaşmasıyla birlikte ağız sağlığı da doğrudan etkilenmeye başladı.” dedi. Ekran süresinin tek başına çürük ya da periodontal hastalık oluşturmadığını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Bahar, “Fakat beraberinde getirdiği yaşam tarzı değişiklikleri ağız sağlığını belirgin şekilde bozabiliyor. Uzun süre ekran başında kalındığında en sık görülen durum, bireyin günlük rutinlerini aksatması oluyor. Özellikle ergenlerde ve genç erişkinlerde, telefon veya bilgisayara dalındığında diş fırçalama kolayca atlanabiliyor, ertelenebiliyor ya da tamamen unutuluyor.” şeklinde konuştu. Gece telefon kullanımı diş eti iltihabını artırabiliyor Ekran başında geçirilen sürenin çoğu zaman atıştırmalık tüketimiyle birleştiğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Nihal Bahar, “Genellikle şekerli içecekler, çikolata, cips gibi kuru ve yapışkan gıdalar daha fazla tüketiliyor. Yeme sonrası ağız bakımı yapılmadığı için de bu durum çürük riskini ciddi şekilde artırıyor.” dedi. Bir diğer önemli etkinin uyku düzeninin bozulması olduğunu aktaran Dr. Öğr. Üyesi Bahar, şöyle devam etti: “Özellikle gece telefon kullanımının artması melatonin üretimini etkiliyor, uyku kalitesini düşürüyor. Kalitesiz uyku ise hem bağışıklığı zayıflatıyor hem de periodontal dokularda inflamasyonu (diş eti iltihabı) artırabilecek hormonal değişikliklere yol açabiliyor. Buna ek olarak, uzun süre aynı pozisyonda ekrana bakmak boyun ve çene kaslarında gerginlik yaratarak ve çene ekleminde (tempromndibular-TME ) sorunlarını tetikleyebiliyor.” Ekran süresinin artmasıyla, ağız hijyeni bozuluyor ve çürük oranları yükseliyor! Beslenme düzeninin de dijital bağımlılığın en çok bozduğu alanlardan biri olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Nihal Bahar, “Dijital platformlara dalmış bireylerde öğün atlama, gece geç saatlerde yemek yeme, şekerli içecek tüketiminin artması gibi davranışlar daha sık görülüyor.” dedi. Bu yaşam tarzı bozukluklarının, çürük oluşumunu artırdığının birçok çalışmayla gösterilmiş durumda olduğunu aktaran Dr. Öğr. Üyesi Bahar, “Son yıllarda gençlerin ekran süresinin belirgin şekilde artmasıyla birlikte ağız hijyeni davranışlarındaki bozulmanın ve çürük oranlarının yükseldiğine dair bulgular da giderek güçleniyor. Özellikle ergenlerde internet bağımlılığı oranlarının yüzde 15–30 arasında değiştiği bildiriliyor ve bu grubun ağız sağlığı davranışları, ekran süresi düşük olanlara göre belirgin şekilde daha zayıf.” açıklamasını yaptı. Dijitali tamamen bırakmaya gerek yok; küçük günlük düzenlemeler bile çok etkili! Risk grubundakilerin ağız sağlığını korumalarının mümkün olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Nihal Bahar, “Öncelikle dijital kullanımın tamamen bırakılması gerekmiyor; ancak günlük rutinde bazı küçük düzenlemeler oldukça etkili oluyor.” dedi. Yapılabilecek düzenlemeler hakkında önerilerde bulunan Dr. Öğr. Üyesi Bahar, sözlerini şöyle tamamladı: “Yemeklerden sonra telefon/tablet kullanılmadan önce kısa bir fırçalama rutini oluşturmak, ekran başında geçirilen sürede şekerli içecek ve atıştırmalıkları sınırlandırmak, su tüketimini artırmak, gece telefon kullanımını azaltmak ve uyku düzenini toparlamak ağız sağlığı üzerinde çok olumlu sonuçlar doğuruyor. Hatta dijital teknolojinin olumlu yönlerinden yararlanmak da mümkün. Fırçalama süresini takip eden uygulamalar, AI destekli diş fırçaları ve teledentistry gibi araçlar ağız bakımını destekleyebiliyor.”

Ağız Sağlığı Ömür Boyu Süren Bir Yatırım! Haber

Ağız Sağlığı Ömür Boyu Süren Bir Yatırım!

Çocuklukta başlayan doğru ağız bakım alışkanlıklarının, hem fiziksel hem psikolojik hem de sosyal gelişimi doğrudan etkilediğine dikkat çeken Çocuk Diş Hekimliği Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Buse Yılmaz Şen, “Çocuklarda tedavi edilmeyen sorunlar, beslenme güçlüğünden konuşma bozukluğuna, öz güven kaybından, okulda başarısında düşüşe kadar pek çok soruna neden olabilir.” dedi. Sağlıklı dişlerin, hem büyüme ve gelişimi desteklediğini hem de sosyal ilişkilerde özgüveni artırdığını vurgulayan Şen, düzenli diş hekimi kontrolleri ve etkili ağız bakım rutininin, sağlıklı bir yaşam için vazgeçilmez olduğunu kaydetti. Üsküdar Üniversitesi Diş Hastanesi Çocuk Diş Hekimliği Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Buse Yılmaz Şen, ağız ve diş sağlığının genel sağlık, beslenme, konuşma, sosyal yaşam ve özgüven üzerindeki etkileri ile çocuklukta başlayan ağız bakım alışkanlıklarının önemini anlattı. Ağız sağlığı, genel sağlığın ayrılmaz bir parçası! Sağlık kavramının Dünya Sağlık Örgütü tarafından ‘yalnızca bedenen hasta veya sakat olmamak değil, ruhen ve sosyal yönden de tam bir iyilik hali’ şeklinde tanımlandığını hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Buse Yılmaz Şen, “Ağız boşluğumuz vücudumuzun tamamlayıcı bir parçasıdır ve ağız sağlığı vücudumuzun geri kalan kısmının sağlığıyla yakından ilişkili. Bilimsel kanıtlarla, ağız sağlığının genel sağlığa olan olumlu ve olumsuz etkileri net bir şekilde ortaya konmuştur.” dedi. Ağız sağlığının, bütün dişlere sahip olmak değil aynı zamanda bu dişlerin çürüksüz, dolgusuz sağlam olması anlamına geldiğini aktaran Şen, “Bu durum, insanların yaşamları boyunca genel sağlığının en temel ve tamamlayıcı parçasıdır. Bir birey için ağız sağlığı denilince akla sadece dişler değil, diş etleri, damak, dudaklar, tükürük bezleri, çiğneme kasları alt ve üst çene yani total bir ağız bütünlüğü akla gelmeli. İyi bir ağız sağlığı, sadece diş çürüğü ve diş eti hastalıklarına sahip olmamak değil, kronik ağız hastalıkları, ağız ve boğaz kanserleri, yumuşak doku lezyonları, damak dudak-yarıkları gibi doğumsal defektlere, ağız, diş ve iskelet dokularını etkileyen diğer hastalıklara, durumlara veya rahatsızlıklara sahip olmamak anlamına gelir. Çiğneme, tat alma, gülümseme, konuşma ve şarkı söyleme gibi birçok temel insani fonksiyonun gerçekleştirilebilmesi için ağız sağlığımız yeterli düzeyde olmalı.” şeklinde konuştu. Tedavi edilmeyen çürükler, çocuklarda fiziksel ve sosyal sorunlara yol açar! Hayatının ilk yıllarında sağlıklı bir gülümsenin bütün çocukların hakkı olduğunu dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Buse Yılmaz Şen, “Çocuklarda tedavi edilmeyen diş çürüklerinin; beslenme güçlüğü, konuşma bozukluğu, diş yapısında harabiyet, yetersiz çiğneme fonksiyonu, estetik problemler ve buna bağlı olarak öz güven kaybı, ağrı, enfeksiyon, konsantrasyon kaybı, öğrenme güçlüğü ve okul devamsızlığı gibi birçok belirgin oral ve sistemik problemlere neden olacağı ve sosyal ve duygusal birçok sonuç doğurabileceği biliniyor. Yani ağız boşluğumuz bir bakıma vücudumuzun dış dünya ile bağlantısını sağlayan ilk giriş kapısıdır.” açıklamasını yaptı. Sağlıklı dişler, çocuğun büyüme ve gelişimi için hayati öneme sahip! Sağlıklı dişlerin, yiyeceklerin etkili bir şekilde çiğnenmesini sağladığını kaydeden Şen, “Çocuklukta çürük ya da travmaya bağlı diş kayıpları, çiğneme fonksiyonunu olumsuz etkileyerek çocuğun besinleri yeterince sindirememesine neden olabilir.” dedi. Bu durumun, iştah kaybına ve beslenme bozukluklarına yol açabileceğine dikkat çeken Şen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dengeli bir diyet için sağlıklı dişler hayati önem taşır. Yetersiz çiğneme ve beslenme alışkanlıkları, çocukların fiziksel büyüme ve gelişmesini olumsuz etkiler. Araştırmalar, ağız ve diş sağlığının bozulmasının çocuklarda büyüme geriliği ile ilişkili olduğunu gösteriyor. Bu nedenle, sağlıklı bir ağız yapısı, çocuğun optimal gelişimi için temel bir gereklilik. Ayrıca çocukluk dönemindeki süt dişleri daimi dişlere yer hazırlar, çene gelişimine yardımcı olur. Bu sebeple erken dönemde bile sorunlar ciddiye alınmalı. Tedavi edilmeyen sorunlar, ilerleyen yaşlarda diş kayıpları, yer darlığı, çene problemleri ve ortodontik sorunlara yol açabilir.” Eksik veya düzensiz dişler, konuşma bozukluklarına yol açabilir! Dişlerin, düzgün bir konuşma ve ses üretimi için önemli bir role sahip olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Buse Yılmaz Şen, “Eksik veya düzensiz dişler, çocukların bazı harfleri telaffuz etmesini zorlaştırabilir ve konuşma bozukluklarına yol açabilir. Özellikle erken yaşlarda oluşan bu sorunlar, tedavi edilmediğinde uzun vadeli konuşma problemlerine neden olabilir.” dedi. Çocukluktan yetişkinliğe hayatın her döneminde dişlerin estetik görünümünün, sosyal etkileşim ve özgüven üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğuna işaret eden Şen, “Sağlıklı ve estetik bir gülümseme, bireyin sosyal çevresinde daha özgüvenli olmasını sağlar. Çürük ya da travmaya bağlı diş sorunları, çocukların arkadaşları tarafından alay konusu olmasına veya dışlanmasına yol açabilir. Araştırmalar, ağız sağlığı sorunları yaşayan çocukların gülümsemekten kaçındıklarını, sosyal ortamlarda kendilerini geri planda tuttuklarını gösteriyor. Bu durum yaşam boyu kişilikle özdeşleşebiliyor.” Uyarısında bulundu. Çocuklukta kazanılan doğru alışkanlıklar, yetişkinlikte ağız sağlığını korur! Çocuklara ağız ve diş sağlığı bilincini aşılamanın, ebeveynlerin aktif katılımını gerektirdiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Buse Yılmaz Şen, “Birlikte diş fırçalama rutinleri oluşturma ve eğlenceli aktivitelerle ağız bakımını teşvik etmek, bu alışkanlıkların pekişmesine yardımcı olur.” dedi. Çocuklukta başlayan doğru alışkanlıkların, yetişkinlikte ağız ve diş sağlığının korunmasını kolaylaştırdığının altını çizen Şen, sözlerini şöyle tamamladı: “Çocuklukta ihmal edilen ağız bakımı, ilerleyen yaşlarda diş kaybı, diş eti hastalıkları ve estetik sorunlara yol açabilir. Ağız ve diş sağlığı, çocuğun fiziksel, psikolojik ve sosyal gelişiminde hayati bir rol oynar. Çiğneme, beslenme, konuşma ve özgüven gibi hayati fonksiyonların temelini oluşturan ağız sağlığı, erken yaşlarda kazanılan alışkanlıklarla korunabilir. Çocuklarınıza ve kendinize düzenli ağız bakımı alışkanlıkları kazandırarak onların hem bugün hem de gelecekte sağlıklı bir yaşam sürmelerine destek olabilirsiniz. Düzenli diş hekimi kontrolleri ve etkili bir ağız bakım rutini, sağlıklı dişlerin uzun yıllar korunmasına yardımcı olur. Unutmayın, ağız sağlığı bir ömür boyu süren bir yatırımdır.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.