Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Akademisyenler

Kapsül Haber Ajansı - Akademisyenler haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Akademisyenler haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Türk-Alman Kültür İşleri Derneği Türkiye’deki 70. Yılını Kutladı Haber

Türk-Alman Kültür İşleri Derneği Türkiye’deki 70. Yılını Kutladı

İki ülke arasındaki kültürel diplomasi ve eğitim iş birliklerini odağa alan gecede Başkonsolos Dr. Regine Grienberger, Goethe-Institut İstanbul Müdürü Mani Pournaghi Azar ve Dernek Başkanı Prof. Dr. Canan Şenöz Ayata konuşma yaptı. Prof. Dr. Nilüfer Tapan ve Prof. Dr. Neşe Onural’ın kültürel ve eğitsel ilişkileri ele alan sunumlarının ardından İstanbul’daki Alman okullarının video gösterimleri ve Dr. İclal Cankorel’in piyano konseri yer aldı. Etkinlik, Türk-Alman ilişkilerinin 70 yıllık ortak kültürel birikimini geleceğe taşıyan bir buluşma olarak öne çıktı. İkinci Dünya Savaşı sırasında kesintiye uğrayan Türk-Alman kültürel ilişkilerini yeniden canlandırmak ve yetişkinlere yönelik dil kursları düzenlemek amacıyla 1955 yılında kurulan Türk-Alman Kültür İşleri Derneği, 70. kuruluş yıl dönümünü Almanya İstanbul Başkonsolosluğu’nun Kaisersaal Salonu’nda düzenlediği kapsamlı bir kültür–eğitim programıyla kutladı. İki ülke arasındaki kültürel diplomasi, eğitim iş birlikleri ve toplumsal etkileşimin ele alındığı gece, akademisyenler, eğitim kurumları ve kültür dünyasından isimleri bir araya getirdi. Açılış konuşmalarını Almanya’nın İstanbul Başkonsolosu Dr. Regine Grienberger, Goethe-Institut İstanbul Müdürü Mani Pournaghi Azar ve Türk-Alman Kültür İşleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Canan Şenöz Ayata yaptı. Konuşmacılar, iki ülkenin 70 yıllık kültürel ortaklığının sadece bir diplomatik ilişki değil, aynı zamanda karşılıklı öğrenmenin, dönüşümün ve ortak değerlerin bir göstergesi olduğuna vurgu yaptı. Programın ilk bölümünde iki önemli akademisyen söz aldı. Prof. Dr. Nilüfer Tapan, “Sınırların Ötesinde Köprüler: 70 Yıllık Yaşayan Kültürel Ortaklık” başlıklı konuşmasında Türk-Alman ilişkilerinin tarihsel arka planını ele alarak kültürel etkileşimin toplumlar üzerindeki etkilerini değerlendirdi. Ardından Prof. Dr. Neşe Onural, “Eğitim Bir Köprüdür: Türk-Alman Ortak Yaşam Yolu” sunumunda eğitim kurumları arasındaki iş birlikleri ve ortak projelerin Türkiye’deki gençler için taşıdığı fırsatları anlattı. Etkinlik, İstanbul’daki Alman okullarının katkılarıyla hazırlanan Türk-Alman karşılaşmalarını merkeze alan kısa video gösterimleriyle devam etti. Gösterimler, iki kültürün tarih boyunca kesiştiği alanlara dair güncel ve toplumsal bir perspektif sundu. Gecenin müzik programında piyanist Dr. İclal Cankorel, Schubert, Mendelssohn ve Brahms’ın eserlerinden oluşan seçkisiyle kültür odaklı gecenin sanatsal boyutunu güçlendirdi. Sanatçı, klasik müzik repertuvarından seçtiği eserlerle salonu etkileyici bir atmosferle doldurdu. Yaklaşık üç saat süren kutlama, davetlilerin bir araya gelerek eğitim ve kültürel iş birliklerine dair fikir alışverişinde bulunduğu kokteyl resepsiyonu ile sona erdi. Türk-Alman Kültür İşleri Derneği yetkilileri, 70 yıllık çalışmalarını geleceğe taşıyacak yeni kültür ve eğitim projeleri üzerinde çalışmaya devam edeceğini belirtti.

Giorgio Marrapodi’ye Yeditepe Üniversitesi’nden Fahri Doktora Haber

Giorgio Marrapodi’ye Yeditepe Üniversitesi’nden Fahri Doktora

Yeditepe Üniversitesi’nde düzenlenen törene Yeditepe Üniversitesi Kurucu ve Onursal Başkanı Bedrettin Dalan, Mütevelli Heyeti Başkanı Yusuf Akgün, Yeditepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Durman, rektör yardımcıları, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. “Uzun Yıllara Dayanan Dostluğun ve Giderek Güçlenen İş Birliğinin Göstergesi” Törende konuşan Büyükelçi Giorgio Marrapodi, “Yükseköğretime, entelektüel mükemmeliyete, yeniliğe ve küresel etkileşime olan bağlılığı yalnızca Türkiye’de değil, uluslararası alanda da takdir gören böylesine seçkin bir üniversiteyle anılmak benim için büyük bir onurdur” dedi. “Bu fahri unvan yalnızca kişisel bir takdir değil, aynı zamanda İtalya ile Türkiye arasında uzun yıllara dayanan dostluğun ve giderek güçlenen iş birliğinin bir göstergesidir” ifadelerini kullanan Marrapodi, “İki ülke; derin tarihsel bağlara, zengin kültürel etkileşime ve güçlü ekonomik ve bilimsel ortaklıklara sahiptir. Bugünkü bu onur, zorlu zamanlardan geçtiğimiz bu dönemde dahi, diplomasiye, karşılıklı anlayışa ve barış ile sürdürülebilir kalkınma için iş birliğine olan ortak inancımızı pekiştirmektedir” diye konuştu. Her iki ülkenin de coğrafi, siyasi ve kültürel konumları itibarıyla yapıcı bir etki yaratma potansiyeline sahip olduğuna işaret eden Marrapodi, sözlerini şöyle sürdürdü: “İtalya, insanları ayrıştıran değil bir araya getiren çözümleri savunmaktadır. Bizim inancımıza göre barış yalnızca çatışmanın yokluğu değil, adaletin, onurun ve fırsat eşitliğinin varlığıdır. Türkiye ise kıtaları ve kültürleri birbirine bağlayan eşsiz konumuyla ve Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ sözünde ifadesini bulan anlayışıyla aynı değerleri paylaşmaktadır. Türkiye’nin bugün de bu prensipleri sürdürdüğüne, arabuluculuk kapasitesiyle, diyaloğu kolaylaştırma gücüyle ve insani diplomasi alanındaki başarısıyla defalarca tanık olduk.” “Siz Bu Ailenin Bir Ferdisiniz” Yeditepe Üniversitesi Kurucu ve Onursal Başkanı Bedrettin Dalan da, Marrapodi’ye hitaben “Benim sevgili kardeşim, arkadaşım” diyerek üniversiteye başladıkları ilk günden itibaren çok yakın iki dost olduklarını ifade etti. Dalan, “Georgio bir devlet adamı olmanın ötesinde gerçekten iyi bir insan. Gerçekten iyi insan olmak büyükelçi olmaktan çok daha zordur” dedi. Marrapodi’nin Birleşmiş Milletlerde (BM) göre alacağını anımsatan Dalan, Marrapodi’ye yeni görevinde başarılar dileyerek “Türkiye’den ayrılırken zannetmeyin ki biz sizi unutacağız, ama siz de bizi unutmayacaksınız. Çünkü siz bu ailenin bir ferdisiniz” ifadelerini kullandı. Yeditepe Üniversitesi’nin İtalya üniversiteleriyle olan iş birliklerinin çok fazla olduğunu kaydeden Bedrettin Dalan, bu iş birliklerinin güçlenerek artacağı vurgusunu yaptı. “İki Ülke Arasındaki İlişkilerin Güçlendirilmesinde Örnek Bir Liderlik Sergiledi” Yeditepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Durman da, “Bugün burada yalnızca bir büyükelçiyi onurlandırmak için değil, aynı zamanda Türkiye–İtalya ilişkilerinin her boyutuna yeni bir bakış açısı, yeni bir enerji ve kalıcı bir derinlik kazandırmış seçkin bir ismi takdir etmek için bulunuyoruz” dedi. Marrapodi’nin göreve geldiği Ocak 2022’den bu yana iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesinde örnek bir liderlik sergilediğini vurgulayan Prof. Dr. Durman, “Giorgio Marrapodi, Türkiye–İtalya ilişkilerinin son yıllardaki en etkin ve belirleyici diplomatlarından birdir. Görev süresinde iki ülke arasındaki ticaret hacmi 32 milyar USD’yi aşmış, savunma, havacılık ve uzay alanlarında stratejik anlaşmalar imzalanmış ve kültürel diplomasi alanında iki ülkenin görünürlüğünü güçlendiren birçok öncü proje hayata geçirilmiştir” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Mehmet Durman, “Diplomasiye, bilime, topluma ve uluslararası iş birliğine üstün hizmetleri nedeniyle ve İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nin önerisi üzerine Yeditepe Üniversitesi Senatosu’nun oy birliğiyle aldığı kararla Sayın Giorgio Marrapodi’ye kurumumuzun en yüksek payesi olan ve üniversitemiz tarihinde çok az kişiye verilen Fahri Doktora unvanı tevcih edilmiştir” diye konuştu.

5. İstanbul Uluslararası Coğrafi İşaretler Zirvesi, Gastronometro'da gerçekleştirildi Haber

5. İstanbul Uluslararası Coğrafi İşaretler Zirvesi, Gastronometro'da gerçekleştirildi

Türk mutfak kültürünün sürdürülebilirliğini sağlamak ve yerel ürünlerin değerini geleceğe taşımak misyonuyla çalışmalarını yürüten Metro Türkiye, bu kapsamda destek verdiği Coğrafi İşaret ekosistemini her yıl olduğu gibi bu yıl da geniş bir paydaş buluşmasına taşıdı. 5. İstanbul Uluslararası Coğrafi İşaretler Zirvesi, “Ürün, Yöre, İnsan: Değerin Döngüsü” ana temasıyla Gastronometro’da düzenlenerek kamu temsilcileri, ulusal ve uluslararası uzmanlar, üreticiler, kooperatifler, akademisyenler ve sektör profesyonellerini bir araya getirdi. Zirvenin açılış konuşmalarını Metro Türkiye CEO’su David Antunes, Avrupa Komisyonu Tarım ve Kırsal Kalkınma Genel Müdürlüğü Coğrafi İşaretler Bölümü Başkanı João Onofre, Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Muhammed Zeki Durak, TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İstanbul Ticaret Borsası Başkanı Ali Kopuz, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı M. Kasım Gönüllü ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin gerçekleştirdi. “Tabağa Taşınan Coğrafya”, “Mirasın Ruhu Coğrafi İşaretler”, “Bir Tabağın Ulaştığı Dünya: Mutfak Mirasından İhracata” ve “Lezzetin Kimliği: Coğrafi İşaretle Gelen Hikâye” başlıklı panellerde; Türkiye’nin farklı bölgelerinden kooperatif temsilcileri, şefler, gastronomi yazarları ve akademisyenler Coğrafi İşaretlerin kültürel, ekonomik ve sektörel etkilerini değerlendirdi. Metro Türkiye tarafından yürütülen “Coğrafi İşaretlerin Etki Alanı Araştırması”nın bulguları ise Metro Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Hamit Baykal ve FutureBright Group Kurucu Ortağı Akan Abdula tarafından masaya yatırıldı. Zirve kapsamında Gastronometro şefleri tarafından hazırlanan Coğrafi İşaret tescilli ürün menüsü ise katılımcılara tadı damaklarda kalacak bir deneyim yaşattı. Antunes: Misyonumuz, yerli ürünü, yerel üretici korumak Coğrafi İşaret tescilli ürünlerin ürüne, yöreye ve insana kattığı değeri ele alan zirvenin, 10. Yılını kutlayan Gastronometro’da düzenlenmesinin çok anlamlı olduğuna dikkat çekerek söze başlayan Metro Türkiye CEO'su David Antunes, “Faaliyete başladığı 1990 yılından bu yana Metro Türkiye’nin misyonu; yerli ürünü, yerel üreticiyi ve Türk mutfağının zenginliğini desteklemek. 2012 yılında başlattığımız 'Coğrafi İşaretli Ürünler Projesi' ile bu konuyu daha önce hiç olmadığı kadar ulusal gündeme taşıdık. O zamandan beri gelenek ile gelecek arasında bir ortak ve köprü olduk. Ekiplerimiz ülke çapında gerçekleştirdikleri seyahatlerle üreticilerle bir araya geliyor, onların gerçeklerini dinliyor ve kalite standartlarından Coğrafi İşaret tesciline ve yeni pazarlara ulaşmaya kadar gelişimlerine yardımcı oluyor. Bugün 800'den fazla üretici ve kuruluşla çalışarak dolaylı olarak yaklaşık 100.000 çiftçiye ulaşıyoruz. Mevsime bağlı olarak mağazalarımızda yaklaşık 750 Coğrafi İşaret ve aday ürünü sunuyoruz. En yakın iş ortağı olduğumuz yeme içme sektörüne ışık tutuyoruz. Sektör kadar kamuoyunun da bu ürünlere sahip çıkmasını çok önemsiyoruz. Coğrafi İşaretler Zirvesi ise işte tam da bu rolü üstleniyor" dedi. Yenice Ihlamur Balı AB’den Tescil Aldı, Sayı 43’e Ulaştı Avrupa Komisyonu Tarım ve Kırsal Kalkınma Genel Müdürlüğü Coğrafi İşaretler Bölümü Başkanı João Onofre, Türkiye ile Avrupa Birliği’ni birbirine bağlayan Coğrafi İşaret tescilli ürünlere yeni bir ürünün daha AB tarafından tescillenerek eklendiğini ilk kez zirvede açıkladı. Onofre, “Coğrafi işaretler, tat ve mekân aracılığıyla anlatılan hikâyelerdir. Hafıza, kimlik ve anlam taşırlar. Toplulukları, yalnızca yıllar değil, çoğu zaman yüzyıllar boyunca ürettikleri, korudukları ve aktardıklarıyla birbirine bağlarlar. İstanbul şehri gibi Coğrafi İşaret tescilli ürünler de birer köprü olup üreticileri tüketicilere bağlıyorlar. Birkaç gün önce Avrupa Birliği tescili alan İpsala Pirinci ve Bursa Kestane Şekeri’nin ardından bugün Yenice Ihlamur Balı’nın da tescile kavuştuğunu açıklamaktan mutluluk duyuyorum. Böylece Avrupa Birliği'nde korunan Türkiye menşeli Coğrafi İşaret tescilli ürün sayısı 43’e ulaştı. Bunun çok daha fazlası ise tescil aşamasında.” dedi. Tüketicilerin %34’ü Cİ tescilli ürün tercih ediyor Zirvede Metro Türkiye ve TURYID iş birliği ile FutureBright tarafından gerçekleştirilen "Coğrafi İşaretlerin Etki Alanı Araştırması"nın sonuçları da katılımcılarla paylaşıldı. Araştırma sonuçlarına göre Coğrafi İşaret tescilli ürünlerin ne olduğunu katılımcıların %72’sinin bildiği ve %34’ünün tercih ettiği sonucu çıkarken, araştırmada dikkat çeken en önemli kavram 'güven' oldu. Bu kavram bir yandan ürüne atfedilen 'değer', 'mükemmellik' ve 'mirası'ı tanımlarken diğer yandan özellikle yanlış etiket uygulamaları nedeniyle duyulan endişeleri ve ürüne ulaşılan kanala olan güveni gösteriyor. Araştırma sunumunda coğrafi işaretlerin gençleri köylerinde tutma potansiyelinin çok yüksek olduğu, tüketicilerin menülerde ürünlerin hikayesini dinlemeyi talep ettiği, üreticinin sesini duyurmasında desteğin şart olduğu gibi değerli veriler paylaşıldı.

KIRCAALİSİAD, Resmen Kamuoyuna Duyuruldu Haber

KIRCAALİSİAD, Resmen Kamuoyuna Duyuruldu

Türkiye ve Bursa'da faaliyet gösteren Bulgaristan kökenli iş dünyasının temsilcileri, iki ülke arasında yeni bir köprü kurmak amacıyla bir araya geldi. Bulgaristanlı Yönetici, Sanayici ve İş İnsanları Derneği (KIRCAALİSİAD), Hilton Bursa Convention Center & Spa ev sahipliğinde düzenlenen basın lansman toplantısıyla resmen kamuoyuna duyuruldu. Toplantının açılış konuşmasını yapan KIRCAALİSİAD Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Osman Güler, derneğin kuruluş hikayesini ve hedeflerini paylaştı. Güler, "Bulgaristan'dan göç edenlerin sayısı son 23 yılda 3 milyonu aşmıştır. 700 bin ile Türkiye burada birinci sırada yer almaktadır. Bursa, dünyada en fazla Bulgaristan vatandaşının yaşadığı ikinci şehirdir. Böyle büyük bir iş dünyasını temsil edecek bir oluşum bulunmuyordu. İşte KIRCAALİSİAD bu ihtiyaçtan doğdu" dedi. Neden KIRCAALİSİAD? Derneğin isminin anlamına dikkat çeken Güler, "Bu süreç aslında yaklaşık beş yıl öncelerine dayalı. Ama bu yıl bir grup arkadaşlarımız ile ocak ayından bu yana çalışmalar yaptık, yaklaşık her ay farklı gruplarla toplanarak yön ve yol haritası çizdik. Önce sadece Kırcaali bölgesinden iş insanlarımızı bir araya getirmeyi düşündük ama Bulgaristan’ın diğer bölgelerden göç etmiş arkadaşların talepleri doğrultusunda, tüm Bulgaristan’daki ama sadece Bulgaristan’dan olan yönetici ve iş insanlarını kapsayacak bir platform olmasına karar verdik. KIRCAALİSİAD ismine gelince, buraya BULSİAD ismi olabilirdi ama bir çekincemiz vardı. Bizim Bulgaristan kökenli insanlarımızın bir hassasiyeti vardır. Bulgar kelimesi bizim kırmızı çizgimiz. “Bul” kelimesini bilinçli veya bilinçsiz Bulgar iş insanları olarak okumalarından kaçınmak amacı ile Bulgaristan’da Türk ismi ile kalan tek şehir Kırcaali ismi ile kurmaya karar verdik. İşte KIRCAALİSİAD, geçmişten bugüne taşıdığımız kültürel bağlarımızı ekonomik, sosyal ve ticari bir sinerjiye dönüştürmek, Türkiye ve Bulgaristan arasındaki ekonomik ve ticari yaşama değer katmak ve Bulgaristan kökenli yönetici, iş insanlarını ve akademisyenleri aynı çatı altında buluşturma hedefiyle yola çıktık" açıklamasını yaptı. İki ülke ticaretine 100 yıllık katkı Konuşmasında Türkiye-Bulgaristan ekonomik ilişkilerine de değinen Güler, "Türkiye'nin komşuları arasında yaptığı ilk ticaret anlaşması Bulgaristan ile yapılmış olup, 1924 yılına dayanmaktadır. 2024 yılında 5.151.000.000 $ ihracat ve 2.664.000.000 $ ithalat gerçekleşmiştir. Bulgaristan, Türk yatırımcılar için Avrupa Birliği pazarına açılan stratejik bir kapı konumundadır" bilgisini paylaştı. Güler, derneğin 68 kurucu üye ile kurulduğunu, kısa sürede üye sayısının 128'e ulaştığını belirterek, "Derneğimiz; Bulgaristan kökenli olup, Türkiye ve Bulgaristan'da iş dünyasında faaliyet gösteren, kendi alanlarında başarılara imza atmış sanayiciler, yöneticiler, akademisyenler, girişimciler ve kanaat önderlerinden oluşmaktadır" ifadelerini kullandı. Stratejik hedefler aktarıldı KIRCAALİSİAD'ın önümüzdeki dönem hedeflerini açıklayan Güler, “Kırcaali Valiliği, Bulgaristan Parlamentosu Türk milletvekilleri, Bulgaristan Türkiye Büyükelçiliği ile temaslarda bulunmak, Bulgaristan iş gezisi ve iş forumu düzenlemek, kardeş şehir ilişkileri kapsamında ortak çalışmalar yapmak, sürdürülebilir kalkınmaya yönelik projeler üretmek, gençlerimizin ve kadın girişimcilerimizin iş dünyasına aktif katılımını desteklemek, bilgi paylaşım platformları oluşturmak, sektörel çalışma grupları oluşturmak, başarı hikayeleri ve deneyim paylaşım söyleşileri düzenlemek, ortak yatırım ve iş birliği fırsatları geliştirmek” dedi. "Bir aile, bir dayanışma platformu olacağız" Kapanış konuşmasında derneğin vizyonunu özetleyen Güler, "KIRCAALİSİAD; sadece bir dernek değil, aynı zamanda bir aile, bir dayanışma platformu ve ortak geleceğimizi inşa edeceğimiz güçlü bir yuva olacaktır. Birbirine güvenen, kapısını birbirine açan, zorlukları birlikte aşan ve fırsatları birlikte değerlendiren büyük bir iş ailesiyiz" dedi. Güçlü yönetim kurulu Öte yandan, derneğin 17 kişilik Yönetim Kurulu'nda şu isimler yer alıyor: Osman Güler (Başkan), Ali Mutlu, Süleyman İnan, Ayhan Işık, Ferdi Yılmaz, Mümin Pekcan, Remzi Cinoğlu, Sabriye Şen, Şirin Rodoplu Şimşek, Mümin Kırcalı, Ali Sayın, Mümin Dönmez, Mert Tiryaki, Metin Edirneli, Şenay Sarmasoğlu Kılıkçıer, Remzi Abdioğlu, Beyhan Molla. Basın toplantısı, yönetim kurulu üyelerinin tanıtımı ve soru-cevap bölümüyle sona erdi.

Süt Sektörü Ulusal Süt Zirvesi’nde Buluşuyor Haber

Süt Sektörü Ulusal Süt Zirvesi’nde Buluşuyor

2009 yılından bu yana faaliyetlerini sürdüren Ulusal Süt Konseyi (USK), bu yıl düzenleyeceği Ulusal Süt Zirvesi ile sektörde yepyeni bir dönemin başlangıcına imza atacak. Üç gün boyunca sürecek zirvede, süt üreticilerinden sanayicilere, yem ve perakende sektöründen, kamu temsilcileri ve sektör tedarikçilerine kadar süt sektörünün tüm paydaşları bir araya gelecek. “Yerel Güç, Küresel Vizyon” temasıyla gerçekleştirilecek Zirve, Türkiye süt endüstrisinin geleceğine yön verecek kapsamlı bir programla, sektörün tüm bileşenlerini aynı çatı altında buluşturacak. Ulusal Süt Konseyi Sektörün Geleceğine Yön Veriyor Ulusal Süt Zirvesi; bilgi paylaşımı, yeni iş birlikleri ve uluslararası bağlantılarla, Türkiye’yi süt ürünleri ihracatında bölgesel bir merkez haline getirme hedefinde önemli bir adım olacağını belirten Ulusal Süt Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Hamit Can; “Zirve programı kapsamında alanında uzman akademisyenler, kamu temsilcileri ve sektörün öncü markalarının yöneticileri üç gün boyunca aynı sahneyi paylaşacak. Süt değer zincirinden regülasyon ve kalite süreçlerine, markalaşmadan küresel rekabete kadar birçok başlık, sektörün deneyimli isimleri tarafından ele alınacak. Katılımcılar, paneller, interaktif oturumlar ve özel forumlarla hem bilgi paylaşımında bulunacak hem de sektörde yeni iş birliği fırsatlarını değerlendirme imkânı bulacak.” dedi. “Süt Sektörünün Geleceğini Ortak Akılla Şekillendiriyoruz” Süt, ülkemizin tarımsal üretim gücünün ve kırsal kalkınmanın en önemli dinamiklerinden biri olduğunu belirten Can; “Bu anlayışla, sektörün tüm paydaşlarını ortak hedefler doğrultusunda buluşturuyoruz. Ulusal Süt Konseyi olarak 2009 yılından bu yana, sektörün sürdürülebilir büyümesi, üretici refahının artırılması ve tüketiciye güvenli, kaliteli süt ürünleri ulaştırılması adına çok yönlü çalışmalar yürütüyoruz. Bugün geldiğimiz noktada Türkiye, süt üretiminde istikrarlı büyümesini sürdürürken, ihracatta da bölgesinin önemli bir aktörü olmasını hedefliyoruz. Ulusal Süt Zirvesi’ni bu potansiyeli daha ileri taşımak, sektörün tüm paydaşlarını aynı hedef doğrultusunda bir araya getirmek için düzenliyoruz. Etkinlik süresince geleceğin üretim teknolojilerinden ticaret politikalarına, markalaşmadan sürdürülebilirliğe kadar geniş bir yelpazede konular ele alınacak. Sektörün gündeminde dijital dönüşüm, verimlilik, çevreye duyarlı üretim, kadın üreticilerin sektördeki rolü, hayvan refahı, iklim değişikliğinin etkileri ve yeni nesil beslenme trendleri yer alacak. Biz bu zirveyi yalnızca bir buluşma noktası olarak değil, aynı zamanda sektörümüzün geleceğini şekillendirecek bir vizyon platformu olarak görüyoruz. Ulusal Süt Zirvesi’nde kurulacak iş birlikleri ve ortaya çıkacak fikirlerin, Türkiye’yi süt ve süt ürünleri ihracatında bölgesel bir merkez haline getirme hedefimize güçlü bir ivme kazandıracağına inanıyoruz.” açıklamalarında bulundu. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

4. Ulusal Jeopark Forumu Manisa’da Toplanıyor Haber

4. Ulusal Jeopark Forumu Manisa’da Toplanıyor

Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşecek 4. Ulusal Jeopark Forumu’nun önemine dikkat çeken Başkan Besim Dutlulu, “Bu forumun ve eğitim programının, jeopark vizyonumuzu daha da güçlendireceğine inanıyoruz” dedi. Türkiye’nin jeopark alanındaki en önemli buluşmalarından biri olan 4. Ulusal Jeopark Forumu ve Jeopark Yönetimi Eğitimi, 20–22 Kasım tarihlerinde Manisa Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenecek. Salihli MABEM Gençlik Merkezi’nde düzenlenecek etkinlik kapsamında ayrıca Küresel Kula-Salihli UNESCO Jeoparkı’na yönelik teknik bir gezi de gerçekleştirilecek. Program süresince, jeoparkların hedefleri, idari yapılanmaları, altyapı süreçleri ve başvuru dosyalarının hazırlanmasına yönelik kapsamlı eğitimler verilecek. Forum bölümünde ise ulusal ve uluslararası jeopark gelişmeleri masaya yatırılacak, çeşitli kurum ve uzmanlar tarafından jeopark projeleri sunulacak. Başkan Dutlulu, “Jeoparkımızı eğitim ve bilimle geleceğe taşıyoruz” Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Besim Dutlulu, etkinliğin önemine dikkat çekerek şu değerlendirmeyi yaptı: “Kula-Salihli UNESCO Global Jeoparkı, yalnızca Manisa’nın değil Türkiye’nin dünya mirasına açılan kapısıdır. Bu forumun ve eğitim programının, jeopark vizyonumuzu daha da güçlendireceğine inanıyoruz. Jeoparkımızı bilimle eğitimle ve sürdürülebilirlik anlayışıyla geleceğe taşıyoruz.” Manisa Büyükşehir Belediyesinin destekleriyle gerçekleşecek etkinlik, jeopark alanında çalışan uzmanlar, akademisyenler, yerel yönetimler ve ilgili kurumları bir araya getirerek Türkiye’de jeopark bilincinin gelişmesine katkı sağlayacak.

İTÜ’de 4. Uluslararası Cami Mimarisi Konferansı Başladı Haber

İTÜ’de 4. Uluslararası Cami Mimarisi Konferansı Başladı

Bu yıl “Cami Mimarisini Yeniden Düşünmek” temasıyla gerçekleştirilen konferans, 4–6 Kasım tarihleri arasında İTÜ Taşkışla Yerleşkesi’nde üç gün boyunca devam edecek. Açılışta Protokol Yoğundu Konferansın açılış töreni bugün İTÜ Taşkışla Kampüsü’nde gerçekleştirildi. Törene T.C. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam, İstanbul Müftüsü Doç. Dr. Emrullah Tuncel, İTÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Mandal, İTÜ Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Küçükmehmetoğlu ve Abdullatif Al Fozan Cami Mimarisi Ödülü Genel Sekreteri Prof. Mashary A. Alnaim katıldı. Bu yılki konferansa çeşitli ülkelerden 317 bilimsel bildiri gönderildi; 55 uzmandan oluşan bilim kurulu tarafından yapılan değerlendirmeler sonucunda 84 bildiri sunum için seçildi. Cami Mimarisinin Geleceği İTÜ’de Tartışılıyor Üç gün sürecek konferans boyunca, dünyanın farklı ülkelerinden gelen mimarlar, akademisyenler ve şehir plancıları; modern cami mimarisinin çağdaş şehirlerdeki rolü, kültürel sürdürülebilirlik, malzeme ve form dili, manevi mekânların kent dokusundaki işlevi gibi konularda kapsamlı sunumlar ve paneller düzenleyecek. Konferans kapsamında yapılan açılış konuşmasında, Abdullatif Al Fozan Cami Mimarisi Ödülü Genel Sekreteri Prof. Mashary A. Alnaim, cami mimarisinin çağdaş dünyada karşılaştığı dönüşüme dikkat çekerek şunları söyledi: “Yıllar geçtikçe dünya genelinde çok sayıda caminin yükselişine tanık olduk ve bu, İslam mimarisinin küresel görünümüne büyük katkı sağladı. Ancak şehirlerin hızla büyümesi ve modern yaşamın karmaşıklığı nedeniyle cami mimarisi önemli zorluklarla karşı karşıya kaldı. Camiler, şehirlerimizin ayrılmaz bir parçasıdır ve hem kimlik hem de manevi bağ sağlar. Yaklaşımımız estetiğin ötesine uzanıyor; cami mimarisini şekillendiren kentsel dinamikleri ve caminin çevresiyle olan ilişkisini yeniden düşünmek büyük önem taşıyor.” Cami Mimarisinde Yenilik ve Gelenek Buluşuyor 2011 yılında kurulan Abdullatif Al Fozan Cami Mimarisi Ödülü, geleneksel cami mimarisinin ruhunu onurlandırırken çağdaş mimari yaklaşımları teşvik etmeyi amaçlıyor. Üç yılda bir verilen bu prestijli ödül, yenilikçi, estetik ve manevi değeri yüksek cami projelerini ödüllendiriyor. Her dönemin sonunda yayımlanan iki dilli (Arapça–İngilizce) özel kitap, kısa listeye giren ve ödül alan camilerin eleştirel mimari analizlerini içeriyor. Bilimsel komitesi mimarların yanı sıra İslam hukuku, sosyoloji, antropoloji, felsefe, dinler tarihi ve yapı mühendisliği gibi farklı alanlardan uzmanları da kapsayan konferans, cami mimarisinin geleceğine yön verecek uluslararası bir platform sunuyor.

Süt Sektörü Ulusal Süt Zirvesi’nde Buluşuyor  Haber

Süt Sektörü Ulusal Süt Zirvesi’nde Buluşuyor 

Yıl sonu itibariyle toplam ihracatın 550 milyon doların üzerine çıkması bekleniyor. Bu tabloyu daha ileri taşımak hedefiyle, Ulusal Süt Konseyi (USK) tarafından düzenlenecek olan Ulusal Süt Zirvesi, bu yıl 20–23 Kasım 2025 tarihleri arasında Antalya Susesi Luxury Resort’ta gerçekleştirilecek. T.C. Tarım ve Orman Bakanı Sn. İbrahim Yumaklı, T.C. Ticaret Bakan Yardımcısı Sn. Volkan Ağar’ın açılış konuşmalarıyla başlayacak olan zirvede sektörün geleceği, üretim teknolojilerinden ticaret politikalarına, markalaşmadan sürdürülebilirliğe uzanan geniş bir perspektifle değerlendirilecek. 2009 yılından bu yana faaliyetlerini sürdüren Ulusal Süt Konseyi (USK), bu yıl düzenleyeceği Ulusal Süt Zirvesi ile sektörde yepyeni bir dönemin başlangıcına imza atacak. Üç gün boyunca sürecek zirvede, süt üreticilerinden sanayicilere, yem ve perakende sektöründen, kamu temsilcileri ve sektör tedarikçilerine kadar süt sektörünün tüm paydaşları bir araya gelecek. “Yerel Güç, Küresel Vizyon” temasıyla gerçekleştirilecek Zirve, Türkiye süt endüstrisinin geleceğine yön verecek kapsamlı bir programla, sektörün tüm bileşenlerini aynı çatı altında buluşturacak. Ulusal Süt Konseyi Sektörün Geleceğine Yön Veriyor Ulusal Süt Zirvesi; bilgi paylaşımı, yeni iş birlikleri ve uluslararası bağlantılarla, Türkiye’yi süt ürünleri ihracatında bölgesel bir merkez haline getirme hedefinde önemli bir adım olacağını belirten Ulusal Süt Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Hamit Can; “Zirve programı kapsamında alanında uzman akademisyenler, kamu temsilcileri ve sektörün öncü markalarının yöneticileri üç gün boyunca aynı sahneyi paylaşacak. Süt değer zincirinden regülasyon ve kalite süreçlerine, markalaşmadan küresel rekabete kadar birçok başlık, sektörün deneyimli isimleri tarafından ele alınacak. Katılımcılar, paneller, interaktif oturumlar ve özel forumlarla hem bilgi paylaşımında bulunacak hem de sektörde yeni iş birliği fırsatlarını değerlendirme imkânı bulacak.” dedi. “Süt Sektörünün Geleceğini Ortak Akılla Şekillendiriyoruz” Süt, ülkemizin tarımsal üretim gücünün ve kırsal kalkınmanın en önemli dinamiklerinden biri olduğunu belirten Can; “Bu anlayışla, sektörün tüm paydaşlarını ortak hedefler doğrultusunda buluşturuyoruz. Ulusal Süt Konseyi olarak 2009 yılından bu yana, sektörün sürdürülebilir büyümesi, üretici refahının artırılması ve tüketiciye güvenli, kaliteli süt ürünleri ulaştırılması adına çok yönlü çalışmalar yürütüyoruz. Bugün geldiğimiz noktada Türkiye, süt üretiminde istikrarlı büyümesini sürdürürken, ihracatta da bölgesinin önemli bir aktörü olmasını hedefliyoruz. Ulusal Süt Zirvesi’ni bu potansiyeli daha ileri taşımak, sektörün tüm paydaşlarını aynı hedef doğrultusunda bir araya getirmek için düzenliyoruz. Etkinlik süresince geleceğin üretim teknolojilerinden ticaret politikalarına, markalaşmadan sürdürülebilirliğe kadar geniş bir yelpazede konular ele alınacak. Sektörün gündeminde dijital dönüşüm, verimlilik, çevreye duyarlı üretim, kadın üreticilerin sektördeki rolü, hayvan refahı, iklim değişikliğinin etkileri ve yeni nesil beslenme trendleri yer alacak. Biz bu zirveyi yalnızca bir buluşma noktası olarak değil, aynı zamanda sektörümüzün geleceğini şekillendirecek bir vizyon platformu olarak görüyoruz. Ulusal Süt Zirvesi’nde kurulacak iş birlikleri ve ortaya çıkacak fikirlerin, Türkiye’yi süt ve süt ürünleri ihracatında bölgesel bir merkez haline getirme hedefimize güçlü bir ivme kazandıracağına inanıyoruz.” açıklamalarında bulundu. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

TÜSİAD Yönetim Kurulu New York ve Boston'da Temaslarda Bulundu Haber

TÜSİAD Yönetim Kurulu New York ve Boston'da Temaslarda Bulundu

Heyet; yatırım bankaları, özel sermaye yatırımcıları ve teknoloji şirketlerini ziyaret ederek yatırım ortamı ve teknoloji trendleri konusunda fikir alışverişinde bulundu. Heyet ziyaret kapsamında T.C. New York Başkonsolosu Büyükelçi Muhittin Ahmet Yazal ile görüştü. TÜSİAD New York Ağı Resepsiyonu, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, Yönetim Kurulu üyeleri ve TÜSİAD New York Ağı üyelerinin katılımıyla gerçekleşti. Etkinlikte, TÜSİAD New York Ağı'nın oluşturduğu güçlü topluluğun, Türkiye ve ABD arasında diyalog, iş birliği ve yenilik köprüleri kurmadaki rolü vurgulandı. Ziyaret kapsamında New York'ta düzenlenen panelde, yapay zekâ teknolojileri geliştiren şirketlerin kurucu ve yöneticileri büyüme yolculuklarını paylaştı. Trio Mobil CEO'su Nevzat Ataklı, Insider Ortağı ve Başkan Yardımcısı Suad Özgün ve Eva CEO'su Murat Önen, yapay zekanın iş modelleri üzerindeki etkilerini ve girişimcilik ekosistemine getirdiği fırsatları tartıştı. Etkinlikte TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ve TÜSİAD New York Ağı Başkanı Müjdat Altay açılış konuşması yaptı. Orhan Turan, konuşmasında, “Rekabette geride kalmamak, yerimizde saymamak için en çok ihtiyaç duyduğumuz kaynaklardan biri dünyaya yayılmış olan gençlerimiz, girişimcilerimiz ve profesyonellerimizin enerjisi, yaratıcılığı ve tutkusudur. Türkiye'nin küresel entegrasyonunun ve rekabetçiliğinin artmasına katkı sağlamak amacıyla ‘küresel ilişkiler', çalışmalarımızda önemli bir yer tutuyor. ABD, Avrupa, Körfez Bölgesi ve Çin'de yer alan ağlarımızla yeni teknolojiler ve girişimcilik odağında kapsamlı çalışmalar yürütüyoruz. TÜSİAD New York Ağı bu çalışmalarda çok önemli bir konumda yer alıyor,” diye konuştu. TÜSİAD New York Ağı Başkanı Müjdat Altay ise konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Son bir yıldır TÜSİAD New York Ağı, yapay zeka, sürdürülebilir liderlik, girişim sermayesi, eğitim, sanat ve yatırım gibi alanları kapsayan paneller, yuvarlak masa toplantıları ve ufuk açıcı tartışmalara ev sahipliği yaptı. Bu girişimlerin her biri, yalnızca diyaloğumuzu derinleştirmekle kalmadı; aynı zamanda Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasında inşa ettiğimiz köprüyü de güçlendirdi. İleriye baktığımızda, misyonumuz net: Atlantik'in her iki yakasında da değer yaratan yenilik, iş birliği ve diyaloğu teşvik etmeye devam etmek. Burada yaptığımız çalışmalar, iki ülke arasındaki ekonomik, kültürel ve entelektüel bağları güçlendiren daha büyük bir amaca hizmet ediyor.” TÜSİAD heyeti Boston'da ise Türk akademisyenler ve Türk öğrenciler ile bir araya geldi. Harvard Üniversitesi, Dartmouth ve Boston College'da görevli akademisyenlerle düzenlenen yuvarlak masa toplantısında farklı akademik disiplinlerde yapay zekâ uygulamaları ele alındı. Toplantıya Dr. Güven Güzeldere, Dr. Can Erbil, Dr. Mehmet Dokucu, Dr. Edip Gürol katıldı. TÜSİAD heyeti ayrıca Harvard Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil ile bir araya geldi. Hotamışlıgil Laboratuvarı'nı da ziyaret eden heyet son bilimsel araştırmalar hakkında bilgi aldı. TÜSİAD heyetinde TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, Yönetim Kurulu Üyesi ve Küresel Ekonomik İlişkiler Yuvarlak Masası Başkanı Çağatay Özdoğru, Yönetim Kurulu Üyesi ve Dijital Türkiye Yuvarlak Masası Başkanı Perihan İnci, Yönetim Kurulu Üyesi ve Enerji, Çevre ve İklim Değişikliği Yuvarlak Masası Başkanı Azmi Gümüşoğlu, Yönetim Kurulu Yedek Üyesi ve Küresel Ekonomik İlişkiler Yuvarlak Masası Başkan Yardımcısı Meltem Akol, TÜSİAD New York Ağı Başkanı Müjdat Altay, TÜSİAD Washington Temsilcisi Barış Ornarlı ve TÜSİAD Araştırma Asistanı İpek Harris yer aldı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.