Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Ar-Ge

Kapsül Haber Ajansı - Ar-Ge haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ar-Ge haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Türkiye’nin İlk Hızlı Tren Fabrikası Yükseliyor Haber

Türkiye’nin İlk Hızlı Tren Fabrikası Yükseliyor

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye Raylı Sistem Araçları AŞ (TÜRASAŞ) Sakarya Bölge Müdürlüğü’nde kurulacak olan Milli Elektrikli Hızlı Tren Seti İmalat ve Test Fabrikası hakkında açıklamada bulundu. 15 Bin Metrekarelik Alana Kurulacak Sakarya’da kurulacak olan yeni tren fabrikasının yaklaşık olarak 15 bin metrekare büyüklükte geniş bir alanda kurulacağının bilgisini veren Bakan Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi “Sakarya’da hayata geçireceğimiz bu proje ile ülkemize yeni bir üretim merkezi kazandıracağız. Bu yeni tesisimizde 225 kilometre hıza sahip, ülkemizin ilk yerli ve milli Elektrikli Hızlı Treni başta olmak üzere, Türkiye'nin raylı sistemler alanındaki geleceğine yön verecek nice yerli ve milli tren bu tesiste hayat bulacak. Fabrikamız faaliyete geçtiğinde yerli ve milli üretimin mihenk taşlarından biri haline gelen raylı sistemler sektörü için büyük bir kapasite oluşturmuş olacağız.” Yeni tren fabrikasının 12 hızlı tren seti üretim ve test kapasitesine sahip olacağının bilgisini veren Bakan Uraloğlu, “Bir yandan demiryolu altyapı ve üstyapı yatırımlarını sürdürürken eş zamanlı olarak araç üretimlerine de hız veriyor, yerli ve milli hızlı trenlerimiz ile dışa bağımlılığımızı azaltıyor, ulaşımda hızlanıyoruz.” şeklinde konuştu. Fabrika yapım çalışmaları kapsamında kazı ve dolgu işlemlerinin tamamlandığını kaydeden Uraloğlu, zemin iyileştirme çalışmalarının ardından temel atma işlemlerine geçileceğini belirtti. Ekonomiye 3,5 Milyar Liralık Katkı Fabrika projesi ile birlikte önemli ölçüde ekonomik katkı sağlamayı hedeflediklerini kaydeden Bakan Uraloğlu, “Üretim tesisimizde elde edeceğimiz yüksek katma değerli ürünler sayesinde; ülkemizin Ar-Ge ve teknoloji altyapısına, yerli sanayimizin gelişimine, istihdama ve genel ekonomimize güçlü bir destek sunacağız. Yerli ve millî imkanlarla inşa ettiğimiz bu yeni fabrikamızda, ülkemizin ihtiyaç duyduğu hızlı tren setlerini üreteceğiz. Aynı zamanda bu yatırım ile yaklaşık 250 kişilik yeni personel istihdamı oluşturacağız, ekonomimize de yıllık yaklaşık 3,5 milyar lira katkı sağlayacağız." dedi. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Karel Kalıp Tampon ve Torpido Kalıplarında Türkiye’nin Tartışmasız Lideri! Haber

Karel Kalıp Tampon ve Torpido Kalıplarında Türkiye’nin Tartışmasız Lideri!

Merkezi İstanbul Tuzla OSB’de, deneme ve ön seri üretim tesisi ise Gebze-Şekerpınar’da olan şirket, uzun yıllardır Türkiye’nin en çok Ar-Ge harcaması yapan ilk 250 firma arasında yer alıyor. Otomotiv üreticilerine maliyet avantajı sağladıklarını söyleyen Karel Kalıp Genel Müdürü Refik Diri, “Kalıp imalatı, try-out ve pre-serie aşamalarını tek elde toplayarak arayüz maliyetlerini düşürüyoruz. Bir başka deyişle, ‘model onayı’na giden yolda tasarımdan seri üretime kadar markanın tek muhatabı olabilen, uçtan uca bir çözüm ortağıyız. Şirket olarak tampon ve torpido kalıplarında Türkiye’nin tartışmasız lideri, AB’de ise ilk 5 kalıpçıdan biri konumundayız. Ford, Fiat, Toyota, Renault, Mercedes/Daimler, Volkswagen Group, Stellantis Group gibi markalara hizmet veriyoruz. Avrupa standartlarında kalıp mühendisliğimizle AB’nin büyük üreticilerine ihracat yapıyoruz. Yerli yeni nesil EV (elektrikli araç) projeleri de teknolojik uyumumuzu ve hızımızı teyit ediyor. Böylece hem yerli ekosistemde mühendislik yetkinliğimizi artırıyor hem de ihracata dayalı iş hacmimizi besliyoruz” dedi. Türkiye otomotiv sanayisinin önde gelen uzman mühendislik ve üretim şirketlerinden Karel Kalıp, 1994’ten bu yana yüksek kaliteli üretim teknolojileriyle sektörün önemli markalarıyla güçlü iş birlikleri yapmaya devam ediyor. Otomotiv sektöründe orta ve büyük boy, karmaşık plastik enjeksiyon (eritilen plastiğin kalıba basılması) ve SMC (elyaf takviyeli kompozit levha kalıplama) kalıplarında uzman olan Karel Kalıp, otomotivde bir parçanın fikrinden banttan çıkışına kadar tüm kritik halkaları yani tasarım, mühendislik, imalat, try-out (seri üretim koşullarına yakın ilk denemeler) ve ön seri üretim tek çatı altında yönetebilme kabiliyetine sahip ender şirketler arasında yer alıyor. En fazla Ar-Ge harcaması yapan 250 firma arasında! Karel Kalıp’ın yolculuğuna, yerli kalıpçılığın payını büyütme hedefiyle çıktığını söyleyen Karel Kalıp Genel Müdürü Refik Diri, “İlk yıllarda telekom ve beyaz eşyada edinilen tecrübe, kısa sürede otomotive odaklanarak büyüdü. Bu geçiş hem global kalite beklentilerine uyum hem de Türkiye’de otomotiv tedarik zincirinin derinleşmesi açısından dönüm noktası oldu. Bugün merkezimiz, İstanbul Tuzla OSB’de (İTOSB) yer alıyor. Deneme ve ön seri üretim tesisimiz ise Gebze-Şekerpınar’da faaliyetlerine devam ediyor” dedi. Şirket 2015’ten bu yana Bakanlık onaylı Ar-Ge merkezi statüsünde faaliyet gösterdiklerini söyleyen Refik Diri, şöyle devam etti: “Ar-Ge merkezimiz, tüm sektörlerde bakanlığın onayladığı 172’nci, kalıpçılık sektöründeki ilk Ar-Ge merkezidir. Firmamız yıllardır en çok Ar-Ge harcaması yapan ilk 250 firma arasında yer alırken 2024 yılında 159’uncu sırada tamamladık. Şirket olarak otomotivde elektrikli araç dönüşümünün merkezinde olan “otomotivde hafifletme” üzerine onlarca projeye imzamızı attık. Karel Kalıp olarak bizim farkımız, adetsel kapasiteden çok yetkin kapasiteyi yani doğru mühendislik, hızlı devreye alma ve sürdürülebilir kaliteyi ölçeklendirmemiz.” Uçtan uca bir çözüm ortağıyız! Kalıpların, yeni bir otomobil modelinin en büyük yatırım kalemi olduğunu vurgulayan Refik Diri, “Bir otomobil modelindeki her parça için sadece bir kalıp üretilir ve bu kalıpla gerekirse milyon adet parça basılabilir. Otomobilde gördüğünüz pek çok plastik parça yani tampon, torpido (instrument panel), orta konsol, kapı içi, sütun kaplamaları, bagaj içi kaplamalar vb. aslında bir ‘kopyalama aracı’ olan kalıplar sayesinde üretilir. Kalıp, parçanın formunu, yüzey kalitesini ve boyutsal doğruluğunu belirler; bu yüzden bir parçanın kalitesi ve birim maliyeti kalıbın başarısına doğrudan bağlıdır. Dolayısıyla kalıp şirketi, otomobil üreticisi (OEM) için yalnızca bir tedarikçi değil, tasarım, maliyet ve kalite ortağıdır. İyi bir kalıp; ilk denemede doğru ürün (hızlı devreye alma), kısa çevrim süresi (daha düşük üretim maliyeti) ve parça ömrü boyunca kolay modifikasyon (esneklik) sağlar. Bu, ciddi zaman ve bütçe tasarrufu demektir. Karel Kalıp olarak biz de, DFM (üretilebilirlik için tasarım), simülasyon, prototipleme, kalıp imalatı, try-out ve pre-serie aşamalarını tek elde toplayarak arayüz maliyetlerini düşürüyoruz. Kısacası, ‘model onayı’na giden yolda tasarımdan seri üretime kadar markanın tek muhatabı olabilen, uçtan uca bir çözüm ortağıyız” diye konuştu. Karel Kalıp’ın, otomotivde orta-büyük boy plastik parça kalıplarında Türkiye’nin ilk 3 kalıpçısından biri olduğunu belirten Karel Kalıp Genel Müdürü Refik Diri, şunları söyledi: “Ayrıca şirket olarak tampon ve torpido kalıplarında tartışmasız lideriz, AB’de ise ilk 5 kalıpçıdan biri konumundayız. Ford, Fiat, Toyota, Renault, Mercedes/Daimler, Volkswagen Group, Stellantis Group gibi markalara hizmet (doğrudan ya da Tier-1 üzerinden) veriyoruz. Avrupa standartlarında kalıp mühendisliğimiz sayesinde ağırlıklı olarak AB’nin büyük üreticilerine ihracat yapıyoruz. Yerli yeni nesil EV (elektrikli araç) projeleri de teknolojik uyumumuzu ve hızımızı teyit ediyor. Böylece hem yerli ekosistemde mühendislik yetkinliğimizi artırıyor hem de ihracata dayalı iş hacmimizi besliyoruz. Kalıpların zorluğu ve boyutlarına göre yılda ortalama üretim kapasitemiz 50 kalıp. Son yıllarda tam kapasiteyle çalışıyoruz. Ayrıca kapasitemizin yüzde 20’sini ülkemize ithal edilen kalıpların devreye alınması ve modifikasyonları için ayırmaktayız. Son dönemdeki ciromuzun yüzde 50’den fazlasını gerçekleştirdiğimiz ihracat oluşturuyor. Başta Almanya ve Fransa olmak üzere ihracatımızı AB ülkelerine yapıyoruz. AB’deki OEM ve Tier-1’lerin kalite, izlenebilirlik ve dokümantasyon standartlarına uygun süreçlerimiz var. Bu, yeni müşteri kazanımını ve uzun dönemli iş birliklerini destekliyor. AB’nin öncelikli olmasının sebebi, elektrikli araç dönüşümünün AB’de hızla ilerlemesi. Ön yüz/fascia, aerodinamik kaplamalar ve hafif iç trim gibi alanlarda talep artıyor. Karel’in try-out merkezinde seri koşullara yakın denemeler yapabilmesi (büyük tonajlı enjeksiyon makineleriyle) AB müşterisine güven veriyor. Ayrıca Ar-Ge merkezi sayesinde hafifletme (MuCell, core-back, doğal elyaf, karbon elyaf…) ve yüzey kalitesi gerektiren projelerde teknik kanıt noktaları sunuyor; bu da ülke çeşitliliğini artırma hedefinde elimizi güçlendiriyor.” Hedefimiz ciromuzun yarısını ihracattan sağlamak! Sanayideki en zor imalat alanının kalıp imalatı olduğuna işaret eden Refik Diri, “İşçilik yoğun olan bu alanda başarılı firmaların personel sayısı 100’ü geçmez, dolayısıyla ülkemizde kalıpçı sayısı binlerce, Avrupa’da on binlercedir. Hizmet ve kapasitemizin esnek olması için firmamıza özel bir tedarik zinciri iş modelimiz vardır. Bu sayede yoğun dönemlerde vardiya sayısını 3’e ve kapasitemizi 2-3 misline çıkartabiliriz. Yaklaşık 80 personelimizin yanında yoğun zamanlarda tedarikçilerimizle birlikte yaklaşık 300 istihdam sağlamaktayız. Binek araç, SUV, ticari ve Tır/kamyon olmak üzere farklı kategorilerde üretim yapıyoruz” dedi. Bu yıl hedeflerini toplam cironun yüzde 50’si olarak belirlediklerini aktaran Refik Diri, “İhracat hedefimiz ciromuzun yüzde 50’si. 2026’da üç ana eksene odaklanıyoruz. Bunlardan ilki EV ve hafifletme temalı programlarda payı artırmak. Diğerleri ise AB pazarında müşteri çeşitliliğini derinleştirmek ve kalıpları devreye alma hızını dijital dönüşümle ve ileri simülasyon yöntemleriyle güçlendirmek. Bu üç eksen ile, kalite/maliyet/zaman üçgeninde markalara sürdürülebilir rekabet gücü sunmayı hedefliyoruz” diye konuştu. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Türk Teknolojisi Dünya Pazarında  Haber

Türk Teknolojisi Dünya Pazarında 

Kuruculuğunu Tunç Erman’ın yaptığı Ono’nun geliştirdiği “Akıllı Mülakat Yapay Zekâ Asistanı Selin”, Paris’te gerçekleştirilen dünyanın en büyük insan kaynakları zirvesi olarak bilinen Unleash World’de büyük ilgi gördü. “Dünyanın en etkili İK etkinliği” olarak bilinen ve çığır açan teknolojilerin, geleceği şekillendiren küresel yeniliklerin buluşmasına ev sahipliği yapan Unleash World, 20 – 22 Ekim tarihleri arasında Paris Convetion Centre’de gerçekleştirildi. “Küresel İK topluluğunun kalbi” olarak tanımlanan Unleash World, Fortune 500 arasında yer alan şirket yetkilileriyle İK sektörüne yön veren profesyonellerin buluşmasına ev sahipliği yaptı. Kuruculuğunu Tunç Erman’ın yaptığı Ono da, böylesi güçlü bir etkinlikte ülkemizi başarıyla temsil etti. Geliştirdiği yapay zekâ teknolojileriyle “İnsan Kaynakları” sektöründe ülkemizde yeni bir dönemin kapılarını açan Ono, kısa sürede teknolojisini ihraç eder hale geldi ve yurt dışında önemli iş birliklerine imza attı. Halen Türkiye’nin en büyük şirketlerinin işe alım süreçleri başta olmak üzere pek çok alanında önemli iş birliklerini gerçekleştiren Ono, kısa sürede dünyaya açıldı. İngiltere, Almanya, Bulgaristan, Çekya, Azerbaycan, Macaristan ve Rusya’da da işe alım süreçleri yöneten Ono, geliştirdiği teknolojileriyle Paris’te ilgi odağı oldu. Ono Kurucusu Tunç Erman, Genel Müdür Berna Belkıs ve Büyümeden Sorumlu Yönetici Joel Garcia’dan oluşan ekip, Unleash World’de geliştirdikleri teknolojileri tanıttı. Yaptığı sunum ile Ono’yu ve geliştirdikleri yapay zekâ tabanlı ürünlerini anlatan Joel Gercia, konukların beğenisini kazandı. Özellikle “akıllı mülakat yapay zekâ asistanı Selin” hem sunuma katılan konuklar hem de Ono standını ziyaret eden katılımcıların büyük ilgisini çekti. İNSAN KAYNAKLARI ALANINDA BİR DEVRİM Bir Türk girişimi olarak iş dünyasının geleceğini şekillendiren dünyanın en etkili İK zirvesine katılmaktan dolayı büyük gurur duyduklarını belirten Ono Kurucusu Tunç Erman, “Yapay Zekâ Asistanı Selin’i Paris’te görücüye çıkarttık. Selin’in gördüğü ilgi bizleri çok mutlu etti” dedi. Yıllar süren bir Ar-Ge ve yatırım sürecinin ardından geliştirdikleri yapay zekâ teknolojileriyle insan kaynakları sektöründe öncü bir marka olduklarını belirten Tunç Erman, “Teknolojimizi dünyaya ihraç etmenin mutluluğunu yaşıyoruz” dedi. Türkiye’nin en önemli markaları ile iş birliği halinde olduklarını söyleyen Tunç Erman şunları söyledi; “Ülkemizin yanı sıra İngiltere, Almanya, Bulgaristan, Çekya, Azerbaycan, Macaristan ve Rusya’da önemli markalarla çalışıyoruz. Şirketlerin ve adayların işe alımdan, yeteneği tutundurma, yönetme gibi tüm insan kaynakları süreçlerini adil, verimli ve hızlı yönetebilmek için geliştirilmiş yapay zekâ HR-Tech platformuyuz. Ono’nun en öne çıkan ürünleri arasında Smart Interview, Talent Match, Talent Hunt ve Career Path bulunuyor. Yapay zekâ asistanımız Selin ise Ono’nun en popüler çalışanı. Selin sürekli olarak gelişiyor. Dünyanın en büyük CV havuzlarına anında entegre olabiliyor. Bugün 20 dilde akıllı mülakat yapabiliyor. İster yazılı ister sözlü yaptığı mülakatlarla ihtiyaç duyulan en doğru çalışanı belirleyerek dakikalar içinde raporlayabiliyor. Bu insan kaynakları alanında bir devrim. Bu sayede insan kaynakları profesyonelleri uzun zaman alan CV tarama süreçlerini en aza indirerek kurum kültürünü ve çalışan memnuniyetini artırıcı diğer alanlara yoğunlaşma imkânı buluyorlar. Ono olarak amacımız, teknolojiyi insanın yerine koymak değil, insanı daha görünür ve etkili kılacak biçimde değerlendirmek. Paris’te çok önemli temaslar sağladık. Bir Türk şirketi olarak iş dünyasını şekillendiren ileri görüşlü öncüler arasında yer almaktan ve ülkemizi Paris’te temsil etmekten dolayı gururluyuz.” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

KÜAD’da Geri Sayım Başladı Haber

KÜAD’da Geri Sayım Başladı

15-17 Aralık 2025 tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirilecek kongre, sektör temsilcileri ve profesyonellerini bir araya getirecek. Ana teması “Holistik Kozmetik” olan kongre, uluslararası arenadan önemli sektör profesyonellerini Türkiye’de ağırlayacak. Kongrede, Prof. Dr. İbrahim Adnan SARAÇOĞLU holistik bakış açısıyla kişisel bakımı, Prof. Dr. Murat Aksoy sağlıklı yaşam mücadelesinde seçimlerimizi anlatırken, zihinsel strateji ve becerileriyle tanınan Semih Saygıner ile eğlenceli stand-up gösterisiyle Baturay Özdemir katılımcılarla buluşacak. Holistik kozmetik anlayışı, güzelliği yalnızca ciltle sınırlamayıp; beden, zihin ve ruh bütünlüğü içerisinde ele alıyor. Doğal içerikler, sürdürülebilir üretim süreçleri, ruhsal dengeyi destekleyen formülasyonlar ve duyusal deneyimler bu yaklaşımın temelini oluşturuyor. Bu kapsamda kongre, bilimin, doğanın ve duygusal iyiliğin kesiştiği yeni bir kozmetik çağını temsil ediyor. Yeni Dönemin Güzellik Kodları Tartışılıyor Kongre kapsamında gerçekleştirilecek sunumlarda, bilimsel araştırmaların, sürdürülebilir teknolojilerin ve tüketici trendlerinin bütünsel güzellik anlayışıyla nasıl birleştiği tartışılacak. “Yeni Dönemin Güzellik Kodları: Holistik Yaklaşım” oturumunda, güzellik kavramının duygusal, zihinsel ve fiziksel boyutları ele alınarak, Holistik bakış açısıyla kişisel bakım, Kozmetik Biliminde Gelişmeler değerlendirilecek. “Bütünsel Sağlık Ve Uzun Ömür İçin İçerikler Ve Teknolojiler” incelenirken, “Sürdürülebilir Güzellik Yolculuğu: Ar-Ge ve İnovasyon ile Geleceğe Adım” başlıklı oturumda biyoteknolojik gelişmelerin, doğal aktiflerin ve çevre dostu üretim süreçlerinin holistik bakış açısıyla nasıl birleştiği değerlendirilecek. “Bütünsel Güzelliğe Doğru: Yeni Nesil Tüketici Tercihleri ve Trendler” oturumunda ise değişen tüketici davranışları, kişiselleştirilmiş bakım anlayışı ve ‘iyi yaşam’ trendlerinin kozmetik sektöründeki yansımaları ele alınacak. Kongrede Bilim, Beceri ve Eğlence Bir Arada Katılımcılar için farklı deneyimlerin yaşanacağı kongrede, alanlarında öncü isimler sahne alacak. Bilim ve araştırma dünyasının önde gelen isimlerinden Prof. Dr. İbrahim Adnan SARAÇOĞLU ve Prof. Dr. Murat Aksoy, sağlıklı yaşam, kozmetik bilimi ve inovasyon konularındaki derin bilgisiyle sunum yaparken, bilinen spor ve beceri ustası Semih Saygıner, zihinsel strateji ve odaklanma konularındaki deneyimlerini paylaşacak. Ayrıca, eğlenceli bir deneyim için Baturay Özdemir, stand-up gösterisiyle kongreye renk katacak ve katılımcılara unutulmaz anlar yaşatacak. Geleneksel Upcycle Proje Yarışmasıyla Sürdürülebilirlik Öne Çıkıyor Kozmetik sektöründe çevre bilincini ön plana çıkaran Upcycle Proje Yarışması, 9. Uluslararası Kozmetik Kongresi’nde de katılımcılarla buluşacak. Yarışmada, kozmetik atıklarından geri dönüştürülerek hazırlanan ürünler değerlendirilecek. Sektör firmaları, atıklarını azaltarak ve karbon ayak izini düşürerek yürüttükleri çalışmalarla sürdürülebilirliğe katkı sağlıyor; Upcycle Proje Yarışması da bu bilinçli yaklaşımın geleneksel bir yansıması olarak kongre programında yer alıyor. Bir diğer önemli etkinlik olan Innovation Zone, üretici firmaların Ar-Ge başarılarını görünür kılarken, katılımcılara sektördeki en son gelişmeleri yerinde inceleme fırsatı sunuyor. En yenilikçi ürünler, kongre sonunda ödüllendirilecek ve sektörle paylaşılacak. Geleceğin Kozmetik Vizyonu Türkiye’den Yükseliyor Kozmetik sektörü artık sadece cilt bakımından ibaret olmadığını belirten KÜAD Kongre Başkanı Fuat Arslan yaptığı açıklamada: “Geçtiğimiz yıl ‘Biyoteknoloji’ ana temasıyla gerçekleştirdiğimiz kongrede, dünyanın en büyük kozmetik kongrelerinden biri olmanın gururunu yaşadık. Bu yıl da aynı başarıyı sürdürmek ve daha kapsayıcı bir yaklaşımla sektörümüze yön vermek istiyoruz. ‘Holistik Kozmetikler’ temasıyla, güzelliği yalnızca dış görünümle sınırlamayan, zihin, beden ve ruh dengesini esas alan bir döneme geçiyoruz. Holistik güzellik; wellness, well-aging, longevity ve well-being kavramlarıyla özdeşleşen, içten dışa iyi olma halini tanımlayan bir yaşam biçimidir. Artık bu yaklaşım bir trend değil, hayati bir ihtiyaç. Egzersiz, beslenme, uyku, hobilerimiz ve kozmetik tercihleri gibi günlük alışkanlıklarımızın her biri yaşam kalitemizi etkiliyor. Bu farkındalıkla, doğaya ve çevreye duyarlı, sürdürülebilir üretim süreçleriyle desteklenen yeni bir kozmetik anlayışını konuşacağız. Dünyada güçlü dönüşümlerin yaşandığı, rekabetin giderek arttığı bu dönemde, sektörümüzün dünya pazarında daha güçlü olabilmesi için birlikte üretmek, yenilikçi stratejiler geliştirmek ve deneyim paylaşımını artırmak büyük önem taşıyor. Bu yıl da kongremizde, yeni kavramları, güncel gelişmeleri ve dünyadan seçkin konukları bir araya getirerek, geleceğin kozmetik vizyonunu şekillendireceğiz.” Dedi. İnsan ve çevre sağlığını göz ardı etmeden, yüksek katma değerli kozmetik ürünlerin üretilmesini; Türkiye’nin kozmetik bilimi alanında dünyada söz sahibi olmasını sağlamayı amaç edinen KÜAD, tüketicilerde bilinçli kozmetik kullanımı konusunda farkındalık yaratmak için yoğun çalışmalar yürütüyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

ISK-SODEX 17. Kez Kapılarını Açtı Haber

ISK-SODEX 17. Kez Kapılarını Açtı

Avrasya bölgesinin lider iklimlendirme fuarı ISK-SODEX-2025, Uluslararası HVAC-R, Yalıtım, Pompa, Vana, Tesisat, Su Arıtma, Yangın, Havuz ve Güneş Enerjisi Sistemleri Fuarı, 17’nci kez İstanbul Fuar Merkezi’nde kapılarını açtı. “Yaşamsal Döngü” ana temasıyla, 22–25 Ekim 2025 tarihlerinde gerçekleşecek fuarda, bir ilk olarak karbon ayak izi ölçümleri gerçekleştirilecek. Fuarın hazırlık aşamasından, enerji tüketimine tüm tedarik zinciri süreçlerinde karbon emisyonu hesaplanacak. Fuar süresince tüm katılımcı ve ziyaretçiler, ortaya çıkan ölçüm sonuçlarına ve sürdürülebilirlik analizlerine erişebilecek. Elde edilen veriler, karbon azaltım stratejileri geliştirilmesi ve dengeleme projelerinin planlanması için temel oluşturacak. Deutsche Messe tarafından, Hannover Messe Sodeks Fuarcılık ile ISKAV, DOSİDER, İSKİD, İZODER, TTMD, POMSAD, SOSİAD, ESSİAD, MTMD ve KBSD eş organizatörlüğünde düzenlenen ISK-SODEX-2025’te HVAC-R, Yalıtım, Pompa, Vana, Tesisat, Su Arıtma, Yangın, Havuz ve Güneş Enerjisi Sistemleri ürün grupları sergilenecek. Suudi Arabistan Endüstriyel Dönüşüm Fuarı, dünyanın önde gelen sanayi fuarı HANNOVER MESSE’nin organizatörü Deutsche Messe AG, Suudi Arabistan’ın en büyük fuar ve konferans organizatörü Riyadh Exhibitions Company (REC) ve Suudi Arabistan Sanayi ve Maden Kaynakları Bakanlığı (MIMSA) iş birliğiyle, 1-3 Aralık 2025 tarihlerinde Riyad Uluslararası Kongre ve Fuar Merkezi’nde düzenlenecek ISK-SODEX 2025, iklimlendirme sektörünü geleceğe taşıyor ISK-SODEX 2025’in resmi açılış töreninde konuşan Hannover Messe Sodeks Fuarcılık Genel Müdürü Mehtap Gürsoy, fuarın küresel iklimlendirme sektörü açısından taşıdığı stratejik öneme dikkat çekti. Gürsoy, “Türk iklimlendirme sektörünün küresel vitrini ISK-SODEX 2025’te 17. kez bir araya gelmek bizler için büyük bir onur. ISK-SODEX, ülkemizde teknolojik dönüşümün öncüsü olarak sürdürülebilir kalkınmanın temellerini attığımız bir buluşma noktası haline geldi. İki yıldır heyecanla beklenen bu büyük buluşmada, dört gün boyunca iklimlendirme sektörünün tüm detaylarını keşfedecek, yenilikler ve gelişmelerle sektöre yön vereceğiz. Geleceğin sektör liderlerini, bugünün profesyonelleri ile buluşturacağız. Güçlü mirasımız ve bilgi birikimimiz ile geleceğe köprü olacağız” dedi. Gürsoy, ayrıca küresel iklimlendirme pazarının 2032 yılında 481 milyar dolara ulaşmasının beklendiğini vurgulayarak, “Sektörümüzün yüksek potansiyelini ISK-SODEX 2025 ile daha da yukarılara taşıyacağımıza inanıyorum. Çünkü ISK-SODEX, bu büyümenin stratejik merkezlerinden biri olarak konumlanıyor. ISK-SODEX ailesi olarak, Türk iklimlendirme sektörünün büyümesi için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. ISK-SODEX’in sadece bir fuar değil ülkemizin iklimlendirme sanayisinin gücünü, mühendislik üretimini ortaya koyması açsından da çok önemli bir platform olduğunu belirten ISKAV Yönetim Kurulu Başkanı Sarven Çilingiroğlu ise, “Hepimiz bunun için buradayız. Fuarımız ülkemizin sanayisinin kapasitesini, teknolojik yetkinliğini, sürdürülebilir kalkınmaya katkısı anlamında da güçlü bir yapıya sahiptir. Sektörümüz üretimden enerjiyi etkin kullanıma, eğitimden ve Ar-Ge’ye kadar geniş bir ekosistemi kapsıyor. Bunun içerisinde yer alan derneklerimiz ülkemizin sanayileşme hedefiyle katkı sağlıyorlar. Bu yapı aynı zamanda sanayileşen ülkemizin kalkınma hedefinin gücüdür. AB standartlarında üretim yapan bir sektöre sahibiz. Tüm küresel arenada üretimden ihracata ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam edeceğiz” dedi. İklimlendirme sektörünün enerjiyi etkin kullanım ve su kaynaklarının verimli kullanımı ile çevre korumasına katkı sağladığını vurgulayan Sarven Çilingiroğlu, “Bu alana yönelik finansal teşviklerin kritik bir öneme sahip olduğunu düşünüyoruz. Bu bizi karbon nötr hedefimize de hızla ulaştıracak. Kaliteden taviz vermeden üretim yapan güçlü bir sektörüz. Küresel pazarlarda rekabet için üretimin gücü kadar ihracatın desteklenmesi de belirleyici bir kriter.” diye konuştu. Yıllar geçtikçe ISK-SODEX Fuarı’nın gelişip büyüdüğüne dikkat çeken İSİB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şanal ise iklimlendirme sektörünün Ar-Ge’si güçlü altyapısı ve yüksek kapasitesiyle önemli bir güç haline geldiğini söyledi. Fuarın bir buluşma noktası olduğunu bildiren Mehmet Şanal, “İç ve global pazarlardaki gücümüz sektör STK’larının dayanışması sayesinde her geçen gün daha da artıyor. Fuarımıza olan ilgi de aslında bu birlikteliğin neticesidir. Dünya iklimlendirme sektöründe ithalat 604 milyar dolar seviyesinde. Her ne kadar son 2 yıldır bazı sorunlar olsa da son 4 yılı baz aldığımızda ihracatımızın yüzde 22 oranında arttığını gözlemliyoruz. Sektör olarak el ele verip bu yıl 7.8 milyar dolarlık ihracat hedefine doğru yol alıyoruz. 2026 yılı için de çalışmalarımız için de sektör derneklerimiz ile toplantılarımızı yaparak, hedeflerimizi belirledik” dedi. Bu yıl 61 ülkeden 300’den fazla katılımcıyla B2B görüşmeler yapacaklarını ifade eden Mehmet Şanal, sadece Mısır’dan gelen 100 kişilik heyetin B2B görüşmelerini fuar sonuna kadar sürdüreceklerini ifade etti. Bin marka, 22 ülke ISK-SODEX’te 9 salonda düzenlenen ISK-SODEX 2025, 250’si uluslararası katılımcı firma olmak üzere toplam bin markayı ağırlıyor. Almanya, Çin ve Özbekistan pavilyonlarının bulunduğu fuarda Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya, Almanya, Avusturya, Azerbaycan, Belçika, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık, Çek Cumhuriyeti, Çin, Finlandiya, Fransa, Güney Kore, Hindistan, İran, İtalya, Japonya, Mısır, Özbekistan, Polonya, Tayvan ve Vietnam katılımcı ülke olarak yerini alıyor. Dünyanın dört bir yanındaki 22 farklı ülkeden katılımın gerçekleştiği ISK-SODEX-2025’te bu sene rekor ziyaretçi katılımı hedefleniyor. ISK-SODEX'ten bir ilk daha: Sektör Kampüste buluşuyor ISK-SODEX 2025’te bir başka ilk daha hayata geçiriliyor. Kampüs Projesi ile ISK-SODEX-2025 lise ve üniversite öğrencileri için bir cazibe merkezi haline gelecek. Proje kapsamında, öğrencilere sektörün önde gelen şirketleriyle tanışma ve sektördeki istihdam fırsatlarına erişim imkânı sunulacak. Atölye çalışmaları, eğitim seminerleri, yenilikçi fikirleri destekleyen proje yarışmaları ve sergiler aracılığıyla gençler, mesleki becerilerini geliştirme ve yaratıcı fikirlerini paylaşma fırsatı bulacak. İklimlendirme sektörünün geleceği 24 panelde ele alınacak ISK-SODEX-2025’te sektörün geleceğini şekillendirecek trendlerin tartışılacağı paneller ve etkinlikler düzenlenecek. Forum Alanında dört gün boyunca devam edecek, sektörün önde gelen derneklerinin iş birliğiyle sektörel paneller gerçekleştirilecek. 38 konuşmacının yer alacağı 24 panelde, “Enerjide Dönüşüm”, “Endüstriyel Soğutmada Yeni Teknolojiler”, “Enerji Verimliliği” ve “Isı Pompaları, Dijitalleşme ve Robotik Uygulamalar” gibi konular ele alınacak. Rothenberger ve Yıldırım Klima firmasının malzeme sponsorluğunda hayata geçen “Genç İklimlendirmeciler Yarışıyor” etkinliği, lise ve üniversite öğrencilerinin teknik yeteneklerini sergilemesine imkân sağlayacak. “Genç İklimlendirmeciler Yarışıyor”, 23 Ekim’de İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve SOSİAD katkılarıyla soğutmada, 24 Ekim’de DOSİDER katkılarıyla ısıtma alanında düzenlenecek. Fikirlerden sanata etkileşimli ve renkli bir ISK-SODEX-2025 ISK-SODEX 2025, gençlerin yaratıcılığını ve sektörel etkileşimini ön plana çıkaran etkinliklerle dop dolu bir program sunuyor. “Bir Süper Gücüm Olsa” temalı resim yarışmasıyla minik sanatçıların hayal gücü fuar alanına taşındı. Dereceye giren eserler fuar boyunca sergilenecek, öğrenciler hayallerini binlerce ziyaretçiyle paylaşma ve ödüller kazanma fırsatı yakaladı. Eleman.net iş birliğiyle hayata geçirilen Kariyer Noktasında, öğrenciler sektör profesyonellerinden birebir kariyer danışmanlığı alma, doğru yönlendirmelerle kendilerini geliştirme ve iş hayatına hazırlanma şansı yakalayacak. Firmalar ise staj ve iş olanakları için öğrencilerle fuar boyunca bir araya gelecek. ISK-SODEX Fuar Çekilişi ise fuar atmosferine heyecan katacak, çekiliş sonucunda birçok farklı hediye sahiplerini bulacak. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Huawei, Ses Teknolojilerinde Ar-Ge Çalışmalarını Hızlandırdı Haber

Huawei, Ses Teknolojilerinde Ar-Ge Çalışmalarını Hızlandırdı

Huawei, ses kalitesini yalnızca kullanıcı deneyimiyle değil, bilimsel verilerle de ölçülebilir hale getirmek amacıyla yürüttüğü Ar-Ge çalışmalarını sürdürüyor. Şirket, bu kapsamda Şanghay’daki 2.000 metrekarelik ses laboratuvarında yeni nesil ses teknolojilerini geliştiriyor. Laboratuvarda yapılan çalışmalar, ses kalitesine mühendislik odaklı bir bakış kazandırarak ürün tasarımı ve performansını ölçülebilir kriterlerle şekillendirmeyi hedefliyor. Huawei’nin ses teknolojilerindeki bu yaklaşımı, cihazların akustik performansını sistematik olarak değerlendirme ve iyileştirme olanağı sunuyor. Böylece, kullanıcıların günlük deneyiminde fark edilen ses kalitesi, bilimsel standartlarla desteklenmiş hale geliyor. Gürültü Engelleme Teknolojisinin Arkasındaki Ar-Ge Şanghay’daki ses laboratuvarı; kulaklıkla görüşme, mekansal ses, gürültü engelleme ve araç içi senaryolar gibi yedi özel alanda ileri düzey test ve geliştirme imkanı sunuyor. Laboratuvarda bulunan Gürültü Engelleme bölümü, 8 halka hoparlör ve bir subwoofer ile gündelik hayattaki gürültü senaryolarını simüle ederken, testlerde insan kulağının anatomik yapısını taklit eden biyonik kulak modelleri kullanılıyor. Görüşme Kalitesi Laboratuvarı ise arka plan gürültüsünün sadece 9dBA olduğu özel yalıtımlı bir ortamda, 500'den fazla gürültü türü üzerinde eğitilmiş, Huawei'nin kendi geliştirdiği DNN (Derin Sinir Ağı) arama gürültüsü azaltma algoritmasının geliştirilmesine olanak tanıyor. Şirketin FreeBuds Pro, FreeBuds i ve özel serileri kapsayan TWS kulaklık ürün yelpazesi, bu inovatif yaklaşımın bir yansıması. Bu stratejinin en yeni ürünü HUAWEI FreeBuds 7i, laboratuvarda geliştirilen teknolojilerin son kullanıcıya nasıl ulaştığını gösteriyor: Akıllı Dinamik Aktif Gürültü Engelleme 4.0: Bu teknoloji, 8 mm²'lik ultra geniş bir hava menfezi ve geliştirilmiş algoritmalar sayesinde 50 Hz ile 20 kHz frekans aralığında ortalama 28 dB'lik bir gürültü engelleme derinliği sunuyor. Net Görüşme Kalitesi: FreeBuds 7i, yeni bir kemik iletim mikrofonunu mevcut üç mikrofonla birleştiren bir sistem kullanıyor. Bu donanım, yapay zeka destekli algoritmalarla insan sesi ile 90 dB'e varan ortam gürültüsünü ayırt ederek metro veya rüzgarlı ortamlar gibi zorlu koşullarda dahi net bir iletişim sağlıyor. Yüksek Çözünürlüklü Ses ve Mekansal Ses Deneyimi: 11 mm'lik dört mıknatıslı dinamik sürücüye sahip olan kulaklık, LDAC codec desteği ile Hi-Res Audio Wireless sertifikasına sahip. Ayrıca, kulaklığa entegre edilen altı eksenli kafa hareket sensörü ve bağımsız mekansal ses işleme kapasitesi sayesinde, bağlı olduğu cihazdan veya içerik kaynağından bağımsız olarak baş hareketlerini takip eden üç boyutlu bir ses alanı oluşturuyor. Kişiye Özel Ses Optimizasyonu: Kulaklık, kullanıcının kulak kanalı yapısına, takma şekline ve dinleme ses seviyesine göre sesi gerçek zamanlı olarak ayarlayan üçlü adaptif ekolayzır (EQ) algoritmasına sahip. Huawei'nin ses alanındaki teknolojik yetkinliği, yalnızca bir ürün grubuna odaklı değil, aynı zamanda şirketin genel teknoloji Ar-Ge yetkinliklerinden yararlanıyor. TWS kulaklıklar geliştirilmeden önce akıllı telefon ve kablolu kulaklık alanında edinilen tecrübeler, yeni ürünler için sağlam bir temel oluşturuyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Türk Çam Balı Coğrafi İşaretle Dünyaya Açılmaya Hazırlanıyor Haber

Türk Çam Balı Coğrafi İşaretle Dünyaya Açılmaya Hazırlanıyor

Ülkemize özgü bir salgı balı çeşidi olan çam balı, dünyadaki toplam rekoltenin yaklaşık yüzde 92’siyle Ege kıyılarındaki kızılçam ormanlarında, ağırlıklı olarak Anadolu arı ırkının Muğla ekotipi bal arısı tarafından üretiliyor. Hem üretim hacmi hem de ticari katkısı açısından Türkiye’nin en önemli arı ürünlerinden biri olan çam balı, ihracatta da öne çıkan bal çeşitleri arasında yer alıyor. Uzmanlar, Türk Çam Balı’nın içerdiği özelliklerle tıbbi bal kategorisine aday olduğunu, bu yönüyle Manuka balına rakip olabilecek potansiyel taşıdığını belirtiyor. Geçtiğimiz aylarda Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından alınan coğrafi işaret tescili, bu değerli ürünün hem yerel kimliğini koruma altına aldı hem de uluslararası pazarda güvence kazandırdı. Balparmak’ın Muğla’da gerçekleştirdiği “Çam Balı Hasadı” da bu tescilin sahadaki yansımalarının görüldüğü özel bir organizasyon oldu. Etkinlikte davetliler, arıcı ailelerin kovan başındaki emeğine tanıklık ederek, balın doğadan sofraya uzanan yolculuğunu birebir deneyimledi. Kızılçam ormanlarının içinde gerçekleşen hasat hem arıcılığın zorluklarını hem de emeğin değerini gözler önüne serdi. Bal hasadının yapıldığı arılıkta peteklerin kovandan çıkarılışı, balın altın rengi ve doğanın eşsiz kokusu, davetliler için unutulmaz bir deneyime dönüştü. Balparmak Yönetim Kurulu Başkanı Özen Altıparmak, bu yılki hasadın taşıdığı anlamı şu sözlerle vurguladı: “Türk Çam Balı’nın coğrafi işaretle tescillenmesi, yalnızca sektöre değil, ülkemizin tarım ve gıda mirasına da büyük bir değer kattı. Bizim için bu süreç ticari bir kazanç olmanın ötesinde, doğaya ve arıcılara karşı duyduğumuz sorumluluğun da göstergesidir. Türkiye çam balının anavatanı. Dünyadaki çam balı üretiminin yüzde 92’si ülkemizde gerçekleşiyor. Çam balı ülkemizde kızılçam ormanlarının yaygın olduğu Ege kıyılarında üretiliyor. Çam balı, binlerce arıcı ailesinin de geçim kaynağını oluşturuyor. Balparmak olarak kurulduğumuz günden bu yana önemli hedeflerimizden biri de arıcılığın geleceğini güvence altına almak, sürdürülebilirliğini desteklemek. Bu yüzden Arıcılık Akademisi’ni hayata geçirerek yalnızca bal değil, arısütü, polen ve propolis gibi katma değerli ürünlerin de kaliteli ve verimli şekilde üretilmesini destekliyoruz.” İhracatın Önünü Açan yeni C4 Metodu Hasat organizasyonunda öne çıkan başlıklardan biri de Balparmak AR-GE Merkezi’nin geliştirdiği çam balına özgü yeni C4 metodu oldu. Bilindiği gibi dünyada balda tağşişi belirlemek için standart olarak kullanılan C4 testi, çam balının yapısına uygun değildi. Bu nedenle çam balı yıllardır uluslararası pazarlarda haksız engellerle karşılaşıyor, doğal olmasına rağmen ihracatta sorun yaşıyordu. Balparmak Ar-Ge Merkezi’nin çam balının kendine özgü yapısını dikkate alarak dört yıl süren bilimsel çalışmaları sonucu geliştirdiği yeni analiz metodu, TSE standartlarında da yer alarak bu problemi çözdü. Böylece Türk Çam Balı’nın doğallığı bilimsel olarak belgelenmiş olup ihracatı büyük ölçüde arttırdı. Türk Çam Balı Coğrafi İşaret Tescili Aldı Ülkemize özgü salgı balı çeşidi olan çam balının Türk Çam Balı olarak tescil almasıyla ilgili Balparmak Genel Müdürü Ulaş Altıparmak, sürecin çok paydaşlı bir iş birliği modeliyle yürütüldüğünün altını çizerek şunları söyledi: “FAO ve diğer sektör paydaşlarımızın desteğiyle hep birlikte yürütülen coğrafi işaret süreci, Türk balının geleceği için güçlü bir dayanışma örneği oldu. Ayrıca geliştirdiğimiz yeni C4 metodu sayesinde Türk Çam Balı, ihracatta da hak ettiği değere ulaşabilecek. Bu yalnızca Balparmak’ın değil, tüm arıcılık sektörünün ve ülkemizin kazanımıdır. AR-GE merkezimiz bugün Avrupa’nın en kapsamlı dört eşdeğer bal ihtisas laboratuvarı altyapısına sahip. Bal ve Diğer Arı Ürünleri Araştırma ve Kalite Kontrol Laboratuvarımızda her yıl en az 8 binin üzerinde bal numunesini analiz ediyoruz. Dört aşamalı kalite kontrol sistemimiz ile hem balın hem de diğer arı ürünlerinin doğallığını koruyarak, sektörün geleceğini bilimsel yöntemlerle güvence altına alıyoruz. Türk Çam Balı’nın doğallığını ve kaliteli yaşamdaki yerini ön plana çıkararak bilim temelli çalışmalar yürütmeye, inovasyon ve teknoloji yatırımlarımızı sürdürmeye devam ediyoruz.” Arıcılığın Sürdürülebilirliği İçin Akademi Hasat organizasyonunda gündeme gelen bir diğer önemli konu da arıcılığın geleceği oldu. Çam balının üretim sürecine yakından tanıklık eden davetliler, arıcı ailelerin bu mesleği sürdürmesinin ülkemiz için taşıdığı kritik değeri bir kez daha gözlemledi. Balparmak bu noktada yalnızca ürün geliştirmekle kalmıyor; bu amaçla hayata geçirilen Arıcılık Akademisi, modern teknikleri arıcılarla buluştururken özellikle kadınların ve gençlerin sektöre kazandırılmasını hedefliyor. AR-GE ve Kalite Direktörü Dr. Emel Damarlı programın önemini şu sözlerle aktardı: “Amacımız, arıcıları yalnızca bal üretiminde değil; arısütü, polen ve propolis gibi katma değerli ürünlerin verimli şekilde üretiminde de desteklemek. Bu sayede arıcılık mesleğini daha sürdürülebilir hale getiriyor, geleceğe güçlü bir miras bırakıyoruz. Arıcılık yalnızca ailece yapılan bir iş değil, köy halkı olarak sürdürülen bir meslek. Zeytin ağaçları kadar önemli bir miras.” Türkiye’nin Eşsiz Mirası Muğla’da gerçekleştirilen 2025 Çam Balı Hasadı, yalnızca sezonun bereketini değil, aynı zamanda Türk Çam Balı’nın uluslararası pazarlardaki yükselen değerini de simgeledi. Balparmak’ın 45. yılına denk gelen bu özel etkinlik, hem ülkemizin eşsiz mirasını dünyaya tanıtma fırsatı sundu hem de bilimsel çalışmaların ihracata sağladığı katkıyı gözler önüne serdi. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

WAT Mobilite, yerli WT Serisi’yle Şarjda Yeni Dönem Başlattı Haber

WAT Mobilite, yerli WT Serisi’yle Şarjda Yeni Dönem Başlattı

Koç Holding çatısı altında faaliyet gösteren WAT Mobilite, Türkiye’nin elektrikli araç ekosistemine katkı sağlamak ve sektördeki ihtiyaçlara kapsamlı çözümler sunmak hedefiyle geliştirdiği WT Serisi şarj ünitelerini devreye aldı. Tamamı WAT Mobilite Ar-Ge ekibi tarafından tasarlanıp Türkiye’de üretilen WT Serisi, yerli üretim olma özelliği taşıyor. WT Serisi, 180 kW’a kadar güç kapasitesine sahip olup ayarlanabilir güç modülü sayesinde 90, 120, 150 ve 180 kW olarak hizmet verebiliyor. Bugün itibarıyla ürün sınırlı olarak satışa sunulurken, 2026 yılında tamamen yurtiçinde satışa açılması planlanıyor. WT Serisi 240 kW modeli de yeni özellikleri ile sene sonunda sertifikasyon sürecini tamamlayacak. Projeye 2024 başında başlandı; mekanik, donanım, yazılım tasarım ve doğrulama süreçlerinden sonra 2025 Eylül ayında sertifikasyon süreci tamamlandı. Mayıs ayında başlayan sertifikasyon süreci Eylül 2025’te başarıyla tamamlanarak şarj istasyonunun standartlara uygunluğu resmi olarak teyit edildi. Yerli ürün WT Serisi, şarj ekosisteminde hizmete girdi WT Serisi, 8 Ekim itibarıyla Bi Mola Reşadiye ve Bi Mola Çamlık Kuzey Tesisleri’nde 180 kW güç kapasitesiyle hizmet vermeye başladı. Türkiye’de ve Koç Grubu’na şarj teknolojisi ve ekosistemi alanında know-how oluşturmak, yüksek kaliteli ve rekabetçi şarj istasyonları geliştirmek ve Çin-Avrupa bağımlılığını azaltarak yerlileşmeyi desteklemek amacıyla hayata geçirildi. Halihazırda WAT Mobilite dijital ürün servisleri ile yerli ürün olma özelliğini taşırken, WT Serisi ile şarj istasyonu alanında da yerlileşme hedefine ulaşıldı. WAT Mobilite, elektrikli araç dönüşümünü hızlandırmak, sürdürülebilir ulaşımı desteklemek ve Türkiye’nin enerji altyapısına değer katmak amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Genişleyen şarj ağı ve yenilenebilir enerji çözümleriyle şirket, geleceğin mobilite ekosistemine öncülük etmeye devam ediyor. Alp Karahasanoğlu: “Yerli güçle sürdürülebilir mobiliteyi dönüştürüyoruz” WAT Mobilite & WAT Motor Genel Müdürü Alp Karahasanoğlu, “Yerli güçle sürdürülebilir mobiliteyi dönüştürüyoruz. Ar-Ge ekibimiz tarafından tasarlanan ve yerli üretimle geliştirdiğimiz WT Serisi, 180 kW’a kadar güç kapasitesiyle hem mühendislik altyapımızın hem de teknolojik gücümüzün en somut örneği olarak teşkil ediyor. Ülkemizin elektrikli araç ekosistemine yerli ürünümüz WT Serisi DC şarj istasyonu ile hizmet sağlamayı hedefliyoruz” dedi. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Empa Elektronik’ten Hollandalı Sensör Üreticisi ScioSense ile Stratejik İşbirliği Haber

Empa Elektronik’ten Hollandalı Sensör Üreticisi ScioSense ile Stratejik İşbirliği

Yarı iletkenler, güç elektroniği, elektromekanik ve diğer bileşen çözümlerinden oluşan geniş bir ürün yelpazesiyle kapsamlı teknolojik çözüm tedarik hizmeti sunan Empa Elektronik, Türkiye distribütörü olduğu küresel teknoloji markalarına bir yenisini daha ekledi. Empa Elektronik, imzaladığı distribütörlük anlaşmasıyla Hollanda merkezli sensör üreticisi ScioSense’in ürünlerini Türkiye’deki kullanıcılarla buluşturacak. ScioSense, akıllı doğalgaz sayacı, akıllı su sayacı, akaryakıt akış kontrol, termostat, hava kalite kontrol otomasyonu, akıllı fırın, yangın alarm detektörü, batarya durum izleme cihazı gibi ürünlerde kullanılıan sensör çözümleriyle otomotivden endüstriyel otomasyona, tüketici cihazlarından sayaç pazarına ve akıllı ev sistemlerine kadar geniş bir alanda faaliyet gösteriyor. Şirketin otomotiv sektörüne yönelik Air Quality&Gas Sensor, Battery Condition Monitor, HVAC Classification Module; endüstriyel alana yönelik Temperature&Humidity, Pressure Sensor ve In-door Air Quality, sayaç pazarına yönelik ise zaman ölçümünün hassas şekilde yapılabilmesini sağlayan Ultrasonic Flow Converter (IC & Module) ve Time to Digital Converter IC gibi sensörleri bulunuyor. Hollanda, Almanya, İtalya ve Çin’ de Ar-Ge merkezleri, Amerika, Çin, Hollanda ve Almanya’da satış ofisleri bulunan ScioSense’in montaj hatları ise Almanya’daki üretim merkezinde yer alıyor. Ar-Ge yönü güçlü Empa Elektronik CEO’su Murat Sarpel, ScioSense gibi alanında uzman bir teknoloji üreticisini daha Türkiye pazarıyla buluşturmaktan duydukları memnuniyeti dile getirerek “Tıpkı Empa gibi Ar-Ge yönü güçlü bir şirket olan ScioSense ile stratejik işbirliğimiz, yeni teknolojileri ülkemize taşıma konusundaki faaliyetlerimize hız kazandıracak” dedi. Geçtiğimiz günlerde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onaylı Ar-Ge Merkezi statüsüne kavuşan Empa Elektronik Ar-Ge Merkezi’nin bu işbirliğinde önemli bir avantaj sunacağını kaydeden Sarpel, “ScioSense ürünleriyle Türkiye, Orta Doğu ve Güney Doğu Avrupa’daki müşterilerimizin projelerine referans olabilecek Proof of Concept (Fikir doğrulama) tasarımları ve prototipler geliştireceğiz” diye konuştu. “Hem teknik destek hem de uygulama desteği sunuyoruz” ScioSense ürünlerinin, Empa Elektronik’in Sensor&IoT ürün grubu altında satışa sunulduğunu söyleyen Sarpel şöyle devam etti: “ScioSense ile işbirliğimiz çerçevesinde, özellikle metering, akıllı ev ve akıllı fırın gibi uygulamalar konusunda satış ve iş geliştirme faaliyetlerine hızlı bir şekilde başladık. Bu çözümleri, Empa Elektronik’in uzmanlığı ve desteğiyle daha da ileri taşımayı hedefliyoruz. Bununla birlikte Empa Elektronik olarak, ScioSense’in ürünlerini Türkiye’deki kullanıcılarla buluşturmanın yanı sıra müşterilerimize bu ürünler hakkında hem teknik destek hem de uygulama desteği sunuyoruz. Böylece, sadece sensör tedariki değil, aynı zamanda projelerin tüm yaşam döngüsünde güvenilir bir işbirliği de sağlıyoruz.” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.