Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Avrupa

Kapsül Haber Ajansı - Avrupa haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Avrupa haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Türkiye’de İlk Olacak AMATEM’le Bahar Projesi İçin İmzalar Atıldı Haber

Türkiye’de İlk Olacak AMATEM’le Bahar Projesi İçin İmzalar Atıldı

Protokol imza töreninde konuşan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, emniyet birimlerinin yaptığı operasyonlar hakkında bilgiler vererek, “4 Haziran 2023’ten bu yana ilk defa burada söylüyorum. 90 bin tutuklama sayısını geçtik. 328 uyuşturucuyla ilgili üretici ve büyük satıcı dediğimiz yani baron tabiriyle ifade edilenlerle ilgili organize suç örgütü çökertildi. Devamlı surette sahadayız ve kendimizi hep update ediyoruz” ifadelerini kullandı. DÜNYA’YA ÖRNEK MÜCADELE! Türkiye'nin uyuşturucu ile mücadeledeki başarısına değinen Bakan Ali Yerlikaya, "Dünyada, mütevazi değiliz Türkiye olarak. Dünyada, Avrupa'da uyuşturucunun arz cephesinde mücadelede Türkiye gibi güçlü mevzuatı, Türkiye gibi kararlı, Türkiye gibi sahaya basan başka bir ülke yok” diye konuştu. PROJEYLE 21 GÜNLÜK TEDAVİ SONRASI İLK DEFA SOSYAL REHABİLİTASYON UYGULANACAK Çağın en büyük sorunlarından biri olarak görülen başta madde olmak üzere bağımlılıklara karşı Türkiye’de ilk olacak proje hayata geçiriliyor. İmzalanan AMATEM’le Bahar Projesi Protokolü ile 61 dönümlük arazide kurulacak yeni tesiste, 21 günlük tıbbi tedavi sonrası en önemli olarak görülen 6 ay ve 1 yıllık sürede kişileri korumak adına sosyal rehabilitasyon süreci başlayacak. Bireyin psikolojik, sosyal ve ekonomik olarak yeniden yapılandırılmasının hedeflendiği doğa ile iç içe olacak projede, sosyal rehabilitasyon sürecinde detoks uygulamaları, bireysel ve grup psikoterapi seansları, 12 aşamalı grup tedavi modeli, bilgisel davranış terapi modelleri uygulanacak ve burada tedaviye aileler de dahil edilecek. Oluşturulan modüllerle sadece bireysel psikoterapiler değil, aileler de sürecinin içerisinde olacak. Tedavi sürecinin ardından bireylerin topluma yeniden kazandırılması için sosyal entegrasyon programları, geçim kaynakları oluşturma çalışmaları ve mesleki kapasite geliştirme eğitimleri sunulacak. Agro-tarım uygulamaları, tekstil atölyeleri, e-ticaret eğitimleri, girişimcilik destekleri gibi faaliyetlerle bireylerin üretkenliği arttırılarak ekonomik bağımsızlıkları güçlendirilecek. ALINAN SONUÇLAR PAYLAŞILARAK MODELİN TÜRKİYE’DE UYGULANABİLİR OLMASI SAĞLANACAK Başarılı yöntemler uygulayan 5 Avrupa ülkesinde inceleme yapılarak oluşturulan rehabilitasyon sürecinde hem sanat terapileri hem müzik terapisi gibi birçok yöntem uygulanacak ve bunların akademik açıdan da başarısı denenecek. Alınan sonuçlar paylaşılarak modelin Türkiye'de de uygulanabilir ve erişilebilir olunması sağlanacak. YERLİKAYA’DAN GAZİ ŞEHRE ÖVGÜ! Projenin Gaziantep’te yapılacağına dikkat çeken Bakan Ali Yerlikaya, “Hep Gaziantep öncü bir şehirdir. Dört seneye yakın burada hizmet ettim. Gaziantep hayırda bir numaradır. Üretimde bir numaradır. Gaziantep ticarette bir numaradır. Dünyanın neresinde bir müşteri varsa bilin ki oraya Gaziantepli gider. Ama Gaziantep sadece para kazanmak, karda olmak değil şu gönlü yarda yani hayırda iyilik kapısını açmakta da Gaziantep bir modeldir” dedi. YERLİKAYA: UYUŞTURUCUYLA MÜCADELENİN ARZ VE TALEP CEPHESİNDE BİZ HÜKÜMET OLARAK TAM SAHA PRES YAPIYORUZ Konuşmasının devamında projenin protokolüne şahitlik etmenin mutluluğunu yaşadığını ifade eden Bakan Yerlikaya sözlerine şu ifadelerle devam etti: “İçişleri Bakanı olarak 4 Haziran 2023 tarihinde göreve başladığımız günden beri biz İçişleri Ailesi olarak 675 bin arkadaşımla beraber Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı, onun hükümetler döneminde de hassaten daha ilk günden itibaren devam eden bir süreç. Uyuşturucuyla mücadelenin arz ve talep cephesinde biz hükümet olarak tam saha pres yapıyoruz. Devamlı surette sahadayız ve kendimizi hep update ediyoruz. Bilinen yöntemlerin dışında sokak satıcılarıyla mücadele ediyoruz ve aynı şekilde bilinen yöntemlerin çok daha fevkinde biz Interpol, Europol ile birlikte ortak operasyonlar yapıyoruz. Pek çok operasyonlar daha yakın zamanda kamuoyuna ilan edilecek. Yani biz kendi ülkemiz içerisinde ve ülkemiz dışındaki suç ve suçlarla mücadelede hem tek başımıza yapmamız gerekenlerde hem de birden fazla ülkeyle beraber müşterek ve cesaretle ve kararlılıkla bunu yapıyoruz.” AMATEM İLE BAHAR PROJESİ DE TAM DA BİZİM İSTEDİĞİMİZ GİBİ BİR PROJE Bakan Yerlikaya konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü: “Arz cephesinde durmadan, duraksamadan, kararlı devam edeceğiz ama bu işin bir de talep cephesi var. Yani orada bilinçlenme, şuurlanma, aileyi güçlü hale getirme, sokağı, mahalleyi, caddeyi, birlik, beraberlikle medyayı, üniversiteleri, sağlık bilimleri, tüm kurum kuruluşlar, Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulu var. Kusur işlemiş, bağımlı olmuş. Ne yapacağız? Hep beraber ona sahip çıkarak onu tekrar normal, arınmış, geçmişteki o sıkıntılı günlerine dönmeyen ve bu tecrübesini de yeni arkadaşlarına ‘Bakın ben kurtuldum, zinhar böyle bir yola gitmeyin’ duruşuyla örnek bir başarı hikayesi ortaya çıkarmamız lazım. Bu proje Amatem ile Bahar Projesi de tam da bizim istediğimiz gibi proje.” GELİN ELİNİZİ UZATIN, BİZ SİZİ KUCAKLAYALIM VE SİZİ TEKRAR YAŞAMINIZA SAĞLIKLI, SIHHATLİ, AFİYETLİ BİR ŞEKİLDE DÖNDÜRELİM Çalışmanın oluşturulmasında emeği geçenleri tebrik eden Bakan Yerlikaya sözlerini şu ifadelerle tamamladı: “Bu projenin sayısının artarak devam etmesi için de hükümet olarak da uğraşacağız. Şurada ikinci bir baharı yaşamak için çok güzel bir isim vermişler. Sadece bir bina, o binanın içerisinde sağlıkla teknik bir arınma değil. Asıl zor kısım sağlıkla ilgili teknik arınmadan sonraki en zor aşama başlıyor. Dengeleme, istikrarlı bir şekilde tekrar başa dönmemek. Bu çok zor. Allah kimseyi imtihan etmesin. Ama imtihan edilenlere Gazişehir'den bütün ülkemize söylüyorum. Yalnız olmadıklarını bak şehir el ele veriyor, diyor ki ‘Biz sizin yanınızdayız’. Dolayısıyla hem Amatem, Amatem’den çıktıktan sonra buradaki mükemmel, müthiş evleriyle beraber, annesi de gelebilir, kardeş de gelebilir. Orada onların artık onun şahitliğinde, müşahitliğinde ve sevgiyle ilgili, ilgiyle ilgili ne kadar ihtiyaç varsa, bizim de aynı şekilde katkımız. Aile buradan el ele tutuşup ‘Yarabbi bir daha bizi bu şekilde imtihan etme’ duası ve müteşekkir duygularla beraber çıkacak. Şehir olarak bunları yapmak zorundayız. Bu sistem bunu yaptığı zaman Gazişehir'deki bütün hemşerilerimizin vebali sorumluluğu da Allah'ın izniyle bu protokolle beraber gidecek. Buradan arınmayla ilgili olan kardeşlerimize diyorum ki ‘Gelin elinizi uzatın, biz sizi kucaklayalım ve sizi tekrar yaşamınıza sağlıklı, sıhhatli, afiyetli bir şekilde döndürelim.’” ŞAHİN: BU MASA GAZİANTEP MODELİ Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ise protokol imza törenindeki konuşmasında bağımlılığın Türkiye ve dünya için önemli bir sorun olduğuna dikkat çekerek şunları ifade etti: “Bu madde bağımlığı, teknolojik bağımlılık, sanal kumar olarak karşımızda çıkıyor. Sayın Bakanımız işin güvenlik boyutunda jandarmamız, emniyetimiz elinden gelen, valimiz elinden gelen her şeyi yapıyor ama bunun bir tıbbi tedavi bir de sosyal rehabilitasyon bölümü var. Kurucu Aile Bakanlığı yaptığımdan dolayı bu işlerin o boyutunu da çok iyi bilen bir kardeşiniz olarak sağ olsun Asım Başkan'ın zamanında Oya Bahadır bizim on sekiz yaş altı için başladı. Başlarken de dünya modelleri incelendi. Yale Üniversitesi'nin yazılımıyla yerelleştirilerek çok önemli bir model gelişti ama artık on sekiz yaş üstü için de bunun yenilenmesi gerekiyordu. Biz bunun bütün çalışmalarını yaptığımız için yaklaşık on beş yıllık bir tecrübe var. O tecrübeyi kullandık. Dünyanın bu konudaki en iyi merkezleri incelendi, bir model oluştu. Bu modelde kapalı alanımız, açık alanımız çok ciddi tıbbi altyapımız, sosyal rehabilitasyon bölümümüz var. Bu masa Gaziantep Modeli.” ÇEBER: BU BURADA BAŞLAYACAK AMA TÜRKİYE’DE GÜZEL BİR ÖRNEK OLACAĞINI DEĞERLENDİRİYORUZ Gaziantep Valisi Kemal Çeber’de yaptığı konuşmada her türlü bağımlılıkla mücadele ettiklerini anlatarak, “Uyuşturucu bağımlılığının üzerinde de hem arz hem talep yönüyle bu mücadelenin olması gerektiğini biz de değerlendirdik ve bir taraftan arz bölümüyle güvenlik birimlerimiz mücadele ediyor. Düzenli olarak rakamlarımız geliyor. Hem operasyon sayısında hem şüpheli hem tutuklu sayısında ciddi artmalar var. Son zamanlarda yapılan analizlerde şehir atık sularında uyuşturucu oranlarının yüzde yirmi beş civarında azaldığını memnuniyetle ifade edebilirim. Bağımlılarla biz bire bir sohbetler yapıyoruz. Onlar uyuşturucuya ulaşmada zorluklar yaşandığını, satıcılar güzergah değişikliklerinden bahsediyor. Arz boyutuyla ilgili elimizden geleni yapıyoruz. Protokolün içeriği olan talep boyutunu da boş bırakamayız. Bu burada başlayacak ama Türkiye’de güzel bir örnek olacağını değerlendiriyoruz. 61 dönümlük çok güzel bir doğa içerisinde sağlık boyutları başta olmak üzere her boyutunu kapsayacak bir çalışmayla hem bağımlılık hem de onunla ilgili tüm sosyal kesimleri tedavinin içine alarak devam ettireceğiz. Bu protokolü görmeyenler de bilmelidir ki bizi bu konuda cesaretlendiren, hırslandıran Sayın Bakanımızın talimatları ve biz de onlar doğrultusunda elimizden geleni yapmaya gayret ediyoruz. Konuşmaların ardından protokol ile Şireci Ailesi’nden Esat ve Didem Şireci ve Gaziantep İl Sağlık Müdürü Dr. Beytullah Şahin proje için imzaları attı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Huawei Avrupa’nın Dijital Dönüşümüne Yapay Zekâ ve 5G ile Yön Veriyor Haber

Huawei Avrupa’nın Dijital Dönüşümüne Yapay Zekâ ve 5G ile Yön Veriyor

Avrupa’nın dijital ve yeşil dönüşüm süreci, Madrid’de gerçekleştirilen Huawei Connect Europe 2025 etkinliğinde ele alındı. ‘All Intelligence, Greener Europe (Tüm Alanlarda Zekâ, Daha Yeşil Bir Avrupa)’ temasıyla düzenlenen etkinlikte; dünyanın farklı ülkelerinden teknik uzmanlar, sektör liderleri ve Huawei iş ortakları bir araya geldi. Etkinlikte; yapay zekâ, 5G ve yeşil enerji teknolojilerinin sanayiden sağlığa, eğitimden finansa kadar tüm sektörlerde yarattığı dönüşüm öne çıkan konular arasındaydı. Huawei yöneticileri katılımcılaraseslenirken, önümüzdeki dönemde Avrupa’da yerelleşme, yenilikçilik ve sürdürülebilir kalkınmaya yönelik yatırımlarını artıracaklarını vurguladı. “Yapay zekâ beş yılda küresel ekonomiye 22,3 trilyon dolar katkı sağlayacak” Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Huawei Yönetim Kurulu İcra Direktörü David Wang, akıllı dünyanın beklenenden daha hızlı geldiğini belirterek şu ifadeleri kullandı: “Zekâ çağı, düşündüğümüzden çok daha hızlı yaklaşıyor. Yapay zekâ, 5G ve yeşil enerji; eğitim, sağlık, finans, üretim gibi tüm sektörleri kökten değiştirecek. Bu teknolojiler, iş modellerinden değer zincirlerine kadar yeni fırsatlar yaratacak. Sadece yapay zekânın önümüzdeki beş yıl içinde küresel ekonomiye 22,3 trilyon ABD doları katkı sağlaması bekleniyor.” Wang, önümüzdeki on yılın Avrupa için dijital ve yeşil dönüşüm açısından kritik bir dönem olacağını belirterek, Huawei’nin ‘Avrupa’da, Avrupa için’ ilkesine bağlı kalmaya devam edeceğini söyledi. Şirketin Avrupa genelindeki Ar-Ge merkezleri, inovasyon laboratuvarları, üretim tesisleri ve tedarik zinciri merkezleriyle yenilikçilik ve yerelleşmeyi desteklediğini vurgulayan Wang, “Avrupalı iş ortaklarımızla birlikte bu ortak vizyonu fırsata dönüştürmek ve Avrupa’yı daha akıllı, daha yeşil bir geleceğe taşımak için çalışıyoruz” dedi. “Avrupa’nın dijital ve akıllı dönüşümüne yatırım yapıyoruz” Huawei Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Kurumsal Satış Birimi Başkanı Leo Chen ise şirketin Avrupa’daki teknoloji yatırımlarına ilişkin detayları paylaşırken, “Avrupa’nın dijital ve akıllı dönüşümünü desteklemek için teknoloji inovasyonuna, iş ortaklığı ekosistemlerine ve yetenek geliştirme programlarına yatırım yapıyoruz. Birlikte daha akıllı ve sürdürülebilir bir Avrupa inşa edebiliriz” dedi. Chen, Huawei’nin Avrupa’daki işletmelerin dijital dönüşümünü kolaylaştırmak amacıyla yeni nesil ürün ve çözümler sunduğunun altını çizdi. Bunlar arasında; HUAWEI eKit 4+10+N KOBİ Zekâ Çözümleri de yer alıyor. Bu çözüm seti; akıllı ofis, akıllı iş, akıllı eğitim ve akıllı sağlık olmak üzere dört temel senaryoya odaklanıyor. Böylece KOBİ’ler yeni teknolojileri daha kolay benimseyebiliyor. Yeni iş ortaklığı modeli: SHAPE 2.0 Huawei ayrıca, yerel iş ortaklarıyla daha güçlü bir iş birliği modeli oluşturmak amacıyla SHAPE 2.0 programını tanıttı. Geçtiğimiz yıl duyurulan SHAPE çerçevesinin geliştirilmiş versiyonu olan SHAPE 2.0, Avrupa’daki iş ortaklarının senaryo bazlı çözümler ve hizmetler geliştirmesine olanak tanıyor. Şirket, aynı zamanda dağıtım ortakları için yeni bir gelişim planı açıkladı. Bu planla birlikte Huawei’nin Avrupa’daki iş ortakları, müşterilerine daha kapsamlı ve yerelleştirilmiş hizmetler sunabilecek. Üniversitelerle iş birliği, yerel yeteneklere yatırım Huawei, Avrupa genelinde üniversiteler ve iş ortaklarıyla birlikte yürüttüğü Huawei Bilişim Akademileri, ortak laboratuvarlar ve sertifikasyon programları aracılığıyla yeni yetenekler yetiştiriyor. Bu programlar sayesinde hem üniversite öğrencileri hem de teknoloji profesyonelleri, dijital ekonomiye yön verecek beceriler kazanıyor. Huawei bu girişimlerle hem yerel topluluklara katkı sağlıyor hem de Avrupa’nın teknoloji ekosisteminde uzun vadeli değer yaratıyor. Etkinliğe; ‘İspanya Dijital Dönüşüm ve Kamu Hizmetleri Bakanlığı Telekomünikasyon ve Görsel-İşitsel İletişim Hizmetleri Düzenleme Genel Sekreteri Matías González Martín’, ‘ETSI CSO’su Ultan Mulligan’, ‘Essen Üniversite Hastanesi CIO’su Armin de Greiff’, ‘Azerion Strateji Direktörü Sebastiaan Moesman’, ‘Iberdrola | bp pulse Genel Müdürü Pablo Pirles’, ‘Wattkraft Solar GmbH CTO’su ve Kurucu Ortağı Francisco Pérez Spiess’ ve ‘UNESCO Avrupa Bilim ve Kültür Bölgesel Bürosu Baş Uzmanı Jing Fang’ gibi farklı sektörlerden önemli isimler katıldı. Katılımcılar, Avrupa’nın yapay zekâ, yenilenebilir enerji, 5G ve veri ekonomisi alanlarında nasıl ilerleme kaydedebileceğini tartıştı. Etkinlik, dijitalleşme ile sürdürülebilirliğin kesiştiği noktada uluslararası iş birliğinin önemini bir kez daha vurguladı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

DHL Express, Üst Üste Beşinci Kez “Avrupa’nın En İyi İş Yeri” Seçildi Haber

DHL Express, Üst Üste Beşinci Kez “Avrupa’nın En İyi İş Yeri” Seçildi

DHL Express, Great Place to Work® ve Fortune tarafından üst üste beşinci kez Avrupa’nın En İyi İşvereni olarak seçildi. Mevcut çalışanlarla yapılan ve gizli anketler sonucunda verilen bu ödül, DHL’in Avrupa genelinde çalışan bağlılığına, takdire ve gelişime öncelik veren kurum kültürünü yansıtıyor. Avrupa’da yaklaşık 45 bin çalışanıyla DHL Express, kapsayıcı, güçlendirici ve motive edici bir çalışma ortamı oluşturmak için yatırımlarına devam ediyor. Şirket; Certified International Specialist (CIS) - Sertifikalı Uluslararası Uzman olarak tanımlanan öğrenme ve gelişim platformunun yanı sıra, esenlik (wellbeing) programları ve çeşitlilik, eşitlik, kapsayıcılık ve aidiyet yaklaşımlarıyla, 60’tan fazla ülkede ortak bir değer kültürü inşa ettiği programlar yürütüyor. DHL Express Avrupa CEO’su Mike Parra konuyla ilgili şunları söyledi: “Great Place to Work tarafından üst üste beşinci kez Avrupa’nın en iyi iş yeri olarak seçilmek büyük bir gurur ve Avrupa genelindeki harika çalışanlarımızın tutkusunun, adanmışlığının ve ekip birlikteliğinin bir göstergesi. DHL Express’te güven, kapsayıcılık ve sürekli gelişim kültürünün yalnızca çalışanlarımız için değil; müşterilerimize mükemmel hizmet sunmak ve sektörümüzde en yüksek performans standartlarını yakalamak açısından vazgeçilmez olduğuna inanıyoruz. Bu ödül, insan odaklı yaklaşımımızın ve herkesin değerli ve yetkin hissettiği çalışma ortamı inşa etme çabamızın güçlü bir yansıması. Bu başarıya katkı sağlayan 45 bin çalışma arkadaşımıza teşekkür ediyorum.” DHL Express Avrupa İK Kıdemli Başkan Yardımcısı Eva Leitner ise: “İş stratejimizin en önemli unsurunu ve başarımızın temelini insanlar oluşturuyor. Avrupa’daki iş gücümüz son derece çeşitli bir yapıya sahip ve bunun bize kattığı gücü kutlamak için sürekli çalışıyoruz. Great Place to Work sıralamalarında bir kez daha zirvede yer almamız, gerçekten harika bir işveren olma yolunda doğru adımları attığımızı gösteriyor” dedi. Great Place to Work® Avrupa’nın Çalışmak İçin En İyi 100 Şirketi listesi, çalışanların anonim geri bildirimlerine ve kurum kültürü, güven ve liderlik unsurlarının titiz analizine dayanıyor. Bu ödül, çalışanların iş yerleri hakkında ne hissettiklerine odaklanan tek değerlendirme olarak öne çıkıyor. Great Place to Work, çalışanlardan aldığı anonim geri bildirimleri, katılımcı şirketlerin İK verileriyle eşleştirerek değerlendiriyor. Trust Index™ Anketi’ni oluşturan 60 soruda tutarlı şekilde yüksek skorlar elde eden şirketler listeye girmeye hak kazanıyor. DHL Hakkında 1969 yılında kurulan DHL, lojistik sektöründe lider küresel markadır. İş birimleri, yurtiçi ve uluslararası paket teslimatından e‑ticaret lojistiği ve fulfillment çözümlerine, uluslararası ekspres, kara, hava ve deniz taşımacılığından endüstriyel tedarik zinciri yönetimine kadar geniş bir lojistik portföyü sunmaktadır. Dünya genelinde 220’den fazla ülke ve bölgede yaklaşık 602.000 çalışanıyla DHL, müşterilerinin sınırları aşmasına, yeni pazarlara ulaşmasına ve işlerini büyütmesine yardımcı olur. “Dünya için lojistik şirketi” konumuyla, DHL teknoloji, yaşam bilimleri, sağlık, mühendislik, üretim ve enerji, perakende ve otomotiv dahil birçok büyüyen pazar ve sektöre özel çözümler sunmaktadır. DHL, sürdürülebilir ticaret uygulamaları ve topluma ve çevreye karşı sorumluluk anlayışıyla dünyaya olumlu katkı sağlayan DHL Grubu’nun bir parçasıdır ve 2050 yılına kadar sıfır emisyon hedeflemektedir. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Karsan’dan İtalya Bari’ye 18 Metrelik Yüzde 100 Elektrikli 42 Adet e-ATA Haber

Karsan’dan İtalya Bari’ye 18 Metrelik Yüzde 100 Elektrikli 42 Adet e-ATA

İtalya’nın 40’dan fazla şehrinde aktif olarak hizmet veren Karsan marka araçlarla, şirket ülkede güçlü bir varlık sürdürüyor. Bu kapsamda değerlendirmede bulunan Karsan CEO’su Okan Baş, “İtalya’nın Bari şehrinde elektrikli toplu taşıma dönüşümünün ilk adımlarını birlikte atmıştık. Şehirde halihazırda görev yapan Karsan araçlarımızın yarattığı yüksek memnuniyet göstergesi olarak yeni sözleşmeler imzalıyor olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bugün itibarıyla 340’ın üzerinde elektrikli aracımız İtalya’da toplu ulaşımda hizmet veriyor. Karsan olarak İtalya’daki varlığımızı güçlendirerek istikrarlı büyümemizi sürdürmeye kararlıyız” dedi. Dünyada toplu ulaşımın elektrikli ve otonom araçlara dönüşümünde öncü rol oynayan Karsan, Avrupa’daki varlığını hızla genişletmeye devam ediyor. Ana hedef pazarlarından İtalya’nın Bari şehrinde yeni bir başarıya daha imzasını atan Karsan, İtalya bayisi KMobility aracılığıyla 42 adet e-ATA 18 metre körüklü otobüsü Haziran 2026’da teslim edecek. Karsan için İtalya’daki büyüyen sıfır emisyonlu otobüs pazarında varlığını pekiştiren bu ihale, aynı zamanda Bari’nin sürdürülebilir ve yüksek kapasiteli toplu taşıma stratejisinde önemli bir adım atmasını sağlıyor. Araçlar 2026 yazında hizmete başlayacak! Karsan İtalya’da elektrikli toplu taşıma dönüşümünün öncüsü olma rolünü yeni anlaşmalarla pekiştiriyor. İtalya’da Bari belediyesinin hayata geçireceği yeni Hızlı Otobüs Taşımacılığı (BRT) projesi kapsamında, Karsan kazandığı ihale ile projede hizmet verecek ilk otobüsleri 2026 yılında teslim etmiş olacak. İtalya’daki büyüyen sıfır emisyonlu toplu taşıma pazarında Karsan’ın elde ettiği başarının altını çizen Karsan CEO’su Okan Baş, “Araçlarımız İtalya’nın 40’dan fazla şehrinde hizmet vermeye devam ediyor. 2023’ten beri Bari Belediyesi’ne hizmet vermekte olan araçlarımıza duyulan memnuniyet, bizim için gelecek projelerin de önünü açıyor. Kazandığımız bu yeni ihale ile önümüzdeki haziran ayında 42 adet 18 metre Karsan e-ATA aracı Bari Belediyesi’ne teslim edilecek. 2026 yazında araçların belediyenin yeni Hızlı Otobüs Taşımacılığı (BRT) projesi kapsamında kullanılacak ilk araçlar olması da ayrıca önem taşıyor”dedi. Karsan’ın “Mobilitenin Geleceğinde Bir Adım Önde” vizyonu, güçlü ürünleri ve yenilikçi çözümleri sayesinde hedef pazarlarımızda büyümeye kararlılıkla devam ettiğini ekleyen Okan Baş, İtalya, Karsan’ın Avrupa’daki büyüme yolculuğunda stratejik bir öneme sahip, çok güçlü olduğumuz ve daha da büyümeyi hedeflediğimiz öncelikli pazarlardan biri. Bu pazarda da markamıza ve sınıflarının en iyisi modellerimize duyulan güven bir Avrupa markası olarak bizim azmimizi ve küresel ölçekte daha ileriye gitme motivasyonumuzu her geçen gün güçlendiriyor. 2018’de İtalya’da kurduğumuz Karsan Europe ile operasyonlarımızı ve müşteri ilişkilerimizi daha da güçlendirdik. Aldığımız her geri bildirimi ürün ve hizmet kalitemizi daha da ileriye taşımak için değerlendiriyoruz. Bu yaklaşım, bize yalnızca operasyonel başarı değil, aynı zamanda yüksek müşteri memnuniyeti ve uzun vadeli iş birlikleri olarak geri dönüyor. Bu yolculukta, yerel bayimiz Kmobility ile kurduğumuz güçlü ve uzun soluklu iş birliği de başarımızın önemli bir parçası. İtalya’daki yaygın saha yapılanmamız ve Kmobility ile uyum içinde yürüttüğümüz çalışmalar, Karsan’ı ülkedeki toplu ulaşım dönüşümünün güvenilir çözüm ortağı konumuna taşıdı” diye konuştu. Gerçek sürüş koşullarında 450 kilometrenin üzerinde menzil sunuyor! Bari’nin toplu taşıma altyapısına güç katacak 18 metre Karsan e-ATA araçları, her biri 300 kW gücünde iki bağımsız şarj girişiyle aynı anda yüksek hızlı şarj olanağı ile kısa sürede enerji dolumunu tamamlayarak Bari’nin gerçek sürüş koşullarında 450 kilometrenin üzerinde menzil sunuyor. Avrupa standartlarına uygun olarak tasarlanan araçlar, Bari halkının modern ve çevreci toplu taşıma ihtiyacını karşılayacak. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

 Kuzey Kore Bağlantılı Lazarus, Avrupa’da İHA ve Drone Üreticilerini Hedef Alıyor Haber

 Kuzey Kore Bağlantılı Lazarus, Avrupa’da İHA ve Drone Üreticilerini Hedef Alıyor

ESET araştırmacılarının bulgularına göre gerçek hayatta gerçekleşen saldırılar, Orta ve Güneydoğu Avrupa'da savunma sektöründe faaliyet gösteren üç şirketi arka arkaya hedef aldı. İlk erişim neredeyse kesin olarak sosyal mühendislik yoluyla sağlandı. Hedeflere yerleştirilen ana yük, saldırganlara ele geçirilen makine üzerinde tam kontrol sağlayan bir uzaktan erişim truva atı (RAT) olan ScoringMathTea idi. Saldırganların başlıca hedefinin, özel bilgiler ve üretim know-how'ının dışarıya sızdırılması olduğu düşünülüyor. Operation DreamJob'da, sosyal mühendisliğin ana teması, kârlı ama sahte bir iş teklifi ve buna eşlik eden bir kötü amaçlı yazılım. Kurban, genellikle iş tanımı içeren bir yem belge ve bunu açmak için trojanize edilmiş bir PDF okuyucu alır. ESET Research, bu faaliyeti Operasyon DreamJob ile ilgili kampanyaları ve Avrupa'da bulunan hedef sektörlerin önceki Operasyon DreamJob örneklerindeki hedeflerle (havacılık, savunma, mühendislik) uyumlu olması nedeniyle Lazarus'a atfediyor. Hedef alınan üç kuruluş, farklı türde askeri teçhizat (veya bunların parçaları) üretiyor ve bunların çoğu, Avrupa ülkelerinin askeri yardımı sonucunda şu anda Ukrayna'da kullanılıyor. Operation DreamJob'un gözlemlenen faaliyetleri sırasında, Kuzey Koreli askerler Moskova'nın Kursk bölgesinde Ukrayna'nın saldırısını püskürtmesine yardım etmek için Rusya'ya konuşlandırılmıştı. Bu nedenle, Operation DreamJob'un şu anda Rusya-Ukrayna savaşında kullanılan bazı batı yapımı silah sistemleri hakkında hassas bilgiler toplamakla ilgilendiği mümkündür. Daha genel olarak, bu kuruluşlar Kuzey Kore'nin de yurt içinde ürettiği ve kendi tasarım ve süreçlerini mükemmelleştirmeyi umduğu türden malzemelerin üretiminde yer almaktadır. İHA ile ilgili bilgi birikimine olan ilgi dikkat çekici, zira bu, Pyongyang'ın yerli drone üretim kapasitelerine büyük yatırım yaptığına işaret eden son medya haberlerini yansıtıyor. Kuzey Kore, yerli İHA kapasitelerini geliştirmek için büyük ölçüde tersine mühendislik ve fikri mülkiyet hırsızlığına güvenmiştir. Son Lazarus saldırılarını keşfeden ve analiz eden ESET araştırmacısı Peter Kálnai ve Alexis Rapin şu açıklamayı yaptılar: "Operasyon DreamJob'un, en azından kısmen, İHA'larla ilgili özel bilgileri ve üretim know-how'ını çalmak amacıyla gerçekleştirildiğini düşünüyoruz. Dropper'lardan birinde gözlemlenen drone ifadesi, bu hipotezi önemli ölçüde desteklemektedir. Hedef alınan kuruluşlardan birinin, şu anda Ukrayna'da kullanılan ve Kuzey Kore'nin cephe hattında karşılaşmış olabileceği en az iki İHA modelinin üretiminde yer aldığına dair kanıtlar bulduk. Bu kuruluş, Pyongyang'ın aktif olarak geliştirmekte olduğu bir uçak türü olan gelişmiş tek motorlu insansız hava araçlarının tedarik zincirinde de yer almaktadır.“ Genel olarak, Lazarus saldırganları oldukça aktiftir ve arka kapılarını birden fazla hedefe karşı kullanırlar. Bu sık kullanım, bu araçları ortaya çıkarır ve tespit edilmesini sağlar. Buna karşı önlem olarak, grubun araçlarının yürütme zincirinde bir dizi dropper, yükleyici ve basit indirici yer alır. Saldırganlar, kötü amaçlı yükleme rutinlerini GitHub'da bulunan açık kaynaklı projelere dâhil etmeye karar verdiler. Ana yük olan ScoringMathTea, yaklaşık 40 komutu destekleyen karmaşık bir RAT'tır. İlk ortaya çıkışı, Ekim 2022'de Portekiz ve Almanya'dan VirusTotal'a gönderilen başvurularla izlenebilir; burada dropper, Airbus temalı bir iş teklifi gibi görünerek kurbanları tuzağa düşürmüştür. Uygulanan işlevsellik, Lazarus'un genellikle gerektirdiği işlevselliklerle aynıdır: Dosya ve işlemlerin manipülasyonu, yapılandırmanın değiştirilmesi, kurbanın sistem bilgilerinin toplanması, TCP bağlantısının açılması ve yerel komutların veya C&C sunucusundan indirilen yeni yüklerin yürütülmesi. ESET telemetrisine göre, ScoringMathTea, Ocak 2023'te bir Hint teknoloji şirketine, Mart 2023'te bir Polonya savunma şirketine, Ekim 2023'te bir İngiliz endüstriyel otomasyon şirketine ve Eylül 2025'te bir İtalyan havacılık şirketine yönelik saldırılarda görülmüştür. Operation DreamJob kampanyalarının amiral gemisi yüklerinden biri olduğu görülmektedir. Grubun en önemli gelişimi, DLL proxy'leri için tasarlanmış yeni kütüphanelerin tanıtılması ve daha iyi kaçınma için trojanize edilecek yeni açık kaynaklı projelerin seçilmesidir. Kálnai, "Yaklaşık üç yıldır Lazarus, tercih ettiği ana yükü olan ScoringMathTea'yi kullanarak ve açık kaynaklı uygulamaları trojanize etmek için benzer yöntemler uygulayarak tutarlı bir çalışma tarzını sürdürmüştür. Bu öngörülebilir ancak etkili strateji, grubun kimliğini gizlemek ve atıf sürecini belirsizleştirmek için yetersiz olsa da güvenlik tespitinden kaçmak için yeterli polimorfizm sağlar" diye aktardı. HIDDEN COBRA olarak da bilinen Lazarus grubu en az 2009 yılından beri aktif olan ve Kuzey Kore ile bağlantılı bir APT grubudur. Yüksek profilli olaylardan sorumludur. Lazarus kampanyalarının çeşitliliği, sayısı ve uygulamadaki tuhaflığı bu grubu tanımlamaktadır. Ayrıca siber suç faaliyetlerinin üç temel unsurunu da yerine getirmektedir: Siber casusluk, siber sabotaj ve mali kazanç peşinde koşma. Operasyon DreamJob, esas olarak sosyal mühendisliğe dayanan Lazarus kampanyalarının kod adıdır ve özellikle prestijli veya yüksek profilli pozisyonlar için sahte iş teklifleri kullanır ("hayalindeki iş" tuzağı). Hedefler ağırlıklı olarak havacılık ve savunma sektörlerindedir, ardından mühendislik ve teknoloji şirketleri ile medya ve eğlence sektörü gelir. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

16 Ülkeden Öncü Firmalar R+T Turkey 2025’te İstanbul’da Buluşuyor Haber

16 Ülkeden Öncü Firmalar R+T Turkey 2025’te İstanbul’da Buluşuyor

Bu yıl, 16 ülkeden sektörün önde gelen firmaları şimdiden katılımını kesinleştirdi. Türkiye’nin yanı sıra ABD, Avustralya, Çin, Güney Kore, İngiltere, İspanya, Kanada, Kazakistan, Kırgızistan, Lüksemburg, Romanya, Singapur, Tayland, Tayvan ve Yunanistan gibi ülkelerden firmaların yer aldığı Uluslararası Güneşten Koruma ve Otomatik Kapı Sistemleri Fuarı – R+T Turkey 2025, sektördeki uluslararası iş birlikleri ve ihracat bağlantılarına zemin hazırlıyor. R+T Turkey: Katılımcıların ihracat hedeflerini destekleyecek bir ticari platform Messe Stuttgart Ares Fuarcılık Genel Müdürü Ufuk Altıntop: “2023 yılında düzenlenen son etkinlikte, 11 bin metrekarelik alanda 127 katılımcıyı, 90 ülkeden 5 bini aşkın ziyaretçiyle bir araya getirdik. Bu başarıyı, katılımcılarımızın ihracat hedeflerini destekleyecek şekilde daha da ileri taşımayı amaçlıyoruz. Bu yıl da iki salonda gerçekleşecek R+T Turkey, 16 ülkeden katılımcıyı 90’ın üzerinden ülkeden ziyaretçi ile bir araya getirecek. Avrupa ve Asya arasında bir bağlantı noktası olan İstanbul’da düzenlenen R+T Turkey, hem ziyaretçileri hem katılımcıları için elverişli bir buluşma noktası. 8 ülkeye sınır geçişi ve 95 ülkenin vizesiz erişim imkanı, Avrupa, Asya, Afrika ve Orta Doğu’dan ziyaretçi ulaşımını kolaylaştırıyor. Türkiye Ticaret Bakanlığı’nın bu fuarı dış ticaret teşvik programına dahil etmesi ve böylece Avrupa, Asya, Orta Doğu ve Afrika’daki ziyaretçi çalışmalarını desteklemesi de R+T Turkey Fuarı’nın önemini ortaya koyuyor.” ifadelerini kullandı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Garner Hotel İstanbul – Airport Arnavutköy hizmete açıldı Haber

Garner Hotel İstanbul – Airport Arnavutköy hizmete açıldı

IHG Hotels & Resorts (IHG), Türkiye’deki ilk Garner markalı otelini hizmete açtı. Garner Hotel Istanbul – Airport Arnavutköy, İstanbul Havalimanı’na sadece 14 kilometre mesafede yer alan, 56 odalı otel olarak seyahatleri kolay ve konforlu hale getirmek için tasarlandı. Her daim canlı bir lokasyon olan Arnavutköy semtinde konumlanan otel, misafirlere yerel kafe, restoran ve mağazalara yakın olma avantajı sunarken; otobüs ve taksiyle havalimanına kolay ulaşım imkânı sağlıyor. İş ya da tatil amaçlı konaklayan misafirler için tasarlanan Garner Hotel Istanbul – Airport Arnavutköy, konfor ve pratikliği bir arada sunarak misafirlerin bir sonraki yolculuğa hazır hissetmelerini sağlıyor. Garner otel portföyünün en yeni üyesi olan Garner Hotel Istanbul – Airport Arnavutköy, markanın “rahat ve kolay konaklama” vaadini yansıtıyor. Misafirlere uygun fiyatlara rahat bir uyku, güvenilir ve konforlu bir deneyimin yanı sıra karşılama içeceği ve atıştırmalık gibi düşünülmüş detaylar sunuluyor. Tüm Garner otellerinde olduğu gibi, misafirler otel lobisindeki Garner Shop’tan 24 saat boyunca atıştırmalık ve içecek alabiliyor. Otelin restoranında taze kahvaltı seçenekleri sunuluyor. İş amaçlı seyahat eden misafirler için modern odalarda ergonomik çalışma alanları ve yüksek hızlı, ücretsiz Wi-Fi bulunuyor. Birbirine bağlantılı odalar ise aileler ve gruplar için esnek bir konaklama deneyimi sağlıyor. Diğer olanaklar arasında çamaşırhane ve kuru temizleme hizmetleri, 24 saat resepsiyon, gün boyu yiyecek-içecek servisi ve özel transfer seçenekleriyle esnek havaalanı transfer hizmetleri yer alıyor. Garner Hotel Istanbul – Airport Arnavutköy Genel Müdürü Mehmet Kocabaş, açılışla ilgili olarak şunları söyledi: “Türkiye’deki ilk Garner otelinin kapılarını açmaktan ve markamız için önemli bir aşama gerçekleştirmekten büyük gurur duyuyoruz. Avrupa’nın en yoğun ve bağlantılı ulaşım merkezlerinden birine sadece birkaç dakikalık mesafede bulunan bu otel, konforu, kolaylığı ve kaliteyi önemseyen gezginler için özel olarak tasarlandı. Misafirlerimiz ister geç saatlerde gelsin ister sabah erken saatlerde ayrılsın; Garner Hotel Istanbul’da her zaman sorunsuz ve rahat bir deneyim yaşayacaklar.” Garner Hotel Istanbul – Airport Arnavutköy, markanın imzası niteliğindeki “Sketches of Humanity” sanat eserine de ev sahipliği yapıyor. Lobide yer alan bu özel enstalasyon, markanın ve misafirlerinin çeşitliliğini ve özgünlüğünü gösterirken Garner’ın samimi ve anlamlı misafirperverlik anlayışını da vurguluyor. Otelin 2026 ve 2027 yıllarında tamamlanacak yeni oda yatırımlarıyla toplam kapasitesinin 118 odaya ulaşması planlanıyor. Garner Hotel Istanbul – Airport Arnavutköy, Avrupa’daki büyüyen Garner otelleri portföyüne katıldı. Garner Hotel Edinburgh Haymarket (İngiltere), Garner Hotel Preston Samlesbury (İngiltere), Garner Hotel Rome Aurelia (İtalya) ve DACH bölgesinde açılmış veya planlama aşamasında olan diğer otellerle birlikte markanın Avrupa’daki varlığını güçlendirmeye devam ediyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Pirge, Host Milano 2025’te Sürdürülebilir Üretim Vizyonunu Sergiledi Haber

Pirge, Host Milano 2025’te Sürdürülebilir Üretim Vizyonunu Sergiledi

Pirge, yiyecek, içecek ve ağırlama sektörünün önde gelen fuarlarından HOST Milano’ya katıldı. Her iki yılda bir düzenlenen ve sektör trendlerinin belirlendiği Host Milano 2025’te Pirge, 146 yıllık tecrübe ve kalitenin birlikteliğiyle ürettiği bıçaklarını on binlerce sektör profesyoneliyle tanıştırdı. Bu yıl sürdürülebilirlik, teknoloji ve dijitalleşme, verimlilik ve kaynak yönetimi, tasarım ve kullanıcı deneyimi gibi birçok farklı konuyu odağına alan fuarda Pirge, Türkiye bıçak sektörüne kazandırdığı yenilikçi ürünler, teknoloji, otomasyonlu ve sürdürülebilir üretim ilkelerini katılımcılarla buluşturdu. Pirge’nin yenilikçi, yüksek performanslı ve kalite odaklı ürün anlayışının yanı sıra yüksek kaliteli çelik kullanımı, üstün keskinlik ve dayanıklılıkla öne çıkan ürün portföyü ziyaretçiler tarafından yoğun ilgi gördü. Fuarda Avrupa ve Orta Doğulu sektör temsilcileri ve distribütörlerle yakın temaslar da kuran Pirge, 2026 yılı için yeni iş birliklerinin kapılarını araladı. Pirge üretim trendlerine güçlü bir uyum sergiledi Host Milano 2025’te yer almanın, Pirge için hem markalaşma hem de uluslararası iş ağlarını güçlendirme ve çeşitlendirme açısından önemli bir deneyim olduğunu aktaran Pirge Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ömer Pirge, bu yıl fuarda özellikle teknolojik gelişmeler ve sürdürülebilir üretim uygulamalarının öne çıktığını, Pirge’nin yenilikçi, yüksek performanslı ve kalite odaklı ürün anlayışının bu trendlerle güçlü bir uyum sergilediğini söyledi. “Üretimde sürdürülebilirliği benimsiyoruz’’ Sürdürülebilirlik yatırımları hakkında da değerlendirmelerde bulunan Ömer Pirge sözlerine şu şekilde devam etti: “2025 yılında sürdürülebilirliği üretim süreçlerimizde ve günlük iş hayatımızda önceliklendirdik. Bu anlamda atık yönetiminde önemli adımlar atıyoruz. Fabrikalarımızın çit, korkuluk ve metal kapı gibi aksamlarını çelik layout firelerimizden üretiyoruz. Ayrıca çelik firelerini bıçak üretiminde de değerlendiriyoruz. Bu sayede atık olacak 2.550 kg’lık çeliği geri kazandık. Yılda 25 ton kağıt ve karton, 84 ton çelik hurda ve 22 ton plastiği geri dönüşüme kazandırıyoruz. Life serisi bıçaklarımızın saplarında zeytin çekirdeği katkılı geri dönüştürülebilir plastik kullanarak çevreye olan duyarlılığımızı somutlaştırıyoruz. Enerji tasarrufu ve kaynak kullanımını artırmak da önceliklerimiz arasında. Isı kayıplarını minimize etmek için Bursa fabrikamızda düzenli mantolama çalışmaları yürütüyoruz. Ayrıca 12.000 m²’lik çatımıza kuracağımız yağmur suyu hasat sistemi sayesinde üretim proseslerimizde, yıllık 8.472 m³ su tasarrufu elde edeceğiz. Bütün bu adımlarla çevreye olan sorumluluğumuzu yerine getirirken, aynı anda üretim verimliliğimizi artırıyor ve atıkları minimuma indiriyoruz. Pirge olarak çevreci yatırımlarımızla üretimde sürdürülebilirliği benimsiyoruz. Sektöre de örnek olacağımıza inanıyoruz. Pirge olarak ülkemiz, sektörümüz ve dünyamızın geleceğinin yanı sıra sürdürülebilirlik anlayışımızla dünya bıçak sektöründe de örnek olabilmek için çevreci yatırımlarımıza devam edeceğiz.” Butcher’s Performance bıçaklarını ilk kez tanıttı Pirge ayrıca fuarda yeni makine bıçaklarını ve üstün keskinlik ile performans sunan yeni Butcher’s Performance bıçağını da ilk kez tanıttı. Et entegre tesislerine, endüstriyel kullanıcılara ve profesyonel kasaplara yönelik olarak geliştirilen, keskinlik, paslanmazlık ve üstün tasarımı bir araya getiren bu özel bıçaklar fuarda büyük beğeni topladı. Üretim gücünü ve Ar-Ge vizyonunu somut biçimde yansıttığı bu yeniliklerle Pirge, sadece mutfak profesyonelleri için değil, kasaplar ve endüstriyel kesim teknolojilerinde de güçlü bir oyuncu olduğunu globalde de bir kez daha kanıtladı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.