Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Bankacılık

Kapsül Haber Ajansı - Bankacılık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bankacılık haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Sistem Global Teknoloji Yatırımlarına Ara Vermeden Devam Ediyor Haber

Sistem Global Teknoloji Yatırımlarına Ara Vermeden Devam Ediyor

KOBİ’ler başta olmak üzere, katma değerli üretim hedefleyen her ölçekten şirkete büyüme odaklı iş servisleri ve danışmanlığı sunan Sistem Global, danışmanlık tabanlı, servis entegre teknoloji çözümleri sunan dinamik bir platforma dönüşme vizyonunu hızlandıracak yeni bir adım attı. KOBİ’lerin en kritik ihtiyacı olan finansmana erişim alanına önemli katkılar sağlayacak bu hamle kapsamında Sistem Global, finansal sağlık analizi ve fintech çözümleri sunan, Türkiye’nin mali veri analitiği alanındaki öncü teknoloji şirketi Agra Fintech’e stratejik yatırım gerçekleştirdi. Sistem Global’in KOBİ segmentindeki güçlü deneyimi, danışmanlık alanındaki uzmanlığı ve geniş müşteri tabanı, Agra’nın finansal teknolojiler alanındaki yetkinliği ile birleşerek, yalnızca finansal sağlık raporları üretmekle kalmayacak, aynı zamanda bu çıktıları doğru danışmanlıklarla destekleyecek güçlü bir sinerji yaratacak. Ayrıca, Sistem Global ekosistemindeki diğer yatırım ve dijital ürünlerle entegrasyon, çapraz satış fırsatları bu yatırımı daha da kritik kılıyor. Bu çerçevede Sistem Global yatırımlarından, mali müşavirlerin kopilotu bakış açısı ile geliştirilmiş Kalfa ile Agra arasında yaratılacak sinerji bu yatırımın ölçeklenebilirliğini artıracak. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Sistem Global Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Karslıoğlu, “Türkiye’de katma değerli üretim açısından en kritik aktörler olan ve ekonomimizin de bel kemiğini oluşturan KOBİ’ler için finansmana erişim, sürdürülebilir büyümenin önündeki en büyük engellerden biri olmaya devam ediyor. Bu alanda Agra’nın geliştirdiği çözümler, KOBİ’lerin finansal sağlıklarını daha iyi yönetmelerini ve finansman kaynaklarına daha kolay ulaşmalarını mümkün kılacak. Finansal analizden danışmanlığa uzanan bu iş birliği, Sistem Global’in danışmanlık tabanlı servis entegre teknoloji hizmetleri sunan bir platforma dönüşüm vizyonunun önemli bir adımı. Ayrıca, Kalfa platformunda yer alan mali müşavirlerin, Agra’nın çözümlerini kullanarak mükelleflerine yeni fırsatlar sunabilecek olmaları, ekosistemimizde güçlü bir sinerji yaratacak. Bu yatırımın, KOBİ’lerin ve danışmanların değer üretme kapasitesini artırarak ekosistemimizde çarpan etkisi yaratacağına inanıyoruz” dedi. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Agra Fintech Kurucu Ortağı Taner Toraman ise, “Agra olarak hedefimiz, KOBİ’lerin finansal yolculuklarında güvenilir bir pusula olmak. Bankacılık sektöründe edindiğimiz derin bilgi birikimini ve finansal analiz deneyimini, geliştirdiğimiz finansal sağlık uygulamaları aracılığıyla KOBİ’lere aktararak, işletmelerin finansal durumlarını doğru şekilde analiz etmelerine ve finansmana daha kolay erişmelerine olanak sağlıyoruz. Sistem Global’in sektördeki derin bilgi birikimi ve müşteri ağıyla birleşen fintech çözümlerimizin, Türkiye’de KOBİ’lerin büyüme potansiyelini açığa çıkaracak güçlü bir etki yaratacağına inanıyoruz” dedi. Agra Fintech Kurucu Ortağı Muharrem Uğurelli ise, “Agra Fintech olarak, Ar-Ge merkezimizde geliştirdiğimiz yapay zeka tabanlı finansal analiz altyapımızla, yüksek hacimli mali verileri saniyeler içinde işleyerek, finansal kurumlar ve KOBİ’ler için ölçeklenebilir, güvenilir ve regülasyonlara uyumlu çözümler üretiyoruz. Sistem Global yatırımıyla birlikte, bu teknolojik altyapıyı daha geniş bir danışmanlık ekosistemiyle buluşturacak ve KOBİ’lerin finansal sağlığını hem analiz eden hem de çözüm üreten bir yapıya dönüştüreceğiz” dedi. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Garanti BBVA’da Kritik Değişim: Finans ve Hazine Dümendeki İsim Değişiyor! Haber

Garanti BBVA’da Kritik Değişim: Finans ve Hazine Dümendeki İsim Değişiyor!

Türkiye Garanti Bankası A.Ş. (Garanti BBVA), Kamuyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) yaptığı bildirimle üst düzey yönetim kadrosunda önemli bir değişikliğe gittiğini duyurdu. Bankanın Finans ve Hazine operasyonlarının başına yeni bir isim atanıyor. Yapılan açıklamaya göre, Banka'da uzun süredir Finans ve Hazine'den Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürüten Aydın Güler, görevinden ayrılma kararı aldı. Güler'in görevden ayrılması, piyasalar ve bankacılık kulislerinde dikkatle karşılandı. Aydın Güler'den boşalan kritik koltuğa ise, gerekli yasal süreçlerin tamamlanması ve düzenleyici kurum izinlerinin alınmasının ardından Kemal Atıl Özus atanacak. Özus'un, yeni görevine başlamasıyla birlikte Garanti BBVA'nın Hazine ve Finansal Stratejiler yönetiminde yeni bir dönemin başlaması bekleniyor. Kemal Atıl Özus Kimdir? Kemal Atıl Özus, bankacılık ve finans alanında önemli tecrübeye sahip bir yöneticidir. Eğitimi: Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü'nden 1993 yılında mezun olmuştur. Önceki Görevleri: Garanti BBVA'ya geçmeden önceki dönemde ING Bank A.Ş.'de Mali Kontrol ve Hazine Genel Müdür Yardımcısı ve İcra Kurulu Üyesi olarak görev yapmıştır. ING Bank'a 2017 yılında Mali Kontrol ve Hazine Genel Müdür Yardımcısı olarak atanmıştır. 2007 yılında ING Bank'ta "Finansal Koordinasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı" olarak görev almıştır. Başarıları: Uluslararası yatırımcılar ve analistler tarafından gerçekleştirilen Extel Survey'de 2016 ve 2017 yıllarında üst üste Türkiye'nin yatırımcı ilişkileri alanında yılın en iyi CFO'su (Chief Financial Officer / Mali İşler Direktörü) seçilmiştir. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Garanti BBVA, İthalat Akreditif Başvurusunu Dijitale Taşıdı Haber

Garanti BBVA, İthalat Akreditif Başvurusunu Dijitale Taşıdı

Garanti BBVA, dış ticaret yapan müşterilerinin işlemlerini daha hızlı, pratik ve kullanıcı dostu bir deneyimle yönetebilmeleri için İthalat Akreditif Başvurusunu dijital kanallarına taşıdı. Böylece müşteriler, Garanti BBVA Mobil ve İnternet Bankacılığı üzerinden istedikleri anda başvuru yapabiliyor; başvuru formunu doldurup gerekli bilgileri ileterek süreci uzaktan başlatabiliyor. İthalat akreditifi, uluslararası ticarette ödeme güvenliğini sağlayan ve bankalar tarafından verilen bir ödeme garantisi niteliği taşıyor. Garanti BBVA, ithalat akreditifi işlem başlatma adımlarını dijital ortama taşıyarak bu güvence mekanizmasına erişimi kolaylaştırıyor. “Müşterimiz, işlemi istediği an istediği yerden başlatabiliyor” Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Cemal Onaran, konuya ilişkin şunları söyledi: “Dış ticarette hız ve güven kadar erişilebilirlik de kritik. Garanti BBVA olarak biz erişilebilirliğe yalnızca bireysel değil tüzel bankacılık alanında da büyük önem veriyoruz. Bu sayede; hız, kolaylık, maliyet avantajı ve sürdürülebilirlik gibi çok yönlü kazanımlar sunabiliyoruz. Dış ticaretle uğraşan müşterilerimiz, artık ithalat akreditif başvurularını şubeye gitmeden, istedikleri an istedikleri yerden dijital kanallarımız üzerinden başlatabiliyor. Böylece zamandan ve operasyonel efordan tasarruf ederken, sürecin kontrolünü de kendi ellerinde tutuyorlar.”

Vakıf Faktoring A.Ş. 12-13-14 Kasım Tarihlerinde Halka Arz Oluyor Haber

Vakıf Faktoring A.Ş. 12-13-14 Kasım Tarihlerinde Halka Arz Oluyor

Çeyrek asırdan uzun bir süredir yalnızca finansal performansıyla değil Türkiye’nin ekonomik kalkınmasına yaptığı önemli katkılarla da öne çıkan Vakıf Faktoring A.Ş 12-13-14 Kasım tarihlerinde halka arz oluyor. VakıfBank Finans Grubu şirketlerinden Vakıf Faktoring A.Ş., Kurumsal, Ticari ve KOBİ firmalarına verdiği finansman desteğiyle kurulduğu günden bu yana Türkiye’nin toplam ticaret hacminin gelişmesine katkı sağlamaya devam ediyor. Güçlü sermaye yapısı, uzman kadrosu ve müşteri odaklı çalışma prensibi ile istikrarlı büyümesini sürdüren, faktoring sektörünün öncü şirketlerinden Vakıf Faktoring A.Ş. şimdi de gerçekleştireceği halk arz ile ürettiği değeri yeni yatırımcılarla paylaşmaya hazırlanıyor. Bu kapsamda Vakıf Faktoring A.Ş.’nin yaptığı halka arz başvurusu Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından onaylandı. Halka arz sürecinde talep toplama; Vakıf Yatırım Menkul Değerler A.Ş. liderliğinde oluşturulan konsorsiyum tarafından “Sabit Fiyat ile Talep Toplama” ve “En İyi Gayret Aracılığı” yöntemiyle, 12-13-14 Kasım tarihlerinde 14,20 TL sabit fiyatla gerçekleştirilecek. Sermaye artırımı ve ortaklık pay satışı yoluyla halka arz olacak Vakıf Faktoring’in mevcut çıkarılmış sermayesinin 850.000.000-TL’den 900.000.000-TL’ye yükseltilmesi planlanıyor. 225.000.000 adet nominal değerli payların satışında, %60’ı yurt içi bireysel yatırımcıya ve %40’ı ise yurt içi kurumsal yatırımcıya tahsis edilecek. Halka arzın 3.195.000.000-TL büyüklükte olması hedeflenirken, halka arz sonrası halka açıklık oranının da %25 olarak gerçekleşmesi öngörülüyor. “Sürdürülebilir Değer Üreterek Sektördeki Öncü Konumumuzu Güçlendiriyoruz” Halka arz süreci hakkında değerlendirmelerde bulunan Vakıf Faktoring A.Ş. Genel Müdürü Bülent Atılgan, “Vakıf Faktoring olarak, çeyrek asrı aşan tecrübemizle müşterilerimize hızlı ve etkili çözümler sunuyoruz. Uzun vadede sürdürülebilir değer üreterek, sektörümüzdeki öncü konumumuzu her geçen gün güçlendiriyoruz. Şimdi de oluşturduğumuz bu değeri daha da ileriye taşımak için şirketimizin hisselerini halka arz ediyoruz. Bu halka arzla, sürdürülebilir kurumsal yapımızı güçlendirip, faktoring sektöründeki rekabet gücümüzü daha da artırarak pazar payımızı ve karlılığımızı istikrarlı bir şekilde büyütmeyi amaçlıyoruz. Gerçekleştireceğimiz halk arzda yeni yatırımcılarımızdan alacağımız güçle, sürdürülebilir bir büyüme yolunda daha da emin adımlarla yürüyerek; ülkemiz, sektörümüz ve tüm paydaşlarımız için değer sağlamaya devam edeceğiz” dedi. “Sektörde Çeyrek Asrı Aşan Tecrübeye Sahip Öncü Şirketlerden Biri” Vakıf Faktoring A.Ş., 28 Ocak 1998 tarihinde, yurt içi ve yurt dışı ticari işlemlere yönelik faktoring hizmetleri sunmak amacıyla T. Vakıflar Bankası T.A.O.’nun öncülüğünde kurulmuştur. Yurt içi ve yurt dışında faktoring hizmetleri sunan şirket, faaliyetlerini 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu ile Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde yürütüyor. Vakıf Faktoring, aynı zamanda Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) denetim ve gözetiminde faaliyetlerini sürdürüyor. Uluslararası alanda da aktif olan Vakıf Faktoring, Factors Chain International (FCI) ve Finansal Kurumlar Birliği’nin asil üyesi olarak sektörde önemli bir yere sahip. “Aktif Büyüklük ve Karlılıkta İstikrarın Simgesi” Türkiye’nin aktif büyüklükte en büyük ikinci bankası VakıfBank’ın bağlı ortaklığı olan Vakıf Faktoring A.Ş., ağırlıklı olarak kredi değerliliği yüksek ticari ve kurumsal müşterilere faktoring hizmeti sunmaktadır. Bunun yanı sıra, portföyündeki Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin (KOBİ) payını artırmak için pazarlama faaliyetlerine de önem vermektedir. Faktoring sektörüne ilişkin yayınlanan Finansal Kurumlar Birliği ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu verilerine göre, Vakıf Faktoring A.Ş. 2020-2023 yılları arasında dört dönem üst üste aktif büyüklük, faktoring alacakları büyüklüğü ve en yüksek net kar elde eden faktoring şirketi sıralamasında birinci olarak sektördeki konumunu sağlamlaştırdı. Böylece sadece finansal büyüme hedeflerini gerçekleştirmekle kalmayıp, aynı zamanda sürdürülebilir karlılık konusundaki kararlığını da ortaya koydu. Vakıf Faktoring, 2024 yılında 105,2 milyar TL işlem hacmi, 32,9 milyar TL aktif büyüklük, 1,7 milyar TL net kara sahip olurken, 2025 yılının ilk 6 ayında da başarılı finansal sonuçlara imza atarak 45,8 milyar TL işlem hacmi, 32,4 milyar TL aktif büyüklük, 881 milyon TL net kara ulaştı. Böylece 2025 yılında da sektöründeki en büyük aktif büyüklüğe ve en yüksek net kara sahip şirketlerden birisi olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini gösterdi. Şirket, aktif kalitesinin en büyük göstergelerinden biri olan ve sektör ortalamasının çok altında gerçekleşen bir takibe dönüşüm oranı (NPL) ile sürdürülebilir karlılığın korunması konusundaki başarılı performansını 2025 yılının ilk yarısında da devam ettirdi. Sektörünün takibe dönüşüm oranı %2,03 olarak gerçekleşirken, Şirket’in takibe dönüşüm oranı %0,31 olarak gerçekleşti.

Kaspersky, Finans Sektöründeki En Önemli Eğilimleri Paylaştı Haber

Kaspersky, Finans Sektöründeki En Önemli Eğilimleri Paylaştı

Kaspersky’nin IT Security Economics 2024 raporuna göre; bankacılık, finans ve sigorta (BFSI) kurumları yılda ortalama 1,2 milyon dolar siber güvenlik harcaması yapıyor. Ancak bu rakam, yaşanabilecek büyük bir güvenlik olayının ortalama 3,2 milyon dolarlık maliyetine kıyasla oldukça düşük kalıyor — yani yıllık güvenlik bütçesinin yaklaşık 2,7 katı. Bu durum, dijitalleşmenin kaçınılmaz olduğunu ve yetersiz güvenlik önlemlerinin bir kurumu yüksek profilli bir siber saldırının hedefi haline getirebileceğini açıkça gösteriyor. Kaspersky uzmanlarına göre finans sektörünü yeniden şekillendiren başlıca eğilimler şunlar: Açık Bankacılık API’leri: Müşteri odaklı yenilik vizyonu, aynı zamanda daha karanlık bir gerçeği de beraberinde getiriyor. Her bir API, hem bir fırsat hem de kötü niyetli aktörler için olası bir giriş noktası. Bu alanda güvenlik ve uyumluluk konusunda hiçbir taviz verilemez. Hizmeti Olarak Bankacılık: Hazır altyapılar sayesinde bankacılık hizmetlerinin hızla devreye alınmasını mümkün kılıyor. Ancak “paylaşılan risk” gerçeği göz ardı edilmemeli: bir iş ortağının sisteminde yaşanan bir ihlal, tüm ekosisteme zincirleme etki edebilir; istikrarı zedeleyip güveni sarsabilir. Gömülü Finans: Ödeme ve kredi hizmetlerinin doğrudan perakende uygulamalarına, teslimat platformlarına veya diğer servislerin içine entegre edilmesi, kullanıcılar için kusursuz bir deneyim sunsa da bu kanallar geleneksel güvenlik sınırlarının ötesine taşar. Bu alanları korumak, sürekli izleme ve uçtan uca güvenlik önlemleri içeren proaktif bir yaklaşım gerektirir. Buluta Geçiş: Daha hızlı ölçeklenmeyi kolaylaştırsa da yanlış yapılandırmalar, belirsiz sorumluluklar ve artan maruziyet gibi riskleri beraberinde getirir. BFSI yöneticilerinin %25’inden fazlası, bulut benimsemeyi en önemli siber güvenlik endişeleri arasında görüyor. Bu durum, güçlü bir bulut güvenliği stratejisinin önemini vurguluyor. Yapay Zeka: Finans kuruluşlarının yaklaşık %75’i tarafından hâlihazırda kullanılıyor; ek %10’un ise yakın zamanda benimsemesi bekleniyor. Yapay zeka; operasyonel verimliliği artırıyor, içgörüleri derinleştiriyor ve risk değerlendirmelerini otomatikleştiriyor. Ancak aynı zamanda manipüle edilmiş modeller, sahtecilik vakaları ve AI destekli oltalama saldırıları gibi yeni tehditleri de beraberinde getiriyor. Bu da gerçek ve zararlı faaliyetlerin ayırt edilmesini zorlaştırıyor. Genişleyen tehdit ortamı Yenilik büyümeyi desteklerken, aynı zamanda zafiyetleri de artırıyor. Siber tehdit istatistikleri bu durumu açıkça ortaya koyuyor: 2024 yılında finans sektöründeki vakaların %42’sini fidye yazılımlar (ransomware) oluşturdu.Oltalama (phishing) saldırıları, tüm vakaların yaklaşık %24’ünü meydana getirdi ve özellikle bankacılık müşterilerini hedef aldı.İnsan hatası, çoğu kasıtlı politika ihlalinden kaynaklanan ihlallerin %25’inden fazlasına neden oldu. Bilgi hırsızları (infostealer) hızla yayılıyor: her 14 enfeksiyondan biri kart verilerinin çalınmasıyla sonuçlanıyor. Ancak günlük saldırıların ötesinde, Gelişmiş Sürekli Tehditler (APT) adı verilen, organize, iyi finanse edilen ve kararlı gruplar da pusuda bekliyor. Carbanak gibi gruplar, milyarlarca dolar değerinde küresel kampanyalar yürütüyor; sıfırıncı gün açıklarını ve tedarik zinciri zafiyetlerini hedef alıyor. Siber olayların sonuçları hem somut hem de mali açıdan ağır. Geçtiğimiz yıl BFSI kuruluşları, tüm raporlanan güvenlik olaylarının %18’ini oluşturdu yani diğer tüm sektörlerden daha fazla. Sonuçları arasında müşteri hizmetlerinin kesintiye uğraması ya da haftalarca fark edilmeyen saldırılar yer alıyor; tüm bunlar güveni ve itibarı derinden sarsıyor. Finans kuruluşlarının bir adım önde kalabilmesi için her türlü tehdidi —öngörülebilir veya gizli— ele alabilecek bütüncül, ekosistem tabanlı bir siber güvenlik stratejisi benimsemesi gerekiyor. 1. Kapsamlı hazırlık ve denetim: İlk adım, tüm altyapının ayrıntılı biçimde değerlendirilmesidir. Mevcut süreçleri gözden geçirin, zafiyetleri belirleyin ve saldırganlardan önce açıkları giderin. İç ekiplerin liderliğinde yürütülen bu süreçlere, dış uzmanların katılımı yeni bakış açıları kazandırarak gizli riskleri ortaya çıkarabilir. 2. Gelişmiş teknoloji kullanımı: Güvenlik ekiplerini, tüm saldırı vektörlerini izleyip yönetebilen entegre platformlarla donatın. Hızlı tespit ve anında müdahale, kurum genelinde güvenliğin sürekliliğini sağlar. 3. Sürekli öğrenme ve tehdit istihbaratı: Tehditler sürekli evrildiğinden, güncel bilgiye sahip olmak kritik önemdedir. Gelişmiş tehdit istihbaratından ve analitik çözümlerden yararlanarak güvenlik stratejinizi proaktif şekilde güncelleyin. Ayrıca, düzenli farkındalık eğitimleriyle çalışanlarınızı “insan güvenlik duvarına” dönüştürün; böylece oltalama girişimlerini tanıyabilir, politikalara uyar ve ilk savunma hattı olarak hareket ederler. Yapay zekâ destekli çözümler, sürekli eğitim ve güvenilir iş birlikleriyle desteklenen bu yaklaşım; kurumların dayanıklı, hata toleranslı bir altyapı kurmasını sağlar. Böylece finansal riskler azaltılır, yasal uyumluluk garanti altına alınır ve iş sürekliliği kesintisiz hale gelir. Yapay zekâ destekli çözümler, sürekli eğitim ve güvenilir iş birlikleriyle desteklenen bu yaklaşım; kurumların dayanıklı, hata toleranslı bir altyapı kurmasını sağlar. Böylece finansal riskler azaltılır, yasal uyumluluk garanti altına alınır ve iş sürekliliği kesintisiz hale gelir.

HAVELSAN ve Kredi Kayıt Bürosundan Stratejik Teknoloji İşbirliği Haber

HAVELSAN ve Kredi Kayıt Bürosundan Stratejik Teknoloji İşbirliği

İşbirliği kapsamında, HAVELSAN'ın geliştirdiği MAIN Yapay Zeka Platformu başta olmak üzere çeşitli yazılım ve teknoloji çözümleri, KKB'nin yerli ve güvenli bulut altyapısı Kloudeks üzerinden kurumlara hizmet olarak sunulacak. KKB'nin TIER IV sertifikalı, yüksek güvenlikli veri merkezinde hayata geçirilen Kloudeks bulut altyapısı, HAVELSAN'ın yapay zeka, iş zekası, veri tabanı, kurumsal kaynak yönetimi, siber güvenlik ve DevOps çözümleriyle entegre şekilde çalışacak. İşbirliği protokolü, HAVELSAN Teknoloji Kampüsü'nde düzenlenen törende, HAVELSAN Genel Müdürü Mehmet Akif Nacar ve KKB Genel Müdürü Gökhan Şahin tarafından imzalandı. KKB Genel Müdürü Gökhan Şahin, "Veri güvenliği, yüksek erişilebilirlik ve en iyi uygulama prensipleriyle geliştirdiğimiz Kloudeks ile işletmelere yerli ve sürdürülebilir bir teknoloji altyapısı sunuyoruz. HAVELSAN ile gerçekleştirdiğimiz bu işbirliğiyle, yapay zekadan siber güvenliğe kadar geniş bir yelpazede hizmetleri uçtan uca sunacağız. Kloudeks, tüm verileri Türkiye sınırları içinde tutarken, işletmelerin dijital dönüşümünü hızlandıran bir güven platformu olacak." ifadesini kullandı. HAVELSAN Genel Müdürü Mehmet Akif Nacar da işbirliğinin finans sektöründe veri güvenliğine katkı sağlayacağını belirterek şu değerlendirmede bulundu: "Üretken yapay zeka platformumuz MAIN başta olmak üzere, verilerin güvenli şekilde üretilmesini ve yönetilmesini sağlayan sistemlerimizi Kloudeks'in güvenli bulut altyapısında finans sektörüne sunacağız. HAVELSAN'ın 43 yıllık tecrübesiyle geliştirdiği askeri güvenlik yazılımlarının finans sektöründe de önemli bir referans olacağına inanıyoruz." Nacar, işbirliğinin bankacılık ve finans sektöründe yerli teknolojilerin kullanımını artıracağını, HAVELSAN'ın ülke içi veri üretimi ve korunmasına yönelik çözüm geliştirme vizyonunun bu anlaşmayla güçlendiğini ifade etti. KBB, 1995 yılında 9 bankanın ortaklığıyla kuruldu. 30 yıllık deneyimiyle finans sektörüne güvenli veri paylaşımı, dijital dönüşüm ve AR-GE desteği sağlayan KKB, 200'ün üzerinde üyeye hizmet veriyor. Kloudeks, KKB tarafından geliştirilen yerli ve güvenli bulut hizmetleri markası olarak öne çıkıyor, özellikle bilgi sistemleri ve veri gizliliği gereksinimleri yüksek sektörler için tasarlanmış entegre çözümler sunuyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

PwC Türkiye’den Bankacılıkta Dolandırıcılıkla Mücadeleye Yönelik Kapsamlı Araştırma Haber

PwC Türkiye’den Bankacılıkta Dolandırıcılıkla Mücadeleye Yönelik Kapsamlı Araştırma

PwC Türkiye, bankacılık sektörünü hedef alan ve her geçen gün daha ciddi ve karmaşık bir hale gelen dolandırıcılık sorunu ile etkin mücadeleye destek olmak amacıyla gerçekleştirdiği Türkiye Bankacılık Sektörü Dolandırıcılıkla Mücadele Araştırmasının sonuçlarını duyurdu. Türkiye bankacılık sektöründe dolandırıcılıkla mücadeleyi mevcut tablo ve geleceğe yönelik yol haritasıyla ele alan araşt ırma; banka yöneticilerinin görüş ve deneyimlerinin yanı sıra, güncel veriler ve uluslararası başarılı uygulamalar ışığında yalnızca mevcut sorunları değil, çözüm yollarını da ortaya koyuyor. Son bir yıl içinde en sık karşılaşılan dolandırıcılık yöntemleri arasında oltalama gibi sosyal mühendislik saldırıları, zararlı yazılımlar, çalıntı kart ve hesap kullanımları ile sahte başvurular öne çıkıyor. Bu tehditler, kurumlar için yalnızca ciddi finansal kayıplara ve itibar zedelenmesine yol açmakla kalmıyor; aynı zamanda bireyler açısından da önemli ölçüde maddi kayba neden oluyor. Bu tehditlerin sadece bankaların değil; e-ticaret, telekomünikasyon, teknoloji şirketleri ve kamu kurumlarının da gündeminde yer aldığına dikkat çeken araştırma, müşteri güveninin korunması ve sektörün sürdürülebilirliği için tüm paydaşların uyumlu ve proaktif bir yaklaşım benimsemesi gerektiğine dikk at çekiyor. Türkiye'de bankacılık sektörünü temsil eden önemli aktörlerle gerçekleştirilen kapsamlı görüşmelere dayanan araştırma; mevcut uygulamalardaki geliştirme fırsatlarının yanı sıra, karşılaşılan zorlukları ve kurumların savunma kapasitelerini güçlendirmeye yönelik stratejik adımları ortaya koyuyor. PwC Türkiye Finansal Suçlar, Uyum ve Kriz Yönetimi Danışmanlığı Lideri Dr. Gökhan Yılmaz, araştırmanın bulgularını şu sözlerle değerlendirdi: "PwC'nin finans ekosistemindeki tecrübesi ve küresel bilgi birikimiyle hazırladığımız bu araştırma, güncel riskleri işaret etmekle kalmıyor; sahadaki iyi uygulamaları ve gelişime açık alanları da net biçimde ortaya koyuyor. Bulgularımız, sektör paydaşlarının ortak bir vizyonla hareket etmesinin; ulusal ölçekte etkin bir koordinasyon mekanizmasının kurulmasının; yapay zekâ destekli analitik modellerin etkin kullanımının ve i nsan faktörünü merkeze alan bütüncül bir yaklaşımın benimsenmesinin zorunlu olduğunu vurguluyor. Günümüzde finansal dolandırıcılık yöntemleri, özellikle karmaşıklaşan sosyal mühendislik saldırıları gibi dijital unsurlarla birlikte çok daha sofistike hale geliyor ve ortaya çıkan maddi kaybın yaklaşık %80'i doğrudan müşterilerin cebinden çıkıyor. Bu çarpıcı tablo, mücadelenin yalnızca bankaların tek başına üstlenebileceği bir sorumluluk olmaktan çıktığını açıkça gösteriyor. Etkin bir çözüm için tüm paydaşların ortak hareket ettiği güçlü bir ekosistem ve iş birliği anlayışı kritik önem taşıyor. Sahada çalışan banka ekiplerinin öncelikli ihtiyaçları arasında güçlendirilmiş yasal düzenlemeler, uzman insan kaynağı ve kurum içi bağımsızlık öne çıkıyor. Tüm paydaşların dahil olacağı bir iş birliği modeliyle standartla rın tesis edilmesi ve güçlendirilmesi, kurumların savunma kapasitesini artıracak ve risklere karşı daha hazırlıklı bir yapıya geçişi hızlandıracaktır." Araştırmanın öne çıkan bulguları Araştırma, kurumlar arası iş birliğini güçlendirmek ve kurumsal kapasite ile teknolojik yatırımları daha etkin kullanmak için beş temel öneri sunuyor: Sadece bankaların değil, tüm paydaşların katılımıyla oluşturulacak çok katmanlı bir iş birliği modeli, dolandırıcılıkla mücadelenin temel yapı taşı niteliğindedir. Finans ekosisteminin ortak standartlar ve başarılı uygulamalarla desteklenmesi, Türkiye'nin dijital tehditlere karşı direncini artıracaktır.Sektör genelinde benimsenecek kapsayıcı ve ortak standartlar sayesinde, dengeli, güçlü ve uyumlu bir savunma hattı oluşturulabilir.Dolandırıcılıkla mücadele birimlerinin, kurumun stratejik kararlarında daha etkin rol almas ı için doğrudan üst yönetime veya stratejik komitelere raporlama yapması sağlanmalı.Risklerin öngörülmesi ve gerektiğinde en hızlı şekilde müdahale edilebilmesi için algoritmaların yanı sıra gelişmiş analitik kabiliyetlere ve güçlü teknolojik altyapılara da gerek duyuluyor. Teknoloji, sadece bir araç değil, stratejik bir iş ortağı olarak konumlandırılmalı.Finans ekosisteminin dolandırıcılıkla mücadelesinde müşterilerin farkındalığı ve bilgi düzeyi de kritik bir rol oynuyor. Bu nedenle bilinçli müşteriler, sadece kendilerini değil, tüm ekosistemi koruyan stratejik ortaklar olarak görülmeli. Araştırmaya göre, dolandırıcılıkla mücadele standartları, genellikle yönetim ve organizasyon yapısı, risk değerlendirme süreçleri, teknolojik altyapı ve veri analitiği, çalışan eğitimi ve farkındalık, müşteri güvenliği, olay bildirim ve müdahale prosedürleri ile kurumlar arası bilgi pay laşımı gibi ana başlıkları kapsıyor. Bu başlıklar, dünya genelinde öne çıkan başarılı modellerin de ortak noktalarını oluşturuyor. Araştırma, dolandırıcılıkla mücadelede en başarılı sonuçların, ekiplerin hukuk, bilgi teknolojileri, müşteri deneyimi, siber güvenlik ve kriz yönetimi gibi farklı disiplinlerde iş birliği yapmasıyla alınabileceğine işaret ediyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.