Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Beslenme Ve Diyet

Kapsül Haber Ajansı - Beslenme Ve Diyet haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Beslenme Ve Diyet haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Bitki Çayları Doğru Tüketilmediğinde Faydadan Çok Zarar Verebilir! Haber

Bitki Çayları Doğru Tüketilmediğinde Faydadan Çok Zarar Verebilir!

Bu dönemde bitki çaylarının hem iç ısıtan hem de destekleyici bir seçenek olarak daha sık tercih edildiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Eren, “Ancak her doğal üründe olduğu gibi bitki çayları da doğru seçildiğinde, ölçülü tüketildiğinde ve bireyin sağlık durumuyla uyumlu olduğunda fayda sağlıyor, bilinçli tüketim bu aromatik desteği güvenli ve sürdürülebilir bir günlük rutine dönüştürüyor” dedi. Bitki çaylarında hem içeriğin ne olduğu hem de kimin tarafından, nasıl tüketildiğinin büyük önem taşıdığını belirten Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Eren, “10 dakikadan fazla kaynatılan bazı bitkilerde etkin bileşenler bozulabilir ya da acı bileşikler suya geçebilir. Doğru yöntem, kaynar suyun üzerine bitkinin eklenmesi ve 5–8 dakika demlenmesidir. Ayrıca bitki çayları bazı ilaçlarla etkileşime girebilir; zencefil ve sarı kantaron kan sulandırıcılarla risk oluşturabilir, ekinezya bazı ilaçların düzeylerini etkileyebilir, adaçayı ise tansiyon ve hormon metabolizması üzerinde etkili olabilir. Bu nedenle hamileler, emziren anneler, kronik hastalığı olanlar ve düzenli ilaç kullanan kişilerin bitki çayı tüketmeden önce mutlaka bir uzmana danışması gerekir” dedi. Bitki çayları hastalıklara karşı tek başına mücadele edemez Bitki çaylarının; bitkilerin yaprak, çiçek, kabuk veya köklerinin sıcak suda bekletilmesiyle hazırlanan fonksiyonel içecekler olduğunu belirten Eren, “Kış aylarında bağışıklığını desteklemek isteyenler için bitki çayları yardımcı bir araç olabilir. Özellikle ıhlamur, kuşburnu, zencefil–limon kombinasyonu ve rezene gibi antioksidan ve uçucu yağlar açısından zengin bitkilerin, sıvı alımını destekleyerek genel iyilik hâlini artırır. Ancak bir yandan da bitki çaylarının sadece birer destek kuvvet olduğu ve hastalıklara karşı hiçbir zaman tek başına koruyucu olamayacakları bilinmeli. Bağışıklık sisteminin en güçlü destekçileri düzenli uyku, yeterli protein alımı, probiyotiklerden zengin beslenme, hareket ve stres yönetimidir” şeklinde konuştu. Zencefil bulantıya iyi geliyor Kış aylarında en sık tercih edilen bitki çayları arasında ıhlamur, adaçayı, kuşburnu, papatya, zencefil, ekinezya ve zerdeçalın yer aldığını belirten Eren, “Bu çayların her biri farklı fitokimyasallar içerir ve bu çeşitlilik vücutta farklı süreçleri destekleyebilir. Örneğin kuşburnu yüksek C vitamini ve polifenol içeriğiyle antioksidan kapasiteye katkı sağlarken, zencefil bulantıyı azaltıcı ve hafif antiinflamatuvar etkileriyle bilinir. Adaçayındaki uçucu yağlar boğaz rahatlığını destekleyebilir, papatya ise uyku kalitesine katkı sağlayabildiğini gösteren çalışmalarla öne çıkar. Ekinezya hakkında farklı görüşler bulunsa da bazı araştırmalarda bağışıklık sistemi üzerinde destekleyici etkiler sağladığı bildirilmiştir. Bu nedenle bitki çayları ‘mucize’ olarak görülmeden, dengeli ve bilinçli tüketilmeli” dedi.

25 Yıl İçinde 746 Milyon Çocuk Obez Olabilir! Haber

25 Yıl İçinde 746 Milyon Çocuk Obez Olabilir!

2050 yılında 5-19 yaş arasındaki çocuklarda obezite rakamlarının dünyada 746 milyona, ülkemizde ise en az 3.39 milyona ulaşabileceği tahmin ediliyor. Önlenebilen ölüm nedenleri arasında sigaranın ardından ikinci sırada yer alan obezitenin kalıcı tedavisi, multidisipliner yaklaşımlarla gerçekleştiriliyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Obezite Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. M. Celal Kızılkaya, çocukluk çağı obezitesi ve tedavi süreci ile ilgili önemli detaylar hakkında bilgi verdi. Teknolojik gelişmeler obeziteyi tetikliyor Dünyada 5–19 yaş arası çocuklarda obezite prevalansı 1975 yılında %4 iken, 2022 yılında bu oran %20’ye ulaşmıştır. Obez çocuk sayısı 1975 yılında yaklaşık 11 milyon iken, 2022’de 65 milyon kız ve 94 milyon erkek olmak üzere toplam yaklaşık 159 milyona yükselmiştir. 2050 yılında dünya genelinde 746 milyon çocuk ve gencin aşırı kilolu/obez olacağı öngörülmektedir. Çocukluk çağı obezitesinde; çocukların akademik hayatta başarılı olma kaygısı, yaşanılan çevrenin güvenli olmaması, çocukların evde daha çok ekran karşısında vakit geçirmelerine ve fiziksel aktivitelerinin azalmasına neden olmaktadır. Diyetteki artmış yağ oranı, fazla karbonhidrat tüketimi ve şekerli içeceklerden zengin beslenme obeziteye yol açmaktadır. Bu şekilde beslenen çocukların çeşitli vitamin ve mineral yetersizlikleri açısından da risk altında oldukları bilinmelidir. Düzenli ve dengeli beslenme obezite gelişimini engelleyici bir faktördür. Öğün atlanmasının, özellikle de çocuklarda kahvaltı alışkanlığının olmamasının doğrudan obeziteye yatkınlığa yol açtığı çalışmalar ile gösterilmiştir. Ebeveynlerin her ikisi de obez ise çocukta şişmanlık riskinin belirgin olarak arttığı da kanıtlanmıştır. Çocuklarda obezite yatkınlığı, erişkinlerden farklı hesaplanıyor Çocuklarda obezite tanısında sıklıkla boy ve vücut ağırlığı değerleri kullanılmaktadır. İki yaşından küçük çocuklarda boya göre ağırlık değerlerine göre tanı konulmaktadır. Daha büyük çocuklarda ise vücut ağırlığı, boyun metre cinsinden karesine bölünerek vücut kitle indeksleri hesaplanmaktadır. Ancak erişkindekinden farklı olarak sabit bir değere göre karar verilmemektedir. Yaş ve cinsiyete göre oluşturulmuş eğrilerde vücut kitle indeksi yüzde değerleri %85 ile %95 arasına denk gelen çocuklar fazla tartılı, %95 ve üzerinde olanlar ise şişman olarak kabul edilmektedir. Yine bu çocuklarda bel çevresi değerleri de organ yağlanması ve metabolik risklerin ortaya konulmasında yardımcı olmaktadır. Çocukların obeziteden korunması için aktif yaşam şart! Genetik yatkınlığın haricinde erken yaşta şişmanlığa neden olan ya da ek bulguların eşlik ettiği nadir genetik hastalıklar da mevcuttur. Bu genetik hastalıkların ya da hormonal bozuklukların şüphe edildiği çocuklar, çocuk endokrinoloji hekimleri tarafından görülmeli ve izlenmelidir. Basit obezitenin söz konusu olduğu durumlarda ise tedavinin en önemli bileşeni yaşam tarzı değişiklikleridir. Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, uyku saatlerinin düzenlenmesi ve ekran (bilgisayar, televizyon, akıllı telefonlar vb.) başında geçirilen sürenin azaltılması önerilen yaşam tarzı değişiklikleri arasındadır. Bazı durumlarda ilaç tedavileri gündeme gelebilir, ancak bu yaşam değişiklikleri uygulanmadığı zaman ilaç tedavisinin de etkinliği sınırlı kalmaktadır. Erişkin dönemde uygulanan bariatrik cerrahi, çocukluk çağında öncelikli tedavi yöntemlerinden biri değildir ve bu konuyla ilgili araştırmalar devam etmektedir. Bu yöntem gelişimini büyük oranda tamamlamış, diğer tedaviler ile gelişme kaydedilemeyen, seçilmiş olgularda gündeme gelebilir ancak çocuk, bu konuda deneyimli, çocuk endokrinoloji dahil gerekli tüm branşların bulunduğu merkezlerce değerlendirilmelidir. Birçok sağlık profesyoneli bu takımın bir parçası Birçok faktörün etkilediği bir problemi ortadan kaldırmanın yolu probleme farklı açılardan bakabilme kabiliyetine sahip olmaktan geçmektedir. Dolayısıyla obezitenin kalıcı tedavisi ancak multidisipliner bir yaklaşımla mümkündür. Multidisipliner yaklaşım derken obeziteye neden olan faktörleri irdeleyen bilim dalları ile kollektif bir çalışma kastedilmektedir. Obezitenin tedavisinde ekipte yer alması gereken kişiler; obezite cerrahisi (genel cerrah), endokrinoloji, gastroenteroloji, psikiyatri, kardiyoloji, göğüs hastalıkları, beslenme ve diyet, psikoloji, fizyoterapi gibi alanlarda uzmanlar olarak sayılabilmektedir. Ayrıca ihtiyaç doğrultusunda diğer branşlar hasta bazlı olarak ekibe dahil olabilmektedir. Bu branşların hepsi ayrı ayrı hastayı değerlendirmekle birlikte, haftalık toplantılarla bir araya gelerek hasta için bütüncül bir yaklaşım ile en uygun tedavi şemasını belirlemektedir. Böylece hastaya özgü ve sağlık durumuna ve mevcut hastalıklarına göre uygun tedavi protokolü belirlenmiş olur. Bu şekilde izlenen hastalarda ömür boyu korunan tedavi başarısı şansı oldukça yüksektir. Multidisipliner ekip ile tedavi edilemeyen ve kontrollerine uymayan hastalarda eski yaşam tarzına dönüşler ve geri kilo alımları çok sık gözlenmektedir. Öyle ki geri kilo alımı 10 yılda neredeyse yarı yarıya gibi yüksek bir orana ulaşmaktadır. Geri kilo alımı demek aynı zamanda kronik hastalıkların tekrar ortaya çıkması ya da kötüleşmesi demektir. Bu minvalde değerlendirerek obezitenin kronik bir hastalık olduğunu kabullenip, multidisipliner tedavinin önemini anlayarak tedaviye başlamak kilolardan şikayetçi her bireyin başlangıç noktası olmalıdır.

Okul Sürecinde Beslenme Hem Göze Hem Damağa Hitap Etmeli Haber

Okul Sürecinde Beslenme Hem Göze Hem Damağa Hitap Etmeli

“Okullar, çocuklarının gününü ev dışında geçirdikleri en büyük zaman aralığın oluşturuyor. Hal böyle olunca, gün içi beslenmenin önemli bir kısmı okula kalıyor” diyen Nev Sağlık Grubu Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Çağla Güngör, okul sürecinde beslenme ile ilgili açıklamalarda bulundu. “En önemli ve göz ardı edilen konu hijyen” “En önemli ve göz ardı edilen konu hijyen” diyen Güngör, “Çocuklar, yetişkinlere kıyasla gıda kaynaklı enfeksiyonlar konusunda daha hassastır. Beslenme çantaları hemen hemen her gün silinmeli ya da yıkanmalıdır. Beslenme çantasına yoğurt, peynir, sandviç gibi kolay bozulabilecek alternatifler koyuluyor ise altına ufak bir buz aküsü ya da buz kalıpları yerleştirilmelidir. Çocuk öğle arasında yemeğe oturmadan önce ellerini yıkamıyorsa, çantasında el mendilleri bulundurulmalıdır” dedi. “Çocuklar gözüne hitap eden yemekleri tercih ediyor” “Beslenme çantasındaki gıdalar çocuk için sadece mideyi doldurmak, açlığı bastırmak olarak düşünülüp konmamalıdır. Büyüme ve gelişimi, öğrenmesi ve bağışıklığı için olumlu yönde etkileyecek gıda alternatiflerine yer verilmelidir” diyen Güngör, “Tam tahıllı ekmek, peynir, avokado gibi örnek bir içeriğe sahip sandviç, taze meyve veya dilimlenmiş sebzeler, yoğurt, kefir gibi alternatifler ve yanına mevsim meyveleri, kuru meyve ve çiğ kuruyemiş karışımları. Yaptığınız sandviçlerin içerisine ya da yanına doğranmış kırmızı biber, roka ya da polifenol içeriği yüksek olabilecek sebze gruplarını eklemeniz bile beyin hücrelerini oksidatif stresten koruyacağı için yapılan çalışmalar polifenol içeriği yüksek öğünlerin de hafıza konusunda gelişim sağladığını ortaya koymuştur. Evet, B12 vitamini de hafıza konusunda fazlasıyla önemlidir ancak beslenme bir bütündür. Çocuğunuzun çantasına koyacağınız bir poğaçadansa tam tahıllı ekmek grubuna yönelmek hem lif alımı hem de bazı çalışmalarda ders içi dikkat süresinin arttığını göstermektedir. Bunlara ek olarak, çocuğunuzun renkli beslenmesi bağışıklığını olumlu yönde etkileyecektir. Bir çocuk sofraya oturduğunda, rengarenk bir tabak görmelidir” ifadelerinde bulundu. Çanta içerisine ne konmamalı? Güngör ayrıca mayonezli, kremalı ve raf ömrü kısa sandviçler, gazlı içecekler, hazır meyve suları, paketli cips ve çikolata gibi ürünlerin yanı sıra çiğ et ve çiğ yumurta içeren yiyeceklerin beslenme çantasına konulmaması gerektiğini belirtti. Beslenme çantalarının şeklinin, kullanılan çatal-kaşıklar ve yemeğin görselliğinin de çocuk açısından önem taşıdığını vurgulayan Güngör, özensiz hazırlanmış bir sandviç yerine kantinde satılan süslü bir abur cubur paketinin çocuğun ilgisini daha çok çekebileceğini söyledi. Bu nedenle, sağlıklı beslenme alternatiflerinin hazırlanırken görselliğin de ön planda tutulması gerektiğini ifade etti. “Ara atıştırmalık olarak çantaya neler eklenebilir?” Güngör, beslenme çantaları için elma dilimlerinin küçük bir kapta %100 fıstık ezmesiyle birlikte sunulabileceğini, nohut ve mercimek gibi baklagillerin fırınlanıp baharatlanarak cipslere sağlıklı bir alternatif haline getirilebileceğini söyledi. Güngör ayrıca ev yapımı hurma toplarının; yulaf ezmesi, hurma püresi, az badem ve kakao ile hazırlanarak tatlı isteğini karşılayabileceğini; badem, fındık ve ceviz gibi kuru yemişlerin ise kuru meyvelerle birlikte çocuğun yanına konabileceğini belirtti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.