Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Bmc

Kapsül Haber Ajansı - Bmc haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bmc haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Türkiye’nin Savunma Gücüne Yön Veren Teknolojiler Sahneye Çıktı Haber

Türkiye’nin Savunma Gücüne Yön Veren Teknolojiler Sahneye Çıktı

T.C. İçişleri Bakanlığı, T.C. Milli Savunma Bakanlığı ve T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı’nın destekleriyle Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği - MÜSİAD Ankara Şubesi tarafından organize edilen MRBS, savunma sanayiindeki yerli ve milli üreticilerimizin çözümlerini tanıtma aynı zamanda dost ve müttefik ülkelerle iş birliği fırsatları imkanı sundu. MRBS’nin açışını; T.C. Milli Savunma Bakan Yardımcısı Bilal Durdalı, T.C. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanı Hüseyin Kök, T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Mustafa Murat Şeker, MÜSİAD Genel Başkanı Burhan Özdemir ve MÜSİAD Ankara Başkanı Fatih Bilal Yülek gerçekleştirdi. Radar teknolojilerinde yaşanan hızlı ilerleme vatan savunmamız için yeni fırsatlar sunuyor T.C. Milli Savunma Bakan Yardımcısı Bilal Durdalı, MRBS’de şunları söyledi: “Askerî Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi, savunma sanayiimizin yükselen gücüyle, adeta eşgüdüm içinde, giderek güçleniyor. Gerek son derece net bir odak noktasına sahip olması gerekse de ilgili literatür ve tartışmaların artmasına katkısı itibariyle bu zirveyi son derece kıymetli bir çalışma olarak görüyorum. Ülkemiz, pek çok farklı risk ve tehdide karşı tüm imkânlarını en verimli şekilde kullanmak durumunda. Bu anlamda sınırlarımızın korunması ve erken uyarı sistemlerinin güçlendirilmesi, sadece askerî bir gereklilik değil, aynı zamanda ulusal güvenliğimizin teminatıdır. Radar teknolojilerinde yaşanan hızlı ilerleme, sınır güvenliği ve vatan savunmamız için yeni fırsatlar sunmaktadır. Yüksek çözünürlüklü izleme sistemleri, insanlı-insansız hava araçlarına karşı etkin çözümler ve yapay zekâ destekli analizler, artık modern güvenlik stratejilerinin ayrılmaz parçaları olmuştur. Bu gelişmeler, sınırlarımızın sadece korunmasını değil aynı zamanda sürekli gözetim ve caydırıcılık fonksiyonlarını da pekiştirmektedir. Özellikle çevre coğrafyamızda vuku bulan hadiseler sınır güvenliğini, gündemimizin önemli bir parçası haline getirmiştir. Sınır güvenliğimiz; karada, denizde ve havada, millî savunma sanayimizin son teknoloji ürünleriyle en üst düzeyde korunmakta olup, ortaya koyduğumuz yüksek etkililik sayesinde bu ürünler pek çok ülkenin dikkatini çekmekte ve uluslararası alanda ilgi görmektedir. Savunma sanayimizin bu tür ihtisas faaliyetlerinde yer alması, bizim Bakanlık olarak özellikle takip ettiğimiz bir husustur. Sahada geleceği şekillendiren yeni teknolojilerle yetenek kazanılmasının, temin ve takibinin sağlanmasının kritik olduğunu düşünüyoruz.Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği ve teşviki ile son yıllarda, bilhassa Savunma Sanayii alanında büyük atılımlar gerçekleştirildi, yerlilik ve millîlik oranımız çok büyük oranda arttı. Gerçekleştirilen politika ve uygulamalar çerçevesinde, ülkenin sivil sektörlerle entegre olmuş, savunma, havacılık ve uzay sanayinin, tedarik makamlarımızca ilan edilen teknoloji alanlarında sürdürülebilir gelişme içerisinde, küresel rekabet gücüne sahip bir sektör konumuna gelebileceğini öngörüyoruz.” “Hayata geçirilen sıkı tedbirlerle, ülkemiz düzensiz göçe hedef ve transit göç rotası olmaktan çıkmıştır” T.C. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanı Hüseyin Kök ise şunlara dikkat çekti: “Düzensiz göç ile mücadelede, ülke içerisinde yapılan operasyonların yanı sıra, etkili sınır güvenlik tedbirleride büyük bir önem taşımaktadır. Sınır güvenliği dediğimiz bir ülkenin bağımsızlığının, egemenliğinin ve iç istikrarının en temel unsurlarındandır. Sınırlar; milletimizin güvenliğini, refahını ve geleceğini koruyan stratejik hatlarımızdır. Hızla değişen dünyada; terör, düzensiz göç, kaçakçılık ve siber tehditler gibi çok boyutlu riskler ülkeler için birer sıralama oluşturmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonuyla şekillenen “yerli ve milli savunma sanayi hamlesi” artık sadece bir hedef değil, aynı zamanda somut bir gerçekliktir. Türk silahlı kuvvetlerimiz, emniyet teşkilatımız ülkemiz sınırlarını korumak için 7-24 saat görev yapan İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı olarak biz de sınırlarımızdaki fiziki güvenlik ve teknolojik tedbirleri en üst düzeye çıkarmak için gece-gündüz kararlılıkla çalışmaktayız. Başkanlığımız Sınır Yönetimi Genel Müdürlüğümüzce; sınır güvenliğinde etkinliğin artırılması amacıyla, güvenlik duvarı/fiziki engel sistemi ve devriye yolu, termal kamera, aydınlatma sistemi, gözetleme kulesi, elektro optik kule, keşif gözetleme aracları ve drone başta olmak üzere, teknolojik güvenlik sistemlerinin kurulumuna yönelik birçok önemli yatırım, proje ve faaliyet birlikte hayata geçirilmiştir. Sınır güvenliğinde kullanılan bu teknolojiler ve entegre sistemler, sınır ihlallerini anlık olarak tespit edebilmekte ve güvenlik güçlerine anında müdahale imkânı sunabilmektedir. Bu sayede, sınır güvenliğimiz yüksek bir hassasiyetle sağlanmaktadır. Hayata geçirilen sıkı tedbirlerle, ülkemiz düzensiz göçe hedef ve transit göç rotası olmaktan çıkmıştır. Diğer taraftan risk analizi süreçlerini daha da geliştiriyoruz. UKORAM yani Ulusal Koordinasyon ve Ortak Risk Analizi Merkezi ile Türkiye’nin sınır yönetimi alanındaki kapasitemizi artırıyoruz. Bu zirvede bir araya gelmemizin temel amacı yeni teknolojileri, yeni fikirleri ve yeni iş birliği modellerini konuşmak; daha güvenli bir gelecek için ortak aklı inşa edebilmektir. “ Yeni tehditleri sahadan öğrenip hızla çözüm geliştiriyoruz T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Mustafa Murat Şeker ise MRBS’de şunları söyledi: “7 komşumuz var 3 bin kilometre yaygın kara sınırımız, aynı zamanda 6 bin kilometrenin üzerinde bir kıyı şeridine sahibiz. Ve bir ülkenin yaşayabileceği bütün tehditleri sahada yaşıyoruz. Drone teknolojisiyle artık kritik tesisler de tehdit altında. Tehditler sürekli gelişiyor ve tehdit unsurları da teknolojiden faydalanıyor. Sahada sürekli var olmanız gerekiyor ve yeni teknolojilere yatırım yapmanız gerekiyor. Sahada emniyet güçlerimize ve silahlı kuvvetlerimize bu yeni teknolojileri teslim etmemiz gerekiyor. Sahaya koyduğumuz çözümlerin ve teknolojilerin maliyet-etkin olması da çok önemli. Sahada olmamız, sahadaki bilgi akışında bizi çok avantajlı kılıyor. Yeni tehditleri sahadan çok hızlı öğreniyor, bu da bizim yeni teknoloji geliştirmemize fırsat sağlıyor. Bu tarz güvenlikle ilgili projelerimizde daha çevik yaklaşımlara geçmiş durumdayız. Silahlı kuvvetlerimizle beraber sahadan ihtiyaçları alıp firmalarımızla birlikte çözümleri geliştirme, oluşturulan prototipleri de sahaya götürüp deneyerek aslında uygulamaya başladığımız bir modeli işletiyoruz ki bu artık kaçınılmaz. Çünkü sahadaki tehdit değişimiyle klasik yaklaşımlarla mücadele etmememiz gerekiyor. Geçen ay içerisinde 200 km’lik sismik sensörlerden, drone’lardan ve elektronik sistemlerden oluşan bir sistemi sahaya kurduk ve emniyet güçlerimizin kullanımına sunduk. Tabii burada sahaya sunduğumuz ürün sayısı arttıkça bunların entegre olması ve beraber çalışması önem arz etmeye başlıyor. Müşterek Resim adlı projemizi de bu adla yürütüyoruz. Tüm sistemleri aynı anda yürütmek için birbirine entegre ediyoruz. Bir diğer önemli unsur da yapay zekayı sahada kullanıyoruz. Kullanıcılarımızın hayatını kolaylaştıracak çözümleri de yapay zekayla getiriyoruz. Sensörlerimiz çok fazla sürekli veri akıyor ve görüntü geliyor ancak operatörlerin saatlerce bunları izlemesi ve onlardan bir tehdit görmesi artık belli bir süre sonra zorlaşıyor. İşte burada nesne tanıma gibi çözümler oluşturuyoruz. Olay tahmini gibi oto-optimizasyon gibi yapay zekayla ilgili unsurları da sahaya kurmaya devam ediyoruz. Yine geniş alan gözetlemeyle ilgili yeni kurduğumuz bir sistemle 38 km’lik bir alanın tüm verilerini toplayabiliyoruz. Balon sistemleri kurduk sahaya denemeler yapıyoruz. Yine önemli bir diğer projemiz MÜB Projesi, yıllar içerisinde yüze yakın Modüler Üs Bölgeleri kurduk ve bunların terörle mücadelede bize çok fayda sağladığına inanıyorum. Bu bizim bölgede alan hakimiyetini ele geçirmemizi sağladı. Kıyılarımıza yönelik de birçok proje hayata geçirdik, Sahil Güvenlik Komutanlığımızın ihtiyaçlarına yönelik İnsansız Deniz Araçlarını - İDA da yakın zamanda sahaya vermiş olacağız. Bir taraftan da İnsansız Kara Araçlarımız (İKA) var. Bunlar depremde kurtarma faaliyetlerin de bile kullanıldı. Şimdi sahada farklı görevler alacak İKA’larımız da yavaş yavaş envantere giriyor. Özellikle değişik konseptler altında İKA’larımız kullanılacak, ana konseptlerden biri sınırda devriye görevi olacak. İKA’lar hem personelin can güvenliği hem de uzun süre orada kalması yerine İKA’lar bu görevi üstlenecek.” “Savunma sanayiinde yerlilik, Türkiye’nin stratejik bağımsızlık sigortasıdır” MÜSİAD Genel Başkanı Burhan Özdemir: “Askeri Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi – MRBS, yalnızca bir ihtisas etkinliği değil; Türkiye’nin stratejik vizyonunun ve yerli üretim kararlılığının sahneye çıktığı bir buluşmadır. Savunma sanayiinde yerlilik, Türkiye’nin stratejik bağımsızlık sigortasıdır. Bugün Türkiye, savunma sanayinde dünyada kendi ekosistemini kurabilen az sayıdaki ülkeden biri haline gelmiştir. Türkiye, son 20 yılda savunma sanayisinde yaptığı atılımlarla bu alandaki dışa bağımlılığı önemli ölçüde azaltmış ve yerlilik oranını yüzde 80 seviyelerine dek çıkarmıştır. Bu sayededir ki, ürettiğimiz İHA ve SİHA’lar, milli yazılımlar, zırhlı araçlar ve savunma teknolojileri ile günümüzde sadece bölgesel değil, küresel ölçekte güç sahibi olan bir aktör haline geldik. Türk savunma sanayiinin imzası, Afrika’dan Asya’ya, Balkanlar’dan Orta Doğu’ya kadar 180’den fazla ülkeye ulaşmış durumdadır. Sadece 2025’in ilk sekiz ayında 5,4 milyar doları aşan ihracat rakamı, bu yükselişin en somut göstergesidir. Bu başarılar, yalnızca savunma alanında değil, ekonomide de büyük bir dönüşümün kapısını aralamıştır bizlere... Savunma sektörü; imalat sanayisinden yazılıma, lojistikten enerjiye kadar birçok sektörü doğrudan etkileyen bir kaldıraç görevi görmektedir. Bu nedenle, savunma sektörüne yapılacak her bir yatırım, esasen ülkemizin ekonomik bağımsızlığına da yapılmış olacaktır." Özdemir sözlerine şöyle devam etti: “Bugün MÜSİAD çatısı altında savunma alanında üretim yapan yüzlerce üyemiz var. KOBİ ölçeğinden sanayi devlerine kadar geniş bir ekosistemin parçasıyız. Bu ekosistem, büyük ana yüklenicilerle entegre çalışan bir milli tedarik zinciri anlamına geliyor. Her bir KOBİ’miz, mühendisinden teknisyenine, yazılım geliştiricisinden malzeme üreticisine kadar bu zincirin stratejik bir halkasıdır. Biz bu süreci, “yerli üretim” kavramını bir slogan olarak değil, Türkiye’nin geleceğini inşa eden bir sorumluluk olarak görüyoruz. Bugün sınırlar sadece haritalarda çizilmiyor; siber uzayda, verilerde, algoritmalarda yeniden tanımlanıyor. Güvenliğin yeni boyutu, bilgiyle başlıyor; yazılımla, yapay zekâyla ve dijital sistemlerle korunuyor. Bu nedenle MRBS 2025’te yapay zekâ destekli radar sistemleri, siber güvenlik çözümleri, yüksek performanslı haberleşme teknolojileri ve enerji verimli savunma altyapıları ön planda olacak.” Ülkemizin milli savunma kapasitesine katkı sağlamayı asli görevlerimizden biri olarak görüyoruz Zirve’nin açışında konuşan MÜSİAD Ankara Başkanı Fatih Bilal Yülek, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarını hatırlatarak, “Türkiye’ye insani sebeblerle olduğunu söyleyerek ambargo uygulayan Batılı ülkeler her türlü silahı İsrail’e tedarik etmek konusunda tereddüt etmedi. Bunlar da bize göstermektedir ki devletimizin ekonomik ve askeri gücünün savunma sanayii ile de desteklenmesi bir zaruriyettir. MÜSİAD Ankara olarak 2018 yılından bu yana bu zirveyi düzenliyor olmamız, aslında bu bakışın ve kararlı bir mücadelenin ürünüdür. Bizler, sadece ticareti değil, aynı zamanda ülkemizin güvenlik ihtiyaçlarına, stratejik hedeflerine ve milli savunma kapasitesine katkı sağlamayı asli görevlerimizden biri olarak görüyoruz” diye konuştu. Yülek sözlerine şöyle devam etti: “Sınır güvenliği artık yalnızca ülkelerin sınır hatlarını fiziki olarak korumakla sınırlı değildir. Küresel ölçekte göç hareketleri, terör örgütlerinin faaliyetleri, organize suç ve kaçakçılık şebekeleri, hibrit savaş yöntemleri ve siber tehditler gibi çok boyutlu riskler, sınır güvenliğini uluslararası bir mesele haline getirmiştir. Gelecek on yıllar, güvenlikte teknoloji üstünlüğünün belirleyici olacağı yıllar olacaktır. Savaş ve güvenlik alanında klasik yöntemlerin yerini; insansız sistemler, yapay zekâ tabanlı karar destek mekanizmaları, uzay tabanlı izleme ve erken uyarı sistemleri alacaktır. Türkiye bu süreçte, güçlü bir vizyonla ilerlemek zorundadır. Bizler de iş dünyası temsilcileri olarak, ülkemizin bu vizyona katkı sunmaya devam edeceğiz.” Yerli ve milli teknolojilerin sergilendiği MRBS’de, T.C. İçişleri Bakanlığı ve T.C. Milli Savunma Bakanlığı’nın standları yer alacak. Ayrıca TUSAŞ, Sinerji Yüksek Teknoloji A.Ş., AVAS Metal, BMC, ASELSAN, HAVELSAN, ROKETSAN, STM, ASFAT, Meteksan Savunma, FOTONİKS, Gürbağ Savunma gibi savunma sanayisinin güçlü temsilcileri yerini aldı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

5. Askeri Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi 7 Ekim’de Başlıyor Haber

5. Askeri Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi 7 Ekim’de Başlıyor

Türkiye’nin savunma sanayii alanındaki en önemli ihtisas etkinliklerinden biri olan Askeri Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi – MRBS, bu yıl beşinci kez kapılarını açıyor. 7-8 Ekim 2025 tarihlerinde Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek Zirve, T.C. İçişleri Bakanlığı, T.C. Milli Savunma Bakanlığı ve T.C. Savunma Sanayii Başkanlığı’nın destekleriyle, MÜSİAD Ankara Şubesi’nin ev sahipliğinde düzenleniyor. Zirveye ilişkin detaylar, Intercontinental Grand Ankara Hotel’de gerçekleştirilen basın toplantısıyla kamuoyuna duyuruldu. Ankara Savunma Sanayiinin Merkez Üssü Toplantıda konuşan MÜSİAD Ankara Başkanı Fatih Bilal Yülek, Ankara’nın savunma sanayiinde üstlendiği stratejik role dikkat çekerek şunları söyledi: “Ankara’ya MRBS gibi önemli bir ihtisas etkinliğini kazandırmış olmaktan büyük bir gurur duyuyoruz. İki yılda bir düzenlediğimiz Zirve’nin bu yıl beşincisini hayata geçiriyoruz. Yerli ve milli savunma sanayii ürünlerini karar vericilerle buluşturan, iş birliklerine zemin hazırlayan güçlü bir platform olan MRBS; kamu, özel sektör ve üniversite temsilcilerini bir araya getiren oturumlarıyla da dikkat çekiyor. Bu yıl MRBS'de 100’e yakın katılımcı firma ve 1.800’e yakın sektör profesyonelini Ankara’da bir araya getirmeyi hedefliyoruz.” Ankara merkezli savunma sanayii firmalarının global başarıları, ihracat ve yeni sözleşme hacimlerindeki artışla birleşerek, başkentin “savunma sanayiinin başkenti” kimliğini hem yerel hem küresel ölçekte pekiştirdiğine dikkat çeken Yülek, “Geçtiğimiz günlerde açıklanan Defense News Top 100 listesinde merkezi Ankara’da bulunan beş Türk savunma firması – ASELSAN, TUSAŞ, ROKETSAN, ASFAT ve MKE – yer aldı. Bu tablo, Ankara’nın sektördeki kritik konumunu bir kez daha gözler önüne serdi.” 50’ye yakın ülkenin askeri ateşesi MRBS’ye katılacak Yülek, ayrıca MRBS 2025’in bu yıl 50’ye yakın ülkenin askeri ataşesini ağırlayacağını belirterek, zirvenin uluslararası iş birliği potansiyelini vurguladı: “Savunma sanayiimizde yerlileşme hız kazandı, ihracat potansiyelimiz her geçen yıl artıyor. 2025’in ilk 8 ayında savunma ve havacılık ihracatımız geçen yıla göre yüzde 45 artışla 5 milyar 418 milyon dolara ulaştı. MRBS, bu ivmeyi daha da ileriye taşıyacak.” Yerli Üretim ve KOBİ Katılımı Öne Çıkıyor Savunma sanayiide dışa bağlılığın azalmasının stratejik önemine de dikkat çeken Yülek, yerli ve milli üretimin yalnızca bu bağımlılığı azaltmakla kalmadığını, aynı zamanda KOBİ’leri de tedarik zincirine entegre ettiğini vurgulayarak şöyle devam etti: “Büyük savunma firmalarımızla birlikte birçok KOBİ’miz de bu sürecin aktif bir parçası. Bu geniş ekosistem, sadece güvenliğimizi değil, ekonomik kalkınmamızı da güçlendiriyor." Yülek ayrıca, hükümetin açıkladığı Orta Vadeli Program (OVP) kapsamında savunma sanayiine yönelik teknoloji ve sürdürülebilirlik hedeflerini hatırlattı: “Radar, elektronik harp, yapay zekâ, yerli yazılım ve haberleşme sistemleri gibi kritik teknolojilerde yerlileşme teşvik ediliyor. Aynı zamanda yeşil ve dijital ekonomiye geçiş hedefleri doğrultusunda; enerji verimli radar sistemleri, sürdürülebilir üretim süreçleri ve yeşil lojistik uygulamaları da ön plana çıkıyor. MRBS’de biz de bu başlıklara yer vererek, sektörün dönüşümüne öncülük etmeyi amaçlıyoruz.” Yeni ürünler ilk kez MRBS’de tanıtılacak MRBS bu yıl da savunma teknolojilerindeki en yeni ürün ve sistemlere ev sahipliği yapacak. Bunlardan biri VISCO firması, yerli üretim yeni nesil taşınabilir güç kaynaklarını ilk kez Zirve’de görücüye çıkaracak. Bu ürün, radar sistemlerinden haberleşme altyapılarına, acil durum senaryolarından mobil operasyonlara kadar geniş bir kullanım alanı sunuyor. Odak Ar-Ge ise zorlu sınır ve operasyon koşullarına uygun olarak geliştirdiği yüksek performanslı projektörler ile kablolu aydınlatma drone sistemlerini sektör profesyonelleriyle ilk kez Zirve’de buluşturacak. Net Technologies firması Phased Array teknolojisine sahip yeni nesil mobil IoT anten sistemini ilk kez tanıtacak. Hareket halindeyken bile hızlı ve kesintisiz bağlantı sağlayan bu sistem, haberleşme altyapılarında önemli bir fark yaratmayı hedefliyor. Beyes Teknoloji tarafından geliştirilen Yüksek Hızlı 16 Kanal Slipring ve Taktik Sinyal Nişan İletim Dronu - TASNİD de ilk kez tanıtılacak ürünler arasında yer alıyor. Türkport firması ise geliştirdiği Gökçeri gözetleme balonları ile MRBS’de boy gösterecek. Casus balonların istihbarat toplama kapasitesini güçlendirmesi ve sınır güvenliğinde etkinlik kazandırması bekleniyor. Yapay zeka ve siber güvenlik konuları öne çıkacak Askeri radar sistemlerinde yapay zeka uygulamaları ve sınır güvenliğinde siber tehditlere karşı yerli çözümler hakkında önemli oturumlar gerçekleşecek. Tedarik zinciri yönetiminde karşılaşılan zorluklar ve hava sistemleri özel oturumları olacak. Bu oturumların yanı sıra sektördeki uzman isimler, kendi alanlarındaki gelişmeleri paylaşacak. MRBS MÜSİAD için önemli bir Zirve Beşinci kez düzenlenen bu Zirve, MÜSİAD’ın savunma sanayisine verdiği stratejik önemin somut bir göstergesi. Bu kapsamda MRBS tanıtım toplantısına; MÜSİAD Ankara Başkanı Fatih Bilal Yülek, MÜSİAD Ankara Başkan Yardımcıları Ahmet Bahaddin Meral, Hüseyin Canyurt, Ömer Bulut ile MÜSİAD Ankara Şube Müdürü Mehmet Akif Baş ve MÜSİAD Sektör Kurulları Komisyon Başkanı Mehmet Akif Çelik, MÜSİAD Savunma Sanayi Sektör Kurulu Başkanı Halil Akgül katıldı. Yerli ve milli teknolojilerin sergileneceği MRBS’de, T.C. İçişleri Bakanlığı ve T.C. Milli Savunma Bakanlığı’nın standları yer alacak. Ayrıca TUSAŞ, Sinerji Yüksek Teknoloji A.Ş., AVAS Metal, BMC, HAVELSAN, ROKETSAN, STM, ASFAT, Meteksan Savunma, FOTONİKS, Gürbağ Savunma gibi savunma sanayisinin güçlü temsilcileri yerini alacak. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Supsan'dan savunma sanayisine güçlü adım: BMC ile stratejik ortaklık kurdu Haber

Supsan'dan savunma sanayisine güçlü adım: BMC ile stratejik ortaklık kurdu

Türkiye’nin en büyük supap üreticisi Supsan, 2025 yılında 55. yılını kutlarken, savunma sanayisine güçlü bir adım atarak BMC ile stratejik bir ortaklık kurdu. Bu iş birliği ile Supsan, BMC Power’ın Kirpi-2 askeri aracı için supap ve turbo üretimine başladı. Supsan böylece otomotiv sektörüne yönelik ürettiği supap ve turbo ürün gamını savunma sanayisine hitap edecek şekilde genişletti.  Supsan, Güçlü Geçmişiyle Savunma Sanayisine Katkı Sağlıyor Supsan, köklü geçmişi, güçlü kadrosu ve teknik bilgi birikimiyle savunma sanayisinin yüksek mühendislik ve kalite gereksinimlerini karşılayacak motor parçaları geliştiriyor. Ar-Ge merkezi bünyesindeki modern laboratuvar ve test altyapısı ile üstün üretim ve kalite yetkinliklerine sahip olan şirket, müşterilerine danışmanlık, malzeme seçimi, ürün tasarımı ve test hizmetleri sunarak sektördeki güvenilir iş ortağı olma misyonunu sürdürüyor. BMC Power ile yapılan iş birliğinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Supsan Genel Müdürü Atınç Ocak, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “BMC Power ile gerçekleştirdiğimiz bu ortaklık, yalnızca otomotivde değil, savunma sanayisinde de ülkemizin üretim gücüne ve yerli motor teknolojilerin gelişimine katkı sağladığımızın önemli bir göstergesi oldu. Savunma sanayisine yaptığımız yatırımlar sayesinde ülkemize değer katmaya devam ediyoruz. Gelecekte de bu sektördeki varlığımızı güçlendirerek katkılarımızı sürdüreceğiz. 55. yılımızı böyle kıymetli bir iş birliği ile taçlandırdığımız için de mutlu ve gururluyuz.”

Tosyalı: Yerli ve Milli Tank Projesi ülke olarak 25 yıllık hayalimiz ve seri üretim için artık geri sayıma başladık Haber

Tosyalı: Yerli ve Milli Tank Projesi ülke olarak 25 yıllık hayalimiz ve seri üretim için artık geri sayıma başladık

Türkiye’nin lider askeri araç üreticilerinden BMC, yeni üretim tesisleriyle Türkiye’nin savunma sanayii alanındaki yerli ve milli üretim kapasitesine katkı sağlamaya devam ediyor.  Savunma sanayinde ana muharebe tankı, zırhlı araçlar, askeri kamyonlar ve lojistik destek araçları gibi birçok farklı sınıfta askeri kara aracını ürün ailesinde bulunduran BMC, yerli ve milli tam bağımsız savunma sanayi hedefleri doğrultusunda yaptığı yeni üretim tesisi yatırımlarıyla da dikkat çekiyor. BMC VE SSB arasında ALTUĞ 8x8 zırhlı muharebe aracı için 24 Şubat 2025 tarihinde Savunma Sanayii Başkanlığı’nda düzenlenen sözleşme töreninden sonra Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün ve beraberindeki heyet, başta Yeni Altay Tankı olmak üzere birçok farklı paletli ve tekerlekli zırhlı aracın imal edileceği BMC Ankara Üretim Tesisini ziyaret etti. Bu ziyarete ev sahipliği yapan BMC Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, “Tamamen kendi imkanlarımızla yatırım yaptığımız BMC Ankara Üretim Tesisi’nde savunma sanayine yönelik tüm üretimimizi gerçekleştireceğiz. Yaklaşık 1 milyon metrekarelik büyük bir kampus olan bu üretim kompleksinde Yeni Altay Tankı ve ALTUĞ 8x8 Zırhlı Muharebe Aracı başta olmak üzere birçok farklı paletli ve tekerlekli zırhlı aracın yanı sıra yerli motorlar da üreteceğiz. Bu kapsamda yatırım yaptığımız, 400, 600, 1000 ve 1500 beygirlik güç gruplarının üretiminin yapılacağı BMC Power tesisimiz bir süre önce faaliyete başladı. Bu tesiste yapılacak üretimlerle Kirpi, Amazon ve Vuran’dan sonra ALTAY Tankı’nın, FIRTINA Obüsü’nün ve Yeni Nesil Zırhlı Araç gruplarının birçoğuna ülkemizin tarihinde ilk defa yerli ve milli motor ve transmisyon tedarik eder hale geleceğiz. Tabii ki burada en önemli ve heyecan verici üretimimiz Yeni Altay Tankı olacak. Çünkü Yerli ve Milli Tank Projesi ülke olarak 25 yıllık hayalimiz ve seri üretim için artık geri sayıma başladık. Savunma Sanayii Başkanlığımızın koordinatörlüğünde, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin uzman personelinin değerlendirmeleriyle ordumuzun güncel ihtiyaçlarına ve muharebe sahalarındaki son gelişmelere göre hazırlanmış, ileri teknolojilerle donatılmış, tamamen yeni nesil bir tank üretiyoruz. BMC olarak Yeni Altay Tankı başta olmak üzere, ülkemizin daha aydınlık günlere ilerlemesinde bize güç verecek savunma sanayii araçları üreterek, bu ülkeye olan vefa borcumuzu ödemek için canla başla çalışmaya devam edeceğiz” dedi. BMC VE SSB arasında ALTUĞ 8x8 zırhlı muharebe aracı için sözleşme imzalandı Türkiye’nin lider askeri araç üreticilerinden BMC, 24 Şubat 2025 tarihinde Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ile Yeni Nesil Araçlar Projesi kapsamında önemli bir sözleşmeye imza attı. Yapılan anlaşma doğrultusunda Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na 29 adet 35 mm Kuleli ALTUĞ 8x8 Zırhlı Muharebe Aracı teslim edilecek ve söz konusu araçların Entegre Lojistik Destek faaliyetlerini içeren hizmetler sağlanacak.

BMC ve SSB'den stratejik adım: ALTUĞ 8x8 Zırhlı Muharebe Aracı için sözleşme imzalandı Haber

BMC ve SSB'den stratejik adım: ALTUĞ 8x8 Zırhlı Muharebe Aracı için sözleşme imzalandı

Türkiye’nin lider askeri araç üreticilerinden BMC, Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ile 35 mm Kuleli Yeni Nesil Araçlar Projesi kapsamında önemli bir sözleşmeye imza attı. Yapılan anlaşma doğrultusunda Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na 29 adet ALTUĞ 8x8 Zırhlı Muharebe Aracı teslim edilecek ve söz konusu araçların Entegre Lojistik Destek faaliyetlerini içeren hizmetler sağlanacak. Türkiye’nin lider askeri araç üreticilerinden BMC, Ar-Ge ve teknolojiye yaptığı yatırımlarla Türkiye’nin savunma sanayi alanındaki yerli ve milli üretim gücüne kattığı değeri büyütmeyi sürdürüyor. Ana muharebe tankı, zırhlı araçlar, askeri kamyonlar ve lojistik destek araçları gibi birçok farklı sınıfta askeri kara aracını ürün ailesinde bulunduran BMC, yerli ve milli tam bağımsız savunma sanayi hedefleri doğrultusunda seri üretime geçtiği araçlarla dikkat çekmeye devam ediyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarını karşılayacak önemli bir aracın daha üretimine başlayacak olan BMC, Savunma Sanayii Başkanlığı ile sözleşme imzaladı. Bu çerçevede Savunma Sanayii Başkanlığı’nda, 24 Şubat 2025 tarihinde gerçekleştirilen törende, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün ve BMC Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı’nın katılımıyla BMC ve Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) arasında, 35 mm Kuleli Yeni Nesil Araçlar Projesi kapsamında önemli bir sözleşmeye imza atıldı. Yapılan anlaşma doğrultusunda Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na 29 adet ALTUĞ 8x8 Zırhlı Muharebe Aracı teslim edilecek ve söz konusu araçların Entegre Lojistik Destek faaliyetlerini içeren hizmetler sağlanacak.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.