Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Borsa İstanbul

Kapsül Haber Ajansı - Borsa İstanbul haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Borsa İstanbul haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Vakıf Faktoring A.Ş.’nin Halka Arzı Başarıyla Tamamlandı Haber

Vakıf Faktoring A.Ş.’nin Halka Arzı Başarıyla Tamamlandı

Kurulduğu günden bu yana faaliyetlerini ülke ekonomisinin büyümesi, gelişimi ve dünya ekonomisiyle bütünleşmesine katkıda bulunmak amacıyla sürdüren VakıfBank Finans Grubu şirketlerinden Vakıf Faktoring A.Ş.’nin halka arzı başarıyla tamamlandı. Güçlü sermaye yapısı, uzman kadrosu ve müşteri odaklı çalışma prensibi ile istikrarlı büyümesini sürdüren faktoring sektörünün öncü şirketlerinden Vakıf Faktoring A.Ş.’nin halka arzında 12-13-14 Kasım 2025 tarihlerinde 1 TL nominal değerli pay için 14,20 TL’den talep toplanmıştı. Satışa sunulan 225.000.000 TL nominal değerli payların tamamının satışı sonucunda halka arz büyüklüğü 3.195.000.000 TL olurken halka açıklık oranı da yüzde 25 olarak gerçekleşti. Halka arza yatırımcılar tarafından gösterilen güçlü talep sonucunda, planlanan tahsisatın 5,17 katı kadar talep gelmiş olup, pay dağıtımı toplam 684.329 yatırımcıya gerçekleştirildi. Kurumsal yatırımcılardan 1,17 kat, bireysel yatırımcılardan ise 7,84 kat talep geldi. Dağıtım sonucunda payların yüzde 60’ı bireysel yatırımcılara, yüzde 40’ı kurumsal yatırımcılara tahsis edildi. Vakıf Faktoring A.Ş. payları Borsa İstanbul’da 14,20 TL fiyat ve “VAKFA” kodu ile işlem görmeye başlayacak. “Sürdürülebilir değeri yatırımcılarımızla paylaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz.” Halka arz süreci hakkında konuşan Vakıf Faktoring A.Ş. Genel Müdürü, Bülent Atılgan, “Faktoring sektörünün öncü şirketlerinden biri olarak, çeyrek asrı aşan deneyimimizle ürettiğimiz sürdürülebilir değeri halka arz yoluyla yeni yatırımcılarımızla paylaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Faktoring sektörünün öncü şirketlerinden biri olarak yenilikçi finansal çözümlerimizle kurumsal ve ticari müşterilerden KOBİ’lere kadar uzanan geniş bir müşteri yelpazesine hizmet sunmaktayız” dedi. Gelen taleplerin kendilerini motive ettiğini belirten Atılgan, sözlerini şöyle tamamladı: “Halka arzımızla elde ettiğimiz yeni kaynak sayesinde, sürdürülebilir kurumsal yapımızı güçlendirerek, rekabet gücümüzü, pazar payımızı ve karlılığımızı artırmayı hedefliyoruz. Bu süreçte, başta yatırımcılarımız olmak üzere tüm paydaşlarımız için kalıcı ve sürdürülebilir bir değer yaratma vizyonuyla geleceğe emin adımlarla ilerliyoruz. Halka arzımıza farklı kişi ve kurumlardan gelen 16,5 milyar TL’nin üzerindeki talep, bize daha iyisini yapma yolunda büyük bir motivasyon sağladı. Halka arzımıza güvenerek yoğun ilgi gösteren tüm yatırımcılarımıza içten teşekkür ediyoruz. Vakıf Faktoring A.Ş. olarak, yeni yatırımcılarımızdan aldığımız güç ve cesaretle, bugüne kadar oluşturduğumuz değeri daha da ileriye taşımak için kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz.” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Koç Topluluğu, Geleneksel Anadolu Buluşmaları’nın Yeni Durağı Denizli Oldu Haber

Koç Topluluğu, Geleneksel Anadolu Buluşmaları’nın Yeni Durağı Denizli Oldu

Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç açılış konuşmasında, dünyada uzun süredir devam eden belirsizliğe dikkat çekerken, “Bilhassa pandemi sonrasında uluslararası siyâsete hâkim olan dinamikler açık gösteriyor ki, İkinci Dünya Harbi sonrasında tesis edilen dünyâ düzeni büyük ölçüde değişiyor” dedi. Ömer M. Koç, tüm zorluklara rağmen Koç Topluluğu’nun, bâyilerinin de gayretiyle başarılı sonuçlar elde etmeyi sürdürdüğünü belirtti. Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu ise Topluluğun başarılarında bâyilerin katkılarını vurgulayarak, “Sizlerin yıllardır müşterilerimizle kurduğunuz benzersiz ilişki Topluluğumuzun rekabetçi gücü olmaya devam edecek” ifadelerini kullandı. Koç Topluluğu’nun bâyileri ile görüş alışverişinde bulunmak üzere düzenlediği geleneksel Anadolu Buluşmaları’nın 33’üncüsü Denizli’de gerçekleştirildi. 500’den fazla bâyinin bir araya geldiği etkinliğin açılış konuşmalarını, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç ve Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu yaptı. Ömer M. Koç: “Dünyâ düzeni büyük ölçüde değişiyor.” Konuşmasında küresel ve ulusal ölçekteki gelişmeleri değerlendiren Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, dünyada uzun süredir devam eden belirsizliğe dikkat çekerken, “Bilhassa pandemi sonrasında uluslararası siyâsete hâkim olan dinamikler açık gösteriyor ki, İkinci Dünya Harbi sonrasında tesis edilen dünyâ düzeni büyük ölçüde değişiyor” dedi. Koç, değerlendirmesine “Sulhün en kıymetli müşterek menfaat olmaktan çıktığı, uluslararası ilişkilerde istişârenin yerini kaba kuvvetin aldığı, ikili çıkar uzlaşılarının çok taraflı stratejik ittifaklara tercih edildiği, al-ver pazarlıklarının değerlerin önüne geçtiği, serbest ticâretin değil jeopolitik hesaplarla belirlenen gümrük vergileri ve kısıtlamaların esas olduğu, maalesef gittikçe artan risklerle dolu bir dünyâ düzeni oluşuyor” şeklinde devam etti. Ömer M. Koç: “Topluluk şirketleri tarafından ödenen vergilerin, devletin vergi gelirleri içerisindeki payı %8 mertebesinde.” Tüm zorluklara rağmen Koç Topluluğu’nun, bâyilerinin de gayretiyle başarılı sonuçlar elde etmeyi ve Türkiye’nin yarınlarına yatırım yapmayı sürdürdüğüne dikkat çeken Ömer M. Koç, “Toplam kombine gelirimiz, gayri sâfi yıllık hâsılanın yüzde 7'sini aşıyor. Şirketlerimiz de ülke ihrâcâtının yüzde 7'sinden fazlasını gerçekleştiriyor. Topluluk şirketleri tarafından ödenen vergilerin, devletin vergi gelirleri içerisindeki payı yüzde 8 mertebesinde. Ciro büyüklüğü ve ihrâcât hacmine göre ülkemizin en büyük 10 şirketi arasında Tüpraş, Arçelik ve Ford Otosan olmak üzere üç lîder şirketimiz bulunuyor. Borsa İstanbul'da halka açık şirketlerimizin piyasa değeri ise toplam piyasa değerinin yüzde 17’sini oluşturuyor. Dünyânın en büyük şirketlerinin listelendiği Fortune Global 500’de bu yıl da ülkemizi tek temsil eden şirket Koç Holding” dedi. 2026 yılında Koç Topluluğu’nun 100’üncü yaşını kutlayacaklarının altını çizen Ömer M. Koç, Cumhuriyetle birlikte vâr olduklarını, Cumhuriyetle birlikte geliştiklerini ve büyüdüklerini vurguladı. Koç Topluluğu bâyilerine ve ailelerine teşekkür eden Ömer M. Koç, “İkinci yüzyılımızda da siz kıymetli bâyilerimizle birlikte, yan yana yürüyeceğiz. Yüz yıldır olduğu gibi, yurdun dört bir yanında yine sizin varlığınızdan cesâret alıyoruz, gücünüzü gücümüz sayıyoruz” dedi. Levent Çakıroğlu: “Ülkemizin geleceğine duyduğumuz güvenle yatırımlarımıza devam ettik.” Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu da; “Küresel çapta giderek artan belirsizliklerin artık yeni gerçeğimiz olduğunu kabul etmemiz gerekiyor” diye konuşarak, son dönemde jeopolitik çatışmaların şiddetlenmesinin de küresel ekonomide istikrarın tesis edilmesine engel olduğunu ifade etti. Çakıroğlu, “Böyle bir ortamda; uzun vadeli stratejik hedeflerimize odaklanarak çalışmayı sürdürdük. Koç Topluluğu olarak ülkemize duyduğumuz güvenle yatırımlarımıza devam ettik. Gerçekleştirdiğimiz kombine yatırım tutarı bu yılın ilk 9 ayında 2,6 milyar dolara ulaştı” değerlendirmesinde bulundu. Koç Topluluğu’nun Cumhuriyet vizyonunun iktisadi açıdan hayata geçirilmesine liderlik etmiş bir Cumhuriyet kurumu olduğunu hatırlatan Çakıroğlu, “İkinci yüzyılımızda da Cumhuriyetin değerlerine sahip çıkarak ve daima en iyisini başarma sorumluluğuyla, var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” dedi. Çakıroğlu; 61 ülkede, 130’dan fazla üretim ve satış şirketiyle faaliyet gösterdiklerini, ofislerinde 45 dil konuşulduğunu ve hazinelerinin 46 farklı para birimini yönettiğini sözlerine ekledi. Çakıroğlu, bâyilere de kaynaklarını en iyi bildikleri alana, yani esas işlerine tahsis etmeleri tavsiyesinde bulundu. Denizli, Afyon, Aydın, Isparta, Muğla ve Uşak’ta 650’ye yakın bâyi, mağaza ve banka şubesiyle hizmet verdiklerini ifade eden Çakıroğlu, şöyle devam etti: “Teknolojinin getirdiği imkânları kullanarak; müşterilerimize en etkin ulaşmaya, kişiselleştirilmiş çözümler sunmaya elbette devam edeceğiz. Ancak şunu özellikle vurgulamak isterim ki; sizlerin yıllardır müşterilerimizle kurduğunuz benzersiz ilişki, Topluluğumuzun rekabetçi gücü olmaya devam edecek.”

Pasifik Holding Halka Arz Gelirinin Yüzde 80’ini Yeni Yatırımlarda Kullanacak Haber

Pasifik Holding Halka Arz Gelirinin Yüzde 80’ini Yeni Yatırımlarda Kullanacak

Teknolojiden lojistiğe, gayrimenkulden enerji ve madenciliğe kadar farklı alanlarda vizyoner yatırımları ile dikkat çeken Pasifik Holding halka arz oluyor. SPK’nın 7 Kasım tarihli bültenine göre; Pasifik Holding’in 2 milyar TL’si sermaye artırımı, 2 milyar TL’si ortak satışı olmak üzere toplam 4 milyar TL nominal değerli hissesi Halk Yatırım ve İntegral Yatırım liderliğinde 12, 13 ve 14 Kasım tarihlerinde 1,50 TL’den sabit fiyatla talep toplama yöntemiyle satışa sunulacak. Halka arz sonrasında Pasifik Holding’in halka açıklık oranı yüzde 20 olacak. Pasifik Holding’in halka arzına konu payların yüzde 40’ı bireysel yatırımcılara, yüzde 10’u 100 bin lot üzeri yüksek başvurulu yatırımcılara ve yüzde 50’si yurt içi kurumsal yatırımcılara tahsis edilecek. Borsa İstanbul Yıldız Pazar’da işlem görecek Pasifik Holding, halka arzdan elde edilecek gelirin yüzde 80’ini teknoloji, lojistik, gayrimenkul ve enerji sektörleri başta olmak üzere yeni yatırımlarda, yüzde 10’unu işletme sermayesinde, kalan yüzde 10’luk kısmı da finansal borçların ödenmesinde kullanacak. Geleceği tasarlamak en büyük tutkumuz Pasifik Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Erdoğan, daha güçlü bir kurumsal yapı hedefiyle farklı sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerini 2023 yılında holding çatısı altında topladıklarını hatırlattı. Pasifik Holding olarak, bulundukları her alanda geleceği tasarlamanın en büyük tutkuları olduğunu anlatan Fatih Erdoğan, Pasifik Okyanusu’ndan ilham aldıklarını belirterek, “İşte bu yüzden cesaretle adım atıyor, tutkuyla çalışıyor, bereketle büyüyoruz” diye konuştu. Pasifik Holding’in 30 Haziran 2025 itibariyle özkaynaklarının 30,2 milyar TL’ye ulaştığını, net dönem karının ise 1,4 milyar TL olduğunu ifade eden Fatih Erdoğan, şunları söyledi: “Holdingleşme, yönetim kolaylığının yanı sıra şirketlerimiz arasındaki sinerjinin, iş birliği ve kaynak paylaşımının, finansal güç kabiliyetinin artmasını, marka ve imaj gücünün birbirini beslemesini sağladı. Halka arzla da yepyeni bir sürece giriyoruz. Bildiğiniz gibi Pasifik olarak bugüne kadar dört halka arz gerçekleştirdik. Bunlardan ilki 40 yıllık bir geçmişe sahip aile şirketimiz Orçay’dı. Hemen ardından Next Level markalı projeleriyle bulunduğu bölgeye ilkleri getiren Pasifik GYO, sonrasında Türkiye’nin uluslararası demiryolu lojistiği alanında öncü şirketi Pasifik Eurasia, son olarak ise savunma sanayii teknolojilerinden bilişim teknolojilerine kadar geniş bir hizmet yelpazesi sunan, yerli ve milli teknoloji ile Türkiye’nin ilk ve tek insansız helikopterini üreten Pasifik Teknoloji’yi halka açtık. Halka açılma vizyonunu geleceğe bırakacağımız en büyük miras olarak gördüğümüz için Pasifik Holding’i de halka açmaya karar verdik. SPK’dan aldığımız onay doğrultusunda da 12-14 Kasım tarihleri arasında talep toplamaya başlayacağız. Halka arzımızla birlikte yeni yatırımcılarla Pasifik ailesi daha da büyüyecek ve güçlü sermaye yapımız, hızlı karar alma kabiliyetimiz ve özgün sektör karmamızla faaliyet gösterdiğimiz tüm alanlardaki liderlik hedefimize çok daha emin adımlarla yürüyeceğiz.” Halka arz gelirini stratejik büyüme yatırımlarına yönlendireceğiz Halka arzdan elde edilecek kaynağın lojistikten enerjiye, teknoloji yatırımlarından gayrimenkule uzanan geniş bir yelpazede Türkiye’nin bölgesel rekabet gücünü artırmak için kullanılacağını açıklayan Fatih Erdoğan şöyle konuştu: “Biz Pasifik Holding olarak halka arzdan elde edeceğimiz geliri; hem grubumuzun stratejik büyüme yol haritasını hızlandırmak hem de Türkiye’nin bölgesel rekabet gücüne kalıcı değer katmak için kullanacağız. Lojistikte BTK hattı üzerinde bugün ulaştığımız hacmi daha ileri taşıyacağız. Çin’den Avrupa’ya uzanan Orta Koridor’da kesintisiz taşımayı mümkün kılmak için lokomotif, vagon ve konteyner yatırımlarını, terminal altyapı güçlendirmelerini hızlandıracağız. Türkiye’nin bu koridorda ‘transit ülke’ değil, ‘merkez ülke’ olarak konumlanmasına katkı sunacağız. Teknoloji tarafında ise yüzde 100 yerli ve milli teknoloji hedefimiz doğrultusunda savunma sanayii teknolojilerinde Türkiye’nin uluslararası pazardaki payını artırmayı hedefliyoruz. İnsansız sistemler alanında performansı yüksek, dayanıklı ve küresel çapta rekabetçi ürün yelpazemiz için üretim kapasitemizi artıracağız. Bilişim teknolojilerinde akıllı şehirlerden güvenli dokümanlara, biyometrik sistemlerden kimlik yönetimine kadar yenilikçi çözümler geliştirmeye devam edeceğiz. Mevcut projelerimizi hızlandırıp yeni ürün ve patent geliştirme süreçlerine yatırım yapacağız. Grubumuzun lokomotifi gayrimenkulde ‘Next Level’ markamız ile şehir yaşamının geleceğini tasarlıyoruz. Bu anlayışla Next Level markamızla sürdürülebilir proje vizyonumuzu güçlendirecek ve hep ‘bir sonraki seviyeyi’ hedefleyerek yeni projeleri hayata geçirmeye devam edeceğiz. Enerji ve madencilik yatırımlarımız da devam ediyor. Ön lisans, Ar-Ge, fizibilite ve potansiyel tespit çalışmalarımız tamamlandı. Şimdi tesis kurulum aşamasına geçiyoruz. Bu yatırımların, yenilenebilir ve sürdürülebilir kaynaklarla katma değeri yüksek enerji üretim kapasitemizi artıracağına inanıyorum. Aden Pellet ile sürdürdüğümüz atık orman ürünlerinin geri dönüşümü projesi de bunun güzel bir örneğidir. Sadece mevcut alanlarımızı değil, potansiyeli yüksek yeni sektörleri de radarımızda tutuyoruz. Fırsat gördüğümüz her alana cesaretle adım atmaya, yatırım yapmaya devam edeceğiz. Halka arzdan elde edeceğimiz kaynakları sürdürülebilir büyümeyi, yüksek teknolojiyi, küresel rekabetimizi ve Türkiye’nin bölgesel liderlik vizyonunu destekleyecek şekilde kullanacağız. Aldığımız her stratejik kararda küresel düşünüp, yerli üretmeye ve kalıcı değer yaratmaya devam edeceğiz.” Pasifik Teknoloji’de ihracatın cirodaki payını yüzde 50’ye çıkaracağız Teknoloji tarafında Pasifik Teknoloji ile Türkiye’nin dijital geleceğinde ve savunma sanayiinde kritik rol oynamaya devam ettiklerini anlatan Fatih Erdoğan, “Bir taraftan savunma sanayiinde insansız hava araçlarımızla önemli başarılara imza atarken, diğer taraftan da bilişim teknolojilerinde birçok ilki hayata geçirmeye devam ediyoruz. Kapsamlı mühendislik altyapımızla savunma sanayiinden siber güvenliğe, biyometrik kimlik çözümlerinden seyahat teknolojilerine ve finansal sistemlere kadar geniş bir yelpazede entegre çözümler sunuyoruz. Ana hedefimiz uluslararası pazardaki konumumuzu güçlendirmek” diye konuştu. Savunma sanayii teknolojileri alanında ülkeye katma değer sağlayacak projeler ürettiklerini vurgulayan Erdoğan, özellikle döner kanatlı insansız hava araçları ve kamikaze İHA’lar gibi yenilikçi ürünlerle Türkiye’nin uluslararası pazardaki rekabet gücünü artırmayı hedeflediklerini belirtti ve şunları ekledi: “Savunma sanayii ihracatının ciromuzdaki payını yüzde 50’ye çıkarmayı amaçlıyoruz. Bu doğrultuda, ürünlerimizin AB pazarındaki varlığını güçlendirerek Avrupa’nın savunma bütçesinden daha etkin yararlanmamızı sağlayacak adımlar atıyoruz.” Erdoğan, şirketin geliştirdiği sistemlere ilişkin de şu bilgileri verdi: “Türkiye’nin ilk ve tek insansız helikopteri ALPİN-2 Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine girdi, teslimat süreci devam ediyor. Bunun yanında Türkiye’nin ilk ve tek silahlı mini insansız helikopteri DUMRUL ile MERKÜT Kamikaze İHA ürünlerimizin ilk teslimatları tamamlandı, bu sistemler de envantere alındı. Sabit kanatlı kamikaze İHA ürünlerimiz olan DELİ ailesinin 50 km menzilli versiyonunun ürün geliştirme süreci tamamlandı, envantere girme süreci devam ediyor. 500 km, 1.000 km ve 3.000 km menzilli versiyonlarının geliştirme çalışmalarına başlandı. İnsansız hava araçları teknolojilerinde ilk önce drone İHA’lar, sonra sabit kanatlı İHA’lar ve en son döner kanatlı helikopter İHA’lar geliştirildi. Biz bu üç ayrı teknolojinin üçünü de üretebilen dünyadaki ender şirketlerden biriyiz. Bu özelliğimiz savunma sanayii tarafındaki gelecek beklentilerimizi oldukça güçlü tutuyor.” Fatih Erdoğan, “Stratejimiz ve vizyonumuz doğrultusunda, başta ülkemiz olmak üzere uluslararası alanda da bu özel sistemlerimizin yer alması için çalışıyoruz. Pasifik Teknoloji çatısı altında geliştirdiğimiz her yeni platform ve sistem, bizi hedeflerimize bir adım daha yaklaştırıyor. Amacımız, Türkiye’nin savunma sanayiinde kazandığı gücü daha da ileriye taşıyacak projeler geliştirerek, ülkemizin küresel güç olma hedefine katkı sağlamak” dedi. Orta Koridorun ana oyuncusu Pasifik Eurasia Lojistik sektöründe ise 2019 yılından bu yana uluslararası önemli anlaşmalara ve taşımalara imza attıklarını hatırlatan Fatih Erdoğan, “Pasifik Eurasia olarak Çin’den Avrupa’ya uzanan Orta Koridor üzerinde ülkemizin lojistik merkez olarak konumlanmasını amaçlayan bir anlayışla Bakü-Tiflis-Kars (BTK) hattı başta olmak üzere yeni taşıma koridorlarının gelişimini sağlayacak pek çok önemli adım attık” dedi. Pasifik Eurasia’nın ana oyuncu olduğu Orta Koridor üzerinde çalışmalarını sürdürdüğüne dikkat çeken Erdoğan, şunları söyledi: “Orta Koridor hem mevcut jeopolitik konjonktür hem de yapısal gerçeklik gereği bölgesel bir geçiş hattı olmanın ötesinde, stratejik önemi yüksek kıtalar arası bir koridora dönüşüyor. Türkiye, bu koridorun kilit ülkesi olarak lojistik, enerji, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik alanlarında kritik avantajlara sahip. Biz de Pasifik Eurasia olarak bu koridorun gelişmesi ve gerçek potansiyeline ulaşması için ulusal ve uluslararası bazda çalışmalar yürütüyoruz. Bu kapsamda 2025 yılı boyunca önemli anlaşmalara imza attık. Bu anlaşmalar sayesinde Orta Koridorun yakın gelecekte, Çin ile Avrupa arasında gelişen demiryolu taşımalarında payını artıracağına inanıyoruz. Yapılan anlaşmalar çerçevesinde ilk olarak yılda 1.000 trene ulaşmasını hedeflediğimiz Orta Koridor üzerinde Türkiye merkez ülke haline dönüşecek. Biz de Pasifik Eurasia ile bu stratejik hedefler doğrultusunda önemli yatırımlar ve iş birlikleri yapmaya devam ediyoruz. Hedefimiz, ana oyuncusu olduğumuz Orta Koridorun etkinliğini artırmak ve taşıma hacmini hızla büyütmek.” Faizler düştü, gayrimenkul piyasasında hareketlilik başladı Faaliyet gösterdikleri tüm alanlarda sektöre yön veren öncü bir rol üstlendiklerini anlatan Fatih Erdoğan, gayrimenkul sektöründe şehri değiştiren, hayatı farklılaştıran ve şehircilik kavramına yeni bakış açıları getiren projeleriyle dikkat çektiklerini anlattı. Pasifik GYO’nun holdingleşme yolundaki en önemli yapı taşlarından biri olduğunu ifade eden Fatih Erdoğan, ödüllü Next Level markasının İstanbul’un en özel lokasyonlarında hızla yükseldiğini belirterek şöyle konuştu: “Next Level İstanbul’un ardından Next Level Kemer ile Göktürk’te ‘next level’ bir yaşamın kapısını açtık. Ekim ayı sonunda lansmanını yaptığımız Next Level Kemer’e oldukça yoğun bir ilgi var. Bu projemizi 2026 yılı sonunda teslim edeceğiz.” Şehrin merkezinde doğayla iç içe, modern bir yaşam alanı sunmayı hedefleyen Next Level İstanbul’un, Etiler-Levent bölgesinde yükseldiğinin altını çizen Erdoğan, Next Level İstanbul’un sakinlerine şehir merkezinde eşsiz bir doğa keyfi yaşatacağını ve İstanbulluların beklentilerinin üzerinde, şehir yaşamını zenginleştirecek özelliklere sahip olduğunu ifade etti. Erdoğan, “Next Level İstanbul ismindeki iddianın altını dolduran bir proje. İstanbul’un en değerli lokasyonunda şehre sınıf atlatan özellikleriyle İstanbul’un en değerli gayrimenkul yatırımlarından biri olma özelliği taşıyor” dedi. Fatih Erdoğan, başkentteki projeleri hakkında da şu bilgileri verdi: “Ankara’nın tam kalbinde yer alan ve tek parselde bir milyon 200 bin metrekare inşaat alanı ve Türkiye’nin en büyük karma yaşam projelerinden özelliği ile öne çıkan Merkez Ankara’da, konut inşaatlarımız tamamlandı ve yaşam başladı. Ankara’nın açık havayla bütünleşen yeni nesil alışveriş ve yaşam merkezi Merkez Ankara AVM ise Mayıs 2026’da açılacak. Merkez Ankara AVM hem perakende markalarının hem de yeme-içme markalarının bir araya gelebildiği, 600 metrelik alışveriş caddesi konsepti, biri açık biri kapalı olan iki kat üzerine kurulu tasarımı ile Ankara’nın merkezinde yepyeni bir buluşma noktası olacak. Next Level Bodrum ve Next Level Country tarafında da hazırlıklarımız sürüyor. Dolayısıyla Pasifik Holding’in temelinde önemli bir yeri olan gayrimenkul ve inşaat tarafındaki yatırımlarımıza, bulunduğumuz bölgeyi ‘next level’a taşıyacak projelerimize hızla devam ediyoruz.” Enerjide odak noktamız ‘yenilenebilir enerji’ Enerji sektöründe ise yenilenebilir enerjiye odaklandıklarını anlatan Erdoğan, depolamalı rüzgar ve güneş enerjisi yatırımlarının Türkiye’de Mardin ve Edirne’de, Avrupa’da ise Romanya’da hayata geçeceğini söyledi. Doğaya ve dünyaya karşı sorumluluk bilinciyle yola çıkarak, orman artıklarından yenilenebilir enerji yakıtı olan pelet üretimi yapan çok modern bir fabrika yatırımını Giresun’da hayata geçirdiklerini ve yenilenebilir enerji sektörüne farklı bir yaklaşım getirdiklerini anlatan Erdoğan, madencilik tarafında da çalışmalarımız devam ediyor. Sivas-Erzincan bölgesinde alınan 3 işletme ruhsatı ile kurşun-çinko ağırlıklı maden arama ve hazırlık çalışmalarına başladık. Sondaj ve laboratuvar testlerimiz şu sıralarda devam ediyor” dedi. Fatih Erdoğan, halka arzdan aldıkları güçle birlikte Pasifik Holding olarak faaliyet gösterdikleri tüm sektörlerde geleceği tasarlamaya, stratejik milli ürünlerle Türkiye’ye ve tüm paydaşlarına katma değer sunmaya ve farklı rotalar keşfederek büyümeye devam edeceklerini belirterek sözlerini tamamladı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

MİA Teknoloji Hisse Geri Alım Programı İçin Olağanüstü Genel Kurul’a Gidiyor Haber

MİA Teknoloji Hisse Geri Alım Programı İçin Olağanüstü Genel Kurul’a Gidiyor

Türkiye’nin teknoloji alanındaki öncü markalarından biri olarak konumlanan MİA Teknoloji, KAP üzerinden yaptığı açıklamayla, 17 Aralık Çarşamba günü olağanüstü genel kurul toplantısı yapacağını duyurdu. Açıklamada, bu stratejik adımın piyasa istikrarını destekleyeceğini ve hisseye olan güveni artıracağı vurgulandı. MİA Teknoloji yönetimi, alınacak kararların uzun vadede şirketin büyüme stratejilerini güçlendireceğini ve yatırımcılar açısından sürdürülebilir bir değer yaratacağını ifade etti. MİA Teknoloji açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Borsa İstanbul’da oluşan değerlerin şirketimizin gerçek potansiyelini tam olarak yansıtmadığını düşünüyoruz. Bu nedenle, yatırımcı güvenini artırmak ve şirketimizin piyasa değerini daha sağlıklı bir seviyeye taşımak amacıyla hisse geri alım programını gündeme alıyoruz. Bu karar hem yatırımcılarımız hem de piyasa için istikrarı destekleyecek stratejik bir hamle niteliği taşıyor.” Pay sahiplerinin Genel Kurul’a katılabilmeleri için Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) tarafından hazırlanan “Pay Sahipleri Listesi”nde yer almaları gerekmekte. Toplantıya fiziken katılacak kişilerin pay sahipliği veya temsilcilik durumu MKK kayıtları üzerinden kontrol edilecek. Konuya ilişkin toplantı, 17 Aralık 2025 Çarşamba günü saat 10.00’da Gazi Üniversitesi Gölbaşı Yerleşkesi Gazi Teknopark’ta gerçekleştirilecek. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Polisan Holding, 2025 Yılı Üçüncü Çeyrek Finansal Sonuçlarını Açıkladı Haber

Polisan Holding, 2025 Yılı Üçüncü Çeyrek Finansal Sonuçlarını Açıkladı

Şirket, küresel ve yerel ekonomik olumsuzlukların devam ettiği 3. çeyrekte operasyonel verimliliği ve bilanço disiplinini önceliklendirmeye devam ederken, stratejik öncelik olarak belirlediği yeniden yapılanma adımlarında da önemli ilerlemeler kaydetti. Bu kapsamda; Boya Grubu iştiraklerinin kısmi bölünme sürecinin başlatılması, Polisan Hellas’ta üretimin durdurulması, faaliyet giderlerinin azaltılması ve finansal borçların yapılandırılması bu yılın ilk dokuz ayında öne çıkan başlıklar oldu. Polisan Holding’in Boya Grubu iştiraklerinin kısmi bölünme yoluyla yeni kurulan Marmara Holding A.Ş.’ye devri işlemi tamamlandı. Kısmi bölünme süreci kapsamında; 29.08.2025 tarihinde gerçekleştirilen Polisan Holding’in Olağanüstü Genel Kurul toplantısında alınan kararlar çerçevesinde, Marmara Holding A.Ş.'nin kuruluşu 10.09.2025 tarihinde tescil edildi. Polisan Holding A.Ş.’nin Rohm and Haas Kimyasal Ürünler Üretim Dağıtım ve Ticaret A.Ş. ile Polisan Kansai Boya Sanayi ve Ticaret A.Ş.’de sahip olduğu iştirak payları Marmara Holding A.Ş.’ye devredildi. Marmara Holding, 16.09.2025 tarihinden itibaren MARMR koduyla Borsa İstanbul’da işlem görmeye de başladı. Hellas paylarının devri için görüşmeler devam ederken, operasyonel zararlarının konsolide finansal tablolar üzerindeki etkisini azaltmak adına faaliyetler durduruldu ve faaliyet giderleri en düşük seviyeye indirildi. Polisan Hellas tarafında ise faaliyet zararlarının konsolide finansal tablolar üzerindeki etkisini azaltmak adına Haziran ayında faaliyetlerin durdurulmasına karar verilmişti. 3. Çeyrekte ise operasyonel maliyetler en düşük seviyeye indirilirken, şirketin finansal borçları gerçekleştirilen sermaye artırımı yoluyla kapatıldı. Hellas paylarının satışı için potansiyel alıcılarla görüşmeler ise devam etmekte. Polisan Holding CEO’su Cantekin Dinçerler, finansal sonuçlara ilişkin genel değerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı: “2025’in üçüncü çeyreğinde küresel ve yerel ekonomik belirsizlikler etkisini sürdürdü. Özellikle Avrupa kimya sanayinde zayıf talep, yüksek enerji maliyetleri ve düşük kapasite kullanımı sektörde rekabet koşullarını zorlaştırırken, Türkiye’de iç talepteki zayıflama ve finansman maliyetlerindeki artış sanayi üretimi üzerinde baskı oluşturmaya devam etti. Kur tarafında görece bir istikrar görülse de, kur-enflasyon makasının daralmış ancak henüz kapanmamış olması, ihracatçı sektörler açısından baskı yaratmayı sürdürüyor. Tüm bu koşullar altında, mali disiplinimizi koruyarak operasyonel verimliliğimizi artırmaya ve stratejik önceliklerimize odaklanmaya devam ettik.”

 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi'ne Yoğun İlgi Haber

 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi'ne Yoğun İlgi

“Etkileşim” temasıyla gerçekleştirilen Kongre’yi 5 binden fazla kişi fiziki olarak, yurt içi ve yurt dışından binlerce kişi ise çevrim içi olarak takip etti. Kongre’de 16 panel, 10 eğitim ve beş atölye çalışmasında; ekonomi, finans ve sermaye piyasalarının dinamikleri, fırsatları ve geleceği ele alındı. Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) tarafından düzenlenen 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi, akademi, iş dünyası, finans ve sermaye piyasaları temsilcilerinin yanı sıra üniversite öğrencileri ve yatırımcılardan yoğun ilgi gördü. 4-5 Kasım 2025 tarihlerinde gerçekleştirilen Kongre’yi, 5 binin üzerinde kişi fiziki olarak, yurt içi ve yurt dışından binlerce kişi ise çevrim içi olarak takip etti. “Etkileşim” ana temasıyla gerçekleştirilen 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi kapsamında; “Ekonomik Etkileşim”, “Teknolojik Etkileşim” ve “Yapısal Etkileşim” başlıkları altında, küresel ve Türkiye gündeminde öne çıkan konular, “dinamikler”, “fırsatlar” ve “gelecek” bakış açısıyla, alanında uzman kişilerin katılımıyla çok yönlü bir biçimde ele alındı. İki günde 31 oturum gerçekleştirildi Kongre, 4 Kasım’da Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açılış konuşmasıyla başladı. Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı İbrahim Ömer Gönül, Borsa İstanbul Genel Müdürü Korkmaz Ergun, Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Pamir Karagöz’ün konuşmalarıyla devam etti. Kongre’nin ana konuşmacısı olan “Digital Darwinizm” kitabının yazarı Tom Goodwin ise “Finansal Hizmetlerin Geleceği” başlıklı konuşmasıyla katılımcılara yeni nesil teknolojilerin etkilerine yönelik vizyoner bir bakış açısı sundu. İki gün süren 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi kapsamında 16 panel, 10 eğitim ve 5 atölye çalışması olmak üzere toplam 31 oturum gerçekleştirildi. “Etkileşim” temasıyla sermaye piyasalarının geleceğine ışık tutuldu Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Pamir Karagöz, ana temasını ‘Etkileşim’ olarak belirledikleri 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nde, etkileşim odağında; ekonominin, sermaye piyasalarının ve finansal ekosistemin dinamiklerini, geleceğini ve sunduğu fırsatları çok yönlü bir şekilde ele aldıklarını söyledi. Karagöz, “Dünyada ve Türkiye’de alanında önde gelen akademisyenler, uzmanlar ve liderler; bilginin, teknolojinin ve iş birliğinin kesiştiği etkileşim alanlarında, ekonomimize ve sermaye piyasalarımıza ışık tutacak fikir ve deneyimlerini paylaştı“ dedi. “Kongre’miz bilgi paylaşımı, iş birliği ve ortak vizyon oluşturuyor” 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’ne gösterilen yoğun ilgiden büyük bir memnuniyet duyduklarını belirten Karagöz, “Gösterilen ilgi, Kongre’mizin bir kez daha iş dünyası, finans, sermaye piyasaları ve yatırımcıların en kapsamlı buluşma platformu haline geldiğini ortaya koydu. Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği olarak, bu yoğun ilgi bizlere güç verdiği gibi, bir sonraki Kongre için de daha kapsamlı ve yenilikçi bir program hazırlama yönünde ilham kaynağı oluyor” diye konuştu. Finans sektörünün en kapsayıcı meslek örgütü olarak tüm paydaşlarla işbirliği içerisinde sermaye piyasalarının gelişmesi, derinleşmesi ve ülke ekonomisine sağladığı katma değerin artması için çok yönlü faaliyetler gerçekleştirdiklerini belirten Karagöz, “Bu doğrultuda düzenlediğimiz Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi, bilgi paylaşımı, iş birliği ve ortak vizyon oluşturma açısından sektörümüzün en önemli platformlarından biri haline geldi. Kongremiz aracılığıyla, sermaye piyasalarımızın geleceğini şekillendirecek fikirlerin, deneyimlerin ve yenilikçi yaklaşımların bir araya gelmesinden büyük memnuniyet duyuyoruz.” dedi. TSPB Başkanı’ndan Kongre’ye katılanlara teşekkür Kongre’nin başarıyla gerçekleşmesinde katkı sunan tüm konuşmacılara, panelistlere, sponsorlara ve katılımcılara teşekkür eden Karagöz şunları söyledi; ”Öncelikle her zaman verdiği güçlü destekle sektörümüzün gelişimine büyük katkı sağlayan ve 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nin açılışında da bizlerle birlikte olarak Kongremizi şereflendiren Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek’e katılımları için şükranlarımızı sunarız. Ayrıca, Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Sayın İbrahim Ömer Gönül’e, Borsa İstanbul Genel Müdürü Sayın Korkmaz Ergun’a destekleri, katılımları ve paylaşımları için teşekkür ederiz. Kongre’nin başarıyla gerçekleşmesinde emeği geçen tüm konuşmacılarımıza, panelistlerimize ve katılımcılarımıza değerli katkılarından dolayı teşekkür ediyor; 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nin düzenlenmesine destek veren sponsorlarımıza ve iş birliği kuruluşlarımıza da şükranlarımızı iletiyoruz.” Kongre’nin sosyal sorumluluk projesi Darüşşafakalı öğrenciler için… Eğitime büyük önem veren ve finansal okuryazarlık konusunda da ciddi eğitimler veren Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği kongre kapsamında, “Kongremize Sen De Katıl, Darüşşafakalı Öğrencilerin Nitelikli Eğitimine Destek Ol!” sosyal sorumluluk projesi ile eğitime destek oluyor. Kongre kapsamında bu yıl 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresine kayıt yaptıran katılımcılar adına sosyal sorumluluk projesi sponsoru A1 Capital Yatırım Menkul Değerler A.Ş. tarafından merhum Murat Güler anısına Darüşşafaka Cemiyetine bağış yapıldı. Bu sosyal sorumluluk projesi ile; Darüşşafaka Cemiyetinin 1863’ten bu yana sürdürdüğü “Eğitimde Fırsat Eşitliği” misyonuna destek olunarak; annesi ve/veya babası hayatta olmayan, maddi olanakları yetersiz, başarılı öğrencilerin nitelikli eğitimine katkıda bulunuldu. Kongre sponsorların desteğiyle gerçekleşti Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nin ana sponsoru Borsa Grubu (Borsa İstanbul A.Ş., Takasbank A.Ş. ve Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş.) oldu. Kongre’nin platin sponsorluğunu İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş., Midas Menkul Değerler A.Ş. ve Tera Yatırım Menkul Değerler A.Ş. üstlendi. Kongre’nin altın sponsoru QNB Yatırım Menkul Değerler A.Ş. ve gümüş sponsorları Aktif Yatırım Bankası A.Ş., Halk Yatırım Menkul Değerler A.Ş. ve Türkiye Sigorta Birliği oldu. Kongre’nin sosyal sorumluluk proje sponsoru A1 Capital Yatırım Menkul Değerler A.Ş., yaka kartı ve ipi sponsorluğunu Tera Yatırım Menkul Değerler A.Ş., yönlendirme sponsorluğunu Osmanlı Yatırım Menkul Değerler A.Ş. üstlendi. Fiziki stant sponsorları arasında ATP Yazılım ve Teknoloji A.Ş., Deniz Portföy Yönetimi A.Ş. ile Yatırım Finansman Menkul Değerler A.Ş. ve destek sponsorları arasında GCM Yatırım Menkul Değerler A.Ş. ve PhillipCapital Menkul Değerler A.Ş. yer aldı.

Finansın Nabzı, 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi'nde Atıyor Haber

Finansın Nabzı, 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi'nde Atıyor

“Etkileşim” temasıyla düzenlenen ve iki gün sürecek olan Kongre’de, ekonomi, finans ve sermaye piyasalarının dinamikleri, fırsatları ve geleceği, konunun uzmanları tarafından çok yönlü biçimde ele alınıyor. Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) tarafından düzenlenen ve iş dünyası, finans, sermaye piyasaları ile yatırımcıların buluşma platformu haline gelen Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nin dokuzuncusu, 4 Kasım’da Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açılış konuşmasıyla başladı. Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı İbrahim Ömer Gönül, Borsa İstanbul Genel Müdürü Korkmaz Ergun, Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Pamir Karagöz’ün konuşmalarıyla devam eden Kongre’de, iki gün boyunca 16 panel, 10 eğitim ve beş atölye çalışması olmak üzere toplam 31 oturum gerçekleştirilecek. “Özel sektöre kaynak için sermaye piyasalarına büyük sorumluluk düşecek” 9.Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nde konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, gelecek dönemde faiz dışı fazlaya geçerek iç borç çevirme oranlarını çok güçlü bir şekilde aşağı çekeceklerini ve bu sayede özel sektöre daha çok kaynak sağlayacaklarını söyledi. Şimşek, sözlerine şöyle devam etti: "Hazine’nin borçlanma ihtiyacının azaltılması, aşağı çekilmesiyle aslında dezenflasyonla birlikte sermaye piyasalarının önünü açacak. Bunun sayesinde özel sektöre daha çok kaynak bırakacağız. Yani özel sektörün dışlanma etkisi yerine özel sektöre daha çok kaynağın aktarıldığı bir dönem. İşte burada sermaye piyasalarına büyük sorumluluk düşecek. Sermaye piyasalarının daha da derinleşmesinin önemli koşullarından bir tanesi de budur. Hazinenin borçlanma ihtiyacının azaltılması, aşağı çekilmesi aslında dezenflasyonla birlikte sermaye piyasalarının önünü açacak. Bu da aslında bugünkü önemli mesajımız. Dolayısıyla biz daha sağlam bir zeminde, sağlam temeller üzerinde sermaye piyasalarımızın derinleşmesini, gelişmesini sağlayacağız. Kamu maliyesi alanında üç tane reform çalışmamız var. Çalışmalar tamamlandı, grubumuza verdik.” “Fiyat istikrarı bizim en büyük önceliğimiz” Fiyat istikrarının en büyük öncelikleri olduğunu belirten Mehmet Şimşek, burada ilerleme olduğunu söyledi. Mali disiplinin sermaye piyasalarının gelişmesi açısından da çok önemli olduğunun altını çizen Şimşek, “Fiyat istikrarı olmazsa olmaz ama mali disiplin de ciddi katkıda bulunacak bir birleşendir. Sürdürülebilir cari açık da makro finansal istikrar açısından çok değerlidir. Dolayısıyla bizim temel önceliklerimiz bunlar. Bu önceliklerde ilerleme sağladık. Bu ilerlemenin kalıcı hale gelmesi için de yapısal dönüşüm esas gündemimizdir. Gelecek yıl daha çok ilerleme görülecektir. Nihai hedefimiz sürdürülebilir yüksek büyüme ve kapsayıcı büyüme, yani daha adil gelir dağılımıdır" dedi. Dezenflasyon programında üçüncü evreye 2026’da geçilecek Dezenflasyon programını üç evreli planladıklarını kaydeden Bakan Mehmet Şimşek, programın ikinci evresinde olunduğunu 2026’da ise üçüncü evreye geçileceğini ifade etti. Şimşek, konuya ilişkin şunları söyledi: "Makroekonomik dengesizliklerin azaldığı, dezenflasyon sürecinin devam ettiği, mali disiplinin tesis edildiği, sürdürülebilir cari dengenin yakalandığı, KKM'den çıkışın tamamlandığı, finansal sistemin ve ekonominin dış ve iç şoklara karşı dayanıklılığının arttığı bir dönemdeyiz. Bu dönemi üçüncü evre takip edecek. Üçüncü evrede de artık fiyat istikrarının sağlandığı ve yapısal dönüşümün başarıldığı dönem olacak. Yani kurala dayalı, kazanımların pekiştiği, tek haneli enflasyonun olduğu, bütçe açığının gayri safi yurtiçi hasılaya oranının kalıcı bir şekilde yüzde 3'ün altına indiği, cari açığın kalıcı bir şekilde milli gelire oran olarak yüzde 1'in altına indiği, verimlilik ve rekabet gücü odaklı reformların hayata geçtiği evre. Bu evreye de gelecek sene geçmiş olacağız." “Önemli olan trendin kalıcı olmasıdır” Uygulanan programın sonuç verdiğine dikkat çeken Mehmet Şimşek, "Bakın, enflasyonda bir düşüş var. Kim ne derse desin, 1-2 aylık yavaşlama bunlar normaldir. Hiçbir zaman lineer gitmiyor. Gerçek hayatta iniş çıkışlar oluyor. Önemli olan trendin kalıcı olarak ne yöne gittiğidir" dedi. Enflasyonda kuraklık ve zirai don kaynaklı geçici bir şok yaşandığını söyleyen Şimşek, şu anda gıda enflasyonunun 20 yıllık ortalamanın çok üzerinde seyrettiğini kaydetti. Bakan Şimşek, “Bu sene enflasyon neden 20'li rakamlar değil de 30 civarında kalacak diye sorarsanız önemli faktörlerden biri de yaşadığımız kuraklık ve zirai don kaynaklı gıda enflasyon şoku diyebiliriz" dedi. “Arz yönlü tedbirler peyderpey fark yaratacak” Para ve maliye politikasında sıkı duruşun devam ettiğini belirten Bakan Şimşek, gelirler politikasının destekleyici olmaya devam edeceğini, hedeflenen enflasyonla uyumlu yönetilen ve yönlendirilen fiyat düzenlemelerine gideceklerini kaydetti. Negatif çıktı açığının 2028'e kadar süreceğini dile getiren Şimşek, konuya ilişkin şöyle konuştu: "Arz yönlü tedbirlerimiz peyderpey fark yaratacak. Mesela deprem bölgesinde konut açığının gideriliyor olması önemlidir. Şimdi 500 bin sosyal konutun devreye alınacak olması önemli arz yönlü bir katkıdır. Neden? Çünkü kira enflasyonu şu anda manşet enflasyonun iki katından daha hızla gidiyor da ondan dolayı. Dolayısıyla önemli olan burada, dezenflasyonu destekleyici bir politika çerçevesi var mı yok mu meselesi. Yoksa 1-2 aylık perspektif konusu değil. Biz 1-2 aylık iyi gidişatı da büyütmeyiz, 1-2 aylık yavaş gidişatı da çok büyütmeyiz. Bizim için önemli olan çerçevedir ve çerçeve çok güçlü bir şekilde dezenflasyonisttir." “Deprem ve diğer olumsuzluklara rağmen bütçe açığı düşürüldü” Depreme ve diğer olumsuz gelişmelere rağmen bütçe açığının düşürüldüğünü belirten Şimşek, sözlerine şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki AK Parti hükümetlerinin bence en büyük başarısı uzun vadede bütçe açığının milli geliri oranını yüzde 3'ün altında, ortalama yüzde 2,4'te tutmuş olmasıdır. Türkiye'deki kazanımların arka planında en önemli faktörlerden bir tanesi budur. Şimdi tekrar bütçe açığını deprem dâhil kalıcı bir şekilde yüzde 3 ve altına çekeceğiz." Kamu harcamalarında da önemli bir kısıtlama yapıldığını belirten Şimşek, "Harcama disiplini devam edecek ve bu konuda uygulamalarımıza başarılı bir şekilde devam edeceğiz. Kayıt dışı ekonomi ile mücadele sonuç veriyor. Muazzam bir ilerleme var. Bu da devam edecek" diye konuştu. "Cari açıktaki iyileşme devam edecek" Cari açıkta ciddi bir iyileşme olduğuna dikkat çeken Bakan Şimşek, tasarruf amaçlı alınan altının ayrılması halinde iyileşmenin çok net görülebildiğini, altın haricinde cari fazla verdiklerini kaydetti. Cari açıktaki iyileşmesinin süreceğini belirten Şimşek konuya ilişkin şunları söyledi: "İthal ağırlıklı fosil yakıtlara bağımlılığı azaltıyoruz. Bu da bizim cari açığımızı iyileştiriyor. Hizmet ihracatını önceliklendirdik ve güçlü bir seyir içerisinde devam ediyor. Etrafımızdaki savaşlar sona ererse Türkiye'nin hizmet ihracatında büyük bir patlama olacak. Sanayi politikalarıyla katma değer zincirinde yukarı çıkıyoruz. Yurt içi petrol ve doğal gaz üretiminde de artış var. Bütün bunlar cari açıktaki iyileşmenin konjonktürel, geçici olmadığını, nispeten kalıcı bir yapıya doğru gittiğini gösteriyor. Tabii ki biz burada durmayacağız, yapısal dönüşümle birlikte bunu daha kalıcı bir zeminde götüreceğiz.” Uygulanan program sayesinde rezerv yeterliliğinin sağlandığını vurgulayan Şimşek, koşullu yükümlülükleri azalttıklarını, risk priminin ciddi şekilde düştüğünü kaydederek, "Biz bu programı sabırla ve kararlılıkla uygulayacağız. Bakın altını çizmek istiyorum sabır ve kararlılıkla. Kredi notumuzda önemli artışlar oldu. Yapısal dönüşüm ve dezenflasyonla birlikte tekrar not artışları gündeme gelecek. Dolayısıyla Türkiye, tekrar yatırım yapılabilir ülke statüsüne, kredi notu anlamında söylüyorum, tekrar gelmiş olacak" dedi. "Sermaye piyasalarının derinleşmesi olmazsa olmazımızdır" Bakan Mehmet Şimşek, Türkiye Yüzyılı hedeflerinin gerçekleştirilmesi için sermaye piyasalarının derinleşmesinin olmazsa olmaz olduğuna söyledi. Şimşek sözlerine şöyle devam etti: “Biz bu konuda da kararlıyız. Ne kayıt dışılıkla mücadele konusunda ne diğer konularda bunun gürültüsünü yapmıyoruz. Oturup çalışıp esas sonuç almaya çalışıyoruz. Nitekim sermaye piyasalarına yönelimin bu kadar güçlü bir şekilde artmış olması, yani belki bir nokta olarak görebilirsiniz ama bu yılın ilk 9 ayında firmalarımızın sermaye ihtiyaçlarının yüzde 30'undan fazlasını sermaye piyasalarından edinmiş olması bence çok değerlidir. Yüzde 10'lardan yüzde 30'lar... İşte bu seviyeleri koruyup artıracağız. Bizim hedefimiz, kıt kaynaklarımızı üretken alanlara aktarmaktır. Türkiye ancak bu şekilde gelişecek, ancak bu şekilde kalkınacak. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nin açılış konuşmasını Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, manipülasyonla mücadele alanında cezaları artıracaklarını ve düzenleyici çerçeveyi güçlendireceklerini belirterek, "Eksiklikleri gidereceğiz ve önümüzdeki dönemde manipülasyonla mücadelenin dozunu, kayıt dışılıkla mücadele dozunun da ötesine taşıyacağız." Sermaye piyasalarının geliştirilmesi ve derinleştirilmesi Türkiye Yüzyılı hedefleri arasında… Türkiye Yüzyılı hedeflerinin arasında "sermaye piyasalarının geliştirmesi ve derinleştirmesi" olduğunu vurgulayan Bakan Şimşek, bu çerçevede özellikle düzenleyici yapının sürekli iyileştirilmesini önemsediklerini söyledi. Teknolojik altyapı noktasında bir eksikliklerinin bulunmadığını kaydeden Şimşek, bazı alanlarda ilave ve düzenleyici çabalarının olacağını, ürün çeşitliliği ve yatırımcı tabanının genişletilmesi alanında atacakları adımlar bulunduğunu ifade etti. Dijitalleşme ve yeni ürünler konusunda gelişmelere ayak uydurmaları gerektiğine dikkat çeken Şimşek, “Kalkınma yatırım bankacılığının geliştirilmesi bu ekosistemin güçlendirmesi açısından önemli bir başlık” dedi. “Sermaye piyasalarına dayalı bir finansman modeline geçiş yapmak istiyoruz” Türkiye'de bankacılık ağırlıklı bir finansman modelinin söz konusu olduğunu belirten Şimşek, konuya ilişkin şunları söyledi: "2023 yılı ortasındaki rakamlara göre Türkiye'de maalesef şirketlerimizin finansman ihtiyacının sadece yüzde 12'si sermaye piyasalarından karşılanmış. Yüzde 88'i bankacılık ve finans sektöründen. ABD yüzde 60 sermaye piyasaları ağırlıklı bir finansman modeline dayanıyor. AB yüzde 30'lar civarında. Bankacılık ağırlıklı bir finans modelinden sermaye piyasaları ağırlıklı bir finans modeline geçiş yapmak istiyoruz. Neden? Çok basit. Aslında bu geçiş bizim Türkiye Yüzyılı hedeflerimizi gerçekleştirmemize güçlü bir destek verecek de ondan dolayı. Kaynaklarımızı üretken alanlara, uzun vadeli projelere, yatırımlara yönlendirmemiz gerekiyor. Bunu mevduat vadesi çok sınırlı olan bankacılık sistemi üzerinden yapmamız kolay değil." "Finansmanın yüzde 34'üne yakını sermaye piyasalarından elde edilmiş" Kaynakların uzun vadeli olarak lirada tutulup değerlendirilmesini hedeflediklerini, firmalar ve tüm kesimler için kur riskinin yönetimi açısından liraya talebi artırmak istediklerini kaydeden Bakan Şimşek, bunun doğal olarak sermaye piyasaları odaklı bir modeli gerektirdiğine dikkat çekti. Burada bir miktar mesafe katettiklerini ifade eden Şimşek, şunları söyledi: "2025'in ilk 9 ayına bakarsanız toplam finansmanın yüzde 34'üne yakını sermaye piyasalarından elde edilmiş, bankacılık sektörünün payı düşmüş. Bu kısmen belki konjonktüreldir ama yine de trend çok önemlidir. Aslında bizim varmaya çalıştığımız nokta da bunun benzeri ve ötesi. Yani sermaye piyasalarının ağırlıklı olarak Türkiye'de finansman ihtiyacının karşılandığı bir alana dönüşmesi. Dolayısıyla ilerleme var, bu güzel bir gelişme. Bunu devam ettireceğiz." Sermaye piyasalarına ciddi bir yönelim olduğunu ve ilginin arttığını belirten Şimşek, "Burada özellikle tahvil ihraçları, kira sertifikası ihraçlarını ben çok önemsiyorum. Bu alanın çok daha güçlü bir şekilde gelişmesi için tabii ki bizim yapacaklarımız var. Fiyat istikrarı en önemli husus. Sağlam bir zeminde bu alana artan ilginin güçlenerek devam etmesi bizim için çok değerli" dedi. Kriptodaki düzenlemeler önemli Yenilikçi ve dijital ürünlere yönelik düzenleme ihtiyacının olabileceğini anlatan Mehmet Şimşek, geçen yıl kriptoya ilişkin düzenlemenin önemli bir adım olduğunu söyledi. Katılım finans araçlarının, yeşil finans ve sürdürülebilir finans ürünlerinin yaygınlaştırılmasının önemine de dikkat çeken Şimşek, kurumsal yönetim ve şeffaflığının artırılmasına ilişkin düzenlemeleri ve kadınların halka açık şirketlerde yönetim kurulunda temsilini çok değerli bulduğunu vurguladı. "Manipülasyonla mücadelede cezaları çok daha ağır hale getireceğiz” Manipülasyonla mücadele konusunda düzenleme ihtiyacı olduğunu belirten Şimşek konuya ilişkin şunları söyledi: "Cezaları çok daha ağır hale getirmemiz gündemimizdeki bir konu. Manipülasyon ile mücadelenin çok boyutu var. Finansal okuryazarlık onlardan bir tanesi. Sermaye Piyasası Kurulumuzu, Başkanımız İbrahim Gönül ve ekibini tebrik ediyorum. Bu konuda geçen yıl önemli bir platformun lansmanını yaptık. Manipülasyonla mücadelede tabii ki finansal okuryazarlık esastır fakat yine de bizim cezaları artırma yönünde ve düzenleyici çerçeveyi güçlendirme noktasında bir ilave çabamız olacak. Eğer manipülasyonla güçlü mücadele edemezsek bu alana olan güven zayıf kalır. Onun için bu bizim olmazsa olmazımızdır. Özellikle bazı fonlar üzerinden manipülasyonların yapıldığını biliyoruz. O alanda da bir düzenleme eksikliği olduğunu biliyoruz. Bu eksiklikleri gidereceğiz ve önümüzdeki dönemde manipülasyonla mücadelenin dozunu, kayıt dışılıkla mücadele dozunun da ötesine taşıyacağız. Bu kongredeki belki de duymak istediğiniz, benim de iletmek istediğim en önemli mesaj bu." "Piyasaların derinleşmesi bizler için en önemli hedef " Sermaye piyasalarında yatırımcı tabanının gelişmesinin sevindirici olduğunu dile getiren Şimşek, hem fonların büyüklüğünün hem borsada işlem gören şirket sayısındaki artışın hem de yatırımcı sayısının ekosistemdeki pozitif enerjiyi gösterdiğini söyledi. Bunlara rağmen hisselerin sadece 51 gün tutuluyor olmasının ayrı bir problem olduğunu vurgulayan Şimşek, konuya ilişkin şöyle konuştu: "Bu konular hakikaten üzerinde çalışmamızla sonuç alacağımız, sadece regülatörlerin, düzenleyici kuruluşların, kamunun yapabileceği bir iş değil. Bütün sermaye piyasalarının, ekosistemin birlikte başaracağı bir konu. Dolayısıyla yabancı yatırımcının gelmesini, eski seviyelere gelmesini istiyoruz. Bunun için de yapacağımız birtakım düzenlemelerle sisteme olan güvenin güçlendirilmesi, ekosistemin iyi işlemesi, en önemlisi de dezenflasyon programının başarıya ulaşması gerekiyor. 2023'ten bu yana ilgi arttı, doğru bir trendde ve doğru yoldayız. Sermaye piyasalarının derinleştirilmesi bizler için en önemli hedeflerin başında geliyor." Son dönemde piyasalarda derinlik arttı Bakan Şimşek, konuşmasında, geçmiş yıllarda Borsa İstanbul'da ilginin arttığı dönemlere ilişkin örnekler vererek, 3 yıllık hareketli ortalamalara bakıldığında son dönemde piyasalarda derinliğin arttığını söyledi. Şimşek, "Dezenflasyonla birlikte tekrar piyasalar derinleşecek ve Borsa İstanbul'un piyasa değerinin GSYH'ye oranı kendisine benzer ülkelerle yarışacak noktaya gelecek. Yani bugün üç yıllık hareketli ortalamalara bakarsanız yüzde 32 civarı ama 2024 sonu itibarıyla yüzde 29 civarı. Bunun dünya ortalamalarına varması biraz zaman alır ama bunun ikiye katlanması oldukça gerçekçi, makul bir hedef olarak görülebilir" dedi. “Borsa bir oyun alanı değildir” Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, halka arzlarda sermaye piyasası kurulundan beklentilerinin olduğunu belirterek şunları söyledi: “Kural bazlı gitmemiz lazım. Sürecin şeffaf, kurala dayalı olması gerekli. Bu yönde de önemli adımlar atıldığını biliyorum. Halka arzların da önümüzdeki dönemde tekrar güçlü şekilde başlaması da önemli bir husus. Kurumsal yönetişim ve şeffaflığa değindim. Bu alanda hepimize önemli sorumluluklar düşüyor. Manipülasyonla mücadele konusunu zaten konuştuk. Finansal okuryazarlık en kritik bileşenlerin başında geliyor. Bence uzun vadeli bakış açısının eksik olmasının da temelinde bu var. Yoksa mevduatın vade olarak pay sahipliği süresi başka türlü anlatılamaz." Borsanın bir oyun alanı olmadığına dikkat çeken Şimşek, “Borsa yatırımda; uzun vadeli bir perspektifle gerçek bir ortaklığın tesis edilmesi esastır. Gerçek bir pay sahipliği, gerçek bir ortaklık şart. Dolayısıyla bütün bu konularda sektörümüzle hemfikiriz. Sektörümüzün beklentileriyle bizim vizyonumuz tam da örtüşüyor. Önümüzdeki dönemde sektörümüzle ve sektörün bütün ekosisteminin bileşenleriyle birlikte çalışacağız ve bunları başaracağız" diye konuştu. “Yapılan düzenlemeler ve alınan kararların piyasa etkilerini iyi analiz ediyoruz” Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı İbrahim Ömer Gönül ise 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nin açılış konuşmasına; bu yıl Kongre’nin ana teması olan “Etkileşim”in önemine vurgu yaparak başladı. Gönül, “Etkileşim; piyasaların, şirketlerin, aracı kurumlar ve düzenleyici otoritelerin aldıkları kararların birbirini karşılıklı olarak etkilemesi anlamına gelmektedir. Bu bağlamda Sermaye Piyasası Kurulu olarak Sermaye piyasalarının düzenleyici kurumu olarak aldığımız kararların öneminin farkındayız ve piyasa içerisindeki etkileşiminin önemini biliyoruz. Bizler yapılan düzenlemeler ve alınan kararların piyasa etkilerini çok iyi analiz ediyor ve kararlarımızı piyasa aktörleri ile diyalog içerisinde kendilerini dinleyerek almaya çalışıyoruz. Bu konuda her zaman en büyük destekçilerimiz hiç şüphesiz Borsa İstanbul ve Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği olmuştur” dedi. Halka açık şirket sayısı 587 Türkiye sermaye piyasalarının büyümesine devam ettiğini vurgulayan Gönül, Borsa İstanbul pay piyasasında işlem yapan yatırımcı sayısının 6.5 milyon, yatırım fonları aracılığı ile yatırım yapan yatımcı sayısının ise 5.5 milyonu geçtiğini belirtti. Borsa İstanbul’da işlem gören halka açık şirket sayısının da 587 olduğunu söyleyen Gönül, sözlerine şöyle devam etti: “Şirketlerin özellikle halka arz tarafında daha fazla bilgilendirilmiş olmaları ve piyasalarımızın bilinirliğinin artmasıyla birlikte bu konuda ki talepler de artarak devam etmektedir. Sermaye piyasalarında yerini almak isteyen şirketlerin kapasite ve istihdamın artırmak için gerek tahvil ihraçlarına gerekse halka arzlara olan talepleri piyasamızın büyümesine önemli katkı sağlamaktadır. Beş yıl gibi kısa bir zamanda tamamlanan 200’e yakın halka arz yatırımcı tarafında da büyük ilgi görmüştür.” “Gelişmekte olan ülkelere örnek teşkil ediyoruz” Türkiye sermaye piyasaları olarak dünya sermaye piyasalarının gelişimlerini yakından takip ettiğini belirten Gönül, “Gösterdiğimiz ilerleme ile gelişmekte olan ülkelere örnek teşkil ediyoruz. Yapay zekâ, kripto varlıklar, tokenizasyon, fintek ve sürdürülebilirlik gibi konularda dünyaya örnek olan düzenlemeler yaptık. Öte yandan sürdürülebilirlik ve yeşil borçlanma araçları özellikle önem verdiğimiz konulardandır. 2025 yılında toplam 246 milyar TL’lik yeşil ve sürdürülebilir borçlanma aracı ihracına izin verilmiştir. Sermaye piyasalarında ki dijital dönüşüme yaptığımız hazırlıklar ise devam ediyor. Dijital dönüşümün sağlayacağı etkileşimlerin sermaye piyasalarında yeni dinamiklerin oluşumuna neden olacağını düşünüyoruz. 2024 yılında Sermaye Piyasası Kanunu’nda yapılan değişikliklerle kripto varlık hizmet sağlayıcılar Kurulumuzun düzenleme ve denetim yetkisi altına girmiştir. Bu düzenlemeyle Kurulumuz önemli sorumluluklar üstlenmiştir” diye konuştu. “Yatırımcıların sağlıklı ve doğru bilgiye ulaşmaları önemli” Konuşmasında yatırımcılarla etkileşime de değinen SPK Başkanı İbrahim Ömer Gönül, tasarruf ve yatırım yapan bireylerin bilgi seviyelerinin aynı zamanda finansal sistemde faaliyet gösteren kurumların, piyasaların ve mekanizmaların sağlıklı çalışmasında önemli bir itici güç oluşturduğunu söyledi. Sermaye piyasalarındaki ürün ve hizmet yelpazesinin genişlemesiyle birlikte yatırımcıların karşılaştıkları fırsat ve risklerin de kapsamının genişlediğini vurgulayan Gönül, “Böyle bir ortamda yatırımcıların yatırım araçlarına ilişkin sağlıklı ve doğru bilgiye ulaşmalarının önemi de artmaktadır. Bu nedenle son dönemde özellikle finansal okuryazarlık konusundaki çalışmalarımızı hızlandırdık. Geçen yıl Sayın Bakanımızın himayelerinde Sermaye Piyasası Kurulu olarak Finansal Okuryazarlık Platformu'nu hayata geçirdik. Bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşlarıyla finansal okuryazarlığın yaygınlaştırılmasına yönelik iş birliği protokollerini ivedi şekilde imzaladık. Ülkemizdeki tüm kesimleri kapsayacak biçimde eğitim planlamalarımızı yaptık ve eğitimlere başladık. Özellikle pay piyasasında etkin bir yer tutan gençlerimizden yatırımcı olarak daha çok yer almasını hedeflediğimiz kadınlara, girişimcilerden iş dünyasına kadar toplumun tüm kesimlerine yönelik gerçekleştirdiğimiz eğitim programlarımızı ihtiyaç ve beklentilere uygun olarak güncelleyerek aralıksız sürdürüyoruz” dedi. Yatırımcıları dolandırıcılık, manipülasyona karşı dikkatli olmaya çağırdı “Teknolojinin hızla gelişmesiyle beraber sosyal medya platformlarında piyasalarımıza yönelik olarak dolandırıcılık, manipülasyon ve izinsiz sermaye piyasası faaliyetleri için kullanıldığına daha fazla şahit oluyoruz” diyen Gönül, şunları söyledi: “Gerek Kurulumuz gerekse Birlik nezdinde bu tür faaliyetlerle mücadelemizi artırırken vatandaşlarımızı bir kez daha bu tür faaliyetlere karşı dikkatli olmaya ve finansal okur yazarlıklarını artırmaya davet ediyoruz. Sermaye piyasalarımızın güven, derinlik ve kapsayıcılık ekseninde büyümeye devam etmesi, finansal sistemimizin sağlam temeller üzerine inşa edilmesinin en önemli güvencesidir. Bu hedef doğrultusunda, SPK olarak üzerimize düşen sorumluluğu kararlılıkla yerine getirmeye devam edeceğimizi bir kez daha ifade etmek isterim.” Bakan Şimşek’e özel teşekkür Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in sermaye piyasalarına yönelik yakın ilgisi, vizyoner yaklaşımı ve her daim sürdürdüğü güçlü desteğin kendileri için büyük bir güç kaynağı olduğunu söyleyen Gönül, “Bugün burada bizi yalnız bırakmadığınız için teşriflerinizden dolayı şahsım ve Kurulum adına şükranlarımı sunuyorum. Ayrıca, bu organizasyonun hazırlanmasında büyük emekleri geçen Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Pamir Karagöz’e, Borsa İstanbul Genel Müdürü Sayın Korkmaz Ergun’a ve değerli ekiplerine teşekkür eder, kongrenin başarıyla sonuçlanmasını temenni ederim” dedi. Korkmaz Ergun: Teknoloji ihraç eden bir şirketiz 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi açılışında konuşan Borsa İstanbul Genel Müdürü Korkmaz Ergun, Borsa İstanbul Grubu olarak, şirketlerin büyümesine katkı sağlamak ve yatırımcılara etkin bir piyasa sunmak amacıyla paydaşlarıyla iş birliği içinde çalıştıklarını söyledi. Teknolojisi tamamıyla yenilenen ve tüm kaynak kodlarına sahip olan BİST Teknoloji Sistemi ile kesintisiz hizmet verildiğini kaydeden Ergun, “BİST Teknoloji Akademisi ile sektörümüze nitelikli insan kaynağı yetiştiriyoruz. Yüksek standartlarda kurduğumuz yeni veri merkezimizi gelecek yılın başında devreye alacağız. Böylece siz değerli aracı kurumlarımızın tüm taleplerini fazlasıyla karşılayacağız. Operasyonlarımızda yapay zekânın kullanım alanını genişletiyoruz. Kendi teknolojisini üreten ve ürettiği teknolojiyi ihraç eden bir şirketiz. Bu kapsamda, daha önce Ortadoğu ile gerçekleştirdiğimiz teknoloji ihracatına, bu sene Orta Asya ile devam ediyoruz” dedi. “T+1’e geçiş hazırlıkları sürüyor” Takas süresinin T+2’den T+1’e geçiş hazırlıklarının sürdüğünü hatırlatan Ergun, duyurulan takvime uyum sağlamanın öneminin altını çizerek “Bu konuda gerekli hassasiyetin gösterilmesini bekliyoruz” diye konuştu. Deprem hazırlıkları kapsamında Borsa İstanbul olarak Ankara’da yedek veri merkezinin çalışmalarına başladıkları bilgisini veren Ergun, “Aracı kurumlarımızın Borsamızın Ankara’daki yedek veri merkezine olan bağlantılarını test etmelerini çok önemsiyoruz” dedi. Borsa endekslerini IOSCO kriterlerine uyumlu hale getirdiklerini belirten Ergun şunları söyledi; “Katılım finansı ve sürdürebilirlik alanındaki endekslerimizin çeşitliliğini arttırdık. Böylece endekslerimizin üzerine aracı kuruluşların daha fazla fon kurabileceği bir zemini oluşturduk. Ayrıca, Girişim Sermayesi Pazarını aktif hale getirdik.” “İstanbul’un uluslararası finans merkezi olması hedefiyle çalışıyoruz” Borsa İstanbul’un Dünya Borsalar Federasyonu’nun yönetim kurulu üyesi olduğunu anımsatan Korkmaz Ergun, “Dünya Borsalar Federasyonu’nun 2025 yılı genel kurulu ve yıllık toplantısına yüksek bir katılımla İstanbul’da ev sahipliği yaptık. İslam İşbirliği Teşkilatı Borsalar Forumu’nun genel sekretaryasını da yürütmeye devam ediyoruz. Türkiye yüzyılı vizyonunda, İstanbul’un uluslararası finans merkezi olması hedefiyle çalışmaya devam ediyoruz. Bu süreçte, en önemli iş ortaklarımız, siz değerli aracı kurumlarımız, portföy yönetim şirketlerimiz, kurumsal yatırımcılarımız, halka açık şirketlerimiz ve derneklerimizdir. Bu nedenle, tüm paydaşları bir araya getiren, bu önemli kongreyi düzenleyen Türkiye Sermaye Piyasaları Birliğine ve emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” dedi. TSPB Başkanı Karagöz: Tüm paydaşlarımızla güçlü bir etkileşim içindeyiz 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nin açılış konuşmasını yapan Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Pamir Karagöz ise “Kongre’nin ana teması olan “Etkileşim” ile sermaye piyasalarımızın ve finansal ekosistemimizin dinamiklerini, geleceğini ve sunduğu fırsatları çok yönlü bir şekilde ele almayı hedefledik” dedi. TSPB’nin 69 aracı kurum, 55 banka, 76 portföy yönetim şirketi ve 67 yatırım ortaklığı olmak üzere toplam 267 üyesi ile finans sektörünün en kapsayıcı meslek örgütü olduğuna vurgu yapan Karagöz, “Bu kapsayıcılığın getirdiği sorumluluğun bilinciyle Birlik olarak; Hükümetimiz, Sermaye Piyasası Kurulu, Borsa İstanbul, Takasbank, MKK ve tüm üyelerimizle güçlü bir etkileşim ve işbirliği içerisinde çok yönlü faaliyetler gerçekleştiriyoruz” diye konuştu. Gençler ve kadınlardan sermaye piyasalarına yoğun ilgi Pandemi döneminin sermaye piyasaları açısından önemli bir dönüm noktası olduğunu belirten Karagöz şunları söyledi: “Bu süreçte hem arz hem de talep tarafında piyasamıza yoğun bir yönelim yaşandı. 2019 yılında 1.2 milyon olan yerli bireysel pay senedi yatırımcı sayısı, Ekim 2025 itibariyle 6.5 milyon oldu. Yerli yatırımcıların yatırım fonlarına ilgisi de artıyor. Portföy yönetim şirketlerince yönetilen fonların çeşitliliği artarken, yatırımcı sayısı 2025 yılı Ekim itibarıyla 5.6 milyona ve toplam portföy büyüklüğü 9.7 trilyon liraya ulaştı. Pay senedi, yatırım fonları ve diğer araçları da eklediğimizde sermaye piyasalarındaki yatırımcı sayısı 10.5 milyon seviyesine ulaştı.” Sermaye piyasalarına son yıllarda gençlerin ve kadınların yoğun ilgi gösterdiğini anımsatan Karagöz, “2024 yıl sonu itibariyle yerli bireysel pay senedi yatırımcılarının yüzde 35’ini kadınlar ve yüzde 48’ini 40 yaş altı yatırımcılar oluşturdu. Bu umut verici bir gelişme” dedi. Yabancı yatırımcıların pay senedi varlıkları 31 milyar dolara ulaştı Bireysel yatırımcı sayısı yüksek olsa da ülkemizde uzun vadeli tasarruf ve yatırım anlayışı henüz oturmadığına dikkat çeken Karagöz, “2024 yılında borsa şirketlerini elde tutma süresi yerli yatırımcılarda 51 gün. Yatırımcılar halâ kısa vadeli kazanç motivasyonu ile şirketlere ortak oluyor. Bu yaklaşımı değiştirmek için yatırımcıları uzun vadeli yatırımlara yönlendirecek teşvik edici mekanizmaların geliştirilmesi ve finansal okuryazarlığın artırılmasını çok önemli buluyoruz” diye konuştu Yabancı yatırımcıların pay senedi varlıklarında son dönemde yeniden artış yaşandığını belirten Karagöz, pay senedi varlıklarında yabancı yatırımcıların payının yüzde 37.5 olduğunu vurguladı. Karagöz, 2023 ortasında 22 milyar dolara inen yabancı yatırımcıların pay senedi varlıklarının ise Ekim 2025’te 31 milyar dolara ulaştığını ifade etti. “Finansal getiri kadar sürdürülebilirlik, şeffaflık ve sosyal sorumluluk da önemli” Pamir Karagöz, yatırımcı profilinin gençleşmesiyle finansal getirinin yanı sıra yatırımların sürdürülebilirlik, şeffaflık ve sosyal sorumluluk gibi değerlerle uyumlu olmasına da önem verildiğini kaydetti. Yeşil ve sosyal tahvil ihraçlarının artması, sürdürülebilirlik endekslerinin geliştirilmesi, karbon piyasalarının kurulması ve ESG odaklı fonların çeşitlendirilmesiyle, Türkiye’nin küresel sürdürülebilir finans ekosisteminde daha görünür bir aktör olabileceğini de vurgulayan Karagöz şunları söyledi; “Geleceği sürdürülebilir kılmanın anahtarı, sosyal ve cinsiyet eşitliğinin sağlanmasıdır. Bu noktada kadınların iş hayatına daha fazla katılımını sağlamanın yanı sıra karar alma süreçlerinde de etkinliğini artırmamız gerekiyor. Cinsiyet eşitliği; kurumsal performans, yönetim kalitesi ve sürdürülebilir kalkınma açısından stratejik bir önem taşıyor. Borsa İstanbul halka açık şirketlerimizdeki kadın yönetim kurulu üyesi oranı 2012’de yüzde 11,5 iken 2024’te yüzde 19’a çıktı. Türkiye’de halka açık şirketlerimizin yüzde 35’inde hiç kadın yönetim kurulu üyesi bulunmuyor. Kadın üye sayısının dünya standartlarına gelebilmesi için Kurumsal Yönetim İlkeleri’nin Avrupa Birliği uygulamasına paralel olarak güncellenmesini çok önemli buluyoruz.” “Finansal dijitalleşmede güvenlik çok önemli Finansal hizmetlerin dijitalleşmesi, algoritmik işlemler, makine öğrenimi, robo-danışmanlık ve yapay zekâ kullanımının sermaye piyasalarında hızla yaygınlaştığını belirten Karagöz, blok zincir teknolojilerinin gelişmesinin yatırımcılar ve sermaye piyasası için de önemli fırsatlar sunduğunu söyledi. Büyük bir hızla dijitalleşen, teknolojik alt yapılara yatırım yapan tüm oyuncular için güvenlik konusunun önemli olduğuna vurgu yapan Karagöz, “Sektörümüzün yakaladığı bu gelişim ivmesinin; kurumlarımızın aldığı güçlü güvenlik önlemleri ve yatırımcıların bilinçli tercihleriyle daha da büyüyecektir” dedi. Sermaye piyasalarının yarattığı dinamikler, fırsatlar ve gelecek konuşuluyor 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi kapsamında toplam 16 panel, 10 eğitim modülü ve 5 atölye çalışması gerçekleşiyor. “Etkileşim” ana temasıyla düzenlenen Kongre’de; “Ekonomik Etkileşim”, “Teknolojik Etkileşim” ve “Yapısal Etkileşim” panel başlıklarıyla küresel arenada ve Türkiye gündemindeki konular, “dinamikler”, “fırsatlar” ve “gelecek” bakış açısıyla alanında uzman kişilerin katılımıyla ele alınıyor. Kongre’de ekonomi, finans ve sermaye piyasalarında yeni eğilimler, yeni ürünler, yeni teknolojiler, alternatif yatırım araçları ve alanları, dijital dönüşüm, yeşil finans ve toplumsal dönüşüm alanlarındaki yenilikleri ve gelişmeler ele alınarak, geleceğe dair önemli perspektifler sunuyor. Birinci günün ana konuşmacısı Digital Darwinizm yazarı Tom Goodwin “Digital Darwinizm” kitabının yazarı Tom Goodwin, 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nde ana konuşmacı olarak yer aldı. Goodwin konuşmasında “Finansal Hizmetlerin Geleceği”ni anlattı. Goodwin; “Finans Sektöründe Teknoloji”, “Düzenleme”, “Tüketici Beklentileri ve Rekabet Paradigmasındaki Dönüşüm”, “API Temelli Düşünce”, “Blockchain” “Yeni Nesil Teknolojiler: AI ve Makine Öğrenmesi”, “Yapay Zekâ ile Karar Alma ve Otomasyon Süreçleri”, “Geleceğin İş Gücü ve Yapay Zekâ ile İş Birliği” gibi başlıklarda ufuk açıcı bir konuşma yaptı. Bu yıl da sosyal sorumluluk projesi Darüşşafakalı öğrenciler için… Eğitime büyük önem veren ve finansal okuryazarlık konusunda da ciddi eğitimler veren Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği kongre kapsamında, “Kongremize Sen De Katıl, Darüşşafakalı Öğrencilerin Nitelikli Eğitimine Destek Ol!” sosyal sorumluluk projesi ile eğitime destek oluyor. Kongre kapsamında bu yıl da 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresine kayıt yaptıran katılımcılar adına sosyal sorumluluk projesi sponsoru A1 Capital Yatırım Menkul Değerler A.Ş. tarafından Darüşşafaka Cemiyetine bağış yapıldı. Bu sosyal sorumluluk projesi ile Darüşşafaka Cemiyetinin 1863’ten bu yana sürdürdüğü “Eğitimde Fırsat Eşitliği” misyonuna destek olunacak; annesi ve/veya babası hayatta olmayan, maddi olanakları yetersiz, başarılı öğrencilerin nitelikli eğitimine katkıda bulunulacak. Ayrıca kongre katılımcıları da isterlerse www.darussafaka.org sayfasındaki “Bağış Yap” sekmesinden kredi kartı veya banka kartıyla da online bağış yapabilecek. Kongre sponsorların desteğiyle gerçekleşiyor Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nin ana sponsoru Borsa Grubu (Borsa İstanbul A.Ş., Takasbank A.Ş. ve Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş.) oldu. Kongre’nin platin sponsorluğunu İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş., Midas Menkul Değerler A.Ş. ve Tera Yatırım Menkul Değerler A.Ş. üstlendi. Kongre’nin altın sponsoru QNB Invest ve gümüş sponsorları Aktif Yatırım Bankası A.Ş., Halk Yatırım Menkul Değerler A.Ş. ve Türkiye Sigorta Birliği oldu. Kongre’nin sosyal sorumluluk proje sponsoru A1 Capital Yatırım Menkul Değerler A.Ş., yaka kartı ve ipi sponsorluğunu Tera Yatırım Menkul Değerler A.Ş., yönlendirme sponsorluğunu Osmanlı Yatırım Menkul Değerler A.Ş. üstlendi. Fiziki stant sponsorları arasında ATP Yazılım ve Teknoloji A.Ş., Deniz Portföy Yönetimi A.Ş. ile Yatırım Finansman Menkul Değerler A.Ş. ve destek sponsorları arasında GCM Yatırım Menkul Değerler A.Ş. ve PhillipCapital Menkul Değerler A.Ş. yer aldı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi “Etkileşim” Temasıyla İstanbul’da Yapılacak Haber

9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi “Etkileşim” Temasıyla İstanbul’da Yapılacak

Bu yıl “Etkileşim” temasıyla yapılacak olan Kongre, 4 -5 Kasım 2025 tarihlerinde İstanbul’da Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in katılımıyla gerçekleştirilecek. Bu yıl dokuzuncusu yapılacak olan Kongre’de, 16 panel, 10 eğitim ve 5 atölye çalışması olmak üzere toplam 31 oturumda; ekonomi, finans ve sermaye piyasalarının dinamikleri, fırsatları ve geleceği ele alınacak. Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) tarafından düzenlenen, iş dünyası, finans, sermaye piyasaları ve yatırımcıların en kapsamlı buluşma platformu haline gelen Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nin dokuzuncusu, 4-5 Kasım 2025 tarihlerinde Wyndham Grand İstanbul Levent Otel’de gerçekleştirilecek. 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nin açılışını Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yapacak. TSPB tarafından düzenlenen, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından desteklenen, Borsa İstanbul A.Ş, İstanbul Takas ve Saklama Bankası A.Ş. ve Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş.’nin ana sponsor olduğu 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi, hibrit bir şekilde gerçekleştirilecek ve dünyanın her yerindeki yatırımcılara da açık olacak. TSPB’nin bu yıl “Etkileşim” ana temasıyla düzenleyeceği Kongre’de ekonomi, finans ve sermaye piyasalarına ilişkin dünya ve Türkiye gündeminde önde gelen konular derinlemesine ele alınacak. İki gün sürecek Kongre boyunca, finansal ekosistemin tüm paydaşları; paneller, eğitimler ve atölye çalışmalarıyla sermaye piyasalarının geleceğini konuşmak üzere bir araya gelecek. Sermaye piyasalarının yarattığı dinamikler, fırsatlar ve gelecek konuşulacak 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi kapsamında toplam 16 panel, 10 eğitim modülü ve 5 atölye çalışması gerçekleşecek. “Etkileşim” ana temasıyla düzenlenecek Kongre’de; “Ekonomik Etkileşim”, “Teknolojik Etkileşim” ve “Yapısal Etkileşim” panel başlıklarıyla küresel arenada ve Türkiye gündemindeki konular, “dinamikler”, “fırsatlar” ve “gelecek” bakış açısıyla alanında uzman kişilerin katılımıyla ele alınacak. Kongre’de ekonomi, finans ve sermaye piyasalarında yeni eğilimler, yeni ürünler, yeni teknolojiler, alternatif yatırım araçları ve alanları, dijital dönüşüm, yeşil finans ve toplumsal dönüşüm alanlarındaki yenilikleri ve gelişmeler ele alınarak, geleceğe dair önemli perspektifler sunacak. Digital Darwinizm yazarı Tom Goodwin Kongre’nin ana konuşmacısı olacak “Digital Darwinizm” kitabının yazarı Tom Goodwin, 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nde ana konuşmacı olarak yer alacak. Goodwin “Finansal Hizmetlerin Geleceği” konulu konuşmasında; “Finans Sektöründe Teknoloji”, “Düzenleme”, “Tüketici Beklentileri ve Rekabet Paradigmasındaki Dönüşüm”, “API Temelli Düşünce”, “Blockchain” “Yeni Nesil Teknolojiler: AI ve Makine Öğrenmesi”, “Yapay Zekâ ile Karar Alma ve Otomasyon Süreçleri”, “Geleceğin İş Gücü ve Yapay Zekâ ile İş Birliği” gibi başlıklarda ufuk açıcı bir konuşma gerçekleştirecek. İkinci gününün ana panelinde bankacılar yer alacak 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nin ikinci gününün ana panelinde QNB Bank Genel Müdürü Ömür Tan ve Türk Ekonomi Bankası (TEB) Genel Müdürü Ümit Leblebici “Ekonomik İstikrarda Bankaların Rolü”nü konuşacak. Panelin moderatörlüğünü ise Bloomberg HT Genel Yayın Yönetmeni Açıl Sezen yapacak. Bu yıl da sosyal sorumluluk projesi Darüşşafakalı öğrenciler için… Eğitime büyük önem veren ve finansal okuryazarlık konusunda da ciddi eğitimler veren Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği kongre kapsamında, “Kongremize Sen De Katıl, Darüşşafakalı Öğrencilerin Nitelikli Eğitimine Destek Ol!” sosyal sorumluluk projesi ile eğitime destek oluyor. Kongre kapsamında bu yıl da 9. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresine kayıt yaptıran katılımcılar adına sosyal sorumluluk projesi sponsoru A1 Capital Yatırım Menkul Değerler A.Ş. tarafından Darüşşafaka Cemiyetine bağış yapılacak. Bu sosyal sorumluluk projesi ile; Darüşşafaka Cemiyetinin 1863’ten bu yana sürdürdüğü “Eğitimde Fırsat Eşitliği” misyonuna destek olunacak; annesi ve/veya babası hayatta olmayan, maddi olanakları yetersiz, başarılı öğrencilerin nitelikli eğitimine katkıda bulunulacak. Ayrıca kongre katılımcıları da isterlerse www.darussafaka.org sayfasındaki “Bağış Yap” sekmesinden kredi kartı veya banka kartıyla da online bağış yapabilecek. Kongreye kayıt ve katılım ücretsiz Kongre kapsamında düzenlenecek paneller, eğitimler ve atölye çalışmaları kayıt yaptıran tüm katılımcılara açık olup, www.sermayepiyasalarikongresi.org.tr web sitesi üzerinden kayıtlar ücretsiz bir şekilde yapılabilecek. Ayrıca, Kongreye kayıt olan katılımcılar, hediye sponsorlarının katkılarıyla çeşitli hediyeler kazanacak. Kongre sponsorların desteğiyle gerçekleşecek Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nin ana sponsoru Borsa Grubu (Borsa İstanbul A.Ş., Takasbank A.Ş. ve Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş.) oldu. Kongre’nin platin sponsorluğunu İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş., Midas Menkul Değerler A.Ş. ve Tera Yatırım Menkul Değerler A.Ş. üstlendi. Kongre’nin altın sponsoru QNB Invest ve gümüş sponsorları Aktif Yatırım Bankası A.Ş., Halk Yatırım Menkul Değerler A.Ş. ve Türkiye Sigorta Birliği oldu. Kongre’nin sosyal sorumluluk proje sponsoru A1 Capital Yatırım Menkul Değerler A.Ş., yaka kartı ve ipi sponsorluğunu Tera Yatırım Menkul Değerler A.Ş., yönlendirme sponsorluğunu Osmanlı Yatırım Menkul Değerler A.Ş. üstlendi. Fiziki stant sponsorları arasında ATP Yazılım ve Teknoloji A.Ş., Deniz Portföy Yönetimi A.Ş. ile Yatırım Finansman Menkul Değerler A.Ş. ve destek sponsorları arasında GCM Yatırım Menkul Değerler A.Ş. ve PhillipCapital Menkul Değerler A.Ş. yer alıyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Ülker Sürdürülebilirlikte 10 Yıllık Hedeflerini Aştı Haber

Ülker Sürdürülebilirlikte 10 Yıllık Hedeflerini Aştı

Ülker Bisküvi, ekonomik, çevresel, sosyal ve yönetişim alanlarındaki performansına ilişkin 10. Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayımladı. Ülker’in Türkiye ve yurt dışı operasyonlarını kapsayan 1 Ocak-31 Aralık 2024 dönemine ilişkin rapor, şirketin 2014’te belirlediği uzun vadeli sürdürülebilirlik hedeflerini aşan kazanımlara imza attığını ortaya koydu. Kölükfakı: Küresel gıda sisteminin dönüşümüne sürdürülebilirlikle katkı sağlıyoruz Zorlu küresel koşullara rağmen yıl boyunca sürdürülebilirlik stratejilerini kararlılıkla uyguladıklarını belirten Ülker CEO’su Özgür Kölükfakı, 10 yıl önce koydukları hedefleri aşmış olmanın mutluluğunu yaşadıklarını dile getirdi. Sürdürülebilirlik yolculuğunun devam ettiğini vurgulayan Kölükfakı sözlerine şöyle devam etti: ‘‘Aşırı hava olaylarıyla ekosistem kayıpları, gıda üretim zincirini doğrudan etkileyerek tarımsal verimliliği düşürüyor, ham madde tedarikinde aksamalara yol açıyor ve su kaynaklarını tehdit ediyor. Artan sıcaklıklar ve değişen yağış rejimleri, temel tarımsal ham maddelerin üretimini olumsuz etkiliyor. Biz de bu şartları dikkate alarak sadece kendi şirketimiz için değil sektör genelinde ve toplumsal düzeyde de olumlu örnekler oluşturacak uygulamaları hayata geçirmeye devam ediyoruz. 2014’te ivme kazanan sürdürülebilirlik çalışmalarımızla, gıda sektöründe lider konumumuzu koruyor; Dünya, Değer Zinciri, Çalışanlar ve Toplum ana başlıkları altında şekillenen yaklaşımımızla 2050 hedeflerimize kararlılıkla ilerliyoruz. 2014 yılından bu yana sürdürülebilirlik çalışmalarımızla küresel gıda sisteminin dönüşümüne katkı sağlarken, yönetişim yapımızı sürekli geliştiriyor ve risklere karşı dayanıklılığımızı artırıyoruz.” Kölükfakı, 2014'te belirlenen birim üretim başına su azaltma hedefini 2024’te yüzde 12,2 oranında aştıklarını ve yüzde 42,2’lik su tasarrufu sağladıklarını kaydederken, birim üretim başına karbon salımını %40 azaltma hedefini geride bırakarak 2014 yılına göre %51,4 azaltım başardıklarının da altını çizdi. Özgür Kölükfakı “Ülker’in uzun vadeli sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik projelerle 2024’te 8 bin 70 MWh enerji ve 46 bin 595 m3 su tasarruf sağlandığını, Türkiye’deki fabrikalarında I-REC sertifikalı %100 yenilenebilir elektrik enerjisi kullandıklarını, bu fabrikalardaki Kapsam 2 emisyon salımlarını sıfırlayarak, 101 bin 35 ton karbon emisyonunun önüne geçtiklerini kaydetti.” ‘‘İnovasyonlarımızla hem çevresel etkiyi azaltıyor hem de toplumsal fayda sağlıyoruz’’ Kölükfakı, Ülker’in inovasyon faaliyetleriyle 2024’te sadece tüketici beklentilerine yanıt vermekle kalmadığını, çevresel etkisini azaltmayı ve toplumsal faydasını artırmayı da hedeflediğini belirterek şöyle devam etti: “Buğdayda Onarıcı Tarım Projesi’ni Kırıkkale’de belirlenen 180 hektarlık alanda başlattık. İnovasyon eksenindeki çalışmaların bir diğer ayağında Sabancı Üniversitesi ortaklığıyla yürüttüğümüz ‘Biyofortifikasyon Projesi’ ilk sonuçlarını verdi. Bu kapsamda yapraktan çinko ve selenyum uygulanan buğdayla üretilen sınırlı sayıda ‘Saklıköy Tarlada Zenginleştirilmiş Tahıllı Bisküvi’miz 2025 Temmuz ayında raflarda yerini aldı... Doğu Karadeniz’de sürdürdüğümüz “Fındıktan Fazlası”, İç Anadolu’da buğday çiftçileriyle birlikte yürüttüğümüz “Onarıcı Tarım” ve Afrika’da kakao çiftçilerine ulaştığımız “Kakaodan Fazlası” projelerimizle; eğitim programları, ekipman, yeni fidan desteği ve mikrobiyal gübre uygulamalarıyla değer zincirimizin tüm paydaşlarını kapsayan projelere devam ediyoruz. Sürdürülebilirlik başarıları uluslararası listelerde liderliği getirdi Ülker CEO’su Özgür Kölükfakı, 2015’ten bu yana Borsa İstanbul Sürdürülebilirlik Endeksi’nde yer aldıklarını hatırlatarak 2024’te S&P Global’in Kurumsal Sürdürülebilirlik Değerlendirmesi’ne (The Sustainability Yearbook) üst üste 5. kez girme başarısı gösterdiklerini belirtti. Kölükfakı, “Listedeki 9 Türk şirketinden biri ve gıda ürünleri kategorisindeki 26 global şirket arasında tek Türk şirketi ünvanını koruyoruz. LSEG (London Stock Exchange Group) sürdürülebilirlik endeksinde yer alan 450’den fazla küresel şirket arasında Ocak 2023’te olduğu gibi Ocak 2024’te de kategori lideri olduk. Borsa İstanbul genelindeyse tüm sektörlerde birinci sırada yer aldık. Sürdürülebilirlik bağlantılı ilk tahvil ihracımız büyük ilgi gördü. 2023 yılında 410 milyon ABD doları tutarında bir sürdürülebilirlik bağlantılı kredi sağlarken, 2024’te 550 milyon ABD doları tutarında sürdürülebilirlik bağlantılı tahvil ihracını gerçekleştirdik. Uzun vadeli hedeflerle kurumsal yapımızın kalıcı parçası haline getirdiğimiz sürdürülebilirlik vizyonumuzla istikrarlı büyümemizi devam ettirmekte kararlıyız.” dedi. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.