Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Botoks

Kapsül Haber Ajansı - Botoks haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Botoks haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Medikal Estetikte 2025 - 2026 Trendleri Ne Olacak? Haber

Medikal Estetikte 2025 - 2026 Trendleri Ne Olacak?

Medikal Estetik ve Tamamlayıcı Tıp Geliştirme Derneği (MESTAD) tarafından güvenli, etik, bilimsel ve yenilikçi medikal estetik anlayışını tüm dünyaya duyurmak amacıyla düzenlenen 1. Uluslararası Medikal Estetik ve Tamamlayıcı Tıp Kongresi’yle medikal estetiğin kalbi İstanbul’da attı. 26-28 Eylül tarihleri arasında İstanbul Ataşehir Selectum City Hotel’de gerçekleştirilen 1. Uluslararası Medikal Estetik ve Tamamlayıcı Tıp Kongresi, ulusal ve uluslararası düzeyde çok sayıda akademisyen, hekim ve sektör temsilcisini buluşturdu. Kongrede biyostimülan dolgular, erkek ve kadın yüz anatomisi arasındaki farklılıklar, komplikasyon yönetimi, tamamlayıcı tıbbın entegrasyonu ve hekimlerin hukuki sorumlulukları öne çıkan başlıklar arasında yer aldı. MESTAD Başkanı Av. Uzm. Dr. Mustafa Güneş, Uzm. Dr. Cihan Topal, Uzm. Dr. Dağıstan Ayan ve Uzm. Dr. Gökhan Taş’ın katılımıyla kongre kapsamında düzenlenen basın toplantısında medikal estetiğin yalnızca güzellik değil; bilim, etik ve hasta güvenliği temelinde gelişen bir disiplin olduğunun altı çizildi. Av. Uzm. Dr. Mustafa Güneş, bu kongrede en önemli mesajlarının güvenli, etik, bilimsel ve yenilikçi medikal estetik anlayışını Türkiye’den dünyaya duyurmak olduğunu söyledi. Türkiye’yi medikal estetikte sadece bölgesel değil, global bir merkez haline getirmeyi hedeflediklerinin altını çizen Güneş, “Son yıllarda medikal estetik ve tamamlayıcı tıp alanında çok önemli dönüşümler yaşanıyor. Artık odak noktamız, abartılı ve yapay görünümler değil. Doğallık anlayışının ön plana çıkması, kişinin kendi kimliğini ve ifadesini koruyarak gençleşmesini sağlamak bu alandaki en önemli kırılma noktasıdır. Bununla birlikte, teknolojik cihazların gelişimi, biyostimülan dolguların kullanımı ve kombine tedavi protokollerinin yaygınlaşması sayesinde hem hekimlerimize hem de hastalarımıza çok daha güvenli ve etkili seçenekler sunabiliyoruz. Multidisipliner yaklaşımların öne çıkması da medikal estetiği sadece bir uygulama alanı değil, bilimsel bir iş birliği zemini haline getiriyor” dedi. ‘Hedefimiz medikal estetikte Türkiye’yi global merkez haline getirmek’ En önemli hedeflerinin medikal estetikte Türkiye’yi global bir merkez haline getirmek olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Cihan Topal, “Bu vizyonun gerçekleşebilmesi için eğitim standartlarımızı yükseltmek, uluslararası kongrelerle bilgi alışverişini artırmak ve inovatif ürün geliştirme alanında yerli markaları güçlendirmek için güçlü adımlar atmamız gerekiyor. Bu yaklaşım, ülkemizi yalnızca bir uygulama merkezi değil, aynı zamanda bilimsel üretimin ve teknolojik inovasyonun merkezi haline getirecek” diye konuştu. Merdiven altı uygulamalar önlenmeli Toplantıda konuşan uzm. Dr. Dağıstan Ayan ise Türkiye’de medikal estetik uygulamalarında son yıllarda önemli ilerlemeler kaydedildiğine dikkat çekerek, şunları söyledi: “Özellikle eğitimli hekim sayısının artışı, yeni nesil ürünlerin kullanımı ve komplikasyon yönetimine daha fazla önem verilmesi bu gelişmelerin başında geliyor. Bu olumlu tablo, hem hasta güvenliği hem de uygulamaların kalitesi açısından son derece umut verici. Ancak önümüzde hâlâ aşmamız gereken engeller var. Merdiven altı uygulamaların önlenmesi, hukuki düzenlemelerin güçlendirilmesi, hekimlerin mesleki haklarının korunması ve uluslararası standartların yakalanması konularında daha fazla çaba göstermemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu alanlarda atılacak adımlar, yalnızca mesleğimizin saygınlığını artırmakla kalmayacak, aynı zamanda toplum sağlığı açısından da büyük bir güvence sağlayacaktır.” Estetikte yeni yöntemler doğal ve uzun vadeli çözüm sunuyor 2025 yılı itibarıyla medikal estetik uygulamalarda çok önemli yeniliklerle karşı karşıya olduklarının altını çizen Uzm. Dr. Gökhan Taş, ise şunları söyledi: “Biyostimülan dolgular olarak öne çıkan kalsiyum hidroksiapatit ile PLLA, daha doğal ve uzun vadeli sonuçlar sağlıyor. Botulinum toksininde geliştirilen uzun süreli formlar, hasta memnuniyetini belirgin ölçüde artırıyor. Bunun yanında yapay zekâ destekli cilt analiz sistemleri, tedavi planlarını kişiselleştirmede yepyeni bir dönemi başlatıyor. Bugün artık her bireyin ihtiyacına özgü, kişiye özel tedavi protokollerini konuşuyoruz.” 2025 ve 2026 Trendleri Kongrede, medikal estetikte son yıllarda doğallık anlayışının öne çıktığı ve amaç olarak artık “daha genç görünmek” ten çok, “daha sağlıklı ve enerjik görünmenin” hedeflendiği vurgulandı. 2025 itibarıyla kalsiyum hidroksiapatit ile PLLA gibi biyostimülan dolgular, uzun süreli botulinum formları ve yapay zekâ destekli cilt analiz sistemlerinin öne çıktığı belirtilirken; 2026 yılında eksozomlar ve süksinik asit, NAD içeren yeni nesil dolguların trend olması beklendiği ifade edildi. Türkiye Medikal Estetikte Öncü Türkiye’nin medikal estetikte uluslararası arenada güçlü bir konuma sahip olduğu, kombine tedaviler, “skin longevity” yaklaşımı ve non-invaziv cihazlar gibi global trendlerin Türkiye’de yaygın biçimde uygulandığı paylaşıldı. Ayrıca, yerli üretim ve inovasyon kapasitesiyle Türkiye’nin birçok ülkeden daha ileride olduğu vurgulandı. Merdiven Altı Uygulamalara Karşı Mücadele Toplantıda merdiven altı uygulamaların hasta sağlığı için en büyük tehdit olduğuna dikkat çekildi. MESTAD, bu kapsamda: eğitimli hekimlere yönlendirme, hukuki düzenlemelerin güçlendirilmesi, kamuoyunu bilinçlendirme kampanyaları ve denetim mekanizmalarının artırılması adımlarını desteklediğini açıkladı. Genç Hekimlere Katkı Kongrenin genç hekimler için önemli bir öğrenim fırsatı sunduğunu belirten Dr. Cihan Topal, “Yeni nesil dolgu tekniklerinden komplikasyon yönetimine, erkek estetiğinden etik boyutlara kadar genç meslektaşlarımız hem teorik hem de pratik olarak donanım kazanacak.” dedi. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Aşırı Terleme Sosyal Yaşamı Zorlaştırıyor Haber

Aşırı Terleme Sosyal Yaşamı Zorlaştırıyor

Bu fark bazen dışardan anlaşılmasa da, aşırı terleme yaşayan kişiler için gündelik yaşamda büyük bir yük haline gelebiliyor. Ellerden kayıp giden tokalaşmalar, koltuk altındaki ter izleri nedeniyle giyilemeyen giysiler, yürüdükçe kayganlaşan ayak tabanları… Tüm bu durumlar, kişilerin sosyal hayattan uzaklaşmasına ve özgüven kaybı yaşamasına neden olabiliyor. Aşırı terleme sorunu olmasa bile menopoz döneminde bazı kadınlar da benzer durumu yaşayabiliyor. Terden kurtulmanın bir yöntemi yok mu diye düşünenler için modern tıpta etkili ve güvenli bir çözüm olduğunu belirten Acıbadem Ataşehir Tıp Merkezi Medikal Estetik Uzmanı Dr. Atakan Bör “Aşırı terleme günümüzde çözümsüz bir sorun değil. Botoks, ter bezlerinin aşırı sinyallerle uyarılmasını önleyerek terlemeyi durduruyor. İşlemden birkaç gün sonra etkisi başlıyor ve çoğu hastada 6 ila 12 ay boyunca konfor sağlıyor. Uygulama sonrası hastaların yaşam kalitesinde ciddi bir artış gözlemliyoruz. Özellikle menopoz dönemindeki kadınlarda, saçlı deriye uygulandığında sıcak basmalarına karşı da oldukça etkili oluyor” diyor. Vücudun normalin çok üzerinde ter üretmesine aşırı terleme, tıbbi adıyla ‘hiperhidroz’ deniliyor. Bu durum genellikle koltuk altı, el içi, ayak tabanı ve yüz bölgesinde yoğun olarak görülüyor. Kimi zaman genetik yatkınlık nedeniyle, kimi zaman da altta yatan sistemik bir rahatsızlık sonucunda ortaya çıkıyor. Stres, heyecan, fiziksel aktivite gibi durumlar bu tabloyu daha da şiddetlendirebiliyor. Terlemeyi tetikleyen sinirler engelleniyor Botulinum toksini tip A olarak da bilinen botoksun, terlemeyi başlatan sinir iletilerini geçici olarak durdurarak ter bezlerinin gereksiz yere çalışmasını engellediğini aktaran Medikal Estetik Uzmanı Dr. Atakan Bör şunları söylüyor: “Botoks, genellikle estetik amaçlı kullanıldığı bilinen bir madde. Ancak aşırı terleme sorununa karşı da etkili bir yöntem. Terleme, şu şekilde olur; normalde vücut sıcaklığı arttığında bu sinyaller ter bezlerine ulaşır ve terleme başlar; ancak hiperhidrozda bu sistem olması gerekenden fazla aktifleşir. Uygulama sırasında çok düşük dozlarda yapılan enjeksiyonlar, sinirlerin ter bezlerine komut göndermesini geçici olarak engeller. Böylece terleme refleksi kontrol altına alınmış olur.” İşlem genellikle 10-15 dakika sürüyor, lokal anestezi uygulanıyor ve hasta işlem sonrası günlük hayatına dönebiliyor. Uygulamanın etkisi 3-7 gün içinde başlıyor, tam etkinliğe ise birkaç hafta içinde ulaşılıyor. Koltuk altında hem teri hem kokuyu önlüyor Botoks tedavisi koltuk altı, el içi, ayak tabanı ve yüz gibi terlemenin yoğun hissedildiği tüm bölgelere uygulanabiliyor. Koltuk altı uygulamaları hem ter hem de koku sorununu önlüyor. El içi terlemelerinde ise sosyal hayatta el sıkışma gibi etkileşimler kolaylaşıyor. Ayak terlemelerinde mantar riski azalıyor, yüz bölgesinde ise hem terleme azalıyor hem de makyaj kalıcılığı artıyor. Menopozdaki gece terlemeleri için de uygun Menopoz döneminde kadınların sıkça yaşadığı sıcak basmaları ve gece terlemeleri, yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebiliyor. Bu süreçte hormonal dengesizlikler nedeniyle vücut ısısı kontrolünün zorlaştığına dikkat çeken Dr. Atakan Bör “Saçlı deriye yapılan düşük doz botoks enjeksiyonları, bu sıcaklık dalgalanmalarını dengelemeye yardımcı oluyor. Bu sayede kadınlar hem fiziksel hem de duygusal olarak daha dengeli bir dönem geçirebiliyor” diyor. Uygun teknikle uygulanmazsa doğru sonuç vermez Botoks etkisi kalıcı olmasa da düzenli uygulamayla uzun süreli rahatlık sağlanıyor. Ortalama 6-12 ay süren etki, hastanın metabolizmasına ve uygulama bölgesine göre değişebiliyor. Uygulama öncesi detaylı değerlendirme yapılması, terleme dinamiklerinin iyi analiz edilmesi ve hastanın beklentilerine göre bir planlama yapılması da tedavi başarısında önemli rol oynuyor. Uygulama sonrası ise bölgede hafif kızarıklık, morluk veya geçici ağrı gibi yan etkiler görülebiliyor. Ancak bu yan etkiler genellikle hafif düzeyde ve geçici oluyor. Uygulamayı gerçekleştiren hekimin yetkinliğinin ve deneyiminin önemine işaret eden Dr. Atakan Bör “Botoks doğru bölgeye, doğru dozla ve uygun teknikle uygulanmadığında ya etkisiz kalır ya da istenmeyen sonuçlara neden olabilir. Bu nedenle mutlaka bu işlemi düzenli yapan, deneyimli bir hekime başvurmak gerekir” sözleriyle uyarıda bulunuyor. 18 yaş altındakilere uygulanmaz Botoks enjeksiyonları genellikle güvenli olsa da bazı kişilere önerilmiyor. Kas-sinir hastalığı olan bireyler, gebeler, emziren anneler ve 18 yaş altı kişiler bu tedavi için uygun görülmüyor. Uygulama öncesi detaylı bir değerlendirme yapılması ve varsa diğer sağlık sorunlarının dikkate alınması gerekiyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.