Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği

Kapsül Haber Ajansı - Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Türkiye'nin 10 Şehrinde Pestisit Kullanımı Dünya Ortalamasının Çok Üzerinde! Haber

Türkiye'nin 10 Şehrinde Pestisit Kullanımı Dünya Ortalamasının Çok Üzerinde!

Tarım ve Orman Bakanlığı, Türkiye’nin tamamındaki tarımsal üretimi dikkate alarak, ortalama hektar başına 2,22 kg pestisit kullanıldığını ve bunun 2,37 kg dünya ortalaması ile 3,24 kg AB ortalamasından daha az olduğunu açıkladı. Ancak yoğun pestisit kullanılan ve AB’den pestisit sebebiyle geri dönen sebze, meyve ve sera ürünlerinin üretiminde öncü iller açısından bakıldığında bu veri son derece yanıltıcı! Türkiye’nin en çok pestisit kullanılan 10 ilinin hektar başına pestisit kullanımı 6,70 kg-lt/ha ve bu oran dünya ortalamasının yaklaşık 3 katı. Tarımsal üretimde öncü konumdaki bu illerden arazi büyüklüğü en yüksek olan Konya’yı çıkardığımızda ise pestisit kullanımı, dünya genelinin 4 katı olan 9,50 kg-lt/ha’a ulaşıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2024 yılı verilerine göre, Türkiye’de pestisit kullanımında ilk 10 sırada İzmir, Çanakkale, Bursa, Manisa, Mersin, Konya, Adana, Antalya, Malatya ve Aydın yer alıyor. Bu illerde toplam 31 milyon 29 bin 741 kg-lt pestisit kullanılıyor. Söz konusu 10 il, Türkiye’nin tarımsal üretiminde stratejik bir öneme sahip. Çayır-mera hariç toplam 5 milyon 112 bin hektarlık tarım alanına sahip olan bu illerde, pestisit kullanımı hektar başına 6,07 kg-lt düzeyinde. Nadasa bırakılan alanlar çıkarıldığında bu oran 6,7 kg-lt/ha’ya yükseliyor. Tahıl ambarı olarak bilinen Konya listeden çıkarıldığında ortaya çıkan tablo ise daha çarpıcı: Geriye kalan 9 ilde hektar başına pestisit kullanımı 8,9 kg-lt, nadas alanları çıkarıldığında ise 9,5 kg-lt’ye ulaşıyor. Bu illerin önemli bir ortak noktası, Türkiye’nin sebze ve meyve üretiminde ve seracılıkta ilk sıralarda yer almaları. Nitekim bu 10 ilin 7’si, Türkiye’de en çok sebze üreten 10 il arasında. Yine 7’si en çok meyve üreten 15 il arasında bulunuyor. Başka bir deyişle, sofralarımıza gelen domatesten bibere, elma ve üzümden turunçgillere kadar birçok ürün en yoğun pestisit kullanılan bölgelerden geliyor. Bu tablo, yurttaşların sağlığına doğrudan etki eden bir gerçeği ortaya koyuyor: Sera ürünlerinde, sebze ve meyvede pestisit kullanımı tehlikeli boyutlara ulaşmış durumda. Avrupa Birliği tarafından sık sık iade edilen pestisit kaynaklı tarım ürünlerinin de büyük kısmının bu ürün gruplarında yer alıyor olması tesadüf değil. Üstelik ne yazık ki bu verilere kaçak pestisit kullanımı dahil bile değil. Yüksek seviyelerde ve bilinçsiz pestisit kullanımı, yasaklı pestisit kullanımına dair haberler, AB’den sık sık iade edilen ürünler, bakanlığın yapılan pestisit analiz sonuçlarını açıklamaktan kaçınması, artan sağlık sorunları her gün soframıza gelen gıdaların güvenliği ile ilgili kaygılarımızı artırıyor. Buğday Derneği’nin de aralarında olduğu Zehirsiz Sofralar Platformu, iç pazardaki pestisit denetimlerinin tohumdan sofraya yani hasat öncesiyle beraber, hasat zamanı, depolar, pazarlar ve marketlerde de yapılmasını; bu denetimlerin sonuçlarının şeffaflıkla paylaşılmasını talep ediyor. Bakanlığın ısrarla yaptığı pestisit analiz sonuçlarını açıklamıyor olması durumun çok daha vahim olduğu konusunda vatandaşlarda endişe yaratıyor. Zehirsiz Sofralar mümkün… Tarım zehiri pestisitlerden kurtulmak, üretimden tüketime ve pazarlama kanallarına kadar ciddi bir dönüşüm gerektiriyor. Tarım politikalarının değişmesi, pestisitlerin kademeli olarak yasaklanarak doğa dostu agroekolojik üretime geçiş için hükümetlerin, yerel yönetimlerin, şirketlerin, tüccarların, esnafın, üretici / tüketici örgütleri ve sivil toplum örgütlerinin iş birliği içinde çalışması gerekiyor. Zehirsiz Sofralar Platformu kurucu üyelerinden Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği Ziraat Mühendisi Duygu Saatli pestisitlere dayalı konvansiyonel üretim yöntemleri yerine doğayla uyumlu, agroekolojik, onarıcı yöntemlere ivedilikle geçilmesi gerektiğini söylüyor ve ekliyor: “Tarım ve Orman Bakanlığı, The European Food Safety Authority EFSA (Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi), Dünya Sağlık Örgütü gibi kurumların öncelikli görevi insanları, doğayı ve canlıları zehirleyen pestisitleri ruhsatlandırıp yıllar sonra yasaklamaktan ziyade pestisitlerle ilgili uzun vadeli yeterli bilimsel araştırmalar ve analizler yapılmadan kullanımına izin vermeyerek, gerekli tedbirleri baştan alarak şirketler yerine insanların, tüm canlıların ve doğanın çıkarlarını gözetmek olmalı.” “Sofralarımızda Zehir İstemiyoruz” 2019’da tarım zehirlerinin yasaklanması ve alternatiflerinin desteklenmesi için Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı olarak bir araya gelen sivil toplum örgütleri ve sivil inisiyatifler bugün çalışmalarını Zehirsiz Sofralar Platformu çatısı altında yürütüyor. Tüm canlılara zarar veren pestisitlerin yasaklanması ve doğa dostu yöntemlerle bunları kullanan üreticilerin desteklenmesi için başlatılan Zehirsiz Kampanya’ya (Change.org/ZehirsizSofralar) bugüne kadar 200 bini aşkın kişi imza desteği verdi. Kampanya sayesinde pestisitlerin zararları konusunda kamuoyunun farkındalığı arttı. Tarım ve Orman Bakanlığı, AB geçiş sürecinde 200’ün üzerinde, kampanya döneminden bugüne kadar 37 pestisit aktif maddesinin kullanımını yasakladı. Ancak Dünya Sağlık Örgütü’nün “son derece tehlikeli”, “yüksek seviyede tehlikeli” ve “muhtemel kanserojen” olarak belirlediği 13 aktif maddeden 9’u hâlâ yasaklanmış değil. Zehirsiz Sofralar Platformu koordinatörlerinden Fethiye Slow Food sözcüsü Görkem Göktaş zehirsiz sofraların mümkün olduğunu şu sözlerle ifade ediyor: "Başka türlü tarım mümkündür. Sağlıklı bir gelecek için doğru politikalar ve stratejiler izlenerek önümüzdeki 10 yıllık süreçte pestisitlere dayanan konvansiyonel tarım sistemi yerini agroekolojik, organik ve onarıcı tarıma bırakmalıdır." Sağlığımız, çocuklarımızın geleceği, temiz toprak, su ve biyolojik çeşitliliğin devamlılığı için 2019’da Zehirsiz Sofralar Platformu tarafından başlatılan Zehirsiz Sofralar kampanyasını imzalayarak zehirsiz bir gelecek için destek olabilirsiniz.

Tohum Kumbaram Projesi 27 Bin Çocuğa Ulaştı, Sosyal Farkındalık Yaratıldı Haber

Tohum Kumbaram Projesi 27 Bin Çocuğa Ulaştı, Sosyal Farkındalık Yaratıldı

Toplumu doğayla yeniden buluşturmayı amaçlayan ve ekolojik yaşam kültürünün çocuklukta başlaması gerektiği fikrinden yola çıkan “Tohum Kumbaram” projesi, Buğday Derneği’nin uzmanlığı ve Anadolu Hayat Emeklilik’in desteğiyle şekillendi. Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Serkan Uğraş Kaygalak, projenin tamamlanmasıyla ilgili yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Çocukların doğayla kurduğu bağ ne kadar erken ve güçlü olursa, gelecek o kadar umut verici olur. “Tohum Kumbaram” projesiyle, yalnızca tohum değil; aynı zamanda sorumluluk, emek ve yaşam sevgisi de biriktirdik. Bu anlamlı yolculukta Buğday Derneği gibi doğaya gönülden bağlı bir sivil toplum kuruluşuyla birlikte yürümekten büyük mutluluk duyduk. Anadolu Hayat Emeklilik olarak, çocukların geleceğine sadece finansal değil, yaşanabilir bir dünya bırakma sorumluluğuyla da katkı sunmaya devam edeceğiz”. On binlerce öğrenciye ulaşıldı 2022 yılında “Tohum Biriktir, Geleceği Değiştir!” sloganıyla yola çıkılan proje kapsamında, İstanbul, Sakarya, Kocaeli, Yalova, Eskişehir ve Hatay'da düzenlenen eğitimler ve tohum topu atölyeleri ile çocuk festivalleri katılımları, organik pazar etkinlikleri gibi çeşitli aktiviteler aracılığıyla yaklaşık 27 bin çocuğa, ailelerine ve 700 öğretmene ulaşıldı. Atölyelerde çocuklara meyve-sebze tohumlarını ayırt etme becerisi kazandırılırken kendi “tohum kumbaralarını” oluşturmaları sağlandı. Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği Yönetim Kurulu Başkanı, Eğitmen Leyla Aslan’ın yazarı olduğu “Victor’un Balkabakları” kitabı üzerinden anlatılan döngüsel yaşam hikâyesi ise projenin ana mesajını pekiştirdi. Çocuklara hediye edilen binlerce tohum kumbarası ve kitap ile tohumun yaşam döngüsü, sürdürülebilirlik ve doğa ile ilişkilendirilmesi üzerine farkındalık kazandırılması amaçlandı. Bununla birlikte, sadece atölye ve etkinliklerle ulaşılan çocuklar ve ebeveynleri ile kısıtlı kalmamak ve daha geniş bir kitleye ulaşabilmek için çocuklara özel olarak hazırlanan çizgi filmlerin TV ve dijital yayınlarıyla 15 milyon erişim sağlandı. Hatay’a destek “Tohum Kumbaram” projesi kapsamında bu yılın özel duraklarından biri de 6 Şubat depremlerinden etkilenen Hatay oldu. Projenin bir haftası Hatay’a ayrıldı. Düzenlenen atölyelerle 1.000 öğrenciye, ailelerine ve öğretmenlerine ulaşıldı. Atölyelerin sonunda tohum kitleri ile eğitim ihtiyaçlarına yönelik hediyeler çocuklara teslim edildi. Öğretmenlere online atölye Düzenlenen online eğitmen atölyelerinde, projeye katkı sunmak isteyen öğretmenlerle bir araya gelindi. Proje ile ilgili bilgi almak ve atölyeleri kendi sınıflarında da uygulamak isteyen öğretmenlerin ilgi gösterdiği buluşmalarda, çocuklara doğayı tanıtmanın yaratıcı yolları paylaşıldı. Katılımcılara kitap, broşür, önlük ve tohumlardan oluşan bir set gönderildi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.