Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Çalışan Memnuniyeti

Kapsül Haber Ajansı - Çalışan Memnuniyeti haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çalışan Memnuniyeti haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Çalışana Yapılan Wellbeing Yatırımları, Şirketlere %23 Oranında Kârlılık Olarak Dönüyor Haber

Çalışana Yapılan Wellbeing Yatırımları, Şirketlere %23 Oranında Kârlılık Olarak Dönüyor

Liderler, sürdürülebilir başarının ve kârlılığın artık finansal tablolardan çok, doğrudan “insana” yapılan yatırıma bağlı olduğunu fark ediyor. Bu, kârlılığı doğrudan etkileyen, kritik bir stratejik zorunluk olarak öne çıkıyor. Meditopia Kurucu Ortağı ve CEO’su Fatih Mustafa Çelebi, son dönemde yapılan global araştırmaların, çalışanları için wellbeing’e odaklanan şirketlerin, finansal performanslarında gözle görülür bir artış yaşadığını net bir şekilde ortaya koyduğunu belirtiyor. Şirketler artık wellbeing yatırımlarına bir “maliyet” kalemi yerine, doğrudan kârlılığı besleyen bir “yatırım” gözüyle bakıyor. Yapılan analizler, wellbeing’e ayrılan bütçenin, kuruma sağladığı faydanın harcanan tutardan çok daha fazla olduğunu kanıtlıyor. Zihinsel ve fiziksel olarak desteklenen çalışanların sağlık sorunlarına bağlı işe devamsızlık oranları düşüyor. Bu durum, iş gücü kaybını ve projelerdeki gecikmeleri engelleyerek doğrudan bir maliyet avantajı yaratıyor. Aynı zamanda, kendilerini daha az stresli hisseden ve kurumları tarafından değerli görüldüklerini bilen çalışanların işlerine olan bağlılığı da yükseliyor. Bu yüksek motivasyon, doğrudan işin kalitesine yansıyor. Daha yaratıcı çözümler, daha az hata oranı ve daha proaktif bir çalışma anlayışı getiriyor. Global iş gücü araştırmaları, çalışan memnuniyeti ile müşteri memnuniyeti arasında doğrudan bir korelasyon olduğunu sürekli olarak teyit ediyor. Mutlu ve bağlı çalışanlar, müşterilere çok daha iyi bir hizmet sunuyor. Artan müşteri memnuniyeti ve sadakati ise doğrudan satış rakamlarına ve şirketin pazar payına pozitif olarak yansıyor. Yetenek Kaybının Yüksek Maliyeti Kârlılığı Tehdit Ediyor Bu yatırımların kârlılığa olan kritik etkisi, yetenek kaybı maliyetlerini durdurmasında yatıyor. Global iş gücü üzerine yapılan en kapsamlı araştırmalardan biri olan Gallup’un “State of the Global Workplace” Raporu, bu bağı net olarak çiziyor. Çalışan bağlılığı ve iyi oluşu yüksek olan ekipler, düşük olanlara göre %23 daha fazla kârlılık gösteriyor. Kârlılıktaki asıl fark ise bu ekiplerin işten ayrılma oranlarının %40'lara varan oranda daha düşük olmasından kaynaklanıyor. SHRM (Society for Human Resource Management) gibi kuruluşlar, bir çalışanı kaybetmenin ve yerine yenisini koymanın maliyetinin, o çalışanın yıllık maaşının 1.5 ile 2 katına ulaşabildiğini hesaplıyor. Bu durum, doğrudan kârlılığı eriten devasa bir gizli maliyet anlamına geliyor. 1.000 Kişilik Bir Şirkette Wellbeing Yatırımı 8 Katına Kadar Geri Dönebiliyor Meditopia’nın kurumlara özel geliştirdiği ROI (Return on Investment) hesaplama modeli de wellbeing yatırımlarının finansal etkisini somut biçimde ortaya koyuyor. Deloitte ve benzeri global danışmanlık şirketlerinin metodolojilerinden beslenen bu model, farklı sektörlerdeki iş gücü verimliliği, devamsızlık oranları ve çalışan bağlılığı gibi parametreleri analiz ederek şirketlere kapsamlı bir geri dönüş projeksiyonu sunuyor. Meditopia’nın hesaplama aracından elde edilen verilere göre, 1.000 çalışanı olan bir şirkette wellbeing alanına yapılan yatırımlar, 8 kata kadar geri dönüş sağlayabiliyor. Bu sonuç, çalışan iyi oluşuna yönelik programların kültürel bir tercihin ötesine geçerek güçlü bir finansal strateji niteliği taşıdığını net biçimde ortaya koyuyor. “Gerçek Başarı, İnsana Yatırım Yapmakla Mümkün Oluyor” Rakamların ve raporların tek bir gerçeği gösterdiğini dile getiren Meditopia Kurucu Ortağı ve CEO’su Fatih Mustafa Çelebi, “Günümüzün değişken ve zorlu iş ortamında, çalışan sağlığı İK girişimi olmanın ötesinde, şirketlerin ayakta kalma ve rekabet avantajı elde etme stratejisinin merkezine oturuyor. İnsana yatırım yapmayı bir ‘maliyet’ olarak gören, ekiplerinin zihinsel dayanıklılığını ve fiziksel sağlığını ihmal eden şirketler, kaçınılmaz olarak yetenek kaybı, düşük verimlilik ve eriyen kârlılık gibi ağır bedeller ödüyor. Biz Meditopia olarak, sağlıklı bir zihne ve bedene erişimin evrensel ve temel bir hak olduğuna inanıyoruz. Bu bilinçle geliştirdiğimiz kapsamlı wellbeing çözümleriyle, kurumların bu stratejik dönüşümü sağlamasına öncülük ediyoruz. Sürdürülebilir büyüme, yüksek müşteri memnuniyeti ve pazar liderliği ancak kendini değerli hisseden, desteklenmiş ve mutlu ekiplerle inşa edilebilir. Şirketlerin, kârlılığın sadece finansal tablolarda değil, çalışanlarının refah düzeyinde başladığını kabul etmesi oldukça önemli.” açıklamalarında bulundu.

Mitsubishi Electric Türkiye’ye “En İyi İnsan ve Kültür Liderleri” Alanında İki Ödül Haber

Mitsubishi Electric Türkiye’ye “En İyi İnsan ve Kültür Liderleri” Alanında İki Ödül

GPTW “En İyi İnsan ve Kültür Liderleri” araştırması ve listesi, insan ve kültür profesyonellerinin liderlik yaklaşımlarını; iş sağlığı ve güvenliği, sosyal güvenlik, çalışan refahı ve kurum kültürü gibi kriterleri analiz ederek bu alandaki en iyi liderleri belirlemeyi amaçlıyor. Yapılan değerlendirmeler sonucunda Mitsubishi Electric Türkiye İnsan Kaynakları – Kurumsal İletişim – İdari İşler & Satın Alma Direktörü Kaan Gürışık, insan kaynakları uygulamalarını ileri taşıyan çalışmaları ve etkili liderliğiyle “En İyi İnsan ve Kültür Liderleri” listesinde en üst derece olan “Altın” ödüle layık görüldü. Ayrıca Gürışık, “İş Sağlığı ve Güvenliği ile İş ve Sosyal Güvenlik” alanlarındaki dikkat çeken başarılarıyla “En İyi Mevzuat Uyumu ve İş Yeri Güvenliği” özel ödülünün de sahibi oldu. Kaan Gürışık, ödüllerle ilgili yaptığı değerlendirmede, çalışan memnuniyeti ve refahını en üst seviyede tutma kararlılıklarının kendileri için en büyük motivasyon kaynaklarından biri olduğunun altını çizerek şunları söyledi: “Mitsubishi Electric Türkiye olarak, insan odaklı bakış açımızla çalışanlarımızı sürekli dinliyor ve onları süreçlerimizin aktif bir parçası haline getiriyoruz. Yeni yetenekleri sektöre kazandırmak ve onların gelişim süreçlerini desteklemek adına özveriyle çalışmaya devam ediyoruz. İşe alım süreçlerimizde çeşitlilik ve kapsayıcılık ilkelerini odağımıza alarak farklı yetenekleri şirketimize katıyor ve çalışanlarımızı süreçlerimizin aktif bir parçası haline getiriyoruz. Bununla birlikte dijitalleşme ve teknoloji yatırımlarımız sayesinde çalışanlarımıza uluslararası deneyimler sunmayı ve gelişimlerini küresel bir perspektifle desteklemeyi amaçlıyoruz. İş sağlığı ve güvenliği alanında da uluslararası standartları referans alarak güvenli, konforlu ve sürdürülebilir bir çalışma ortamı oluşturmak her zaman önceliğimiz.” Gürışık, “Bu iki ödüle layık görülmek benim için büyük bir gurur ve mutluluk kaynağı. Great Place To Work Türkiye’ye takdirleri için teşekkür ediyorum” diyerek sözlerini tamamladı. Mitsubishi Electric Türkiye, çalışan deneyimini sürekli geliştirmeye yönelik insan odaklı yaklaşımını sürdürerek, kurum kültüründe mükemmelliği gelecekte de kararlılıkla ileri taşımayı hedefliyor.

EY: Yapay Zekâda Etik ve Güvenilirlik Rekabet Avantajına Dönüşüyor Haber

EY: Yapay Zekâda Etik ve Güvenilirlik Rekabet Avantajına Dönüşüyor

Uluslararası danışmanlık, denetim, güvence, strateji, kurumsal finansman ve vergi hizmetleri şirketi EY, Responsible AI Araştırması’nı yayımladı. Küresel çapta 21 ülkeden çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin katıldığı araştırma kapsamında elde edilen bulgular, gelişmiş düzeyde sorumlu yapay zekâ (AI) önlemleri uygulayan şirketlerin rekabet avantajında öne geçtiğini gösteriyor. Bununla birlikte, araştırmaya katılan şirketlerin neredeyse tamamı; AI ile ilgili risklerden kaynaklanan maliyet baskılarıyla karşılaştıklarını belirtiyor. Şirketlerin yapay zekâ ile ilgili riskler için karşılaştıkları ortalama maliyet 4,4 milyon doları buluyor. Ancak henüz her 10 üst düzey liderden yalnızca 1'i bu riskleri nasıl etkin bir şekilde kontrol edeceği konusunda hazırlıklı görünüyor. En yaygın riskler ise, yapay zekâ düzenlemelerine uyumsuzluk (%57), sürdürülebilirlik hedeflerine olumsuz etkiler (%55) ve önyargılı çıktılar (%53) olarak sıralanıyor. Responsible AI, etik riskleri en aza indirmeyi hedefliyor Responsible AI (Sorumlu yapay zekâ), sistemleri geliştirirken ve kullanıma sunarken etik riskleri en aza indirgemeyi hedefleyen bir şablonu temsil ediyor. Yapay zekâ sistemlerinin toplum üzerindeki avantajları ve olası zararları göz önünde bulundurularak planlama sürecinde kişilerin önceliklendirilmesi amaçlanıyor. Bu noktadan yola çıkılarak gerçekleştirilen EY araştırması’na katılan üst düzey yöneticilerin büyük çoğunluğu, şirketlerinde sorumlu yapay zekâ uygulamalarına dair 10 önlemden 7’sini hayata geçirdiklerini belirtiyor. Araştırmada öne çıkan diğer bulgular ise şöyle sıralanıyor: Araştırmaya katılanların %81’i bu uygulamalar sonrasında şirketlerinin inovasyonu hızlandırdığını, %79’u ise verimlilik ve üretkenlik elde ettiğini belirtiyor. Katılımcıların yaklaşık yarısı da gelir artışı (%54), maliyet tasarrufu (%48) ve çalışan memnuniyeti (%56) gibi kazanımlar elde ettiklerini ifade ediyor. Uygulamaların benimsenme oranının ise teknoloji, medya ve telekomünikasyon sektöründe daha da yüksek olduğu görülüyor. Bu sektörde, temel hizmetlerin sunumu büyük ölçüde teknoloji ve veriye dayandığı için sorumlu yapay zekâ uygulamaları kritik önem taşıyor. Yapay zekânın etkili uygulanmasında kontrol noktalarının belirlenmesi gerekiyor Araştırmada, birçok üst düzey liderin AI ile ilgili riskleri azaltmak için doğru kontrolleri nasıl uygulayacakları konusunda henüz net olmadığı görülüyor. Araştırmada ele alınan beş yapay zekâ riskine karşı uygun kontrol tanımlarının nasıl olması gerektiğine dair üst düzey yöneticilerin yalnızca %12’sinin doğru yanıt verdiği görülüyor. Yapay zekâ risklerinde nihai sorumlu olan risk yöneticileri ise %11 ile ortalamanın altında kalıyor. Çalışanların yapay zekâ faaliyetleri yaygınlaştıkça, bu risklere yönelik uygun kontrol ihtiyacının da artması bekleniyor. Ayrıca bazı şirketler, çalışanların bağımsız olarak yapay zekâ araçları geliştirme veya kullanmasıyla ilgili artan bir taleple karşı karşıya. Araştırmaya katılan şirketlerin üçte ikisi, bu tür faaliyetlere izin veriyor; ancak bunların sadece %60’ı bu araçların sorumlu yapay zekâ ilkelerine uygun şekilde kullanıldığından emin olmak için resmi politika ve çerçevelere sahip. Araştırmada yöneticilerin yapay zekâ yönetişimi ve kontrol mekanizmalarını güçlendirmek ve iş sonuçlarını iyileştirmek için atabilecekleri üç adım şu şekilde belirtiliyor: 1. Sorumlu yapay zekâya yönelik kapsamlı bir yaklaşım benimsenmesi: Yapay zekâ yatırımlarından, özellikle finansal performans ve çalışan memnuniyeti gibi kritik alanlarda daha fazla değer elde etmek için şirketlerin yapay zekânın etik ve güvenilir kullanım yolculuğunda ilerlemesi gerekiyor. Kapsamlı bir yaklaşım; sorumlu yapay zekâ ilkelerinin net bir şekilde tanımlanmasını ve paylaşılmasını, bu ilkelerin kontrol mekanizmaları, anahtar performans göstergeleri (KPI’lar) ve eğitimlerle uygulanmasını içeriyor. 2. Üst yönetimde yapay zekâya yönelik bilgi seviyesinin güçlendirilmesi: Yapay zekâ, organizasyonları her açıdan etkiliyor. Bu nedenle, üst düzey yöneticilerin bu yenilikçi teknolojinin sunduğu potansiyeli ve beraberinde getirdiği riskleri anlaması kritik önem taşıyor. Bu kapsamda, en büyük bilgi eksikliklerin nerede olduğunun belirlenmesi ve hedefe yönelik eğitimlerle organizasyonda bu alanların güçlendirilmesi gerekiyor. Ayrıca araştırmada yapay zekâ risklerine en yakın pozisyonların gerekli önlemler konusunda tam bilgi sahibi olduğundan emin olunması öneriliyor. 3. Gelişmekte olan agentic yapay zekâ risklerinin önüne geçilmesi: Agentic yapay zekâ (insan müdahalesine ihtiyaç duymadan otonom karar alabilme yeteneği) güçlü yeni yetkinlikler vaat ederken, aynı zamanda bazı riskler de getiriyor. İşletmelerin bu riskleri tanımlaması, uygun politikaları benimsemesi ve sağlam bir yönetişim ile izleme mekanizması kurması kritik önem taşıyor. EY Türkiye Danışmanlık Bölümü Şirket Ortağı, Yapay Zekâ ve Data Hizmetleri Lideri Serter Baltacı araştırma sonuçlarıyla ilgili şu değerlendirmede bulundu: “Yapay zekâ iş süreçlerine giderek daha derinlemesine entegre oldukça, liderlerin önünde net bir tercih beliriyor: Sorumlu yapay zekâ yalnızca bir operasyon olarak mı ele alınacak, yoksa stratejik bir itici güç olarak mı görülecek? İkinci yolu seçenler güçlü yönetişim, net ilkeler ve bilinçli liderlik sayesinde potansiyel riskleri rekabet avantajına dönüştürebilirler. EY Responsible AI Araştırması’nda da görüldüğü üzere, şirketler etik ve güvenilir yapay zekâ uygulamalarını hayata geçirdiklerinde, hem olası riskleri azaltmada hem de değer kazanımı hızlandırmada büyük bir katkı sağlıyor. Üstelik bu sadece bir uyum sürecini değil; güven, inovasyon ve pazarda öne çıkmanın da itici gücünü oluşturuyor. Bu sebeple sorumlu yapay zekâ ilkelerini temel iş fonksiyonlarına dahil eden şirketler, verimlilik kazanımları elde etmeye, daha güçlü gelir artışı sağlamaya ve günümüzün yapay zekâ odaklı ekonomisinde rekabet avantajlarını sürdürmeye daha yatkın olacaktır.” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.