Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Çalışan Sağlığı

Kapsül Haber Ajansı - Çalışan Sağlığı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çalışan Sağlığı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

2025’in Sinsi Krizi: “Sessiz Çatlama” Haber

2025’in Sinsi Krizi: “Sessiz Çatlama”

Çalışanlar işlerini sürdürüyormuş gibi görünse de finansal baskılar, tükenmişlik ve duygusal yıpranma nedeniyle içten içe kırılmalar yaşıyor. Bu durum hem çalışanların ruh sağlığını hem de kurumların sürdürülebilirliğini tehdit ediyor. Sessiz Çatlamanın Sessiz Alarmı Son zamanlarda çalışanların iş yerinde yaşadıkları stres durumu çalışanların sağlık durumlarında ciddi sonuçlar doğurduğunu gösteriyor. Stres, endişe, öfke ve üzüntü, iş yerinde iyilik ve ruh sağlığının azalmasına yol açıyor; özellikle tükenmişlik sendromunu beraberinde getiriyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tükenmişliği, başarılı bir şekilde yönetilememiş kronik iş yeri stresinden kaynaklanan bir sendrom olarak yorumluyor. TalentLMS tarafından yakın bir zamanda 1.000 çalışanla gerçekleştirilen ankete göre, katılımcıların yarısından fazlası (%54), iş yaşamında sessiz çatlama deneyimi yaşadıklarını belirtiyor. Bu sonuç, sessiz çatlamanın artık yalnızca bireysel bir sorun olmadığını, iş dünyasında giderek yaygınlaşan ve dikkatle ele alınması gereken bir olgu haline geldiğini ortaya koyuyor. Araştırma, sessiz çatlamanın çoğunlukla finansal stres ve iş yerindeki duygusal tükenmişlikten kaynaklandığını ortaya koyuyor. Çalışanlar, maaşlarının yaşam standartlarını karşılamada yetersiz kaldığını ve iş yükünün sürekli arttığını hissediyor. İş değiştirmenin ve istifa etmenin mali durumunu düzeltmeyeceği bilinci de umutsuzluğu arttırıyor. Bu durum, hem çalışan sağlığı hem de iş yeri verimliliği için uyarıcı bir işaret olarak değerlendiriliyor. Sessiz çatlama çoğu zaman fark edilmesi güç bir durum olsa da etkileri oldukça derin hissedilen bir durum olarak göze çarpıyor. Çalışanlar, giderek artan yorgunluk ve motivasyon kaybıyla birlikte iş dışında da enerjilerinin tükendiğini hissediyor. Çalışanların günlük yaşamda basit aktiviteler yapması bile zorlayıcı hale gelirken aynı zamanda sürekli bir gerilim, endişe veya huzursuzluk duygusu taşımaya başladıkları görülüyor. Kısa vadede iş performansını hemen etkilemeyen sessiz çatlama, uzun vadede hem çalışanların ruhsal ve fiziksel sağlığını hem de iş yerindeki genel verimliliği ciddi şekilde tehdit eden görünmez bir kriz haline geliyor. Kendini belli etmeden ilerleyen bu süreç, fark edilip önlem alınmadığında iş yeri bağlılığı ve çalışan memnuniyetini olumsuz yönde etkiliyor. AVİTA Çalışan Destek Programı Klinik Psikolog Fahriye Nasırzade sessiz çatlamayla ilgili şu açıklamalarda bulundu; “Sessiz çatlama, yalnızca yorgunluk ya da stress durumuyla açıklanamaz. Bu, insanın anlamla olan bağının kopmasıdır. İşin, emeğin ve yaşamın anlamını yitirdiğimizde; üretkenlik, aidiyet, motivasyon gibi kelimeler birer maske haline gelir. Sessiz çatlama’yı modern çağın en tehlikeli psikolojik krizlerinden biri olarak görüyorum. Çünkü görünmez bir şekilde ilerler. Tabiri caizse kimse çığlık atmaz, kimse kapıyı çarpıp gitmez. Ama birey her gün biraz daha tükenir, biraz daha kendinden ve olaylardan uzaklaşır. Bu nedenle artık kurumların “sessiz istifa”dan ötesine bakması gerekiyor. Çalışanların yalnızca performansını değil, duygusal varlığını, finansal yükünü, psikolojik dayanıklılığını da anlaması gerekiyor. Çünkü iyilik hâli, sadece bireysel bir mesele değil; kurumun sürdürülebilirliğini belirleyen en güçlü yatırımdır. “Sessiz çatlama, sadece yorgunlukla açıklanabilecek bir durum değildir; bu, insanın anlam duygusunun sessizce sarsılmasıdır. Çalışan, görünürde işlevini sürdürürken iç dünyasında çatırdamaya başlar. Uzun süren stres, finansal baskılar ve duygusal yorgunluk birleştiğinde kişi artık sadece işini değil, kendini de taşımakta zorlanır. Bu dönemde kurumlar için en kritik farkındalık, çalışan performansını değil insanın ruhsal bütünlüğünü izlemektir. Çünkü sessiz çatlamalar fark edilmediğinde yalnızca birey değil, kurumun da sesi kısılır.” Yönetimsel Kopukluk Sessiz Çatlamayı Derinleştiriyor Çalışan deneyiminde yönetimin rolü oldukça kritik. Araştırmalar, yöneticilerin çalışanları destekleme becerisinin iş yeri mutluluğu ve verimliliği üzerinde doğrudan etkisi olduğunu ortaya koyuyor. TalentLMS araştırmasına göre genel olarak çalışanların %62’si yöneticilerinin endişelerini dinlediğini belirtirken, %20’si bu konuda olumsuz düşünüyor. Sessiz çatlama yaşayan çalışanlar arasında ise bu oran çok daha çarpıcı: %47’si yöneticilerinin kendilerini dinlemediğini ifade ediyor. Bu veriler etkisiz yönetim ile kalıcı mutsuzluk arasında net bir bağ olduğunu gösteriyor. İş dünyasında empati ve aktif dinleme yetenekleri, çalışanların motivasyonunu ve bağlılığını artırmak için her zamankinden daha önemli hale geliyor. Çalışan Destek Programı ve İş Yeri Kültürü Kurumlar, sessiz çatlamanın olumsuz etkilerini azaltmak için kapsamlı önlemler alıyor. İş yeri kültürünü güçlendirmek, eğitim, finansal ve psikolojik destek programları sunmak, esnek çalışma seçenekleri sağlamak ve düzenli geri bildirim mekanizmaları kurmak bu sürecin temel taşlarını oluşturuyor. Uzmanlar, bu uygulamaların çalışanların motivasyonunu artırarak iş yerinde sürdürülebilir bir mutluluk ve bağlılık sağladığını vurguluyor. Sessiz çatlama göz ardı edildiğinde hem çalışan hem de kurum için maliyetli bir kriz haline geliyor. Erken fark edilip önlem alındığında ise başarı ve verimlilik sürdürülebilir hale geliyor.

Yurtbay Seramik 2024 Sürdürülebilirlik Raporu’nu Yayınladı Haber

Yurtbay Seramik 2024 Sürdürülebilirlik Raporu’nu Yayınladı

Türkiye’nin öncü seramik üreticilerinden Yurtbay Seramik, çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) alanlarındaki performansını, hedeflerini ve ilerleme stratejilerini içeren 2024 Sürdürülebilirlik Raporu'nu kamuoyuyla paylaştı. Yurtbay Seramik, 2024 yılı boyunca sürdürülebilir üretim, kaynak verimliliği, çalışan gelişimi ve toplumsal katkı alanlarında yürüttüğü projelerle çevreye ve topluma duyduğu sorumluluğu bir kez daha ortaya koydu. Üretimden Enerjiye Kapsamlı Bir Yaklaşım Yurtbay Seramik, sürdürülebilirlik anlayışını yalnızca üretim süreçleriyle sınırlı görmüyor; enerji yönetiminden su tasarrufuna, atık geri kazanımından lojistik optimizasyonuna kadar geniş bir alanda çevre dostu uygulamaları hayata geçiriyor. Yurtbay Seramik, 2024 yılı itibarıyla üretim hatlarında enerji verimliliğini artıran teknolojik yatırımlarını sürdürürken, karbon ayak izinin azaltılmasına yönelik yenilikçi projelere de hız kazandırdı. İnsan Odaklı Kurumsal Kültür Raporda, çalışan sağlığı ve güvenliği, fırsat eşitliği, eğitim ve gelişim programları ile toplumsal fayda odaklı projeler ön plana çıkıyor. Yurtbay Seramik, çalışanlarının gelişimini sürdürülebilir başarının ana unsuru olarak görerek, insan odaklı yönetim anlayışını kurum kültürlerinin merkezine yerleştiriyor. Etik, Şeffaf ve Hesap Verebilir Yönetim Kurumsal yönetişim ilkeleri çerçevesinde faaliyetlerini sürdüren Yurtbay Seramik, tüm süreçlerinde şeffaflık, etik değerler ve hesap verebilirlik prensiplerini esas alıyor. Paydaş iletişimini güçlendiren, toplumsal güveni pekiştiren bir yönetim modeliyle, uzun vadeli sürdürülebilir büyümeyi destekleyen yapısal bir istikrar oluşturmayı hedefliyor. Yurtbay Seramik tarafından yayımlanan 2024 Sürdürülebilirlik Raporu, çevreye, topluma ve gelecek nesillere karşı duyulan sorumluluğun somut bir göstergesi olarak konumlanıyor.

EY Küresel Çevre, Sağlık ve Güvenlik  2025 Araştırması Yayımlandı Haber

EY Küresel Çevre, Sağlık ve Güvenlik 2025 Araştırması Yayımlandı

Uluslararası danışmanlık, denetim, kurumsal finansman, strateji ve vergi hizmetleri şirketi EY (Ernst&Young) 34 ülkeden 24 farklı sektördeki 526 çevre, sağlık ve güvenlik (ÇSG) lideri ve üst düzey yöneticinin görüşleriyle hazırladığı EY Küresel ÇSG 2025 Araştırması’nı yayımladı. Araştırma; ÇSG yatırımlarının, şirketlere kazandıracağı itibar, dayanıklılık ve verimlilik gibi birçok avantajın yanı sıra ÇSG’yi önceliklendirerek nasıl somut faydalar elde edilebileceğini de ortaya koyuyor. Araştırma, ÇSG yatırımlarının; itibarı, dayanıklılığı ve verimliliği artırarak işletmelerin ticari değerini yükselttiğini ortaya koyarken, araştırmaya katılanların %78’i ÇSG’ye yönelik harcamalarını artırmayı hedefliyor. ÇSG liderleri, ÇSG girişimlerine yapılan yatırımların beklenmedik durumlar karşısında maliyetleri azalttığını (%73), kuruluşlarının ÇSG yaklaşımının operasyonel verimlilikte kayda değer iyileşmeler sağladığını söylüyor (%94). Genel olarak, ÇSG yatırımlarının, işletmelerinin ticari değerini artırmaya katkıda bulunduğunu ifade ediliyor (%81). Araştırma, ÇSG’yi daha geniş kurumsal stratejilerine entegre etmek isteyen kuruluşlar için bir yol haritası sunarken, yapılan yatırımların performans ve dayanıklılıkta nasıl katma değer sağlayacağını ortaya koyuyor. ÇSG yatırımı, artırdığı itibar ve operasyonel verimlilik sayesinde ticari değere katkı sağlıyor Proaktif ÇSG girişimleri; müşteriler, yatırımcılar ve düzenleyiciler dahil olmak üzere paydaşlar arasında güven inşa ederek müşteri sadakati ve kamu güveni oluşturuyor. Kamu sektöründen katılımcıların %68’i ÇSG performanslarının kuruluşlarının itibarını ve paydaşlar arasındaki güveni artırdığına inanıyor. Ayrıca, özel sektör katılımcılarının %77’si, ÇSG girişimlerine yaklaşımları nedeniyle yatırımcıların işletmelerine daha fazla ilgi gösterdiğini söylüyor. ÇSG’ye yatırımda öncü olan şirketler daha güçlü iş sonuçları elde ediyor Stratejik olarak ÇSG’ye yatırım yapan şirketler, reaktif yaklaşımlar benimseyen şirketlere göre daha güçlü iş sonuçları elde ediyor. Bu sonuçlar, stratejik odak ve liderlik, teknoloji, itibar ve operasyonel faydalar gibi alanlarda görülebiliyor. ÇSG yatırımında öncü olan şirketler, çalışan sağlığı ve güvenliğine yönelik girişimlerinin ticari değeri artırmaya katkıda bulunduğunu belirtiyor (%81). ÇSG, iş dayanıklılığını artırıyor Kapsamlı olarak ÇSG programlarına yatırım yapan şirketler, aksaklıklar sırasında çeviklik ve verimliliğin arttığını ve bu sayede, beklenmedik dalgalanmalara daha iyi uyum sağlama yeteneğine sahip olduklarını belirtiyor. Katılımcıların %67’si, işletmelerinin ÇSG girişimlerine yaklaşımının belirsiz zamanlarda çeviklik sağladığını ifade ederken, %12'si son zamanlarda yaşanan zorlu senaryolar karşısında işletmelerindeki kesinti sürelerinin azalmasına fayda sağladığını düşünüyor. ÇSG’de teknoloji yatırımlarının artması bekleniyor Dijital araçlar; olası riskleri azaltma, öngörü sağlama ve risk engelleme gibi yetkinlikleri güçlendirerek ÇSG işlevlerinin daha fazla değer oluşturmasını sağlarken, işletmeler; ÇSG platformları, gelişmiş analitik ve yapay zekâ (AI) dahil dijital sistemlere yatırımlarını artırmayı planlıyor. İşletmelerin %75’i, önümüzdeki üç yıl içinde ÇSG dijital sistemlerine yapılan yatırımı artırmayı öngörürken, %71’i ÇSG risklerini azaltmak amacıyla gelişmiş veri analitiği ve yapay zekâya yatırım yapmayı planlıyor. Araştırmaya katılan şirketler, teknolojinin ÇSG uygulamalarındaki zayıf noktaları belirlemelerine yardımcı olabileceği konusunda hemfikirken, dijital ÇSG araçlarını kullanan kuruluşların %81’i, bu araçların potansiyel sorun alanlarını etkili bir şekilde tanımlamalarını ve çözmelerini sağladığını belirtiyor. Buna rağmen, teknolojik araçlar gerçek zamanlı karar alma ve daha iyi risk düşüşü sağlasa da yalnızca %20’si tek bir ÇSG platformuna sahip. Ayrıca, ÇSG teknolojisine yapılan yatırım hâlâ birçok kuruluş için öncelik olarak görülmüyor. Katılımcıların yalnızca %27’si, son bir yılda şirketlerinin önemli üç önceliği arasında bu yatırımı gösteriyor. Bütçe kısıtlamaları ÇSG yatırımlarını engelliyor Bazı şirketler, strateji odaklı ve proaktif ÇSG yatırımlarını, bütçe ve düzenleyici gereklilikler gibi faktörler nedeniyle dengeleme zorluğu yaşıyor. Ayrıca, girişimlerinin etkinliğini destekleyecek ve analiz edecek yeterli teknolojik araçlardan yoksun olduklarını belirtiyor. EY Türkiye Şirket Ortağı, İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Hizmetleri Lideri Ece Sevin konuyla ilgili şunları belirtti: “Farklı sektörlerden ve bölgelerden üst düzey yöneticilerin görüşlerini bir araya getiren, EY Küresel Çevre, Sağlık ve Güvenlik 2025 Araştırması, stratejik ÇSG yatırımlarının nasıl bir değer sağlama aracı haline gelebileceğine dair kapsamlı bir bakış sunuyor. İşletmeler, itibarlarını güçlendiren, operasyonel verimlilik ve organizasyonel dayanıklılık sağlayan ÇSG girişimlerine yatırım yaparken; uygulamaların karmaşıklığı ve uyum gereklilikleri nedeniyle çeşitli zorluklarla karşılaşıyor. EY olarak, ÇSG uygulamalarında karşılaşılan zorlukları ele alarak verimlilik ve entegrasyonu teşvik eden, kritik risklere odaklanan kuruma özel tasarlanmış çözümler geliştiriyoruz. İşletmelerin modern ÇSG girişimlerine rehberlik ederek, dönüşümdeki bu zorlukların işletmeler için fırsata dönüştürülmesine katkı sağlıyoruz. Farklı sektörler, şirketler ve ÇSG liderleriyle uzun yıllar sürdürdüğümüz çalışmalarımız doğrultusunda geliştirdiğimiz çözümler ile işletmelerin ÇSG yatırım ve dönüşüm yolculuklarını çalışan, paydaş, uyum, çevre gibi birçok farklı alanda sürdürülebilir hale getiriyoruz. Strateji, paydaş katılımı, liderlik ve yönetişim başta olmak üzere ihtiyaçlara göre özelleştirilebilen çözümlerimizle değişen dünya ve çalışma hayatının ihtiyaçlarını karşılayarak işletmelerin daha güvenli ve daha dayanıklı bir geleceğe hazırlanmasına destek oluyoruz.” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.