Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Çeşitlilik

Kapsül Haber Ajansı - Çeşitlilik haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çeşitlilik haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Shell Türkiye, Engelsiz Yaşam Vizyonuyla Hayatın Her Alanında Eşitlik ve Kapsayıcılık İçin Çalışıyor Haber

Shell Türkiye, Engelsiz Yaşam Vizyonuyla Hayatın Her Alanında Eşitlik ve Kapsayıcılık İçin Çalışıyor

Dünyanın önde gelen enerji şirketlerinden biri olarak Türkiye’nin gelişimine 102 yıldır katkı sağlayan Shell, Türkiye’deki operasyonel faaliyetlerinin yanı sıra toplumsal ihtiyaçlara yönelik geliştirdiği sosyal yatırım programlarıyla değer yaratmaya devam ediyor. Şirket, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ndan Eşitsizliklerin Azaltılması hedefi ve kendi Çeşitlilik, Eşitlik ve Kapsayıcılık ilkeleri doğrultusunda engelli bireylerin toplumsal hayata tam ve eşit katılımını destekliyor. Shell Türkiye Kurumsal İlişkiler Direktörü ve Shell & Turcas İcra Kurulu Üyesi Meltem Okyar Perdeci, hem şirket içinde hem de toplumda engelsiz yaşam yaklaşımını genişletmek amacıyla yürüttükleri programlar olduğunun altını çiziyor: “Çeşitlilik, Eşitlik ve Kapsayıcılık ilkelerimizin bizi güçlendirdiğine inanıyoruz ve fırsat eşitliği için mümkün olan her alanda adımlar atıyoruz. Bu anlayışımızı istasyonlarımıza taşımak için sektörde bir ilke imza attık ve 2017’de istasyonlarımızda Engelsiz Hizmet Alanları oluşturmaya başladık. Bugün Türkiye çapında 946 istasyonumuzda bedensel engelli misafirlerimiz, market içindeki alışverişlerinden tuvalete kadar istasyon çalışanlarımızdan refakat desteği alabiliyor veya araçlarından inmeden hizmet alıp ödeme yapabiliyor.” Engelsiz yaşam için attıkları adımlara Mayıs 2021’de bir yenisini eklediklerini belirten Perdeci, istasyonlarda satılan deli2go sandviçlerinden elde ettiği gelirin bir kısmını Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği'ne (TOFD) bağışladıklarını belirtiyor. Bu iş birliği sayesinde Shell misafirleri, istasyonlardaki lezzetlerle buluşurken aynı zamanda engelsiz yaşama da katkı sağlamış oluyor. Shell & Turcas, engelsiz yaşam girişimlerini güçlendirmek amacıyla, 20 yılı aşkın süredir paralimpik harekete katkı sunan Türkiye Milli Paralimpik Komitesi (TMPK) ile 2023’te yol arkadaşlığına başladı. Meltem Okyar Perdeci, kendilerini komitenin resmi taraftarı olarak gördüklerini belirterek şunları söylüyor: “Türkiye’de 10 milyondan fazla engelli birey, günlük hayatta ulaşım, kamusal alanlara erişim gibi pek çok alanda zorlanıyor. Para sporcular, başta gençler olmak üzere dışarı çıkmaktan imtina eden herkes için birer rol model oluyor. Sporcular, yarattıkları başarı hikayeleriyle toplumsal dönüşümün öncülüğünü üstleniyorlar. Paris Paralimpik Oyunları’nda ve İstanbul’daki Avrupa Para Genç Oyunları’nda ülkemizi temsil eden ve başarılar kazanan tüm milli sporcularımızla gurur duyuyoruz; markamızla onların yolculuklarını desteklemeye devam edeceğiz." Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Eşitliğin Liderleri 2025 Ödülleri, Denizli'de Sahiplerini Buldu Haber

Eşitliğin Liderleri 2025 Ödülleri, Denizli'de Sahiplerini Buldu

Denizli'nin Gücü Kadınlar Zirvesi kapsamında düzenlenen ödül töreninde, bu yılın eşitliğe inanan erkek liderlerine ödülleri takdim edildi. Kadın Dostu Markalar Platformu tarafından 19 Kasım Dünya Erkekler Günü kapsamında Türkiye'de ilk kez hayata geçirilen "Eşitliğin Liderleri Ödül Töreni"nin dördüncüsü bu yıl Denizli'nin Gücü Kadınlar Zirvesi kapsamında gerçekleştirildi. Platform, bu özel günü "Eşitliğe İnanan ve Eşitliği Güçlendiren Erkekler Günü" olarak anlamlandırıyor ve toplumsal cinsiyet eşitliği için sorumluluk alan, bu vizyonu kurumsal kültürlerine taşıyan erkek liderleri görünür kılmak amacıyla bu töreni gerçekleştiriyor. 17 Kasım'da Denizli'de Merkezefendi Kült r Merkezi ev sahipliğinde düzenlenen zirvenin ardından gerçekleştirilen tören, eşitlik odağında güçlü bir farkındalık yarattı. Farklı sektörlerden kadın ve erkek liderleri bir araya getiren etkinlik, iş dünyasında kapsayıcı dönüşümün önemine vurgu yapan mesajlarla dikkat çekti. Eşitliğe Dair Güçlü Mesajlar Verildi Birleşmiş Milletler tarafından da kabul gören 19 Kasım Dünya Erkekler Günü'nün Türkiye'de ilk kez 2022 yılında Kadın Dostu Markalar Platformu öncülüğünde özel bir törenle kutlanmasıyla başlayan bu yolculuk, bugün eşitlik savunuculuğunu görünür kılan önemli bir program haline geldi. Her yıl etki alanını büyüterek sürdürülen tören, bu yıl da eşitlik, çeşitlilik ve kapsayıcılık konusunda örnek yaklaşım sergileyen erkek liderleri onurlandırdı. Eşitlik odaklı çalışmaları, kurumsal duruşları ve örnek liderlikleriyle öne çıkarak ödüle layık görülen 10 erkek lider arasında; İDO Genel Müdürü Dr. Murat Orhan, QNB İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Cenk Akıncılar, Yorglass Yönetim Kurulu Başkanı Semavi Yorgancılar, Bahçeşehir & Uğur Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Enver Yücel, Zürich Sigorta CEO'su Yılmaz Yıldız yer aldı. Ayrıca programda bu yıl Denizli'de üretime eşitlikle güç veren 5 erkek lider de ödülle onurlandırıldı. Denizli'den ödüle layık görülen erkek lider arasında ise; Yavuzçehre Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Yavuzçehre, Sadık Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Oktay Mersin, Askon Demir Çelik Yönetim Kurulu Başkanı Okan Konyalıoğlu, Mercan Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Gültekin Okay Salgar ve Tosunoğlu Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tosunoğlu yer aldı. "19 Kasım, Eşitliğe Katkı Sunan Lider Ruhlu Erkeklerin Günü" Töre nde, ödül alan erkek liderler, toplumsal cinsiyet eşitliğine dair kurumlarında hayata geçirdikleri uygulamaları, dönüşüm odaklı yaklaşımlarını ve kişisel bakış açılarını katılımcılarla paylaştı. Liderlerin iş dünyasında eşitliğin güçlenmesine yönelik görüşlerini aktardıkları törende konuşma yapan Kadın Dostu Markalar Platformu Kurucu & Yönetim Kurulu Başkanı Nazlı Demirel de19 Kasım Eşitliğe İnanan ve Eşitliği Güçlendiren Erkekler Günü'ne dair yaptıkları organizasyona verdikleri önemi anlattı. 19 Kasım'ın Uluslararası Erkekler Günü olarak isimlendirilen ve Birleşmiş Milletler tarafından da desteklenen uluslararası bir gün olduğunu hatırlatan Nazlı Demirel, yaptığı konuşmada şunları söyledi; "Biz Platform olarak 19 Kasım'ı 2022 yılından bu yana 'Eşitliğe İnanan ve Eşitliği Güçlendiren Erkekler Günü' olarak kutlamaktan büyük gurur duyuyoruz. Bugün, eşi tliğe katkı sunan lider ruhlu erkeklerin günü. Eşitlik bilincini desteklemenin en önemli yolu, eşitliğe inanan ve buna güç veren erkeklerin bu yönde sunacakları katkılardır. İşte bu nedenle biz de Kadın Dostu Markalar Platformu olarak eşitlik bilincinin gelişmesi adına çok değerli projelere imza atan, bu bilince katkı sunan erkeklerimizi de özel ve ayrıcalıklı bir "gün" olan 19 Kasım'da anmak ve bir araya getirmek istedik. 19 Kasım Eşitliğe İnanan ve Eşitliği Güçlendiren Erkekler Günü'nüzü kutluyoruz!"

L’Oréal Türkiye, Kapsayıcı İş Kültürüyle Yaşamın Her Evresinde Çalışanlarının Yanında Haber

L’Oréal Türkiye, Kapsayıcı İş Kültürüyle Yaşamın Her Evresinde Çalışanlarının Yanında

Serinin ilk adımı olan “Menopozu Konuşuyoruz” oturumunun ardından, erkek çalışanlara yönelik “Prostat Sağlığı ve Andropoz Farkındalığı” başlıklı oturum düzenlendi. Böylece L’Oréal Türkiye, yalnızca kadın değil erkek sağlığı alanında da tabuları yıkarak farkındalık oluşturma yolunda önemli bir adım daha atmış oldu. Çalışanlarına her alanda ilham veren ve onları destekleyen projeler geliştirmeyi sürdüren tekno güzellik devi, bağlı bulunduğu L’Oréal Grup’un küresel çapta sahiplendiği, yaş ve jenerasyonlar ile cinsiyet eşitliği gibi temel ÇHK politikalarının bir uzantısı olarak, Vichy markasının da desteği ile “Tabuları Yıkalım: Menopozu Konuşuyoruz” başlıklı üç oturumluk farkındalık serisi düzenlendi. Serinin ilk adımı olan “Tabuları Yıkalım: Menopozu Konuşuyoruz” başlıklı üç oturumluk farkındalık programında, menopoz konusunun biyolojik bir süreç olmasının yanında; iş hayatı, toplumsal algı ve kişisel yaşam üzerindeki çok boyutlu etkileriyle ele alarak mevcut tabuları yıkmak amaçlandı. Bu sürecin devamında ise, erkek çalışanlara yönelik “Prostat Sağlığı ve Andropoz Farkındalığı” oturumu düzenlenerek, erkeklerde yaşla birlikte ortaya çıkan hormonal değişimlerin fiziksel ve ruhsal etkileri, düzenli sağlık kontrollerinin önemi ve toplumdaki tabuların nasıl aşılabileceği konuşuldu. Böylece L’Oréal Türkiye, hem kadın hem de erkek sağlığına dair konularda farkındalık yaratarak, çalışanlarının hayatlarının her evresinde kendilerini anlaşılmış ve desteklenmiş hissetmelerini sağlamak amacıyla çalışmalar sürdürmeye devam etti. “Çeşitliliği bir hedef değil, bir kültür olarak görüyoruz” Şirketin kapsayıcı ve farkındalık yaratıcı iş kültürü ile ilgili konuşan L’Oréal Türkiye Ülke İnsan Kaynakları Direktörü & Çeşitlilik, Hakkaniyet ve Kapsayıcılık Lideri Murat Yüksel, “L’Oréal Türkiye olarak konuşulmayan konuları açıkça gündeme taşıyor ve sesli bir şekilde ifade edebiliyoruz. Bu yaklaşım, yalnızca çalışanlarımızın kendilerini değerli ve desteklenmiş hissetmesini sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda şirket içi kültürümüzü güçlendiriyor. Çalışanlarımızın yaşamlarının her evresinde kendilerini anlaşılmış ve desteklenmiş hissetmeleri bizim için öncelikli. Bu tür farkındalık projeleriyle, kapsayıcılığı iş yerinde ve hayatın her alanında daha görünür hale getiriyoruz” dedi. Menopozu konuşarak öğreniyoruz Üç oturum boyunca, Akademisyen Doç. Dr. Ece Paralı Öztan, Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Egemen Koyuncu ve Beslenme Terapisti ve Menopoz Koçu Pınar Gedik menopozun farklı boyutlarını ele aldı. İlk oturumda, menopozun biyolojik, duygusal ve sosyal etkilerine odaklanıldı. İkinci oturumda, yaşam biçimi değişiklikleri, bedenin yeni dengesine uyum sağlama ve sağlıklı alışkanlıkların rolü konuşuldu. Üçüncü oturumda ise, katılımcılar kişisel deneyimlerini paylaşma ve destekleyici bir topluluk ortamında birbirlerinden öğrenme fırsatı buldu. L’Oréal Türkiye ofisinde gerçekleşen bu diyalog serisiyle L’Oréal Türkiye, menopozun konuşulabilir hale gelmesine katkı sunarak hem kadın çalışanlarını güçlendirdi hem de kurum genelinde farkındalık yarattı. Çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık alanındaki kararlılığının güçlü bir göstergesi olduğunu bir kez daha gözler önüne seren L’Oréal Türkiye, her çalışanın yaşam döngüsünün farklı evrelerinde kendini değerli hissetmesini sağlayan bu tür uygulamalarla, daha bilinçli, destekleyici ve empatik bir kurum kültürünü inşa etmeye devam edecek. Erkek Sağlığı Perspektifiyle: Prostat Sağlığı ve Andropoz Farkındalığı L’Oréal Türkiye, erkek çalışanlarına yönelik bir farkındalık çalışmasına da verimli bir oturumla imza attı. “Prostat Sağlığı ve Andropoz Farkındalığı” başlıklı oturumda, Üroloji Uzmanı Dr. Bülent Özbilek, Medikal Bölge Müdürü Gökhan Sarıca moderatörlüğünde andropoz ve prostat sağlığı konularını ele aldı. Etkinlikte; erkeklerde yaşla birlikte ortaya çıkan hormonal değişimlerin fiziksel ve ruhsal etkileri, düzenli sağlık kontrollerinin önemi ve toplumdaki tabuların nasıl aşılabileceği konuşuldu. Bu oturum, erkek sağlığına dair farkındalık yaratmanın yanı sıra, kadın-erkek tüm çalışanlarda “yaşamın her evresinde birbirimizi anlamak ve desteklemek” bilincini pekiştirdi.

Madencilikte Eşitlik Masada: Kadınlar, Kapsayıcılık ve Çeşitlilik İçin Bir Araya Geldi! Haber

Madencilikte Eşitlik Masada: Kadınlar, Kapsayıcılık ve Çeşitlilik İçin Bir Araya Geldi!

Madencilik Sektöründe Kadınlar Derneği, sektördeki kadın üyeleriyle bir araya gelerek Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'ndan biri olan "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği" üzerine kritik bir buluşma gerçekleştirdi. Dernek, toplantının son derece verimli ve ilham verici geçtiğini sosyal medya hesabı üzerinden duyurdu. Toplantının odak noktası, sektörde kapsayıcılığı ve çeşitliliği artırmaya yönelik stratejiler oldu. Etkinliğe katılan üyeler, Sibel Alp'in ilham verici sunumu eşliğinde derinlemesine tartışmalar yürüttü. Gündemdeki Kritik Başlıklar: İş Dünyasında Toplumsal Cinsiyet Eşitliği: Sektördeki kadınların karşılaştığı zorluklar ve fırsatlar masaya yatırıldı. Kapsayıcılık ve Çeşitlilik: Çalışma ortamlarında farklılıkların bir zenginlik olarak kabul edilmesi için atılacak adımlar değerlendirildi. Dayanışma Güçlendirildi: Üyeler, sorunlara karşı "Nasıl dayanışmalıyız?" sorusuna güçlü ve uygulanabilir yanıtlar üreterek ortak hareket etme kararlılığını pekiştirdi. Dernek, bu anlamlı buluşmada emeği geçen herkese teşekkür ederek, daha eşit, kapsayıcı ve çeşitli bir gelecek için birlikte çalışmaya ve dayanışmaya devam edeceklerini vurguladı. Bu toplantı, madencilik gibi geleneksel olarak erkek egemen sektörlerde kadınların liderlik ve aktif rol alma çabalarının önemli bir göstergesi olarak kayıtlara geçti. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Türkiye Finans Katılım Bankası’ndan Ekonomiye Güçlü Katkı Haber

Türkiye Finans Katılım Bankası’ndan Ekonomiye Güçlü Katkı

Banka, yılın ilk dokuz ayında ülke ekonomisine 227 milyar TL nakdi ve 61 milyar TL gayri nakdi olmak üzere toplam 288 milyar TL’lik katkı sağladı. Toplam aktiflerini ise yüzde 34 artırarak 390 milyar TL seviyesine çıkardı. 2025 yılı üçüncü çeyrek mali bilançosunu açıklayan Türkiye Finans Katılım Bankası, güçlü sermaye yapısını 2025’in ilk 9 ayında da sürdürdü. Banka, yasal özkaynaklarını bir önceki yıl sonuna göre artırarak 38 milyar TL’ye ulaştırırken, bankanın sermaye yeterlilik rasyosu ise yüzde 16,6 olarak gerçekleşti. Fon kaynağını genişleterek topladığı fonları Eylül sonu itibarıyla yüzde 30,3 artışla 245 milyar TL’ye ulaştıran Banka, artan fon kaynağını finansman hacmini büyütmek için kullandı. Reel ekonomiye kaynak aktarmaya devam eden Banka, bu dönemde kullandırdığı nakdi fon büyüklüğünü %41,4 oranında büyüterek ekonominin can damarı olan KOBİ’leri ve üretimi destekledi. Türkiye Finans Katılım Bankası’nda 8 yıldır Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapan ve 15 Ekim 2025 tarihinde Genel Müdür Vekili olarak atanan Müge Öner, 2025 yılının ilk dokuz ayına ilişkin değerlendirmesinde Bankanın ekonomiye sunduğu güçlü katkıyı vurguladı: “Yılın ilk dokuz ayında, katılım finans sisteminin etik ve paylaşımcı modelini reel ekonomiyle daha da bütünleştirerek güçlü bir performans sergiledik. Toplamda 288 milyar TL’lik finansmanla milli ekonomimize doğrudan katkı sağladık. Topladığımız fonları yüzde 30,3 oranında büyüterek fon kaynağımızı genişlettik. Bu kaynağı, kullandırdığımız fonları yüzde 41,4 oranında artırarak üretimi, ticareti ve ihracatı destekleyen yatırımlara, yerli üreticilere ve KOBİ’lere yönlendirdik. Gayri nakdi finansmanlarımızı yüzde 25 oranında artırarak dış ticaret işlemlerine ve teminat ihtiyacı olan firmalara destek sunduk. Böylece sürdürülebilir, adil ve kapsayıcı bir büyümeyi destekledik. Güçlü sermaye yapımız ve etkin bilanço yönetimimizle aktif kalitemizi korurken, katılım bankacılığının dönüştürücü gücünü bir kez daha ortaya koyduk.” Katılma hesaplarında 9 ayda yüzde 37 artış Genel Müdür Vekili Öner, katılım bankacılığındaki güvenin altını çizerek, “Tasarruf sahiplerinin bize ve katılım bankacılığına duyduğu güven, yılın ilk dokuz ayında katılma hesaplarında yakaladığımız yüzde 37’lik artışla bir kez daha teyit edildi. Güçlü sermaye yapımızla yasal özkaynaklarımızı 38 milyar TL’ye taşırken, sermaye yeterlilik rasyomuzu yüzde 16,6 seviyesinde tuttuk. Bu, sürdürülebilir kârlılık hedeflerimize ulaşırken finansal sağlamlığımızı koruduğumuzu gösteriyor” dedi. “Dijitalleşme ile müşteri deneyimini zenginleştiren çözümler sunduk” Dijitalleşmeyi insan odaklı bankacılık yaklaşımıyla ele aldıklarını belirten Müge Öner, sözlerini şöyle sürdürdü: “2025’in üçüncü çeyreğinde, dijitalleşme ve insan odaklı bankacılık vizyonumuzu güçlendiren önemli adımlar attık. Dijital kanallarımıza yaptığımız yatırımlarla işlem çeşitliliğini ve hacmini artırırken, müşteri deneyimini zenginleştiren yenilikçi çözümler sunduk. Kapsayıcı çalışma ortamlarımız ve çocukların eğitimine verdiğimiz desteklerle daha adil ve güçlü bir toplumun parçası olmaya devam ettik. Operasyonel süreçlerimizde veri analitiği, Robotik Süreç Otomasyonu ve yapay zekâ destekli sistemlerle verimliliği artırırken, risk yönetimimizi proaktif bir yaklaşımla güçlendirdik. Dijitalleşmeyi sürdürülebilir kalkınma açısından bir kaldıraç olarak görüyor, ‘Yarına Varız’ vizyonumuzla enerji verimliliği ve karbon ayak izi hedeflerimize yönelik adımlar atmaya devam ediyoruz. Kurumsal değerlerimizden ‘Çeşitlilik Zenginliğimizdir’ ilkesiyle insan odaklı, kapsayıcı ve eşitlikçi iş modellerini hayata geçirmeye devam ediyoruz. 2025’in son çeyreğinde, dijitalleşme, sürdürülebilir finansman ve insan odaklı bankacılık anlayışımızla daha fazla müşteriye ulaşmayı hedefliyoruz. Katılım bankacılığının potansiyelini geniş kitlelere ulaştırarak, ülkemizin sürdürülebilir ekonomik büyümesine katkıda bulunmaya devam edeceğiz.”

Kadın Liderlerle Dönüşüm Buluşmaları İstanbul’da Gerçekleşti Haber

Kadın Liderlerle Dönüşüm Buluşmaları İstanbul’da Gerçekleşti

Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu (TSKF), kadınların ekonomik ve sosyal hayatta güçlenmesine yönelik çalışmalarını sürdürüyor. TSKF Kadının Ekonomik Güçlendirilmesi Çalışma Grubu tarafından hayata geçirilen “Kadın Liderlerle Dönüşüm Buluşmaları” programının beşinci durağı İstanbul oldu. Rol model kadın liderleri iş dünyası ile buluşturmak ve karar mekanizmalarında kadın temsiline dikkat çekmek amacıyla Manisa, Denizli, İzmir ve Bursa’da gerçekleştirilen etkinlik serisinin beşincisi, geçtiğimiz günlere İstanbul’daki Mastercard Toplantı Salonu’nda yapıldı. Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu (TSKF), Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) ve Teknolojide Kadın Derneği’nin paydaşlığında düzenlenen buluşmanın konuğu Mastercard Doğu Avrupa Başkanı Yasemin Bedir oldu. Bedir, iş hayatında kadın liderliğinin önemi, üst yönetimde kadın temsilini artırmanın kurumsal faydaları ve geleceğin liderlik becerileri üzerine görüşlerini paylaştı. Etkinlik, SEDEFED Yönetim Kurulu Başkanı Emine Erdem, Teknolojide Kadın Derneği Kurucu Başkanı Zehra Öney ve TSKF Başkanı Betül Elmasoğlu’nun açılış konuşmalarıyla başladı. Konuşmacılar, iş dünyasında kadın liderliğinin güçlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda önemli mesajlar verdi. Ardından gerçekleşen “Kadın Liderlerle Dönüşüm” oturumunun moderatörlüğünü TSKF Kadının Ekonomik Güçlendirilmesi Çalışma Grubu Üyesi Sevda Solak üstlendi. Yasemin Bedir, kariyer yolculuğunu, ilham veren deneyimlerini, kurumsal politika uygulamalarını ve sosyal etki programlarını katılımcılarla paylaştı. “Kadın Liderler Yönetim Masalarında Fark Yaratıyor” SEDEFED Yönetim Kurulu Başkanı Emine Erdem, kadınların karar mekanizmalarındaki varlığının önemine dikkat çekerek şöyle konuştu: “Kadınların liderlik pozisyonlarında yer aldığı şirketler daha yenilikçi ve sürdürülebilir büyüme sağlıyor. Ekonomik kalkınmanın yolu, kadınların potansiyelini tam anlamıyla ortaya koyabilmelerinden geçiyor.” Teknolojide Kadın Derneği Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Zehra Öney, “Bugün teknoloji, yalnızca sistemleri değil güç dengelerini, karar mekanizmalarını ve liderlik tanımlarını yeniden şekillendiriyor. Bu dönüşümde kadınlar görünür oldukça ekonomiler daha dirençli, kurumlar daha yenilikçi ve toplum daha kapsayıcı hale geliyor. Teknolojide Kadın Derneği olarak biz, kadınların teknoloji alanında yalnızca ‘yer aldığı’ değil yön verdiği bir gelecek inşa ediyoruz. Çünkü kadınların üretimde yer aldığı ve liderlik ettiği bir dijital çağ, sadece mümkün olan değil sürdürülebilir olan gelecek modelidir. Değişimi beklemiyoruz, değişimin mimarlığını kadınlarla birlikte yapıyoruz.” TSKF Başkanı Betül Elmasoğlu ise programın amacını şu sözlerle aktardı: “Kadın Liderlerle Dönüşüm Buluşmaları ile Türkiye’nin farklı illerinde iş dünyasını bir araya getirerek kadınların yönetim kurullarında ve üst düzey pozisyonlarda daha fazla yer almasına yönelik farkındalık yaratıyoruz. Kadınların güçlenmesi için yürüttüğümüz projeleri paylaşırken iş dünyası, üniversiteler ve sivil toplumla iş birliğini güçlendirmeyi hedefliyoruz. Kadınların üst yönetimlerde yer alması sadece eşitlik için değil, kurumların sürdürülebilir başarısı için de kritik.” “Liderlik Cesaret, Sorumluluk ve Alan Açmaktır” — Yasemin Bedir Mastercard Doğu Avrupa Başkanı Yasemin Bedir, liderliğin anlamına ve kadınların iş hayatındaki rolüne vurgu yaptı: “Liderlik bir unvan değil içten gelen bir sorumluluk, cesaret ve başkaları için alan açma kapasitesidir. Kadınlar birbirini desteklediğinde dönüşüm çok daha hızlı gerçekleşiyor.” Bedir, fırsat eşitliği ve çeşitliliğin kurumsal başarıdaki önemini vurgulayarak şöyle konuştu: “Çeşitlilik inovasyonu güçlendirir. Kurumların, kadınların katılımının yanı sıra liderlik pozisyonlarına erişimlerini de desteklemesi gerekiyor. Genç kadınlara tavsiyem: Sesinizi duyurun, cesur olun. Siz başarıya ulaştığınızda toplum da kazanır.” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Gençler Sağlık Sigortası Yerine Telefon İstiyorlar Haber

Gençler Sağlık Sigortası Yerine Telefon İstiyorlar

6'ncı Boğaziçi Zirvesi kapsamında düzenlenen ve moderasyonunu Uluslararası İşbirliği Platformu (UİP) Yönetim Kurulu Üyesi Şerif Kaynar'ın yaptığı 'Yönetmek Kolay, Yönetişim Zor' başlıklı panele Vodafone CEO'su Engin Aksoy, Allianz Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran Symes, Indorama İplik COO'su Sandip Sharma ve UN Global Compact Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Dördüncü katıldı. Panelde konuşan Vodafone CEO'su Engin Aksoy, yeni nesilde iş yeri tercihlerinin değişmeye başladığını ifade ederek, "Eskiden büyük uluslararası şirketlerde çalışmak en öncelikli unsur iken, artık öğrenme-gelişim, sosyal fayda, esneklik, çeşitlilik ve kapsayıcılık yeni neslin esas olarak aradığı şeyler haline geldi." dedi. Şeffaflık ve hesap verebilirliğin iş dünyasında nasıl stratejik avantaja dönüştüğünün tartışıldığı panelde konuşan Vodafone CEO'su Engin Aksoy, genç jenerasyonda çalışacakları işyeri kriterlerinin değişmeye başladığını belirterek, "20–30 yıl önce, yeni mezun, iyi eğitimli, değer yaratmak isteyen genç biri için yapılacak “en iyi şey”, büyük uluslararası şirketlere iş başvurusu yapmak olurdu. Bugün hâlâ böyle ama tablo biraz değişti. Gençler artık start-up’larda çalışmayı ya da kendi işlerini sıfırdan kurmayı da seçenek olarak görüyor." dedi. 'ÇALIŞANLARIN FİKİRLERİNDEN YOLA ÇIKAN BİR KÜLTÜR İNŞA ETMEYE ÇALIŞIYORUZ' Bunun ekonomik gerçeklikler yanında bir diğer önemli nedeninin esneklik olduğunu kaydeden Aksoy, "Vodafone olarak piyasaya getirdiğimiz en önemli şeylerden biri esneklik. ‘Geleceğin İşvereni’ başlığıyla bir çalışma grubu kurduk. Bu ekipte sadece insan kaynakları değil, tüm fonksiyonlardan insanlar var. 'Bu yeni beklentileri nasıl karşılayabiliriz, bunu gerçekten nasıl hayata geçirebiliriz?' diye çalışıyoruz. Burada kullandığımız ana araç esneklik. 15–20 yıl önce özel sağlık sigortası yan haklar arasında bir numaralı tercih iken artık bazı gençler 'Ben gencim, 25 yaşındayım; sağlık sigortasından çok daha iyi bir telefon isterim' diyebiliyor. Biz de yan hak paketlerimizi bu tür tercihlere göre esnetiyoruz. Burada önemli olan verdiğiniz toplam yan hak tutarından çok, çalışanlara sağladığınız seçenek özgürlük ve kişiselleştirme imkânı." ifadelerini kullandı. Çeşitlilik ve kapsayıcılık konularının da gençlerin şirket tercihlerinde önemli olduğunun altını çizen Aksoy, "Üst yönetim ekibimize baktığınızda, yaklaşık yüzde 60 erkek, yüzde 40 kadın lider oranımız var. Direktör ve üzeri seviyede ise yüzde 50 kadın lider oranına ulaştık. Genel şirket içinde kadın lider oranımız yaklaşık yüzde 44 ve bu, içinde bulunduğumuz sektör için oldukça yüksek. Bu da çalışanların markamıza duyduğu güveni ve saygıyı artırıyor. Elbette kapsayıcılık da bunun parçası. İnsanlar kararlara katkı sunmak istiyor. Bazı durumlarda yukarıdan aşağıya kararlar gerekebilir ama büyük çoğunlukla biz, çalışanların fikirlerinden yola çıkan bir kültür inşa etmeye çalışıyoruz. Örneğin bütçe ve stratejimizi her yıl gözden geçirirken süreç en alttaki çalışanlardan başlayıp üst yönetime bir öneri olarak geliyor. Üst yönetimin aşağıya dikte ettiği bir plan yerine, çalışanlardan yukarıya doğru gelen bir süreç kurguluyoruz." diye konuştu. 'SADECE DUVARA YAZMAKLA OLMAZ' Gençlerin tercihlerinde belirleyici olan iki unsurdan daha bahseden Aksoy, şöyle devam etti: "Bunlardan biri 'sosyal fayda'. Gençler toplum için bir şey yapmak istiyorlar. Bizim ‘Vodafone Vakfı’ adında bir vakfımız var. Bazı çalışanlarımız bu vakıfta gönüllü olarak çocuklara, gençlere ve teknolojiye erişimi kısıtlı kadınlara destek veriyor. Çalışanlarımız çeşitli STK’larda gönüllü olmaya başladı, hayvanlara yardım eden de var, gezegene odaklanan da, başka alanlarda çalışanlar da... Son unsur ise öğrenme ve gelişim. İnsanlar çalıştıkları şirketin onlara öğrenme araçları sunmasını, kendilerini geliştirmelerine imkân tanımasını bekliyor. Bizim ‘Red Academy’ adını verdiğimiz çevrim içi bir akademimiz var. Çok sayıda program içeriyor ve biz bu programları kişiselleştiriyoruz. Özetle öğrenme-gelişim, sosyal fayda, esneklik, çeşitlilik ve kapsayıcılık yeni neslin esas olarak aradığı şeyler." Tüm şirketlerde bazı yönetişim ilkeleri olduğunu ancak çalışanların bu ilkeleri hissetmesi gerektiğini anlatan Aksoy, "Kültürün tanımı işleri yapma biçimimizdir. Duvarlara yazdığınız ya da şirket dokümanlarına koyduğunuz bir şey değil, gerçekten nasıl davrandığınız olmalıdır. Dolayısıyla evet, yönetişim ilkeleri var, ancak şirket kültürü ve üst yönetim ekibinin bu kültürü yaşatma rolü son derece önemli. Eğer bu kültürü gerçekten yaşıyorsanız, bu, yönetişiminizin de çalıştığı anlamına gelir. Aksi takdirde yönetişim, sadece resmi olarak uyulan bir kural seti olmaktan öteye geçemez." diyerek sözlerini noktaladı. 'GÜVENİN TEMELİ ARTIK KURALLARA DEĞİL, SORGULAYICILIĞA VE ŞEFFAFLIĞA DAYANIYOR' Allianz Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran Symes da iyi yönetişimin artık sadece bir “uyum” meselesi değil, aynı zamanda cesaret testi olduğunu belirterek, "Geleceğimizi, dedelerimizin ve ninelerimizin alışkanlıklarına göre inşa edemeyiz. Günümüzde güvenin temeli artık kurallara değil, sorgulayıcılığa ve şeffaflığa dayanıyor. Bugün pek çok geleneksel organizasyonda yönetim kurullarının dengeyi koruması, işleri hızlandırması ve kontrol mekanizması olması bekleniyor. " dedi. Türkiye’de bağımsız yönetim kurulu başkanı kavramının oldukça sınırlı olduğunu vurgulayan Symes, "Bu, büyük bir kültürel dönüşüm gerektiriyor. Şu anda pek çok şirkette, özellikle aile şirketlerinde, yönetim kurulu başkanlığı genellikle aileden kıdemli birine veriliyor. Uluslararası şirketlerde ise çoğu zaman CEO ya da merkezden gelen üst düzey bir yönetici bu sorumluluğu üstleniyor. Bu nedenle, sadece içeriden bir atama yapmak yerine, gerçekten bağımsız bir ismin göreve getirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Benim bağımsız bir yönetim kurulu başkanı olarak görevim, hem titiz hem de açık fikirli olmaktır. Pek çok konuda konuları farklı açılardan görebiliriz ama her zaman aynı yöne bakarız. Asıl önemli olan, yönetim kurulunun CEO ile nasıl uyum sağladığı ve şirketin stratejisiyle nasıl birlikte 'aynı tonda' hareket ettiğidir. Allianz’da ben; şirketi, CEO ile karşılıklı anlayış temelinde, ama bağımsız bir bakış açısıyla birlikte yürütüyorum. Bizde yönetim kurulu başkanı en yüksek sesle konuşan kişi değil, en net konuşandır." ifadelerini kullandı.

Great Place To Work® Türkiye'den Yeni Akademik İş Birliği Haber

Great Place To Work® Türkiye'den Yeni Akademik İş Birliği

Great Place To Work® Türkiye, iş dünyasında güven temelli iş yeri kültürünün önemini genç kuşaklara aktarmak amacıyla Bahçeşehir Üniversitesi ile yeni bir iş birliğine imza attı. Güz döneminde başlayan ve CO-OP programı kapsamında açılan COP4535 "The Great Place To Work Playbook: How to Win at Work" markalı dersi öğrencileri iş yeri kültürü, çalışan deneyimi ve liderlik kavramlarıyla buluşturuyor. İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi İşletme bölümünde açılan ders kapsamında Great Place To Work® Türkiye ekibi tarafından geliştirilen özgün bir müfredat her hafta öğrencilerle paylaşılıyor. Eğitim öğretim dönemi boyunca düzenlenecek derslerde öğrenciler, güven kültürünün iş sonuçlarına etkisini, çalışan deneyiminin nasıl ölçüldüğünü ve yüksek güv en ortamına sahip kurumların başarı hikâyelerini inceleme fırsatı bulacak. Bir Şirket Kültürü Hikayesi Programın en dikkat çekici bölümlerinden biri, farklı sektörlerden şirket CEO'larının derslere konuk olarak katılması. Konuk liderler, kendi şirket kültürlerini, çalışan deneyimi stratejilerini ve liderlik anlayışlarını öğrencilerle paylaşarak gençlerin iş dünyasının farklı dinamiklerini doğrudan uygulayıcılarından öğrenmelerine olanak tanıyacak. Dönem boyunca; Yapay zekâ trendleri, çalışan aidiyeti ve motivasyon, liderlikte güven kültürü, işveren markası, çeşitlilik ve yüksek güven kültürüne geçiş yol haritası gibi başlıklar ele alınacak. Teoriden Pratiğe: Kültür Odaklı Bir Öğrenme Deneyimi Dersin temel amacı, öğrencilerin geleceğin iş dünyasında yalnızca teknik bilgiyle değil, değer temelli bir bakış açısıyla yer almalarını sağlamak. Progra m kapsamında öğrenciler; vaka analizleri, proje sunumları ve gerçek şirket örnekleri üzerinden güvene dayalı şirket kültürünün bileşenlerini keşfediyor. Bu kapsamda öğrenciler, Great Place To Work® metodolojisinin bilimsel dayanaklarını ve küresel iyi uygulamaları derinlemesine öğrenme fırsatı elde ediyor. İlk Konuk Great Place To Work® Türkiye CEO'su Eyüp Toprak Yarıyıl açılış dersinde öğrencilerle bir araya gelen Great Place To Work® Türkiye CEO'su Eyüp Toprak, öğrencilere iş yeri kültürü ve çalışan deneyimi alanında Great Place To Work'ün genel vizyonunu aktardı. Toprak dersin ardından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: "Great Place To Work® olarak yıllardır şirketlerin güvene dayalı kültürler oluşturmasına destek veriyoruz. Şimdi bu yaklaşımı geleceğin liderleriyle paylaşarak, onların iş yaşamına değer odaklı bir perspektifle hazı rlanmalarını istiyoruz. Bahçeşehir Üniversitesi iş birliği, bu vizyonun eğitim dünyasındaki somut bir yansıması." Great Place To Work® Türkiye ve Bahçeşehir Üniversitesi arasındaki bu iş birliği, geleceğin liderlerinin güven kültürünü yalnızca teorik değil, uygulamalı olarak deneyimlemelerine olanak tanıyor ve Türkiye'de iş dünyasıyla akademi arasında kurulan en güncel köprülerden biri olarak öne çıkıyor. Great Place To Work® hakkında Great Place To Work®, iş yeri kültürü ve çalışan deneyimi konusunda uzman küresel otoritedir. 1992'den beri dünya çapında 100 milyondan fazla çalışanın dahil olduğu Trust Index™ anketinden elde edilen derin analizler, harika bir iş yeri deneyimini neyin oluşturduğunu tanımlıyor. Her şeyin temelinde Güven vardır. Great Place To Work®, tüm çalışanlar için yüksek güvene dayalı bir iş deneyimi yaratarak organizasyonların kültürlerini ölçmeler ine ve daha iyi iş sonuçları üretmelerine yardımcı oluyor. Kurum kültürü ve çalışan deneyimi analiz platformu Emprising®, liderlere veri ve insan odaklı kararlar verebilmeleri için ihtiyaç duydukları anketler, gerçek zamanlı raporlama ve içgörüler sağlıyor. Great Place To Work® aynı zamanda Great Place To Work-Certified™ şirketleri ve Türkiye'nin En iyi İşverenleri Listesi'nin yanı sıra sektörel, bölgesel ve demografik listeler açıklayarak çalışan deneyiminin en iyiler ile kıyaslayabileceğiniz benzersiz veri içerikleri sunuyor. Great Place To Work®'ün misyonu, organizasyonların herkes için harika iş yerleri haline gelmesine yardımcı olarak daha iyi bir dünya inşa etmek.

DHL Express, Üst Üste Beşinci Kez “Avrupa’nın En İyi İş Yeri” Seçildi Haber

DHL Express, Üst Üste Beşinci Kez “Avrupa’nın En İyi İş Yeri” Seçildi

DHL Express, Great Place to Work® ve Fortune tarafından üst üste beşinci kez Avrupa’nın En İyi İşvereni olarak seçildi. Mevcut çalışanlarla yapılan ve gizli anketler sonucunda verilen bu ödül, DHL’in Avrupa genelinde çalışan bağlılığına, takdire ve gelişime öncelik veren kurum kültürünü yansıtıyor. Avrupa’da yaklaşık 45 bin çalışanıyla DHL Express, kapsayıcı, güçlendirici ve motive edici bir çalışma ortamı oluşturmak için yatırımlarına devam ediyor. Şirket; Certified International Specialist (CIS) - Sertifikalı Uluslararası Uzman olarak tanımlanan öğrenme ve gelişim platformunun yanı sıra, esenlik (wellbeing) programları ve çeşitlilik, eşitlik, kapsayıcılık ve aidiyet yaklaşımlarıyla, 60’tan fazla ülkede ortak bir değer kültürü inşa ettiği programlar yürütüyor. DHL Express Avrupa CEO’su Mike Parra konuyla ilgili şunları söyledi: “Great Place to Work tarafından üst üste beşinci kez Avrupa’nın en iyi iş yeri olarak seçilmek büyük bir gurur ve Avrupa genelindeki harika çalışanlarımızın tutkusunun, adanmışlığının ve ekip birlikteliğinin bir göstergesi. DHL Express’te güven, kapsayıcılık ve sürekli gelişim kültürünün yalnızca çalışanlarımız için değil; müşterilerimize mükemmel hizmet sunmak ve sektörümüzde en yüksek performans standartlarını yakalamak açısından vazgeçilmez olduğuna inanıyoruz. Bu ödül, insan odaklı yaklaşımımızın ve herkesin değerli ve yetkin hissettiği çalışma ortamı inşa etme çabamızın güçlü bir yansıması. Bu başarıya katkı sağlayan 45 bin çalışma arkadaşımıza teşekkür ediyorum.” DHL Express Avrupa İK Kıdemli Başkan Yardımcısı Eva Leitner ise: “İş stratejimizin en önemli unsurunu ve başarımızın temelini insanlar oluşturuyor. Avrupa’daki iş gücümüz son derece çeşitli bir yapıya sahip ve bunun bize kattığı gücü kutlamak için sürekli çalışıyoruz. Great Place to Work sıralamalarında bir kez daha zirvede yer almamız, gerçekten harika bir işveren olma yolunda doğru adımları attığımızı gösteriyor” dedi. Great Place to Work® Avrupa’nın Çalışmak İçin En İyi 100 Şirketi listesi, çalışanların anonim geri bildirimlerine ve kurum kültürü, güven ve liderlik unsurlarının titiz analizine dayanıyor. Bu ödül, çalışanların iş yerleri hakkında ne hissettiklerine odaklanan tek değerlendirme olarak öne çıkıyor. Great Place to Work, çalışanlardan aldığı anonim geri bildirimleri, katılımcı şirketlerin İK verileriyle eşleştirerek değerlendiriyor. Trust Index™ Anketi’ni oluşturan 60 soruda tutarlı şekilde yüksek skorlar elde eden şirketler listeye girmeye hak kazanıyor. DHL Hakkında 1969 yılında kurulan DHL, lojistik sektöründe lider küresel markadır. İş birimleri, yurtiçi ve uluslararası paket teslimatından e‑ticaret lojistiği ve fulfillment çözümlerine, uluslararası ekspres, kara, hava ve deniz taşımacılığından endüstriyel tedarik zinciri yönetimine kadar geniş bir lojistik portföyü sunmaktadır. Dünya genelinde 220’den fazla ülke ve bölgede yaklaşık 602.000 çalışanıyla DHL, müşterilerinin sınırları aşmasına, yeni pazarlara ulaşmasına ve işlerini büyütmesine yardımcı olur. “Dünya için lojistik şirketi” konumuyla, DHL teknoloji, yaşam bilimleri, sağlık, mühendislik, üretim ve enerji, perakende ve otomotiv dahil birçok büyüyen pazar ve sektöre özel çözümler sunmaktadır. DHL, sürdürülebilir ticaret uygulamaları ve topluma ve çevreye karşı sorumluluk anlayışıyla dünyaya olumlu katkı sağlayan DHL Grubu’nun bir parçasıdır ve 2050 yılına kadar sıfır emisyon hedeflemektedir. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.