Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Çevresel Etki

Kapsül Haber Ajansı - Çevresel Etki haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çevresel Etki haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Bursa'daki dev şirketten 'yıkama-eleme' hamlesi! Başvuru yapıldı, süreç başladı... Haber

Bursa'daki dev şirketten 'yıkama-eleme' hamlesi! Başvuru yapıldı, süreç başladı...

Bursa'nın Karacabey ilçesinde faaliyet gösteren Oral Hafriyat, Akçakoyun Mahallesi sınırları içerisinde işlettiği granit ocağı ve kırma-eleme tesisine yeni bir ünite eklemek için düğmeye bastı. Mevcut çalışma alanı içerisinde halihazırda kırma-eleme işlemi için ayrılan 3.400,718 metrekarelik bölgede inşa edilecek proje için başvuru yapıldı. Yapılan başvurunun ardından proje için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci resmen başlatıldı. Dev projenin toplam bedeli 6 milyon 600 bin TL olarak belirlendi. Yatırım bütçesinin büyük bir kısmının 5 milyon 600 milyon TL ile makine ve ekipman giderlerinin oluşturduğu açıklandı. KAPASİTE AYNI, İŞLEM DEĞİŞECEK Proje kapsamında tesisin genel üretim kapasitesinde bir artışa gidilmeyecek. Mevcut durumda yılda üretilen 839 bin 160 ton granitin, kırma işleminden geçen kısmının 395 bin tonu yeni kurulacak olan yıkama-eleme ünitesine alınacak. İNŞAAT DEĞİL, MONTAJ YAPILACAK Yeni tesisin kurulum süreciyle ilgili dosyada yer alan bilgilere göre, ekipmanlar sahaya demonte olarak getirilecek ve montajı yapılacak. Büyük bir inşaat faaliyetinin olmayacağı projede, sadece su döngüsü için gerekli olan çöktürme havuzlarının betonarme inşası gerçekleştirilecek. YERLEŞİM YERLERİNE MESAFESİ Çevresel etkilerin titizlikle incelendiği dosyada, tesisin konumuyla ilgili detaylar da paylaşıldı. En yakın yapı tesisin 180 metre doğusunda bulunuyor. Akçakoyun Mahallesi'ne 1.200 metre, Taşlık Mahallesi'ne 1.500 metre mesafede yer alıyor. Tesis, Karacabey ilçe merkezine ise yaklaşık 5,5 kilometre uzaklıkta bulunuyor. ÇALIŞMA DÜZENİ Granit ocağı ve bağlı tesislerde üretim yılda 12 ay, ayda 26 gün ve günde 8 saatlik tek vardiya üzerinden devam edecek. Mevcut durumda sahada çalışan 20 kişilik personel sayısı, ilave tesisin devreye alınmasıyla birlikte değişmeyecek. Mevcut ekip yeni üniteyi de sevk ve idare edecek.

Garanti BBVA, Sürdürülebilirlikte Küresel Liderler Arasına Girdi Haber

Garanti BBVA, Sürdürülebilirlikte Küresel Liderler Arasına Girdi

Garanti BBVA, dünyanın en büyük çevresel raporlama platformu olan CDP’nin İklim Değişikliği, Su Güvenliği ve Orman temalarının tamamında “Liderlik” seviyesinde derecelendirildi. Banka, finansal kurumlar için bu yıl ilk kez zorunlu hale getirilen Orman temasında da A alarak küresel ölçekte “Üç A” başarısına ulaşan sayılı kurumlardan biri oldu. Garanti BBVA, CDP tarafından gerçekleştirilen 2024 yılı değerlendirmesinde üç ana tema olan İklim Değişikliği, Su Güvenliği ve bu yıl finansal kurumlar için ilk kez zorunlu hale gelen Orman alanlarında A notu alarak “Liderlik” seviyesinde değerlendirildi. Böylece banka, küresel ölçekte “Üç A” derecesine ulaşan az sayıdaki bankalardan biri oldu. Garanti BBVA, 2009 yılından bu yana İklim Değişikliği, 2015’ten bu yana ise Su Güvenliği temalarında kapsamlı raporlama yapıyor. Bu yıl ilk defa raporladığı Orman temasında da bu alana yüksek etkisi olan sektörlere verilen finansman tutarlarını da ilk kez paylaşarak A skoru elde etmesiyle birlikte banka, çevresel şeffaflık ve dönüşüm alanında uluslararası ölçekte örnek gösterilen kurumlar arasındaki yerini daha da güçlendirdi. Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, CDP derecelendirmesine ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi: “Sürdürülebilirlik alanında 19 yılı aşkın bir süredir çaba gösteren bir kurum olarak, CDP’den üç ayrı temada gelen A değerlendirmesi bizim için son derece kıymetli. İklim değişikliği, su yönetimi ve ormansızlaşma gibi geleceğimizi doğrudan ilgilendiren alanlardaki işlerimizin uluslararası bir platform tarafından liderlik seviyesinde değerlendirilmesi, doğru adımları atıyor olduğumuzun iyi bir göstergesi. Bugün biz yalnızca finansman sağlayan bir kurum değiliz; düşük karbonlu ekonomiye geçişi hızlandırmak, çevresel etkilerimizi azaltmak ve müşterilerimizle birlikte dönüşümü mümkün kılmak için çalışan kapsamlı bir ekosistemin parçasıyız. Yenilenebilir enerji finansmanındaki güçlü konumumuz, sürdürülebilir finans hacmimiz, Net Sıfır Bankacılık Birliği taahhütlerimiz ve çevre projelerimiz kadar, son dönemde odağımıza aldığımız Mavi Finans da bu yönde çok önemli bir dönüşüm alanı. CDP’nin değerlendirmesi şeffaflık, çevresel etki yönetimi ve sürdürülebilirlik vizyonumuzdaki kararlılığın bir sonucu. Önümüzdeki dönemde de bu alandaki gayretimizi daha da güçlendirerek, ülkemizin ve dünyanın sürdürülebilir geleceğine katkı sunmaya devam edeceğiz.” Sürdürülebilirlik çalışmalarıyla en yüksek uluslararası standartları karşılıyor Garanti BBVA, uzun yıllardır sürdürdüğü sürdürülebilirlik odaklı stratejisi kapsamında: 2018-2029 dönemi için 3,5 trilyon TL'lik hedef ile Türkiye'de bugüne kadarki en yüksek sürdürülebilir finansman hedefini açıkladı.Ekvator Prensipleri’ne imza atarak, Türkiye’de bu inisiyatife katılan ilk banka oldu.Türkiye’de bir ilke imza atarak deniz ekosistemlerinin korunmasına odaklanan Biyoçeşitlilik ve Mavi Temalı Tahvil ihracını gerçekleştirdi.Yenilenebilir enerji finansmanında Türkiye’nin en güçlü aktörleri arasında yer aldı.Kadın girişimcilere, yeşil dönüşüm yatırımlarına, emisyon azaltımı projelerine ve toplumsal etki programlarına yönelik çok boyutlu destekler geliştirdi.Doğa ve su ekosistemlerini korumaya odaklanan Mavi Nefes programını dört yıldır bilimsel ölçümleme esaslarıyla yürütüyor. Garanti BBVA’nın sürdürülebilirlik konusundaki tüm çalışmalarının değerlendirildiği CDP’nin küresel metodolojisine göre “A Listesi”nde yer almak, kuruluşların bilim temelli hedefler, şeffaf veri paylaşımı, risk yönetimi, fırsat geliştirme kapasitesi ve doğa pozitif stratejiler alanında en yüksek uluslararası standartları karşıladığı anlamına geliyor.

Bupa Türkiye’dan Hatay’a Güneş Enerjisi Desteği Haber

Bupa Türkiye’dan Hatay’a Güneş Enerjisi Desteği

Proje ile hem eğitimin kesintisiz sürdürülmesine katkı sunuldu hem de çocuklara sürdürülebilirlik bilinci kazandıracak kalıcı bir yatırım hayata geçirildi. Kurulumun ardından güneş panelleri sayesinde yaklaşık 5.000 kWh enerji üretildi ve 2.460 kg daha az karbon salımı gerçekleşti. Bu miktar, 6 ağacın yıllık karbon tutumuna eşdeğer bir çevresel etki yaratıyor. Bupa’nın üç yıldır Türkiye’de uyguladığı Healthy Cities (Sağlıklı Şehirler) programı, “rejenerasyon” teması odağında deprem bölgesindeki çocukların eğitim yolculuğunu desteklemeye yönelik bu anlamlı projeyi hayata geçirdi. Güneş enerjisi sistemiyle okulun yıllık elektrik ihtiyacının önemli bir bölümü yenilenebilir kaynaklardan karşılanırken, aydınlatmalar ve akıllı tahtalar artık tamamen güneş enerjisiyle çalışıyor. Bu sayede okul hem enerji maliyetlerinden tasarruf etti hem de karbon ayak izini azalttı. “İNSAN-TOPLULUKLAR-GEZEGEN” ODAĞINDA SÜRDÜRÜLEBİLİR ETKİ Bupa Türkiye, tüm faaliyetlerini “İnsan-Topluluklar-Gezegen” odağında kurgulayarak, toplumun gelişimini ve çevrenin korunmasını destekleyen projelerle değer yaratıyor. Depremin ilk günlerinden itibaren bölgede aktif olarak yer alan Bupa Türkiye, “Sağlıklı ve Mutlu Yarınlar” konteyner desteğinin ardından şimdi de daha uzun soluklu ve kalıcı bir projeyle bölgeyi güçlendirmeye devam ediyor. ÇOCUKLARLA “SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK 101” ATÖLYESİ Projenin açılış gününde, 1.–4. sınıflardan 250 öğrenciyle “Sürdürülebilirlik 101” başlıklı bir atölye düzenlendi. Böylece, enerji dönüşümü ile bireysel farkındalık arasında güçlü bir bağ kurularak, çocukların sürdürülebilir yaşam yolculuğuna ilk adımlarını atması teşvik edildi. Bupa Türkiye Strateji ve Transformasyon Grup Başkanı Ebru Keskin Kulalar, projeye ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi: “Bupa olarak dünyayı daha iyi bir yer yapmanın bireylerden başladığına inanıyoruz. Hatay’daki bu proje, hem bölgedeki çocuklara umut vermek hem de gezegenimizin geleceğine somut bir katkı sunmak adına büyük önem taşıyor. Sürdürülebilirlik yolculuğumuzda insanlara daha sağlıklı, mutlu ve uzun yaşamlar sunarken toplulukları güçlendirmeyi ve gezegeni korumayı temel önceliğimiz olarak görüyoruz.” SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR GELECEK İÇİN UZUN VADELİ TAAHHÜT Bupa’nın faaliyet gösterdiği tüm ülkelerde uyguladığı Healthy Cities stratejisiyle uyumlu olarak Türkiye’de hayata geçirilen bu proje, yerel ölçekte somut, ölçülebilir ve uzun vadeli bir etki yaratmayı amaçlıyor. Bupa Türkiye, önümüzdeki dönemde de çocukları, toplulukları ve gezegeni güçlendiren projelerle sürdürülebilir geleceğe katkı sağlamayı sürdürecek.

Cargill’den Türkiye Ekonomisine 1,9 Milyar Dolarlık Dev Katkı Haber

Cargill’den Türkiye Ekonomisine 1,9 Milyar Dolarlık Dev Katkı

Rapor, Cargill’in 2023 yılında Türkiye ekonomisine doğrudan, dolaylı ve tetikleme etkileriyle toplam 1,9 milyar dolar* seviyesinde bir üretim katkısı sağladığını ortaya koydu. Dünyayı güvenli, sorumlu ve sürdürülebilir bir şekilde besleme misyonuyla 65 yılı aşkın süredir Türkiye’de faaliyet gösteren Cargill, Türkiye ekonomisine sağladığı çok boyutlu katkıyı ortaya koyan bir ekonomik etki analizi raporu yayımladı. Sabancı Üniversitesi’nden Doç. Dr. Orhan Erem Ateşağaoğlu ve Boğaziçi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Gökhan Özertan liderliğinde, TÜİK verileriyle uyumlu Girdi-Çıktı metodolojisi kullanılarak hazırlanan bağımsız rapor, Cargill’in 2023 yılında Türkiye ekonomisine doğrudan, dolaylı ve tetikleme etkileriyle toplam 1,9 milyar dolar* seviyesinde bir üretim katkısı sağladığını ortaya koydu. Her 1 Cargill Çalışanı, Ekonomide 14 Kişilik Ek İstihdam Yaratıyor Ekonomik etki analizi, Cargill’in faaliyetlerinin Türkiye ekonomisindeki çarpan etkisini gözler önüne seriyor. Şirketin 2023 yılında 678,3 milyon dolar* olan net hasılatının, tedarik zinciri ve hane halkı harcamaları kanalıyla 2,8 katlık bir çarpan etkisi yaratarak 1,9 milyar dolar* toplam ekonomik büyüklük oluşturduğu tespit edildi. Analize göre, şirketin 825** kişilik doğrudan istihdamı, ekonominin genelinde toplam 14.034 kişilik bir istihdam etkisi yaratıyor. Bu bulgu, her bir Cargill çalışanının Türkiye ekonomisinde 14 ek istihdamı tetiklediğini gösteriyor. Raporun önemli bulgularından biri, şirketin yarattığı doğrudan katma değerin çarpan etkisi. Buna göre, şirketin sağladığı her 1 TL'lik doğrudan katkı, Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'da (GSYH) 5,4 TL'lik bir artış yaratıyor. Bu çarpan etkisinin bir sonucu olarak, Cargill’in Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’ya toplam katkısı ise 2023 yılında 588 milyon dolar* olarak ölçüldü. Raporda Cargill’in Türkiye’deki faaliyetlerinin, kamu maliyesine de önemli katkılar sunduğu yer aldı. 2023 verilerine göre Cargill, devlete 88,3 milyon dolar tutarında vergi geliri katkısı sağladı. “Türkiye’nin geleceğine yatırım yapmaya devam edeceğiz” Rapor sonuçlarını değerlendiren Cargill Gıda META Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO'su Murat Tarakçıoğlu, Cargill’in Türkiye’ye olan bağlılığının altını çizerek şunları söyledi: “Ülke ekonomisine ve toplumsal refaha sağladığımız katkıyı şeffaf ve bilimsel bir metodolojiyle ortaya koymaktan gurur duyuyoruz. Bu bağımsız analiz, sadece üretim ve istihdamdaki doğrudan etkimizi değil, aynı zamanda tarımdan lojistiğe, gıdadan hizmet sektörlerine kadar vetne denli geniş bir ekosistemi desteklediğimizi de gösteriyor. Yarattığımız her 1 TL’lik katma değerin ekonomide 5,4 TL’lik bir büyümeyi tetiklemesi, Türkiye’nin yerel üretimine ve potansiyeline olan inancımızın en somut kanıtıdır. Sürdürülebilirlik ve toplumsal faydayı iş modelimizin merkezine alarak, çiftçimizin yanında durmaya, yenilikçi ve katma değerli üretimle Türkiye’nin geleceğine yatırım yapmaya kararlılıkla devam edeceğiz.” Sürdürülebilir Tarım ve Toplumsal Kalkınma Cargill, ekonomik katkısının yanı sıra sosyal ve çevresel etki odaklı programları ve projeleriyle de öne çıkıyor. 2019’dan bu yana devam eden 1000 Çiftçi 1000 Bereket programı ile 27 ilde 7.000’den fazla çiftçiye ulaşarak %20’ye varan verim artışı sağlandı. Şirket İznik Gölü’nün korunmasına yönelik başlattığı Su Geri Dönüşüm Projesi ile tarımsal sulamada verimliliği artırırken, Balıkesir’deki tesisine kurduğu güneş panelleriyle yılda 1.500 ton karbon salımını engelliyor. Şirket ayrıca, önümüzdeki günlerde Orhangazi’de dünya standartlarında bir Sokak Hayvanları Rehabilitasyon Merkezi’’ni faaliyete geçirmeye hazırlanıyor. Yerel tedarikçilerle derin bağ Raporu hazırlayan akademisyenlerden Prof. Dr. Gökhan Özertan, “Çalışmamız, Cargill gibi küresel bir oyuncunun yerel tedarik zincirleriyle ne kadar derin bir bağ kurduğunu ve ekonomik aktiviteyi nasıl tetiklediğini Girdi-Çıktı modeliyle net bir şekilde ortaya koyuyor,” dedi. Doç. Dr. Orhan Erem Ateşağaoğlu ise, “Analizimiz, şirketin sadece kendi sektöründe değil, tarım, ulaştırma ve ticaret gibi bağlantılı birçok alanda yarattığı çarpan etkisinin büyüklüğünü ve bunun istihdama olan pozitif yansımasını kantitatif olarak kanıtlamaktadır,” diye konuştu. Girdi-Çıktı metodolojisi kullanıldı Ekonomik etki analizi çalışmasında Girdi-Çıktı metodolojisinden yararlanıldı. Amerikalı ekonomist Wassily Leontief tarafından geliştirilen ve 1973 yılında Nobel Ekonomi Ödülü’nü almasını sağlayan bu metodolojide sektörler arasındaki ilişki incelenerek bu sektörlerin birbirlerine olan katkıları ölçülüyor. Girdi-Çıktı metodolojisi sayesinde, Cargill'in tarım, gıda üretimi ve dağıtımı gibi alanlarda yarattığı ekonomik katma değerin yanı sıra, istihdam, ticaret ve vergi gelirleri gibi önemli unsurlar üzerindeki etkilerini de ortaya konuyor.

Türkiye’nin En Büyük Rüzgar Türbini Çerkeş’te Devreye Alındı Haber

Türkiye’nin En Büyük Rüzgar Türbini Çerkeş’te Devreye Alındı

183 metre rotar çapı, 90 metre kanat uzunluğu ve 7,2 MW güce sahip dev türbinler sayesinde yüksek verimlilik elde edilerek, santralin yıllık elektrik üretimi ile karbon emisyonu azaltım kapasitesi önemli ölçüde artırıldı. DZ BANK’tan sağlanan 20 milyon dolarlık yeşil finansman desteğiyle hayata geçirilen yatırım, Cengiz Enerji’nin yenilenebilir enerji üretiminde verimlilik ve sürdürülebilirlik alanındaki kararlılığını bir kez daha ortaya koydu. Katma değerli sanayi ve enerjide Türk şirketlerine öncülük eden Cengiz Holding’in grup şirketlerinden Cengiz Enerji tarafından yürütülen Çerkeş Rüzgar Enerji Santrali kapasite artırımı projesi başarıyla tamamlandı. Proje kapsamında santralin kurulu gücü 32,6 MW artırılarak toplam 82,6 MW’a yükseltildi ve kanat uzunluğu 90 metre olan, Türkiye’nin en büyük rüzgar türbinleri devreye alındı. Ülkemizin yerli ve yenilenebilir enerji arzını artırma hedefi doğrultusunda hayata geçirilen yatırım; ölçeği, teknolojik özellikleri ve çevresel etkisiyle öne çıkarken, DZ BANK’tan sağlanan yeşil finansman modeliyle de sürdürülebilir yatırımlara örnek teşkil ediyor. Cengiz Enerji İcra Kurulu Üyesi Mustafa Eskiçırak, projeye ilişkin yaptığı değerlendirmede şunları söyledi; “Çerkeş Rüzgar Enerji Santrali, Cengiz Enerji’nin sürdürülebilir büyüme vizyonunun en somut örneklerinden biri oldu. Türkiye’nin en büyük kanat uzunluğuna sahip rüzgar türbinlerini devreye alarak yenilenebilir enerji üretiminde verimlilik ve çevresel etki açısından önemli bir adım attık. Bu ölçek ve teknik nitelikteki bir projenin başarıyla tamamlanması, güçlü finansal yapımız ve uluslararası iş ortaklarımızla yürüttüğümüz etkin koordinasyonun bir sonucudur. Yenilenebilir enerji alanındaki yatırımlarımız, yalnızca bugünün enerji ihtiyacını değil, geleceğin karbon nötr ekonomisini de şekillendirmeye katkı sağlıyor.” YILLIK 54 BİN TON KARBON SALIMI ENGELLENECEK Yeşil kredi kapsamında tamamlanan kapasite artırımıyla birlikte Çerkeş Rüzgar Enerji Santrali’nin kurulu gücü 82,6 MW’a ulaştı. Her biri 7,2 MW gücünde olan yeni türbinler, 183 metre rotor çapı ve 90 metre kanat uzunluğu ile Türkiye’de bugüne kadar kurulan en büyük kanatlı rüzgar türbinlerini oluşturuyor. Rekor uzunluktaki kanatlar sayesinde tek türbinden maksimum enerji üretimi sağlanıyor. Yıllık yaklaşık 54 bin ton karbon salımını engelleyecek Çerkeş Rüzgar Enerji Santrali hem çevreci teknolojileri hem de verimlilik performansıyla Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerine önemli katkı sunacak.

Bursa'da 2.1 Milyar TL'lik Dev Proje İçin Kritik Eşik! Haber

Bursa'da 2.1 Milyar TL'lik Dev Proje İçin Kritik Eşik!

Bursa'da Güngören Depolamalı Rüzgâr Enerji Santrali (DRES) projesinde Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci kritik bir aşamaya geldi. Proje Sahibi Adis Elektrik Enerjisi Tedarik A.Ş. tarafından Nilüfer ve Orhaneli ilçeleri mevkiinde yapılması planlanan dev projenin ÇED raporu, İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu (İDK) tarafından incelenip son şeklini aldı. Söz konusu rapor, ÇED Yönetmeliği kapsamında halkın görüş ve önerilerini almak üzere 10 günlük süreyle kamuoyuna duyuruldu. BEDELİ DUDAK UÇUKLATTI 2 milyar 170 milyon TL proje bedeliyle dikkat çeken Güngören DRES, toplam 17 rüzgâr türbininden oluşacak. Bu tesiste kullanılacak lityum iyon batarya teknolojisi ile, rüzgârın olmadığı zamanlarda dahi elektrik sağlanacak. ORMAN VE TARIM ALANLARI GÜNDEMDE Parsel Sorgu verilerine göre, türbin ünitelerinin 13 tanesi ile EDT ve Şalt Merkezi'nin ormanlık alanda, kalan 4 türbinin ise tarla alanında olması dikkat çekti. Söz konusu yatırımın orman ve tarım alanlarını kapsaması çevresel dengeyi ve arazi kullanımını tartışma konusu yaptı. Çevresel değerlendirmelerde en yakın yerleşim birimine olan mesafenin ise 120 metre olduğu görüldü. Projenin ömrü, Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği gereğince 49 yıl olarak belirlendi. HALKIN GÖRÜŞÜ İÇİN 10 GÜNLÜK SÜRE ÇED Raporu'nun İDK tarafından tamamlanmasının ardından, rapor Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nda ve Bursa Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü'nde 10 takvim günü boyunca görüşe açıldı. İlgililere ve kamuoyuna yapılan duyuruda, bu süre zarfında iletilen görüş ve önerilerin projenin nihai karar alma sürecinde dikkate alınacağı vurgulandı.

Aksa Doğalgaz “Güçlü Büyüme Doğamızda Var” Diyerek Yeni Yol Haritasını Belirledi Haber

Aksa Doğalgaz “Güçlü Büyüme Doğamızda Var” Diyerek Yeni Yol Haritasını Belirledi

2025 hedeflerinin aşılmasıyla güçlü bir finansal performans sergilendiği ve yeni dönemin globalleşme vizyonuyla şekillendiğinin altının çizildiği toplantıda ayrıca, sektöre yön veren kazanımlar, müşteri odaklı yaklaşımları, pazarlama stratejileri, operasyonel uygulamalar ve sürdürülebilirlik çalışmaları gibi kritik başarı faktörleri de ele alındı. Uluslararası arenada büyüme Aksa Doğalgaz’ın Türkiye’deki başarılı büyüme ivmesini yurt dışına taşımaya hazırlandıklarını ifade eden Kazancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cemil Kazancı, “Güçlü büyüme ivmemizi ve yatırım stratejimizi sürdürerek, Aksa Doğalgaz’ı yalnızca yurt içinde değil, uluslararası arenada da büyütmeyi hedefliyoruz. Böylesine büyük ve güçlü bir grubun halka arz edilmesi, hepimizin ortak arzusu. Halka arzın hem grubumuzun kurumsal yapısını güçlendireceğine hem de Türkiye ekonomisine önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz” dedi. “Liderliğimizi küresel ölçekte büyütmeyi hedefliyoruz” Aksa Doğalgaz 2025 yılının üçüncü çeyreğinde 66,9 milyar TL’lik ciroya ulaştı. Güçlü büyüme performansını kararlılıkla sürdürdüklerini ifade eden Aksa Doğalgaz Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Arslan, Kazancı Holding’in yarım asrı aşan tecrübesi ve bilgi birikiminden güç alarak büyümeyi sürdürdüklerini söyledi. Arslan, “Türkiye’nin lider, Avrupa’nın dördüncü büyük doğal gaz dağıtım şirketiyiz. 7,5 milyon abonemize doğal gaz konforunu güvenle ulaştırırken, yatırımlarımızı her geçen gün artırarak daha da ileri taşıyoruz. Yeni dönemde liderliğimizi küresel ölçekte büyütmeyi hedefliyoruz. Halka arz süreci, kurumsal yapımızı güçlendirecek ve sürdürülebilir büyümemizi destekleyecek stratejik bir adım olarak önceliklerimiz arasında yer alıyor. Enerji sektöründe teknoloji, verimlilik ve sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımlarımızla hem Türkiye ekonomisine hem de uluslararası pazarlara değer katmayı amaçlıyoruz” dedi. 2031 hedefi: 95 bin kilometre şebeke ve 10 milyon abone 2025 yılında Bursa ve Kayseri’de faaliyet gösteren dağıtım şirketlerini satın alarak sektördeki lider pozisyonlarını güçlendirdiklerinin altını çizen Arslan, “Bu satın almalarla birlikte 32 ilin sınırları içerisinde yer alan 29 il merkezinde doğal gaz dağıtım hizmeti vermeye başladık ve lisans sayımızı 21’den 23’e çıkardık. Şebeke uzunluğumuzu yüzde 31 artışla 62 bin kilometreye, abone sayımızı ise yüzde 36 artışla 7,5 milyona ulaştırdık. 2031 yıl sonuna kadar ise hizmet verdiğimiz ilçe ve belde sayısını 469’un, şebeke uzunluğumuzu 95 bin kilometrenin ve abone sayımızı 10 milyonun üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. Şu anda Türkiye’nin ulaştığı toplam doğal gaz şebeke uzunluğunun yüzde 28,4’üne sahibiz. Doğal gaz dağıtım miktarımız 14 milyar metreküp, dağıtım payımız da yüzde 28’in üzerinde” diye konuştu. Enerji sektörünün en itibarlı markası Mükemmel Müşteri Deneyimi hedefleri doğrultusunda uluslararası müşteri memnuniyeti ölçüm standartlarını esas alarak gerçekleştirdikleri çalışmaları paylaşan Yaşar Arslan, “Aldığımız geri bildirimlerle müşteri yolculuğumuzu daha rafine hâle getirirken, iş süreçlerimizi de veriye dayalı biçimde yeniden şekillendirdik. Her 10 abonemizden 9’u deneyiminden memnuniyetle söz ederek, güçlü müşteri bağlılığımızı bir kez daha ortaya koydu. Türkiye İtibar Endeksi Araştırması’na göre ‘Enerji Sektörünün En İtibarlı Markası’ ünvanına değer görüldük. Bu anlamlı ödül, abonelerimiz ile olan güçlü bağımızı yansıtması açısından oldukça kıymetli” dedi. Sürdürülebilir yarınlar için yenilikçi çalışmalar… Karbonsuzlaşma sürecinde doğal gazın stratejik rolüne dikkat çeken Arslan, “2024 yılında abonelerimizin karbon yoğun yakıtlar yerine doğal gazı tercih etmesiyle 11,13 milyon ton daha az karbon emisyonu gerçekleşmesine katkı sağladık. Bu miktar, 469 milyon ağaçtan oluşan bir ormanın temizleyebileceği miktara eşdeğer” diye konuştu. İklim değişikliğiyle mücadelede alternatif yakıtların ve enerji kaynaklarının stratejik önemine de değinen Arslan, bu çerçevede yenilikçi ve değer yaratan Ar-Ge çalışmalarına devam ettiklerini ifade etti. Arslan, “Çevresel etki çalışmalarımızı aktardığımız 2024 yılı Sürdürülebilirlik Raporumuzla 12’ncisi düzenlenen Sürdürülebilir İş Ödülleri 2025’te ödüle değer görüldük. Daha yeşil bir geleceğe yönelik taahhütlerimizi kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşmak her zaman önceliğimiz olacak” dedi. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

AKO Akü, İleri Teknolojisiyle Çevresel Etkilerini Sıfıra İndirdi Haber

AKO Akü, İleri Teknolojisiyle Çevresel Etkilerini Sıfıra İndirdi

Sıfır atık hedefiyle çalışan entegre üretim tesisleri, atık yönetiminde örnek uygulamaları ve çevreye duyarlı teknolojileriyle Avrupa’nın en gelişmiş beş tesisi arasında yer alıyor. AKO Grup bünyesinde faaliyet gösteren AKO Akü, Çankırı’daki entegre üretim tesislerinde yürüttüğü çevreci üretim politikalarıyla akü geri dönüşümünde sektörün öncüsü konumunda yer alıyor. Tam otomasyon sistemleriyle yönetilen tesiste katı, sıvı ve gaz atıkların tamamı kontrol altına alınıyor; hiçbir atık doğaya bırakılmadan yeniden sisteme kazandırılıyor. Yıllık 5 milyon adet akü üretim kapasitesi ve 30 bin ton hurda akü işleme kapasitesi ile faaliyet gösteren tesisler, “Sıfır Atık” prensibiyle Türkiye’de örnek bir çevresel sorumluluk modeli sergiliyor. Avrupa Birliği’nde BAT (Best Available Techniques), Türkiye’de ise MET (Mevcut En İyi Teknik) olarak bilinen Desülfürizasyon sistemine sahip Türkiye’deki tek akü fabrikası olan AKO Akü, çevresel etkilerin azaltılması noktasında yol gösterici firma olarak öne çıkıyor. “Hiçbir atık doğaya bırakılmıyor” Sıfır Atık prensibiyle hareket eden AKO Akü, fabrika yerleşkesi içinde kurduğu modern geri kazanım tesisinde katı, sıvı ve gaz atık süreçlerini tam otomasyonlu sistemlerle yönetiyor. Endüstri 4.0 özelliklerine sahip bu tesis, Avrupa’da zorunlu olan Desülfürizasyon ünitesine sahip Türkiye’deki tek tesis olma özelliğiyle dikkat çekiyor. Bu sistem sayesinde, üretim ve geri dönüşüm süreçleri çevreye hiçbir zararlı emisyon bırakmadan sürdürülebilir döngüler içinde yönetiliyor. Geri dönüşüm sürecinde kullanılan teknolojinin önemine dikkat çeken AKO Akü Genel Müdürü Hüseyin Koca; şunları söyledi: “Kurşun asit akülerin geri dönüşümünde kullandığımız ileri teknoloji sayesinde çevreye olan etkimizi sıfıra indiriyoruz. Amacımız, atıkları sadece bertaraf etmek değil, onları yeniden kazanarak sürdürülebilir bir döngü yaratmak. Gelecek nesiller için daha temiz ve yaşanabilir bir dünya hedefliyoruz.” “Hem çevreyi koruyor hem ekonomik değer yaratıyoruz” Sürdürülebilirlik vizyonlarına ilişkin de değerlendirme yapan Koca, “AKO Akü olarak yalnızca üretim değil, geri dönüşümde de yüzde 100 çevre uyumunu hedefliyoruz. Sıfır atık prensibimiz doğrultusunda yürüttüğümüz çalışmalar, hem doğaya zarar vermeden üretmemizi sağlıyor hem de ekonomiye önemli bir geri dönüşüm katkısı yaratıyor. 2024 yılı itibarıyla yüzde 100 geri dönüşüm hedefimizi yakaladık. Bu başarı, sadece bir çevre projesi değil, aynı zamanda AKO’nun yeşil ekonomi vizyonunun somut bir yansımasıdır” açıklamasında bulundu. Türkiye’nin en gelişmiş akü üretim tesisi Endüstri 4.0 teknolojileriyle donatılan Çankırı’daki üretim kampüsünde akü üretim, plastik enjeksiyon ve izabe süreçleri entegre şekilde yürütülüyor. Geri dönüşüm tesisi ile desteklenen bu sistem, Türkiye’de tek çatı altında en gelişmiş akü üretim yapısı olma özelliğini taşıyor. AKO Akü, sürdürülebilirlik ve çevre dostu uygulamalarıyla sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da da örnek gösterilen bir üretim modeli oluşturarak, yeşil dönüşümün öncüsü olmaya devam ediyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.