Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Çin

Kapsül Haber Ajansı - Çin haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çin haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Latin Amerika Açılımında Yeni Adım: Türk Firmaları Meksika Yolunda Haber

Latin Amerika Açılımında Yeni Adım: Türk Firmaları Meksika Yolunda

Heyet programında B2B görüşmeler ve potansiyel iş ortaklıklarına yönelik firma ziyaretleri olacak. Türk firmaları; doğal taş sektöründe faaliyet gösteren Meksikalı firmalarla bir araya gelerek pazarın güncel ihtiyaçlarını yakından inceleme fırsatı elde edecek. Latin Amerika’nın en büyük ikinci ekonomisi Meksika’nın Latin Amerika’nın en büyük ikinci ekonomisi ve ABD pazarına yakınlığıyla stratejik bir konuma sahip olduğu söyleyen Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Alimoğlu, “2025 yılında Türkiye geneli Ocak-Ekim döneminde 5 milyar dolarlık maden ihracatı gerçekleştirdik. Bu ihracatın yüzde 33’ünü 1,7 milyar dolarlık kısmını doğaltaş oluşturuyor. Meksika’ya ise 10 aylık dönemde 4 milyon dolarlık doğaltaş ihracatı yaptık. Hedefimiz ihracatımızı 50 milyon dolara çıkarmak. Meksika pazarı bizim için artık yalnızca uzak bir coğrafya değil; stratejik olarak konumlanmamız gereken, ciddi potansiyel barındıran bir hedef pazar haline geldi. Coğrafi yapısı gereği Meksika, hem Kuzey hem Güney Amerika’ya açılan bir ticaret kapısı niteliğinde.” diye konuştu. Küresel doğaltaş pazarının 2032 yılına kadar 80 milyar doları aşacağı öngörülüyor Başkan Alimoğlu, “Özellikle ABD ile sahip olduğu Serbest Ticaret Anlaşması, Türk ihracatçıları için bölgeye daha hızlı ve rekabetçi koşullarda giriş yapma imkânı sağlıyor. Ülkede son yıllarda artan yatırım hamleleri, modernleşen üretim tesisleri ve hızlı şehirleşme trendi, Meksika’yı ithalata açık, talep oluşturan bir pazar konumuna taşıyor. Doğal taş ve mermer tarafında da tablo oldukça pozitif. Küresel doğaltaş pazarının 2032 yılına kadar 80 milyar doları aşacağı öngörülüyor. Meksika’da özellikle lüks konut projeleri, oteller ve ticari yapılarla yükselen inşaat sektörü doğal taş kullanımını ciddi biçimde artırıyor. İşlenmiş ürünlere, özellikle de slab yani plaka formatına olan ilgi dikkat çekici şekilde artıyor.” dedi. Meksika pazarında daha güçlü bir pay alabilecek kapasiteye sahibiz Meksika’nın doğaltaş ithalatında Hindistan’ın başta geldiğini anlatan Alimoğlu, “Granit ve traverten gibi ürünlerde hacimli bir tedarikçi konumundalar. İspanya lüks segmentte güçlü. Çin ise yüksek hacimli, düşük maliyetli slab ve blok ürünlerde öne çıkıyor. Bu tablo içerisinde Türkiye çeşitliliği, teknik kalitesi ve rekabetçi fiyat yapısıyla dördüncü sırada yer alıyor. Ancak mevcut potansiyel dikkate alındığında Türkiye’nin çok daha üst sıralara çıkacağına inanıyoruz. Brezilya ve İtalya egzotik ve kuvarsit ürünlerle dikkat çekse de hacim açısından sınırlı ilerliyor. Biz ise hem ürün çeşitliliğimiz hem de işleme kabiliyetimizle Meksika pazarında daha güçlü bir pay alabilecek kapasiteye sahibiz.” diye konuştu.

Şekercilik Mamullerinde 2,3 Milyar Dolarlık İhracat Haber

Şekercilik Mamullerinde 2,3 Milyar Dolarlık İhracat

Çikolatalı şekercilik mamulleri ihracatı yüzde 57’lik artışla 830 milyon dolardan 1 milyar 303 milyon dolara sıçrarken, şekercilik mamulleri sektörü ihracatta yüzde 7 düşüş yaşasa da 975 milyon dolar dövizi Türkiye’ye kazandırdı. Türkiye’nin hububat bakliyat yağlı tohumlar ve mamulleri ihracatı 2025 yılının ocak – ekim döneminde yüzde 4,4’lük artışla 10 milyar 134 milyon dolar olurken, şekercilik mamulleri sektörü yüzde 23’lük pay aldı. Ege Bölgesi’nden ihracat yüzde 22 arttı Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, 2025 yılının ocak – ekim döneminde ihracatlarının yüzde 16’lık artışla 947 milyon dolara ulaştığını, aynı dönemde Ege Bölgesi’nde şekercilik mamulleri sektörünün ihracatının ortalamanın üzerinde yüzde 22’lik artışla 92 milyon dolardan 113 milyon dolara yükseldiğini dile getirdi. Başkan Öztürk, “Türkiye geneline bakıldığında en çok ihraç edilen ürünler; 511 milyon dolarla sakızlı şekerler, 164 milyon dolarla diğer şekercilik mamulleri, 104 milyon dolar saf fruktoz. En çok ihracat yapılan ilk üç ülke: ABD, Birleşik Krallık ve Irak. EİB’e bakıldığında en çok ihraç ettiğimiz ürün geçen senenin aynı döneminde hiç ihracatı olmayan kristal şekerde 8,9 milyon dolarlık döviz girdisi sağladık. Bu dönem EİB’den yapılan 18 milyon dolarlık şekerli mamuller ihracatının %50’si kristal şeker ihracatı olarak görünmektedir. En çok kristal şekerin ihraç edildiği ülke Irak. En çok ihraç yapılan ülkeler sırasıyla: Irak, ABD, Birleşik Krallık.” dedi. 5-10 Kasım 2025 tarihleri arasında Çin’de düzenlenen Çin Uluslararası İthalat Fuarı’na katıldığını paylaşan Öztürk, “Çin’de şekerleme ürünlerine yoğun bir ilgi gözlemledik. Çin’de özellikle Z kuşağı yeni lezzetlere deneyimlemek istiyor. Şekerleme, çikolatalı şekerleme, helva, lokum gibi ürünlerimizi 2026 yılındaki Çin Uluslararası İthalat Fuarı’nda daha yoğun bir şekilde Çinli ithalatçılarla buluşturmak için bugünden çalışmalara başlayacağız. Sektörümüzde Türkiye genelinde bulunan 6 ihracatçı birliğinin URGE Projelerine katılan ihracatçılarımızla CIIE’de yerimi almak istiyoruz. Çikolatalı şekercilik ve şekercilik mamulleri sektöründe 2025 yılı sonunda 3 milyar dolar orta vadede 5 milyar dolar ihracat hedefliyoruz” diye konuştu.

İklim Endeksi Yayınlandı:  Dünya İlerleme Kaydediyor, Türkiye Yerinde Sayıyor Haber

İklim Endeksi Yayınlandı: Dünya İlerleme Kaydediyor, Türkiye Yerinde Sayıyor

Paris İklim Anlaşması'nın üzerinden on yıl geçti; ilerleme artık açıkça görülüyor. Küresel kişi başına emisyonlar düşüyor, yenilenebilir enerji hızla artıyor ve 100'den fazla ülkenin net sıfır emisyon hedefi var ancak dönüşüm Paris İklim Anlaşması'nın hedeflerine ulaşmak için hala çok yavaş. Uluslararası İklim Eylem Ağı (CAN International), Germanwatch ve NewClimate Enstitüsü tarafından bugün yayınlanan İklim Değişikliği Performans Endeksi (Climate Change Performance Index - CCPI), bu çelişkili tabloyu ortaya koyuyor. Önceki yıllarda olduğu gibi, endeksin ilk üç sırası boş kaldı. Ülkelerin, Paris İklim Anlaşması'nın insanlık için kritik eşik olarak kabul ettiği 1,5 derece sıcaklık sınırını aşmamak için iklim eylemlerini hızlandırması gerekiyor. Danimarka, 4. sıradaki yeriyle, listede en üst sıradaki ülke olmaya devam ediyor. İklim politikasında birinci sırada yer alan Danimarka, yenilenebilir enerji alanında çok yüksek puan alan üç ülkeden biri ve açık deniz (offshore) enerji yatırımlarında lider konumda. Danimarka'yı, geçen yıla göre bir sıra yükselerek 5. sıraya yerleşen Birleşik Krallık izliyor. Kömür kullanımını geçen yıl tamamen sonlandıran Birleşik Krallık'ta, ülkenin yıllardır sürdürdüğü iklim politikası çabalarının meyvesini verdiği görülüyor. Ancak, özellikle yenilenebilir enerjideki "düşük" performansı göz önünde bulundurulduğunda hala bazı eksikliklerin olduğu ortada. Fas (6. sırada), yenilenebilir enerji hariç tüm kategorilerde "iyi" performans gösteriyor. Ülkede kişi başına düşen emisyonlar hala çok düşük. Bununla birlikte toplu taşımaya yaptığı büyük yatırımların yanı sıra 2035 için açıkladığı yeni iklim hedefi kayda değer. CCPI çalışmasının yazarlarından Niklas Höhne (NewClimate Institute) şunları söyledi: "Henüz genel olarak iklim değişikliği ile mücadele konusunda çok iyi performans gösteren bir ülke olduğunu söyleyemesek de bazı kategorilerde iddialı performans gösteren öncüler var. Örneğin Pakistan, kişi başına düşen çok düşük rakamları sayesinde emisyon ve enerji tüketimi açısından sürpriz bir oyuncu. Önceki yıllarda olduğu gibi, Norveç, Danimarka ve İsveç yenilenebilir enerji alanında standartları belirliyor." Buna karşılık, sıralamada kötü performans gösteren ülkeler de var. Endekste son üç sırada yer alan ülkeler Suudi Arabistan (67.sırada), İran (66.sırada) ve ABD (65.sırada). CCPI çalışmasının yazarlarından Thea Uhlich (Germanwatch): "ABD özellikle dikkat çekici bir düşüş yaşadı ve genel sıralamada Rusya'nın hemen arkasında, sondan üçüncü sıraya geriledi. En büyük petrol ve gaz üreticisi bu ülkeler neredeyse birbirleriyle rekabet halindeler ve fosil yakıtları bir iş modeli olarak sürdürmeye niyetliler. Bu da geleceğin ekonomisine dair fırsatları kaçırdıkları anlamına geliyor" diye konuştu. AB Yeterince İyi Değil AB açısından endeksi değerlendiren Avrupa İklim Eylem Ağı İklim Politikaları Bölüm Müdürü Sven Hareling ise: "Avrupa Birliği'nin bu yılki İklim Değişikliği Performans Endeksi'nde 3 sıra birden gerilemesi açık bir uyarı. Avrupa'daki bazı siyasi çevrelerin, AB'nin 2030 emisyon azaltım hedeflerine nasıl ulaşılacağına dair net bir strateji ortaya koymadan, mevcut iklim ve çevre düzenlemelerini zayıflatmaya yönelik ideolojik ve yanlış yönlendirilmiş çabaları, insanların iklim krizine karşı dayanıklılığını tehdit ediyor. Bu yaklaşım aynı zamanda, toplumsal açıdan adil bir iklim eyleminin geciktiği bir dönemde, belirsizlikle, yatırım ortamına da zarar veriyor. AB'nin kararının geç onaylanması nedeniyle, CCPI analizi 2040 için belirlenen yüzde 90 net emisyon azaltım hedefine ilişkin anlaşmaları hesaba katmıyor; ancak bu hedefteki önemli açıklar sebebiyle, bunun gelecekteki sıralamalarda ne anlama geleceği bugün için belirsizliğini koruyor" açıklamasını yaptı. Türkiye Yerinde Sayıyor Türkiye'nin performansını değerlendiren Avrupa İklim Eylem Ağı Türkiye İklim ve Enerji Politikaları Koordinatörü Özlem Katısöz: "Türkiye, CCPI'da yerinde sayan bir ülke. On yıldır endeksteki yeri "düşük" veya "çok düşük" performans gösteren ülke grupları içinde. Bu sene 52. sıradaki Türkiye, sera gazı salımları ve enerji kullanımı kategorilerinde "düşük", iklim politikası kategorisinde "çok düşük", yüksek potansiyeline rağmen yenilenebilir enerji kategorisinde bile "orta" düzeyde performans gösteriyor. Bu sıralama şaşırtıcı değil çünkü 2035'e kadar emisyonlarını artırmayı öngördüğü bir iklim hedefi sundu ve kömürlü termik santrallere devlet teşviki sağlamayı planlıyor" dedi. G20 ülkeleri: Sadece 1 Ülke 'İyi', 10 Ülke 'Çok Zayıf' "Dünya çapında yenilenebilir enerji ve elektrifikasyon açısından olumlu bir ivme var. Ancak, büyük emisyon kaynağı olan G20 ülkeleri arasında endişe verici bir tablo görüyoruz: sadece 1 ülke "yüksek" performans gösteren grupta, 10 ülke ise "çok düşük" kategorisinde yer alıyor" diyor Germanwatch'tan Thea Uhlich. G20 ülkeleri, küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 75'inden sorumlu ve özel bir sorumlulukları olmasına rağmen, sıralamada sadece bir G20 ülkesi, Birleşik Krallık, "yüksek" puan alıyor. Özellikle endişe verici olan ise, on G20 ülkesinin hala "çok düşük" (Türkiye, Çin, Avustralya, Japonya, Arjantin, Kanada, Kore, Rusya, ABD, Suudi Arabistan) ardından Güney Afrika, Endonezya ve İtalya'nın düşük kategoride olarak sınıflandırılması. En büyük emisyon kaynağı olan Çin (54. sırada), bir basamak yükseldi. İlk "elektro-devlet" olma yolundaki gelişmelere rağmen, hala çok düşük puan alıyor. Çin, sadece iklim politikası alanında "yüksek" performans gösteriyor. 2025'in ilk çeyreğinde Çin'in emisyonlarının düşüş göstermesi, emisyonlarının zirveye ulaştığına dair bir işaret olabilir. Elektrikli araç, batarya ve yenilenebilir enerjide ciddi bir büyüme yaşanmasına ve ülkenin nispeten iddialı bir iklim hedefi açıklamasına rağmen aynı zamanda fosil yakıt üretimini de artırıyor. Çin için belirleyici olan, yenilenebilir enerji ve e-mobilitenin fosil yakıtlardan çıkışla birlikte ilerlemesi. En büyük emisyon kaynağı ülkelerden biri olan Hindistan (23. sırada), bu yılki sıralamada en fazla gerileyen ülkelerden biri olarak "orta" düzeyde performans kategorisine girdi. CCPI çalışmasının yazarlarından Jan Burck (Germanwatch): "Sıralamadaki düşüş, bir dizi faktörün birleşiminden kaynaklanıyor. Hindistan, son yıllarda emisyonların istikrarlı bir şekilde artması nedeniyle emisyon eğilimleri açısından son sırada yer alıyor. Aynı zamanda, enerji tüketimi de artıyor. Hindistan, kömür kullanımını aşamalı olarak sonlandırma planı veya somut bir sonlandırma tarihi olmaması nedeniyle iklim politikası kategorisinde de düştü. Yeni kömür santrallerinin inşasını durdurur ve yenilenebilir enerji yatırımlarında umut verici eğilimi sürdürürse, Hindistan gelecek yıl yine çok daha iyi bir sıralama elde edebilir" diye konuştu.

Türk Organik Sektörü, Çin’le İş Birliklerini Artırmak İstiyor Haber

Türk Organik Sektörü, Çin’le İş Birliklerini Artırmak İstiyor

Son yıllarda organik sektörünün büyük gelişim gösterdiği Çin Halk Cumhuriyeti ile Türk organik sektörü, iş birliklerini artırmak ve Asya ile Batı ülkeleri arasında köprü görevi üstlenmek istiyor. Çin’de organik sektörü 15 milyar dolarlık hacme ulaştı Çin’in organik tarım sektörünün son yıllarda güçlü bir büyüme gösterdiğini belirten Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, 2024 yılı Çin Organik Ürün Sertifikasyonu ve Organik Sanayi Gelişimi Raporu verilerine göre Çin’de organik ürün etiketlerinin sayısının ilk kez 5 milyarı aştığını dile getirdi. Işık, Çin’de organik ürün satışlarının da 15 milyar dolara ulaştığını ve bu pastadan pay almak istediklerini kaydetti. Çin’de organik sektörünün 2018 yılına göre 1,6 katlık bir artış hızı yakaladığını vurgulayan Işık, “Çin’de 2018–2024 dönemi boyunca organik ürün satışlarının yıllık ortalama büyüme oranı yüzde 9,3 olarak gerçekleşti. Bu gelişmeler, Çin’i dünyanın üçüncü büyük organik pazarı konumuna taşıdı. Çin ile organik sektöründe daha güçlü bağlar kurmak için 2nd IFOAM Organic Industry & Organic Product Market Development Conference etkinliğine Ege İhracatçı Birlikleri olarak ‘Expanding Sino-Turkish Organic Food Trade’ başlıklı sunumu yapmak üzere IFOAM Organics Asia tarafından davet edildik. Bu temasların meyvelerini önümüzdeki süreçte alacağımıza inanıyoruz.” ifadelerini kullandı. Çin’de organik tarımın 3,42 milyon hektar alana ulaştığını ve Asya’da Hindistan’dan sonra ikinci sırada yer aldığını belirten Başkan Işık, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çin, hem iç pazar büyümesi hem de uluslararası iş birlikleriyle organik ürünlerin üretimi ve ticaretinde stratejik bir merkez hâline geldi. Konferans, organik sektöründe küresel iş birliğini güçlendirmeyi, ticarette sürdürülebilirliği desteklemeyi ve yeni pazarlara erişim konusunda ortak stratejiler geliştirmeyi amaçlıyor. Konferansın ana teması ‘Organik Ticareti Genişletmek: Fırsatlar, Yenilik ve Küresel Ortaklıklar’ olarak belirlendi. Çin tarafı, organik tarımı yalnızca ekonomik bir faaliyet değil; ülkeler arasında bilgi, güven ve iş birliği köprüleri kuran bir sistem olarak görüyor. ‘Bir Kuşak, Bir Yol’ girişimiyle organik tarımın değerleri örtüşüyor. Organik sektörün büyümesinde genç girişimciler, teknoloji ve inovasyonun önemi büyük. Türkiye, Asya ve Avrupa arasında köprü kuracak, yeni ticari modeller geliştirecek bir noktada.” Konferans süresince organik ticaretin büyümesi, karşılıklı sertifikasyon tanınırlığı, sürdürülebilir üretim modelleri, e-ticaretin rolü, tüketici bilinci ve izlenebilirlik sistemlerinin güçlendirilmesi gibi konular ele alındı. Üç gün süren etkinlikte, farklı ülkelerden gelen temsilciler organik pazarların mevcut durumunu paylaştı, yeni ortaklıklar için görüşmeler yaptı ve organik tarımın geleceği üzerine fikir alışverişinde bulundu. EİB tarafından yapılan “Expanding Sino-Turkish Organic Food Trade” başlıklı sunumda, Türkiye ile Çin arasında organik gıda ticaretinin sürdürülebilir kalkınma modeli çerçevesinde geliştirilmesi gerektiği vurgulandı. Türkiye’nin güçlü tarım ve sanayi altyapısı, AB eşdeğer organik sertifikasyon sistemi ve “Bir Kuşak, Bir Yol” girişimi kapsamındaki stratejik konumunun, iki ülke arasındaki iş birliği için önemli fırsatlar sunduğu belirtildi. Ege İhracatçı Birlikleri’nin uluslararası fuar katılımları, tanıtım projeleri, sürdürülebilirlik girişimleri ve küresel kuruluşlarla yürüttüğü ortak çalışmalar sayesinde Türk organik ürünlerinin dünya pazarındaki görünürlüğünün güçlendiği ifade edildi. Türkiye’nin 200’ün üzerinde organik ürünle 36 bin üreticiye ve 1,3 milyon ton üretime ulaştığı hatırlatılarak, Çin ile karşılıklı sertifikasyon tanıma mekanizmalarının geliştirilmesi, e-ticaret kanallarının ve B2B iş birliklerinin artırılması önerildi. Sunumda, Ege İhracatçı Birlikleri’nin Türkiye’nin organik ihracatında öncü kurum olduğuna vurgu yapılarak, özellikle kuru meyveler, bakliyatlar, zeytinyağı, susam ve fındık gibi ürünlerde ihracatın artırılmasına yönelik çalışmalar özetlendi. Konferans salonunun fuaye alanında, katılımcıların ürünlerini tanıtabileceği özel bir sergi alanı oluşturuldu. Bu alanda Türk kuru meyveleri, Antep fıstığı ve zeytinyağı numuneleriyle birlikte hediyelik eşyalar ve Turkish Tastes kitabı sergilendi. Türk ürünleri, üç gün süren etkinlik boyunca ziyaretçilerin en çok ilgi gösterdiği ve beğeni topladığı ürünler arasında yer aldı.

Jeopolitik Gerilim Dijitale Yansıyor Haber

Jeopolitik Gerilim Dijitale Yansıyor

Çin ile bağlantılı APT grupları, Pekin'in jeopolitik hedeflerini ilerletmeye devam ederek “ortadaki düşman” tekniğinin kullanımını artırdı ve birkaç Latin Amerika ülkesindeki hükümetleri hedef aldı. Rusya ile bağlantılı APT grupları, Ukrayna ve birkaç Avrupa Birliği üye ülkesine yönelik operasyonlarını yoğunlaştırdı ve operasyonlarını genişletti. Rusya ile bağlantılı bir tehdit aktörü olan InedibleOchotense, ESET'i taklit eden bir spearphishing kampanyası yürüttü. ESET Research, ESET araştırmacıları tarafından Nisan-Eylül 2025 tarihleri arasında belgelenen seçkin APT gruplarının faaliyetlerini vurgulayan en son APT Faaliyet Raporunu yayımladı. İzlenen dönemde, Çin ile bağlantılı APT grupları Pekin'in jeopolitik hedeflerini ilerletmeye devam etti. ESET, FamousSparrow grubunun, Trump yönetiminin Latin Amerika'ya olan stratejik ilgisine bir yanıt olarak ve muhtemelen devam eden ABD-Çin güç mücadelesinin etkisiyle hem ilk erişim hem de yanal hareket için giderek artan bir şekilde "ortadaki düşman" tekniğini kullandığını gözlemledi. FamousSparrow grubu, Latin Amerika'ya bir saldırı başlattı ve bölgedeki birçok devlet kurumunu hedef aldı. Avrupa genelinde, hükümet kurumları, Rusya ile bağlantılı APT gruplarının Ukrayna ve birkaç Avrupa Birliği üye ülkesine yönelik operasyonlarını yoğunlaştırmasıyla siber casusluğun ana odak noktası olmaya devam etti. Özellikle, Rusya ile bağlantılı grupların Ukrayna dışındaki hedefleri bile Ukrayna ile stratejik veya operasyonel bağlantılar sergiledi ve bu da ülkenin Rusya'nın istihbarat çabalarının merkezinde yer almaya devam ettiği fikrini pekiştirdi. RomCom, WinRAR'daki bir sıfır gün güvenlik açığını istismar ederek kötü amaçlı DLL'ler dağıttı ve AB ve Kanada'daki finans, imalat, savunma ve lojistik sektörlerine odaklanan çeşitli arka kapılar sağladı. Sıfır gün istismarları pahalı olduğundan hem Gamaredon hem de Sandworm grupları, çok daha ucuz olan spearphishing tekniğini birincil saldırı yöntemi olarak kullandı. Gamaredon, operasyonlarının yoğunluğu ve sıklığında belirgin bir artışla Ukrayna'yı hedef alan en aktif APT grubu olmaya devam etti. Benzer şekilde, Sandworm da Ukrayna'ya odaklandı — ancak Gamaredon'un siber casusluk faaliyetlerinden farklı olarak yıkım amaçlıydı. Büyük ölçüde hükümet, enerji, lojistik ve tahıl sektörlerine yoğunlaştı. Muhtemel hedefi Ukrayna ekonomisini zayıflatmaktı. Belarus ile bağlantılı FrostyNeighbor grubu, Roundcube'deki bir XSS güvenlik açığını istismar etti. Polonya ve Litvanya şirketleri, Polonya şirketlerini taklit eden spearphishing e-postalarının hedefi oldu. E-postalar, yapay zekâ tarafından oluşturulan içeriği anımsatan bir yapıya sahip, belirgin bir şekilde kullanılan ve birleştirilen madde işaretleri ve emojiler içeriyordu. Bu da kampanyada yapay zekânın kullanılmış olabileceğini düşündürüyor. Teslim edilen yükler arasında bir kimlik bilgisi hırsızı ve bir e-posta mesajı hırsızı bulunuyordu. ESET Tehdit Araştırmaları Direktörü Jean-Ian Boutin, "İlginç bir şekilde, Rusya ile bağlantılı bir tehdit aktörü olan InedibleOchotense, ESET'i taklit eden bir spearphishing kampanyası yürüttü. Bu kampanya, Kalambur arka kapısı ile birlikte meşru bir ESET ürününün indirilmesine yol açan trojanize bir ESET yükleyicisi içeren e-postalar ve Signal mesajlarını içeriyordu. Çin ile bağlantılı gruplar, ESET araştırmacıları tarafından son zamanlarda Asya, Avrupa, Latin Amerika ve ABD'de gözlemlenen kampanyalarla oldukça aktif olmaya devam ediyor. Bu küresel yayılma, Çin ile bağlantılı tehdit aktörlerinin, Pekin'in mevcut jeopolitik önceliklerini desteklemek için harekete geçirilmeye devam ettiğini gösteriyor.” açıklamasını yaptı. Asya'da APT grupları, önceki raporlama döneminde olduğu gibi hükümet kurumlarının yanı sıra teknoloji, mühendislik ve imalat sektörlerini hedef almaya devam etti. Kuzey Kore ile bağlantılı tehdit aktörleri, Güney Kore ve teknoloji sektörüne, özellikle de rejimin önemli bir gelir kaynağı olan kripto para birimine yönelik operasyonlarda oldukça aktif olmaya devam etti. ESET, Haziran ve Eylül ayları arasında FamousSparrow'un Latin Amerika'da çoğunlukla devlet kurumlarına yönelik çeşitli operasyonlar yürüttüğünü de gözlemledi. Bunlar, ESET'in bu dönemde gruba atfettiği faaliyetlerin büyük bir kısmını oluşturuyor ve bu bölgenin son aylarda grubun ana operasyonel odak noktası olduğunu gösteriyor. Bu faaliyetler, Trump yönetiminin Latin Amerika'ya olan ilgisinin yeniden canlanmasıyla bölgede şu anda devam eden ABD-Çin güç mücadelesiyle kısmen bağlantılı olabilir. Genel olarak, FamousSparrow'un "Latin Amerika turu"nda gözlemlenen kurbanlar arasında Arjantin'deki birçok devlet kurumu, Ekvador'daki bir devlet kurumu, Guatemala'daki bir devlet kurumu, Honduras'daki birçok devlet kurumu ve Panama'daki bir devlet kurumu bulunmaktadır. ESET ürünleri, müşterilerinin sistemlerini bu raporda açıklanan kötü amaçlı faaliyetlerden korur. Burada paylaşılan istihbarat, çoğunlukla ESET'in tescilli telemetri verilerine dayanmaktadır. Ayrıca belirli APT gruplarının faaliyetlerini ayrıntılı olarak açıklayan derinlemesine teknik raporlar ve sık faaliyet güncellemeleri hazırlayan ESET araştırmacıları tarafından doğrulanmıştır. ESET APT Raporları olarak bilinen bu tehdit istihbaratı analizleri, vatandaşları, kritik ulusal altyapıyı ve yüksek değerli varlıkları suçluların ve devletlerin yönettiği siber saldırılardan korumakla görevli kuruluşlara yardımcı olmaktadır.

Trip.com Group ve Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nden Stratejik Ortaklık Haber

Trip.com Group ve Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nden Stratejik Ortaklık

Bu stratejik ortaklık, Türkiye'yi küresel seyahat severler için bir Süper Destinasyon konumuna getirecek. İş birliği, bağlantıyı artırmaya, sürdürülebilir seyahati teşvik etmeye ve daha fazla seyahat severi Türkiye'nin farklı kültürel ve doğal zenginliklerini keşfetmeye teşvik etmeye odaklanıyor. Trip.com Group ve Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) Türkiye’yi dünyanın dört bir yanındaki seyahat severlere bir “Süper Destinasyon” olarak tanıtmayı hedefleyen yeni bir stratejik iş birliğine imza attı. Bu iş birliği, Türkiye’nin kültürel zenginliğini, doğal güzelliklerini ve renkli deneyimlerini, özellikle Asya’daki yeni kitlelere tanıtmayı amaçlıyor. Trip.com Group verilerine göre, 2025’in ilk yarısında Türkiye’ye yapılan uçuş rezervasyonları geçen yıla göre %38 artarken, otel rezervasyonlarında da %16’lık bir yükseliş kaydedildi. Bu artışta ilk sırayı İngiltere, Almanya ve Çin gibi ana pazarlar çekerken, Endonezya’dan gelen rezervasyonlarda ise %178 gibi dikkat çekici bir yükseliş görüldü. Türkiye’yi bir “Süper Destinasyon” olarak konumlandırmak Bu ortaklık, Türkiye’nin turizm hikâyesinde veri, inovasyon ve iş birliğiyle şekillenen yeni bir dönemi temsil ediyor. Trip.com Group ve TGA, havayolu bağlantılarını güçlendirmek, konaklama seçeneklerini genişletmek ve destinasyon içi deneyimleri (ör. tur ve aktiviteler) zenginleştirmek için birlikte çalışacak. İki kurum, İstanbul’un zamansız siluetinden Kapadokya’nın büyüleyici manzaralarına, Antalya’nın plajlarından İzmir’in mirasına ve Türk mutfağının eşsiz lezzetlerine kadar Türkiye’nin çok yönlü cazibesini vurgulayan ortak kampanyalar yürütecek. Trip.com Group, güçlü pazarlama ve teknoloji ekosistemini kullanarak dünya genelinde milyonlarca potansiyel seyahat tutkununa ulaşmayı hedefliyor. Çin, Hong Kong, Japonya, Malezya ve Endonezya gibi Asya-Pasifik pazarlarına odaklanarak, Asya ile Avrupa arasında seyahat akışını güçlendirmeyi ve Türkiye’nin de bu kilit çıkış noktalarıyla bağlantısını derinleştirmeyi amaçlıyor. Trip.com Group’un İstanbul ofisi de, şirketin yerel iş ortaklarını destekleme ve turizm ekosistemini güçlendirme yönündeki uzun vadeli taahhüdünü yansıtıyor. İş birliği hakkında konuşan Trip.com Group Küresel Stratejik Ortaklıklar ve Projeler Başkan Yardımcısı Amanda Wang şunları söyledi: “Türkiye, gerçekten her şeye sahip bir destinasyon: doğal güzellikleri, kültürü, tarihi ve anlatılacak inanılmaz bir hikâyesi var. TGA ile bu iş birliğimiz, bu hikâyeyi anlamlı seyahat deneyimlerine dönüştürmeyi hedefliyor. Bu vizyonu gerçekleştirmek için kültürel özgünlüğü dijital inovasyonla harmanlayan seçkin seyahat deneyimleri tasarlıyoruz. Asya’dan gelen daha fazla seyahat severin Türkiye’nin büyüsünü keşfetmesine aracılık etmekten ve yerel iş ortaklarımızla yakın çalışarak, sektörün sürdürülebilir büyümesine katkı sunmaktan büyük heyecan duyuyoruz.” Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Genel Müdürü Sinan Seha Türkseven ise "Birleşmiş Milletler turizm verilerine göre, dünyanın 4. büyük turizm pazarı Türkiye olarak, Trip.com Grubu'nun küresel turizm sektörü üzerindeki kayda değer etkisinin farkındayız ve bu ortaklığa büyük önem veriyoruz. Türkiye'nin turizm destinasyonları, tüm ziyaretçilere unutulmaz seyahat deneyimleri sunuyor. Binlerce yıla uzanan köklü ortak tarihimiz göz önüne alındığında, daha fazla Çinli seyahatseveri ağırlamayı çok arzu ediyoruz ve Çinli misafirlerimize hak ettikleri özgün ve ayrıcalıklı deneyimler sunacağımıza eminiz." diye konuştu. Trip.Best tarafından İstanbul’un 2025’in En İyi 100 Küresel Destinasyonu arasında gösterilmesi, şehrin dünyanın en dinamik seyahat noktalarından biri olarak öne çıkan gücünü bir kez daha ortaya koyuyor. Ortaklığın derinleşmesiyle birlikte Trip.com Group ve TGA, destinasyon iş birliklerinin potansiyelini yeniden tanımlayarak sürdürülebilir büyümeyi teşvik etmeyi ve seyahat deneyimini zenginleştirmeyi hedefliyor. Trip.com Group, platformlarında GSTC sertifikalı Türk otellerinin görünürlüğünü artırarak sorumlu ve sürdürülebilir seyahat anlayışına olan bağlılığını güçlendiriyor.

TÜSİAD Çin'de Önemli Görüşmelere Hazırlanıyor Haber

TÜSİAD Çin'de Önemli Görüşmelere Hazırlanıyor

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan başkanlığındaki TÜSİAD heyeti, 8-14 Kasım tarihleri arasında Çin'i ziyaret edecek. Ziyaret kapsamında TÜSİAD heyeti, öncü teknoloji şirketleri, inovasyon merkezleri ve TÜSİAD'ın Çin'deki muadil kuruluşları olan Çin Uluslararası Ticareti Destekleme Konseyi (CCPIT) ve Tüm Çin Sanayi ve Ticaret Federasyonu (ACFIC) ile görüşmeler gerçekleştirecek. Heyet, Shenzhen Belediye Başkanlığı'na da bir ziyarette bulunacak. Heyet, bu ziyaretler ile Çin'deki son teknolojik gelişmeleri ve yenilikleri yerinde gözlemlemeyi, iki ülke arasındaki potansiyel iş birliği alanlarına dair görüş alışverişinde bulunmayı ve iki ülkenin ekonomik ilişkilerinin güçlenmesine katkı sağlamayı amaçlıyor. Ziyarette teknoloji/yapay zeka gibi alanların üretim süreçlerine nasıl daha iyi entegre edilebileceğine yönelik farklı uygulamaların görülmesi de hedefleniyor. TÜSİAD heyetinde, Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı B. Can Yücaoğlu, Yönetim Kurulu Üyesi ve Dijital Türkiye Yuvarlak Masa Başkanı Perihan İnci, Yedek Yönetim Kurulu Üyesi ve Küresel Ekonomik İlişkiler Yuvarlak Masa Başkan Yardımcısı Meltem Akol, Yedek Yönetim Kurulu Üyesi ve Sanayi Politikaları ve Yatırım Ortamı Yuvarlak Masası Başkan Yardımcısı Aydın Buğra İlter, Çin Çalışma Grubu Başkanı Korhan Kurdoğlu, TÜSİAD Üyeleri Sibel Aysu, Önder Eker, Kamil Emre Erciyas, Oğuz Kaan Kiziroğlu, Murat Kolbaşı, Oktay Mersin, Aydın Öğücü, Çin Çalışma Grubu Üyeleri Abdullah Çerekçi, Bora Refik Çukurova, İlyas Daşkaya, Oğuzhan Deniz, Ahmet Faruk Işık, Ahmet Palta, Halil İbrahim Topal, Onur Türkmen, Furkan Ünal, TÜSİAD Genel Sekreter Yardımcısı Hale Hatipoğlu, Küresel Ekonomik İlişkiler Bölümü Direktörü Aslı Başkaracaoğlu ve Küresel Ekonomik İlişkiler Bölümü Uzmanı Nazlı Bakır yer alıyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

TLC Klima, GREE Küresel Stratejik İş Ortakları Konferansı’nda 8 Ödül Birden Kazandı Haber

TLC Klima, GREE Küresel Stratejik İş Ortakları Konferansı’nda 8 Ödül Birden Kazandı

Dünyanın önde gelen iklimlendirme markalarından GREE, 21–22 Ekim 2025 tarihlerinde Çin’in Chengdu kentinde “Made in China, Loved by the World” temasıyla 5. Küresel Stratejik İş Ortakları Konferansını gerçekleştirdi. Bu yıl, markanın küresel vizyonunun 10. yılını simgeleyen etkinlik; 2015–2025 döneminde elde edilen başarıların değerlendirildiği, geleceğe yön verecek stratejilerin belirlendiği uluslararası bir buluşma niteliği taşıdı. Türkiye’de GREE’nin yetkili distribütörü olarak markayı on yıldır başarıyla temsil eden TLC Klima, konferansa Yönetim Kurulu Başkanı Akın Telci, Başkan Yardımcısı ve Yönetici Ortağı Sema Tunar, Yönetim Kurulu Üyesi Kenan Tunar, Genel Müdür Yardımcısı Filiz Doğan ve Satış Direktörü Gökhan Külahi’den oluşan üst düzey bir heyetle katılım sağladı. Etkinlik boyunca GREE’nin enerji verimliliği, yeşil üretim ve akıllı iklimlendirme çözümlerinde kaydettiği teknolojik ilerlemeler değerlendirilirken; sürdürülebilir büyüme, inovasyon ve küresel iş birlikleri ana gündem başlıklarını oluşturdu. TLC Klima, GREE’nin En Çok Ödül Alan Distribütörü Oldu GREE Night etkinliği, sadece bir kutlama değil, markanın dünya genelindeki iş ortaklarının uzun yıllara dayanan bağlılıklarını ve başarılarını onurlandıran özel bir buluşma oldu. TLC Klima ise gecenin en dikkat çeken distribütörü olarak öne çıktı. Toplam sekiz farklı kategoride ödül kazanan şirket, “GREE Global Top 10 Distributor 2025” ve “GREE Diamond Distributor 2025” unvanlarıyla en prestijli iki ödülün de sahibi oldu. Ayrıca ticari klima sistemlerindeki (CAC) güçlü performansıyla “GREE Excellent Performance Award (CAC)” ödülünü, VRF ve ısı pompası alanlarındaki başarılarıyla “Best CAC Promotion Award – VRF” ve “Best CAC Promotion Award – Heat Pump” ödüllerini kazandı. Ev tipi ürünlerdeki performansıyla “GREE Excellent Performance Award – Home Electric App”, marka bilinirliğini güçlendiren çalışmalarıyla “Global Best Brand Promotion Award” ödüllerine layık görüldü. TLC Klima ayrıca, “Global Best Reference Project 2025” ödülünü de alarak, Türkiye’de gerçekleştirdiği üst düzey referans projelerin global ölçekte de takdir topladığını bir kez daha kanıtladı. Küresel İş Birliğiyle Daha Güçlü Bir Gelecek Bu özel gecede öne çıkan “Birlikte Daha Güçlü Bir Gelecek” teması, GREE ve iş ortaklarının ortak vizyonunu yansıttı. TLC Klima ve GREE, on yılı aşkın süredir devam eden stratejik ortaklıklarını geleceğe taşıyarak, teknoloji, inovasyon ve sürdürülebilirlik odağında iş birliği yapmayı sürdürüyor. Bu ortak vizyon, yalnızca ticari bir başarı değil, dünyanın dört bir yanında enerji verimliliği, çevresel sorumluluk ve yaşam konforu alanlarında somut katkılar sunan bir iş modeline dönüşüyor. TLC Klima, önümüzdeki dönemde de GREE’nin küresel büyüme hedefleri doğrultusunda Türkiye’deki liderliğini pekiştirerek, yenilikçi çözümleriyle “daha güçlü bir gelecek” için çalışmaya devam edecek.

Oyun Dünyasından Doğaya Destek Haber

Oyun Dünyasından Doğaya Destek

TEMA Vakfı iş birliğiyle Sivas’ta Umut Ormanı oluşturulurken; İzmir, Hatay ve Kocaeli’deki yangın bölgelerinde de yeniden yeşillenme hareketi başlatıldı. Milyonlarca gence ulaşan marka etkisi, bu kez somut bir çevre katkısına dönüştü. PUBG MOBILE, milyonlarca oyuncuya ulaşan topluluk gücünü bu kez doğa için harekete geçirdi. Tencent’in Çin’de başlattığı ve bu yıl ilk kez Türkiye’de gerçekleşen 99 Giving Day – Yardım Festivali kapsamında, TEMA Vakfı iş birliğiyle Sivas Gökdere Ağaçlandırma Sahası’nda Umut Ormanı’na 5 bin fidan bağışlandı. Ayrıca, İzmir, Hatay ve Kocaeli’de yangından etkilenen alanların yeniden yeşillendirilmesine destek olmak amacıyla STK’lar ve belediyelerle yürütülen çalışmalarla 5 bin fidan daha toprakla buluştu. Böylece toplam 10 bin fidan geleceğe nefes olurken, iklim krizine karşı farkındalık ve genç kuşaklarda çevre bilinci güçlendirildi. Türkiye’de İlk Kez: 99 Giving Day Dünyanın en büyük yıllık kamu yararı kampanyalarından biri olan 99 Giving Day, bu yıl ilk kez Türkiye’de hayata geçirildi. PUBG MOBILE’ın öncülüğünde gerçekleşen proje, yalnızca ağaçlandırma desteğiyle değil, aynı zamanda iyilik kültürünün yaygınlaştırılması açısından da önemli bir başlangıç niteliği taşıyor. Kampanya kapsamında, 99 Giving Day’in uluslararası simgesi olan Küçük Kırmızı Çiçek de Türkiye’de ilk kez tanıtıldı. İyilik, dayanışma ve olumlu katkıyı simgeleyen bu sembol; çevre için atılan her adımın başkalarına ilham olabileceği mesajını taşıyor. PUBG MOBILE, bu sembolü Türkiye’ye getirerek projenin çevresel etkisini ortak iyilik ve kolektif sorumluluk çağrısına dönüştürdü. 10 Bin Fidan Toprakla Buluşuyor Son yıllarda yaşanan orman yangınları, Türkiye’nin doğal alanlarında derin kayıplara yol açtı. PUBG MOBILE, bu kayıpların ardından doğaya yeniden nefes verebilmek için topluluk gücünü somut bir çevre desteğine dönüştürdü. TEMA Vakfı aracılığıyla Sivas Gökdere Ağaçlandırma Sahası’nda Umut Ormanı’na 5 bin fidan bağışlandı. Bunun yanında, İzmir, Hatay ve Kocaeli’nde yangından etkilenen bölgelerde yürütülen çalışmalar kapsamında 5 bin fidan daha toprakla buluşturuldu. Böylece toplam 10 bin fidan hem ekosistemin onarılmasına hem de geleceğe bırakılan kalıcı bir çevre mirasına katkı sundu. İstanbul’da Çevre Temizliği Etkinliği Proje, yalnızca ağaçlandırma desteğiyle sınırlı kalmadı. PUBG MOBILE ekibi ve gönüllüler, İstanbul’da düzenlenen çevre temizliği etkinliğinde bir araya gelerek doğal alanlardaki atıkları topladı. Etkinlik, doğayı yalnızca kirletmemekle yetinmeyip aktif olarak koruma ve iyileştirme sorumluluğunun altını çizdi. PUBG MOBILE’dan Mesaj “Eğlencenin ötesinde bir sorumluluğumuz var” PUBG MOBILE Türkiye Ülke Müdürü Can Gürsu, projeyle ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “PUBG MOBILE olarak milyonlarca gence ulaşan güçlü bir topluluğa sahibiz. Bu etkinin yalnızca eğlenceyle sınırlı kalmaması gerektiğine inanıyoruz. Türkiye’de hayata geçirdiğimiz bu proje ile bir yandan doğaya somut katkı sunarken, diğer yandan genç kuşaklarda çevre bilincini güçlendirmeyi amaçlıyoruz. Sosyal sorumluluğu sürdürülebilir bir değer haline getirmek için benzer projeleri önümüzdeki dönemde de hayata geçirmeye devam edeceğiz.” Influencerlardan Çevre Çağrısı Sosyal medyada geniş kitlelere ilham veren Barış G., Melih Yıldırım, Eda Sakız, Ceren Yaldız ve Pınar & Burak, projeye yalnızca içerik üreterek değil, bizzat sahaya inerek destek verdi. İstanbul’daki çevre temizliği etkinliğine katılan influencerlar, paylaşımları sayesinde binlerce genci doğaya karşı sorumluluk almaya teşvik etti. Kampanya, çevrimiçi etkileşimden gerçek ekolojik katkıya uzanan güçlü bir iyilik akımına dönüştü. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.