Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Çin

Kapsül Haber Ajansı - Çin haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çin haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İZFAŞ Lojistik Sektörünü Çin’e Taşıyor Haber

İZFAŞ Lojistik Sektörünü Çin’e Taşıyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Logistech – Lojistik, Depolama ve Teknolojileri Fuarı, dört yıl gibi kısa bir sürede Akdeniz’in en büyük lojistik fuarı konumuna ulaşarak sektörde önemli bir marka haline geldi. Logistech’in elde ettiği bu başarı, İZFAŞ’ın uluslararası alandaki fuarcılık faaliyetlerine de yön verdi. Geçtiğimiz yıl ilk kez milli katılım organizasyonunu düzenleyerek Türk lojistik sektörünü Çin’de temsil eden İZFAŞ, bu yıl da sektörden gelen talep üzerine yeniden Çin’in Ningbo kentinde düzenlenecek WIFFA Expo 2025’te milli katılım organizasyonunu düzenliyor. Bu yıl 20’ncisi gerçekleştirilecek WIFFA Expo 2025, 7–9 Kasım 2025 tarihleri arasında Ningbo Uluslararası Kongre ve Sergi Merkezi’nde yapılacak. Geçtiğimiz yıl, 35 bin metrekarelik sergi alanında, 2 binden fazla katılımcıyı, 110 liman temsilcisini ve 32 bin ziyaretçiyi ağırlayan fuarda bu yılki hedef, 100’den fazla ülkeden 50 bini aşkın sektör profesyonelini bir araya getirmek. Yeni iş bağlantıları kurulacak İZFAŞ organizasyonuyla Borusan Port, GNW Logistics, Kıta Logistics, Lima Logistics, Nemport, U Logistics ve Yeditepe Cargo gibi Türkiye’nin önde gelen firmaları, fuarda yer alacak. Türk katılımcılar, taşımacılıktan depolamaya, liman hizmetlerinden intermodal çözümlere kadar uzanan geniş bir yelpazede hizmetlerini tanıtarak, Türkiye’nin lojistik ekosistemini uluslararası alanda bir bütün olarak temsil edecek. İZFAŞ, İzmir’in fuarcılık kültürünü dünyaya tanıtma vizyonu doğrultusunda, WIFFA Expo 2025’e düzenlediği milli katılım organizasyonuyla Türk lojistik sektörünün dinamik yapısını küresel ölçekte görünür kılmayı hedefliyor. Organizasyon kapsamında, katılımcı firmaların etkin tanıtımı yapılacak, B2B görüşmeler ve sektörel panellerle yeni iş bağlantılarının kurulmasına olanak sağlanacak. İki ülke arasında güçlü ticaret köprüleri Türkiye ile Çin arasındaki dış ticaret hacmi 2024 yılında 48,3 milyar dolar olarak gerçekleşirken, bu yılın ilk sekiz ayında 34,6 milyar dolara ulaştı. İki ülke arasındaki bu güçlü ticaret hacmi, WIFFA Expo 2025 gibi platformlarla daha dengeli, sürdürülebilir ve verimli bir iş birliği ortamına dönüşmesi bekleniyor. WIFFA Expo 2025, Türkiye ile Çin arasındaki ticari ilişkilerin gelişmesine, iki ülke arasındaki taşımacılık hacminin daha verimli yönetilmesine ve lojistik ağların entegrasyonuna katkı sunacak. Deniz İpek Yolu üzerindeki bu stratejik buluşma, Türk lojistik firmalarına yeni iş ortaklıkları, yatırım fırsatları ve tedarik zinciri çözümleri geliştirme imkanı yaratacak. Aynı zamanda, İzmir ve Türkiye’nin küresel lojistik merkez olma vizyonuna da hizmet eden bu milli katılım, gelecekteki uluslararası fuar iş birlikleri için stratejik bir adım niteliği taşıyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Türk İhracatçılardan Kazakistan’a Çıkarma Haber

Türk İhracatçılardan Kazakistan’a Çıkarma

Türk ve Kazak iş insanları iki ülke arasındaki dış ticaret hacmini son 5 yılda 3 kat büyüterek 6 milyar 706 milyon dolara yükselttiler. Türkiye-Kazakistan arasındaki dış ticaret hacmini 10 milyar dolara çıkarmak isteyen Türk ve Kazak iş insanları Almatı’da 200’den fazla ikili iş görüşmesine imza attılar. T.C. Ticaret Bakanlığı Koordinasyonu, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) organizasyonunda, Ticaret Bakanlığı Uzak Ülkeler Stratejisi kapsamında Türk dizilerinin yoğun izlendiği, Türkiye’de tatil yapmanın popüler olduğu Kazakistan’a “Genel Ticaret Heyeti” düzenlendi. Türk ihraç ürünlerimizin tanıtımı amacıyla 20-23 Ekim 2025 tarihleri arasında Almatı’da düzenlenen organizasyonda Türk heyetine Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan Başkanlık etti. Türk – Kazak iş insanları 200’den fazla ikili iş görüşmesi yaptı Kazakistan Ticaret Heyetine; demir, çelik ve demirdışı metaller, gıda, zeytin ve zeytinyağı, makine, maden, elektrik, elektronik ve bilişim, kimyasal maddeler ve ürünler, savunma ve lojistik sektörlerinde faaliyet gösteren 18 ihracatçı firmayla katıldıkları bilgisini veren Başkan Ertan, Kazakistan tarafından 153 ithalatçıyla 200’ün üzerinde ikili iş görüşmesi gerçekleştirdiklerini ifade etti. Dış ticaretimizin 10 milyar dolara çıkması için iki tarafta istekli Intercontinental Otel Almatı’da yapılan ikili iş görüşmelerine Türkiye Cumhuriyeti Almatı Başkonsolosu Tuğba Alan Özdenfedakar, Ticaret Bakanlığı Almatı Ticaret Ataşeleri Ekrem Alper Bozkurt ve İlhan Polat’ın eşlik ettiğini paylaşan Ertan, “İkili iş görüşmelerinde Türk-Kazak İş İnsanları Birliği (TUKİB) ve Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD), ATAMEKEN gibi kuruluşların üst düzey yetkili ve iş insanları katılım gösterdi. Yeni ticari bağlantıların zemini oluşturuldu. Türk-Kazak İş İnsanları Birliği (TUKİB) Başkanı Abbas Şahin ile görüşme gerçekleştirdik. Önümüzdeki süreçte yapılabilecek iş birliklerini masaya yatırdığımız verimli bir görüşme oldu. Alım Heyetleri ve Sektörel Ticaret Heyetleri yapma konusunda mutabakata vardık. Çin’in Kazakistan ile son yıllarda son yıllarda artan ticari ilişkileri var. Kazakistan, Çin'in mallarını Avrupa’ya hızlıca ulaştırmak için oluşturduğu "Orta Koridor" rotasının merkezinde yer aldığı için Kazakistan’a önemli alt yapı yatırımları yapıyor. Kazakistan, periyodik cetvelde bulunan yeraltı zenginliklerinin neredeyse hepsine sahip bir ülke. Dünyanın en büyük uranyum üreticisi. Çin'in Kazak uranyumuna olan talebi günden güne artıyor. Ayrıca, tarım ürünleri arzında sürekliliği sağlamak için Kazakistan'da tarım yatırımları yapıp; buradan ithalat yapıyor. Bu sebeple bizim zaman kaybetmeksizin Kazakistan’daki varlığımızı artırmamız gerekiyor. Önümüzdeki dönemde, artan Çin etkisi sebebiyle ihracatımızın düşüşe geçmesini istemiyorsak; Kazakistan’ın ihtiyaçlarını iyi analiz ederek, rekabet avantajımızın olduğu ürünlerin ihracatına ağırlık vererek bu ülkedeki payımızı artırmak üzere politikalar geliştirmemiz şart. İki ülke arasında dış ticaret hacmini 10 milyar dolara çıkarma konusunda iki tarafında istekli olduğunu gözlemledik” diye konuştu. Türk dizileri izleyen, Türkiye’de tatil yapan geniş bir kitle var “Kazakistan’daki iklim bizim pazar payımızın artması için müsait” tespitinde bulunan Ertan şöyle konuştu; “Kazak halkında bize yönelik yoğun bir ilgi ve sempati var. Türkçe konuşan gençlerin sayısı fazla. Türk dizilerini takip edip, Türk kültürüne ilgi duyan ve tatilini ülkemizde geçirmeyi seçen çok sayıda Kazak ile tanıştık. Türk giyim markalarına Kazak halkının ilgisi de üst düzeyde. Ayrıca bu ülkede tarım alanında bilhassa seracılıkta yatırım yapan Türk firmaları var. Burada yetiştirilecek sebzelerin ihracatında en önde gelen pazarlardan birisi de Rusya Federasyonu’dur.” Türkiye ile Kazakistan arasında son yıllarda dış ticarette çok iyi bir iş birliği zemini yakalandığı bilgisini veren Ertan; “Türkiye, 2019 yılında Kazakistan’ın ithalatından yüzde 2,5 pay alıyorken, 2024 yılı sonunda Kazakistan’ın yıllık ithalatında Türkiye’nin payı yüzde 5’e ilerledi. Türkiye, Kazakistan’ın en çok ithalat yaptığı üçüncü ülke konumuna yükseldi. Kazakistan’ın ihracatında 2019 yılında Türkiye’nin payı yüzde 2,7 olarak kayıtlara geçmişken, 2024 yılı sonunda Kazakistan’ın toplam ihracatında Türkiye’nin payı yüzde 4’e yükseldi. Kazakistan’ın en çok ihracat yaptığı ülkeler sıralamasında Türkiye 6. sırada yer alıyor. İki ülke arasında kazan-kazan modeline dayanan ticari ilişkilerin gelişimi için Kazakistan’a verimli bir ticaret heyeti düzenledik” diyerek sözlerini noktaladı. Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Yalçın Erkan, Kazakistan temasları sırasında aynı tarihlerde düzenlenen Powerexpo Almaty 2025 (Kazakhstan International Energy, Electrical Equipment and Machine Building Exhibition) Fuarı’nı da ziyaret ederek incelemelerde bulundu. Fuara katılım sağlayan Türk firmaların standlarını ziyaret ederek Kazakistan pazarıyla ilgili istişarelerde bulundu. EİB’den Kazakistan’a ihracat yüzde 40 arttı Ege İhracatçı Birlikleri, 2025 yılının ocak – eylül döneminde Kazakistan’a ihracatını yüzde 40’lık artışla 51,3 milyon dolardan 71,8 milyon dolara çıkardı. 2025 yılının 9 aylık döneminde EİB’den Kazakistan’a ihracatta ilk sırada Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği yer aldı. EMKOÜİB 2024 yılının ocak – eylül döneminde 9 milyon dolar olan ihracatını yüzde 60’lık gelişimle 15 milyon dolara yükselterek zirvenin sahibi oldu. Kazakistan’a ihracatta Ege Tütün İhracatçıları Birliği, 13 milyon 262 bin dolarlık ihracatla ikinci sıraya yerleşirken, üçüncü basamakta 5,7 milyon dolarlık ihracatla makine sektörü yer aldı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Kanatlı Sektörü, Çin’e Tavuk Ayağı İhracat İzninin Çıkmasını İstiyor Haber

Kanatlı Sektörü, Çin’e Tavuk Ayağı İhracat İzninin Çıkmasını İstiyor

Tarım ve Oman Bakanı İbrahim Yumaklı geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği Çin seyahatinde, Türkiye’nin Çin’e tavuk ayağı ihracatının tekrar başlaması için girişimlerde bulundu. Türkiye’den Çin’e tavuk ayağı ihracatının kuş gribi salgını nedeniyle 2023 yılında durdurulduğu bilgisini veren Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, Tarım ve Orman Bakanlığımız tarafından arilik raporu yayımlanmış olmasına rağmen, Çin’e tavuk ayağı ihracatının yeniden başlatılamadığına vurgu yaptı. “Ülkemizin yıllara göre değişmekle birlikte, yıllık 60–75 bin ton arası işlenmiş tavuk ayağı ihracat kapasitesi bulunmakta” diyen Girit, “Çin’e tavuk ayağı ihraç ederek yıllık 200 milyon dolar dövizi ülkemize kazandırabiliriz. Ayrıca, tavuk ayağına ek olarak, kanatlı sektöründeki diğer ürünlerin ve işlenmiş kanatlı ürünlerinin de Çin’e ihracatının mümkün hale getirilmesi sektörümüzün en büyük beklentilerinden birisidir” diye konuştu. Yumaklı ve Bakanlık bürokratlarına teşekkür Tarım ve Oman Bakanı İbrahim Yumaklı ve bakanlık bürokratlarının Çin’e kanatlı sektörünün ihracat yolunun açılması için gösterdiği çabaya teşekkür eden Girit, şöyle devam etti; “Türkiye’de ekonomiye kazandırılamayan ve tüketimi olmayan tavuk ayakları Çin’de tüketiliyor. Ancak Çin’e doğrudan ihracat yapamıyoruz. Farklı ülkelere 2025 Eylül ayına kadar toplam 32 bin ton tavuk ayağı ihracatı yaptık ve 19 milyon ABD doları dövizi ülkemize kazandırdık. Ortalama ihraç fiyatımız 0,60 USD/kg seviyesinde kaldı. Tavuk ayağı ihraç ettiğimiz ülkeler kendi iç tüketimleri dışındaki fazla kısmını Çin’e ihraç ediyorlar. Dolaylı gönderimlerde kâr marjı belirgin şekilde düşmekte, ürün doğrudan Çin pazarına gidebildiği döneme göre yaklaşık yüzde 50-60 oranında gelir kaybı yaşıyoruz. Çin’e tavuk ayağı ihracatının başlaması hem sektörümüz hem de ülkemiz ekonomisi açısından son derece önemli bir gelişme olacaktır. Çin’e doğrudan ihracat yapabilirsek birim fiyat en az 3 kat yüksek olacak.” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Türk Moda Endüstrisi 2026 Yılında Yeni Dünya’ya Odaklanacak Haber

Türk Moda Endüstrisi 2026 Yılında Yeni Dünya’ya Odaklanacak

Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği, Amerika Birleşik Devletleri’nde; 27 Nisan-1 Mayıs 2026 tarihlerinde Los Angeles Sektörel Ticaret Heyeti yapmak için harekete geçti. Dünya hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı 2024’te 612,2 milyar dolar seviyesine ulaştığını vurgulayan Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, ABD ve Avrupa Birliği ithalatında 2023 sonrası başlayan artış eğilimine rağmen Türkiye’nin hazır giyim ihracatındaki düşüşün devam ettiğini, bu daralmanın temel nedeninin artan üretim maliyetlerinin satış fiyatlarına yansıtılamaması ve enflasyon oranında artmayan döviz kuru olduğunu dile getirdi. Avrupa Birliği’ ne Çin’in konfeksiyon ihracatının 2025 yılının ilk yarısında yüzde 22’lik artışla 13,7 milyar avro, Bangladeş’in yüzde 15 artışla 10,5 milyar avro olduğunu, Hindistan, Pakistan, Vietnam, Kamboçya gibi konfeksiyon üreticisi ülkelerin hepsinin Avrupa Birliği’ne önemli artışlar yakaladığını anlatan Sertbaş, aynı dönemde Türkiye’nin AB’ne ihracatının yüzde 6,3’lük düşüşle 4,8 milyar avroya gerilediğini vurguladı. Toparlanma ümitlerimizi 2027 yılına erteledik “Hükümet yetkililerinin açıklamaları ve Orta Vadeli Program hedefleri tek haneli enflasyonun ancak 2027’de yakalanabileceğini gösteriyor” diyen Sertbaş, “Toparlanma ümitlerimizi 2027 yılına ertelemek zorunda kaldık. Hazır giyim sektörümüzün üretime devam etmesi, ihracat ve istihdamını koruması, 2026 yılını daha az yarayla kapatması için bugüne kadar yoğunlaşmadığımız ABD pazarına ağırlık verme kararı aldık. Sektörümüzün ihracatı 2025 yılının ocak – eylül döneminde Türkiye genelinde yüzde 6’lık kayıpla 13,5 milyar dolardan 12,7 milyar dolara düşerken ABD’ye ihracatımız seviyesini korudu. Firmalarımızı ABD pazarına yönelik düzenleyeceğimiz ticaret heyeti organizasyonuna katılmaya davet ediyoruz” dedi. Uğuz: “2026’da ABD’de iki milli katılım organizasyonuna devam edeceğiz” Türk moda endüstrisinin pazarlamasına destek olmak amacıyla 2025 yılında Almanya, Fransa, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri’nde 6 moda fuarına milli katılım organizasyonu gerçekleştirdikleri bilgisini veren EHKİB Yönetim Kurulu Üyesi ve Dış Pazar Komitesi Başkanı Tala Uğuz, 2026 yılında da aynı tempoda çalışacaklarını vurguladı. 2026 yılında Amerika Birleşik Devletleri’ne 2026 yılında sektörel ticaret heyeti yanında iki fuara milli katılım organizasyonu yapacaklarını dile getiren Uğuz, “Ocak ve temmuz aylarında PV New York Fuarı’na Türkiye Milli Katılım Organizasyonu düzenlemek için çalışmalara başladık. Hazır giyim ihracatçısı firmalarımızı her üç organizasyonumuza da katılmaya davet ediyoruz” dedi. Hazır giyim sektörü 2022 yılında 722 bin kişiyi istihdam ederken, tekstil sektörü 496 bin kişiye iş olanağı sunuyordu. Son üç yılda konfeksiyon ve tekstil sektörlerindeki daralma hazır giyim sektöründe 182 bin, tekstil sektöründe 134 bin istihdam kaybına yol açtı. 2022 yılında iki sektörde 63 bin olan işletme sayısı da 55 bine geriledi. Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin Los Angeles Sektörel Ticaret Heyetine katılmak isteyen firmaların 14 Kasım 2025 Cuma gününe kadar konfeksiyon@eib.org.tr mail adresinden iletişime geçmeleri bekleniyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

AYSAD Başkanı Sait Salıcı'dan Ayakkabı Sektöründe "Varoluşsal Kriz" Uyarısı Haber

AYSAD Başkanı Sait Salıcı'dan Ayakkabı Sektöründe "Varoluşsal Kriz" Uyarısı

Ayakkabı Yan Sanayicileri Derneği (AYSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Sait Salıcı, 12-15 Kasım 2025 tarihleri arasında gerçekleşecek 73. Uluslararası Ayakkabı Yan Sanayi Fuarı (AYSAF) öncesinde düzenlediği basın yemeğinde, sektörün 2025 yılı ilk altı aylık dönemine ait alarm verilerini ve 2026-2027 yıllarına yönelik acil eylem planını paylaştı. Başkan Salıcı, tekstil ve hazır giyim sektörlerinde yalnızca yılın ilk yarısında 3 binden fazla firmanın kapandığı ve on binlerce kişinin işsiz kaldığı bir dönemde, ayakkabı sektörünün de benzer, hatta daha kritik bir tehdit altında olduğunu belirterek, "Sektörümüz, ithalatın kontrol altına alınamaması ve fahiş maliyetler nedeniyle 'Varoluşsal' bir döneme girmiştir," dedi. AYSAD’ın açıkladığı 2025 yılı ilk altı aylık verileri, tablonun vehametini gözler önüne serdi. Türkiye Ayakkabı Sektörü, yılın ilk yarısında 489,2 Milyon Dolar ihracat gerçekleştirmesine rağmen, 804,3 Milyon Dolar ithalat yaparak tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı ve 315 Milyon Dolarlık dev bir dış ticaret açığı verdi. Başkan Salıcı, "Türkiye'nin ayakkabı sektörü, uzun yıllar dış ticaret fazlası veren bir kalem iken, ithalatın kontrolden çıkmasıyla ibre tamamen tersine döndü. 315 milyon dolarlık bu devasa açık, sektörümüzün başta Çin ($262,9 Milyon) ve Vietnam ($225,4 Milyon) gibi Uzakdoğu ülkelerinin yoğun ithalat baskısı altında nasıl zorlandığının en çarpıcı göstergesidir" dedi. Salıcı, sektörün bu kritik tablosuna karşı geliştirilen kısa ve orta vadeli eylem planını detaylandırırken, bu planın dört ana unsura odaklandığını belirtti. Öncelikle, Ayakkabı Yan Sanayinde ithal ikamesi yaratacak, özellikle spor ayakkabı gibi yüksek ithalat oranına sahip segmentlerde yerli üretimi teşvik edecek yatırım ve teşvik modellerinin derhal devreye alınmasıyla 315 milyon dolarlık açığı kapatma yol haritasının oluşturulması gerektiğini vurguladı. İkinci olarak, İthalat Baskısına Karşı Yan Sanayinin Rekabet Gücünü Artırma Planı kapsamında, mevcut gümrük vergilerinin etkinliğinin artırılması, yanıltıcı menşe beyanları ve kayıt dışı ithalat yollarının kesin olarak kapatılması ile haksız rekabetle mücadelenin sıkılaştırılması gerektiğini ifade etti. Üçüncü olarak, dönemin birleşme ve paylaşma dönemi olduğuna dikkat çekerek benzer sektörlerdeki sivil toplum kuruluşları ile iş birliğinin önemini vurguladı; sektörün ancak ortak akıl ve dayanışma ile bu krizden çıkabileceğinin altını çizdi. Son olarak, 12-15 Kasım'da İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek AYSAF Fuarı'nın bu kriz ortamında nasıl bir "Kurtuluş Köprüsü" olacağı konusuna değinen Salıcı, fuarın, küresel alıcılarla yerli üreticileri buluşturarak ihracatı maksimize etme ve böylece dış ticaret açığını kapatacak potansiyeli harekete geçirme misyonunu üstlendiğini kaydetti. AYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Sait Salıcı, "Ayakkabı sektörü, ülkemizin köklü bir sanayisidir. Önümüzdeki aylar, sektörümüz için bir dönüm noktası olacaktır. Ya devletimizin de desteğiyle güçlü tedbirler alarak bu krizi aşarız ya da üretim ve istihdamda geri dönülmez kayıplarla karşı karşıya kalırız. Biz, üretmek ve ihracat yapmak için AYSAF’ta gerekli iradeyi göstereceğiz" ifadeleriyle sözlerini noktaladı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

16 Ülkeden Öncü Firmalar R+T Turkey 2025’te İstanbul’da Buluşuyor Haber

16 Ülkeden Öncü Firmalar R+T Turkey 2025’te İstanbul’da Buluşuyor

Bu yıl, 16 ülkeden sektörün önde gelen firmaları şimdiden katılımını kesinleştirdi. Türkiye’nin yanı sıra ABD, Avustralya, Çin, Güney Kore, İngiltere, İspanya, Kanada, Kazakistan, Kırgızistan, Lüksemburg, Romanya, Singapur, Tayland, Tayvan ve Yunanistan gibi ülkelerden firmaların yer aldığı Uluslararası Güneşten Koruma ve Otomatik Kapı Sistemleri Fuarı – R+T Turkey 2025, sektördeki uluslararası iş birlikleri ve ihracat bağlantılarına zemin hazırlıyor. R+T Turkey: Katılımcıların ihracat hedeflerini destekleyecek bir ticari platform Messe Stuttgart Ares Fuarcılık Genel Müdürü Ufuk Altıntop: “2023 yılında düzenlenen son etkinlikte, 11 bin metrekarelik alanda 127 katılımcıyı, 90 ülkeden 5 bini aşkın ziyaretçiyle bir araya getirdik. Bu başarıyı, katılımcılarımızın ihracat hedeflerini destekleyecek şekilde daha da ileri taşımayı amaçlıyoruz. Bu yıl da iki salonda gerçekleşecek R+T Turkey, 16 ülkeden katılımcıyı 90’ın üzerinden ülkeden ziyaretçi ile bir araya getirecek. Avrupa ve Asya arasında bir bağlantı noktası olan İstanbul’da düzenlenen R+T Turkey, hem ziyaretçileri hem katılımcıları için elverişli bir buluşma noktası. 8 ülkeye sınır geçişi ve 95 ülkenin vizesiz erişim imkanı, Avrupa, Asya, Afrika ve Orta Doğu’dan ziyaretçi ulaşımını kolaylaştırıyor. Türkiye Ticaret Bakanlığı’nın bu fuarı dış ticaret teşvik programına dahil etmesi ve böylece Avrupa, Asya, Orta Doğu ve Afrika’daki ziyaretçi çalışmalarını desteklemesi de R+T Turkey Fuarı’nın önemini ortaya koyuyor.” ifadelerini kullandı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Kamar:"Vatandaşın altına hücumunun cezası mücevher ihracatçısına kesilmesin" Haber

Kamar:"Vatandaşın altına hücumunun cezası mücevher ihracatçısına kesilmesin"

2025'in Ocak-Eylül döneminde mücevher ihracatı kilogram bazında yüzde 41,4 azalırken, birçok firma kapandı ya da üretimini azaltmak durumunda kaldı. Bazı firmalar ise üretimlerini Çin, Dubai ve Malezya başta olmak üzere yurt dışına kaydırdı. Uluslararası fuarlara katılımcı firma sayısı ise yüzde 50 düştü. Türkiye'de mücevher üretimi ve ihracatının içinde bulunduğu durumu yoğun bakımdaki hastaya benzeten Takı Üreticileri ve İhracatçıları Derneği (TÜİD) Başkanı Mustafa Kamar, soruna kalıcı tedavi için artık sırf kotanın kaldırılmasının yetmeyeceğini, mevzuatın yeniden yazılması gerektiğini söyledi. Mustafa Kamar Kuyumcukent'te düzenlediği basın toplantısında, altın ithalatına getirilen kota ile birlikte mücevher sektöründe başlayan ve giderek kangrenleşen sorunlar hakkında değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'nin 2003 yılında dünya mücevher ihracatından sadece binde 5 pay aldığını hatırlatan Kamar, şöyle devam etti: 20 MİLYAR DOLAR İHRACATLA DÜNYA LİDERİ OLDUK "O dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın desteği ile 2004'te Mücevher İhracatçıları Birliği'ni kurduk. Teşvikler sayesinde 2020'de sektörün dünya pazarından aldığı pay yüzde 10'a yaklaştı. İtalya'yı geride bıraktık. Ortadoğu ve Orta Asya'nın cash and carry pazarını ele geçirdik. Birçok yabancı firma Türkiye'de mağaza açtı. 'Laleli ihracatı' dediğimiz cash and carry ticareti de yine bu dönemde oluştu. Sektör 10 milyar doları ihracattan, 10 milyar doları da turiste ve Laleli'den yapılan satışlardan olmak üzere toplamda 20 milyar dolarlık ihracat hacmine ulaştı. Ancak 'altın çağ' olarak adlandırdığımız bu dönem, yanlış tedaviler, yanlış tespitler sayesinde Ağustos 2023'te altın ithalatına getirilen kota ile birlikte sona erdi. Kota uygulaması kendi zenginlerini yarattı. 10-15 firma imtiyazlı konuma gelirken işini düzgün yapan, özellikle KOBİ ölçeğindeki firmalar mağdur edildi. Birçok firma üretimini düşürmek ya da tamamen durdurmak durumunda kaldı. Bazı firmalar üretimlerini Çin, Dubai ve Malezya gibi ülkelere kaydırdı. Kuyumcukent'te bir dönem kiralayacak yer yoktu ve üç vardiyaya çıkmıştık.Fuarlarda standlarımızı büyütüyor ve yeni fuarlara katılıyorduk. Şimdi dükkanlar boş, atölyelerin çoğu 15 gün çalışıyor, 15 gün tatil yapıyor. Son iki yılda kapanan mücevher üreticisi ve ihracatçısı 200'ü geçti, yaklaşık 15 bin kişi işsiz kaldı." ALTIN İTHALATINDAKİ ARTIŞIN SORUMLUSU BİZ DEĞİLİZ Mustafa Kamar, kota uygulamasına gerekçe gösterilen altın ithalatındaki artış ve cari açıktan mücevher ihracatçısının sorumlu olmadığını söyledi. Kamar, sözlerini şöyle sürdürdü: Peki cari açık neden artıyor? Cevabı çok açık. Altının kilogramı yurt dışında 130 bin dolarken Türkiye'de 140 bin dolardan satılıyor. Yani arada 10 bin dolar fark var. Bu farkı fırsata dönüştüren 10-15 firma, Dahilde İşleme Rejimini (DİR) suistimal ederek astronomik düzeyde ithalat yapıyor. Bunların kim olduğunu devlet biliyor, bütün bürokrasi biliyor. Merkez Bankası rezerv biriktirmek için altın ithal ediyor. Diğer taraftan hane halkı enflasyondan korunmak için tasarrufunu altında değerlendiriyor. Gerçek durum böyle olmasına rağmen devlet cari açığın faturasını mücevher ihracatçısına kesiyor. Bizim ürün çeşitliliği ve yarı mamül için yaptığımız ithalat kapatıldı. İthalatta peşin ödeme kaldırıldı. İhracatta yüzde 3 Merkez Bankası desteğini alamıyoruz. İhracatımız karşılığında altın getiremiyoruz. Özetle diğer sektörlerde ihracatçının yararlandığı desteklerin hiçbirinden mücevher ihracatçısı yararlanamıyor. Çünkü devlet desteğini istismar edenlerin ve hane halkının altını en güvenilir tasarruf aracı olarak görmesinin faturası bize kesildi. Altının kilogramını dünya ortalamasından 8-9 bin dolar daha pahalıya alıyoruz. Dolayısıyla fiyat tutturamıyoruz ve müşteri kaybediyoruz. Ne demek istediğime bir de Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) kayıtları üzerinden bakalım. Biz 2024'ün 9 aylık döneminde 9 bin 957 kilogrammücevher ihracatı karşılığında 5 milyar 404 milyon dolarlık gelir elde etmiştik. Bu yılın aynı döneminde ise 5 bin 838 kilogramlık ihracat karşılığında ülkemize 6 milyar 175 milyon dolar döviz kazandırmışız. Değer olarak yüzde 14,3 artıda görünmekle birlikte kilogram bazında yüzde 41,4 eksideyiz." İTHALATI KISITLAYAN HER ÖNLEM MÜCEVHER İHRACATÇISININ İŞİNİ ZORLAŞTIRIYOR Mustafa Kamar, cari açıkla mücadeleye destek verdiklerini, ancak altın ithalatını kısıtlamaya yönelik önlemlerin esas alıcı olan hane halkına yönelik olmadığını söyledi. Alınan her önlemin ihracatçının işini daha da zorlaştırdığını anlatan Kamar, bunun firmaların kapanmasına veya taşınmasına sebep olduğunu vurguladı. Kamar, "Türkiye'de mücevher ihracatçısının içinde bulunduğu durumu yoğun bakımdaki hastaya benzetebiliriz. Sektör olarak biz bu hastayı hızla sağlığına kavuşturup yeniden dünya lideri yapabiliriz. Çünkü gerekli altyapıya, yeteneğe ve bilgi birikimine sahibiz." dedi. KRİZİN ÇÖZÜMÜ İÇİN ATILMASI GEREKEN ADIMLAR Devletin de bu süreçte mücevher ihracatçısının yanında olması gerektiğini vurgulayan Kamar, ihracatı yeniden zirveye taşıyacak önerilerini ise şöyle sıraladı: Sistem fabrika ayarlarına döndürülerek, altına dayalı enflasyon muhasebesine geçilmeli. (Bu olursa bütün sektör kayıt altına girer) Stok affı çıkarılmalı Altın ithalatında kota kaldırılarak mevzuat eski haline döndürülmeli. Firma ihracat ettiği kadar altını serbestçe ithal edebilmeli. Merkez Bankası'nın altın ithalatı ayrı bir başlık altında gösterilmeli. Problemin esas sebebi olan bireysel yatırım amaçlı ürünlerle ilgili çözüm bulunmalı. Kapasite kullanımı sıkı bir şekilde denetlenmeli. DİR ve HİR rejimi eski haline getirilmeli.Her türlü mevzuatı suistimal edenler en ağır şekilde cezalandırılmalı. İmtiyaz tanınacak firmalarda özellikle Mücevher İhracatçıları Birliği üyesi ve 2023 yılından önce kurulmuş olma şartı aranmalı. Özellikle tasarruf için alınan gram altın, sarrafiye ve 22 ayarda gerekli kontrol ve vergilendirme yapılmalı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

SCANIA, 2 Milyar Avroluk Yatırımla Üçüncü Küresel Üretim Üssünü Kurdu! Haber

SCANIA, 2 Milyar Avroluk Yatırımla Üçüncü Küresel Üretim Üssünü Kurdu!

Ağır ticari araç üreticisi Scania, 134 yıllık tarihinde önemli bir dönüm noktasına ulaşarak üçüncü küresel endüstriyel merkezini Çin’de hizmete açtı. Bu devasa yatırım, Scania’yı dünyanın en büyük kamyon pazarının merkezine yerleştirirken, şirketin küresel ayak izini de önemli ölçüde güçlendiriyor. Çin'in Jiangsu Eyaleti, Rugao şehrinde kurulan yeni tesis, Scania'nın bugüne kadarki en büyük küresel yatırımlarından biri. 800.000 metrekarelik bir alanı kaplayan tesis, yıllık 50.000 araçlık lisanslı üretim kapasitesine sahip. Tesis, hem Çin pazarındaki talebi karşılayacak hem de Asya ve ötesindeki seçilmiş ihracat pazarlarına hizmet verecek. Toplam 2 milyar avroluk yatırımla hayata geçirilen proje, yerel olarak yaklaşık 3.000 yeni istihdam yaratacak. Sürdürülebilirlik ve İnovasyon Merkezi Scania, Çin'de tamamen kendi mülkiyetinde olan bir kamyon fabrikası için tam üretim lisansı alan ilk batılı OEM (Orijinal Ekipman Üreticisi) oldu. Bu, şirketin Çin pazarına olan uzun vadeli bağlılığının altını çiziyor. Sıfır Karbon Hedefi: Rugao tesisi, yerel olarak üretilen biyogaz ve sertifikalı yeşil elektrik dahil olmak üzere neredeyse tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarıyla çalışacak. Bu önlemler, Scania'nın karbon azaltım hedeflerine doğrudan katkıda bulunuyor. Yeni Standart: Scania Endüstriyel Operasyonlar Asya Başkanı Ruthger de Vries, "Sürdürülebilirlik, Rugao'daki yeni fabrikamızın enerji tedarikinden atık yönetimine kadar her parçasına yerleştirilmiştir. Bu, sadece kamyon üretmek değil, verimli ve sürdürülebilir endüstriyel operasyonlar için yeni bir ölçüt belirlemektir," dedi. Çift Ticari Teklif ve NEXT ERA Serisi Tesisin stratejik önemi, Scania'nın yerel inovasyon hızından yararlanma ve Çinli ortaklarla ortak çözümler geliştirme yeteneğini artırıyor. Tesis, TRATON Modüler Sistemi (TMS)'nin bir parçası olarak tasarlandı. Scania, Çin pazarı için çift ticari teklif sunacak: Küresel Standart Scania: Global yüksek standartta üretilen ve zorlu uygulamalar için özelleştirilebilen, geniş hizmet portföyüne sahip kamyonlar. NEXT ERA Serisi: Özellikle Çin'in rekabetçi uzun yol ve hacimli taşımacılık segmenti için geliştirilmiş, yeni bir çekici (tır) ürün gamı. Bu ürün hattı, yerel dijital ekosistemle tamamen entegre edilmiş, yüksek hacimli taşımacılık uygulamaları için standartlaştırılmış bir çözüm sunacak. Rugao'daki üretimden ilk teslimatlar 2025'in sonlarında başlayacak ve NEXT ERA ürün gamı 2026'nın ilk yarısında piyasaya sürülecek. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Türk Mobilya Sektörü, Rekabetin Formülünü Çin’de Aradı Haber

Türk Mobilya Sektörü, Rekabetin Formülünü Çin’de Aradı

Küresel ölçekte rekabet gücünü artırmayı hedefleyen Türk mobilya sektörü, Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği’nin (EMKOÜİB) Ticaret Bakanlığı desteğiyle yürüttüğü “Aegean Furniture Ur-Ge Projesi” kapsamında Çin’de incelemelerde bulundu. Projenin ilk yurtdışı heyetiyle Çin’e gittiklerini aktaran EMKOÜİB Başkan Yardımcısı Hikmet Güngör, Türk mobilya sektörünün hammaddeyi Çinli rakiplerine kıyasla dolar bazında yüzde 40’a varan oranda daha yüksek fiyatlarla temin ettiğini belirterek, bu koşullarda ihracat hedeflerine ulaşabilmek için yeni çözüm yolları aradıklarını vurguladı. Çin’in dünya mobilya ihracatında lider olduğunu, üretim kapasitesi ve ürün çeşitliliğiyle global trendleri belirlediğini ifade eden Güngör, şunları kaydetti: “Çin, üretim altyapısı, modern tesisleri ve rekabetçi fiyat-performans dengesiyle hem tedarik hem de inovasyon açısından cazip bir merkez konumunda. Örneğin Çin’de 3 dolara temin edilen bir kumaş, Türkiye’de 6 dolara ulaşıyor. Çin’in en büyük mobilya üretim üssü Foshan, yılda 70 milyar dolar üretim hacmine sahip ve dünya mobilya tedarik zincirinde kritik bir merkez olarak kabul ediliyor. Türkiye, üretim maliyetlerini düşürüp döviz kurları enflasyonla uyumlu şekilde seyrettiğinde, mobilya sektöründe 6 milyar dolar ihracat hedefine ulaşabilir.” Stratejik Görüşmeler ve Furniture China Fuarı Heyet, dünyanın en büyük mobilya fuarlarından Furniture China Fuarı’nı da ziyaret etti. Bu yıl 350.000 metrekarelik alanda düzenlenen fuara 26 ülkeden 3.000’in üzerinde firma katıldı ve 200.000’i aşkın profesyonel ziyaretçiyi ağırladı. Klasik ev mobilyalarından modern ofis çözümlerine, akıllı mobilya sistemlerinden çevre dostu tasarımlara kadar geniş ürün yelpazesinin sergilendiği fuar, sektörün geleceğine ışık tuttu. Fuarda China Furniture Association Başkanı Xu Xiangnan ve Asya İhracatçılar Birliği Genel Sekreteri Linda Tu ile görüşmeler gerçekleştirdiklerini aktaran Güngör, “Çinli mobilyacıları da Türkiye’deki fuarlara davet ederek karşılıklı iş birliğini geliştirmeyi hedefliyoruz” dedi. Louvre Furniture Mall ve Foshan Ziyareti EMKOÜİB heyeti, Çin’in en prestijli mobilya ticaret merkezlerinden Louvre Furniture Mall’u da ziyaret etti. Sadece bir alışveriş merkezi olmanın ötesinde, üretici ve distribütörleri buluşturan stratejik bir platform olan kompleks, Çin’deki tedarik zinciri yönetimi, lojistik süreçler ve satış sonrası hizmet anlayışını gözler önüne serdi. Heyetin ziyaret ettiği Foshan bölgesi ise 1.200 büyük fabrika ve 3.000’den fazla atölyesiyle yıllık 70 milyar dolar üretim hacmine sahip. Modern üretim teknikleri, ileri otomasyon sistemleri, kalite kontrol uygulamaları ve çevre dostu yatırımlarıyla küresel mobilya tedarik zincirinin en güçlü merkezlerinden biri olarak öne çıkıyor. Yeni Pazarlar İçin Yol Haritası Çin ziyaretinden elde edilen deneyimlerin, sadece üretim ve tedarik süreçlerini gözlemlemekle sınırlı kalmadığını vurgulayan Güngör, “Vietnam ve Malezya gibi hızla büyüyen pazarlara yönelik stratejik pazarlama faaliyetlerimizi planlarken bu ziyaretin önemli bir referans noktası olacağını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.