Hava Durumu

#Çocuk

Kapsül Haber Ajansı - Çocuk haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çocuk haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Yaz Tatilinde Çocuklara Kitap Sevdirmenin 5 Eğlenceli Yolu Haber

Yaz Tatilinde Çocuklara Kitap Sevdirmenin 5 Eğlenceli Yolu

Yaz tatili, çocuklar için oyun ve eğlence zamanı olsa da kitap okuma alışkanlığının devam etmesi büyük önem taşır. Ancak uzun tatil günlerinde çocukları kitaplara yönlendirmek bazen zorlayıcı olabilir. Ne var ki, doğru ve eğlenceli yöntemlerle kitap okumak bir "görev" olmaktan çıkıp, keyifli bir "keşif" haline gelebilir. İşte yaz tatilinde çocuklara kitap okuma sevgisini aşılamanın 5 yaratıcı ve eğlenceli yolu: 1. “Tatilde Okudum” Günlüğü Oluşturun Her kitabın ardından bir “okuma günlüğü” tutmak, çocukların kitapla daha derin bağ kurmasını sağlar. Sayfaları süsleyebilecekleri, resim çizebilecekleri bir defterle bu alışkanlık hem eğlenceli hem kalıcı hale gelir. Hatta küçük bir ödül sistemiyle motivasyon artırılabilir. 2. Kitap Kutusu Sürprizi Hazırlayın Bir kutunun içine birkaç yaşına uygun kitap, renkli ayraçlar, çıkartmalar ve küçük sürprizler koyarak ona “tatil kitap kutusu” hediye edin. Kutudan her gün bir kitap seçmesiyle heyecan artar, kitapla kurduğu duygusal bağ güçlenir. 3. Karakterleri Canlandırarak Okuyun Kitapları sadece okumak değil, yaşamak da mümkündür! Karakter sesleriyle okumak, birlikte mini bir tiyatro sahnesi kurmak çocukların dikkatini artırır. Eğlenceyle öğrenme birleşince okuma saatleri sabırsızlıkla beklenir. 4. Açık Havada Kitap Saati Sahilde, parkta, piknikte veya bahçede kitap okumak ortam değişikliğiyle çocukların ilgisini artırır. Doğanın içinde geçen bir okuma saati, ekran yerine sayfaların tercih edilmesini kolaylaştırır. 5. Kitap Arkadaşı Edindirin Aynı yaş grubundan bir arkadaşıyla kitap alışverişi yapmasını sağlayın. Aynı kitabı okuyup sonrasında sohbet etmeleri, okuduklarını paylaşmak için motive eder. Bu sayede sosyal bir aktiviteye dönüşür. Unutmayın… Çocuklara kitap okuma alışkanlığı kazandırmak, baskıyla değil keyifle olur. Yaz tatili; bu alışkanlığın temellerini atmak için harika bir fırsattır. Doğru yöntemlerle kitap, çocuğun dünyasında sadece bir bilgi kaynağı değil, aynı zamanda bir oyun arkadaşı olabilir.

TEGV 30. Yılında Yaz Etkinlikleriyle Binlerce Çocuğa Ulaşıyor Haber

TEGV 30. Yılında Yaz Etkinlikleriyle Binlerce Çocuğa Ulaşıyor

“Bir Çocuk Değişir, Türkiye Gelişir” mottosuyla 30 yıldır çocukları nitelikli eğitim desteğiyle buluşturan Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın (TEGV) yaz dönemi etkinlikleri, 23 Haziran itibarıyla okul bahçelerinde konumlanan Ateşböceği Öğrenim Birimlerinde başladı. 30 Haziran’dan itibaren ise Eğitim Parkları ve Öğrenim Birimlerinin de katılımıyla tüm etkinlik noktalarında faaliyetler eş zamanlı olarak hayata geçirildi. Çocuklar, 28 Temmuz’a kadar sürecek birbirinden eğlenceli ve öğretici etkinliklere ücretsiz olarak katılabilecekler. İlköğretim çağındaki tüm çocuklara açık olan etkinliklerle, zamanı etkin kullanma, grup çalışması, eleştirel ve yaratıcı düşünme gibi yaşam becerilerini geliştirmeleri hedefleniyor. Ayrıca çeşitli temalar aracılığıyla farklı kültürleri tanımaları, çevre bilinci kazanmaları, haklarını öğrenmeleri, okuma alışkanlığı edinmeleri ve kültürel gezilerle bu kazanımları pekiştirmeleri amaçlanıyor. Türkiye’nin farklı illerindeki çocuklara ulaşıyor Ülkemizin eğitim alanında faaliyet gösteren en yaygın sivil toplum kuruluşu olan TEGV, yaz etkinliklerini bu yıl 25 ilde, 6 Eğitim Parkı, 40 Öğrenim Birimi ve 26 Ateşböceği Gezici Öğrenim Birimi olmak üzere toplam 72 etkinlik noktasında gerçekleştiriyor. Yaklaşık 7.000 çocuğun katılım sağlaması beklenen yaz etkinliklerinde, çocukların ihtiyaçlarının merkeze alındığı, aktif öğrenme yaklaşımının benimsendiği ve katılımcı, eğlenceli içeriklerle zenginleştirilmiş programlar uygulanıyor. Çocukların farklı konuları keşfetmesine olanak tanıyan bu etkinlikler, aynı zamanda yaz tatili süresince öğrenme kayıplarının önüne geçilmesini ve çocukların zamanlarını verimli bir şekilde değerlendirmesini amaçlıyor. Gönüllüler yazın da sahada Yıl boyunca çocukların gelişimine katkı sunan TEGV gönüllüleri, yaz döneminde de desteklerini sürdürüyor. Yaz etkinliklerine 650’ye yakın gönüllünün katılım göstermesi bekleniyor. Yaz etkinlik noktalarında görev alan gönüllüler; çocukların eğlenerek öğrenmesini destekleyen atölyelerde aktif rol alıyor, onların sosyal, bilişsel ve duygusal gelişimlerine katkı sunuyor. 80’i aşkın içerikli zengin yaz programı Kısa süreli yaz etkinlikleri, 80’den fazla farklı içerikten oluşan yaz programında sanat, spor, beslenme, müzik, bilim, felsefe, kodlama ve İngilizce gibi birbirinden farklı alanlarda etkinlikler sunuyor. Örneğin, çocuklar beslenme etkinliklerinde besinleri tanıyıp sağlıklı beslenme alışkanlıklarını öğrenirken, müzik etkinliğinde çevrelerindeki seslere kulak kabartıp, bazen bir rüzgâr, bazen bir arı ya da dalgaların sesi olacakları, içerindeki ritmi keşfedecekleri etkinliklere katılıyorlar. Yaratıcı, analitik ve eleştirel düşünme becerisini geliştirmeyi amaçlayan kodlama programı ise çocukların temel bilişim teknolojilerini tanımalarını, buradan yola çıkarak teknolojiyi doğru kullanmalarını ve problem çözme becerilerine katkıda bulunmayı hedefliyor. Simülasyon ve sanatla gelişim desteği İstanbul etkinlik noktalarında yürütülen yaz etkinlikleri, çocuklara yönelik bilinçlendirici ve geliştirici ziyaretlerle sürüyor. TEGV’li çocuklar Allianz ve TEGV iş birliğiyle birlikte hayata geçirilen “Bilinçli Adımlar, Güvenli Yarınlar” projesi kapsamında, Türkiye’nin ilk ve tek akredite deprem ve yangın test ve eğitim merkezi olan Allianz Teknik Simülasyon Merkezi’ni ziyaret ediyor. Ziyaret kapsamında çocuklar; deprem ve yangın gibi afet durumlarında nasıl davranmaları gerektiğini uygulamalı olarak öğrenme fırsatı buluyorlar. Simülasyon merkezindeki deneyimlerle, afet bilinci ve güvenli yaşam konularında önemli kazanımlar elde ediyorlar. Aynı zamanda tüm etkinlik noktalarında “Bilinçli Adımlar, Güvenli Yarınlar” (BAGY) Kutu Oyunu ile daha fazla çocuğa ulaşarak deprem bilinci geliştiriliyor. Gezilerle kültürel çeşitliliği tanıyorlar Bununla birlikte, Türkiye genelindeki tüm etkinlik noktalarında yer alan çocuklar, bağışçı ve sponsorların destekleriyle düzenlenen geziler kapsamında müzeler, sanat galerileri ve benzeri kültürel mekânları ziyaret etme fırsatı buluyor. Bu kapsamda Van Muradiye’deki çocuklar, Muradiye İlçe Halk Kütüphanesi’ni ziyaret ederek kitaplarla iç içe bir gün geçirdi; okuma alışkanlığı ve kütüphane kültürü üzerine keyifli deneyimler edindiler. Şanlıurfa’daki çocuklar, Şanlıurfa Bilim Merkezi’nde bilimsel deneyleri yakından gözlemleyip etkileşimli uygulamalarla bilimi keşfetme imkânı buldu. Gaziantep’te Panorama Müzesi’ni ziyaret eden çocuklar, şehrin tarihine dair interaktif bir yolculuğa çıktı. Mersinli çocuklar, MTSO Sanat Galerisi’nde düzenlenen “Geri Dönüşüm Sergisi”yle çevre bilinci kazanırken, Atatürk Evi gezisiyle Cumhuriyet tarihine dair önemli bilgiler edindi. İstanbul Kartal Öğrenim Birimi’nden çocuklar ise Pendik Yenişehir İtfaiyesi’nin çocuk birimini gezerek yangın güvenliği hakkında bilgi aldı, itfaiyecilik mesleğini yakından tanıdı. Antalyalı çocuklar da Kum Heykel Müzesi’nde sanatla iç içe bir gün geçirdi. Bu geziler aracılığıyla çocuklar, sanata, kültüre ve tarihe dair farkındalık kazanırken; estetik bakış açılarını geliştiriyor, görsel okuma becerilerini artırıyor ve kültürel çeşitliliği tanıma yönünde önemli kazanımlar elde ediyor. Yaşam becerileri ve kişisel gelişimlerini destekliyor 28 Temmuz’a kadar devam edecek etkinliklere yaklaşık 7 bin çocuğun katılması hedefleniyor. TEGV yaz etkinliklerinde kendilerini tanıma ve yeteneklerini keşfetme fırsatı yakalayan çocukların zamanı etkin kullanma, grup çalışması, eleştirel ve yaratıcı düşünme gibi yaşam becerilerinin gelişmesine katkı sağlanıyor. Etkinliklerdeki çeşitli temalar aracılığıyla farklı kültürleri tanımaları, çevre bilinci kazanmaları, haklarını öğrenmeleri ve okuma alışkanlıklarını geliştirmeleri de hedefleniyor. TEGV, bu yaz tatilini dolu dolu geçirmek ve yeni arkadaşlarla tanışmak isteyen tüm çocukları etkinlik noktalarına davet ediyor. Etkinliklerle ilgili daha fazla bilgi edinmek için TEGV’in web sitesi tegv.org ziyaret edilebilir.

Çocukların Dijital Gündeminde Neler Var? Haber

Çocukların Dijital Gündeminde Neler Var?

Günümüzün birbirine bağlı dünyasında çocuklar dijital teknolojiyle her zamankinden daha fazla haşır neşir oluyor. Son araştırmalar 8-10 yaş arası çocukların günde ortalama altı saatlerini, 11-14 yaş arası çocukların ise günde ortalama dokuz saatlerini ekran başında geçirdiklerini gösteriyor. Çocukların hayatlarının önemli bir kısmı çevrimiçi ortamda geçerken, ebeveynler için çocuklarının dijital alanda nelere dikkat ettiklerini, ne aradıklarını, hangi platformları kullandıklarını ve hangi trendlerin ilgi ve davranışlarını etkilediğini anlamak daha da önemli hale geliyor. Her yıl çıkan yeni dijital trendler çocukların dünyayı keşfetme şeklini şekillendiriyor. Kaspersky, bu yılki raporunda yapay zeka araçlarına olan ilginin arttığını tespit etti. 2023-2024 döneminde en çok kullanılan ilk 20 uygulama arasında hiçbir yapay zeka uygulaması yer almazken, "Character.AI" bu yıl listeye girerek çocukların yapay zekayı sadece merak etmekle kalmayıp dijital yaşamlarına aktif olarak entegre ettiklerini gösterdi. Tüm arama sorgularının %7,5'inden fazlası, ChatGPT, Gemini ve özellikle de kullanıcıların kurgusal veya gerçek karakterleri taklit eden botlar oluşturmasına veya bunlarla etkileşime girmesine olanak tanıyan bir platform olan Character.AI gibi tanınmış isimler tarafından yönetilen AI sohbet botları üzerineydi. Bu, geçen yıla oranla büyük bir artışa işaret ediyor. 2023-2024 raporunda yapay zeka ile ilgili sorgular tüm aramaların yalnızca %3,19'unu oluştururken, bu yıl bu tür sorgular iki kattan fazla arttı. Ancak, tüm chatbot etkileşimleri riskten arındırılmış değil. Bazı botlar, özellikle diğer kullanıcılar tarafından oluşturulduğunda veya özelleştirildiğinde, çocukları duygusal olarak yoğun içeriğe, yanlış bilgilere veya yaşlarına uygun olmayan temalara maruz bırakabiliyor. Bu platformlar genellikle kullanıcı tarafından oluşturulan içeriğe dayandığından ve sıkı denetimlerden yoksun olabileceğinden, çocuklarla yapay zeka araçlarını nasıl kullandıkları hakkında açıkça konuşmak ve Kaspersky Safe Kids gibi aileleri de bu konuda bilinçlendiren dijital ebeveynlik uygulamaları kullanmak çok önemli. Türkiye’de en popüler Android uygulamalarının ilk 5'i YouTube (platformda geçirilen zamanın %34’ü), Instagram (%13), WhatsApp (%13) ve Brawl Stars olurken (%9), Character.AI Türkiye’de 16. sırada yer aldı ve çocukların zamanın yaklaşık %1’ini kapladı. Memler bu yıl yapılan aramaların küçük bir bölümünü oluştursa da, çocukların dijital kültürünün bir başka katmanını ortaya koyması açısından önemli. En popüler memlerin çoğu "brainrot" olarak adlandırılan ve kısa videolar aracılığıyla yayılan bir tür absürd, kasıtlı ve kaotik mizah türüne giriyor. En çok arananlar arasında İtalyanca "tralalero tralala" ifadesi ve "tung tung tung sahur" adlı bir mem parçası vardı. Bu ifadeler yetişkinlere rastgele gelebilir, ancak birçok çocuk için platformdan platforma hızla yayılan ortak şakaları temsil ediyor. Analistlerin dikkatini çeken yeni uygulamalar arasında, müzik ve görsel etkileşimi harmanlayan ritim tabanlı bir tarayıcı oyunu olan Sprunki de yer alıyor. Bu oyunda oyuncuların hızlı tempolu seslerle senkronize vuruşlarla tepki vermeleri gerekiyor. Bu da deneyimi hem sürükleyici hem de fiziksel olarak ilgi çekici hale getiriyor. Parlak, karikatürize tasarımı ve bağımlılık yaratan oynanışı oyunu genç kitleler arasında giderek daha popüler hale getirdi. Bu durum sadece Google aramalarında değil, Sprunki'nin en çok aranan ilk beş oyun arasına girmesiyle ve Brawl Stars ve Roblox gibi uzun süredir favoriler arasında yer aldığı YouTube izlemelerinde de kendini gösteriyor. Aynı zamanda, tanıdık alışkanlıklar da gündemde güçlü bir şekilde yer almaya devam ediyor. Çocuklar arasında en yaygın çevrimiçi etkinlik, Google'da video izleme platformları aramak oldu. Tüm sorguların neredeyse %18'i video izlemeyle ilgiliydi. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde YouTube, geçtiğimiz yıl %28,13'ten %29,77'ye yükselerek açık ara favori Android uygulaması olmaya devam etti. WhatsApp, TikTok'u (%12,76) geride bırakarak %14,72 ile ikinci sıraya yükselirken Snapchat ve Facebook düşüşünü sürdürdü. Bu değişim değişen iletişim alışkanlıklarını yansıtıyor olabilir. Zira çocuklar sohbet uygulamalarını arkadaşlarıyla bağlantılar, memler ve kısa videolar paylaşmak için daha sık kullanıyor. Video içeriği ve oyunlar da çocukların arama davranışlarında popüler konular olmaya devam etti. Netflix, Twitch ve Disney+ gibi platformlar bu alanda kendilerine sağlam bir yer edindiler. Bu eğilim, Kaspersky'nin eğlence platformlarının siber suçlular için nasıl hedef haline geldiğini vurgulayan son yayın raporundaki bulguları da yansıtıyor. Aynı zamanda çocuklar oyun dünyasında Roblox, Minecraft ve giderek artan bir şekilde, genellikle basit, hızlı tempolu ve bir tarayıcıdan anında erişilebilen yüzlerce ücretsiz oyun sunan tarayıcı tabanlı portal Poki'yi tercih etmeye devam etti. Kaspersky Gizlilik Uzmanı Anna Larkina, şunları söylüyor: "Bu yılın trendleri, çocukların dijital kültürünün ne kadar hızlı geliştiğini gösteriyor. Bir gün yapay zeka botlarıyla sohbet ediyorlar, bir sonraki gün hepsi hiç duymadığınız bir İtalyan mem şarkısını mırıldanıyor. Ancak her trendin arkasında bir bağlantı kurma şansı vardır. Ebeveynler çocuklarının ne izlediğini, ne oynadığını ya da ne aradığını anlamak için zaman ayırdıklarında, anlamlı sohbetlere kapı açarlar ve daha güvenli, daha güvenilir dijital alışkanlıklar oluşturmaya yardımcı olurlar. Dijital ebeveynlik uygulamaları, bu yolculukta yalnızca çocukları korumak için değil, aynı zamanda onların hayatına dahil olmak için de yararlı bir araç olabilir." Kaspersky, çocukları çevrimiçi tehditlere karşı güvende tutmak için aşağıdakileri öneriyor: - Olası çevrimiçi riskler hakkında çocuklarla açık iletişim kurun ve güvenliklerini sağlamak için net kurallar belirleyin. - Kötü amaçlı dosya indirmelerini önlemek için Kaspersky Premium gibi güvenilir bir güvenlik çözümü yükleyerek oyun deneyimlerini güvence altına alın. - Ortaya çıkan tehditler hakkında bilgi sahibi olun ve daha güvenli bir dijital ortam oluşturmak için çocukların çevrimiçi etkinliklerini aktif olarak izleyin. - Temel kavramları, siber hijyen kurallarını ve dolandırıcılıktan nasıl kaçınılacağını açıklayan ücretsiz indirilebilir bir kitap olan Kaspersky Cybersecurity Alphabet gibi eğitim araçlarını kullanarak çocukları siber güvenliğin temelleriyle tanıştırın. - Çocukları hem çevrimiçi hem de çevrimdışı ortamda korumak, ekran süresini yönetmek, uygunsuz içerikleri engellemek ve gönül rahatlığı için konumlarını takip etmek adına Kaspersky Safe Kids gibi dijital ebeveynlik uygulamalarını kullanın.

Okuldaki Zorbalığın Nedeni Evdeki Duygusal İhmal Olabilir! Haber

Okuldaki Zorbalığın Nedeni Evdeki Duygusal İhmal Olabilir!

Ergenlik döneminde artan şiddet ve zorbalığın, sadece mağdurları değil, bu davranışları sergileyen gençleri de olumsuz etkilediğine dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, “Sosyal medya, oyunlar ve dizilerde şiddetin kahramanlık ya da güç göstergesi gibi sunulması, gençlerin bu davranışı normalize etmesine yol açabilir.” dedi. Çocukların duygularını sağlıklı ifade edebileceği güvenli ortamların oluşturulması ve açık iletişimin önemini vurgulayan Ülkü, zorbalığın arkasında çoğu zaman bir ihtiyaç, ihmal ya da yanlış öğrenilmiş bir modelin yattığını kaydetti. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, özellikle ergenlik döneminde artan şiddet ve zorbalık davranışlarının nedenleri, belirtileri ve bunlarla baş etme yolları hakkında açıklamalarda bulundu. Şiddetin kahramanlık ya da güç göstergesi gibi sunulması, normalize edilmesine yol açabilir! Son yıllarda özellikle sosyal medyada ve okul ortamlarında ergenler arasında şiddetin ve zorbalığın artmaya başladığına dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, “Bunu durdurmanın ilk adımı, şiddetin arkasında yatan nedenleri doğru anlamak ve aileleri bilinçlendirmekten geçiyor.” dedi. Şiddetin yaygınlaşmasının ardında birçok etken bulunduğuna işaret eden Ülkü, “Çocuklar, çevrelerindeki yetişkinlerin ve akranlarının davranışlarını taklit eder. Evde ya da sosyal çevrede şiddetin sıkça yaşanması, bu davranışı içselleştirmelerine neden olabilir. Sosyal medya, oyunlar ve dizilerde şiddetin kahramanlık ya da güç göstergesi gibi sunulması, gençlerin bu davranışı normalize etmesine yol açabilir. Özellikle duygusal ihmal yaşayan gençlerde, karşısındaki kişinin duygularını anlamak ve ona göre davranmak zorlaşabilir. Gruplar içinde yer edinmek isteyen gençler, onay görmek için şiddet içeren davranışlara yönelebilir.” Bu davranışlar çocuğun zorbalık yaptığına işaret edebilir!  Bir çocuğun zorbalık yaptığını anlamanın her zaman kolay olmasa da bazı sinyallerin dikkat çekici olduğunu kaydeden Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, şunları söyledi: “Sürekli başkalarını küçümseyen veya alay eden ifadeler kullanır. Şiddet içeren olaylardan sonra ‘ama o da hak etti’ gibi savunmacı bir yaklaşım sergiler. Evde kardeşlerine karşı baskın, tehditkar veya manipülatif davranır. Akranları hakkında sık sık olumsuz konuşur ve arkadaşlık ilişkileri yüzeysel kalır. Ailelerin bu ipuçlarını gözlemlemesi ve çocuğun davranışlarıyla ilgili açık uçlu, yargılamayan sorular sorması önemlidir.” Çocukların yoğun duygular ile baş etmesine yardımcı olunmalı! Zorbalığın erken fark edilmesinin ve doğru yönlendirilmesinin, hem zorbalığı yapan hem de maruz kalan çocuk için önemli olduğunun altını çizen Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, “Ayrıca erken müdahalelerle alınan önlemler, zorbalığın başka çocuklara vereceği psikolojik zararı da azaltır.” dedi. Ailelerin, bu konuda  önleyici ve onarıcı bir rol üstlenebileceklerini ifade eden Ülkü, “Açık iletişim çok önemlidir. Çocuğun duygularını yargılamadan ifade edebileceği bir ortam sağlamak, davranışların altında yatan ihtiyaçları anlamayı kolaylaştırır. Çocukların yoğun duygular ile baş etmesinde yardımcı olunmalı. Öfke, hayal kırıklığı, kıskançlık gibi duygularla nasıl baş edileceği konusunda destek olunmalı. Aile içi tartışmalarda şiddet yerine sağlıklı iletişim yöntemlerinin kullanılması çok etkilidir. Şiddet ya da zorbalık içeren davranışların asla kabul edilmeyeceğini net şekilde göstermek gerekir. Öğretmenlerle düzenli iletişimde olmak ve okul psikolojik danışmanlarıyla iş birliği yapmak destekleyici olacaktır.” açıklamasını yaptı. Her zorbalık davranışının ardında bir ihtiyaç, ihmal ya da yanlış öğrenilmiş bir model olabilir! Zorbalığın, yalnızca mağduru değil, zorbalığı yapan çocuğu da olumsuz etkilediğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, “Mağdurlarda kaygı bozuklukları, depresyon, özgüven kaybı, okul fobisi, akademik başarıda düşüş gibi sorunlar görülebilir. Zorbalık yapan ergenlerde ise suç eğiliminde artış,   uzun vadede sağlıksız sosyal ilişkiler kurma eğilimi olabilir.” dedi. Ergenlik döneminin, bireyin sosyal çevresiyle ilişkiler kurduğu kritik bir dönem olduğunu da hatırlatan Ülkü, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu dönemde ortaya çıkan şiddet ve zorbalık davranışları asla küçümsenmemeli. Her zorbalık davranışının ardında bir ihtiyaç, bir ihmal ya da yanlış öğrenilmiş bir model olabilir. Bu nedenle ailelerin, öğretmenlerin ve uzmanların iş birliği içinde hareket etmesi, çocuklara sağlıklı iletişim yolları, empati ve duygusal farkındalık kazandırması büyük önem taşır.” 

Çocuklarda gribe karşı neler yapılabilir? Haber

Çocuklarda gribe karşı neler yapılabilir?

Bahar aylarına kadar süren grip sezonu yetişkinleri olduğu gibi çocukları da hedef alıyor. Yüksek ateşle etkisi altına alarak halsiz bırakıyor, bazen hastaneye yatışı bile gerektiriyor. Verilere göre, kreşe giden her 2 çocuktan biri grip oluyor; aşırı soğukların devam ettiği son günlerde ise çocuklar arasında grip vakaları daha da artıyor! İnfluenza virüsünün bulaşma oranının çok yüksek olduğuna dikkat çeken Acıbadem Altunizade Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Burcu Kesmez Evirgen, “Çocuklarımızı gripten korumak için hem bulaşmayı azaltacak hem de bağışıklık sistemini güçlendirecek önlemler almamız son derece önemli. Grip aşısı bu önlemlerin başında gelir. Ayrıca çocuklarımızın bol sıvı almalarını, sebze ve meyveyle beslenmelerini, istirahat etmelerini sağlamalıyız. Hijyen kurallarına dikkat etmek ve kalabalık ortamlarda mümkün olduğunca bulunmamak ya da maske takmak almamız gereken diğer önemli önlemlerdir” diyor. Kreşe giden her 2 çocuktan biri grip oluyor İnfluenza virüsünün yol açtığı grip, ani başlayan ve 38-40 derecelerde seyreden yüksek ateş, titreme, burun tıkanıklığı veya burun akıntısı, öksürük, baş ağrısı, halsizlik, yaygın kas ağrısı ve aşırı bitkinlik ile kendini gösteriyor. Genellikle 2 haftadan kısa sürede geçse de 5 yaşından küçük çocuklarda hastaneye yatış gerektirebiliyor. Özellikle 2 yaşın altındaki çocuklarda 39-40 dereceyi bulan ateşle birlikte havale geçirme olasılığı ve acile başvurularda artış gözleniyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Burcu Kesmez Evirgen, soğuk havalarda virüsün daha etkili olduğunu vurgulayarak, “Ülkemizde ekim gibi başlayan virüs aktivitesi nisan ayına kadar devam eder. Kış döneminde kreşe giden çocukların en az yarısı grip olur. Okul öncesi çocuk grubu, özellikle 2 yaş altındaki çocuklar bu virüsten çok etkilenir. Öyle ki çocukların hastanede tedavi edilmeleri gerekebilir” diyor. GRİBE KARŞI 8 ETKİLİ ÖNERİ! Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Burcu Kesmez Evirgen, çocuklarda gribe karşı alınabilecek önlemleri şöyle sıralıyor: Grip aşısı yaptırın Gripten korunmanın en etkili yolu, çocuklara yıllık grip aşısı yaptırmaktır. Amerikan Pediatri Akademisi; 6 ay ve üzerindeki tüm çocukların grip aşısı olmalarını öneriyor. Aşı, sadece çocukları korumuyor, aile üyeleri ve toplum genelinde hastalık yükünü de azaltıyor. Bu nedenle çocuğunuzun grip aşısını yaptırmayı alışkanlık edinin. El hijyenine dikkat edin Çocuğunuza sık sık ellerini sabunla yıkamasını öğretin ve hijyen kurallarına dikkat edin. Virüsler eller yoluyla burun, ağız ve gözlere temasla bulaştığı için çocuğunuzu ellerini yüzüne sürmemesi gerektiği konusunda bilgilendirin. Kapalı ve kalabalık ortamlardan kaçının Salgın döneminde alışveriş merkezleri ile toplu taşıma gibi kalabalık ve havasız ortamlardan mümkün olduğunca uzak durun. Çocuğunuzun gribe yakalanmış kişilerle temastan kaçınmalarını sağlayın. Kalabalık bir ortama girmeniz gerekiyorsa çocuğunuza maske takmayı alışkanlık haline getirin. Bol su içirin Yeterli sıvı tüketimi vücudun virüsle mücadelesine destek oluyor. Dolayısıyla, çocuğunuzun yaşına göre bolca su içmesini sağlayın. Sadece su değil meyve suları, bitki çayları, ayran ve kefir gibi içecekler de vücuttaki sıvı miktarını artırıyor. Sofranızda mutlaka yer verin  Sofranızda protein, sağlıklı yağlar, vitamin ve mineral açısından zengin besinlere yer verin. Yoğurt, kefir ve fermente gıdalar gibi probiyotikler bağırsak sağlığını destekleyerek bağışıklık sistemini güçlendiriyorlar. Vücudunun doğal savunmasını desteklemek için şekerli ve işlenmiş gıdalardan kaçının. Evinizi sık sık havalandırın Temiz ve nemli hava solunum yollarının korunmasına yardımcı oluyor. Havanın çok kuru olması burun ve boğazda tahrişe ve bunun sonucunda influenza gibi viral enfeksiyon etkenlerinin vücuda girişinin kolaylaşmasına neden olabileceği için ortamın nem dengesini koruyun. Evde temiz hava sirkülasyonu sağlamak için pencereleri düzenli olarak açarak odalarınızı havalandırın. Yeterli uyku çok önemli Yetersiz uyku vücudun hastalıklarla mücadelesini zorlaştırıyor. Düzenli uyku alışkanlığı ise çocukların genel sağlığını korumada önemli bir rol oynuyor. Bağışıklık sistemini güçlü tutmak için çocuğunuzun her gece en az 8 saat uyumasına özen gösterin. Yaşına uygun spor için teşvik edin Düzenli hareket etmek bağışıklık sistemini güçlendiren önemli bir faktör. Dolayısıyla fiziksel aktivite vücudun hastalıklarla daha iyi mücadele etmesine yardımcı oluyor. Çocuğunuzu açık havada oyun oynamaya, yürüyüş yapmaya veya yaşına uygun bir sporla ilgilenmeye teşvik edin.

Çocuğunuz sık sık soğuk algınlığı geçiriyorsa dikkat! Haber

Çocuğunuz sık sık soğuk algınlığı geçiriyorsa dikkat!

Soğuk havalarda, kapalı ortamlarda daha fazla zaman geçirmek ve okulların açık olması gibi faktörler nedeniyle çocuklarda bulaşıcı hastalıklar daha sık görülüyor. Dolayısıyla, çocuklarda vücudu enfeksiyonlar ile zararlı mikroorganizmaların yol açtığı hastalıklara karşı koruyan bağışıklık sisteminin güçlü olması büyük bir önem taşıyor. Acıbadem Kartal Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Emel Kabakoğlu Ünsür, bağışıklık sistemleri henüz tam olarak gelişmediği için çocukların yetişkinlere göre daha sık hastalanabildiklerini belirterek, “Çocukların yılda birkaç kez soğuk algınlığı ve grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonu geçirmeleri normal kabul edilmektedir. Ancak enfeksiyonların çok sık ve ağır yaşanması zayıflayan bağışıklık sisteminin önemli bir işareti olabilir” diyor. Çocuklarda bağışıklık sisteminin zayıfladığına işaret edebilen 8 önemli sinyali anlatan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Emel Kabakoğlu Ünsür,  bu belirtiler sürekli hale gelirse mutlaka bir doktora başvurmak gerektiği uyarısında bulunuyor.  Sık geçirilen enfeksiyon Çocuklar yılda birkaç kez soğuk algınlığı geçirebiliyorlar. Ancak enfeksiyonların çok sık ve ağır yaşanması, uzun sürmesi zayıf bir bağışıklığa işaret edebiliyor.  Sık sık sindirim problemleri yaşamak Bağışıklık sisteminin büyük bir kısmı bağırsaklarda bulunuyor. Dolayısıyla sürekli ishal, kabızlık veya mide sorunları yaşamak zayıf bağışıklığın sinyali olabiliyor. Yorgun ve halsiz hissetmek  Sürekli yorgun ve halsiz hissetmek bağışıklık sisteminin zorlanmasından kaynaklanabiliyor.  Cilt problemleri  Sık görülen cilt enfeksiyonları, mantar hastalıkları veya egzama gibi sorunlar, zayıflayan bağışıklık sisteminin belirtileri arasında yer alıyor.  Lenf bezlerinde oluşan şişlik Lenf düğümleri bağışıklık sistemi hücreleri içeriyorlar. Dolayısıyla sürekli şişen ve hassas olan lenf bezleri vücudun enfeksiyonlar ile yeterince başa çıkamadığını gösterebiliyor.  Tekrarlayan kulak, sinüs ve akciğer enfeksiyonları  Yılda birkaç kez zatürre, bronşit, kulak iltihabı veya sinüzit geçirmek bağışıklık sisteminin zayıf olmasından kaynaklanabiliyor.  Yaraların geç iyileşmesi Yaraların geç iyileşmesi de bağışıklık hücrelerinin yeterince çalışmadığının habercisi olabiliyor.  İştahsızlık ve kilo kaybı  Bağışıklık sistemi zayıfladığında iştahsızlık, kilo kaybı veya büyüme ile gelişim geriliği görülebiliyor. BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİREN 8 ÖNEMLİ ÖNERİ Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Emel Kabakoğlu Ünsür, çocukların bağışıklık sistemini güçlendiren önerileri şöyle sıralıyor:  Dengeli ve sağlıklı beslenmesi çok önemli!  Çocukların bağışıklık sistemini güçlendirmek için meyve ve sebzeler, protein kaynakları ile probiyotikler açısından zengin bir beslenme programı oluşturmak büyük bir önem taşıyor.  Meyve ve sebzeler: Antioksidanlar, vitaminler ile mineraller açısından zengin olan meyve ve sebzeler bağışıklık sistemini güçlendiren etkiye sahipler. Bu nedenle, çocuklar özellikle C vitamini (mevsimine göre portakal, çilek, kivi vs) ve A vitamini (havuç, tatlı patates vs) içeren gıdaları düzenli olarak tüketmeliler.  Protein kaynakları: Yumurta, balık, tavuk, kırmızı et ile baklagiller gibi protein kaynakları, hücre onarımı ve güçlü bir bağışıklık sistemi için gerekiyor. Probiyotikler: Yoğurt ve kefir gibi probiyotik içeren gıdalar bağırsak sağlığını destekliyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Tam tahıllar: Lif açısından zengin tam tahıllar (Gluten hassasiyeti ya da çölyak hastalığı yoksa), bağırsak sağlığını koruyor ve dolaylı olarak bağışıklığı destekliyor. Yeterli süre uyumasını sağlayın Yaşlarına göre değişmekle birlikte, genellikle 8-12 saatlik kaliteli bir uyku çocuklarda bağışıklık sisteminin güçlenmesinde önemli bir role sahip. Zira, uyku sırasında vücut kendini onarıyor ve bağışıklık hücreleri yenileniyor. Ellerini düzenli yıkama alışkanlığı kazandırın Ellerin sık sık sabun ve suyla doğru şekilde yıkanması, enfeksiyonların önlenmesinde kritik bir rol onuyor. Dolayısıyla, çocuklara özellikle yemek öncesinde ve sonrasında, tuvalet ihtiyacının ardından el yıkama alışkanlığı kazandırılmalı. Aşılarını mutlaka yaptırın Grip, zatürre, rotavirüs ve boğmaca gibi aşılarının tam olması çocukların bağışıklık sistemlerinin güçlenmesine ve hastalıklara karşı korunmalarına yardımcı oluyor.  İhtiyaç halinde vitamin ve mineral takviyesi alın Özellikle D vitamini ve çinko gibi vitamin ile mineraller   bağışıklık sistemi için çok önemli. Doç. Dr. Emel Kabakçıoğlu Ünsür, “Çocukların güneş ışığından yeterince faydalanmaları gerekmektedir. Ayrıca, ihtiyaç halinde doktor önerisiyle D vitamini ile çinko takviyesi almak faydalı olabilir. Ancak her çocuğun ihtiyaçları farklı olduğu için özellikle takviye konusunda mutlaka doktora danışılmalıdır” bilgisini veriyor. Düzenli egzersiz ve oyun şart  Düzenli egzersiz ve oyun çocukların bağışıklık sistemini güçlendiren bir başka önemli etkeni oluşturuyor. Özellikle açık havada yapılan aktiviteler hem fiziksel hem zihinsel sağlığı destekliyor.  Bol bol su içtiğinden emin olun Su, vücuttaki toksinlerin atılmasına ve bağışıklık sisteminin düzgün çalışmasına yardımcı olduğu için çocukların yaşlarına göre yeterli miktarda su içmeleri gerekiyor.  Huzurlu ve sevgi dolu bir ortam sağlayan Çocuklarda stres bağışıklık sistemini zayıflatabiliyor.   Dolayısıyla aile içinde huzurlu ve sevgi dolu bir ortam oluşturmak, duygusal ihtiyaçlarını karşılamak çocuklarda güçlü bir bağışıklık sistemi için önem taşıyor.  

Ankara Büyükşehir ve AÇEV iş birliğinde ‘anne destek programı’ Haber

Ankara Büyükşehir ve AÇEV iş birliğinde ‘anne destek programı’

Ankara Büyükşehir Belediyesi, sosyal belediyecilik anlayışı doğrultusunda toplumun temeli olan aileyi güçlendirmek için çalışmalarını sürdürüyor. ABB Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanlığı; Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) ile yaptığı iş birliği doğrultusunda 3-6 yaş arası çocuğu olan annelere özel “Anne Destek Programı” düzenlemeye başladı. HEDEF: ANNELERİN ÇOCUĞUNUN SAĞLIKLI GELİŞİMİNİ DESTEKLEMESİ 3-6 yaş arası çocuğu olan annelere yönelik düzenlenen program; haftada bir gün 2,5 saat olarak düzenlenecek ve toplamda 15 hafta sürecek. Programı tamamlayan annelere ise katılım sertifikaları dağıtılacak. AÇEV’in gönüllü eğitimcilerinin rehberliğinde gerçekleşen programda; annelerin, çocuğun sağlıklı gelişimini desteklemesi, onunla olumlu ilişki kurması ve çocuğun öğrenmesinde yeni deneyimler kazandırması için gerekli bilgilere sahip olmasını sağlayarak ebeveynlik becerilerinin güçlendirilmesi hedefleniyor.   “ÇOCUKLARA BAKIM VEREN HERKESE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR” Ankara Büyükşehir Belediyesi olarak toplumun temeli olan aileyi güçlendirmek için çalışmalarını sürdüreceklerini dile getiren Altındağ Çocuk Etkinlik Merkezi İdarecisi Saadet Şahin, “Ebeveynliğin güzel ama bir o kadar da zorlayıcı yolculuğunda destek olmak için toplandık. Çocuklarımızın sağlıklı, mutlu ve güvenli bir şekilde büyümesi için çocuklara bakım veren herkese büyük görevler düşüyor. İşte tam da bu noktada 3-6 yaş arası çocuğu olan anneler için Anne Destek Programı devreye giriyor” dedi. Programın; çocuk gelişimi, sağlıklı iletişim gibi birçok konuya destek olacağını ve rehberlik edeceğini belirten Şahin, “Hep birlikte öğrenecek, deneyimlerimizi paylaşacak ve birbirimize destek olacağız. Unutmayalım, sağlıklı ve güvenli bir ortamda, öğrenmesi desteklenerek yetiştirilen çocuklar mutlu bir toplum demektir. Programa katılan herkese teşekkür ederim” ifadelerini kullandı. Anne Destek Programı için ABB ile iş birliği yapmaktan mutlu olduğunu söyleyen AÇEV Gönüllü Eğitmeni Sema Mısırdalı ise şunları söyledi: “Anne Destek Programı kapsamında; çocukları gelişimsel açıdan desteklemek üzere anne ve babaları destekleyecek konuları, 15 hafta boyunca her hafta aynı gün ve saatte, 2,5 saat konuşacağımız eğitimler olacak. Mesela sınırlarımızı nasıl koruyacağımıza, çocuklarımıza sorumlulukları nasıl vereceğimize, özellikle çocuk haklarına, anne ve ailevi tutumlara, ebeveyn tutumlarına kadar birçok olumlu davranışları nasıl çoğaltacağız ve ya zorlayıcı davranışlarda nasıl önlemler alacağımızı konuşacağız.”    

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.