Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Çocuk Sağlığı

Kapsül Haber Ajansı - Çocuk Sağlığı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çocuk Sağlığı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İştahsız Çocuk Nedir? Aileler Nelere Dikkat Etmeli? Haber

İştahsız Çocuk Nedir? Aileler Nelere Dikkat Etmeli?

“Çocukta iştahsızlık, yeme isteğinin azalması ya da tamamen kaybolmasıdır” diyen Nev Sağlık Grubu Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Sinan Gültekin, “Ancak anne ya da babanın istediği kadar yemeyen her çocuk iştahsız değildir. Ailelerin yaklaşık yüzde 30–40’ı çocuklarının yeterince yemediğini düşünmektedir. İştahsızlık, çocuk polikliniklerinde en sık karşılaşılan şikâyetlerden biridir” dedi. “İştahsız çocukta nelere dikkat edilmeli?” Gültekin, “İştahsızlık çocuğun büyümesini etkileyebilir. Bu nedenle öncelikle çocuğun genel durumu değerlendirilmelidir. Kilo ve boyunun büyüme eğrisindeki yeri ile yıllık kilo ve boy artışı önemlidir. Ayrıca altta yatan bir hastalık belirtisi olup olmadığına bakılmalıdır. Sürekli kusma, ishal ya da kabızlık, aşırı su içme, halsizlik, karın ağrısı gibi bulgular varsa değerlendirme yapılmalıdır. Gerekli görülürse tetkikler yapılır, tanı konur ve tedavi planlanır. Ancak sağlık sorunu olmayan, büyüme eğrisinde sapma bulunmayan, boyu ve kilosu orantılı çocuklar için endişe edilmemelidir. Bu çocuklarda laboratuvar tetkikleri ya da vitamin kullanımı gereksiz ve yanlıştır” dedi. Çocukta iştahı etkileyen faktörler Çocukta iştahı etkileyen faktörlerini sıralayan Gültekin, “Çocuğun iştahı; çocuğun kendisi (bağımlılık, ayrılma ve bireysellik evreleri), aile ve çevre gibi faktörlerden etkilenir” dedi. “Anne ve babanın görevi nedir?” “Anne-babanın temel görevi, çocuğa çeşitli ve sağlıklı gıdaları sunmaktır” diyen Uzm. Dr. Sinan Gültekin, “Ne zaman ve ne yiyeceğine ebeveynler karar verir ne kadar yiyeceğine ise çocuk kendisi karar vermelidir. Ebeveynler anlayışlı, sabırlı ve sakin olmalı, belirli kurallar koymalıdır. Yemek sırasında göz teması kurulmalıdır” dedi. “Çocuğun yemek düzeni nasıl olmalı?” Gültekin, “Çocuk mümkünse aileyle birlikte ve mama sandalyesinde yemek yemelidir. Çocuk söyleneni değil, gördüğünü yapar; bu nedenle anne-babanın yemek davranışı tutarlı olmalıdır. Ne kadar yediğinden çok ne yediği önemlidir. Yemek saatleri düzenli olmalı, ara öğünlerde iştah kesici besinler verilmemeli, tatlılar ödül olarak sunulmamalıdır. Yemekten bir saat önce ve yemek sırasında sıvı tüketimi sınırlandırılmalıdır. Beslenme ortamı sessiz olmalı, televizyon açık olmamalıdır. Televizyon karşısında atıştırma, obezite riskini artırır. “Ağzına kuş uçtu”, “araba geldi” gibi oyunlarla zorla yedirme yapılmamalıdır. Yemek masasına oturulduktan sonra beslenme kısa sürede başlamalı, yemek çok uzatılmamalıdır” dedi. “Çocuk ne kadar yemeli?” Dr. Gültekin, “Yaşa uygun küçük porsiyonlar tercih edilmeli, çocuğa yemeği bitirme hissi verilmelidir. Porsiyon miktarı çocuğun kendi yumruğu kadar olmalıdır. Yaklaşık olarak ay başına 1–1,5 yemek kaşığı ya da 30 ml/kg hesabı yapılabilir. Araştırmalar, tabağın büyük olmasının çocuğun daha fazla yemesine neden olduğunu göstermektedir” diye konuştu. “Okul öncesi dönemde beslenme” “Okul öncesi çocuklar besin seçicidir, sevdikleri gıdalar sınırlıdır” diyen Gültekin, “Ancak görerek ve zamanla alışarak yeni besinleri sevebilirler. Sevmediği gıdayı ebeveynini yerken görmesi önemlidir. Çocuğa yemek yemesi için ısrar edilmemeli, yemek ödül olarak kullanılmamalıdır. Aksi halde çocuk kendi kendine yemeyi öğrenemez. Bu yaş grubunda çocuklar en az sebzeleri sever; ancak tekrar denemeye devam edilmelidir” açıklamalarında bulundu.

Sarılık Ne Zaman Tehlikelidir? Haber

Sarılık Ne Zaman Tehlikelidir?

Yenidoğan sarılığı, bebeklerde doğumdan sonraki ilk günlerde ciltte ve gözlerde sarı renk değişikliğiyle ortaya çıkan, oldukça sık görülen bir durumdur. Genellikle fizyolojik, yani doğal bir süreçtir ve çoğu zaman kendiliğinden düzelir. “Doğum sonrası dönemde bebeklerde alyuvar yıkımıyla ortaya çıkan bilirubin adlı madde, karaciğer tarafından vücuttan atılır. Ancak yenidoğan döneminde karaciğerin bu maddeyi işleme kapasitesi henüz tam gelişmediği için bilirubin kandaki düzeyi geçici olarak yükselebilir. Bu da ciltte ve göz aklarında sararma şeklinde kendini gösterir” diyen Nev Sağlık Grubu Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Onur Kaşlı, konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Ne zaman normaldir, ne zaman dikkat etmek gerekir? Kaşlı, “Fizyolojik sarılık genellikle doğumdan sonraki 2. veya 3. günde başlar, 4–5. gün civarında en yüksek düzeye ulaşır ve 1–2 hafta içinde kendiliğinden kaybolur. Bununla birlikte, bazı durumlarda sarılık normal sınırların üzerine çıkabilir ve tedavi gerektirebilir. Aşağıdaki durumlarda mutlaka bir çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanına başvurulmalıdır: Sarılığın ilk 24 saatte başlaması Sarılığın hızla artması veya tüm vücuda yayılması Bebeğin uyuşuk, emmeyi zayıf hale gelmesi ya da ateşinin yükselmesi Sarılığın 2 haftadan uzun sürmesi Anne ve bebek arasında kan grubu uyuşmazlığı bulunması” ifadelerinde bulundu. Tanı ve takip “Sarılığın derecesi yalnızca gözle değerlendirilemeyebilir” diyen Kaşlı, “Bu nedenle, gerek görüldüğünde kan testiyle bilirubin düzeyi ölçülür. Elde edilen değer, bebeğin doğumdan sonraki yaşıyla (saat olarak) birlikte değerlendirilir. Bu sayede tedavi gereksinimi objektif olarak belirlenir. Bazı durumlarda sadece emzirmenin sıklaştırılması yeterli olurken, bilirubin düzeyinin yüksek olduğu olgularda fototerapi (ışık tedavisi) uygulanabilir. Nadiren çok ağır sarılıklarda kan değişimi gerekebilir” dedi. Evde takip ve öneriler Uzm. Dr. Onur Kaşlı, evde takipte dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıraladı: “Bebeğin sık ve etkili emzirilmesi, bilirubinin vücuttan atılmasını hızlandırır. Cilt renginin gün ışığında gözlemlenmesi, sarılığın seyri hakkında fikir verir. Bebeğin idrar ve dışkılama sıklığının izlenmesi önemlidir. Sarılığın ilerlemesi durumunda vakit kaybetmeden doktora başvurmak, olası komplikasyonların önlenmesi açısından büyük önem taşır. Yenidoğan sarılığı çoğu zaman geçici ve tedavi edilebilir bir durumdur. Düzenli doktor kontrolleri, doğru emzirme uygulamaları ve erken farkındalık sayesinde bebeklerin büyük çoğunluğu hiçbir sorun yaşamadan iyileşir.”

Türk Pediatri Kurumu ve Orzax’tan Kazakistan’da Güç Birliği Haber

Türk Pediatri Kurumu ve Orzax’tan Kazakistan’da Güç Birliği

Türk Pediatri Kurumu, Astana Pediatri Derneği ve S.D. Asfendiyarov Kazak Ulusal Tıp Üniversitesi iş birliğiyle ve Orzax’ın koşulsuz desteğiyle düzenlenen “Türk Pediatri Kurumu Kazakistan Toplantısı”, 300’den fazla hekimin katılımıyla 25-26 Ekim tarihlerinde Kazakistan’ın Almati şehrinde gerçekleştirildi. Sempozyumun bilimsel içeriği oldukça zengindi. Çocukluk çağında Omega-3 ve beyin gelişimi, akut gastroenteritlere yaklaşım, çocuklarda vitamin ve mineral kullanımı, D vitamini, alt solunum yolu hastalıkları, idrar yolu enfeksiyonları, demir eksikliği anemisi ve tedavisi, boy kısalığına yaklaşım ve romatolojik hastalıklarda beslenme gibi güncel ve önemli pediatrik konular masaya yatırıldı. 3 gün süren programın açılış konuşması Türk Pediatri Kurumu Başkanı Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, Asfendiyarov Kazak Ulusal Tıp Üniversitesi, Pediatri Anabilim Dalı Başkanı Dr. Tashenova Gulnara Talipovna, Avrasya Pediatristler ve Neonatologlar Derneği Başkan Yardımcısı Dr. Abdrakhmanova Sagıra Toksanbayevna ve Orzax Dış Ticaret Direktörü Neslihan Hotoğlu tarafından yapıldı. TPK Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Çiğdem Aktuğlu Zeybek, özellikle Omega-3'ün beyin gelişimi, dikkat ve öğrenme kapasitesi üzerindeki etkilerini gösteren güncel verilerin paylaşılmasının, pediatri pratiğine önemli katkı sağladığını belirtti. Toplantıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan TPK Başkanı Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, bilginin ancak uluslararası düzlemde paylaşılarak çoğaltılabileceğini vurgulayarak, toplantının iki ülke arasında köprüler kurduğunu ifade etti. Toplantıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan TPK Başkanı Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, bilginin ancak uluslararası düzlemde paylaşılarak çoğaltılabileceğini vurgulayarak, toplantının iki ülke arasında köprüler kurduğunu ifade etti. Orzax Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü Müge Turan ise, bu buluşmayı, iki ülkenin güçlü klinik deneyimlerini bir araya getiren değerli bir platform olarak nitelendirdi ve Orzax'ın Türk tıbbının gücünün Dünya'ya taşınmasına katkı sağladığını belirtti. Ayrıca “Orzax olarak, bilimi ve bilimsel gelişimi destekleyen bu tür çalışmalara ve geleceğin sağlığına yatırım yapmaya kararlılıkla devam edeceğiz” dedi. Orzax Dış Ticaret Direktörü Neslihan Hotoğlu da, bilimsel toplantılar ve iş birlikleriyle global sağlık ekosistemine katkı sunmayı en önemli görevleri arasında gördüklerini ekledi. Hotoğlu, “Orzax olarak Kazakistan'da bilime dayalı inovatif ürünlerimizi ve bilimsel etkinliklerimizi 50'den fazla ülkeye ulaştırarak, özellikle çocuk sağlığına odaklanarak global sağlık ekosistemine katkı sağlamayı sürdürmeye devam edeceğiz” dedi. Bilimsel etkileşimi ve uluslararası iş birliğini güçlendiren bu nitelikli buluşma, pediatri alanında daha sağlıklı nesiller için ortak aklın ve çok yönlü yaklaşımın önemini bir kez daha ortaya koydu. Orzax, bilimsel toplantılarını sürdürerek çocuk sağlığı alanındaki katkılarını genişletmeye kararlılıkla devam edecek. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Okullarda Grip Riski Yükseliyor: Ebeveynlere Aşı Çağrısı Haber

Okullarda Grip Riski Yükseliyor: Ebeveynlere Aşı Çağrısı

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hekimi Uzm. Dr. Aygul Nabalıyeva, “Grip aşısı, çocukları hem hastalıktan korur hem de olası enfeksiyonların daha hafif seyretmesini sağlar. Özellikle okul döneminde bulaş riskinin yüksek olduğu bu dönemde aşı en güçlü kalkanımızdır” diyor. Sonbahar En Kritik Dönem Grip virüsü her yıl farklı türlerle karşımıza çıkıyor. Bu nedenle aşı da her sezon güncelleniyor. Uzm. Dr. Aygul Nabalıyeva, “Sonbahar aylarında yapılan aşı, vücudun bağışıklık sistemini zamanında harekete geçirir. Böylece grip salgınları başlamadan koruma sağlanır” ifadelerini kullanıyor. Uzmanlar, çocukların özellikle okul, kreş gibi kalabalık ortamlarda virüslerle sık temas ettiğini ve bu nedenle aşının geciktirilmemesi gerektiğini belirtiyor. Risk Grubundaki Çocuklar İçin Hayati Öneme Sahip Astım, bronşit, diyabet veya bağışıklık sistemi zayıf olan çocuklarda grip çok daha ağır seyredebiliyor. Uzm. Dr. Aygul Nabalıyeva, bu gruptaki çocuklarda grip aşısının hayati koruma sağladığını vurguluyor: “Bu çocuklar için aşı yalnızca koruma değil, aynı zamanda komplikasyonların önlenmesi açısından da zorunluluk niteliğinde.” Aşıdan Sonra Ateş Olması Normal mi? Ebeveynlerin en sık sorduğu sorulardan biri, aşı sonrası ateş yükselmesi oluyor. Dr. Aygul Nabalıyeva bu konuda rahatlatıcı bir açıklama yapıyor: “Aşı sonrası hafif ateş, vücudun bağışıklık sistemiyle verdiği doğal bir tepkidir. Genellikle 48–72 saat içinde görülür ve kısa sürede kendiliğinden geçer. Ateş dışında başka bir belirti yoksa endişe edilmemelidir.” Bu süreçte doktor önerisiyle basit bir ateş düşürücü veya ağrı kesici kullanmak yeterli oluyor. Aşı Takvimine Sadık Kalmak Şart Grip aşısının etkili olabilmesi için zamanlamanın kritik olduğunu belirten Dr. Aygul Nabalıyeva, “Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen aşı takvimi bilimsel araştırmalar sonucunda hazırlanmıştır. Bu takvime uymak, çocukların bağışıklık sisteminin güçlü kalması açısından son derece önemlidir” diye ekliyor. Düzenli aşı takibi yalnızca grip için değil, tüm bulaşıcı hastalıklara karşı uzun vadeli koruma sağlıyor. Grip Aşısı Güvenli mi? Grip aşısı uzun yıllardır milyonlarca çocuk üzerinde güvenle uygulanıyor. Dr. Aygul Nabalıyeva, “Ebeveynler bazen aşıdan çekiniyor ama bu endişe yersiz. Aşılar, güvenlik testlerinden geçmeden uygulanmaz. Yan etkiler genellikle hafif ve geçicidir” diyerek yanlış bilgilerin önüne geçilmesi gerektiğini vurguluyor. Aşı Olmak, Toplumsal Korunmayı da Sağlıyor Grip aşısı yalnızca bireysel koruma sağlamıyor; aynı zamanda toplumsal bağışıklığa da katkı veriyor. Bir çocuğun aşılanması, hem ailesini hem de sınıf arkadaşlarını koruyor. Dr. Aygul Nabalıyeva, “Aşısız her çocuk, virüsün yayılma zincirinde bir halka oluşturur. Bu zinciri kırmanın tek yolu aşıdır” diyor. Belirtiler Karışabiliyor: Grip mi, Soğuk Algınlığı mı? Sonbahar aylarında sık görülen soğuk algınlığı ve grip birbirine karıştırılabiliyor. Grip, yüksek ateş, kas ağrısı ve yorgunlukla kendini belli ederken, soğuk algınlığı daha hafif seyreder. Uzm. Dr. Aygul Nabalıyeva, “Aşı, özellikle grip virüsüne karşı etkili olduğu için bu iki durumu ayırmada önemli bir avantaj sağlar” diyerek farkındalığın altını çiziyor. Çocukların Bağışıklığını Güçlendirmek İçin Ek Önlemler Uzmanlar, aşının yanı sıra sağlıklı beslenme, düzenli uyku ve temiz el alışkanlığının da gripten korunmada etkili olduğunu söylüyor. Meyve, sebze ve yeterli su tüketimi, çocukların bağışıklık sistemini destekliyor. Ebeveynler Nelere Dikkat Etmeli? - Aşıdan sonra birkaç gün ağır fiziksel aktiviteden kaçınılmalı - Aşı bölgesinde hafif ağrı veya kızarıklık normaldir - Şiddetli alerjik reaksiyon belirtileri gözlenirse mutlaka doktora başvurulmalı Bu basit önlemlerle aşının etkisi güvenle sürdürülüyor. Çocuklarda Aşı Kararsızlığına Bilimsel Yanıt Ebeveynler arasında zaman zaman “çocuğum küçük, aşıya gerek var mı?” sorusu gündeme gelebiliyor. Dr. Nabalıyeva, “Grip küçük çocuklarda yüksek ateş, zatürre veya kulak iltihabı gibi ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle her yıl yapılan grip aşısı, çocuk sağlığının sigortasıdır” diyerek kararsız ebeveynleri uyarıyor. Aşı ile Kaybedilen Günleri Geri Kazanmak Mümkün Grip nedeniyle okula gidemeyen, derslerinden geri kalan çocukların sayısı azımsanmayacak kadar fazla. Uzm. Dr. Aygul Nabalıyeva, “Aşı sayesinde hem hastalık riski azalır hem de çocukların eğitim hayatı kesintiye uğramaz” diyor. Toplum Sağlığında Küçük Bir Adım, Büyük Bir Etki Her yıl düzenli olarak grip aşısı yaptıran çocuklar hem kendilerini hem çevresindekileri koruyor. Güneşli Erdem Hastanesi’nde görev yapan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hekimi Uzm. Dr. Nabalıyeva, “Toplum sağlığı bireysel bilinçle başlar. Her çocuk aşılandığında, bir salgının önüne geçilmiş olur” diyerek aşı bilincinin önemine dikkat çekiyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.