Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Dedi

Kapsül Haber Ajansı - Dedi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Dedi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

DEPSAŞ Enerji’den Makam Dağı’na  3 Bin Fidanlık Yeşil Dokunuş Haber

DEPSAŞ Enerji’den Makam Dağı’na  3 Bin Fidanlık Yeşil Dokunuş

Doğa dostu etkinlikte öğrencilerle birlikte fidan diken DEPSAŞ Enerji Genel Müdürü Murat Karagüzel, “Bugün diktiğimiz her fidan, daha yeşil bir dünyanın ve umut dolu bir geleceğin sembolüdür” dedi. İnsan ve çevre odaklı sosyal sorumluluk projeleriyle hizmet bölgesine değer katmayı sürdüren DEPSAŞ Enerji, Milli Ağaçlandırma Günü kapsamında anlamlı bir etkinliğe imza attı. Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde bulunan Makam Dağı’nda 3 bin fidan toprakla buluşturuldu. DEPSAŞ Enerji’nin öncülüğünde, Diyarbakır Orman İşletme Müdürlüğü ve Koru Derneği iş birliğiyle düzenlenen etkinlikte, doğa sevgisiyle çevre bilinci bir araya geldi. “Umut dolu bir geleceğin sembolü” Etkinliğe Ergani Kaymakamı Nurbaki Yalçın ve DEPSAŞ Enerji Genel Müdürü Murat Karagüzel’in yanı sıra çok sayıda öğrenci katıldı. Yalçın ve Karagüzel’in çevre okullardan gelen öğrencilerle birlikte fidan dikmeleri renkli görüntülere sahne oldu. Etkinlikte konuşan DEPSAŞ Enerji Genel Müdürü Murat Karagüzel, “Bugün çocuklarımızla birlikte diktiğimiz her fidan, daha yeşil bir dünyanın ve umut dolu bir geleceğin sembolüdür. Bu tür etkinliklerle doğa sevgisini çocuklara küçük yaşta kazandırmak, toplum olarak öncelikli görevlerimizdendir” dedi. DEPSAŞ Enerji çevre odaklı projelerine devam edecek Etkinlik sonunda katılımcılar fidan dikim alanında hatıra fotoğrafı çektirirken, öğrencilere doğa sevgisini pekiştiren hediyeler verildi. Yeşil dönüşüm, geri dönüşüm ve enerji verimliliği gibi çevresel sürdürülebilirlik konularında toplumda farkındalık oluşturmayı hedefleyen DEPSAŞ Enerji’nin doğa dostu sosyal sorumluluk projelerinin artarak süreceği vurgulandı.

"Bursa Modeli, Türkiye'ye Örnek Olacak" Haber

"Bursa Modeli, Türkiye'ye Örnek Olacak"

Uzlaşı kültürüyle herkesin sözünün yer aldığı bir 'Kent Anayasası' oluşturduklarını belirten Başkan Bozbey, “Biz tarımı, doğaya, havamızı, suyumuzu koruyarak; kentimizi insanların keyifle yaşayacağı bir ortama getirerek süreci yönetmek istiyoruz” dedi. Bursa Büyükşehir Belediyesi, TMMOB Şehir Plancıları Odası, Bursa Teknik Üniversitesi ve Bursa Planlama Ajansı iş birliğiyle ‘Değişimin Eşiğinde’ temasıyla hazırlanan Dünya Şehircilik Günü 49. Kolokyumu, alanında uzman isimlerin katıldığı paneller, oturumlar, bildiriler, forumlar, çalıştaylar ve sergilerle devam ediyor. “Plan, birçok şey ifade ediyor” MBB ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de moderatörlüğünü Yaman Kaya’nın yaptığı ‘Bursa Yerel Oturumu’ paneline konuşmacı olarak katıldı. En başta ülkedeki planlama anlayışının tartışılması gerektiğini söyleyen Başkan Mustafa Bozbey, Cumhuriyet’in ilk yıllarından 1950’ye kadar olan kısımda devletin örnek alınacak şehir planlaması çalışmaları yaptığını, 1950’den sonra ise ciddi sorunlar yaşandığı dile getirdi. 1960’tan sonra Bursa’nın kaderinin de şehir plancılığı açısından değiştiğini belirten Başkan Mustafa Bozbey, yoğun göçler ve kaçak yapılaşmayla birlikte Bursa’nın çehresinin tamamen değiştiğini ifade etti. Dağdan bakıldığında artık ‘Yeşil Bursa’ değil ‘Gri Bursa’ görüldüğünü anlatan Başkan Bozbey, “Plan, aslında birçok şey ifade ediyor. Planlama anlayışımızı geliştirmediğimizde, kentleri insanların yaşamaktan zevk alacağı mekanlara dönüştürmedikçe halkı mutlu edemeyiz. Bursa’nın nüfusu şu anda 3.3 milyona ulaştı. Bizler günlük verileri ele alarak Bursa’nın geleceğini planlamak gerektiğinin şart olduğunu söylüyoruz. Bursa bu zamana kadar hep yatay büyümüş. Alternatif ulaşım alanları oluşturulamamış. Ovayı koruyalım derken başka yerler kaçak inşaatlara teslim edilmiş” diye konuştu. “Planlamalar, bütüncül bakış açısıyla yapılmalı” Bursa’nın nüfusu artarken su konusunun da planlanmadığı için bugün su sıkıntısı yaşandığına dikkat çeken Başkan Mustafa Bozbey, verilerin 1998 yılından itibaren kentteki yağış miktarının azaldığını gösterdiğini dile getirdi. Siyasal erkin kentlerin planlı bir şekilde gelişmesinin önünde bir sorun olduğunu ifade eden Başkan Mustafa Bozbey, “Marmara Bölgesi’ne 30 milyon insan yığıldı. Şimdi müsilaj gibi konulardan bahsediyoruz. Şehir ve ülke planlamasının aslında bütüncül bir bakış açısıyla yapılması gerektiğini gösteriyor. Bursa’yı planlarken, Bursa’nın çevresindeki etkileri de göz önüne almalıyız. Marmara’yı da bütüncül bir şekilde ele almalıyız. Böyle yapılırsa Bursa’da, diğer kentler de kazanır ve insanlar mutlu olur” dedi. “Bizler bir ‘Kent Anayasası’ oluşturuyoruz” Göreve geldikten sonra Bursa Planlama Ajansı’nı kurduklarını hatırlatan Başkan Mustafa Bozbey, ilerleyen süreçte Türkiye’de örneği olmayan Akademik Danışma Kurulu’nu oluşturduklarını söyledi. Böylelikle planlama süreçlerinin sadece başkana veya siyasi iradeye bağlı kalmadığının altını çizen Başkan Bozbey, toplumun büyük kesiminin de kentin geleceğine katkı sağlamış olduğunu dile getirdi. Bursa’yı uzun vadeli planlamak zorunda olduklarını belirten Başkan Mustafa Bozbey, “2050 vizyonlu 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı’nı hazırlarken vatandaşlarla, sanayicilerle, akademik odalarla, sivil toplum kuruluşlarıyla konuşuyoruz. Uzlaşı kültürüyle herkesin sözünün yer aldığı bir 'Kent Anayasası' hedefliyoruz. 17 sektörel çalışma gurubu kuruldu. Her bir sektörle ilgili arkadaşlarımız yoğun bir çalışma yaptılar. Her bir sektörle bir araya gelip son aşamada yine değerlendirme aldılar. İnternette bir portal oluşturarak herkesin şikayet ve önerilerini dile getirmesini sağlayacağız. Bizler bir ‘Kent Anayasası’ oluşturuyoruz. Bu çalışmaya öncelikle Bursalıların sahip çıkması lazım. Ovadaki her kaçak yapı, ovanın katledilmesi demektir. Suyumuzun azalması demektir. Sorunların büyümesi demektir. Biz, güncel veriler üzerinden planı hazırlıyoruz. Bu plana herkesin sahip çıkmasını bekliyoruz” diye konuştu. “Topraklarımızın her bir metrekaresini korumak zorundayız” Yaşanan tüm sorunlarının çözümünün, şehir planlamasından geçtiğini aktaran Başkan Mustafa Bozbey, kentsel dönüşüm uygulamalarında da mahallenin dokusunu bozmamaya, komşuluk ilişkilerinin devam etmesine, kentsel ihtiyaçların giderilebilmesine önem verdiklerini anlattı. JICA ile yürütülen projenin önemli olduğuna vurgu yapan Başkan Mustafa Bozbey, çalışmalarla birlikte ‘Bursa Modeli’ oluşturmaya çalıştıklarını, sanayi bölgelerinin de projeye dahil edildiğini belirtti. Dağ yöresinde toprakların neredeyse üçte birinin üçüncü ele geçtiğine, Yenişehir gibi bölgelerde ise oranın üçte birden fazla olduğuna dikkat çeken Başkan Mustafa Bozbey, “Tüm bunlara rağmen tarımı desteklemek için çok ciddi gayret sarf ediyoruz. Birçok konuda destek veriyoruz. Aile işletmelerini çoğaltmaya çalışıyoruz. Tarlaların boş bırakılmamasını istiyoruz. Gerekirse ürünü satın alıyoruz. Çiftçi iyi bir gelir elde ederse toprağını da satmayacaktır. Gençlerin de tarıma yönelmesini sağlamalıyız. 2050 vizyonlu Çevre Düzeni Planı’nda kesinlikle tarımın özel bir yeri var. Topraklarımızın her bir metrekaresini korumak zorundayız. Bizler bu anlayışa sahibiz. Biz tarımı, doğaya, havamızı, suyumuzu koruyarak; kentimizi insanların keyifle yaşayacağı bir ortama getirerek süreci yönetmek istiyoruz” dedi. Oturumun ardından Türkiye’nin farklı şehirlerinden kolokyuma katılan belediyelerin şehir planlama temalı stantlarını ziyaret eden Başkan Mustafa Bozbey, çeşitli okulların öğrencileri tarafından hazırlanan sergiyi de gezerek yetkililerden bilgi aldı.

DESA’dan Dijital Dönüşüm Hamlesi Haber

DESA’dan Dijital Dönüşüm Hamlesi

Türkiye’nin lider deri moda markası ve deri mamulleri ihracatçısı DESA dijital kanallarında kapsamlı bir yenilenme sürecini tamamladı. Yeni web sitesi ve mobil uygulama, markanın tasarım anlayışını dijital dünyaya taşıyarak kullanıcılara çok daha hızlı, sade ve ilham verici bir alışveriş deneyimi sunuyor. DESA Yönetim Kurulu Üyesi Burçak Çelet, dijital dönüşümün markanın geleceğe bakış vizyonunun önemli bir parçası olduğunu vurguladı: “DESA olarak dijital dönüşüm sürecimizi yalnızca bir teknolojik yenileme değil, markamızın geleceğe yönelik vizyonunun temel taşlarından biri olarak görüyoruz. Zanaatkârlığı, kaliteyi ve tasarımı her zaman işimizin merkezine koyduk; şimdi bu değerleri dijital dünyada da aynı özenle yaşatıyoruz.”dedi. Hız artışı, geliştirilmiş mobil performans ve sadeleştirilen menü yapısı sayesinde kullanıcıların ürünlere erişim süresi kısalırken, filtreleme ve sıralama adımları çok daha akıcı ve kullanıcı dostu bir hale geldi. Ana sayfadan ürün detay sayfalarına kadar tüm deneyim yeniden kurgulandı; videolarda yer alan ürünler tıklanabilir hale getirildi, kategoriler sadeleştirildi, “Benzer Ürünler” ve “Popüler Seçimler” bölümleriyle keşif deneyimi zenginleştirildi. Çelet, yenilenen platformun sadece kullanıcı deneyimi açısından değil, markanın global duruşu bakımından da yeni bir sayfa açtığını belirtti: “Yeni web sitemiz ve mobil uygulamamızla birlikte kullanıcılarımız, markamızın dokusuna uygun şekilde sade, akıcı ve kişisel bir deneyim yaşıyor. Dijitalleşmeyi bir son değil, müşterilerimizle daha yakın bir ilişki kurmanın doğal evrimi olarak görüyoruz. Bu adımla DESA’yı global vitrinlerde daha güçlü, ulaşılabilir ve zamansız bir şekilde konumlandırmayı hedefliyoruz.” Dedi. Yenilenen dijital platform, DESA’nın modern teknolojiyi zanaatkârlıkla birleştiren vizyonunu yansıtarak markayı global vitrinlerde daha güçlü bir şekilde konumlandırıyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Nilüfer Kent Tiyatrosu’ndan “Lüküs Hayat” İle Görkemli Sezon Açılışı Haber

Nilüfer Kent Tiyatrosu’ndan “Lüküs Hayat” İle Görkemli Sezon Açılışı

Nilüfer Belediyesi Kent Tiyatrosu (NKT), yeni tiyatro sezonuna Türk müzikal tarihinin klasiklerinden “Lüküs Hayat” ile “merhaba” dedi. Nazım Hikmet Kültürevi’nde gerçekleşen prömiyer, tiyatroseverlerin yoğun ilgisiyle karşılandı. Prömiyere Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ve eşi Nuray Özdemir'in yanı sıra Nilüfer Belediye Başkan Yardımcıları, meclis üyeleri ve Türk tiyatrosunun yaşayan efsanesi Haldun Dormen katıldı. Salonu tamamen dolduran izleyiciler, oyuncuların başarılı performansını ayakta alkışladı. 1933 yılında Cemal Reşit Rey'in bestelediği, Ekrem Reşit Rey'in güftelerini yazdığı eser, Oğuz Utku Güneş'in yönetmenliğinde yeniden yorumlandı. Güncel metin Güneş'in yanı sıra Arzu Daştan Mutlu ve Gökçe Işıl Tuna tarafından kaleme alınırken, müzik direktörlüğünü Nadir Kaya, koreografisini Pınar Ataer üstlendi. Sahne tasarımını Samet Sert, kostüm tasarımını ise Deniz Göl'ün yaptığı müzikal, renkli sahneleri ve özgün yorumuyla dikkat çekti. Oyunun ardından sahneye çıkan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, ekibi tebrik ederek çiçek takdim etti. Nilüfer’in bir sanat kenti olduğunu vurgulayan Başkan Şadi Özdemir, “90 yıl önceki bir hayatın aynasını günümüze yansıttılar. Önemli olan bizim değerlerimiz. Nilüfer’in değerleri gülmek, paylaşmak, üretmek üzerine kurulu. Bu nedenle Nilüfer’de olmak her zaman farklıdır. Nilüfer Belediyesi Kent Tiyatrosu, uzun yıllardır Türkiye'de marka olmuş bir tiyatrodur” dedi. Yönetmen Oğuz Utku Güneş, çocukluğundan beri hayran olduğu Haldun Dormen ile özdeşleşmiş “Lüküs Hayat” oyununu onun önünde sergilemenin kendisi için büyük bir onur olduğunu belirtti. Nilüfer Belediyesi Kent Tiyatrosu Müdürü Kazım Güçlü ise oyunun başarısının ekip çalışmasının bir sonucu olduğunu vurgulayarak tüm kadroyu kutladı. Gecede, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, oyunun sponsoru olan Yılmazipek Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmazipek’e adına dikilen ağacın sertifikasını verdi. Müzik, dans ve mizah dolu sahneleriyle izleyenleri hem güldüren hem düşündüren “Lüküs Hayat” müzikali, sezon boyunca tiyatroseverlerle buluşmaya devam edecek. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Mersin’de, ‘Gençlik Festivali’ Coşkusu  Haber

Mersin’de, ‘Gençlik Festivali’ Coşkusu 

Mersinlilerin yoğun ilgisi ve coşkulu katılımıyla devam eden ‘Mersin Gençlik Festivali’nin 2. gününe damga vuran isim ünlü müzisyen Teoman oldu. Türkiye Belediyeler Birliği Başkan Vekili ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer de hem Teoman konseri öncesinde hem de gündüz saatlerinde Özgecan Aslan Barış Meydanı’nı dolduran vatandaşlar ile bir araya gelerek, gençlerin festival coşkusunu hep birlikte yaşadı. Teoman konseri öncesinde meydanı dolduran binlerce yurttaşa seslenen Başkan Seçer, Mersin’in Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kenti olduğunu belirterek “ ‘Mersin cumhuriyet kenti, gençlerin, geleceğin, uygar dünyanın kenti’ diye, boşuna demiyorum, siz varsınız diye diyorum. Sizleri seviyorum, sizler bizim geleceğimizsiniz, umudumuzsunuz ve her şeyimizsiniz” diyerek, gençleri çok sevdiğini vurguladı. Türkiye’nin, hatta dünyanın pek çok yerinden Mersin’e gelerek üniversite okuyan gençlerin kenti çok sevdiğini söyleyen Seçer, üniversite hayali kuran gençlere seslenerek, “Mersin’de barış, kardeşlik, sevgi ve saygı göreceksiniz. Herkesi davet ediyoruz” dedi. Seçer sahnede konuşurken Mersinli gençlerden; ‘Hak, Hukuk, Adalet’ sesleri yükseldi. Gençlere bu taleplerini haykırmaktan korkmamalarını söyleyen Seçer, “Dünyada barış ve kardeşlik istiyoruz, bir arada yaşamak istiyoruz. İnadına, kardeşcesine yaşamak istiyoruz” dedi. Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin bu yıl 4.’sünü düzenlediği ‘Mersin Gençlik Festivali’, 2. gününde de dopdolu geçti. Mersinlilerin yoğun ilgisi ve coşkulu katılımıyla devam eden ‘Mersin Gençlik Festivali’nin 2. gününe damga vuran isim ünlü müzisyen Teoman oldu. Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkan Vekili ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer de Teoman konseri öncesinde Özgecan Aslan Barış Meydanı’nı dolduran vatandaşlar ile bir araya gelerek, gençlerin festival coşkusunu hep birlikte yaşadı. Teoman konseri ‘Mersin Gençlik Festivali’nin 2. gününe damgasını vurdu ‘Gençlik Rotasını Çizdi’ sloganıyla Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı koordinesinde düzenlenen festival 2. gününde de sabahın erken saatlerinden gece yarısına kadar dopdolu geçti. Günün erken saatlerinde başlayan partiler, gösteriler ve performanslar Mersinlilerin büyük ilgisini çekerken, birbirinden renkli etkinlikler gün boyunca devam etti. Festivalin akşamında ise MC Halil & DJ Onur’un performansı ile müziğin ritmine kendini bırakan gençler, M Lisa konseri ile de gönüllerince eğlendi. Festivalin 2. gününe damgasını vuran isim ise Teoman oldu. Teoman’ın seslendirdiği birbirinden güzel şarkılara hep bir ağızdan eşlik eden Mersinliler, festival coşkusunu doyasıya yaşadı. Başkan Seçer’den gençlere; “Sizler bizim geleceğimizsiniz” Teoman konseri öncesinde meydanı dolduran binlerce yurttaşa seslenen Başkan Seçer sahneye ‘Parla’ şarkısı ve Mersinlilerin coşkulu alkışları eşliğinde çıktı. Gençleri çok sevdiğini söyleyerek konuşmasına başlayan Seçer, Türkiye’nin en büyük bayramı olan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı gençlerle kutladıkları için mutlu olduğunu söyledi. Mersin’in Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kenti olduğunu ifade eden Seçer, “ ‘Mersin cumhuriyet kenti, gençlerin, geleceğin, uygar dünyanın kenti’ diye, boşuna demiyorum, siz varsınız diye diyorum. Siz gelecek için ışık saçıyorsunuz. Sizleri seviyorum, sizler bizim geleceğimizsiniz, umudumuzsunuz ve her şeyimizsiniz. Sizler değerlisiniz ve önemlisiniz” diyerek, gençleri çok sevdiğini vurguladı. Gençlerin eğlenmek için konser ve festivallerin artarak devam etmesini istemesine karşın, iktidarın CHP’li belediyelerin yaptığı konserleri eleştirdiğini hatırlatan Seçer, “ 2019’da göreve geldik, ‘kafalar değişti ne çok şey değişti’ dedik. Bir şehre sadece yol, altyapı yaparak, ağaç ekerek, sinekle mücadele ederek belediyecilik yaptığınızı mı zannediyorsunuz? Güzel ruhlar ve mutlu insanlar inşa edeceksiniz” diyerek, belediyeciliğin insan hayatına dokunan her alanda yapılması gereken bir iş olduğunun altını çizdi. “Mersin’de barış, kardeşlik, sevgi ve saygı göreceksiniz” Türkiye’nin en sevilen sanatçılarından Teoman’ın Atatürk’ün kenti Mersin’de sahneye çıktığını söyleyen Seçer, gençlerin güzel vakit geçirmesi için çalıştıklarını söyledi. Mersin’e, Türkiye’nin hatta dünyanın pek çok yerinden farklı yerinden gelerek üniversite okuyan gençlerin kenti çok sevdiğini söyleyen Seçer, üniversite hayali kuran gençlere seslenerek, “Üniversite hayali kuran gençler; Mersin’e gelin, Mersin’den daha güzel bir şehir bulamazsınız. Türkiye’nin her yerinden, Anadolu’nun dört bir yanından gençlerimizi bekliyoruz. Gelin burada üniversite eğitimini alın. Bakın göreceksiniz ki, Mersin’de her şey farklı. Mersin’in küçük bir Türkiye ve Anadolu mozaiği. Burada bütün kültürlerin, renklerin ve anlayışların bir potada eridiği bir renk cümbüşü göreceksiniz. Mersin’de barış, kardeşlik, sevgi ve saygı göreceksiniz. Herkesi davet ediyoruz” dedi. Seçer; “Barış istiyoruz” dedi. Gençler; “Hak, hukuk, adalet” diye haykırdı Gençlerin barış istediğini ve nefret dilinden de uzak durmak istediklerini söyleyen Seçer, “Hepimiz barış istiyoruz. Dünyada barış ve kardeşlik istiyoruz, bir arada yaşamak istiyoruz. İnadına kardeşcesine yaşamak istiyoruz” dedi. Seçer sahnede konuşurken Mersinli gençlerden; ‘Hak, Hukuk, Adalet’ sesleri yükseldi. Gençlere bu taleplerini haykırmaktan korkmamalarını söyleyen Seçer, “Haykırın; duymayan kulaklar duysun, görmeyen gözler görsün. Sizin hassas duygularınız üzerinden siyaset devşirmek isteyen o kulaklar duysun” diye konuştu. Seçer’den Mersinlilere müjde: “Çevre dostu elektrikli otobüsler Mersin’de ilk kez devreye girecek” Göreve geldiği günden bu yana katılımcı demokrasiyi savunan Seçer, binlerce gence Mersin’i sordu. Gençler hep bir ağızdan kentten duydukları memnuniyeti haykırırken Seçer, gençlere yönelik hizmetleri hatırlattı. Gençlere Büyükşehir’in her hizmetinden faydalanmalarını söyleyen Seçer, “Üniversite öğrencilerine sesleniyorum; 3 çeşit yemeği üniversite kapısından mahalle mutfaklarından ediniyorsunuz, çamaşırlarınızı bizim çamaşır kafelerde yıkayabilirsiniz” dedi. Gençler aracılığıyla tüm Mersinlilere de müjde veren Seçer, “Toplu taşımadan, limonlardan memnun muyuz? Size bir müjdem var; biliyorsunuz o otobüsler çevre dostu. Önümüzdeki hafta elektrikli otobüsleri Mersin’de ilk kez devreye alıyoruz. Gelecek cuma günü caddelerimizde tur atacaklar ve sonrasında artık elektrikli otobüslerimiz devreye girecek. Amacımız metronuzu, tramvayınızı bir an önce yapmak. Önümüzde engeller var” diyerek, bu engellerin tamamını bir bir aşacaklarını vurguladı. “Gençler, belediyemizin hizmetlerinden yararlanın” Kentte sık sık kültürel ve sanatsal faaliyetler olduğunu gençlere hatırlatan Seçer, her cumartesi günü Marina sahilinde sokak sanatçılarının ‘Akustik Sahne’ kapsamında konser verdiğini söyledi. Şehir Tiyatrosu’nun çok güzel eserleri sahneye taşıdıklarını belirten Seçer, “Belediyemizin sizin için hazırladığı bütün projeleri takip edin, hizmetlerden yararlanın” diye çağrı yaptı. Yapılan hizmetlerin yurttaşın vergisinden yapıldığının altını çizen Seçer, “Hiç bu siyasilerin afralarına, tafralarına kanmayın. Bir şeyi size dağıttıklarında yardım olarak sunmalarına izin vermeyin. Bu harcadığımız para; sizin paranız, babanızın, annenizin ödediği vergiden bize gelen paralar. Onun için bu hizmetler size helaldir. Biz bunu yapmakla mükellefiz” dedi. “Hepinizi çok seviyorum, kendinize iyi bakın” Birbirinden değerli sanatçıların sahne aldığı ve birçok ücretsiz etkinliğin yapıldığı 24 Ekim’de başlayan ve 29 Ekim’de sona erecek olan Gençlik Festivali’nde gençlerin bol bol eğlenmesini temenni eden Seçer, “Bu festival günlerini en iyi şekilde değerlendirin. Her zaman ders, her zaman iş, insanı bunaltır. Zaman zaman mola verin, ara verin ve kendinize vakit ayırın. Hepinizi çok seviyorum, kendinize iyi bakın, mutlu ve huzurlu olun” diye konuştu. Festivalin ritmi konserlerle yükseldi Gençler, gün boyunca süren etkinliklerin ardından sahne alan M Lisa ve Teoman’ın şarkılarıyla unutulmaz bir akşam yaşadı. Üniversite öğrencisi Yusuf Şimşek, festivalin her yıl daha da güzelleştiğini belirterek, “Festival çok güzel geçti, M Lisa’yı çok beğendim. Şimdi de heyecanla Teoman’ı bekliyorum, çok eğleniyorum” dedi. Gençlerden Elif Nisa Güllük, konserlerin enerjisinin çok yüksek olduğunu söylerken, Yağız Günay da tüm gün festivalin tadını çıkardığını belirterek, “Konserler çok güzel geçiyor, gün boyu buradaydım. Daha önceki yıllarda da Gençlik Festivali’ne katılmıştım, her şey çok güzel” diye konuştu. Gençlik Festivali’nin 2. gününde Mersinliler müzik, dans ve eğlenceyle dolu dolu anlar yaşadı. Mersinliler, 4. Gençlik Festivali’nde gün boyu süren etkinliklerin ritmini yakaladı Büyükşehir Belediyesi 4. Mersin Gençlik Festivali’nin 2. gününe, sabahın saatlerinde düzenlenen ‘Morning Parti’ ile enerji dolu bir başlangıç yaptı. DJ performansı ve canlı saksafon ezgileri eşliğinde müziğin ritmine kapılan Mersinliler, festival coşkusunu doyasıya yaşamaya devam ediyor. Parti alanında kurulan sucuk ekmek standı da güne ayrı bir lezzet kattı. Katılımcılar, eğlencenin ritmiyle dans ederken aynı zamanda sucuk ekmeklerin tadını çıkararak keyif dolu anlar yaşadı. Morning Parti’ye katılan Ceren Türköz, “Festival havası çok güzel. Arkadaşlarımızla birlikte geldik. Özellikle Z Kuşağı olarak Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne her şey için teşekkür ederiz. Morning Parti’de çok eğleniyoruz” ifadelerine yer verdi. Arkadaşlarıyla birlikte Morning Parti’ye geldiğini ve çok eğlendiğini anlatan İlayda Çopur, “Gençlik Festivalimiz çok güzel başladı. Morning Parti de çok güzel oldu” dedi. Gençlik Festivali’nin şu ana kadar çok güzel geçtiğini söyleyen Tuna İbrahim Dümenci, “Büyükşehir Belediyesi’nin gençlere yönelik festival yapması çok iyi bir şey. Morning Parti de sabahı canlandıran bir etkinlik olmuş” diye konuştu. Mersin’de Gençlik Festivali renkli görüntülere sahne oldu Festivalin ilerleyen saatlerinde, DJ Kuzey’in performansıyla gençler müziğin ritmine ayak uydurdu. Ardından sahne alan ‘Caner Yazar Özgür Oynar’ adlı stand-up gösterisi, izleyenlere keyifli dakikalar yaşattı. 4. Mersin Gençlik Festivali’nde sahne alan tiyatrocu Özgür Ozan, festival coşkusunu ve gençlerle bir arada olmanın mutluluğunu dile getirerek, seyircinin çok sıcakkanlı ve eğlenceli olduğunu söyledi. Özgür Ozan, “İlk 3 festivali kaçırmışız ama 4. için buradayız. Gayet etkili bir etkinlik oldu. Bize gösterdikleri ilgi, şefkat, alakadan dolayı herkese teşekkür ederiz. Burada gençleri görünce kendi gençliğim aklıma geliyor. Benim zamanımda gençlik etkinlikleri yoktu, şimdi gençlerimiz çok şanslı. Gençlik deyince Atatürk’ün sözü aklıma geliyor, onlara emanet edilmiş bir Cumhuriyet var. Bu yüzden gençlerimizden çok ümitliyim” diyerek, festivale emek veren herkese teşekkür etti. Çocuklar Duymasın, Seksenler, Yarım Elma gibi dizilerin yazarı Caner Güler de, Mersin’e ilk defa geldiğini ve çok sevdiğini söyleyerek, “İklimi gibi insanları da çok sıcak. Yerel yönetimin gençlere bu kadar destek vermesi de beni çok mutlu etti” dedi. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Sanatsız kalan bir milletin, hayat damarlarından biri kopmuş demektir’ sözünü hatırlatan Güler, “Kültür ve sanat bir toplum için vazgeçilmezdir. Böyle etkinlikler su ve kanalizasyon kadar önemli, o yüzden tebrik ederim. Gençlik demek umut demek, gençliğin önünde çok uzun gelecek olduğu için umutlarını kaybetmesinler, geleceklerine sahip çıksınlar” sözlerine yer verdi. Bar Psikoloğu Ferhat Aydın ise stand up gösterisi hakkında “Psiko gösteri isminde bir sahnem var ve Türkiye’yi gezerek insanlara ruh sağlığını anlatıyorum, ana işim bu ve burada da çok farklı kesimlerden insanlarla psikoloji ve psiko terapi üstüne sohbet gerçekleştirdik. Alana girdiğim andan itibaren zaten o enerji hissediliyor. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Bu festival bir harika! Festival katılımcılarından Oğuz Tatar festivale ilk kez geldiğinden söz ederken, “Festival çok zevkli. Biz de ilk defa geldik. Yarışmalara katılıyoruz, ödüller kazanıyoruz. Gerçekten çok iyi ve çok memnunuz” diye konuştu. Katılımcılardan İrem Serin ise “Çok güzel ve çok eğlenceli. Başkanımız yine çok güzel bir iş ortaya çıkarmış. Ben çok beğendim. Zaten bir öncekilere de gelmiştik. Burada yaşıtlarımız, çocuklar ve yetişkinler var, bence çok güzel olmuş. Festivalde en çok ilgimi teleskop çekti. Teleskopu herkes bir yerde bulamıyor ve böyle bir imkan sağlanması çok hoşuma gitti” ifadelerine yer verdi. Mersinli öğrenci Sude Naz, “Fırsat buldukça festivale katılmaya çalışıyorum, burası çok eğlenceli” dedi. Öğrenci Elife Beyzanur Yüksel ise festivalin çok eğlenceli olduğunu vurgulayarak, “Festivale sabah geldik, Bizden Kafe’de kahvaltımızı yaptık, sonrasında çeşitli etkinliklere katıldık. Bizim için çok güzel ve verimliydi” diye konuştu. Festivale geçen yıl da katıldığını söyleyen Öykü Dede, eğlenceye hiç ara verilmediğini söyledi. Etkinliklerin birbirinden güzel olduğunu söyleyen Dede, emek veren herkese teşekkür etti. Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı koordinesinde düzenlenen festival, 29 Ekim tarihine kadar, Özgecan Aslan Barış Meydanı’nda etkinliklerini sürdürecek. Konserler, atölyeler ve birbirinden eğlenceli aktiviteler ve alanlardaki çılgın spor oyunları ile Gençlik Festivali’nin coşkusu tüm Mersin’i saracak. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Meme Kanseri Hastalarının Yüzde 90’ına Koruyucu Cerrahi Uygulanıyor  Haber

Meme Kanseri Hastalarının Yüzde 90’ına Koruyucu Cerrahi Uygulanıyor 

“Ameliyatta meme mutlaka alınır” düşüncesinin hatalı olduğunu belirten Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Genel Cerrah Op. Dr. Kemal Raşa, “Günümüzde meme kanseri tanısı koyduğumuz hastaların en az yüzde doksanında meme koruyucu cerrahiler uyguluyoruz. Yani memenin tamamını almak yerine, yalnızca tümörlü dokuyu çevresindeki sağlıklı meme dokusuna zarar vermeden çıkararak tedaviyi başarıyla gerçekleştirebiliyoruz” dedi. Hastanın memesinin küçük, tümörünün ise büyük olduğu durumlarda memenin tamamının alınmasının gündeme gelebileceğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Genel Cerrah Op. Dr. Kemal Raşa, “Ayrıca, kalıtsal açıdan riskli hastalarda yapılan genetik analizlerde BRCA1 veya BRCA2 gibi anlamlı mutasyonlar saptanırsa, bu durumda da memeyi korumak yerine o memeyi, hatta her iki memeyi birden önleyici olarak çıkarmak tercih edilebilir. Bu olasılıklar dışında ise önceliğimiz, sistemik ilaç tedavisiyle kitleyi küçültüp memeyi mümkün olduğunca yerinde tutmak. Yani 1970–80’lerdeki ‘meme kanseri = memenin alınması’ anlayışı artık tamamen değişti” dedi. Memenin estetik görünümü için hastanın kendi dokusundan faydalanılıyor Ameliyat sonrası memede şekil bozukluğu oluşumunun çok nadir görüldüğünü ifade eden Raşa, “Çünkü biz, memedeki kitleyi çıkardıktan sonra estetik görünümün bozulmaması için hastanın kendi dokusundan faydalanarak farklı kaydırma ve şekillendirme teknikleriyle bir anlamda memeye doğal formunu yeniden kazandırıyoruz. Sonuç olarak, meme kanseri cerrahilerini genellikle kabul edilebilir düzeyde deformite ile estetik açıdan tatmin edici bir görünümle tamamlamak mümkün. Meme koruyucu ameliyatı gerçekleştirdiğimiz hastaların büyük çoğunluğunda, eğer özel bir yandaş hastalık, kırılganlık veya ek risk faktörü yoksa, hastanede bir gece yatış yeterli oluyor. Memenin tamamının çıkarıldığı ve rekonstrüksiyon (yeniden yapılandırma) yapılan hastalarda ise yatış süresi 2–3 gün civarında seyrediyor” şeklinde konuştu. Tedavinin başarılı olabilmesi için multidisipliner yaklaşım şart Meme kanserinin çok katmanlı bir hastalık olduğu için çok disiplinli bir yaklaşım ve tedavi gerektirdiğini vurgulayan Raşa, “Meme kanserinde son 15–20 yılda tedavi oranlarının bu kadar iyileşmesindeki en büyük unsurlardan biri de multidisipliner yaklaşımdır. Cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi gibi sistemik tedaviler bir arada ve uyum içinde kullanıldığında sonuçlar çok daha başarılı olur. Ek olarak bu tedavileri; tümörün boyutu, yayılımı, biyolojik tipi, hastanın yaşı ve bireysel önceliklerine göre kişiselleştirdiğimizde yani tüm hastalara ‘kopyala-yapıştır’ şeklinde tek tip bir tedavi planı değil, bireyselleştirilmiş bir tedavi uyguladığımızda sonuçların anlamlı şekilde iyileştiğini söylemek de mümkün. Bu farkındalıkla artık tüm hastalarımızda yalnızca cerrahi tedaviyi değil, aynı zamanda faydası olabilecek ilaç ve ışın tedavilerini de birlikte değerlendiriyor, elimizdeki tüm tedavi yöntemlerini içeren kapsamlı bir yol haritası oluşturuyoruz” dedi. Ameliyat sonrası kalıcı hareket kısıtlılığı ile nadiren karşılaşılıyor Ameliyat sonrasında kalıcı hareket kısıtlılığının oldukça nadir görüldüğünü belirten Raşa, “Ancak koltuk altı lenf bezlerinin geniş kapsamlı olarak temizlendiği, yani ‘diseksiyon’ adı verilen ameliyatlar uygulandığında, o bölgedeki dokulara yakın çalışıldığı için sinirler etkilenebilir ve bu durum zaman zaman hastanın kolunu ya da omzunu rahatça hareket ettirmesini zorlaştırabilir. Özellikle hareketlerini kendi haline bırakan veya kırılgan yaş grubundaki hastalarda bu oranın biraz daha yüksek olabildiğini görüyoruz. Bunu önleyebilmek için, hastanın aktif katılımıyla ameliyattan hemen sonra kol hareketlerine başlanması kıymetli. Bu proaktif yaklaşım sayesinde, hastaların yalnızca çok küçük bir bölümünde omuz veya kol hareketlerinde kalıcı kısıtlılık görülüyor” dedi. Tedavi sürecinde psikolojik destek büyük fark yaratıyor Meme, kadının cinsel kimliğini tamamlayan önemli bir uzuv olduğu için, meme kanseri cerrahisi ister koruyucu ister mastektomi şeklinde olsun, psikolojik etkileri kaçınılmazdır diyen Raşa, “Bu nedenle tedavi süreci başlamadan önce tüm hastalarımıza psikolog görüşmesi öneriyoruz. Medikal onkoloji ekibimizle birlikte çalışan psikologlarımız, hastaların yaşayabilecekleri psikolojik zorluklarla baş etmelerine ve beden algısındaki değişimlere uyum sağlamalarına yardımcı oluyor. Ayrıca hasta destek grupları da sürece büyük katkı sağlıyor; hastalar deneyimlerini paylaşarak bu zorlu hastalığı birlikte daha güçlü atlatabiliyor” dedi. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

‘Gizli Kalp Krizi’ Hiç Belirti Vermeden Görülebiliyor!  Haber

‘Gizli Kalp Krizi’ Hiç Belirti Vermeden Görülebiliyor! 

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Baltalı, sessiz iskemi olarak da bilinen, göğüs ağrısı gibi belirti vermeden ilerleyebilen kalp krizleri ile bu durumun riskleri ve fark edilme yöntemleri hakkında bilgi verdi. Bazı kalp krizleri hissedilmeyebiliyor! Gizli kalp krizinin, sessiz iskemi olarak da değerlendirildiğini aktaran Prof. Dr. Mehmet Baltalı, “Bir kalp krizi oluştuğunda, normal şartlar altında, çoğu insanda göğüs ağrısı, nefes darlığı gibi belirtiler ortaya çıkar.” dedi. Bu durumun, bayılma, şuur kaybı veya ani kalp durmasına da neden olabileceğini kaydeden Prof. Dr. Baltalı, “Ancak bazı vakalarda bunların hiçbiri görülmez. Kişi normal ayakta kalp krizini geçirir ve herhangi bir sıkıntı veya şikâyet hissetmez.” şeklinde konuştu. Sessiz iskemi çoğunlukla EKO veya EKG çekildiğinde fark edilebiliyor Normal kalp krizinde şiddetli göğüs ağrısı görüldüğünü hatırlatan Prof. Dr. Mehmet Baltalı, “Bu ağrı, çoğunlukla sola kola veya alt çeneye yayılır. Ancak sessiz, gizli kalp krizinde veya sessiz iskemi olarak adlandırılan durumda, bu belirtilerin hiçbiri görülmez.” dedi. Kişinin tüm bu süreci fark etmeden, normal hayatını sürdürebildiğini ifade eden Prof. Dr. Baltalı, şunları söyledi: “Sessiz iskemi çoğunlukla bir EKO veya EKG çekildiğinde fark edilebilir. Sessiz iskeminin görülme sıklığı oldukça yüksektir. Çok seyrek bir hadise değildir ve yaklaşık yüzde 20 civarında görülür. Sessiz iskemi, şikâyeti olmayan bir durumdur. Peki, iskemi nedir? İskemi, kalbin ihtiyacı olan kan veya oksijenin, damarlardaki darlık veya tıkanıklık nedeniyle yeterince ulaşamamasıdır. Bir iş yaparken, yürürken veya koşarken kalp pompalama görevini yerine getirir. Eğer kalbin ihtiyacı olan kan veya oksijen yeterince ulaşamazsa, iskemi oluşur ve bu durum daha sonra göğüs ağrısı veya diğer belirtilerle kendini gösterebilir.” En ayırt edici özelliği göğüs ağrısının olmaması! Sessiz iskeminin en sık görüldüğü hasta grubunun, şeker hastaları olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Mehmet Baltalı, “Şeker hastalarında sinirler zarar görebilir ve bu nedenle kişiler herhangi bir belirti hissetmeyebilir.” dedi. Sessiz iskemi esnasında kişinin normal yaşamına devam edebildiğini aktaran Prof. Dr. Baltalı, “Ancak kalp pompalama fonksiyonu bozulduğunda, kalp yetmezliği ortaya çıkabilir ve bu durum nefes darlığı, çarpıntı gibi diğer bulgularla kendini gösterebilir. Sessiz iskeminin en ayırt edici özelliği göğüs ağrısının olmamasıdır. Kişi üç kat merdiven çıktıktan veya birkaç basamak çıktıktan sonra nefes darlığı hissedebilir.” açıklamasını yaptı. Sessiz iskemi, normal göğüs ağrısı olan vakalardan çok daha tehlikeli olabilir! Sessiz iskemi veya gizli kalp krizinde asıl araştırılması gerekenin, iskeminin veya kriz varlığının tespit edilmesi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Mehmet Baltalı, “Bu durumda risk faktörlerine dikkat etmek gerekir. Şeker, tansiyon, sigara ve kolesterol kontrolü, sağlıklı beslenme ve düzenli kontroller önemlidir. Bu sayede iskemiye karşı uyanık olunur ve farkındalık sağlanır.” dedi. Sessiz iskeminin tehlikeli bir durum olduğunun altını çizen Prof. Dr. Baltalı, “Normal göğüs ağrısı ile ortaya çıkan kalp krizlerinde, kişi hemen hastaneye başvurur ve müdahale edilir. Ancak sessiz iskemide bu durum gerçekleşmez ve bu açıdan sessiz iskemi, normal göğüs ağrısı olan vakalardan çok daha tehlikeli olabilir.” diyerek sözlerini tamamladı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.