Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Denizcilik Sektörü

Kapsül Haber Ajansı - Denizcilik Sektörü haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Denizcilik Sektörü haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Türk Deniz Taşımacılığında Yeni Dönem Haber

Türk Deniz Taşımacılığında Yeni Dönem

Küresel krizlerin deniz taşımacılığını yeniden şekillendirdiği bir dönemde, Türk denizcilik sektörü kendi filolarına ve hatlarına yatırım yaparak “lojistik bağımsızlık” hedefine adım adım yaklaşıyor. 40 yılı aşkın tecrübesiyle yeni hatlar kuran Cenk Shipping Group, ekonomiye doğrudan döviz girdisi sağlıyor. Türkiye, küresel ticarette değişen dengelere paralel olarak deniz taşımacılığında yeni bir büyüme dönemine giriyor. Karadeniz’den Akdeniz’e uzanan stratejik konumu, artan liman kapasitesi ve Ro-Ro hatlarındaki yeni yatırımlarla ülke, lojistikte bölgesel bir güç merkezi haline geliyor. 40 yılı aşkın tecrübesiyle Türk deniz taşımacılığına yön veren Cenk Shipping Group, stratejik yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. Şirket, sürdürülebilir büyüme, ulusal filo gücü ve yeşil denizcilik hedefleriyle Türkiye’nin “mavi ekonomi” vizyonuna öncülük ediyor. Cenk Shipping Group Yönetim Kurulu Başkanı Attila Yener, “Deniz taşımacılığı, yalnızca bir taşıma biçimi değil; üretim, ihracat ve ekonomik sürdürülebilirliğin temel halkasıdır. Türkiye’nin geleceği denizdedir.” diyerek denizcilik sektöründeki dönüşümün önemine dikkat çekiyor. Hatlar Kalıcı Hale Gelmeli Türk deniz taşımacılığında son yıllarda artan filo yatırımları, sektörde sürdürülebilir büyümenin önünü açarken, yerli hatların kalıcılığının stratejik önemine dikkat çeken Attila Yener, ‘‘Türk denizcilik sektörünün kendi filosunu güçlendirerek dışa bağımlılığı azaltması gerekiyor. Kriz dönemlerinde yabancı firmalar çekiliyor, normalleştiğinde geri dönüyorlar. Bizim hedefimiz, kalıcı hatlar oluşturmak. Bu sadece ekonomik bir gereklilik değil, stratejik bir zorunluluktur. Türk taşımacısı kendi denizlerinde kalıcı hale gelmelidir.” dedi. Deniz Taşımacılığında Rekabet İçin Reform Şart Türkiye’nin deniz taşımacılığında bölgesel bir merkez haline gelmesi için altyapı ve mevzuat reformları yeniden gündemde. Attila Yener, ülkenin rekabet gücünü artırmak için hem liman altyapısında hem de vergisel düzenlemelerde kapsamlı adımların atılması gerektiğini vurgulayarak, “Ro-Ro hatları için özel teşvik modelleri geliştirilmeli. Yakıt üzerindeki KDV ve ÖTV yükü azaltılırsa kabotaj hattı yeniden cazip hale gelir. Bu düzenlemeler yalnızca taşımacıyı değil, ihracatçıyı da doğrudan destekleyecektir.” dedi. Sektörün sürdürülebilir büyümesi için Türkiye limanlarında Ro-Ro rampaları ve terminal altyapısının standardizasyonunun kritik öneme sahip olduğunu da belirten Yener, bu alanda yapılacak düzenlemelerin Türkiye’yi uluslararası denizcilik liginde daha güçlü bir konuma taşıyacağını ifade etti. Yeşil Dönüşümle Denizlerde Yeni Bir Dönem Başlayacak Dünya denizcilik sektörü hızla “yeşil dönüşüm”e geçerken, Türkiye de bu sürecin aktif bir oyuncusu olma yolunda ilerliyor. Çevreci teknolojilere ve yerli üretim gücüne odaklanan Cenk Shipping Group, Türkiye’nin yeşil denizcilik dönüşümüne öncülük eden şirketlerden biri konumunda. Yeni nesil düşük emisyonlu gemi yatırımlarını planlayan şirket, aynı zamanda yerli Ro-Ro gemileri için Türk tersaneleriyle ortak üretim modelleri üzerinde çalışıyor. Bu dönüşümün hem çevresel hem de ekonomik kazanç sağlayacağını ifade eden Yener, “Türk tersaneleri desteklenirse, kendi Ro-Ro gemilerimizi üretebiliriz. Çin ve Hindistan bunu devlet teşvikleriyle başardı. Biz de karbon salımını azaltacak çevreci gemi teknolojilerine yatırım yapıyoruz. Yeşil dönüşüm artık bir tercih değil, bir zorunluluktur.” dedi. Türkiye, Bölgesel Lojistik Üs Olacak Türkiye, deniz taşımacılığında önümüzdeki beş yıl için sürdürülebilir büyüme, yerli üretim ve entegrasyon temelli bir strateji izliyor. Bu vizyon doğrultusunda Cenk Shipping Group, çevreci gemi yatırımları ve yerli tersanelerle iş birliğiyle Türk filosunun kapasitesini artırmayı, deniz–demiryolu entegrasyonuyla da ülke genelinde lojistik zinciri güçlendirmeyi hedeflediklerini belirten Attila Yener, “Denizcilik sadece gemi işletmek değil; üretimi, ihracatı ve savunmayı aynı zincirde buluşturmaktır. Türkiye bu zinciri tamamladığında, yalnız taşımacılıkta değil, ekonomide de bölgesel lider konumuna gelecektir.” açıklamasını yaptı.

Denizcilikte İzmir Vizyonu Logistech’te Konuşuldu Haber

Denizcilikte İzmir Vizyonu Logistech’te Konuşuldu

LOGISTECH - 4. Lojistik, Depolama ve Teknolojileri Fuarı kapsamında, “Denizcilikte Dün, Bugün, Yarın: Sohbet Tadında Bir Yolculuk” başlıklı bir oturum gerçekleştirildi. Tekfen Holding Torosport Ceyhan & Samsun Başkan Yardımcısı Aydın Erdemir moderatörlüğündeki oturum, fuar katılımcıları ve ziyaretçilerden yoğun ilgi gördü. Panelde Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Bilgehan Engin, Deniz Ticaret Odası (DTO) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Hakkı Deniz, Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Mezunları Derneği (DEFMED) Yönetim Kurulu Başkanı Bülent İbik, DEFMED Yönetim Kurulu Başkan Vekili Burak Gültekin, DEFMED Yönetim Kurulu Üyesi Gülgün Dede yer aldı. İzmir, lojistik ve denizciliğin kalbi olmaya devam ediyor Açılış konuşmasını yapan Aydın Erdemir, fuarın her yıl biraz daha büyüyerek geliştiğini belirterek, “Deniz kenti kimliğiyle İzmir’e çok yakışan LOGISTECH, yalnızca sektörün değil kentin vizyonunun da bir yansıması. Bu organizasyonun düzenlenmesinde emeği geçen herkese sektörümüz adına teşekkür ediyorum. Lojistik, İzmir’in ekonomik potansiyelini ve stratejik konumunu en iyi temsil eden alanlardan biri. Her geçen yıl fuarın daha da güçlendiğini görmek bizler için gurur verici” dedi. “Türkiye, doğal bir lojistik üs konumunda” UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Bilgehan Engin, küresel ticarette değişen rotalar, sürdürülebilirlik ve yeni dünya ekonomik stratejileri hakkında bilgi vererek, “Değişen teknoloji, dijital sistemler ve dönüşen iş yapış biçimleri, tüm dünyada ticareti yeniden şekillendiriyor. Sürdürülebilirlik ve iklim yasaları, yalnızca çevresel değil ekonomik dinamikleri de dönüştürüyor” dedi. Türkiye’nin jeostratejik konumunun önemine değinen Engin, “Ülkemiz, üç kıtanın kesişim noktasında bulunması ve İstanbul ile İzmir gibi tarihi liman kentlerine sahip olması nedeniyle doğal bir lojistik üs konumunda. Bu avantajı güçlü ve güvenli şekilde değerlendirmemiz gerekiyor” diye konuştu. İzmir’in geçmişte askeri ve ticari açıdan önemli bir kavşak noktası olduğunu hatırlatan Engin, “İzmir bugün de ticaret hacmi bakımından, ülkemizin en stratejik limanlarına ev sahipliği yapıyor. Türkiye, sahip olduğu bu lojistik koridorlarını karşılıklı fayda ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle değerlendirmelidir” ifadelerini kullandı. “İzmir, Türk denizciliğinin gelişiminde öncü rol üstlendi” DTO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Hakkı Deniz, Türkiye’de denizciliğin tarihsel gelişiminde İzmir’in oynadığı role dikkat çekerek, “1923 İzmir İktisat Kongresi ile başlayan ekonomik kalkınma süreci, İzmir’i deniz ticaretinin kalbi haline getirdi. 1970’li yıllara gelindiğinde İzmir Limanı, Türkiye’nin en büyük limanı konumuna ulaştı. 1993 yılında da Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi ilk mezunlarını verdi. Bu, Türk denizciliği açısından çok önemli bir dönüm noktasıydı. O mezunlar, sektörde hızla istihdam edildi ve hem ulusal hem uluslararası arenada Türkiye’nin denizcilik gücünü temsil ettiler” ifadelerini kullandı. Deniz, “Sektörün geleceğinde; sürdürülebilirlik, teknolojiye uyum ve nitelikli insan kaynağı belirleyici olacak. İzmir geçmişten gelen köklü denizcilik geleneğini, çağın gereklerine uygun şekilde geleceğe taşımayı sürdürecektir” dedi. “Teknolojinin merkezinde yine insan var” DEFMED Yönetim Kurulu Başkanı Bülent İbik, denizcilik sektöründe yaşanan teknolojik dönüşümün merkezinde yine insanın olduğunu belirterek, “Teknolojinin getirdiği dönüşümün merkezinde yine insan olacak. Donanımlı, vizyoner ve çevreci bir bakış açısına sahip insan kaynağı, sektörün geleceğini belirleyecek. Denizcilik bir meslek olmanın ötesinde bir yaşam biçimidir; bir kültürdür. Bu kültürün sürdürülebilirliği, değişen teknolojiye rağmen insana yatırım yapmaktan geçiyor” dedi. İbik, ayrıca, sektörün dijitalleşme sürecine de değinerek, “Denizciliğin ana amacı, rotayı belirlemektir. Bugün bu rota artık yalnızca denizden değil, veri tablolarından, ekranlardan ve algoritmalardan çiziliyor. Yapay zeka destekli, verimliliğe odaklı çözümler hızla yaygınlaşıyor. Artık sadece teknik bilgi değil dış ticaret, hukuk, dijital okuryazarlık ve çevresel farkındalık da denizciliğin temel bileşenleri haline geldi. Sıfır karbon hedefleri, yeşil lojistik ve sürdürülebilir taşımacılık, geleceğin sektörü için vazgeçilmez olacak” ifadelerini kullandı. “Yeni üretim tesisi kurulması, Ro-Ro taşımacılığını güçlendirir” DEFMED Yönetim Kurulu Başkan Vekili Burak Gültekin, Ro-Ro taşımacılığının Ege Bölgesi’nde sanayi üretimiyle doğrudan bağlantılı olduğunu belirterek, “Bir limanın Ro-Ro taşımacılığında aktif olabilmesi için çevresindeki sanayinin de güçlü olması gerekir. Manisa veya İzmir’de yeni bir araç üretim tesisi kurulması, Ro-Ro taşımacılığını doğrudan güçlendirecektir” dedi. Ro-Ro taşımacılığının yarattığı katma değere de değinen Gültekin, “Bir gemi limana geldiğinde araçlar genellikle liman sahalarında ya da dış alanlarda bir buçuk ay kadar bekliyor. Bu süreç, hinterlandın gelişmesini sağlıyor. Araçlar distribütöre teslim edilmeden önce boya, küçük hasar onarımı ve kalite kontrol işlemleri yapılıyor. Bu da yeni istihdam ve yan hizmet alanlarının oluşmasına katkı sağlıyor” diye konuştu. “Aliağa Liman Başkanlığı, son üç yıldır lider konumda” DEFMED Yönetim Kurulu Üyesi Gülgün Dede ise özellikle son yıllarda Ege Bölgesi’nde konteyner taşımacılığında yaşanan hızlı büyümeye dikkat çekerek, “Aliağa Bölgesi’nde yeni rafinerilerin devreye alınmasıyla birlikte, Aliağa Liman Başkanlığı, son üç yıldır lider konumda. Bu yalnızca Aliağa’nın değil, İzmir ve tüm Ege Bölgesi’nin başarısıdır” dedi. Dede, İzmir limanlarının ve Aliağa’nın tarihsel önemini de vurgulayarak, “Aliağa’nın tarihi milattan önce 1000’li yıllara kadar uzanıyor. O dönemlerde de bir ticaret merkezi ve liman kenti olarak öne çıkıyordu. Ekonominin döndüğü, ilk paraların basıldığı ve ticaretin şekillendiği bu topraklar, bugün de Türkiye ekonomisinin lokomotif bölgelerinden biri. Aliağa Limanı bugün küresel ölçekte ilk 100 liman arasında yer alıyor. Bu, bölgenin ne kadar stratejik bir öneme sahip olduğunu gösteriyor” diye konuştu. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Setur Marinaları, Bodrum Boat Show’da Yerini Alıyor Haber

Setur Marinaları, Bodrum Boat Show’da Yerini Alıyor

Türkiye’nin lider marina zinciri Setur Marinaları, 15-19 Ekim 2025 tarihlerinde Bodrum Limanı’nda ilk kez gerçekleştirilecek Bodrum Boat Show Tekne, Tekne Ekipmanları ve Aksesuarları Fuarı’nda deniz tutkunlarıyla buluşuyor. Salon A, Stant 11’de yer alacak Setur Marinaları; fuara özel avantajları, dijital marina çözümleri ve sürdürülebilirlik odaklı hizmetleriyle dikkat çekecek. Ayrıca marinalar zincirinin son halkası olan Demre Marina’yı da tanıtacak. Muğla Büyükşehir Belediyesi ve İMEAK Deniz Ticaret Odası iş birliğiyle, Bodrum Belediyesi ve MUTTAŞ Denizcilik A.Ş.’nin destekleriyle düzenlenen Bodrum Boat Show, bu yıl ilk kez kapılarını açıyor. 200’den fazla tekne ve 500’den fazla markanın katılımıyla gerçekleşecek fuar, Ege’nin kalbinde denizcilik dünyasına yeni bir buluşma noktası kazandıracak. Fuarın, 50.000’den fazla ziyaretçiyi ağırlaması bekleniyor. Setur Marinaları, ilk Bodrum Boat Show’a damgasını vurmaya hazır Bodrum Boat Show’da Setur Marinaları; akıllı marina platformları, online rezervasyon sistemi, mobil uygulamalar ve çevreye duyarlı işletme modelleriyle marina deneyimini daha hızlı, pratik ve erişilebilir hale getiren çözümlerini tanıtacak. Enerji verimliliğini artıran sistemler, atıkların kontrollü ve sistemli yönetimi, deniz ekosistemini korumaya yönelik uygulamalar gibi sürdürülebilirlik odaklı hizmetler de fuarda öne çıkarılacak. Katılımcılar, fuara özel avantajlardan yararlanırken Setur Marinaları’nın geniş hizmet ağını ve yeşil denizcilik vizyonunu yakından tanıma fırsatı bulacak. Bodrum Boat Show’da ayrıca Demre Marina’nın olanakları, konumu ve sunduğu ayrıcalıklar deniz severlerle paylaşılacak. 450 deniz ve 250 kara yat kapasitesiyle hizmet veren Demre Marina, modern teknik altyapısı, geniş sosyal yaşam alanları ve doğa dostu yaklaşımıyla Akdeniz’in en iddialı marinalarından biri olarak öne çıkıyor. Türkiye’nin en geniş marina ağı Marmara, Ege ve Akdeniz kıyı şeridi boyunca konumlanan 11 marina ve bir kara park alanıyla Türkiye’nin en geniş marina zincirine sahip olan Setur Marinaları, Bodrum Boat Show’da tüm deniz tutkunlarını standında ağırlamaya hazırlanıyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Työvene, Hibrit Destekli SWATH CTV Gemisini Teslim Etti Haber

Työvene, Hibrit Destekli SWATH CTV Gemisini Teslim Etti

SWATH (Small Waterplane Area Twin Hull) teknolojisi üzerine inşa edilen bu gemi, rüzgâr enerjisi santrallerine güvenli, verimli ve konforlu ulaşım sağlamada sektör standartlarını yeniden belirliyor ve inşa edilen üç ünitelik serinin ilk gemisi olma özelliğini taşıyor. Zorlu Kuzey Denizi Şartlarına Göre Tasarlandı SWATH teknolojisi, geminin sudaki temas alanını minimuma indirerek, sert deniz koşullarında bile dikey hareketleri (sarsıntıyı) büyük ölçüde azaltır. Bu sayede MCS SWATH 3, geleneksel CTV'lere göre çok daha yüksek dalgalarda bile endüstri lideri düzeyde denge, seyir konforu ve güvenli transfer imkanı sunar. Työvene CEO'su Juha Granqvist, "Bu gemiyi teslim etmek, ekibimiz için gurur verici bir an. MCS sahası ekibiyle birlikte, açık deniz mürettebat transferleri için yeni bir standart belirliyoruz," dedi. MCS'nin benzer tasarımları işletme deneyimi ve tasarım ortağı Ad Hoc Marine Designs ile yapılan yakın iş birliği, geminin daha iyi iş akışı, daha kolay bakım ve dolayısıyla daha ekonomik operasyonel verimlilik için optimize edilmesini sağladı. MCS Genel Müdürü Menno Kuyt, SWATH’ın 2,25 metreye kadar olan dalgaların konturunu takip etmediğini ve bu koşullarda bile hızını koruduğunu vurguladı. Hibrit Tahrik ve Üstün Güvenlik Özellikleri Yeni SWATH CTV, açık deniz rüzgâr enerjisi sektörünün gerektirdiği dayanıklılık ve sürdürülebilirlik taleplerine cevap veriyor. Geminin öne çıkan temel özellikleri şunlardır: Olağanüstü Denge: SWATH tasarımı, dalgalara karşı hassasiyeti azaltarak daha yumuşak geçişler ve daha güvenli transferler sağlar. Geleceğe Hazır Tahrik: Her bir aktarma organına Power Take In (PTI) sistemi takılması, geminin hibrit operasyona olanak tanıması anlamına geliyor. Gelişmiş Güvenlik: İleri navigasyon, yedekli sistemler ve optimize edilmiş biniş düzenlemeleri ile operasyonel güvenlik maksimize edilmiştir. Mürettebat Konforu: İyileştirilmiş deniz tutuş ve gürültü azaltma önlemleri sayesinde mürettebatın dinlenmiş ve göreve hazır bir şekilde sahaya varması sağlanır. MCS SWATH 3, yenilenebilir enerji altyapısını genişletme çabalarını desteklemek üzere Kuzey Denizi açık deniz rüzgâr enerjisi sektöründe konuşlandırılacak. Työvene, bu gemilerle yalnızca rüzgâr çiftliklerinde değil; personel transferi, araştırma ve drone operasyonları gibi konforlu seyir ve güvenli operasyon gerektiren diğer denizcilik endüstrilerinde de sınırları zorlamaya devam ediyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Dev Taşıyıcı "Grande Svezia" Filoya Katıldı Haber

Dev Taşıyıcı "Grande Svezia" Filoya Katıldı

Çin'in China Merchants Heavy Industries Jiangsu tersanesinde inşa edilen on yeni nesil PCTC (Saf Otomobil ve Kamyon Taşıyıcı) serisinin ikincisi olan bu gemi, özellikle Uzak Doğu–Basra Körfezi hattındaki operasyonlarda görev alacak. 24 Eylül 2025 tarihinde filoya katılan Grande Svezia, 220 metre uzunluğu ve 38 metre genişliğiyle dikkat çekiyor. 91.611 gros ton ağırlığa ve 18 knot servis hızına sahip olan gemi, 14 güvertesinde 9.000 adede kadar CEU (Otomobil Eşdeğer Birim) taşıma kapasitesine sahip. Bir ay önce teslim edilen kardeş gemisi "Grande Shanghai" gibi, bu yeni gemi de hem elektrikli hem de içten yanmalı motorlu araçları aynı anda taşıyabilme esnekliğine sahip. Karbon Sıfır Yakıt İçin Hazır: Dördüncü "Amonyak Uyumlu" Gemi "Grande Svezia", Grimaldi Group’un çevre dostu filosu için attığı önemli adımlardan biri olarak öne çıkıyor. Gemi, Grubun filosundaki dördüncü "Amonyak Uyumlu" (Ammonia Ready) gemi olma özelliğini taşıyor. Bu tasarım, gelecekte karbon salınımı sıfır olan bir alternatif yakıt olan amonyak kullanımına kolayca dönüştürülmesine olanak tanıyor. Gemi, enerji verimliliği ve çevre teknolojileri açısından bir dizi ileri özellikle donatıldı: Sıfır Liman Emisyonu: Liman ziyaretleri sırasında gemi, 5 MWh gücündeki lityum batarya sistemi ve karadan elektrik alabilme (cold ironing) kabiliyeti sayesinde sıfır emisyon ile çalışabiliyor. Enerji Tasarrufu: 2.500 metrekarelik güneş panelleri, sürtünmeyi azaltan silikon bazlı gövde kaplamaları ve akıllı havalandırma sistemleri yakıt tüketimini optimize ediyor. Egzoz Arıtma: Elektronik kontrollü ana motor, kükürt oksit (SOx) ve partikül madde (PM) emisyonlarını kesmek için son teknoloji egzoz gazı arıtma sistemleriyle donatılmışken, seçici katalitik indirgeme sistemi (SCR) nitrojen oksit (NOx) emisyonlarını IMO Tier III limitleri içinde tutuyor. Sektörde İlk Kez PCTC'de Kullanılan Yenilik: "Gate Rudder" Grimaldi Group, çevresel etkiyi en aza indirmek için gemide ek yeniliklere yer verdi. Optimize edilmiş gövde tasarımının yanı sıra, PCTC gemilerinde ilk kez uygulanan yenilikçi "gate rudder" (kapı dümeni) sistemi dikkat çekiyor. Bu sistem, pervanenin her iki yanına yerleştirilmiş iki folyo şeklindeki bıçaktan oluşuyor ve hem sevk verimliliğini hem de manevra kabiliyetini artırıyor. Tüm bu özellikler sayesinde Grande Svezia, önceki nesil otomobil taşıyıcılarına kıyasla yüzde 50'ye kadar daha düşük yakıt tüketimi sağlıyor. Gemi, Green Plus, Green Star 3, Comfort Vibration ve Comfort Noise Port klas notasyonları ile en yüksek sürdürülebilirlik ve konfor standartlarına göre inşa edildi. Grimaldi Group Genel Müdürü Emanuele Grimaldi, "Grande Svezia'nın gelişiyle, sürdürülebilir deniz taşımacılığında lider rolümüzü daha da sağlamlaştırıyoruz. Bu yatırım, küresel otomotiv endüstrisini daha gelişmiş, daha verimli ve çevresel ayak izi azaltılmış gemilerle destekleme taahhüdümüzü yansıtıyor," dedi. Önümüzdeki günlerde ilk seferine çıkacak olan Grande Svezia, otomotiv ve endüstriyel sektörler için kilit bir ticaret yolu olan Uzak Doğu–Basra Körfezi hattında hizmet verecek. Çin'in Taicang ve Lianyungang limanlarından yola çıkacak geminin, Basra Körfezi pazarlarına 3.100 araç ve otobüs, kamyon, ekskavatör ve treyler dahil 5.800 lineer metre hareketli kargo taşıması bekleniyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Özata Denizcilik'ten Gemi Tamirinde Rekor Sözleşme Haber

Özata Denizcilik'ten Gemi Tamirinde Rekor Sözleşme

Türkiye'nin önde gelen denizcilik firmalarından Özata Denizcilik, Kamuyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) yaptığı bildirimle, yurt dışı operasyonlarında yakaladığı büyük başarıyı duyurdu. Şirket, yabancı firmalarla imzaladığı gemi tamir ve bakım sözleşmesinde, gelen ek talepler sayesinde iş hacmini yüzde 34 oranında artırarak toplamda 10 milyon doların üzerine çıkardı. 7.5 Milyon Dolarlık Anlaşma, 10 Milyon Doları Aştı Özata Denizcilik, 16 Nisan 2025 tarihinde, yurt dışında mukim üç farklı firma ile toplam 7.500.000 USD değerinde (yaklaşık 285.8 milyon TL) üç ayrı gemi tamir, bakım ve onarım sözleşmesi imzaladığını duyurmuştu. KAP'a yapılan son açıklamada, yapılan sözleşme kapsamındaki gemilerin tamir, bakım ve onarım işlemlerinin başarıyla tamamlanarak müşterilere teslim edildiği belirtildi. Ancak en dikkat çekici gelişme, müşterilerden gelen ek talepler doğrultusunda nihai sözleşme tutarının 10.074.000 USD'ye (yaklaşık 410.3 milyon TL) yükselmesi oldu. Bu artış, şirketin denizcilik sektöründeki profesyonelliğini ve hizmet kalitesini tescillerken, uluslararası pazarda edindiği güveni de gözler önüne seriyor. Başarı ve Yüksek Döviz Geliri Özata Denizcilik, bu anlaşma sayesinde hem operasyonel verimliliğini kanıtladı hem de Türkiye ekonomisine önemli miktarda döviz geliri sağlamış oldu. Başlangıçta 7.5 milyon dolar olarak belirlenen sözleşme bedelinin, müşteri memnuniyetinin bir göstergesi olarak yüzde 34'lük bir artışla 10 milyon doların üzerine çıkması, şirketin uluslararası pazardaki konumunu güçlendireceğe benziyor.

TEMSA, Denizcilik Sektöründeki Batarya Çözümlerini Sergiledi Haber

TEMSA, Denizcilik Sektöründeki Batarya Çözümlerini Sergiledi

Fuara Türkiye’den katılan tek şirket olan TEMSA, batarya teknolojileri çözümlerini ziyaretçileriyle buluşturdu. Sürdürülebilir denizcilik teknolojileri konusunda son gelişmelerin sergilendiği Electric & Hybrid Marine Expo, 24-26 Haziran tarihleri arasında Hollanda’nın Amsterdam kentinde düzenlendi. Mobilitenin elektrifikasyonu hedefiyle çalışmalarını sürdüren TEMSA da Türkiye’yi temsil eden tek şirket olarak fuardaki yerini aldı. Fuar boyunca TEMSA, denizcilik sektörüne yönelik batarya teknolojileriyle çok yönlü ürün ve hizmet çeşitliliği anlayışını ön plana çıkardı. “Denizcilik sektöründeki elektrifikasyon dönüşümüne öncülük ediyoruz” Ticari araç pazarında olduğu gibi, denizcilik sektöründe de Türkiye’yi başarıyla temsil etmeye hazırlandıklarını belirten TEMSA CEO’su Evren Güzel, yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Denizcilik sektöründe de mobilitenin elektrifikasyonu çalışmaları sürdürülebilir gelecek için kritik önem taşıyor. TEMSA olarak, bu alanda sadece teknoloji üretmekle kalmıyor, aynı zamanda Türkiye’nin mühendislik gücünü global arenaya taşıyoruz. Electric & Hybrid Marine Expo’da Türkiye’yi temsil eden tek Türk şirket olarak yer almak bizim için büyük bir gurur ve denizcilik sektöründeki elektrifikasyon dönüşümüne öncülük ettiğimizin de net bir göstergesi. Geldiğimiz noktada, denizcilik sektörüne batarya sağlamanın çok ötesine geçtik. Bu anlamda yüzde 100 elektrikli, seri hibrit ve paralel hibrit hareket sistemlerini uçtan uca çözümler sunarak müşterilerimizle buluşturuyoruz. Standart çözümlerimizin yanı sıra, her projeye özel mühendislik yaklaşımımızla, müşteri ihtiyaçlarına tam karşılık gelen terzi usulü çözümler üretebiliyoruz. Mobilitenin elektrifikasyonu hedefiyle, sürdürülebilir ulaşımın geleceğini şekillendirmeye devam edeceğiz.” “Türkiye’nin ilk Ar-Ge Merkezi” TEMSA, Türkiye’nin denizcilik alanında Türk Loydu (IACS üyesi) sertifikasına sahip tek batarya paket üreticisi olarak, bataryalarının denizcilik sektöründe de güvenle kullanılabileceğini kısa zaman önce tescilledi. “Türkiye’nin ilk Ar-Ge Merkezi” belgesine sahip olan ve bu anlamda ülkemizin en gelişmiş Ar-Ge merkezlerinden birini bünyesinde barındıran TEMSA’nın batarya çözümleri, denizcilik sektörünün dışında Adana’da ürettiği araçlarda ve farklı elektrikli araç uygulamalarında da kullanılıyor. TEMSA’nın batarya paketleri, denizcilik sertifikalarının yanı sıra, ECER100 ve ECER10 onaylarına da sahip.

Süperyat Dünyasında Numarine Rüzgarı! Yeni XP Serisi Modellerle Denizlere Açılıyor! Haber

Süperyat Dünyasında Numarine Rüzgarı! Yeni XP Serisi Modellerle Denizlere Açılıyor!

Şirket, son dönemde iki yeni kaşif yatı olan 37XP ve 26XP'yi suya indirirken, yakın gelecekte 32XP'nin de lansmanını yapmaya hazırlanıyor. Bu ardışık lansmanlar, Numarine'in XP Serisi'nin süperyat dünyasının en başarılı ve rağbet gören serilerinden biri olarak konumunu daha da sağlamlaştırıyor. Denizlerin en uzak noktalarına ulaşma tutkusunu lüks ve konforla birleştiren XP Serisi, yeni üyeleriyle adeta gücüne güç katıyor. XP Serisi'nin Gözde Yeni Üyeleri: 37XP (Amiral Gemisi): Serinin mevcut amiral gemisi olan 37XP, 6.000 deniz mili menziliyle uzun okyanus yolculuklarına imkan tanıyor. Geniş iç mekanları, sahibine özel lüks bir plaj kulübü ve tam 10 metre uzunluğundaki devasa flybridge'iyle sınırları zorlayan bir konfor sunuyor. 32XP (Yakında): Sağlam bir okyanus aşıtı olarak tasarlanan 32XP, rafine konforu ve uzaktaki destinasyonlara otonom seyahat kabiliyetiyle macera tutkunlarının yeni gözdesi olmaya aday. 26XP (Kompakt ve Güçlü): Kompakt boyutlarına rağmen tam bir kaşif yatı deneyimi sunan 26XP, en ücra ve gözlerden uzak limanlara bile ulaşabilme yeteneğiyle öne çıkıyor. Numarine'in 22 metreden 47 metreye kadar geniş bir yelpaze sunan XP Serisi, her modelinde performans, tasarım ve konforu merkeze alarak "daha uzağa gitme" felsefesini somutlaştırıyor. Türk mühendisliği ve işçiliğinin üstün örneklerini sergileyen bu yatlar, deniz severlere sadece bir tekne değil, aynı zamanda sınırsız bir keşif deneyimi vadediyor. Numarine, bu yeni modellerle küresel süperyat pazarındaki liderliğini pekiştirirken, Türk yatçılığının dünya sahnesindeki prestijini de artırmaya devam ediyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.