Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Derin Öğrenme

Kapsül Haber Ajansı - Derin Öğrenme haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Derin Öğrenme haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Yapay Zekâ, Üretkenliğin Yanında Sahteciliği de Kolaylaştırıyor! Haber

Yapay Zekâ, Üretkenliğin Yanında Sahteciliği de Kolaylaştırıyor!

"Deepfake" teknolojisi nedir? Yapay zekâ destekli ses ve görüntü üretiminin, genel olarak "deepfake" teknolojisi olarak adlandırıldığını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, “Kelime oluşumu itibariyle Deepfake, ‘deep learning’ (derin öğrenme) ve ‘fake’ (sahte) kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmektedir. Bu teknoloji, yüz tanıma, ses analizi ve görüntü işleme gibi alanlarda geliştirilen derin öğrenme algoritmalarını kullanarak, gerçeğe son derece yakın sahte video, ses veya görüntüler üretir.” dedi. Kötü niyetli kişiler tarafından kullanılabiliyor Deepfake teknlojisini kullanılarak bir kişinin yüzü, mimikleri veya sesinin taklit edilebildiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, “Bu sayede gerçekte yaşanmamış bir konuşma veya olay sanki gerçekleşmiş gibi sunulabilir. Bu teknoloji, yaratıcı içerikler üretmek için kullanılabileceği gibi, kötü niyetli kişiler tarafından dezenformasyon yaymak veya dolandırıcılık yapmak amacıyla da kullanılabilir.” diye konuştu. Sahte haber üretimi yapılabiliyor Yapay zekâ ile üretilen video ve ses içeriklerinin günümüzde sinema, eğitim, reklam, oyun ve medya gibi pek çok alanda yaygın olarak kullanıldığını dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, “Reklamlar, uzaktan eğitim videoları, dijital oyunlardaki karakterler, sanal haber sunucuları ve farklı dillere çevrilen içerikler bu teknoloji sayesinde hızlı ve düşük maliyetle hazırlanmaktadır. Öte yandan, aynı teknolojiler sahte haber üretimi, dolandırıcılık ve bilgi kirliliği yaratmak gibi amaçlarla da kötüye kullanılabilmektedir.” ifadesinde bulundu. Deepfake videoların bu denli ikna edici olmasının temelinde ne var? Deepfake videoların bu denli ikna edici olmasının temelinde, yapay zeka teknolojilerinin, özellikle de derin öğrenme modellerinin, görüntü ve ses üretiminde sunduğu artan gerçekçilik ve ayrıntı düzeyinin yattığını anlatan Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, “Yüz ifadeleri, göz kırpma, ışıklandırma ve ten dokusu gibi detaylar artık çok daha doğal biçimde taklit edilebiliyor. Ses klonlama teknolojileri ise konuşma ritmi ve tonlamayı başarıyla kopyalayabiliyor. Görüntü ve ses kalitesindeki bu ilerleme, sahte içerikleri her geçen gün daha inandırıcı kılıyor ve bu da onların insan gözüyle ya da kulağıyla fark edilmesini giderek zorlaştırıyor.” şeklinde konuştu. Dijital çağda “gerçeklik” kavramı köklü bir dönüşüm geçiriyor Yapay zeka, deepfake ve benzeri teknolojilerle birlikte dijital çağda “gerçeklik” kavramının köklü bir dönüşüm geçirdiğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, “Artık gördüğümüz, duyduğumuz, hatta okuduğumuz içeriklerin gerçekten olup olmadığını sorgulamamız gerekiyor. Bu durum, bilgiye erişimde daha fazla şüpheciliği beraberinde getirirken, doğruluğu ve güvenilirliği teyit edebilecek yeni yöntemlere ve etik standartlara olan ihtiyacı da artırıyor.” dedi. Deepfake videolarda ayırt edici unsurlar neler? Bir görüntünün veya sesin yapay zekâ ürünü olup olmadığını tespit etmeye yönelik teknik ve yöntemlerin giderek geliştiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, şöyle devam etti: “Bu tespit süreçleri; görüntü işleme, ses analizi ve makine öğrenimi tekniklerine dayanmaktadır. Görsellerde yüz ifadeleri ve mimikler analiz edilerek sahte içerik belirlenmeye çalışılır. Deepfake videolarda dikkat edilebilecek bazı ayırt edici unsurlar şunlardır; göz kırpmanın doğal olmaması, ağız hareketleri ile ses arasında senkronizasyon problemleri, ten rengi geçişlerindeki yapaylık, ışık yansımalarının doğallıktan uzak olması, saç ve kenar detaylarında görülen bozulmalar. Ses analizinde ise frekans spektrumu, vurgu, tonlama ve nefes alma gibi ayrıntılar incelenir. Bunun yanı sıra, özel olarak eğitilmiş derin öğrenme modelleri de sahte içeriklerin tespitinde etkin bir şekilde kullanılmaktadır.” İleri düzey deepfake teknolojileri; mimiklerden göz hareketlerine kadar başarılı Günümüzde yapay zekâ ile üretilen görüntü ve seslerin, çoğu zaman insan gözü ve kulağının ayırt edemeyeceği kadar gerçekçi hale geldiğini de anlatan Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, “Her ne kadar dikkatli bir incelemeyle hala bazı yapaylıklar sezilebilse de örneğin yüz ifadelerinin doğallıktan uzak olması, göz hareketlerindeki tutarsızlık ya da sesin mekanik tınısı gibi, bu farklar giderek daha az belirgin hale gelmektedir. Özellikle ileri düzey deepfake teknolojileri; mimiklerden göz hareketlerine, ses tonundan nefes alma düzenine kadar birçok ayrıntıyı yüksek başarıyla taklit edebilmektedir. Bu nedenle kısa süreli ya da düşük çözünürlüklü sahte içerikler, çoğu zaman gerçekmiş gibi algılanabilmektedir.” dedi. Videonun paylaşıldığı hesabın güvenilirliği değerlendirilmeli Sosyal medyada paylaşılan bir videonun doğruluğunu sorgulamak için bireylerin öncelikle içeriğin kaynağını araştırması gerektiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, sözlerini şöyle tamamladı: “Videonun paylaşıldığı hesabın güvenilirliği değerlendirilmeli, içeriğin resmi ya da tanınmış platformlardan yayımlanıp yayımlanmadığı kontrol edilmelidir. Aynı olaya dair farklı kaynaklardan gelen videolar veya haberlerle karşılaştırma yapmak, içeriğin doğruluğunu teyit etmek açısından etkili bir yöntemdir. Ayrıca videodaki ses ve görüntü arasındaki tutarsızlıklar dikkatle analiz edilmelidir. Tüm bunlara ek olarak, yapay zekâ destekli tespit araçları da sahte içeriklerin belirlenmesinde önemli bir destek sunar.” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Allianz Türkiye, Yapay Zekâ Desteği ile 100 Milyon Provizyon Sayısına Ulaştı Haber

Allianz Türkiye, Yapay Zekâ Desteği ile 100 Milyon Provizyon Sayısına Ulaştı

Allianz Türkiye Operasyonlar Genel Müdür Yardımcısı Fahri Kaan Toker, geliştirdikleri Smart STP sisteminin sahip olduğu ölçek ve etki düzeyiyle sadece Allianz bünyesinde değil, sigorta sektöründe de benzeri görülmemiş bir dönüşüm yaratacağını söyledi. Yeni nesil sigortacılığa öncülük eden Allianz Türkiye tüm iş süreçlerinde veri odaklı bir şirket olma hedefiyle yapay zekâ teknolojilerine yatırım yapmaya devam ediyor. Bu vizyonla hayata geçirdiği Smart STP projesiyle sağlık sigortası provizyon süreçlerini, yapay zekâ desteği ile insan eli değmeden %92 otomasyonla yürüten şirket, sigorta sektöründe yapay zekâ kullanımında da standartları yeniden belirliyor. 2025 yılı içerisinde 100 milyonuncu provizyon sayısına ulaşan Allianz Türkiye, Smart STP desteği ile sağlık sigortalılarının provizyon taleplerini saniyeler içerisinde yanıtlıyor ve böylece hastanede onay bekleme süreci de ortadan kalkmış oluyor. Derin öğrenme algoritmalarından yeni nesil mimariye kadar uzanan güçlü teknik altyapısı ile Smart STP, sürekli kendini geliştiren ve ölçeklenebilen bir sistem olarak tasarlandı. Yapay zekâ projelerine 3 yılda 3 milyon euro yatırım Dijitalleşme yolculuklarını her noktada derinleştirerek, sigorta sektöründe teknolojiye yön veren bir şirket olma vizyonuyla hareket ettiklerini söyleyen Allianz Türkiye Operasyonlar Genel Müdür Yardımcısı Fahri Kaan Toker, “Allianz Türkiye olarak yapay zekâyı teknolojiden öte görüyor, bu teknolojileri insana değer katmak ve sektörün ekonomik çıktılarını yeniden şekillendirmek için kullanıyoruz. Bu vizyon, geleceğin sigortacılığını bugünden mümkün kılıyor. Veriyi daha iyi kararlara dönüştüren bir organizasyon olmak için yapay zekâ projelerine son 3 yılda 3 milyon euro yatırım yaptık ve bu yatırımlar sayesinde edindiğimiz deneyimi artık değere dönüştürmeye başladık. Bu noktadan sonra tüm operasyonlarımızı ve iş yapış şeklimizi “yapay zekâ penceresinden” bakarak yapacak şekilde değiştiriyoruz. Sigorta gibi insan hayatına doğrudan dokunan bir sektörde, sigortalılarımızın bugünden yarına hayatlarına eşlik etme hedefiyle teknolojiyi daha akıllı, daha hızlı, daha insana yakın bir sistem inşa etmek amacıyla etkin bir şekilde kullanmaya devam ediyoruz.” dedi. Smart STP stratejik bir dönüşüm aracı İnovatif projeler ve yaratılan dönüşümlerle müşteri deneyimi yolculuğunu uçtan uca yeniden tasarladıklarını söyleyen Toker, Smart STP projesinin de bu anlamda sigorta sektöründe yeni bir kilometre taşı olduğunu belirterek, “2,3 milyon sigortalımızın sağlık alanında ilk tercihi Allianz Türkiye. Bu sorumlulukla, sağlık sigortacılığı gibi insan hayatına doğrudan dokunan bir alanda teknolojiyi, insan dokunuşunu kaybetmeden daha fazlasını sunabilmek amacıyla kullanıyoruz. Bu anlayışla geliştirdiğimiz Smart STP projesiyle Türk sigorta sektöründe sağlık sigortası provizyon süreçlerinde karar verme mekanizmasını %92 otomasyona çıkartan ilk yapay zekâ destekli sistemi hayata geçirdik. Allianz Türkiye, yapay zekâ ile bugüne dek 10 milyondan fazla sağlık tazminat başvurusunu insan eli değmeden işleyen Smart STP’nin de desteğiyle kısa bir süre içerisinde 100 milyonuncu provizyon onayına ulaştı. Smart STP projemiz sadece teknolojik bir yenilik değil; aynı zamanda stratejik bir dönüşüm aracı olarak da bizi gururlandırıyor. Sektörümüzde yapay zekâ destekli otomasyonun önünü açan ilk proje olarak umuyoruz ki gelecekteki dijitalleşme girişimlerine de ilham verecek.” dedi. Yaptıkları altyapı yaptırımları ile performanslı, güvenilir ve verimli yapay zekâ uygulamaları geliştirdiklerini söyleyen Toker, “Bu altyapı, veri gizliliğinin şirketin kontrolünde kalmasını sağlayarak kişisel verilerin korunması açısından kritik bir avantaj sağlıyor. Bu yaklaşım, yapay zekânın tamamen bir asistan gibi davranmasını sağlayarak kontrolün insanda kalmasını temin ediyor ve sektörümüzde iş verimliliği, veri güvenliği, etik ve şeffaf yapay zekâ kullanımı açısından da yeni bir standart belirliyor.” dedi. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.