Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Dijital Dönüşüm

Kapsül Haber Ajansı - Dijital Dönüşüm haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Dijital Dönüşüm haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

EGİAD’dan Japon Şirketleriyle Dijital Dönüşüm ve Yapay Zekâ İş Birliği Haber

EGİAD’dan Japon Şirketleriyle Dijital Dönüşüm ve Yapay Zekâ İş Birliği

Mitsubishi Electric Türkiye Başkan Yardımcısı Jun Horibe, Mitsubishi Electric Türkiye FA Center Birim Müdürü Önder Şenol ve Gakken Turkey İnovatif Eğitim A.Ş. COO'su Daisuke Mohara'yı ağırlayan STK, Japonya'nın en köklü eğitim ve yayıncılık kurumlarından Gakken ile iş birliği protokolü imzaladı. Bu vizyonla düzenlenen "Japon Şirketlerinden Dijitalleşme ve Yapay Zekâ Uygulamaları" başlıklı seminer, 8 Eylül 2025 Pazartesi günü EGİAD Dernek Merkezi'nde gerçekleştirildi. Seminere Mitsub ishi Electric Türkiye Başkan Yardımcısı Jun Horibe, Mitsubishi Electric Türkiye FA Center Birim Müdürü Önder Şenol ve Gakken Turkey İnovatif Eğitim A.Ş. COO'su Daisuke Mohara konuşmacı olarak katıldı. Etkinlikte; endüstride dijital dönüşüm, yapay zekâ uygulamaları, global trendlerle uyumlu liderlik yaklaşımları ve organizasyonel dönüşüm süreçleri ele alındı. Dijitalleşmeye uyum sağlayamayan şirketler, pazar payı kaybeder EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Özhelvacı, açılış konuşmasında dijitalleşmenin günümüz iş dünyası için stratejik önemine dikkat çekerek şunları söyledi: "Günümüz iş dünyasında dijital dönüşüm ve yapay zekâ, şirketlerin yalnızca verimliliklerini değil aynı zamanda rekabet güçlerini ve sürdürülebilirliklerini belirleyen en kritik faktörlerden biri haline gelmiştir. Yapılan araştırmalara göre, dijital dönüşüme yatırım yapan şirketlerin kârlıl ık oranı ortalama %26 daha yüksek olmakta; yapay zekâ uygulamalarını iş süreçlerine entegre eden işletmelerin ise karar alma hızları %40 oranında artmaktadır. Bu veriler bize şunu net biçimde göstermektedir: Dijitalleşmeye uyum sağlayamayan şirketler, sadece zaman değil, pazar payı da kaybetmektedir." İzmir iş dünyasının güçlü adımlar atması gerekiyor Özhelvacı, konuşmasında Türkiye ve İzmir özelinde de çarpıcı verilere de yer vererek, "Türkiye'de dijital ekonomi hacmi son 5 yılda %80'in üzerinde büyümüştür. İzmir ise hem üretim altyapısı hem de girişimcilik ekosistemi ile ciddi bir potansiyel barındırıyor. Ancak, İzmir iş dünyasının küresel rekabet gücünü artırabilmesi için dijitalleşme ve yapay zekâ alanında daha güçlü adımlar atması gerektiği ortadadır." Japon şirketleri ilham kaynağıdır Japon şirketlerinin uzun vadeli vizyon, disiplin ve ino vasyon kültürüyle Türk iş dünyası için örnek teşkil ettiğini vurgulayan Özhelvacı şunları ifade etti: "Japon şirketleri, dünyada dijital dönüşüm ve yapay zekâ konusunda öncü konumdadır. Özellikle uzun vadeli vizyon, disiplin ve inovasyon kültürleri Türk iş dünyası için ilham verici örnekler sunmaktadır. Bu bağlamda Japon şirketlerinin deneyimleri, Türkiye ile Japonya arasındaki stratejik ortaklıklar için güçlü bir fırsat da yaratmaktadır." EGİAD – Gakken İş Birliği Protokolü Seminerle eş zamanlı olarak, EGİAD ile Japonya'nın en köklü eğitim ve yayıncılık gruplarından biri olan Gakken arasında önemli bir iş birliği protokolü de imzalandı. 1946 yılında kurulan Gakken, eğitim materyalleri, yenilikçi öğrenme teknolojileri ve dijital çözümleriyle dünya çapında milyonlarca öğrenciye ulaşan öncü bir kuruluş olarak dikkat çekmekte. İmza törenine ilişkin de değerlendirmede bulunan EGİAD Başkanı Kaan Özhelvacı, "Bugün, EGİAD olarak 80 yılı aşkın köklü bir geçmişe sahip olan, Japonya'nın en büyük eğitim ve yayıncılık gruplarından biri olan Gakken ile bir işbirliği protokolü imzalıyoruz. Bu protokol; dijital eğitim, inovasyon ve genç iş insanlarının kapasite gelişimine odaklanan ortak projeleri kapsayacaktır. Böylelikle üyelerimizin hem teknolojik hem de yönetimsel yetkinliklerini güçlendirmeyi hedefliyoruz." Dedi. Protokolün Kapsamı İmzalanan protokol çerçevesinde şu başlıklarda ortak çalışmalar yürütülecek: Dijital dönüşüm ve yapay zekâ alanlarında Türk ve Japon şirketlerini bir araya getirmek,Japonya'nın afetlere hazırlık konusundaki deneyimlerini Türkiye'deki işletmelere aktarmak,Japonya'daki yatırım ve iş fırsatlarını EGİAD üyelerine tanıtmak,Şirket çalışanlarına yönelik eğit im ve tanıtım programları geliştirmek,Gençlerin mesleki eğitim ve istihdamına yönelik sosyal sorumluluk projeleri üretmek,Üyelerin çocuklarına bilimsel ve kültürel etkinlikler sunmak.EGİAD olarak en temel hedefin, üyeleri yalnızca bugünün ihtiyaçlarını karşılayan değil, aynı zamanda geleceğin dünyasında yön verici rol üstlenecek lider iş insanları olarak yetiştirmek olduğu kaydedilirken, iş dünyasında başarının artık yalnızca güçlü sermaye veya kaliteli üretimle değil; dijitalleşmeye ayak uydurabilmek, yapay zekânın sunduğu çözümleri iş süreçlerine entegre edebilmek ve yenilikçi iş modellerini geliştirebilmekle mümkün olduğu ifade edildi.

Huawei’den Türkiye’de Dijital Zekâ Yolculuğu Haber

Huawei’den Türkiye’de Dijital Zekâ Yolculuğu

Huawei Enterprise Roadshow, toplam 15 ülkede 25 şehri kapsayan programla, 19 Mart’ta Fransa’da başladı. 19 – 21 Ağustos tarihlerinde Türkiye bölümünü tamamlayan Roadshow, 16 Ekim’deki İrlanda ziyaretiyle sona erecek. Avrupa turunun temel amacı; kamu kurumları, özel sektör şirketleri ve servis sağlayıcıların dijital dönüşüm süreçlerini hızlandırmak, yapay zekâ, yüksek hızlı ağlar ve bulut tabanlı çözümlerle şekillenen yeni dijital çağda, kurumsal ihtiyaçlara yönelik çözümleri doğrudan tanıtmak olarak belirlendi. Huawei Enterprise Roadshow kapsamında; ağ çözümleri, veri depolama, optik iletişim ve sektörel dijital dönüşüm uygulamaları öne çıktı. Katılımcılar Roadshow boyunca farklı ihtiyaçlara özel geliştirilen çözümleri hem birebir deneyimleme hem de bu çözümlerle ilgili olarak Huawei uzmanlarından doğrudan bilgi alma fırsatı buldu. İstanbul ve Ankara’daki buluşma noktalarında ziyaretçilerini ağırlayan Huawei demo tırı, toplam 15 farklı teknolojik istasyondan oluşan sergi alanıyla, birçok farklı sektöre yönelik çözümleri ziyaretçilerle paylaştı. Her istasyon; sektör uygulamaları, senaryo sunumları ve soru-cevap seanslarıyla zenginleştirilirken, ziyaretçilere özel teknik danışmanlık hizmetlerine de ev sahipliği yaptı. Huawei Enterprise Türkiye CTO’su Fatih Akgül, Ankara’da düzenlenen buluşmada yaptığı değerlendirmede, “Huawei Enterprise Roadshow 2025’in Avrupa turu kapsamında İstanbul ve Ankara’da gerçekleştirdiğimiz etkinliklerde, sektörlerin geleceğini şekillendirecek en güncel teknolojileri paylaşma imkânı bulduk. Bugün dijital dönüşümün merkezinde yapay zekâ yer alıyor. Bu teknolojinin etkin kullanımı için, kaliteli ve erişilebilir veri kritik bir gereklilik haline geldi. Geçmişte yaşanan örnekler, yapay zekânın doğru sonuçlar üretebilmesi için yalnızca büyük değil, aynı zamanda rafine edilmiş veriye ihtiyaç duyduğunu gösteriyor. Huawei olarak güçlü Ar-Ge kapasitemizle, kurumların bu ihtiyacını karşılayacak çözümleri geliştiriyoruz. Roadshow’da sergilediğimiz çözümler, yalnızca hız değil; verimlilik, güvenlik ve sürdürülebilirlik boyutlarıyla da öne çıkıyor. ‘Türkiye’de Türkiye için’ anlayışımızla, bu yolculukta bizlerle birlikte olan ve katkı sağlayan tüm katılımcılara teşekkür ediyorum" dedi. Sergilenen çözümler arasında; 10GE CloudCampus ağ altyapısı, OceanStor all-flash veri depolama sistemleri, FTTH ve FTTR destekli optik altyapılar, Huawei eKit alt markasıyla sunulan KOBİ çözümleri, Network-as-a-Service odaklı MSP platformları ve kamu kurumlarına yönelik yüksek hızlı genişbant sistemleri yer aldı. Huawei eKit, bu yıl Roadshow’a dahil edilen önemli başlıklardan biri olarak öne çıktı. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin dijital altyapı ihtiyaçlarına hızlı ve kolay kurulum imkânı sunan eKit çözümleri, 100’den fazla ülkede aktif olarak kullanılıyor. MSP çözümleri ise özellikle servis sağlayıcılar ve veri merkezi işletmeleri açısından dikkat çekti. Huawei Enterprise Roadshow’da tanıtılan teknolojiler, Huawei uzmanlarınca sektörel ihtiyaçlara göre senaryo bazlı olarak sunuldu. Ulaşım alanında demiryolu ve metro iletişimi, havalimanı ağlarının modernizasyonu, yol kenarı sensör sistemleri ve limanlarda uzaktan kontrol gibi alt başlıklardaki çözümler detaylı şekilde tanıtıldı. Eğitim sektöründe ise Wi-Fi 7 ile desteklenen dijital kampüsler, veri yedekleme sistemleri ve akıllı sınıf uygulamaları ön plana çıktı. Perakende sektöründe çoklu şube ağı yönetimi ve akıllı depo sistemleri; üretim tarafında ise yüksek performanslı ağlarla desteklenen simülasyon süreçleri katılımcılarla paylaşıldı. Ayrıca kamu yönetimlerine yönelik geliştirilen çözümlerle, kapsayıcı ağ altyapıları ve dijital hizmet sunumlarını hızlandıracak uygulamalar da yine Roadshow kapsamında sergilendi. Türkiye ayağında öne çıkan bir diğer nokta ise Roadshow’un sadece teknoloji sergileme alanı değil, aynı zamanda sektörler arasında bilgi paylaşımı ve iş birliği için önemli bir platform haline gelmesiydi. Katılımcılar, farklı senaryolara uyarlanmış çözümleri yerinde görürken, uzmanlarla birebir temas kurma ve kendi sektörlerindeki uygulamalara dair fikir alışverişinde bulunma fırsatı yakaladı.

Hakkı Şenkeser: "Zirveye Giden Yol, Bazen Alışılmışın Dışında Düşünmekten Geçer!" Haber

Hakkı Şenkeser: "Zirveye Giden Yol, Bazen Alışılmışın Dışında Düşünmekten Geçer!"

Uluslararası tekstil deneyimiyle yüksek irtifa dağcılık tutkusunu harmanlayan Şenkeser, "Liderlik Yetkinlikleri Kılavuzu" hazırlığından dijital dönüşüm projelerine, zirve hedeflerini nasıl belirlediğini anlattı. 6000 metrelik dağ tırmanışlarından edindiği disiplini tekstil sektörüne taşıyan Şenkeser, "Dağlar sessiz öğretmenlerdir. Gerçek liderlik, takımı zirveye birlikte tırmandırmaktır" diyor. İşte o keyifli röportajla sizleri başbaşa bırakıyoruz... Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Merhaba, ben Hakkı Şenkeser. Eskişehirliyim ve 1973 doğumluyum. Üniversite eğitimimi kimya ve işletme üzerine yaptım. Başta tekstil sektörü olmak üzere üretim sektörlerinin farklı kademelerinde yöneticilik yaptım. 1999 ve 2017 yılları arasında uluslararası Coats Türkiye firmasında 18 yıl süresince boyahane ve özel iplikler geliştirme birimlerinde yöneticilik yaptım. Boyahane tarafında üretimde verimlilik artışı, kapasite artırımı başta olmak üzere pek çok projeye liderlik yaptım. Devamında Coats’ın özel iplikler projesi kapsamında, başta otomotiv sektörü olmak üzere üretimini yaptığı özel iplikler departmanına geçerek süreçlerin iyileştirilmesi, verimliliklerin artırılması ve süreç yönetimi noktasında yöneticilik yaptım. Kurumun aynı zamanda çalışan bağlılığı ve İK projelerinin yönetilmesi noktasında sorumluluklar aldım. 2017 yılında “Zirve Yalın Danışmanlık ve Koçluk” firmasını kurarak, profesyonel olarak danışmanlık yapmaya başladım. Aktif olarak da YDD-Yönetim Danışmanları Derneği üyesi ICF Onaylı profesyonel koçum. Firmalara, özellikle süreçlerini iyileştirip verimliliklerini arttırmak noktasında yönetim danışmanlığı ve koçluk yaptım. Yalın 6 Sigma Kara Kuşak sahibi proje yöneticisi olarak süreç iyileştirme, verimlilik artışı, dijital dönüşüm ve satış pazarlama, dijital pazarlama faaliyetlerinin yönetilmesi noktasında projeler yönettim. Danışmanlık sürecimde, Türkiye’nin en büyük mesleki belgelendirme firmalarından birisi olan Lonca Belgelendirme firmasının MYK-Mesleki Yeterlilik Kurumu ve TÜRKAK akreditasyon süreçlerini yönettim. Tekstil sektörü başta olmak üzere enerji, otomotiv, makine gibi üretim sektörlerine yönelik belgelendirme ve akreditasyon süreçlerini yönettim. Bu kapsamda, İLO-Uluslararası Çalışma Örgütü ile farklı projelerde proje yöneticiliği üstlendim. Firmalara mesleki yeterlilik konusunda danışmanlıklar verdim. Halihazırda 2021 yılından bu yana, Seamless Knitting Technology / Dikişsiz Örme Teknolojisi kullanarak uluslararası ölçekte spor tekstilleri üreten Doca Textile Tech Pakkens firmasının İnsan Kaynakları ve Kurumsal İletişim süreçlerini yönetiyorum. Firmanın daha önce seamless parça boyama boyahanesinin kapasite artırımı projesi, kurum içi ERP ve dijital üretim yönetimi entegrasyon sistemleri projesi ve iç piyasa özellikle sportif organizasyonlarına yönelik spor tekstilleri üretimi ve devamında satış pazarlama süreçlerini yönettim. Firmamız, spor tekstilleri üreten bir firma olduğu ve benim de profesyonel iş kariyerime paralel olarak yönettiğim yüksek irtifa dağcılığı ve dağ koşularım vesilesiyle, firmamızın sportif organizasyonlarını da yönetmekteyim. Bu bağlamda, 2024 yılında Doca Gündoğdu Ultra ve 2025 yılında Doca Tirilye Ultra uluslararası trail koşu organizasyonlarını yönettim. Bunun yanında, üniversitelerin farklı bölümlerinde okuyan gençlere başta yalın üretim olmak üzere gelecekteki iş süreçlerini yönetmek ve motivasyon noktasında sosyal sorumluluk projesi kapsamında sertifikalı online eğitimler veriyorum. Hobi olarak dağcılık ve uzun mesafe koşuculuğu yaparken, Hakkı Şenkeser “Benim Dikey Dünyam” isimli bloğumda, farklı konu başlıklarında içerik üretmeye devam ediyorum. Aktif olarak da bir LinkedIn kullanıcısı ve içerik üreticisiyim. Evliyim ve 2 kız çocuğu babasıyım. Kariyerinizde bugünlere gelene kadar hangi önemli dönüm noktalarını yaşadınız? Kariyerimde yaşadığım en büyük dönüm noktası, 1999 ve 2017 yılları arasında çalıştığım uluslararası Coats Türkiye firmasındaki kariyerim sonrasında kurmuş olduğum “Zirve Yalın Danışmanlık ve Koçluk” danışmanlık firmam olmuştur. Özellikle uluslararası bir kurumda kazandığım başta kurumsal tecrübe ve deneyim aynı şirkette aldığım; “Coats'un Global Yönetim Becerisi Gelişimi Programı” olan “Liderlik Yetkinlikleri” eğitimi ve profesyonel kariyerimdeki uygulamalarım danışmanlık süreçlerime ciddi oranda katkı sağlamış, sadece tekstil sektörü değil pek çok farklı sektörde farklı süreç projeleri yönetmem dolayısıyla da ciddi bir network’e de sahip olmamı sağlamış ve gelişim ve öğrenme sürecimin devam etmesine vesile olduğu gibi bu tecrübe ve deneyimi paylaşmama da vesile olmuştur. Sizin için 'başarı'yı tanımlar mısınız? Sizi diğerlerinden farklı kılan ve başarınızı sağlayan kişisel stratejiler neler? Başarının tanımını “Zirve” kelimesi ile yapıyorum. Daha önce de bahsettiğim gibi yüksek irtifa dağcılığı yani dağcılık yapıyorum. Bu vesileyle, ülkemizde ve farklı ülkelerde yüksek dağ tırmanışları yaptım. Dağların bana çok şey öğrettiğini düşünmüşümdür. Bu sebeple, “Dağlar sessiz öğretmenlerdir” diyerek, dağların ve dağcılığın bana kazandırdığı yetkinliklere de gönderme yaparım. Nedir bu yetkinlikler? Öncelikle fiziksel ve mental gelişim ardından gelen mücadele gücü, üst düzey kişisel motivasyon, stratejik planlama ve süreç yönetimi, takım çalışması ve sürekli gelişim ve öğrenme isteği. Dolayısıyla bu bakış açısını profesyonel kariyerinize de uyguladığınızda başarı kendiliğinden gelecektir. Ben de “Benim Dikey Dünyam” isimli bloğumda okurlarıma, danışmanlık ya da koçluk yaptığım kişi ve kurumlara şu soruyu soruyorum: “Zirveye mi yürümek istiyorsun?” o zaman "Hedefiniz eğer zirveye ulaşmaksa, bazen farklı bir bakış açısı lazımdır!" unutmayın! “Keşif olayı Amerika’yı keşfetmek kadar büyük olmak zorunda değildir.” İnsan ruhu zorluklarla mücadele etmeye ve keşif yapmaya ihtiyaç duyar. Başarıya giden yolda karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız? Ben kariyerimi, birbirini desteklediği için ikiye ayırıyorum: Profesyonel ve mesleki kariyerim, yani iş hayatım. Bir diğeri, yüksek irtifa dağcılığı ile harmanlanmış amatör sportif kariyerim. Her ikisinde de pek çok zorluk ile karşılaştım. Dolayısıyla eğer önemli işler yapmak istiyorsanız, dağları sırtınızda taşımaya hazır olmalısınız. Profesyonel mesleki kariyerimdeki en büyük zorluklardan birisi, Coats’da çalışırken yönettiğim bir verimlilik artışı projesiydi. Proje sonunda boyahane kapasitesi ciddi oranda artarken, işletme maliyetlerimiz de ciddi oranda düşmüştü. Ama bu proje sadece proje yönetiminin kâğıt üzerindeki aşamalarından değil, projenin en büyük kaynaklarından birisi olan insan kaynağının da yönetilmesini de gerektiriyordu. Nihayetinde kâğıt üzerinde yaptığınız stratejik planlamaların hayat geçirilmesi, ortak hedefe amaca inanan insanlardan bir takım kurulması, bu takıma liderlik yapılması, motivasyonun düştüğü durumlarda yapılan müdahaleler, kısaca ‘değişim yönetimi’ o gün için müthiş zorlu ama bir o kadar da keyifli bir süreçti. Sportif kariyerimde yaşadığım en büyük zorluk ise 2022 yılındaki Ortadoğu’nun zirveleri tırmanış projemdi. Bu proje kapsamında, içlerinde 5137 metre rakımlı Türkiye’nin zirvesi Ağrı dağı, 4000 metre rakımlı Türkiye’nin 3.en yüksek dağı Süphan dağı ve yine 3550 metre rakımlı Artos dağı tırmanışının hemen ardından, İran’da yaptığım içlerinde İran ve Ortadoğu’nun da en yüksek dağı olan yaklaşık 6000 metre rakımlı Demavend ve 5000 metre rakımlı AlamKouh dağı tırmanışlarıydı. Zor olan, bu tamamı yüksek irtifa dağ tırmanışlarını 10 gün içerisinde arka arkaya yapmaktı. Tam bir fiziksel ve mental mücadeleydi. Unutmayın! Güç zaferlerinizden gelmez. Mücadeleleriniz gücünüzü geliştirir. Zor bir hayatın içinde olduğunuzda ve teslim olmadığınızda… İşte güç budur. Bugün, sizin konumunuza ulaşmak isteyen birisi için en kritik öneriniz ne olurdu? Bu soruya çok kısa cevap vereceğim: Öncelikle fiziksel ve mental açıdan kuvvetli olmak. Kötü alışkanlıklardan uzak durmak. Spor yapmak, iyi beslenmek ve dinlenmek. Fiziksel olarak güçlü olursanız, mental açıdan da dayanıklı olursunuz. Asla mücadele etmekten vazgeçmemek ve devamlı gelişme ve öğrenmeye açık olmak. Tabi ki iletişim de çok önemli. İyi, etkili ve doğru bir iletişim, sizi devamlı geliştirecek ve yeni fırsatların açılmasına vesile olacaktır. Liderlik anlayışınızı nasıl tanımlarsınız? Ekibinizi motive etmek ve yönlendirmek için hangi stratejileri benimsiyorsunuz? Liderlik, özellikle ilgi duyduğum hatta liderlik üzerine bir kitap hazırlığı içerisinde olduğum bir yaklaşım. Uzun mesleki kariyerimin pek çok aşamasında, farklı süreçlerde deneyimleme fırsatımın bolca olduğu ve hala geliştirmeye devam ettiğim bir yetkinlik. Buradan hazırlık içerisinde olduğum liderlik kitabımın ismini de paylaşmak isterim. “Liderlik Yetkinlikleri Kılavuzu.” Bu kitap ile ilgili yaptığım çalışmaları LinkedIn hesabımda her hafta bir liderlik yetkinliğine yer vererek, bağlantılarım ile de paylaşıyorum. Bu kitapta, bir liderde olması gereken 8 temel yetkinlikten bahsediyorum. 1- Liderlik 2- Takım Ruhu Oluşturma 3- Sonuca Ulaşma 4- Yeniliğe Öncülük Etme 5- Doğruluk ve Dürüstlük 6- Değişimi Yönetme 7- Süreç Mükemmelliği 8- Dengeli Görüş Dolayısıyla sorduğunuz sorulardan, ekibinizi nasıl motive ediyorsunuz? sorusunun cevabı da bu yetkinliklerin içerisinde: Takım ruhu oluşturarak... Unutmamak lazım! İyi oyuncular bulabilirsiniz ama asıl önemli olan, bu kadar iyi oyuncunun ortak hedefe yönelik bir takım gibi oynamalarını sağlamaktır. Şirketinizin vizyonu ve misyonu doğrultusunda önümüzdeki yıllara dair büyük hedefleriniz nelerdir? Çalıştığım kurum Doca Textile Tech Pakkens teknik tekstillerin, sportif tekstiller tarafında dikişsiz örme teknolojisini kullanarak, bünyesinde Ür-Ge, örme, boya, baskı ve konfeksiyonun da olduğu entegre bir tesis. Müşterilerimizin kendi marka ve modellerinde ağırlıklı olarak ihracata yönelik çalışan bir şirketiz. Dolayısıyla hedefimiz başta en büyük sermayemiz ve değerimiz olan insan kaynağımızın yani çalışanlarımızın mutluluğu, ardında da müşterilerimize istenilen kalite standartları ve termininde maliyetlerimizi de kontrol edebildiğimiz bir servis vererek ulaştığımız müşteri memnuniyetidir. Dolayısıyla Doca olarak, dünyanın en kaliteli ürün üreten dikişsiz teknik tekstilleri üreticisi olarak ülke ekonomimize de katkı sağlamayı hedefliyoruz. Küresel ekonomik belirsizlikler ve rekabet ortamında şirketinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Yerel ve uluslararası pazarda fark yaratmak için ne yapıyorsunuz? İçerisinde bulunduğumuz dönem, işletmeler üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor. Nedir bu zorluklar? Artan maliyetler, düşen talep ve buna karşın yoğun rekabet ortamı, operasyonel verimsizlikler ki ben buna yalın üretim uzmanı olarak ‘israflar’ diyorum ve makroekonomik faktörler... Dolayısıyla bunların her biri ile mücadele ediyor olmak çok zor. Özellikle sizin kendi tercihiniz dışında gelişen makroekonomik etkenler ve bunun neticesinde doğan maliyetlerin artması ve nihai sonuç talep daralması, işletmelerin omuzları üzerindeki en büyük yükler. Dolayısıyla içerisinde bulunduğumuz bu zorlu süreçte, kurum olarak ‘teknik tekstiller’ diye adlandırdığımız fonksiyonel ürünlerin üretimi ve gelişimi noktasında yaptığımız çalışmalar ve bu çalışmaları yaparken üretim süreçlerimizi doğru bir şekilde yöneterek dijitalleşmek ve üretim süreçlerimizin verimliliğini arttırmak noktasında yaptığımız çalışmaları örnek gösterebilirim. Sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda konusunda nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz? İş dünyasının bu konudaki sorumluluğunu nasıl görüyorsunuz? Sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda, iş dünyasının geleceği için kritik öneme sahip. Bir işletmenin sadece kâr odaklı olması yerine, çevresel ve sosyal sorumluluklarını da yerine getirmesi gerektiğine inanıyorum. Bu konuda benimsediğim yaklaşım, üç temel unsura dayanıyor. Entegre ve Bütünsel Bir Yaklaşım. Sürdürülebilirlik, sadece bir "kurumsal sosyal sorumluluk" departmanının işi olmamalıdır. Aksine, bir şirketin tüm operasyonlarına, tedarik zincirine, ürün geliştirme süreçlerine ve iş kültürüne entegre edilmelidir. Ölçülebilir ve Şeffaf Taahhütler. Sürdürülebilirlik söylemleri, somut eylemlerle desteklenmelidir. Bu nedenle, belirlediğimiz hedeflerin ölçülebilir ve şeffaf olması gerektiğini düşünüyorum. Değer Zincirinde Toplumsal Fayda Yaratma. Bir şirketin toplumsal fayda yaratma sorumluluğu, sadece bağış yapmakla sınırlı değildir. Asıl etki, iş modelinin kendisiyle sağlanmalıdır. İş dünyası, sahip olduğu kaynakları, yenilikçi gücü ve etki alanını kullanarak iklim değişikliği, eşitsizlik ve yoksulluk gibi küresel sorunlara karşı mücadelede önemli bir rol oynayabilir. Bu, hem şirketlerin itibarını güçlendirir hem de daha iyi bir dünya inşa etme hedefine katkıda bulunur diye düşünüyorum. Dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojiler, iş modellerinizi nasıl dönüştürüyor? Bu değişime adapte olmak için nasıl bir yol izliyorsunuz? Dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojiler, iş dünyasında köklü bir dönüşüme yol açıyor. Bu değişim, sadece verimliliği artırmakla kalmıyor, aynı zamanda yeni iş modelleri ve müşteri deneyimleri yaratma fırsatları da sunuyor. Çalıştığım kurumda bu bakış açısıyla bir ERP projesine liderlik ettim. Hedefimiz üretim süreçlerimizi izlenebilir kılmak bunun neticesinde de süreçlerimizi müşteri standartlarımıza uygun bir şekilde yönetip iyileştirmekti. Dolayısıyla bu dönüşüme adapte olmak için izlediğim yol, üç temel strateji üzerine kuruluydu: Veri Odaklı Karar Alma ve Süreç Optimizasyonu, Müşteri Deneyimini Kişiselleştirme ve Geliştirme, İnsan ve Teknoloji Arasında Sinerji Oluşturma. Bu değişime adapte olmak, sürekli öğrenmeyi ve yeniliği gerektiren dinamik bir yolculuk. Teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek, pilot projeler yürüterek ve çalışanların bu yeni araçları etkin bir şekilde kullanabilmeleri için eğitimler düzenleyerek bu süreci yönetiyorum. Dolayısıyla dijitalleşme ve yapay zekâ, iş dünyasının geleceğini şekillendiriyor ve bu teknolojileri benimseyen şirketler, rekabet avantajı elde etme potansiyeli taşıyor. Bugünün iş dünyasında başarılı olmak isteyen gençlere, kariyerlerini sağlam temeller üzerine inşa etmeleri için hangi kritik tavsiyeleri verirsiniz? Gençlere en büyük tavsiyem, kariyer yolculuğunuz, bir üniversite diplomasıyla biten bir süreç değil, sürekli devam eden bir maratondur. Teknolojiler, trendler ve sektör dinamikleri sürekli değişiyor. Bu nedenle, kendinizi sürekli olarak yeni beceriler öğrenmeye ve mevcut bilgilerinizi güncel tutmaya adayın. Dolayısıyla yaşam boyu öğrenmek en büyük hedefimiz olmalı. Dijitalleşme ne kadar ilerlerse ilerlesin, iş dünyasının temelinde insan ilişkileri yatar. Etkili iletişim kurmak hem meslektaşlarınızla hem de müşterilerinizle sağlıklı ilişkiler kurmanın anahtarıdır. Dinleme, kendinizi net ifade etme ve geri bildirim verme becerilerinizi geliştirin. Planlarınızın her zaman istediğiniz gibi gitmeyebileceğini kabul etmek gerekiyor. Bugünün iş dünyası, beklenmedik değişimlere ve zorluklara açıktır. Bu nedenle, esnek olun ve değişime hızla adapte olabilme yeteneği geliştirin. Yeni projelere, farklı görevlere ve yeni fikirlere açık olmak, sadece kariyerinize değil, kişisel gelişiminize de büyük katkı sağlayacaktır. Unutmayın, kariyeriniz sadece bir pozisyon veya maaştan ibaret değildir. Yeteneklerinizi, tutkularınızı ve değerlerinizi bir araya getiren, anlamlı ve tatmin edici bir yolculuk inşa edin. Bu yolculukta attığınız her adım, geleceğinizi şekillendirecektir. Spor disiplini, şirket kültürünüzü ve çalışanlarınızı motive etme konusunda size nasıl ilham veriyor? Spor disiplini, şirket kültürümüzü ve çalışanlarımızı motive etme konusunda bize güçlü bir ilham kaynağı oluyor. Benimsediğimiz bu yaklaşım, özellikle üç temel alanda kendini gösteriyor: Takım çalışması, dayanıklılık ve sürekli gelişim. Bir profesyonel olarak, yoğun tempoda spor yapmayı sürdürmek zor olmuyor mu? Zaman yönetimi konusunda neler tavsiye edersiniz? Şu anda kesinlikle zor olmuyor. Ama başlangıçta zorlayıcıydı. Hele ki profesyonel kariyerine yeni adım atmış genç bir çalışan olarak. Ancak zamanla geliştirdiğim zaman yönetimi ile bu süreci daha yönetilebilir hale getirdim. Hedeflerimi belirlemek ve bir program oluşturmak bana çok yardımcı oldu. Öncelikle hem kısa hem de uzun vadeli hedefler belirliyorum. Bu hedefler, motivasyonumu da artırıyor. Spor yapacağım günleri ve saatleri belirliyorum. Bu, sporumu günlük rutinimin bir parçası haline getiriyor. Örneğin çoğu kişinin aksine sabah saat 05:30’da kalkıp 1 saat koşup işe gitmek günlük rutinimin içerisinde. Bu, beni daha enerjik ve güçlü yapıyor, özellikle odaklanmama katkı sağlıyor. Dolayısıyla daha erken yatıp sağlıklı bir şekilde dinlendiğinizde, sağlıklı ve doğru şekilde beslendiğinizde, üzerine de spor yaptığınızda, sağlıklı yaşamın tarifini de yapan wellness yaklaşımını da yakalamış oluyorsunuz. Wellness nedir diye sorarsanız, kişinin sağlıklı olma halini tanımlayan bir yaklaşım olduğunu kısaca söyleyebilirim. Sporun takım çalışması, hedef odaklılık ve dayanıklılık gibi özelliklerini iş dünyasıyla nasıl bağdaştırıyorsunuz? Sporda sergilenen, takım çalışması, hedef odaklılık ve dayanıklılık gibi özelliklerin, iş dünyasında başarıyı getiren temel unsurlar olduğunu düşünüyorum. Sporun bu dinamiklerini iş hayatına taşıdığımızda; daha verimli, motive ve başarılı ekipler oluşturabiliriz. Dolayısıyla sporun bu üç temel ilkesi, iş dünyasında sadece bireysel başarıyı değil, aynı zamanda kurumsal başarıyı da tetikleyen güçlü birer araçtır. Bu ilkeleri benimseyen bir şirket kültürü zorluklar karşısında daha dirençli, hedeflerine daha odaklı ve çalışanları da daha motive bir yapıya sahip olur.

Kurumsal Yeniden Yapılanmalar Neden Başarısız Oluyor? İK Liderlerine Yol Haritası Haber

Kurumsal Yeniden Yapılanmalar Neden Başarısız Oluyor? İK Liderlerine Yol Haritası

Küresel İnsan Kaynakları (İK) araştırma ve danışmanlık firması McLean & Company, yayınladığı yeni araştırma raporuyla organizasyonel yeniden yapılanmaların neden başarısız olduğunu ve İK liderlerinin bu konuda ne yapması gerektiğini gözler önüne serdi. Firma, iyi niyetli tasarım değişikliklerinin, net bir uygulama yol haritası, güçlü değişim liderliği ve sürekli optimizasyon olmadan hedeflerine ulaşamadığını vurguluyor. Başarısızlığın Perde Arkası: Uygulama Göz Ardı Ediliyor Hızlı değişimin yaşandığı bir çağda, çevik kalmak isteyen işletme liderleri için organizasyonel tasarım en önemli önceliklerden biri haline geldi. Ancak McLean & Company'nin "Implement Organizational Design" başlıklı kapsamlı araştırmasına göre, bu çabaların çoğu, tasarımın kusurlu olmasından değil, uygulamanın sonradan düşünülmesi nedeniyle başarısız oluyor. Araştırma, organizasyonel yeniden yapılanmaların sıklığı artsa da, birçok işletmenin etkin bir uygulama için gereken yatırım, koordinasyon ve liderlik uyumunu hafife aldığını gösteriyor. Uygulama planları genellikle yetersiz geliştiriliyor veya acele ediliyor; bu da bir dizi kaçınılmaz soruna yol açıyor. Yaygın engeller arasında, kafa karışıklığı yaratan ve iş akışlarını bozan kötü tanımlanmış roller, belirsizliği ve direnci körükleyen tutarsız iletişim, ivmeyi zayıflatan zayıf liderlik uyumu ve ekiplerin eski alışkanlıklarına geri dönmesine neden olan uygulama sonrası desteğin eksikliği yer alıyor. Yapılandırılmış bir yaklaşım ve sürdürülebilir bir uygulama olmadan, en stratejik tasarım bile hedeflenen etkiyi yaratma riskini taşıyor. McLean & Company Kıdemli Yönetici Danışmanı Michelle Leedy, konuya ilişkin açıklamasında, "Organizasyonun geleceğini tasarlamak denklemin sadece yarısıdır. Eğer uygulama için net bir yol yoksa veya çalışanlar neyin neden değiştiği konusunda karanlıkta bırakılırsa, başarısızlık riski katlanarak artar. Uygulama, doğruluk anıdır" ifadelerini kullandı. İK Liderleri İçin Beş Adımlı Yol Haritası: Başarılı Uygulama Stratejileri McLean & Company, İK liderlerinin organizasyonel tasarım uygulaması sırasında karşılaştıkları karmaşıklıklar ve yaygın engellerle başa çıkabilmeleri için "Implement Organizational Design" planında beş adımlı bir süreç ana hatlarını çiziyor: Hazırlık ve Planlama: Değişim hazırlığı ve risk değerlendirmeleriyle ön hazırlık yapmak. Net Tanımlanmış Uygulama Yol Haritası: Zaman çizelgeleri, kilometre taşları ve sorumlulukların açıkça belirlendiği bir uygulama yol haritası oluşturmak. Yapılandırılmış Değişim Eylem Planı: Benimsenmeyi teşvik etmek ve direnişi ele almak için yapılandırılmış bir değişim eylem planı geliştirmek. Liderlere ve Çalışanlara Destek: Tasarım değişikliklerinin uygulanması sırasında liderlere ve çalışanlara sürekli destek sağlamak. Sürdürülebilirliğe Odaklanma: Yeni tasarımın sürekli optimizasyonu için sürdürülebilirliğe odaklanmak. Dönüşüm Hızlanırken Risk Yönetimi Ön Planda Uygulama zorlukları daha görünür hale gelirken, doğru yapma baskısı da artıyor. McLean & Company'nin 2025 İK Trendleri Araştırması'na göre, değişim ve belirsizlik dönemlerinde yönetimi mükemmel yapan İK ekiplerinin, yüksek iş gücü verimliliği bildirme olasılığı %59 daha fazla. Ayrıca, güçlü organizasyonel performans ve gelir artışı görme olasılıkları %52 daha yüksek. Ankete katılan İK liderlerinin %85'i ise son 12 ayda risk azaltma ve iş sürekliliği planlamasına daha fazla odaklandıklarını belirtti. Bu da dış ortamın daha değişken hale geldiğini ve yanlış adımlara karşı daha az hoşgörülü olduğunu gösteriyor. McLean & Company İK Araştırma ve Danışmanlık Hizmetleri Direktörü Amani Gharib, "Katalizör ister yeni liderlik, ister gelişen teknolojiler, isterse ekonomik baskı olsun, dönüşüm yavaşlamıyor, hızlanıyor" diyor. Gharib, "Ancak yapısız hız risklidir. Araştırmamızın açıkça ortaya koyduğu şey, kuruluşların uygulamayı bir operasyonel dipnot olarak değil, temel bir stratejik fonksiyon olarak ele alması gerektiğidir" şeklinde ekledi.

Müşteri Memnuniyetinde Dijital Dönüşüm Haber

Müşteri Memnuniyetinde Dijital Dönüşüm

Mitsubishi Electric Türkiye Klima Sistemleri, bu yılın başında güncellediği yeni çağrı merkezi altyapısıyla müşteri deneyiminde dijitalleşme, verimlilik ve şeffaflık ile hareket etmeye devam ediyor. Yenilenen sistem sayesinde, tüm müşteri bildirimleri KVKK ve İYS düzenlemelerine uygun biçimde kayıt altına alınıyor ve uçtan uca takip edilebiliyor. Bölge, şehir ve iş ortağı özelinde detaylı analiz imkânı sunarak Mitsubishi Electric’in benimsediği ilkelerle tam uyum içinde çalışan sistem vasıtasıyla; markanın müşteri odaklı hizmet anlayışı daha da güç kazanıyor. Bayi, yetkili servis ve Mitsubishi Electric Türkiye Klima Sistemleri ekiplerinin entegre biçimde kullandığı CRM uygulaması, müşteri taleplerinin anlık olarak izlenmesini sağlıyor. Bu bütünleşik yapı sayesinde yalnızca satış sonrası hizmetlerde değil, müşteri yolculuğunun her aşamasında 360 derece kaliteli bir deneyim sunuluyor. Müşteri memnuniyetini artırmayı amaçlayan bir diğer yenilik ise “Müşteri Deneyimi İpuçları Serisi” oldu. Tüm paydaşlara yönelik hazırlanan bu içerikler sayesinde bilgi düzeyi yükseliyor. Şirket dijitalleşmeye yaptığı bu yatırımla hem operasyonel verimliliği artırmayı hem de müşterilerine daha hızlı, şeffaf ve tutarlı bir hizmet sunmayı hedefliyor. Bu yatırım şirketin benimsediği; şeffaflık, güvenilirlik, dijitalleşme ve verimlilik, müşteri odaklılık ve sahadaki ayak izini artırma yönündeki hedeflerine de uyumluluk gösteriyor. Yeni uygulamalar ile müşteri deneyiminde sıçrama Mitsubishi Electric Türkiye Klima Sistemleri’nin yeni çağrı merkezi yapılanması, yeni dijital uygulamalarla müşteri deneyimini geliştiriyor. Müşterilerin tüm bildirimlerinin kayıt altına alınabildiği CRM ve IVR teknolojisi sayesinde talepler, sistematik olarak yönetiliyor ve analiz ediliyor. WhatsApp Business, Chatbot ve sosyal medya entegrasyonlarıyla kolaycailetişim sağlanabiliyor. Eskalasyon sistemi ise acil durumlara hızlı müdahale imkânı sunuyor. SMS ile paylaşılan rehber videolarla müşterilere self-servis destek veriliyor. Düzenli memnuniyet ve NPS ölçümleriyle de hizmet kalitesi takip ediliyor. Şeffaf ve proaktif hizmet anlayışı Mitsubishi Electric Türkiye Klima Sistemleri, dijitalleşme ile yalnızca operasyonel süreçlerini iyileştirmekle kalmıyor; aynı zamanda müşterilerine daha şeffaf, güvenilir ve öngörülebilir bir deneyim sunarak sektörde fark yaratıyor. Hayata geçirilen her yenilik, markanın müşteri memnuniyetine verdiği önemi ve çağrı merkezi operasyonlarını sürekli iyileştirme kararlılığını açıkça ortaya koyuyor. Şirket, bu vizyon doğrultusunda tüm temas noktalarında kaliteyi odağa alarak, müşterileriyle kurduğu bağı her geçen gün daha da güçlendirmeyi sürdürüyor.

Türk Şirketleri Dijital Dönüşümde Nelere Dikkat Etmeli? Küresel Devlerden İlham Veren Stratejiler Haber

Türk Şirketleri Dijital Dönüşümde Nelere Dikkat Etmeli? Küresel Devlerden İlham Veren Stratejiler

Günümüz iş dünyasında dijital dönüşüm, artık bir tercih değil, şirketler için hayati bir zorunluluk haline geldi. Teknolojinin hızla ilerlemesiyle birlikte, rekabet avantajı sağlamak, müşteri beklentilerini karşılamak ve operasyonel verimliliği artırmak isteyen Türk şirketlerinin bu sürece stratejik bir yaklaşımla yaklaşması gerekiyor. Peki, küresel şirketlerin başarılı politikaları ışığında, Türk firmaları dijital dönüşüm yolculuklarında nelere dikkat etmeli ve neleri kazanabilirler? 1. Kültürel Dönüşüm ve Liderlik: Dijitalleşme Zihinlerde Başlar Dijital dönüşüm, sadece teknoloji yatırımı yapmak değildir; aynı zamanda bir zihniyet ve kültür değişimidir. Küresel devler, bu sürecin en tepeden başlaması gerektiğini çok iyi biliyor. Üst Yönetim Kararlılığı: Dijital dönüşüm projeleri, CEO ve yönetim kurulu üyeleri tarafından sahiplenilmeli ve açıkça desteklenmelidir. Google, Amazon gibi şirketler, dijitalin her süreçlerinin merkezinde olduğunu kültürel olarak benimsetmiştir. Çalışan Yetkinlikleri ve Adaptasyon: Çalışanların yeni teknolojilere adaptasyonu ve dijital becerilerinin geliştirilmesi için eğitim programları şarttır. Netflix, çalışanlarını sürekli öğrenmeye teşvik ederek esnek bir dijital kültür yaratmıştır. Türk şirketleri, bu konuda eğitimlere ve yetenek yönetimine yatırım yapmalı, çalışanlarını dönüşümün bir parçası haline getirmelidir. Değişim Yönetimi: Değişim direnci kaçınılmazdır. Şirketler, çalışanları değişime hazırlayan, endişelerini gideren ve sürece aktif katılımlarını sağlayan iletişim stratejileri geliştirmelidir. 2. Veri Odaklılık ve Yapay Zeka (AI): Kararlar Verilerle Alınır Veri, dijital dönüşümün "yakıtıdır". Küresel şirketler, veriyi stratejik bir varlık olarak kullanır. Veri Toplama ve Analiz: Müşteri davranışlarından operasyonel süreçlere kadar her alanda veri toplanmalı ve bu veriler analiz edilerek anlamlı içgörüler elde edilmelidir. Amazon, müşteri verilerini kullanarak kişiselleştirilmiş alışveriş deneyimleri sunar ve lojistik süreçlerini optimize eder. Yapay Zeka ve Makine Öğrenimi Entegrasyonu: AI ve makine öğrenimi, veriyi işleyerek tahminler yapma, süreçleri otomatize etme ve karar alma süreçlerini destekleme potansiyeli sunar. Türk firmaları, müşteri hizmetlerinden üretime, tedarik zinciri yönetiminden pazarlamaya kadar birçok alanda yapay zeka çözümlerini değerlendirmelidir. Veri Güvenliği ve Gizliliği: Veri odaklılık, aynı zamanda siber güvenlik ve veri gizliliğini (GDPR/KVKK uyumu) de beraberinde getirir. Müşteri güveni için bu alanlara yatırım yapmak şarttır. 3. Müşteri Deneyimi (CX) Merkezli Yaklaşım: Dijitalleşme Müşteri İçindir Dijital dönüşümün nihai amacı, müşteri deneyimini iyileştirmektir. Çok Kanallı (Omnichannel) Yaklaşım: Müşterilerinizle online ve fiziksel tüm temas noktalarında tutarlı ve kesintisiz bir deneyim sunun. Starbucks, mobil uygulaması, sadakat programları ve mağaza içi deneyimi sorunsuz bir şekilde birleştirir. Kişiselleştirme: Toplanan verilerle müşterilere özel ürünler, hizmetler ve iletişimler sunun. Bu, müşteri sadakatini artırır. Dijital Satış Kanalları ve E-ticaret: Perakendeden hizmet sektörüne kadar her alanda güçlü e-ticaret altyapıları ve dijital satış kanalları oluşturmak, küresel pazarlara açılmak için kritik öneme sahiptir. 4. Esnek ve Çevik Operasyonlar: Hız ve Adaptasyon Yeteneği Hızla değişen pazarlara uyum sağlamak için operasyonların esnek olması gerekir. Bulut Teknolojileri: İş süreçlerini buluta taşımak, maliyetleri düşürürken ölçeklenebilirlik ve erişilebilirliği artırır. Otomasyon: Tekrarlayan görevleri otomatize ederek insan kaynağını daha stratejik işlere yönlendirmek. Toyota'nın üretim süreçlerindeki otomasyonu buna iyi bir örnektir. Çevik Metodolojiler (Agile): Proje yönetiminde çevik yaklaşımlar benimsemek, değişen ihtiyaçlara daha hızlı yanıt vermeyi sağlar. Neleri Kaybediyorlar? Dijital dönüşümü ihmal eden veya yanlış yöneten Türk şirketleri, küresel rekabette önemli dezavantajlar yaşayabilir: Pazar Payı Kaybı: Hızla dijitalleşen rakiplere karşı pazar paylarını kaybetme riski. Müşteri Kaybı: Kötü dijital deneyim nedeniyle mevcut müşterilerini kaybetme ve yeni müşteri çekmede zorlanma. Operasyonel Verimsizlik: Eski sistemler ve manuel süreçlerle maliyetlerin artması, kar marjlarının düşmesi. Yetenek Çekmede Zorluk: Yeni nesil yeteneklerin dijitalleşmemiş şirketleri tercih etmemesi. Marka İtibarının Zedelenmesi: Çağın gerisinde kalan bir imajla markanın değer kaybetmesi. Türk şirketleri, dijital dönüşümü bir lüks değil, zorunluluk olarak görmeli, kapsamlı bir stratejiyle adım atmalı ve bu süreci bir yatırım olarak değerlendirmelidir. Küresel başarı hikayeleri, bu yolculukta atılacak her doğru adımın, gelecekteki rekabet gücünü belirleyeceğini göstermektedir.

Kurumsal Şirketlerin Dijital Kör Noktası Haber

Kurumsal Şirketlerin Dijital Kör Noktası

Günümüz dijital çağında, bir şirketin web sitesi sadece bir kartvizit olmaktan çok daha fazlasıdır; adeta dijital vitrini, ilk izlenimi ve en güçlü iletişim aracıdır. Ancak şaşırtıcı bir şekilde, pek çok büyük kurumsal şirket, web sitelerine yeterince önem vermiyor, düzenli olarak güncellemiyor ve bu durumun ciddi sonuçlarıyla karşılaşıyor. Peki, kurumsal devler neden bu dijital kör noktaya düşüyor ve bu ilgisizlik onlara nelere mal oluyor? Kurumsal Atalet ve Güncelleme Eksikliğinin Temel Nedenleri Kurumsal şirketlerin web sitelerini ihmal etmesinin ardında birkaç yaygın neden yatıyor: İç Bürokrasinin Ağırlığı: Büyük şirketlerde web sitesi güncellemeleri, genellikle birden fazla departmanın (pazarlama, IT, hukuk vb.) onayını gerektiren karmaşık ve yavaş işleyen bir süreç haline gelebilir. Bu bürokrasi, hızlı değişen dijital dinamiklere ayak uydurmayı zorlaştırır. "Zaten Biliniyoruz" Algısı: Köklü ve bilinen markalar, "Biz zaten sektörde tanınıyoruz, web sitemiz çok da önemli değil" yanılgısına düşebilirler. Bu durum, dijital dönüşümün ve online varlığın giderek artan önemini göz ardı etmelerine neden olur. Maliyet ve Kaynak Algısı: Web sitesi güncellemeleri ve modernizasyonu genellikle bir maliyet kalemi olarak görülür. Uzun vadeli getirileri göz ardı edilerek, kısa vadeli bütçe kısıtlamalarına takılabilir. Teknik Bilgi Eksikliği veya Eski Altyapı: Bazı eski web siteleri, güncel teknolojik altyapılardan yoksun olduğu için güncellenmesi veya modernleştirilmesi daha zorlu ve maliyetli olabilir. Bu da ertelemeye yol açar. Önceliklendirme Hatası: Dijital pazarlama ve web sitesi yönetimi, bazen satış veya üretim gibi doğrudan gelir getiren faaliyetlerin gerisinde kalabilir.Kaybedilenler: İtibar, Müşteri ve Gelecek Kurumsal şirketlerin web sitelerini ihmal etmesi, aslında tahmin edilenden çok daha büyük kayıplara yol açıyor: Marka İtibarı ve Güven Kaybı: Eski, yavaş yüklenen, mobil uyumlu olmayan veya güncel bilgi içermeyen bir web sitesi, markanın çağın gerisinde kaldığı izlenimini verir. Bu da itibar kaybına ve potansiyel müşteriler nezdinde güven erozyonuna neden olur. Güncellenmeyen bir "hakkımızda" sayfası veya eski haberler, şirketin dinamizmini sorgulatır. Müşteri Deneyimi ve Satış Fırsatları: Tüketiciler, bilgiye hızlı ve kolay ulaşmak ister. Kullanıcı dostu olmayan, karmaşık veya hatalı linkler içeren bir site, potansiyel müşterilerin sabrını tüketir ve rakip sitelere yönelmesine neden olur. Bu da doğrudan satış ve iş geliştirme fırsatlarının kaçırılması demektir. SEO Sıralamalarında Gerileme ve Görünürlük Kaybı: Google ve diğer arama motorları, güncel, mobil uyumlu ve kullanıcı deneyimi yüksek siteleri ödüllendirir. Güncellenmeyen web siteleri, arama motoru optimizasyonu (SEO) açısından dezavantajlı konuma düşer, sıralamalarda geriler ve organik trafikte ciddi kayıplar yaşar. Bu da Google Keşfet gibi platformlarda görünürlüğü sıfırlar. Rekabet Avantajının Yitirilmesi: Dijitalleşen dünyada, rakipler sürekli web sitelerini ve online stratejilerini geliştirirken, geride kalan şirketler pazar payı kaybetme riskiyle karşı karşıya kalır. Çevik ve yenilikçi rakipler, dijital varlıklarıyla öne çıkarak daha fazla müşteri çekebilir. Yetenek Çekmede Zorluk: Yeni nesil yetenekler, çalışacakları şirketlerin dijital yüzüne büyük önem verir. Eski ve işlevsel olmayan bir web sitesi, potansiyel adaylar üzerinde olumsuz bir izlenim bırakarak, şirketin yetenek çekme ve elde tutma becerisini olumsuz etkiler. Veri Analizi ve Karar Alma Güçlüğü: Güncel bir web sitesi, ziyaretçi davranışları hakkında değerli veriler sunar. Bu veriler pazarlama stratejilerini ve iş kararlarını optimize etmek için kullanılır. Güncellenmeyen veya doğru analiz araçlarına sahip olmayan siteler, bu hayati bilgilerden mahrum kalır. Kurumsal şirketlerin, web sitelerine sadece bir "gider kalemi" olarak değil, sürekli yatırım yapılması gereken canlı bir dijital varlık olarak bakmaları kritik önem taşımaktadır. Aksi takdirde, dijital çağın getirdiği fırsatları kaçırırken, hem mevcut itibarlarını hem de gelecekteki büyüme potansiyellerini tehlikeye atma riskiyle karşı karşıya kalacaklardır. Kapsül Haber Ajansı - KAHA

Dijital Dönüşümün Yolu Doğru Strateji ve Teknolojiden Geçiyor Haber

Dijital Dönüşümün Yolu Doğru Strateji ve Teknolojiden Geçiyor

Bu yolculuğun başarıya ulaşması ise doğru teknoloji seçimleri, uzun vadeli stratejik planlama ve değişen ihtiyaçlara uyum sağlama becerisiyle mümkün oluyor. CLPA (CC-Link Partner Association) Türkiye Müdürü Önder Şenol'a göre, Türkiye'de dijitalleşme sürecinin daha da hız kazanabilmesi için şirketlerin karşılaştığı mevcut zorlukları doğru şekilde analiz etmesi ve çözüm odaklı adımlar atması gerekiyor. Bu sayede sanayide dijitalleşme süreci yaygınlaşabilir ve ülke genelindeki rekabet gücü artabilir. Dijital dönüşüm yolculuğu, uzun soluklu ve stratejik bir süreci beraberinde getiriyor. Veri güvenliği, bağlantı standartları ve endüstriyel haberleşme için gerekli olan ağ altyapısı gibi konular da bu dönüşümün gelecekteki başarı düzeyini doğrudan etkileyen faktörler arasında yer alıyor. CLPA Türkiye Müdürü Önder Şenol,dijital dönüşümün yalnızca bugünün ihtiyaçlarını karşılamaya odaklanmaması gerektiğini belirterek şu açıklamalarda bulundu: "Sanayide dijital dönüşüm; riskleri yönetebilen, fırsatları önceden görebilen ve yatırımlarını uzun vadeli bakış açısıyla planlayabilen şirketlerin fark yaratacağı bir süreç. Bu nedenle şirketlerin sadece mevcut kapasitelerini değil, gelecekteki gereksinimlerini de göz önünde bulundurarak adım atmaları gerekiyor. Özellikle endüstriyel haberleşme teknolojisine yönelik yapılacak yatırımlar bu sürecin sürdürülebilirliğini doğrudan etkiliyor. Tam da bu noktada devreye giren CLPA'nın en yeni teknolojisi CC-Link IE TSN, Zaman Duyarlı Ağ (Time-Sensitive Networking-TSN) teknolojisinden faydalanan dünyanın ilk endüstriyel açık ağı olarak öne çıkıyor. Geleneksel endüstriyel haberleşme sistemlerinden 10 kata kadar daha hızlı haberleşme imkânı sunan CC-Link IE TSN, sanayi şirketlerine gerçek zamanlı veri akışı ve şeffaf süreç yönetimi konusunda önemli avantajlar sağlıyor." Dijital dönüşüm geleceği şekillendirecek stratejik bir yolculuk Dijital dönüşüm sürecinin başarıya ulaşması için şirketlerin öncelikle neden dönüşmeleri gerektiğini doğru şekilde tanımlamaları ve bu dönüşümü nasıl gerçekleştireceklerine dair yol haritalarını stratejik temellere oturtmaları gerektiğini söyleyen Önder Şenol, "Bu noktada öncelikle mevcut durumun analiz edilerek risklerin ve fırsatların doğru tespit edilmesi büyük önem taşıyor. Ancak bu sayede yatırım kararları sağlıklı bir şekilde alınabilir ve dönüşüm süreci gerçek anlamda sürdürülebilir hale gelir. Şirketlerin dijital dönüşüm yolculuğunda karşılaşabilecekleri engeller zaman içinde değişiklik gösterebilir. Bu nedenle geleceğe bugünden hazırlanmak, uzun vadeli başarı için kritik bir gereklilik olarak öne çıkıyor. Türkiye'de dijitalleşmenin hız kazanması için şirketlerin karşılaştığı engellerin tespit edilip ortadan kaldırılması büyük önem taşıyor. Önü açılan yatırım süreçleri ile sanayide dijitalleşmenin hızla yaygınlaşmasını sağlayarak ülkemizin rekabet gücünü artırabiliriz. Biz de CLPA olarak bu dönüşüm sürecinde şirketlerin ihtiyaç duyduğu endüstriyel haberleşme altyapısını sağlamaya yönelik teknolojilerimizle sanayide dijitalleşmenin hız kazanmasına katkıda bulunuyoruz" diyerek sözlerini tamamladı.

EGİAD’dan Dijital Dönüşümde Vizyoner Adımlar Haber

EGİAD’dan Dijital Dönüşümde Vizyoner Adımlar

Dijital çağın hızla gelişen dinamikleri, iş dünyasında ezberleri bozarak, köklü dönüşümlere yol açmakta.  Yapay zekâ, büyük veri, otomasyon, blockchain, nesnelerin interneti (IoT), artırılmış ve sanal gerçeklik (AR/VR), 3D yazıcılar ve robot teknolojileri gibi yenilikçi uygulamalar, şirketler için benzersiz fırsatlar sunarken; bu dönüşüme ayak uyduramayanlar için de ciddi riskleri barındırmakta.  Ege Genç İş İnsanları Derneği - EGİAD, dijitalleşmenin hızla evrildiği günümüz iş dünyasında, üyelerinin bu dönüşüme hazır hale gelmeleri adına gerçekleştirdiği etkinliklerle hem yerel hem ulusal ölçekte örnek bir model ortaya koymaya devam etmekte. EGİAD, dijital dönüşümde farkındalık yaratmak ve kurum kültürünün bu süreçteki belirleyici rolüne dikkat çekmek amacıyla, “Zamanı Yakala Sohbetleri: Dijital Dönüşümde Kurum Kültürünün Önemi” başlıklı etkinliği düzenledi. Türkiye’nin teknoloji firmaları tarafından kurulan ilk dijital dönüşüm kulübü RunDigital iş birliğiyle gerçekleşen etkinlik, 21 Nisan 2025 Pazartesi günü EGİAD Dernek Merkezi’nde büyük bir ilgiyle karşılandı. FigoPara Kurucu Ortağı ve CEO’su Koray Bahar ile Genwise Kurucu Ortağı Tuğrul Ağırbaş’ın konuşmacı olarak yer aldığı, moderasyonunu ise RunDigital Yönetim Kurulu Üyesi, Ekmob Kurucu Ortağı ve CEO’su Sunay Şener’in üstlendiği etkinlikte, dijital dönüşüm süreçlerinde kurum kültürünün rolü tüm yönleriyle ele alındı. Kurum Kültürü Olmadan Teknolojik Yatırım Yeterli Değil EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Özhelvacı, etkinliğin açılış konuşmasında dijitalleşmenin yalnızca teknik altyapılarla sınırlı kalmadığını, aynı zamanda kurumların kültürel yapılarını, liderlik anlayışlarını ve iş yapış biçimlerini kökten değiştirdiğini vurguladı. “Yapay zekâ, büyük veri, otomasyon, blockchain, nesnelerin interneti, artırılmış/sanal gerçeklik, 3D yazıcılar ve robotik sistemler gibi yenilikçi teknolojiler iş dünyasında köklü değişimlere yol açıyor. Ancak bu teknolojileri kurum içinde sürdürülebilir ve anlamlı kılacak olan şey, güçlü bir kurum kültürüdür” diyen Özhelvacı, dijital dönüşümün yalnızca yazılım ve donanım yatırımı olmadığının altını çizdi. Bu dönüşümün bin zihniyet devrimi olduğuna dikkat çeken Özhelvacı, “Asıl mesele, bu teknolojiyi içselleştirebilecek, sürdürülebilir kılabilecek bir kurum kültürü inşa etmektir. Bu bir teknoloji yatırımı değil, bir zihniyet devrimidir.” dedi. Dijital Dönüşüm: Küresel Rekabetin Belirleyicisi Dijital dönüşümün günümüzde yalnızca şirketlerin rekabet gücünü artıran bir unsur olmaktan çıkıp, ülkelerin küresel pozisyonlarını belirleyen bir stratejik kaldıraca dönüştüğüne dikkat çeken Özhelvacı, “ABD ile Çin arasındaki teknoloji yarışı artık sadece ekonomik değil, dijital üstünlük mücadelesidir. Dijital liderlik yalnızca üretmekle değil; teknolojinin kültürünü, standartlarını ve ekosistemini de şekillendirmekle mümkündür. Bu anlamda biz genç iş insanları olarak sadece firmalarımızı değil, ülkemizi de dijital rekabetin merkezine taşıyacak vizyona sahip olmalıyız.” şeklinde konuştu. EGİAD, Bir Liderlik Okulu EGİAD Başkanı Kaan Özhelvacı ayrıca, EGİAD’ı bir “Liderlik Okulu” olarak konumlandırdıklarını ve dernek üyelerine yalnızca mesleki değil, aynı zamanda kişisel ve vizyoner gelişim alanları sunduklarını da vurgulayarak, “EGİAD olarak üyelerimizin; verinin, bilginin, teknolojinin ve dijital dönüşümün gücünü kavrayan, inovasyon odaklı düşünen, stratejik liderler olarak yetişmelerini hedefliyoruz. Gelecekte onlardan ‘Bu liderliği EGİAD sayesinde kazandım’ cümlesini duymak, bizim için en büyük gurur olacaktır” dedi. İlham Veren Deneyimler Paylaşıldı Etkinliğin konuşmacıları Koray Bahar ve Tuğrul Ağırbaş, kendi şirketlerinde dijital dönüşüm yolculuklarında karşılaştıkları zorlukları ve geliştirdikleri çözüm stratejilerini katılımcılarla paylaştı. Bahar, finansal teknolojiler alanında dijitalleşmenin müşteri beklentilerini nasıl yeniden şekillendirdiğini aktarırken; Ağırbaş ise kurum içi dönüşümün sadece teknoloji yatırımı değil, insan kaynağına yapılan uzun vadeli bir yatırım olduğuna dikkat çekti. Moderatör Sunay Şener ise dijital projelerde başarıya ulaşmak için kurumların vizyon, liderlik ve iş birliği kültürünü nasıl yeniden tasarlaması gerektiğini etkileyici örneklerle aktardı. Etkinlik sonunda EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Özhelvacı, katkıları için konuşmacılara teşekkür ederek, EGİAD Sakız Ağacı Korusu Projesi kapsamında kendileri adına bağışlanan sakız fidanı sertifikasını takdim etti. Dijitalleşme odağındaki bu tarz seminerlerin EGİAD çatısı altında artarak devam edeceğini belirtti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.