Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Dijital Tedarik Zinciri

Kapsül Haber Ajansı - Dijital Tedarik Zinciri haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Dijital Tedarik Zinciri haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kutes GRI Uyumlu 2024 Yılı Sürdürülebilirlik Raporunu Yayınladı Haber

Kutes GRI Uyumlu 2024 Yılı Sürdürülebilirlik Raporunu Yayınladı

Döküm sektörünün öncü markalarından Kutes, Küresel Raporlama Girişimi (Global Reporting Initiatives- GRI) Standartları, temel seçeneğine uyumlu olarak hazırlanan sürdürülebilirlik raporunu yayınladı. Sürdürülebilirlik raporunu dört yıldır aralıksız olarak kamuoyuyla paylaşan Kutes, 2024 yılında da sektörüne örnek olacak uygulamalar hayata geçirdi. 2024 Sürdürülebilirlik Raporu’na ilişkin değerlendirmede bulunan Kutes İcra Kurulu Başkanı Ali Esat Kutmangil, kuruluşlarından bu yana yalnızca yüksek kaliteli üretim hedefiyle değil, toplumsal, çevresel ve ekonomik sorumluluk bilinciyle hareket ettiklerini vurgulayarak, sürdürülebilirliği iş yapış biçimlerinin merkezine yerleştirdiklerini belirtti. Kutmangil, “Yönetim kurulumuzun doğrudan takibinde faaliyet gösteren Sürdürülebilirlik Komitemiz ile birlikte, teknik yetkinlikleri artırmaya yönelik eğitim ve gelişim programlarını hayata geçirdik. Tüm değer zincirimizi kapsayan sürdürülebilirlik hedeflerini üst yönetim performans kriterlerine entegre ettiğimiz yeni bir izleme sistemini devreye aldık. Bu sayede sürdürülebilirliği sadece bir hedef değil, aynı zamanda hesap verebilirlik ilkesiyle desteklenen bir liderlik vizyonu olarak konumlandırıyoruz. Üretim süreçlerimizde dijitalleşme, yeşil enerji yatırımları ve etik tedarik zinciri uygulamalarını güçlendirmeye devam ederken; genç mühendisler, kadın çalışanlar ve yerel toplum için kapsayıcı uygulamalar geliştirmeyi bir sorumluluk olarak görüyoruz. Tüm bu çabalarımızda bizi en çok motive eden unsur, paydaşlarımızın güveni ve geri bildirimleridir. Hep birlikte daha yeşil, daha adil ve daha dirençli bir gelecek inşa etmek için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı. Yenilenebilir enerji ve döngüsel ekonomi ile geleceğe yatırım Çevresel etkilerini azaltmak amacıyla enerji verimliliği, iklim değişikliğiyle mücadele, su ve atık yönetimi ile kaynak verimliliği alanlarında kapsamlı bir sürdürülebilirlik stratejisi yürüten Kutes, düşük karbonlu üretim teknolojileri, yenilenebilir enerji yatırımları ve verimlilik projeleriyle sürdürülebilir üretime geçişini hızlandırıyor. 2024’te Kırklareli ve Edirne’de toplam 38 milyon kWh kapasiteli GES yatırımı tamamlayarak toplam enerji ihtiyacının %45’ini yenilenebilir enerjiden karşılayan şirket, IE3-IE4 motorlar ve Progelta yatırımları sayesinde ise %5 enerji tasarrufu sağladı. 2024’te kapsam 1 ve 2 emisyonlarını sırasıyla %4,7 ve %6,6 oranında azaltan Kutes, 2030’a kadar toplam emisyonlarda %30 azalma hedefliyor. 7.222.800 kg hurda geri dönüştürülerek hammadde ihtiyacının %53’ünü hurdadan karşılayan şirket, kaynak verimliliği konusunda da önemli bir gelişmeye imza attı. Atık miktarını ,se bir önceki yıla göre %26, tehlikeli atık miktarını ise %19 azalttı. Döngüsel ekonomi ilkelerini kurumsal kültürüne entegre etmeyi hedefleyen şirket, 2025’te planlanan Döngüsel Ekonomi Eğitimi ile çalışan farkındalığını artırarak atıkların yeniden kullanımı, geri dönüşümü ve ürün ömrünün uzatılmasına yönelik uygulamaları sistematik hale getirmeyi amaçlıyor. 2026 itibarıyla ise karbon ayak izini CDP platformunda raporlamayı hedefliyor. Kutes, dijital dönüşümle sürdürülebilirlik ve verimliliği güçlendiriyor 2021’den bu yana yürüttüğü dijital dönüşüm çalışmalarını 2024’te ileri bir seviyeye taşıyan Kutes, teknolojiyi verimlilikle beraber sürdürülebilirlik, müşteri memnuniyeti ve küresel rekabet gücü için stratejik bir araç olarak görüyor. Şirket, ERP sistemini MS Dynamics 365 versiyonuna yükselterek tedarik zinciri, üretim ve finans süreçlerinde hız, şeffaflık ve entegrasyonu güçlendirdi. TISAX sertifikasıyla otomotiv sektöründe bilgi güvenliği standartlarına tam uyum sağladı, ISO 27001 ile başlayan siber güvenlik yolculuğunu uluslararası düzeye taşıdı. Anlık raporlama sistemleri sayesinde üretimden yönetime tüm süreçlerde gerçek zamanlı veri izleme ve karar alma kapasitesini artırdı. 2024’te dijital arşiv, enerji optimizasyonu ve atık azaltma çözümleriyle çevresel sürdürülebilirliği destekledi, otomasyon ve kestirimci bakım teknolojileriyle İSG performansı güçlendirdi. Dijital dönüşüm yatırımları kapsamında MaestroHub, DigiTheta, MS Power BI, Flowmeo ve altyapı güncellemeleriyle “tek doğruluk noktası (Single Point of Truth)” vizyonunu hayata geçirdi. Kutes, 2025 ve sonrasında üretim hatlarını %100 dijital izlenebilir hale getirmeyi, kestirimci bakım oranını artırmayı, üretim başına enerji tüketiminde %10 azalma ve dijital tedarik zinciri entegrasyonu hedefliyor. Operasyonel mükemmeliyet ile 2027’de global TPM ödülü hedefleniyor Kutes, operasyonel mükemmeliyet yaklaşımı doğrultusunda hazırladığı TPM Master Planı ile komite yapılarını, hedef KPI/KAI değerlerini ve gelişim adımlarını sistematik hale getirdi. TPM Yürütme Kurulu liderliğinde Kaizen, Planlı Bakım, Otonom Bakım, SEÇ, Eğitim ve Erken Ekipman Yönetimi gibi başlıklar altında tüm çalışanları kapsayan bir yapı kurdu. Yalın üretim, Kaizen, 5S ve SMED uygulamalarıyla verimlilik, kalite ve sürekliliği artırmaya yönelik iyileştirmeler yapan şirket, 2024’te GF hattında çapak kaynaklı duruşların ve setup sürelerinin azaltılmasıyla önemli kazanımlar elde etti. Şirket, 2027’de global TPM Ödülü hedefi doğrultusunda Japon danışmanlık desteğiyle yalın üretim tekniklerini TPM sistemine entegre ederek uzun vadeli rekabetçiliğini güçlendirirken sürdürülebilir üretim ve kaynak yönetimine katkı sağlıyor. Kadın çalışan oranını %22’ye çıkarmayı planlıyor İnsan kaynağını en değerli varlığı olarak gören ve çalışanlarının gelişimi, güvenliği ile memnuniyetini kurumsal sürdürülebilirliğin temeli kabul eden Kutes, fırsat eşitliği, katılımcı yönetim ve güçlü bir iş sağlığı-güvenliği kültürü üzerine kurulu insan kaynakları yaklaşımıyla hareket ediyor. Şirket, KUTES Akademi aracılığıyla teknik ve kişisel gelişim eğitimlerini artırırken, kadın istihdamını ve yönetimde kadın oranını yükseltmeyi hedefliyor. 2026’ya kadar kadın çalışan oranını %22’ye, yönetimde kadın oranını %20’ye çıkarma ve tüm çalışanlara yılda en az bir kez ayrımcılık karşıtı eğitim verme hedefi bulunuyor. Teknik bilgi, çevresel sürdürülebilirlik, liderlik ve İSG konularında eğitimler düzenleyen şirket 2021–2024 döneminde eğitim saatlerini %195, eğitim sayısını %186 artırmayı başardı. Kutes, çalışan memnuniyeti ve mutluluğunu artırmak için prim, kira ve aile yardımı, sağlık sigortası, doğum desteği, kreş indirimi, hibrit çalışma ve burs imkanları gibi kapsamlı yan haklar sunuyor. Sosyal sorumluluk çalışmaları da yürüten Kutes, Türk Eğitim Vakfı (TEV) iş birliğinde hayata geçirdiği Mehmet Bekir Kutmangil Burs Fonu aracılığıyla 2022 yılından beri öğrencilere burs vermeye devam ediyor. Aynı zamanda TEV’in staj programına da dahil olarak öğrencilere staj imkanı da sunuyor.

Koç Holding Yılın İlk 9 Ayında 2,6 Milyar Dolar Kombine Yatırım Yaptı Haber

Koç Holding Yılın İlk 9 Ayında 2,6 Milyar Dolar Kombine Yatırım Yaptı

Koç Holding, 2025 yılının ilk 9 ayına ilişkin finansal sonuçlarını açıkladı. Yılın ilk 9 ayında konsolide bazda toplam 47,1 milyar ABD doları (USD) gelir elde eden Koç Holding, aynı dönemde yaklaşık 2,6 milyar USD kombine yatırım gerçekleştirdi. Böylece Topluluk, son 5 yılda kombine bazda 15,7 milyar USD yatırım seviyesine ulaştı. Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu, “Türkiye’nin en büyük sanayi ve hizmetler topluluğu olarak ülkemizin ihracatının yüzde 7’sinden fazlasını gerçekleştiriyor, yurt dışında 130’u aşkın üretim tesisi ve satış pazarlama şirketimizle faaliyet gösteriyoruz. Dünyanın en büyük şirketlerinin sıralandığı Fortune Global 500’de üç basamak daha yükselerek 191’inci sıraya yerleşmekten ve bu yıl da ülkemizi temsil eden tek şirket olmaktan gurur duyuyoruz” dedi. Levent Çakıroğlu: “Dengeli portföy yapımız ve ihtiyatlı finansal yönetim anlayışımız sayesinde zorluklara rağmen bu dönemde de güçlü bilançomuzu koruduk.” Küresel ekonomide belirsizliklerin devam ettiğini kaydeden Çakıroğlu, “Dengeli portföy yapımız ve ihtiyatlı finansal yönetim anlayışımız sayesinde zorluklara rağmen bu dönemde de yatırımlarımıza devam ettik, güçlü bilançomuzu koruduk. Türkiye dahil 61 ülkede devam eden faaliyetlerimizin sağladığı coğrafi çeşitlilikle sürdürülebilir gelir büyümesi sağlamaya devam ettik. Yeni finansman kaynaklarına erişerek likiditemizi daha da artırdık. Uluslararası finans piyasalarında itibarı yüksek kuruluşlarla imzaladığımız 600 milyon ABD doları tutarındaki kredi anlaşmasını ülkemize ve topluluğumuza duyulan güvenin göstergesi kabul ediyoruz” ifadelerini kullandı. Koç Topluluğu şirketlerinde 2025 yılının üçüncü çeyreğindeki öne çıkan gelişmeleri aktaran Çakıroğlu, otomotiv sektöründeki güçlü yatırımlarına dikkat çekerek şöyle konuştu: “TOFAŞ ile Stellantis, hafif ticari araç modeli K0 için kısa süre önce imza atmıştı. TOFAŞ, 1 milyon adet üretilmesi hedeflenen aracın yatırım bütçesini 386 milyon euroya çıkardı. Ayrıca, 16 yıldır Türkiye otobüs pazarında lider olan Otokar, Sakarya’daki fabrikasında Daimler Buses için Eylül 2026’dan itibaren Mercedes-Benz Conecto şehir otobüslerini üretecek. Otomotiv sektöründe yaptığımız uluslararası iş birlikleri ve anlaşmalar, şirketlerimizin üretim kapasitelerine ve rekabet güçlerine katkı sağlayacak. Teknoloji ve inovasyonu odağına alan yatırımlarımızla; ülkemizi ve topluluğumuzu geleceğin küresel değer zincirlerinde daha ileriye taşımayı sürdüreceğiz.” Yapı Kredi’nin 2025 yılında gerçekleştirdiği uluslararası birçok başarılı işleme bir yenisini daha eklediğini belirten Çakıroğlu, “Bankamız, 600 milyon dolarlık ilave ana sermayeye dahil edilebilir nitelikte borçlanma aracı ihracı gerçekleştirdi” dedi. Levent Çakıroğlu: “Topluluğumuzun Dünya Ekonomik Forumu tarafından örnek gösterilen üretim tesisi sayısı beşe yükseldi.” Koç Topluluğu’nun dijital dönüşüm, inovasyon ve Ar-Ge çalışmalarına öncülük ettiği gelişmiş üretim tesisleriyle küresel ölçekte örnek gösterilmeyi sürdürdüğünü belirten Çakıroğlu, “Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşu Tüpraş, İzmit Rafinerisi’ndeki dijital tedarik zinciri dönüşümü çalışmalarıyla Dünya Ekonomik Forumu (WEF) Global Lighthouse Network’e kabul edildi. Böylece, Topluluğumuzun WEF tarafından örnek gösterilen üretim tesisi sayısı beşe yükseldi” şeklinde konuştu. Levent Çakıroğlu: “Kültür sanatı herkes için erişilebilir kılma amacıyla çalışıyoruz.” Koç Topluluğu’nun ticari başarılarının yanı sıra Türkiye’nin toplumsal kalkınmasına katkı sağlama ve kültür sanatı herkes için erişilebilir kılma amacıyla çalışmalarına aralıksız devam ettiğini belirten Çakıroğlu şu ifadeleri paylaştı: “Koç Holding olarak 2007–2036 İstanbul Bienali sponsorluğumuzdan Vehbi Koç Vakfı çatısı altında faaliyet gösteren kültür kurumlarına ve Topluluk şirketlerimizin bu alanda yürüttüğü çalışmalara kadar kültür sanat yatırımlarımızı hız kesmeden sürdürüyoruz. İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın düzenlediği 18. İstanbul Bienali, yüz binlerce izleyiciyi desteğimiz sayesinde ücretsiz olarak ağırlayarak büyük ilgi görüyor.” Levent Çakıroğlu: “İklim teknolojileri alanında yenilikçi çözümler geliştiren girişimleri destekleyeceğiz.” Koç Holding’in 2050 karbon nötr hedefine ulaşma yolunda kararlılıkla ilerlerken, teknolojiyi kullanarak iklim sorunlarına çözüm üretmeyi önceliklendirdiğini belirten Çakıroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Koç Üniversitesi Girişimcilik Araştırma Merkezi (KWORKS) iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz Koç İklim Teknolojileri Hızlandırma Programı ile iklim teknolojileri alanında yenilikçi çözümler geliştiren girişimleri desteklemeyi amaçlıyoruz.”

Dijital Güven Krizinin Çözümü Verinin Kontrolünü Geri Kazanmaktan Geçiyor Haber

Dijital Güven Krizinin Çözümü Verinin Kontrolünü Geri Kazanmaktan Geçiyor

Dijitalleşen dünyada artık en kritik tedarik zinciri haline gelen dijital tedarik zinciri riskleri derinleşirken, Türkiye’nin yerli bulutu DT Cloud, bu küresel güven krizine “veri egemenliği” ilkesini merkeze alarak yanıt veriyor. Siber tehditlerin karmaşıklığı her geçen gün artıyor. Kredi kartı bilgilerinden kimlik verilerine kadar günlük yaşamın her alanına sirayet eden riskler, bireyleri olduğu kadar kurumları da etkiliyor. Özellikle yapay zeka destekli tehditlerinin yükselişi, dijital ortamda güven algısını zedeliyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) Küresel Siber Güvenlik Görünümü 2025 Raporu’nda referans gösterdiği Accenture verilerine göre, dark web’de yapay zeka destekli kötücül araçların (deepfake) ticareti son bir yılda yüzde 223 artış gösterdi. Bu tablo, dijital güven krizinin bireylerden kurumlara kadar herkesi etkilediğini gösteriyor. Riskler Azalmıyor, Şekil Değiştiriyor IBM’in Cost of a Data Breach 2025 Raporu’na göre, bir veri ihlalinin ortalama maliyeti son beş yıl içerisinde ilk kez azalarak 4,44 milyon dolar olarak ölçüldü. Her ne kadar bu rakam geçen yıla kıyasla küçük bir düşüşe işaret etse de uzmanlar bu durumun yanıltıcı bir iyimserliğe yol açmaması gerektiği konusunda uyarıyor. Düşüşün büyük ölçüde yüksek siber dayanıklılığa sahip dev kuruluşların artan yatırımlarından kaynaklandığı ancak küçük ve orta ölçekli işletmelerin giderek daha fazla risk altında olduğu belirtiliyor. Siber güvenlik liderlerinin yüzde 71’i, bu ölçekteki kuruluşların artık siber tehditlerin karmaşıklığına karşı kendilerini koruyamayacakları kritik bir eşiğe ulaştığına inanıyor. Yapay zeka destekli, çok katmanlı ve hedef odaklı saldırıların sıklığı artarken; kurumların güvenlik açıkları, ortalama rakamların arkasına gizlenmiş daha büyük bir tehdidi temsil ediyor. Dijital Tedarik Zincirlerinin Zayıf Halkası Kontrol Eksikliği WEF Küresel Siber Güvenlik Görünümü 2025 Raporu’na göre, kurumların yüzde 60’ı artık siber stratejilerini jeopolitik risklere göre şekillendiriyor. Farklı ülke yasalarına tabi platformlarda dolaşan veriler, kontrolün kaybedildiği her noktada potansiyel bir zafiyet yaratıyor. Bir ülkenin dijital altyapısı, artık onun en kritik tedarik zinciri konumunda ve bu zincirin halkaları üzerindeki kontrol kaybı, yeni nesil güvenlik krizlerinin merkezinde yer alıyor. Bu tablo, dijital güvenliğin yalnızca daha fazla yazılım veya güvenlik protokolüyle değil, temelde bir prensiple sağlanabileceğini gösteriyor: Veri egemenliği. Kurumların ve bireylerin kendi dijital kaderleri üzerinde söz sahibi olmasını sağlayan bu ilke, verinin ait olduğu organizasyonun kontrolünde ve ülkenin yasaları içinde kalmasını, dijital güvenliğin ilk ve en kritik adımı olarak ele alıyor. Verilerin kim tarafından ve hangi hukuki çerçevede yönetildiğini net biçimde tanımlayan bu yaklaşım, kontrol kaybı riskine karşı en temel ve kalıcı güvenceyi oluşturuyor. Siber Güvenliğin Temeli Olarak Veri Egemenliği DT Cloud’un farkı, veri egemenliği prensibine yalnızca verinin saklandığı fiziksel konum olarak değil, bütüncül bir güvenlik mimarisi olarak yaklaşmasında yatıyor. Şirket, yoğun Ar-Ge çalışmaları sonucunda veri egemenliğini her müşterinin kendi ihtiyacına, risk profiline ve güvenlik tanımına göre şekillenen esnek bir mimari olarak sunuyor. Bu yaklaşım sahada üç farklı modelle hayata geçiyor: Merkezi Bulut: Yüksek güvenlik ve regülasyon uyumu arayan kurumlar için geliştirilen bu modelde, veriler Türkiye’nin farklı coğrafi bölgelerinde yer alan yüksek güvenlikli veri merkezlerinde en az üç kopya halinde yedekleniyor. Bu yapı yüksek erişilebilirlik ve tam yerel mevzuat uyumu sağlıyor. Yerinde Bulut (On-Premises Cloud): Savunma, kamu veya finans gibi stratejik sektörler için tasarlanan bu model, mutlak veri kontrolü gereksinimini karşılıyor. DT Cloud, bulut altyapısını ‘air-gapped’ (internete kapalı) yapıda, doğrudan kurumun kendi tesisine kurarak egemenliği sadece lokasyon bazında değil, kurumun fiziksel güvenlik çemberi içine taşıyor. Topluluk Bulutu (Community Cloud): Fintek ekosistemleri gibi ortak regülasyonlara tabi sektörler için geliştirilen bu model, özel bulutun izole güvenliği ile paylaşımlı altyapının maliyet avantajını birleştiriyor. Böylece kurumlar, kendi kurallarıyla işleyen, kolektif bir dijital egemenlik alanı oluşturabiliyor. Tüm bu modeller, 7/24 aktif olarak çalışan Siber Güvenlik Operasyon Merkezi (SOC) tarafından proaktif biçimde izleniyor ve KVKK, BDDK gibi Türkiye’nin en hassas regülasyonlarına tam uyumla yönetiliyor. Günümüzde dijital güvenliğin verinin kontrolünde yattığını vurgulayan DT Cloud CTO’su Yusuf Önder Us, “Dijital güvenlik, artık yalnızca bir teknoloji katmanı değil, bir mimari tasarım yaklaşımıyla veriyi ve erişimi temelde ele alan egemenlik meselesidir. Bizim yaklaşımımız; güveni, yazılımlar ve protokollerden önce, basit ama güçlü bir mimari tasarım üzerine inşa etmekten geçiyor. Günümüzde dijital güvenlik, verilerinizin nerede bulunduğunu, hangi regülasyonlara tabi olduğunu ve nasıl yönetildiğini bildiğinizde başlar. Biz müşterilerimize sadece güvenli çözümler değil, verilerinin kendi kontrollerinde olduğu, erişimi en alt katmandan en üst katmana kadar kendileri tasarlayabildikleri yaklaşımlar sunuyoruz.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.