Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Döngüsel Ekonomi

Kapsül Haber Ajansı - Döngüsel Ekonomi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Döngüsel Ekonomi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Supsan, EcoVadis’te 3 Puan Yükselerek Gümüş Madalyasını Korudu Haber

Supsan, EcoVadis’te 3 Puan Yükselerek Gümüş Madalyasını Korudu

Kuruluşunun 55. yılını kutlayan Supsan, sürdürülebilirlik performansındaki sürekli gelişimini bu yıl bir kez daha kanıtladı. Belgelendirilmiş kanıtlara dayanarak şirketlerin önemli sürdürülebilirlik etkilerini değerlendiren EcoVadis değerlendirmesinde 3 puanlık artış elde ederek 71 puana ulaşan Supsan, gümüş madalya seviyesini korudu. Dünya genelinde 130 binden fazla şirketin değerlendirildiği EcoVadis; çevre, insan hakları, etik ve sürdürülebilir tedarik uygulamalarında en kapsamlı ve uluslararası kabul gören derecelendirme kuruluş ve sistemlerinden biri olarak dikkat çekiyor. Supsan’ın 2025 değerlendirmesinde çevre kategorisinde aldığı 82 puanlık güçlü performans ise şirketin operasyonlarını sorumlu üretim anlayışıyla yönetme kararlılığının önemli bir göstergesi oldu. Bu başarı ile Supsan, çevresel etkilerin azaltılmasına yönelik yatırımların ve sürdürülebilirlik kültürünün tüm organizasyonda aşamalı olarak güçlendirilmesinin somut bir göstergesini de ortaya koymaktadır. Supsan, bu başarıya uzanan süreçte çevresel ve operasyonel sürdürülebilirliği odağına alan birçok önemli projeyi hayata geçirdi. Üretimde kullanılan tüm elektriğin I-REC sertifikalı yeşil enerji kaynaklarından temin edilmesi, şirketin karbon azaltım hedeflerine doğrudan katkı sağlamaktadır. Makine revizyon merkezi ile ekipmanların ömrü uzatılarak enerji ve hammadde tasarrufu elde etmektedir. Üretim sırasında oluşan ısının yeniden değerlendirilmesini sağlayan Atık Isı Geri Kazanım Projesi ise enerji verimliliğini artırırken emisyonları düşürmektedir. Kalıp geri kazanım projesiyle hammadde kullanımını azaltan Supsan, evaporatör arıtma sistemiyle su tüketimini optimize etmekte, yağmur suyu toplama ve arıtma projeleriyle su kaynaklarının verimli kullanımını desteklemektedir. Ayrıca Sıfır Atık Belgesi ile atık yönetimindeki kararlılığını tescilleyen Supsan, döngüsel ekonomi uygulamalarında sektörüne örnek olacak bir yaklaşım sergilemektedir. Supsan, Borusan Grubu’nun iklim, insan ve inovasyon başlıklarını kapsayan “i3” sürdürülebilrlik stratejisinin “İklim” başlığını destekleyen projelerle; üretimde süreklilik, maliyet avantajı ve çevresel etkiyi azaltma hedeflerini bir arada sunmaktadır. Aynı zamanda, kaynakların verimli kullanımı yoluyla döngüsel ekonominin sanayi uygulamaları açısından örnek bir modeli olarak dikkat çekmektedir. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Çin’de Sıfır Atık Bilinci Büyükşehir Örneğiyle Anlatıldı Haber

Çin’de Sıfır Atık Bilinci Büyükşehir Örneğiyle Anlatıldı

Sürdürülebilir bir gelecek inşa etme vizyonu ile hareket eden Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, pilot şehir olarak yer aldığı SWAP projesi kapsamında Çin’de düzenlenen Başlangıç Çalıştayı’na katılım sağladı. Çalıştay’da Türkiye’nin Ulusal Atık Yönetimi Stratejisi, Kocaeli’deki mevcut sıfır atık uygulamaları ve Büyükşehir’in Çevre Bilgi Sistemi ve Teşvik Projesi Altyapısının Oluşturulması ve Kullanılması Ortak Hizmet Projesi ile hayata geçirdiği “Sıfır Atık Noktaları” uygulaması “Sıfır Atık Noktaları” ve “Çevre Bilgi Sistemi” gibi altyapı çalışmaları katılımcı ülkelere aktarıldı. ATIK YÖNETİMİ ÇİN’DE KATILIMCI ÜLKELERE AKTARILDI Sürdürülebilir üretim ve tüketim, döngüsel ekonomi ve atık hiyerarşisi ilkeleri doğrultusunda kirlilik ve kaynak israfını azaltmak amacıyla 5 pilot ülkede hayata geçirilen proje süreci kapsamında Çin’de düzenlenen Başlangıç Çalıştayı’na Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve UNDP yetkilileri ile birlikte Kocaeli Büyükşehir Belediyesi adına Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Mesut Önem ile Sıfır Atık Şube Müdürü Hüseyin Kılıç katılım sağladı. Çalıştay’da Türkiye’nin Ulusal Atık Yönetimi Strateji ve Planı, Kocaeli’deki mevcut atık yönetimi uygulamaları ve sıfır atık iyi uygulama örnekleri katılımcı ülkelere anlatıldı. TÜRKİYE’Yİ SWAP PROJESİNDE KOCAELİ TEMSİL EDİYOR Küresel Çevre Fonu (GEF) tarafından finanse edilen ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın desteğiyle Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından yürütülen SWAP projesi dünyada yalnızca Kocaeli, Tianjin, Freetown, Montevideo ve Tunus şehirlerinde uygulanıyor. SWAP projesi, sürdürülebilir üretim ve tüketim ile döngüsel ekonomi ilkeleri doğrultusunda sıfır atık ve sıfır kirlilik hedeflerine ulaşmayı amaçlarken, şehir düzeyinde entegre planlama, sürdürülebilir yatırımlar ve toplumun tümüne erişilebilir bilgi paylaşımı ile uzun vadeli bir sıfır atık vizyonunu destekliyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Türkiye’de Her 2 Kişiden 1’i İkinci El Alışveriş Yapıyor Haber

Türkiye’de Her 2 Kişiden 1’i İkinci El Alışveriş Yapıyor

Kurulduğu günden bu yana ikinci el ürün alışverişine platform sağlayan sahibinden.com, KONDA Araştırma ile Türkiye’de bir ilk olma niteliği taşıyan “İkinci El Alışverişte Sürdürülebilirlik Etkisi” araştırmasını duyurdu. Türkiye’de ikinci el alışveriş dinamikleri ve toplumun sürdürülebilirlik algısını ortaya koyan araştırmanın sonuçları düzenlenen basın toplantısıyla paylaşıldı. Türkiye genelinde 28 ilde 2700 kişi ile yapılan araştırma, ülkemizde neredeyse her iki kişiden biri, bir yıl içinde ikinci el ürün almış veya satmış. Kıyafetten mobilyaya, cep telefonundan beyaz eşyaya uzanan geniş bir alanda alışveriş yapanların oranı yüzde 45’e ulaşıyor. Veriler, ikinci elin artık yalnızca ekonomik bir seçenek değil, çevresel ve toplumsal bir tercih olarak görüldüğünü de gösteriyor. “İKİNCİ EL ALIŞVERİŞ TOPLUMSAL DÖNÜŞÜMÜN PARÇASI” Etkinlikte konuşan sahibinden.com CEO’su Burak Ertaş, araştırma sonuçlarının Türkiye’deki değişimi açık biçimde ortaya koyduğunu söyledi. Ertaş, “İkinci el alışveriş artık toplumda yerleşik bir davranış haline geldi. Her iki kişiden birinin bu sürece dahil olması, döngüsel ekonomi yaklaşımının güçlü bir karşılık bulduğunu gösteriyor” dedi. Çevresel kaygıların ve ekonomik koşulların tüketim alışkanlıklarını yeniden şekillendirdiğini vurgulayan Burak Ertaş şöyle konuştu: “Bugün var olanı onarmak ve yeniden kullanmak hem çevreyi koruyan hem de bütçeyi rahatlatan bir tercih. Biz de bu sürecin sadece bir ticaret modeli değil, aynı zamanda yeni bir kültür oluşturduğuna inanıyoruz. Platformumuzda el değiştiren her ürün, bu dönüşümün bir parçası haline geliyor. Genç kuşağın duyarlılığı ve sürdürülebilir yaşama ilgisi ise geleceğe dair en güçlü işaretlerden biri.” “TOPLUMSAL ALGI BELİRGİN ŞEKİLDE DEĞİŞTİ” KONDA Araştırma ve Danışmanlık Genel Müdürü Aydın Erdem, araştırma sonuçlarıyla ilgili olarak şöyle konuştu: "Türkiye'de ikinci el alışveriş artık yalnızca bir seçenek değil. Veriler, bu davranışın bilinçli tüketim ve çevre duyarlılığının birleştiği yeni bir akışa dönüştüğünü gösteriyor. Özellikle genç ve eğitimli kesimde ikinci elin hızla normalleşmesi, toplumsal dönüşümün önemli bir işareti. İkinci elin önünde duran sosyal algı engellerinin etkileri artık yaygın değil. Bu durum, ikinci el alışverişi sürdürülebilir yaşamın güçlü bir parçası haline getiriyor.” ALIŞVERİŞ DİNAMİKLERİ DEĞİŞİYOR Araştırmaya göre ikinci el alışveriş tek seferlik bir deneyim olmaktan çıkıp, düzenli tekrarlanan bir alışkanlığa dönüşüyor. Her dört tüketiciden biri ayda bir ya da daha sık ikinci el ürün satın alıyor. Araştırmada bu grup "gerçek sürdürülebilirlik taşıyıcısı" olarak tanımlanıyor. Düzenli ikinci el alışveriş yapanların profili de araştırmada net biçimde ortaya konuyor. Ortalama yaş 35. Dijital platformları aktif kullanan, eğitim düzeyi üniversite olan bu kitle, büyükşehirlerde yoğunlaşıyor ve ikinci el pazarındaki dönüşüme liderlik ediyor. ALGI BARİYERLERİ YERİNİ BİLİNÇLİ TÜKETİME BIRAKIYOR Türkiye’de ikinci el alışverişe yönelik eski çekinceler hızla zayıflıyor. Araştırmada öne çıkan bulgular, sosyal algıdaki değişimin oldukça belirgin olduğunu gösteriyor. “İkinci el düşük statü göstergesidir” diyenlerin oranı yüzde 17’de kalmış durumda. Buna karşılık ikinci el ürün kullananlara yönelik “tasarruflu”, “çevreye duyarlı” ve “tarz sahibi” gibi olumlu ifadeler daha çok dile getiriliyor. Toplumdaki bu dönüşüm, ikinci el alışverişin artık geniş kesimler tarafından kabul gören bir davranış haline geldiğini ortaya koyuyor. Statüye dayalı eski bariyerler yerini bilinçli tüketim ve sürdürülebilirlik anlayışına bırakıyor. YENİ KUŞAK SÜRDÜRÜLEBİLİR TÜKETİMİ BENİMSİYOR Araştırma; özellikle genç, eğitimli ve büyükşehirlerde yaşayan kesimin ikinci el alışverişte daha aktif olduğunu gösteriyor. Bu grup israfı azaltmayı, çevresel etkileri düşürmeyi ve sürdürülebilir yaşamı günlük pratiklerinin bir parçası haline getirmiş durumda. Yayımlanan rapora göre Türkiye’de sürdürülebilirlik kavramına aşinalık yüzde 61’e, karbon ayak izi farkındalığı ise yüzde 40’a ulaştı. Bu bilincin yaygınlaşması ikinci el alışverişe de doğrudan yansıyor. Dijitalleşme ikinci el alışverişi destekliyor. Güvenli ödeme, şeffaf ilan yapısı ve kullanıcı doğrulama adımları bu alanı hem erişilebilir hem de güvenilir hale getiriyor. CEP TELEFONLARI PAZARIN ZİRVESİNDE Araştırma, ikinci el pazarında en yoğun hareketliliğin cep telefonu ve aksesuarlarında olduğunu ortaya koyuyor. Bu kategori toplam pazarın yüzde 54’ünü oluşturuyor. Bu yüksek ilgi, yenilenmiş elektronik ürünlere yönelik talebi de artırıyor. Diğer kategorilerde giyim ve ayakkabı yüzde 42, bilgisayar ve tablet yüzde 45, elektrikli ev aletleri ise yüzde 41 oranında pay alıyor. Tercihler cinsiyete göre de farklılaşıyor. Kadınlar anne–bebek ürünleri, giyim ve mobilya–dekorasyon kategorilerine yönelirken; erkekler daha çok elektronik ürünleri tercih ediyor. Erkek kullanıcıların bilgisayar ve tablet alışverişindeki payı yüzde 45’e, cep telefonu kategorisindeki oranı ise yüzde 58’e kadar çıkıyor. YAŞAM ALANLARINDA İKİNCİ EL YAYGINLAŞIYOR Araştırma, Türkiye’de hanelerin önemli bir bölümünde ikinci el ürün bulunduğunu ortaya koyuyor. Hanelerin yüzde 46’sında en az bir kategoriye ait ikinci el eşya yer alıyor. En yaygın kategoriler elektronik (%43), mobilya (%38) ve giyim–ayakkabı (%36) olarak sıralanıyor. Gardıroplarda da benzer bir tablo var. Her üç evden birinde ikinci el kıyafet bulunuyor. Hijyen ve kaliteye yönelik çekinceler nedeniyle bu oran diğer kategorilere göre daha düşük kalsa da araştırma, ikinci el kıyafet kullanımında yukarı yönlü bir eğilim olduğunu gösteriyor. KULLANILMAYAN EŞYA YA SATILIYOR YA BAĞIŞLANIYOR Araştırma, Türkiye’de ikinci el döngüsünün yalnızca ekonomik gerekçelerle değil, duygusal tercihlerle de şekillendiğini gösteriyor. Anne–bebek ürünlerinde bağış oranı yüzde 72’ye kadar çıkıyor. Elektronik ürünlerde ise satış eğilimi daha güçlü; bu kategoride satış oranı yüzde 40’ın üzerinde. Veriler, bazı ürünlerde duygusal bağlılığın etkili olduğunu, bazı kategorilerde ise ikinci el alışverişin yerleşik bir davranış haline geldiğini ortaya koyuyor. GENÇ NESİL ONLINE’DA, BÜYÜKLER GELENEKSEL KANALDA Araştırma, ikinci el alışverişte platform tercihinin yaşa göre belirgin biçimde ayrıştığını ortaya koyuyor. Sadece online alışveriş yapanların oranı yüzde 8, yalnızca geleneksel kanalı kullananların oranı yüzde 19. Her iki kanalı birden tercih edenlerin oranı ise yüzde 16. Online alışverişi büyükşehirlerde yaşayan, 40 yaş altı ve yüksek eğitimli kullanıcılar yönlendiriyor. Geleneksel yöntemleri tercih eden kesim ise ağırlıklı olarak 45 yaş üzerindeki tüketicilerden oluşuyor. GÜVEN HER ŞEYİN ÖNÜNDE Araştırma, ikinci el alışverişte kararsız kalan tüketiciler için en belirleyici unsurun güven olduğunu gösteriyor. “Satıcı güven verirse alırım” diyenlerin oranı yüzde 83. “Ürün arızalı değilse alırım” diyenler yüzde 82, “garanti veya iade imkânı varsa alırım” diyenler de yine yüzde 82 seviyesinde. En belirgin çekince ise hijyen kaygısı; bu oran yüzde 58’e ulaşıyor. Bu tablo, güven mekanizmalarının ikinci el alışverişte neden kritik olduğunu açıkça ortaya koyuyor. TÜRKİYE YENİ BİR SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK DÖNEMİNDE Araştırma, ikinci el alışverişin Türkiye’de yükselen yeni tüketim anlayışının bir parçası haline geldiğini gösteriyor. İsrafı azaltma, geri dönüşüme yönelme ve gereksiz tüketimden kaçınma gibi davranışlar geniş kesimlerde daha görünür hale geliyor. Bu eğilim, ikinci el alışverişin sürdürülebilirlik yaklaşımının merkezinde yer aldığını ortaya koyuyor. Bilinçli tüketicilerin artması, dijitalleşme ve çevre duyarlılığının güçlenmesi, ikinci elin Türkiye’de giderek daha yaygın bir tercih haline gelmesinde etkili oluyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Kutes GRI Uyumlu 2024 Yılı Sürdürülebilirlik Raporunu Yayınladı Haber

Kutes GRI Uyumlu 2024 Yılı Sürdürülebilirlik Raporunu Yayınladı

Döküm sektörünün öncü markalarından Kutes, Küresel Raporlama Girişimi (Global Reporting Initiatives- GRI) Standartları, temel seçeneğine uyumlu olarak hazırlanan sürdürülebilirlik raporunu yayınladı. Sürdürülebilirlik raporunu dört yıldır aralıksız olarak kamuoyuyla paylaşan Kutes, 2024 yılında da sektörüne örnek olacak uygulamalar hayata geçirdi. 2024 Sürdürülebilirlik Raporu’na ilişkin değerlendirmede bulunan Kutes İcra Kurulu Başkanı Ali Esat Kutmangil, kuruluşlarından bu yana yalnızca yüksek kaliteli üretim hedefiyle değil, toplumsal, çevresel ve ekonomik sorumluluk bilinciyle hareket ettiklerini vurgulayarak, sürdürülebilirliği iş yapış biçimlerinin merkezine yerleştirdiklerini belirtti. Kutmangil, “Yönetim kurulumuzun doğrudan takibinde faaliyet gösteren Sürdürülebilirlik Komitemiz ile birlikte, teknik yetkinlikleri artırmaya yönelik eğitim ve gelişim programlarını hayata geçirdik. Tüm değer zincirimizi kapsayan sürdürülebilirlik hedeflerini üst yönetim performans kriterlerine entegre ettiğimiz yeni bir izleme sistemini devreye aldık. Bu sayede sürdürülebilirliği sadece bir hedef değil, aynı zamanda hesap verebilirlik ilkesiyle desteklenen bir liderlik vizyonu olarak konumlandırıyoruz. Üretim süreçlerimizde dijitalleşme, yeşil enerji yatırımları ve etik tedarik zinciri uygulamalarını güçlendirmeye devam ederken; genç mühendisler, kadın çalışanlar ve yerel toplum için kapsayıcı uygulamalar geliştirmeyi bir sorumluluk olarak görüyoruz. Tüm bu çabalarımızda bizi en çok motive eden unsur, paydaşlarımızın güveni ve geri bildirimleridir. Hep birlikte daha yeşil, daha adil ve daha dirençli bir gelecek inşa etmek için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı. Yenilenebilir enerji ve döngüsel ekonomi ile geleceğe yatırım Çevresel etkilerini azaltmak amacıyla enerji verimliliği, iklim değişikliğiyle mücadele, su ve atık yönetimi ile kaynak verimliliği alanlarında kapsamlı bir sürdürülebilirlik stratejisi yürüten Kutes, düşük karbonlu üretim teknolojileri, yenilenebilir enerji yatırımları ve verimlilik projeleriyle sürdürülebilir üretime geçişini hızlandırıyor. 2024’te Kırklareli ve Edirne’de toplam 38 milyon kWh kapasiteli GES yatırımı tamamlayarak toplam enerji ihtiyacının %45’ini yenilenebilir enerjiden karşılayan şirket, IE3-IE4 motorlar ve Progelta yatırımları sayesinde ise %5 enerji tasarrufu sağladı. 2024’te kapsam 1 ve 2 emisyonlarını sırasıyla %4,7 ve %6,6 oranında azaltan Kutes, 2030’a kadar toplam emisyonlarda %30 azalma hedefliyor. 7.222.800 kg hurda geri dönüştürülerek hammadde ihtiyacının %53’ünü hurdadan karşılayan şirket, kaynak verimliliği konusunda da önemli bir gelişmeye imza attı. Atık miktarını ,se bir önceki yıla göre %26, tehlikeli atık miktarını ise %19 azalttı. Döngüsel ekonomi ilkelerini kurumsal kültürüne entegre etmeyi hedefleyen şirket, 2025’te planlanan Döngüsel Ekonomi Eğitimi ile çalışan farkındalığını artırarak atıkların yeniden kullanımı, geri dönüşümü ve ürün ömrünün uzatılmasına yönelik uygulamaları sistematik hale getirmeyi amaçlıyor. 2026 itibarıyla ise karbon ayak izini CDP platformunda raporlamayı hedefliyor. Kutes, dijital dönüşümle sürdürülebilirlik ve verimliliği güçlendiriyor 2021’den bu yana yürüttüğü dijital dönüşüm çalışmalarını 2024’te ileri bir seviyeye taşıyan Kutes, teknolojiyi verimlilikle beraber sürdürülebilirlik, müşteri memnuniyeti ve küresel rekabet gücü için stratejik bir araç olarak görüyor. Şirket, ERP sistemini MS Dynamics 365 versiyonuna yükselterek tedarik zinciri, üretim ve finans süreçlerinde hız, şeffaflık ve entegrasyonu güçlendirdi. TISAX sertifikasıyla otomotiv sektöründe bilgi güvenliği standartlarına tam uyum sağladı, ISO 27001 ile başlayan siber güvenlik yolculuğunu uluslararası düzeye taşıdı. Anlık raporlama sistemleri sayesinde üretimden yönetime tüm süreçlerde gerçek zamanlı veri izleme ve karar alma kapasitesini artırdı. 2024’te dijital arşiv, enerji optimizasyonu ve atık azaltma çözümleriyle çevresel sürdürülebilirliği destekledi, otomasyon ve kestirimci bakım teknolojileriyle İSG performansı güçlendirdi. Dijital dönüşüm yatırımları kapsamında MaestroHub, DigiTheta, MS Power BI, Flowmeo ve altyapı güncellemeleriyle “tek doğruluk noktası (Single Point of Truth)” vizyonunu hayata geçirdi. Kutes, 2025 ve sonrasında üretim hatlarını %100 dijital izlenebilir hale getirmeyi, kestirimci bakım oranını artırmayı, üretim başına enerji tüketiminde %10 azalma ve dijital tedarik zinciri entegrasyonu hedefliyor. Operasyonel mükemmeliyet ile 2027’de global TPM ödülü hedefleniyor Kutes, operasyonel mükemmeliyet yaklaşımı doğrultusunda hazırladığı TPM Master Planı ile komite yapılarını, hedef KPI/KAI değerlerini ve gelişim adımlarını sistematik hale getirdi. TPM Yürütme Kurulu liderliğinde Kaizen, Planlı Bakım, Otonom Bakım, SEÇ, Eğitim ve Erken Ekipman Yönetimi gibi başlıklar altında tüm çalışanları kapsayan bir yapı kurdu. Yalın üretim, Kaizen, 5S ve SMED uygulamalarıyla verimlilik, kalite ve sürekliliği artırmaya yönelik iyileştirmeler yapan şirket, 2024’te GF hattında çapak kaynaklı duruşların ve setup sürelerinin azaltılmasıyla önemli kazanımlar elde etti. Şirket, 2027’de global TPM Ödülü hedefi doğrultusunda Japon danışmanlık desteğiyle yalın üretim tekniklerini TPM sistemine entegre ederek uzun vadeli rekabetçiliğini güçlendirirken sürdürülebilir üretim ve kaynak yönetimine katkı sağlıyor. Kadın çalışan oranını %22’ye çıkarmayı planlıyor İnsan kaynağını en değerli varlığı olarak gören ve çalışanlarının gelişimi, güvenliği ile memnuniyetini kurumsal sürdürülebilirliğin temeli kabul eden Kutes, fırsat eşitliği, katılımcı yönetim ve güçlü bir iş sağlığı-güvenliği kültürü üzerine kurulu insan kaynakları yaklaşımıyla hareket ediyor. Şirket, KUTES Akademi aracılığıyla teknik ve kişisel gelişim eğitimlerini artırırken, kadın istihdamını ve yönetimde kadın oranını yükseltmeyi hedefliyor. 2026’ya kadar kadın çalışan oranını %22’ye, yönetimde kadın oranını %20’ye çıkarma ve tüm çalışanlara yılda en az bir kez ayrımcılık karşıtı eğitim verme hedefi bulunuyor. Teknik bilgi, çevresel sürdürülebilirlik, liderlik ve İSG konularında eğitimler düzenleyen şirket 2021–2024 döneminde eğitim saatlerini %195, eğitim sayısını %186 artırmayı başardı. Kutes, çalışan memnuniyeti ve mutluluğunu artırmak için prim, kira ve aile yardımı, sağlık sigortası, doğum desteği, kreş indirimi, hibrit çalışma ve burs imkanları gibi kapsamlı yan haklar sunuyor. Sosyal sorumluluk çalışmaları da yürüten Kutes, Türk Eğitim Vakfı (TEV) iş birliğinde hayata geçirdiği Mehmet Bekir Kutmangil Burs Fonu aracılığıyla 2022 yılından beri öğrencilere burs vermeye devam ediyor. Aynı zamanda TEV’in staj programına da dahil olarak öğrencilere staj imkanı da sunuyor.

Ayakkabı Yan Sanayi Fuarı AYSAF , İstanbul Fuar Merkezi’nde Kapılarını 73. Kez Açtı! Haber

Ayakkabı Yan Sanayi Fuarı AYSAF , İstanbul Fuar Merkezi’nde Kapılarını 73. Kez Açtı!

Sektörün tüm bileşenlerini tek çatı altında toplayan bu dev organizasyon, küresel ticareti canlandırmayı ve yenilikleri sergilemeyi hedefliyor. Fuara bu yıl 5 ülkeden 121 firma katıldı. Fuar boyunca 6000’den fazla profesyonel ziyaretçi, 12 farklı ülkeden gelen alım heyeti ile yeni iş birlikleri ve ihracat fırsatları yaratacak. AYSAD Başkanı Sait Salıcı’dan Küresel Ticaret ve İnovasyon Vurgusu Fuarın açılışında konuşan Ayakkabı Yan Sanayicileri Derneği (AYSAD) Başkanı Sait Salıcı, AYSAF’ın sektör için taşıdığı kritik önemi vurguladı ve hedefleri paylaştı: “AYSAF, sadece bir ticaret fuarı değil, sektörümüzün gelecek vizyonunu belirleyen bir inovasyon ve network merkezidir. Bu yılki hedefimiz, 50’den fazla ülkeden 500’ü aşkın katılımcıyı ve on binlerce profesyonel ziyaretçiyi ağırlayarak rekor kırmak. Sektörümüz, küresel zorluklara rağmen büyümeye devam ediyor. Buradaki her bir stant, hem üretim hem de ihracat potansiyelimizi artırmamız için bir fırsattır. Özellikle, sürdürülebilirlik, döngüsel ekonomi ve dijital dönüşüm alanındaki yenilikler, sektörümüzün geleceğini şekillendirecektir. Bu fuarda sergilenen yüksek teknolojili makine, çevre dostu malzeme ve akıllı üretim çözümleri, üreticilerimize rekabet avantajı sağlayacaktır. AYSAF, aynı zamanda, genç tasarımcılarımızı sektörün duayenleriyle buluşturduğumuz, yeni işbirlikleri ve fikirlerin doğduğu bir platformdur. Tüm katılımcılarımızı ve ziyaretçilerimizi, bu enerjiyi ve potansiyeli en iyi şekilde değerlendirmeye davet ediyorum.” Tasarlıyoruz Dericesine: Genç Yetenekler Sahneye Çıktı AYSAF, ticari öneminin yanı sıra eğitime ve yaratıcılığa da büyük önem veriyor. Özellikle sürdürülebilirlik ve dijitalleşme temalarıyla düzenlenen “Tasarlıyoruz Dericesine Deri Ürün Tasarım Proje Seçkisi” yoğun ilgi gördü. Bu projeyle, sektörün yetişmiş eleman ihtiyacını karşılamak ve gençlerin ilgisini artırmak amaçlanıyor. Seçkide, farklı üniversitelerden yetenekli öğrencilerin eserleri sergilendi. Seçkiye katılan Ankara Hacı Bayram Üniversitesi Sanat ve Tasarım El Sanatları Bölümü, Harran Üniversitesi OSB Meslek Yüksek Okulu Ayakkabı Tekstil Giyim Bölümü, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Moda Tasarımı Bölümü Aksesuar Dalı ve Konya Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Ayakkabı Tasarımı ve Üretimi Bölümü öğrencilerinin eserleri büyük ilgi gördü. Fuar, genç tasarımcıları, akademisyenleri ve sektör profesyonellerini bir araya getirerek bilgi ve deneyim paylaşımını teşvik etti. Sektörün Tüm Bileşenleri Tek Çatı Altında AYSAF, ayakkabı üretimine dair A'dan Z'ye tüm komponentleri, malzemeleri ve teknolojileri tek bir platformda sergileyen kapsamlı bir ticari alanı. Ziyaretçiler, başta ayakkabı komponentleri, deri ve suni deri çeşitleri, tekstil ürünleri, aksesuarlar, kimyasallar, kalıp ve saya makineleri olmak üzere, sektörün en son yenilikçi çözümlerini ve trendlerini yakından inceleme fırsatı buluyor. Fuar, özellikle bölgedeki ve uluslararası pazarlardaki alıcılar için hayati bir tedarik zinciri buluşması sağlıyor. AYSAF, 15 Kasım’a kadar İstanbul Fuar Merkezi’nde ziyaretçilerini ağırlamaya devam edecek.

Renault Trucks, Solutrans 2025’te Taşımacılığın Karbonsuz Geleceğine Yön Veriyor Haber

Renault Trucks, Solutrans 2025’te Taşımacılığın Karbonsuz Geleceğine Yön Veriyor

Renault Trucks, müşterilerini enerji dönüşüm süreçlerinin her aşamasında desteklemeye devam ediyor. Bölgesel ve uzun mesafe taşımacılığından inşaat, çevre hizmetleri, şehir içi dağıtım ve lojistiğine kadar tüm kullanım alanlarının ihtiyaçlarına özel çözümler sunuyor. Bu yıl Solutrans fuarında Renault Trucks, küresel ölçekte karbon salımının azaltılmasına yönelik geliştirilen stratejilerin temelinde elektrikli mobilitenin olduğunu vurgularken optimize edilmiş dizel çözümleri ve entegre eko-döngüsel yaklaşımıyla bu stratejiyi nasıl tamamladığını da ziyaretçilere aktaracak. Ayrıca araç yenileme, geri dönüşüm ve yenilenmiş parça kullanımı gibi sürdürülebilir uygulamalarını da paylaşarak, taşımacılık sektöründe çevresel sorumluluğu ve verimliliği bir arada sunan bütünsel vizyonunu ortaya koyacak. İnovasyon ve 360° destek odaklı bir tasarım Etkileyici bir tasarıma sahip olan Renault Trucks standı, ziyaretçilere aşağıdaki konuları keşfetme fırsatı sunacak: - E-kargo bisikletinden Renault Trucks E-Tech Master hafif ticari araçlara, E-Tech D dağıtım kamyonlarından E-Tech T çekicilere kadar tam elektrikli Renault Trucks E-Tech serisi - Yakıt tüketimini ve CO₂ emisyonlarını azaltan Renault Trucks T Smart Racer ve optimize edilmiş içten yanmalı motorlar - 360° destek hizmetleri: finansman (RTFS), kiralama, filo yönetimi ve servis sözleşmeleri (Clovis), şarj altyapısı (Mobilize, Izivia, Bump, Chargepoly, Milence), araç yenileme ve döngüsel ekonomi girişimleri Renault Trucks, Solutrans'ta inovasyon kapasitesini ve daha sürdürülebilir bir mobiliteye olan bağlılığını gösteren üç yeni aracını da tanıtacak. Bu üç model önemli dönüm noktalarını temsil ediyor: - Elektrikli uzun mesafe taşımacılığında yeni bir adım - Şehir içi dağıtım ürün gamındaki gelişim - Operasyonel mesleki uygulamaların özel ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlanmış yeni bir hafif ticari araç İş birliğine dayalı bir ekosistem Taşımacılığın dekarbonizasyonu kolektif bir çaba olduğundan Renault Trucks, lider iş ortaklarıyla çalışmayı tercih ediyor: Clovis (kiralama, servis sözleşmeleri, filo yönetimi), Renault Trucks Finansal Hizmetler (finansman ve sigorta çözümleri), Kleuster (kargo bisikletleri), Milence (kamu şarj altyapısı) ve Mobilize, Izivia, Bump ve Chargepoly (özel şarj). Birlikte, filo performansına ve sürdürülebilirliğe adanmış eksiksiz bir ekosistem oluşturuyorlar. Geleceği anlamak, fikir alışverişinde bulunmak ve planlamak için fırsatlar Renault Trucks Basın Toplantısı 19 Kasım Çarşamba, saat 10:00 – Hall 4, Stand D104 Christophe Martin, Renault Trucks Fransa Genel Müdürü Fuar boyunca Renault Trucks uzmanları, sektörün önemli konularında çeşitli konferanslara katılacak ve bu konferanslara öncülük edecekler: Enerji dönüşümü: yeni enerjiler, yeni kullanım alanları, yeni çözümler 19 Kasım Çarşamba – saat 14:00 Olivier Metzger, Renault Trucks Fransa Alternatif Enerjiler Direktörü Sürdürülebilirlik: araç dönüşümü, yenileme, geri dönüşüm 20 Kasım Perşembe – saat 14:00 Pierre Masclet, Renault Trucks Fransa Yenilenmiş ve Kullanılmış Araçlar Direktörü Şehir içi lojistik: teknolojik yenilik ve yeni stratejiler 20 Kasım Perşembe – saat 15:00 Christophe Martin, Renault Trucks Fransa Genel Müdürü

Continental, Sürdürülebilir Hammaddelerle  Lastiği Yeniden İcat Ediyor! Haber

Continental, Sürdürülebilir Hammaddelerle Lastiği Yeniden İcat Ediyor!

Yakın zamanda atık yağlardan elde edilen sentetik kauçuğu lastik üretiminde kullanmaya başladığını duyuran Continental, bu gelişmelerle lastiğin ham maddesini yeniden tanımlıyor. Continental, lastik üretiminde yenilenebilir ve geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımını her geçen gün artırarak adeta lastiği yeniden icat ediyor. Konu hakkında açıklama yapan Continental Lastik Malzeme Geliştirme ve Endüstrileştirme Başkanı Dr. Matthias Haufe, “Tekerleği yeniden icat etmiyoruz ama lastiği daha sürdürülebilir malzemeler ve çevreyle daha uyumlu üretim süreçleriyle yeniden tasarlıyoruz” dedi. Matthias Haufe; “Sadece kauçuk değil, kauçuğa şekil veren ve lastiği güvenli kılan malzemelere de odaklanıyoruz. Geri dönüştürülmüş çelik ve PET şişelerden elde edilen polyester iplik, sürdürülebilir lastik üretimi için önemli bir adım. Her alternatif malzeme bizi bu hedefe bir adım daha yaklaştırıyor” diyerek sözlerini tamamladı. Döngüsel ekonomi ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalan Continental, tedarikçilerini de sürdürülebilir malzemeler geliştirmeye ve sunmaya teşvik ediyor. Küresel lastik üreticisi, sürdürülebilir üretim hedefi doğrultusunda geri dönüştürülmüş çelik, PET şişelerden elde edilen polyester iplik ve kimyasal içermeyen yapıştırma teknolojisi COKOON’u üretim süreçlerine dahil etti. Geçtiğimiz yıl lastiklerinde ortalama yüzde 26 oranında yenilenebilir ve geri dönüştürülmüş malzeme kullanan şirket, bu oranı kısa sürede yüzde 40’a yükseltmek için tedarik zincirini de dönüştürüyor. Comtinental, tekstil üreticisi OTIZ ile birlikte geliştirdiği ContiRe.Tex teknolojisi sayesinde PET şişeleri yüksek performanslı polyester ipliklere dönüştürüyor. SGS onaylı bu yöntem, fosil bazlı alternatiflere kıyasla yüzde 28 daha az CO₂ emisyonu sağlıyor. Bu malzeme pek çok ödüle layık görülen UltraContact NXT gibi modellerinde halihazırda kullanılıyor. Kordsa iş birliğiyle geliştirilen COKOON teknolojisi ise, lastiklerde tekstil takviye malzemeleriyle kauçuğun bağlanmasını sağlarken resorsinol ve formaldehit gibi zararlı kimyasalların kullanımını ortadan kaldırıyor. Sektörde sürdürülebilir dönüşümü teşvik etmek amacıyla Continental bu teknolojiyi açık kaynak olarak sunuyor. Continental, bu yaklaşımıyla yalnızca kendi üretim zincirinde değil, tüm lastik endüstrisinde çevre dostu inovasyonun önünü açıyor. Continental, lider lastik üreticisi ve sektör uzmanıdır. 1871 yılında kurulan şirket, 2024 yılında 39,7 milyar Euro satış gerçekleştirmiş ve günümüzde 54 ülke ve pazarda yaklaşık 95.000 kişiyi istihdam etmektedir. Lastik Grubunun çözümleri, mobiliteyi daha güvenli, daha akıllı ve daha sürdürülebilir hale getirmektedir. Premium portföyünde otomobil, kamyon, tır, otobüs, bisiklet, motosiklet lastikleri ve özel lastiklerin yanı sıra filolar ve lastik perakendecileri için akıllı çözümler ve hizmetler yer almaktadır. 150 yılı aşkın süredir yenilikçi üstün performans sunan Continental, dünyanın en büyük lastik üreticilerinden biridir. 2024 mali yılında Lastik Grubu 13,9 milyar Euro satış gerçekleştirmiştir. Continental’in lastik bölümü dünya genelinde 20 üretim ve 16 geliştirme tesisinde 57.000’den fazla kişiyi istihdam etmektedir.

Gıdanın Üçte Biri İsraf Ediliyor, 700 Milyon Kişi Yatağa Aç Giriyor! Haber

Gıdanın Üçte Biri İsraf Ediliyor, 700 Milyon Kişi Yatağa Aç Giriyor!

Panelde tarımda verimliliği artırmanın ve dijital dönüşümün bir zorunluluk olduğu vurgusu yapılırken, Türkiye'nin de bu alanda öncü bir rol oynayabileceğine dikkat çekildi. 16'ncı Boğaziçi Zirvesi kapsamında, Uluslararası İşbirliği Platformu (UİP) Yönetim Kurulu Üyesi Neslihan Tonbul'un moderatörlüğünde düzenlenen 'Bolluğun Ötesinde: Dayanıklı Bir Gelecek için Tarımı, İklimi ve Gıda Güvenliğini Yeniden Düşünmek' paneline, Cargill CEO'su Murat Tarakçıoğlu, Tiryaki Agro CEO'su Süleyman Tiryaki, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nden Prof Dr. Ece Turhan, Eskişehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, ANT Systems CEO'su ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Can Yurdakul ve UPL Türkiye Ülke Müdürü, Orta Asya-Ortadoğu-Rusya-Belarus Bölge Başkanı M. Murat Yahyaoğlu katıldı. Panelde tarım, gıda üretimi ve su kaynaklarının yönetiminde sürdürülebilir çözümler ve inovasyonlar tartışılırken, katılımcılar iklim değişikliği ve artan nüfus baskısı altında küresel gıda güvenliği, su kaynaklarının yönetiminde yaşanan kritik zorlukları; acil çözüm yolları ile tarım ve suyun geleceğini şekillendirecek stratejileri ve teknolojik inovasyonları masaya yatırdı. GIDANIN ÜÇTE BİRİ İSRAF EDİLİYOR, 700 MİLYON KİŞİ YATAĞA AÇ GİRİYOR Tarım ve gıda güvenliğinin artık sessiz sektörler değil, küresel istikrarın ve insanlığın geleceğinin temeli olduğunu belirten Neslihan Tonbul, dünyada üretilen gıdanın üçte birinin kaybolduğunu ya da israf edildiğini, buna karşılık 700 milyondan fazla insanın ise aç yattığını belirtti. Bu durumun bir istatistik olmaktan öte çözüm bekleyen bir kriz olduğunun altını çizen Tonbul, "İklim değişikliği bu tabloyu daha da karmaşık hale getiriyor. Değişen yağış rejimleri, azalan verimlilik, uzun kuraklıklar, ani seller, Avrupa’da rekor sıcaklıklar... Tüm bunlar üretimi, tedariki ve yaşamı tehdit ediyor. Artık mesele sadece üretmek değil; adil, akıllı ve sürdürülebilir üretim yapmak." dedi. Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, Eskişehir olarak su kaynaklarını korumak ve tarımı geleceğe taşımak için yeni modeller geliştirdiklerini belirtti. Ünlüce, "Yerel üreticilerle birlikte rejeneratif tarım uygulamalarını, akıllı sulama sistemlerini ve gıda atıklarının enerjiye dönüştüğü döngüsel ekonomi modellerini destekliyoruz. Gıda sadece toprak değil, aynı zamanda bilim, ekonomi, teknoloji, diplomasi ve etik meselesi." ifadelerini kullandı. İZLENEBİLİR TARIM SİSTEMLERİ YAYGINLAŞIYOR Cargill Türkiye CEO'su Murat Tarakçıoğlu da dünyayı sorumlu, güvenli ve sürdürülebilir şekilde beslemeyi görev olarak gördüklerini ifade ederek, "Tarımda verimliliği artırmak, israfı azaltmak ve karbon ayak izini düşürmek için teknolojiyi, veriyi ve çiftçiyi bir araya getiriyoruz. Toprakla teknoloji arasında bir köprü kurmak, geleceğin tarımını bugünden planlamak istiyoruz." dedi. Tiryaki Agro CEO'su Süleyman Tiryakioğlu ise tarımın geleceğinde sürdürülebilirlik, inovasyon ve dijital dönüşümün birlikte ilerlemesi gereğine dikkat çekti. 50’den fazla ülkede üreticiyle çalıştıklarını kaydeden Tiryakioğlu, "Eğer çiftçi desteklenmezse, ne inovasyonun ne de teknolojinin bir anlamı kalmıyor. Tedarik zincirinin her halkasında şeffaflık, takip edilebilirlik ve verimlilik esas. Bu yüzden izlenebilir tarım sistemlerini hızla yaygınlaştırıyoruz." diye konuştu. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Ziraat Fakültesi'nden Prof. Dr. Ece Turhan da 'akademi ile özel sektör iş birliği tarımın geleceğinde nasıl bir rol oynamalı?' sorusunu şöyle yanıtladı: "Bilim, tarımın kalbidir. Üniversiteler artık sadece bilgi üreten kurumlar değil; bu bilgiyi sahaya taşıyan, çiftçiye ve sanayiye uygulayan merkezler olmalı. İklim kriziyle mücadelede en büyük gücümüz, veri tabanlı tarım ve yerel bilgi birikiminin birleşimi olacak. Gençleri tarıma çekmek, geleceğin çiftçilerini eğitmek zorundayız." TÜRKİYE TARIMSAL İNOVASYONUN MERKEZİ OLABİLİR Tarım teknolojileri alanında faaliyet gösteren ANT Systems'in CEO'su Can Yurdakul da tarımda dijital dönüşümün artık bir seçenek değil, bir zorunluluk olduğunu vurguladı. Yurdakul, teknoloji tarafında yaptıklarını şu sözlerle anlattı: "Sensörlerden gelen verilerle toprağın nemini, bitkinin sağlığını, hava koşullarını anlık olarak ölçüyoruz. Yapay zekâ destekli sistemlerle çiftçiye ‘ne zaman, ne kadar sulama yapmalı, hangi gübreyi kullanmalı’ gibi karar destek mekanizmaları sunuyoruz. Bu sadece verimliliği artırmıyor, aynı zamanda doğayı da koruyor." UPL Türkiye Ülke Müdürü, Orta Asya-Ortadoğu-Rusya-Belarus Bölge Başkanı M. Murat Yahyaoğlu ise tarımın artık yerel bir mesele değil, bölgesel ve küresel bir dayanışma alanı olduğuna dikkat çekerek, "UPL olarak Orta Asya, Orta Doğu ve Avrupa arasında köprü kuruyoruz. Amaç sadece daha fazla üretim değil; çiftçiyi bilgiyle güçlendirmek, sürdürülebilir üretimi yaygınlaştırmak. Türkiye, bu coğrafyada tarımsal inovasyonun merkezi olabilir." dedi.

Emirates, Dünyanın En Kârlı Havayolu Olma Konumunu Koruyor Haber

Emirates, Dünyanın En Kârlı Havayolu Olma Konumunu Koruyor

Emirates: Havayolu, 11,4 milyar AED (3,1 milyar ABD Doları) ile yeni bir yarıyıl rekoru kırdı; bu rakam geçen yıla göre %17 artış anlamına geliyor. Gelir ise %6 artarak 65,6 milyar AED’ye (17,9 milyar ABD Doları) çıktı. Bu güçlü performans, bölgeler genelinde süregelen yoğun seyahat talebini ve yolcuların Emirates’in premium kabinlerini tercih etmesini yansıtıyor. Emirates Group, 2025-26 mali yılının ilk yarısında vergi öncesi 12,2 milyar AED (3,3 milyar ABD doları) kâr açıklayarak şimdiye kadarki en yüksek yarıyıl finansal performansına ulaştı. Bu sonuç, grubun üst üste dördüncü kez yarıyıl bazında rekor kâr açıklamasını sağladı. Gelir vergisi sonrası Grup kârı 10,6 milyar AED (2,9 milyar ABD Doları) olarak gerçekleşti ve geçen yılın aynı dönemine göre %13 artış gösterdi. Grup, güçlü operasyonel performansını 21,1 milyar AED (5,7 milyar ABD Doları) tutarındaki FAVÖK (EBITDA) ile ortaya koydu. Bu, geçen yılın aynı dönemindeki 20,4 milyar AED’ye (5,6 milyar ABD Doları) göre %3’lük bir artış anlamına geliyor. Grup geliri, 2025-2026 mali yılının ilk yarısında %4 artarak 75,4 milyar AED’ye (20,6 milyar ABD Doları) yükseldi. Emirates Group, 30 Eylül 2025 itibarıyla 56 milyar AED (15,2 milyar ABD Doları) ile şimdiye kadarki en yüksek nakit rezervini açıkladı (31 Mart 2025’te 53,4 milyar AED/14,5 milyar USD). Bu güçlü finansal pozisyon, yeni uçak teslimatlarının finansmanını ve mevcut borç yükümlülüklerinin karşılanmasını destekledi. Ayrıca, Emirates Group 2024-2025 mali yılı kapsamında ilan edilen toplam 6 milyar AED’lik (1,6 milyar ABD Doları) temettünün kalan 2 milyar AED’sini (545 milyon ABD Doları) de ana hissedara ödedi. Emirates Havayolu ve Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve İcra Kurulu Başkanı Şeyh Ahmed bin Saeed Al Maktoum, sonuçlara ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi: “Grubumuz bir kez daha olağanüstü bir performans sergileyerek geçen yılın yarıyıl sonuçlarını geride bıraktı ve 2025-2026 mali yılının ilk yarısında yeni bir rekor kâr elde etti. Emirates, bu dönemde de dünyanın en kârlı havayolu konumunu koruyor. Bu başarının temelinde, güçlü seyahat talebi ve müşterilerimizin Emirates’in ürün ve hizmetlerine yönelik artan tercihi yer alıyor. Emirates ve dnata, sunduğumuz deneyimi sürekli geliştirmek, operasyonlarımızı yenilik ve teknolojiyle güçlendirmek ve müşterilerimizin memnuniyetini sağlayan çalışanlarımıza destek olmak için için milyarlarca dolarlık yatırım yaptı. Bu yaklaşım, kurum kültürümüzün temelini oluşturuyor. Elde ettiğimiz güçlü kârlılık, yatırımlarımızı sürdürmemize ve iş modelimizi büyütmemize olanak tanıyor. Bu büyüme, Dubai’nin yetenek, iş ve turizm açısından küresel çekim merkezi olma vizyonuyla da örtüşüyor” dedi. Şeyh Ahmed, sözlerine şunları ekledi: “Jeopolitik gelişmelere ve bazı pazarlardaki ekonomik dalgalanmalara rağmen, dünya genelinde hava taşımacılığı ve seyahat hizmetlerine yönelik talep güçlü biçimde devam ediyor. Bu ivmenin 2025-2026 mali yılının geri kalanında da süreceğini öngörüyoruz. Yeni A350 uçaklarının filomuza katılması ve dnata’nın yeni tesislerinin devreye girmesiyle birlikte kapasitemizi artırarak gelirlerimizi büyütmeyi hedefliyoruz.” Grup çalışan sayısı, 31 Mart 2025’e göre %3 artarak 30 Eylül 2025 itibarıyla 124.927 kişiye ulaştı. Emirates ve dnata, gelecekteki operasyonel ihtiyaçlarını karşılamak üzere işe alım süreçlerini sürdürmeye devam ediyor. Genişleyen operasyonlar ve yeni yatırımlar Emirates, 2025-2026 mali yılının ilk yarısında Dubai merkezli operasyon ağı ve bağlantı seçeneklerini geliştirmeye devam etti. Bu dönemde havayolu Danang, Siem Reap, Shenzhen ve Hangzhou uçuşlarını başlatarak yeni destinasyonları ağına ekledi. 30 Eylül itibarıyla Emirates’in yolcu ve kargo ağı 81 ülke ve bölgede toplam 153 havalimanına ulaştı. Havayolu, ağını güçlendirmek amacıyla Antananarivo, Johannesburg, Muscat, Roma, Riyad ve Taipei rotalarına 28 ek haftalık tarifeli uçuş ekledi. Ayrıca, müşterilerine daha fazla bağlantı imkânı sunmak için Emirates, bu dönemde Air Seychelles, Condor ve Aurigny ile yeni kod paylaşımı ve ortak uçuş anlaşmaları imzaladı. 1 Nisan – 30 Eylül tarihleri arasında Emirates filosuna 5 yeni A350 uçak katıldı. Bu teslimatlar, Business Class ve Premium Economy kapasitesinin artırılmasına katkı sağladı. Aynı dönemde, 5 milyar ABD doları değerindeki kabin yenileme programı kapsamında 23 uçak (6 A380 ve 17 Boeing 777) tamamen yenilendi. Bu sayede Emirates, Premium Economy dâhil olmak üzere en yeni kabin ürünlerini daha fazla pazara sunabildi. 30 Eylül itibarıyla Emirates Premium Economy, Dubai ile 61 şehir arasında hizmet vermeye başladı. Emirates, yer hizmetleri alanında da yeniliklerine devam etti. Dubai Havalimanı’nda “Emirates First” adıyla açılan yeni alan, First Class yolcularına ve Platinum Skywards üyelerine özel, konforlu bir check-in deneyimi sunuyor. Havayolu ayrıca satış ve marka stratejisini hızla yaygınlaştırarak Accra, Bangkok, Cenevre, Cakarta, Mauritius, Osaka, Seul ve Singapur’da yeni konsept seyahat mağazaları açtı. Sürdürülebilir adımlar ve marka iş birlikleri Emirates, sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda çevresel girişimlerini de sürdürdü. Şirket, mümkün olan noktalarda 37 havalimanında sürdürülebilir havacılık yakıtı (SAF) kullanımı gerçekleştirdi. Nisan ayında Emirates, havacılık sektöründe döngüsel ekonomi modelleri geliştirmeyi hedefleyen Havacılık Dönüşüm Konsorsiyumu (ACC) platformuna katıldı. Bu girişim, tedarik zincirinde yüksek katma değerli döngüsellik yoluyla karbon salımını azaltmayı amaçlıyor. Marka görünürlüğünü artırmak için Emirates, 2025-26 mali yılının ilk yarısında önemli sponsorluk anlaşmalarına da imza attı. Havayolu, FC Bayern Münih’in Platin Ortağı, Real Madrid Basketbol Takımı’nın Ana Sponsoru ve Investec Champions Cup ile European Professional Club Rugby (EPCR) Challenge Cup’ın Premium ve Resmî Havayolu Ortağı oldu. Ayrıca, ATP Tour’un Premier Ortağı ve Resmî Havayolu Sponsoru olarak 2030 yılına kadar iş birliğini uzattı ve Olympique Lyonnais forması sponsorluğunu da 2030’a kadar yeniledi. Güçlü performans ve finansal başarı Yılın ilk altı ayında Emirates’in toplam kapasitesi, genişleyen operasyonlarla birlikte %5 artarak 31,3 milyar Arz Edilen Ton Kilometre (ATKM) seviyesine ulaştı. Yolcu kapasitesi (Arz Edilen Koltuk Kikometre - AKK) %5 artarken, taşınan yolcu trafiği (Ücretli Yolcu Kilometre - ÜYK) %4 yükseldi. Ortalama doluluk oranı ise %79,5 olarak gerçekleşti (geçen yıl aynı dönemde %80). 1 Nisan – 30 Eylül 2025 arasında Emirates, 27,8 milyon yolcu taşıyarak geçen yılın aynı dönemine göre %4 artış kaydetti. Emirates SkyCargo, yılın ilk yarısında 1,25 milyon ton kargo taşıyarak geçen yıla göre %4 artış elde etti. Müşteriler, Emirates SkyCargo’nun geniş ağından ve güvenilir kargo hizmetlerinden yararlanmaya devam etti. Ancak, bazı pazarlardaki talep dalgalanmaları ve tarife etkileri nedeniyle kargo gelirlerinde %6 düşüş yaşandı. Kargo kapasitesi, 3 yeni Boeing 777 kargo uçağının teslimiyle genişledi. Nisan ayında Emirates SkyCargo, “Emirates Courier Express” adını taşıyan yeni hızlı teslimat hizmetini başlattı. Bu yenilikçi ürün, Emirates’in küresel ağını kullanarak işletmelere kapıdan kapıya ekspres taşıma hizmeti sunuyor. Operasyonel maliyetler (yakıt dahil) %4 artarken, yakıt toplam maliyetin %30’unu oluşturdu. Artan talep ve operasyonlar sayesinde Emirates’in FAVÖK (EBITDA) değeri %3 artışla 19,7 milyar AED (5,4 milyar ABD doları) olarak gerçekleşti (geçen yıl 19,1 milyar AED). Emirates Flight Catering, dış müşterilerden elde ettiği gelirini %13 artırarak 555 milyon AED (151 milyon ABD doları)’na çıkardı. Bu dönemde 116 havayolu için 7,7 milyon yemek üretildi (%2 artış). Emirates Leisure Retail, ABD’de faaliyet gösteren Air Ventures LLC’deki kalan %25 hissesini de satın alarak şirketin tam mülkiyetini elde etti. Bu yatırım, şirketin havalimanı perakende ve yiyecek-içecek operasyonlarını büyütme stratejisinin bir parçası olarak hayata geçirildi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.