Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Dünya Bankası

Kapsül Haber Ajansı - Dünya Bankası haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Dünya Bankası haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

“ASO, hayata geçirdiği projelerle, Ankara'nın marka değerini artırıyor” Haber

“ASO, hayata geçirdiği projelerle, Ankara'nın marka değerini artırıyor”

Ankara'nın savunma sanayisinden sağlık teknolojisine iş ve inşaat makinelerinden yüksek teknoloji üretimine kadar her alanda adından söz ettiren, dünyanın her köşesine ve 190'dan fazla ülkeye sanayi ürünleri ihraç eden bir şehir olduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu, ASO'nun buradaki emeklerine dikkati çekti. Otellerdeki "yıldız" sistemi gibi dünyada odalar için de benzer bir standart olduğunu dile getiren Hisarcıklıoğlu "Çok şükür bugün Türkiye'de neredeyse 367 odadan 290 tanesi bu akrediteye ve 5 yıldızlı konuma geldi." diye konuştu. Hisarcıklıoğlu, uluslararası akredite kuruluşlarınca odaların denetlendiğini belirterek, "Bu denetlemenin sonucunda, Ankara Sanayi Odamız tam 5 yıldızlı hizmet verdiğinin somut göstergesini teyit etmiş oldu." ifadesini kullandı. ASO'nun her yıl geliştirdiği, artırdığı faaliyetleriyle kurumsal kapasitesiyle iş insanlarının temsil mekanizması olma sorumluluğunu yerine getirdiğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, "ASO, hayata geçirdiği projelerle, çalışmalarla Ankara'nın marka değerini artırıyor ve şehrimizi geleceğe taşıyor. Hem bir sanayici hem de TOBB başkanı olarak ASO'nun köklü geçmişiyle icraatlarıyla iftihar ediyorum." değerlendirmelerinde bulundu. -Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise konuşmasında, "Yeniden ana eğilimine, düşüş eğilimine girmiş durumda enflasyon. Bu ayın enflasyonunun da iyi bir noktada geleceğini öncü göstergelerden tahmin edebiliyoruz." dedi. Yılmaz, dünya ekonomisinin büyümesinin tarihsel ortalamalarının altında seyrettiğini, dünya ticaretinin bunun da altında büyüdüğünü, savaşların yanı sıra ticaret savaşlarının da yaşandığını söyledi. ABD, Çin ve Avrupa Birliği gibi büyük ekonomik aktörlerin politikalarının ciddi şekilde yakından takip edilmesi ve Türkiye'nin buna göre stratejik olarak konumlandırılması gerektiğine işaret eden Yılmaz, "Dünyanın bu hali içinde Türkiye ekonomisi son 22-23 yılda dünyadan çok daha hızlı bir şekilde büyüdü. Dünya ortalama yüzde 3,5 büyürken, bizim ekonomimiz yıllık ortalama yüzde 5,4 büyüme kaydetti. Dünyadan 1,9 puan her yıl daha fazla büyüdük. Bu önemli bir başarı." ifadelerini kullandı. Yılmaz, Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 3,3 büyümesini beklediklerini dile getirerek, şunları kaydetti: "Bu yıl ekonomimiz 1,5 trilyon dolar seviyesini aşmış olacak. Bundan 22-23 yıl önce 238 milyar dolarlık bir ekonomimiz vardı. Bu sene inşallah 1,5 trilyon doları aşan bir ekonomik büyüklüğü görmüş olacağız. Geçen yıl itibarıyla nominal dolar bazında dünyanın 17. büyük ekonomisiyiz. Satın alma gücüne göre 12. büyük ekonomisiyiz. Bu yıl IMF'nin dünyadaki ülkelerle ilgili tahminlerinin gerçekleşmesi halinde Türkiye nominal dolar bazında dünyanın 16. büyük ekonomisi olacak. Satın alma gücü paritesiyle ise 11. büyük ekonomi olacağız, IMF'nin tahminlerinin gerçekleşmesi halinde. Diğer taraftan Dünya Bankasının sınıflandırması var. Ülkeleri dört gruba ayırıyorlar, düşük gelirli ülkeler, alt orta gelirli ülkeler, üst orta gelirli ülkeler ve yüksek gelirli ülkeler şeklinde. 'Son çeyrek asırda Türkiye neyi başardı?' diye soracak olursanız, Türkiye alt orta gelirden üst orta gelire yükseldi ve burada kalıcı hale geldi. Şimdi ise bu yıl özellikle tam bu kritik eşikteyiz. Bu yılki gerçekleşmeler ışığında Türkiye, tarihinde ilk defa yüksek gelirli ülkelerden biri haline gelecek Dünya Bankası hesaplamalarına göre. İlk defa yüksek gelirli ülkeler ligine alt basamaktan da olsa bir adım atmış olacak. Ama bu daha zorlu bir dönem. Burada kalıcı olmak önemli olan ve ilerlemek. Bu da rakamsal dönüşümlerin ötesinde niteliksel bir değişimi gerektiriyor. Sadece rakamları büyüterek bu ligde kalamazsınız. Kurumlarınızı dönüştürmeniz lazım. Reformlar yapmanız lazım. Sadece devlet olarak değil, firmalar, kamu, sivil toplum bütün unsurlarıyla, ülkemizin bir dönüşüm sürecinden geçmesi gerekiyor." - "İhracatımızın yüzde 90'ından fazlası sanayi ürünlerinden oluşuyor" ASO Başkanı Ardıç ise Ankara'nın OSTİM, Sincan, Temelli bölgesi, İvedik, Kahramankazan, Akyurt ve Siteler başta olmak üzere, savunma ve havacılık sanayisini de kapsayan geniş üretim ekosistemiyle, ülkenin bilgi ve teknoloji üretiminin üssü olduğuna işaret etti. Sanayi ekosisteminin etkin işlerliği ve istikrarlı gelişimi için 40 meslek grubunda 10 bini aşan üye firmasıyla ASO'nun, Türkiye'nin büyüme ve kalkınma sürecine en fazla katkıyı sağlamayı vizyon edindiğini belirten Ardıç, "Onun için bu akşamı sadece bir ödül takdim töreni olarak değil, Ankara'nın ve ülkemizin rekabetçilik, yenilikçilik ve kapsayıcılık ekseninde daha müreffeh bir geleceğe ilerleyişinin güçlü beyanı olarak görüyoruz." dedi. Ardıç, Ankara'nın bugün, savunma sanayisinden yazılıma, medikalden makineye, kimyadan elektroniğe uzanan geniş üretim zinciriyle ülkenin ihracat ve istihdamında en stratejik merkezlerden biri haline geldiğine dikkati çekerek, "Şehrimiz sadece bir başkent değil, aynı zamanda üretimin, teknolojinin ve ihracatın merkezi olma iddiasını her geçen gün daha yüksek sesle dile getiriyor." dedi. ASO 62. Kuruluş Yılı Ödül Organizasyonu kapsamında, ihracat, istihdam, karlılık, AR-GE ve yenilik, ikiz dönüşüm olmak üzere 5 kategoride 28 sanayi firması ödüllendirildi. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Alstom ve Ukrayna Dev Anlaşmaya İmza Attı: Demiryolu Filosu 55 Yeni Elektrikli Lokomotifle Yenileniyor! Haber

Alstom ve Ukrayna Dev Anlaşmaya İmza Attı: Demiryolu Filosu 55 Yeni Elektrikli Lokomotifle Yenileniyor!

Akıllı ve sürdürülebilir mobilite alanında küresel lider olan Alstom, Ukrayna Demiryolları (Ukrainian Railways) ile Ukrayna'nın demiryolu ağının modernizasyonu için kritik bir anlaşma yaptığını duyurdu. Anlaşma kapsamında, Alstom, Ukrayna Demiryolları'na 55 adet Traxx Hauler elektrikli lokomotif tedarik edecek. Sözleşmenin değeri, yaklaşık 470 milyon euro olarak belirtildi. Anlaşmanın finansmanı büyük ölçüde uluslararası finans kuruluşları tarafından sağlanacak: Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD): 300 milyon euro Dünya Bankası (World Bank): 190 milyon dolar Özelleştirilmiş ve Yüksek Performans Teslim edilecek çift voltajlı lokomotifler, Ukrayna altyapısının özel ihtiyaçlarına göre tasarlanacak. Lokomotifler, Alstom'un Fransa'daki Belfort tesisinde üretilecek ve teslimatlar 2027 yılında başlayacak. Sözleşme bedeline, makinistler, bakım personeli için eğitimler ve bazı yedek parça tedarikleri de dahil. Ukrayna Demiryolları CEO'su Oleksandr Pertsovskyi, mevcut çekiş filosunun ortalama yaşının 46 olduğuna dikkat çekerek, bu stratejik anlaşmanın eskimiş filo problemine çözüm yolunda atılmış önemli bir adım olduğunu belirtti. Pertsovskyi, anlaşmanın uluslararası ortakların Ukrayna demiryolu sektörünün geleceğine duyduğu güvenin önemli bir sinyali olduğunu da vurguladı. Teknik Özellikler ve Verimlilik Alstom CEO'su Henri Poupart-Lafarge, teslim edecekleri lokomotiflerin ülkenin özel altyapı ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde uyarlandığını, yüksek performans, güvenilirlik ve enerji verimliliği sağladığını ifade etti. Sipariş edilen lokomotiflerin teknik özellikleri ise şöyle: Konfigürasyon: İkiz Bo-Bo konfigürasyonunda dört bojili (her aks ayrı bir motorla güçlendiriliyor). Voltaj Sistemi: 3kV DC ve 25kV AC çekiş sistemlerine uyumlu çift voltaj. Güç ve Hız: Güçleri 7,2 ila 9,4 MW arasında değişiyor ve 120 km/saat hıza ulaşabiliyor. Verimlilik: Tasarımları, piyasadaki diğer çözümlere göre daha ağır yükleri çekebilme kabiliyetiyle yüksek operasyonel verimlilik ve enerji tasarrufu sağlıyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Türkiye, Dünyanın En Dinamik Kentsel Dönüşüm Laboratuvarlarından Biri Haber

Türkiye, Dünyanın En Dinamik Kentsel Dönüşüm Laboratuvarlarından Biri

Bu iki dinamik, kentsel dönüşümü bizim için bir tercih değil, stratejik bir zorunluluk hâline getiriyor. Dünya Bankası verilerine göre Türkiye’de nüfusun yaklaşık %78’i şehirlerde yaşıyor; bu oran yaklaşık %58 olan dünya ortalamasının belirgin şekilde üzerinde. Birleşmiş Milletler 2030’a kadar dünya genelinde 5 milyara yakın insanın şehirlerde yaşayacağını belirtiyor. Bu tablo, Türkiye’yi küresel kentleşme dalgasının tam merkezine yerleştiriyor. Türkiye’nin Kentsel Dönüşüm Kapasitesi: Bölgesel Bir Referans Noktası Türkiye, ölçek ve hız açısından bakıldığında, kentsel dönüşüm tecrübesiyle adeta bir laboratuvar görevi görüyor. Sadece büyükşehir ölçeğinde dahi önemli adımlar atıldı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın paylaştığı verilere göre İstanbul’da bugüne kadar yaklaşık 800.000 bağımsız bölüm kentsel dönüşüm kapsamında yenilenerek hak sahiplerine teslim edildi. 6 Şubat 2023 depremleri sonrasında, 2025 sonuna kadar bölge genelinde 453.000 konutun tamamlanması hedefleniyor. Bu süreç için ayrılan yeniden inşa bütçesi 2 trilyon TL’yi aşıyor. Bir başka ifadeyle, Türkiye bugün hem afet odaklı yeniden inşa hem de planlı kentsel dönüşüm alanlarında, pek çok ülkenin onlarca yılda yakalayamadığı bir ölçeği sadece birkaç yıl içinde yönetmek zorunda. NOVO Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Aytuğ Dikbaşer, bu tabloyu şöyle değerlendiriyor: “Kentsel dönüşüm Türkiye’de artık sadece bina yenileme faaliyeti değil; finansmandan mühendisliğe, hukuktan sosyolojiye uzanan, çok aktörlü bir dönüşüm ekosistemi. Doğru planlama ve şeffaflıkla yönetildiği takdirde, Türkiye bu ekosistemiyle bölgesine ve dünyaya model olabilecek güçtedir.” Dedi. Birleşmiş Milletler ve UN-Habitat raporları, şehirlerin bugün küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık %70’inden sorumlu olduğunu ve dünya nüfusunun çoğunluğunu barındırdığını ortaya koyuyor. Buna rağmen, pek çok ülkede kentsel dönüşüm; parça parça ilerleyen, daha çok “yenileme” odaklı, afet riskinden ziyade estetik odaklı projeler şeklinde karşımıza çıkıyor. Türkiye’nin farkı ise afet odağında güvenli yaşam eksenine oturma, kamu kurumlarının kurumsal ölçek ekonomisi ve proje yönetim kapasitesi değeri ile öne çıkıyor. Dünya Bankası verilerine göre, 1 milyonun üzerinde nüfusa sahip kentsel alanlarda yaşayan kişi sayısı Türkiye’de 2024 itibarıyla 33 milyonu aşmış durumda. Bu da Türkiye’yi, mega kent ve büyük metropol deneyimi açısından Avrupa ve OECD liginde ön sıralara taşıyor. Dikbaşer’e göre, bu tablo Türkiye’ye önemli bir rekabet avantajı sunuyor: “Bugün dünyada hem bu ölçekte kentleşen hem de bu kadar kısa sürede yapı stoğunu yenileme mecburiyeti olan ülke sayısı çok az. Türkiye, doğru stratejilerle hareket ettiği takdirde, kentsel dönüşüm know-how’ını sadece kendi içinde değil, bölge ülkeleriyle de paylaşabilecek, mühendislik ve danışmanlık ihracatı yapabilecek seviyede.” Dedi. Kentsel Dönüşüm: Sadece Bina Değil, Yaşam Kalitesi Dönüşümü Küresel ölçekte bakıldığında, konut krizinin 2,8 milyardan fazla insanı etkilediği, plansız büyüyen şehirlerin iklim risklerini artırdığı vurgulanırken, Türkiye’deki kentsel dönüşüm politikaları; enerji verimli binalar, ulaşım hatlarına entegrasyon, sosyal ve kültürel donatı alanları gibi parametrelerle ele alındığında, sadece betonun değil, yaşam kalitesinin dönüşmesi anlamına geliyor. Aytuğ Dikbaşer, bu noktaya özellikle dikkat çekiyor: “Biz NOVO Şirketler Grubu olarak kentsel dönüşüme sadece ‘’eskiyi yık, yeniyi yap’’ mantığıyla bakmıyoruz. Mahalle dokusunun korunması, sosyal bağların güçlenmesi, çocukların ve yaşlıların güvenle yaşayabileceği sokaklar tasarlamak, en az statik proje kadar önemli. Gerçek dönüşüm, betonarme kadar insanı da merkeze alan dönüşümdür” dedi.

TSKB, Dünya Bankası Kısmi Garantisi ile Uluslararası Finans Kuruluşlarıyla 300 Milyon Euro’luk Yeni Kredi Anlaşması İmzaladı Haber

TSKB, Dünya Bankası Kısmi Garantisi ile Uluslararası Finans Kuruluşlarıyla 300 Milyon Euro’luk Yeni Kredi Anlaşması İmzaladı

Türkiye’nin çok yönlü kalkınması için 75 yıldır çalışmalarını sürdüren TSKB (Türkiye Sınai Kalkınma Bankası), Dünya Bankası Grubu üyesi Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (IBRD) ile ülkemizin iklim direncinin geliştirilmesi amacıyla Büyüme İçin Uyum Finansmanı Projesi’ni hayata geçirdi. IBRD kısmi garantisi ve T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı karşı-garantisiyle hayata geçirilen projede; BNP Paribas, Standard Chartered Bank ve ING Bank ile toplamda 300 milyon Euro tutarında kredi anlaşması imzalandı. Yenilikçi ürünlerle zengin kaynak yapısını çeşitlendirmeye devam eden TSKB, sağlanan fonlarla özel sermayeyi harekete geçirmenin ötesinde Türkiye genelinde iklim risklerine dirençliliğin gelişmesine katkıda bulunmayı hedefliyor. IBRD ile toplam 600 milyon Euro tutarında geliştirilecek projenin ilk aşamasını oluşturan kredi ile yerli firmaların iklim risklerine karşı daha dirençli, uyum kapasitesi gelişmiş ve rekabetçi bir yapıya ulaşmalarının hızlandırılması amaçlanıyor. Türkiye’nin çok yönlü kalkınma hedefleri ve sürdürülebilir dönüşüm vizyonu doğrultusunda kalıcı değer üretmeye, yenilikçi ve öncü çalışmaları hayata geçirmeye devam eden TSKB, sağlanan fonlarla Türkiye’nin iklim risklerine ilişkin genel uyum kapasitesini de güçlendirecek. Büyüme İçin Uyum Finansmanı Projesi kapsamında, firmalara uygulanmak üzere, TSKB’nin uzun yıllara dayanan kalkınma bankacılığı birikimi ve sürdürülebilir finansman alanındaki öncü yaklaşımından güç alan insan sermayesi ile özel bir değerlendirme aracı geliştirildi. Bu alanda bir ilk olma özelliğini taşıyan araç, firmaların iklim değişikliğine karşı kırılganlığı konusunda farkındalık yaratmak ve iklim adaptasyonu ihtiyaçlarını değerlendirmek üzere sektör ve lokasyon kırılımı da barındıran bir metodolojiyle çalışıyor. Böylelikle, iklim değişikliğinin firmalar üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için genel iklim dayanıklılığını güçlendirecek önlem ve aksiyon önerileri de sunulacak. Kredi anlaşmasıyla ilgili değerlendirmede bulunan TSKB Genel Müdürü Ozan Uyar, “Sürdürülebilir geleceğimiz için kalıcı değer yaratma misyonumuzla 75 yıldır ülkemizin çok yönlü kalkınma yolculuğuna yön veren projeler hayata geçiriyoruz. Bu anlayışla gerçekleştirdiğimiz Büyüme İçin Uyum Finansmanı Projesi, Türkiye’de bu ölçekte hayata geçirilen ilk büyük iklim dirençliliği projesi olması açısından ayrı bir öneme sahip. TSKB’nin nitelikli insan kaynağıyla geliştirdiğimiz değerlendirme aracı ilk örnek olma özelliği taşıyor. Bu projenin, iklim dirençliliği alanındaki tecrübemizi ve kapasitemizi yeşil dönüşüm sürecindeki firmalarla buluşturarak sürdürülebilir geleceğimize büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz. Farklı sermaye ögelerinden faydalanarak sürekli geliştirdiğimiz kaynak çeşitliliğimizle ülkemizin stratejik kalkınma alanlarını desteklemeye, özel sektörün yeşil dönüşümünde aktif rol oynamaya ve ülkemizin iklim değişikliğine uyum kapasitesini güçlendirmeye kararlılıkla devam edeceğiz” dedi. Kredi anlaşmasıyla ilgili değerlendirmede bulunan Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez, “Bu proje, TSKB ile olan güçlü ortaklığımızda ve Türkiye'nin doğal afetlere ve aşırı hava olaylarına karşı dayanıklılık oluşturma çabalarında yeni bir dönüm noktası. Özel sermayeyi harekete geçirerek toplulukları güçlendiriyor, istihdamı koruyor ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi destekliyoruz. TSKB ile dayanıklılık oluşturmanın sadece acil bir ihtiyaç değil, aynı zamanda ticari olarak da uygulanabilir ve ölçeklenebilir olduğunu gösteriyoruz" dedi. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası’nın Aktifleri 190 Milyar TL’yi Aştı Haber

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası’nın Aktifleri 190 Milyar TL’yi Aştı

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası, 2025 yılının ilk dokuz ayına ait finansal sonuçlarını Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) açıkladı. Banka, 2025 yılının üçüncü çeyreğinde aktiflerini bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 24 artırarak 190,7 milyar TL’ye yükseltti. Kredi hacmi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 19 artışla 116,4 milyar TL seviyesine ulaşırken, aktif kalitesinin önemli bir göstergesi olan brüt takipteki kredilerin toplam kredilere oranı ise yüzde 0,51 düzeyinde seyretti. Bankanın ortalama özkaynak kârlılığı yüzde 34,5 seviyesinde gerçekleşirken, net kârı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 47 artışla 6,4 milyar TL’ye yükseldi. Uluslararası iş birlikleriyle Türkiye ekonomisine katkımızı sürdürüyoruz 2025 yılının üçüncü çeyreğinde uluslararası finans kuruluşlarıyla güçlü iş birliklerini sürdürdüklerini belirten Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Öztop, “Dünya Bankası, Asya Altyapı Yatırım Bankası, Çin Kalkınma Bankası, Japon Uluslararası İşbirliği Bankası ve diğer önde gelen finans kuruluşlarıyla yürüttüğümüz çalışmalar doğrultusunda ülkemize kaynak temin etmeye devam ettik. Mayıs ayında Dünya Bankası ile imzaladığımız 500 milyon ABD doları tutarında finansman anlaşmasıyla, depremlerden etkilenen 11 il ile komşu 7 ilde kayıtlı istihdamın artırılmasına yönelik önemli bir adım attık. Ağustos ve Eylül aylarında ise Asya Altyapı Yatırım Bankası ve Çin Kalkınma Bankası ile toplam 400 milyon ABD doları tutarında yeni finansman anlaşmaları gerçekleştirdik. Bu kaynaklarla ülkemizin yeşil dönüşüm, dijitalleşme ve reel sektörün finansmana erişim süreçlerine katkı sağlamaya devam ediyoruz” dedi. Yatırım bankacılığı faaliyetleriyle ülkemizin yatırım ekosistemine katkı sağlıyoruz Yatırım bankacılığı faaliyetlerimiz kapsamında kamu kurumları ve özel sektör firmalarına değer kattıklarını vurgulayan Öztop, “Birleşme ve satın alma danışmanlığı hizmetlerimizle ülkemizin yatırım ekosistemine katkı sağlamaya devam ettik. Teknoloji, start-up, gıda, döngüsel ekonomi ve turizm gibi stratejik alanlarda faaliyet gösteren firmalara danışmanlık hizmeti sunarken, turizm ve sağlık tesisi projeleri ile sosyal ve ekonomik etkisi yüksek yatırımlara da finansal danışmanlık desteğimizi sürdürdük” dedi. Sermaye piyasaları alanında önde gelen kuruluşların halka arz ve sukuk ihraçlarını başarı ile gerçekleştirdiklerinin altını çizen Öztop, kurumsal yatırımcılara, kamu kurumlarına ve reel sektöre yönelik yatırım bankacılığı kapsamında ürün ve hizmetleri çeşitlendirmek ve bankanın piyasadaki öncü rolünü pekiştirmek amacıyla çalışmalara hız kesmeden devam ettiklerini belirtti. Girişimcilik ekosistemine stratejik yatırımlarla destek veriyoruz Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Öztop, girişimcilik ekosisteminin gelişimine verdikleri önemi vurgulayarak şunları söyledi: “2025 yılının dokuz aylık sürecinde Türkiye Kalkınma Fonu aracılığıyla stratejik yatırımlar gerçekleştirdik. Yılın üçüncü çeyreği itibarıyla; Türkiye Kalkınma Fonu çatısı altında 39 doğrudan yatırım için 29 milyon ABD doları, 8 fon yatırımı için 27,5 milyon ABD doları ve 440 TÜBİTAK BiGG girişimi için yaklaşık 11,6 milyon ABD doları olmak üzere toplamda 68,1 milyon ABD doları kaynak aktarımı sağladık. Yılın son çeyreğinde de hem doğrudan yatırımlar hem de fon yatırımlarıyla girişimcilik ekosistemimizi desteklemeye kararlılıkla devam edeceğiz.” Sürdürülebilir kalkınma misyonumuzla çevresel ve toplumsal etkimizi derinleştiriyoruz Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda yatırımlarına devam ettiklerini belirten Öztop, “Sürdürülebilirlik temalı kredi portföyümüz toplam portföyümüzün yüzde 96’sını oluşturuyor. Temin ettiğimiz kaynakların yüzde 61’ini yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği projelerine yönlendirerek ülkemizin yeşil dönüşümüne katkı sağlıyoruz. Türkiye’deki yenilenebilir enerji yatırımlarının yaklaşık %7,3’ü Bankamız tarafından finanse edilirken, bu projeler aracılığıyla 4,2 milyon ton CO₂ emisyonunun azaltılmasına destek olduk. Bununla birlikte, Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) ile uyumlu Sürdürülebilirlik Raporumuz ve GRI standartlarına uygun olarak hazırlanan 2024 yılı Entegre Raporumuz kamuoyu ile paylaşılmış, çevresel ve sosyal etki yönetimi sistem ve performansımızı içeren Etki Prensipleri ile uyumlu ülkemizin dördüncü Etki Raporu yayımlanmıştır. Ayrıca PCAF (Partnership for Carbon Accounting Financials) üyesi olan ilk kamu bankası olarak, Kapsam 3 emisyonlarını PCAF metodolojisine göre hesaplayarak ve uluslararası standartlarda ölçümleyerek karbon yönetiminde öncülük etmeye ve finans sektörüne örnek olmaya devam ediyoruz. Tüm bu çalışmalar, sürdürülebilir kalkınma vizyonumuzu yalnızca bir hedef değil, stratejik bir sorumluluk olarak benimsediğimizin göstergesidir” dedi. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Türkiye’nin İlk Kimya İhtisas OSB’si ‘‘Yeşil OSB’’ Unvanını Kazandı Haber

Türkiye’nin İlk Kimya İhtisas OSB’si ‘‘Yeşil OSB’’ Unvanını Kazandı

Bu belge ile GEBKİM OSB, yalnızca sanayi üretiminde değil, aynı zamanda çevresel sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda yaratmada da öncü bir rol üstlendi. GEBKİM Organize Sanayi Bölgesi, TSE tarafından yürütülen Yeşil OSB Sertifikasyon Programı’nda gerekli tüm kriterleri karşılayarak “Yeşil OSB” sertifikasını almaya hak kazandı. Enerji ve su verimliliği, atık yönetimi, yenilenebilir enerji kullanımı ve çevreye duyarlı altyapı yatırımları gibi başlıklarda gerçekleştirilen kapsamlı değerlendirmeler sonucunda elde edilen bu sertifika, Türkiye’de sanayinin sürdürülebilirlik yolculuğunda önemli bir kilometre taşı olarak öne çıkıyor. T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Dünya Bankası iş birliğiyle oluşturulan Yeşil OSB Sertifikasyon Programı; ekonomi, yönetim, sosyal ve çevresel kriterler dikkate alınarak yürütülen titiz bir süreç sonunda veriliyor. Programın amacı; düşük karbon ekonomisine geçişi hızlandırmak, çevresel performansı artırmak, doğal kaynakların etkin kullanımını sağlamak ve OSB’lere uluslararası rekabette avantaj kazandırmaktır. Üretimden Toplumsal Faydaya GEBKİM OSB, yalnızca üretim süreçlerinde değil; eğitimden çevreye, toplumsal faydaya uzanan projeleriyle de sürdürülebilirliği merkeze alıyor. Yenilenebilir enerji uygulamaları, su verimliliği çalışmaları, çevre dostu altyapı çözümleri ve kaynakların verimli kullanımına yönelik projeleriyle örnek bir model oluşturuyor. Kent-insan-çevre dengesini gözeten yapısı ve sosyal sorumluluk projeleriyle de fark yaratan GEBKİM OSB, sürdürülebilir üretim anlayışını Yeşil OSB Sertifikası ile resmileştirdi. “Sanayide Yeşil Dönüşümün Öncüsüyüz” GEBKİM OSB Yönetim Kurulu Başkanı V. İbrahim Aracı, sürece ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: “İklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için sanayinin sorumluluk alması artık bir zorunluluk. GEBKİM OSB olarak çevreye duyarlı üretim ve sürdürülebilirlik vizyonumuzu Yeşil OSB Sertifikası ile taçlandırmış bulunuyoruz. Bu belge, bölgemiz için önemli olduğu kadar, ülkemiz sanayisinin yeşil dönüşüm vizyonuna da katkı sağlamaktadır. Önümüzdeki dönemde yenilenebilir enerji yatırımları, su verimliliği projeleri ve çevre dostu altyapı çözümleriyle sürdürülebilir sanayi üretimine öncülük etmeye devam edeceğiz. GEBKİM OSB olarak hedefimiz yalnızca bugünün ihtiyaçlarını karşılamak değil, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmaktır. Bu çerçevede, yeşil dönüşüm yolculuğumuzu tüm katılımcı firmalarımızla birlikte sürdürüyor; sanayide çevreye duyarlı üretim kültürünü yaygınlaştırmayı amaçlıyoruz. Bizler için Yeşil OSB Sertifikası bir varış noktası değil, sürdürülebilirlik vizyonumuzu geleceğe taşıyan güçlü bir başlangıçtır.” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.