Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Ekonomi

Kapsül Haber Ajansı - Ekonomi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ekonomi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

TİM'in İkiz Dönüşüm Projelerine İSTKA'dan 40 Milyon Lira Destek Haber

TİM'in İkiz Dönüşüm Projelerine İSTKA'dan 40 Milyon Lira Destek

İSTKA'dan sağlanan destekleri değerlendiren TİM Başkanı Mustafa Gültepe, üretim ve ihracatın Türkiye ekonomisinin lokomotifi olduğunun altını çizdi. Mustafa Gültepe, bu bilinçten hareketle Türkiye'yi en çok ihracat yapan ülkeler liginde ilk 10 arasına çıkarma vizyonu ve hedefiyle çalıştıklarını vurguladı. Gültepe, şunları söyledi: “Hedefe ulaşabilmemizin yolu yüksek teknolojiden, Ar-Ge'den, inovasyondan, markalaşmadan geçiyor. Bütün bunlara ilave olarak ikiz dönüşüm olarak adlandırdığımız dijitalleşmeyi ve yeşil dönüşümü de tüm sektörlerimiz için fırsata dönüştürmek durumundayız. Özellikle toplam ihracatımızın yüzde 42'sini gerçekleştirdiğimiz Avrupa Birliği (AB) pazarında mevcut payımızı korumak ve daha avantajlı konuma geçebilmemiz için ikiz dönüşümde çok hızlı yol almamız gerekiyor. TİM olarak 4 yıl önce sürdürülebilirlik eylem planımızı açıkladık. Ayrıca ECOTİM programımız ve GREENTİM platformumuz başta olmak üzere ikiz dönüşüm konusunda özellikle KOBİ ölçeğindeki firmalarımıza destek oluyoruz. Yeşil İnovasyon Teknoloji Mentörlük Programında TÜBİTAK'ın çözüm ortağıyız. Bütün bu çalışmalara ilave olarak ilk defa İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) projesi yapacak olmanın da heyecanını yaşıyoruz. İSTKA'nın 2025 yılı Mali Destek Programları (MDP) kapsamında ortaklarımızla birlikte üç proje için yaklaşık 40 milyon lira destek almaya hak kazandık. Liderliğini yaptığımız ve İstanbul Hazır giyim İhracatçıları Birliği (İHKİB) ile yürüteceğimiz Yapay Zekâ ile Tedarik Zinciri Optimizasyonu projesi için 12,2 milyon liralık destek alacağız. İHKİB'in liderliğindeki Hazır Giyim Tedarik Zincirinde İkiz Dönüşüm projemiz için de İSTKA 13,1 milyon liralık destek sağlayacak. İkiz dönüşüm odaklı her iki projeyle hazır giyim sektörümüzün rekabet gücünü artıracağız. İkiz Dönüşüm Yoluyla Endüstriyel Dekarbonizasyon (IDec-TT) projesini ise Yeditepe Üniversitesi ile yürüteceğiz. İSTKA'dan 11,9 milyon lira destek alacağımız proje ile demir, çelik ve çimento sektörlerinde yeşil ve dijital dönüşüm süreçlerini hızlandıracağız.” Mustafa Gültepe, her üç projede bütçenin yüzde 90'ının İSTKA tarafından sağlanacağını, önümüzdeki süreçte yeni iş birlikleri ve projelerle dönüşüme liderlik etmeyi sürdüreceklerini sözlerine ekledi.

FKB Ekonomik Görünüm Endeksi Ağustos’ta 100,65 Puana Geriledi Haber

FKB Ekonomik Görünüm Endeksi Ağustos’ta 100,65 Puana Geriledi

Türkiye ekonomisini bünyesindeki bankacılık dışı finans sektörü oyuncularıyla büyütmek için faaliyet gösteren Finansal Kurumlar Birliği (FKB), İstanbul Üniversitesi ile geliştirdiği ‘Finansal Kurumlar Birliği Ekonomik Görünüm Endeksi’nin (FKB-EGE) Ağustos ayı bültenini yayımladı. Finansal sistemin sağlıklı işleyebilmesi ve gelişebilmesi için çatısı altındaki 5 sektöre ait 130 şirketle finansmana erişimi kolaylaştırarak, ekonomik gelişmeye katkı sağlayan FKB’nin, Temmuz ayı endeksi ve Ağustos ayı beklenti anketi verilerinde; orta-uzun vadede uygulanan para politikası duruşunun, iktisadi birimlerin enflasyon beklentilerine yansımaya devam ettiği gözlemlendi. FKB Ekonomik Görünüm Beklenti Anketi Ağustos ayı sonuçlarına göre; Ağustos ayı enflasyon beklentisi, 2,02 olarak tahmin edildi. FKB Ekonomik Görünüm Endeksi'nin değişim trendine bakıldığında; 2024 yılının son 6 aylık döneminde Ağustos ayı dışında artış yönünde bir eğilim görülürken, Ocak 2025’te 3,09 puanlık bir azalış gerçekleşti. Şubat 2025’te endeks yeniden yükselişe geçerek, 2,78 puan artarak 100,68 değerine, Mart ayında da 0,77 puan artarak 101,45 değerine ulaştı. Nisan ayında 0,70 puan azalarak 100,75 değerine geriledi. Mayıs ayında 0,79 puan artarak 101,54 değerine yükselen endeks, Haziran ayında ise 0,79 puan azalarak 100,75 değerine geriledi. Endeks Temmuz ayında ise 0,10 puan azalarak, 100,65 değerini gördü. Öte yandan endeksin alt bileşenlerinden Faktoring Endeksi Temmuz 2025’te 0,22 puan azalarak 100,97 değerini aldı. Endeksin diğer alt bileşenleri olan Finansal Kiralama Endeksi 0,44 puan artarak 104,24 ve Finansman Endeksi ise 0,52 puan azalarak 96,74 değerini gördü. FKB Ekonomik Görünüm Beklenti Anketi Ağustos ayı sonuçlarına göre, katılımcıların GSYH büyüme oranı beklentisi Temmuz ayına göre, 2025 yıl sonu için yüzde 0,05 azalarak yüzde 2,89 ve 2026 yıl sonu için yüzde 0,05 artarak yüzde 3,51 oldu. Aynı yıllar için OVP’nin sırasıyla yüzde 4 ve yüzde 4,5 ile IMF’nin sırasıyla yüzde 3 ve yüzde 3,3 olan öngörüleriyle karşılaştırıldığında, katılımcıların GSYH büyüme oranı beklentisi; 2025 yıl sonu ve 2026 yıl sonu için OVP öngörüsünün altında ve 2025 yıl sonu için IMF öngörüsünün altında, 2026 yılı için üzerinde oldu. FKB Endeks akademik danışmanı ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Şeker, endeks değerinin 100’ün üzerinde kalmasının ve beklenti anketinde özellikle işlem hacmi ile tahsilat oranlarındaki artışa yönelik istikrarlı ve olumlu eğilimin sürmesinin, genel ekonomik beklentiler açısından kayda değer bir gösterge olduğunu belirtti.

Kayseri’de 950 Milyon TL’lik Kentsel Dönüşüm Hamlesi Başladı Haber

Kayseri’de 950 Milyon TL’lik Kentsel Dönüşüm Hamlesi Başladı

Kayseri Büyükşehir Belediyesi, tarihi dokusu ve modern yaşam ihtiyaçlarını birleştiren dev bir kentsel dönüşüm projesine ev sahipliği yapıyor. Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen Suriçi Camikebir Kentsel Dönüşüm Projesi, hem şehri yenileyip modernize etmeyi hem de vatandaşların sosyal ihtiyaçlarına en uygun yaşam alanlarını oluşturmayı amaçlıyor. Bu projenin, şehir mekânlarını dönüştürmenin ötesinde toplumsal yaşamı da olumlu şekilde etkilemesi bekleniyor. “Kayseri’nin En Köklü ve Tarihi Bölgelerinden Biri” Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Suriçi Camikebir Kentsel Dönüşüm Projesi’nin önemine değinerek, şunları söyledi: “Bu projeyle Kayseri’nin en köklü ve tarihi bölgelerinden biri olan Suriçi’ni modernize ediyor, aynı zamanda bölgedeki yaşam kalitesini arttırıyoruz. Kentsel dönüşüm, sadece fiziksel yapıları değil, insanların yaşamını da iyileştiren bir projedir. Bu nedenle halkımızla birlikte yürüttüğümüz bu projede, sosyal alanların ve yaşam alanlarının da en kaliteli şekilde tasarlanmasına özen gösterdik.” Kayseri, Melikgazi ilçesinin Cumhuriyet Mahallesi’nde hayata geçirilen bu kentsel dönüşüm projesi, 2.20 hektarlık bir alan üzerinde 418 bağımsız bölüm ve toplamda 22 bin 250 metrekare inşaat alanı ile dikkat çekiyor. Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ), Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin iş birliğiyle yürütülen projede, Kayseri’nin geleceği için önemli bir adım atılmış oluyor. 1. Etap İnşaatı Devam Ediyor, 2025’te Tamamlanacak Suriçi Camikebir Kentsel Dönüşüm Projesi’nin 1. etabı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile TOKİ’nin imzaladığı protokol doğrultusunda Korkmazlar İnşaat tarafından yürütülüyor. 55 işyeri inşaatının toplam maliyeti yaklaşık 200 milyon TL olarak belirlenirken, bu etabın 2025 yılı Eylül ayında tamamlanması planlanıyor. Güney Bölgesindeki Uzlaşma Süreci ve Yıkım Çalışmaları Camikebir’in güney kısmında, hak sahipleriyle 55 işyeri üzerinden yürütülen uzlaşma görüşmeleri devam ediyor. Bu işyerleri teslim edildikten sonra söz konusu bölge tamamen yıkılacak ve çevre düzenlemeleri yapılacak. Projenin bir parçası olarak, Kayseri’nin tarihi doku ve modern yaşam ihtiyaçları arasında denge kurularak, yenilenen alanın halkın kullanımına sunulması sağlanacak. 14 İşyeri, 112 Ofis ve 1 Otelden Oluşan Bir Yapı İnşa Ediliyor Proje alanındaki yapıların tasarımı, Camikebir’deki saçak kotu olan 8.75 seviyesi sınırlarına göre yapıldı. Bu nedenle yapılar zemin + 1 kat olarak projelendirildi. Bununla birlikte, üst katlarda hak sahibi olan vatandaşlar için 1547 ada 429 parsel üzerinde, 14 işyeri, 112 ofis ve 1 otelden oluşan 8 katlı bir yapı inşa ediliyor. Bu yapının toplam 18 bin metrekare inşaat alanına sahip olması bekleniyor. Bu ikinci etap inşaatı, Kahraman İnşaat tarafından yürütülürken, yaklaşık 750 milyon TL maliyetle 2026 yılında tamamlanması planlanıyor. Projenin Genel Maliyeti 950 Milyon TL Suriçi Camikebir Kentsel Dönüşüm Projesi’nin toplam maliyeti, iki etabın birleşimiyle birlikte 950 milyon TL civarında olacak. Bu büyük yatırımlar, Kayseri’yi modern, sürdürülebilir ve güvenli bir yaşama kavuşturmayı amaçlıyor. Başkan Memduh Büyükkılıç, bu projeyle Kayseri’yi hem tarihsel hem de çağdaş yaşam açısından daha iyi bir noktaya taşımayı hedefliyor. Kayseri İçin Güçlü Bir Gelecek Suriçi Camikebir Kentsel Dönüşüm Projesi, yalnızca fiziksel yapıları dönüştürmekle kalmayacak, aynı zamanda şehre sosyal ve ekonomik anlamda da önemli katkılar sağlayacak. Proje, şehre yeni istihdam alanları kazandırarak bölgedeki ekonomik canlılığı arttırmayı, yaşam kalitesini yükseltmeyi ve şehri modern yaşam olanakları ile donatmayı amaçlıyor.

Döviz ve Altında Bu Hafta ABD Verileri ve Küresel Beklentiler Belirleyici Olacak Haber

Döviz ve Altında Bu Hafta ABD Verileri ve Küresel Beklentiler Belirleyici Olacak

Geride bıraktığımız haftada küresel piyasalardan gelen verilerle hareketlenen fiyatlar, bu hafta da yurt içi ve yurt dışı ekonomik gündemin etkisi altında kalmaya devam edecek. Özellikle ABD'den gelecek olan önemli veriler, piyasaların yönünü belirlemede kilit rol oynayacak. Altın Piyasası Gündemi: Küresel Belirsizlikler Fiyatları Destekliyor Geçtiğimiz haftanın son işlem günlerinde ons altının 3.372 dolar seviyesinin üzerine çıkmasıyla birlikte gram altın fiyatı da 4.443 TL'nin üzerine yerleşti. Bu yükselişin arkasında, küresel ekonomiye dair belirsizliklerin ve ABD'den gelen verilerin faiz artışı beklentilerini zayıflatması yatıyor. Bu hafta için altın piyasasında ana belirleyiciler şunlar olacak: ABD Ekonomik Verileri: Haftanın en önemli verisi, ABD'nin Kişisel Tüketim Harcamaları (PCE) fiyat endeksi olacak. Bu veri, Fed'in enflasyon hedefine ne kadar yaklaşıldığını göstereceği için, faiz politikasına dair sinyaller verecek. Eğer PCE verisi beklentilerin altında kalırsa, Fed'in faiz indirimine daha erken başlayabileceği beklentisi güçlenecek ve bu da ons altın fiyatını yukarı taşıyabilir. Küresel Enflasyon Endişeleri: Devam eden jeopolitik riskler ve küresel enflasyon endişeleri, güvenli liman olarak görülen altına olan talebi canlı tutmaya devam ediyor. Bu durum, fiyatlardaki olası geri çekilmeleri sınırlayabilir. Döviz Kurlarında Son Durum ve Beklentiler Haftayı 40,98 TL seviyesinin üzerinde kapatan Dolar/TL kuru, bu hafta da ABD'den gelecek verilere duyarlı olacak. Küresel piyasalarda doların seyrini belirleyecek olan ana faktörler şöyle: Dolar Endeksinin Seyri: ABD'den gelecek zayıf ekonomik veriler, dolar endeksinde (DXY) düşüşe neden olabilir ve bu da Dolar/TL kurundaki yükselişin hızını kesebilir. Ancak ABD ekonomisindeki olumlu bir görünüm, doların diğer para birimleri karşısında değer kazanmasına yol açabilir. Yurt İçi Gelişmeler: Türkiye ekonomisinin güçlü büyüme performansı ve para politikalarındaki istikrarlı duruş, kurun olası volatiliteye karşı direnç göstermesini sağlayabilir. Bu Hafta Takip Edilmesi Gereken Önemli Gelişmeler Yatırımcıların yeni hafta boyunca yakın takibe alması gereken kritik ekonomik takvim maddeleri: 26 Ağustos Pazartesi: ABD'den dayanıklı mal siparişleri verileri açıklanacak. 27 Ağustos Salı: ABD'den Tüketici Güveni Endeksi ve yeni konut satışları verileri piyasaların odağında olacak. 30 Ağustos Cuma: Haftanın en önemli verisi olan ABD Kişisel Tüketim Harcamaları (PCE) fiyat endeksi yayımlanacak.

BIST 100 Haftalık Analiz: Geçen Haftanın Gelişmeleri ve Yeni Haftanın Beklentileri Haber

BIST 100 Haftalık Analiz: Geçen Haftanın Gelişmeleri ve Yeni Haftanın Beklentileri

Hafta boyunca sürekli yeni zirveler test eden endeks, haftalık bazda yaklaşık %4,62 değer kazanarak 11.372 puan seviyesini aştı. Bu yükselişin ardında yatan temel nedenler ve öne çıkan başlıklar şunlar oldu: Bankacılık ve Sanayi Hisseleri Öncülüğünde Yükseliş: Özellikle bankacılık endeksi ve sınai endeksleri, BIST 100'ün rekor kırmasında lokomotif görevi üstlendi. Küresel Piyasaların Desteği: ABD'den gelen enflasyon verilerinin beklentilerin altında kalması, Fed'in faiz indirimi yapacağına yönelik umutları artırdı. Bu durum, küresel risk iştahını olumlu etkiledi ve Borsa İstanbul'a da yansıdı. Hacim Şampiyonları: SASA Polyester (SASA), Ereğli Demir Çelik (EREGL) ve Türk Hava Yolları (THYAO) gibi hisseler, haftanın en yüksek işlem hacmine sahip hisseleri oldu ve endeksteki hareketliliği destekledi. Bu Haftada Neler Bekleniyor? Bu hafta piyasaların ana gündemi, hem yurt içinden hem de yurt dışından gelecek önemli veriler olacak. Uzmanlar, endeksteki rekor seviyelerin ardından kâr satışlarının gelebileceği konusunda uyarıyor ancak genel trendin yukarı yönlü kalabileceğini belirtiyor. Bu haftanın öne çıkan ekonomik takvimi: Yurt İçi Veriler: Pazartesi günü (25 Ağustos) Reel Kesim Güven Endeksi ve Kapasite Kullanım Oranı açıklanacak. Perşembe günü (28 Ağustos) ise Ekonomik Güven Endeksi ve haftalık TCMB verileri takip edilecek. Bu veriler, Türkiye ekonomisinin genel gidişatına dair önemli ipuçları sunacak. Yurt Dışı Veriler: ABD'den gelecek GSYİH verileri ve Kişisel Tüketim Harcamaları (PCE) fiyat endeksi, küresel piyasalar için kritik önem taşıyor. Özellikle çekirdek PCE, Fed'in para politikasına yönelik beklentileri şekillendirecek en önemli göstergelerden biri.

Konkordato Başvuruları Alarm Veriyor Haber

Konkordato Başvuruları Alarm Veriyor

Türkiye ekonomisinde son dönemde en çok konuşulan başlıklardan biri konkordato başvurularındaki artış oldu. Yüksek faiz oranları, yüksek enflasyon ve finansmana erişimde yaşanan zorluklar, sanayicilerin üzerinde ciddi baskı oluşturmaya devam ediyor. Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Başkanı Ömer Karadeniz, yaptığı değerlendirmede sanayicinin üretim gücünü koruyabilmesi için “önünü açacak politikalara” acil ihtiyaç olduğunu söyledi. Son aylarda artış gösteren konkordato taleplerine dikkat çeken Karadeniz, sinyallerin doğru okunması gerektiğini vurguladı. Konkordatoyu, firmaların borçlarını yeniden yapılandırarak ayakta kalma çabası olarak tanımlayan Karadeniz, “Ancak bu mekanizmanın sıkça gündeme gelmesi, iş dünyasının içinde bulunduğu finansal daralmayı açıkça gösteriyor. Bizim temennimiz, firmaların konkordatoya ihtiyaç duymadan faaliyetlerini sürdürebilmesidir. Bunun için finansman maliyetlerinin düşürülmesi, yatırım ortamının iyileştirilmesi gerekiyor” dedi. “Faiz ve enflasyon sanayiciyi zorluyor” Yatırım kararlarının yüksek faizler nedeniyle ertelendiğini, artan enflasyonun ise üretim maliyetlerini katladığını ifade eden Karadeniz, faizlerin yüksek seyretmesinin, işletme sermayesi ihtiyacını karşılamayı zorlaştırdığını belirtti. Enflasyonun ise enerji ve hammadde maliyetlerini sürekli yukarı çektiğini kaydeden Karadeniz, bu tablonun hem iç pazarda talebi daralttığını hem de ihracatta rekabet gücümüzü zayıflattığını vurguladı. “Sanayicinin önünü açmak, ekonomiyi büyütmektir” Üretim gücünü koruyan bir sanayi politikasının Türkiye ekonomisinin geleceği için belirleyici olduğuna dikkat çeken Karadeniz, “Sanayicinin önünü açmak, aslında ekonominin önünü açmaktır. İhracat yapabilen, katma değer üretebilen, istihdam sağlayan işletmelerimizin ayakta kalması ülkenin büyümesiyle doğrudan bağlantılıdır. Bizim beklentimiz, yatırımcıya güven veren, finansmana erişimi kolaylaştıran ve üretimi teşvik eden politikaların bir an önce hayata geçirilmesidir” diye konuştu. “Sanayici üretmeye devam ediyor” Zorluklara rağmen sanayicinin Türkiye için üretmeyi sürdürdüğünü kaydeden Karadeniz, sanayicinin bütün sıkıntılara rağmen istihdam yarattığını, ihracat yaptığını, ülke ekonomisine katma değer sağladığını söyledi. Taleplerini, sanayicinin önünü görebildiği, yatırım kararlarını ertelemek zorunda kalmadığı bir ekonomik ortam olarak sıralayan Karadeniz, “Doğru politikalarla Türkiye ekonomisi yeniden güçlü bir büyüme sürecine girebilir” dedi.

TEB’den Ekonomiye 406 milyar TL Destek Haber

TEB’den Ekonomiye 406 milyar TL Destek

TEB’in ekonomiye ve müşterilerine sağladığı desteğin en önemli göstergesi olan kredileri toplam aktiflerinin yüzde 55’ini oluşturdu. Her dönem olduğu gibi risk yönetimine ve aktif kalitesine öncelik veren TEB’in toplam kredileri yılın ikinci çeyreğinde 406 milyar TL seviyesinde gerçekleşirken, aynı dönemde toplam mevduatı ise 491 milyar TL oldu. 2025 yılında güçlü sermaye yapısıyla birlikte istikrarlı büyümeyi sağlayan ve karlılığını sürdürülebilir bir şekilde devam ettiren TEB’in özkaynakları 49,2 milyar TL olurken, sermaye yeterlilik rasyosu hedef rasyo olan yüzde 12’nin çok üstünde, yüzde 17,62 oranında gerçekleşti. TEB, Kadın Bankacılığı ile kadın girişimcilerin ve işletme sahiplerinin güçlenmesine katkıda bulunmak amacıyla finansal destek sağlamaya devam etti. Bu kapsamda, TEB ile Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) iş birliğinde yürütülen TurWIB II programının ikinci dilimi olan 25 milyon Euro tutarındaki kaynak bankaya ulaştı ve kadın sahipliğinde ya da yöneticiliğinde olan KOBİ’lerin kullanımına sunuldu. TEB’in kullandırdığı bu kaynak kadın girişimcilerin ve işletme sahiplerinin finansmana erişimini kolaylaştırırken, toplumsal kalkınmaya da katkı sağladı. Yılın ikinci çeyreği itibarıyla, kadın yöneticiliğindeki KOBİ’lere kullandırılan kredi hacmini yılbaşından bu yana %40 oranında artıran TEB, kapsayıcı finansman anlayışıyla kadınların iş dünyasındaki varlığını güçlendirmeyi sürdürdü. TEB, tasarruf sahiplerine özel faiz oranlarıyla gecelik vadeli mevduatlarının günden güne büyümesini sağlayan, diledikleri zaman para yatırma, para çekme işlemi yapmalarına imkan tanıyan Marifetli Hesap ile cazip kampanyalar sunmaya devam etti. Yılın ikinci çeyreğinde TEB, KOBİ’lere Özel Ticari Marifetli Hesap ürününü kullanıma sundu. KOBİ’lere Özel Marifetli Hesap ile KOBİ’ler de mevduatlarını özel faiz oranlarıyla gecelik vadeli hesapta değerlendirip, diledikleri zaman para yatırma, para çekme işlemlerini gerçekleştirebilecek. TEB, Girişim Bankacılığı alanında yaptığı çalışmalarla girişimcileri desteklemeye ve girişimcilik ekosistemini geliştirmeye devam etti. Yeni dönem hızlandırma programlarına dahil olan girişimciler, Ankara, İstanbul, Bursa, İzmir, Denizli, Mersin ve Gaziantep’te TİM-TEB Girişim Evleri’nde çalışmalarına başladı. Haziran ayında TİM-TEB Girişim Evi Hızlandırma Programı kapsamında desteklenen beş girişimci Fransa’da düzenlenen, inovasyon ve girişimlere yönelik teknoloji fuarı VivaTech’e katıldı. BNP Paribas ve La French Tech İstanbul’un katkılarıyla gerçekleşen etkinliklerde girişimciler, Fransız ekosistemindeki yatırımcı ve kurumlarla bire bir temas kurma, stant açma ve sunum yapma fırsatı yakaladı. TEB, dış ticaret işlemlerinde global ortağı BNP Paribas'ın dış ticaret alanındaki uluslararası deneyiminin verdiği güçle ithalat ve ihracat işlemlerini kolaylaştırırken, müşterilerine uygun vade ve avantajlı maliyetlerle finansman imkanı sağlamayı sürdürdü. 2025 yılı ilk altı ayında TCMB reeskont kredi kullanımı 6,9 milyar TL’ye ulaştı. “İyi banka” anlayışıyla toplumu daha iyi bir geleceğe taşımak için çalışan TEB; sosyal kapsayıcılığı gözeterek ekonomiye, çevreye, topluma fayda sağlayan projelerine devam etti. 6 Şubat depreminin ardından başta Hatay olmak üzere bölge illerine yönelik yardım çalışmalarına katılan TEB, bankacılık hizmetlerini kesintisiz sürdürerek müşterilerinin ihtiyaç duyduğu finansmana erişmesini sağladı. Daha önce ekonomik alanda ve bölgenin sosyal kalkınmasına sunduğu desteklerle Hataylıların yanında olan TEB, sosyal tasarım merkezi MILKist’in nisan ve mayıs aylarında Hatay’da gerçekleştirdiği “Toprak ve Sanat” projesinin ana sponsorluğunu üstlendi. Kadın çiftçilerin ve girişimcilerin ekonomiye katılımının desteklendiği proje kapsamında, atıkların bir gelir modeli yaratacak şekilde değerlendirilmesiyle sürdürülebilirliğin ve döngüsel ekonominin desteklenmesi sağlandı. Projenin en önemli ayaklarından birini ise TEB tarafından sunulan Finansal Okuryazarlık ve İklim Okuryazarlığı eğitimleri oluşturdu. TEB, 22 Mayıs Finansal Okuryazarlık Günü’nde düzenlediği eğitimlerle depremden etkilenen bölgelerdeki çocuklara ve gençlere tasarruf, kaynakların verimli kullanılması, iklim değişikliği konularında bilgi verdi.

Yusuf Şehitoğlu: "Para Değil, Uzmanlaşma Peşinde Koşun" Haber

Yusuf Şehitoğlu: "Para Değil, Uzmanlaşma Peşinde Koşun"

Yusuf Şehitoğlu, uluslararası ticaretten gayrimenkul geliştirmeye uzanan sıra dışı kariyerini, Türkiye'nin entelektüel sermaye sorununu ve geleceğin mesleklerine dair çarpıcı öngörülerini Kapsül Haber'e anlattı. İşte o keyifli röportaj... Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? 1981 yılı Bursa doğumluyum. Ailem Yunanistan göçmeni. Eğitim hayatım, ikamet ettiğimiz İnegöl’de başladı. İnegöl Turgutalp Anadolu Lisesi’nden mezun olduktan sonra, Uludağ Üniversitesi İktisat Fakültesinde lisans eğitimimi tamamladım. Sonrasında, Bilgi Üniversitesi İşletme Yönetimi (MBA) alanında yüksek lisansımı tamamladım. En son olarak da Oxford Üniversitesi Gayrimenkul Finansmanı ve Geleceğin Şehirleri alanında programı bitirdim. Üniversite dönemimde bir süre, yaklaşık 150 ülkede faaliyet gösteren ve tamamıyla uluslararası öğrencilerin yine çok uluslu şirketlerle iş birliği içerisinde çalıştığı AIESEC Kurumunda yöneticilik yaptım. Okul sonrasında, üniversite eğitimim sırasında eğitimini aldığım ve küçük küçük başladığım uluslararası ticaret alanında gelişim için bir dönem Almanya’da yer aldım. Hem dil eğitimi için hem de uluslararası ticaret alanında. Yurtdışından döndükten sonra çantamı aldım Çin’e gittim ve uluslararası ticaret alanındaki faaliyetime başladım. Amerika’dan aldığım ürünleri Çin’de ürettirip ithal ettirdim ve yurt içindeki zincir marketler, TV kanalları ve perakende noktalara dağıtım gerçekleştirdim. Eş zamanlı olarak emtia piyasalarında aracılık gibi faaliyetlerim oldu. Sonrasında ailemin ara verdiği inşaat işiyle ilgili faaliyetlere başladım ve bugün birçok alanda yatırımlarla iş hayatıma devam ediyorum. AIESEC ile başlayan sivil toplum kuruluşları görevlerim iş hayatı ile birlikte TOBB Genç Girişimciler Kurulu İcra Kurulu Üyeliği, Ticaret Odası Meclis Üyeliği, Genç İş İnsanları Derneği Başkan Vekilliği, Müteahhitler Derneği Başkanlığı, İMSİAD Üyeliği, Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyeliği, Kent Gönüllüleri Derneği ve Fenerbahçeliler Derneği Yönetim Kurulu Üyeliği gibi birçok farklı alanda gerçekleşti ve bazıları da halen devam ediyor. Kariyerinizde bugünlere gelene kadar hangi önemli dönüm noktalarını yaşadınız? İlkokul sonrası Anadolu Lisesine başladığım dönemden beri ticari hayatı hedefledim. Dolayısıyla üniversite tercihlerim de sadece 7 tercihti ve hepsi de iktisattı. Üniversitede yöneticilik yaptığım AIESEC kurumu bana uluslararasılık, dünya vatandaşı olabilmek, küçük yaşlarda uluslararası ve ulusal kurumlarla iş birliği gibi çeşitli gelişim alanları sundu. Major kırılma alanları yaşamadım ancak sürekli gelişim hedefiyle ilerlediğim için her yaşadığım süreç, hayatımı biraz daha ilerletti diyebilirim. Sizin için 'başarı'yı tanımlar mısınız? Sizi diğerlerinden farklı kılan ve başarınızı sağlayan kişisel stratejiler neler? Açıkçası başarıyı adanmışlık, istikrar, merak ve çalışma olarak 4 başlıkta özetleyebilirim. Zekâ, öngörü, vizyon, networking gibi birçok başlık başarıyla özdeşleşebilir fakat bence bunlar destek birimleridir. Çok meraklı biri olduğum için günde yaklaşık 400 maili, sadece dünyadaki her alanda gelen mailleri inceliyorum. Yani dünyadaki olan her gelişmeden haberdar olmak, güncel olmak ve yenilikleri yakalamak en sevdiğim özelliğim. Öngörülerime güvenirim ki çok şükür bugüne kadar birçok alanda isabet gösterdiğini tecrübe ettim. Ne yaparsak yapalım en iyisini yapmayı hedeflemek ve uzmanlaşma hedefi her zaman noktalarımın başında yer aldı. Yönetimsel olarak da esnek, çapraz fonksiyonlu yapılar kurarak ve maksimum iletişim mottosuyla ekiplerimi yönetiyorum. Başarıya giden yolda karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız? Ülkemizdeki en büyük eksiklik entelektüel sermaye ve kişilerin büyük çoğunluğunun sadece para hedefiyle ilerlemesi. Dolayısıyla bu, bürokrasiden iş dünyasına kadar her santimetrekareyi etkiyor. Böyle olunca da ana hedef iyi iş yapma odağında olan kişileri tutmak zorlaşıyor. Tam olarak aştığımızı söyleyemesem de esnek yönetim modeli ve iletişim, konuyu kısmen rahatlatıyor. Bugün, sizin konumunuza ulaşmak isteyen birisi için en kritik öneriniz ne olurdu? Herkes kendi başarı hikayesini yaratabilir. Herkeste muazzam kabiliyetler var. Ne istediğini bilmek, hedeflemek ve bahsettiğim adanmışlık, istikrar, öğrenme isteği ve çalışma ilkelerinden sapmamaları. Liderlik anlayışınızı nasıl tanımlarsınız? Ekibinizi motive etmek ve yönlendirmek için hangi stratejileri benimsiyorsunuz? Ben öğretici liderim. İnsan yetiştirmeyi çok seviyorum ve zaten kendi yetiştirdiğim kişilerle daha iyi ilerleyebiliyorum. Yapı olarak çok detaycı olduğum için derinlemesine öğrenme en önemli konu benim için. Ekibimle her işe birlikte dokunarak, onların gelişimine mentorluk ederek, beraber ilerlediğimiz yolculuğumuzda iş dışında da destek olmaya çalışarak, hayatlarına dokunarak ilerlemek, hepimizi motive ediyor. Şirketinizin vizyonu ve misyonu doğrultusunda önümüzdeki yıllara dair büyük hedefleriniz nelerdir? Ana faaliyet alanım Gayrimenkul Geliştirme. Ülkelerin gelişiminde şehircilik yapılanmasının kritik rol aldığını düşünüyorum. Dolayısıyla yeni nesil yaşam fonksiyonlarını, yeni nesil ihtiyaçları şehirlerimize kazandırmak ana hedefim. Bu doğrultuda, ulusal ve uluslararası iş birlikleriyle çok daha detaylı ilerleme arzusundayım. "Küresel ekonomik belirsizlikler ve rekabet ortamında şirketinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Yerel ve uluslararası pazarda fark yaratmak için ne yapıyorsunuz?" Son yıllarda oldukça zor dönemlerden geçiliyor. Bu noktada dünyayı takip ederek makro ölçülerdeki kararları, kurumların kararlarını, siyasi süreçleri, savaşları ve nedenlerini okuyarak, ülkemdeki süreçleri farklı senaryolarla irdeliyor ve şirketim için de farklı senaryoları kurguluyorum. Ancak ülkemin çok potansiyeli olduğunu ve hızlı ilerlemesi gerektiğini düşünüyorum. Sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda konusunda nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz? İş dünyasının bu konudaki sorumluluğunu nasıl görüyorsunuz? Sürdürülebilirlik cümlesi ülkemizde tam olarak altı doldurulmuyor ne yazık ki. Tüm kurumlar bunu söylüyor ancak özümsendiğini düşünmüyorum. Çünkü sürdürebilirlik öncelikle kişinin kendiyle başlar. Kurumu ve ülkesiyle devam eder. Ana tema, kaynakları tüketmeden bir dönüşüm sağlayabilmek. Bu, kişinin kendinden başlar dediğim gibi diğer unsurlarla devam eder. Bu ilkeyle ve sivil toplum kuruluşlarındaki görevlerimizle katkı sağlamaya çalışıyorum. Dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojiler, iş modellerinizi nasıl dönüştürüyor? Bu değişime adapte olmak için nasıl bir yol izliyorsunuz? Teknoloji her zaman için hayatımızı kolaylaştırmak üzerine yapılanıyor. Biz de bunu maksimumda kullanmalıyız. Dijitalleşme tarafında kurguladığımız iş akışlarımızın oluşturulması, takibi ve ölçümlenmesi anlamında yapılanmalar içerisindeyiz. Sektörümüz geleneksel temelden geldiği ve dönüşümde zorlandığı için biraz istediğimiz hızda değil. Otomasyon becerisinin artmasıyla daha hızlı ilerleyeceğiz. Yapay zekâ konusu kritik. Hızlı veri akışı sağlayan bir arama motoru. Dolayısıyla bizi yapay zekâ kurtarmayacak. Nasıl ki eskiden bir şey taşımak için iki kişiyi tutuyorsak, sonrasında forkliftle birlikte kişi sayısı bire düşmekte ama adının operatör olması gerekmekte ise yapay zeka iş yapış şekillerimizi ve bilgiye ulaşmamızı kolaylaştıran ama neticede kişinin liderlik etme ve öğrenme becerilerini geliştirmesinin de fazlasıyla gerekli olduğu bir konu. Dolayısıyla yapay zekayı bu çerçevede aktif olarak kullanıyoruz. Bugünün iş dünyasında başarılı olmak isteyen gençlere, kariyerlerini sağlam temeller üzerine inşa etmeleri için hangi kritik tavsiyeleri verirsiniz? 2030 yılında bugün olan birçok meslek olmayacak ancak yerine birçok yeni alan ortaya çıkacak. Dolayısıyla önlerine bakarken dünyayı okuyarak, bu hususlarda fikirler alarak ilerlemeleri gerekmekte. Aslında ne istediklerini netleştirme kabiliyetlerini geliştirmeliler. Her ne yapıyorlarsa para hedefi olmadan, işlerini gerek profesyonel olsun gerek iş yeri sahibi olsun uzmanlaşarak işlerini iyi yapma hedefiyle ilerlemeliler. Bir meslek ve uzmanlık alanı sahibi olmayı hedeflemeliler. Şu durumu çok sık yaşıyorum: Üniversite tercihi yapacak gençler, fikir almak için geliyorlar. Örneğin tercihler mimarlık, diyetisyenlik, hukuk… Diyorum ki güzel kardeşim, bunların hepsi birbirinden alakasız. Sen ne hedefliyorsun? Hedefinde para odağı mı var yoksa ailen, kendi hayatında gerçekleştiremediklerini senin gerçekleştirmene mi çalışıyorlar? Yani onlar kendi isteklerini ve hayallerini senin üzerinde mi uyguluyorlar? Bugüne kadar olan değişimden çok daha hızlısını yaşayacağız. Bu noktada ne istediğimizi bilmek her şeyin başında geliyor. Pırıl pırıl gençlerimize başarılar diliyorum.

Doğuş Çay 2 Milyon Tonluk Üretimle Tarıma Değer Katıyor Haber

Doğuş Çay 2 Milyon Tonluk Üretimle Tarıma Değer Katıyor

Türkiye’nin en büyük özel sektör çay üreticisi Doğuş Çay, 40’ıncı kuruluş yılı olan 2025 yılına yılda yaklaşık 2 milyon tarım ürünü satın alıp işleyerek ekonomiye kazandıran güçlü bir tarım şirketi olarak girdi. 1985 yılında Rize’de bir aile şirketi olarak kurulan, çay ile başlayan üretim süreci bugün şeker, salça, soğuk çay, limonata ve cips üretimiyle çeşitlenen Doğuş Çay, tarım sektöründe yeni yatırımların ön hazırlığını yapıyor. Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu listesindeki yerini 5 puan yükseltti Doğuş Çay, tarım şirketi olarak üretimde elde ettiği çeşitlilik ve satış başarısıyla, İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) hazırladığı ‘Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2024’ araştırmasında 18,5 milyar TL’ye ulaşan üretimden satış rakamı ile 2023 yılına göre 5 puan yükselerek 98’inci sıradaki yerini aldı. Şirket aynı listede 2023 yılında 103’üncü sırada yer almış, 12,7 milyar TL’lik üretimden satış rakamı elde etmişti. Patatesten domatese, mısırdan şeker pancarı ve çaya, ürünleri çiftçilerden alıp fabrikasında işliyor Rize'de 5 adet çay işleme ve 1 adet paketleme ve Ordu'da 1 adet çay paketleme fabrikası ile yıllık 50 bin ton siyah çay üretim kapasitesine sahip olan Doğuş Çay’ın tarım sektöründeki çalışmalarını anlatan Doğuş Çay Yönetim Kurulu Üyesi Harika Karakan Batallı, “Çiftçilerimizden yılda 250 bin ton yaş yaprak, yılda 1.350.000 ton şeker pancarı, 73 bin ton patates, 90 bin ton domates ve 23 bin ton mısır alımı yapıyoruz. Ardından bu ürünleri fabrikalarımızda işleyip, paketleyip Türkiye’nin dört bir yanına satışını kendi markalarımız altında yapıyoruz” dedi. Batallı, yılda 80 bin litrelik soğuk içecek üretimi yaptıklarını da sözlerine ekledi. Her yıl 70 bin çiftçiyle çalıştıklarını, bunun 50 bine yakınının çay üreticisi olduğunu kaydeden Batallı, “Çayda dökme çay, poşet çay, yeşil çay, soğuk çay ve bitki-meyve çayları alanında üretimimiz var. Doğuş Şeker üretimimizi Türkiye’nin en yüksek kotalı şeker fabrikalarından biri olan Afyon Şeker Fabrikası’nda sürdürüyoruz. Bursa’daki salça fabrikalarımızda Demko markasıyla salça üretimi yapıyoruz. Cips kategorisinde ise Patos, Cipso ve Çerezos markalarını İstanbul’da Pendik’te, İzmir’de, Aksaray’da ve Bursa’da olmak üzere 4 şehirdeki cips fabrikamızda yüzde 100 yerli olarak üretiyoruz” diye konuştu. “Şeker pancarından küspe ve melas da üreterek sürdürülebilir üretime örnek oluyoruz” Doğuş Çay’ın bugün fabrikalarında ana üretimden arda kalan yan ürünleri de üretime kazandırmalarının gerçek anlamıyla bir tarım şirketi olmalarının yansıması olduğunu kaydeden Batallı, şöyle devam etti: “Şeker fabrikasında üretimi yapılan şeker pancarına ek olarak arda kalan alanlardan küspe ve melas üretimi yapıyoruz. Afyon’daki şeker fabrikasına yatırım yaparak sürdürülebilir bir hammadde olan şeker pancarı melasını da kullanarak yeni ürünler geliştirmeye devam ediyoruz. Bu başarı, üretim ekibimizin titiz çalışmasının ve sürekli iyileştirme çabalarının bir göstergesi oldu.” “Tarımı, TEMA ile yürüttüğümüz sürdürülebilirlik projeleriyle destekliyoruz” Tarım şirketi olarak üretim yapmanın ötesine geçtiklerini, sürdürülebilir tarım projeleri ve enerji yatırımlarıyla bu alanı destekleyerek hem çiftçilere hem de son tüketicilere fayda yaratma prensibiyle çalıştıklarını kaydeden Batallı, TEMA Vakfı’yla 8 yıldır ‘Her Dem Toprak İçin’ adıyla sürdürülebilir çay tarımı projesi yürüttüklerini ve bu sayede örnek tarlalarda doğru uygulamalarla yüzde 50’ye yakın verim artışı sağlandığını hatırlattı. Bu projeye düzenli olarak devam edeceklerini kaydeden Batallı, projede doğru tarım, doğru hasat, doğru gübre kullanımları alanında çiftçilere eğitimler verip iyi tarım konusunda onları bilinçlendirdiklerini sözlerine ekledi. “Ülke ekonomisine destek vererek bu yıl da büyümemizi sürdüreceğiz” Batallı, Doğuş Çay’ı bugün tarım sektöründeki en önemli şirketlerden biri yapan en temel dinamikleri arasında; ileriyi görebilen vizyonu ve değişen tüketici tercihleri karşısında doğru stratejiler belirleyerek beklentilerin üzerinde ürünler geliştirmesi olduğunu kaydetti. Her yıl mutlaka büyüme hedefi koyduklarını kaydeden Batallı, “Bu yıl da aynı hedefle yatırım yapmaya; kırsal kalkınmayı, yerli üretimi ve sürdürülebilir tarımı destekleyerek ülke ekonomimize katkı sağlamaya devam edeceğiz. Yeni ürünler üzerinde de çalışıyoruz. Önümüzdeki dönemde çayda yine gençlerin ve ailelerin ilgisini çekecek yeni ürünlerimiz ve salça sektöründe de katma değer yaratan yeni ürün üretimimiz gündemde olacak” diye konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.