Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Ekonomi

Kapsül Haber Ajansı - Ekonomi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ekonomi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş BTSO Meclisi’nin Konuğu Oldu Haber

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş BTSO Meclisi’nin Konuğu Oldu

BTSO Ekim Ayı Meclis Toplantısı Oda Hizmet Binası’nda gerçekleştirildi. Toplantının özel oturumuna Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Bursa Valisi Erol Ayyıldız, Bursa Milletvekilleri Refik Özen ve Emine Yavuz Gözgeç, BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, BTSO Meclis Başkanı Ali Uğur, AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan ve protokol üyeleri ile BTSO Meclis Üyeleri katıldı. BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, konuşmasına Cumhuriyetin 102’nci yaşını kutlayarak başladı. Cumhuriyet’in ilk yıllarında birkaç küçük atölyeyle başlayan üretim yolculuğunun bugün bu topraklardaki emeğin 200’den fazla ülkeye taşındığı güçlü bir kalkınma öyküsüne dönüştüğünü belirten Başkan Burkay, “Bu yükselişte Bursa her zaman öncü bir rol üstlendi. Ekonomi tarihimizin birçok dönüm noktası, Bursa’nın ufku, girişimci ruhu ve çalışkan insanlarının gayretiyle şekillendi. Bizler de bu büyük mirası çok daha güçlü bir geleceğe taşımak için çalışıyoruz.” dedi. “Türkiye Yüzyılı Şehirlerin Enerjisiyle Yükselecek” Türkiye Yüzyılı olarak tanımlanan dönemin devletlerden çok şehirlerin enerjisiyle yükselecek bir çağ olduğunu ifade eden Başkan Burkay, “Bu çağın üretim gücü, teknoloji üssü ve yenilik merkezi ise işte burada, Bursa gibi şehirlerden yükselecektir. Bu çatı altında aldığımız kararlarla Bursa’da üretim gücümüzün, ticaret kültürümüzün ve sanayimizin köklü birikimini yeni ufuklara taşıyoruz. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası olarak biz, geleceği bugünden inşa eden bir anlayışla çalışıyoruz. Bütün bu çabalarımızın tek bir amacı var, geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimize güçlü bir Türkiye bırakmak.” ifadelerini kullandı. “Hepimizin Ortak Sorumluluğu Var” Araştıran, sorgulayan, milli ve manevi değerlerine bağlı, aynı zamanda yeniliğe açık bir nesil yetiştirmenin en büyük sorumluluk olduğunu kaydeden Burkay, 2000 yılında nüfusun neredeyse yarısının 25 yaşın altında olduğunu, bugün bu oranın yüzde 38’lere kadar gerilediğini vurguladı. Bu tablonun aslında geleceğe dair çok ciddi bir uyarı anlamına geldiğine dikkat çeken Başkan Burkay, “Bu eğilim tersine çevrilmezse, üretimden eğitime, istihdamdan sosyal politikalara kadar her alanda önemli zorluklarla karşı karşıya kalabiliriz. Gençlerimiz bilgiye ulaşmanın kolaylığını yaşarken, kimlik algılarını zedeleyen ve değer dünyalarını aşındıran içeriklerle de karşı karşıyadır. Bu sessiz tehlike, toplumumuzun en derin damarlarını hedef almaktadır. Bu nedenle güçlü bir gelecek inşa etmek hepimizin ortak sorumluluğu.” dedi. “Aile Olmadan Güçlü Bir Gelecekten Söz Edemeyiz” BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, güçlü aile olmadan güçlü bir gelecekten de söz etmenin mümkün olmadığını belirterek, şunları kaydetti: “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde ilan edilen “Aile Yılı” ülkemizin toplumsal direncini güçlendiren, değerlerimizi merkeze alan önemli bir bakış açısıdır. Aile, bizim için bir kavramdan çok daha fazlasıdır. Aile, milletimizin en sağlam kalesi, kültürümüzün en derin köküdür. Aile güçlü olursa toplum da güçlü olur; aile zayıflarsa toplum da zayıflar. Bakanlığımızın bu alanda attığı adımlar, çocuklarımızdan yaşlılarımıza kadar uzanan güçlü bir dayanışma yapısı oluşturmuştur. İş dünyası olarak bizler de bu kapsamda üzerimize düşen her sorumluluğu almaya hazır olduğumuzu da özellikle ifade etmek istiyorum.” dedi. “Tüm Politikaların Odağında Aile Var” Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ise toplantıda yaptığı konuşmada, "Bursa, sadece Türkiye’nin değil bölgenin de kalkınma vizyonunu taşıyan bir şehir. Otomotivden tekstile, makineden gıdaya uzanan üretim zinciriyle ülkemizin ekonomisine güç kazandırıyor. Aynı zamanda sosyal kalkınmanın, dayanışmanın ve girişimci ruhun da örnek şehirlerinden biri olmayı sürdürüyor." dedi. Türkiye’nin ekonomik dinamizmini besleyen sosyal zemini güçlendirmek için çalıştıklarını söyleyen Bakan Göktaş, “İstihdamda, üretimde ve ihracatta başarı hikâyeleri yazan Bursa’mızın sosyal kalkınmada da öncü olmasını istiyoruz. Kadınların, gençlerin ve dezavantajlı grupların istihdamda yer almasını ve sosyal refahın kalıcı hâle gelmesini önemsiyoruz." ifadelerini kullandı. Aileyi ekonomik ve kültürel dayanıklılığın da temeli olarak gördüklerini belirten Göktaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın takdirleriyle ilan edilen ‘2025 Aile Yılı’nda, tüm politikaları kalkınmanın öznesi olan aileyi güçlendirecek biçimde şekillendirdiklerini vurguladı. “Genç Nüfusta Alarm Seviyesindeyiz” Türkiye’nin genç nüfusunun tüm dünya ile benzer biçimde azaldığını ifade eden Bakan Göktaş, şunları kaydetti: “Ülke nüfusumuzun yaş ortalaması 34 oldu. Artık yaşlanan bir nüfusumuz var. Dolayısıyla gelecek dönemde farklı sınamalardan geçme ihtimalimiz çok yüksek. Aile ve dinamik nüfus yapımızı korumak artık savunma sanayii kadar stratejik bir konu haline geldi. Böyle devam edersek çalışabilecek durumda olan gencimiz kalmayacak. Özellikle sanayicilerimiz bu sınamalardan en çok etkilenenler olacak. Bizler bu yüzden aileyi çok önemsiyoruz. Genç ve dinamik nüfus yapısı sağlam ve güçlü ailelerde oluşur. Bunun için elverişli çalışma ortamları da sağlamak zorundayız. Bu konuda artık alarm seviyesindeyiz.” Aileyi ve Toplumu Güçlendiren Yatırım İş dünyası ile sosyal sorumluluğu uzun vadeli bir değere dönüştürmek istediklerini ifade eden Mahinur Özdemir Göktaş, “Bu kapsamda kurumsal hayırseverliği bir sosyal dayanışma kültürü olarak yaygınlaştırmak için çalışmalar yürütüyoruz. Öncü kurumlarımız ve hayırseverlerimiz, yeni huzurevi, rehabilitasyon ve bakım merkezlerinin açılmasına öncülük ediyor. Sizlerle de benzer alanlarda çalışmalar yürütmek istiyoruz. Çalışanların çocuklarına yönelik kurumsal kreşlerin yaygınlaştırılmasını değerlendirebiliriz. Yaşlı ve engelliler için bakım evi ve gündüzlü destek merkezlerinin artırılması yönünde iş birlikleri kurabiliriz. Birlikte atacağımız her adım hem aileyi güçlendiren hem de toplumun geleceğine yapılan bir yatırım olacak." diye konuştu. “BTSO’yu Vizyoner Çalışmalarından Dolayı Tebrik Ediyorum” Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Sosyal refahın kalıcı olabilmesi için üretimle dayanışmanın el ele yürümesi gerekir. Bizler de kamu ve özel sektör arasında bu güçlü iş birliğini büyütmek istiyoruz. Bursa’nın köklü sanayi kültürü, yenilikçi girişimcilik anlayışı ve toplumsal duyarlılığıyla bu dönüşümde öncü bir rol oynayacağına inanıyoruz." dedi. Bakan Göktaş, şunları kaydetti: "Bugün dünyada rekabet sadece üretimle değil, insan kaynağının niteliğiyle, aile yapısının direnciyle ve toplumun sosyal bütünlüğüyle kazanılıyor. Bu nedenle biz, üretimi desteklerken aynı zamanda sosyal adaleti, fırsat eşitliğini ve toplumsal kapsayıcılığı da güçlendirmeyi sürdüreceğiz. Kadın istihdamını teşvik eden, gençlerin mesleki becerilerini artıran, sosyal sorumluluk bilincini güçlendiren her girişimin yanındayız. Bu vesileyle, ülkemizin kalkınmasına emek veren tüm iş insanlarımıza, sanayicilerimize ve girişimcilerimize teşekkür ediyorum. Bursa Ticaret ve Sanayi Odamızın kıymetli yöneticilerini, vizyoner çalışmaları dolayısıyla tebrik ediyorum." “Türkiye 85 Milyonluk Büyük Bir Aile” Bursa Valisi Erol Ayyıldız, Bakan Göktaş’ı Bursa’da ağırlamaktan memnuniyet duyduklarını ifade etti. Türkiye’nin 85 milyonluk büyük bir aile olduğunu belirten Ayyıldız, "Bursa geçmişte evlerdeki tezgâhlardan sanayiye katkı yapan bir şehirken bugün devasa bir ekonomi haline geldi. Ekonomi anlamında büyük bir aileyiz. 'Bursa büyürse Türkiye büyür' anlayışında da esas olan bu." dedi. Vali Ayyıldız, "Geçmişte 'En iyi patron devlettir' anlayışı vardı. Şimdi bizler evin patronunu ekonominin patronu haline getirirsek çok daha parlak bir geleceğe kavuşabiliriz. En iyi patron hanımefendilerdir." şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay ve Meclis Başkanı Ali Uğur, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’a hediye takdim etti. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Türk Ticaret Bankası Bursa Şubesi Hizmete Açıldı Haber

Türk Ticaret Bankası Bursa Şubesi Hizmete Açıldı

Türkiye'nin ihracat odaklı büyümesinde etkin rol alma ve ihracatçının ana bankası olma hedefiyle faaliyetlerine yeniden başlayan Türk Ticaret Bankası'nın Bursa Şubesi hizmete açıldı. Açılışa Ticaret Bakan Yardımcısı Özgür Volkan Ağar, Türk Ticaret Bankası Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü İlker Yeşil, Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) Koordinatör Başkanı Baran Çelik'in yanı sıra bölgede faaliyet gösteren çok sayıda ihracatçı katıldı. Volkan Ağar: "Türk Ticaret Bankası Bursa şubesinin şehrimize katkı sunmasını temenni ediyorum" Ticaret Bakan Yardımcısı Özgür Volkan Ağar açılış töreninde yaptığı konuşmada, Bursa'nın dünyanın dört bir yanına ihracat yapan önemli bir üretim merkezi olduğunu söyledi. Bursa'yı ihracatta daha da ileriye taşımak istediklerini belirten Ağar, "Açılışını gerçekleştirdiğimiz Türk Ticaret Bankası'nın Bursa Şubesi'nin de şehrimizin ekonomik dinamizmine ve ihracat kapasitesine uzun vadeli katkılar sunmasını temenni ediyorum. İhracatçılarımızın finansmana erişimini kolaylaştıracak bu tür adımların, firmalarımızın küresel pazarlarda rekabet gücünü artıracağına ve ülkemizin ihracat hedeflerine önemli katkı sağlayacağına inanıyorum" dedi. İlker Yeşil: "'Fijital' bankacılıkla ihracatçılarımıza en hızlı şekilde ulaşmak istiyoruz" Türk Ticaret Bankası Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü İlker Yeşil de konuşmasında, Bursa'nın üretim ve ihracattaki öneminin altını çizdi. En çok ihracat yapan iller arasında yer alan Bursa'da şube açmaktan duydukları memnuniyeti dile getiren Yeşil, şöyle devam etti: "Türk Ticaret Bankası olarak ilk şubelerimizden birini Bursa'da açmamız, yalnızca bankamız için değil ülke ekonomimiz için de büyük önem taşıyor. Biz ihracatçılarımıza hem geleneksel hem de dijital bankacılık sunuyoruz. 'Fijital' bankacılık dediğimiz modeli uygulayarak, en hızlı şekilde ihracatçılarımıza ulaşmayı planlıyoruz. Yıl sonuna kadar finansman desteği vereceğimiz ihracatçı sayısını 1.000'e, toplam finansman desteğini de 75 milyar TL'ye yükseltmeyi hedefliyoruz. Finansman desteğinin yanı sıra zor pazarlar, değişen mevzuat gibi konularda küresel rekabette avantaj sağlayabilmeleri için firmalara danışmanlık vereceğiz." Baran Çelik: "Türk Ticaret Bankası'nın yeniden ekonomiye kazandırılması stratejik bir adım" UİB Koordinatör Başkanı Baran Çelik ise, Türk Ticaret Bankası'nın yeniden ekonomiye kazandırılmasını, ihracatçı sektörler için stratejik bir adım olarak değerlendirdi. Bursa'nın 17 milyar dolar ihracat hacmiyle, Türkiye'nin üretim ve dış ticaretinin lokomotif kentlerinden biri olduğunu vurgulayan Çelik, şunları söyledi: "Bu güçlü ekosistemin sürdürülebilirliği için finansmana erişim, teminat ve nakit akışı yönetimi hayati önem taşıyor. Türk Ticaret Bankası'nın Bursa'da faaliyete başlamasını, ihracatçılarımıza yeni çözümler sunacak önemli bir kazanım olarak görüyoruz. Kurumumuzla kurulacak iş birliklerinin, sektörlerimizin küresel rekabet gücüne katkı sağlayacağına inanıyorum. Bankanın şehrimize ve ülke ihracatına hayırlı olmasını diliyorum." Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

PLASFED: Yüksek Faiz ve Kredi Sorunu Sanayiciyi Zorluyor Haber

PLASFED: Yüksek Faiz ve Kredi Sorunu Sanayiciyi Zorluyor

Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz, finansmana erişim zorlukları ve nitelikli iş gücü ihtiyacının sektörün önünü ciddi şekilde tıkadığını belirterek, yetkililere acil çözüm çağrısında bulundu. Karadeniz, özellikle yurt dışıyla rekabet eden Türk plastik sanayisinin karşı karşıya olduğu finansal engellere dikkat çekti. Yüksek faiz oranları ve krediye erişimdeki güçlüklerin, sanayicilerin hem mevcut üretimlerini sürdürmesini hem de uzun vadeli yatırımlarını planlamasını zorlaştırdığını ifade eden Karadeniz, “Sanayiciler, finansmana ulaşamadıkları için yeni makine ve teknoloji yatırımlarını gerçekleştiremiyor, Ar-Ge projelerini ertelemek zorunda kalıyor. Bu durum sadece üretimi etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda Türkiye’nin ihracat kapasitesini doğrudan sınırlıyor ve küresel pazarlarda rekabet gücümüzü zayıflatıyor” dedi. Makro veriler sanayicinin yaşadığı tabloyu teyit ediyor Son açıklanan ekonomik göstergelerin de sanayicinin yaşadığı tabloyu desteklediğini belirten Karadeniz, “Eylül ayında açıklanan imalat sanayi PMI verisi yeniden daralma bölgesinde kaldı; bu da üretimdeki yavaşlamanın sürdüğünü gösteriyor. Aynı dönemde TÜFE’nin yıllık bazda yüzde 33,29 olarak gerçekleşmesi, üretici üzerindeki maliyet baskısının azalmadığını ortaya koyuyor. Yüksek enflasyon, enerji ve hammadde fiyatlarındaki dalgalanma ile birleşince sanayici üzerindeki yük daha da ağırlaşıyor. Bu nedenle, sadece finansmana erişim değil, makroekonomik istikrarı da önceleyen bütüncül bir politika yaklaşımına ihtiyaç var. Sanayicinin nefes alabilmesi için üretim maliyetlerini düşürecek, yatırımı teşvik edecek ve güven ortamını güçlendirecek adımların bir an önce atılması gerekiyor” diye konuştu. Yatırım ve üretim planları erteleniyor Sanayicilerin yüksek faiz oranları ve krediye erişimdeki sorunlar nedeniyle üretimlerini sürdürmekte büyük güçlük çektiğini anlatan Karadeniz, sanayicinin, günlük üretim süreçlerinde olduğu kadar uzun vadeli stratejik planlamada da ciddi risklerle karşı karşıya kaldığını ifade etti. Finansmana ulaşamayan işletmelerin yatırım ve üretim planlarını ertelemek zorunda kaldığını kaydeden Karadeniz, “Ar-Ge projeleri askıya alınıyor. Bunun sonucu olarak Türkiye’nin ihracat kapasitesi daralıyor ve küresel pazarlarda rekabet gücümüz giderek azalıyor. Eğer bu sorunlara acil ve kapsamlı çözümler getirilmezse, sektörümüz ciddi kayıplarla karşı karşıya kalacak” dedi. “Türk sanayicisi dayanıklılığını koruyor” Artan konkordato başvurularına da dikkat çeken çatı kuruluş PLASFED Başkanı, sanayicinin önünü açacak yapısal reformların ve finansal desteklerin artık ertelenemez boyutta olduğunu ifade etti. Devlet ve özel sektörün iş birliğiyle atılacak adımların sektörün hem üretim hem de ihracat kapasitesini güçlendireceğini kaydeden Karadeniz, “Zorluklara rağmen Türk sanayicisi dayanıklılığını koruyor. Ancak geleceğe güvenle bakabilmek için devlet, finans sektörü ve sanayiciler arasında güçlü bir iş birliği şart” ifadelerini kullandı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Türk Kuru İncir İhracatçılarından Avrupa Birliği’ne; “Kuru İncirde Ev Ödevimizi Yapıyoruz” Mesajı Haber

Türk Kuru İncir İhracatçılarından Avrupa Birliği’ne; “Kuru İncirde Ev Ödevimizi Yapıyoruz” Mesajı

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Işık, 2023 ve 2024 yıllarından sonra 2025 yılında da Brüksel’de Avrupa Komisyonu’nun Sağlık ve Gıda Güvenliği Genel Müdürlüğü (DG SANTE) yetkilileriyle bir araya gelerek kuru incir ihracatında uygulanan resmî kontroller ve gıda güvenliği alanındaki güncel gelişmeleri değerlendirdiklerini, sektörün Avrupa Birliği nezdinde en üst düzeyde temsil edildiği bir buluşma olduğunu vurguladı. Kuru incirde ev ödevimizi yaptığımızı anlattı Avrupa Birliği ve Avrupa Kuru Meyve, Kabuklu Yemişler, Konserveler ve Benzeri Ürünler Ticaret Federasyonu (FRUCOM) yetkilileriyle sürekli iletişim halinde olduklarını dile getiren Başkan Işık, Türkiye’nin kuru incir ihracatındaki gıda güvenliği standartlarını AB düzeyinde güçlendirmeyi ve sektörün sürdürülebilir geleceğini güvence altına almayı hedeflediklerini, Türkiye tarafında sürdürülebilirlik adına yürütülen çalışmalar hakkında AB ve FRUCOM yetkililerini bilgilendirdiklerini vurguladı. Işık, “Sağlıklı kuru incir üretimi için ev ödevimizi yerine getirdiğimiz mesajını AB yetkilerine verdiğimize inanıyoruz” dedi. “Kuru incir sektöründe sorunların çözümüne yönelik olarak uzun yıllardır tüm paydaşlarla yürüttüğümüz bilimsel ve teknik çalışmaları Avrupa Komisyonu’nun ilgili birimlerine doğrudan anlattık” diyen Işık, “Kuru incirde aflatoksin ve okratoksin risklerinin azaltılmasına yönelik yürütülen izleme, önleme ve kontrol tedbirlerimizi kapsamlı şekilde sunduk. İklim değişikliğinin mikotoksin oluşumu, kuraklık, toprak verimliliği ve gıda güvenliği üzerindeki etkilerine dikkat çektik. Toprak yönetimi, su kaynaklarının korunması ve organik madde artışına yönelik bilimsel araştırma ve sürdürülebilir üretim girişimlerini de Avrupa Komisyonu ile paylaştık. Türk kuru meyve sektörünün Avrupa’daki itibarını güçlendiren bu temaslarımız, sürekli ve doğru bilgi akışının sağlanması ve yürüttüğümüz çalışmaların AB nezdinde kabul görmesi açısından büyük önem taşıyor. Toplantıya çevrimiçi bağlanan kuru incir sektöründe dünya çapında bir otorite olan Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği Başkanı Prof. Dr. Uygun Aksoy’un katkıları, uzun yıllardır Birliğimizin yürüttüğü çalışmaların önemini, paydaşlarımızla kurduğumuz yakın iş birliğini ortaya koydu. Bu temaslar sonrasında Avrupa Birliği’ne kuru incir ihracatında yüzde 30 olan aflatoksin ve okratoksin kontrol sıklığının yüzde 10 seviyesine düşürülmesini hedefliyoruz” şeklinde konuştu. EİB’den AB ile Süreklilik Arz Eden Diyalog “EİB’nin yürüttüğü bu temaslar, Türkiye’nin kuru incir ihracatındaki gıda güvenliği standartlarını AB düzeyinde güçlendirmeyi ve sektörün sürdürülebilir geleceğini güvence altına almayı hedefliyor” diyen Işık sözlerini şöyle tamamladı: “FRUCOM etkinliği Gıda Güvenliği, Beslenme ve İletişim ve Sürdürülebilirlik başlıklı üç ana panelde gerçekleştirildi. Gıda güvenliği panelinde EFSA ve DG SANTE yetkilileriyle birlikte sektörün veri paylaşımı, maksimum limitler (MLs) ve güncel kontaminant düzenlemeleri tartışıldı. Panelde, EFSA’nın veri toplama sisteminin yeniden yapılandırılması, bazı kontaminantların maksimum seviyeleri ile izleme ve ölçüm önerileri ele alınırken, sektör ve Komisyon arasındaki iş birliği ve eğitim planları da değerlendirildi. Beslenme ve sürdürülebililik panellerinde ise dengeli beslenmede kuru meyve ve kuruyemişlerin rolü, tüketici farkındalığı ile sürdürülebilir tarım, toprak yönetimi ve AB sürdürülebilirlik kriterleri üzerine değerlendirmeler yapıldı.” Avrupa Komisyonu’ndan Türkiye’ye Takdir Avrupa Komisyonu temsilcileri, Türkiye’nin kuru incir üretiminde gösterdiği bilimsel yaklaşımı ve izleme çalışmalarını memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, iklim değişikliğinin getirdiği zorluklara karşı yürütülen sürdürülebilirlik çalışmalarını takdir ettiklerini vurguladılar. Kuru incir ihracatında AB’nin liderliği sürüyor Kuru incir ihracatında 2024/25 sezonunun bitmesine günler kala, Türkiye 61 bin 281 ton kuru incir ihracatı karşılığında 367 milyon 821 bin dolar döviz getirisi elde etti. Kuru incir ihracatı önceki sezona göre miktar bazında yüzde 11 gerilerken, döviz getirisi yüzde 12 artış gösterdi. Türkiye’nin kuru incir ihracatında Avrupa Birliği 20 bin 721 bin tonluk talep ve 136 milyon 773 bin dolarlık tutarla en büyük ihraç pazarı konumunu korudu. AB, Türkiye’nin kuru incir ihracatından yüzde 34 pay aldı. Türk kuru incirini en çok talep eden AB ülkeleri 43 milyon dolarla Fransa, 42 milyon dolarla Almanya ve 14 milyon dolarla İtalya şeklinde sıralandı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Emeklinin Enflasyonu Yüzde 120'yi Geçti Haber

Emeklinin Enflasyonu Yüzde 120'yi Geçti

Gerçek enflasyon oranının yüzde 120 sınırını da aştığını dile getiren Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) Uludağ Şube Başkanı Kenan Pars, enflasyon farkı ile birlikte seyyanen zam talep etti. GERÇEK ENFLASYON YÜZDE 120'Yİ AŞTI SGK ve Bağ-Kur emeklilerinin toplam enflasyona göre maaş zammı aldıklarını kaydeden TÜED Uludağ Şube Başkanı Kenan Pars, "3 aylık resmi enflasyon yüzde 7,50 oldu. Yapılacak bu zam; Ocak ayı maaşlarına yansıyacağı için ekim, kasım ve aralık için aylık enflasyon oranında birikimli olarak hesaplanacak. Enflasyonun özellikle emeklilerin üzerindeki baskısının her geçen gün daha da arttığı bir dönemde yüzde 10'u bile bulmayan bir zam oranını konuşmak gerçekten acı verici. En düşük emekli aylığı, 3 aylık enflasyonla yüzde 7,50 oranında eriyerek 15 bin 615 liraya geriledi. Emeklinin sadece son 3 aydaki alım gücü kaybı bin 266 liraya karşılık geldi. Bu rakamlar, sadece TÜİK'in açıkladığı verilere göre. Ancak bağımsız akademisyenlerin oluşturduğu ENAG'a göre 12 aylık enflasyon, yüzde 63,23 oranında. Emeklilere göreyse gerçek yıllık enflasyon oranı, yüzde 120'nin üzerinde. TÜİK'in enflasyon sepetindeki pinpon topu, buji gibi şeyler bizi ilgilendirmiyor. Emeklinin hissettiği yüzde 120'yi aşan enflasyonu, çarşı-pazara göre söylüyoruz. Bu tablo, nasıl görmezden gelinir? Enflasyon, emekliyi perişan ediyor." diye konuştu. YOKSULLUK SINIRI 4 ASGARİ ÜCRETİ GEÇTİ TÜRK-İŞ'in Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırmasının Eylül 2025 sonuçlarına da dikkati çeken Kenan Pars, "4 kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eden 'açlık sınırı' 27 bin 970 lira oldu. Gıda, giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen 'yoksulluk sınırı' 91 bin 109 lira. Yoksulluk sınırı, 4 asgari ücreti geçmiş durumda. Bekâr bir çalışanın 'yaşama maliyeti' de aylık 36 bin 305 lira oldu. Bir kişinin yaşama maliyeti ile asgari ücret arasındaki fark, 14 bin 201 liraya ulaştı. Bu farkı, en düşük emekli maaşına göre hesaplarsak 19 bin 424 lira gibi bir rakam karşımıza çıkıyor. Yani emekli bir bekârın, çift emekli maaşı olmalı ki yaşayabilsin! Vatandaşımızın insani koşullarda yaşaması, asgari geçimini sağlayabilmesi için yapabileceği pek bir şey yok. Tüm emeklilere enflasyon oranı ile birlikte seyyanen bir refah payı talep ediyoruz. Hükumet, en düşük emekli maaşını asgari ücret seviyesine getirerek insanımızın daha fazla çile çekmesinin önüne geçmelidir." ifadelerini kullandı.

VakıfBank 1 Milyar Dolarlık DPR Seküritizasyon İşlemine İmza Attı Haber

VakıfBank 1 Milyar Dolarlık DPR Seküritizasyon İşlemine İmza Attı

VakıfBank, havale akımlarına dayalı DPR (Diversified Payment Rights) seküritizasyon programı kapsamında 425 milyon Euro ve 524 milyon dolar tutarında olmak üzere toplamda 1 milyar dolar eşdeğerinde işlemi başarıyla tamamladı. 5 ile 10 yıl arasında değişen vadelerle gerçekleştirilen işlem, Avrupa ve Orta Doğu başta olmak üzere Asya ve Amerika’dan toplam 8 yatırımcı tarafından fonlandı. Bu ikinci işlemle Banka’nın 2025 yılı içinde DPR programı kapsamında sağladığı toplam fonlama tutarı 1,7 milyar dolara ulaşmış oldu. VakıfBank, Türkiye’nin en büyük ikinci bankası olarak, dış ticaret işlemlerindeki güçlü pozisyonu ve artan işlem hacminin katkısıyla DPR programının kapasitesini daha da büyüttü. VakıfBank’ın DPR programı, yabancı para borçlanma araçları arasında yatırım yapılabilir nota sahip tek enstrüman olma özelliğiyle öne çıkıyor. “İhracat, yatırım ve istihdamı önceleyen projelere kaynak sağlayacağız” DPR programına yönelik güçlü uluslararası talebin VakıfBank’ın sağlam bilançosuna ve Türkiye ekonomisine duyulan güvenin açık bir göstergesi olduğunu belirten VakıfBank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, “1 milyar dolar eşdeğerindeki bu ikinci işlemle birlikte 2025’te DPR kapsamında sağladığımız fonlamayı 1,7 milyar dolara taşıdık. Seçici kredi politikamız doğrultusunda söz konusu kaynağı ihracat, yatırım ve istihdamı destekleyen projelere yönlendirmeyi sürdüreceğiz” dedi. Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in, DPR programı notunu 2024 yılının Eylül ayında “BB+” seviyesinden “BBB-“ ile yatırım yapılabilir seviyeye çıkardığını hatırlatan Üstünsalih, “ Bu durum, söz konusu programa özellikle kurumsal nitelikli yatırımcıların da ilgisini artırdı” ifadesinde bulundu. Üstünsalih, işleme yönelik açıklamasına şöyle devam etti: “5 – 10 yıl aralığındaki vadeler, fonlama yapımızın vade uyumunu ve öngörülebilirliğini güçlendirirken; Avrupa ve Orta Doğu ağırlıklı olmak üzere 4 kıtadan 8 yatırımcı ile sağladığımız çeşitlendirme, hem erişim hem maliyet tarafında esneklik yarattı. DPR programımızı, kurumsal, ticari ve KOBİ segmentlerinde ihracat, yatırım ve istihdamı önceleyen projelere kaynak sağlayacak biçimde konumlandırıyoruz.” VakıfBank, DPR programlarında açık ara pazar lideri VakıfBank, söz konusu işlemle birlikte 2025 yılında yurtdışından havale akımlarına dayalı en yüksek tutarlı kaynağı sağlayan Türk bankası konumuna ulaştı. Banka, bugüne kadar DPR programı kapsamında sağlanan fonlama tutarında, Türkiye’deki DPR programları arasında toplam ihracın yaklaşık yüzde 40’ını tek başına gerçekleştirerek açık ara pazar lideri konumunda bulunuyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Otomotiv İhracatı Eylülde 3,7 Milyar Dolar Oldu Haber

Otomotiv İhracatı Eylülde 3,7 Milyar Dolar Oldu

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) verilerine göre, Türkiye otomotiv endüstrisi ihracatı eylülde geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 7,7 artışla 3 milyar 661 milyon dolar oldu. Türkiye ihracatında birinci sırada yer alan endüstrinin aldığı pay ise yüzde 16,2 olarak gerçekleşti. Yılın ilk dokuz ayında otomotiv endüstrisi ihracatı geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 12 artarak 30 milyar 205 milyon dolar oldu. OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, eylülde Eşya Taşımaya Mahsus Motorlu Taşıtlar ve Otobüs Minibüs Midibüs ürün gruplarında çift haneli artış gerçekleştirdiklerini söyledi. Çelik "Almanya'ya yüzde 44, Fransa'ya yüzde 32, İspanya'ya yüzde 77 ihracat artışı kaydettik" diye konuştu. Tedarik endüstrisi ihracatı yüzde 5 arttı Eylülde en büyük ürün grubu olan Tedarik Endüstrisi ihracatı yüzde 5 artışla 1 milyar 416 milyon dolar olurken, Binek Otomobiller ihracatı %1 azalarak 1 milyar 77 milyon dolar oldu. Eşya Taşımaya Mahsus Motorlu Taşıtlar ihracatı %55 artışla 697 milyon USD, Otobüs-minibüs-midibüs ihracatı %30 artışla 258 milyon USD, Çekiciler ihracatı da %25 düşüşle 185 milyon USD olarak gerçekleşti. Tedarik Endüstrisinde en fazla ihracat yapılan ülke olan Almanya'ya ihracat %11 arttı. Önemli pazarlardan Romanya'ya %24, İtalya'ya %26, Polonya ve Belçika'ya %17, Slovenya'ya %42 ihracat artışı yaşanırken, İspanya'ya %12, Rusya Federasyonu'na ise %62 ihracat düşüşü kaydedildi. Binek otomobillerde en fazla ihracat yapılan ülke olan Fransa'ya ihracat %10 artarken, önemli pazarlardan İspanya'ya %74, Almanya'ya %39 ihracat artışı, İtalya'ya %71, Slovenya'ya %18, Polonya'ya %25 ihracat düşüşü yaşandı. Eşya Taşımaya Mahsus Motorlu Taşıtlarda ise Almanya'ya %386, İspanya'ya %359, Fransa'ya %122 ihracat artışı, Birleşik Krallık'a %16 ihracat düşüşü oldu. Otobüs-Minibüs-Midibüslerde Fransa'ya %78, Almanya'ya %730, İspanya'ya %172, Birleşik Krallık'a %42 ihracat artışı kaydedildi. Lider Almanya'ya ihracatta yüzde 44 artış Ülke grubu pazarında en fazla ihracat yapılan ülke olan Almanya'ya ihracat eylülde yüzde 44 artışla 608 milyon USD oldu. Fransa %32 ihracat artışı ve 459 milyon USD'lik ihracat rakamı ile ikinci büyük pazar oldu. Üçüncü büyük pazar konumundaki Birleşik Krallık'a yönelik ihracat ise %16 düşüşle 368 milyon USD olarak gerçekleşti. Eylülde önemli pazarlardan İspanya'ya %77, Romanya'ya %31, Fas'a %31, Yunanistan'a %218, Avusturya'ya %48, Portekiz'e %46 ihracat artışı yaşanırken, İtalya'ya %26, Polonya'ya %18, Rusya'ya %62 ihracat düşüşü kaydedildi. AB ülkelerine ihracat yüzde 19 arttı Eylülde ülke grubu bazında lider olan Avrupa Birliği Ülkeleri ihracattan yüzde 74 pay aldı. AB Ülkelerine ihracat yüzde 19 artışla 2 milyar 704 milyon dolar oldu. Diğer Avrupa Ülkeleri %12 pay ile ülke grupları arasında ikinci sırada yer alırken, bu ülke grubuna yönelik ihracat %14 azaldı. Eylül ayında Afrika Ülkelerine %22 ihracat artışı yaşanırken, Bağımsız Devletler Topluluğuna %43, Ortadoğu Ülkeleri'ne %12 düşüş kaydedildi.

Otonom Sürüş Devrimi: Bir Yılda 1 Milyon LiDAR Üretimi Haber

Otonom Sürüş Devrimi: Bir Yılda 1 Milyon LiDAR Üretimi

Şirket, 2025 yılı içinde 1.000.000’uncu lidar ünitesinin üretimini tamamlayarak, dünya çapında bir yılda bir milyon adedin üzerine çıkan ilk lidar şirketi unvanını kazandı. Bu rekor, Lidar'ın (Işık Algılama ve Mesafe Ölçümü) otonom sürüş (ADAS) sistemlerinde artık bir lüks olmaktan çıkıp, seri üretimde bir endüstri standardı haline geldiğini gösteriyor. Kurumsal Vizyon Gerçekleşiyor: Her 100 Araçtan Biri 3 Boyutlu Algılayacak Hesai'nin bu kilometre taşı, şirketin kuruluşundan bu yana belirlediği ilk büyük vizyonunu 2025 yılında neredeyse tamamen gerçekleştirdiğini gösteriyor: "2025 yılına kadar dünya çapındaki araçların %1'ini 3D algı ile donatmak." Hesai Kurucu Ortağı ve CEO'su David Li, "Belirlediğimiz 2025 vizyonu artık ulaşılabilir durumda ve bu, bizim için gurur verici bir an," dedi. Li, yapay zekâ çağının büyük hayalleri gerçekleştirmek için zemin hazırladığını ve lidar'ı akıllı araçlar ve robotların 'gözü' yapmaya devam edeceklerini belirtti. 2025'te küresel yeni otomobil üretiminin yaklaşık 88.7 milyon ünite olacağı öngörülürken, Hesai'nin 1 milyon adetlik üretimi, bu hedefe ne denli yaklaştığının somut kanıtı. Üretim Devrimi ve Pazar Hakimiyeti Hesai'nin başarısının ardında, endüstri lideri üretim sistemi yatıyor. Tamamen otomasyonla çalışan üretim hatları, her 20 saniyede bir lidar üretebilme kapasitesine sahip. Ayrıca, şirketin yedi temel lidar bileşenini bağımsız olarak geliştiren tek şirket olması, pazardaki rekabet avantajını katlıyor. Hesai, 2025 yılı itibarıyla global otomotiv lidar pazarında üç önemli alanda zirvede yer alıyor: Genel otomotiv lidar pazar payı. Gelişmiş Sürücü Destek Sistemleri (ADAS) lidar pazar payı. Seviye 4 otonom sürüş lidar pazar payı. Otomotiv Devlerinin Ortak Tercihi Hesai, 2025-2027 yılları arasında seri üretime girmesi planlanan 24 farklı OEM’e ait 120’den fazla araç modelinde standart güvenlik özelliği olarak yer almayı garantiledi. Bu kapsamlı anlaşmalar, teknolojiye olan talebin ne kadar hızlı arttığını gözler önüne seriyor. Şirketin global ortakları arasında üst düzey bir Avrupalı OEM, Li Auto, Xiaomi, Geely, Audi ve GM gibi devler yer alıyor. Robotik alanında ise Hesai, Motional, Baidu, Didi ve Pony.ai dahil olmak üzere dünyanın en büyük on robotaksi servis sağlayıcısından dokuzuna tedarik sağlıyor. 2025 yılının ikinci çeyreği itibarıyla, Hesai ADAS ve robotik pazarlarında kümülatif olarak 1.37 milyondan fazla lidar ünitesi teslim etmiş durumda. Hesai, 2025 yılı için toplam üretim kapasitesini 2 milyon adet olarak planlarken, yıl sonu teslimat beklentisini 1.2 ila 1.5 milyon ünite arasında tutuyor. Bu, otonom ve akıllı araç teknolojilerinin ticarileşme hızının beklentilerin çok üzerinde olduğunun en açık kanıtı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.