Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Enerji Verimliliği

Kapsül Haber Ajansı - Enerji Verimliliği haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Enerji Verimliliği haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Danfoss Sodex Fuarı’nda Yeni Kompresör Portföyünü ve Marka Dönüşümünü Tanıttı Haber

Danfoss Sodex Fuarı’nda Yeni Kompresör Portföyünü ve Marka Dönüşümünü Tanıttı

Danfoss, 22-25 Ekim Tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen ISK-Sodex 2025’te HVAC-R sektörüne yönelik en güncel ürün ve çözümlerini tanıttı. Türkiye pazarı için yeni marka kimliğinin ilk kez sergilendiği fuarda, Danfoss’un Palladio’yu satın almasıyla genişleyen kompresör portföyü de sektörle buluştu. Palladio lansmanı Türkiye’de gerçekleşti Danfoss, doğal ve düşük GWP’li soğutkanlarla çalışan büyük ölçekli HVAC/R sistemlerini destekleyecek şekilde kompresör portföyünü genişletti. Palladio Kompresörleri ile başarılı iş birliğini ileri taşıyarak yüksek kondenzasyon endüstriyel ısı pompaları ve büyük soğutma uygulamalarında ilerleme sağlayan Danfoss, yeni ürünleri ile Sodex Fuarı’nda gövde gösterisi yaptı. Danfoss’un HVAC/R sistemlerine yönelik stratejik büyüme hamlesi olan Palladio satın alımı, fuarda kırmızı kurdele kesiminin yapıldığı sembolik bir lansmanla duyuruldu. Bu satın alma, yüksek kondenzasyon endüstriyel ısı pompaları ve büyük ölçekli soğutma uygulamaları için vidalı kompresör teknolojisinin Danfoss portföyüne entegre edilmesini sağlıyor. Yen anfoss Vidalı serisi, orta segment 70-250 TR kapasite aralığı uygulamalara özel çözümler sunarak sektördeki boşluğu dolduruyor. Danfoss’un Palladio Kompresörleri’ni satın almasıyla birlikte, mevcut kompresör portföyü önemli ölçüde genişledi. Bu stratejik hamle, hafif ticari konfor uygulamalarından büyük ölçekli proses soğutma, ısıtma ve endüstriyel soğutmaya kadar uzanan kapsamlı çözümleri mümkün kılıyor. Son iki yılda Danfoss ve Palladio, özellikle yüksek kondenzasyon endüstriyel ısı pompaları teknolojik sinerjiler geliştirerek bu alandaki rekabetçi ve ileri seviye uygulamaların önünü açtı. Danfoss, doğal ve düşük GWP’li soğutkanlarla çalışan kompresörleri sayesinde müşterilerini yeni pazarlarda desteklemeye hazır. Yeni markalanacak Vidalı serisi, Ar-Ge, üretim ve satış kapasitesine yönelik artan yatırımlarla güçlendirilerek pazarda sağlam bir konum elde edecek. En yeni ürünler bir arada sunuldu Danfoss standında, podyumlarda öne çıkarılan Palladio, Turbocor, Bock ve VZN, PSG Scroll (propanla çalışan) gibi ana kompresör ürünlerinin yanı sıra; endüstriyel soğutma sistemleri ve farklı ısı eşanjörleri de yer aldı. Ayaklı stantta ise hat ekipmanları, genleşme vanaları, elektronik kontrol cihazları ve sistem yöneticileri gibi daha hafif ve kompakt ürünler bir arada sunuldu. 80” dokunmatik ekran üzerinden ziyaretçiler, Danfoss’un tüm çözümlerini etkileşimli şekilde inceleyebildi. Ayrıca standın üst kısmındaki curve ekran, öne çıkan ürün ve mesajları dinamik biçimde aktardı. Açıkhava reklam alanlarında ise Danfoss Akademi gibi stratejik içerikler yer aldı. Etkileşimli stand deneyimi ve ürün çeşitliliği ile öne çıkan Danfoss, MENA ve Orta Asya’dan gelen katılımcılarla bölgesel bir etkileşim gerçekleştirme imkanı buldu. Fuarda Danfoss İklimlendirme Çözümleri Başkanı Kristian Strand, Danfoss İklimlendirme Çözümleri Global Satış Başkanı Stephane Nassau, Danfoss İklimlendirme Çözümleri Türkiye, Orta Doğu ve Afrika Ortak Satış Kıdemli Direktörü Ziad Al Bawaliz ve Danfoss İklimlendirme Çözümleri OEM & Gıda Perakende Türkiye Satış Direktörü Sertan Genç’in katılımıyla gerçekleşen birebir müşteri toplantıları, Danfoss’un global vizyonunu Türkiye pazarıyla buluşturdu. Fuar, Engineering Tomorrow söyleminin yerini alan sade marka kimliğinin de Türkiye’deki ilk gösterimi oldu. Danfoss, Sodex Fuarı’nda en yeni ürünlerini katılımcılarla buluştururken, aynı zamanda Türkiye pazarına ve bölgeye yönelik stratejisini daha da derinleştirdi. Danfoss İklimlendirme Çözümleri Başkanı Kristian Strand konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “HVAC-R sektörünün dönüşümünde öncü rol üstlenmek, yalnızca teknolojik yeniliklerle değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik ve iş birliği kültürüyle mümkün. Sodex Fuarı’nda sergilediğimiz çözümler, Danfoss’un bu vizyonunu somutlaştırıyor. Palladio Kompresörleri’nin portföyümüze katılması, yüksek kondenzasyon endüstriyel ısı pompaları ve büyük ölçekli soğutma uygulamalarında müşterilerimize daha geniş ve esnek çözümler sunmamıza olanak tanıyor. Türkiye pazarı, dinamik yapısı ve stratejik konumuyla bu dönüşümde kilit bir rol üstleniyor. Yeni marka kimliğimizle birlikte, bölgedeki varlığımızı daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz.” Danfoss İklimlendirme Çözümleri OEM & Gıda Perakende Türkiye Satış Direktörü Sertan Genç ise şunları söyledi: “Türkiye’deki müşterilerimizin ihtiyaçlarını derinlemesine anlayarak geliştirdiğimiz çözümler, artık daha da güçlü bir portföyle destekleniyor. Palladio’nun vidalı kompresör teknolojisi, özellikle orta segment enerji verimliliği aranan uygulamalarda fark yaratacak. Bu satın alma, yalnızca ürün çeşitliliğimizi artırmakla kalmıyor; aynı zamanda sistem tasarımı, enerji verimliliği ve yatırımın geri dönüş süresi gibi kritik kriterlerde müşterilerimize daha fazla esneklik sunuyor. Sodex Fuarı’nda gördüğümüz ilgi, bu stratejik adımın pazarda nasıl bir karşılık bulduğunu açıkça gösteriyor.” Palladio Kompresörleri, 1 Ekim 2025 itibarıyla Danfoss Ticari Kompresörler Bölümü’ne dahil oldu. Danfoss’un stratejik olarak pazar varlığını büyütme ve genişleme hedefiyle tamamen uyumlu olan bu satın alma ile şirket, tesis büyümesini ve inovasyonu desteklemek amacıyla Ar-Ge uzmanları, mühendisler ve teknisyenler dâhil olmak üzere ek personel istihdam etmeyi planlıyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Biyoteknoloji ile 122 Yaşına Kadar Yaşamak Mümkün Haber

Biyoteknoloji ile 122 Yaşına Kadar Yaşamak Mümkün

Yaklaşık 2,7 milyon metrekare alanda ve 4,5 milyar dolar yatırımla kurulan Biyoteknoloji Vadisi, Türkiye’nin bilim ve teknoloji odaklı kalkınma hedeflerinde stratejik bir rol üstleniyor. Araştırma, üretim, girişimcilik ve sanayi iş birliğini aynı yapıda bir araya getiren vadi; ulusal biyoteknoloji kapasitesini güçlendirmeyi amaçlıyor. Biyoteknoloji Sanayicileri Derneği (BİYOSAD) ve Biyoteknoloji İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (BİOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ercan Varlıbaş, Türkiye’nin ekonomik büyüklükte 22., biyoteknolojide ise 48. sırada olduğuna dikkat çekerek, “Bu tabloyu değiştirmek için Türkiye’yi 10 yıl içinde biyoteknolojide ilk 10 ülke arasına taşımayı hedefliyoruz” dedi. Varlıbaş, vadinin yalnızca üretim ve Ar-Ge alanı değil, ulusal inovasyon politikalarının hayata geçirileceği bütünleşik bir ekosistem olduğunu vurguladı. “Biyoteknoloji Vadisi, Türkiye’nin bilim temelli büyüme sürecine yön verecek. Yerli ve yabancı yatırımcılarla ekosistemi güçlendirerek bilimi toplumsal yaşamın ana damarına taşımayı amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı. Projenin hedefleri arasında 20 bin istihdam, 15 milyar dolarlık ihracat ve 300 start-up’ın desteklenmesi bulunuyor. “BİYOTEKNOLOJİ ZENGİNLİK, SAĞLIK VE UZUN ÖMÜR DEMEK” Türkiye ve dünyadan bilim insanlarının katıldığı 2. Uluslararası Sürdürülebilirlik için Biyoteknoloji Çözümleri Kongresi (Biotech4SUS), Gebze Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Kongrede konuşan Dr. Ercan Varlıbaş, biyoteknolojiyi “zenginlik, sağlık ve uzun ömür” kavramlarıyla tanımladı. Varlıbaş, biyoteknolojinin yalnızca bir bilim alanı değil, aynı zamanda ekonomik kalkınmanın lokomotifi olduğunu belirterek, “Dünyada resmi kayıtlara göre 122 yaşına kadar yaşayan insanlar var. Biyoteknoloji, sağlıklı ve stressiz yaşam süresini uzatmayı mümkün kılıyor” dedi. Biyoteknolojinin tarım, sağlık, gıda ve hayvancılık gibi stratejik sektörlerde dönüştürücü etki yaratacağını vurgulayan Varlıbaş, “Bu alan, Türkiye’nin sürdürülebilir büyüme stratejisinde kilit rol üstlenecek” ifadelerini kullandı. “BİYOTEKNOLOJİ, SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİN KALBİDİR” Dr. Ercan Varlıbaş, Türkiye’nin biyoteknoloji alanındaki atılımının artık yalnızca sanayi ölçeğinde değil, bir bilim politikası ekseninde ilerlediğini vurgulayarak, “Biyoteknoloji doğayı kopyalayan değil, doğayla iş birliği yapan bir bilimdir. Bugün iklim değişikliği, gıda güvenliği, sağlık ve enerji verimliliği gibi konuların tümünde çözümün adresi biyoteknolojidir. BİYOSAD olarak kamu, sanayi ve üniversiteleri aynı masada buluşturuyoruz. Amacımız yalnızca üretmek değil; bilimin etik, çevreci ve sürdürülebilir bir zeminde büyümesini sağlamak. Türkiye’yi yalnızca biyoteknolojik ürünlerde değil, bilimsel kalite ve sürdürülebilirlikte de bir referans ülke haline getirmeye kararlıyız.” İfadelerini kullandı. Dr. Ercan Varlıbaş konuşmasında ayrıca Biyoteknoloji Vadisi’nin yalnızca ulusal değil, uluslararası ölçekte de etki yaratmayı hedeflediğine dikkat çekti. Dr. Varlıbaş, “Türkiye artık bu alanda aktif rol alıyor. Kore ve Tayvan’da temaslarımız oldu, Boston’da iki kongreye katıldık. Gelecek yıl San Diego’da Türkiye Pavilyonu’nu kuruyoruz. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Sağlık ve Ticaret Bakanlıkları da bizimle olacak” dedi. “YERLİ İLAÇ TÜRKİYE’NİN BİLİMSEL BAĞIMSIZLIĞI AÇISINDAN KRİTİK BİR DÖNÜM NOKTASI” Yerli biyoteknolojik ilaç üretiminde Türkiye’nin geldiği noktanın önemine dikkat çeken Dr. Ercan Varlıbaş,” 5 yıl önce İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi ile başlatılan, VSY Biotechnology tarafından fonlanan yeni biyoteknolojik ilaç molekülü projesinin laboratuvar aşamalarında başarılı sonuçlara ulaştı. Molekülümüz izole edildi, tanımlandı ve ön klinik testlerde güvenilirlik ve etkinlik açısından son derece umut verici sonuçlar verdi. İnsan fazı klinik çalışmalar da olumlu sonuçlanırsa, üretimi Biyoteknoloji Vadisi’nde gerçekleştireceğiz. Kendi molekülünü geliştiren bir ülke yalnızca sağlıkta değil, bilimde de bağımsız olur. Bizim hedefimiz, Türkiye’yi ilacını geliştiren, teknolojisini üreten ve bilgisini ihraç eden bir ülke haline getirmek. Bu süreç Türkiye’nin bilimsel bağımsızlığı açısından kritik bir dönüm noktası olacaktır” ifadelerini kullandı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

İspak Avrasya Ambalaj Fuarı’nda Yenilikçi ve Sürdürülebilir Çözümleriyle Dikkat Çekti Haber

İspak Avrasya Ambalaj Fuarı’nda Yenilikçi ve Sürdürülebilir Çözümleriyle Dikkat Çekti

Türkiye’nin önde gelen esnek ambalaj üreticilerinden İspak, 22–25 Ekim tarihlerinde TÜYAP’ta düzenlenen Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı’na çevre dostu, yenilikçi ve yüksek performanslı ambalaj çözümleriyle katıldı. Çikolata, şekerleme, işlenmiş gıda, kuruyemiş, içecek, süt ürünleri, evcil hayvan mamaları, tütün ürünleri, dondurma ve dondurulmuş gıdalar gibi farklı kategorilere yönelik ambalaj çözümleriyle fuarda yer alan İspak, ziyaretçilerden yoğun ilgi gördü. Ar-Ge’ye yaptığı yatırımlarla sektörün öncü markalarından biri olan İspak, 2024 yılında sektörde en fazla Ar-Ge yatırımı yapan üçüncü şirket oldu. Şirket, Ar-Ge bütçesinin yüzde 50’sini çevreye duyarlı ürünler geliştirmeye ayırıyor. Bu kapsamda geliştirilen yenilikçi çözümler, karbon ayak izini azaltmayı ve döngüsel ekonomiye katkı sağlamayı hedefliyor. Fuarın öne çıkan yenilikleri İspak bu yılki fuarda sürdürülebilirlik odağını güçlendiren, geri dönüştürülebilir ve kompostlanabilir ambalaj çözümlerini tanıttı. Yeni conta kapak yapısı da fuarın dikkat çeken ürünleri arasında yer aldı. Özellikle conta kapakların üretiminde gerçekleştirilen yerlileştirme çalışmaları, İspak’ın sürdürülebilirlik stratejisini yalnızca çevresel değil, ekonomik açıdan da destekleyen önemli bir adım olarak öne çıktı. Bu sayede şirket, ithalatın önüne geçerek hem karbon emisyonlarını azaltıyor hem de yerli üreticilerle iş birliğini güçlendiriyor. Ar-Ge ve yeni yatırımlar ile İspak, global pazarda gücünü artırıyor İspak Genel Müdürü Hakan Koçoğlu, yakın dönemde hayata geçirilen yeni fabrikanın şirketin büyüme stratejisinde önemli bir dönüm noktası olduğunu belirterek şunları söyledi: “İspak olarak yarım asırlık üretim deneyimimizi yeni yatırımlarla geleceğe taşıyoruz. Yaklaşık 30 milyon Euro değerindeki yeni fabrikamızı, özellikle iklimlendirme sektörünün artan taleplerine yanıt verebilmek amacıyla kurduk. Yaklaşık 10 bin ton üretim kapasitesine sahip bu yatırımımızla enerji verimliliği sağlayan ısı pompalarına yönelik teknik folyo çözümleri üretiyoruz. İlk deneme üretimleriyle birlikte faaliyete geçen fabrikamız sayesinde kapasitemizi artırıyor, Avrupa ve Amerika pazarlarında daha güçlü bir üretici konumuna geliyoruz. Yeni fabrikamız hem teknolojik altyapısıyla hem de sürdürülebilir üretim anlayışıyla İspak’ın sektördeki liderliğini pekiştirecek. Bununla birlikte yerlileştirme çalışmalarımız da hız kesmeden devam ediyor. 2025 itibarıyla ticarileşen, plastik sos şişeleri ve granül kahve gibi ürünlerde kullanılan conta kapak yapısı, geliştirilmiş olarak İspak tarafından Türkiye’de üretilmeye başlanmıştır. Üstelik bu projede sadece dışa bağımlılığı azaltmakla kalmadık; ürün yapısını sadeleştirerek daha çevreci ve verimli bir çözüme ulaştık. Bu gelişme, sürdürülebilirlik ve inovasyonu bir arada ele alma vizyonumuzun güçlü bir yansımasıdır”. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Yeni Düzenlemelerle Yalıtımda Yeni Bir Dönem Başlıyor! Haber

Yeni Düzenlemelerle Yalıtımda Yeni Bir Dönem Başlıyor!

İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, binaları sürdürülebilir geleceğe hazırlayan bu düzenlemelerin, yalıtım sektöründe yeni bir dönemin kapılarını araladığını vurguladı. Türkiye'nin enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik 2025 yılı içinde yürürlüğe giren üç önemli yasal düzenleme; yalıtım sektöründe yeni bir dönemin başlangıcına işaret ediyor. 1 Nisan 2025'te güncellenen TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardı, 30 Haziran 2025'te yürür lüğe giren Binalarda Enerji Performansı Ulusal Hesaplama Yöntemine Dair Tebliğ ve son olarak 9 Temmuz 2025 tarihinde imzalanan İklim Kanunu, enerji tasarrufu, sürdürülebilir kalkınma ve çevre dostu binalar hedefi doğrultusunda birbirini tamamlayan önemli adımlar olarak nitelendiriliyor. Yapılan düzenlemelerin hem yalıtım sektörüne hem de ülke ekonomisine etkilerine dikkat çeken İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, "Kısa aralıklarla yayımlanan bu üç önemli düzenleme; ülkemizin enerji ithalatını azaltma hedefiyle uyumlu biçimde, yalıtım sektöründe nitelikli büyümeyi desteklerken, bina stokunun çevresel etkilerini azaltmayı ve yapıların uzun vadeli performansını artırmayı amaçlamaktadır. Teknik standartların yükseltilmesi ve stratejik uygulamaların sahaya yansıtılmasıyla hem ülke ekonomisine katkı sağlanması hem de bireysel enerji faturalarının düşürülmesi hedeflenmektedir" de di. Yeni Tebliğ ile Enerji Performansında Bölgesel ve Hassas Yaklaşım Yasal düzenlemelerle geçerli olan değişiklikleri, Türkiye'nin enerji verimliliği hedefleri açısından son derece kritik bir dönüm noktası olarak yorumlayan Murat Savcı, "Binalarda Enerji Performansı Ulusal Hesaplama Yöntemine Dair Tebliğ, yeni yapılacak binalarda enerji performansını artırmak amacıyla daha hassas ve bölgesel koşullara uygun bir hesaplama sistemini devreye alırken, TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardı'ndaki güncellemelerle uyumlu biçimde, yalıtım kalınlıklarının artırılmasını ve U değerlerinin düşürülmesini zorunlu hale getirmiştir. Bu tebliğ, yeni yapılacak binaların tasarımından uygulamasına kadar enerji performansı kriterlerini yeniden şekillendirerek çok daha hassas, bilimsel ve yerel koşullara uygun bir hesaplama metod olojisi ortaya koymuştur. Binaların enerji performansını ölçen ve sınıflandıran BEP-TR yazılımında yapılan bu kapsamlı güncelleme sayesinde, tasarım aşamasında binaların gerçek enerji ihtiyaçları daha doğru şekilde belirlenecek; iklim verilerine göre ısı yalıtım kalınlıkları ve uygulama detayları bölgesel gereksinimlere uygun biçimde optimize edilecektir. Tebliğ kapsamında meteorolojik istasyon sayısının 84'ten 730'a çıkarılması da ülkemizin coğrafi çeşitliliğini daha iyi yansıtan detaylı ve hassas enerji hesaplamalarını mümkün kılacaktır" diye konuştu. Soğutma İhtiyacına Duyarlı Yeni Dönem Tebliğ ile birlikte getirilen en önemli değişikliklerden birinin de ısı yalıtım gereksinimlerinin yalnızca ısıtma ihtiyacına göre değil, aynı zamanda soğutma ihtiyacına göre de tanımlanması olduğunu vurgulayan Murat Savcı, "Bundan böyle Türkiye'nin farklı iklim bölgelerindeki binalar artık hem yaz hem kış konforunu en az enerjiyle sağlamaya yönelik şekilde tasarlanacaktır. Geçtiğimiz yıl enerji ithalatı için yaklaşık 70 milyar dolar harcayan ülkemizde, enerjinin yaklaşık yüzde 33'ü binalarda tüketilmektedir. Bu tüketimin yüzde 80'i ise ısıtma ve soğutmaya ayrılmaktadır. Bu tablo, ısıtma ve soğutma giderlerinin azaltılmasının hem bireysel bütçeye hem de ülke ekonomisine sağlayacağı katkıyı açıkça ortaya koymaktadır" dedi. İklim Kanunu ile Enerji Verimliliği Stratejileri Güçleniyor Yeni düzenlemelerle teknik zemini hazırlanan bu dönüşümün, 9 Temmuz'da yürürlüğe giren İklim Kanunu ile daha geniş bir çerçeveye taşındığını belirten İzocam Genel Direkt örü Murat Savcı, "İklim Kanunu Türkiye'nin 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi doğrultusunda hazırlanmış kapsamlı bir çerçeve sunmaktadır. Karbon emisyonlarının azaltılmasına yönelik sorumlulukların kamu, özel sektör ve bireyler arasında paylaştırıldığı Kanun; aynı zamanda iklim değişikliğine uyum, karbon fiyatlandırması, döngüsel ekonomi ve yeşil finansman gibi başlıkları da içermektedir. Kanunda binalarla ilgili hedeflerin bağlayıcılığı henüz detaylandırılmamış olmakla birlikte, yapı sektörü için enerji, su ve hammadde verimliliğini artırma yükümlülükleri açıkça tanımlanmıştır. Bu yönüyle, Binalarda Enerji Performansı Tebliği ve TS 825 standardındaki revizyonlar, Kanun'un hedeflerini sahada hayata geçirecek teknik ve operasyonel araçlar niteliğindedir. Gerek tebliğ ile getirilen yeni hesaplama yöntemleri ve zorunlu yalıtım değerleri, gerekse İklim Kanunu ile getirilen yaptırımlar, Avrupa Birliğ i'nin enerji limitlerine uyumu güçlendirecek, ithalat bağımlılığımızı azaltacak ve iklim değişikliğiyle mücadele hedeflerimize önemli bir katkı sağlayacaktır" diye konuştu. Yalıtım Sektöründe Büyüme Beklentisi Yeni yasal çerçeveyle birlikte yalıtım sektörünün kalite anlamında büyümesini beklediklerini kaydeden Murat Savcı, malzeme kalınlıklarının artmasının ve enerji verimliliği kriterlerinin yükselmesinin, yüksek performanslı yalıtım çözümlerine olan ihtiyacı artırdığını ifade etti. Bu dönüşümün başarıya ulaşması için uygulama ve denetimin önemine de dikkat çeken Murat Savcı, "Yasal düzenlemelerin etkili olabilmesi sahada doğru şekilde uygulama yapılmasına ve düzenli denetlemeye de bağlıdır. Özellikle yalıtım gibi yüksek tasarruf potansiyeline sahip uygulamaların yaygınlaş tırılması, Türkiye'nin ulusal katkı beyanlarında yer alan iklim taahhütlerine ulaşmasında kritik rol oynayacaktır" dedi. İzocam olarak sektördeki bu dönüşümü desteklemeye devam ettiklerini de vurgulayan Murat Savcı sözlerini şöyle tamamladı: "Yeni düzenlemeleri, ülkemizin düşük karbonlu kalkınma sürecinde bütünleyici bir adım olarak değerlendirmekteyiz. İzocam olarak, geliştirdiğimiz çevre dostu ve yüksek verimli yalıtım çözümlerimizle bu dönüşüme öncülük etmekten gurur duymaktayız." Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

CW Enerji ISK-SODEX 2025’te Teknoloji ve  Kalitedeki Gücünü Ortaya Koydu Haber

CW Enerji ISK-SODEX 2025’te Teknoloji ve Kalitedeki Gücünü Ortaya Koydu

Güneş enerjisi sektörünün öncülerinden CW Enerji İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen ISK-SODEX 2025 fuarına katılım sağladı. Firma fuarda ziyaretçilerini ağırlayarak, enerji verimliliği yüksek, çevre dostu ve teknolojik ürünlerini sektör paydaşlarıyla buluşturdu. Fuar hakkında açıklamalarda bulunan CW Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Sarvan, fuarlara büyük önem verdiklerini vurgulayarak, “Fuarlar hem mevcut iş ortaklarımızla bir araya geldiğimiz hem de yeni iş birliklerinin temellerini attığımız önemli platformlar. CW Enerji olarak sektöre öncülük eden inovatif ürünlerimizle, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik konularında fark yaratmaya devam ediyoruz ve bu farkı ISK-SODEX 2025’te de güçlü bir şekilde ortaya koyduk. Yüksek verimlilik oranına sahip güneş panellerimiz, enerji depolama sistemlerimiz ve çevre dostu çözümlerimizle ziyaretçilerimize geleceğin enerji teknolojilerini yakından tanıttık. Enerji verimliliğini artıran, sürdürülebilir yaşam alanları için tasarladığımız yenilikçi teknolojilerimizi ziyaretçilerimizle buluşturduk. Katılımcılar, ürünlerimizin performansı ve uzun ömürlü yapısı sayesinde enerji dönüşümüne nasıl değer kattığımızı yerinde görme fırsatı buldu” dedi. ISK-SODEX 2025’te katılımcılarla güçlü bir iletişim kurarak, teknolojiye ve kaliteye verdikleri önemi bir kez daha gösterdiklerini ifade eden Sarvan, fuarda yüksek teknolojiye sahip ürünlerini, sürdürülebilir enerji çözümlerini ve geleceğin enerji dünyasına yön verecek projelerini katılımcılarla buluşturduklarını kaydetti. Sarvan: Sektördeki kalite standartlarını daha da yukarı taşıdığımızı gösterdik CW Solar Cell Enerji AŞ tarafından hayata geçirdikleri entegre güneş hücresi üretim tesislerinde en ileri teknolojileri kullanarak geliştirdikleri güneş panellerini de fuarda ziyaretçilere ayrıntılı bir şekilde tanıttıklarını dile getiren Sarvan, “CW Solar Cell’de güneş paneli üretiminin temel yapı taşları olan ingot, wafer ve hücre üretiminde en ileri teknolojileri kullanarak yüksek verimlilik ve dayanıklılığıyla ön plana çıkan güneş panellerini geliştiriyoruz. Fuarda ziyaretçilerimize CW Solar Cell’de ingot’tan wafer’a, wafer’dan hücreye ve hücreden panele kadar uzanan üretim zincirinde uyguladığımız teknolojileri ve kalite kontrol süreçlerimizi de detaylı olarak anlattık” diye konuştu. Bunun yanında güneş panellerinde kullanılan alüminyum çerçeve profilleri ve altyapı bağlantı parçalarının üretimini de kendi bünyelerinde gerçekleştirdiklerini dile getiren Sarvan, “Alüminyum çerçevelerin üretimini de kendi bünyemizde gerçekleştirerek, kalite standartlarını en üst seviyeye çıkardık. Artık kendi çerçevelerimizi, montaj aparatlarımızı ve diğer alüminyum bileşenlerimizi kendimiz üretiyoruz. Bu entegre üretim yaklaşımımızı ISK-SODEX 2025’te katılımcılara anlattık. Fuarda üretim sürecinin her aşamasında kontrolü elimizde tutarak, sektördeki kalite standartlarını daha da yukarı taşıdığımızı gösterdik” diye konuştu. Sarvan, sözlerine şöyle devam etti: “CW Enerji olarak, yenilenebilir enerji alanında ülkemizin ve dünyanın geleceğine katkı sunmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Her fuar bizim için değerli. ISK-SODEX 2025’te de vizyonumuzu, teknolojik yetkinliğimizi ve üretim gücümüzü tüm paydaşlarımızla paylaşmanın gururunu yaşadık. Önümüzdeki dönemde de yerli teknolojilerimizi geliştirme çabalarımıza aynı kararlılıkla devam edeceğiz.” CW Enerji Hakkında Sürdürülebilir enerjinin her alanında var olma hedefini daima diri tutan CW Enerji, güneş enerji santralleri (GES) teknik danışmanlığı başta olmak üzere; GES projelendirme, sistem tasarımı, lisanslı/lisanssız santral kurulumları, lisans alımı ve işletme gibi talep veya ihtiyaçlara ticari olarak karşılık verir. Ayrıca, lisanssız üretim yönetmeliğine uygun olarak projelerin planlanması, projelendirilmesi, finansman temininde danışmanlık desteği ve uygulama sonrasında teknik bakım/onarım gibi geniş yelpazede çözümler sunarak sektöre değer katar. CW Enerji, endüstriyel kurulumların yanı sıra evsel çatı kurulumlarında da çözüm sunmaktadır. Ürün ve hizmet portföyü ile; konut ve endüstriyel tip lityum enerji depolama çözümleri, şebeke bağlantılı (On Grid), şebekeden bağımsız (Off Grid) ve hibrit sistemleri kapsamaktadır. Elektrikli araç şarj istasyonları, golf arabaları, forkliftler, transpaletler, scooter ve elektrikli bisikletler için lityum batarya çözümleri, yeni nesil TopCon N-Type güneş panelleri, esnek güneş panelleri, ev tipi ve havuz tipi ısı pompaları gibi yenilikçi ürünlerle çeşitlenmektedir. Yenilenebilir enerji teknolojilerinde üretim gücünü daha da pekiştiren CW Enerji, ayrıca alüminyum üretim fabrikasını faaliyete geçirerek güneş paneli çerçeve ve konstrüksiyon sistemlerinde dışa bağımlılığı azaltmış; ardından hayata geçirdiği hücre üretim tesisiyle panel üretim sürecinin en kritik aşamasını da bünyesine katmıştır. Bu iki büyük üretim yatırımı, CW Enerji’nin entegre yapısını güçlendirerek, ileri teknolojiyle donatılmış, yüksek kapasiteli üretim altyapısıyla global pazarlarda rekabet gücünü önemli ölçüde artırmıştır. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

TEB’den Ekonomiye 429 Milyar TL Destek Haber

TEB’den Ekonomiye 429 Milyar TL Destek

TEB’in ekonomiye ve müşterilerine sağladığı desteğin en önemli göstergesi olan kredileri toplam aktiflerinin yüzde 57,3’ünü oluşturdu. Her dönem olduğu gibi risk yönetimine ve aktif kalitesine öncelik veren TEB’in toplam kredileri yılın üçüncü çeyreğinde 429 milyar TL seviyesinde gerçekleşirken aynı dönemde toplam mevduatı ise 500 milyar TL oldu. 2025 yılında güçlü sermaye yapısıyla birlikte istikrarlı büyümeyi sağlayan ve karlılığını sürdürülebilir bir şekilde devam ettiren TEB’in özkaynakları 52,9 milyar TL olurken, sermaye yeterlilik rasyosu hedef rasyo olan yüzde 12’nin üstünde, yüzde 18,01 oranında gerçekleşti. TEB, CEPTETEB Mobil Uygulaması ve İnternet Şubesi ile müşterilerinin günlük bankacılık ihtiyaçlarını dijital kanallardan hızlı ve pratik bir şekilde karşılamayı sürdürdü. Bireysel müşterilerine CEPTETEB Mobil üzerinden sunduğu bankacılık deneyimini yeni ayrıcalıklarla zenginleştiren TEB, daha hızlı ve verimli hizmet hedefiyle kullanıcılarının hayatını kolaylaştırmaya devam etti. İndirimli kampanyalar ve iş birlikleriyle kullanıcılara harcamalarında avantajlar sağladı. TEB’in ticari nitelikli müşterilerine özel mobil bankacılık platformu CEPTETEB İŞTE ise beşinci yılını tamamladı. Yenilenen tasarımı ve zenginleştirilmiş fonksiyonlarıyla CEPTETEB İŞTE’de çok sayıda yenilik devreye alındı. TEB, birikim alışkanlıklarını değiştiren Marifetli Hesap ile tasarruf sahiplerine özel faiz oranlarıyla gecelik vadeli mevduatlarının günden güne büyümesini sağlarken; diledikleri zaman para yatırma, para çekme işlemi yapmalarına imkan tanımayı sürdürdü. TEB Marifetli Hesap kullanıcıları cazip kampanyalarla üçüncü çeyrek boyunca avantajlı faiz oranlarından faydalandı. TEB, Kadın Bankacılığı ile sürdürülebilir ekonomik büyüme için kadın işletme sahiplerinin ve girişimcilerin iş dünyasındaki varlığını güçlendirmeyi, ekonomiye daha fazla dâhil olmalarına katkıda bulunmayı sürdürdü. TEB ile Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) iş birliği kapsamında yürütülen TurWIB II programının ikinci dilimi olan 25 milyon Euro tutarındaki kaynak bankaya ulaştı ve kadın sahipliğinde ya da yöneticiliğinde olan KOBİ’lerin kullanımına sunuldu. Bu dönemde TEB, kadın sahipliğinde ya da yöneticiliğinde olan KOBİ’lere kullandırılan kredi hacmini yılbaşından bu yana %55 oranında artırdı. Dijital çözümleriyle iş ortaklarının yanında olan TEB, Türkiye’nin önde gelen kurumsal ikinci el araç platformlarından arabam.com ile yaptığı iş birliğiyle sektörde dijital dönüşüm açısından önemli bir adım attı. Yenilikçi bir stok finansmanı modeline imza atan TEB, sektörde stok finansmanı sürecini API üzerinden ilerleten ilk örnek olarak geliştirdiği bu yeni yapıyla ikinci el araç satışında finansman süreçlerini daha hızlı, daha güvenli ve daha az operasyonel yükle yönetme imkânı sunuyor. TEB, dijital dönüşüm alanındaki yatırımları kapsamında Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) ile bir entegrasyonu hayata geçirdi. Entegrasyon sayesinde muvafakatname veren müşterilerin mali verileri, güvenli altyapılar üzerinden doğrudan GİB sisteminden alınabiliyor. Böylelikle müşterilerin beyan ettikleri finansal verilerle resmi veriler eş zamanlı olarak doğrulanıyor, kredi ve diğer bankacılık işlemlerinde süreçler hızlanıyor. TEB’in dijitalleşme vizyonu çerçevesinde atılan bu adım, müşterilere hızlı, güvenilir ve sürdürülebilir bankacılık deneyimi sunarken aynı zamanda ekonomide kayıt dışılığın azaltılmasına da katkı sağlıyor. TEB, Girişim Bankacılığı ile girişimcileri desteklerken ekosisteme katkı sağlayan çalışmalarına da devam etti. Yılın üçüncü çeyreğinde düzenlenen İnoSuit S2C etkinliğiyle 24 girişimci ile 16 ihracatçı firma arasında 120’nin üzerinde B2B görüşmesi gerçekleşmesini sağlayan TEB, bu görüşmelerle girişimcilerin ürün ve hizmetlerini tanıtmasına ve yeni iş birlikleri geliştirmelerine imkan tanıdı. BNP Leasing Solutions Demoday etkinliğinde ise TİM-TEB Girişim Evi’nden 5 girişimci, BNP Paribas Finansal Kiralama üst yönetimine projelerini sunarak potansiyel iş birliği görüşmeleri yaptı. Aynı dönemde, yedi ilde gerçekleştirilen Start Up ve Level Up programlarına katılacak girişimciler belirlenerek programlar başlatıldı. TEB KOBİ Bankacılığı, sürdürülebilirlik konusundaki faaliyetlerini desteklemek üzere yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, döngüsel ekonomi, su ve atık yönetimi, karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik yenileme projeleri gibi yeşil projelerin finansmanı konusunda KOBİ'lere ve belediyelere finansman çözümleri sunmaya devam etti. KOBİ’lerin finansman ihtiyaçlarının yanı sıra eğitim ve danışmanlık hizmetleri ile dijitalleşme ve yeşil dönüşüm sürecine de destek olan TEB’in KOBİ Bankacılığı alanındaki başarıları Euromoney tarafından ödüllendirildi. TEB, uluslararası finans yayını Euromoney tarafından düzenlenen Mükemmellik Ödülleri 2025 kapsamında “Türkiye'nin En İyi KOBİ Bankası” seçildi. İhracatçıları desteklemek amacıyla uygun maliyetli TCMB reeskont kredisi ve Exim kredi kullanımlarının yakından takip edildiği yılın üçüncü çeyreğinde TEB’in aracılık ettiği TCMB reeskont kredi kullanımı 9 milyar TL’ye ulaştı. Ayrıca TEB, TCMB Para Takası (SWAP) Anlaşmaları Kaynaklı Reeskont Kredileri kapsamında Türkiye ile Çin arasında gerçekleştirilecek ticaret veya yatırım faaliyetlerinin finansmanına ilişkin ödemelerde kullanılmak üzere Çin Yuanı reeskont kredi kullanıma aracılık etmeye başladı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Suwen'den 2030'a Kadar Enerji Tüketiminde %75 Emisyon Azaltımı Hedefi Haber

Suwen'den 2030'a Kadar Enerji Tüketiminde %75 Emisyon Azaltımı Hedefi

İç giyim perakendesinin en hızlı büyüyen markalarından Suwen, kurumsal faaliyetlerini çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) boyutlarıyla bütüncül olarak ele aldığı 2024 Sürdürülebilirlik Raporu'nu yayımladı. Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) tarafından, Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) ile uyumlu olarak hazırlanan bu ilk rapor, Suwen'in sadece bir moda devi değil, aynı zamanda "sürdürülebilir dönüşümün bir aktörü ve kadın gücünün sözcüsü" olma vizyonunu tescilledi. Ali Bolluk: 2024’te prensibimiz “Daha azla daha çok şey üretme” oldu. Suwen Genel Müdürü Ali Bolluk, markanın sürdürülebilirlik yolculuğunu "sürekli gelişim gerektiren bir taahhüt" olarak tanımlayarak, hedeflerinin sadece operasyonel değil, kurumsal dönüşümün bir parçası olduğunu şu sözlerle vurguladI: "Moda sadece şıklıkla sınırlı değil; kumaşın nasıl üretildiğiyle, emeğe saygıyla ve doğaya bırakılan izle mümkün olan bir sorumluluktur. 'Daha azla daha çok şey üretme' prensibiyle ilerlediğimiz 2024'te, geri dönüştürülmüş materyallerden ürettiğimiz Forest Koleksiyonu'na ve %90'ı aşan kadın çalışan oranımıza kadar attığımız her adım, 'daha iyi bir gelecek mümkün' inancımızın somut göstergesidir." Sosyal Etki Alanında Güçlü Liderlik Suwen, sosyal sürdürülebilirlik stratejisini, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları' ndan SKA 5 (Toplumsal Cinsiyet Eşitliği) odağıyla en güçlü şekilde sahipleniyor. %90+ Kadın İstihdamı: Ekibinin %90'ından fazlası kadınlardan oluşuyor. Kadın yönetici oranı ise %22’nin üzerinde.Gelişim ve Liderlik: Çok sayıda kadına istihdam, eğitim ve gelişim fırsatı sunan Suwen Akademi projesi hayata geçirildi.Toplumsal Destek: Pembe İzler Kadın Kanserleri Derneği ile iş birlikleri yürütüldü. Marka, A Milli Kadın Voleybol Takımı’nın resmi sponsoru olarak kadınların spordaki görünürlüğünü artırmayı hedefledi. Çevresel Dönüşüm ve Döngüsel Ekonomi Hamleleri Marka, çevresel ayak izini azaltma konusunda somut adımlar attı ve döngüsel ekonomi anlayışını operasyonlarına entegre etti. Geri dönüştürülmüş materyallerle, düşük su ve enerji tüketimiyle üretilen, doğa dostu "Forest Koleksiyonu" piyasaya sürüldü. Mağaza poşetleri biyolojik olarak çözünebilen karton çantalara dönüştürüldü. Yalnızca 2024 yılında 120 binden fazla sütyen kutusu geri dönüştürüldü. Mağazalarda enerji verimliliği için LED dönüşümü gerçekleştirildi. E-Bordro ve QR kodlu puantaj gibi dijital çözümlerle kâğıt tüketimi önemli ölçüde azaltıldı. Markanın 2024 yılında başlattığı “Yeşil Ofis ve Sürdürülebilirlik Eğitimleri”, sürdürülebilirlik kültürünü kurum içinde yaygınlaştırma yönünde attığı en güçlü̈ adımlardan biri oldu. Tüm mağaza çalışanlarını kapsayan bu program ile enerji tasarrufu, kaynak verimliliği ve döngüsel ekonomi gibi başlıklarda farkındalık oluşturulurken; “Daha az tüket, daha çok değer yarat” sloganıyla hazırladığı projeler mağaza içi görsel iletişimde de sürdürülebilirliği destekler hale geldi. 2030 Ufuk Hattı: Sektöre Yön Veren Hedefler Suwen, 2030 yılına kadar ulaşmayı hedeflediği hedeflerle çevresel dönüşüme liderlik etme kararlılığını ortaya koyuyor. Marka, bu döneme kadar elektrik tüketiminin %75'ini I-REC sertifikalı yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılayarak Kapsam 2 emisyonlarında %75 oranında ciddi bir azalma sağlamayı taahhüt ediyor. Aynı zamanda, döngüsel ekonomi vizyonu çerçevesinde, tüm ambalajlarının %100'ünü geri dönüştürülmüş ve doğada çözünebilir içeriklerden oluşturmayı hedefliyor. Çevresel sürdürülebilirliğe paralel olarak, tedarik zincirinde de şeffaflığı önceliklendiren Suwen, 2027 yılına kadar zincirinin %100 izlenebilirliğini sağlayacak ve 2030'a kadar koleksiyonlarındaki doğa dostu ürün oranını %25 artırarak sürdürülebilir ürün portföyünü güçlendirecek. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Eurostar, Manş Tüneli’nden Geçecek İlk Çift Katlı Yüksek Hızlı Trenler İçin Alstom'u Seçti! Haber

Eurostar, Manş Tüneli’nden Geçecek İlk Çift Katlı Yüksek Hızlı Trenler İçin Alstom'u Seçti!

SAINT-OUEN, FRANSA – Avrupa'nın demiryolu ulaşımında önemli bir gelişme yaşandı. Eurostar, filosunu yenilemek ve uluslararası kapasitesini artırmak için Alstom'un yeni nesil Avelia Horizon çok yüksek hızlı trenlerinden 30 adetlik ek sipariş verdi. SNCF Voyages Yönetim Kurulu tarafından onaylanan bu opsiyonel sözleşmenin bedeli yaklaşık 1.4 milyar Avro olarak açıklandı. Sözleşme, ilave 20 tren için de opsiyon içeriyor. İlk teslimatların 2031 yılında yapılması planlanıyor. Çift Katlı Trenler Manş Tüneli'nde Bir İlki Gerçekleştirecek Sipariş edilen dört voltaj uyumlu trenler, Avrupa trafiğinin ihtiyaçlarına tamamen uygun olarak tasarlandı. Bu trenlerin en dikkat çekici özelliği, çift katlı yüksek hızlı tren olarak Manş Tüneli'nden geçerek Londra'daki (St. Pancras Uluslararası istasyonu) durağına kadar seyahat edecek olması. Bu, türünün ilk örneği olacak. Yeni Eurostar trenleri, Almanya, Belçika, Fransa, Hollanda ve Birleşik Krallık olmak üzere beş ülkenin demiryolu ağlarında Eurostar markası altında uluslararası seferler düzenleyecek. Alstom CEO'su Henri Poupart-Lafarge, "Eurostar, filosunu yenilemek için Avelia Horizon'u seçerek, teknolojik performans, enerji verimliliği ve yolcu konforunu birleştirme arzusunu teyit ediyor. Bu yeni nesil tren, sürdürülebilir ve rekabetçi Avrupa hareketliliği vizyonumuzu somutlaştırıyor," dedi. Performans ve Sürdürülebilirlik Odaklı Tasarım Alstom'un 40 yılı aşkın yüksek hızlı tren uzmanlığıyla geliştirilen Avelia Horizon, demiryolu taşımacılığında yeni bir dönemi temsil ediyor. Kapasite ve Hız: İki kompakt güç vagonu ve dokuz mafsallı çift katlı vagonla donatılan tren, maksimum 320 km/s hıza ulaşabilirken, tek bir sette 1.000'den fazla yolcuya konforlu bir şekilde hizmet verebiliyor. Enerji Verimliliği: Gelişmiş aerodinamik tasarım ve optimize edilmiş çekiş sistemi sayesinde, bir önceki nesle göre %20 daha az enerji tüketiyor. Bakım Maliyeti: Trenin bakım maliyetleri, basitleştirilmiş ve aralıklı bakım operasyonları sayesinde bir önceki nesle göre %30 oranında azaltıldı. Ayrıca, arıza tespiti için uzaktan teşhis sistemi ile öngörülü bakım entegre edildi. Bu iyileştirmeler, trenin pazardaki en büyük oturma kapasitesiyle birleştiğinde, koltuk başına düşen işletme maliyetinde önemli bir düşüş sağlıyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası’nın Aktifleri 190 Milyar TL’yi Aştı Haber

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası’nın Aktifleri 190 Milyar TL’yi Aştı

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası, 2025 yılının ilk dokuz ayına ait finansal sonuçlarını Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) açıkladı. Banka, 2025 yılının üçüncü çeyreğinde aktiflerini bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 24 artırarak 190,7 milyar TL’ye yükseltti. Kredi hacmi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 19 artışla 116,4 milyar TL seviyesine ulaşırken, aktif kalitesinin önemli bir göstergesi olan brüt takipteki kredilerin toplam kredilere oranı ise yüzde 0,51 düzeyinde seyretti. Bankanın ortalama özkaynak kârlılığı yüzde 34,5 seviyesinde gerçekleşirken, net kârı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 47 artışla 6,4 milyar TL’ye yükseldi. Uluslararası iş birlikleriyle Türkiye ekonomisine katkımızı sürdürüyoruz 2025 yılının üçüncü çeyreğinde uluslararası finans kuruluşlarıyla güçlü iş birliklerini sürdürdüklerini belirten Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Öztop, “Dünya Bankası, Asya Altyapı Yatırım Bankası, Çin Kalkınma Bankası, Japon Uluslararası İşbirliği Bankası ve diğer önde gelen finans kuruluşlarıyla yürüttüğümüz çalışmalar doğrultusunda ülkemize kaynak temin etmeye devam ettik. Mayıs ayında Dünya Bankası ile imzaladığımız 500 milyon ABD doları tutarında finansman anlaşmasıyla, depremlerden etkilenen 11 il ile komşu 7 ilde kayıtlı istihdamın artırılmasına yönelik önemli bir adım attık. Ağustos ve Eylül aylarında ise Asya Altyapı Yatırım Bankası ve Çin Kalkınma Bankası ile toplam 400 milyon ABD doları tutarında yeni finansman anlaşmaları gerçekleştirdik. Bu kaynaklarla ülkemizin yeşil dönüşüm, dijitalleşme ve reel sektörün finansmana erişim süreçlerine katkı sağlamaya devam ediyoruz” dedi. Yatırım bankacılığı faaliyetleriyle ülkemizin yatırım ekosistemine katkı sağlıyoruz Yatırım bankacılığı faaliyetlerimiz kapsamında kamu kurumları ve özel sektör firmalarına değer kattıklarını vurgulayan Öztop, “Birleşme ve satın alma danışmanlığı hizmetlerimizle ülkemizin yatırım ekosistemine katkı sağlamaya devam ettik. Teknoloji, start-up, gıda, döngüsel ekonomi ve turizm gibi stratejik alanlarda faaliyet gösteren firmalara danışmanlık hizmeti sunarken, turizm ve sağlık tesisi projeleri ile sosyal ve ekonomik etkisi yüksek yatırımlara da finansal danışmanlık desteğimizi sürdürdük” dedi. Sermaye piyasaları alanında önde gelen kuruluşların halka arz ve sukuk ihraçlarını başarı ile gerçekleştirdiklerinin altını çizen Öztop, kurumsal yatırımcılara, kamu kurumlarına ve reel sektöre yönelik yatırım bankacılığı kapsamında ürün ve hizmetleri çeşitlendirmek ve bankanın piyasadaki öncü rolünü pekiştirmek amacıyla çalışmalara hız kesmeden devam ettiklerini belirtti. Girişimcilik ekosistemine stratejik yatırımlarla destek veriyoruz Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Öztop, girişimcilik ekosisteminin gelişimine verdikleri önemi vurgulayarak şunları söyledi: “2025 yılının dokuz aylık sürecinde Türkiye Kalkınma Fonu aracılığıyla stratejik yatırımlar gerçekleştirdik. Yılın üçüncü çeyreği itibarıyla; Türkiye Kalkınma Fonu çatısı altında 39 doğrudan yatırım için 29 milyon ABD doları, 8 fon yatırımı için 27,5 milyon ABD doları ve 440 TÜBİTAK BiGG girişimi için yaklaşık 11,6 milyon ABD doları olmak üzere toplamda 68,1 milyon ABD doları kaynak aktarımı sağladık. Yılın son çeyreğinde de hem doğrudan yatırımlar hem de fon yatırımlarıyla girişimcilik ekosistemimizi desteklemeye kararlılıkla devam edeceğiz.” Sürdürülebilir kalkınma misyonumuzla çevresel ve toplumsal etkimizi derinleştiriyoruz Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda yatırımlarına devam ettiklerini belirten Öztop, “Sürdürülebilirlik temalı kredi portföyümüz toplam portföyümüzün yüzde 96’sını oluşturuyor. Temin ettiğimiz kaynakların yüzde 61’ini yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği projelerine yönlendirerek ülkemizin yeşil dönüşümüne katkı sağlıyoruz. Türkiye’deki yenilenebilir enerji yatırımlarının yaklaşık %7,3’ü Bankamız tarafından finanse edilirken, bu projeler aracılığıyla 4,2 milyon ton CO₂ emisyonunun azaltılmasına destek olduk. Bununla birlikte, Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) ile uyumlu Sürdürülebilirlik Raporumuz ve GRI standartlarına uygun olarak hazırlanan 2024 yılı Entegre Raporumuz kamuoyu ile paylaşılmış, çevresel ve sosyal etki yönetimi sistem ve performansımızı içeren Etki Prensipleri ile uyumlu ülkemizin dördüncü Etki Raporu yayımlanmıştır. Ayrıca PCAF (Partnership for Carbon Accounting Financials) üyesi olan ilk kamu bankası olarak, Kapsam 3 emisyonlarını PCAF metodolojisine göre hesaplayarak ve uluslararası standartlarda ölçümleyerek karbon yönetiminde öncülük etmeye ve finans sektörüne örnek olmaya devam ediyoruz. Tüm bu çalışmalar, sürdürülebilir kalkınma vizyonumuzu yalnızca bir hedef değil, stratejik bir sorumluluk olarak benimsediğimizin göstergesidir” dedi. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.