Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Enerji Verimliliği

Kapsül Haber Ajansı - Enerji Verimliliği haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Enerji Verimliliği haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Ar-Ge ve Teknoloji Yatırımlarıyla Ülke Ekonomisine 521 Milyar TL’lik Destek Haber

Ar-Ge ve Teknoloji Yatırımlarıyla Ülke Ekonomisine 521 Milyar TL’lik Destek

İnsan ve teknoloji odaklı dönüşüm projeleriyle hizmet kalitesini artırmayı sürdüren Dicle Elektrik, Ar-Ge ve teknoloji yatırımlarını aralıksız olarak sürdürüyor. Yaptığı yatırımlarla bir yandan enerji şebekesinde büyük bir dijital dönüşüm sağlayan şirket, diğer yandan da hizmet bölgesindeki kayıp-kaçak oranını %76 seviyesinden %37’ye kadar düşürmeyi başardı. Türkiye'deki dağıtım şirketleri arasında kurulan ilk Ar-Ge merkezine sahip olan Dicle Elektrik, bugüne kadar Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından onaylanan 84 projenin 29’unu aktif olarak sürdürüyor. Aynı zamanda EPDK’nın 2023 Yerli Yazılım Çağrısı’nda en fazla proje onayı alan dağıtım şirketi olan Dicle Elektrik, bu alandaki liderliğini teknoloji üretimindeki başarısıyla pekiştiriyor. “Kayıp kaçakla uçtan uca teknoloji çözümlerle mücadele ediyoruz” 2013’ten bu yana hayata geçirdikleri Ar-Ge ve teknoloji projelerinin sadece şirketlerinin ve bölgenin ihtiyaçlarını karşılamakla kalmadığını ve çoğu projenin sektör için de örnek olduğunu belirten Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas şunları söyledi: “SCADA, akıllı şebeke, dijital sayaçlar ve OT sistemlerini sahada yaygınlaştırırken diğer yandan da veri temelli karar alma süreçlerimizi yapay zeka destekli projelerle güçlendiriyoruz. Bununla birlikte İHA destekli hat kontrolleri, robotik bakım sistemleri ve yeraltı tarama teknolojileri gibi uygulamaları da enerji altyapımıza dahil ettik. Bugün sahip olduğumuz üst düzey teknolojik yetkinliklerimiz sayesinde kayıp kaçakla mücadelede yapay zekâ, drone, uydu görüntüleri ve dijital takip sistemlerini entegre şekilde kullanabiliyoruz. Yani kayıp kaçakla uçtan uca teknolojik çözümlerle mücadele ediyoruz. Bunun yanı sıra, akıllı ölçüm sistemlerine hız verdiğimiz yatırımlar sayesinde Türkiye’deki toplam OSOS (Otomatik Sayaç Okuma Sistemi) abonelerinin yaklaşık yarısına karşılık gelen 1,3 milyon abonemizi de bu sisteme dahil ettik. Tüm bu yatırımlarımızla birlikte hizmet bölgemizdeki şehir merkezlerinde kayıp kaçak oranını yüzde 15 seviyelerine kadar düşürmeyi başardık. Kayıt dışı tüketimin azaltılması sayesinde ülke ekonomisine bugüne kadar 521 milyar TL’yi aşan bir katkı sağladık.” “Ar-Ge merkezimizde etkin teknolojiler üretiyoruz” Ar-Ge merkeziyle de ilgili bilgiler veren Arvas sözlerine şöyle devam etti: “Bugüne kadar hizmet bölgemize gerçekleştirdiğimiz yatırımların miktarı toplamda 60 milyar TL’ye ulaştı. Bu yatırımlarımızın %25’ini ise akıllı şebeke projelerimiz oluşturuyor. Enerji altyapımızın ihtiyaçlarına özel teknolojiler geliştirildiğimiz Ar-Ge merkezimizde, EPDK tarafından onaylanan projelerin çalışmalarını aktif şekilde sürdürüyoruz. Merkezimiz yalnızca saha odaklı inovasyon üretmiyor, aynı zamanda 25’in üzerinde akademik yayın ve tescilli buluşla sektöre bilgi aktarımı sağlayan bir teknoloji üssü olarak konumlanıyor. 15’ten fazla üniversite ve 50’nin üzerinde firma ile yürüttüğümüz ortak çalışmalar, yerli mühendislik kapasitemizi güçlendirirken, kısa süre önce hayata geçirdiğimiz yerli RPA projesi ile manuel süreçlerimizi robotik yazılımlar üzerinden otomatikleştirerek operasyonel verimliliğimizi önemli ölçüde artırdık. Bunun yanında Transform projemiz ile dağıtım trafolarını yapay zeka destekli analiz platformu üzerinden sürekli izliyor, şebeke sağlığını gerçek zamanlı takip ederek enerji kayıplarını düşürüyoruz.” Karbon salımı Ar-Ge projeleriyle azaltılıyor Dicle Elektrik’in Ar-Ge merkezinde ürettiği projeler aynı zamanda çevresel sürdürülebilirliğe de katkı sağlanıyor. Merkez tarafından geliştirilen Makaralı Aydınlatma Direği, elektrik direklerinde bulunan lambaların makaralı mekanizma ile yere indirilebilmesi ve sepetli araç kullanımını azaltılmasını hedefliyor. Kullanımının yaygınlaşmasıyla her 100 kilometrede yaklaşık yüzde 30 oranında karbon ayak izinin azaltılabileceği öngörülüyor. AR-GE Projelerinden Örnekler: Datalink Projesi GSM kapsamasının sınırlı olduğu kırsal bölgelerde sayaç okuma ve şebeke izleme sorununu ortadan kaldıran Datalink, tamamen yerli mühendislik ile geliştirilen radyo frekans teknolojisiyle çalışıyor. Sinyalin olmadığı alanlarda modemler veri toplayıcılarla entegre biçimde kesintisiz bilgi akışı sağlıyor. Ar-Ge çalışmalarının ardından sistem, şebekenin ulaşmadığı 2–3 km mesafelerde dahi veri transferi yapabilecek seviyeye getirildi. Bu teknoloji kırsal bölgelerde akıllı şebeke altyapısını güçlendirirken saha ekiplerinin fiziksel erişim ihtiyacını azaltıyor. Köstebek Köstebek Projesi, yeraltı kablolarında gerçekleşen kayıpları ileri analiz yöntemleri ile tespit eden yerli bir teknoloji. Sistem, kablolara iletilen özel bir frekansın yansımasını takip ediyor. Herhangi bir bozulma; kaçak, hasar, ek ya da tahribat noktasıyla ilgili mesafeyi belirlemeye imkân tanıyor. Bu sayede müdahale süreleri kısalıyor, enerji verimliliği artıyor ve görünmeyen kayıpların önlenmesinde stratejik bir avantaj sağlanıyor. Mobil Süper Şarj EPDK Ar-Ge Çalıştayı’nda ödül alan Mobil Süper Şarj, geleneksel jeneratörlerin yerine sessiz, çevreci ve yüksek verimli bir alternatif sunuyor. Afetlerde, kriz anlarında ve şebeke arızalarında binaların enerji ihtiyacını karşılayabilen cihaz, aynı zamanda elektrikli araçları da şarj edebiliyor. Hem tek fazlı hem de üç fazlı şarjı destekleyen sistem, arama–kurtarma operasyonları ve saha onarımları için mobil güç istasyonları kurulmasına olanak tanıyor.

TSKB ve KfW Kalkınma Bankası’ndan İklim Finansmanı İçin Dev Anlaşma Haber

TSKB ve KfW Kalkınma Bankası’ndan İklim Finansmanı İçin Dev Anlaşma

T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı garantörlüğünde sağlanan bu kaynakla Türkiye genelinde iklim finansmanı temalı yatırımlar ve Türkiye ile Almanya arasındaki ekonomik iş birliğini güçlendirecek projeler desteklenecek. TSKB Genel Müdürü Ozan Uyar anlaşmaya ilişkin yaptığı değerlendirmede, KfW ile 56 yıla uzanan güçlü bir iş birliğinin bulunduğunu belirterek, “Bu anlaşmayla ülkemizin yeşil ve teknolojik dönüşümüne sunduğumuz katkıyı daha da sağlamlaştırmaktan ve Türkiye ile Almanya arasındaki ekonomik iş birliğinin güçlenmesine katkı sağlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz” dedi. TSKB (Türkiye Sınai Kalkınma Bankası), KfW Kalkınma Bankası ile 250 milyon Euro’luk İklim Finansmanı ve Ekonomik İş Birliği Kredisini imzaladı. T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı garantisiyle sağlanan kaynakla Türkiye genelinde iklim finansmanı teması altında yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, enerji depolama, iklim değişikliğine uyum, iklim endüstrileri, döngüsel ekonomi, çevresel ürünler ve diğer iklimle ilişkili yatırımlar finanse edilecek. Buna ek olarak, Türkiye’nin Almanya başta olmak üzere Avrupa Birliği ile iş birliğini güçlendirecek yatırımlar önceliklendirilecek. TSKB sağlanan bu kaynakla düşük karbonlu ve iklim dirençli kalkınma hedeflerine sunduğu katkıyı büyütüyor. Anlaşmaya ilişkin değerlendirmede bulunan TSKB Genel Müdürü Ozan Uyar “KfW ile 1969 yılında başlayan 56 yıllık stratejik iş birliğimizi, Türkiye’nin sera gazı salımı azaltımı hedefini destekleyen yeni bir kaynakla sağlamlaştırmaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Ülkemize kazandırdığımız 250 milyon Euro tutarındaki bu kaynakla; yenilenebilir enerjiden döngüsel ekonomiye, enerji depolamadan çevresel ürünlere geniş bir alanda iklim dostu yatırımların finansmanını sağlayacağız. Bu kaynakla Türkiye ve Almanya arasındaki ekonomik iş birliğini güçlendirirken ülkemizin yeşil dönüşümüne sunduğumuz katkıyı büyüteceğiz. Böylece Türkiye’nin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşması yolunda önemli bir adım daha atmış olacağız.” dedi. TSKB ve KfW arasındaki yeni iş birliğine ilişkin görüşlerini paylaşan KfW Güney Doğu Avrupa ve Türkiye Direktörü Dr. Klaus Müller “TSKB ile 56 yıllık iş birliğimiz, bu anlaşmayla yeni ve stratejik bir döneme giriyor. Sağlanan bu kaynak, sürdürülebilir büyümeyi ve karbon emisyonunun azaltılmasını desteklerken, yüksek etkili projelerin hayata geçirilmesini sağlayarak Türkiye'nin yeşil dönüşümünü hızlandıracak, aynı zamanda da Alman–Türk ekonomik çıkarlarını karşılıklı olarak destekleyecek. Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın sağladığı destek ve garanti için şükranlarımızı sunuyor, önümüzdeki yıllarda da aynı güven ve kararlılıkla bu ortaklığı sürdürmeyi diliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Türkiye 2025’in İlk Yarısında 25 Milyondan Fazla Turist Ağırladı Haber

Türkiye 2025’in İlk Yarısında 25 Milyondan Fazla Turist Ağırladı

Uluslararası danışmanlık, denetim, kurumsal finansman, strateji ve vergi hizmetleri firması EY (Ernst&Young) çatısı altında faaliyet gösteren EY-Parthenon’un (EYP) gerçekleştirdiği Türkiye Turizm ve Konaklama Sektörü Görünümü çalışması yayımlandı. Sektörün 2024 ve 2025 yılları arasındaki büyüme ve değişimini baz alan araştırma, 2025 yılının tamamı için beklentileri de ortaya koyuyor. Sektörün 2025 sonu hedefi 65 milyon uluslararası turiste ulaşarak 64 milyar dolar gelir elde etmek EYP çalışmasına göre; Türkiye 2025’in ilk yarısında, 25 milyondan fazla uluslararası ziyaretçi ağırlayarak bir önceki yılın aynı dönemine göre %1,7’lik bir artış kaydetti. Ziyaretçilerin yaklaşık %57’sinin Antalya, %17’sinin İstanbul ve %11’inin Muğla’yı tercih etmesi, turizm hareketliliğinin ağırlıklı olarak bu üç ilde yoğunlaştığını gösteriyor. 2025 yılı ilk yarısında geçen senenin aynı dönemine kıyasla Nevşehir’de %60, Mardin’de %51, Çanakkale’de %23 ve Trabzon’da %17 oranında da artış kaydedildi. Bu eğilim, Türkiye’ye gelen ziyaretçilerin deniz-kum-güneş turizmi ile birlikte kültür, tarih ve yerel deneyimlere dayalı seyahatlere de yöneldiğini gösteriyor. 2024’te 62 milyon olan uluslararası ziyaretçi sayısının, 2025 yılında 65 milyona yükselmesi bekleniyor. Çalışmaya göre Türkiye, turizm gelirlerinde de ciddi oranda artış sağladı. 2025 yılının ilk yarısında 25,4 milyar dolara ulaşan turizm gelirleri, 2024 yılının aynı dönemine göre %7,4 oranında artış gösterdi. 2024 yılında 61,1 milyar dolar olan toplam turizm gelirinin, 2025 yılında %4,7 artışla 64 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Turizm gelirindeki artışta kişi başı harcama düzeyindeki yükseliş belirleyici unsur oldu. 2025 yılının ilk yarısında kişi başına ortalama harcama günlük 996 dolara ulaşarak %5,6 oranında artış gösterdi. Bu eğilim, geçmiş yıllara kıyasla daha yüksek harcama kapasitesine sahip turist segmentlerine doğru kademeli bir geçiş olduğunu gösteriyor. Türkiye’nin fiyatları uluslararası standartlara yaklaştı Çalışmada yer alan ve TÜİK tarafından açıklanan Haziran 2025 verilerine göre “Lokanta ve Oteller” grubunda yıllık fiyat artışı TL bazında %35,59 olarak gerçekleşti ve hizmetler genelinde artış %50,34’e ulaştı. Bu durum, Türkiye’nin fiyat seviyelerinin uluslararası standartlara yaklaştığını ve daha rekabetçi bir konumda olma yolunda ilerlediğini gösteriyor. Özellikle Akdeniz bölgesi, uluslararası lüks otel ve konaklama markalarının gelmesiyle önemli bir destinasyon haline geldi. Almanya, Rusya ve diğer Avrupa ülkeleri, 2025’in ilk yarısında Türkiye’yi en çok ziyaret eden başlıca ülkeler arasında yer aldı. Uluslararası talep istikrarlı seyrediyor Çalışmaya göre; 2024 yılının ilk yarısında %2,3 oranında büyüyen GSYH’nin, 2025 yılının aynı döneminde %4,8’lik artış kaydetmesi, ekonominin dayanıklılığını ortaya koyuyor. Bununla birlikte, makroekonomik görünümün yanı sıra bölgesel ekonomik ve siyasi gelişmelerin turizm sektörünü etkilediği görülüyor. İstanbul ve Antalya yeni yatırımların merkezi konumunda Yatırımcı ilgisi, Antalya ve Muğla gibi kıyı destinasyonlarda ve İstanbul gibi kentsel merkezlerde yoğunlaşmaya devam ediyor. Süregelen seyahat talebinin yanı sıra MICE (Kongre turizmi) segmentindeki toparlanma da bu yoğunluğa katkı sağlıyor. İstanbul ve Antalya, 19.038 odalık 130 otel projesi ile yeni yatırımların merkezi konumunda yer alıyor. Bu arzın %40’ı İstanbul’da yer almakta olup, şehirde 49 proje kapsamında 7.903 yeni oda planlanıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre, 2025 yılı haziran ayı itibarıyla doluluk oranları Antalya’da %84,35, İstanbul’da %49,54 ve Muğla’da ise %65,61 olarak gerçekleşti. Şubat 2025 itibarıyla geçtiğimiz 1 yılda mevcut oda başına gelirde (RevPAR) Türkiye’de %20, İstanbul’da ise %25’lik artış görüldü. Çalışmaya göre, lüks ve üst segment resort varlıklarının, kişi başına harcamadaki artışın da desteğiyle uluslararası yatırımcılar açısından cazibesini koruduğu gözlemlendi. Yüksek inşaat maliyetleri yenileme projelerini temel yatırım stratejisi haline getiriyor Çalışmaya göre; sürdürülebilirlik ve ESG (çevresel, sosyal ve kurumsal yönetim) standartları, yatırım kararlarını giderek daha fazla şekillendirirken; enerji verimliliği ve yeşil sertifikasyonlar, yatırımcı ilgisini çeken önemli farklılaştırıcı unsurlar haline geliyor. “Türkiye hâlâ lüks segment otel grupları için cazip bir yatırım destinasyonu” EY-Parthenon Türkiye Ticari Gayrimenkul İşlemleri Kıdemli Direktörü Gün Gökkaya, Türkiye turizm ve konaklama sektörü için şu değerlendirmelerde bulundu: “EY Parthenon olarak hazırladığımız çalışmaya göre; makroekonomik dalgalanmalara karşın Türkiye hâlâ lüks segment otel grupları için cazip bir yatırım destinasyonu olma özelliğini koruyor. Bu durumun da etkisiyle Türkiye, turizm ve konaklama sektörü dayanıklı yapısını koruyarak dengeli bir büyüme ivmesi sergiliyor. Yukarı yönlü gelir performansı, çeşitlenen destinasyon yapısı ve sürdürülebilirlik temelli yatırımlar, sektörün uzun vadede rekabet gücünü destekliyor. Bu noktada, artan maliyetler ve hizmet fiyatlarındaki yükselişin, Türkiye’nin fiyat avantajını bir miktar azalttığını belirtmemiz gerekiyor. Buna karşın, lüks ve üst segment tesislere yönelik artan talep görüyoruz. Güçlü turizm gelirleri, sektörde nakit akışı istikrarını ve borç ödeme kapasitesini destekleyerek kredi dinamiklerini destekliyor. Yerel bankaların; mevcut varlıkların renovasyon ve yenileme projelerine finansman sağlamayı, yeni otel geliştirme projelerine göre daha fazla tercih etmesi, artan inşaat maliyetleri ile birlikte yeni projeleri daha maliyetli hale getiriyor. Bu durum yatırımcıların daha fazla alternatif finansman modellerine yönelmesine sebep olurken, özellikle ortak girişimler, özel sermaye fonları ve gelir paylaşımı anlaşmaları öne çıkıyor. Uluslararası turistlere yönelik tatil bölgelerinde işletmeler, döviz kuru riskini azaltmak için döviz üzerinden fiyatlama yaparak, kur sabitleme gibi yöntemlerle gelirlerini güvence altına alıyor.”

Konut Üretiminde Güven ve Sürdürülebilirlik Ön Planda Haber

Konut Üretiminde Güven ve Sürdürülebilirlik Ön Planda

Şentürk, aile geçmişlerine dayanan üretim anlayışının temelinde insan odaklı tasarımın yer aldığını, yapıların yalnızca barınma ihtiyacı değil uzun vadeli yaşam kültürü sunması gerektiğini vurguladı. Yeni projelerinde modern mimari, mühendislik güvenliği ve çevreyle uyumlu çözümleri bir araya getirdiklerini belirten Şentürk; mimari, iç mekân ve peyzaj disiplinlerinin ortak çalışmasının projelere bütüncül bir yapı kazandırdığını ifade etti. Sürdürülebilirliğin artık projelerin vazgeçilmez bir kriteri olduğunu söyleyen Şentürk, enerji verimliliği, su tasarrufu ve geniş yeşil alan tasarımının önemine dikkat çekerek, son projelerinde 15.180 m² peyzaj alanı tanımladıklarını aktardı. Şentürk, sektörün rekabet ortamında uzun vadeli değer üretme anlayışının belirleyici olduğunu, estetik–uyum–dayanıklılık dengesinin projelerde fark yarattığını ifade etti. Çevre dostu yapı yaklaşımının ise geleceğe dönük önemli bir fırsat oluşturduğunu belirtti. Türkiye’de inşaat sektörünün hızla dönüşmeye devam ettiğini söyleyen Şentürk, maliyet artışlarının zorluk yarattığını ancak yenilikçi tasarım ve teknoloji kullanımının sektörü ileri taşıyan başlıca unsurlar olduğunu vurguladı. Önceliklerinin her zaman güven ve uzun ömürlü yaşam alanları üretmek olduğunu ifade eden Şentürk, bu değerlendirmelerini MAG okurlarıyla paylaştı.

ASAŞ'ın 2024 Sürdürülebilirlik Raporu Yayımlandı Haber

ASAŞ'ın 2024 Sürdürülebilirlik Raporu Yayımlandı

Şirket, karbon emisyonlarındaki iyileşmelerden atık geri kazanım oranlarına, çalışan gelişiminden sürdürülebilir ürün yatırımlarına kadar birçok alanda güçlü bir performans sergiledi. Rapora göre ASAŞ, 2024 yılında emisyonlarını bir önceki yıla göre %30 azalttı ve 2022’den bu yana toplamda %46’lık bir düşüş elde etti. Atıklarının %92,6’sını geri kazanan şirket, ürün başına su tüketimini ise %17 oranında iyileştirdi. Ar-Ge ve inovasyon yatırımlarını artıran ASAŞ, düşük karbon ayak izli yeni nesil alüminyum ürünü NexAL’in üretimine başlayarak sürdürülebilir ürün portföyünü güçlendirdi. Sürdürülebilirlikte Güçlü Performans Sürdürülebilirlik yaklaşımını “Sorumlu”, “İnsan Odaklı” ve “Çevreye Saygılı” iş anlayışı üzerine inşa eden ASAŞ, 2024 yılında çevresel etkilerini azaltmaya yönelik önemli adımlar attı. Rapor kapsamında: emisyonlarda %30 azalma sağlayarak toplam 1.824.218 ton CO₂e seviyesine ulaştı, üç yıl içinde emisyon iyileşmesi %46’ya ulaştı, atıkların %92,6’sı geri kazanıldı, ürün başına su tüketimi 5,24 m³/ton seviyesine geriledi, enerji verimliliği projeleri ile 1.074 GJ enerji tasarrufu sağlandı. Tüm üretim tesisleri için ASI Performans Standardı Sertifikası denetimleri başarıyla tamamlandı. Ar-Ge ve İnovasyon: Geleceğe Yatırım ASAŞ, 2024 yılında Ar-Ge harcamalarını %17 artırarak 67,8 milyon TL seviyesine çıkardı. Çevresel performansı iyileştirmeye yönelik Ar-Ge harcaması ise 21,3 milyon TL oldu. Yıl boyunca 22 Ar-Ge projesi tamamlanırken, şirket 7 marka ve tasarım tescili aldı. Ar-Ge ve inovasyon projelerindeki artış bir önceki yıla göre %120 seviyesinde gerçekleşti. Düşük karbon ayak izli alüminyum ürün NexAL, 2024’te üretime alınarak ASAŞ’ın sürdürülebilir ürün stratejisinin önemli bir adımı oldu. İnsan Odaklı ve Etik İş Kültürüyle Sorumlu Büyüme ASAŞ, çalışanlarının gelişimini ve refahını sürdürülebilirlik stratejisinin temel bileşeni olarak konumlandırırken, aynı zamanda şeffaflık, hesap verebilirlik ve etik iş prensiplerini kurumsal kültürünün merkezinde tutuyor. Raporda öne çıkan sosyal ve etik performans sonuçlarına göre; çalışan başına ortalama eğitim süresi 11,6 saat olarak gerçekleşti, 89 engelli çalışan istihdam edildi, STEM görevlerinde görev alan kadın çalışan sayısı 19’a yükseldi ve 2024 yılında 52 SEÇ saha denetimi yapıldı. Etik süreçlerde farkındalığı artırmak amacıyla ise yıl boyunca 1.926 çalışan etik eğitimlerine katıldı ve etik dışı davranışlara karşı şirket genelinde sıfır tolerans politikası sürdürüldü. Raporlama süreçleri GRI Standartlarıyla uyumlu şekilde yürütüldü. ASAŞ Genel Müdürü Derya Hatiboğlu, raporda yer alan mesajında şirketin sürdürülebilirlik vizyonunu şu ifadelerle özetledi: “2024 yılında zorluklara rağmen yatırımlarımızı sürdürdük ve sürdürülebilir büyüme yolculuğumuzda önemli adımlar attık. Emisyonlarımızdaki güçlü düşüş, enerji verimliliği projelerimiz ve düşük karbonlu ürün yatırımlarımız sürdürülebilir geleceğe olan bağlılığımızın somut göstergeleri. Çalışanlarımız, iş ortaklarımız ve tüm paydaşlarımızın desteğiyle daha yaşanabilir bir dünya için çalışmaya devam edeceğiz.” Sürdürülebilirlik Raporu 2024'ün tamamına ASAŞ web sitesinden ulaşılabiliyor.

Türk Çimento Sektörü 2024 Sürdürülebilirlik Raporu Yayımlandı Haber

Türk Çimento Sektörü 2024 Sürdürülebilirlik Raporu Yayımlandı

Tüm TÜRKÇİMENTO üyelerinin katkı sağladığı raporda, 53 entegre tesisin çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) verileri konsolide edilerek sektörün sürdürülebilirlik yolculuğuna kapsamlı bir çerçeve sunuldu. Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) dikkate alınarak hazırlanan rapor, TÜRKÇİMENTO’nun benimsediği çifte önemlilik yaklaşımı temelinde şekillendirildi. Bu kapsamda sektörün çevresel ve sosyal etkileri ile bu etkilerin finansal performansa yansımaları kapsamlı şekilde analiz edildi. Farklı paydaş gruplarının katılımıyla gerçekleştirilen anket ve mülakat çalışmaları sonucunda sektörün sürdürülebilirlik öncelikleri belirlendi. Raporda hem etki hem de finansal açıdan yüksek önceliğe sahip konular arasında iklim değişikliği ile mücadele ve uyum, enerji yönetimi ve verimliliği, sürdürülebilir ürünler, döngüsel ekonomi ve atık yönetimi, Türkiye ekonomisine katkı, iş sağlığı ve güvenliği, ürün kalitesi ve yasal mevzuata uyum öne çıkıyor. Ayrıca sektör genelinde sürdürülebilirlik ve iklimle bağlantılı risk ve fırsatlara da yer veriliyor. Alternatif Yakıtla Enerjinin Yüzde 13’ü Karşılandı Türk çimento sektörü geçen yıl itibarıyla, çevresel performansını güçlendirmeye yönelik önemli adımlar attı. Bu kapsamda 2,1 milyon ton alternatif yakıt kullanılarak sektörün ısıl enerji ihtiyacının %13’ü bu kaynaklardan sağlandı. 6,6 milyon ton alternatif hammadde kullanımıyla da yaklaşık %5’lik ikame oranına ulaşıldı. Yenilenebilir enerji yatırımlarında da artış sağlanırken, çimento fabrikalarının elektrik tüketiminin yaklaşık %10’u güneş ve rüzgâr enerjisinden karşılandı. Sektörde 2024 yılı içinde yapılan çevresel yatırımların toplamı 1,6 milyar TL’ye, yıllık çevresel harcamalar ise 300 milyon TL’ye ulaştı. Bu yatırımlar, karbon emisyonlarının azaltılmasının yanı sıra kaynak verimliliği ve döngüsel ekonomi uygulamalarının güçlendirilmesi açısından da önemli bir rol oynadı. TÜRKÇİMENTO CEO’su Volkan Bozay, rapora ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi: “Çimento sektörü olarak, sürdürülebilirliği artık bir tercih değil, temel bir dönüşüm alanı olarak görüyoruz. Alternatif yakıt ve hammadde kullanımı, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji yatırımları ve dijitalleşme çalışmaları, bu dönüşümün en somut göstergeleri. Yayımladığımız 2024 Sürdürülebilirlik Raporumuz yalnızca mevcut performansımızı değil, aynı zamanda risklerimizi, fırsatlarımızı ve önümüzdeki döneme ilişkin yol haritamızı da ortaya koyan stratejik bir rehber niteliği taşıyor.” Yeşil Dönüşüm Türk Çimentosunun Rekabet Gücünü Artırıyor Türk çimento sektörü; Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum süreci, karbon düzenlemeleri, enerji dönüşümü ve sürdürülebilir üretim uygulamaları doğrultusunda küresel rekabet gücünü artırmayı sürdürürken, toplumsal faydayı ve sürdürülebilir kalkınmayı da iş yapış biçiminin ayrılmaz bir parçası olarak ele alıyor. TÜRKÇİMENTO 2024 Sürdürülebilirlik Raporu, sektörün düşük karbonlu ve daha dirençli bir geleceğe geçişinde önemli bir referans doküman niteliği taşıyor.

Toros Tarım’ın Atığı Ürüne Dönüştüren Projesine Birincilik Ödülü Haber

Toros Tarım’ın Atığı Ürüne Dönüştüren Projesine Birincilik Ödülü

Bitki besleme ürünleri alanında Türkiye’nin lider şirketi Toros Tarım, operasyonlarını sürekli geliştirerek daha verimli, çevik ve dayanıklı bir şirket olma hedefi doğrultusunda yürüttüğü dönüşüm çalışmalarını başarıyla sürdürüyor. “Sensiz Olmaz” mottosuyla 2017 yılında başlatılan Yalın Dönüşüm Programı, 2020 yılında hayata geçirilen Altı Sigma metodolojisi ile daha da güçlendi. Bugüne kadar toplam 116 çalışan ile 6 dalga Yeşil Kuşak ve 1 dalga Kara Kuşak eğitimi tamamlandı. Böylece şirket bünyesinde 66 Yeşil Kuşak ve 7 Kara Kuşak çalışana ulaşıldı. Tüm bu çalışmalar Kıbrıs’ta düzenlenen 9. Yalın Altı Sigma Konferansı kapsamında düzenlenen Proje Yarışması’nda Altı Sigma kategorisinde Toros Tarım’a birincilik getirdi. Ödül, Ar-Ge ekibinin geliştirdiği, katı atıkların farklı malzemelerle granüle edilerek yüksek azot içerikli tarımsal girdiye dönüştürülmesini sağlayan “Katı Bir Atığın Farklı Malzemeler ile Granülasyon Parametrelerinin Değerlendirilmesi” projesine verildi. Birincilik ödülüne layık görülen granülasyon projesi; atık yönetimine sürdürülebilir bir çözüm sunması, yüzde 20’nin üzerinde azot içeren yeni bir ürün potansiyeli yaratması, 2–5 mm partikül boyutuyla tarımsal kullanım için ideal bir yapı oluşturması, bilimsel geçerliliğinin yüksek istatistiksel deney tasarımlarıyla yürütülmesi gibi özellikleriyle öne çıktı. Aynı kategoride, Samsun tesisinden “NPK Tesisi Enerji Tüketimlerinin Azaltılması” projesi de finale kalan çalışmalar arasında yer aldı. Projeler; enerji verimliliği, atıkların katma değerli ürüne dönüştürülmesi ve veriye dayalı istatistiksel analizleriyle dikkat çekti. Toros Tarım bunun yanında, Altı Sigma kapsamında 2020 yılından bu yana yürütülen toplam 101 projede 8,9 milyon Euro finansal getiri sağladı. Proje çıktıları satış ekipleriyle beraber değerlendirilerek, ortaya çıkan üç farklı ürün adayından biri için tescil süreci tamamlanırken, diğer iki ürün için süreç devam ediyor. Sürekli İyileşme Kültürü Birincilik Getirdi Yalın Altı Sigma Konferansı’nda şirketin yalın üretime bakış açısını ve bu alandaki çalışmalarını aktaran Toros Tarım Yalın Üretim Direktörü Umut Zorlu, “Toros Tarım olarak sürekli iyileştirme kültürünü yalnızca bir proje yaklaşımı değil, kurum kültürümüzün temel yapı taşlarından biri olarak görüyoruz. Toros Tarım’da yürütülen Altı Sigma Yeşil Kuşak projeleri, yalnızca finansal kazanç sağlamayı değil, aynı zamanda verimlilik, sürdürülebilirlik ve çalışan gelişimi açısından da değer yaratmayı hedefliyor. Proje sonuçları, yıl sonunda üst yönetim tarafından finansal katkı, sürdürülebilirlik ve sunum kalitesi gibi kriterlerle değerlendirilerek çalışan performans karnelerine yansıtılıyor. Bu başarı, veriye dayalı karar alma, ekip çalışması ve sürekli iyileştirme kültürümüzün bir yansıması. Altı Sigma kategorisinde finale iki projemizle kalmamız ve birincilik ödülü kazanmamız, sahadaki emeğin, veriye dayalı düşüncenin ve ekip ruhunun doğal bir sonucu. Bu başarı tüm çalışanlarımıza ait” dedi. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

COLIN’S Üçüncü Sürdürülebilirlik Raporunu Yayımladı Haber

COLIN’S Üçüncü Sürdürülebilirlik Raporunu Yayımladı

Şirket, 2030 yılına kadar enerji tüketiminin tamamını yenilenebilir kaynaklardan karşılama, kadın yönetici oranını %50’ye yükseltme ve mağaza sayısını 35 ülkede 800’e çıkarma hedefiyle dikkat çekiyor. COLIN’S, yayınladığı üçüncü Sürdürülebilirlik Raporu’nda 2024 yılı boyunca çevresel, sosyal ve yönetişim alanlarında kaydedilen gelişmeleri ve 2030 vizyonunu paylaştı. Raporda yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, etik tedarik zinciri, çeşitlilik ve sürdürülebilir tasarım alanlarında somut adımlar öne çıkıyor. COLIN’S Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, 2024 yılının hem finansal hem de sürdürülebilirlik açısından güçlü bir yıl olduğunu vurgulayarak, “Bu büyümeyi yalnızca ekonomik başarıyla değil, çevreye ve topluma karşı duyduğumuz sorumlulukla da destekledik. ‘Gezegenden ve İnsandan Sorumluyuz’ yaklaşımımız doğrultusunda sürdürülebilirlik ilkelerini iş süreçlerimizin odağına yerleştirdik” dedi. Hazır giyimi sorumlu giyime dönüştürme hedefi doğrultusunda yürütülen çalışmaların yalnızca üretim süreçleriyle sınırlı olmadığını belirten Yavuz Eroğlu, “Attığımız adımlar tedarik zincirimizden müşteri deneyimimize, dijitalleşme projelerimizden inovatif çözümlerimize kadar uzandı. Karbon ayak izimizi azaltmaya, kaynak kullanımında verimliliği artırmaya, sosyal etkilerimizi daha olumlu hale getirmeye yönelik çalışmalarımıza hız kazandırdık” diye konuştu. Yenilenebilir enerjide güçlü adım COLIN’S, sürdürülebilirlik yolculuğunda en somut adımlarından birini enerji alanında attı. Şirket, 2024 yılında aldığı çağrı mektubuyla Niğde’de 2,5 MW kurulu güce sahip Arazi Tipi Güneş Enerjisi Santrali (GES) yatırımına başlıyor. Bu proje sayesinde faturası doğrudan COLIN’S’e ait olan 49 mağaza ile Türkiye’deki lojistik ve dağıtım üssü COLIN’S Dağıtım Merkezi’nin elektrik ihtiyacının tamamı güneşten karşılanacak. Yıllık 5,5 milyon kWh elektrik üretimi öngörülen santral, yaklaşık 30 milyon TL’lik enerji maliyetini yenilenebilir kaynaklardan karşılayacak. COLIN’S, proje devreye alındığında, 49 mağaza ve COLIN’S Dağıtım Merkezi’nin elektrik giderlerini sıfırlamayı ve karbon salımını önemli ölçüde azaltmayı hedefliyor. Enerji fiyatlarındaki dalgalanmalara karşı şirketi koruyacak olan yatırım, COLIN’S’in 2030’da tüm enerji tüketimini yenilenebilir kaynaklara dayandırma vizyonunun da ilk büyük ölçekli uygulaması olma özelliğini taşıyor. Mağazalarda enerji yönetim sistemi COLIN’S, mağaza operasyonlarını dönüştürerek 2024’te 44 mağazasını daha enerji yönetim sistemine entegre etti ve böylece toplam mağazalarının %80’i sisteme dahil edildi. Enerji verimliliğine yönelik bu hamle çevresel etkileri azaltırken finansal katkı da sağladı. 6,5 milyon TL’lik yatırım sayesinde yalnızca bir yılda 650.000 kWh tasarruf elde edildi. Enerji yönetim sistemine yönelik yatırımlar, COLIN’S’in çevresel etkisini azaltma hedefini somut biçimde destekledi. Sağlanan enerji tasarrufu sayesinde önemli miktarda karbon salımı engellendi; bu etki, binlerce ağacın yıllık karbon tutumuna eşdeğer bir fayda yarattı. Böylece hem çevreye duyarlı bir operasyon modeli güçlendirildi hem de 2024 yılı itibarıyla 4 milyon TL’ye ulaşan bir finansal tasarruf sağlandı. Enerji yönetim sistemleri, mağazalardaki aydınlatma, iklimlendirme ve tüm cihazların gerçek zamanlı izlenip optimize edilmesini mümkün kılıyor. Böylece gereksiz tüketim önleniyor, şirketin karbon ayak izi kayda değer ölçüde azalıyor. Ürünlerde sürdürülebilir yenilikler COLIN’S, moda koleksiyonlarında çevreye duyarlı üretimi güçlendirmeye devam ediyor. 2024 Sürdürülebilirlik Raporu’na göre şirket, doğal kaynak tüketimini azaltan ve ürünlerin ömrünü uzatan yenilikçi projeleri devreye aldı. Bunların başında, 2024’te İlkbahar-Yaz ve Sonbahar-Kış sezonlarında toplam 616 bin 134 adet erkek dış giyim ürününün %77’sine ve kadın dış giyim ürünlerinde toplam 344 bin 828 adedin %73’üne uygulanan Su İticilik Apre Projesi geliyor. Bu teknoloji, ürünleri suya ve kire karşı daha dayanıklı hale getirirken, daha az yıkanma ihtiyacı sayesinde su ve enerji tasarrufu sağlıyor ve ürün ömrünü uzatıyor. Uzun süredir sürdürülen Ekolojik Jeans Koleksiyonu, inovatif yıkama teknikleriyle denimde su, enerji ve kimyasal tüketimini önemli ölçüde azalttı. Color Denim Koleksiyonu ise, top boyama teknikleri ve çevre dostu boyarmaddelerle hem trend hem de doğa dostu tasarımlar sundu. Elyaf kullanımında da son yıkama yerine viskon, modal, polyester ve poliamid gibi yumuşak dokulu elyaflar tercih edilerek su ve kimyasal tüketimi düşürüldü. Ayrıca COLIN’S Dağıtım Merkezi’nin aldığı Sıfır Atık Belgesi ve tüm aksesuar etiketlerinde FSC sertifikalı kâğıtlara geçiş doğal kaynakların korunmasında önemli bir adım oldu. 1,1 milyon kolinin 401 bini yeniden kullanıldı COLIN’S, sürdürülebilirlik stratejisinin önemli ayaklarından biri olan atık yönetiminde dikkat çekici sonuçlar elde etti. 2022’de dağıtım merkezinde başlayan Sıfır Atık uygulaması, 2023’te cadde mağazalarına da yaygınlaştırıldı; ayrıştırma alanları kurularak geri dönüştürülebilir malzeme oranı artırıldı. 2024’te yapılan 1,1 milyon koli sevkiyatının 401 bini yeniden kullanıldı. Bu süreçte yeniden kullanılan koliler sayesinde önemli miktarda karton tasarrufu sağlandı ve yapılan hesaplamalara göre yaklaşık 2.700 ağacın kesilmesini önlemekle eşdeğer bir çevresel fayda elde edildi. Bu uygulama hem maliyetlerde hem de çevresel etkilerde tasarruf sağladı. Ayrıca mağaza donanımlarında geri dönüştürülmüş ahşap, doğal mankenler ve geri dönüştürülmüş askılar tercih edilerek çevre dostu tasarım anlayışı benimsendi. COLIN’S’te kadın yönetici oranı %33’e yükseldi COLIN’S, insan kaynağını sürdürülebilirlik stratejisinin merkezine koyarak çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılıkta önemli ilerlemeler kaydetti. 2024 Sürdürülebilirlik Raporu’na göre kadın yönetici oranı %33’e yükseldi; bu artış, liderlik pozisyonlarında kadın temsilini güçlendirme hedefine doğru atılmış önemli bir adım oldu. Şirket, işe alımlarının %14’ünü yeni mezunlardan gerçekleştirerek genç yeteneklere fırsat sundu. Ayrıca çalışan gelişimine yönelik yatırımlar kapsamında 2024’te 135.732 saat eğitim ve 2.650 saat iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verildi. Dijitalleşmeye 3,1 milyon dolarlık yatırım COLIN’S, dijitalleşmeyi müşteri deneyimini güçlendiren, operasyonel verimliliği artıran ve sürdürülebilir büyümeyi destekleyen stratejik bir alan olarak konumlandırıyor. 2024’te dijitalleşme ve inovasyona yapılan 3.1 milyon dolarlık yatırım sayesinde iş süreçleri optimize edildi, enerji tüketimi azaltıldı, kaynak yönetimi iyileştirildi ve karbon ayak izi küçültüldü. Dijital dönüşüm vizyonu üretim ve operasyonun ötesine geçerek İnsan Kaynakları’na da taşındı. Bu kapsamda uygulanan Dijital Olgunluk Projesi, süreçlerin teknik ve kültürel dönüşüm düzeyini analiz ederek çalışan deneyimini güçlendirdi ve kurumsal verimliliği artırdı. Toplumsal katkı stratejinin merkezinde COLIN’S, sürdürülebilirliği yalnızca çevresel ve ekonomik boyutlarıyla değil, toplumsal fayda yaratarak da hayata geçiriyor. 2024 Sürdürülebilirlik Raporu’na göre şirket, iş stratejilerini toplumsal gelişimle birlikte kurguluyor ve bu sorumluluğu paydaşlarıyla şeffaf biçimde paylaşıyor. Toplumsal katkı, müşterilerin ötesinde çalışanlar, tedarikçiler, gençler ve geniş toplulukları kapsıyor. Bu kapsamda üniversite öğrencilerinin kariyer yolculuklarına destek sağlayan projeler yürütülüyor, genç yeteneklerin yaratıcılıklarını ortaya koyabilecekleri platformlar oluşturuluyor. Etik ve sorumlu tedarik COLIN’S, sürdürülebilirlik vizyonunu tedarik zincirinde de somut adımlarla hayata geçiriyor. Etik değerlere bağlı, çevre dostu tedarikçilerle iş birlikleri kurarak gezegenin korunmasına ve işin geleceğinin güvence altına alınmasına katkı sağlıyor. Sürdürülebilirliğe bütüncül bakış COLIN’S, sürdürülebilirliği enerji verimliliğinden döngüsel tasarıma, etik tedarikten toplumsal yatırımlara ve dijitalleşmeye uzanan çok boyutlu bir dönüşüm alanı olarak ele alıyor. Şirket, tüm operasyonlarını çevresel sorumluluk, toplumsal fayda ve uzun vadeli değer yaratma ilkeleri doğrultusunda yeniden şekillendiriyor. COLIN’S, attığı her adımı yalnızca bugünün değil, gelecek kuşakların dünyasına duyduğu sorumluluğun bir parçası olarak görüyor; sürdürülebilir modayı herkes için erişilebilir kılmayı hedefliyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.