Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Enerji Yönetimi

Kapsül Haber Ajansı - Enerji Yönetimi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Enerji Yönetimi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Atatürk Üniversitesinin UI GreenMetric 2025’teki Yükselişi Devam Ediyor Haber

Atatürk Üniversitesinin UI GreenMetric 2025’teki Yükselişi Devam Ediyor

Bu yıl 105 ülkeden 1.745 üniversitenin değerlendirildiği endekste, Atatürk Üniversitesi dikkat çekici bir başarıya imza attı. Başvuru süreci 2021 yılından bu yana Atatürk Üniversitesi Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından yürütülen UI GreenMetric sıralamasının 2025 sonuçları, Tayvan National Chi Nan University (NCNU) ev sahipliğinde kamuoyuyla paylaşıldı. Açıklanan verilere göre Atatürk Üniversitesi, 5. yılında da istikrarlı yükselişini sürdürerek dünya genelinde 66 basamak birden ilerledi ve 180. sıraya yerleşti. Coğrafi konum itibarıyla Asya Kıtasında değerlendirilen üniversiteler arasında 101’inci, Türkiye’den katılan 142 üniversite arasında 18’inci, devlet üniversiteleri arasında ise 13’üncü sıraya yükseldi. Bu sonuçlar, üniversitenin sürdürülebilirlik odaklı proje, yatırım ve uygulamalarda kararlı adımlar attığının somut bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Atatürk Üniversitesi, toplam puanını 7.825’ten 8.260’a çıkararak sürdürülebilir kampüs yönetimi, çevreci politikalar ve yeşil dönüşüm adına önemli bir ilerleme kaydetti. Üniversite; eğitim ve araştırma, atık yönetimi, su yönetimi, kampüs ulaştırma politikaları, sürdürülebilir enerji ve altyapı olmak üzere altı temel göstergenin beşinde kayda değer bir yükseliş sağladı. “Sürdürülebilirlik Bir Tercih Değil, Kurumsal Sorumluluktur” Sıralama sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, elde edilen başarının tüm üniversite bileşenlerinin ortak çabasının ürünü olduğunu vurgulayarak: “UI GreenMetric gibi uluslararası saygınlığa sahip bir endekste yükselişimizi istikrarlı biçimde sürdürmemiz, çevre dostu uygulamalardan sürdürülebilir enerji politikalarına, yeşil kampüs adımlarından karbon ayak izimizi azaltmaya kadar pek çok alanda yürüttüğümüz çalışmaların ne kadar doğru bir yolda ilerlediğini göstermektedir. Enerji verimliliği, atık ve su yönetimindeki titizlik, çevre bilincini merkeze alan ulaşım ve yerleşke politikalarımız bu başarının temel unsurlarıdır. Bu süreçte emek veren Sürdürülebilirlik Ofisimize, akademik ve idari personelimize, öğrencilerimize ve tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum. Atatürk Üniversitesi olarak sürdürülebilirliği bir tercih değil, kurumsal bir sorumluluk olarak görüyoruz; bu anlayışla hem bölgesel hem ulusal hem de küresel ölçekte ses getiren çalışmaları sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. “Yeşil Kampüs” Anlayışı Kapsamlı Bir Yönetim Modeline Dönüşüyor Atatürk Üniversitesi Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Zeynep Ceylan ise sürdürülebilirlik kavramının artık yalnızca kampüslerde yeşil alan düzenlemeleriyle sınırlı olmadığını belirterek şu değerlendirmelerde bulundu: “Yeşil sürdürülebilirlik; yapı ve altyapı güçlendirme, akıllı ve yeşil bina uygulamaları, sürdürülebilir enerji yönetimi, atık ve su yönetimi, ulaşım politikaları ve iklim değişikliğiyle mücadele süreçlerini kapsayan çok boyutlu bir yapılanmaya dönüşmüştür. Atatürk Üniversitesi’nin 6 temel kategorinin 5’inde kaydettiği ciddi yükseliş, karbon salımının azaltılması ve NET SIFIR-2053 TÜRKİYE hedefi doğrultusunda kararlı bir ilerleyişin göstergesidir.” UI GreenMetric Nedir? Üniversitelerin çevresel sürdürülebilirlik performansını değerlendirmeye odaklanan UI GreenMetric, enerji kullanımı, sürdürülebilir atık ve su yönetimi, ulaşım, eğitim ve araştırma faaliyetleri ile çevresel planlama ve yönetim gibi çeşitli alanlarda performans göstergeleri içeren kapsamlı bir ölçme sistemidir. Bu endeks, üniversitelerin çevre üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmalarını ve sürdürülebilir uygulamaları benimsemelerini teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Her yıl dünya genelindeki üniversitelerin başvuruda bulunduğu UI GreenMetric’te, kurumların sürdürülebilirlik performansları değerlendirildikten sonra sıralamaya dahil edilip edilmeyecekleri belirlenmektedir. Bu yönüyle UI GreenMetric, hem üniversitelerin kendi sürdürülebilirlik çalışmalarını geliştirmelerine katkı sunan hem de küresel ölçekte çevresel sürdürülebilirliği destekleyen önemli bir araç olarak kullanılmaktadır. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Türk Çimento Sektörü 2024 Sürdürülebilirlik Raporu Yayımlandı Haber

Türk Çimento Sektörü 2024 Sürdürülebilirlik Raporu Yayımlandı

Tüm TÜRKÇİMENTO üyelerinin katkı sağladığı raporda, 53 entegre tesisin çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) verileri konsolide edilerek sektörün sürdürülebilirlik yolculuğuna kapsamlı bir çerçeve sunuldu. Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) dikkate alınarak hazırlanan rapor, TÜRKÇİMENTO’nun benimsediği çifte önemlilik yaklaşımı temelinde şekillendirildi. Bu kapsamda sektörün çevresel ve sosyal etkileri ile bu etkilerin finansal performansa yansımaları kapsamlı şekilde analiz edildi. Farklı paydaş gruplarının katılımıyla gerçekleştirilen anket ve mülakat çalışmaları sonucunda sektörün sürdürülebilirlik öncelikleri belirlendi. Raporda hem etki hem de finansal açıdan yüksek önceliğe sahip konular arasında iklim değişikliği ile mücadele ve uyum, enerji yönetimi ve verimliliği, sürdürülebilir ürünler, döngüsel ekonomi ve atık yönetimi, Türkiye ekonomisine katkı, iş sağlığı ve güvenliği, ürün kalitesi ve yasal mevzuata uyum öne çıkıyor. Ayrıca sektör genelinde sürdürülebilirlik ve iklimle bağlantılı risk ve fırsatlara da yer veriliyor. Alternatif Yakıtla Enerjinin Yüzde 13’ü Karşılandı Türk çimento sektörü geçen yıl itibarıyla, çevresel performansını güçlendirmeye yönelik önemli adımlar attı. Bu kapsamda 2,1 milyon ton alternatif yakıt kullanılarak sektörün ısıl enerji ihtiyacının %13’ü bu kaynaklardan sağlandı. 6,6 milyon ton alternatif hammadde kullanımıyla da yaklaşık %5’lik ikame oranına ulaşıldı. Yenilenebilir enerji yatırımlarında da artış sağlanırken, çimento fabrikalarının elektrik tüketiminin yaklaşık %10’u güneş ve rüzgâr enerjisinden karşılandı. Sektörde 2024 yılı içinde yapılan çevresel yatırımların toplamı 1,6 milyar TL’ye, yıllık çevresel harcamalar ise 300 milyon TL’ye ulaştı. Bu yatırımlar, karbon emisyonlarının azaltılmasının yanı sıra kaynak verimliliği ve döngüsel ekonomi uygulamalarının güçlendirilmesi açısından da önemli bir rol oynadı. TÜRKÇİMENTO CEO’su Volkan Bozay, rapora ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi: “Çimento sektörü olarak, sürdürülebilirliği artık bir tercih değil, temel bir dönüşüm alanı olarak görüyoruz. Alternatif yakıt ve hammadde kullanımı, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji yatırımları ve dijitalleşme çalışmaları, bu dönüşümün en somut göstergeleri. Yayımladığımız 2024 Sürdürülebilirlik Raporumuz yalnızca mevcut performansımızı değil, aynı zamanda risklerimizi, fırsatlarımızı ve önümüzdeki döneme ilişkin yol haritamızı da ortaya koyan stratejik bir rehber niteliği taşıyor.” Yeşil Dönüşüm Türk Çimentosunun Rekabet Gücünü Artırıyor Türk çimento sektörü; Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum süreci, karbon düzenlemeleri, enerji dönüşümü ve sürdürülebilir üretim uygulamaları doğrultusunda küresel rekabet gücünü artırmayı sürdürürken, toplumsal faydayı ve sürdürülebilir kalkınmayı da iş yapış biçiminin ayrılmaz bir parçası olarak ele alıyor. TÜRKÇİMENTO 2024 Sürdürülebilirlik Raporu, sektörün düşük karbonlu ve daha dirençli bir geleceğe geçişinde önemli bir referans doküman niteliği taşıyor.

Trendyol Depo ve Ofislerinde %100 Yenilenebilir Enerji Haber

Trendyol Depo ve Ofislerinde %100 Yenilenebilir Enerji

Trendyol, 300’ü aşkın ofis, dağıtım ve aktarma merkezinde I-REC sertifikalı tamamen yenilenebilir elektrik kullanımına geçiyor. Böylece, kendi operasyonlarında 2040 yılı için belirlediği karbon nötr hedefinin yaklaşık %70’ine daha erken ulaşmış olacak. Türkiye’nin lider ve dünyanın önde gelen e-ticaret platformlarından Trendyol, sürdürülebilirlik yolculuğunda hızlandırdığı dönüşümün etkilerini ve geleceğe yönelik stratejik önceliklerini ortaya koyan 2024 yılı Sürdürülebilirlik Raporu’nu açıkladı. Rapor kapsamında Trendyol, 2040 nötr karbon yolundaki hedefleriyle uyumlu ilerlediğini ortaya koydu. Sürdürülebilirlik yolculuğunda önemli bir adım atan Trendyol tüm ofisleri, dağıtım ve aktarma merkezlerini kapsayan 300’ü aşkın lokasyonda tamamen yenilenebilir kaynaklardan üretilen “I-REC sertifikalı” elektrik kullanımına geçtiğini açıkladı. Şirket, hidroelektrik dahil çeşitli kaynakların sertifikalandırılabildiği bu sistemde özellikle güneş ve rüzgar enerjisini tercih ederek operasyonel çevresel etkisini en aza indirmeyi hedefliyor. Bu yaklaşımla Trendyol, kendi operasyonlarında 2040 için koyduğu karbon nötr hedefinin yaklaşık %70’ine daha erken ulaşmış olacak. Sürdürülebilirliğin Trendyol’un temel öncelikleri arasında yer aldığını vurgulayan Trendyol Grubu CEO’su Erdem İnan, şunları söyledi: “Trendyol olarak, 2040 karbon nötr hedeflerimizi içeren sürdürülebilirlik yolculuğumuzda ilk günden bu yana kararlılıkla ilerliyor, teknoloji ve inovasyon gücümüzü, toplum ve dünyada kalıcı değer yaratmak amacıyla kullanıyoruz. Bu yıl itibarıyla sürdürülebilirlik stratejimizin üç yıllık dönüm noktasına ulaştık ve başlangıçta koyduğumuz hedefleri yeniden değerlendirdik. 2024 boyunca veri analitiği, tedarik zinciri verimliliği ve enerji yönetimi gibi alanlarda yapay zekâ destekli çözümleri gündemimize aldık ve sürdürülebilir dönüşüm yolculuğumuzda pozitif adımlar attık. Ulaştığımız seviyeyi bir varış noktası değil, yeni bir başlangıç olarak görüyoruz. Bu yaklaşımın temelinde, sürdürülebilirlik yolculuğunun dinamik bir süreç olduğu ve zaman içinde değişen ihtiyaç ve risklere göre kendimizi sürekli gözden geçirip yeniden hizalama gerekliliği yatıyor. Bu nedenle önümüzdeki dönemde değişen koşullar, paydaş beklentileri ve küresel gereklilikler doğrultusunda stratejimizi düzenli olarak güncellemeyi sürdüreceğiz.” Trendyol’un üçüncü sürdürülebilirlik raporu, şirketin artan operasyon hacmine rağmen son bir yılda karbon verimliliğini koruduğunu ortaya koyuyor. Atıklarının %99’unu geri dönüştüren Trendyol, kargo poşetlerinde en az %50 oranında geri dönüştürülmüş plastik kullanıyor. İkinci el platformu Dolap sayesinde 307 bin ton karbondioksite eşdeğer emisyonun oluşmasını engelleyen şirket, ek olarak 336 milyon metreküp su tasarrufu sağladı. Sürdürülebilir üretim odaklı ürün gamını da hızla büyüten Trendyol, 2024’te Trendyol Care etiketli ürünlerini yüzde 225 genişleterek, 520 bin sürdürülebilir ürünü Türkiye’den Körfez ülkeleri ve Doğu Avrupa’da müşterileriyle buluşturdu. Ayrıca, ikinci el platformu Dolap üzerinden 16 milyondan fazla ürün yeniden dolaşıma kazandırarak döngüsel ekonomiye katkı sağladı. Trendyol ayrıca, çift yönlü önceliklendirme yaklaşımıyla tüm paydaşlarının görüşlerini toplayarak çevresel ve sosyal alanda öne çıkan 20 kritik konuyu belirledi ve sürdürülebilirlik stratejisini buna göre güncelledi. Trendyol, uzun vadeli çevresel yol haritasında da somut taahhütler ortaya koyuyor. Şirket, kendi operasyonlarında 2040’a, tüm iş ortakları ve tedarikçilerini kapsayan değer zincirinde ise 2050’ye kadar karbon nötr olmayı hedefliyor. Ambalaj ve atık yönetiminde tüm lojistik merkezlerinde sıfır atık sertifikasyonu almayı ve perakende ambalaj malzemelerinin tamamını sertifikalı kaynaklardan sağlamayı planlıyor. Sürdürülebilir üretimde ise 2030’a kadar ürünlerin yüzde 20’sinin sertifikalı ve patentli malzemelerden üretilmesi hedefleniyor. GRI 2021 sürdürülebilirlik raporlama standartlarına uygun hazırlanan rapor, karbon azaltımı, sürdürülebilir üretim, atık ve ambalaj yönetimi gibi çevresel başlıkların yanı sıra sosyal etki projeleri ve şirketin sürdürülebilir geleceğe yönelik planlarını kapsamlı şekilde sunuyor.

Siemens Teknoloji Turunun İlk Durağında   Çerkezköy OSB’de Haber

Siemens Teknoloji Turunun İlk Durağında  Çerkezköy OSB’de

Siemens Türkiye, dijitalleşme ve enerji verimliliğinde en yeni çözümlerini Türkiye genelindeki Organize Sanayi Bölgeleri’ne (OSB) taşımak için uzun bir yolculuğa çıkıyor. Siemens Türkiye, teknoloji gösterim turunun ilk durağı olarak 25 Kasım Salı günü Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’ni ziyaret edecek. Almanya’dan özel olarak getirilen Siemens Demo Aracı, bölgedeki işletmelere enerji verimliliği, dijitalleşme ve güvenlik teknolojilerinde en yeni çözümleri sahada deneyimleme fırsatı sunacak. Siemens Türkiye, teknoloji gösterim turu kapsamında farklı Organize Sanayi Bölgeleri’ni ziyaret ederek üretim süreçlerini güçlendiren ve dijital dönüşümü hızlandıran çözümlerini doğrudan sanayicilerle buluşturmayı hedefliyor. Çerkezköy OSB’de düzenlenecek etkinlikte Siemens’in uzman ekipleri, bölge sanayisinin ihtiyaçlarına yönelik kapsamlı teknik paylaşımlarda bulunacak. Gün boyunca gerçekleştirilecek oturumlarda, siber güvenlikten bina yönetim ve yangın-güvenlik sistemlerine, alçak ve orta gerilim enerji dağıtım çözümlerinden IoT tabanlı endüstriyel uygulamalara ve üretimde enerji verimliliğini artıran dijital teknolojilere kadar geniş bir içerik ele alınacak. Bu kapsamlı aktarım, Çerkezköy’deki işletmelerin hem mevcut operasyonlarını güçlendirmesine hem de sürdürülebilir büyüme hedeflerine katkı sağlamasına yönelik önemli bilgiler sunacak. Etkinlik boyunca sanayiciler, Siemens Demo Aracı içindeki interaktif alanları ziyaret ederek ürün ve teknolojileri yakından inceleyebilecek. Ayrıca işletmelerin kendi ihtiyaçlarına göre özelleştirilebilen çözümler hakkında Siemens uzmanlarıyla birebir görüşme fırsatı da olacak. Siemens Türkiye’nin düzenlediği bu özel etkinlik, Çerkezköy OSB’de faaliyet gösteren işletmelerin dijital dönüşüm, enerji yönetimi ve sürdürülebilirlik yolculuğunu desteklemeyi amaçlıyor.

Schneider Electric, SE Advisory Services’ı Tanıttı Haber

Schneider Electric, SE Advisory Services’ı Tanıttı

SE Advisory Services, elektrifikasyon, otomasyon ve dijitalleşme yoluyla kuruluşların ve bireylerin enerji verimliliği, sürdürülebilirlik ve teknoloji alanlarındaki karmaşık zorlukları çözmelerine yardımcı olmak için özel olarak tasarlanmış geniş bir çözüm yelpazesi sunuyor. Küresel elektrik talebinin 2030 yılına kadar yıllık %3’ten fazla artması beklenirken, karbonsuzlaşma yolu da ticari operasyonlara yeni karmaşıklık katmanları ekliyor. Aynı zamanda, küresel ticaret ortamı ve giderek karmaşıklaşan tedarik zincirleri, kuruluşlar üzerinde ek bir baskı yaratıyor. Bu zorluklar, strateji ve uygulamada daha bütünsel, entegre bir yaklaşım gerektiriyor. SE Advisory Services’ın yaratılmasına yol açan da bu pazar ihtiyacı oldu. Schneider Electric Enerji Yönetimi İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Frédéric Godemel, konuyla ilgili şunları söyledi: “Belirsizlik zamanları, her şeyden önce netlik ve kontrol edebileceğiniz şeyler hakkında bilgi sahibi olmayı gerektirir. Bu nedenle, Schneider Electric bünyesindeki dünya standartlarındaki danışmanlık yeteneklerimizi aldık ve müşterilerimizin daha hızlı ve güvenle hareket etmelerini sağlamak, acil enerji, sürdürülebilirlik ve teknoloji zorluklarını çözmek için yeteneklerin kilidini açmak üzere birleştirdik. Danışmanlık hizmetleri Schneider Electric’te yeni değil ve geçmişte müşteriler için paha biçilmez olduğunu kanıtladı. Bugün, müşterilere daha net ve net sıfıra (net zero) doğru açık bir yol sunmak için bu hizmeti geliştiriyoruz.” Danışmanlık deneyimi yeniden tanımlanıyor SE Advisory Services, Schneider Electric’in danışmanlık yeteneklerinde stratejik bir evrimi temsil ediyor ve geleneksel danışmanlığın ötesine geçerek yazılım ve proje uygulamasını da kapsayacak şekilde genişliyor. Bu uçtan uca yaklaşım, yüksek talep gören danışmanlık tekliflerinden oluşan büyüyen bir portföyü bir araya getirerek, enerji ve teknoloji geçişlerini hızlandıran çevik, akıllı ve entegre hizmetler aracılığıyla kuruluşların operasyonlarını geleceğe hazırlamasına yardımcı oluyor. SE Advisory Services, dört temel alanda hem kurumsal çaplı girişimleri hem de saha düzeyindeki operasyonları destekliyor: 1. Sürdürülebilir İşletme ve Endüstriyel Dönüşüm: Hem enerji süreçlerini hem de temel endüstriyel operasyonları dönüştürmek için dijital dönüşüm, süreç elektrifikasyonu, karbonsuzlaşma, yenilenebilir enerji, düşük karbonlu altyapı, döngüsellik ve doğa tabanlı çözümler ile karbon dengeleme yoluyla geçiş planlamasına rehberlik etme. 2. Risk Yönetimi ve Dayanıklılık: Kesinti süresini azaltmak, bağlantılı sistemleri güçlendirmek ve operasyonel dayanıklılık oluşturmak için kuruluşları enerji dalgalanmalarından, siber güvenlik tehditlerinden, iklim risklerinden ve sistem kesintilerinden koruma. 3. Kaynak ve Varlık Performansı: Güvenilirliği arttırmak, israfı azaltmak ve büyümeye yatırım yapmak amacıyla kaynakları ve sistemleri stratejik olarak değerlendirme. 4. Akıllı Yazılım: Bölünmüş iş akışlarını birbirine bağlamak ve içgörüleri eyleme dönüştürmek için yerel yapay zeka yetenekleriyle donatılmış ve derin danışmanlık uzmanlığı üzerine inşa edilmiş özel yazılım ürünleri sağlama. Enerji teknolojisine kapsamlı bir yaklaşım Schneider Electric’in danışmanlık uygulamaları, bir kuruluşun tüm işletmesinde performans sağlamak için birlikte çalışarak karbonsuzlaşma ve döngüsellikten, siber güvenlik ve varlıklara, sistem ve süreç dönüşümünden, altyapı modernizasyon çalıimaları için kurumsal yönetişime kadar uzanan kilit faktörleri ele alıyor. Bu kapsamlı yaklaşım, Schneider Electric müşterilerinin hedeften eyleme geçişlerinde kilit bir faktör oldu. Schneider Electric Endüstriyel Otomasyon İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Gwenaelle Avice Huet, konuyla ilgili açıklamasında şunları söyledi: “Enerji, teknoloji ve yazılım artık endüstriyel ilerlemenin ayrılmaz itici güçleri konumunda. Danışmanlık yaklaşımımız, müşterilerin dönüşüm için kritik kaldıraçları belirlemelerine yardımcı olarak elektrifikasyonun tüm potansiyelini ortaya çıkarıyor, otomasyonu hızlandırıyor, dijitalleşmeyi yerleştiriyor ve siber güvenliği güçlendiriyor. Merkezde yazılımla, pazar değişimlerine uyum sağlayan ve uzun vadeli değer sunan dayanıklı, geleceğe hazır operasyonlar sağlıyoruz.” Schneider Electric’in enerji geçişi yönetimine yönelik kapsamlı yaklaşımı, şirketin Ağustos ayında “IDC MarketScape: Dünya Çapında Enerji Geçişi Profesyonel Hizmetleri 2025 Satıcı Değerlendirmesi”nde Lider olarak adlandırılmasını sağladı.

Samsung, B2B İklimlendirme Çözümleriyle HVAC Kapsamını Genişletiyor  Haber

Samsung, B2B İklimlendirme Çözümleriyle HVAC Kapsamını Genişletiyor 

Enerji düzenlemeleri, iklim değişikliği, kentleşme ve nüfus artışı nedeniyle termal verimlilik yönetimine yönelik küresel ilgi artarken, ısıtma, havalandırma ve iklimlendirme (HVAC) sistemlerine olan talep de hızla büyüyor. Konutlar ile kamu ve ticari tesislere yönelik, split ve ısı pompaların da dahil olduğu HVAC çözümlerini genişleten Samsung Electronics, HVAC iş kolunu büyütürken rekabet gücünü de artırıyor. Yenilikçi Isı Pompası teknolojisi - Monoblok Samsung’un, geleneksel kazanların yerini alması hedefiyle geliştirdiği Monoblok ısı pompası, yenilikçi teknolojisiyle ısınma ve sıcak su ihtiyaçlarını aynı anda karşılayarak yüksek enerji verimliliği ve konfor sunan bir alternatif olarak öne çıkıyor. Evdeki ısıtma sisteminin etkin enerji verimliliği sunabilmesi, kış aylarında faturalara etki eden önemli bir nitelik olarak öne çıkıyor. "SCOP A+++" sınıfı yüksek enerji verimliliği derecelendirmesine sahip Monoblok Isı Pompası, kullanıcıların ısınma maliyetlerini düşürmeye yardımcı oluyor. İklim krizinin etkisini artırdığı son dönemde çevre dostu iklimlendirme alternatifleri tüketicilerin tercihi olabiliyor. Samsung Monoblok Isı Pompası, iklimlendirmede R32 soğutucu gaz kullanıyor. R410A soğutucu gazlara kıyasla daha düşük Küresel Isınma Potansiyeline (GWP) sahip olan R32 soğutucu gaz, gereken soğutucu miktarını azaltarak CO2 emisyonlarını düşürüyor. İç mekanlar için ise Samsung, WindFree™ Tek Yön Kaset tipi klima ürününü sunuyor. Kullanıcılar, tek tuşa basarak güçlü ısıtma ve soğutma modları arasında sorunsuz bir şekilde geçiş yapabiliyor veya WindFree™ Rüzgârsız Serinlik modunu etkinleştirerek rahatsız edici rüzgâr hissine maruz kalmadan konforlu bir şekilde serinliyebiliyorlar ve konutlarında optimum iklimlendirme kontrolünü sağlayabiliyor. Üstelik Tek Yön Kaset tipi klima13.5 cm yüksekliği ile dar alanlarda alternatif bir çözüm oluyor. IoT bağlantılı B2B çözümleri Samsung, akıllı ev ve kurumsal ortamlarda süreç otomasyonuna, uzaktan yönetime ve insansız operasyonlara yönelik artan talebi karşılamak için Nesnelerin İnterneti (IoT) çözümlerini çeşitlendiriyor. 2024 yılında Samsung, kurumsal ortamlara yönelik entegre bir platform çözümü olarak SmartThings Pro'yu piyasaya sürdü. SmartThings Pro, ev içi enerji yönetimi ve akıllı apartman hizmetleri gibi konut uygulamalarının yanında, şimdi, yeni özellikler de sunuyor. Bunların arasında, uzaktan bakım, enerji tasarrufu yönetimi, kişiselleştirilmiş oda deneyimleri ve kamu binaları ile küçük ve orta ölçekli ticari tesisler için bina otomasyonu yer alıyor. Ayrıca Samsung, IoT teknolojisini kullanan ve binalara entegre yönetim çözümü olan b.IoT’yi de istikrarlı bir şekilde geliştiriyor. HVAC, aydınlatma, güç sistemleri ve diğerlerini tek bir platformda birleştiren b.IoT, daha gelişmiş bir bina yönetimi sunuyor. B2B pazarı yeni nesil teknolojilerle büyüyor Samsung, yeni ısıtma ve soğutma teknolojilerini Türkiye pazarında daha hızlı yaygınlaştırmayı hedefliyor. Ev Tipi Isı Pompası’nın yenilikçi teknolojisi ile ısıtma, soğutma ve sıcak su ihtiyaçlarını bir arada karşılayarak enerji verimliliği ve konfor sunuyor. Özellikle doğalgaz olmayan bölgelerde evleri ve orta büyüklükteki binaları ısıtan – soğutan ısı pompası çözümleri kullanılıyor. Ayrıca Samsung, SmartThings Pro ile klimaları ve SmartThings'e bağlı cihazları uzaktan analiz etmeyi hedefliyor. Bu adım; enerji tasarrufu, optimize edilmiş iklimlendirme kontrolü ve bakım desteği için hassas ve özelleştirilmiş hizmetler sunuyor. Samsung Electronics Isıtma ve soğutma teknolojileri ve gelişmiş SmartThings Pro bağlantı deneyimi ile Türkiye’nin HVAC pazarında büyümesini hızlandırmayı hedefliyor, inovatif ve özelleştirilmiş çözümlerle tüketicilere çok kolay ve konforlu bir yaşam tarzı sunuyor.

İklim Krizine Karşı Ortak Mücadele Haber

İklim Krizine Karşı Ortak Mücadele

Avrupa Birliği’nin finanse ettiği ve Türkiye Belediyeler Birliği ile Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı’nın lider kurum olduğu, UNDP tarafından yürütülen Sivil Katılım Projesi kapsamında uygulanan İklim Değişikliğine Karşı Güçlü Eskişehir Projesi çerçevesinde Halk Toplantısı gerçekleştirilirken İklim Eylem Merkezi de hayata geçirildi. Eskişehir’deki Ergin Orbey Sahnesi’nde gerçekleştirilen Halk Toplantısına Seyitgazi Belediye Başkanı Uğur Tepe, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanı Dr. Aytaç Ünverdi, TEMA Vakfı Çevre Politikaları ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Eylem Tuncaelli, UNDP Sivil Katılım Projesi Hibe Yöneticisi Dilek Erarslan Meral ve Eskişehir Kent Konseyi Başkanı Ahmet Kapanoğlu’nun yanı sıra belediye bürokratları, yerel yönetimler, çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile vatandaşlar katıldı. İklim değişikliğine uyumun ancak ortak hareketle mümkün olduğunu vurgulayan Eylem Tuncaelli, “İklim Değişikliğine Karşı Güçlü Eskişehir Projesi ve İklim Eylem Merkezi ile hedefimiz, Eskişehir’de iklim farkındalığını artırmak ve krize karşı güçlü bir yerel dayanışma modeli oluşturmak. Bu merkez, Eskişehirlilerin kendi şehirlerine dair söz söyleyebileceği, birlikte çözüm üretebileceği ve dayanışmayı büyütebileceği bir alan olacak. İklim krizi hepimizin ortak meselesi. Yarattığı sorunlara karşı çözümü de ancak hep birlikte üretebiliriz. Bu projenin iki önemli ayağı bulunuyor; teknik çalışmalar ve halkın katılımı. 2030 yılına kadar Eskişehir’in aşırı sıcaklıklar, sel ve taşkınlar, orman yangınları ve kuraklık gibi iklim değişikliği kaynaklı risklerden nasıl etkileneceğini belirliyoruz. Bu çalışmayı bitirmek üzereyiz. Böylece karşılaşacağımız riskleri netleştirip, kentin en kırılgan gruplarının nasıl etkileneceğini görecek ve kenti daha dirençli hale getirecek adımları planlayacağız. Bu projenin süresi sona erse bile Eskişehir halkının iklim krizine karşı bu çalışmayı sahiplenerek sürdürmeye devam edeceğine, İklim Eylem Merkezi’ni aktif olarak kullanacağına ve hep birlikte çözümler üreteceğine yürekten inanıyoruz.” dedi. Konuşmasında iklim değişikliğine vurgu yapan Aytaç Ünverdi de “Artık bu sorun uzak ülkelerin değil, bizim şehrimizin, bizim mahallelerimizin gerçeği. Yazlar uzuyor, sıcaklıklar artıyor, yağışlar azalıyor, ani fırtınalar ve seller günlük yaşamımızın bir parçası haline geliyor. Bu değişim yalnızca doğayı değil, tarımı, suyu, ekonomiyi, sağlığımızı ve sosyal hayatımızı da etkiliyor. İşte bu nedenle Eskişehir Büyükşehir Belediyesi olarak iklim değişikliğini en öncelikli gündemimiz haline getirdik. Bizim için mesele sadece çevre değil, kent güvenliği ve halk sağlığı meselesidir. Bu bilinçle Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanımız Ayşe Ünlüce önderliğinde hem iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak hem de şehrimizi bu yeni koşullara uyumlu hale getirmek için çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı. Bu yıl Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinde gerçekleşen yangını hatırlatan ve büyük üzüntü duyduklarını ifade eden Seyitgazi Belediye Başkanı Uğur Tepe ise “İklim değişikliği artık gözle görülür bir noktaya ulaşmış durumda. Seyitgazi ilçemizde 2019, 2023 ve son olarak 2025 yılında büyük yangın felaketleri yaşadık. Ne yazık ki bu yangınlarda 10 şehidimiz oldu. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum. Bu felaketler, iklim değişikliğinin etkilerini somut olarak gösteriyor. Seyitgazi, Eskişehir’in orman varlığının önemli bir kısmına sahip bir tarım ilçesidir. Ancak su kaynaklarımız hızla tükeniyor. 670 bin dekar ekilebilir alanımızın yalnızca 180 bin dekarını sulayabiliyoruz. Kunduzlar Barajı şu anda yalnızca yüzde 7, Çatören Barajı ise yüzde 17 doluluk oranında. Yeraltı su seviyemiz her geçen yıl düşüyor; 5-6 yıl önce 120 metreden çıkan su bugün 200 metreden çıkıyor. Bu gidişle birkaç yıl içinde içme suyu sıkıntısı yaşamamız kaçınılmaz. Bu nedenle hem kurumlarımız hem de bireyler olarak suyu tasarruflu kullanmalı, ormanlarımıza ve yeşil alanlarımıza sahip çıkmalıyız. İklim değişikliğine karşı yerel yönetimlerin iş birliği ve halkın bilinçlenmesi büyük önem taşıyor.” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından EBB İklim Değişikliği ve Enerji Yönetimi Şube Müdürü Sibel Benek, ESTÜ öğretim üyesi Dr. Hakan Uyguçgil ile TEMA Vakfı Çevre Politikaları ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Proje Koordinatörü Yasemin Korkmaz iklim değişikliğiyle ilgili sunumlarını gerçekleştirdi.

2026'da Güvenlik Yatırımlarının Lokomotifi Yapay Zeka, Bulut ve Sensor Teknolojisi Olacak Haber

2026'da Güvenlik Yatırımlarının Lokomotifi Yapay Zeka, Bulut ve Sensor Teknolojisi Olacak

Dünyanın önde gelen güvenlik teknolojileri sağlayıcılarından Securitas Technology, sekizincisini yayımladığı 2026 Global Teknoloji Trendleri Raporu ile sektörün geleceğine yön verecek başlıca eğilimleri açıkladı. Rapor, yapay zekâ, bulut çözümleri ve sensör teknolojilerinin güvenlik yatırımlarındaki dönüşümü hızlandıracağı nı ortaya koyuyor. Güvenlik teknolojilerinde dönüşüm hızlanıyor Securitas Technology Orta Avrupa Başkanı İsmail Uzelli, "Katılımcıların yüzde 30'u yapay zekâyı gelecek yılın en kritik yatırımı olarak görüyor. Yüzde 34'ü beş yıl içinde buluta geçmeyi planlıyor. Şirketlerin yüzde 48'i ise şimdiden gelişmiş sensör teknolojilerini kullanıyor. Bu veriler, güvenlik teknolojilerinde dönüşümün hızlandığını açıkça gösteriyor. Artık şirketler yalnızca riskleri yönetmiyor, aynı zamanda iş süreçlerine değer katan entegre çözümlere yöneliyor" diye konuştu. Şirketler için yol haritası sunuyor Securitas Technology Türkiye Genel Müdürü Pelin Yelkencioğlu ise "Güvenlik artık sadece bir koruma kalkanı değil; yapay zekâ, bulut ve sensör teknolojilerinin gücüyle operasyonel verimliliği, sürdürülebilirliği ve stratejik değeri artıran kritik bir unsur haline geldi. Securitas Technology'nin 2026 Raporu, kurumlara, güvenlik alanında izleyecekleri yol haritasını sunuyor. Kurumlarda teknolojiyi benimseyerek yeni verimlilik alanları yaratmak ve çalışan güvenliğini en üst düzeye çıkarmak için harekete geçme zamanı. Biz de bu raporla, müşterilerimizin ve iş ortaklarımızın geleceğe güvenle hazırlanmasına rehberlik etmekten mutluluk duyuyoruz" diye konuştu. Yapay zekâ: Reaktiften proaktife geçişin itici gücü Yapay zeka (AI), günümüzde güvenlik teknolojilerinde aktif olarak kullanılıyor. Bir süredir video izleme ve tehdit tespiti çözümlerinde makine öğrenimi ve veri analitiğinden yararlanılıyor. Plaka tanıma, alan doluluk yönetimi, yüz tanıma, nesne algılama, nesne takibi gibi AI destekli kullanım senaryoları da yaygınlaşıyor. Bu teknolojiler, anomali tespiti ile şüpheli davranışları veya olağandışı hareketleri gerçek zamanlı olarak belirleyebiliyor; video içi arama sayesinde güvenlik personeli, binlerce saatlik görüntüyü manuel olarak incelemek yerine, istenen olayları dakikalar içinde bulabiliyor. Otomatik raporlama sistemleri ise olay kayıtlarını analiz edip, risk seviyesine göre önceliklendirilmiş aksiyon planları sunuyor. Bunun yanı sıra yapay zekâ destekli sistemler, proaktif tehdit analizi ile olası riskleri henüz gerçekleşmeden öngörme imkânı sağlıyor. Örneğin; bir tesisin giriş-çıkış verilerini analiz ederek anormal giriş yoğunluklarını tespit edebiliyor veya sensör verilerini işleyerek olası yangın, gaz kaçağı veya ekipman arızalarına karşı erken uyarı verebiliyor. Yapay zekâ, sadece veri analizini hızlandırmakla kalmıyor; aynı zamanda güvenlik ekiplerinin stratejik karar alma süreçlerini destekliyor. Kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlıyor. Risklere daha hızlı yanıt verilmesine imkân tanıyor. Bu sayede g üvenlik operasyonları reaktiften proaktif bir modele dönüşüyor. Kurumların maliyetleri azalıyor, güvenlik standartları yükseliyor. Securitas Technology'nin raporu, kurumların yüzde 70'inin güvenlik programlarında yapay zekâ kullandığını ortaya koyuyor. Yapay zekanın dönüştürücü gücü, güvenlik sektörünün geleceğini şekillendirmeye devam edecek. Kurumlar anomali tespiti, video içi arama ve proaktif tehdit analizleri gibi GenAI uygulamaları sayesinde reaktif güvenlikten proaktif risk yönetimine geçiş yapabilecek. Bulut: Güvenliğin yeni standardı Rapora göre, güvenlik teknolojileri alanında bulut tabanlı çözümler 'yeni normal' haline geldi. Raporda, bulut tabanlı çözümlerin en dikkat çekici faydaları arasında ölçeklenebilirlik, daha basit kurulum ve kolay bakım gösteriliyor. Ayrıca merkezi güvenlik yönetimi ve artan verimlilik, şirketlerin bulut sistemlerini tercih etmesindeki en önemli nedenler olarak öne çıkıyor. Anket sonuçlarına göre, günümüzde kuruluşların yüzde 18'i tamamen bulut tabanlı sistemler kullanırken, yüzde 34'lük bir kesim ise önümüzdeki beş yıl içinde tamamen buluta geçmeyi planladığını belirtiyor. En çok kullanılan bulut tabanlı sistemler ise sırasıyla Video İzleme, Geçiş Kontrolü ve İzinsiz Giriş Tespiti olarak sıralanıyor. Bulut teknolojileri, şirketlere uzaktan yönetim imkânı sunarak tesislerini her yerden izleme ve yönetme esnekliği sağlıyor. Ayrıca yerel depolama çözümlerine kıyasla daha esnek ve maliyet etkin bir depolama modeli sunması, bu teknolojinin cazibesini artırıyor. Siber güvenlik açısından da verilerin yedekli kopyalarını saklayarak saldırılara ve olası felaketlere karşı önemli bir koruma kalkanı oluşturduğu vurgulanıyor. Sensör teknolojilerinde akıllı dönüşüm Nem, sıcaklık, hava kalitesi , duman ve gürültü gibi parametreleri ölçebilen gelişmiş sensörler, güvenlik sistemlerinde hızla yaygınlaşıyor. Rapor, güvenlik sektöründe gelişmiş sensör teknolojilerinin geleceği şekillendiren üç ana trendden biri olduğunu vurguluyor. Bulut teknolojisi ve yapay zekayla birlikte anılan bu sensörler, güvenlik sistemlerinin daha akıllı, proaktif ve entegre hale gelmesini sağlıyor. Artık sadece bir olayı tespit etmekle kalmayan, aynı zamanda bu olayın içeriğini de anlayabilen akıllı sensörler, özellikle bulut tabanlı izinsiz giriş tespiti gibi sistemlerde etkin bir şekilde kullanılıyor. Bu sistemler, geleneksel sensörlerin aksine, verileri analiz ederek yanlış alarmları azaltıyor ve gerçek tehditleri daha doğru bir şekilde belirleyebiliyor. Sensör teknolojilerindeki bu akıllı dönüşüm, güvenlik sistemlerinin pasif birer gözlemci olmaktan çıkıp, veri analizi ve durumsal farkındalık sağlayan proaktif araçla ra dönüşmesini temsil ediyor. Bu sayede güvenlik yönetimi daha verimli hale gelirken, kurumlar ve kullanıcılar için daha güvenli ortamlar oluşturuluyor. Bu teknoloji, yalnızca fiziksel güvenliği sağlamakla kalmıyor; enerji yönetimi, çevresel izleme ve çalışan konforu gibi alanlarda da kurumlara stratejik veri sağlıyor. Rapora göre kurumların yüzde 74'ü sensör entegrasyonlarını artırmayı planlıyor. Belirsizliklere yanıt verme ihtiyacı artıyor Rapora göre, güvenlik teknolojisi yatırımlarını yönlendiren üç temel iş önceliği öne çıkıyor. İlk olarak, artan belirsizliklere yanıt verme ihtiyacı dikkat çekiyor. Bu başlık altında çalışan güvenliği, kriz iletişimi, risk istihbaratı ve acil durum hazırlığı gibi unsurların önem kazandığı vurgulanıyor. İkinci öncelik ise proaktif olay müdahalesi. Şirketlerin alarm yönetim araçları, çoklu veri kaynaklarının entegrasyonu ve yapay zekâ destekli sanal ajanlar gibi çözümlere yöneldiği ifade ediliyor. Üçüncü öncelik olarak ise güvenlik teknolojisinden yeni değer yaratma öne çıkıyor. Raporda, güvenlik sistemlerinin iş süreçleriyle entegrasyonunun önemine dikkat çekiliyor. Bu entegrasyonun çalışan ve müşteri deneyimini iyileştirebileceği vurgulanıyor. Ayrıca iş zekâsını güçlendireceği ve sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlayacağı belirtiliyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Sungrow, Enerji Depolama Çözümleri ile Türkiye'de Haber

Sungrow, Enerji Depolama Çözümleri ile Türkiye'de

2017'den bu yana Türkiye'de faaliyet gösteren ve kısa sürede PV invertör pazarında liderliğe ulaşan Sungrow, şimdi enerji depolama ve güç dönüştürme sistemleriyle yatırımların verimliliğini artırmayı hedefliyor. BloombergNEF tarafından 2024'te dünyanın en güvenilir markası seçilen Sungrow, güçlü Ar-Ge yapısı ve global deneyimiyle yatırımcılara güvenli, uzun ömürlü ve yüksek performanslı çözümler sunuyor. Dünya genelinde hayata geçirdiği temiz enerji projeleriyle küresel bir referans noktası haline gelen Sungrow, aynı kapsamlı deneyimi Türkiye pazarına da taşıdı ve geniş ürün yelpazesini pazara sundu. Sungrow'un enerji depolama çözümleri; konut, ticari ve endüstriyel tesislerden şebeke ölçekli santrallere kadar geniş bir alanda uygulanabiliyor. Bu sistemler enerji arz-talep dengesini optimize ederken yenilenebilir kaynakların entegrasyonunu kolaylaştırıyor , uzun batarya ömrü ve akıllı enerji yönetimiyle yüksek verimlilik ve sürdürülebilirlik sağlıyor. "Enerji Depolama Yatırımları Temiz Enerji Hedefleri için Kritik" Türkiye'nin temiz enerji hedefleri için enerji depolama çözümlerinin önemini vurgulayan Sungrow Türkiye Genel Müdürü Candaş Gültekin "Türkiye temiz enerji alanında çok büyük bir potansiyele sahip. Türkiye'nin 2035 ve 2050 hedefleri, ülkemizin gerçek potansiyelini ortaya çıkarmak açısından büyük önem taşıyor. Temiz enerji üretimi alanındaki yatırımları daha verimli hale getirmek, enerjinin sürekliliğini sağlamak ve artan talebi karşılayabilmek için enerji depolama sistemi yatırımları kritik öneme sahip. Sungrow olarak bu alandaki yenilikçi çözümlerimizi Türkiye'ye taşıdık. İş ortaklarımıza sunduğumuz anahtar teslim çözümler ile tek elden entegre bir sistem sunuyoruz. Sektör lideri Ar-Ge gücümüz, global deneyimimiz ve karşılıklı güvene dayalı uzun soluklu iş birliği anlayışımız ile Türkiye'nin temiz enerji dönüşümüne liderlik etmeye devam edeceğiz." PowerTitan: Yüksek Verimlilik ve Güvenli Operasyon PowerTitan, endüstriyel ve şebeke ölçekli projeler için tasarlanmış, yüksek enerji yoğunluğuna sahip sıvı soğutmalı bir enerji depolama sistemidir. Tam entegre yapısı sayesinde kurulum süresini kısaltır, işletme maliyetlerini düşürür ve maksimum performans sağlar. 5,015 kWh'a kadar modüler kapasite, 1,123,2–1,497,6 V sistem gerilimi aralığı ve 50 Hz nominal şebeke frekansıyla, farklı ölçeklerdeki enerji altyapılarına uyum sağlar. -30°C ila +50°C arasındaki geniş çalışma sıcaklık aralığı, zorlu saha koşullarında dahi yüksek performans sunar. PowerTitan ESS çözümü, akıllı sıvı soğutma teknolojisi, hücreler arası sıcaklık farkını minimumda tutarak enerji kaybını azaltır ve batarya ömrünü uzatır. Şebeke istikrarını destekler, pik talep yönetimini kolaylaştırır ve yenilenebilir enerji entegrasyonunu optimize eder. Yüksek verimlilik oranı, düşük bakım ihtiyacı ve uzun ömürlü LFP batarya yapısı sayesinde yatırımcılara düşük toplam sahip olma maliyeti ve yüksek yatırım geri dönüşü sağlar. PowerStack: Modüler, Esnek ve Akıllı Depolama PowerStack, ticari ve endüstriyel projeler için kompakt, modüler ve yüksek verimliliğe sahip bir enerji depolama sistemidir. 455 kWh'e varan kapasite ve 110 kW güç çıkışıyla, işletmelere esnek ve ölçeklenebilir bir çözüm sunar. Tam entegre tasarımı sayesinde sahada kurulum süresini ve maliyetleri azaltır. AI destekli ısı dengesi ve sıvı soğutma teknolojisi, hücreler arası sıcaklık farkını 2,5 °C'nin altında tutarak güvenli ve kararlı bir çalışma sağlar. Sungrow Enerji Yönetim Sistemi iSolarCloud üzerinden uza ktan izleme ve kontrol imkânı sunan sistem, kritik yüklerin korunması, yenilenebilir kaynak entegrasyonu ve acil durum yedekleme ihtiyaçları için kesintisiz enerji güvenliği sağlar. Konut Çözümleri: Enerji Bağımsızlığı Evinizde Sungrow, bireysel kullanıcılar için geliştirdiği SBH100–400 yüksek gerilimli LFP batarya serisiyle, konutlarda enerji bağımsızlığını mümkün kılıyor. Ev tipi güneş enerjisi sistemleriyle tam uyumlu çalışan bu çözümler, gündüz üretilen fazla enerjiyi depolayarak akşam saatlerinde veya şebeke kesintilerinde kullanılmasını sağlıyor. Böylece kullanıcılar elektrik faturalarını düşürürken kendi enerjilerini yönetme özgürlüğüne kavuşuyor. SBH Serisi, 10 kWh ile 40 kWh arasında değişen kapasite seçenekleriyle farklı ev ihtiyaçlarına göre ölçeklenebiliyor. 50A'e kadar sürekli şarj ve deşarj akımı ile 28 kW'a kadar güç sağlayabilen bu sistemler, %100' e kadar kullanılabilir enerji kapasitesiyle yüksek performans sunuyor.Sessiz çalışma, kompakt tasarım ve bakım gerektirmeyen yapısı ile modern konutlarda sürdürülebilir enerji yönetimi için ideal bir çözüm sunuyor. Bu ürün portföyü sayesinde Sungrow, konutlardan endüstriyel tesislere kadar her ölçekte sürdürülebilir, güvenli ve yüksek verimli enerji depolama çözümleri sunarak Türkiye'nin enerji dönüşümüne yön veriyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.