Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Enflasyon

Kapsül Haber Ajansı - Enflasyon haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Enflasyon haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Türk Mobilyacılardan Romanya ve Bulgaristan Çıkarması Haber

Türk Mobilyacılardan Romanya ve Bulgaristan Çıkarması

Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği, 17-22 Kasım 2025 tarihleri arasında düzenlediği “Romanya–Bulgaristan Mobilya Ticaret Heyeti”yle iki ülkeye ihracatımızı artırmak için zemin oluşturdu. Ofis mobilyalarından ev mobilyalarına, projelere üretim yapan mobilya üreticilerinden yatak baza üreticilerine 17 Türk mobilya firmasının katıldığı sektörel ticaret heyetine fuar gibi yoğun ilgi olurken, EMKOÜİB, son heyetiyle 3 yılda sektörel ticaret heyeti yaptığı ülke sayısını 9’a çıkardı. Güngör: “Hedefimiz Balkanlarda başarıyı kalıcı hale getirmek” Romanya ve Bulgaristan’ın mobilya ithalatı son 4 yılda yüzde 52’lik artışla 2,8 milyar dolara çıktığı bilgisini veren Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Hikmet Güngör, aynı dönemde Türkiye’nin bu ülkelere mobilya ihracatının yüzde 117 artışla 341 milyon dolara yükseldiğini, bu iki pazardaki başarıyı kalıcı hale getirmek istediklerini dile getirdi. “Romanya’da yüzde 12’lik, Bulgaristan’da yüzde 14’lük Pazar payına sahibiz” diyen Güngör, “Türk mobilya sektöründe 45 bin üretici firma var. Romanya ve Bulgaristan pazarlarına coğrafi yakınlık ve tarihsel bağlar bizim için büyük avantaj. Romanya, Avrupa Birliği’nden sağladığı fonlarla ülkedeki alt ve üst yapının tamamını yeniliyor. Bu da mobilya sektöründe talep artışı sağlıyor. Son yıllarda enflasyon rakamlarıyla döviz kuru arasındaki makasın açılması nedeniyle rekabetçilikte zorlanıyoruz. 2026 yılından itibaren enflasyon rakamlarıyla döviz kuru arasındaki farkın kapanması, Türk ekonomisinin ihracatı destekleyen ekosistemi güçlendirmesi halinde, Romanya ve Bulgaristan’da birinciliğe ulaşacağımıza inancımızın pekiştiği başarılı bir sektörel ticaret heyetine imza attık. Romanya’da perakende mobilya sektörünün istikrarlı büyümesi, konut projelerindeki artış ve tüketici talebindeki canlılık, Bulgaristan’da perakende ticaretinin güçlenmesi, ithalata dayalı ürün çeşitliliğinin artması Türk mobilya sektörü için önemli fırsatlar sunuyor. Heyete katılan firmalarımızdan alınan geri bildirimler son derece olumlu, heyetimizin firmalarımızın yeni pazar araştırmalarına önemli bir katkı sağladığını gözlemledik. Katılımcı firmalarımızın memnuniyetinin, gelecekte düzenleyeceğimiz ticaret heyetlerine olan ilgiyi artıracağını değerlendiriyoruz” diye konuştu. 17 Kasım 2025 tarihinde Romanya’nın Başkenti Bükreş’te firma ziyaretleri ve Romanya Türk İş Adamları Derneği (TİAD) ziyaretiyle başlayan Romanya–Bulgaristan Ticaret Heyeti, 18 Kasım 2025 tarihinde ikili iş görüşmelerine sahne oldu. 17 Türk firması, 35 Romanyalı ithalatçıyla 111 ikili iş görüşmesi gerçekleştirdi. EMKOÜİB heyeti Romanya programını 19 Kasım 2025 tarihinde firma ziyaretleriyle tamamladı. Bulgaristan’da 20 Kasım 2025 tarihinde Bulgar mobilya ithalatçısı 34 firmayla 142 adet ikili iş görüşmesi yapan Türk heyeti, 21 Kasım 2025 tarihinde firma ziyaretleriyle programını tamamladı. Romanya–Bulgaristan Ticaret Heyetine Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Hikmet Güngör, Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri İ. Cumhur İşbırakmaz ve mobilya ihracatçılarından oluşan 33 kişi katıldı. Büyükelçiler ve Ticaret Müşavirlerinden büyük destek Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği’nin Romanya ve Bulgaristan’ı kapsayan sektörel ticaret heyetinin Romanya ayağında Türkiye’nin Romanya Büyükelçisi Özgür Kıvanç ve Bükreş Ticaret Başmüşaviri Sertaç Güner katıldılar ve ülke bilgilendirme sunumlarıyla ihracatçılara önemli bilgiler paylaştılar. Bulgaristan ayağında ise; ikili görüşmeler öncesinde Sofya’da 20 Kasım 2025 Perşembe günü Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri İ. Cumhur İşbırakmaz’ın açılış konuşması sonrasında; Türkiye’nin Sofya Ticaret Müşavirleri Sayın Çağatay Başer ve Sayın Onur Çokol Bulgaristan pazarıyla ilgili sunum yaptılar. Sonrasında Türkiye’nin Sofya Büyükelçisi Mehmet Sait Uyanık Türk heyetine hitap etti. Romanya–Bulgaristan Ticaret Heyetine katılan firmalar; “AVANTAJ METAL TASARIM MOBİLYA, BOFİGO GRUP SAN. TİC. A.Ş., ÇANAKCILAR YAPI MALZ. TİC. VE SAN. A.Ş., DECOSIT MOBİLYA, DEKORİSTER MOBİLYA, DEMAR MAKİNA, EROSİT OFİS KOLTUKLARI, GÜRELER MOBİLYA, KARLI ORMAN ÜRÜNLERİ A.Ş., KONFOR MOBILYA, NERR OFİS MOBİLYALARI, NİRON GRUP, OFİSBAZAAR BÜRO, MUTFAK, BANYO MAD.MOB., ÖZGÜR ÇELİK OFİS MOBİLYALARI, RENAZZO MOBİLYA, TÜRKLER ŞEMSİYE GÖLGELENDİRME SİSTEMLERİ ve VERA OFİS MOBİLYA”

Düşük Riskli Varlıklar Yatırımcı için Cazip Kalmaya Devam Ediyor Haber

Düşük Riskli Varlıklar Yatırımcı için Cazip Kalmaya Devam Ediyor

TCMB’nin enflasyonla mücadele kapsamında sürdürdüğü sıkı para politikası, yatırımcıların risk algısını ve portföy tercihlerini şekillendirmeye devam ediyor. Her ne kadar son dönemde sınırlı faiz indirimleri görülse de politika faizinin yüzde 39,5 seviyesinde, yıllık enflasyonun ise yüzde 32,87 düzeyinde olması, yatırımcıya halen pozitif reel getiri sunuyor. Bu durum, risksiz TL varlıklarını cazip hale getirirken, özellikle para piyasası fonları gibi likit enstrümanlarda yaşanan sermaye girişleri bu eğilimi destekliyor. Slayz Kurucusu John Nevzat Erdem düşük riskli araçların artık sadece güvenli liman değil, aynı zamanda stratejik bir getiri alternatifi haline geldiğini belirterek yatırımcı davranışlarındaki dönüşümü değerlendirdi. “Son dönemde özellikle para piyasası fonları ve kısa vadeli sabit getirili araçlarda ciddi bir sermaye girişi gözlemliyoruz. Bu eğilim, yatırımcıların volatilitenin yüksek olduğu bir ekonomik dönemde kazançtan çok sermaye koruma refleksiyle hareket ettiğini gösteriyor. Düşük riskli varlıklar artık yalnızca güvenli bir liman değil, aynı zamanda reel getiri sağlayabilen bir alternatif olarak öne çıkıyor. Özellikle kısa vadeli araçlar, yüksek likidite ve esneklik sunduğu için portföy yönetiminde kritik bir rol oynuyor. Enflasyonun beklentileri aşması, para politikasında temkinli adımların süreceğine işaret ediyor TCMB’nin sıkı duruşunu koruması, piyasalar açısından kısa vadede istikrar unsuru yaratıyor. Ancak eylül ve ekim aylarında açıklanan enflasyon verilerinin beklentilerin biraz üzerinde gelmesi, para politikasında temkinli adımların süreceğine işaret ediyor. Buna karşın, önümüzdeki dönemde enflasyonda kademeli bir düşüş yaşanması halinde merkez bankasının faiz indirimlerine daha cesur yaklaşabileceği, bunun da yatırımcıların risk iştahını artırabileceği bir senaryo mümkün. Böyle bir ortamda yatırımcılar, portföylerindeki risk dağılımını yeniden gözden geçirebilir ve dengeli stratejilere yönelebilir. Biz Slayz olarak bu dönüşümü yakından takip ediyor, yatırımcıların değişen piyasa koşullarında bilinçli ve stratejik kararlar almasını kolaylaştırmayı amaçlıyoruz. Küresel ve yerel piyasa dinamiklerini analiz ederek, yatırımcılara yalnızca güvenli getiri arayışında değil, aynı zamanda fırsat dönemlerinde de rehberlik edecek bütünsel bir yatırım deneyimi sunuyoruz.”

Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatının Yüzde 47’si Ege Bölgesi’nden Haber

Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatının Yüzde 47’si Ege Bölgesi’nden

Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği, 2024 yılı ekim ayında 156 milyon dolar olan ihracatını 2025 yılı ekim ayında yüzde 15 geliştirme başarısı gösterdi. Ekim ayında, su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörünün Türkiye genelinde ihracatı yüzde 4’lük artışla 366 milyon dolardan 382 milyon dolara ilerledi. 2024 yılı ekim ayında Türkiye’nin su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatından yüzde 42 pay alan Egeli ihracatçılar, bu oranı 2025 yılı ekim ayında yüzde 47’ye yükselttiler. Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, 2025 yılı ekim ayında ve ocak – ekim döneminde Türkiye ortalamasının üzerinde ihracat artışına imza attıklarını vurguladı. Ege Bölgesi’nin ihracatından su ürünleri sektörü yüzde 80 pay aldı Ekim ayında yaptıkları ihracatın alt sektörler bazında kırılımı hakkında da bilgi veren Girit, “Su ürünleri sektörümüz 143 milyon dolarlık ihracatla gururumuz olmayı sürdürdü. Birliğimizin toplam ihracatının yüzde 80’ini tek başına su ürünleri sektörü yaptı. Kanatlı sektörümüz 14,5 milyon doları yumurta, 13,2 milyon doları kanatlı eti olmak üzere 27,6 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Süt ve süt ürünleri sektörümüz 4 milyon dolarlık ihracat yaparken, bal ihracatımız 1,4 milyon dolar oldu. Kırmızı et, sakatatlar ve canlı hayvan ihracatımızdan 3 milyon dolar döviz geliri elde ettik” şeklinde konuştu. 2026 yılında yasaklar olmazsa aylık bazda 200 milyon dolar ihracata ulaşabiliriz 2026 yılında Türkiye’de dezenflasyon politikalarının sonuç vermesini ve enflasyon rakamlarıyla döviz kurları arasındaki makasın kapanmasını beklediklerini paylaşan Girit şöyle devam etti: “Türkiye dünya genelinde pahalı ülke imajını kırabilirsek, iştigal sahamızdaki ürünlerde fon ve ihracat yasakları gelmezse 2026 yılında aylık 200 milyon dolar ihracat performansına ulaşabiliriz.” İhracat yapılan ülke sayısı 90 oldu Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği, ekim ayında 90 ülkeye su ürünleri ve hayvansal mamuller ihraç ederken ilk sırada 30 milyon dolarla Rusya yer aldı. 2024 yılı ekim ayında Rusya’ya 23,6 milyon dolar olan ihracatımız yüzde 27 artış gösterdi. İtalya’ya su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatımız yüzde 44’lük artışla 16 milyon dolardan 23 milyon dolara ilerledi ve İtalya zirve ortağı oldu. Zirvenin üçüncü basamağında 21,8 milyon dolarlık ihracatla Yunanistan yer aldı. Bu ülkeleri 18,4 milyon dolarla İngiltere ve 18,2 milyon dolarla Hollanda izledi.

Mobilya Sektörü, Destek Bekliyor   Haber

Mobilya Sektörü, Destek Bekliyor  

213 ülkeye ihracat yapan ve 2024 yılını 4 milyar 459 milyon dolar ihracatla kapatan mobilya sektörü, ihracatını artırmaya devam ediyor. Sektör, ekim ayında ihracatını, geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 2,6 oranında artırdı. Ekim ayında 425,5 milyon dolar ihracat gerçekleştiren sektör, ihracatını sırasıyla en çok Irak’a, Almanya’ya, Birleşik Devletler’e, Fransa’ya ve Romanya’ya yaptı. Yılın ilk 10 ayına bakıldığı zaman da sektör, geçen yılın aynı dönemine göre ihracatını yüzde 1,72 artırarak 3 milyar 797 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. Mobilya ihracatının önemli bir kısmını gerçekleştiren MODOKO’nun Başkanı Koray Çalışkan, “Yıllık 12 milyar dolarlık üretim hacmi yakalayan, 213 ülkeye ihracat yapan ve 500 bin kişinin çalıştığı mobilya sektörü ihracat konusunda pek çok sektöre göre iyi bir performans sergiliyor. İhracatta devam eden artışın yıl sonuna kadar devam etmesini bekliyoruz. Bu anlamda yılı yaklaşık 5 milyar dolar ihracatla kapatmayı hedefliyoruz. Ancak şunu belirtmek gerekiyor ki kur artışından dolayı ihracatta bir artış gözükse de adetsel bazda bir gerileme mevcut. Mobilya sektörü, girdinin en az olduğu en fazla cari fazla veren sektörlerden bir tanesi. Mobilya sektörünün ayrıcalıklı sektör olarak kabul edilip sektöre verilen kredilerde destekler artırılmalı. Aynı zamanda Türkiye’de yaklaşık 45 bin tane mobilya üreticisi var. Bunlardan 39 bin tanesinde bir kişi çalışıyor, yani firma sahibi aynı zamanda çalışan. Burada bir düzenleme yapılıp mobilya sektöründeki haksız rekabetin önüne geçilebilirken sektör hızla büyüyüp 20 milyar dolarlık bir üretim hacmine ulaşabilir. Destekler verilmezse tekstil sektöründe olduğu gibi yatırımların yurt dışına taşınması ve şirket kapanmaları gündeme gelebilir” dedi. Taksit sayısı artmalı İç pazardaki hareketliliğin sağlanması için de indirim kampanyası başlattıklarını ifade eden Çalışkan, “Evlenecek çiftlerin, evini yenileyenlerin 50 yılı aşkın süredir ilk uğradıkları yer MODOKO oluyor. Hem güvenilir hem de kaliteli ürünün adresi olan MODOKO’da taksitlerin azaldığı bir ortamda evlenecek çiftlerin ya da mobilya almak isteyen kişilerin alım güçlerini kolaylaştırabilmek için özel bir kampanya başlattık. ‘MODOKO Sanal Çadır Günleri’yle 2 ay boyunca yüzde 50’ye varan bir indirim fırsatı sunuyoruz. Üretici ve tüketici enflasyon rakamlarına baktığınız zaman dahi zararına satışlar yaptığımızı söyleyebiliriz. Aynı zamanda bunu online kanalda gerçekleştirdiğimiz için İstanbul dışında Türkiye’nin her yerine de ulaşabiliyoruz. Bu kampanyayla sektörümüze bir nebze olsun can suyu vereceğimizi düşünüyoruz” açıklamalarında bulundu. İç pazardaki daralmayı hareketlendirecek adımlardan en önemlisinin taksit sayısının artırılması gerektiğinin altını çizen Çalışkan, “Taksit sayısının 12’ye çıkarılması gerekiyor. Son yönetmelikle birlikte sayı 9’a düşürülmüştü. Ancak firmalar, sermaye yapılarından dolayı ve bankalardan geç ödeme aldıkları için 9 taksit yapmakta zorlanıyorlar. Bu yüzden eskiden olduğu gibi 2 taksite ek bankaların da artı 5 ya da 7 taksit yapmaları, sektörün finansman yükünü hafifletip sektöre can suyu olacaktır. Çünkü şu anda en fazla konkordato ilan eden 5. sektör konumundayız” dedi. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Konut Satışları Artıyor, Fiyatlar Reelde Geriliyor Haber

Konut Satışları Artıyor, Fiyatlar Reelde Geriliyor

Konut satış adetlerine baktığımızda Ekim ayında 164 bin 306 konut satıldığı görülüyor. Bu rakam ile konut satış adedi geçen senenin Ekim ayına göre %0,5 oranında düşüş göstermiş oldu. 2025 yılının Ocak-Ekim döneminde ise konut satışları geçen senenin aynı dönemine göre %16,2 artarak 1 milyon 293 bin 33 olarak gerçekleşti. Geçen senenin Ocak-Ekim dönemi ile karşılaştırıldığında, en dikkat çekici artışın %64,0 ile ipotekli (kredili) konut satışlarında olduğu görülüyor. Endeksa Genel Müdürü ve Kurucu Ortağı Görkem Öğüt, rapora ilişkin şunları söyledi: “Ekim ayında satış adetlerinde küçük bir gerileme görülse de yılın ilk 10 ayında kaydedilen %16,2’lik artış, konut talebinin güçlü seyrini koruduğunu gösteriyor. 2025 sonunda konut satışlarının 1,5 milyon adedin üzerine çıkmasını bekliyoruz. Buna karşın fiyat tarafında daha dengeli bir görünüm var. Konut satış fiyatları yıllık bazda nominal olarak yükselse de enflasyondan arındırıldığında Şubat 2024’ten beri reel gerileme devam ediyor; kira piyasasında da benzer bir eğilim görüyoruz. Bu tablo, pandemiden sonraki hızlı değer artışlarının ardından piyasanın normalleştiğini, yatırım amaçlı alımların yerini kullanıcı odaklı talebin aldığını gösteriyor. Önümüzdeki dönemde faiz indirimleri ve kredi maliyetlerindeki düşüş, talebi destekleyerek fiyatların reel anlamda yeniden yukarı yönlü hareketine zemin hazırlayabilir.” En fazla değer artışı olan iller: Diyarbakır, Çanakkale ve Samsun Endeksa verilerine göre, ekim ayında en çok konut satışının olduğu ilk 30 il değerlendirildiğinde yatırımcıya en çok kazandıran şehirler sırasıyla Diyarbakır, Çanakkale ve Samsun oldu. Diyarbakır’da konut fiyatları son bir yılda %54,6 artarken enflasyon etkisinden arındırıldığında artış oranı %16,1 olarak hesaplandı. Bu ilde ortalama konut metrekare satış fiyatı 29 bin 954 TL, ortalama konut satış fiyatı ise 4,6 milyon TL. Çanakkale’de konut satış fiyatlarında nominal değer artışı %42,0 reel değer artışı ise %6,7 oldu. Bu ilde ortalama konut metrekare satış fiyatı 48 bin 335 TL, ortalama konut fiyatı ise 5,7 milyon TL. Samsun’da ise konut satış fiyatlarında nominal değer artışı %41,2 iken reel değer artışı %6,1 seviyesinde. Samsun’da ortalama konut metrekare satış fiyatı 31 bin 42 TL, ortalama konut fiyatı 3,7 milyon TL oldu. En çok konut satışının olduğu ilk 30 içinde satılık konut fiyatlarının bir yılda en az yükseldiği iller ise sırasıyla Hatay, Muğla ve Aydın oldu. Hatay’da satılık konutların fiyatları bir önceki yılın aynı ayına göre %14,7 yükselirken enflasyondan arındırılmış verilere göre fiyatlar reel olarak %13,8 geriledi. Hatay’da ortalama konut metrekare satış fiyatı 24 bin 691 TL, ortalama konut fiyatı ise 3,7 milyon TL. Muğla’da ise satış fiyatları nominal olarak %20,6 yükselirken reel olarak %9,3 oranında düşüş gösterdi. Türkiye genelindeki en yüksek gayrimenkul fiyatlarına sahip olan Muğla’da ortalama konut metrekare satış fiyatı 75 bin 788 TL, ortalama konut fiyatı ise 9,8 milyon oldu. Aydın’da konut satış fiyatları nominal olarak %23,2 yükselirken reel olarak %7,4 düştü. Bu ilde ortalama konut metrekare satış fiyatı 48 bin 461 TL, ortalama konut fiyatı ise 6,5 milyon TL. 4 büyük şehir arasında Ankara fiyat artışında birinci Türkiye’nin en büyük 4 ili arasında satılık konut fiyatlarının bir yılda en fazla yükseldiği il Ankara oldu. Ankara’da nominal fiyat artışı %37,1 olurken, reel bazda %3,0’lık bir artış yaşandı. Başkentte konut metrekare fiyatı 32 bin 459 TL’ye, ortalama konut fiyatı ise 4,2 milyon TL’ye yükseldi. İstanbul’da fiyatlar nominal olarak %29,8 artarken enflasyon etkisinden arındırıldığında fiyatlarda %2,4 düşüş gözlendi. İstanbul’da konut metrekare fiyatı 55 bin 181 TL, ortalama konut fiyatı ise 6,3 milyon TL oldu. İzmir’de satılık konut fiyatları yıllık bazda %27,8 nominal artış gösterirken reel olarak %3,9 geriledi. İzmir’de ortalama konut metrekare fiyatı 46 bin 902 TL, ortalama konut fiyatı ise 5,9 milyon TL olarak kaydedildi. Bursa’da ise yıllık nominal değişim %27,0 olurken reelde %4,6 düşüş yaşandı. Bu ilde ortalama metrekare fiyatı 31 bin 73 TL, ortalama satış fiyatı ise 4 milyon TL. Türkiye genelinde kiralar %28,7 arttı Endeksa’nın güncel verilerine göre, Türkiye genelinde kiralık konut fiyatları yıllık bazda %28,8 yükselirken aylık bazda ise %0,5 düşüş gösterdi. Enflasyon etkisinden arındırılmış verilere göre kiralar bir yılda reel olarak %3,2, bir önceki aya göre ise reelde %3,3 düşüş kaydetti. Türkiye genelinde konutların ortalama metrekare kira fiyatı 229 TL, ortalama kira ise 24 bin 923 TL seviyesinde. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Küresel Zorluklar Türkiye İçin Fırsatlar Sunuyor Haber

Küresel Zorluklar Türkiye İçin Fırsatlar Sunuyor

Bakan Şimşek, "Küresel zorluklar aynı zamanda Türkiye için fırsatlar da sunuyor. Bölgesel ve küresel ölçekte daha güçlü ticaret, sanayi ve teknoloji iş birlikleriyle Türkiye, istikrarlı büyüme yolculuğunu kararlılıkla sürdürecek." dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Uluslararası İşbirliği Platformu (UİP) tarafından düzenlenen 16'ncı Boğaziçi Zirvesi'nde bir konuşma yaptı. Konuşmasına küresel ekonomideki son durumu tarif ederek başlayan Şimşek, "Küresel ekonomik politika belirsizliği bu yılın başlarında zirve yaptı. Küresel ticaret politikası belirsizliği de benzer bir tablo ortaya koyuyor. Bu kadar yüksek düzeyde belirsizliğe yol açan zorluklar neler? Ticaretin parçalanması, yüksek küresel borçluluk oranları, yaşlanan nüfuslar... Elbette yapay zeka verimliliği artırmak için muazzam bir potansiyele sahip, ancak teknolojilerin paylaşımı konusunda bölgesel dengesizlikler söz konusu olduğunda tablo karmaşıklaşıyor. Yaklaşan iklim felaketi de bir diğer endişe kaynağı. Ayrıca çevremize ve ötesine baktığımızda pek çok çatışma ve gerilim görüyoruz. İşte bu tablo, bu yılki zirvenin ana temasını da oluşturuyor." dedi. Yaşanan bu durumun IMF'nin büyüme projeksiyonlarına da yansıdığını kaydeden Şimşek, "IMF her yıl beş yıllık büyüme projeksiyonları yayınlıyor ve son birkaç yıldır küresel büyüme tahminleri yüzde 3 civarında sıkışmış durumda. Eski güzel günlerde, küresel finans krizinden önce, korumacılığın artmadığı dönemlerde beş yıllık büyüme tahminleri yüzde 4,5 ila 5 civarındaydı. Düşük büyüme artık ‘yeni normal’ olarak görülüyor." dedi. 'TİCARETTE KORUMACILIK PROBLEMİNİ SERBEST TİCARET ANLAŞMALARI İLE AŞIYORUZ' Küresel ticarette korumacılığın artmasının yeni norm haline geldiğini belirten Şimşek, Türkiye'nin bu duruma nasıl uyum sağladığını ise şu sözlerle anlattı: "Tamamen bağışık değiliz ama görece daha az kırılganız çünkü ticaretimizin büyük kısmı serbest ticaret anlaşması yaptığımız ülkelerle gerçekleşiyor. Şu anda 54 ülke ile STA’mız var. Ayrıca yakın coğrafyamızdaki dost ülkelerle olan ticaretimizle birlikte toplam ihracatımızın yüzde 80’inden fazlası bu ağ içinde. Dolayısıyla, ticaretin bölünmesine karşı daha dayanıklı olduğumuzu düşünüyoruz. Bununla birlikte, sadece bekleyip izlemiyoruz. Bölgesel entegrasyonu küresel ticaret parçalanmasına karşı bir çözüm olarak görüyoruz. Bu kapsamda, Körfez’den Irak üzerinden Türkiye’ye uzanacak ‘Yeni Kalkınma Yolu’ projesine yatırım yapıyoruz. Bu hat, Körfez Ülkeleri ve Irak’ı Londra ve Pekin’e bağlayacak. Ayrıca mevcut serbest ticaret anlaşmalarını hizmetler, tarım ve kamu alımlarını da kapsayacak şekilde genişletmeyi hedefliyoruz. Bu noktada Birleşik Krallık ile kapsamlı bir anlaşma tamamlanmak üzere. Avrupa Birliği ile mevcut Gümrük Birliği’nin güncellenmesi gerekiyor. Körfez Ülkeleriyle yeni anlaşmalar yürürlükte. Japonya ile de görüşmeler sürüyor. Türkiye’nin Asya ticaretinde konumu çok güçlü; coğrafi olarak en kısa ve en verimli güzergâh bizden geçiyor. Bu yüzden bu yeni bağlantılara yatırım yapmak sadece Türkiye için değil, bölgenin refahı ve ticareti için de kritik öneme sahip." EN GÜÇLÜ POTANSİYEL HİZMET İHRACATINDA Türkiye'nin şu anda dünyada turist sayısında dördüncü sırada olduğuna işaret eden Şimşek, "İnşaat sektöründe Çin’in ardından dünya ikincisiyiz. Sağlık turizminde küresel pazarın yüzde 5’ine sahibiz. Eğitimde yeni ama yükselen bir oyuncuyuz. The Economist dergisine göre, Türkiye dizi ihracatında dünyada üçüncü. Oyun sektöründe ise İstanbul, Londra’nın ardından ikinci sırada. Türkiye hizmet ihracatında dünyanın 20. büyük ülkesi, ancak önümüzdeki on yılda büyümenin en güçlü potansiyelinin burada olduğunu düşünüyoruz." dedi. Küresel borçluluk oranlarının son 10 yıllarda ciddi şekilde arttığını vurgulayan Şimşek, Türkiye'nin bu alandaki avantajını şöyle anlattı: "Bu oranlar özel sektör, hane halkı, kamu ve finansal sektör borçlarını kapsıyor. Türkiye’nin toplam borçluluk oranı yüzde 89 seviyesinde. Bu oran dünya genelinde yüzde 240, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 320 civarında. Bu, Türkiye’nin geniş bir mali manevra alanına sahip olduğu anlamına geliyor. Düşük borçluluk ve güçlü mali yapı, beklenmedik zorluklar karşısında dahi kaynak yaratma kapasitesi sunuyor. Bu çerçevede verimliliği artıracak altyapı yatırımlarına öncelik veriyoruz. Büyük organize sanayi bölgelerini limanlara demiryolu ile bağlamayı hedefliyoruz. Bu hem rekabet gücümüzü artıracak hem de karbon ayak izimizi azaltacak." 30 YÜKSEK TEKNOLOJİ ÜRÜNÜNE 30 MİLYAR DOLAR KAYNAK Yapay zekanın insanlık için verimliliği artırmanın en önemli yolu olacağını belirten Şimşek, "Her teknolojik devrimde olduğu gibi iş kayıplarına dair endişeler olsa da tarih bunun uzun vadede verimlilik artışına dönüştüğünü gösteriyor. Türkiye, IMF’nin “AI preparedness index” sıralamasında gelişmekte olan ülkelerin önünde. Önümüzdeki yıllarda fiber altyapının genişletilmesi, 5G+ yatırımları, veri merkezleri ve nükleer enerjiye yatırım planlanıyor. Türkiye, ‘Yüksek Teknoloji 30’ programıyla 2030 yılına kadar 30 yüksek teknoloji ürününü desteklemek için 30 milyar dolarlık kaynak ayırıyor. Ayrıca, genç nüfusun mühendislik ve yazılım alanındaki yetkinliği Türkiye’ye büyük avantaj sağlıyor. Küresel ısınma gerçeğiyle mücadelede de Türkiye ciddi adımlar atıyor. Son 20 yılda sulama ve su koruma yatırımları için 90 milyar dolar harcandı. Parlamento, bu yıl İklim Yasası ve Yenilenebilir Enerji Yasası’nı kabul etti. Oxford ve Cambridge üniversitelerinin araştırmasına göre, Türkiye dünyayı daha ‘yeşil’ hâle getirme potansiyeli en yüksek altıncı ülke." dedi. ‘KÜRESEL ZORLUKLAR AYNI ZAMANDA TÜRKİYE İÇİN FIRSATLAR SUNUYOR’ Türkiye’nin ekonomik reform programının üç temel öncelik üzerine kurulu olduğunu ifade eden Şimşek, sözlerini şöyle tamamladı: "Fiyat istikrarı, güçlü mali yapı ve sürdürülebilir cari denge. Üç aşamalı programın ikinci fazında dezenflasyon, mali disiplinin güçlendirilmesi ve cari açığın azaltılması adımları uygulanıyor. Enflasyon yüzde 60’lardan yüzde 30’lara düştü ve önümüzdeki üç yılda tek haneli seviyelere inmesi hedefleniyor. Yirmi yıllık ortalama bütçe açığı GSYH’nin yüzde 2,4’ü. Deprem harcamaları nedeniyle artan açık, yeniden yüzde 3’ün altına indirilecek. Harcama kontrolü, kayıt dışı ekonomiyle mücadele, vergi reformu ve kamu maliyesi reformları planlanıyor. Türkiye’nin risk primi 460 baz puan azaldı; bu da borçlanma maliyetlerinin ciddi biçimde düştüğü anlamına geliyor. Ülke, yatırım yapılabilir seviye için not artırımlarını sürdürüyor. Moody’s son yıllarda Türkiye’yi üç kademe, S&P ise iki kademe yükseltti. Sonuç olarak, küresel zorluklar aynı zamanda Türkiye için fırsatlar da sunuyor. Bölgesel ve küresel ölçekte daha güçlü ticaret, sanayi ve teknoloji iş birlikleriyle Türkiye, istikrarlı büyüme yolculuğunu kararlılıkla sürdürecek."

2026’da Asgari Ücret Ne Olacak? Haber

2026’da Asgari Ücret Ne Olacak?

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Ekim 2025 Enflasyon Raporu’na göre, yıl sonu enflasyonunun %43,4 seviyesinde gerçekleşmesi bekleniyor. Bu tablo, hane halkı bütçelerinde reel gelir kaybının sürdüğüne işaret ediyor. TÜİK’in 2025 ikinci çeyrek verilerine göre işgücü maliyetleri bir önceki yıla göre %44,3 arttı. İSO’nun Eylül 2025 İmalat PMI raporu ise liradaki değer kaybının üretici maliyetlerini son üç ayın en hızlı artış seviyesine taşıdığını gösteriyor. KOBİ’ler için de işveren maliyeti 2025’te çalışan başına 30.556 TL seviyesine yükselmişti. Bu maliyetin, 2026’da yapılacak olası zamla birlikte 40 bin TL bandına yaklaşması bekleniyor. Bu veriler, şirketlerin 2026 planlarında daha temkinli harcama ve tasarruf odaklı adımlara yöneleceğini ortaya koyuyor. Asgari Ücret 27.000TL Olacak Mı? Küresel enflasyonun kademeli olarak düşmesine rağmen, Türkiye’de ücret artış baskısının süreceği öngörülüyor. Trading Economics’in modellemesine göre, Türkiye’de asgari ücretin 2026 yılında yaklaşık 32.000 TL/ay (brüt) seviyesine yükselmesi bekleniyor. Bu, mevcut brüt tutara kıyasla %23–25 civarında bir artış anlamına geliyor. Benzer biçimde, OECD 2025 Economic Outlook raporunda Türkiye için 2026 yılı ortalama fiyat artışının %21 civarında seyredeceği öngörülüyor. Bu oran dikkate alındığında, net asgari ücretin 27.000 TL civarında belirlenmesi ihtimalini güçlendiriyor. Bu durumda, enflasyon da göz önüne alındığında olası 2026 artışı, çalışanların yaşam maliyetlerindeki reel kaybı tamamen telafi etmeyebilir. Ekonomistler, yeni asgari ücretin yalnızca enflasyona endeksli değil, alım gücü temelli bir yaklaşımla belirlenmesi gerektiğini vurguluyor. Bu durum, 2026’da maaş artış oranlarının özel sektörde de referans alınacağı anlamına geliyor. Özellikle giriş seviyesi pozisyonlarda beyaz yakalı ücretlerin yeniden dengelenmesi gündemde. Ücret Politikalarında Yeniden Kalibrasyon Dönemi İnsan Kaynakları danışmanlık firması Gilda&Partners Kurucusu Jilda Bal, 2026 asgari ücret beklentilerini şu şekilde değerlendirdi: “2026, ücret politikalarında yeniden kalibrasyon yılı olacak. Enflasyon düşse bile, çalışanların alım gücü henüz toparlanmadı. Şirketler artık maaş artışlarını yalnızca piyasa ortalamasına göre değil, çalışan deneyimine ve sürdürülebilir motivasyona göre kurgulamak zorundadır. Önümüzdeki dönemde, ücret şeffaflığı, yan hakların genişletilmesi ve performansa dayalı ödül sistemleri çok daha belirleyici hale gelecek. Kısa vadeli zamlar değil, uzun vadeli güven inşası çalışan bağlılığını koruyacak.”

Türkiye'nin ekim ayı ihracatı  24 milyar dolar oldu Haber

Türkiye'nin ekim ayı ihracatı 24 milyar dolar oldu

Türkiye'nin ekim ayı ihracatı 24 milyar dolar oldu. Ocak-Ekim döneminde 10 aylık ihracat 224,6 milyar dolara, son 12 aylık ihracat ise 270,2 milyar dolara ulaştı. Ekim ayı ihracat verileri Ticaret Bakanı Ömer Bolat ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe tarafından İstanbul'da açıklandı. TİM Başkanı Mustafa Gültepe, konuşmasında döviz dönüşüm desteğinde sürenin altı ay daha uzatılmasından büyük bir memnuniyet duyduklarını bildirdi. Karara katkı veren herkese teşekkür eden Gültepe, ekim ayı ihracat verileriyle ilgili şunları söyledi: "Genel Ticaret Sistemi (GTS) kayıtlarına göre, ekimde 24 milyar dolarlık ihracata imza attık. Geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2,2 artıdayız. Ocak-Ekim döneminde 10 aylık ihracatımız 224,6 milyar dolara, son 12 aylık ihracatımız ise 270,2 milyar dolara ulaştı. 10 aylık ihracatta yüzde 3,9, yıllıklandırılmış ihracatta yüzde 3,1 artıdayız. Yıllık mal ihracatında ilk kez 270 milyar doların üzerine çıkmış bulunuyoruz. Ekim ayında hizmet ihracatımızın 11,4 milyar dolar civarında geleceğini tahmin ediyoruz. 24 MİLYAR DOLARIN YÜZDE 3'Ü PARİTEDEN GELDİ Sektörler özelinde baktığımızda otomotiv 3,8 milyar dolarla yine ilk sırada yer aldı. Otomotivi, 2,6 milyar dolarla kimyevi maddeler, 1,6 milyar dolarla elektrik-elektronik, 1,5 milyar dolarla hazır giyim ve 1,3 milyar dolarla çelik takip etti. Toplamda 17 sektörümüz ihracatını artırırken, dokuz sektörümüz ekim ayını ekside tamamladı. En çok ihracat yapan beş ilimiz İstanbul, Kocaeli, Bursa, Ankara ve İzmir şeklinde sıralandı. Ekimde bin 85 firmamız ilk kez ihracat gerçekleştirdi. Parite geçen ay ihracatımıza 706 milyon dolar katkı verdi. Yani 24 milyar dolarlık ihracatımızın yüzde 3'ü parite artışından kaynaklandı. Birim ihracat değerimiz ise 1,59 dolar oldu. En çok ihracat yaptığımız ülkeler Almanya, ABD, Birleşik Krallık, Irak ve İtalya şeklinde sıralandı. 46 ülkede yüzde 50'nin, 96 ülkede yüzde 10'un üzerinde artış kaydettik." Ekim ayındaki ihracat artışının paritenin yanı sıra birkaç sektörün katkısıyla gerçekleştiğine dikkat çeken Gültepe, her şeye rağmen yılın son çeyreğine artıda başlamış olmayı önemsediklerini söyledi. Gültepe şöyle devam etti: BÜYÜK FEDAKARLIKLARLA İŞ YAPMAYA ÇALIŞIYORUZ "Ekim ayı enflasyon oranları da dün açıklandı. Yıllık TÜFE yüzde 33 sınırında seyrediyor. Dolar kurundaki 10 aylık değişimse yüzde 22'de kaldı. Aradaki makasın her ay giderek kapandığını görüyoruz. Umuyoruz ki en kısa sürede bu fark ortadan kalkacak. İhracat ailesi olarak son 2-2,5 yıldır büyük fedakarlıklarla iş yapmaya çalışıyoruz. PMI verilerine göre yakın gelecekte de koşulların iyileşeceğine yönelik belirgin bir sinyal gözükmüyor. Yeni siparişlere baktığımızda 10 sektörden 9'u daralma bölgesinde yer alıyor. Bu anlamda, ihracatın büyümeye yeniden öncülük edebilmesi için farklı destek ve teşviklerin devreye alınması gerekiyor. Biz tüm zorluklara rağmen elimizden gelenin en iyisini yapmak için çalışmaya devam ediyoruz. Ekim ayında yoğun bir takvimimiz vardı. 12. Türkiye İnovasyon Haftası'nı rekor katılımla tamamladık. TİM Delegeler Çalıştayımızı 3 gün önce düzenledik. Irak, Kanada, ABD, Panama, Kolombiya, Kazakistan, Kenya ve Ürdün'e ticaret heyetleri gerçekleştirdik. Bu ay Çin, İtalya, Malezya, Endonezya ve Gana ile heyet programlarımıza devam edeceğiz. Heyetlerimiz yoğun bir katılımla gerçekleşiyor ve firmalarımız önemli bağlantılar kuruyor, iş birliklerinin temellerini atıyor. Ben firmalarımıza heyet takvimini TİM ve birliklerimizin web sitelerinden takip etmelerini, kendileri için uygun programlara mutlaka katılmalarını öneriyorum."

TÜGİAD BURSA’da “Dünya ve Türkiye Ekonomisine” Yakından Bakış Haber

TÜGİAD BURSA’da “Dünya ve Türkiye Ekonomisine” Yakından Bakış

TÜGİAD Bursa Şubesi’nin geleneksel hale gelen “Ekonomi Buluşmaları” tüm hızıyla sürüyor. Üyelerinin yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte, küresel ekonomik eğilimler, enflasyon ve faiz politikalarının olası etkileri, Türkiye’nin büyüme potansiyeli ve sektör bazlı fırsatlar üzerine önemli değerlendirmeler paylaşıldı. İş Bankası İktisadi Araştırmalar Birim Müdürü H. Erhan Gül, özellikle 2025-2026 döneminde finansal istikrar, yatırım ortamı ve dış ticaret dengesi konularında öngörülerde bulunarak katılımcılara güncel ekonomik veriler ışığında kapsamlı bir perspektif sundu. “CUMHURİYETİN İKİNCİ YÜZYILINDA ÜLKEMİZE DEĞER KATMAYA DEVAM EDİYORUZ” Selamlama konuşmasını gerçekleştiren TÜGİAD Bursa Şubesi Başkanı Selim Baykal, Cumhuriyetin 102. yılını büyük bir gururla kutladıklarını belirterek, “Türkiye İş Bankası iş birliğiyle çok değerli bir programda bir araya geldik. Başta TÜGİAD ailesinin kıymetli üyeleri olmak üzere, İş Bankası çalışanlarına ve tüm misafirlerimize katılımlarından dolayı teşekkür ediyorum. Cumhuriyetimizin 102 yılı dile kolay… Bu yüzyıl içinde ülkemiz büyük mücadelelerden geçti, çok önemli kazanımlar elde etti. Türkiye hiçbir dönemde kolay bir ülke olmadı; her zaman zorluklarla karşılaştı ama her defasında güçlenerek yoluna devam etti. Bizler de bu mirası geleceğe taşıyacak genç iş insanları olarak, Cumhuriyetin ikinci yüzyılında ülkemize değer katmaya devam ediyoruz.” dedi. “AMERİKA’DAKİ HOUSTON ŞUBEMİZİ AÇTIK” TÜGİAD olarak ismimizin başında “Türkiye” ifadesini taşımanın sorumluluğunu hem yurt içinde hem yurt dışında büyük bir gururla üstlendiklerini ifade eden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm şubelerimizle ülkemizin dört bir yanında iş fırsatlarını geliştirmek, üyelerimizin ticari ağlarını güçlendirmek için çalışıyoruz. Aynı zamanda yurt dışında da Türk iş insanlarını yeni pazarlara açmak için önemli adımlar atıyoruz. Bu yıl yurt dışı yapılanmamızda çok önemli gelişmeler yaşandı. Nisan ayında Çin Şubemizi, Ekim ayında ise Amerika’daki Houston Şubemizi açtık. Çin’de daha çok devlet kurumlarıyla ortak projelere odaklanırken, Houston’da tamamen farklı bir iş modeliyle ilerliyoruz. Houston’ı özellikle tercih etmemizin sebebi, sanayi yapısının Bursa’ya benzemesi ve üretim, lojistik, yatırım anlamında ciddi potansiyel taşıması. Teksas, hem Amerika içinde göç alan ve büyüyen bir eyalet olması hem de iş dünyasına sunduğu avantajlarla bizim için stratejik bir merkez niteliğinde.” “TÜRK İŞ İNSANLARINA YENİ KAPILAR AÇMAK İSTİYORUZ” Atılan adımlarla Türk iş insanlarını dünyada daha görünür kılmak ve onlara yeni kapılar açmak istediklerini ifade eden Baykal, “Önümüzdeki dönemde de bu vizyonla hareket edeceğiz. Ocak ayında Türk Cumhuriyetleri’nde benzer bir şubeleşme çalışmasına başlamayı planlıyoruz. Avrupa, Amerika, Çin ve Orta Asya gibi bölgelerde oluşturduğumuz yapılarla her biri kendi dinamiği içinde üyelerimize yeni fırsatlar sunacağız. Bizim hedefimiz, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında da üretimi, ihracatı ve girişimciliği güçlendirerek Türkiye’yi global iş dünyasında hak ettiği noktaya taşımak. Bayrağımızı hem yurt içinde hem de yurt dışında gururla dalgalandırmaya devam edeceğiz.” diyerek sözlerini tamamladı. GÜL, “MERKEZ BANKALARI FAİZ İNDİRİMİNE TEMKİNLİ YAKLAŞIYOR” Program, İş Bankası İktisadi Araştırmalar Birim Müdürü H. Erhan Gül’ün sunumu ile devam etti. Dünya ekonomisi ile ilgili değerlendirmelerde bulunan H. Erhan Gül, “Küresel ekonomi pandemi, tedarik zinciri, enerji krizi, yüksek enflasyon ve yüksek faiz ortamından çıkmaya çalışıyor” dedi. Gül sözlerine şöyle devam etti: “ABD ekonomisi özellikle iş gücü piyasasındaki güçlü seyir ve tüketim harcamalarının etkisiyle resesyona girmeden yumuşak iniş gerçekleştirdi. Avrupa’da büyüme oldukça zayıf kaldı, özellikle Almanya sanayi üretimindeki düşüşle dikkat çekti. Küresel enflasyon düşme eğiliminde ancak hizmet enflasyonu hâlâ katı. Merkez bankaları faiz indirimine temkinli yaklaşıyor.” “ENFLASYON YÜKSEK SEVİYELERDE KALACAK” H. Erhan Gül, Türkiye ekonomisindeki gelişmelere ilişkin olarak ise, “Yılın ilk yarısında iç talep oldukça güçlüydü. Sıkı para politikası adımlarıyla birlikte kredi büyümesinde yavaşlama görüldü. İthalatın gerilemesi ve ihracatın artışıyla cari dengede iyileşme başladı. Döviz rezervlerinde artış eğilimi devam ediyor. Kur tarafında daha istikrarlı bir seyir izleniyor. Enflasyon yılın son çeyreğinde baz etkisiyle düşüşe geçecek ancak hâlâ yüksek seviyelerde kalacak” değerlendirmesinde bulundu. “FİNANSAL İSTİKRAR GÜÇLENİYOR” Konuşmasında finansal istikrara da değinen Gül, “Risk primi ve enflasyon beklentilerinde gerileme yaşanıyor. Yabancı sermaye girişlerinin artmasıyla birlikte finansal istikrar güçleniyor. Türkiye ekonomisi dengelenme sürecinde, büyüme kompozisyonu daha sağlıklı bir yapıya evriliyor” dedi. Programda ayrıca, küresel risklerin özellikle jeopolitik gelişmeler ve enerji fiyatları kaynaklı olarak yakından izlenmesi gerektiği vurgulandı. H. Erhan Gül, “Ekonomi politikalarında öngörülebilirlik ve istikrarın korunması, fiyat istikrarının kalıcı hale gelmesi için kritik önemde” diyerek konuşmasını tamamladı. Konuşmaların ardından, soru cevap kısmına geçildi. Program, hediye takdimi ve toplu fotoğraf çekimi ile son buldu. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.