Hava Durumu

#Ey

Kapsül Haber Ajansı - Ey haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ey haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

EY Endüstrilerin Geleceği 2025 Araştırması yayımlandı! Haber

EY Endüstrilerin Geleceği 2025 Araştırması yayımlandı!

Uluslararası danışmanlık hizmetleri şirketi EY, Türkiye’nin de dahil olduğu 26 ülke arasında 8 farklı sektörden 1.635 işletmenin katıldığı ve işletmelerin yenilikçi teknolojilere yönelik yaklaşımlarının ele alındığı Endüstrilerin Geleceği (Reimagining Industry Futures) Araştırması’nın 2025 versiyonunu yayımladı. EY araştırmasına göre; üretken yapay zekâ (GenAI), 5G ve uç bilişim (edge computing) gibi yenilikçi teknolojiler iş dünyasının geleceğini yeniden şekillendirirken; bunların uygulanması maliyet verimliliği, çeviklik ve inovasyon vaat ediyor. Ancak hızlı gelişen ve karmaşık olan bu ortam, işletmeler ile bilgi ve iletişim teknolojisi (ICT) tedarikçileri arasındaki ilişkilerin de değişmesine neden oluyor. Araştırmaya göre, gelişmekte olan teknolojilere yönelik kurumsal yatırım ivmesinin güçlü kalmaya devam ettiği görülüyor; üretken yapay zekâ (GenAI) alanında geçen yıl küresel çapta %43 olan yatırım oranının, bu yıl %47'ye çıkmasıyla işletmelerin neredeyse yarısının bu alana yatırım yaptığı gözlemleniyor. Anket katılımcılarının %43'ü ise nesnelerin interneti (IoT) alanına yatırım yaptığını belirtirken, %33'ü 5G teknolojisine yatırım yapıyor; bu, sırasıyla 2024'teki %39 ve %27'lik oranlarına göre artış trendini yansıtıyor. Ayrıca araştırma, bilgi ve iletişim teknolojileri (ICT) tedarikçilerinin, işletmelerin dijital dönüşümde başarılı olabilmesi için stratejilerini gözden geçirmeleri gerektiğine vurgu yapıyor. Aynı zamanda EY araştırması; günümüzde üst düzey yöneticilerin %49'unun, tedarikçi seçimi de dahil olmak üzere, gelişen teknolojilere kurumsal stratejilerinde yer verdiğini ortaya koyuyor. Teknoloji yatırımlarının karar süreçlerinde CEO'ların doğrudan görev aldığı işletmelerin %51'i GenAI'ye yatırım yaparken, CEO'ların bu süreçlerde daha az yer aldığı organizasyonlarda ise bu oranın %44 olduğu görülüyor. Şirketler, pilot teknoloji uygulamalarını canlıya almakta zorlanıyor Gelişmekte olan teknolojilere yönelik yatırımlarda küresel çaptaki artış eğilimine rağmen; araştırma, çok sayıda işletmenin hala sadece deneme aşamasında olduğunu ve bu gelişimin önündeki en büyük zorlukların mevcut sistemlerle entegrasyon (%48) ile bütçe kısıtlamaları (%46) olduğunu ortaya koyuyor. Örneğin, IoT'ye yapılan yatırımlar; her ne kadar yıldan yıla artsa da aktif IoT uygulamalarına sahip işletmelerin oranı düşüş gösteriyor ve bu oran 2024'te küresel çapta %19 iken, bu yıl %16'ya gerilemiş durumda. Uç bilişimin aktif uygulamaları da yıllık bazda %22 ile sabit kalırken, ankete katılan işletmelerin yalnızca %1'inin GenAI aktif uygulamalarına sahip olduğu görülüyor. Şirketler, tedarikçi seçimi konusunda karar almakta güçlük yaşıyor Şirketler, dijital dönüşüm yolculuklarında operasyonlarını en iyi şekilde destekleyebilecek ICT (bilgi ve iİletişim teknolojileri) tedarikçileri seçme konusunda kararlar almakta zorlanıyorlar. Araştırmaya göre, küresel çapta anket katılımcılarının %73'ü, değişen tedarikçi ekosistemini daha iyi anlamaları gerektiğini ifade ediyor. Bu durum, farklı teknoloji sağlayıcıları arasındaki iş birliklerinin giderek daha yaygın hale geldiğini yansıtıyor. Anket katılımcılarının %56'sı ise teknoloji tedarikçilerinin ek iş ortakları hakkında farkındalık eksikliği yaşadıklarını düşünüyor. Farklı kullanım ihtiyaçları, ICT sağlayıcılarını sektör odaklı stratejiler benimsemeye yönlendiriyor Tüm sektörler genelinde, sistem ve süreç optimizasyonu (%40) bir IoT uygulaması olarak ilk sırada gelirken; uzaktan çalışma, eğitim ve iş birliği (%38) 5G tabanlı bir IoT kullanım alanı olarak bunu takip ediyor. Ancak, araştırmaya göre tercih edilen 5G kullanım alanlarına dair sektörler arasında büyük farklılıklar bulunuyor. Örneğin; uzaktan iş birliği konusu, enerji ve finansal hizmetler sektörlerinde öncelikli olurken, kritik altyapı kontrolü otomotiv ve imalat sektörlerinde en üst sırada yer alıyor. Tüketici ve kamu sektörleri için öncelikli 5G kullanım alanı ise sistem optimizasyonu olarak öne çıkıyor. Bu durum, ICT sağlayıcılarının stratejilerini sektör merceğinden ele alması gerektiğine işaret ediyor. Şirketler, maliyet avantajının ötesinde kapsamlı çözümler sunan tedarikçileri tercih ediyor İşletmeler ICT sağlayıcıları için ideal tedarikçi özelliklerini tanımlarken, ölçülebilir iş çıktıları sağlama yeteneğinin (%33) ve güçlü bir iş ortağı ekosistemine erişim sağlama yeteneğinin (%33) ilk sıralarda yer aldığını belirtiyor. Bu özelliklerin, değer bazlı fiyatlandırmanın (yaklaşık %10) önünde yer alması, işletmelerin tedarikçileri değerlendirirken maliyet avantajının ötesine baktığına işaret ediyor. İşletmelerin dijital dönüşüm süreçlerinde çok çeşitli tedarikçi pazarının olduğu bir ortamda, müşterilere sundukları teklifleri güçlendirmek için ICT sağlayıcıları aşağıdaki 5 adımı atabilirler: Sunulan çözümlerin kalitesine odaklanarak firmanın önemli bir iş ortağı olarak konumlandırılması Daha geniş bir yelpazedeki kurumsal müşterilerle etkileşim kurulması Müşterilerin yeni iş modelleri ve teknoloji kombinasyonları hakkında bilgilendirilmesi Tekliflerde ölçeklenebilirlik, güvenlik ve sürdürülebilirlik konularına öncelik verilmesi Sektörlere ve ekosistem ortaklarına odaklanılması   EY Türkiye Telekomünikasyon, Medya ve Teknoloji Sektör Lideri ve Danışmanlık Bölümü Şirket Ortağı Emre Beşli, ilgili araştırmaya yönelik şu değerlendirmelerde bulundu: "EY Endüstrilerin Geleceği Araştırması‘nın 2025 versiyonunda, işletmelerin dijital dönüşümlerini desteklemek için 5G'den yapay zekâya (AI) ve uç bilişime kadar bir dizi yenilikçi teknolojiyi benimsemesiyle birlikte belli bir aşamaya geldiği ele alınıyor. İşletmeler bu yenilikçi teknolojileri benimsemeye kararlı olsalar da yatırımlarından değer sağlama konusunda bazı zorluklarla karşılaşıyorlar. Temel sorunlar arasında, tedarikçilerin yeteneklerinin ve iş ortağı ekosistemlerinin değer zincirine nasıl entegre olabileceklerinin yeterince anlaşılmaması ve ilgili teknolojilerdeki en son yeniliklere ilişkin farkındalığın düşük olması yer alıyor. Bu durum, bilgi ve iletişim teknolojisi (ICT) tedarikçilerinin, araştırmada belirtilen beş temel adımı atarak “şirketlerin bütünsel iş ortakları” olarak kendilerini yeniden konumlandırmalarının önemine işaret ediyor. Bu yeniden konumlandırma sayesinde ICT tedarikçileri, dijital dönüşüm için yapılan yatırımların uzun vadeli değere dönüşmesi konusunda müşterilerine yardımcı olabilirler.” EY araştırmasının sonuçlarının açıklandığı ve aynı zamanda raporda ele alınan konuların paralelinde teknoloji dünyasındaki gelişmelerin nabzının tutulduğu Mobile World Congress (MWC) 2025’e katılan EY-Parthenon Türkiye Strateji Hizmetleri Lideri Kağan Karamanoğlu ise kongreden gözlemlerini şöyle paylaştı:  “Her yıl dünya genelinden binlerce ziyaretçiyi bir araya getiren, mobil iletişim sektörünün önemli kongrelerinden biri olan MWC, bu sene de iletişim operatörlerinden mobil cihaz üreticilerine, teknoloji sağlayıcılarından endüstri liderlerine kadar sektörün önde gelen temsilcilerini ağırladı ve yenilikçi teknolojilere ev sahipliği yaptı. Kongrede, dünyanın en büyük girişimleri ve teknoloji devi şirketler, yapay zekâ teknolojisi başta olmak üzere en son yenilikleri tanıttı. Yenilikçi teknolojilerin yanı sıra geleceğin teknoloji trendleri de ele alındı. Aynı zamanda, üretken yapay zekâ (GenAI), 5G ve uç bilişim gibi teknolojilerin iş dünyasının geleceğini nasıl şekillendireceğine dair önemli veriler paylaşıldı. EY olarak, MWC’de yer alarak, sektör paydaşlarıyla bir araya gelmekten mutluluk duyduk.”

Vergi iş birliği için değişime uyum sağlanması gerekiyor Haber

Vergi iş birliği için değişime uyum sağlanması gerekiyor

Bu durumun, sınır ötesi işletme stratejilerinde, ticaret politikasında, uyumluluk ve finansal planlamayı etkileyen vergi politikalarında önemli değişiklikler yaratması bekleniyor. İşletmelerin ise çevik olması, uyum sağlaması ve yeni büyüme fırsatları için verginin önemli bir rol oynadığını benimsemesi gerekiyor. Uluslararası danışmanlık, denetim, güvence, strateji, kurumsal finansman ve vergi hizmetleri şirketi EY; değişen küresel vergi politikalarını ve işletmelerin neleri dikkate alması gerektiğini ortaya koyan 2025 EY Küresel Vergi Politikası ve İhtilaf Görünümü raporunu yayımladı. Yargı yetkisine sahip 71 profesyonelin 2025 yılında vergi alanında yaşanması beklenen gelişmelere dair projeksiyonlarını gösteren rapor, aynı zamanda küresel eğilimlerin etkisine ilişkin yerel bakış açıları da sunuyor.  Gelecekte değişim ve dönüşüm olmalı Geçtiğimiz yıllarda ulusların; ortak hedeflere yöneldiği, bilim, teknoloji, küresel hareketlilik ve ticarette kayda değer ilerlemeler elde ettiği görülüyor. Vergi alanında ise BEPS projesi ile, BEPS 1.0 kapsamında vergi raporlama ve itiraz edilmiş çözüm prosedürlerinin yanı sıra BEPS 2.0 projesinin Sütun 2 (Pillar 2) kapsamında, en az %15'lik küresel asgari vergiyi benimsemeye yönelik birçok uluslararası karar alındığı dikkat çekiyor. Küresel çapta vergi karmaşası ve birçok jeopolitik gelişme yaşanırken, işletmelerin güvenle ilerlemeyebilmesi için değişime hazır olmaları gerekiyor. Değişime hazır olan şirketlerin farklı stratejik ittifaklara, maliyet tasarruflarına ve başarıya ulaşması bekleniyor. Özellikle üretken yapay zekâ (GenAI) kullanımı, fırsatları tanımak ve benimsemek için önemli bir araç haline geliyor. Ayrıca, verginin şirket stratejisine entegre edilmesi ve vergi departmanlarının farklı alanlarla yakından çalışması tedarik zinciri, sürdürülebilirlik gibi birçok konuda değerli kararların verilebilmesi için önem taşıyor. Günümüzün dinamik koşullarında çeviklik büyük önem taşırken vergi departmanları da şirketlerin büyüme planlarının kritik bir bileşeni oluyor. Vergi geliri sağlamak ülkelerin ortak ihtiyacı haline geliyor Avrupa Birliği (AB) üye devletleri, AB pazarının işleyişini iyileştirmek için halihazırda kabul edilen girişimleri uygularken, diğer ülkeler de ekonomik görünümlerini iyileştirmek, büyümeyi teşvik etmek, yatırım teşvikleri sağlamak ve geliştirmek için vergi sistemlerini kullanıyor. Ancak, Sütun 2 (Pillar 2) ek vergisinin uygulanması, farklı vergilendirmeleri beraberinde getirebiliyor veya başka alanlarda halihazırda uygulanan teşviklerin değerini azaltabiliyor. Bu nedenle hükümetler, sundukları teşvikleri şirketler için değerini  koruyacak şekilde yeniden tasarlıyor. EY Küresel Vergi Politikası ve İhtilaf Görünümü anketine katılanların dörtte biri, 2025 yılında artırılmış sermaye ödenekleri, amortisman veya itfa payı gibi Ar-Ge teşvikleri veya diğer ticari teşviklerin artmasını bekliyor. Ayrıca yetki alanları, yeni ve artırılmış vergi yoluyla gelirlerini artırıyor. Bazı bölgeler kurumlar vergisi, katma değer vergisi (KDV) veya kişisel gelir vergisi oranlarını değiştiriyor. Öte yandan katılımcılara göre; iş birlikçi uyumluluk modeli, özellikle gelişmiş ülkelerdeki en büyük şirketlerin güvencesi durumunda. Model, şirketlerin vergi yönetimini göstermesini ve vergi operasyonlarında gerçek zamanlı şeffaflığı sağlıyor. Operasyonel vergi kontrollerini yapıyor ve şirketlerin amaçlandığı gibi işlediğini gösteren kapsamlı belgeleri sunmasına yardımcı oluyor. Güçlü yönetim gösteren şirketler azaltılmış denetim sıklığından yararlanıyor, zayıf olanlar ise daha yoğun inceleniyor. Bu yüzden güçlü küresel vergi yönetimi giderek önemli hale geliyor ve ülkeler etkili vergi uyumluluğu çerçevelerini iş operasyonları için ön koşul olarak görüyor. Bu değişim, tutarlı bir vergi kontrol ortamının önemini vurguluyor. GenAI, vergi süreçleri ve vergi ihtilafı hazırlığı için kullanılıyor GenAI, vergi yetkililerinin risk değerlendirmesini otomatikleştirmesine, anormallikleri tespit etmesine, denetim vakalarını daha verimli ve doğru bir şekilde seçmesine imkân tanıyarak uyumluluk süreçlerini kolaylaştırabiliyor. Vergi yetkilileri GenAI entegrasyonu için gerekli altyapıyı, uzmanlığı ve yönetim yapılarını oluşturdukça, GenAI’ın vergi uygulaması ve operasyonel verimlilik üzerindeki olumlu etkisinin artması bekleniyor. Aynı zamanda işletmeler proaktif vergi riski analizi için GenAI'dan yararlanıyor, düzenleyici standartlarla uyumu sağlıyor ve denetim riskini azaltıyor. 2025 EY Vergi Politikası ve İhtilaf anketine göre, vergi ve finans yöneticilerinin %39'u vergi ihtilafı yönetiminde GenAI araçlarını kullanıyor. Ayrıca, son EY anketine göre, vergi ve finans profesyonellerinin %87'si GenAI'ın rollerini daha verimli ve etkili hale getireceğini söylüyor. GenAI, iç ve dış verilerin kapsamlı analizini kolaylaştırarak  şirketlerin tutarsızlıkları belirlemesine imkân tanıyarak vergi ihtilafı hazırlığına yardımcı oluyor. BEPS 2.0, vergi iş birliği için önemli bir husus olarak öne çıkıyor OECD Kapsayıcı Çerçeve ile Sütun 2 (Pillar 2) vergilerinin iki yıl boyunca istikrarlı bir şekilde benimsenmesi ve Sütun 1 (Pillar 1) üzerindeki müzakerelerin devam etmesinin ardından, BEPS 2.0’ın bir dönüm noktasında olduğu görülüyor. Sütun 2 (Pillar 2) hükümlerinin yaklaşık 50 yetki bölgesinde yürürlükte olduğu ve bazı hükümlerin AB ve diğer ülkelerde 31 Aralık 2023'te yürürlüğe girdiği biliniyor. Ancak ABD'nin uygulamaya katılımının olmaması durumunda, Sütun 2’yi  yakında uygulaması beklenen bölgelerinin kabulünün gecikeceği ön görülüyor. Düşük Vergilendirilen Ödeme Kuralı’nı (UTPR) 1 Ocak 2025'ten itibaren uygulamaya koyanların ise rotasını değiştireceği düşünülüyor. Sütun 2’nin ABD desteği olmadan değişmesi mümkün olsa da birkaç büyük yetki bölgesi Sütun 2 kurallarına güçlü bir bağlılık gösteriyor ve bunları gelir projeksiyonlarına dahil ediyor. Bu nedenle, yasaların 2025'te ve önümüzdeki küresel tartışmalar sırasında yürürlükte kalması bekleniyor. Öte yandan AB'de, Sütun 2’nin kaldırılmasının veya Düşük Vergilendirilen Ödeme Kuralı’ndan (UTPR) herhangi birinin genişletilmesinin, 27 AB üye devletinin oybirliğini gerektiren Asgari Vergi Direktifi’ni değiştireceği düşünülüyor. BEPS 2.0 uygulanmaya devam ederken, ABD ülkeye ithal edilen tüm mallar için "genel" tarifeler de dahil olmak üzere %10-20 oranında birçok tarife önerdi. İşletmelerin bu noktada, vergi, ticaret ve ticari hususların dengelenmesi için işletme modellerinin etkinliğini yeniden değerlendirmesi gerekiyor. OECD iş birliği işletmeler ve hükümetler için bir çözüm yolu olabilir Küresel iş birliği, uluslararası çaptaki rekabete rağmen hem işletmeler hem de hükümetlerin geliri için önem taşıyor. OECD, tüm dünyada faaliyet gösteren işletmelerin karşı karşıya olduğu küresel sorunlara, uluslararası standartlar ve çözümler geliştirme potansiyeli sunduğu için ülkeler OECD'ye katılmaya devam ediyor ve bunun için vergi politikalarını değiştiriyor. Buna ek olarak, küresel iş birliği ortamının sağlanabilmesi için transfer fiyatlandırması yönergeleri, KDV rejimlerinin uyumlu hale getirilmesi ve küresel hareketlilikle ilgili vergi sorunları konusunda yapılması gerekenler bulunuyor. Ayrıca, uluslararası vergi iş birliği için Birleşmiş Milletler (BM) çerçeve sözleşmesi, OECD'deki çalışmaların dışında küresel iş birliği için başka bir yol olarak görülüyor.  EY Türkiye Vergi Hizmetleri Bölüm Başkanı Erkan Baykuş raporla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Günümüzde yaşanan teknolojik gelişmelerle birlikte, vergi ve finans alanlarının işlevleri de daha önce hiç görmediğimiz bir hızda yeniden tanımlanıyor. Uzun yıllardır süren küresel vergi iş birliğinin ardından, vergi rekabetinin yeniden canlanması ise olası bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Bu karmaşık ve dinamik dönemde başarılı olmak için işletmelerin bilgili, proaktif ve çevik olması gerekiyor. Birçok hükümet, açıkları kontrol etmeye çalışarak hem ekonomik büyümeden hem de yeni kaynaklardan daha fazla gelir elde etmeye odaklanıyor. Bu geliri toplamak için vergi idareleri yaptırımlarını yoğunlaştırıyor, şeffaflığı artırıyor ve yeni araçlar kullanıyor. Hükümetlerin buna nasıl uyum sağladığı veya farklılaştığı, küresel hedefleri de etkileyecek gibi duruyor. İşletmelerin ise adım adım vergi uyumluluğuna yönelerek tutarlı bir strateji ile verimliliğini artırması ve maliyetlerini azaltması mümkün. Bu nedenle, işletmelerin gelişen düzenlemelere uyum sağlaması, mevcut sistemlerle entegre olması, değişen gereksinimler için bir strateji geliştirmesi gerekiyor.” EY Türkiye Vergi Bölümü Şirket Ortağı ve Uluslararası Vergilendirme Hizmetleri Lideri Ateş Konca ise şunları ekledi; “Sütun 1 üzerinde halen nihai uzlaşıya varılamaması, belirli sorunlarda takılı kalınması ve dijital hizmetleri vergilendirmeye yönelik farklı ülke yaklaşımlarının devam ediyor olması belirsizliğin artmasına yol açabilir. Bu durum aynı zamanda uygulama karmaşıklığına ve çifte vergilendirmeye neden olabilir. Ayrıca, Sütun 1’de gelirin kaynağına ilişkin yeni kavramlar, vergi alma haklarının ülkelere yeniden tahsis edilmesi, farklılaşan transfer fiyatlandırması kuralları gibi diğer tek taraflı uygulamalar  da ortaya çıkmaya başladı. Diğer yandan, Sütun 2 vergilerinin hesaplanması ve raporlama gerekliliklerine uyum süreci de bir çok ülkede başladı. İş yapma biçiminde değişiklikler gerektiren bu yeni vergi uygulamaları, işletmeleri her zamankinden daha çevik olmaya itiyor. Bu nedenle şirketler yeni düzenlemelerin getirdiği zorlukları hızla tespit etmeli ve bunlarla doğacak fırsatları anlamaya ve uygulamaya odaklanmalıdır." 

Sigorta şirketleri, inovatif hizmetlere ve güvenliğe yatırım yaparak büyüyebilir Haber

Sigorta şirketleri, inovatif hizmetlere ve güvenliğe yatırım yaparak büyüyebilir

Uluslararası danışmanlık, denetim, güvence, strateji, kurumsal finansman ve vergi hizmetleri şirketi EY; güvenlik açıklarının olduğu her alanın, sigorta şirketlerinin amacına uygun bir şekilde yenilik yapabilmesi ve büyüyebilmesi için önemli sorumluluklar getirdiğini ortaya koyan Küresel Sigorta Görünümü 2025 raporunu yayımladı. Rapor; sigorta şirketlerini etkileyen değişen küresel dinamikler karşısında inovasyona dayalı bir büyüme sağlanması gerektiğini gösteriyor.  Rapora göre, küresel çapta siber saldırılardan kaynaklanan kayıpların %99'unun ve doğal afetlerden kaynaklanan kayıpların ise %60'ının sigortasız olduğu, siber riskler ve iklim tehditlerine karşı korumadaki eksikliklerin yanı sıra, emeklilik birikimlerindeki açıklar da sigorta sektörüne önemli sorumluluklar yüklüyor. Bununla birlikte; sigorta şirketlerinin iş modellerini, tamamen modern teknolojiyle ve daha zengin verilerle donatması da kritik bir adım olarak görülüyor. Ancak sigorta şirketleri büyüme stratejilerinde yeni ürün geliştirmeye, birleşme ve satın almalara veya coğrafi genişlemeye öncelik verse de EY Küresel Sigorta Görünümü 2025 raporu, bazı temel aksiyonların büyüme yolunu açabileceğini ortaya koyuyor. Amaca yönelik yeni ürünler tasarlamak  EY raporu, emeklilik birikimleri ve iklim alanlarındaki güvenlik konularının daha çok gündeme gelebileceğini gösteriyor. Buna ek olarak, yaşam süresinin uzaması ve yaşlanan nüfuslar nedeniyle, gelir getiren ürünlere daha fazla ihtiyaç duyuluyor. Sigorta şirketlerinin de bu sayede müşterileri finansal güvenliğe teşvik etmesi mümkün gözüküyor. Diğer yandan emeklilik yaşına ulaşan Baby Boomers kuşağının, finansal emlak planlama hizmetlerine ve sağlık programlarıyla zenginleştirilmiş hayat ve sağlık sigortasına olan talebinin artması bekleniyor. Sigorta şirketleri, bu gelişmeleri göz önünde bulundurarak stratejilerini bu yönde şekillendirebilir ve değer sağlayabilir.  Yüksek potansiyelli müşterilere kişiselleştirilmiş teklifler Kullanıma dayalı ürünler, modüler eklenti özellikleri ve özel fiyatlandırma; müşteri sadakatini ve katılımını destekleyebilir. Yapay zekâ (AI) araçları ise daha doğru fiyatlandırma ve daha hızlı taahhüt süreçleri için yardımcı olabilir. Ayrıca, isteğe bağlı oluşturulan sigorta kapsamları ve gerçek zamanlı risk önlemleri, kişiselleştirme stratejisine değer katabilecek diğer yollar arasında yer alabilir. Aynı zamanda, yapay zekâ ve gelişmiş analizler de müşteriye yönelik ürün paketleri ve teklifler için yüksek potansiyele sahip müşterileri hedefleyebilir. Farklı segmentlere uygun ürünler  Sigorta şirketleri, yalın ve otomatikleştirilmiş bir işletme ortamı sayesinde düşük marjlı ürünleri, iş ortakları ve diğer kanallar aracılığıyla yeni segmentlere göre ölçeklendirebilir. Çünkü gerçekleşen olaylar karşısında ödeme yapan poliçeler olarak bilinen parametrik sigorta, sigorta şirketlerinin yeni müşterilere sunabileceği cazip ürün türlerini genişletebiliyor ve küresel parametrik sigorta piyasasının 2031 yılına kadar 29,3 milyar ABD dolarına ulaşması bekleniyor. Parametrik çözümler çoğunlukla doğal afetler karşısında koruyan bir ürün olarak ilgi görüyor ancak ticari kesintilere, tedarik zinciri kesintilerine ve siber saldırılara karşı da uygulanabiliyor. Sektörel regülasyonlarla inovasyona giden yol   Avrupa'da giderek daha sıkı kuralların oluşması, ABD'de ise daha hafif bir denetim uygulanması dengesiz bir rekabet alanı oluşturabilir. Bu nedenle sigorta şirketlerinin %61'i, önümüzdeki yıl değişen mevzuat gerekliliklerinin en önemli operasyonel zorluk olacağını belirtiyor. Ancak, bu düzenlemelerin fırsat olarak değerlendirilmesiyle yenilikçi çözümler ortaya çıkabilir.  Kapsamlı ve entegre veri stratejileri Dijital çağda kapsamlı bir veri stratejisine sahip olmak, işletmelere birçok yönden katkı sağlıyor ve inovasyon için hayati önem taşıyor. Ayrıca, stratejik planlama gibi tüm üst düzey yönetim kararları daha zengin veri setlerini yansıtacak şekilde yeniden tasarlanabilir. Sigorta şirketleri de yapay zekânın ve diğer gelişmiş teknolojilerin gücünden yararlanılabilmeli, geleceğe hazır ve esnek bir veri altyapısına sahip gerekli bileşenlere sahip olmalıdır. Ayrıca, kaliteyi sağlamak ve güven oluşturmak için tam otomatik süreçlerin yanı sıra sağlam yönetişim ve kontrol modelleri oluşturulabilir.  En potansiyel müşteriler, yeterli hizmet alamayanlar  EY raporu; daha uygun fiyatlı, erişilebilir, satın alınması ve değiştirilmesi daha kolay olan yeni ürünler geliştirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Parametrik poliçeler, satın alım gücü düşük olan ve yeterli hizmet alamayan kesimler için değer yaratmanın yollarından biri olarak görülüyor. Müşterilerin istediklerini sunmak için stratejik düşünmek ve yaratıcı olmak gerekiyor çünkü bu müşteriler, sigorta şirketlerinin performanslarını sürdürmesi için büyük potansiyel sunuyor. EY Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri ve Vergi Bölümü Şirket Ortağı Levent Atakan raporla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “EY Küresel Sigorta Görünümü 2025 raporuna göre; hızla değişen günümüz dünyasında artan güvenlik açıklarının olduğu bir ortamda sigorta şirketlerine büyük sorumluluklar düşüyor. Aynı zamanda, bu zorluklar sigorta şirketlerinin amacına uygun bir şekilde yenilik yaparak sürdürülebilir hizmet sunabilmeleri için fırsat da sunuyor. Günümüzde küresel çaptaki dalgalanmalar ve belirsizlikler, sigortacılık sektörünü de etkilemeye devam ediyor. Ancak sigorta şirketlerinin, zor dönemlerde değer sağlamak için kritik bir göreve sahip olduğu gerçeği de var. Bu nedenle sigorta şirketlerinin, içinde bulunduğumuz çağa göre inovasyona yatırım yapmaları ve geleneksel çözümlerin yanı sıra yenilikçi çözümlere yönelmeleri gerekiyor. İletişimleri ve ürünleri kişiselleştirmek için yapay zekâ destekli teknolojiye ve daha güçlü veri yönetimi yeteneklerine yatırım yaparak sigorta şirketleri tüm paydaşlar için daha hızlı ve katma değerli hizmetler sunabilir.”

Şirketler Yapay Zeka Projelerini Yapmakta Zorlanıyor Haber

Şirketler Yapay Zeka Projelerini Yapmakta Zorlanıyor

Uluslararası danışmanlık hizmetleri şirketi EY, Türkiye’nin de dahil olduğu 26 ülke arasında 8 farklı sektörden 1.635 işletmenin katıldığı ve işletmelerin yenilikçi teknolojilere yönelik yaklaşımlarının ele alındığı Endüstrilerin Geleceği (Reimagining Industry Futures) Araştırması’nın 2025 versiyonunu yayımladı. EY araştırmasına göre; üretken yapay zekâ (GenAI), 5G ve uç bilişim (edge computing) gibi yenilikçi teknolojiler iş dünyasının geleceğini yeniden şekillendirirken; bunların uygulanması maliyet verimliliği, çeviklik ve inovasyon vaat ediyor. Ancak hızlı gelişen ve karmaşık olan bu ortam, işletmeler ile bilgi ve iletişim teknolojisi (ICT) tedarikçileri arasındaki ilişkilerin de değişmesine neden oluyor. Araştırmaya göre, gelişmekte olan teknolojilere yönelik kurumsal yatırım ivmesinin güçlü kalmaya devam ettiği görülüyor; üretken yapay zekâ (GenAI) alanında geçen yıl küresel çapta %43 olan yatırım oranının, bu yıl %47'ye çıkmasıyla işletmelerin neredeyse yarısının bu alana yatırım yaptığı gözlemleniyor. Anket katılımcılarının %43'ü ise nesnelerin interneti (IoT) alanına yatırım yaptığını belirtirken, %33'ü 5G teknolojisine yatırım yapıyor; bu, sırasıyla 2024'teki %39 ve %27'lik oranlarına göre artış trendini yansıtıyor. Ayrıca araştırma, bilgi ve iletişim teknolojileri (ICT) tedarikçilerinin, işletmelerin dijital dönüşümde başarılı olabilmesi için stratejilerini gözden geçirmeleri gerektiğine vurgu yapıyor. Aynı zamanda EY araştırması; günümüzde üst düzey yöneticilerin %49'unun, tedarikçi seçimi de dahil olmak üzere, gelişen teknolojilere kurumsal stratejilerinde yer verdiğini ortaya koyuyor. Teknoloji yatırımlarının karar süreçlerinde CEO'ların doğrudan görev aldığı işletmelerin %51'i GenAI'ye yatırım yaparken, CEO'ların bu süreçlerde daha az yer aldığı organizasyonlarda ise bu oranın %44 olduğu görülüyor. Şirketler, pilot teknoloji uygulamalarını canlıya almakta zorlanıyor Gelişmekte olan teknolojilere yönelik yatırımlarda küresel çaptaki artış eğilimine rağmen; araştırma, çok sayıda işletmenin hala sadece deneme aşamasında olduğunu ve bu gelişimin önündeki en büyük zorlukların mevcut sistemlerle entegrasyon (%48) ile bütçe kısıtlamaları (%46) olduğunu ortaya koyuyor. Örneğin, IoT'ye yapılan yatırımlar; her ne kadar yıldan yıla artsa da aktif IoT uygulamalarına sahip işletmelerin oranı düşüş gösteriyor ve bu oran 2024'te küresel çapta %19 iken, bu yıl %16'ya gerilemiş durumda. Uç bilişimin aktif uygulamaları da yıllık bazda %22 ile sabit kalırken, ankete katılan işletmelerin yalnızca %1'inin GenAI aktif uygulamalarına sahip olduğu görülüyor. Şirketler, tedarikçi seçimi konusunda karar almakta güçlük yaşıyor Şirketler, dijital dönüşüm yolculuklarında operasyonlarını en iyi şekilde destekleyebilecek ICT (bilgi ve iİletişim teknolojileri) tedarikçileri seçme konusunda kararlar almakta zorlanıyorlar. Araştırmaya göre, küresel çapta anket katılımcılarının %73'ü, değişen tedarikçi ekosistemini daha iyi anlamaları gerektiğini ifade ediyor. Bu durum, farklı teknoloji sağlayıcıları arasındaki iş birliklerinin giderek daha yaygın hale geldiğini yansıtıyor. Anket katılımcılarının %56'sı ise teknoloji tedarikçilerinin ek iş ortakları hakkında farkındalık eksikliği yaşadıklarını düşünüyor. Farklı kullanım ihtiyaçları, ICT sağlayıcılarını sektör odaklı stratejiler benimsemeye yönlendiriyor Tüm sektörler genelinde, sistem ve süreç optimizasyonu (%40) bir IoT uygulaması olarak ilk sırada gelirken; uzaktan çalışma, eğitim ve iş birliği (%38) 5G tabanlı bir IoT kullanım alanı olarak bunu takip ediyor. Ancak, araştırmaya göre tercih edilen 5G kullanım alanlarına dair sektörler arasında büyük farklılıklar bulunuyor. Örneğin; uzaktan iş birliği konusu, enerji ve finansal hizmetler sektörlerinde öncelikli olurken, kritik altyapı kontrolü otomotiv ve imalat sektörlerinde en üst sırada yer alıyor. Tüketici ve kamu sektörleri için öncelikli 5G kullanım alanı ise sistem optimizasyonu olarak öne çıkıyor. Bu durum, ICT sağlayıcılarının stratejilerini sektör merceğinden ele alması gerektiğine işaret ediyor. Şirketler, maliyet avantajının ötesinde kapsamlı çözümler sunan tedarikçileri tercih ediyor İşletmeler ICT sağlayıcıları için ideal tedarikçi özelliklerini tanımlarken, ölçülebilir iş çıktıları sağlama yeteneğinin (%33) ve güçlü bir iş ortağı ekosistemine erişim sağlama yeteneğinin (%33) ilk sıralarda yer aldığını belirtiyor. Bu özelliklerin, değer bazlı fiyatlandırmanın (yaklaşık %10) önünde yer alması, işletmelerin tedarikçileri değerlendirirken maliyet avantajının ötesine baktığına işaret ediyor. İşletmelerin dijital dönüşüm süreçlerinde çok çeşitli tedarikçi pazarının olduğu bir ortamda, müşterilere sundukları teklifleri güçlendirmek için ICT sağlayıcıları aşağıdaki 5 adımı atabilirler: Sunulan çözümlerin kalitesine odaklanarak firmanın önemli bir iş ortağı olarak konumlandırılması Daha geniş bir yelpazedeki kurumsal müşterilerle etkileşim kurulması Müşterilerin yeni iş modelleri ve teknoloji kombinasyonları hakkında bilgilendirilmesi Tekliflerde ölçeklenebilirlik, güvenlik ve sürdürülebilirlik konularına öncelik verilmesi Sektörlere ve ekosistem ortaklarına odaklanılması EY Türkiye Telekomünikasyon, Medya ve Teknoloji Sektör Lideri ve Danışmanlık Bölümü Şirket Ortağı Emre Beşli, ilgili araştırmaya yönelik şu değerlendirmelerde bulundu: "EY Endüstrilerin Geleceği Araştırması‘nın 2025 versiyonunda, işletmelerin dijital dönüşümlerini desteklemek için 5G'den yapay zekâya (AI) ve uç bilişime kadar bir dizi yenilikçi teknolojiyi benimsemesiyle birlikte belli bir aşamaya geldiği ele alınıyor. İşletmeler bu yenilikçi teknolojileri benimsemeye kararlı olsalar da yatırımlarından değer sağlama konusunda bazı zorluklarla karşılaşıyorlar. Temel sorunlar arasında, tedarikçilerin yeteneklerinin ve iş ortağı ekosistemlerinin değer zincirine nasıl entegre olabileceklerinin yeterince anlaşılmaması ve ilgili teknolojilerdeki en son yeniliklere ilişkin farkındalığın düşük olması yer alıyor. Bu durum, bilgi ve iletişim teknolojisi (ICT) tedarikçilerinin, araştırmada belirtilen beş temel adımı atarak “şirketlerin bütünsel iş ortakları” olarak kendilerini yeniden konumlandırmalarının önemine işaret ediyor. Bu yeniden konumlandırma sayesinde ICT tedarikçileri, dijital dönüşüm için yapılan yatırımların uzun vadeli değere dönüşmesi konusunda müşterilerine yardımcı olabilirler.” EY araştırmasının sonuçlarının açıklandığı ve aynı zamanda raporda ele alınan konuların paralelinde teknoloji dünyasındaki gelişmelerin nabzının tutulduğu Mobile World Congress (MWC) 2025’e katılan EY-Parthenon Türkiye Strateji Hizmetleri Lideri Kağan Karamanoğlu ise kongreden gözlemlerini şöyle paylaştı:  “Her yıl dünya genelinden binlerce ziyaretçiyi bir araya getiren, mobil iletişim sektörünün önemli kongrelerinden biri olan MWC, bu sene de iletişim operatörlerinden mobil cihaz üreticilerine, teknoloji sağlayıcılarından endüstri liderlerine kadar sektörün önde gelen temsilcilerini ağırladı ve yenilikçi teknolojilere ev sahipliği yaptı. Kongrede, dünyanın en büyük girişimleri ve teknoloji devi şirketler, yapay zekâ teknolojisi başta olmak üzere en son yenilikleri tanıttı. Yenilikçi teknolojilerin yanı sıra geleceğin teknoloji trendleri de ele alındı. Aynı zamanda, üretken yapay zekâ (GenAI), 5G ve uç bilişim gibi teknolojilerin iş dünyasının geleceğini nasıl şekillendireceğine dair önemli veriler paylaşıldı. EY olarak, MWC’de yer alarak, sektör paydaşlarıyla bir araya gelmekten mutluluk duyduk.”

EY-Parthenon Türkiye'de Üst Düzey Atama Haber

EY-Parthenon Türkiye'de Üst Düzey Atama

Dünya genelinde sektöründe öncü firmalara strateji danışmanlığı hizmetleri sunan EY-Parthenon’un Türkiye’deki organizasyonuna Kağan Karamanoğlu Strateji Hizmetlerinden Sorumlu Şirket Ortağı olarak katıldı. Kağan Karamanoğlu şirketlere kurumsal strateji, büyüme stratejisi, satın alma stratejisi, pazara giriş stratejisi ve yeniden yapılandırma stratejisi gibi birçok alanda profesyonel hizmetler sunan EYP Türkiye bünyesinde göreve başladı.  1999 yılında University of Kent-Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan Karamanoğlu, 2000 yılında London School of Economics'te yüksek lisans eğitimini tamamladı. Kariyerine uluslararası bir danışmanlık şirketinde başladıktan sonra 10 yıl boyunca Avrupa, Avrasya, Amerika ve Türkiye'deki firmaların strateji ve dönüşüm projelerinde önemli görevler üstlendi. 2010-2018 yılları arasında ise Telekom sektöründe öncü bir firmada strateji, ürün geliştirme ve iş geliştirme alanlarında liderlik pozisyonunda birçok önemli çalışmaya imza attı. Bu süreçte, yönetim ekibinin bir parçası olarak uluslararası tüketici operasyonlarının kârlı ve sürdürülebilir büyüme hedefleri doğrultusunda yürütülmesine ve geliştirilmesine katkıda bulundu. Yeni görevine başlamadan önce ise 2018-2024 yılları arasında uluslararası bir danışmanlık firmasında Strateji Danışmanlık Hizmetleri Şirket Ortağı olarak görev alan Kağan Karamanoğlu, EYP Türkiye’nin Strateji Lideri olarak farklı sektörlerdeki şirketlere kurumsal strateji, büyüme stratejisi, pazara giriş stratejisi gibi alanlarda danışmanlık sunacak. 

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.