Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Fiyat

Kapsül Haber Ajansı - Fiyat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Fiyat haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

BYD’nin Elektrikli Kompakt Şehirli SUV’u ATTO 2, Aralık Ayında Türkiye’de! Haber

BYD’nin Elektrikli Kompakt Şehirli SUV’u ATTO 2, Aralık Ayında Türkiye’de!

2025 yılı bitmeden, ürün gamının 9. modeli olan tamamen elektrikli kompakt B-SUV BYD ATTO 2, Boost ve Comfort donanım seçenekleriyle 1.529.000 TL’den başlayan tavsiye edilen anahtar teslim fiyatlarıyla BYD bayilerinde yerini alacak. Dünyanın önde gelen yeni nesil elektrikli araç üreticisi BYD, Türkiye’de ürün yelpazesini yüzde 100 elektrikli B-SUV segmentinde yer alan yepyeni ATTO 2 modeliyle genişletti. BYD’nin Türkiye’deki sekizinci elektrikli ve ürün gamı içindeki dokuzuncu modeli olan ATTO 2, kompakt yapısı, çevik manevra kabiliyeti, segmentinin üzerinde donanım seçenekleri ve kullanıcılarının hayatını kolaylaştıran teknolojik inovasyonlarıyla şehir içi SUV deneyimini yeniden tanımlamaya hazırlanıyor. Aralık ayında Türkiye’deki tüm BYD bayilerinde satışa sunulacak olan ATTO 2, Boost donanım versiyonu için 1.529.000 TL, Comfort donanım versiyonu için ise 1.629.000 TL’lik özel lansman fiyatlarıyla otomobil severlerle buluşuyor. “9 modelimizle otomobil pazarına enerji vermeye devam edeceğiz” Türkiye otomotiv pazarına BYD ATTO 2 modelinin yeni bir soluk getireceğini belirten BYD Türkiye Genel Müdürü İsmail Ergun, “Türkiye’de elektrikli mobiliteye olan ilgi her geçen gün artarken, biz de ürün gamımızı hızla genişletiyor ve bu alandaki iddiamızı güçlendirmeye devam ediyoruz. BYD ATTO 2, konfor ve teknolojiyi şehir içi pratikliğiyle birleştirerek segmentinde önemli bir oyuncu olacak. ‘Ulaşılabilir premium’ marka konumlandırmamız doğrultusunda, ATTO 2’nin üst düzey donanımı ve gelişmiş güvenlik teknolojileriyle öne çıkarak, tam elektrikli SUV segmentinde fark yaratacağına inanıyoruz. Bu yıl ATTO 2’nin yanı sıra TANG ve SEALION 7 modellerimizi de kullanıcılarla buluşturduk. Böylece Türkiye’de sunduğumuz model sayısı dokuza ulaştı. Önümüzdeki yıl da akıllı seçim niteliğindeki yeni ürünlerimizle Türkiye otomotiv pazarına enerji vermeye devam edeceğiz.” dedi. “2025 yılının en hızlı büyüyen markasıyız” 2025 yılının en hızlı büyüyen markasının BYD olduğunu belirten Ergun, sözlerine şöyle devam etti: “Yeni enerji araç pazarının lideri olarak BYD, Türkiye’deki elektrikli araç dönüşümüne güçlü bir ivme kazandırıyor. Teknoloji odaklı yaklaşımımız, yüksek donanım seviyemiz, güvenilirliğimiz ve ‘ulaşılabilir premium’ konumlandırmamız sayesinde tüketicilerin elektrikli araçlara geçiş sürecinde önemli bir rol üstleniyoruz. Türkiye’de yılın otomobili seçilen SEAL U modelimizin şarj edilebilir hibrit versiyonu ile şarj edilebilir hibrit teknolojisini Türkiye’de geniş kitleler için erişilebilir hale getiriyoruz. Böylece bu pazara hem liderlik ediyor hem de segmentin gelişimine öncülük ediyoruz.” “BYD modellerine olan yüksek talep devam ediyor” BYD’ye gösterilen yoğun ilginin devam ettiğini vurgulayan Ergun şunları kaydetti: “5 Kasım’da gerçekleştirdiğimiz SEALION 7 ve ATTO 2 lansmanının ardından sosyal medya, web sitemiz, telefon hattımız, bayilerimiz dahil tüm kanallarımızda yoğun bir ilgiyle karşılaştık ve lansman sonrasında 5 binin üzerinde talep aldık. SEALION 7 modelimize gösterilen yoğun ilgi ve yüksek talep doğrultusunda, müşterilerimizin fiyat artışından etkilenmemeleri için Kasım ayındaki lansman fiyatını Aralık ayında da koruma kararı aldık. Yıl sonuna kadar bu talebi karşılayarak müşterilerimizi yeni araçlarıyla buluşturmayı hedefliyoruz.” Kompakt boyutlar ile çevik şehir içi performansı BYD ATTO 2, modern SUV tasarımını kompakt boyutlarla kusursuz bir şekilde bir araya getiriyor. 4.310 mm uzunluğa, 1.830 mm genişliğe ve 1.675 mm yüksekliğe sahip olan model, oldukça geniş bir yaşam alanı sunuyor. 2.620 mm’lik dingil mesafesi, segmentindeki birçok rakibine kıyasla çok daha ferah bir iç mekân sağlıyor. Bu ölçülere ek olarak 10,5 metrelik dönüş çapı ile manevra kolaylığı sağlayarak hem şehir içi kullanım kolaylığı hem de ferah bir yaşam alanı arasında dengeli bir yapı sağlıyor. ATTO 2’nin dış tasarımı, zarif detaylarla güçlendirilmiş çarpıcı bir duruş sergiliyor. Ön bölümdeki keskin hatlı LED farlar, ince gündüz farları ve parlak ön panjur detayları, modelin dinamik ve iddialı karakterini vurguluyor. Dikey hava girişleri ve aerodinamik ön tampon, yalnızca modern tasarımı öne çıkarmakla kalmıyor, aynı zamanda aracın verimliliğine de katkı sağlıyor. Arka tasarımda ise Çin kültüründen ilham alınarak tasarlanan, sonsuz iyi şansı simgeleyen “8” formundaki stop lambaları, ATTO 2’nin estetik çizgisini tamamlıyor ve ona özgün bir kimlik kazandırıyor. Geniş ve kaliteli iç mekan ATTO 2’nin iç tasarımı, modern çizgileri ve kaliteli malzemeleri geometrik bir tema ile bir araya getiriyor. Ön panel, BYD’nin modern tasarım anlayışını yansıtırken, kabin ve kapı içlerinde kullanılan yumuşak dokulu malzemeler konfor hissini artırıyor. Orta konsolda yer alan çift bardaklık, geniş saklama alanları ve elmas kesim görünümlü vites iç mekâna zarif bir dokunuş katıyor. Ferah yaşam alanını destekleyen BYD’nin e-Platform 3.0 mimarisi, özellikle arka koltuklarda geniş bir iç hacim sunarak, yolcular için ekstra konfor sağlıyor. Düz arka zemin tasarımı, özellikle aileler ve uzun yolculuklar için ideal bir genişlik sunarken, 400 litrelik hacmi, arka koltuklar katlandığında 1.340 litreye kadar genişleyerek daha fazla yükleme alanı sağlıyor. ATTO 2, Titanyum Gri, Su Yeşili, Kar Beyazı ve Karbon Siyahı olmak üzere 4 farklı renk seçenekleriyle tercih edilebiliyor. Dış tasarımdaki bu seçenekleri iç mekanda Siyah veya Bej renklerinde vegan deri döşeme alternatifleri tamamlıyor. Şehir içi kullanımda 463 km’ye varan menzil Önde konumlandırılmış 130 kW (177 PS) gücündeki elektrik motoru, 290 Nm tork üretiyor ve ATTO 2’yi 0’dan 100 km/s hıza yalnızca 7,9 saniyede ulaştırıyor. 45,12 kWsa kapasiteli Blade Batarya, WLTP ölçümlerine göre 312 km karma menzil sağlıyor. Şehir içi kullanımda ise menzil 463 km’ye kadar yükseliyor. 65 kW DC hızlı şarj özelliği sayesinde batarya yüzde 30’dan yüzde 80’e ise yalnızca 28 dakikada şarj edilebiliyor. Modelde üç fazlı 11 kW AC şarj desteği standart olarak sunuluyor. Çok bağlantılı arka süspansiyon yapısı, artırılmış gövde rijitliği ve BYD’ye özgü Cell-to-Body (CTB) mimarisi, sürüş konforu ile güvenliği birlikte sağlıyor. Yeni ATTO 2, 17 inç jantlar, panoramik cam tavan, 12,8 inç dönebilir dokunmatik multimedya ekranı, 8,8 inç dijital gösterge, elektrikli ayarlanabilir ve ısıtmalı vegan deri ön koltuklar, 50W kablosuz şarj ünitesi, gelişmiş “Hi BYD” sesli komut sistemiyle dikkati çekiyor. ATTO 2'nin her iki versiyonunda da dört farklı sürüş modu bulunuyor. Eco, Normal, Spor ve Kar seçenekleri, kullanıcıların farklı yol ve hava koşullarına hızlıca uyum sağlamasına imkan tanıyor. ATTO 2’de bağlantı ve kullanım kolaylığı açısından da zengin bir standart donanım seti sunuluyor. Ön kol dayamada biri 7,5W Tip-A, diğeri 60W Tip-C olmak üzere iki USB girişi yer alırken, arka yolcular için 18W destekli Tip-A ve Tip-C girişleri konforu artırıyor. Kabin havasını sürekli temiz tutan PM2.5 filtresi, “Follow Me Home” fonksiyonu ve uzun far asistanı da her iki donanım seviyesinde standart olarak sunularak ATTO 2’nin kullanıcı odaklı bütüncül donanım yaklaşımını tamamlıyor. Standartların ötesinde donanım seviyesi Teknoloji odaklı bir marka olarak BYD, tüm modellerinde yenilikçi özellikler ve gelişmiş fonksiyonlar sunmayı hedefliyor. ATTO 2 de bu vizyonun bir yansıması olarak, B-SUV segmentinde öne çıkan donanımlarla dikkati çekiyor. ATTO 2, her iki donanım seviyesinde de sınıfının üzerinde bir standart tanımlıyor. Panoramik cam tavanı ve perdesi, 17 inç jantları, vegan deri koltukları, elektrikli ayarlanabilir ön koltukları, 8.8 inç dijital gösterge paneli ve dönebilir dokunmatik multimedya ekranı tüm versiyonlarda ortak olarak sunuluyor. Gelişmiş güvenlik teknolojileri, iki donanım seviyesinde tamamen aynı kapsamda yer alıyor. Kamera ile sürücü yorgunluk algılama sistemi başta olmak üzere tüm ADAS fonksiyonları kullanıcılara eksiksiz şekilde ulaştırılıyor. BYD’nin imzası haline gelen Blade Batarya ve CTB mimarisi ile her iki donanımda standart sunulan ısı pompası, modelin verimlilik ve güvenlik odaklı karakterini güçlendiriyor. Comfort donanım seviyesi ise kullanıcı deneyimini daha ileri taşıyan teknolojik ve konfor odaklı bazı ek özelliklerle ayrışıyor. Daha büyük boyutlu 12.8 inç dönebilir dokunmatik multimedya ekranı, ön koltuk ısıtma, direksiyon ısıtma, kabine derinlik kazandıran ambiyans aydınlatması, 15W kablosuz şarj ünitesi ve park manevralarını kolaylaştıran panoramik görüş kamerası gibi özellikler Comfort donanım seviyesinde tüketicilerle buluşuyor. Her iki versiyonda da yüksek donanım seviyesi korunurken, kullanıcıların ihtiyaçlarına göre ölçeklenebilir bir ürün yapısı oluşturuyor. BYD ATTO 2 kullanıcıları, araca geleneksel anahtarın yanı sıra NFC kartı ile de erişim sağlayabiliyor. Tüm versiyonlarda her iki ön koltuk da elektrikli olarak ayarlanabilirken, bu özellik B-SUV segmentinde nadir görülen bir donanım olarak öne çıkıyor. Ayrıca, ısıtmalı direksiyon özelliği ise ATTO 2’yi rakiplerinden ayrıştıran konfor detaylarından biri olarak dikkat çekiyor. Diğer BYD modellerinde olduğu gibi, ATTO 2 modeli de gelişmiş bir akıllı sesli asistan ile sunuluyor. Sistem, kullanıcıların klima, cam açma-kapama gibi birçok önemli fonksiyonu sesli olarak kontrol etmesine olanak tanıyor. Ayrıca, kablosuz şekilde aktive olan Android Auto ve Apple CarPlay, yolcuların kesintisiz bir bağlantı deneyimi yaşamasına olanak tanıyor. ATTO 2’de sunulan Araç Enerji Paylaşımı (VtoL) teknolojisi de günlük yaşamda önemli bir pratiklik sağlıyor. Bu özellik sayesinde araç, 3.3 kW’a kadar güç üreterek kahve makinesi veya elektrikli süpürge gibi cihazların çalıştırılmasına olanak tanıyor. Harici bir priz aracılığıyla kullanılabilen bu teknoloji, taşınabilir enerji kaynağı ihtiyacını karşılayarak kullanıcıların hayatını kolaylaştırıyor. Güvenlik ön planda tutularak tasarlandı Kapsamlı güvenlik ve sürüş destek sistemleri sunan ATTO 2, sürücü, ön yolcu, yan ve perde hava yastıklarıyla yüksek koruma sunuyor. Ayrıca Otonom acil fren sistemi (AEB), akıllı hız limiti kontrolü (ISLC), şerit takip asistanı (LSS), adaptif hız sabitleme sistemi (ACC) ve akıllı hız sabitleme sistemi (ICC) ile sürüş güvenliğini her koşulda destekliyor. Kör nokta uyarı sistemi (BSD), kapı açma uyarısı (DOW) ve geri manevra çapraz trafik uyarısı (RCTB) ise sürücünün çevresel farkındalığını artırarak hem şehir içi hem de uzun yol sürüşlerinde ek güvenlik sağlıyor. BYD, tüm modellerinde olduğu gibi ATTO 2 modellerinde de bağlantılı servislerle entegre çalışan BYD Mobil Uygulamasını sunuyor. Android ve iOS platformlarında ücretsiz olarak indirilen uygulama, menzil ve şarj durumu takibinden, klima, direksiyon ve koltuk ısıtma kontrolüne, kapıların uzaktan kilitlenmesinden araç konumunun görüntülenmesine kadar birçok fonksiyonu tek dokunuşla cep telefonları ile uzaktan yönetilebilmesini sağlıyor. Ayrıca BYD Uygulamasındaki dijital anahtar sayesinde, aracı anahtar taşımadan telefon üzerinden açıp kapatmak mümkün oluyor. Buna ek olarak BYD ATTO 2, OTA (Over-the-Air) teknolojisi sayesinde yazılım güncellemelerini uzaktan alabiliyor. Böylece araçlar her zaman güncel kalırken, yeni özellikler de anında kullanılabiliyor.

Türkiye’de Seyahat Edenlerin Üçte İkisi Tatilini Yapay Zekâyla Planlayacak  Haber

Türkiye’de Seyahat Edenlerin Üçte İkisi Tatilini Yapay Zekâyla Planlayacak 

Lüks kaçamaklar ve tutkularının peşinden gidenler, 2026’nın öne çıkan trendleri olarak öne çıkıyor.Tatil planlamak ve araştırmak için yapay zekâ kullanımı yaygınlaşırken, gezginlerin yüzde 65’i konaklama rezervasyonlarını yapay zekâyla planlayacağını söylüyor. Türkiye genelinde 2.026 yetişkinle gerçekleştirilen Marriott Bonvoy’un 2026 Ticket to Travel Raporu’na göre, Türkiye’deki seyahat edenlerin %77’si 2026 yılında 2025’e kıyasla daha fazla ya da aynı sayıda tatile çıkmayı planlıyor. Katılımcıların %42’si ise tatil sayısını artırmayı hedefliyor. Araştırmadan elde edilen veriler, seyahat sektöründe genel büyümenin süreceğini gösteriyor. 2026 yılında bir kişinin ülke içinde 3, 4 saat veya daha kısa uçuş mesafesindeki destinasyonlara 2 kısa ve 2 uzun mesafeli seyahat planladığı görülüyor. Rapor ayrıca Türkiye’deki seyahat edenlerin tatillerini ortalama 3 ay önceden rezerve ettiğini ortaya koyuyor. Sürdürülebilirlik, Türkiye’deki seyahat edenler için önemli bir unsur olmaya devam ediyor. Tatil rezervasyonu yapanların %84’ü seyahat planlarının çevresel etkisini değerlendiriyor. Bu oran EMEA genelinde %73 seviyelerinde seyrederken, son tatillerinde konakladıkları tesisin sürdürülebilirliğini rezervasyon öncesinde kontrol edenlerin oranı %42’yi buluyor. Tatil planlamasında yapay zekâ dönemi başlıyor Türkiye’deki seyahat edenlerin %60’ından fazlası, tatil planlamak veya araştırmak için yapay zekâyı kullandığını söylüyor. Geçen yıl %53 olan bu oran istikrarlı artışı gösteriken, katılımcıların %21’i yapay zekâyı her zaman kullandığını belirtiyor. 18-24 yaş aralığındaki seyahat edenler, %73 ile yapay zekâyı daha önce kullanmış olma olasılığı en yüksek grup olarak öne çıkıyor. 25-34 yaş aralığındakiler ise %28 ile yapay zekâyı her zaman kullandığını söyleme oranı en yüksek grup. ChatGPT %78 ile tatil planlaması için en çok tercih edilen yapay zekâ platformu olurken, onu %44 ile Gemini, %18 ile Copilot takip ediyor. Seyahat edenlerin yapay zekâya duyduğu güvenin ve aşinalığın arttığını gösteren bu bulgulara göre, katılımcıların yaklaşık %65’i gelecekte tatil konaklamalarını yapay zekâ platformları aracılığıyla rezerve ederken rahat hissedeceklerini söylüyor. Yalnızca %12’si bu fikrin kendilerini rahatsız ettiğini belirtiyor. “Lüks Kaçamak” tatillerinin yükselişi Araştırma, 2026 yılına yönelik olarak ortaya çıkan ya da büyüyen bir dizi seyahat trendini belirliyor. Bu yılın raporunda öne çıkan yeni trendlerden biri ise, gezginlerin tatillerinin başında veya sonunda SPA ya da lüks otel gibi özel bir konaklama deneyimi rezerve etmesi anlamına gelen “Lüks Kaçamak”. Türkiye’deki seyahat edenlerin %67’si bugüne kadar en az bir kez bu tür bir deneyimi yaşadığını söylüyor; bu oran EMEA bölgesindeki %59 seviyesinin üzerinde. Ayrıca bu kişilerin %27’si bunu son 12 ay içinde gerçekleştirdiğini belirtiyor. “Lüks Kaçamak” tatiller, özellikle genç seyahat edenler oldukça popüler. Z kuşağının %75’i, tatilinin başında veya sonunda daha lüks bir konaklama deneyimi içeren bir tatil rezervasyonu yaptığını söylüyor. “Lüks Kaçamak” tatil deneyimini tercih edenler, bu yaklaşımın birçok faydasını vurguluyor. Bu deneyimi yaşayanların %49’u tatilin başında yapılan lüks bir konaklamanın rahatlamaya ve tatile zihinsel olarak hazırlanmaya yardımcı olduğunu söylüyor. Ayrıca yine %49’u, tatilin sonunda yapılan lüks bir konaklamanın eve yenilenmiş şekilde dönmeyi sağladığını belirtiyor. Ayrıca katılımcıların %27’si, daha uzun bir tatilde bütçelerinin yetmeyeceği düzeyde bir lüksü kısa süreliğine deneyimleme fırsatını “lüks kaçamak” sayesinde bulduklarını söylüyor. Tutku odaklı seyahatler, seyahat motivasyonunun temel itici gücü haline geliyor Seyahat edenlerin bir tutkularının peşinden gitmesi amacıyla tatile çıkması anlamı taşıyan “Tutku odaklı seyahatler” bir diğer önemli trend olarak öne çıkıyor. Türkiye’deki seyahat edenlerin %78’i geçmişte bu tür bir tatil yaptığını belirtirken, bu oran Z kuşağında %86’ya yükseliyor. Ayrıca katılımcıların %20’si bu tür seyahatleri yılda birkaç kez gerçekleştirdiğini söylüyor. Bir müzik veya kültürel etkinliği izlemek ya da bu tür bir etkinliğe katılmak, %52 ile seyahat edenlerin tatillerini en çok planladıkları alan olarak öne çıkıyor. Bunu %46 ile spor etkinliğini izlemek veya spor yapmak amacıyla yapılan seyahatler izliyor. Safari veya doğa yürüyüşü gibi macera dolu aktiviteleri keşfetmek ya da deneyimlemek ise %40 oranında tercih ediliyor. 2026’da “ülke ülke gezme” trendi yükselişte Tek bir seyahatte birden fazla ülkeyi gezmek “Country hopping” 2026’nın öne çıkan trendlerinden biri olmaya hazırlanıyor. Katılımcıların %54’ü gelecek yıl bunu “muhtemelen” veya “kesinlikle” yapmayı planladığını belirtiyor. Bu trend özellikle 25-34 yaş aralığındaki gezginler arasında daha belirgin; bu yaş grubunun %66’sı 2026’da bu tür bir seyahat planlıyor. Katılımcıların %24’ü, 2026’daki ana tatilleri için öncelikli olarak Türkiye içindeki bir destinasyonu değerlendirdiklerini söylüyor. Diğer popüler destinasyonlar arasında ise %18 ile İtalya ve %15 ile Almanya yer alıyor. Konaklamalarda “konfor ve uyum” beklentisi artıyor Seyahat edenlerin konaklama tercihlerinde en önemli gördükleri unsurlar arasında %91 ile müşteri hizmetleri, %90 temizlik, %89 alan genişliği ve %89 fiyat öne çıkıyor. Ancak katılımcıların önemli bir bölümü başka unsurları da vurguluyor. Katılımcıların %84’ü konaklama yerinin “aile dostu” olmasının önemli olduğunu belirtirken, %89’u tesiste yemek seçeneklerinin veya mutfağın bulunmasını önemli görüyor. Her şey dâhil tatil konsepti, artık lüks seyahat severlerin en çok tercih ettiği tatil deneyimi haline geldi. Katılımcıların %50’si 2026’da bu tür bir tatil planladığını belirtirken, bu oranı %41 tatil köyü, %36 şehir tatili, %18 sağlık veya wellness odaklı kaçamaklar takip ediyor. Ayrıca Türkiye’deki seyahat edenlerin %34’ü oda konumu tercihi için, %30’u ise garantili erken giriş için ek ücret ödemeye hazır olduğunu söylüyor. Türkiye’deki seyahat edenler, seyahatte değeri ön planda tutuyor. Katılımcıların %38’i, özel bir fiyat bulmaları halinde tatil rezervasyonu yapacağını söylüyor. Sadakat programları da önemli bir rol oynuyor; Türkiye’deki seyahat edenlerin %43’ü otel sadakat programlarının konaklama tercihlerini etkilediğini belirtirken, bu oran EMEA ortalamasında %32 olarak görülüyor. Marriott International Orta Doğu, Katar, Kuveyt ve Türkiye Lüks Segment Bölge Başkan Yardımcısı Şafak Güvenç şunları söylüyor: “EMEA bölgesinde 22.000 tüketiciyle gerçekleştirilen geniş kapsamlı araştırmanın bir parçası olan ve Türkiye’de 2.000’den fazla yetişkinin katılımıyla hazırlanan bu rapor, seyahat sektörü açısından son derece olumlu bir tablo çiziyor. Bulgular, 2026 yılında tatil sayısının artış göstereceğini ortaya koyuyor. Araştırma ayrıca ilgi çekici ve büyüyen birçok trendi de gözler önüne seriyor. Tatil planlama ve araştırma süreçlerinde yapay zekâ kullanımı artık tamamen yaygınlaşmış durumda. İlk kez, seyahat edenlerin %60’ından fazlası bu amaçla yapay zekâyı kullandığını belirtiyor. Bununla da kalmayıp, %65’i gelecekte konaklama rezervasyonlarını yapay zekâyla yapmaya istekli olduğunu söylüyor. ‘Lüks Kaçamaklar’ önümüzdeki yılın popüler seyahat trendlerinden biri olacak. Özellikle gençler arasında güçlü bir eğilim olarak öne çıkarken, bu yaklaşım, onlara tatilin başında veya sonunda bütçelerinin tamamına yayamayacakları düzeyde bir lüksü kısa süreliğine deneyimleme fırsatı sunuyor. Araştırma ayrıca, ister izleyici ister katılımcı olarak birçok tatilin insanların tutkularının peşinden gitme isteğiyle şekillendiğini de ortaya koyuyor. Müzik ve kültür, spor ve macera temalı seyahatler en popüler kategoriler arasında yer alıyor. Seyahat edenler hâlâ seyahatte değer arayışında ve sürdürülebilirlik, sadakat ile aileyi önceliklendiriyor. Bu da tercih ettikleri seyahat deneyimlerine doğrudan yansıyor.”

Kanatlı Sektörü, Çin’e Tavuk Ayağı İhracat İzninin Çıkmasını İstiyor Haber

Kanatlı Sektörü, Çin’e Tavuk Ayağı İhracat İzninin Çıkmasını İstiyor

Tarım ve Oman Bakanı İbrahim Yumaklı geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği Çin seyahatinde, Türkiye’nin Çin’e tavuk ayağı ihracatının tekrar başlaması için girişimlerde bulundu. Türkiye’den Çin’e tavuk ayağı ihracatının kuş gribi salgını nedeniyle 2023 yılında durdurulduğu bilgisini veren Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, Tarım ve Orman Bakanlığımız tarafından arilik raporu yayımlanmış olmasına rağmen, Çin’e tavuk ayağı ihracatının yeniden başlatılamadığına vurgu yaptı. “Ülkemizin yıllara göre değişmekle birlikte, yıllık 60–75 bin ton arası işlenmiş tavuk ayağı ihracat kapasitesi bulunmakta” diyen Girit, “Çin’e tavuk ayağı ihraç ederek yıllık 200 milyon dolar dövizi ülkemize kazandırabiliriz. Ayrıca, tavuk ayağına ek olarak, kanatlı sektöründeki diğer ürünlerin ve işlenmiş kanatlı ürünlerinin de Çin’e ihracatının mümkün hale getirilmesi sektörümüzün en büyük beklentilerinden birisidir” diye konuştu. Yumaklı ve Bakanlık bürokratlarına teşekkür Tarım ve Oman Bakanı İbrahim Yumaklı ve bakanlık bürokratlarının Çin’e kanatlı sektörünün ihracat yolunun açılması için gösterdiği çabaya teşekkür eden Girit, şöyle devam etti; “Türkiye’de ekonomiye kazandırılamayan ve tüketimi olmayan tavuk ayakları Çin’de tüketiliyor. Ancak Çin’e doğrudan ihracat yapamıyoruz. Farklı ülkelere 2025 Eylül ayına kadar toplam 32 bin ton tavuk ayağı ihracatı yaptık ve 19 milyon ABD doları dövizi ülkemize kazandırdık. Ortalama ihraç fiyatımız 0,60 USD/kg seviyesinde kaldı. Tavuk ayağı ihraç ettiğimiz ülkeler kendi iç tüketimleri dışındaki fazla kısmını Çin’e ihraç ediyorlar. Dolaylı gönderimlerde kâr marjı belirgin şekilde düşmekte, ürün doğrudan Çin pazarına gidebildiği döneme göre yaklaşık yüzde 50-60 oranında gelir kaybı yaşıyoruz. Çin’e tavuk ayağı ihracatının başlaması hem sektörümüz hem de ülkemiz ekonomisi açısından son derece önemli bir gelişme olacaktır. Çin’e doğrudan ihracat yapabilirsek birim fiyat en az 3 kat yüksek olacak.” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

"Tarımsal Üretimde Kullanılan Elektrik ve Su Fiyatlarını Düşürün” Çağrısı Haber

"Tarımsal Üretimde Kullanılan Elektrik ve Su Fiyatlarını Düşürün” Çağrısı

CHP Aydın Milletvekili Evrim Karakoz, Aydınlı çiftçilerle bir araya gelmeye ve taleplerini gündeme taşımaya devam ediyor. Aydın’ın Koçarlı ilçesine bağlı Yeniköy Mahallesini CHP Koçarlı İlçe Başkanı Hasan Akın ve belediye meclis üyeleriyle birlikte ziyaret eden Karakoz, çiftçilerin artan girdi maliyetleriyle, kuraklıkla ve su problemiyle mücadele ettiğine dikkat çekerek, “Tarımsal üretimde kullanılan elektrik ve su maliyetlerini aşağı düşürün. Kendi artezyen suları ile tarlasını sulayan çiftçilerimizden fahiş meblağlar almayın. Aydın’da uygulanan sulama kararlarını bir an önce çiftçilerimizin lehine olacak şekilde gözden geçirin” dedi. “PAMUK ÜRETİCİLERİ NE YAPACAKLARINI BİLEMEZ DURUMDA” Bölgede çiftçilerin sorunlarını dinleyen Evrim Karakoz, Koçarlı Yeniköy’de pamuk tarımının yoğun olarak yapıldığını ifade ederek, “Burada pamuk tarımı ile özellikle uğraşan çiftçilerimizin en az yüzde 50’si tarlaları icarlıyorlar. Parayı ödediler, hazırlıklar yaptılar. Ama bu sulama kararındaki belirsizlik yüzünden ne yapacaklarını bilemez durumdalar.” dedi. CHP Aydın Milletvekili Evrim Karakoz, Koçarlılı çiftçilerle birlikte yaptığı açıklamada şunları söyledi: “ÜRETİMDE KULLANILAN ELEKTRİK VE SU FİYATLARI ÇOK YÜKSEK” “Biliyorsunuz hep tekrarlıyoruz, her yerde söylüyoruz; girdi maliyetleri çok yüksek üstüne üstük ciddi kuraklık ve su problemi de var. Burada artezyenle tarlalarını sulayanlardan da çok yüksek meblağlar da para alıyorlar. Tarımsal üretimde kullanılan elektrik fiyatları da çok yüksek.” “ÇİFTÇİ, HAYVANCI ÜRETİYOR AMA ÜRÜN PARA ETMİYOR” “Tarım Türkiye toplumunun temelidir, kalkınmanın temelidir. Çiftçilerimiz, hayvancılarımız üretmeye devam etmek istiyorlar. Ama yıllardan beri ekiyorlar, dikiyorlar girdi maliyetleri çok yüksek. Sattıkları ürünler para etmiyor. Bir de üstüne üstlük bu ciddi kuraklıkta gerçekten çiftçilerimiz çok zor durumdalar.” “ÇİFTÇİMİZİN ELİNDEN TUTUN, ELEKTRİK VE SU MALİYETLERİNİ DÜŞÜRÜN” “Buradan iktidara sesleniyoruz; çiftçilerimizin, hayvancılarımızın sesini duyun.  Tarımsal üretimde kullanılan elektrik maliyetlerini aşağıya düşürün. Kendi artezyeni ile kendi tarlasını sulayan çiftçilerimizden fahiş meblağlar almayın. Burada ciddi indirim bekliyoruz. Girdi maliyetlerinde özellikle çiftçilerimize yardımcı olun. Çünkü üretilen ürünlerde verilen destekler gerçekten dünyayla kıyasladığımızda komik durumda. Çiftçilerimizin elinden tutun.” “SULAMA KARARLARINI ÇİFTÇİLERİN LEHİNE OLACAK ŞEKİLDE GÖZDEN GEÇİRİN” “Ayrıca bu sezonki sulama kararlarını bir an önce çiftçilerimizin lehine olacak şekilde gözden geçirin ve ilan edin. Su verilemeyen bölgelerde mağdur olacak çiftçilerimiz için de devletin gerekli desteklemeleri sağlaması gerekiyor. Özellikle afet bölgesi ilan edip buradaki çiftçilerimizin zararlarının giderilmesi gerekiyor.” “ZORDAKİ ÇİFTÇİMİZİN BORÇLARINI FAİZSİZ ERTELEYİN” “Çiftçilerimiz icarla tarlayı ekiyor; bankalara, kooperatiflere ciddi borçları var. Bu borçların da biz bu sene kuraklıktan ve çiftçilerimizin mağduriyetinden dolayı ertelenmesini istiyoruz. Faizlerinin alınmamasını istiyoruz. Çiftçilerimize destek istiyoruz.”

Türkiye'deki Yumurta Fiyatları Daha Da Artacak Mı? Amerikalı Çiftçilerin Açıklaması Korkutucu Haber

Türkiye'deki Yumurta Fiyatları Daha Da Artacak Mı? Amerikalı Çiftçilerin Açıklaması Korkutucu

Amerikan Yumurta Kurulu (American Egg Board) Başkanı ve CEO'su Emily Metz, yaptığı açıklamada yumurta endüstrisinin inanılmaz derecede zorlu bir dönemden geçtiğini belirterek, "Yumurta çiftçilerimiz hayatlarının mücadelesini veriyor" dedi. Metz, tüketicilerin market raflarında boşluklarla veya sıra dışı yüksek fiyatlarla karşılaşmasının yarattığı hayal kırıklığını anladıklarını ve restoran, market ve gıda üreticilerinin de aynı şekilde mağdur olduklarının farkında olduklarını ifade etti. Yumurta çiftçilerinin de aynı duyguları paylaştığını ve çözüm üretmek için çalıştıklarını vurgulayan Metz, bu zorlukların Paskalya ve Hamursuz Bayramı gibi yumurtaların aile geleneklerinde önemli bir yere sahip olduğu bahar kutlamaları sırasında daha da acı verici olduğunu söyledi. Hayvan hastalıkları uzmanları, veterinerler ve eyalet ve federal hükümet liderleriyle iş birliği içinde olan yumurta endüstrisi, yüksek patojeniteli kuş gribinin ülke çiftliklerinde yayılmasını engellemek için aralıksız çalışıyor. Devam eden kuş gribi (HPAI) salgını nedeniyle ülke genelindeki tüm yumurta üretim sistemi ciddi şekilde aksadı. Salgının başlangıcından bu yana, hastalık nedeniyle 130 milyondan fazla yumurtlayan tavuk kaybedildi. Yalnızca bu yıl, hastalık dramatik bir şekilde hızlanarak 31 milyondan fazla tavuğun kaybına yol açtı. Yakın zamanda ABD Tarım Bakanlığı (USDA), kuş gribi (HPAI) ve ilgili yumurta tedariki ve fiyat zorluklarını ele almak için aşılama araştırması, geçici yumurta ithalatı, biyogüvenlik, afet yardımı ve düzenleyici değişiklikleri içeren beş aşamalı bir yaklaşım açıkladı. Metz, "Yönetimin kuş gribiyle mücadele planı, yumurta endüstrisini yeniden inşa etmeye yönelik bir yol haritasıdır," dedi. Metz, dördüncü yılına giren bir salgının etkilerinden kurtulmanın hızlı bir çözümü olmamasına rağmen, bu yenilikçi stratejilere odaklanmanın yumurta üretim sistemindeki bu benzeri görülmemiş sistemik aksamayı ele almada kritik bir adım olduğunu belirtti. Metz sözlerini şöyle tamamladı: "Yumurta çiftçileri, yumurta tedarikini yeniden sağlamak ve bu yumurtaları mağazalara ve müşterilerimize daha uygun bir fiyata ulaştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Yumurtayı seven herkesten—market alışverişi yapanlardan değerli iş ortaklarımıza kadar— gösterilen büyük ilgiye minnettarız. Yumurta çiftçileri, bunun ne kadar önemli olduğunu herkesin bilmesini, kamuoyu önünde teşekkür etmek ve bu korkunç hastalıkla mücadele ederken Amerika'nın sabrını istiyor"

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.