Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Gıda

Kapsül Haber Ajansı - Gıda haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Gıda haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Tarımın Kalbi Manisa’da Atıyor Haber

Tarımın Kalbi Manisa’da Atıyor

Manisa’nın tarım konusunda çok önemli bir şehir olduğunu belirten Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Besim Dutlulu, “Şu anda Büyükşehir Belediyemizin tarıma desteği 180 milyon liraya ulaştı. Bu desteği arttırarak devam ettireceğiz” dedi. Konuşmasında suyun önemine ve bu alanda yaşanabilecek olumsuzlukların önüne geçmek için iş birliğine vurgu yapan Başkan Dutlulu, “Suyla ilgili uzun vadeli sorunlar artarak çoğalacak. Bununla ilgili Manisa Büyükşehir Belediyesi olarak tüm kurumlarımızla ortak çözümler üretmek istiyoruz” dedi. Tarım şehri Manisa’nın marka değerini pekiştiren ve bölge ekonomisine önemli katkı sağlayan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Fuarı, bu yıl 19’uncu kez kapılarını açtı. Manisa Büyükşehir Belediyesi Fuar Merkezi’nde düzenlenen açılış törenine, Manisa Valisi Vahdettin Özkan, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Besim Dutlulu, Yunusemre Kaymakamı Celalettin Cantürk, Tarım ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Daire Başkanı Sürur Kır, Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, Manisa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Burak Deste, Genel Sekreter Yardımcıları Ali Kılıç, Ata Temiz, Ulaş Aydın ve Pınar Mine Hacıalibeyoğlu, Şehzadeler Belediye Başkan Yardımcısı Onur Ceylan, Şehzadeler Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Altındağ, Manisa Ticaret Borsası Başkanı Sadık Özkasap, CHP Manisa İl Başkanı İlksen Özalper, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile Manisalı üreticiler katıldı. Açılış töreninde konuşan Manisa Ticaret Borsası Başkanı Sadık Özkasap ve Şehzadeler Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Altındağ, fuarın Manisa tarımı için hayırlı olması temennisinde bulunarak, düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti. “Tarımsal Verimliliğin Çok İyi Olduğu Bir Şehirde Yaşıyoruz” Manisa Valisi Vahdettin Özkan, “Bereketli topraklarıyla tarımsal verimliliğin çok iyi olduğu bir şehirde yaşıyoruz. Tarımsal faaliyet aynı zamanda kültürümüzü de şekillendirmiştir. Tarım sadece ekonomik bir aktivite değil, toplumsal dayanışmamızı, birliğimizi, bütünlüğümüzü ve geleneğin nesilden nesile aktarılmasının en önemli mecrasıdır. Fuarın tarımsal potansiyelimizin daha iyi anlaşılması, Türkiye’nin tarımsal pozisyonu ve şehrimizin bu anlamdaki misyonu ne olmalı sorusuna çok hizmet ettiğini düşünüyorum. Fuarın hayır ve bereket getirmesini diliyorum” ifadelerini kullandı. Başkan Dutlulu’dan Su Vurgusu Fuarın başta çiftçiler olmak üzere tüm Manisa’ya hayırlı olmasını temenni eden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Besim Dutlulu, “Manisa gerçekten tarım konusunda çok önemli bir şehir. Çok da doğru işler yapan, yıllar boyunca da iyi yönetildiğini düşündüğüm bir şehir ama şunu da söylemeden edemeyeceğim. Bir hikayenin sonuna doğru yaklaşıyoruz. Bu hikaye tarım hikayesi değil ama su hikayesi. Suyla ilgili uzun vadeli sorunlar artarak çoğalacak. Bununla ilgili Manisa Büyükşehir Belediyesi olarak tüm kurumlarımızla ortak çözümler üretmek istiyoruz. Tabi ki Tarım ve Orman Bakanlığı değiliz. Bakanlık nezdinde çözümler üretemeyiz. Ama kısa vadeli, orta vadeli, uzun vadeli planlar yapmamız, Devlet Su İşleri ile çalışmalar yapmamız, tarımsal sulama ile ilgili çalışmalar yapmamız gerekli. Biz bu konuda çalışmalar yapıyoruz. Ama her türlü projeye de destek vermeye hazırız” dedi. “Yapılan Her Doğru İşi Desteklemeye Devam Edeceğiz” Manisa Büyükşehir Belediyesi olarak 2026 yılında tarıma yapılan desteklerin önemli bir kısmını kapalı sulama sistemlerine ayıracaklarını kaydeden Başkan Besim Dutlulu, “Damlama sulama sistemlerine destek olacağız. Tarımsal sulama ile ilgili, yağmur suyu hasadı ile ilgili projeler yapacağız. Ciddi anlamda maliyetler yükselmeye başladığı için de Manisa Büyükşehir Belediyesi enerji şirketi üzerinden de çiftçilerimize güneş enerjisiyle ilgili destekler sağlayacağız. Özellikle İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Tarım Bakanlığına teşekkür ediyorum. Güzel projeler yapılıyor. Tabi ki eksiklikler olabilir, yanlışlıklar ve doğrular olabilir. Bu konuda yapılan her doğru işi desteklemeye devam edeceğiz. Valimiz ve Bakanlık yetkilileri buradayken şunları da söylemek istiyorum. Çiftçilerimize desteklerimiz konusunda, sizlerle işbirliği içinde çalışmak istiyoruz. Çünkü doğru projeler yaparak çiftçilerimize destek olmak istiyoruz. Lütfen iş birliği talebimize karşılık verin. Bu projelerde hep birlikte çiftçimizin yanında olalım” şeklinde konuştu. Büyükşehir Belediyesi’nin Desteklemelerini Sıraladı Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin üreticilere sağladıkları destekleri de anlatan Başkan Besim Dutlulu, “Geçtiğimiz yıl yaklaşık 22 milyon liralık boru destekleme yatırımı yaptık. Tarımsal sulama kapasitesinde bin 500 üreticiye 10 bin 500 dekar alanda sulama tesisi çalışması yaptık. 48 adet taral doldurma tesisini hizmete açtık. 61 adet HİS göleti yaptık. 9 adet sulama amaçlı havuz ve su deposu yapımının ihale sürecine başladık. 7 mahalle ve 6 sulama kooperatifini kapsayan 14 adet sondaj açılması için ihale sürecini başlattık. 39 milyon 641 bin liralık tohum ve gübre desteğinde bulunduk. Bin 906 kişiye 524 bin 725 kilogram muhtelif tohum desteği sağladık. 2 bin 99 meyve üreticisine toplam 25 bin 590 litre sıvı gübre ve 3 bin 60 litre aminoasit desteği sağladık. 143 mahallede 2 bin 722 üreticiye kanadı noktalı sirke sineğine karşı 165 bin şişe elma sirkesi teslim ettik. 6 ilçede 262 üreticiye 3 fidan desteği sağladık. Arıcılık sektörüne toplamda yaklaşık 7 milyon 200 bin lira değerinde kovan ve ana arı desteği sağlandı. 10 süt kooperatifine toplam 10 adet süt tankı alımı için ihale süreci başlatıldı. Büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarda dış parazitlere karşı korunma amacıyla 210 adet antiparaziter preparat desteği verildi” diye konuştu. “Büyükşehir Belediyesinin Tarıma Desteği 180 Milyon Liraya Ulaştı” Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin tarım ve çiftçiye yönelik hizmetlerinin, görev ve yetki alanları dışında olmasına rağmen, zor günler geçiren üreticilere destek amacıyla hayata geçirildiğini belirten Başkan Dutlulu, şunları söyledi: “Büyükşehir Belediyesi olarak Manisa’nın bir tarım kenti olduğunun bilincindeyiz. Her kurum, üzerine düşen sorumluluğu fazlasıyla yerine getirmelidir. Ferdi Başkanımız göreve gelmeden önce bu destekler bu seviyede değildi. Onunla birlikte yeni bir başlangıç yapıldı ve biz de bu süreci kararlılıkla sürdürüyoruz. Bugün itibarıyla Büyükşehir Belediyemizin tarıma desteği 180 milyon liraya ulaşmış durumda. Bu desteği artırarak devam ettirmeyi hedefliyoruz. İstediğiniz kadar ağır sanayiye sahip olun, nihayetinde her şey tarımda bitiyor. Gıda üretemeyen toplumların varlıklarını sürdürme şansı yok. Bu gerçeğin farkında olarak tüm kurumlarımızla el ele verip tarıma destek olmak zorundayız. Bu fuar da bu anlayışın en güzel örneklerinden biri.” “Geniş Çaplı Emeğin Göstergesi” Tarım ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Daire Başkanı Sürur Kır ise, “Bir fuarın 19’uncusunun düzenlenmesi oldukça geniş çaplı bir emeğin göstergesidir. Manisa tarımının, Manisa tarım sektörünün tüm bileşenlerinin ne kadar verimli çalıştığının en önemli göstergelerinden bir tanesidir. Manisa tarımının bugünlere gelmesinde emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Manisa, ürünleriyle Türkiye’de birçok alanda birinciliği üstlenmiş durumda” dedi. Konuşmaların ardından fuarın açılış kurdelesi, protokol üyeleri tarafından kesildi. Açılış töreninin ardından Manisa Valisi Vahdettin Özkan, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Besim Dutlulu ve beraberindekiler fuarı gezdi.

Türkiye & Ortadoğu İş Kadınları İhracat Buluşması Başlıyor Haber

Türkiye & Ortadoğu İş Kadınları İhracat Buluşması Başlıyor

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Kocaeli İş Kadınları ve Yöneticileri Derneği (KOİDER) ile birlikte önemli bir etkinliğe imza atıyor. Bu kapsamda 6. KOİDER BAZAAR Türkiye & Ortadoğu İş Kadınları İhracat Buluşması 7-8 Kasım 2025 tarihlerinde Kartepe Dedeman Otel’de gerçekleştirilecek. Programın açılışı 7 Kasım Cuma günü saat 09.00’da yapılacak. “On Bin Kadın Gücü” mottosuyla yola çıkan forum, 30’dan fazla ülkeden 10.000’in üzerinde iş kadını, devlet yetkilisi ve alanında uzman ismi bir araya getirecek. Katar, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman, Bahreyn ve Ürdün başta olmak üzere Ortadoğu ülkelerinden iş kadınlarını Türkiye’nin girişimci kadınları ve devlet yetkilileriyle buluşturacak zirvede ticaret ve yatırımın yanı sıra dijitalleşme, inovasyon, enerji, sürdürülebilir kalkınma, turizm, sağlık ve gıda gibi pek çok kritik başlıkta B2B görüşmeler gerçekleştirilecek. KADINLARA TİCARETTE AKTİF ROL Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle düzenlenen zirve, üç panel oturumu ve bir keynote konuşması şeklinde planlandı. Her oturumda farklı sektörlerden uluslararası seviyede üst düzey yetkili ve liderler, kendi deneyim ve bakış açılarını paylaşarak Türkiye & Ortadoğu konularını derinlemesine ele alacak. Bu buluşmayla Ortadoğu ülkeleriyle Türkiye arasındaki iş birliği daha da güçlenirken kadınların ticarette alacakları rollerle ilgili bilgilendirmeler yapılacak. İTHALAT VE İHRACAT ALANINDA BİR GELENEK Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle KOİDER, Türkiye’de bir ilke imza atarak Uluslararası İş Kadınları İhracat Buluşmaları düzenleyen öncü bir sivil toplum kuruluşu olma unvanını sürdürüyor. 2018 yılında başlayan KOİDER BAZAAR organizasyonları, yıllar içinde ulusal ve uluslararası alanda büyük ilgi gördü. 2023’te Türk Dünyası, 2024’te ise Avrupa ülkelerinden çok sayıda katılımcının yer aldığı buluşmalarda yüzlerce iş kadını, Devlet yetkilisi, yatırımcı ve sivil toplum temsilcisi bir araya geldi. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Biyoteknoloji ile 122 Yaşına Kadar Yaşamak Mümkün Haber

Biyoteknoloji ile 122 Yaşına Kadar Yaşamak Mümkün

Yaklaşık 2,7 milyon metrekare alanda ve 4,5 milyar dolar yatırımla kurulan Biyoteknoloji Vadisi, Türkiye’nin bilim ve teknoloji odaklı kalkınma hedeflerinde stratejik bir rol üstleniyor. Araştırma, üretim, girişimcilik ve sanayi iş birliğini aynı yapıda bir araya getiren vadi; ulusal biyoteknoloji kapasitesini güçlendirmeyi amaçlıyor. Biyoteknoloji Sanayicileri Derneği (BİYOSAD) ve Biyoteknoloji İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (BİOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ercan Varlıbaş, Türkiye’nin ekonomik büyüklükte 22., biyoteknolojide ise 48. sırada olduğuna dikkat çekerek, “Bu tabloyu değiştirmek için Türkiye’yi 10 yıl içinde biyoteknolojide ilk 10 ülke arasına taşımayı hedefliyoruz” dedi. Varlıbaş, vadinin yalnızca üretim ve Ar-Ge alanı değil, ulusal inovasyon politikalarının hayata geçirileceği bütünleşik bir ekosistem olduğunu vurguladı. “Biyoteknoloji Vadisi, Türkiye’nin bilim temelli büyüme sürecine yön verecek. Yerli ve yabancı yatırımcılarla ekosistemi güçlendirerek bilimi toplumsal yaşamın ana damarına taşımayı amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı. Projenin hedefleri arasında 20 bin istihdam, 15 milyar dolarlık ihracat ve 300 start-up’ın desteklenmesi bulunuyor. “BİYOTEKNOLOJİ ZENGİNLİK, SAĞLIK VE UZUN ÖMÜR DEMEK” Türkiye ve dünyadan bilim insanlarının katıldığı 2. Uluslararası Sürdürülebilirlik için Biyoteknoloji Çözümleri Kongresi (Biotech4SUS), Gebze Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Kongrede konuşan Dr. Ercan Varlıbaş, biyoteknolojiyi “zenginlik, sağlık ve uzun ömür” kavramlarıyla tanımladı. Varlıbaş, biyoteknolojinin yalnızca bir bilim alanı değil, aynı zamanda ekonomik kalkınmanın lokomotifi olduğunu belirterek, “Dünyada resmi kayıtlara göre 122 yaşına kadar yaşayan insanlar var. Biyoteknoloji, sağlıklı ve stressiz yaşam süresini uzatmayı mümkün kılıyor” dedi. Biyoteknolojinin tarım, sağlık, gıda ve hayvancılık gibi stratejik sektörlerde dönüştürücü etki yaratacağını vurgulayan Varlıbaş, “Bu alan, Türkiye’nin sürdürülebilir büyüme stratejisinde kilit rol üstlenecek” ifadelerini kullandı. “BİYOTEKNOLOJİ, SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİN KALBİDİR” Dr. Ercan Varlıbaş, Türkiye’nin biyoteknoloji alanındaki atılımının artık yalnızca sanayi ölçeğinde değil, bir bilim politikası ekseninde ilerlediğini vurgulayarak, “Biyoteknoloji doğayı kopyalayan değil, doğayla iş birliği yapan bir bilimdir. Bugün iklim değişikliği, gıda güvenliği, sağlık ve enerji verimliliği gibi konuların tümünde çözümün adresi biyoteknolojidir. BİYOSAD olarak kamu, sanayi ve üniversiteleri aynı masada buluşturuyoruz. Amacımız yalnızca üretmek değil; bilimin etik, çevreci ve sürdürülebilir bir zeminde büyümesini sağlamak. Türkiye’yi yalnızca biyoteknolojik ürünlerde değil, bilimsel kalite ve sürdürülebilirlikte de bir referans ülke haline getirmeye kararlıyız.” İfadelerini kullandı. Dr. Ercan Varlıbaş konuşmasında ayrıca Biyoteknoloji Vadisi’nin yalnızca ulusal değil, uluslararası ölçekte de etki yaratmayı hedeflediğine dikkat çekti. Dr. Varlıbaş, “Türkiye artık bu alanda aktif rol alıyor. Kore ve Tayvan’da temaslarımız oldu, Boston’da iki kongreye katıldık. Gelecek yıl San Diego’da Türkiye Pavilyonu’nu kuruyoruz. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Sağlık ve Ticaret Bakanlıkları da bizimle olacak” dedi. “YERLİ İLAÇ TÜRKİYE’NİN BİLİMSEL BAĞIMSIZLIĞI AÇISINDAN KRİTİK BİR DÖNÜM NOKTASI” Yerli biyoteknolojik ilaç üretiminde Türkiye’nin geldiği noktanın önemine dikkat çeken Dr. Ercan Varlıbaş,” 5 yıl önce İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi ile başlatılan, VSY Biotechnology tarafından fonlanan yeni biyoteknolojik ilaç molekülü projesinin laboratuvar aşamalarında başarılı sonuçlara ulaştı. Molekülümüz izole edildi, tanımlandı ve ön klinik testlerde güvenilirlik ve etkinlik açısından son derece umut verici sonuçlar verdi. İnsan fazı klinik çalışmalar da olumlu sonuçlanırsa, üretimi Biyoteknoloji Vadisi’nde gerçekleştireceğiz. Kendi molekülünü geliştiren bir ülke yalnızca sağlıkta değil, bilimde de bağımsız olur. Bizim hedefimiz, Türkiye’yi ilacını geliştiren, teknolojisini üreten ve bilgisini ihraç eden bir ülke haline getirmek. Bu süreç Türkiye’nin bilimsel bağımsızlığı açısından kritik bir dönüm noktası olacaktır” ifadelerini kullandı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Türkiye Makarna İhracatında 1 Milyar Doları Hedefliyor Haber

Türkiye Makarna İhracatında 1 Milyar Doları Hedefliyor

Makarna, pek çok ürüne eşlik eden, lezzetini artıran bir gıda maddesi. Peynirli, tavuklu, domatesli, kıymalı, balıklı, yoğurtlu, mantarlı, kremalı, sebzeli, fesleğenli çeşitleriyle her damak tadına hitap eden, insanlığın açlığını giderirken mutluluk veren bir lezzet. Türkiye’nin makarna ihracatının son 10 yılda yüzde 125’lik artışla 418 milyon dolardan 940 milyon dolara yükseldiği belirten Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, 2025 yılının dokuz aylık döneminde 627 milyon dolarlık makarna ihraç ettiğimizi yıl sonunda makarna ihracatının 1 milyar doları aşmasını beklediklerini kaydetti. Makarna ihracatında yeni hedef 1,5 milyar dolar Makarna ihracatında İtalya’dan sonra ikinci sırada yer aldığımız bilgisini veren Öztürk, “Türkiye hububat, bakliyat yağlı tohumlar ve mamulleri sektöründe güçlü bir oyuncu. Yıllık 12 milyar dolar ihracat hacmine sahibiz. Türkiye’nin gıda ihracatından yüzde 45 pay alıyoruz. Makarnada gücümüze güç katıyor. Türkiye’nin toplam gıda ihracatının yüzde 3,5’ini makarna oluşturuyor. Sektörümüzdeki 6 ihracatçı birliği, Türkiye Gıda İhracatçıları markasıyla dünya genelinde gıda fuarlarına katılıyoruz, 2026 yılında İstanbul’da Türkiye Gıda Platformu’nun (TGP) güçlü desteğiyle gıda sektöründe Türkiye’nin en kapsamlı ve en verimli fuarı olacak Foodist İstanbul Gıda ve İçecek Ürünleri Fuarı’nı 1-4 Eylül 2026 tarihlerinde Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenleyeceğiz. Dünya’nın dört bir tarafından gıda sektöründeki karar vericileri bir araya getireceğiz. Bu pazarlama faaliyetleriyle 5 yıllık vadede Türkiye’nin gıda ihracatını 50 milyar dolara, makarna ihracatını da 1,5 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu. Türk makarnasının Avrupa’dan Uzakdoğu’ya, Amerika’dan Afrika’ya, Ortadoğu’dan Latin Amerika’ya dünyanın dört bir tarafında güçlü bir şekilde yerini aldığına temas eden Öztürk sözlerini şöyle tamamladı: “Kaliteli durum buğdayı üretimimiz, geniş ürün yelpazesine sahip oluşumuz güçlü taraflarımız. Türkiye olarak, dünya makarna ihracatının yüzde 20’sini tek başına karşılıyor. Ürettiğimiz makarnanın yüzde 70’ten fazlasını ihraç ediyoruz. İhracatımızda ilk üç ülke Gana, Somali, Japonya şeklinde sıralanıyor. 2025 yılının ocak – eylül döneminde Gana’ya 72 milyon dolarlık, Somali’ye 68 milyon dolarlık ve Japonya’ya 56 milyon dolarlık makarna ihraç ettik.” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Lezita, Asya Pazarındaki Stratejisini Güçlendiriyor Haber

Lezita, Asya Pazarındaki Stratejisini Güçlendiriyor

Türkiye'nin önde gelen piliç eti üreticilerinden Lezita, inovasyon ve kalite odaklı yaklaşımıyla global yolculuğunu hız kesmeden sürdürüyor. Lezita Genel Müdürü Mesut Ergül, Ege İhracatçı Birlikleri'ni temsilen bulunduğu Singapur'da Türkiye Cumhuriyeti Singapur Büyükelçisi Sadık Arslan ve Ticaret Ataşesi Esin Arslan ile bir araya geldi. Görüşmede, Türkiye ve Singapur arasındaki ticari ilişkiler, gıda sektöründe iş birliği fırsatları ve Lezita'nın Uzakdoğu açılım stratejisi üzerine değerlendirmeler yapıldı. "Global marka yolculuğumuzda Asya pazarı stratejik bir rol üstleniyor" Lezita Genel Müdürü Mesut Ergül, ziyaret kapsamında yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: "Lezita olarak, inovasyon ve kalite odaklı yaklaşımımızla global yolculuğumuzu sürdürüyoruz. İnovatif ürünlerimizi yaklaşık 70 ülkede tüketicilerle buluşturuyoruz. Asya pazarı ise bu yolculukta stratejik öneme sahip. Singapur temaslarımız, Lezita'nın global marka olma hedefini daha da ileriye taşıyacak değerli bir adım oldu. Asya pazarındaki yeni fırsatları keşfetme, iş birliklerini güçlendirme ve ürünlerimizi tanıtma imkanı bulduk. Türkiye'nin önde gelen gıda ihracatçılarından biri olarak inovasyon ve kaliteyi merkeze alan vizyonumuzu Uzakdoğu pazarına taşımaktan heyecan duyuyoruz" dedi. Ulusal ve uluslararası belgelerle güvenli ve kaliteli üretimi garanti ediyor Lezita, "Hayatın Lezzeti" vizyonunu dünyanın dört bir yanına taşımaya devam ediyor. İhracat faaliyetlerini yürütürken, farklı ülkelerdeki satışlar için ilgili pazarın gereksinimlerine ve tüketim trendlerine göre ürün ve satış aksiyonları geliştiriyor. Ürün tasarımlarını bu ülkelerin farklı damak ta tları, kültürleri ve tüketici alışkanlıklarını göz önünde bulundurarak yapıyor. Uluslararası kabul görmüş gıda güvenliği standartları, çevre yönetimi, iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları ile iyi tarım ve helal üretim prensiplerine uygun şekilde üretim gerçekleştirerek; güvenli, kaliteli ve sürdürülebilir üretimi garanti ediyor.

Türk Gıda İhracatçılarından ABD’de Gövde Gösterisi Haber

Türk Gıda İhracatçılarından ABD’de Gövde Gösterisi

Türkiye Milli Katılım Organizasyonu Ege İhracatçı Birlikleri’nce 27 yıldır devam eden SUMMER FANCY Food Show Fuarı, EİB’nin Türk gıda ürünlerinin ABD’de pazar payını artırmak için 2018 yılından bu yana sürdürdüğü Turkish Tastes isimli TURQUALITY Projesiyle güçbirliğine gitti. SUMMER FANCY Food Show Fuarıyla eş zamanlı planlanan ABD Turquality Projesi tadım etkinliği New York Türk Evi’nde Türkiye’nin New York Başkonsolosu Muhittin Ahmet Yazal ev sahipliğinde yapıldı. Turkish Tastes Projesi’nin tanıtım elçileri Amerikalı dünyaca ünlü şefler Tom Macrina ve Reimund Pitts tarafından hazırlanan menülerin ikram edildiği tadım etkinliğinde otel, restoran zinciri satın almacıları ve sektör profesyonelleri ağırlandı. Türkiye’nin New York Ticaret Ataşeleri Bilgehan Ramazan Caner, Osman Nuri Gökbulut ve Filiz Köseyener Türkevi’ndeki programda ve Summer Fancy Food Fuarı boyunca Türk firmalarının yanında yer aldılar ve destek oldular. Amerikalı şefler Tom Macrina ve Reimund Pitts fuar süresince tadım alanında Türk gıda ürünlerini kullanarak hem dünya hem de Türk lezzetlerine dair tadım ve tanıtım aktiviteleri yaptılar. Girit; “ABD’ye gıda ihracatında 7 basamak yükseldik” Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, Summer Fancy Food Fuarı’nda Türk gıda ihracatçılarının İtalya’dan sonra en büyük ikinci katılımı gerçekleştirdiklerini dile getirdi. Turkish Tastes Projesi ve SUMMER FANCY Food Show Fuarı’nın birbirlerini çok iyi tamamladıklarını belirten Girit, 2018 yılında Turkish Tastes Projesi’nin başladığında Türkiye’nin ABD’ye 786 milyon dolar olan gıda ihracatının, 2024 yılı sonunda 1,8 milyar dolara ulaştığını, Türkiye’nin ABD’ye gıda ihracatı yapan ülkeler arasında 34. sıradan, 27. sıraya yükseldiği bilgisini verdi. “Ege İhracatçı Birlikleri çatısı altında faaliyet gösteren altı gıda birliğimizin yürüttüğü Turkish Tastes projesi ile ABD pazarıyla güçlü köprüler kurmaktayız” diyen Girit şöyle devam etti; “American Culinary Federation ile iş birliklerimiz, Chicago’daki National Restaurant Association Fuarı’na katılımımız ve Türk Evi’nde gerçekleştirdiğimiz resepsiyonumuz; yalnızca ürünlerimizi değil, aynı zamanda bu ürünlerin ardındaki insanları, değerleri ve hikâyeleri de paylaşmamız için kıymetli fırsatlar sundu. ABD’ye gıda ihracatında 5 milyar dolarlık hedefimize sağlam adımlarla yürüyoruz.” Öztürk: “Türk gıda ürünlerini dünyayla buluşturuyoruz” Anadolu’nun, dünyanın en eski tarım bölgelerinden biri olduğu bilgisini veren Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, Anadolu’nun binlerce yıl boyunca medeniyetleri beslediğini; bugün de besleyici ve yüksek kaliteli ürünleriyle dünya sofralarına katkı sunmaya devam ettiğini vurguladı. Öztürk, “İşte bu köklü mirasla, Türkiye’nin lezzetlerini küresel sofralarla buluşturmanın haklı gururunu yaşıyoruz. T.C. Ticaret Bakanlığımızın destekleriyle sürdürdüğümüz Turkish Tastes projesi aracılığıyla, Türk gıda ürünlerini uluslararası gastronomi dünyasıyla buluşturuyoruz” dedi. Hububat bakliyat ve yağlı tohumlar sektörünün 2024 yılında 12 milyar dolarlık ihracatla Türkiye’nin gıda ihracatında açık ara lider sektör olduğunu hatırlatan Başkan Öztürk şöyle devam etti: “Amerika Birleşik Devletleri, bu sektördeki ihracatımız açısından bir numaralı hedef pazarımız. 2024 yılında, 651 milyon dolarla en çok ihracat yaptığımız ikinci ülke oldu. Toplam ihracatımızın yüzde 5’inden fazlası bu ülkeye gerçekleştirdik. Küresel ölçekte yaşanan zorluklara rağmen, yenilikçi yaklaşımımız, güvenilirliğimiz ve bitkisel temelli, sağlıklı yaşam odaklı ürün portföyümüz sayesinde bu pazarda büyümeye devam ediyoruz. Amerikan perakende, gıda hizmeti ve gastronomi sektöründeki paydaşlarımızla daha güçlü iş birlikleri kurma yönündeki heyecanımızı da özellikle vurgulamak istiyoruz.” Uygun: “Akdeniz mutfağının vazgeçilmezi zeytinyağı” ABD’de son yıllarda Akdeniz mutfağı eksenli beslenmenin bir trend halini aldığını ifade eden Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Emre Uygun, Akdeniz mutfağının vazgeçilmez unsurlarından biri olan zeytinyağının sanayi ölçeğinde dünyada ilk kez İzmir’de üretildiği bilgisini verdi. “Türkiye, sofralık zeytin üretiminde dünyanın en büyük, zeytinyağı üretiminde ise dünyanın ikinci büyük üreticisi konumunda” diyen Uygun, “Dünyada yalnızca ülkemizde zeytinyağı yemeklerine adanmış ayrı bir mutfak kültürü bulunmaktadır. Bu eşsiz gelenek, bin yıllar öncesinden günümüze ulaşan sağlıklı tariflerin özünü koruyarak kuşaktan kuşağa aktarılmasını sağlamaktadır. Ülkemizin zeytin ve zeytinyağı ihracatını Amerika Birleşik Devletleri’ne artırmaya yönelik yürüttüğü tanıtım faaliyetleri, ürünlerimizin yüksek kalitesini olduğu kadar sahip olduğu derin kültürel mirası da ön plana çıkarmaktadır. En güncel verilere göre Türkiye’nin Amerika Birleşik Devletleri’ne gerçekleştirdiği zeytin ve zeytinyağı ihracatı 163 milyon dolar seviyesine ulaşmıştır. Bu artış, uluslararası tüketicilerin Türk zeytini ve zeytinyağına yönelik kalite, çeşitlilik ve otantikliğe dair artan takdirinin açık bir göstergesidir. Dünya pazarındaki güçlü konumu ve sağlıklı beslenme trendlerine uyumlu ürünleriyle Türkiye, Amerika pazarındaki başarısını daha da pekiştirmeye hazırdır” ifadelerini kullandı. Türkmenoğlu; “Meyve sebze mamulleri ihracatında lideriz” Ege Bölgesi’nden tedarik edilen turşudan dondurulmuş meyveye, domates salçasından tüketilmeye hazır Akdeniz lezzetlerinin Türkiye’nin mutfak kimliğini yansıttığını, Türkiye’nin 2024 yılında gerçekleştirdiği 2,7 milyar dolarlık meyve sebze mamulleri ihracatının 1 milyar dolarından fazlasının Ege Bölgesi kaynaklı olduğunu paylaştı. Meyve sebze mamulleri sektöründe 2025 yılının 5 aylık döneminde ABD’ye 161 milyon dolar ihracat yapma başarısı gösterdiklerinin altını çizen Türkmenoğlu, “Bu çarpıcı rakam, Türk ürünlerinin Amerikan pazarında kazandığı güçlü konumu ve kalite, otantiklik ve sağlıklı beslenme anlayışı etrafında şekillenen ortak beğeniyi yansıtmaktadır. Gurme mutfaklardan perakende raflarına kadar Türkiye’nin meyve sebze mamulleri, Akdeniz geleneğinden beslenen lezzetleri ve modern inovasyonu ile fark yaratmaya devam etmektedir. Amerika Birleşik Devletleri, yalnızca önemli bir ticaret ortağımız olmakla kalmayıp, aynı zamanda gastronomik yaratıcılığın beslendiği bir alan olarak da bizim için büyük önem taşımaktadır. Bugünkü gibi iş birlikleri sayesinde, kültürler, şefler ve topluluklar arasında kalıcı köprüler kurmaya devam ediyoruz” diye konuştu. Ege İhracatçı Birlikleri’nin Turkish Tastes Projesi’nin medya organlarında geniş yer bulduğu bilgisini veren Türkmenoğlu, Türk ihracatçılarının yüksek kaliteli, sağlıklı ve gurme ürün segmentlerinde elde ettiği başarıların uluslararası ölçekte dikkat çektiğini, şefler, ithalatçılar, diplomatlar ve satın almacıların desteğiyle, Türkiye’nin ruhunu taşıyan tatları paylaşmaya ve dünya sofralarına ulaştırmaya kararlılıkla devam edeceklerini sözlerine ekledi.

Yaşam Bilimleri Bileşenleri Fuarı, Gıda Sektörünü Buluşturuyor Haber

Yaşam Bilimleri Bileşenleri Fuarı, Gıda Sektörünü Buluşturuyor

Fuarda TÜGİDER desteğiyle gerçekleşecek panellerde, “2025 ve Ötesi: Gıda ve Gıda Bileşenlerinde Gelecek Vizyonu” ile “Gıda Bileşenlerinde Yeni Trendler ve Ticaretin Geleceği” başlıklı oturumlar yer alacak. Sürdürülebilirlikten mevzuata, yenilikçi trendlere ve ticaretin geleceğine kadar pek çok konu, sektörün önde gelen profesyonelleri ve akademisyenler tarafından detaylı şekilde ele alınacak. Bu paneller, katılımcılara sektördeki gelişmeleri yakından takip etme ve yeni iş birlikleri kurma fırsatı sunacak… Fuarda, büyük ve orta ölçekli gıda, içecek ve besin takviyeleri üreticisi firmalar yalnızca ticari iş birlikleri kurmakla kalmayacak, aynı zamanda sektörlerin küresel vizyonunu geliştirecek iş ağlarının oluşmasına da katkı sağlayacak. Alanında önde gelen kuruluşlardan FECC (Avrupa Kimyasal Distribütörler Birliği) ve TÜGİDER (Tüm Gıda Dış Ticaret Derneği) fuarı desteklerken, Gıda Mühendisleri Odası, Kimyagerler Derneği ile birlikte GTBD, Mısır Derneği ve GİFT de stratejik partnerler arasında yer alıyor. Gerçekleşen panellerde sektör temsilcileri geleceğin trendlerini paylaşacak Life Sciences çatısı altında düzenlenen Food & Nutritional Ingredients 2025 Fuarı’nda, sektörün en yenilikçi etkinliği FNI FEST kapsamında katılımcı firmalar en yeni teknoloji çözümlerini tanıtacak. Ziyaretçiler, geliştirilen yenilikçi yiyecek ve içecekleri interaktif workshoplarla deneyimleme fırsatı bulacak. Fuarda, TÜGİDER desteğiyle gerçekleştirilen panellerde “Gıda Bileşenlerinde Yeni Trendler ve Ticaretin Geleceği” başlıklı oturumda; Anti-Naturel Besin ve Bitkisel Destek Ürünleri Genel Müdürü Salih Çağatay takviye edici gıdalardaki yenilikleri ve tüketici tercihlerini; Suvla Şarapları Kurucusu Selim Zafer Ellialtı alkollü içkilerde 2025 trendleri ile tedarik zinciri ve dış ticaret konularını; Onnovit Gıda Sanayi Genel Müdürü Erdal Coşkun ise Ar-Ge ve ürün geliştirmede fonksiyonel içeriklerin rolünü değerlendirecek. “2025 ve Ötesi: Gıda ve Gıda Bileşenlerinde Gelecek Vizyonu” panelinde ise sektör temsilcilerinden Gıda Kurtarma Derneği Başkanı Berat İnci sürdürülebilirlik ve israfın önlenmesini; Bitkiden ( Bitkisel Bazlı Gıdalar Dermeği) Başkanı Ebru Akdağ bitkisel gıda bileşenlerindeki yükseliş ve yeni trendleri; TÜGİDER Başkanı Mustafa Manav yaş meyve-sebze sektöründe sürdürülebilirlik ve lojistik konularını; Gıda Güvenliği Derneği Başkanı Dr. Samim Saner ise gıda katkı maddeleri, aroma vericiler ve enzimlerde mevzuat ve güvenilirlik konularını aktaracak.

Greenpeace Raporuna Göre Yediklerimiz İle Zehirleniyoruz Haber

Greenpeace Raporuna Göre Yediklerimiz İle Zehirleniyoruz

Rapor, İstanbul'da beş zincir market ve çeşitli semt pazarlarından alınan 14 farklı sebze ve meyveye ait 155 örneğin analiz sonuçlarını içeriyor. Uluslararası akredite bir laboratuvarda yapılan incelemelerde, her 3 gıdadan 1'inde (%33) yasal mevzuata uygunsuzluk tespit edildiği ortaya çıktı. Gıda mühendisi Dr. Bülent Şık tarafından değerlendirilen analizlerde, örneklerin %61'inde birden fazla pestisit kalıntısı, %43'ünde ise en az bir PFAS (per/polifloroalkil maddeleri) içeren pestisit kalıntısı saptandı. Daha da endişe verici olan bulgu ise, analiz edilen ürünlerin %31,6'sında hormonal sistemi bozan, nörolojik gelişimi etkileyen ve kanserojen olduğu bilinen pestisitlere rastlanması oldu. Limit Aşımları ve Ruhsatsız Kullanım Şoke Etti: Rapora göre, mevzuata aykırı pestisit kalıntısı ve yasaklı ya da ruhsatsız pestisit kullanımına en fazla rastlanan ürünler salamura yaprak (%80), yeşil sivri biber (%70) ve ıspanak (%67) oldu. Bunu kıvırcık marul, armut ve üzüm (%40), golden ve starking elma (%30), dolmalık biber ve patlıcan (%20), domates (%13), portakal (%10) ve hıyar (%7) takip etti. Örneklerin %33'ünde mevzuat sınırlarının aşıldığı ve 50 üründe ruhsatsız pestisit kullanımı tespit edildiği belirtildi. PFAS'lı Pestisitler Yüksek Oranda Tespit Edildi: Çocuk sağlığı açısından ayrı bir risk oluşturan PFAS içeren pestisitler de analizlerde dikkat çekti. 155 örneğin %43'ünde en az bir PFAS'lı pestisit kalıntısı tespit edilmesi, bu kimyasalların yaygınlığına işaret ediyor. Çocuklar Pestisitlere Karşı Daha Savunmasız: Raporda vurgulanan araştırmalar, çocukların pestisitlere yetişkinlere kıyasla çok daha hassas olduğunu ve gelişim süreçlerinde ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalabileceklerini gösteriyor. Çocukların bağışıklık, sinir ve hormonal sistemlerinin gelişim aşamasında olması nedeniyle pestisitlerin etkileri daha kalıcı ve zararlı olabiliyor. Bilimsel çalışmalar, kritik nörogelişimsel dönemde pestisitlere maruz kalmanın, nörogelişimsel bozukluklar da dahil olmak üzere birçok hastalığa yatkınlığı artırdığını ortaya koyuyor. Greenpeace'ten Çözüm Çağrısı: Greenpeace, bu endişe verici tablo karşısında Tarım ve Orman Bakanlığı'na pestisit analiz sonuçlarını kamuoyuyla paylaşma çağrısında bulundu. Örgüt, pestisit kullanımını azaltacak veya tamamen ortadan kaldıracak organik-ekolojik üretim yöntemlerinin ülke genelinde kamusal olarak teşvik edilmesi ve yaygınlaştırılması gerektiğini vurguladı. Açıklamada, sağlıklı ve temiz gıdaya ulaşma hakkının çocukların en temel hakkı olduğu belirtildi. Greenpeace'in 2020 yılında yayınladığı benzer bir raporda, ürünlerin %15,6'sında yasal mevzuata aykırı pestisit kalıntısı ve %67'sinde çoklu pestisit kalıntısı tespit edilmişti. Son analiz sonuçları, bu oranın daha da arttığını göstererek durumun ciddiyetini bir kez daha ortaya koyuyor.

TÜGİS’ten Ramazan Ayında Güvenli Gıda Tüketimi Uyarısı Haber

TÜGİS’ten Ramazan Ayında Güvenli Gıda Tüketimi Uyarısı

Sidar, “Fırsatçılar daha cazip fiyatlarla tüketiciyi cezbetmeye çalışsa da, ürünün ambalajında üretim yeri, son kullanma tarihi ve içeriği gibi bilgilerin yer almasına mutlaka dikkat edilmesi gerekiyor” mesajını verdi.  Ramazan ayında pek çok kişi ihtiyaçlarını hızlı ve uygun maliyetle karşılamak isterken sağlık açısından risk barındıran gıdalara yönelebiliyor. Bu durum gıda okuryazarlığının önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS) Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Sidar, Ramazan ayı boyunca gıda alışverişlerinde daha dikkatli ve bilinçli olunması gerektiğine vurgu yaparak; etiketsiz, içeriği belirsiz ve aşırı ucuz ürünlerin sağlık için oluşturabileceği ciddi tehlikelere yönelik uyarılarda bulundu. Sağlıklı yaşam için doğru gıda bilgisi şart! Gıda okuryazarlığını; gıda ve beslenme hakkında doğru bilgiye ulaşma, bilgiyi anlayıp değerlendirme ve güvenilir gıda tercihlerini günlük hayatımıza yansıtma süreci olarak tanımlayan Kaan Sidar, “Güvenilir gıda bilincinin artması, toplumsal sağlık ve refahın korunması için büyük önem taşıyor. Özellikle aileler çocuklarına küçük yaşlardan itibaren doğru beslenme alışkanlığı kazandırdığında, bu bilinçli tutum ömür boyu sürüyor. Gıda okuryazarı bireyler de hem kendi sağlıklarını hem de toplumun genel sağlığını korumaya katkı sağlayarak sağlıklı nesillerin yetişmesine destek oluyor” ifadelerini kullandı. Bakanlık onaylı ürünler tüketilmeli Ramazan ayında sahur ve iftar sofralarında yer alacak ürünlerin seçimi de büyük önem taşıyor. Bu doğrultuda tüketicilerin dikkat etmesi gereken noktaları sıralayan Kaan Sidar, alışveriş yaparken özellikle etiketsiz ve içeriği belirsiz ürünlerden kaçınılması gerektiğinin altını çizdi. Sidar, “Fırsatçılar daha cazip fiyatlarla tüketiciyi cezbetmeye çalışsa da, ürünün ambalajında üretim yeri, son kullanma tarihi ve içeriği gibi bilgilerin yer almasına mutlaka dikkat edilmesi gerekiyor. Aşırı ucuz ürünler de büyük bir risk taşıyor.  Merdiven altı üretimde özellikle tatlı, süt, şarküteri ve et ürünleri gibi temel gıdalarda ciddi sorunlar yaşanabiliyor. Bu nedenle güvenilir markaları ve denetlenmiş işletmeleri tercih etmek, Tarım ve Orman Bakanlığı onaylı ürünleri satın almak büyük önem taşıyor” şeklinde konuştu. Son yıllarda ‘doğal’ ve ‘organik’ adı altında birçok ürünün satışa çıktığını belirten Sidar, bu ürünlerin gerçekten sağlıklı ve güvenilir olup olmadığını anlamak için menşeini ve sertifikalarını kontrol etmek gerektiğini de vurguladı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.