Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Göz Sağlığı

Kapsül Haber Ajansı - Göz Sağlığı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Göz Sağlığı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kontakt Lens Kullananlar İçin 4 Altın Kural Haber

Kontakt Lens Kullananlar İçin 4 Altın Kural

Dünya genelindeki kontakt lens kullanıcılarının yüzde 70'inin kadınlardan oluştuğu ve bu kullanıcıların çoğunun cilt bakımı ve makyaj gibi rutinlere özen gösterdiği biliniyor. Ancak göz sağlığını korumak için kontakt lensler ve kozmetik ürünler arasındaki etkileşimlerin göz önünde bulundurulması gerekiyor. Türk Oftalmoloji Derneği Derneği Kontakt Lens Birim Başkanı Prof. Dr. Zeynep Özbek kontakt lens kullanırken dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi. Türkiye’de 1928 yılında kurulan ülkemizin en köklü derneklerinden, Türk göz doktorlarını temsil eden Türk Oftalmoloji Derneği 59. Ulusal Kongresi 19-23 Kasım 2025 tarihleri arasında Antalya’da düzenleniyor. Kongre kapsamında göz hastalıkları ve tedavi yöntemleri ile ilgili son gelişmelerin ele alındığı bilimsel sunumlar ve tartışmalar yapılıyor. Göz sağlığı ve hastalıkları konusunda halkı bilinçlendirmeye yönelik faaliyetler yürüten Türk Oftalmoloji Derneği Derneği Kontakt Lens Birim Başkanı Prof. Dr. Zeynep Özbek açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Zeynep Özbek, kırma kusuru olan ve gözlükle rahat edemeyen kişiler için hayatı kolaylaştıran kontakt lenslerin yanlış kullanılması halinde ciddi sorunlara yol açabileceğinin altını çizdi. Göz doktoruna danışılmadan kontakt lens kullanımına başlanmaması gerektiğini vurguladı. Kontakt lenslerin kırma kusurları için, bazı göz hastalıklarında tedavi amaçlı ve bazen de kozmetik amaçla kullanıldığını söyleyen Dr. Zeynep Özbek, kontakt lens kullanımı ile ortaya çıkabilecek en önemli problemlerin, kornea enfeksiyonları, immün reaksiyonlar, alerjik problemler, kuru göz ya da lensle ilgili sorunlar olabileceğini söyledi. Prof. Dr. Zeynep Özbek açıklamalarına şöyle devam etti: “Kontakt lensler, gözlüklerden farklı olarak doğrudan göz yüzeyine uygulanır ve tüm gün boyunca kornea üzerinde kalır. Bu, kontakt lenslerin gözyaşı ve göz kapağı çevresiyle sürekli temas halinde olduğu anlamına gelir. Gün içinde 12-20 bin kez göz kırptığımız düşünüldüğünde, göz altı kremleri, far, rimel, eyeliner, gibi ürünlerin göz ve lens yüzeyine bulaşma olasılığı oldukça yüksektir. Özellikle gözün refleks olarak sulandığı durumlarda çöz çevresine uygulanmış tüm maddeler göz yüzeyine ve lens üzerine dağılır. Bilimsel çalışmalar bu tip ürünlerin kontakt lens yüzeyinde birikebildiğini göstermiştir. Her ne kadar her akşam uyumadan önce lenslerimizi çıkarıp solüsyonla temizlesek de bazı yağ bazlı içerikler (özellikle su ile çıkmayan) kalıcı olarak lensin yapısında kalabilmekte uzamış kullanımda alerjik reaksiyonlara ve bağışıklık sistemine bağlı sorunlara yol açabilmektedir.” Sağlıklı ve hijyenik kontakt lens kullanımı için altın kurallar: Göz sağlığınızı riske atmamak adına lens kullanımı ve kozmetik ürünlerle ilgili detaylı bilgiyi mutlaka bir göz hekiminizden alın. Hijyen Önceliklidir: Lens takmadan önce ellerinizi sabunla iyice yıkayın, durulayın ve kurulayın. Tırnaklarınızın kısa olmasına özen gösterin. Makyaj yapmadan önce takın: Lenslerinizi ellere, yüze ve göze bir şey sürmeden önce ve makyaj yapmadan önce takın. Makyaj yaparken lens yüzeyine bulaşma riskini azaltmak için kirpik diplerine ürün sürmekten kaçının. Doğru Sıralamayı İzleyin: Lenslerinizi çıkarırken önce ellerinizi iyice sabunla yıkayıp, durulayın ve kurulayın. Temiz elinizle önce lenslerinizi çıkarıp lens kabına yerleştirip solüsyon koyun. Ardından makyajınızı temizleyin. Lens gözde iken uygulanacak makyaj temizleme ürünleri lens yapısına zarar verebilir. Kalıcı Makyaj ve Yapay Kirpik Uygulamaları: Kirpik diplerinde yer alan ve gözyaşına katkıda bulunan Meibomian bezlerine zarar verebileceklerinden bu işlemler için uygulayıcının bilgisi ve kullanılacak malzeme konusunda dikkatli olun. Bu tür uygulamalar ciddi alerji ve enfeksiyonlara yol açabilir. Kontakt lens kullanımı sırasında gözde ağrı, kızarıklık, yanma, batma gibi sorunlar olursa kontakt lensinizi hemen çıkarıp, lensiniz, lens kabı ve solüsyonunuz ile birlikte göz hekimize başvurun, çünkü eğer bir enfeksiyon varsa bunlardan örnek almak gerekir.

Göz Doktorları Kongrede Buluştu Haber

Göz Doktorları Kongrede Buluştu

Türkiye’de 1928 yılında kurulan ülkemizin en köklü derneklerinden, Türk göz doktorlarını temsil eden Türk Oftalmoloji Derneği’nin 59’uncu Ulusal Kongresi 19-23 Kasım 2025 tarihleri arasında Türk Oftalmoloji Derneği Ankara Şubesi katkılarıyla Antalya’da düzenleniyor. Türkiye’nin en köklü meslek kuruluşlarından biri olan ve göz hekimlerini temsil eden Türk Oftalmoloji Derneği’nin (TOD), Türk göz hekimlerinin mesleki becerilerini ve deneyimlerini artırmak amacıyla düzenlediği en büyük toplantı niteliğini taşıyan Ulusal Kongre bu yıl 19-23 Kasım 2025 tarihleri arasında Antalya’da düzenleniyor. Kuruluşunun 97. yılını kutlayan dernek tüm yıl boyunca sempozyum, kurs, beceri aktarım programları ve webinarlar düzenliyor. Yılda bir kez gerçekleşen Ulusal Kongre Türk Oftalmoloji Derneği’nin en önemli ve büyük katılımlı bilimsel aktivitesi olarak yer alıyor. Bu yıl da Antalya – Rixos Sungate Hotel ve Kongre Merkezi’nde 5 gün boyunca Türkiye’nin ve dünyanın alanında uzman ve deneyimli göz hekimleri bir araya gelecek; bilgi ve tecrübelerini meslektaşları ile paylaşacak. Göz hastalıkları ve göz sağlığı alanında ülkemizdeki en kapsamlı ve önemli etkinlik olan kongreye, yurtiçi ve yurtdışından 2 binden fazla göz hekimi, 451 yerli ve 36 yabancı konuşmacının yanı sıra 50’ye yakın firma ve endüstri temsilcisi katılıyor. Antalya – Rixos Sungate Hotel ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen TOD 59’uncu Ulusal Kongresi kapsamında paneller, kurslar, yuvarlak masa toplantıları, video oturumları, sözlü sunumlar, poster etkinlikleri ve uydu toplantıları her yıl olduğu gibi bu yıl da gerçekleştiriliyor. Göz sağlığı ile ilgili ülkemizdeki ve dünyadaki tüm gelişmelerin, yeniliklerin, son geliştirilen tedavi yöntemlerinin kapsamlı bir şekilde paylaşılacağı bu kongre göz hekimlerine sosyal olarak da bir araya gelme fırsatı sunuyor. Bir yıl süren hazırlık, uluslararası katkı Türk Oftalmoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Huban Atilla, kongre hakkında şu bilgileri verdi: “Ulusal Kongre Organizasyon Kurulu yaklaşık bir yıl süren hazırlık aşamasında, çevrimiçi ve yüz yüze yapılan toplantılar ile hem bilimsel açıdan zengin ve güncel olan paneller, kurslar, yuvarlak masa toplantıları, etkileşimli toplantılar, video oturumları, sözel sunumlar ile poster etkinlikleri, uluslararası genç oftalmologlar oturumları, UKOK panelleri ve endüstri uydu toplantıları, hem de sosyal açıdan meslektaşlarımızla bir araya gelerek hasret giderecek programlar hazırlamak için azami gayret gösterdi. Ulusal Kongremizi uluslararası düzeye taşımak ve yurtdışından meslektaşlarımızın da katılımını arttırmak amacıyla bu yıl daha fazla salonda yabancı dillere tercüme yapılıyor. TOD eğitim birimlerimizin katkıları ile hazırlanan bilimsel programda, yine onların önerileri doğrultusunda yurtdışından davet ettiğimiz bilim insanları ve diğer davetli oftalmoloji dernek başkanları da kongrenin bilimsel programını bilgi ve tecrübeleri ile daha zenginleştirecekler.” Bilim İleri Eğitim Programları Türk Oftalmoloji Derneği Ulusal Kongresi daha önceki yıllarda olduğu gibi ilk gün artık geleneksel hale gelen Bilim İleri Eğitim Programları (BİLEP) ile başladı. Oftalmoloji alanında ileri düzeydeki çalışmalar ve yeni bilgiler, katarakt cerrahisinde özellikli durumlar ve yenilikler, premium yapay göz iç lens cerrahisinde güncellenme, retina hastalıkları, vitreoretinal cerrahi, kornea, oküler yüzey ve glokomda yenilikler olarak belirlenen başlıklar katılımcılarla paylaşılıyor. Tecrübeli ve genç göz hekimlerini bir araya getiren, bilimsel ve sosyal yönden büyük katkılar sağlayan kongrede bu yıl seçimli genel kurul da yapılacak. Köklü ve kurumsal yapısı ile diğer derneklere de örnek olan Türk Oftalmoloji Derneği’nde iki yıllığına görevi devralacak yönetim delegelerin oyları ile belirlenecek.

Göz Sağlığında Salgın: Diyabet Haber

Göz Sağlığında Salgın: Diyabet

Dünya genelinde diyabetli bireylerin sayısı hızla artarken, bu hastalığın göz sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri de giderek büyüyor. Dünyagöz Etiler Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Fevzi Akkan, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü kapsamında yaptığı açıklamada, diyabetin gözde oluşturduğu kalıcı hasarlara karşı erken tanı ve düzenli göz muayenelerinin hayati önem taşıdığını vurguladı. Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) verilerine göre, dünya genelinde 2025 itibarıyla 828 milyon yetişkin diyabetle yaşıyor. Bu rakamın 2050 yılına kadar 1,3 milyara ulaşması bekleniyor. Her 10 yetişkinden biri diyabetli olmasına rağmen, bu kişilerin önemli bir kısmı hastalığının farkında değil veya yeterli tedavi alamıyor. Diyabetin, kanda glikoz oranının yükselmesiyle ortaya çıkan ciddi bir metabolik hastalık olduğunu vurgulayan Dünyagöz Etiler Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Fevzi Akkan, “Yüksek şeker düzeyi retina damarlarında bozulmaya yol açarak görme kaybına neden olur. Bu nedenle diyabet hastalarının göz muayenelerini düzenli aralıklarla yaptırmaları büyük önem taşır,” dedi. Erken Tanı Görmeyi Kurtarabilir Diyabetin, gözün ağ tabakasında kanamalara ve sarı noktada ödem oluşumuna yol açabileceğini belirten Op. Dr. Fevzi Akkan, bu durumların zamanında fark edilmemesi halinde kalıcı görme kaybı yaşanabileceğini söyledi. “Erken teşhis edilen vakalarda görme kaybını önlemek mümkündür. Ancak birçok hasta, gözde ciddi hasar oluşana kadar muayeneye gitmiyor. Bu da geri dönüşü olmayan sonuçlara neden oluyor,” diye konuştu. Hastalığın Hızını Yavaşlatmak Mümkün Araştırmalara göre Türkiye’de diyabet hastalarının yüzde 82’si bu hastalık nedeniyle günlük yaşamında zorlanıyor, tamamı ise hastalığın ruhsal durumlarını olumsuz etkilediğini belirtiyor. Op. Dr. Fevzi Akkan, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak için alınabilecek önlemleri şu şekilde sıraladı: Hareketli bir yaşam tarzı benimseyin.Kan şekeri dengesini koruyun, açlık-tokluk farklarını azaltın.İşlenmiş gıdalardan uzak durun.Erken evrede teşhis edilen hastalarda, sarı nokta ödemine yönelik göz içi ilaç enjeksiyonları ve kanamalı damarlarda lazer tedavisi ile görme uzun süre korunabilir. Düzenli Kontroller Hayati Önem Taşıyor Diyabetik retinopatinin, 50 yaş altındaki bireylerde körlüğe yol açan en yaygın neden olduğunu hatırlatan Op. Dr. Fevzi Akkan, hastaların özellikle diyabetin 5’inci yılından itibaren yılda en az bir kez göz muayenesi yaptırmaları gerektiğini söyledi. Hastalığı teşhis edilen bireylerde ise 3 ila 4 ayda bir düzenli muayenenin şart olduğunu vurguladı. Göz Sağlığını Korumak Elinizde Diyabetin gözde en sık neden olduğu hastalık olan diyabetik retinopatinin, görme oranında yüzde 90’a varan kayıplara yol açabileceğini belirten Op. Dr. Fevzi Akkan, şu uyarılarda bulundu: “Diyabet, retinadaki kılcal damarların yapısını bozarak hücre kaybına, damar geçirgenliğinin artmasına ve sarı noktada sıvı birikimine neden olur. Zamanla retinada yeni damarlar oluşur, bu damarlar kanayabilir ve göz içinde zar oluşumuna yol açabilir. Sonuç olarak ciddi görme kayıpları ve ağrılı göz tansiyonu artışları meydana gelir.” Göz Muayenesini İhmal Etmeyin Op. Dr. Fevzi Akkan, diyabetin tamamen ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığını, ancak düzenli takip ve uygun tedaviyle gözdeki olumsuz etkilerin yavaşlatılabileceğini belirterek sözlerini şöyle tamamladı: “Diyabet hastaları, görme yetilerini korumak istiyorlarsa yılda en az bir kez göz muayenesi olmalı. Unutmayın, erken tanı hayat kurtarır, göz sağlığınızı korur.”

Okula Dönüşte Göz Sağlığına Dikkat! Haber

Okula Dönüşte Göz Sağlığına Dikkat!

Prof. Dr. Huban Atilla, görme sorunlarının çocukların dersleri takip etme, okuma ve yazma becerilerini doğrudan etkilediğini ifade etti. “Göz sağlığı, çocukların öğrenme sürecinde temel bir rol oynar. Net bir görüşe sahip olmayan çocuklar, tahtadaki yazıları göremeyebilir, kitapları okumakta zorlanabilir ve derslere odaklanmakta güçlük çekebilirler” diyen Atilla, özellikle miyop, hipermetrop ve astigmat gibi kırma kusurlarının erken teşhis edilip tedavi edilmesinin önemine vurgu yaptı. Çocukların göz sağlığı ile ilgili olarak hem anne babaların hem de öğretmenlerin dikkatinin önemli olduğunu paylaştı. Erken tanı önemli Ebeveynlerin, okula başlamadan önce çocuklarını göz muayenesine götürmelerini öneren Atilla, “Erken teşhis edilen göz problemleri, basit müdahale ve önlemlerle çözülebilir ve çocuğun öğrenim hayatı olumsuz etkilenmeden sağlıklı bir şekilde devam edebilir. Göz taramaları, çocukların gelecekteki başarıları için hayati öneme sahiptir. Çocuklarda sık görülen hastalıklar arasında, göz tembelliği, miyop, hipermetrop, şaşılık, astigmat, konjonktivit gibi birçok farklı hastalık yer alıyor. Erken tanı ve tedavi yapılmadığında ise çocuğun tahtayı iyi görememesi, okurken satır atlaması, cümleleri eliyle takip etmesi, baş ağrısı, gözlerini kırpıştırma, gözlerde sulanma ve ödevlerini yaparken zorlanması gibi okul başarısını da olumsuz etkileyebilecek sorunlar ortaya çıkabilir.” dedi Türk Oftalmoloji Derneği’nden öneriler Türk Oftalmoloji Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Huban Atilla çocukların göz sağlığını korumak ve okul başarısını desteklemek için ebeveynlere ve öğretmenlere şu önemli tavsiyelerde bulundu; Düzenli göz muayenesi: Çocukların okul öncesi dönemde ilk göz muayenesini yaptırmaları büyük önem taşır. Ayrıca, okul çağında olan çocukların her yıl düzenli olarak göz kontrollerine götürülmesi, olası görme problemlerinin erken teşhis edilmesi ve tedavi edilmesi açısından kritik öneme sahiptir. Özellikle miyopi okul çağı çocuklarında ortaya çıkar ve gözlerini kısma, baş ağrısı gibi şikayetlere sebep olur. Görme şikayetlerine duyarlılık: Çocuklar genellikle görme problemlerini fark edemez veya bunu ifade edemezler. Ancak sık sık baş ağrısı, gözlerini kısarak bakma, tahtadaki yazıları görememe, kitap okurken zorlanma gibi belirtiler göz problemlerinin işareti olabilir. Bu tür belirtiler gözlemlendiğinde vakit kaybetmeden bir göz hastalıkları uzmanına başvurulmalıdır. Aydınlatma ve çalışma ortamı: Çalışma masalarının iyi aydınlatılmış olması, gözlerin zorlanmasını önlemek açısından önemlidir. Çocukların ders çalıştığı ortamda doğal ışık tercih edilmeli, yapay ışık kullanılıyorsa da göz yormayan, yeterli düzeyde aydınlatma sağlanmalıdır. Loş ışıkta veya karanlıkta yakın çalışma, telefon veya tablete bakmak miyopinin artması için risk teşkil etmektedir. Ekran süresine dikkat: Günümüzde çocuklar, ders çalışırken veya oyun oynarken uzun süre ekran başında vakit geçiriyor. Bu durum göz yorgunluğuna ve uzun vadede göz problemlerine yol açabilir. Ebeveynler, çocuklarının ekran karşısında geçirdiği süreyi sınırlamalı ve 20-20-20 kuralını uygulamalıdır. Çocuklar her 20 dakikada bir, 20 saniye boyunca 20 metre uzaklıktaki bir nesneye bakarak gözlerini dinlendirmelidirler. Ayrıca miyopi varlığında açık havada geçirilen sürenin arttırılması ve yakın mesafeden bakmanın engellenmesi miyopinin ilerlemesini azaltabilir. Dengeli beslenme: Göz sağlığı için gerekli vitamin ve minerallerin düzenli olarak alınması gerekmektedir. A, C ve E vitaminleri ile omega-3 yağ asitleri açısından zengin besinler tüketilmelidir. Düzgün ve sağlıklı beslenen çocuklarda ek vitamin A desteğine ihtiyaç yoktur. Okul ve aile iş birliği: Öğretmenlerin, öğrencilerin göz sağlığı konusundaki olası şikayetlerine karşı dikkatli olmaları ve ebeveynlerle iş birliği içinde olmaları gerekmektedir. Okulda tahtayı görememe, yakın okuma veya gözlerini kısma kırma kusurlarının habercisi olarak değerlendirilmelidir.

Obezite Göz Sağlığını da Tehdit Ediyor Haber

Obezite Göz Sağlığını da Tehdit Ediyor

Türk Oftalmoloji Derneği (TOD), obezitenin göz sağlığı açısından da ciddi riskler barındırdığına dikkat çekti. Özellikle 20-40 yaş arası kilolu kadınlarda görülebilen kafa içi basınç artışı sendromları, uzun dönemde görme sinirine baskı yaparak kalıcı görme kaybına sebep olabiliyor. Türk Oftalmoloji Derneği Nöroftalmoloji Birim Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Feyza Önder yaptığı açıklamada “Kilo artışına bağlı kafa içi basınç artışı sinsice ilerleyen bir tablo. Göz siniri bu basınçtan olumsuz etkileniyor. Genellikle hastalar baş ağrısı nedeniyle nöroloji uzmanına başvuruyor ve nörologların yönlendirmesiyle göz hekimine ulaşıyor. Bu süreçte erken tanı çok önemli olduğu için zaman kaybedilmemesi gerekiyor” dedi. Kilo kontrolü göz sağlığı için de şart Prof. Dr. Feyza Önder, “Bu hastalıkta koruyucu sağlık yaklaşımı ile öncelikle kilo verilmesini hedefliyoruz. Diyetisyen ve fizik tedavi uzmanları eşliğinde yürütülen programlarla kilo kaybı sağlanırken, göz sinirine baskının azalması için bazı ilaçlar kısa süreli olarak kullanılabiliyor. Ancak ilaçlar uzun vadeli çözüm değildir. Temel amaç kalıcı kilo kaybıdır. Kilo verilemez ve hastalık ilerlerse cerrahi tedaviler de gündeme geliyor. Kilo ile mücadele sırasında özellikle baş ağrısı çeken hastalarımızın mutlaka göz kontrolünden de geçmesini öneriyoruz.” dedi. Kilo verdirici ilaçlara dikkat: Görme kaybı riski olabilir Son dönemde popülerleşen bazı zayıflama ilaçlarına da dikkat çeken Dr. Önder şunları söyledi: “Kilo vermek için kullanılan bazı ilaçların, göz siniri dolaşımını bozarak körlüğe kadar gidebilecek ciddi tablolar oluşturduğunu gösteren çalışmalar var. Dolayısıyla diyet ve hareket temelli programlar tamamlanmadan bu tür ilaçlara başvurulmamalı. Hastalarımızın mutlaka hekimlerine danışarak hareket etmesini öneriyoruz. Baş ağrısı yakınması olan ve fazla kilosu bulunan kişilerin, yalnızca nöroloji değil, göz muayenesinden de geçmesi, olası bir görme kaybının erken fark edilmesini sağlar. Obeziteyle mücadele yalnızca kalp ve eklem sağlığı değil, göz sağlığı için de son derece önemlidir” vurgusunu yaptı.

Sınav Stresi Görme Problemine Neden Oluyor Haber

Sınav Stresi Görme Problemine Neden Oluyor

Dünyagöz Etiler Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Şenay Yılmaz, son dönemde genç hastalar arasında yoğun sınav stresi sebebiyle göz yorgunluğu, bulanık görme, çift görme, ışığa hassasiyet ve göz seğirmesi gibi şikayetlerin ciddi artış gösterdiğini belirtiyor. YKS’nin yaklaşmasıyla birlikte öğrencilerde artan stres, yalnızca psikolojik değil, fiziksel sağlık üzerinde de ciddi etkiler yaratıyor. Özellikle lise ve üniversite sınavlarına hazırlanan gençlerde göz yorgunluğu, bulanık görme, çift görme, ışığa hassasiyet ve göz seğirmesi gibi problemlerin görüldüğünü belirten Op. Dr. Şenay Yılmaz, “Sınav stresi vücuttaki kortizol seviyesini yükseltiyor. Bu durum, göz kaslarının kasılmasına ve odaklanma sorunlarına yol açabiliyor. Uzun süreli ekran kullanımı ve yetersiz uyku ile birleştiğinde görsel rahatsızlıklar kaçınılmaz hale geliyor. Akıllı telefon ve tabletler, artık iletişimin yanı sıra birer öğrenme cihazı olarak gençler tarafından gerek evlerinde gerek okullarında sıklıkla kullanılıyor. Ancak bu cihazlar, uzun süreli ve kontrolsüz kullanımlar sebebiyle gözlerde sorunlar oluşmasına sebep oluyor. Akıllı telefon, bilgisayar ve tablet ekranlarına uzun süre bakmak, göz kırpma sıklığını ve göz kuruluğunu doğrudan etkiliyor” dedi. Sınav esnasında 20-20-20 kuralı uygulanmalı Göz yorgunluğu, konsantrasyon eksikliği ve artan stres, sınav başarısını olumsuz etkileyebiliyor. Göz sağlığı ve sınav verimliliğini artırmak için Op. Dr. Şenay Yılmaz, sınav esnasında uygulanabilecek pratik önerilerde bulundu. “Sınav süresince gözlerinizin dinlenmeye ihtiyacı olabilir. Her 20 dakikada bir, 20 saniye boyunca yaklaşık 6 metre uzağa bakarak göz kaslarınızı rahatlatabilirsiniz. Bu basit uygulama, göz yorgunluğunu azaltmada oldukça etkili oluyor. Sınav esnasında birkaç saniyelik göz egzersizleri, göz kaslarının gevşemesine yardımcı olur. Gözlerinizi farklı yönlere hareket ettirerek veya bir nesneye odaklanıp sonra uzağa bakarak basit egzersizler yapabilirsiniz. Derin nefes almak, birkaç saniye gözleri kapatıp zihni toparlamak stres seviyesini düşürür ve daha net düşünmenizi sağlar. Sınavdan önceki gece mutlaka en az 7-8 saat uyumaya özen gösterin. Uykusuzluk hem gözlerin işlevini hem de beyin performansını olumsuz etkiler. Işık yayan ekranlara uzun süre bakmak göz sağlığını olumsuz etkileyebilir. O nedenle sınav öncesi dijital ekranlardan kendinizi korumanız göz yorgunluğunu azaltacaktır.” Öğretmenler bu belirtilere dikkat etmeli Göz problemi yaşayan, fakat ailesi tarafından muayeneye yönlendirilmeyen çocukların tespit edilmesinde öğretmenlerin rolünün büyük olduğunu açıklayan Op. Dr. Şenay Yılmaz, “Görme problemleri, ders notlarının yanı sıra davranış bozuklukları oluşmasına da yol açabilir. Miyopi sorunu yaşayan çocuklar tahtayı okumakta zorluk yaşarken, hipermetropa sahip olan çocuklar ise yazı yazma ve yakını okumadan sıkıntılar yaşarlar. Bu durumdaki çocuklarda rahatsızlıkların anlaşılabilmesi için öğretmenlere de önemli bir görev düşüyor. Öğrencilerde dikkat edilmesi gereken belirtiler arasında; göz seğirmeleri, sık baş ağrıları, bulanık veya çift görme şikayetleri, okul notlarında keskin bir düşüş, gözlerin sıklıkla ovalanması, bir türlü sahip olduğuna inanılan potansiyele ulaşamaması ve bir gözü kullanmamak için kafanın çevrilmesi veya yana yatırılması bulunuyor. Okul ve sınıf ortamlarında rahatlıkla gözlemlenebilen bu durumlarda, öğretmenlerin sürece dahil olarak velileri bilgilendirmesi, bu çocuklarda gelecekte görme kayıplarına ulaşabilecek sonuçların oluşmasının önüne geçilmesini sağlayacaktır. Eğitim çağındaki çocukların rutin göz muayenelerine götürülmesi, gelecekteki başarılarını da ciddi ölçüde etkileyecek bir önlem olarak görülmeli” diyerek sözlerini tamamlıyor.

Takma Kirpik Kullanımında Göz Sağlığına Dikkat!  Haber

Takma Kirpik Kullanımında Göz Sağlığına Dikkat! 

Takma kirpik yapıştırıcıları ve kirpik kıvırma aletlerinin mikropların çoğalmasına neden olabileceğini de dile getiren Saç Bakımı ve Güzellik Hizmetleri Programı Başkanı Öğr. Gör. Birgül Erbaş, “Düzenli temizlenmeyen takma kirpikler ve kıvırıcılar bakteri ve mantar üremesi için uygun bir ortam oluşturur. Bu da göz enfeksiyonlarına, arpacık oluşumuna ve tahrişe yol açabilir.” dedi. Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Saç Bakımı ve Güzellik Hizmetleri Programı Başkanı Öğr. Gör. Birgül Erbaş, takma kirpik ve kirpik kıvırıcı kullanımı konusunda önemli uyarılarda bulundu. Takma kirpik yapıştırıcıları alerjiye yol açabiliyor Takma kirpik ve kirpik kıvırıcıların daha belirgin ve etkileyici bakışlar için sıkça kullanıldığını ifade eden Öğr. Gör. Birgül Erbaş, “Ancak bu ürünlerin yanlış kullanımı göz sağlığına zarar verebilir. Takma kirpik yapıştırıcıları bazı kişilerde alerjiye yol açabilir. İçindeki güçlü kimyasallar ciltte kızarıklık, kaşıntı ve gözlerde sulanmaya neden olabilir. Özellikle hassas ciltler için hipoalerjenik ürünler tercih edilmeli ve önce küçük bir bölgede denenmelidir.” dedi. Yanlış kullanım göz tahrişine neden olabiliyor Yanlış kullanılan yapıştırıcıların göz tahrişine, enfeksiyonlara ve kirpik dökülmesine neden olabildiğini de dile getiren Öğr. Gör. Birgül Erbaş, “Ayrıca, yanlış çıkarma işlemi doğal kirpiklerin kopmasına yol açabilir. Yapıştırıcıyı göz kapağının içine değil, sadece kirpik hattına uygulamak gerekir.” diye konuştu. Kirpik kıvırma aletleri de masum değil! Kirpik kıvırma aletleri konusunda da uyarıda bulunan Erbaş, “Çok sert bastırmak kirpiklerin kırılmasına neden olabilir. Makyajlı kirpiklerde kullanmak, rimelin sertleşmesiyle kirpiklerin kopmasına yol açabilir. Göz kapağına çok yakın kullanmak, cildin sıkışmasına ve tahrişe sebep olabilir. Kirpik kıvırıcınızı nazikçe ve temiz kirpikler üzerinde kullanarak zarar riskini en aza indirebilirsiniz.” ifadesinde bulundu. Aleti başkalarıyla paylaşmak göz enfeksiyonlarına yol açabiliyor Kirpik kıvırıcıda biriken rimel ve kirin, bakteri ürettiğine dikkat çeken Öğr. Gör. Birgül Erbaş, “Aleti başkalarıyla paylaşmak göz enfeksiyonlarına yol açabilir. Lastik kısmını düzenli değiştirmek ve her kullanımdan sonra silmek hijyen açısından önemlidir. Kıvırıcının yüzeyini alkollü bir pamukla silerek temizlemek en iyi yöntemdir. Takma kirpikler her kullanımdan sonra yağsız makyaj temizleyiciyle silinmeli ve kendi kutusunda saklanmalıdır. Kirpik kıvırıcılar haftada bir alkollü mendille silinmeli, lastik kısmı düzenli olarak değiştirilmelidir.” şeklinde konuştu. Takma kirpikler ve kıvırıcılar bakteri ve mantar üremesi için uygun bir ortam oluşturuyor Takma kirpik yapıştırıcıları ve kirpik kıvırma aletlerinin mikropların çoğalmasına neden olabileceğini de dile getiren Öğr. Gör. Birgül Erbaş, şöyle devam etti: “Düzenli temizlenmeyen takma kirpikler ve kıvırıcılar bakteri ve mantar üremesi için uygun bir ortam oluşturur. Bu da göz enfeksiyonlarına, arpacık oluşumuna ve tahrişe yol açabilir. Sürekli takma kirpik kullanımı, doğal kirpiklerin zayıflamasına, dökülmesine ve incelmesine yol açabilir. Aynı şekilde, kirpik kıvırıcıyı her gün kullanmak, kirpik yapısını zayıflatır ve kırılmalara neden olabilir.” Göz sağlığınızı koruyun! Göz sağlığını korumak için takma kirpik ve kirpik kıvırıcı kullanırken hijyen kurallarına dikkat edilmesi, doğru ürünlerin tercih edilmesi ve kirpiklere düzenli bakım yapılması gerektiğini hatırlatan Öğr. Gör. Birgül Erbaş, “Göz sağlığınızı riske atmadan güzel ve hacimli kirpiklere sahip olabilirsiniz.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.