Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Güvenlik

Kapsül Haber Ajansı - Güvenlik haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Güvenlik haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Hyundai, Hidrojen Yakıt Hücresi için Kore’de Yeni Bir Tesis Kuruyor Haber

Hyundai, Hidrojen Yakıt Hücresi için Kore’de Yeni Bir Tesis Kuruyor

Hyundai, Güney Kore’nin Ulsan kentinde yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisinin temel atma törenini düzenledi. Bu adım, ülkeyi enerji dönüşümünde küresel bir lider haline getirme hedefinin önemli bir parçası olarak görülüyor. Yeni tesis, daha önce içten yanmalı motor şanzımanı üreten fabrikanın bulunduğu 43.000 metrekarelik alanda kurulacak. Bu seçim, Hyundai’nin geleceğin mobilitesine geçişini sembolik biçimde temsil ediyor. 2027’de tamamlanması planlanan tesis, kimyasal işleme ve montaj operasyonlarını entegre ederek yılda 30.000 yakıt hücresi ünitesi üretecek. Tesis, Hyundai Motor Grup’un “Hydrogen for Humanity (İnsanlık İçin Hidrojen)” anlamına gelen HTWO markası altında faaliyet gösterecek. Yaklaşık 675 milyon dolarlık yatırım değerine sahip tesis, binek otomobiller, ticari kamyonlar, otobüsler, iş makineleri ve deniz taşıtları gibi çeşitli mobilite uygulamaları için yeni nesil hidrojen yakıt hücreleri ve elektrolizörler üretecek. Temel Teknolojilerde İlerleme Tesis, iki temel ürün aracılığıyla Hyundai Motor Grup’u küresel hidrojen teknolojisinde ön safa taşımayı hedefliyor: Yeni nesil hidrojen yakıt hücresi: Hyundai, mevcut modellere kıyasla daha yüksek güç çıkışı ve dayanıklılık sunarken, maliyet rekabetçiliğiyle küresel pazarda liderlik hedefliyor. Yakıt hücreleri, hidrojen ve oksijen arasındaki elektrokimyasal reaksiyonlarla elektrik üreten sistemlerdir ve araçlarda jeneratör görevi görür.PEM elektrolizörler: Kore’de ilk kez üretilecek yüksek verimli polimer elektrolit membran (PEM) elektrolizörleri, sudan karbon emisyonu olmadan yüksek saflıkta hidrojen üretebilen sistemlerdir. Bu teknoloji, küresel net sıfır hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynayacak. Hyundai, yaklaşık 30 yıllık yakıt hücresi geliştirme tecrübesi sayesinde elektrolizör bileşenlerinde %90 oranında yerelleştirme sağlamıştır. Şirket, elektrolizör yığını geliştirmiş ve 2025 Şubat ayında tamamlanan 1 MW’lık konteyner tipi bir sistem şu anda günde 300 kg’dan fazla yüksek saflıkta hidrojen üretmektedir. Ayrıca Jeju Adası’nda 5 MW sınıfı büyük ölçekli bir proje geliştirilmekte olup, tam kapsamlı bir yeşil hidrojen ekosistemi kurmayı hedeflemektedir. Gelişmiş Üretim Platformu Hyundai, Ulsan’daki yeni hidrojen yakıt hücresi üretim tesisini, insan odaklı üretim uzmanlığından elde ettiği birikimle geliştirilmiş ileri bir üretim platformu olarak işletmeyi planlıyor. Tesis, iş gücü yükünü azaltmak ve operasyonel verimliliği artırmak için robotik teknolojilerden yoğun şekilde yararlanacak. Ayrıca gelişmiş izleme sistemleriyle en küçük güvenlik riskleri bile tespit edilerek çalışanların güvenliği ön planda tutulacak. Hidrojen Ekosistemini Genişletmek Üretilen yakıt hücreleri, binek otomobillerden ağır ticari kamyonlara, otobüslerden iş makinelerine ve deniz araçlarına kadar çok çeşitli uygulamalara göre optimize edilecek. Hyundai Motor Grup, yakıt hücrelerinin ötesinde hidrojen değer zincirinin tamamını kapsayan çözümler geliştiriyor. Üretimden depolamaya, taşımadan kullanıma kadar her aşamada kamu kurumları, küresel şirketler ve araştırma kuruluşlarıyla iş birliği içinde çalışıyor. Temel atma töreni, hükümet, yerel otoriteler ve endüstri paydaşları arasında iş birliği platformu oluşturmayı amaçlayarak hidrojen ekonomisini hızlandırmak için birleşik bir yaklaşımı güçlendirdi. Hyundai Motor, karbon nötrlüğünü destekleyecek stratejik ortaklıklarını genişletmeyi ve küresel hidrojen liderliğini pekiştirmeyi hedefliyor. Törende katılımcılar, çok nesilli yakıt hücreleri ve elektrolizörleri, ayrıca hidrojenle çalışan yeni nesil NEXO SUV, kamyonlar, ekskavatörler, gemiler, traktörler ve forkliftler gibi birçok hidrojenli aracı yakından inceleme fırsatı buldu. Yeni tesisin, pazar büyümesine paralel olarak üretim ölçeğini artırması, küresel hidrojen ekosisteminin genişlemesine ve altyapı gelişimine önemli katkı sağlaması bekleniyor. Törende ayrıca Hyundai Motor Grup ile Koreli otobüs üreticisi KGM Commercial arasında yakıt hücresi tedarikine ilişkin bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu anlaşma, tesisin Kore’nin hidrojen ekosisteminin gelişiminde oynayacağı kritik rolü bir kez daha vurguladı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Vodafone Business, Google Workspace İş Birliğiyle KOBİ’lerin İş Maliyetlerini Düşürüyor  Haber

Vodafone Business, Google Workspace İş Birliğiyle KOBİ’lerin İş Maliyetlerini Düşürüyor 

Ofis ortamındaki tüm belgeleri tek bir ekosistemde birleştiren Google Workspace; bulut tabanlı, güvenli ve üretkenliği artıran bir çalışma ortamı sunuyor. Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Özlem Kestioğlu, Google ile gerçekleştirdikleri bu iş birliğiyle KOBİ’lere maliyet avantajlı, hızlı ve güvenli bir çalışma fırsatı sağladıklarını söyledi. Şirketlerin dijitalleşmesi için teknoloji ürün ve çözümleriyle, özellikle KOBİ’lerin dijital yolculuklarına rehberlik eden Vodafone Business, bu kapsamda dijital iş ortaklıklarını güçlendirmeye devam ediyor. Vodafone Business, Google ile yaptığı iş birliği kapsamında Google Workspace (GWS) paketini portföyüne ekleyerek satışa sundu. Böylece küçük ve orta ölçekli işletmeler, masaüstü uygulaması indirmeye gerek kalmadan tarayıcı üzerinden erişilebilen, bulut tabanlı ve iş birliğini kolaylaştıran bir çalışma deneyimine kavuşuyor. Günümüzde çalışanların yüzde 64’ü yetersiz iş birliği araçları nedeniyle haftada en az üç saat kaybettiklerini belirtiyor, yüzde 75’i ‘üretkenlik mi yaratıcılık mı’ ikileminde kaldıklarını ve yüzde 47’si de yaratıcı potansiyellerini zaman eksikliği nedeniyle kullanamadıklarını belirtiyor. Bu da küresel ölçekte 1.9 trilyon dolarlık verimlilik kaybına yol açıyor. Google Workspace, tüm bu kayıpları azaltarak işletmelere zaman, verimlilik ve güvenlik avantajı sağlıyor. GWS’te; belgeler, toplantılar, e-postalar ve sohbetler tek bir ekosistemde birleştiği için zamandan tasarruf ediliyor. Herhangi ek bir maliyet getirmeyen Gemini AI entegrasyonu sayesinde tekrarlayan işler otomatikleştiriyor ve çalışanlar yaratıcı, stratejik görevlere daha fazla odaklanabiliyor. Kullanıcı verileri, reklam ve diğer başka araçlar için kullanılmadığı için sistem, yüzde 99.9 güvenlik garantisi sağlıyor. Dolayısıyla Vodafone Business üzerinden güvenlik, üretkenlik ve maliyet avantajı birlikte sunuluyor. “KOBİ’lere güvenli ve düşük maliyetli bir iş ortamı sunuyoruz” Küçük ve orta ölçekli işletmelerin dijital dönüşümünde en önemli ihtiyaçlardan birinin güvenli, kolay erişilebilir ve üretkenliği artıran çözümler olduğunu belirten Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Özlem Kestioğlu, iş birliğiyle ilgili “Google Workspace’i Vodafone Business portföyüne ekleyerek işletmelere tek bir noktadan güvenilir bir dijital çalışma ortamı ve maliyet avantajını bir arada sunuyoruz. Amacımız, müşterimiz olan KOBİ’lerin zaman kaybını azaltmak, işlerini kolaylaştırmak ve dijitalleşme yolculuklarında onlara en yakın iş ortağı olmak. Google Workspace, kullanıcı dostu arayüzü, mobil ve masaüstü cihazlardan kolay erişim imkânı ve reklam amaçlı veri kullanılmayan güvenli altyapısıyla yeni nesil çalışma alışkanlıklarına uygun bir çözüm sunuyor. Vodafone Business müşterileri, bu yeni platformu kullanarak hem verimliliklerini artırabilecek hem de çalışan memnuniyetini güçlendirebilecek.” dedi. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Mack Trucks'tan Sektörde Yeni Dönem: All-New Anthem Resmi Olarak Tanıtıldı! Haber

Mack Trucks'tan Sektörde Yeni Dönem: All-New Anthem Resmi Olarak Tanıtıldı!

SAN DIEGO, ABD – Mack Trucks, lojistik ve taşımacılık dünyasının en büyük etkinliklerinden biri olan Amerikan Kamyonculuk Birlikleri (ATA) Yönetim Konferansı ve Sergisi'nde (MC&E), tamamen yenilenmiş Mack Anthem® modelinin ilk kamuya açık tanıtımını gerçekleştirdi. Haziran 2025'te piyasaya sürülen bu yeni nesil ağır hizmet kamyonu, sektöre verimlilik, manevra kabiliyeti ve sürücü konforunda yeni standartlar getiriyor. Operasyonel Verimlilikte Öncü Yeni Mack Anthem, önceki modele kıyasla yakıt verimliliğinde %10'a varan bir iyileşme sunarak, filoların en büyük maliyet kalemi olan yakıt giderlerine doğrudan çözüm getiriyor. Mack Trucks Kuzey Amerika Başkanı Jonathan Randall, kamyonun filoların gerçek zorluklarına cevap vermek üzere tasarlandığını belirtti: "Anthem, filo yöneticilerinin bugün karşılaştığı artan yakıt maliyetleri, sürücü bulma ve elde tutma ve verimliliği maksimize etme ihtiyacı gibi gerçek zorluklara çözüm sunuyor. Anthem, müşterilerimizin kâr hanesini etkileyen her alanda ölçülebilir iyileşmeler sağlıyor." Manevra Kabiliyeti ve Görüş Açısı İyileştirmeleri Gün içinde kullanılan (day cab) ve yataklı (44 inç ve 64 inç sleeper) konfigürasyonlarda mevcut olan yeni Anthem, özellikle şehir içi ve dar alanlarda manevra kabiliyetini artıran önemli tasarım değişikliklerine sahip: Daha Kısa BBC (Ön Tampondan Kabin Arkasına Uzunluk): 113.5 inçlik daha kısa uzunluk, kamyonun dar alanlarda daha kolay hareket etmesini sağlıyor. Geliştirilmiş Görüş Alanı: Yeniden tasarlanan kaput sayesinde sürücüler, önceki tasarımlara göre ön tampona yaklaşık 12 fit daha yakın bir alanı görebiliyor. Bu, ön köşe çarpışma riskini önemli ölçüde azaltıyor. Sürücü Konforu ve Güvenlik Yeniden Tanımlandı Yeni Anthem'in en büyük yeniliklerinden biri, dokuz inç daha geniş olan tamamen yeniden tasarlanmış kabin içi. Sürücü memnuniyetine odaklanan özellikler şunları içeriyor: Konfor: Opsiyonel havalandırma, ısıtma ve masaj fonksiyonlarına sahip yeni geniş tabanlı koltuklar. Yataklı seçeneklerde sürücülerin ayakta durmasına izin veren geniş tavan boşluğu. Güvenlik: Geleneksel kör noktaları ortadan kaldıran opsiyonel dijital ayna sistemi, standart ön hava yastığı ve Entegre Perde Hava Yastığı (ICA) sistemi bulunuyor. Ek entegre sürücü destek sistemlerinin, kontrollü testlerde yakın çarpışma olaylarını %43 oranında azalttığı gösterildi. Gelişmiş Bağlantı ve Kesintisiz Çalışma Çözümleri Yeni Anthem, Mack'in en gelişmiş telematik platformu olan Mack Connect ile donatıldı. Bu sistem, filo yöneticilerine operasyonlara benzersiz bir görünürlük sağlıyor. Uygulama Kontrolü: MyMack sürücü uygulaması, sürücülere kabinlerini telefonlarından önceden ısıtma/soğutma, sıvı seviyelerini kontrol etme ve lastik basınçlarını izleme imkanı sunuyor. Tahmini Bakım: Tahmini bakım sistemi, plansız duruşları %20 oranında azaltırken, GuardDog® Connect ile entegrasyonu sayesinde servis verileri otomatik olarak bayilere iletiliyor ve bu da önceki nesil kamyonlara göre genel arıza süresinde %37 azalma sağlıyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Bilişim Zirvesi 2025 Bulutun Geleceğine Uzanacak Haber

Bilişim Zirvesi 2025 Bulutun Geleceğine Uzanacak

Bu yıl bir yenilik yapan Bilişim Zirvesi, bilişim sektörünün en önemli aktörlerini ‘yapay zekâ’, ‘güvenlik’ ve ‘bulut’ teması ile 3 ayrı zirvede bir araya getiriyor. Üçlemenin ilk ayağını ‘Yapay Zeka’ başlığında şubat ayında gerçekleştiren Bilişim Zirvesi, sadece ‘Güvenlik’ dediği zirvesini ise geçtiğimiz eylül ayında düzenlemişti. Üçüncüsü, yılın son zirvesi ise ‘Bilişim Zirvesi Bulut- The Last Of A Trilogy’ 6 Kasım 2025 Perşembe günü gerçekleştirecek. Bulut teknolojilerinin sunduğu sınırsız potansiyel ve iş değişimlerinin geliştirdiği devrimlerin gözler önüne serileceği zirvede; bulutun, iş süreçlerinden inovasyona, güvenlikten sürdürülebilirliğe kadar geniş birlikteliklerin nasıl dönüştürücü bir güç haline geldiği detaylıca ele alınacak. CIO’LAR SAHNEDE BULUTU KONUŞACAK BThaber Başkan Yardımcısı Neslihan Aksu’nun açılış konuşması ile başlayacak zirvenin baş konuşmacısı Adecco, SVP & Head of EEMEA Mayank Patel, “Yapay Zeka Çağında Liderlik: İş Gücünü Geleceğe Hazırlamak için Yetenek Stratejilerini Yeniden Tasarlamak” başlıklı konuşması ile sahnede yer alacak. Ardından BThaber Başkanı Murat Göçe’nin yöneteceği “Bulutun Gücüyle Şekillenen Stratejik Zeka: 2030’un Altyapısını Kurmak” başlıklı ana panelde, Zeren Group CIO’su Mehmet Ufuk Dokuzluoğlu, Huawei Cloud Satış ve İş Geliştirme Başkan Yardımcısı Onur Karahayıt ve Ajet CISO’su Timur Kadızade katılımcılara bulut ile ilgili farklı bakış açıları kazandıracak. Panelin ardından vMind CEO’su Volkan Duman sahne alırken, ardından sırayla Eclit CEO’su Erden Telci, Logo Grup CTO’su İsmail Duran, Medipol Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Arslan, Bizim Bulut Yönetim Kurulu Başkanı Halil Sarıbaş, İşnet Kurumsal Satış Müdürü Serhat Varol, ParamTech CEO’su Bahadır Aktan, Aydem Holding CTO’su Engin Kavas, I-Frame Kurucu Ortaklarından Ferhat Bulut, Limak Çimento IT Direktörü Ümit Ateş, Link’ten Arge ve İnovasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Erhan Polat gibi sektör uzmanları konuşmaları ile akışta yer alacak. C-Coop’un Pathvisor’ı Hülya Erginler yönetiminde “Yeni Nesil Rekabetin Temeli: Verinin Hızı, Güvenliği ve Yorum Gücü” başlıklı söyleşi de Acıbadem Bilgi Teknolojileri Direktörü Kemal Kaplan, Atos IT Müdürü Kemal Duru ve Lila Kağıt Bilgi Teknolojileri Grup Müdürü Tarkan Ateşoğlu deneyimlerini aktaracak. Panelin ardından C-Coop Pathvisor’ları Gökhan Süderbay ve Serra Yılmaz konuşmaları ile katılımcılarla buluşacak. Bizim Bulut, Eclit, Logo ve vMind’ın premium sponsorluğunun yanı sıra çok sayıda sponsor ve destekleyici firmanın yer aldığı Bilişim Zirvesi, saat 17:00’de başlayacak Teknoloji Kaptanları Ödül Töreni ile son bulacak. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Canon, Yeni Quocirca Raporunda 2025 Baskı Güvenliği Lideri Oldu! Haber

Canon, Yeni Quocirca Raporunda 2025 Baskı Güvenliği Lideri Oldu!

İşletmelerin giderek daha karmaşık bir güvenlik ortamıyla karşı karşıya kaldığı günümüzde Canon, Quocirca Raporunda elde ettiği lider konumuyla güvenlik stratejisi alanında kaydettiği önemli ilerlemeleri ve dünya genelinde rakiplerinin önünde konumlanan, tutarlı ve kapsamlı bir müşteri hizmeti sunma taahhüdünü vurguluyor. Quocirca’nın raporu, ABD ve Avrupa’daki (Fransa, Almanya ve Birleşik Krallık) BT karar vericilerinin görüşlerine dayanıyor ve önde gelen baskı üreticilerinin stratejilerine dair kapsamlı içgörüler sunuyor. Bulgular, Canon’un belgeleri güvence altına almak, yazıcıları ve çok işlevli cihazları (MFP) korumak ve veri koruma düzenlemelerine uyumu sağlamak amacıyla insan, süreç ve teknolojiyi bütüncül şekilde ele alan güvenlik yaklaşımını öne çıkarıyor. Quocirca, Canon’un güvenlik portföyünde kaydettiği önemli gelişmeleri vurguluyor; bunların başında yeni imageFORCE serisinin pazara sunulması geliyor. Modern ofisler için tasarlanan bu MFP serisi, makine öğreniminden yararlanan geliştirilmiş güvenlik optimizasyon araçlarıyla, cihaz güvenlik ayarlarını otomatik olarak öneriyor ve güvenlik açıklarını etkili bir şekilde en aza indiriyor. Quocirca Raporu'nda Canon’un uniFLOW Online platformu, kapsamlı güvenlik portföyü, güçlü iş ortakları ve abonelik tabanlı güvenlik hizmetleri gibi başlıklar da yer alıyor. Canon’un amiral gemisi baskı yönetim platformu olan uniFLOW Online, Canon cihazlarıyla sağlam bir entegrasyona sahip olmasıyla öne çıkıyor; müşterilere baskı ortamları genelinde güvenliğe yönelik tutarlı ve standartlaştırılmış bir yaklaşım sunuyor. Bu çevrim içi baskı yönetimi çözümü; belgeleri izleme, kimlik bilgilerini cihazlar, belgeler ve veriler genelinde koruma gücüne sahip. Ayrıca, müşterilere uzaktan cihaz desteği sağlama ve bulut bağlantısının kesilmesi durumunda acil baskı modları ile operasyonel dayanıklılığı artırma imkânı sunuyor. Canon ayrıca belge yaşam döngüsünün her aşamasında bilgiyi koruyan geniş bir yelpazede kendi geliştirdiği ve üçüncü taraf çözümler sunuyor. Bu kapsam cihaz, çıktı, yakalama, belge ve içerik yönetimini içeriyor. Örneğin, Canon MFP’leri, güçlü kimlik doğrulama yöntemlerini ve ürün yazılımı bütünlüğünü destekleyen yerleşik geliştirilmiş güvenlik işlevlerine sahip. Canon’un Cloud Connector ve uniFLOW Online gibi bulut tabanlı çözümleri ise “sıfır güven” (zero trust) ilkelerine dayalı ileri düzey güvenlik sağlıyor. Canon, Trellix, Microsoft ve AWS gibi sektör liderleriyle de güçlü ortaklıklar kurmuş durumda. Büyük yazılım güncellemelerinin yayınlanma aşamasında penetrasyon testleri gerçekleştirmek üzere önde gelen bilgi güvenliği denetim kuruluşlarıyla da çalışan Canon, sağlam güvenlik çözümleri ve hizmetleri sunma kapasitesini güçlendiriyor. Canon Eurasia Ülke Direktörü Alexandre Emeryk: “Quocirca tarafından Baskı Güvenliği Görünümü raporunda lider olarak gösterilmek Canon’un güvenliği sadece bir özellik değil, işinin temel taşı olarak gördüğünün en güçlü kanıtı. Güvenliği yapay zekâ, bulut entegrasyonu ve veri koruma teknolojileriyle bir bütün olarak ele alıyor; yeni imageFORCE serimizin yapay zekâ destekli güvenlik optimizasyonu, proaktif tehdit analizi ve veri koruma özellikleriyle kurumlara güvenli dijital dönüşümün kapılarını aralıyoruz. Bu ekosistemin tamamlayıcısı olan uniFLOW Online platformu ise tüm baskı ortamlarında standartlaştırılmış, bulut tabanlı bir güvenlik yönetimi sunarak müşterilerimizin operasyonel dayanıklılığını güçlendiriyor. Başarımızın ise inovasyona ve müşterilerimizin güvenine duyduğumuz bağlılığın doğal bir sonucu olduğunu söyleyebiliriz” diyerek duygularını paylaştı. Bununla birlikte Canon, işletmelerin baskı güvenliğini yönetmeleri ve uç noktadaki cihazları, belgeleri ve verileri koruma temellerini güçlendirmeleri için iki yeni Abonelik Tabanlı Güvenlik Hizmeti başlattı. Gelişmiş Güvenlik paketi; cihaz güçlendirme, otomatik ürün yazılımı güncellemeleri, veri yedekleme ve güvenli veri imhası gibi özellikler sunuyor. Premium Güvenlik paketi ise tüm bunlara ek olarak cihazların proaktif izlenmesi ve yönetimi, gerçek zamanlı tehdit tespiti, müdahale ve ayrıntılı güvenlik içgörülerini içeriyor. Canon Europe Çalışma Alanı Pazarlama ve İnovasyon Bölümü Başkanı Fabrizio Falzarano: “Bilgi güvenliği modern organizasyonların yaşam kaynağı haline geldiği noktada biz kuruluşların uç nokta cihazlarını, verilerini ve dijital belgelerini güvence altına almak için güçlü hizmetler ve çözümler sunmaya sürekli olarak yatırım yapıyoruz. Bu yenilikler sayesinde işletmelerin mevcut BT altyapılarına sorunsuz şekilde entegre olan, uygulanması ve yapılandırılması kolay ürünler geliştirdik. Quocirca tarafından yayımlanan son raporda lider olarak tanınmaktan memnuniyet duyuyor; bu tanımı müşterilerimizin gelişen güvenlik ihtiyaçlarını karşılama ve aşma konusundaki kararlılığımızın bir göstergesi olarak görüyoruz” dedi. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Dubai’de Yeni Bir Rekor: Dünyanın En Yüksek Saatli Konut Kulesi Geliyor Haber

Dubai’de Yeni Bir Rekor: Dünyanın En Yüksek Saatli Konut Kulesi Geliyor

Yüksek binalarıyla özdeşleşen Dubai, bir kez daha dünya gündeminde. İsviçreli lüks saat markası Franck Muller ile Birleşik Arap Emirlikleri’nin önde gelen gayrimenkul geliştiricilerinden birinin iş birliğiyle hayata geçirilecek Franck Muller Aeternitas Tower, tamamlandığında dünyanın en yüksek saatli binası olacak. Dubai Marina’da yükselecek kule, 649 lüks konuttan oluşacak ve 450 metre yüksekliğiyle kentin siluetine yeni bir ikon kazandıracak. “Dünyanın en büyük saat kulesi yatırımcıların ilgisini artıracak” Parcel CEO’su Özden Çimen, projenin küresel yatırımcı ilgisini artıracağı görüşünde: “649 adet lüks dairenin olduğu yeni devasa yapı, en pahalı konutların piyasaya sunulmasına aday. Stüdyoların yarım milyon dolarlık satış fiyatıyla sunulacağı girişim, BAE’nin global imajına yeni bir soluk getirebilir. Özellikle Dubai ile özdeşen lüks yaşam ve uluslararası birliktelik, yeni yapılacak olan bu yapılarla perçinleniyor. Yatırımcıların dünyanın en büyük saat kulesi olarak gördüğü bu bina, farklı kıtalardan yatırımcıları da kendine çekebilir.” Dubai markalı konutların küresel merkezi haline geliyor Dubai, son yıllarda markalı konut projelerinde dünya çapında öne çıkıyor. Kentte lüks markalarla iş birlikleri artarken, konutlarda dizayn, güvenlik ve yaşam kalitesi kavramları yeniden tanımlanıyor. Çimen, bu sürecin Dubai’nin marka değerini daha da güçlendirdiğini vurguladı: “Markalı konutların yayılması için özel bir efor sarf eden Dubai, dünyanın en ünlü markalarıyla çalışıyor. Yılda ortalama 10 bin milyoneri kendine çeken şehirde yeni saat kulesi, marka bir değer olarak Dubai’nin simgesi haline gelebilir. Bu durum hem yatırımcıyı daha fazla şehre çekebilir hem de turistleri markalı binaları ziyarete yönlendirebilir.” Lüksün ve mühendisliğin buluştuğu yeni ikon Franck Muller Aeternitas Kulesi, adını Latince “sonsuzluk” anlamına gelen Aeternitas kelimesinden alıyor. Binanın tepesinde yer alacak 40 metre yüksekliğinde ve 30 metre genişliğindeki dev saat, 6 kilometre mesafeden görülebilecek. Kulenin 2024’te temeli atıldı ve 2027’de tamamlanması planlanıyor. Proje, yalnızca lüks bir yaşam alanı değil, aynı zamanda mühendislik, tasarım ve markalı gayrimenkul alanında yeni bir dönemin de simgesi olacak. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

ASPİLSAN Enerji’den Uçuşlara Uyumlu Powerbank Çözümü Haber

ASPİLSAN Enerji’den Uçuşlara Uyumlu Powerbank Çözümü

ASPİLSAN Enerji’nin yeni powerbank çözümü, özellikle sık seyahat eden ve enerji sürekliliğini önemseyen kullanıcılar düşünülerek tasarlandı. Ürünün en önemli özelliği, lityum iyon pillerin kolayca değiştirilebilmesini sağlayan modüler yapısıdır. Bu sayede kullanıcılar, powerbank’in ömrünü uzatabilir, yedek batarya hücreleri taşıyarak toplam kapasiteyi artırabilir ve farklı kullanım senaryolarına hızlıca adapte olabilirler. ASPİLSAN Enerji, bu yeni powerbank çözümüyle sadece günlük kullanıcıların değil, aynı zamanda savunma ve güvenlik, kamp ve outdoor aktiviteleri gibi enerji sürekliliğinin kritik olduğu sektörlerin de ihtiyaçlarına cevap vermeyi hedefliyor. ASPİLSAN Enerji Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Turan Özdemir konuyla ilgili yaptığı açıklamada,” Son dönemde, lityum bataryası çıkmayan akıllı bagajların uçuşlara kabul edilmemesi, yolcuların seyahatlerinde çeşitli aksaklıklar yaşamasına neden oluyor. ASPİLSAN Enerji, bu soruna modüler ve ayrılabilir powerbank teknolojisiyle çözüm getiriyor. ASPİLSAN Enerji olarak bu powerbank çözümümüzle, hem güvenlik hem de esneklik açısından kullanıcılarımıza bir deneyim sunuyoruz. Modüler yapısı ve uluslararası uçuş kurallarına uyumu ile ürünümüzün, özellikle sık seyahat edenler için vazgeçilmez bir mobil enerji kaynağı olacağına inanıyoruz” dedi. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

5G’deki 5 Kritik Güvenlik Riski ve Korunma Yöntemleri Haber

5G’deki 5 Kritik Güvenlik Riski ve Korunma Yöntemleri

Ancak bu yeni nesil bağlantı hızı, siber saldırganlar için de benzeri görülmemiş fırsatlar yaratıyor. 5G'nin getirdiği mimari değişikliklerin, siber güvenlikte ezberleri bozduğunu belirten Bitdefender Antivirüs Türkiye distribütörü Laykon Bilişim Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, kullanıcıları ve kurumları yeni tehdit dalgasına karşı uyarıyor. 5G’ye geçiş herkesi heyecanlandırıyor olsa da 5G’nin getirdiği mimari değişiklikler siber güvenlikte yeni tehditlere yol açıyor. Bu yeni tehdit algısının temelinde, 5G'nin 4G'den mimari olarak tamamen farklılaşması yatıyor. 4G ağları, tüm trafiğin denetlendiği merkezi bir "çekirdek" yapıya dayanırken, 5G "yazılım tanımlı ağ" (SDN) ve "uç bilişim" (edge computing) gibi dağınık teknolojiler üzerine kurulu. Bu yeni mimari, verinin merkezi bir sunucuya gitmek yerine kullanıcıya daha yakın noktalarda işlenmesine olanak tanıyarak gecikmeyi (latency) rekor seviyelere düşürüyor. Ancak bu esneklik, güvenlik sorunlarını da beraberinde getiriyor. Merkezi bir kale duvarı yerine, saldırganların hedef alabileceği binlerce küçük ve potansiyel olarak güvensiz "uç" nokta yaratılmış oluyor. 5G'nin asıl amacı olan ve milyarlarca cihazı (mIoT) ağa bağlama kapasitesi de bu riski katlıyor, çünkü bu cihazların çoğu, güvenlik öncelikli olarak tasarlanmadı, kolayca ele geçirilebilirler ve güncellenmeleri neredeyse imkânsız. Bu durum, siber suçlulara, düşük güvenlikli bir akıllı sensör üzerinden sızıp aynı ağı paylaşan kritik kurumsal sistemlere veya kişisel verilere ulaşmak için daha önce hiç sahip olmadıkları bir saldırı alanı sunuyor. 5G Hızlı İnternetin Ötesinde 5G'nin sadece 4G'nin daha hızlı bir versiyonu olmadığını, temelden farklı bir teknoloji olduğunu vurgulayan Bitdefender Türkiye distribütörü Laykon Bilişim Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, "5G, daha hızlı internetin ötesinde, milyarlarca cihazı birbirine bağlayacak bir devrim. Ancak bu devrim, saldırı yüzeyini de katlanarak büyütüyor. 4G'nin merkezi güvenlik duvarlarının aksine, 5G'nin yazılım tabanlı ve merkezi olmayan yapısı, bilgisayar korsanlarına sızmak için çok daha fazla kapı açıyor. Kullanıcıların ve şirketlerin 'hız' heyecanına kapılıp 'güvenlik' faktörünü göz ardı etme lüksü yok." ifadelerinde bulunuyor. 5G Ekosistemindeki 5 Kritik Risk ve Korunma Yöntemleri Alev Akkoyunlu, 5G teknolojisinin getirdiği en kritik 5 siber güvenlik riskini ve bunlara karşı alınması gereken eyleme geçirilebilir önlemleri şöyle sıralıyor: 1. Milyarlarca Güvensiz IoT Cihazı: 5G, güvenlik standardı zayıf olan milyarlarca akıllı cihazı (kamera, sensör vb.) ağa bağlayarak saldırı yüzeyini ciddi ölçüde artıracak. Bu riski azaltmak için, bu cihazların varsayılan yönetici şifreleri mutlaka değiştirilmeli ve ana ağdan ayrılmaları için bir "Misafir Ağı" (Guest Network) kullanılmalıdır. 2. "Ağ Dilimleme" (Network Slicing) Risk: Saldırganlar, 5G'nin sanal ağ "dilimlerinden" en güvensiz olanını (örn. sensör ağı) kullanarak daha kritik dilimlere (örn. kurumsal veriler) sızabilir. Buna karşı korunmak için, kurumlar "Sıfır Güven" (Zero Trust) mimarisini benimsemeli ve Bitdefender Mobile Security gibi, şüpheli aktiviteleri ve kötü amaçlı kodları tespit edebilen ödüllü bir mobil güvenlik çözümü kullanmalıdır. 3. Azalan Görünürlük (Gölge 5G): Çalışanların 5G'yi ofis Wi-Fi'ı yerine kullanması, bu trafiği kurumsal denetimin (VPN, Firewall) dışına çıkarır ve "gölge" bir risk alanı yaratır. Bu görünmez tehdide karşı, şirketler uç nokta (endpoint) korumasını güçlendirmeli, bireysel kullanıcılar ise 5G'de hassas işlemler yaparken mutlaka VPN kullanmalıdır. 4. Daha Hızlı Siber Saldırılar: 5G'nin hızı, saldırganların da en büyük silahıdır. Bu hızla çok daha büyük hacimli DDoS saldırıları düzenlenebilir ve botnet'ler rekor sürede yayılabilir. Bu hızdaki saldırılara ayak uydurabilmek için, yapay zeka ve davranışsal analiz kullanan, proaktif tehdit avı yapan gelişmiş güvenlik çözümleri şarttır. 5. Yazılım Bağımlılığı ve Tedarik Zinciri Açıkları: Donanımdan çok yazılıma (SDN) dayalı olan 5G, tedarik zinciri saldırılarına ve yazılım açıklarına karşı daha savunmasızdır. Tek bir altyapı açığı milyonlarca kullanıcıyı etkileyebilir. Bu zafiyete karşı, tüm 5G destekli cihazların (telefon, modem vb.) daima en güncel yazılım yamalarını alması ve güncellemelerin asla ertelenmemesi gerekir. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.