Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Havelsan

Kapsül Haber Ajansı - Havelsan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Havelsan haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Türkiye’nin Savunma Gücüne Yön Veren Teknolojiler Sahneye Çıktı Haber

Türkiye’nin Savunma Gücüne Yön Veren Teknolojiler Sahneye Çıktı

T.C. İçişleri Bakanlığı, T.C. Milli Savunma Bakanlığı ve T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı’nın destekleriyle Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği - MÜSİAD Ankara Şubesi tarafından organize edilen MRBS, savunma sanayiindeki yerli ve milli üreticilerimizin çözümlerini tanıtma aynı zamanda dost ve müttefik ülkelerle iş birliği fırsatları imkanı sundu. MRBS’nin açışını; T.C. Milli Savunma Bakan Yardımcısı Bilal Durdalı, T.C. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanı Hüseyin Kök, T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Mustafa Murat Şeker, MÜSİAD Genel Başkanı Burhan Özdemir ve MÜSİAD Ankara Başkanı Fatih Bilal Yülek gerçekleştirdi. Radar teknolojilerinde yaşanan hızlı ilerleme vatan savunmamız için yeni fırsatlar sunuyor T.C. Milli Savunma Bakan Yardımcısı Bilal Durdalı, MRBS’de şunları söyledi: “Askerî Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi, savunma sanayiimizin yükselen gücüyle, adeta eşgüdüm içinde, giderek güçleniyor. Gerek son derece net bir odak noktasına sahip olması gerekse de ilgili literatür ve tartışmaların artmasına katkısı itibariyle bu zirveyi son derece kıymetli bir çalışma olarak görüyorum. Ülkemiz, pek çok farklı risk ve tehdide karşı tüm imkânlarını en verimli şekilde kullanmak durumunda. Bu anlamda sınırlarımızın korunması ve erken uyarı sistemlerinin güçlendirilmesi, sadece askerî bir gereklilik değil, aynı zamanda ulusal güvenliğimizin teminatıdır. Radar teknolojilerinde yaşanan hızlı ilerleme, sınır güvenliği ve vatan savunmamız için yeni fırsatlar sunmaktadır. Yüksek çözünürlüklü izleme sistemleri, insanlı-insansız hava araçlarına karşı etkin çözümler ve yapay zekâ destekli analizler, artık modern güvenlik stratejilerinin ayrılmaz parçaları olmuştur. Bu gelişmeler, sınırlarımızın sadece korunmasını değil aynı zamanda sürekli gözetim ve caydırıcılık fonksiyonlarını da pekiştirmektedir. Özellikle çevre coğrafyamızda vuku bulan hadiseler sınır güvenliğini, gündemimizin önemli bir parçası haline getirmiştir. Sınır güvenliğimiz; karada, denizde ve havada, millî savunma sanayimizin son teknoloji ürünleriyle en üst düzeyde korunmakta olup, ortaya koyduğumuz yüksek etkililik sayesinde bu ürünler pek çok ülkenin dikkatini çekmekte ve uluslararası alanda ilgi görmektedir. Savunma sanayimizin bu tür ihtisas faaliyetlerinde yer alması, bizim Bakanlık olarak özellikle takip ettiğimiz bir husustur. Sahada geleceği şekillendiren yeni teknolojilerle yetenek kazanılmasının, temin ve takibinin sağlanmasının kritik olduğunu düşünüyoruz.Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği ve teşviki ile son yıllarda, bilhassa Savunma Sanayii alanında büyük atılımlar gerçekleştirildi, yerlilik ve millîlik oranımız çok büyük oranda arttı. Gerçekleştirilen politika ve uygulamalar çerçevesinde, ülkenin sivil sektörlerle entegre olmuş, savunma, havacılık ve uzay sanayinin, tedarik makamlarımızca ilan edilen teknoloji alanlarında sürdürülebilir gelişme içerisinde, küresel rekabet gücüne sahip bir sektör konumuna gelebileceğini öngörüyoruz.” “Hayata geçirilen sıkı tedbirlerle, ülkemiz düzensiz göçe hedef ve transit göç rotası olmaktan çıkmıştır” T.C. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanı Hüseyin Kök ise şunlara dikkat çekti: “Düzensiz göç ile mücadelede, ülke içerisinde yapılan operasyonların yanı sıra, etkili sınır güvenlik tedbirleride büyük bir önem taşımaktadır. Sınır güvenliği dediğimiz bir ülkenin bağımsızlığının, egemenliğinin ve iç istikrarının en temel unsurlarındandır. Sınırlar; milletimizin güvenliğini, refahını ve geleceğini koruyan stratejik hatlarımızdır. Hızla değişen dünyada; terör, düzensiz göç, kaçakçılık ve siber tehditler gibi çok boyutlu riskler ülkeler için birer sıralama oluşturmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonuyla şekillenen “yerli ve milli savunma sanayi hamlesi” artık sadece bir hedef değil, aynı zamanda somut bir gerçekliktir. Türk silahlı kuvvetlerimiz, emniyet teşkilatımız ülkemiz sınırlarını korumak için 7-24 saat görev yapan İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı olarak biz de sınırlarımızdaki fiziki güvenlik ve teknolojik tedbirleri en üst düzeye çıkarmak için gece-gündüz kararlılıkla çalışmaktayız. Başkanlığımız Sınır Yönetimi Genel Müdürlüğümüzce; sınır güvenliğinde etkinliğin artırılması amacıyla, güvenlik duvarı/fiziki engel sistemi ve devriye yolu, termal kamera, aydınlatma sistemi, gözetleme kulesi, elektro optik kule, keşif gözetleme aracları ve drone başta olmak üzere, teknolojik güvenlik sistemlerinin kurulumuna yönelik birçok önemli yatırım, proje ve faaliyet birlikte hayata geçirilmiştir. Sınır güvenliğinde kullanılan bu teknolojiler ve entegre sistemler, sınır ihlallerini anlık olarak tespit edebilmekte ve güvenlik güçlerine anında müdahale imkânı sunabilmektedir. Bu sayede, sınır güvenliğimiz yüksek bir hassasiyetle sağlanmaktadır. Hayata geçirilen sıkı tedbirlerle, ülkemiz düzensiz göçe hedef ve transit göç rotası olmaktan çıkmıştır. Diğer taraftan risk analizi süreçlerini daha da geliştiriyoruz. UKORAM yani Ulusal Koordinasyon ve Ortak Risk Analizi Merkezi ile Türkiye’nin sınır yönetimi alanındaki kapasitemizi artırıyoruz. Bu zirvede bir araya gelmemizin temel amacı yeni teknolojileri, yeni fikirleri ve yeni iş birliği modellerini konuşmak; daha güvenli bir gelecek için ortak aklı inşa edebilmektir. “ Yeni tehditleri sahadan öğrenip hızla çözüm geliştiriyoruz T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Mustafa Murat Şeker ise MRBS’de şunları söyledi: “7 komşumuz var 3 bin kilometre yaygın kara sınırımız, aynı zamanda 6 bin kilometrenin üzerinde bir kıyı şeridine sahibiz. Ve bir ülkenin yaşayabileceği bütün tehditleri sahada yaşıyoruz. Drone teknolojisiyle artık kritik tesisler de tehdit altında. Tehditler sürekli gelişiyor ve tehdit unsurları da teknolojiden faydalanıyor. Sahada sürekli var olmanız gerekiyor ve yeni teknolojilere yatırım yapmanız gerekiyor. Sahada emniyet güçlerimize ve silahlı kuvvetlerimize bu yeni teknolojileri teslim etmemiz gerekiyor. Sahaya koyduğumuz çözümlerin ve teknolojilerin maliyet-etkin olması da çok önemli. Sahada olmamız, sahadaki bilgi akışında bizi çok avantajlı kılıyor. Yeni tehditleri sahadan çok hızlı öğreniyor, bu da bizim yeni teknoloji geliştirmemize fırsat sağlıyor. Bu tarz güvenlikle ilgili projelerimizde daha çevik yaklaşımlara geçmiş durumdayız. Silahlı kuvvetlerimizle beraber sahadan ihtiyaçları alıp firmalarımızla birlikte çözümleri geliştirme, oluşturulan prototipleri de sahaya götürüp deneyerek aslında uygulamaya başladığımız bir modeli işletiyoruz ki bu artık kaçınılmaz. Çünkü sahadaki tehdit değişimiyle klasik yaklaşımlarla mücadele etmememiz gerekiyor. Geçen ay içerisinde 200 km’lik sismik sensörlerden, drone’lardan ve elektronik sistemlerden oluşan bir sistemi sahaya kurduk ve emniyet güçlerimizin kullanımına sunduk. Tabii burada sahaya sunduğumuz ürün sayısı arttıkça bunların entegre olması ve beraber çalışması önem arz etmeye başlıyor. Müşterek Resim adlı projemizi de bu adla yürütüyoruz. Tüm sistemleri aynı anda yürütmek için birbirine entegre ediyoruz. Bir diğer önemli unsur da yapay zekayı sahada kullanıyoruz. Kullanıcılarımızın hayatını kolaylaştıracak çözümleri de yapay zekayla getiriyoruz. Sensörlerimiz çok fazla sürekli veri akıyor ve görüntü geliyor ancak operatörlerin saatlerce bunları izlemesi ve onlardan bir tehdit görmesi artık belli bir süre sonra zorlaşıyor. İşte burada nesne tanıma gibi çözümler oluşturuyoruz. Olay tahmini gibi oto-optimizasyon gibi yapay zekayla ilgili unsurları da sahaya kurmaya devam ediyoruz. Yine geniş alan gözetlemeyle ilgili yeni kurduğumuz bir sistemle 38 km’lik bir alanın tüm verilerini toplayabiliyoruz. Balon sistemleri kurduk sahaya denemeler yapıyoruz. Yine önemli bir diğer projemiz MÜB Projesi, yıllar içerisinde yüze yakın Modüler Üs Bölgeleri kurduk ve bunların terörle mücadelede bize çok fayda sağladığına inanıyorum. Bu bizim bölgede alan hakimiyetini ele geçirmemizi sağladı. Kıyılarımıza yönelik de birçok proje hayata geçirdik, Sahil Güvenlik Komutanlığımızın ihtiyaçlarına yönelik İnsansız Deniz Araçlarını - İDA da yakın zamanda sahaya vermiş olacağız. Bir taraftan da İnsansız Kara Araçlarımız (İKA) var. Bunlar depremde kurtarma faaliyetlerin de bile kullanıldı. Şimdi sahada farklı görevler alacak İKA’larımız da yavaş yavaş envantere giriyor. Özellikle değişik konseptler altında İKA’larımız kullanılacak, ana konseptlerden biri sınırda devriye görevi olacak. İKA’lar hem personelin can güvenliği hem de uzun süre orada kalması yerine İKA’lar bu görevi üstlenecek.” “Savunma sanayiinde yerlilik, Türkiye’nin stratejik bağımsızlık sigortasıdır” MÜSİAD Genel Başkanı Burhan Özdemir: “Askeri Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi – MRBS, yalnızca bir ihtisas etkinliği değil; Türkiye’nin stratejik vizyonunun ve yerli üretim kararlılığının sahneye çıktığı bir buluşmadır. Savunma sanayiinde yerlilik, Türkiye’nin stratejik bağımsızlık sigortasıdır. Bugün Türkiye, savunma sanayinde dünyada kendi ekosistemini kurabilen az sayıdaki ülkeden biri haline gelmiştir. Türkiye, son 20 yılda savunma sanayisinde yaptığı atılımlarla bu alandaki dışa bağımlılığı önemli ölçüde azaltmış ve yerlilik oranını yüzde 80 seviyelerine dek çıkarmıştır. Bu sayededir ki, ürettiğimiz İHA ve SİHA’lar, milli yazılımlar, zırhlı araçlar ve savunma teknolojileri ile günümüzde sadece bölgesel değil, küresel ölçekte güç sahibi olan bir aktör haline geldik. Türk savunma sanayiinin imzası, Afrika’dan Asya’ya, Balkanlar’dan Orta Doğu’ya kadar 180’den fazla ülkeye ulaşmış durumdadır. Sadece 2025’in ilk sekiz ayında 5,4 milyar doları aşan ihracat rakamı, bu yükselişin en somut göstergesidir. Bu başarılar, yalnızca savunma alanında değil, ekonomide de büyük bir dönüşümün kapısını aralamıştır bizlere... Savunma sektörü; imalat sanayisinden yazılıma, lojistikten enerjiye kadar birçok sektörü doğrudan etkileyen bir kaldıraç görevi görmektedir. Bu nedenle, savunma sektörüne yapılacak her bir yatırım, esasen ülkemizin ekonomik bağımsızlığına da yapılmış olacaktır." Özdemir sözlerine şöyle devam etti: “Bugün MÜSİAD çatısı altında savunma alanında üretim yapan yüzlerce üyemiz var. KOBİ ölçeğinden sanayi devlerine kadar geniş bir ekosistemin parçasıyız. Bu ekosistem, büyük ana yüklenicilerle entegre çalışan bir milli tedarik zinciri anlamına geliyor. Her bir KOBİ’miz, mühendisinden teknisyenine, yazılım geliştiricisinden malzeme üreticisine kadar bu zincirin stratejik bir halkasıdır. Biz bu süreci, “yerli üretim” kavramını bir slogan olarak değil, Türkiye’nin geleceğini inşa eden bir sorumluluk olarak görüyoruz. Bugün sınırlar sadece haritalarda çizilmiyor; siber uzayda, verilerde, algoritmalarda yeniden tanımlanıyor. Güvenliğin yeni boyutu, bilgiyle başlıyor; yazılımla, yapay zekâyla ve dijital sistemlerle korunuyor. Bu nedenle MRBS 2025’te yapay zekâ destekli radar sistemleri, siber güvenlik çözümleri, yüksek performanslı haberleşme teknolojileri ve enerji verimli savunma altyapıları ön planda olacak.” Ülkemizin milli savunma kapasitesine katkı sağlamayı asli görevlerimizden biri olarak görüyoruz Zirve’nin açışında konuşan MÜSİAD Ankara Başkanı Fatih Bilal Yülek, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarını hatırlatarak, “Türkiye’ye insani sebeblerle olduğunu söyleyerek ambargo uygulayan Batılı ülkeler her türlü silahı İsrail’e tedarik etmek konusunda tereddüt etmedi. Bunlar da bize göstermektedir ki devletimizin ekonomik ve askeri gücünün savunma sanayii ile de desteklenmesi bir zaruriyettir. MÜSİAD Ankara olarak 2018 yılından bu yana bu zirveyi düzenliyor olmamız, aslında bu bakışın ve kararlı bir mücadelenin ürünüdür. Bizler, sadece ticareti değil, aynı zamanda ülkemizin güvenlik ihtiyaçlarına, stratejik hedeflerine ve milli savunma kapasitesine katkı sağlamayı asli görevlerimizden biri olarak görüyoruz” diye konuştu. Yülek sözlerine şöyle devam etti: “Sınır güvenliği artık yalnızca ülkelerin sınır hatlarını fiziki olarak korumakla sınırlı değildir. Küresel ölçekte göç hareketleri, terör örgütlerinin faaliyetleri, organize suç ve kaçakçılık şebekeleri, hibrit savaş yöntemleri ve siber tehditler gibi çok boyutlu riskler, sınır güvenliğini uluslararası bir mesele haline getirmiştir. Gelecek on yıllar, güvenlikte teknoloji üstünlüğünün belirleyici olacağı yıllar olacaktır. Savaş ve güvenlik alanında klasik yöntemlerin yerini; insansız sistemler, yapay zekâ tabanlı karar destek mekanizmaları, uzay tabanlı izleme ve erken uyarı sistemleri alacaktır. Türkiye bu süreçte, güçlü bir vizyonla ilerlemek zorundadır. Bizler de iş dünyası temsilcileri olarak, ülkemizin bu vizyona katkı sunmaya devam edeceğiz.” Yerli ve milli teknolojilerin sergilendiği MRBS’de, T.C. İçişleri Bakanlığı ve T.C. Milli Savunma Bakanlığı’nın standları yer alacak. Ayrıca TUSAŞ, Sinerji Yüksek Teknoloji A.Ş., AVAS Metal, BMC, ASELSAN, HAVELSAN, ROKETSAN, STM, ASFAT, Meteksan Savunma, FOTONİKS, Gürbağ Savunma gibi savunma sanayisinin güçlü temsilcileri yerini aldı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Forte Havelsan İle Sunucu Çözümlerinde Anlaştı Haber

Forte Havelsan İle Sunucu Çözümlerinde Anlaştı

Forte Bilgi İletişim Teknolojileri ve Savunma Sanayi A.Ş., projeye ilişkin gerçekleştirilen Sunucu Tedariki ihalesinde en iyi teklifi vererek birinci oldu. Sürecin ardından Forte, projenin ana yüklenicisi HAVELSAN A.Ş. ile sözleşme imzaladı. Savunma sanayiinde donanım, sistem ve yazılım alanlarında geliştirdiği yenilikçi çözümlerle öne çıkan Forte Bilgi ve İletişim Teknolojileri A.Ş. (Forte Teknoloji), Kamuyu Aydınlatma Platformu (KAP) üzerinden yaptığı açıklamada “Şirketimiz, TSK Bulut Bilişim Sistemi Projesi Faz-1 Sunucu Tedariki ihalesinde en iyi teklifi vererek ihaleyi kazanmış ve HAVELSAN A.Ş. ile sözleşme imzalamıştır. Sözleşme bedeli, KDV hariç 1 milyon 580 bin Amerikan dolarıdır. Kamuoyuna ve pay sahiplerimizin bilgisine sunarız” şeklinde açıklandı... Türkiye’nin Pentagon’u olarak nitelendirilen Ay Yıldız Projesi kapsamında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bilişim altyapısı da yerli ve milli çözümlerle yeniden yapılandırılıyor. Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) tarafından yürütülen ve HAVELSAN’ın ana yüklenici olarak belirlendiği TSK Bulut Bilişim Sistemi Projesi Faz-1 kapsamında açılan Sunucu Tedariki ihalesini en iyi teklifi vererek kazanan Forte Bilgi İletişim Teknolojileri A.Ş., HAVELSAN ile sözleşme imzaladı. Proje kapsamında, TSK’nın stratejik ve taktiksel bilişim kabiliyetlerini artıracak, hızlı, esnek ve sürekli çalışabilir bir özel bulut altyapısı kurulması hedefleniyor. Forte’nin üstlendiği sunucu tedariği, sistemin omurgasını oluşturan altyapının oluşturulmasında kritik bir rol üstlenecek. Bu iş birliği, Forte’nin teknoloji gücünü bir kez daha ortaya koyarken, Türkiye’nin dijital savunma vizyonuna da güçlü bir katkı sunuyor.

THY’den HAVELSAN’a Yeni Simülatör Siparişi Haber

THY’den HAVELSAN’a Yeni Simülatör Siparişi

Türk Hava Yolları, 2026 yılı ocak ayında teslimatı planlanan yeni bir Boeing 737 MAX Tam Uçuş Simülatörü için HAVELSAN’a sipariş verdi. HAVELSAN ile Türk Hava Yolları arasında yapılan anlaşma kapsamında, 2018 yılında üç adet A320NEO/CEO, iki adet B737 MAX tiplerinde beş Tam Uçuş Simülatörü (FFS) ile altı adet Uçuş Eğitim Cihazı (FTD) olmak üzere toplam on bir adet eğitim cihazının siparişi verilmişti. Bugün itibarıyla, iki adet B737 MAX, iki adet A320NEO/CEO ile 2016 yılında alınmış ilk HAVELSAN üretimi simülatör olan bir adet B737NG simülatörü, EASA Level D sertifikası ile bayrak taşıyıcının eğitim merkezlerinde başarıyla kullanılıyor. HAVELSAN üretimi olan ve bir önceki anlaşma kapsamında siparişi verilen bir adet A320NEO/CEO simülatörünün de bu yıl sonuna kadar teslim alınması planlanıyor. Verilen bu yeni B737 MAX Tam Uçuş Simülatörü siparişi ile Türk Hava Yolları operasyonlarında kullanılan üçüncü B737 MAX simülatörü ve toplamda yedinci HAVELSAN simülatörü olacak. Bu yeni sipariş HAVELSAN’a B737 MAX pilot eğitimi çözümlerinde duyulan güvenin açık bir göstergesi olarak kabul ediliyor. Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat; “Bu ek sipariş, HAVELSAN ile stratejik iş birliğimizi daha da ileri taşıyor ve dünya standartlarında pilot eğitimine verdiğimiz önemi açıkça ortaya koyuyor. Simülatör sayımızı artırmanın yanında, ileri teknoloji ve güvenilir sistemlerle eğitim altyapımızı güçlendirerek pilotlarımızın, Türk Hava Yolları’nın dünyaca bilinen yüksek güvenlik ve hizmet standartlarını sürdürmelerini sağlıyoruz.” dedi. HAVELSAN Genel Müdürü Dr. Mehmet Akif Nacar ise anlaşmayı şu şekilde değerlendirdi: “Türk Hava Yolları ile olan iş birliğimizi üçüncü B737 MAX Tam Uçuş Simülatörü siparişiyle bir kez daha güçlendirmiş olmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Dünyanın önde gelen havayollarından olan Türk Hava Yolları’nın sürdürdüğü bu güven, yetkinliğimizin ve daima mükemmeli arayan anlayışımızın güçlü bir göstergesidir.” Simülasyon sektöründe güçlü bir konuma sahip olan HAVELSAN, hem yurt içinde hem de uluslararası alanda uçuş simülatörü eğitim cihazlarına yönelik ihtiyaçları karşılamaya ve müşterilerine gelişmiş çözümler sunmaya devam ediyor. HAVELSAN, ürün portföyünü ve sunduğu özgün çözümleri tanıtmak üzere yeni havayolu şirketleri ve eğitim merkezi işletmecileriyle aktif temaslarını sürdürüyor.

HAVELSAN, Airbus Cihaz Üretimini Artırıyor Haber

HAVELSAN, Airbus Cihaz Üretimini Artırıyor

Türkiye'nin önde gelen uçuş simülatörü üreticisi HAVELSAN, Airbus operatörleri ve dünya çapındaki bağımsız eğitim merkezlerinin ihtiyaçlarına yönelik son teknoloji eğitim cihazları geliştirmek için önemli bir yatırım hamlesi başlattı. Şirket, bu alandaki iddiasını artırarak küresel pazarda etkin bir oyuncu olmayı hedefliyor. HAVELSAN, Airbus A320 havayolu müşterilerine yönelik simülatör teslimatlarının yanı sıra, sektördeki önemli bağımsız pilot eğitim merkezi işletmecileri olan IFTC ve Simaero ile de iş birliğini güçlendiriyor. Bu iş birliğinin somut örneklerinden biri, IFTC bünyesinde faaliyete geçen EASA sertifikalı bir A320ceo/neo tam uçuş simülatörü oldu. Bir diğer önemli adım ise, 2025 yılında Hindistan'ın Delhi kentindeki Simaero'nun yeni eğitim merkezine teslim edilecek olan son teknoloji ürünü simülatör cihazı olacak. Yıllık 8 Tam Uçuş Simülatörü Üretim Kapasitesi HAVELSAN, 2024 yılında havayolları ve simülatör eğitim merkezlerine yönelik faaliyetlerini daha da artıracağını duyurmuştu. Şirket, bu merkezlerin büyüme hedeflerine esnek çözümlerle destek olmak amacıyla yıllık sekiz adet tam uçuş simülatörü üretme kapasitesine ulaştı. Bu üretim kapasitesi, HAVELSAN'ın küresel pazardaki talebe hızlı ve etkin bir şekilde yanıt verme potansiyelini gösteriyor. Satış Sonrası Destekte Sektör Liderliği Hedefi HAVELSAN, sadece ürün kalitesiyle değil, aynı zamanda satış sonrası destek alanında da sektörde öncü olmayı hedefliyor. Şirket, müşterileriyle uzun vadeli iş birlikleri kurmaya odaklanarak, sürekli destek ve çözüm ortaklığı sunmayı amaçlıyor. Bu yaklaşım, hem havayolları hem de eğitim merkezleri tarafından olumlu karşılanmış durumda. Şu anda üretim aşamasında olan altı tam uçuş simülatörü projesi, bu iş birliklerinin somut meyveleri olarak öne çıkıyor. Türk Operatörlere Sağlanan Katkı Gurur Kaynağı HAVELSAN ekibi, geliştirdiği ileri teknoloji eğitim cihazlarının Türkiye'deki Airbus operatörlerine sağladığı katkılardan büyük bir memnuniyet duyuyor. Şirket, bu başarıyı uluslararası alana taşıyarak, dünya genelindeki havayolu şirketleri ve eğitim merkezlerine benzer katma değer sağlamak için çalışmalarını aktif bir şekilde sürdürüyor. HAVELSAN'ın bu stratejik adımları, Türkiye'nin havacılık eğitim teknolojileri alanında küresel bir oyuncu olma yolunda önemli bir ilerleme kaydettiğini gösteriyor.

HAVELSAN'dan Şili Deniz Kuvvetleri ile ADVENT Savaş Yönetim Sistemi için sözleşme Haber

HAVELSAN'dan Şili Deniz Kuvvetleri ile ADVENT Savaş Yönetim Sistemi için sözleşme

HAVELSAN, Türk savunma sanayisinin teknoloji odaklı lider kuruluşu olarak, uluslararası iş birliklerini güçlendirmeye devam ediyor. Bu doğrultuda, HAVELSAN ile Şili Deniz Kuvvetleri Komutanlığı arasında önemli bir sözleşmeye imza atıldı. Söz konusu sözleşme kapsamında, Şili Deniz Kuvvetleri envanterinde yer alan 2 adet Fırkateyn’in modernizasyon sürecinde, komuta kontrol kabiliyetleriyle öne çıkan ADVENT Savaş Yönetim Sistemi (SYS) tedarik edilecek. Dört yıl içerisinde tamamlanması öngörülen proje ile her iki fırkateyne ADVENT SYS entegre edilerek gemi üzerindeki mevcut sistemler ve silahlarla tam uyumlu bir yapı tesis edilecek. ADVENT, Şili ile 9. Ülkesine Ulaşıyor Bu proje ile birlikte Şili, ADVENT Savaş Yönetim Sistemi’ni platformlarında kullanacak olan 9. ülke konumuna geliyor. Türkiye’de TCG KINALIADA korveti ile hizmete giren ADVENT, dünya denizlerinde giderek artan bir etki alanına ulaşmakta ve uluslararası paydaşların ilgisini çekmeye devam ediyor. ADVENT Savaş Yönetim Sistemi Hakkında ADVENT; ağ destekli harekât yaklaşımına dayanan, çoklu görev gücü mimarisi ile deniz platformlarının birlikte görev yapmasına imkân tanıyan, modern harp gereksinimlerine cevap verecek şekilde tasarlanmış entegre bir savaş yönetim sistemidir. Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ile yakın iş birliği içerisinde geliştirilen ADVENT, Deniz Kuvvetleri için millî imkânlarla tasarlanan ilk savaş yönetim sistemi olma özelliğini taşımaktadır. Sistem; tehdit değerlendirme, karar destek, hedef tespiti, silah ve sensör kontrolü gibi tüm operasyonel süreçleri kapsayarak komutanlık düzeyinde etkinlik ve farkındalık sağlar. Kullanıcı dostu arayüzleri, yüksek entegrasyon kabiliyeti ve millî yazılım altyapısı ile ADVENT; güvenlik, çeviklik ve operasyonel kabiliyet anlamında üst düzey bir çözüm sunmaktadır.

HAVELSAN’dan Mısır’da stratejik adım Haber

HAVELSAN’dan Mısır’da stratejik adım

HAVELSAN; Türk savunma sanayiinin küresel ölçekteki etkinliğini artırma vizyonu doğrultusunda önemli bir iş birliğine imza atarak Mısır'da Arap Sanayileşme Örgütü’ne bağlı faaliyet gösteren Kader İleri Sanayi Fabrikası ile insansız kara araçlarının ortak üretimini kapsayan stratejik bir anlaşma imzaladı. İş birliği kapsamında; insansız kara aracı sistemlerinin üretimi, Türk mühendisliğinin ürünü olan teknolojilerimizin lisanslama ve teknik destek süreciyle birlikte Mısır’da, Kader tesislerinde gerçekleştirilecek. Anlaşma, Kader İleri Sanayi Fabrikası Yönetim Kurulu Başkanı Tümgeneral Dr. Amr Abdel Aziz ile HAVELSAN Genel Müdür Yardımcısı Şevket Ünal tarafından, Türkiye Cumhuriyeti Kahire Büyükelçisi Salih Mutlu Şen’in katılımıyla imzalandı. HAVELSAN’ın Otonom Sistemler Alanındaki Yetkinliği HAVELSAN, otonom sistemler alanında geliştirdiği yenilikçi çözümlerle, insansız kara araçlarında yapay zekâ destekli karar alma sistemleri, gerçek zamanlı veri işleme, sürü zekâsı, görev yönetim sistemleri ve gelişmiş sensör entegrasyonları gibi birçok alanda uluslararası rekabet gücüne sahip. Bu yetkinlikler; keşif, gözetleme, destek, güvenlik ve sınır hattı görevleri gibi çok çeşitli senaryolarda görev yapabilecek sistemlerin temelini oluşturuyor. “Teknolojik İş Birliğinin Öncüsüyüz” HAVELSAN Genel Müdür Yardımcısı Şevket Ünal, iş birliğine ilişkin değerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı: “Bu iş birliği, yalnızca bir teknoloji transferi değil, aynı zamanda bilgi birikimi ve stratejik vizyon paylaşımıdır. Yüksek teknolojiye sahip insansız kara araçlarımızı birlikte üretecek olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu ortaklık, her iki ülkenin savunma sanayii yetkinliklerini ileriye taşıyacak bir adım olacaktır.” Türkiye’nin Kahire Büyükelçisi Salih Mutlu Şen, “Kader Fabrikası, teknolojik kapasitesi ve kalite anlayışıyla Mısır’da örnek bir üretim üssü konumunda. Bu iş birliğinin HAVELSAN ile Kader arasında uzun soluklu bir stratejik ortaklığın ilk adımı olduğuna inanıyorum.” ifadelerini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.