Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Hukuk

Kapsül Haber Ajansı - Hukuk haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hukuk haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Hüseyin Baş Yeniden Genel Başkan seçildi Haber

Hüseyin Baş Yeniden Genel Başkan seçildi

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP), 9. Olağan Büyük Kongresi’ni gerçekleştirdi. Kongre için Türkiye’nin dört bir yanından Ankara’ya gelen binlerce BTP’li önce Anıtkabir’e akın etti. Anıtkabir, pazar sabahı millî bayramları andıran tarihi bir kalabalığa sahne olurken BTP’liler Mustafa Kemal Atatürk’ü ziyaret ederek dua etti. BTP lideri ilk konuşmasını salona giremeyenlere yaptı Anıtkabir ziyaretinin ardından kongre için Taha Akgül Spor Salonu’na geçildi. Gelenler salona sığmadı, binlerce insan yer kalmadığı için içeri alınamadı. Kongre salonuna gelen BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş da ilk konuşmasını dışarıda bekleyen vatandaşlara yaptı. Baş, “Dışarıda kaldınız, soğukta kaldınız. Biz çok büyük salonlar istediğimiz hâlde tahsis etmediler. Defalarca başvurduk, bize ‘Yok.’ dediler. Bu tablo sizin eseriniz. İzleyin görün, Bağımsız Türkiye salonlara sığmıyor.” dedi. Bütün salon hep birlikte marş söyledi Dışarıdaki konuşmasının ardından BTP liderinin salona girişinde yoğun bir tezahürat ve coşku yaşandı. Baş’ın salondaki partilileri selamlaması yoğunluk nedeniyle dakikalarca sürdü. Daha sonra bütün salon hep birlikte 10. Yıl marşı ve İzmir Marşı’nı okudu. Kongrede BTP’nin kurucu lideri Prof. Dr. Haydar Baş’ın konuşmalarından oluşan sinevizyon gösterimi de ilgiyle izlendi. BTP liderinin kongre konuşması ise yaklaşık 1 saat sürdü. Hukuk, eğitim ve ekonomi ağırlıklı bir konuşma yapan Hüseyin Baş sözlerine Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak olan sizlersiniz.” İfadeleriyle başladı ve şöyle devam etti: “İstikbal biziz, biz geleceğiz!” “Atamızın bu emrine, bu çağrısına biz de kulak verdik ve dedik ki: ‘İstikbal biziz, biz geleceğiz!’ Bugün vatanın ve milletin bizi beklediğini Allah var gördük. Bu salonun üç beş misli dışarıda insan içeri giremedi. Bir çağrı yaptık, Türkiye’nin her yerinden on binler harekete geçti. Birçok teşkilatımıza ‘Yerimiz yok, evden takip edin.’ diye haber yolladık. Buranın kat bekatı da bugün bizi evinden takip ediyor. Çünkü buraya alacak yerimiz kalmadı. Çok daha büyük salonlar talep ettik, kongrelerimiz için büyük salonlar istedik; ancak bize salon verilmedi.” “Millet fakru zaruret içindeyken devlet güçlü olamaz” “‘Güçlü Türkiye’ diyorsanız, o güçlü Türkiye Türk milletinin güçlü olmasından geçer. Millet fakru zaruret içindeyken devlet güçlü olamaz.” diyen Baş, sözlerini şöyle sürdürdü; “İstediğiniz kadar anlatın; pasaportun sağda solda geçmiyorsa, cebinde paran yoksa, sözün dinlenmiyorsa güçlü devlet olamazsın. Bağımsız Türkiye Partisi, Türkiye’yi Atatürk’ün yolunda yeniden güçlü bir şekilde inşa etmek için bugün Ankara’dan yola çıkmıştır. Hayırlı uğurlu olsun. Bu yürüyüş durmayacaktır.” “Bizim yolumuz Ata’dan başlar, Ata’da son bulur” Kongre öncesinde Anıtkabir’i ziyaret ettiklerini hatırlatan Hüseyin Baş, “Bakın, buraya hepiniz Anıtkabir’den geldiniz. Bizim yolumuz Ata’dan başlar, Ata’da son bulur. Biz, Atatürk’ün çizdiği yolda bu ülkeyi ayağa kaldıracak bir nesiliz. Bizim gencimiz bilinçli, çalışkan, dürüst ve üretkendir. Bu gençlik varken vallahi bütün sorunları çözeriz, billahi bütün sorunları çözeriz.” dedi. “Bağımsız bir Türkiye’yi inşa etmeye var mısınız?” Konuşmasında BTP Başkanlık Divanı’na ilk kez giren isimleri de tanıtan Baş, “Aklınıza hangi alan geliyorsa; sosyal, hukuki, içtimaî… Bütün sorunları çözecek ekip bu salondadır. Bu kadro, Bağımsız Türkiye Partisi kadrosudur ve bu sorunları çözmek için bugünden itibaren yola çıkıyoruz. Ben yola çıktım. Siz de benimle yürümeye var mısınız? Türk milletini hak ettiği yere getirmeye var mısınız? Bu gençliğe sahip çıkmaya var mısınız? Annelerin, babaların, evlatların mutlu bir ülkede yaşamasına var mısınız? Bağımsız bir Türkiye’yi inşa etmeye var mısınız?” sözleriyle salonu selamladı. Salon hep bir ağızdan “Varız!” diye karşılık verdi. Yeniden Genel Başkan seçildi Genel başkanlık seçiminde 1140 delege oy kullandı. Geçerli oyların 1136’sını alan Hüseyin Baş yeniden genel başkan seçildi. Parti yönetimi yenilenirken 113 kişilik yeni MYK’da ciddi bir gençleşme ve kadın ağırlığı dikkat çekti. Başkanlık Divanı’na ise akdemik alanda çalışmalarıyla öne çıkan akademisyenler dâhil edildi. BTP kongresini 17 siyasi parti temsilcisi, çok sayıda basın mensubu ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi takip etti. Ekrem İmamoğlu mesaj gönderdi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tutuklu Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da kongreye mesaj gönderdi. Mesajında şu ifadeler yer aldı: “Bağımsız Türkiye Partisi’nin engellemeye maruz kalmadan kongresini toplayabilmesinden, partinin değerli Genel Başkanı Sayın Hüseyin Baş’ın adlî kontrol ve yurt dışı çıkış yasağı bulunmadan bu kongreye katılabiliyor olmasından duyduğum memnuniyeti ifade ediyorum. Türkiye bugün maalesef böyle bir noktadadır. Muhalefetin en temel siyasi faaliyetleri gerçekleştirebilmesi bile demokrasimiz adına bir memnuniyet vesilesi hâline gelmiştir. Milletçe siyasi rekabeti ortadan kaldırarak iktidarını güdümlü yargı operasyonlarıyla sürdürmeye heves eden bir anlayışın ceremesini çekiyoruz. Ekonomik, siyasi ve idarî krizler bitmiyor; devlet kurumlarına güven zedeleniyor; vatandaşın barınma, beslenme, eğitim, sağlık ve güvenlik gibi en temel ihtiyaçları bile layıkıyla karşılanamıyor. Bu gidişe ancak partileri ve şahısları aşan büyük bir uzlaşma, büyük bir iş ve gönül birliğiyle son verebiliriz. Değerli Genel Başkan Hüseyin Baş’ın sıklıkla dile getirdiği, kimseyi düşman görmeden siyaset yapma ve demokrasi zemininde buluşma çağrısı bu çerçevede son derece değerlidir ve mutlaka karşılık bulmalıdır. Bağımsız Türkiye Partisi’nin 9. Olağan Büyük Kongresi’nin cumhuriyet, demokrasi, adalet ve hürriyet mücadelesine güç ve dinamizm katacağına inanıyor, hayırlı olmasını diliyorum.”

PwC Türkiye Çözüm Ortaklığı Platformu İş Dünyasını Buluşturuyor Haber

PwC Türkiye Çözüm Ortaklığı Platformu İş Dünyasını Buluşturuyor

Platform katılımcıları AI Lab için ayrılan özel alanda, yapay zekânın iş dünyasındaki en yenilikçi ve somut uygulamalarını yerinde deneyimleme olanağı bulacak. PwC Türkiye, Strategy & ve GSG Hukuk iş birliği ile düzenlenen PwC Türkiye Çözüm Ortaklığı Platformu, bu yıl 4 Aralık tarihinde "Dönüşümle Güçlen, Geleceğe Yön Ver" teması ile İstanbul'da gerçekleştirilecek. İş dünyasının gündeminde olan konuların konuşulacağı platformda, gün boyunca birçok özel oturum ve paneller düzenlenecek. PwC Türkiye Çözüm Ortaklığı Platformu'nda bu yıl teknoloji, sürdürülebilirlik, yapay zekâ gibi iş dünyasının gündemindeki konuların yanı sıra farklı salonlarda gün boyu düzenlenecek 24 farklı sektörel workshop ile vergi, finansal dönüşüm, uluslararası finansal raporlama standartları ve hukuk alanlarındaki güncel son gelişmeler ele alınacak. Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı'nın ana konuşmacı olarak yer alacağı etkinlikte Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, Gürok Grup Yönetim Kurulu Başkan Vekili Esin Güral Argat, Türk Eğitim Vakfı Genel Müdürü Banu Taşkın, SAP Türkiye Genel Müdürü Uğur Candan, PwC Türkiye yöneticileri ve yazar Ahmet Ümit, ufuk açıcı konuşmalarıyla platform ana sahnede yer alacak. Vergi oturumunda ise PwC Türkiye Şirket Ortakları, vergi mevzuatındaki gelişmeler ve dönem sonu dikkat edilmesi gereken konuları konuşacak. PwC Türkiye Ülke Kıdemli Ortağı Cenk Ulu, 24. Çözüm Ortaklığı Platformu'na ilişkin olarak şu değerlendirmelerde bulundu: "Çözüm Ortaklığı Platformu, 24 yıldır aralıksız olarak iş dünyasının nabzını tutan; vizyonun, dönüşümün ve ortak aklın buluştuğu bir paylaşım zemini. Şirketler için dönüşümün kaçınılmaz olduğu bu dönemde, 'Dönüşümle Güçlen, Geleceğe Yön Ver' temasıyla yapay zekâdan sürdürülebilirliğe ve vergideki güncel gelişmelere kadar uzanan geniş bir perspektifte geleceğin stratejik yol haritalarını ele alacağız. PwC Türkiye olarak, her yıl olduğu gibi bu yıl da farklı sektörlerden değerli liderleri ve ilham verici konuşmacıları ağırlamaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Çünkü biliyoruz ki, birlikte hareket ettiğimizde değişimi yalnızca yakalamıyor, aynı zamanda bu değişime yön veriyoruz." Platform'da ayrıca Galataport ofisinde bulunan PwC Yapay Zekâ platformu AI LAB de iş dünyasındaki somut uygulamalarını yerinde deneyimlemek için etkinlik süresince katılımcılara açık olacak. PwC Türkiye'nin Çözüm Ortaklığı Platformu bugüne kadar çeşitli uzmanlık alanlarından 1.000'den fazla seçkin kon uşmacıya ev sahipliği yaptı. 12.000'den fazla katılımcının izlediği platformda ayrıca 500'ün üzerinde sektörel workshop etkinliği düzenlendi. Katılımın ücretli olduğu etkinlikten elde edilen gelir, geçtiğimiz senelerde olduğu gibi eğitime aktarılacak.

Vergi Dünyasındaki En Yeni Gelişmeler EY Vergi Konferansı’nda Değerlendirilecek Haber

Vergi Dünyasındaki En Yeni Gelişmeler EY Vergi Konferansı’nda Değerlendirilecek

EY Vergi Bölümü liderleri ve önde gelen sektör profesyonellerinin katılımıyla düzenlenecek EY Vergi Konferansı’nda; yapay zekâ ile birlikte vergi ve finans alanındaki dönüşüm, yapay zekânın getirdiği fırsatlar ve zorluklar ile vergi ve hukuk alanındaki güncel gelişmeler kapsamlı bir şekilde ele alınacak. Uluslararası danışmanlık, denetim, güvence, strateji, kurumsal finansman ve vergi hizmetleri şirketi EY tarafından her sene düzenlenen Vergi Konferansı bu yıl 18-19 Kasım tarihlerinde gerçekleşecek. “Vergide yapay zekâ: Bir fırsat mı yoksa zorluk mu?" başlığı ile düzenlenecek konferansta; gündemdeki vergi konularına dair önemli başlıklar birbirinden değerli konuşmacılarla birlikte ele alınacak. Vergi alanındaki dönüşümün operasyonel süreçleri ve stratejik karar alma mekanizmalarına etkilerinin yanı sıra yapay zekâ gibi teknolojilerle dönüşümün merkezinde yer alan gelişmeler ve vergi alanında şirketlerin dikkat etmesi gereken konular konferansta ele alınacak. İki gün boyunca çevrim içi oturumlar şeklinde düzenlenecek konferansta, EY vergi liderlerinin yanı sıra birçok farklı sektörden vergi ve finans profesyonelleri konuşmacı olarak yer alacak. Konferans kapsamındaki oturumlarda; teknoloji etkisiyle vergi denetimindeki yenilikler ve dijitalleşen dünyada farklı sektörlerde beklenen vergisel ve hukuki değişiklikler masaya yatırılacak. EY Vergi Konferansı 2025 Programı şöyle; 18 Kasım 2025, Salı: 09.30-11.00: Vergi idaresinin yeni denetim yaklaşımı 11.30-12.30: Yapay zekâ çağında muhasebecinin bir günü 11.30-12.30: Pillar 2: Erken tecrübe ile vergi yönetiminde dönüşüm 13.30-14.30: Transfer fiyatlandırması ve gümrük etkisi 13.30-14.30: Sigortacılıkta vergi bulmacası devam ediyor 14.45-15.45: Ar-Ge teşviklerinde 2025 gündemi: Değişim, denetim ve dijitalleşme 14.45-15.45: Çevre düzenlemelerinde yeni dönem: Mali ve ticari yükümlülükler kapıda 16.00-17.00: 15 soruda vergi denetiminde yenilikler 19 Kasım 2025, Çarşamba: 09.00-10.00: Dijital ekonomide vergi reformu: Kripto ve ödeme şirketleri 09.00-10.30: Gümrükte gündem 2025 10.15-11.15: Yatırım Teşvik Sistemi ile İndirimli Kurumlar Vergisi’nde değişenler 10.45-12.15: Dijitalleşen dünyada dolaylı vergiler: Düzenlemeler, yenilikleri ve stratejiler 11.30-12.30: Bankacılık ve finans sektöründe vergi gündemi 13.30-14.30: Ücret stratejisinin evrimi: Artan maliyetler, regülasyon ve otomasyon baskısında yol haritası 13.30-14.30: Gayrimenkulün finansallaşması: Vergide yeni dönem ve özelge soruları 14.45-15.45: e-Belge uyum süreçleri ve dijital ayak izleri 14.45-15.45: Yapay zekâ ve hukuk: İnovasyon ve regülasyon arasındaki denge 16.00-17.00: 2026 yılında beklenen sosyal güvenlik düzenlemeleri ve çalışma hayatına etkileri 16.00-17.00: 2025 vergi gündemi: Gelişmeler, odak noktaları ve yeni yaklaşımlar Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Sabancı’dan İkinci Yüzyılın Dönüşüm Hızına Uygun Yeni Yönetim Modeli Haber

Sabancı’dan İkinci Yüzyılın Dönüşüm Hızına Uygun Yeni Yönetim Modeli

2025’te 100’üncü yaşını kutlayan Sabancı, Topluluğun ikinci yüzyılına ışık tutacak yeni bir yönetim modelini hayata geçiriyor. Kurumsallaşma ve yönetişim gibi alanlarda Türk iş dünyasına öncülük etmeyi sürdüren Sabancı, orta vadeli hedefleri kapsamında mevcut durumda bulunan sektör bazlı yönetim yapısını portföy yaklaşımına dönüştürüyor. 01 Ocak 2026 tarihinden itibaren geçerli olacak yapılanma kapsamında, Sabancı Holding üst yönetimi portföy odaklı bir yönetişim mimarisiyle yeniden kurgulanacak. Yeni organizasyonla birlikte, tüm şirketlerin kendi sektörlerinde en yüksek potansiyele ulaşmaları hedeflenirken; performans, sermaye tahsisi ve dönüşüm gündemleri disiplinli, düzenli ve bütüncül biçimde yönetilecek. Portföy yaklaşımını kuvvetlendirmek ve topluluk şirketlerinin yönetim kurullarında değer yaratımını artırmak amacıyla mevcut Sektörel Grup Başkanlıkları (SBU) yeniden yapılandırılıyor, “Stratejik Yatırımlar Başkanlıkları” ve “Stratejik Yatırımlar ve Operasyonlar Başkanlıkları” oluşturuluyor. Yeni organizasyonda, Burak Orhun, Gökhan Eyigün ve Hakan Binbaşgil görevlerine Sabancı Holding Stratejik Yatırımlar Başkanı olarak devam edecek. Son yıllarda Topluluk şirketlerinde büyük başarılara imza atan ve ilgili şirketlerin dönüşümüne liderlik eden Çimsa CEO’su Umut Zenar, Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil Bayçöl ve Sabancı İklim Teknolojileri CEO’su Tolga Kaan Doğancıoğlu, Sabancı Holding Stratejik Yatırımlar ve Operasyonlar Başkanı görevlerine getirilirken mevcut CEO rollerine de devam edecek. Söz konusu yöneticilerin hem Holding’de hem de iştiraklerde görev yapacak olması icra ve saha yakınlığını güçlendirirken, portföy yönetiminde de çevikliği artıracak. KOLEKTİF SORUMLULUK VE ORTAK AKIL ESASINA DAYALI YÖNETİŞİM Topluluk şirketlerinin yönetim kurulları da bu dönüşümün bir parçası olarak stratejik önceliklere destek olacak şekilde yeniden yapılandırılacak. Kolektif sorumluluk ve ortak akıl esasına dayalı çevik bir yönetişim modeline evrilen yönetim kurullarında, ilgili Başkanlar birlikte görev alacak. Her şirket yönetim kuruluna bir stratejik başkan başkanlık ederken; diğerleri üye olarak destek verecek. Bu yaklaşım, birden fazla liderin ortak sorumluluk aldığı, birlikte değer yarattığı bir portföy odaklı yönetişim yapısını beraberinde getirirken, başarının ve gözetimin ortak sorumlulukla üstlenildiği bir yapı tesis edilecek. Şirket yönetim kurullarına ilişkin tüm değişiklikler, ilgili şirketlerin Yönetim Kurulu ve Genel Kurul takvimleri, ortaklık sözleşmeleri ve mevzuata uygun şekilde gerçekleştirilecektir. Yeni dönemdeki kolektif gözetim yapısının karar kalitesini artırması ve icrayı hızlandırması amaçlanıyor. VERİYE DAYALI VE ÇEVİK DÖNGÜLERLE YÖNETİLEN YENİ BİR KURUMSAL OFİS Öte yandan, yeni oluşturulacak ve doğrudan Sabancı Holding CEO’suna bağlı olarak görev yapacak Kurumsal Ofis bünyesinde, strateji, iş geliştirme, şirket birleşme ve satın almaları ve dönüşüm programları, veriye dayalı ve çevik döngülerle yönetilecek. Farklı uzmanlıklara sahip Sabancı liderlerinin görev alacağı bu yapılanmayla birlikte, karar alma hızının artması, merkez-saha etkileşiminin güçlenmesi ve sermaye verimliliğinin yükselmesi amaçlanıyor. Mevcut yapıda Sabancı Holding Yürütme Kurulu içerisinde yer alan Finans, Hukuk ve Uyum, İnsan Kaynakları ve Sürdürülebilirlik, Kurumsal Marka ve İletişim Başkanlıkları, yeni organizasyonda da Yürütme Kurulu’ndaki görevlerine aynı şekilde devam edecek. “PORTFÖYÜN TAMAMINDA DEĞER YARATIMINA ODAKLANAN BİR YÖNETİM ANLAYIŞI” Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Sabancı Holding CEO’su Kıvanç Zaimler, söz konusu adımın sektörde ezberleri bozan, holding yapılarında kutuların dışına çıkan, portföyün tamamında değer yaratımına odaklanan bir yönetim anlayışı olduğunun altını çizerken, “Yeni görev tanımları ve kurul yapılanmaları, yatırımlarımızı daha etkin yönetmemizi, dönüşüm projelerini disiplin ve hızla hayata geçirmemizi sağlayacaktır. Bu yapılanmayla birlikte temel amacımız, Türkiye’den yükselen fikir ve yetenekleri daha ölçeklenebilir bir yapıda konumlayarak uluslararası rekabet gücünü artırmak ve Sabancı’nın sürdürülebilir büyümesini hızlandırmak” dedi.

Saadet Partisi, Yargıdaki Dosya Yükünü Rakamlarla Paylaştı Haber

Saadet Partisi, Yargıdaki Dosya Yükünü Rakamlarla Paylaştı

Saadet Partisi Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Av. İbrahim Yıldız, 1 Eylül Pazartesi günü başlayacak Adli Yıl öncesinde basın toplantısı düzenleyerek, yargıdaki dosya yüküne dikkat çekti. Mahkemelerin dosya yükü altında ezildiğinin altını çizen Yıldız, Adalet Bakanlığı’nın 26 Ağustos 2025 tarihli resmi verilerini paylaştı. CEZA MAHKEMELERİNDE KARAR BEKLEYEN DOSYA SAYISI: 2 MİLYON 304 BİN 903 İbrahim Yıldız’ın paylaştığı verilere göre, adli tatilde olunmasına rağmen ceza mahkemelerine günlük gelen dosya sayısı 5 bin 627, çıkan dosya ise 3 bin 11. 2025 yılı itibarıyla toplam gelen dosya sayısı, 3 milyon 81 bin 334. Henüz karar verilmemiş dosya sayısı ise 2 milyon 304 bin 903. HUKUK MAHKEMELERİNDEKİ DOSYA SAYISI: 2 MİLYON 976 BİN 494 Hukuk mahkemelerinde de durumun iç açıcı olmadığını aktaran Yıldız, günlük gelen dosya sayısının 6 bin 119, çıkan karar sayısının ise 2 bin 893 olduğunu, 2025 yılı içinde toplam 1 milyon 938 bin 605 dosya geldiğini, halen karar bekleyen dosya sayısının ise 2 milyon 976 bin 494 olduğunu söyledi. CUMHURİYET BAŞSAVCILIKLARINDA SORUŞTURMA YAĞMURU! Cumhuriyet başsavcılıklarına yapılan şikâyetler üzerinden yürütülen soruşturmalar hakkında da bilgi veren Yıldız, bugün itibarıyla 6 milyon 181 bin 825 soruşturma dosyasının işlem yapılmayı beklediğini aktardı. İCRA DOSYALARINDA KORKUNÇ ARTIŞ: 24 MİLYON 446 BİN 732 İcra ve iflas dosyalarında ise tablonun daha da çarpıcı olduğuna dikkat çeken Yıldız, bugün itibarıyla 24 milyon 446 bin 732 icra dosyasının işlem beklediğini belirtti. “DOSYALAR ARŞİVLERE SIĞMIYOR” Aktardığı bu sayılara arabuluculuk, uzlaşma dosyaları ile Yargıtay, Danıştay, bölge adliye mahkemeleri ve bölge idare mahkemelerindeki dosyaların dahil olmadığını vurgulayan Yıldız, “Bunları bir araya getirdiğinizde, maalesef adalet saraylarının binaları yüksek ve hacimli olsa da dosyalar arşivlere sığmamakta, bu kadar personel alımına rağmen dosya yükü bir türlü eritilememekte, adalet sarayları, adalet dağıtmak yerine adaletin yükü altında ezilmektedir” dedi. “İŞLERİN TERS GİTTİĞİNİN FARKINA VARILMALI” Adalet Bakanlığı ile yargı yükünü azaltmak üzere çalışma yapan tüm idarecilere seslenen İbrahim Yıldız, adalet sarayları inşa etmekle, binaların sayısını, katlarını çoğaltmakla, personelin sayısını arttırmakla bu işin üstesinden gelinmesinin mümkün olmadığını kaydederek, “Bunca yapılan yasal düzenlemeye, yapılan çalışmalara rağmen eğer dosya yükü azalmıyor ve yargı unsurları bu dosya yükü altında eziliyorsa, bu işte ters giden bir takım mekanizmaların olduğu hakikatine, herkesin gözlerini açarak farkına varması gerekiyor” ifadelerini kullandı. “SEBEPLER ÜZERİNDE DURULMALI” Saadet Partisi Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Yıldız, yargıdaki dosya yükünün yalnızca mahkemelerin işleyişine indirgenemeyecek kadar geniş bir sorun olduğuna işaret ederek, “Ekonomik, sosyal, siyasi, ailevi, dış politik ve diğer sebepler masaya yatırılmadan, ihtilafların kaynağına inilmeden, bu dosya yükünün altından kalkmanın mümkün olmadığını” dile getirdi. Yıldız, sonuçlarla uğraşmak yerine sebepler üzerinde durulması, köklü çözümler üretilmesi gerektiğinin altını çizdi.

‘20. Türk Ceza Hukuku Günleri’ İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde başladı Haber

‘20. Türk Ceza Hukuku Günleri’ İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde başladı

İstanbul Bilgi Üniversitesi, ceza hukuku alanında hukukçu ve akademisyenleri buluşturan Türk Ceza Hukuku Günleri’ne ev sahipliği yapıyor. 1 Haziran 2005’te yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu’nun 20. yılı vesilesiyle düzenlenen etkinlik, “Türk Ceza Hukuku Reformunun 20. Yılında İçtihatlar Perspektifinden Hukuka Uygunluk Sebepleri” başlığı ile hukuk dünyasının gündemindeki önemli tartışmaları akademik zemine taşıyor. 30 Mayıs – 1 Haziran 2025 tarihleri arasında santralistanbul Kampüsü’nde gerçekleşen etkinlik, yüksek yargı organları, hukuk öğrencileri ve uygulayıcıları bir araya getirerek ceza hukukunun temel ilkelerini içtihatlar ışığında yeniden değerlendirmeyi amaçlıyor. Üç gün sürecek etkinlikte, ceza hukukunun temel taşlarından olan hukuka uygunluk nedenleri; geniş bir yelpazede ele alınıyor. Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, Hâkimler ve Savcılar Kurulu ile bölge adliye mahkemelerinden üst düzey temsilcilerin de katıldığı program; akademisyenlerin yanı sıra lisans ve lisansüstü öğrencilerin sunumlarıyla zenginleşiyor. Etkinliğin açılışında konuşan İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer, “20. Türk Ceza Hukuku Günleri, Yargıtay’dan, Anayasa Mahkemesi’nden, HSK’dan ve kırk yedi farklı üniversiteden değerli konuklarımızla üç gün boyunca devam edecek. Meşru savunma, görevin ifası, kolluğun silah kullanma yetkisi, basın özgürlüğü, tıbbi müdahalelerde rıza, dezenformasyonla mücadele ve ifade özgürlüğü gibi konular, yüksek mahkeme kararları ve AİHM içtihatları ışığında ele alınacak.” dedi. İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Can Sanlı ise yaptığı konuşmada, ceza hukukunun temel hak ve özgürlükleri koruyan yönünün altını çizerek şunları dile getirdi: “Ceza hukuku dediğimiz şey, aslında temel hak ve özgürlüklerin korunmasıdır. Bu nedenle bu etkinlikte yapılacak tartışmalar son derece kıymetli. Ceza reformunun yirminci yılında bu buluşmayı İstanbul Bilgi Üniversitesi çatısı altında gerçekleştirmekten ve genç hukukçularımıza alan açmaktan gurur duyuyoruz.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.