Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Ihracat

Kapsül Haber Ajansı - Ihracat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ihracat haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

EİB’nin Ağustos Ayı İhracat 1,5 Milyar Doları Aştı Haber

EİB’nin Ağustos Ayı İhracat 1,5 Milyar Doları Aştı

Ağustos ayında Türkiye’nin ihracatı da EİB’yle benzer bir seyirle yüzde 1’lik azalışla 22 milyar dolardan 21 milyar 794 milyon dolara indi. Sanayi sektörlerinin ihracatı yüzde 2’lik artışla 804 milyon dolardan 821 milyon dolara çıkarken, tarım sektörleri 602 milyon dolar dövizi Türkiye’ye kazandırdı. Madencilik sektörü 108 milyon dolar ihracata imza attı. Demir çelik sektörü zirvede farkı açıyor Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki 12 ihracatçı birliği arasında zirvede yer alan Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği ağustos ayında ihracatını yüzde 20’lik artışla 199 milyon dolardan 239 milyon dolara çıkarırken, ikinci sıradaki Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği’yle arasındaki farkı aylık bazda 55 milyon dolardan 80 milyon dolara taşıdı. EDDMİB’in son 1 yıllık ihracatı yüzde 7’lik artışla 2 milyar 547 milyon dolara ulaştı. EDDBİM 2022 yılında kırdığı 2 milyar 565 milyon dolarlık ihracat rekoruna çok yaklaştı. EDDMİB ihracattaki artış çizgisini Eylül ayında sürdürerek yıllık bazda yeni bir rekora imza atma çabası içinde olacak. İhracat artış rekortmeni hububat bakliyat yağlı tohumlar sektörü 2025 yılında başarılı bir ihracat grafiği ortaya koyan Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, ağustos ayında ihracatını yüzde 21’lik artışla 83 milyon dolardan 101 milyon dolara çıkardı ve EİB bünyesinde ihracat artış rekortmeni oldu. Son 1 yıllık dönemde ihracatını 1 milyar 70 milyon dolara çıkaran EHBYTİB 2023 yılında kırdığı 1 milyar 65 milyon dolarlık ihracat rekorunu 5 milyon dolar geliştirdi. ESÜHMİB 1,9 milyar dolar hedefine bir adım daha yaklaştı Su ürünleri, kanatlı, yumurta, süt ürünleri ve bal sektörlerini bünyesinde barındıran Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği 1,9 milyar dolar ihracat hedefine emin adımlarla ilerliyor. ESÜHMİB 2024 yılı ağustos ayında 144 milyon dolar olan ihracatını yüzde 10 artırarak 159 milyon dolar dövizi hanesine yazdırdı. Egeli madencilerden 108 milyon dolarlık ihracat Ege Maden İhracatçıları Birliği 108 milyon dolar ihracatı kayda alırken, ocak – ağustos döneminde ihracatını yüzde 4’lük artışla 864 milyon dolardan 899 milyon dolara, son 1 yıllık dönemde de yüzde 11’lik artışla 1 milyar 211 milyon dolardan 1 milyar 343 milyon dolara ilerletti. EKHİB beşinci basamakta Emek yoğun sektörler Türkiye’de uygulanan dezenflasyon programından dolayı ihracatta rekabette zorlanıyor. Bu da Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin ihracat performansına yansıyor. Geçtiğimiz yıllarda EİB bünyesinde ilk üç sıranın gediklisi olan EHKİB, ağustos ayında 100,6 milyon dolarlık ihracatla beşinci sırada kendisine yer buldu. Yaş meyve sebze ve mamullerinde 8 ayda 750 milyon dolarlık ihracat 2025 yılında ihracatta iklim krizinin etkilerini hisseden Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği 94,8 milyon dolarlık ihracata imza attı. EYMSİB, 8 aylık dönemde 750 milyon dolarlık lezzeti dünya sofralarıyla buluşturdu. Tütün sektörü 90,6 milyon dolar ihracat yaptı Temmuz ayında EİB bünyesinde ihracat artış rekortmeni olan Ege Tütün İhracatçıları Birliği ağustos ayında 90,6 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. ETİB’in ihracatı 2024 yılı ağustos ayına göre yüzde 5 azalış gösterdi. Kuru meyve ihracatı ağustosta artıda kaldı İklim krizinden dolayı kuru kayısıda rekolte kaybıyla sezona giren Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği çekirdeksiz kuru üzüm ve kuru incir ihracatındaki performansıyla kuru kayısıdaki açığı kapattı ve ihracatını yüzde 3’lük artışla 66 milyon dolardan 67,8 milyon dolara taşımayı başardı. Mobilya kâğıt ve orman ürünleri ihracatı 65,6 milyon dolar Mobilya, kâğıt, ahşap ve odundışı orman ürünleri alt sektörlerini çatısı altında buluşturan Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri Sektörü, 2025 yılı ağustos ayını 65,6 milyon dolarlık ihracatla geride bıraktı. ETHİB, ocak – ağustos döneminde ihracatını yüzde 20 artırdı Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği ağusto ayında 32 milyon 981 bin dolarlık ihracat performansı ortaya koyarken, 8 aylık dönemde ihracatını yüzde 20’lik artışla 270 milyon dolardan 325 milyon dolara yükseltti. ETHİB, 8 aylık dönemde EİB’de ihracatını en çok artıran birlik oldu. 2025 yılında zeytinyağı fiyatlarının dünya genelindeki gerilemesinin etkilerini yoğun bir şekilde hisseden Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği ağustos ayında 21 milyon dolarlık ihracat yaparken, 2024 yılı ağustos ayındaki 45 milyon dolarlık ihracat performansının çok uzağında kaldı. Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği ağustos ayında 16,6 milyon dolarlık ihracat yaparken, 2024 yılı ağustos ayındaki 17,6 milyon dolarlık ihracatının 1 milyon dolar uzağına düştü. Ege Bölgesi’nin ihracatı 2 milyar 665 milyon dolar Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre Ege Bölgesi ağustos ayında 2 milyar 665 milyon dolar dövizi Türkiye’ye kazandırdı. Ege Bölgesi, 2024 yılı ağustos ayındaki 2 milyar 624 milyon dolarlık ihracatının yüzde 1,5 üzerine çıktı. Ege Bölgesi, 2025 yılının 8 aylık döneminde ihracatını yüzde 3,4’lük artışla 20 milyar 136 milyon dolardan 20 milyar 832 milyon dolara yükseltti. Ağustos ayında İzmir 1 milyar 450 milyon dolarlık ihracatla Ege Bölgesi ihracatının yüzde 54,5’ini tek başına gerçekleştirdi. İzmir’de yerleşik iki serbest bölge İzmir’in ihracatına 295 milyon dolarlık katkı sağladı. Manisa, 431 milyon dolarlık ihracatla İzmir’i takibini sürdürürken, Manisa 2025 yılının 8 aylık diliminde 3 milyar 362 milyon dolarlık ihracat yaptı. Denizli, ağustos ayında ihracatını yüzde 5,4’lük artışla 388,7 milyon dolardan 409,4 milyon dolara ilerletti ve nefesini Manisa’nın ensesinde hissettirdi. Denizli’nin ihracatı 2025 yılının 8 aylık döneminde de yüzde 8’lik gelişimle 2 milyar 870 milyon dolardan 3 milyar 102 milyon dolara yükseldi. Su ürünleri sektöründe Türkiye lideri olan Muğla’nın ağustos ayındaki ihracatı yüzde 11’lik gelişimle 94 milyon dolardan 103,2 milyon dolara çıktı. Balıkesir ağustos ayında ihracatını yüzde 19 büyüterek 78 milyon dolardan 93 milyon dolara taşırken, Aydın’ın ihracatı yüzde 9’luk gelişimle 77 milyon dolardan 84 milyon dolara ilerledi. Ağustos ayında Afyonkarahisar 34 milyon 353 bin dolar dövizi hanesine yazdırırken, Kütahya yüzde 26’lık ihracat artış hızıyla ihracatını 27 milyon dolardan 34 milyon dolara yükseltirken, Ege Bölgesi illeri arasında ihracat artış rekortmeni oldu. Uşak ihracatta yatay bir seyirle 25 milyon dolarlık ihracat performansı ortaya koydu Almanya, ABD ve İtalya en çok ihracat yapılan ülkeler Ege İhracatçı Birlikleri’nden ağustos ayında 186 ülkeye ihracat yapılırken, ilk sırada 157 milyon dolarla Almanya yerini korudu. Almanya’ya ihracat yüzde 9 artarken ikinci sıradaki ABD’ye ihracat yüzde 20’lik düşüşle 113 milyon dolar oldu. Üçüncü sıradaki İtalya’ya ihracat yüzde 20’lik artışla 80,5 milyon dolardan 97 milyon dolara ilerledi. İhracatta en büyük artış ise Fas’a gerçekleşti. EİB üyelerinin 2024 yılı ağustos ayında Fas’a ihracatı 15,2 milyon dolar iken, 2025 yılında yüzde 242’lik artışla 52,1 milyon dolara fırladı. Eskinazi: “İhracat hedeflerimizden uzaklaşıyoruz” Ağustos ayında, gerek Türkiye geneli gerekse Ege İhracatçı Birlikleri’nin ağustos ayı ihracat performanslarının paritenin itici gücüne rağmen 2024 yılı ağustos ayının gerisinde kaldığına dikkati çeken Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Türkiye’nin 2025 yılı sonu için belirlediği 280 milyar dolar ihracat hedefine ulaşabilmesi için geride kalan 4 aylık dönemde her ay 25,5 milyar dolar ihracat yapması gerektiğini, mevcut tabloya göre bu ihracat seviyesinin yakalanmasının olası gözükmediğini dile getirdi. Türkiye’de uygulanan dezenflasyon politikalarının üreten ve ihracat yapan sanayicileri ve tarım sektörlerini desteklemekten uzak kaldığını savunan Eskinazi, “Enflasyonun tek hanelere indirilmesini toplumdaki her kesim gibi biz de destekliyoruz. Ancak, sanayiciler ve ihracatçıların kan kaybettiği bir model üzerine kurgulanmış enflasyonu düşürme politikasının Türkiye’nin lehine sonuçlar doğurmayacağının da bilinmesini istiyoruz. Geçtiğimiz günlerde açıklanan büyüme rakamları incelendiğinde yüzde 4,8’lik büyümeye, Türk ekonomisinin hane halkı tüketimi, deprem bölgesindeki inşaat yatırımları ve inşaat sektörüne üretim yapan sanayi sektörlerinin katkı koyduğunu gösteriyor. Bu sağlıklı bir büyüme değil. Türkiye üretim ve ihracatla büyümeli. Çin ve Hindistan kendine özgü yöntemlerle ihracatçılarını destekliyor ve Türk ihracatçısına göre daha rekabetçi olmalarına zemin hazırlıyor. Biz ise döviz kurlarını enflasyon rakamlarının çok altında baskılayarak Türk ihracatçısının rekabetçiliğini ortadan kaldırıyoruz. Türkiye’nin de 150 bin ihracatçısının rekabetçiliğini sürdürebileceği destek mekanizmalarını hayata geçirmesi gerekiyor. Aksi takdirde son dönemde ciddi boyutlara ulaşan ihracatçı firma sayılarındaki düşüş daha da büyük boyutlara ulaşacak, konkordatolar artacak, istihdam düşecek. Unutmayalım toplumsal refahı artırmak için “İşimiz Üretim, Gücümüz İhracat” şeklinde konuştu.

Türkiye-Suriye Ticaretinde Hedefler Büyüyor Haber

Türkiye-Suriye Ticaretinde Hedefler Büyüyor

Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, iş insanlarının da katılımıyla Suriye'nin başkenti Şam'da bir dizi resmi temas gerçekleştirdi. Ziyaret programı kapsamında ilk olarak Suriye Kara ve Deniz Limanları Genel İdaresi Müdürü Kuteybe Ahmed Bedevi ve heyeti ile görüşen Türk heyeti, ulaşım ve lojistik alanlarında iş birliği imkânlarını değerlendirdi. Ardından Suriye Ekonomi ve Sanayi Bakanı Dr. Nedal Alchaar ile gerçekleştirilen görüşmede, Türkiye-Suriye ticari ilişkilerinin geleceğine dair kapsamlı değerlendirmeler yapıldı. “Zorlu günler geride kaldı” Ziyaretlerin ardından TİM tarafından düzenlenen “Türkiye-Suriye Ticaret Heyeti ve İkili İş Görüşmeleri” programında konuşan Gültepe, iki ülkenin ortak tarihi, kültürel ve insani bağlarına dikkat çekti. Suriye'nin son 15 yılda zor bir süreçten geçtiğini ifade eden Gültepe, “Neyse ki o zorlu günler büyük ölçüde geride kaldı. Suriye'nin yaralarını hızla saracağına ve yakın gelecekte tam bir huzur ortamının sağlanacağına yürekten inanıyorum.” dedi. Ticaret hacmi hızla artıyor Gültepe, Türkiye ile Suriye arasındaki ticari ilişkilerin son yıllardaki seyrine ilişkin de verileri paylaştı. 2008 yılında iki ülke arasındaki dış ticaret hacminin 1,4 milyar dolar seviyesinde olduğunu hatırlatan Gültepe, “2015-2020 döneminde ihracatımız 1,6 ile 1,9 milyar dolar arasında gerçekleşti. 2021-2023 döneminde her yıl 2 milyar dolar sınırını aştık. 2024'te Suriye'ye 2,2 milyar dolarlık ihracat, 438 milyon dolarlık ithalat yaptık. Böylece ticaret hacmimiz 2,6 milyar dolara ulaştı. Bu yılın ilk yarısında ise ihracatımız yüzde 51 artışla 1,5 milyar dolara çıktı. Aynı dönemde 129 milyon dolarlık da ithalatımız bulunuyor.” bilgisini verdi. “Suriye Masası” kuruldu Yeni dönemde ticari ilişkilerin çok daha hızlı ilerleyeceğine inandığını vurgulayan Gültepe, TİM bünyesinde kurulan “Suriye Masası” ile iş dünyasının bölgedeki gelişmeleri yakından takip edeceğini söyledi. Gültepe, “Bu masa, karşılıklı iş birliği temelinde yeni projelere, ticari fırsatlara ve ortak çalışmalara zemin hazırlayacak. Önümüzdeki dönemde somut adımlar atılmasını ve temasların artmasını çok önemsiyoruz. İki ülke arasındaki ilişkilerin güçlü ve karşılıklı faydaya dayalı şekilde gelişmesini canı gönülden istiyoruz. Ticaretin yeniden canlanması için ihracatçılar ve sanayiciler olarak elimizden gelen her türlü katkıyı sunmaya hazırız.” dedi. Program çerçevesinde, Bakan Bolat ve Gültepe, iş dünyası temsilcileriyle birlikte 62'nci uluslararası Şam Fuarı'nı da ziyaret etti. İhracatçı birliklerinin stantlarını gezen heyet, fuarda sergilenen ürünler hakkında bilgi aldı.

Kalekim'den Irak Pazarında Kritik Hamle! Duhok Fabrikası Üretime Başladı Haber

Kalekim'den Irak Pazarında Kritik Hamle! Duhok Fabrikası Üretime Başladı

Yapı kimyasalları sektörünün lider şirketlerinden Kalekim (KLKIM), uluslararası büyüme stratejisi doğrultusunda önemli bir başarıya imza attı. Şirket, Kamuyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) yaptığı son açıklamayla, Irak'ın Duhok şehrinde inşa ettiği fabrikanın tüm yasal süreçlerinin tamamlandığını ve ürün satışına başlama izninin alındığını duyurdu. Bu gelişme, Kalekim'in Irak pazarında kalıcı bir oyuncu olma hedefinde kritik bir aşamayı temsil ediyor. Daha önce 26 Haziran 2025 tarihli özel durum açıklamasında, fabrikanın inşaat ve makine kurulum süreçlerinin tamamlandığı, deneme üretimlerinin yapıldığı ve ürün testlerinin gerçekleştirildiği belirtilmişti. Bugün itibarıyla ise yerel makamlar nezdinde yürütülen ruhsatlandırma çalışmalarının nihayetlendiği ve üretilen ürünlerin Irak'ta satışı için gerekli tüm onayların alındığı açıklandı. Yerinde Üretim, Daha Güçlü Pazar Hâkimiyeti Kalekim'in Irak Duhok'taki bu yatırımı, şirketin küresel "yerelleşme stratejisi"nin en somut adımlarından biri olarak görülüyor. Türkiye'den ihracat yapmak yerine, pazarın merkezinde üretim yaparak hem lojistik maliyetlerini düşürmeyi hem de yerel pazarın ihtiyaçlarına daha hızlı ve etkin bir şekilde yanıt vermeyi hedefleyen Kalekim, bu hamlesiyle rekabet gücünü artırıyor. Bu yeni fabrikanın devreye girmesiyle birlikte Kalekim, sadece Irak pazarındaki varlığını güçlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda bölgedeki diğer ülkelere de daha yakın konumlardan hizmet vererek ihracat hacmini artırma potansiyeli taşıyor. KLKIM'in bu stratejik adımı, gelecek dönem finansal sonuçlarına da pozitif yansıması beklenen önemli bir gelişme olarak öne çıkıyor.

Konkordato Başvuruları Alarm Veriyor Haber

Konkordato Başvuruları Alarm Veriyor

Türkiye ekonomisinde son dönemde en çok konuşulan başlıklardan biri konkordato başvurularındaki artış oldu. Yüksek faiz oranları, yüksek enflasyon ve finansmana erişimde yaşanan zorluklar, sanayicilerin üzerinde ciddi baskı oluşturmaya devam ediyor. Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Başkanı Ömer Karadeniz, yaptığı değerlendirmede sanayicinin üretim gücünü koruyabilmesi için “önünü açacak politikalara” acil ihtiyaç olduğunu söyledi. Son aylarda artış gösteren konkordato taleplerine dikkat çeken Karadeniz, sinyallerin doğru okunması gerektiğini vurguladı. Konkordatoyu, firmaların borçlarını yeniden yapılandırarak ayakta kalma çabası olarak tanımlayan Karadeniz, “Ancak bu mekanizmanın sıkça gündeme gelmesi, iş dünyasının içinde bulunduğu finansal daralmayı açıkça gösteriyor. Bizim temennimiz, firmaların konkordatoya ihtiyaç duymadan faaliyetlerini sürdürebilmesidir. Bunun için finansman maliyetlerinin düşürülmesi, yatırım ortamının iyileştirilmesi gerekiyor” dedi. “Faiz ve enflasyon sanayiciyi zorluyor” Yatırım kararlarının yüksek faizler nedeniyle ertelendiğini, artan enflasyonun ise üretim maliyetlerini katladığını ifade eden Karadeniz, faizlerin yüksek seyretmesinin, işletme sermayesi ihtiyacını karşılamayı zorlaştırdığını belirtti. Enflasyonun ise enerji ve hammadde maliyetlerini sürekli yukarı çektiğini kaydeden Karadeniz, bu tablonun hem iç pazarda talebi daralttığını hem de ihracatta rekabet gücümüzü zayıflattığını vurguladı. “Sanayicinin önünü açmak, ekonomiyi büyütmektir” Üretim gücünü koruyan bir sanayi politikasının Türkiye ekonomisinin geleceği için belirleyici olduğuna dikkat çeken Karadeniz, “Sanayicinin önünü açmak, aslında ekonominin önünü açmaktır. İhracat yapabilen, katma değer üretebilen, istihdam sağlayan işletmelerimizin ayakta kalması ülkenin büyümesiyle doğrudan bağlantılıdır. Bizim beklentimiz, yatırımcıya güven veren, finansmana erişimi kolaylaştıran ve üretimi teşvik eden politikaların bir an önce hayata geçirilmesidir” diye konuştu. “Sanayici üretmeye devam ediyor” Zorluklara rağmen sanayicinin Türkiye için üretmeyi sürdürdüğünü kaydeden Karadeniz, sanayicinin bütün sıkıntılara rağmen istihdam yarattığını, ihracat yaptığını, ülke ekonomisine katma değer sağladığını söyledi. Taleplerini, sanayicinin önünü görebildiği, yatırım kararlarını ertelemek zorunda kalmadığı bir ekonomik ortam olarak sıralayan Karadeniz, “Doğru politikalarla Türkiye ekonomisi yeniden güçlü bir büyüme sürecine girebilir” dedi.

Kuru İncirde Gıda Güvenliği İçin Ortak Mücadele Haber

Kuru İncirde Gıda Güvenliği İçin Ortak Mücadele

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği ve Tarım ve Orman Bakanlığı arasında imzalanan protokolle İzmir ve Aydın’daki kuru incir üreticilerine 19 bin kerevet/kurutma tavası dağıtıldı. İzmirli kuru incir üreticileri 7 bin 500 adet kerevet alırken, Aydınlı üreticilere 11 bin 500 adet kerevet teslim edildi. Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, en büyük alıcı pazarımız Avrupa Birliği ve diğer ülkelerde kuru incirin ihracat yolculuğunun kesintiye uğramaması, ihraç pazarlarından aflatoksin ve okratoksin nedeniyle geri dönmemesi için üreticilere ekipman ve eğitim çalışmalarının Üniversite, Enstitü ve Bakanlığımız destekleriyle 2000’li yılların başından bu yana kesintisiz sürdüğünü dile getirdi. Aflatoksin ve okratoksin pestisit değil Kuru incirde aflatoksin ve okratoksinin bir pestisit olmadığının altını çizen Işık, “Aflatoksin ve okratoksin olumsuz iklim koşullarından oluşuyor. Aflatoksin ve okratoksin oluşumunun önüne geçmek için bütçeler doğrultusunda 25 yıldır kurutma kereveti, ilek filesi, ekşilik böceği tuzağı, hasat filesi, afiş, broşür ve kitapçıklarla üreticinin yanında oluyoruz. Aflatoksinli incirlerin piyasaya sürülmesini önlemek amacıyla 2000 yılından beri “Aflatoksinli Kuru İncirlerin Bertaraf Edilmesi Projesi”yle her yıl yaklaşık 600 ton kuru inciri ihracatçı firmalarımızdan toplayarak son yıllarda biyogaz tesislerinde enerjiye dönüştürüyoruz. Bu sene piyasadan topladığımız kuru incir miktarı 1000 tonu aşacak. Diğer taraftan, 2025 yılında İncir Araştırma Enstitüsü iş birliğinde, “Kuru İncir Üretim Sahalarında Mikotoksin Kontrolü ve Mikotoksin Azaltım Uygulamaları Eğitim Projesi”ni hayata geçirdik. Bu proje, kuru incirde mikotoksin risklerinin azaltılması, ürün kalitesinin yükseltilmesi ve Ar-Ge sonuçlarının sahaya aktarılması amacıyla hazırlanmıştır. Proje kapsamında Aydın ve İzmir illerinde üretici, tüccar, depocu ve işletmelere yönelik gözlem, kontrol ve eğitim faaliyetleri yürütüldü” şeklinde konuştu. “Kuru İncir Üretim Sahalarında Mikotoksin Kontrolü ve Mikotoksin Azaltım Uygulamaları Eğitim Projesi”nde İncir Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü ile Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ziraat ve gıda mühendislerinden oluşan teknik ekibiyle katkı sağlamaktadır. EKMMİB eğitim materyallerinin basımı, finansman ve altyapı desteği sunmaktadır. Böylece kamu kuruluşları, üniversiteler, sektör temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları iş birliği içinde kuru incirde mikotoksin oluşumunun azaltılmasına ve kalite standartlarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar gerçekleştirilmeye devam edilmektedir. Kuru incir ihracatı 348 milyon dolara ulaştı Türkiye, 25 Eylül 2024 tarihinde başlayan 2024/25 kuru incir ihracat sezonunda 16 Ağustos 2025 tarihine kadar 57 bin 944 ton kuru incir ihraç ederek 347 milyon 840 bin dolar döviz getirisi elde etti. 2023/24 sezonuna göre kuru incir ihracatı miktar yüzde 5 azalırken, döviz getirisi yüzde 25’lik artış hızı yakaladı. Kuru incirde ortalama ihraç fiyatı ton başına dolar bazında yüzde 31’lik artışla 4 bin 570 dolardan 6 bin dolara çıktı. Kuru incir ihracatında ilk sırada 79,4 milyon dolarla Amerika Birleşik Devletleri yer alırken, Fransa 42 milyon dolarla ikinci, Almanya 40 milyon dolarla üçüncü en büyük ihraç pazarları oldu. Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, kamu kurumları ve üretici örgütleriyle birlikte sürdürülebilir üretim ve yüksek kalite standartlarını güçlendirerek Türk kuru incirini dünya sofralarına güvenle ulaştırmaya devam ediyor.

Türk gıda ihracatçılarına 80 milyar dolarlık davet Haber

Türk gıda ihracatçılarına 80 milyar dolarlık davet

Türk ihracatçıları Japonya’ya orta vadede 1 milyar dolar gıda ürünleri ihracat hedefi koydu. Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Japonya’ya 1 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmak için 10-13 Mart 2026 tarihleri arasında Tokyo’da düzenlenecek olan Foodex Japan 2026 51. Uluslararası Gıda ve İçecek Fuarı’na Türkiye Milli Katılım Organizasyonu yapmak için hazırlıklara başladıklarını duyurdu. Foodex Japan Fuarı’nın Türkiye Milli Katılım Organizasyonunu çeyrek asrı aşan bir süredir yaptıklarını dile getiren Başkan Uçak, 2025 yılında 42 firmayla Tokyo’da Foodex Fuarı’nda yer aldıklarını, Türkiye’den Japonya’ya yapılan gıda ürünleri ihracatının 126 milyon dolarlık diliminin Egeli gıda ihracatçıları tarafından yapıldığını, toplam ihracattan yüzde 35 pay aldıklarını vurguladı. Türkiye’nin Japonya’ya gıda ürünleri ihracatının son 5 yılda yüzde 75 artması yanında ortalama ihraç fiyatında da başarılı bir grafik ortaya koyduklarını ifade eden Uçak, “2019 yılında ortalama ihraç fiyatımız kilogram başına 2,17 dolar iken, 2024 yılı sonunda yüzde 19’luk artışla 2,58 dolara yükseldik. Ortalama ihraç fiyatındaki artış orta vadede Japonya’ya 1 milyar dolar gıda ürünleri ihracatı hedefimizi destekliyor” şeklinde konuştu. Işık; “Sağlıklı gıdalara talep artıyor” Japonya’da sağlıklı gıdalara yöneliş olduğunu vurgulayan Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, Bitki bazlı gıdalar ve dondurulmuş gıda tüketiminde önemli artışlar olduğunu vurguladı. Japonya’da dondurulmuş gıda pazarının 6,6 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştığını dillendiren Işık, “Japon perakende tüketicileri, tek kişilik hanelerdeki ve çalışan çiftlerdeki artış nedeniyle uygun hazır yemekler ve malzemeler aramaya devam etmekte ve bu da işlenmiş ve dondurulmuş sebzelere olan talebi artırıyor. Japonya'nın en büyük işlenmiş sebze tedarikçisi Çin ve Amerika Birleşik Devletleri. Türk ihracatçılarımızı Japonya’da gelişen bu pazardan pay almak için Foodex Fuarı’nda yerlerini almaya davet ediyoruz” dedi. Japonya’da gıda sektörünün pandemi öncesi seviyelere ulaştığını ifade eden Işık, Japon halkının kaliteye ve hijyene büyük önem verdiğini, Japon piyasasının gerektirdiği gıda sağlık standartlarına uygun ürünler ile fuara katılmanın, temel başarı şartlarından birisi olduğunu, fuarda dökme tip ürün yerine ambalajlı, markalı ve kaliteli ürünlerin sergilenmesinin başarıyı arttıracağını sözlerine ekledi. Japonya’ya en çok ihraç edilen Türk gıdaları neler oldu? 2024 yılında Türkiye’den Japonya’ya ihraç edilen gıda ürünlerinde balık 113 milyon dolarla ilk sırada yer aldı. Japonlar 72 milyon dolarlık Türk makarnaları talep ederken, zeytinyağı sektörü 33 milyon dolarlık ihracata imza attı. Çekirdeksiz kuru üzüm ihracatı 24 milyon dolar olurken, meyve suyu ihracatımız 18,5 milyon dolar oldu. Kuru domates ihracatı 16,5 milyon dolar olurken, kuru incir ihracatı 16 milyon dolar olarak kayıtlara geçti. Şekerli mamuller sektörü 12 milyon dolarlık ihracata imza attı. Otsuma Kadın Üniversitesi’nde Türk Mutfağını Ünlü Şef Osman Serdaroğlu anlatacak Türk gıda ürünlerinin ABD pazarında bilinirliğini ve tüketimini artırmak için 2019 yılında Turkish Tastes isimli TURQUALITY Projesini başlatan Las Vegas Üniversitesi’nde Türk mutfağının müfredata girmesi için iş birliği yapan Ege İhracatçı Birlikleri, bu sefer, Japonya’da benzer bir iş birliğine gidiyor. Japonya’da Otsuma Kadın Üniversitesi’nde Türk Mutfağı Tanıtım Projesi start alıyor. Otsuma Kadın Üniversitesi’nde Türk Mutfağı Tanıtım Projesi kapsamında Türk Mutfağını Michelin Yıldızlı Şef Osman Serdaroğlu anlatacak. Serdaroğlu, Geleneksel Türk terbiyeli tavuk suyu çorbası, Nar ekşisi ile süslenmiş ızgara taze ton balıklı kısır bulgur salatası, Kuru incirli Türk usulü sütlaç, Türk usulü mısır ekmeği ve Türk çayı ve Türk Kahvesi’nden oluşan bir menüyü Japon şef adayı öğrenciler ve öğretim üyeleri için hazırlayacak. Üniversitede verilecek derslerde Anadolu’nun zengin tarihine ve Türkiye coğrafyasının sunduğu eşsiz gıda ürünlerine yer verilerek, farklı bölgelerden elde edilen ürünlerle Türk mutfak kültürünün tanıtılması hedeflenmekte. Anadolu’nun kültürel çeşitliliği ve Akdeniz tipi beslenme alışkanlıkları, Japon damak tadına uygun şekilde uyarlanarak öğrencilerle buluşturulacak. Diğer yandan, her yıl daha da güçlenen Türk firmaları Foodex Japan Fuarı’nda yer almakta, ülkemizin gıda sektöründeki potansiyelini başarıyla temsil etmekteler. Bu kapsamda fuara katılım sağlamak isteyen firmaların Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) ile temasa geçmeleri beklenmekte.

Ege Bölgesi'nin Narenciye Rekoltesi Yüzde 34 Azaldı Haber

Ege Bölgesi'nin Narenciye Rekoltesi Yüzde 34 Azaldı

Türk tarımı açısından ‘Kara Yıl’ olarak nitelendirilen 2025 yılı nisan ayında 36 ilde yaşanan don ve soğuk havadan etkilenen Ege Bölgesi Narenciye Rekoltesi yüzde 34’lük düşüşle 682 bin tondan 449 bin tona geriledi. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin; İzmir, Muğla ve Aydın Tarım ve Orman İl Müdürlüğü uzmanları iş birliğinde hazırladığı “Ege Bölgesi Turunçgil Rekolte Tahmin Raporu”na göre 2025 yılında Muğla 155 bin 405 ton, Aydın, 147 bin 805 ton, İzmir 133 bin 779 ton ve Balıkesir 12 bin 496 ton narenciye rekoltesi bekliyor. Mandalina narenciye ürünleri arasında zirvenin yeni sahibi oldu Sonbahar kış aylarında doğal C vitamini deposu olan narenciye ürünlerinde, Ege Bölgesi’nde en çok üretimi beklenen narenciye ürünü 220 bin 428 tonla mandalina oldu. Ege Bölgesi’nin Mandalina rekoltesi 2024 yılında 268 bin tondu. Mandalina rekoltesinde yüzde 16’lık kayıp öngörüldü. Rekolte portakalda yüzde 34, limonda yüzde 50 düştü 2024 yılında Ege Bölgesi’nde 286 bin tonluk rekolteyle zirvede yer alan portakal, 2025 yılında yüzde 34’lük kan kaybıyla 161 bin 105 tona geriledi. Limon rekoltesindeki düşüş ise daha sert oldu. 2024 yılında 128,7 bin ton limon üreten Ege Bölgesi, 2025 yılında 64,7 bin ton limon rekoltesi bekliyor. Ege Bölgesi’nin limon rekoltesi yüzde 50 kan kaybetti. Ege Bölgesi’nde 2024 yılında 6 bin 831 ton olan greyfurt üretimi, 2025 yılında yüzde 66’lık keskin düşüşle 4 bin 136 tona düşecek. Uçak: “Ürünlerin kalitesi ihracata uygun, tek tesellimiz bu” Ege Bölgesi’ndeki narenciye rekoltesinde mart ve nisan aylarındaki don olaylarının da etkisiyle 2025 yılında yüzde 34’lük düşüş yaşanacağını dile getiren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, ürünlerin kalitesinin ihracata uygun olmasının tek teselli kaynağı olduğunu vurguladı. Ege Bölgesi’nde narenciye üretiminde lider konumdaki Muğla’nın 2025 yılında rekolte kaybının yüzde 57 olduğu bilgisini veren Uçak, “İzmir’in narenciye rekoltesi 165,5 bin tondan, 133,5 bin tona gerilerken, Aydın’ın narenciye rekoltesi 133 bin 43 tondan 147 bin tona çıktı ve Ege Bölgesi’nde narenciye rekoltesini artıran tek il oldu. Balıkesir ise; 21 bin 182 tonluk rekolteden 12 bin tona indi” şeklinde konuştu. İhracatta mevcudu korumak başarı olacak Türkiye’nin 2024 yılında 1 milyar 46 milyon dolarlık narenciye ürünleri ihraç ettiği bilgisini veren Başkan Uçak şöyle devam etti: “Nisan ayındaki don ve soğuk hava sonrasında Türkiye İstatistik Kurumu, Türkiye’nin portakal üretiminin yüzde 12,4’lük düşüşle 1 milyon 410 bin ton, limon üretiminin yüzde 21’lik azalışla 1 milyon 368 bin ton olacağını öngördü. Mandalina ve greyfurt üretiminde ise cüzi artışlar bekleniyor. Bu şartlarda 2024 yılındaki ihracat rakamlarını korumak bizler için başarı olacak.”

İklim Krizi Kayısıyı Vurdu: Malatya’da Üretim 5 Bin Tonun Altına Düşebilir Haber

İklim Krizi Kayısıyı Vurdu: Malatya’da Üretim 5 Bin Tonun Altına Düşebilir

2025 yılı Nisan ayında yaşanan zirai don ve soğuk hava dalgası, kayısı ağaçlarını çiçekte yakalayarak büyük bir zarara yol açtı. Malatya’da her yıl ortalama 90-100 bin ton seviyesinde gerçekleşen kuru kayısı üretiminin bu yıl 5 bin tonu bile bulamayacağı öngörülüyor. İklim koşullarındaki aşırılıklar tarım sektörünü derinden etkiliyor. Türkiye, 2025 yılına iklim krizinin etkilerini tüm şiddetiyle hissederek girdi. “Don ve sıcaklık ekstremi çiftçiye nefes aldırmıyor” Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, yaşanan süreci şöyle özetledi: “40 yılı aşkın süredir kuru meyve ihracatındayım. 36 ili etkileyen ve bu kadar geniş çapta ürün kaybına yol açan bir doğa olayını ilk kez görüyorum. Nisan’da eksi 17 dereceye kadar düşen sıcaklıklar, kayısıdan fındığa, üzümden kiraza kadar pek çok üründe tarihi rekolte kayıplarına neden oldu. Temmuz ayında ise 45 dereceyi bulan sıcaklıklarla ikinci darbe geldi.” Işık, kuru kayısı üretiminin yok denecek kadar az olduğu bu sezonda, üreticinin bahçesini ayakta tutabilmesi için acilen finansal desteğe ihtiyaç duyduğunu vurguladı. Işık, “Üreticilerimiz yüzde 50-60 faiz oranlarıyla kredi alarak bu bahçelere bakamaz. İşletmelerin ise işçilerini koruyabilmesi, sabit giderlerini karşılayabilmesi için desteklenmesi şart. Hükümetimizin bu konuda acil aksiyon alması gerekiyor” şeklinde konuştu. İhracatta yaklaşık 35 bin tonluk stok köprü görevi görecek 2024/25 sezonundan devreden yaklaşık 35 bin ton kuru kayısı stoku, yeni sezonda ihracat çarklarının dönmesi için sektörün en büyük dayanağı olacak. 2024/25 sezonunda Türkiye, kuru kayısı ihracatını 74.774 ton olarak tamamlayarak 377,4 milyon dolar gelir elde etti. Önceki sezona göre ihracat miktarında yüzde 12 artış görülürken, döviz getirisi yüzde 5 geriledi. 2023/24 sezonunda ise 66.178 ton kuru kayısı karşılığında 398 milyon dolar gelir sağlanmıştı. En çok kuru kayısı ihraç edilen ülkeler Türkiye, 2024/25 sezonunda 115 ülkeye kuru kayısı ihraç etti. İhracatın en yüksek gerçekleştiği ilk üç ülke 67,5 milyon dolarla ABD, 30,4 milyon dolarla Fransa ve 25,6 milyon dolarla Almanya şeklinde sıralandı. A vitamini, potasyum, lif ve antioksidan açısından zengin olan kuru kayısı, sindirim sistemini düzenleyici ve bağışıklık sistemini güçlendirici özellikleriyle küresel pazarda sağlıklı atıştırmalıklar kategorisinde önemli bir yer tutmaya devam ediyor.

Borsan Kablo’dan 3,3 Milyon Dolarlık Enerji Verimliliği Yatırımı Haber

Borsan Kablo’dan 3,3 Milyon Dolarlık Enerji Verimliliği Yatırımı

40 yıllık köklü geçmişiyle Türkiye’nin en büyük 500 Sanayi kuruluşu ve TURQUALITY® Programı kapsamına kabul edilen markalar arasında yer alan; Dünya genelinde 100’e yakın ülkeyi kapsayan geniş bir coğrafyaya katma değerli ihracat gerçekleştiren Borsan Kablo, Sürdürülebilirliği bütünsel bir yaklaşımla işin merkezine alıyor. Dünya markası olma yolunda iş ve sürdürülebilirlik stratejilerinde entegre yönetimi benimseyen Borsan Kablo bünyesinde, sürdürülebilir üretim ve maliyet optimizasyonu hedefleri doğrultusunda 2025 yılında Enerji Verimliliği ve Yönetimi alanında 3,3 milyon dolar düzeyinde yatırım gerçekleştirilecek. Bu alanda istikrarlı bir yatırım planı benimseyen Borsan Kablo, 2022 - 2024 yılları arasında da Yenilenebilir Enerji Kullanımı, Enerji Verimliliği ve Yönetimi konularında güncel döviz kuru ile 8,1 milyon doların üzerinde (300 milyon TL) yatırım gerçekleştirdi. Şirketin 2022-2025 dönemi gerçekleşen ve planlanan Yenilenebilir Enerji Kullanımı, Enerji Verimliliği ve Yönetimi yatırım toplamı, yaklaşık 11,5 milyon dolar düzeyine ulaşıyor. 2025 yılı enerji verimliliği ve yönetimi projelerinin, üretim süreçlerinde teknolojik dönüşüm, endüstriyel ısı ve izolasyon çözümleri ile yenilenebilir enerji kullanımı gibi üç ana başlıkta toplandığını ifade eden Borsan Kablo CEO’su Arbek Akay, “Devam eden güneş enerjisi yatırımlarımızın yanı sıra, belirlemiş olduğumuz noktalarda iyileştirme adımlarımızla manuel süreçleri azaltarak üretim hatlarını daha akıllı ve enerji tasarruflu hale getiriyoruz. Lazer teknolojisi gibi yenilikçi çözümlerle üretim hattında hem enerji tüketimini optimize ediyor hem de kapasitemizi artırıyoruz. Enerji verimliliği ve yönetimi yatırımlarımız, dijital dönüşüm odağımızla birlikte süreçlerin daha hızlı ve etkin hale getirilmesini, üretimde hataların minimize edilmesini de sağlıyor” dedi. Enerji Verimliliği ve Yönetimi Odağı, Borsan Kablo’nun Doğal Sorumluluğu Bakır ve Alüminyum Enerji Kabloları, Özel Kablo ve Zayıf Akım Kablo üretiminde lider bir kuruluş olarak, bizim temel işimiz, yeşil bir gelecek için kesintisiz enerji aktarımı sağlamak. Müşteri odaklı mükemmellik tutkumuz, kalite odağımız, Ar-Ge ve üretim gücümüzle, Türkiye’de ve 4 kıtada, 100’e yakın ülkeye yayılan küresel pazarlarımızda performansımızla müşterilerimizin işlerine ve insanların hayatına değer katıyoruz. Sanayi sektöründe yeşil enerji geçişini, enerji verimliliğini ve yönetimini en üst düzeyde sağlamak, bizim için doğal bir sorumluluk. Bu alanda 2022 - 2025 yıllarını kapsayan dönemde gerçekleşen ve planlanan yatırım bedelimiz, güncel döviz kuru ile 11,5 milyon dolara yaklaşıyor ve yatırımlarımız sürecek” şeklinde konuştu. Sanayinin Elektrik Tüketiminde Payı Yüzde 40’ın Üzerinde Borsan Kablo CEO’su Arbek Akay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Araştırma kurumları raporları, elektrik tüketiminde en yüksek paya sahip sanayi sektörünün 2024 yılının ilk 6 aylık döneminde toplam tüketimin yüzde 40’ından fazlasını gerçekleştirdiğini gösteriyor. Diğer taraftan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızca açıklanan “Enerji Dönüşümü-Yenilenebilir Enerji 2035” yol haritasının politika öncelikleri enerji bağımsızlığı, arz güvenliği ve 2053 Net Sıfır hedefi olarak belirlenmiş durumda. Bu bağlamda, sanayi kuruluşlarının enerji verimliliğine yönelik attığı adımlar, Türkiye’mizin karbon nötr hedeflerine ulaşması için büyük önem taşıyor ve sorumlu bir kuruluş olarak Türkiye Sanayi Sektörünün bu dönüşümüne katkı sağlamaktan gurur duyuyoruz.” Borsan Grup, 210 Milyon Dolara Yaklaşan Düzeyde Yatırım için Düğmeye Bastı Borsan Kablo’yu bünyesinde barındıran Borsan Grup’un, sürekli yatırım ve gelişim iştahı ile büyümesini sürdürdüğünü vurgulayan CEO Arbek Akay, “2022 - 2025 döneminde 11,5 milyon dolara yaklaşan düzeyde yeşil enerji geçişi, enerji verimliliği ve yönetimi yatırımlarımızın yanı sıra, bu yıl Mart ayı içerisinde 180 milyon dolar yatırım bedeli ile, Türkiye’nin en modern ve donanımlı sanayi tesislerinden biri olarak hayata geçireceğimiz Borsan Kablo Üretim Entegre Tesisleri’nin temel atma törenini gerçekleştirdik. Tesisin 3 yıl içerisinde üretime geçmesiyle, üretim kapasitesinde yüzde 150 dolayında artışın yanı sıra, 400 kişilik yeni istihdamla bölgesel ve ulusal ekonomiye katkılarımızı daha da üst seviyeye çekeceğiz. Çevreye duyarlı üretim süreçleriyle faaliyet gösterecek olan Borsan Kablo Üretim Entegre Tesisleri’miz, yeşil enerji yatırımlarımızın yanı sıra, yağmur suyu ile kendi su ihtiyacını karşılayacak. Diğer taraftan, Borsan Grup bünyesinde yer alan aydınlatma ürünleri şirketimiz Borled’de, bu yıl Ocak ayı itibarı ile iş birliğine imza attığımız Çin merkezli teknoloji ortağımızla, 25 milyon dolar düzeyinde teknoloji transferi, Ar-Ge ve kapasite artırımı odaklı yatırımlar hayata geçiriliyor. Böylece geçtiğimiz 3 yıldan başlayarak, önümüzdeki 3 yıla yayılacak yatırımların toplam bedeli güncel döviz kuru ile 210 milyon dolar düzeyine yaklaşıyor. Borsan Kablo’nun küresel marka yolculuğu kapsamında kurum içi ve pazarlama yatırımlarımız da artan ivme ile sürüyor” şeklinde konuştu. Borsan Kablo’nun 2025 yılı enerji verimliliği projeleri, GES kapasite artırımının yanı sıra, üretim süreçlerinde teknolojik dönüşüm, endüstriyel ısı ve izolasyon çözümleri ile yenilenebilir enerji kullanımı gibi alanlara odaklanıyor. Şirket, üretimde kullanılan ekipmanları yenileyerek daha az enerji tüketen sistemlere geçiş yapmayı ve karbon salımını azaltmayı amaçlıyor. Enerji kayıplarını minimize etmek adına ısı yalıtımı ve sıcaklık kontrol sistemleri üzerine de önemli yatırımlar yapılıyor. Fabrikalarda izolasyon projeleri ile üretimdeki enerji tüketimi optimize edilecek ve yıllık bazda önemli düzeyde enerji tasarrufu sağlanacak. Bu projeler sayesinde yalıtım sistemleri güçlendirilerek ısı kaybı önlenecek, makinelerde daha az enerji tüketimi ile daha yüksek performans elde edilecek. Şirket, ayrıca kapalı devre su soğutma sistemleri kurarak su tüketimini azaltmayı ve sürdürülebilir üretim hedeflerine ulaşmayı planlıyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.