Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Inşaat

Kapsül Haber Ajansı - Inşaat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Inşaat haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Hacıalioğlu: "TÜRSAB'ın En Büyük Yatırımı Çöktü: 6 Ay içinde Ayağa Kaldıracağız" Haber

Hacıalioğlu: "TÜRSAB'ın En Büyük Yatırımı Çöktü: 6 Ay içinde Ayağa Kaldıracağız"

KOMER'in temeli aslında 1990'lı yılların sonunda atılmış; ancak fizibilite yetersizlikleri nedeniyle rafa kaldırılmış, 2000'li yıllarda Turizm Bakanlığı'nın teşviki ve TÜRSAB'ın girişimleriyle yeniden gündeme gelen proje, kamu kaynaklarının da katkısıyla nihayet 2013 yılında açılmıştı. Yaklaşık 200 turizmci ortak projeye destek vermişti. Proje Kaderine Terk Edildi 30 Ekim 2013'te modern yapısı ve teknolojik altyapısıyla hizmete açılan KOMER aradan geçen yıllara rağmen işler hale getirilemedi. Bugün itibarıyla merkezde sular akmıyor, çatısı akıyor, jeneratörleri sökülüp götürülmüş durumda. Projenin büyük bölümünü finanse eden TÜRSAB, inşaat ve işletme süreçlerini üstlenmiş TÜRSAB'ın iki iştiraki üzerinden şekillenmişti. TÜRSAB'ın kendi Youtube kanalında daha önce konuşan TÜRSAB Baş HUKUK Danışmanı İlker Ü nsever, TÜRSAB'ın bu projeye o zamanın rakamıyla yaklaşık 150 milyon TL kaynak aktardığını, bu yatırımın kurumun mali yapısını olumsuz etkilediğini söyleyerek en büyük alacaklı olarak da TÜRSAB'ın bulunduğunu açıklamıştı. TÜRSAB'ın resmi sosyal medya hesabında yayınlanan videoya göre Ünsever, projeyi tek başına ayağa kaldıracak gücümüz yok, ortakların yeni kaynak yaratacak potansiyeli yok, projenin kurtarılması için kamu desteği şart diyerek, projeyi işler hale getiremediklerini söylemişti. Hacıalioğlu: "Bağlıkaya Sadece Seyrediyor, TÜRSAB Üyelerinin Kaynakları Boşa Harcandı, Bu Sorunu Çözeceğiz" TÜRSAB Başkan Adayı M. Nezih Hacıalioğlu ise üyelerin parasının sokağa atılamayacağını, Bağlıkaya'nın çözümsüzlükle ilerlediğini ve sadece konuya seyirci kaldığını söyledi. Hacıalioğlu konuyla ilgili şunları söyledi: "KOMER'in finansmanında önemli bir ro l oynayan TÜRSAB üyesi meslektaşlarımızın yatırımının buhar olmasını önleyeceğim. Kaynaklarımızın atıl ve kullanılamayan bir yapıya dönüşmüş olması TÜRSAB yönetimi adına utanç vericidir. Kurumlarla sürekli kavga ederek, başkanı olduğu üyelerine bile mesafe koyarak sorunlar çözülmez. Bana göre bu sorunu şimdiye kadar çözememek, yalnızca mali bir kayıp değil; aynı zamanda turizm sektörünü temsil eden en büyük birlik olarak mevcut TÜRSAB yönetiminin ayıbıdır. Biz bu ayıbı düzelteceğiz. Üyelerimizin paralarını buhar eden mevcut yönetimi değiştirdikten sonra, ilk yapacağımız işlerden biri bu projeyi ayağa kaldırmak olacak. Bizler turizmciyiz, sektörün içindeyiz, biz çözemezsek kim çözecek?" 'Dünya Standartlarındaki KOMER'i Hayata Geçirerek Kuşadası'nı Kongre Turizmine Açacağız' Nezih Hacıalioğlu KOMER'in en hızlı şekilde hayata geçireceklerini, Kuşadası ve İzmir 'in kongre turizmine ciddi katkıda bulunacaklarını hatta Ege'de turizmin kaderini değiştireceğini söyledi. Hacıalioğlu sözlerine şöyle devam etti. "Kuşadası, Türkiye turizminin ilk filizlendiği noktalardan biri olarak, bugün bu güçlü altyapıya yeniden ruh katacak bir fırsatla karşı karşıyadır. Kuşadası Kongre Merkezi, yalnızca bir yapı değil; kış aylarında da bölgedeki tesisleri canlandıracak, destinasyonun dört mevsime yayılmasını sağlayacak bir ekonomik ve kültürel dinamizm potansiyelidir. Fiziki kapasitesi, çok amaçlı salonları ve stratejik konumuyla bu merkez; yalnızca Kuşadası'nı değil, Efes'ten Selçuk'a, Meryem Ana'dan Şirince'ye kadar tüm bölgeyi kapsayan bir çekim alanı oluşturma gücüne sahiptir. Bu kapsamda merkez, yalnızca toplantıların değil, aynı zamanda kültürün, sanatın ve uluslararası iş birliklerinin de buluşma noktası olacaktır. 'KOMER'i 6 Ay içeris inde Açacağız' Göreve gelir gelmez Kuşadası Kongre Merkezi'nin anonim şirket yönetim kurulunun ivedilikle toplayarak bir araya getireceğiz. Kuşadası Belediyesi, İl Özel İdaresi, Kuşadası Otelcileri ve Kuşadası Ticaret Odası ile iş birliği yapacağız. Kongre merkezinin satış pazarlama ekipleri ivedilikle çalışmaya başlayacak; altı ay içerisinde de merkez tüm üniteleriyle işler hale gelecektir. Bizler inanıyoruz ki, Kuşadası Kongre Merkezi, sadece Kuşadası'nın değil, Ege turizminin kaderini değiştirecek bir projedir. Ve her zaman söylediğimiz gibi; biz burada, sorunun değil, çözümün ta kendisi olacağız. Her konuda olduğu gibi, Kuşadası Kongre Merkezi'nde de..."

İnşaat Sektörüne Dev Güç: DAF, 52 Tona Kadar Kapasiteli Fabrika Çıkışlı 10x4 Şasisini Piyasaya Sürüyor! Haber

İnşaat Sektörüne Dev Güç: DAF, 52 Tona Kadar Kapasiteli Fabrika Çıkışlı 10x4 Şasisini Piyasaya Sürüyor!

Ağır ticari araç üreticisi DAF Trucks, ürün gamını inşaat ve zorlu uygulamalar için tasarlanmış yeni bir konfigürasyonla genişletiyor. Şirket, teknik olarak 52 tona kadar azami brüt araç ağırlığını (GVW) destekleyebilen, fabrika çıkışlı 10x4 şasiyi (FAF) piyasaya sürdüğünü duyurdu. Bu yeni beş akslı yapı, yüksek taşıma kapasitesi ve mükemmel manevra kabiliyetini birleştiriyor. Yüksek Yük Kapasitesi ve Üstün Manevra Kabiliyeti DAF'ın halihazırda sunduğu 4x2'den 8x4'e kadar geniş şasi yelpazesine katılan 10x4 FAF konfigürasyonu, özellikle ağır inşaat işleri için tasarlandı. Şasinin temel teknik özellikleri şunlar: Ön Akslar: İki adet yaprak yaylı 8 veya 9 tonluk ön aks. Bu çift ön aks, kabinin hemen arkasına yüksek kapasiteli vinçlerin takılmasına olanak tanıyor. Arka Tridem: Hava süspansiyonlu 34 tonluk arka tridem. Bu tridem, çift tahrikli bir tandem (tek veya göbek redüksiyonlu) ile hidrolik olarak yönlendirilebilen ve kaldırılabilen bir arka aksı birleştiriyor. Manevra Kabiliyeti: Hidrolik yönlendirmeli arka aks, yüksek taşıma kapasitesini üstün manevra kabiliyetiyle birleştiriyor. Özellikle kanca yükleyicilerle ağır konteynerlerin yüklenmesi ve boşaltılması gibi son aks üzerinde geçici olarak tam ağırlığın kalabileceği durumlar için, tridem'in yönlendirilen arka aksı 26 tonluk statik yüke dayanacak şekilde tasarlandı. Güçlü Motor Seçenekleri ve Maksimum Güvenlik Yeni FAF şasi, verimli PACCAR MX-11 ve MX-13 motorları ve TraXon otomatik şanzıman ile sunuluyor. Motor güç çıkışları 300 hp'den (220 kW) 530 hp'ye (390 kW) kadar geniş bir aralığı kapsıyor. Yeni 5 akslı kamyon, XD ve XF modellerinde mevcut olacak ve güvenlik konusunda en yeni teknolojileri sunuyor: Doğrudan Görüş: Eğimli ön panel, ultra alçak cam çizgileri ve opsiyonel kaldırım görüş penceresi sayesinde sürücüye kabin çevresinde mükemmel doğrudan görüş sağlıyor. Dolaylı Görüş: DAF Dijital Görüş Sistemi, DAF Köşe Görüşü ve geri görüş kamerası gibi dijital sistemler, kamyonun önündeki, yanındaki ve arkasındaki alanlara dair benzersiz bir dolaylı görüş sunuyor. DAF, bu yeni konfigürasyon ile inşaat ve ağır taşımacılık alanındaki müşterilerine hem verimlilik hem de güvenlik açısından kapsamlı çözümler sunmayı hedefliyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Bursa'nın Dev Firması Atış Yapı Konkordato Sürecine Girdi Haber

Bursa'nın Dev Firması Atış Yapı Konkordato Sürecine Girdi

Atış Yapı'dan yapılan yazılı açıklamada, şu ifadelere yer verildi: Kamuoyuna Duyurumuzdur Son günlerde şirketimiz hakkında kamuoyunda oluşan algı ve itibarsızlaştırma söylemleri üzerine aşağıdaki açıklamayı yapma gereği doğmuştur. İnşaat sektörünün yüzde yüz yerli sermayeli lider markalarından biri olarak 20 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren Atış Yapı, bugüne kadar doğrudan ve dolaylı olarak 10 binlerce kişiye istihdam sağlamış; geliştirdiği projelerle hem şehir hem de ülke ekonomisine değer katan güçlü ve köklü bir yapıya sahiptir. Milyarlarca liralık yatırımı hayata geçiren şirketimiz, tüm bankacılık işlemlerini bugüne kadar zamanında ve eksiksiz şekilde gerçekleştirmiş; tüm tedarikçilerinin, personel ve müşterilerinin taleplerini eksiksiz karşılamıştır. Bu süreçte 3.000’den fazla firmaya iş imkânı sunmuştur. Finansal geçmişimizdeki istikrar, disiplinli yönetim anlayışımızla birleşerek Atış Yapı’yı gayrimenkul ve yatırım dünyasında güvenle anılan bir marka haline getirmiştir. Yalnızca yurtiçinde değil, yurtdışı faaliyetlerimizle de Türkiye’ye değer katmayı sürdürüyoruz. 30’dan fazla ülkeden yatırımcıyı ülkemize kazandırarak, bugün 75 milyon dolarlık yabancı yatırımı yönetmekteyiz. Aynı zamanda Türkiye’nin en büyük üç gayrimenkul yatırım fonundan birine sahip olarak, geliştirdiğimiz yenilikçi finansal modellerle ekonomiye sürdürülebilir katkı sunmaya devam ediyoruz. Son dönemde dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik ve finansal süreçlerden kaynaklanan olumsuzluklar, tüm alanlarda olduğu gibi gayrimenkul sektöründe de dalgalanmalara sebep olmuştur. Atış Şirketler Grubu’nun inşaat alanındaki markası Atış Yapı olarak, kurulduğumuz günden bu yana benimsediğimiz ilkelerimiz doğrultusunda; yatırımcılarımız, müşterilerimiz ve paydaşlarımıza daha güvenle hizmet verebilmek adına, konkordato sürecine girmiş bulunmaktayız. Bu süreç; üretim faaliyetlerimizin devamlılığını sağlamak, tüm ticari yükümlülüklerimizi yeniden yapılandırarak daha sağlıklı bir finansal yapıya ulaşmak ve siz değerli müşterilerimizle, yatırımcı ve paydaşlarımızla olan stratejik iş birliklerimizi sürdürülebilir kılmak amacıyla başlatılmıştır. Şirketimiz, mali ve operasyonel açıdan yürüttüğü kapsamlı yeniden yapılanma çalışmalarıyla, konkordato sürecini geçici mühlet süresi içinde başarıyla tamamlayarak faaliyetlerine daha sağlam temeller üzerinde devam etmeyi amaçlamaktadır. Söz konusu süreçte; Tüm tedarikçi, müşteri ve yatırımcı, ilişkilerimizin şeffaflık ve dürüstlük ilkeleri çerçevesinde sürdürüleceğini, Yasal çerçevede yükümlülüklerimizin yeniden yapılandırılacağını, Süreç boyunca düzenli ve açık iletişim kurulacağını Hiçbir hak sahibinin mağduriyet yaşamayacağını önemle bildiririz. Bu süreçte; yatırımcılarımızın, müşterilerimizin ve iş ortaklarımızın bize duyduğu güvenin ne denli kıymetli olduğunu biliyor, bu güveni her zaman temel önceliğimiz olarak görüyoruz. Tedarikçilerimizden ve tüm paydaşlarımızdan bu süreçte bizlere olan inancını ve desteklerini sürdürmelerini bekliyoruz. Atış Yapı, geçmişte olduğu gibi bugün ve gelecekte de sağlam projeleri, şeffaf iş modeli ve güçlü duruşuyla şehrimize ve Türkiye ekonomisine katkı sunmayı sürdürecek ve yoluna emin adımlarla devam edecektir. Saygılarımızla Atış Yapı

SOA Holding’den Farklı Sektörlerde Yenilikçi Çözümler Haber

SOA Holding’den Farklı Sektörlerde Yenilikçi Çözümler

"SOA Holding olarak üç temel alanda faaliyetlerimize hız kesmeden devam ediyoruz. Arsa, inşaat ve enerji.” açıklamasında bulunan Yalçın Artukoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye ve Kıbrıs başta olmak üzere, global ve yerel birçok arsa projesi geliştirdik. Geliştirdiğimiz arsa projelerinin ardından inşaat çözümlerini de biz üstleniyoruz. Kıbrıs ve Türkiye’de çok yakında başlayacak toplamda 2 binin üzerinde konut projemiz bulunuyor. Enerji sektöründe ise farklı yatırımlarımızla büyümeye devam ediyoruz. Bu alandaki faaliyetlerimizi artırmak için ciddi fizibilite çalışmaları yapıyor ve yoğun mesai harcıyoruz." Ulaşılabilir Konut ve Kazanç Sağlayan Yatırımlar "En önemli hedeflerinin, ulaşılabilir konut projelerine devam etmek olduğunun önemle altını çizen Yalçın Artukoğlu “Bunun yanı sıra, arsa ve inşaat yatırımcılarımıza kazanç elde etmelerini sağlamak ve projelerimizde keyifle yaşamalarını temin etmek. Karşılıklı kazan-kazan ilişkisine dayalı bir iş modeliyle sürdürülebilir başarıyı hedefliyoruz. Gelecekteki hedeflerimiz doğrultusunda hem yatırımcılarımıza kazanç sağlamak hem de projelerimizde sürdürülebilir bir yaşam sunmak için var gücümüzle çalışıyoruz. İstihdam ettiğimiz ekiplerin kalitesi ve eğitimi, bu başarıların temelini oluşturuyor.” Kıbrıs’taki Başarılı Projelerle Yatırımcılar Kazandı Kıbrıs’ta hayata geçirdikleri projeler sayesinde pek çok yatırımcının yüzünün güldüğünü aktaran Artukoğlu “Kıbrıs’ta geliştirdiğimiz projelerden özellikle İskele bölgesindeki projemizde yer alan yatırımcılar, sterlin bazında yüksek oranda kazanç elde etti. Bu, projelerimizin ne kadar kazançlı ve güvenilir olduğunun bir göstergesi. Daha sonraki satış ya da kiralama seçeneklerinde Kıbrıs, dünyanın önde gelen ülkeleri ile yarışmakta" dedi. İstihdam ve Eğitime Önem Veriyoruz "SOA Holding olarak, istihdamın önemini ve değerini her zaman vurguluyoruz.” Diyen Yalçın Artukoğlu “Yaptığımız işlerin temeli güven, dürüstlük ve açıklık gibi ilkelere dayanıyor. Bu ilkeleri sürdürülebilir kılmak için, ekiplerimizin kendi alanlarında donanımlı, vizyoner ve esnek olmalarını sağlıyoruz. Bu amaçla, düzenli olarak özel ve toplu eğitimler düzenliyor, ekip içinde çeşitliliğin ve diyaloğun önemine dikkat çekiyoruz." diyerek sözlerini noktaladı.

İnşaatta faaliyet artarken beklenti geriledi Haber

İnşaatta faaliyet artarken beklenti geriledi

Faaliyet dışında tüm endeksler aşağı yönlü hareket ederken en çok düşüş Güven Endeksi'nde görülmüştür. Geçen yılın aynı ayına tüm endekslerin aşağı yönlü hareketi, mart ayının her açıdan olumlu olmadığına işaret etmektedir. Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) her ay açıkladığı Hazır Beton Endeksi ile Türkiye’de inşaat sektörü ve bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durumu ve beklenen gelişmeleri ortaya koymaktadır. İnşaat sektörünün en temel girdilerinden biri olan ve aynı zamanda üretiminden sonra kısa bir süre içerisinde stoklanmadan inşaatlarda kullanılan hazır betonla ilgili bu Endeks, inşaat sektörünün büyüme hızını ortaya koyan öncü bir göstergedir. Hazır Beton Endeksi 2025 Mart Ayı Raporu’na göre, Faaliyet dışında tüm endeksler aşağı yönlü hareket etmiş görünmektedir. Bu endeksler içinde en düşük olanı Güven Endeksi’dir. Diğer aylara kıyasla Güven Endeksi, Beklenti Endeksi’nden negatif yönde ayrışmıştır. Bu durum, önümüzdeki dönemde inşaat sektörünün aşağı yönlü olabileceğine işaret etmektedir. Faaliyet Endeksi, diğer endekslerden farklı olarak eşik değerin hemen üzerine yükselmiştir. En ciddi gerileme Beklenti Endeksi’nde yaşanmıştır. Hem beklentinin hem de güvenin gerilemesi, mevcut şartlarda inşaat sektörünün yavaşlama trendine girebileceğini göstermektedir. Geride bıraktığımız mart ayında tüm endeksler geçen yılın aynı ayına göre azalmış durumdadır. En ciddi düşüş Güven Endeksi’nde görünmektedir. Beklenti Endeksi’nde de faaliyete kıyasla geçen yılın aynı dönemine göre gerileme yaşanmıştır. Faaliyet Endeksi de negatif olmakla beraber geçen yıla kıyasla en az düşüş gösteren endeks konumundadır. Tüm endekslerin aşağı yönlü hareketi, mart ayının her açıdan olumlu olmadığına işaret etmektedir. Raporun sonuçlarını değerlendiren Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Faaliyet dışında tüm endeksler aşağı yönlü hareket ederken en çok düşüş Güven Endeksi'nde görülmüştür. Bu durum, önümüzdeki dönemde inşaat sektörünün aşağı yönlü olabileceğine işaret etmektedir.” dedi. Ekonomik gelişmelerle ilgili görüşlerini paylaşan THBB Başkanı Yavuz Işık, “2025 yılının ilk 2 ayında konut satışları geçen yılın aynı döneminin %29 üzerindedir. İpotekli satışlarda aynı dönemde %127’lik bir artış olması önemlidir ancak ipotekli satışların toplam satışlar içindeki payı hâlâ %15 gibi düşük bir orandadır. Bu oran artmadan, inşaat sektöründe gerçek bir canlılığın yaşanması beklenmemektedir. Merkez Bankası tarafından açıklanan 2025 şubat ayı verilerinde yeni konut fiyatları yıllık bazda ülke genelinde yüzde 33,5 artmıştır. 2022 ve 2023 yıllarında 3 haneli olan artış hızı, 2024 yılının haziran ayında %50’lere gerilemiş, son 2 aydır da %33 bandında devam etmektedir. Enflasyonun altında kalan fiyat artış hızı ile konut fiyatları hâlen cazip görünmektedir ancak bunun sürdürülmesi, tüketicinin uygun koşullar altında konut finansmanına erişimine bağlıdır. Toplam satışlar içerisinde ipotekli satışların payının %50’nin üzerine çıkması durumunda inşaatın ivme kazanması beklenebilecektir.” dedi.

Standarda aykırı inşaat projeleri durdurulacak Haber

Standarda aykırı inşaat projeleri durdurulacak

TS 825, yasal bir zemine oturan ve uyulması zorunlu bir standart olduğunu belirten Avukat Baran Usanmaz, “Bu nedenle, standartlara aykırı hareket edenler, ilgili kanun ve yönetmelikler çerçevesinde çeşitli yaptırımlarla karşılaşabilirler” dedi. Türkiye Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından yapılan kapsamlı çalışmalar sonucunda, binalarda enerji verimliliğini artırmayı hedefleyen TS 825 standardında önemli değişiklikler yapıldı. Sektörün ihtiyaçları, teknolojik gelişmeler ve kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ile uzmanların katkılarıyla revize edilen standart, 1 Nisan itibarıyla yürürlüğe girdi. Yeni düzenlemeyle birlikte ısıtma ve soğutma maliyetlerinin düşürülmesi, enerji kaynaklarının daha verimli kullanılması ve çevresel sürdürülebilirliğe önemli katkılar sağlanması amaçlanıyor. Yeni düzenleme kapsamında her yıl inşa edilecek binalarda ülke genelinde 2,5 teravat saatlik enerji tasarrufu elde edilecek. Bu miktar, Atatürk Barajı’nın üç ayda ürettiği enerjiye denk geliyor. Isı yalıtımında sağlanacak iyileştirmeler, enerji tasarrufunun yanı sıra karbon salımının azaltılmasına da katkı sunacak. Yeni standartlarla uyumlu olarak inşa edilecek yapılar sayesinde yılda yaklaşık 600 milyon ton eş değerinde karbondioksit emisyonunun önüne geçilmesi hedefleniyor. Avukat Usanmaz: Yeni Isı Yalıtım Standardı İnşaat Sektörünü Etkileyecek Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Avukat Baran Usanmaz, "Binalarda ısı yalıtım kurallarını belirleyen TS 825 standardının zorunlu uygulamaya alınması, 25 Şubat 2025 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan tebliğ ile mevzuata eklenmiş olup, bu düzenleme 1 Nisan 2025 tarihinde yürürlüğe girmiştir. TS 825 standardı, binalarda ısı yalıtımı hesaplama yöntemlerinden yapı elemanlarının yalıtım şartlarına kadar detaylı düzenlemeler içermektedir. Bu durum, ruhsat aşamasından itibaren tüm inşaat projelerinin söz konusu standartlara uygunluğunu zorunlu kılmaktadır," ifadelerini kullandı. Binalar Artık Sadece Isıtmaya Değil Soğutmaya da Göre Tasarlanacak Avukat Usanmaz, standarda aykırı inşaatların hukuki sonuçlarına da değinerek, "Tebliğ açıkça belirtiyor ki, standartlara uygun projeler ruhsat alabilecek. Ruhsat sonrası yapılan denetimlerde standartlara aykırılık tespit edilmesi halinde ise projelerin durdurulması ve mühürlenmesi gibi yaptırımlar söz konusu olabilecek. Bu durum, müteahhitler ve yapı sahipleri açısından ciddi hukuki ve mali riskler oluşturabilir. Özellikle proje aşamasında TS 825 standardının titizlikle uygulanması ve denetim süreçlerinin şeffaf bir şekilde yürütülmesi ileride yaşanabilecek hukuki ihtilafların önüne geçilmesi açısından büyük önem taşıyor," şeklinde konuştu.

Modüler inşaat, sektörde küresel bir devrim yaratabilir Haber

Modüler inşaat, sektörde küresel bir devrim yaratabilir

Son dönemde sektörde öne çıkan trendlerin başında ise modüler çelik yapılar geliyor. Consera Kurucusu ve Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Melih Şimşek, “Yapılan araştırmalar modüler inşaat sektörünün dünyada 2040 yılına kadar yüzde 6’yla yüzde 10 arasında yıllık büyümeyle 1,1 trilyon dolarlık bir pazar büyüklüğüne ulaşabileceğini gösteriyor. Ülke olarak çelik yapı endüstrisini kurarsak depreme karşı dirençli, hızlı, ekonomik ve sürdürülebilir bir yapım yöntemine sahip olurken sadece inşaat yapan değil, ihraç eden bir ülke de olabiliriz.” diyor. Küresel inşaat sektörü, teknolojik gelişmeler ve değişen tüketici ihtiyaçları paralelinde hızlı bir dönüşüm yaşıyor. Akıllı bina teknolojileri, sürdürülebilir inşaat teknikleri ve modüler yapılar gibi yenilikler inşaat sektöründe verimliliği artırırken çevresel etkileri de azaltmayı hedefliyor.  2025 ve sonrasında sektöre damgasını vurması beklenen konuların başında ise modüler inşaat teknikleri geliyor. Modüler inşaat, geleneksel yöntemlerden farklı olarak, 2 veya 3 boyutlu modüllerin fabrikalarda üretilip şantiyede birleştirilmesini içeriyor. Bu yöntem, inşaat sürecini hızlandırırken iş gücü ihtiyacını da azaltıyor. Modüler teknikler, inşaatın planlama, tasarım ve montaj aşamalarını eş zamanlı yürüterek, geleneksel yöntemlere göre süreci yüzde 40'a varan oranda kısaltıyor. Modüler inşaat, küresel inşaat sektöründe büyük bir dönüşüm yaratabilir Yönetim danışmanlığı şirketi McKinsey & Company’nin “The next big arenas of competition” isimli araştırma raporunda* modüler inşaatın küresel inşaat sektöründe devrim yaratacağı öngörülüyor. Rapor, binalar ve inşaat sektörünün küresel emisyonların yüzde 37'sinden sorumlu olduğunun altını çizerken, modüler inşaatın karbon ayak izini azaltmak için yenilikçi bir çözüm sunduğunu da ortaya koyuyor.  Depreme en güvenli çözüm: Çelik yapılar ve modüler inşaat metodu 2025 ve sonrasının inşaat trendleri arasında öne çıkan modüler teknikler hem çevre hem de deprem açısından güvenli bir çözüm sunuyor. Buna karşın modüler inşaat sektörü hem ülkemizde hem de global arenada henüz istenen hacme ulaşabilmiş değil.  McKinsey & Company tarafından hazırlanan rapor; 2022'de yeni yapılardan oluşan 8 trilyon dolarlık pazarın yaklaşık yüzde 2'sinin modüler inşaat teknikleri kullanılarak inşa edildiği gösteriyor. Uzmanlar ise modüler inşaat sektörünün önümüzdeki 10-15 yıl içinde önemli ölçüde genişleyebileceğini ve globalde yıllık yüzde 6 ila yüzde 10 arasında bir büyüme hacmine ulaşabileceğini öngörüyor.  Modüler inşaat, yapay zeka araçlarından faydalanıyor Yapay zeka, son dönemde her sektörde olduğu gibi inşaat sektörünün de dinamiklerini değiştirecek yenilikler sunuyor. Proje yönetiminden tasarım aşamasına, inşaat süreçlerinin her aşamasında yenilikçi fırsatlar sunan yapay zeka çözümlerinin kullanılacağı alanların başında ise yapıların dijital ikizlerinin oluşturulması geliyor. Özellikle BIM (Building Information Modeling: Yapı Bilgi Modellemesi) bu sürecin başlangıç noktası kabul ediliyor.  İnşaatın tüm aşamalarında görev alan kişilerin proje süreciyle ilgili güncel bilgilere ve detaylara kolayca ulaşmasını sağlayan BIM, daha verimli bir tasarım yönetimi sağlarken üretim süreçlerindeki maliyetleri düşürmeye yardımcı olacak çözümler de sunuyor. Diğer yandan; dijital ikiz teknolojisi de işletmelerin kaynakları en efektif şekilde kullanabilmelerini sağlarken çalışan güvenliği risklerinin de ortadan kaldırılmasına destek oluyor. Gerçek alanların, nesnelerin, binaların ve altyapı tesislerinin sanal bir kopyasının çıkartılması olarak tanımlanabilecek dijital ikiz teknolojisi, gelişmiş simülasyon ve analiz yetenekleriyle inşaat sürecindeki potansiyel zorlukları ve çeşitli senaryoları simüle ediyor. Türkiye’nin “off-site construction” yani “saha dışı yapı üretimi/ modüler inşaat” alanının öncülerinden biri olan Consera da proje aşamasında tüm tasarım ve üretim süreçlerinde BIM ve dijital ikiz teknolojilerini kullanıyor. Modülerleştirme ile standardizasyon yaklaşımını benimseyen şirket, bu teknikleri kullanarak tasarım, fabrika ve şantiye süreçlerini birbirine entegre ederek montaj ve genel proje süresinin kısaltılmasını sağlıyor. Çelik yapılar kentsel dönüşüm için en uygun çözüm Consera Kurucusu ve Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Melih Şimşek, “Dünya Çelik Birliği (WSA) verilerine göre Türkiye 2020’de dünyanın yedinci, Avrupa’nın ise birinci büyük çelik üreticisi. Fakat bu hacim ülkemizde inşa edilen çelik yapılara maalesef bugüne dek yansımış değil. Türkiye’de endüstriyel yapılarda çelik kullanımının 20 yılda yüzde 1’den 5’lere geldiğini görüyoruz. Ancak ne yazık ki bu konuda konutlar için yeterli bir artış yaşanmadı. Geçtiğimiz dönemde çelik yapıların toplam binalara oranı konutlarda yaklaşık yüzde 0,5 artış ile yüzde 1,5’e ulaştı. Endüstriyel ve modüler yapı sistemlerinin sağladığı birçok avantaj var. Bu sistemler sayesinde; beklenmeyen maliyet artışları önlendiği gibi, çoğu işin fabrikada gerçekleştirilmesi nedeniyle iklim gibi olumsuz durumların yaratacağı gecikmeler ve sürpriz harcamaların da önüne geçiliyor. Üretimin fabrikada yapılarak alanda birleştirildiği “off-site construction”, sahadaki inşaatlarda karşılaşılabilecek insan hatalarını ortadan kaldırıyor. Bu yöntemle inşaatta hem işler hem de maliyet daha kontrollü gerçekleştiriliyor. Ayrıca, tüm dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de işçi ve usta kısıtı yapılaşmamızda büyük bir engel teşkil etmeye başladı. İnşaat sahasında her koşulda vardiyalı çalışmak mümkün değil, buna karşın modüler yapılar 7/24 fabrika ortamında üretilebiliyor. Tabi, modüler yapıların yapı fiziğine olumlu katkılarının başında gelen enerji verimliliğini de unutmamak gerekiyor.” diyor.  Her fırsatta off-site construction’ın yaygınlaşarak bir endüstriye dönüşmesinin gerekli olduğunun altını çizdiklerini belirten Şimşek, “Bunun temel nedeni, başta ülkemiz vatandaşları olmak üzere herkes için güvenli mekanlar oluşturmak. İstanbul başta olmak üzere tüm şehirlerimizin hızla olası depremlere hazırlanması gerekiyor. Bunun için dünyada ortaya konulmuş formül ise niteliksiz yapıların yıkılıp yerlerine deprem dirençli yapıların inşa edilmesini amaçlayan ‘Kentsel Dönüşüm’. Sürdürülebilir bir inşa ve yapı sistemini tüm ülkeye yayabilmek ve Türkiye inşaat sektörünün payını, gücünü dünya pazarında daha da arttırmayı amaçlıyoruz. Konut ihtiyacının kısa vadede karşılanmasının önünü açacak modüler çelik konut yapımı; inşaat yapıcıları ile çelik yapı üreticilerinin el ele vererek sektöre canlılık getirecekleri çok önemli bir konu.” şeklinde sözlerini sürdürdü.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.