Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#İş Geliştirme

Kapsül Haber Ajansı - İş Geliştirme haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İş Geliştirme haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Risk Değil, Rota: Yalın Yüregil ile Türkiye'den Avrupa'ya Güvenle Açılmanın Formülü Haber

Risk Değil, Rota: Yalın Yüregil ile Türkiye'den Avrupa'ya Güvenle Açılmanın Formülü

Prag merkezli YeYe Agency'nin Kurucusu ve CEO'su Yalın Yüregil, "Türk şirketlerini Avrupa pazarına güvenle taşımak" misyonuyla çıktığı yolda, özellikle lojistik sektöründe nasıl vazgeçilmez bir stratejik partner haline geldiğini anlattı. İşte o keyifli röportajla sizleri baş başa bırakıyoruz... Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Ben Yalın Yüregil. Prag merkezli YeYe Agency’nin kurucusu ve CEO’suyum; işim, Türk şirketlerini Avrupa pazarına güvenle ve sistemli şekilde taşımak. Özellikle lojistik, üretim ve hizmet sektörlerinde; şirket kuruluşu, lisanslar, back-office yönetimi ve iş geliştirme tarafında çalışıyorum. Çek-Türk Ortak Ticaret Odası Başkanı ve DTİK / DEİK ekosisteminde aktif bir temsilci olarak Türkiye–Çekya hattında köprü kuruyorum. Bir de hayatımda çok önemli başka bir rolüm var: Efe’nin babasıyım. Kariyerinizde bugünlere gelene kadar hangi önemli dönüm noktalarını yaşadınız? Kariyerimin ilk yıllarında POS Media’da çalışırken Kiev, İstanbul, Münih ve Moskova’da ofis açmaktan sorumluydum; bu dönem bana “yeni bir ülkede sıfırdan iş kurma” disiplinini öğretti. 2014’te YeYe Agency’yi kurmam ise ikinci büyük kırılma noktasıydı; odak noktamı tamamen “şirketleri yeni pazarlara taşımaya” çevirdim. Son yıllarda lojistik sektörünü stratejik öncelik haline getirmemiz ve Çekya’yı bir merkez ülke olarak konumlandırmamız hem YeYe’nin hem de benim hikâyemde yeni bir faz başlattı. Sizin için 'başarı'yı tanımlar mısınız? Sizi diğerlerinden farklı kılan ve başarınızı sağlayan kişisel stratejiler neler? Benim için başarı; karmaşık görünen bir süreci, müşterim için öngörülebilir ve tekrarlanabilir hale getirebilmektir. Türkiye’den Avrupa’ya açılmak birçok iş insanının gözünde “risk”tir; biz o riski iyi tasarlanmış bir “rota”ya dönüştürebildiğimizde kendimi başarılı sayıyorum. Kişisel stratejim üç kelimeye indirgenebilir: Planla, Uygula, Büyüt. Önce fotoğrafı net çizerim, sonra sahada bizzat uygulamaya girerim, ardından sistemi ölçekleyip ekiplerime devrederim. Kısa vadeli fırsatların değil, uzun vadeli ilişkilerin peşinden gitmeyi tercih ediyorum. Başarıya giden yolda karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız? En büyük zorluk, farklı ülkelerde iş yaparken mevzuat, kültür ve güven üçgenini aynı anda yönetmekti. Her ülkede yeniden “sıfırdan tanınmak” ve doğru insanlarla çalışmak zaman alıyor. Bunu, rastlantıya bırakmak yerine sistemle aşmaya çalıştım: Her yeni pazarda önce güçlü yerel ortaklar ve kurumlarla (ticaret odaları, dernekler, kamu temsilcileri) sağlam ilişkiler kurdum, sonra müşteri projelerini bu ağın üzerine inşa ettim. Bugün YeYe’nin lojistikte güçlü olmasının sebebi, bu uzun vadeli ağ inşasıdır. Bugün, sizin konumunuza ulaşmak isteyen birisi için en kritik öneriniz ne olurdu? Öncelikle “her şeyi yapan” biri olmaya çalışmak yerine, belirli bir alanda derinleşmelerini öneririm. Ben kendi odağımı “Türkiye–Avrupa hattında iş kurma ve büyütme” üzerine kurdum; bu netlik, zamanla güven ve talep yarattı. İkinci önerim; ilişkilere, kartvizit olarak değil, ekosistem olarak bakmaları. Bugün lojistikte bir firmaya destek verirken, arkasında banka, factoring, üretici, kamusal otorite gibi birçok aktörü aynı masada toplayabiliyorsak, bu yılların ilişkisine dayanıyor. Üçüncüsü de: Rakamlarla konuşmayı öğrenmek. Hedefi, maliyeti ve getiriyi net hesaplayamayan kimse sürdürülebilir başarıyı yönetemez. Liderlik anlayışınızı nasıl tanımlarsınız? Ekibinizi motive etmek ve yönlendirmek için hangi stratejileri benimsiyorsunuz? Ben kendimi “sahada olan lider” olarak tanımlıyorum. Masada strateji kurup, sahada müşterinin yanında durmayı önemsiyorum. Ekiplerimi üç şeyle motive etmeye çalışırım: Net hedef, net sorumluluk, net geri bildirim. Hangi projede, hangi müşteriye, hangi değeri sunduğumuzu herkesin açıkça bilmesini isterim. Ayrıca YeYe’de liderlik, sadece benim etrafımda kurulu bir yapı değil; her proje sorumlusunun kendi alanında inisiyatif almasını teşvik eden yatay bir model. Bu da özellikle lojistik gibi hızlı değişen bir sektörde çevikliğimizi artırıyor. Şirketinizin vizyonu ve misyonu doğrultusunda önümüzdeki yıllara dair büyük hedefleriniz nelerdir? YeYe Agency’nin vizyonu; Türk girişimciler için Avrupa’da “ilk aranan stratejik partner” olmak. Misyonumuz ise, yeni pazarlara açılmak isteyen şirketlerin üzerindeki belirsizliği azaltmak ve onlara uçtan uca destek sunmak. Önümüzdeki dönemde lojistik sektörü bizim için lokomotif olacak; Çekya modeli üzerinden, Türk taşımacılık şirketleri için Avrupa’ya girişte standart bir başarı reçetesi oluşturmak istiyoruz. Hedefimiz; 2030’a kadar, Türkiye’den Avrupa’ya açılan her 10 lojistik firmasından en az birkaçının yolculuğunda YeYe’nin imzasının olması. "Küresel ekonomik belirsizlikler ve rekabet ortamında şirketinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Yerel ve uluslararası pazarda fark yaratmak için ne yapıyorsunuz?" Belirsizlik arttıkça, şirketlerin güvenilir ve öngörülebilir iş ortaklarına ihtiyacı büyüyor. Biz YeYe’yi tam bu noktada, “riski azaltan, yolu sadeleştiren stratejik partner” olarak konumlandırıyoruz. Prag merkezli olmamız, Çekya’yı Avrupa lojistik haritasının kalbinde stratejik bir üs olarak kullanmamıza imkân veriyor. Türk lojistik şirketleri için sadece şirket kuran bir yapı değil; lisans, mevzuat, insan kaynağı, finansman ve iş geliştirmeyi tek elde toplayan bir “one-stop-shop” sunuyoruz. Sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda konusunda nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz? İş dünyasının bu konudaki sorumluluğunu nasıl görüyorsunuz? Sürdürülebilirliği sadece çevresel değil, ekonomik ve sosyal bir bütün olarak görüyorum. Avrupa’ya açılan her Türk şirketi, doğru kurgu yapıldığında hem kendi ayakları üzerinde duran bir yapı kuruyor hem de iki ülke arasında kalıcı bir değer zinciri oluşturuyor. Lojistikte daha verimli güzergâhlar, doğru planlama ve finansal disiplin hem karbon ayak izini hem de “boşa giden emek”i azaltıyor. Çek-Türk Ortak Ticaret Odası başkanlığımda da, şirketleri sadece kâr eden değil, bulunduğu ekosisteme istihdam, vergi ve uzun vadeli iş birliği getiren oyuncular olmaya teşvik ediyorum. Dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojiler, iş modellerinizi nasıl dönüştürüyor? Bu değişime adapte olmak için nasıl bir yol izliyorsunuz? Bugün YeYe’de yaptığımız işin önemli bir kısmı bilgi, süreç ve ilişki yönetimi. Dijitalleşme ve yapay zekâ sayesinde, bu bilgiyi sistematik hale getirip, müşterilerimize daha hızlı ve kişiselleştirilmiş hizmet sunabiliyoruz. Örneğin, lojistik kampanyalarımızda başvuru formlarından WhatsApp süreçlerine kadar birçok adımı otomatikleştiriyoruz; böylece ekibimiz rutin işler yerine stratejik konulara odaklanabiliyor. Hedefimiz, danışmanlığın insan dokunuşunu korurken; arka plandaki operasyonu mümkün olduğu kadar veri ve otomasyonla desteklemek. Bugünün iş dünyasında başarılı olmak isteyen gençlere, kariyerlerini sağlam temeller üzerine inşa etmeleri için hangi kritik tavsiyeleri verirsiniz? Öncelikle kendilerine bir “oyun alanı” seçmelerini öneririm: Lojistik, yazılım, finans… Hangi alanda olursa olsun, o alanın dili, dinamikleri ve oyuncularını derinlemesine öğrenmek çok değerli. İkinci olarak, mutlaka uluslararası bir perspektif geliştirsinler; dünya artık tek bir pazar ve dil bilmek, kültür anlamak en büyük sermaye. Üçüncüsü; sabır ve istikrar. Başarı çoğu zaman bir “patlama anı” değil, yıllarca üst üste konan küçük ama doğru adımların sonucu. Ve son olarak: Kimseye “mükemmel olma” sözü vermek zorunda değiller; ama “öğrenmeye ve gelişmeye açık olma” sözünü kendilerine vermeliler.

Risk Değil, Rota: Yalın Yüregil ile Türkiye'den Avrupa'ya Güvenle Açılmanın Formülü Haber

Risk Değil, Rota: Yalın Yüregil ile Türkiye'den Avrupa'ya Güvenle Açılmanın Formülü

Prag merkezli YeYe Agency'nin Kurucusu ve CEO'su Yalın Yüregil, "Türk şirketlerini Avrupa pazarına güvenle taşımak" misyonuyla çıktığı yolda, özellikle lojistik sektöründe nasıl vazgeçilmez bir stratejik partner haline geldiğini anlattı. İşte o keyifli röportajla sizleri baş başa bırakıyoruz... Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Ben Yalın Yüregil. Prag merkezli YeYe Agency’nin kurucusu ve CEO’suyum; işim, Türk şirketlerini Avrupa pazarına güvenle ve sistemli şekilde taşımak. Özellikle lojistik, üretim ve hizmet sektörlerinde; şirket kuruluşu, lisanslar, back-office yönetimi ve iş geliştirme tarafında çalışıyorum. Çek-Türk Ortak Ticaret Odası Başkanı ve DTİK / DEİK ekosisteminde aktif bir temsilci olarak Türkiye–Çekya hattında köprü kuruyorum. Bir de hayatımda çok önemli başka bir rolüm var: Efe’nin babasıyım. Kariyerinizde bugünlere gelene kadar hangi önemli dönüm noktalarını yaşadınız? Kariyerimin ilk yıllarında POS Media’da çalışırken Kiev, İstanbul, Münih ve Moskova’da ofis açmaktan sorumluydum; bu dönem bana “yeni bir ülkede sıfırdan iş kurma” disiplinini öğretti. 2014’te YeYe Agency’yi kurmam ise ikinci büyük kırılma noktasıydı; odak noktamı tamamen “şirketleri yeni pazarlara taşımaya” çevirdim. Son yıllarda lojistik sektörünü stratejik öncelik haline getirmemiz ve Çekya’yı bir merkez ülke olarak konumlandırmamız hem YeYe’nin hem de benim hikâyemde yeni bir faz başlattı. Sizin için 'başarı'yı tanımlar mısınız? Sizi diğerlerinden farklı kılan ve başarınızı sağlayan kişisel stratejiler neler? Benim için başarı; karmaşık görünen bir süreci, müşterim için öngörülebilir ve tekrarlanabilir hale getirebilmektir. Türkiye’den Avrupa’ya açılmak birçok iş insanının gözünde “risk”tir; biz o riski iyi tasarlanmış bir “rota”ya dönüştürebildiğimizde kendimi başarılı sayıyorum. Kişisel stratejim üç kelimeye indirgenebilir: Planla, Uygula, Büyüt. Önce fotoğrafı net çizerim, sonra sahada bizzat uygulamaya girerim, ardından sistemi ölçekleyip ekiplerime devrederim. Kısa vadeli fırsatların değil, uzun vadeli ilişkilerin peşinden gitmeyi tercih ediyorum. Başarıya giden yolda karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız? En büyük zorluk, farklı ülkelerde iş yaparken mevzuat, kültür ve güven üçgenini aynı anda yönetmekti. Her ülkede yeniden “sıfırdan tanınmak” ve doğru insanlarla çalışmak zaman alıyor. Bunu, rastlantıya bırakmak yerine sistemle aşmaya çalıştım: Her yeni pazarda önce güçlü yerel ortaklar ve kurumlarla (ticaret odaları, dernekler, kamu temsilcileri) sağlam ilişkiler kurdum, sonra müşteri projelerini bu ağın üzerine inşa ettim. Bugün YeYe’nin lojistikte güçlü olmasının sebebi, bu uzun vadeli ağ inşasıdır. Bugün, sizin konumunuza ulaşmak isteyen birisi için en kritik öneriniz ne olurdu? Öncelikle “her şeyi yapan” biri olmaya çalışmak yerine, belirli bir alanda derinleşmelerini öneririm. Ben kendi odağımı “Türkiye–Avrupa hattında iş kurma ve büyütme” üzerine kurdum; bu netlik, zamanla güven ve talep yarattı. İkinci önerim; ilişkilere, kartvizit olarak değil, ekosistem olarak bakmaları. Bugün lojistikte bir firmaya destek verirken, arkasında banka, factoring, üretici, kamusal otorite gibi birçok aktörü aynı masada toplayabiliyorsak, bu yılların ilişkisine dayanıyor. Üçüncüsü de: Rakamlarla konuşmayı öğrenmek. Hedefi, maliyeti ve getiriyi net hesaplayamayan kimse sürdürülebilir başarıyı yönetemez. Liderlik anlayışınızı nasıl tanımlarsınız? Ekibinizi motive etmek ve yönlendirmek için hangi stratejileri benimsiyorsunuz? Ben kendimi “sahada olan lider” olarak tanımlıyorum. Masada strateji kurup, sahada müşterinin yanında durmayı önemsiyorum. Ekiplerimi üç şeyle motive etmeye çalışırım: Net hedef, net sorumluluk, net geri bildirim. Hangi projede, hangi müşteriye, hangi değeri sunduğumuzu herkesin açıkça bilmesini isterim. Ayrıca YeYe’de liderlik, sadece benim etrafımda kurulu bir yapı değil; her proje sorumlusunun kendi alanında inisiyatif almasını teşvik eden yatay bir model. Bu da özellikle lojistik gibi hızlı değişen bir sektörde çevikliğimizi artırıyor. Şirketinizin vizyonu ve misyonu doğrultusunda önümüzdeki yıllara dair büyük hedefleriniz nelerdir? YeYe Agency’nin vizyonu; Türk girişimciler için Avrupa’da “ilk aranan stratejik partner” olmak. Misyonumuz ise, yeni pazarlara açılmak isteyen şirketlerin üzerindeki belirsizliği azaltmak ve onlara uçtan uca destek sunmak. Önümüzdeki dönemde lojistik sektörü bizim için lokomotif olacak; Çekya modeli üzerinden, Türk taşımacılık şirketleri için Avrupa’ya girişte standart bir başarı reçetesi oluşturmak istiyoruz. Hedefimiz; 2030’a kadar, Türkiye’den Avrupa’ya açılan her 10 lojistik firmasından en az birkaçının yolculuğunda YeYe’nin imzasının olması. "Küresel ekonomik belirsizlikler ve rekabet ortamında şirketinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Yerel ve uluslararası pazarda fark yaratmak için ne yapıyorsunuz?" Belirsizlik arttıkça, şirketlerin güvenilir ve öngörülebilir iş ortaklarına ihtiyacı büyüyor. Biz YeYe’yi tam bu noktada, “riski azaltan, yolu sadeleştiren stratejik partner” olarak konumlandırıyoruz. Prag merkezli olmamız, Çekya’yı Avrupa lojistik haritasının kalbinde stratejik bir üs olarak kullanmamıza imkân veriyor. Türk lojistik şirketleri için sadece şirket kuran bir yapı değil; lisans, mevzuat, insan kaynağı, finansman ve iş geliştirmeyi tek elde toplayan bir “one-stop-shop” sunuyoruz. Sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda konusunda nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz? İş dünyasının bu konudaki sorumluluğunu nasıl görüyorsunuz? Sürdürülebilirliği sadece çevresel değil, ekonomik ve sosyal bir bütün olarak görüyorum. Avrupa’ya açılan her Türk şirketi, doğru kurgu yapıldığında hem kendi ayakları üzerinde duran bir yapı kuruyor hem de iki ülke arasında kalıcı bir değer zinciri oluşturuyor. Lojistikte daha verimli güzergâhlar, doğru planlama ve finansal disiplin hem karbon ayak izini hem de “boşa giden emek”i azaltıyor. Çek-Türk Ortak Ticaret Odası başkanlığımda da, şirketleri sadece kâr eden değil, bulunduğu ekosisteme istihdam, vergi ve uzun vadeli iş birliği getiren oyuncular olmaya teşvik ediyorum. Dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojiler, iş modellerinizi nasıl dönüştürüyor? Bu değişime adapte olmak için nasıl bir yol izliyorsunuz? Bugün YeYe’de yaptığımız işin önemli bir kısmı bilgi, süreç ve ilişki yönetimi. Dijitalleşme ve yapay zekâ sayesinde, bu bilgiyi sistematik hale getirip, müşterilerimize daha hızlı ve kişiselleştirilmiş hizmet sunabiliyoruz. Örneğin, lojistik kampanyalarımızda başvuru formlarından WhatsApp süreçlerine kadar birçok adımı otomatikleştiriyoruz; böylece ekibimiz rutin işler yerine stratejik konulara odaklanabiliyor. Hedefimiz, danışmanlığın insan dokunuşunu korurken; arka plandaki operasyonu mümkün olduğu kadar veri ve otomasyonla desteklemek. Bugünün iş dünyasında başarılı olmak isteyen gençlere, kariyerlerini sağlam temeller üzerine inşa etmeleri için hangi kritik tavsiyeleri verirsiniz? Öncelikle kendilerine bir “oyun alanı” seçmelerini öneririm: Lojistik, yazılım, finans… Hangi alanda olursa olsun, o alanın dili, dinamikleri ve oyuncularını derinlemesine öğrenmek çok değerli. İkinci olarak, mutlaka uluslararası bir perspektif geliştirsinler; dünya artık tek bir pazar ve dil bilmek, kültür anlamak en büyük sermaye. Üçüncüsü; sabır ve istikrar. Başarı çoğu zaman bir “patlama anı” değil, yıllarca üst üste konan küçük ama doğru adımların sonucu. Ve son olarak: Kimseye “mükemmel olma” sözü vermek zorunda değiller; ama “öğrenmeye ve gelişmeye açık olma” sözünü kendilerine vermeliler.

Golden Global Yatırım Bankası'dan Açık Bankacılık İle Tek Platformda Güçlü Finansal Erişim Haber

Golden Global Yatırım Bankası'dan Açık Bankacılık İle Tek Platformda Güçlü Finansal Erişim

Yeni dijital altyapı ile Hesap Bilgisi Hizmeti ile kullanıcılar, farklı bankalardaki hesap bilgilerini Golden Global Mobil ve İnternet Bankacılığı üzerinden güvenli bir şekilde görüntüleyebiliyor. Ödeme Başlatma Hizmeti ile onaylı üçüncü taraf uygulamalar aracılığıyla hızlı ve güvenli para transferi yapılabiliyor. Gerçek Zamanlı Veri Takibi özelliği sayesinde ise kullanıcılar, hesap bakiyeleri ve işlem geçmişlerini anlık olarak izleyebiliyor. Tüm bu hizmetler, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ve ilgili düzenlemeler çerçevesinde, yalnızca müşterinin açık rızası alınarak yürütülüyor. Böylece Golden Global Yatırım Bankası, müşteri odaklı yaklaşımını güçlendirerek finansal erişimi herkes için daha güvenli, hızlı ve verimli hâle getiriyor. Golden Global Yatırım Bankası Dijital Bankacılık ve İş Geliştirme Müdürü Özge Eliri, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Golden Global Yatırım Bankası olarak dijitalleşmeyi sadece bir teknoloji yatırımı değil, müşteri deneyimini dönüştüren stratejik bir adım olarak görüyoruz. BKM'nin koordinasyonunda oluşturulan Açık Bankacılık standartlarıyla tam uyumlu sistemimiz kapsamında; Hesap Bilgisi, Ödeme Başlatma, Gerçek Zamanlı Veri Takibi ve Kullanıcı Onayı Yönetimi gibi hizmetleri devreye aldık. Amacımız, finansal teknolojilerin sunduğu olanakları tüm müşterilerimiz için erişilebilir hâle getirmek" diye konuştu. Golden Global Yatırım Bankası, dijital bankacılık ürün yelpazesini sürekli genişleterek müşterilerinin tüm finansal ihtiyaçlarını tek merkezden yönetebilmesine olanak sağlayan teknolojilere yatırım yapmaya ve sektörel gelişmeleri yakından takip ederek yenilikçi çözümler sunmaya devam ediyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Artık Her Şirketin Dijital Marka ve Pazarlama Danışmanı Olacak Haber

Artık Her Şirketin Dijital Marka ve Pazarlama Danışmanı Olacak

Bu yeniliğin adı; üst düzey yönetici dijital ikiz yapay zeka modeli. İlk örneği ise tanınmış marka ve pazarlama danışmanlarından Tunç Berkman. Berkman'ın dijital ikizi Türkiye'de ilk defa ticari amaçla şirketlerin kullanımına açıldı. 18 yıldır veri ve veri teknolojileri alanında öncü çalışmalara imza atan; 30'dan fazla sektörde 300'den fazla şirketi referanslarına katm ş olan Kuantum Araştırma'nın veri birikimiyle kurulan yapay zeka çözümü şirketi QMindLab, deneyimli üst düzey yöneticilik yapmış danışmanların bilgi ve tecrübesini tüm şirketler için erişilebilir kılacak devrim niteliğinde bir yenilik sundu. Üst düzey yöneticilerin dijital ikizini sunan yapay zeka modeli sayesinde tanınmış marka ve pazarlama danışmanlarından Tunç Berkman'ın dijital ikizi Türkiye'de ilk defa ticari amaçla şirketlerin kullanımına açılıyor. Her şirket için üst düzey pazarlama danışmanlığı QMindLab tarafından geliştirilen bu yenilikçi proje, büyük şirketlerin pazarlama için sahip olduğu geniş kaynaklar ile küçük şirketler arasında oluşan uçurumu kapatma hedefiyle, Tunç Berkman'ın uzun yıllara dayanan iş geliştirme, marka yönetimi, pazarlama ve dijital strateji tecrübesini dijital ikiz aracılı ıyla KOBİ'lere ulaştırmayı amaçlıyor. Tunç Berkman'ın dijital ikizini kullanarak şirketler; marka ve pazarlama stratejileri için kritik süreçleri bir profesyonel desteğiyle daha kolay değerlendirebilecek. Ayrıca şirketler; mevcut müşterilerine yönelik pazarlama iletişimi geliştirerek çapraz satış ve ek satış imkânları yaratabilecek, reklam karşılığını ve verimliliğini artırarak doğru reklam ve medya stratejilerini belirleyebilecek, yeni müşteri kazanımını sağlayacak etkin pazarlama kampanyaları tasarlayabilecek ve müşteri kaybını önlemek amacıyla hedef odaklı kampanyalar geliştirebilecek. Bu sayede dijital dönüşüm süreçlerini de hızlandırarak, pazarlama ekiplerinin performansında sürdürülebilir bir artış sağlayabilecekler. Dijital ikiz nedir? Dijital ikiz, gerçek bir kişinin bilgi birikimi, tecrübesi ve düşünce y apısının yapay zeka aracılığıyla sanal ortamda oluşturulmuş bir kopyasıdır. Bu teknoloji sayesinde şirketler, gerçek bir uzmanın bilgisine ve tecrübesine istedikleri zaman erişebilirler. Dijital ikizler, stratejik karar alma süreçlerinden günlük operasyonlara kadar pek çok farklı alanda kullanılabilir. Dijital ikinize yatırım yapan ilk isim QMindLab'ın bu devrim niteliğindeki projesi daha fikir aşamasındayken yatırım desteği sunan Tunç Berkman; "CMO olarak profesyonel kariyerimi bıraktığım 2020 yılından beri pek çok firmayla pazarlama ve marka yönetimi konusunda çalıştık ancak zaman ve kaynak kısıtlamaları sebebiyle bu konuda talepleri olan birçok KOBİ ile çalışmak da mümkün olmadı. Şimdi yapay zekâ sayesinde bilgi birikimimi ve tecrübemi dijital ortama taşıyarak, farklı firmalara yardımcı ol ma potansiyeline sahibim. Bu şekilde tecrübemi çok daha geniş bir alana yaymanın mutluluğunu yaşıyorum" dedi. Türkiye'de bir ilki gerçekleştirdiklerini belirten Kuantum Araştırma ve QMindLab'ın Kurucusu ve CEO Volkan Kılıç ise; "Daha önce dijital ikizler oluşturuldu ancak ilk kez bir dijital ikiz şirketlerin stratejik ihtiyaçlarını doğrudan karşılamak üzere ticari kullanıma sunuluyor. Bu yönüyle benzersiz ve heyecan verici bir iş oldu. Bugüne kadar Kuantum olarak pazar araştırma ve veri danışmanlığı alanında yenilikçi yaklaşımlarımızla veriyi ve veri teknolojilerini demokratikleştirerek, hizmetlerimizi KOBİ'lere ulaştırdık. Bu teknolojiyle de sadece belli seviyedeki şirketlerin uzmanlıklarından yararlanabildiği profesyonellerin bilgi birikimini demokratikleştirerek KOBİ'ler ile buluşturacağız" dedi. Dijital dönüşüm ve teknoloji stratejisti Kuantum Araştırma Yönetim Kurulu Üyesi Demirhan Şener ise; "QMindLab kurulurken yapay zekâ asistanımız KAI ile KOBİ'lere satış ve pazarlama danışmanlığı vermeyi hedeflemiştik. Tunç Berkman ile hayata geçirdiğimiz bu yenilikçi proje, hedeflerimizin somutlaşmış hali. Türkiye genelinde üst düzey danışmanlığı demokratikleştirme ve her ölçekteki şirkete erişilebilir kılma amacındayız" sözleriyle projenin geleceğine dair tüyo verdi.

TP Türkiye & Azerbaycan İnsan Kaynakları Başkan Yardımcılığı'na Jülide Marangoz Atandı Haber

TP Türkiye & Azerbaycan İnsan Kaynakları Başkan Yardımcılığı'na Jülide Marangoz Atandı

Ege Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı ve ardından Anadolu Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü mezunu olan Marangoz, Medipol Üniversitesi İşletme Yönetimi Yüksek Lisans tezinde; çalışan memnuniyetinin müşteri memnuniyetine yansımasını çalışmaktadır. 2000 yılında yazılım alanında başlayan kariyerini, teknoloji odaklı şirketlerde müşteri deneyimi yönetimi üzerine inşa etti. 25 yılı aşkın süre boyunca farklı müşteri deneyimi şirketlerinde yönetici olarak görev alarak, müşteri hizmetleri BPO alanında birçok başarıya imza attı. Dijital dönüşüm, müşteri deneyimi (CX), satış, iş geliştirme, müşteri ilişkileri yönetimi ve çağrı merkezi operasyon yönetimi konularında derin bir bilgi birikimine sahip olan Marangoz, bugüne kadar 100’e yakın markayla yakın çalışarak iş geliştirme ve strateji oluşturma süreçlerine değerli katkılar sundu. Yönetim rollerinin yanı sıra profesyonel koçluk ve müşteri deneyimi dijital dönüşüm danışmanlığı yaptı; eğitmenlik görevleriyle de sektöre yeni yetenekler kazandırdı. Sektörel katkılarıyla da öne çıkan Marangoz; BT Haber Gazetesi köşe yazarı, Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu üyesi ve Sabancı Vakfı Genç Kadınlar Mentorluk Programı Mentörü olarak pek çok platformda aktif rol üstleniyor. TP Türkiye’de 10 yılı aşkın süredir İş Geliştirme ve Satış Direktörü olarak önemli başarılara imza atan Jülide Marangoz, yeni dönemle birlikte insan ve müşteri deneyimini merkezine alan liderlik yaklaşımıyla TP Türkiye ve Azerbaycan’ın insan kaynakları stratejilerine yön verecek ve çalışan deneyimini daha da güçlendirecek.

Eles EXPO, Elektrik ve Enerji İhracatına Küresel Kapı Açıyor! Haber

Eles EXPO, Elektrik ve Enerji İhracatına Küresel Kapı Açıyor!

ITC Fuarcılık A.Ş. tarafından düzenlenecek olan sektörün uluslararası ölçekte yeni buluşma adresi ELES Expo, ilk kez 23–25 Nisan 2026 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi'nde (Salon 9-10) düzenlenecek. Fuar, elektrik ekipmanları, güç sistemleri, otomasyon ve yenilenebilir enerji çözümlerini tek bir platformda buluşturarak, uluslararası ticaretin çekim merkezi olmayı hedefliyor. Sektörün deneyimli profesyonelleri tarafından hayata geçirilen ELES Expo, ihracat odaklı iş modelinin yanı sıra uluslararası satın alma heyetleri, teknoloji oturumları ve sektör değerlendirme panelleriyle de dikkat çekiyor. Fuarın, Avrupa, Orta Doğu, Afrika ve Asya'dan yatırımcıları, proje geliştiricileri ve kamu temsilcilerini ağırlaması bekleniyor. ELEKTRİK AYDINLATMA ENERJİ SEKTÖRLERİNDE HEYECAN VEREN BULUŞMA ITC Fuarcılık A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Emel Yüksel, fuarın elektrik, aydınlatma, enerji ve akıllı bina sistemleri sektörlerini merkeze alacağını belirterek, şunları ekledi: "Elektrik ve enerji sektörü, ülkemizin en güçlü üretim ve ihracat alanlarından biri. ELES Expo ile bu potansiyeli küresel arenada daha görünür hale getirmek, yeni iş fırsatları oluşturmak ve sektörün rekabet avantajı nı büyütmek için profesyonel bir iş platformu formatında hazırladığımız fuarımıza, tüm sektör paydaşlarını davet ediyoruz." Fuarın gündeminde enerji dönüşümü, akıllı şebekeler, depolama teknolojileri, şebeke verimliliği, kablo inovasyonları ve sürdürülebilir elektrik altyapıları gibi sektör için kritik başlıklar yer alacak. Bu oturumlar, uluslararası rekabet gücünü artırmaya yönelik stratejik perspektifler sunacaktır. ELES Expo, üretim gücünün yanında Türkiye'nin mühendislik birikimi, Ar-Ge kapasitesi ve teknolojik yeniliklerini uluslararası pazarlara tanıtmayı amaçlıyor. Etkinlik süresince ticari görüşmeler, inovasyon sunumları ve iş geliştirme buluşmaları yapılacak.

Sabancı’dan İkinci Yüzyılın Dönüşüm Hızına Uygun Yeni Yönetim Modeli Haber

Sabancı’dan İkinci Yüzyılın Dönüşüm Hızına Uygun Yeni Yönetim Modeli

2025’te 100’üncü yaşını kutlayan Sabancı, Topluluğun ikinci yüzyılına ışık tutacak yeni bir yönetim modelini hayata geçiriyor. Kurumsallaşma ve yönetişim gibi alanlarda Türk iş dünyasına öncülük etmeyi sürdüren Sabancı, orta vadeli hedefleri kapsamında mevcut durumda bulunan sektör bazlı yönetim yapısını portföy yaklaşımına dönüştürüyor. 01 Ocak 2026 tarihinden itibaren geçerli olacak yapılanma kapsamında, Sabancı Holding üst yönetimi portföy odaklı bir yönetişim mimarisiyle yeniden kurgulanacak. Yeni organizasyonla birlikte, tüm şirketlerin kendi sektörlerinde en yüksek potansiyele ulaşmaları hedeflenirken; performans, sermaye tahsisi ve dönüşüm gündemleri disiplinli, düzenli ve bütüncül biçimde yönetilecek. Portföy yaklaşımını kuvvetlendirmek ve topluluk şirketlerinin yönetim kurullarında değer yaratımını artırmak amacıyla mevcut Sektörel Grup Başkanlıkları (SBU) yeniden yapılandırılıyor, “Stratejik Yatırımlar Başkanlıkları” ve “Stratejik Yatırımlar ve Operasyonlar Başkanlıkları” oluşturuluyor. Yeni organizasyonda, Burak Orhun, Gökhan Eyigün ve Hakan Binbaşgil görevlerine Sabancı Holding Stratejik Yatırımlar Başkanı olarak devam edecek. Son yıllarda Topluluk şirketlerinde büyük başarılara imza atan ve ilgili şirketlerin dönüşümüne liderlik eden Çimsa CEO’su Umut Zenar, Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil Bayçöl ve Sabancı İklim Teknolojileri CEO’su Tolga Kaan Doğancıoğlu, Sabancı Holding Stratejik Yatırımlar ve Operasyonlar Başkanı görevlerine getirilirken mevcut CEO rollerine de devam edecek. Söz konusu yöneticilerin hem Holding’de hem de iştiraklerde görev yapacak olması icra ve saha yakınlığını güçlendirirken, portföy yönetiminde de çevikliği artıracak. KOLEKTİF SORUMLULUK VE ORTAK AKIL ESASINA DAYALI YÖNETİŞİM Topluluk şirketlerinin yönetim kurulları da bu dönüşümün bir parçası olarak stratejik önceliklere destek olacak şekilde yeniden yapılandırılacak. Kolektif sorumluluk ve ortak akıl esasına dayalı çevik bir yönetişim modeline evrilen yönetim kurullarında, ilgili Başkanlar birlikte görev alacak. Her şirket yönetim kuruluna bir stratejik başkan başkanlık ederken; diğerleri üye olarak destek verecek. Bu yaklaşım, birden fazla liderin ortak sorumluluk aldığı, birlikte değer yarattığı bir portföy odaklı yönetişim yapısını beraberinde getirirken, başarının ve gözetimin ortak sorumlulukla üstlenildiği bir yapı tesis edilecek. Şirket yönetim kurullarına ilişkin tüm değişiklikler, ilgili şirketlerin Yönetim Kurulu ve Genel Kurul takvimleri, ortaklık sözleşmeleri ve mevzuata uygun şekilde gerçekleştirilecektir. Yeni dönemdeki kolektif gözetim yapısının karar kalitesini artırması ve icrayı hızlandırması amaçlanıyor. VERİYE DAYALI VE ÇEVİK DÖNGÜLERLE YÖNETİLEN YENİ BİR KURUMSAL OFİS Öte yandan, yeni oluşturulacak ve doğrudan Sabancı Holding CEO’suna bağlı olarak görev yapacak Kurumsal Ofis bünyesinde, strateji, iş geliştirme, şirket birleşme ve satın almaları ve dönüşüm programları, veriye dayalı ve çevik döngülerle yönetilecek. Farklı uzmanlıklara sahip Sabancı liderlerinin görev alacağı bu yapılanmayla birlikte, karar alma hızının artması, merkez-saha etkileşiminin güçlenmesi ve sermaye verimliliğinin yükselmesi amaçlanıyor. Mevcut yapıda Sabancı Holding Yürütme Kurulu içerisinde yer alan Finans, Hukuk ve Uyum, İnsan Kaynakları ve Sürdürülebilirlik, Kurumsal Marka ve İletişim Başkanlıkları, yeni organizasyonda da Yürütme Kurulu’ndaki görevlerine aynı şekilde devam edecek. “PORTFÖYÜN TAMAMINDA DEĞER YARATIMINA ODAKLANAN BİR YÖNETİM ANLAYIŞI” Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Sabancı Holding CEO’su Kıvanç Zaimler, söz konusu adımın sektörde ezberleri bozan, holding yapılarında kutuların dışına çıkan, portföyün tamamında değer yaratımına odaklanan bir yönetim anlayışı olduğunun altını çizerken, “Yeni görev tanımları ve kurul yapılanmaları, yatırımlarımızı daha etkin yönetmemizi, dönüşüm projelerini disiplin ve hızla hayata geçirmemizi sağlayacaktır. Bu yapılanmayla birlikte temel amacımız, Türkiye’den yükselen fikir ve yetenekleri daha ölçeklenebilir bir yapıda konumlayarak uluslararası rekabet gücünü artırmak ve Sabancı’nın sürdürülebilir büyümesini hızlandırmak” dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.