Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Iş Sağlığı

Kapsül Haber Ajansı - Iş Sağlığı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Iş Sağlığı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

COLIN’S Üçüncü Sürdürülebilirlik Raporunu Yayımladı Haber

COLIN’S Üçüncü Sürdürülebilirlik Raporunu Yayımladı

Şirket, 2030 yılına kadar enerji tüketiminin tamamını yenilenebilir kaynaklardan karşılama, kadın yönetici oranını %50’ye yükseltme ve mağaza sayısını 35 ülkede 800’e çıkarma hedefiyle dikkat çekiyor. COLIN’S, yayınladığı üçüncü Sürdürülebilirlik Raporu’nda 2024 yılı boyunca çevresel, sosyal ve yönetişim alanlarında kaydedilen gelişmeleri ve 2030 vizyonunu paylaştı. Raporda yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, etik tedarik zinciri, çeşitlilik ve sürdürülebilir tasarım alanlarında somut adımlar öne çıkıyor. COLIN’S Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, 2024 yılının hem finansal hem de sürdürülebilirlik açısından güçlü bir yıl olduğunu vurgulayarak, “Bu büyümeyi yalnızca ekonomik başarıyla değil, çevreye ve topluma karşı duyduğumuz sorumlulukla da destekledik. ‘Gezegenden ve İnsandan Sorumluyuz’ yaklaşımımız doğrultusunda sürdürülebilirlik ilkelerini iş süreçlerimizin odağına yerleştirdik” dedi. Hazır giyimi sorumlu giyime dönüştürme hedefi doğrultusunda yürütülen çalışmaların yalnızca üretim süreçleriyle sınırlı olmadığını belirten Yavuz Eroğlu, “Attığımız adımlar tedarik zincirimizden müşteri deneyimimize, dijitalleşme projelerimizden inovatif çözümlerimize kadar uzandı. Karbon ayak izimizi azaltmaya, kaynak kullanımında verimliliği artırmaya, sosyal etkilerimizi daha olumlu hale getirmeye yönelik çalışmalarımıza hız kazandırdık” diye konuştu. Yenilenebilir enerjide güçlü adım COLIN’S, sürdürülebilirlik yolculuğunda en somut adımlarından birini enerji alanında attı. Şirket, 2024 yılında aldığı çağrı mektubuyla Niğde’de 2,5 MW kurulu güce sahip Arazi Tipi Güneş Enerjisi Santrali (GES) yatırımına başlıyor. Bu proje sayesinde faturası doğrudan COLIN’S’e ait olan 49 mağaza ile Türkiye’deki lojistik ve dağıtım üssü COLIN’S Dağıtım Merkezi’nin elektrik ihtiyacının tamamı güneşten karşılanacak. Yıllık 5,5 milyon kWh elektrik üretimi öngörülen santral, yaklaşık 30 milyon TL’lik enerji maliyetini yenilenebilir kaynaklardan karşılayacak. COLIN’S, proje devreye alındığında, 49 mağaza ve COLIN’S Dağıtım Merkezi’nin elektrik giderlerini sıfırlamayı ve karbon salımını önemli ölçüde azaltmayı hedefliyor. Enerji fiyatlarındaki dalgalanmalara karşı şirketi koruyacak olan yatırım, COLIN’S’in 2030’da tüm enerji tüketimini yenilenebilir kaynaklara dayandırma vizyonunun da ilk büyük ölçekli uygulaması olma özelliğini taşıyor. Mağazalarda enerji yönetim sistemi COLIN’S, mağaza operasyonlarını dönüştürerek 2024’te 44 mağazasını daha enerji yönetim sistemine entegre etti ve böylece toplam mağazalarının %80’i sisteme dahil edildi. Enerji verimliliğine yönelik bu hamle çevresel etkileri azaltırken finansal katkı da sağladı. 6,5 milyon TL’lik yatırım sayesinde yalnızca bir yılda 650.000 kWh tasarruf elde edildi. Enerji yönetim sistemine yönelik yatırımlar, COLIN’S’in çevresel etkisini azaltma hedefini somut biçimde destekledi. Sağlanan enerji tasarrufu sayesinde önemli miktarda karbon salımı engellendi; bu etki, binlerce ağacın yıllık karbon tutumuna eşdeğer bir fayda yarattı. Böylece hem çevreye duyarlı bir operasyon modeli güçlendirildi hem de 2024 yılı itibarıyla 4 milyon TL’ye ulaşan bir finansal tasarruf sağlandı. Enerji yönetim sistemleri, mağazalardaki aydınlatma, iklimlendirme ve tüm cihazların gerçek zamanlı izlenip optimize edilmesini mümkün kılıyor. Böylece gereksiz tüketim önleniyor, şirketin karbon ayak izi kayda değer ölçüde azalıyor. Ürünlerde sürdürülebilir yenilikler COLIN’S, moda koleksiyonlarında çevreye duyarlı üretimi güçlendirmeye devam ediyor. 2024 Sürdürülebilirlik Raporu’na göre şirket, doğal kaynak tüketimini azaltan ve ürünlerin ömrünü uzatan yenilikçi projeleri devreye aldı. Bunların başında, 2024’te İlkbahar-Yaz ve Sonbahar-Kış sezonlarında toplam 616 bin 134 adet erkek dış giyim ürününün %77’sine ve kadın dış giyim ürünlerinde toplam 344 bin 828 adedin %73’üne uygulanan Su İticilik Apre Projesi geliyor. Bu teknoloji, ürünleri suya ve kire karşı daha dayanıklı hale getirirken, daha az yıkanma ihtiyacı sayesinde su ve enerji tasarrufu sağlıyor ve ürün ömrünü uzatıyor. Uzun süredir sürdürülen Ekolojik Jeans Koleksiyonu, inovatif yıkama teknikleriyle denimde su, enerji ve kimyasal tüketimini önemli ölçüde azalttı. Color Denim Koleksiyonu ise, top boyama teknikleri ve çevre dostu boyarmaddelerle hem trend hem de doğa dostu tasarımlar sundu. Elyaf kullanımında da son yıkama yerine viskon, modal, polyester ve poliamid gibi yumuşak dokulu elyaflar tercih edilerek su ve kimyasal tüketimi düşürüldü. Ayrıca COLIN’S Dağıtım Merkezi’nin aldığı Sıfır Atık Belgesi ve tüm aksesuar etiketlerinde FSC sertifikalı kâğıtlara geçiş doğal kaynakların korunmasında önemli bir adım oldu. 1,1 milyon kolinin 401 bini yeniden kullanıldı COLIN’S, sürdürülebilirlik stratejisinin önemli ayaklarından biri olan atık yönetiminde dikkat çekici sonuçlar elde etti. 2022’de dağıtım merkezinde başlayan Sıfır Atık uygulaması, 2023’te cadde mağazalarına da yaygınlaştırıldı; ayrıştırma alanları kurularak geri dönüştürülebilir malzeme oranı artırıldı. 2024’te yapılan 1,1 milyon koli sevkiyatının 401 bini yeniden kullanıldı. Bu süreçte yeniden kullanılan koliler sayesinde önemli miktarda karton tasarrufu sağlandı ve yapılan hesaplamalara göre yaklaşık 2.700 ağacın kesilmesini önlemekle eşdeğer bir çevresel fayda elde edildi. Bu uygulama hem maliyetlerde hem de çevresel etkilerde tasarruf sağladı. Ayrıca mağaza donanımlarında geri dönüştürülmüş ahşap, doğal mankenler ve geri dönüştürülmüş askılar tercih edilerek çevre dostu tasarım anlayışı benimsendi. COLIN’S’te kadın yönetici oranı %33’e yükseldi COLIN’S, insan kaynağını sürdürülebilirlik stratejisinin merkezine koyarak çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılıkta önemli ilerlemeler kaydetti. 2024 Sürdürülebilirlik Raporu’na göre kadın yönetici oranı %33’e yükseldi; bu artış, liderlik pozisyonlarında kadın temsilini güçlendirme hedefine doğru atılmış önemli bir adım oldu. Şirket, işe alımlarının %14’ünü yeni mezunlardan gerçekleştirerek genç yeteneklere fırsat sundu. Ayrıca çalışan gelişimine yönelik yatırımlar kapsamında 2024’te 135.732 saat eğitim ve 2.650 saat iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verildi. Dijitalleşmeye 3,1 milyon dolarlık yatırım COLIN’S, dijitalleşmeyi müşteri deneyimini güçlendiren, operasyonel verimliliği artıran ve sürdürülebilir büyümeyi destekleyen stratejik bir alan olarak konumlandırıyor. 2024’te dijitalleşme ve inovasyona yapılan 3.1 milyon dolarlık yatırım sayesinde iş süreçleri optimize edildi, enerji tüketimi azaltıldı, kaynak yönetimi iyileştirildi ve karbon ayak izi küçültüldü. Dijital dönüşüm vizyonu üretim ve operasyonun ötesine geçerek İnsan Kaynakları’na da taşındı. Bu kapsamda uygulanan Dijital Olgunluk Projesi, süreçlerin teknik ve kültürel dönüşüm düzeyini analiz ederek çalışan deneyimini güçlendirdi ve kurumsal verimliliği artırdı. Toplumsal katkı stratejinin merkezinde COLIN’S, sürdürülebilirliği yalnızca çevresel ve ekonomik boyutlarıyla değil, toplumsal fayda yaratarak da hayata geçiriyor. 2024 Sürdürülebilirlik Raporu’na göre şirket, iş stratejilerini toplumsal gelişimle birlikte kurguluyor ve bu sorumluluğu paydaşlarıyla şeffaf biçimde paylaşıyor. Toplumsal katkı, müşterilerin ötesinde çalışanlar, tedarikçiler, gençler ve geniş toplulukları kapsıyor. Bu kapsamda üniversite öğrencilerinin kariyer yolculuklarına destek sağlayan projeler yürütülüyor, genç yeteneklerin yaratıcılıklarını ortaya koyabilecekleri platformlar oluşturuluyor. Etik ve sorumlu tedarik COLIN’S, sürdürülebilirlik vizyonunu tedarik zincirinde de somut adımlarla hayata geçiriyor. Etik değerlere bağlı, çevre dostu tedarikçilerle iş birlikleri kurarak gezegenin korunmasına ve işin geleceğinin güvence altına alınmasına katkı sağlıyor. Sürdürülebilirliğe bütüncül bakış COLIN’S, sürdürülebilirliği enerji verimliliğinden döngüsel tasarıma, etik tedarikten toplumsal yatırımlara ve dijitalleşmeye uzanan çok boyutlu bir dönüşüm alanı olarak ele alıyor. Şirket, tüm operasyonlarını çevresel sorumluluk, toplumsal fayda ve uzun vadeli değer yaratma ilkeleri doğrultusunda yeniden şekillendiriyor. COLIN’S, attığı her adımı yalnızca bugünün değil, gelecek kuşakların dünyasına duyduğu sorumluluğun bir parçası olarak görüyor; sürdürülebilir modayı herkes için erişilebilir kılmayı hedefliyor.

UNICEF, Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Rönesans Holding’den Eğitimde Güç Birliği Haber

UNICEF, Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Rönesans Holding’den Eğitimde Güç Birliği

UNICEF, Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Rönesans Holding, Türkiye’de gençlerin eğitim yolculuğu ile istihdama geçişleri arasındaki köprüyü güçlendirerek, onların geleceğini şekillendirme yolunda önemli bir adım attı. Rönesans Holding, UNICEF Türkiye’nin eğitimden istihdama geçiş sürecini destekleme misyonu kapsamında, gençleri iş gücü piyasasıyla uyumlu becerilerle donatmayı ve mezuniyet sonrası gençlerin istihdam edilebilirliklerini artırmayı amaçladığı programın önemli bir ortağı oldu. Bu iş birliği çerçevesinde Rönesans, Gaziantep Şehir Hastanesi’nin kapılarını açarak öğrencilere iş başında eğitim imkânı sunuyor. Ayrıca öğretmenler, usta öğreticiler ve rehber öğretmenler için kapasite geliştirme fırsatları sağlanmasını destekleyerek, öğrenciler için güvenli ve destekleyici eğitim ortamlarının oluşturulmasına katkıda bulunuyor. Program kapsamında, Gaziantep Şehir Hastanesi’nde yazılım geliştirme, yiyecek ve içecek hizmetleri, endüstriyel bakım ve onarım, tesisat ve enerji sistemleri ile endüstriyel otomasyon teknolojileri gibi alanlarda 120 öğrenciye mesleki eğitim fırsatı sunulacak. Böylece öğrenciler, eğitim alanlarındaki güncel uygulamaları, ileri teknoloji ile öğrendikleri bir deneyimle mesleklerine hazırlanacak. Aynı zamanda koordinatör ve rehber öğretmenler ile usta öğreticilerin teknik kapasiteleri güçlendirilecek; öğretim programları sektör ihtiyaçlarına uygun şekilde güncellenecek. Bu sayede gençlerin mezuniyet sonrası istihdam edilebilirliklerinin artarken, sağlık sektörünün ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünün yetiştirilmesine katkı sağlanmış olacak. İş birliğinin dikkat çeken yönlerinden biri olarak da Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın (EBRD) paydaş olarak sürece sağladığı katkı gösteriliyor. Bankanın Rönesans Holding ile tesis ettiği sürdürülebilirlik bağlantılı finansman çerçevesi, programın, gençlerin beceri gelişimi ve istihdam edilebilirliğinin artırılmasına yönelik hedeflerle hizalanmasında katalizör etkisi yaratıyor. GENÇLER İÇİN İŞ DÜNYASINA GÜÇLÜ GEÇİŞ İMKANI Bu özel iş birliği hakkında konuşan UNICEF Türkiye Temsilcisi Paolo Marchi şunları söyledi: “UNICEF olarak, her gencin ihtiyaç duyduğu bilgi, beceri ve yetkinlikleri kazanarak potansiyelini en üst düzeye çıkarmasını desteklemek istiyoruz. Bu beceriler aynı zamanda iş gücü piyasasıyla uyumlu olmalı. Bu ortaklık iki önemli şeyi bir arada gerçekleştiriyor: Millî Eğitim Bakanlığı’nın kaliteli ve kapsayıcı mesleki ve teknik eğitim sağlamasına destek olmak ve Rönesans Holding gibi özel sektör ortaklarının uzmanlığından yararlanarak gençlere yenilikler ve fırsatlar sunmak. En önemlisi, bu iş birliği doğrudan hedeflenen öğrencilerin ötesinde sistemi de güçlendirmektedir. Mesleki ve teknik eğitim müfredatının güncellenmesi, iş sağlığı ve beceri eğitimi standartlarının iyileştirilmesi ve öğretmen kapasitesinin artırılması, Türkiye genelinde çok daha fazla sayıda mesleki ve teknik eğitim öğrencisine fayda sağlayacaktır. Böylece kaliteli, ihtiyaca ve geleceğe yönelik becerilerin istisna değil, standart hâline gelmesine katkıda bulunacaktır.” EBRD Türkiye ve Kafkaslar Yönetici Direktörü Elisabetta Falcetti ise, “Çeşitliliği teşvik eden, beceri geliştirme yoluyla rekabet gücünü artıran ve sektörlerin daha sağlam temeller oluşturmasına yardımcı olan bu çok yönlü girişime katkı sağlamaktan gurur duyuyoruz. Fırsat eşitsizliği büyümeyi sınırlar; bu nedenle EBRD, tüm faaliyet bölgelerinde fırsat eşitliğini desteklemeye kararlıdır. Eşitlik ve toplumsal cinsiyet kapsayıcılığına yönelik stratejilerimiz doğrultusunda, özel sektör ortaklarımızla birlikte kapsayıcı işgüçlerinin potansiyelini açığa çıkarmak için çalışıyoruz. Bu girişimin sağlık sektöründe kritik bir insan kaynağı sorununu ele alacağına inanıyorum. Başarısının diğer sektörlere de taşınmasını dört gözle bekliyoruz” diye konuştu. MESLEKİ EĞİTİMDE ÇOK ÖNEMLİ BİR ADIM Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı İpek Ilıcak Kayaalp, bugüne kadar Rönesans Eğitim Vakfı aracılığıyla 14 binden fazla gence burs verdiklerini, Pusula Programı ile 1900 yeni mezun gence kariyer fırsatı sunduklarını, fen ve teknik meslek liseleri kurduklarını ve farklı projelerle 390 binden fazla çocuğun eğitimine katkı sağladıklarını hatırlattı. Nitelikli eğitim ve eğitimde fırsat eşitliği için yürüttükleri projeleri daha da güçlendirmek için çalıştıklarını ifade eden Ilıcak Kayaalp, MEB ve UNICEF ile öncelikli alanı mesleki eğitim olan projeyi hayata geçirerek, çok önemli bir adım daha attıklarını söyledi. İpek Ilıcak Kayaalp, “Rönesans olarak, bu proje kapsamında Gaziantep Şehir Hastanesi’nde en modern ve yeni cihazlarla donatılmış bir ortamda, usta öğreticilerin rehberliğinde 120 öğrencinin mesleklerine hazırlanmasını sağlıyoruz. Öğrencilerimiz, program kapsamında haftada dört gün hastanemizde eğitim alacak. Bu proje, ‘Yalnızca bir eğitim uygulaması değil; özel sektör, uluslararası kuruluşlar ve kamu iş birliğinin Türkiye’deki öncü, dünyada ise örnek gösterilebilecek bir modeli’… Özel sektör üretim ve tecrübeyi koyuyor, kamu düzenleyici rolünü üstleniyor, UNICEF ise toplumsal fayda perspektifini sağlıyor. Bu üç gücün birleşimi, tek başına yapılamayacak etkileri ortaya çıkarıyor. Önceliğimiz, gençlere umut, fırsat ve güven dolu bir gelecek sunmak. Yarınlarımızı emanet edeceğimiz bu gençlerin, çağın gerekliliklerine uyum sağlayan, sorgulayan ve üreten bireyler olarak yetişmeleri için tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” dedi. İpek Ilıcak Kayaalp, mesleki eğitim konusundaki söz konusu iş birliğini faaliyet gösterdikleri farklı alanlarda genişletmek için UNICEF ile görüşmelerinin devam ettiğini de sözlerine ekledi.

Uzmanlara Göre Kocaeli’nde Facia Göz Göre Göre Geldi! Haber

Uzmanlara Göre Kocaeli’nde Facia Göz Göre Göre Geldi!

İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanları Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl ve Dr. Öğr. Üyesi Hacer Kayhan olayın temel nedeninin yanıcı maddelerin bulunduğu tesisin yeri, ruhsatlandırma sürecindeki eksiklikler ve denetim zafiyeti olduğunu belirterek, facianın ‘göz göre göre geldiği’ uyarısında bulundu. Acil çıkış eksikliğinin can kayıplarını doğrudan etkilediğini söyleyen İş Sağlığı ve Güvenliği Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, “Yangın tek çıkışın olduğu yere yakın bir yerde başlarsa, yangın büyüdükten sonra dışarıdan gelenler müdahale edemedikleri için orada kaç kişi kalırsa vefatla karşılaşıyoruz.” dedi. Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl: “Önceden alınacak basit önlemlerle, zarar sıfıra indirilebilir. İşverenlerin, ruhsatlama ve denetim süreçlerinde itfaiyeyi ve iş güvenliği uzmanlarını sürece aktif olarak dahil etmesi gerekir. Patlamadan korunma kültürünü işin başında oluşturmak, sonradan alınacak önlemlerden çok daha etkili ve hayat kurtarıcıdır.” Dr. Öğr. Üyesi Hacer Kayhan: “Yangını ya da alevi bir kişi başlatmaz; yangını ihmal başlatır.” Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde bir kozmetik fabrikasında meydana gelen ve 6 kişinin yaşamını yitirdiği feci yangın, iş sağlığı ve güvenliği uzmanları tarafından mercek altına alındı. Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan: “Fabrika temel güvenlik standartlarına uymuyor” Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, 50 kişinin çalıştığı tesisin "depo" olarak ruhsatlandırılmış olabileceği şüphesini dile getirerek, bu durumun hem ruhsat verenleri hem de işvereni sorumluluk altına soktuğunu belirtti. Dr. Öğr. Uçan, fabrikanın temel güvenlik standartlarına uymadığını ifade ederek, “Burası kesinlikle bir fabrika. Depoda öyle 50 kişi falan çalışmaz... Fabrikaysa da fabrikanın 50 kişinin çalıştığı fabrikada tek giriş çıkış olan bir yer olmaz. Mutlaka fabrikanın en aşağı iki veya üç tane acil çıkışı olması lazım. Burada da öyle bir olay yok.” dedi. Acil çıkış eksikliği can kayıplarını doğrudan etkiledi Acil çıkış eksikliğinin can kayıplarını doğrudan etkilediğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, “Yangın tek çıkışın olduğu yere yakın bir yerde başlarsa, yangın büyüdükten sonra dışarıdan gelenler müdahale edemedikleri için orada kaç kişi kalırsa vefatla karşılaşıyoruz.” ifadesinde bulundu. Depo ruhsatı alan işletmelerde iş güvenliği uzmanı bulundurma zorunluluğunun olmamasının riskine de dikkat çeken Uçan, “Depo olursa iş güvenliği uzmanı çalıştırma gibi bir zorunluluk yok. Tamamen kendi istedikleri gibi hareket ediyorlar.” şeklinde konuştu. Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı ve İSG Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, olayın sadece bir yangın değil, bir patlama dizisi ile başladığına vurgu yaparak teknik riskleri açıkladı. Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, yangın anında yangın söndürücülerin bile işe yaramadığını belirtti. Dr. Bingöl, kullanılan hammaddenin tehlike seviyesine ilişkin, “Öncelikle bir patlamanın olduğu değerlendiriliyor ki birkaç üst üste patlama var. Yani bir patlayıcı ortam patlaması, ATEX dediğimiz patlama kısmında. Şimdi bu tip patlamalarda yangın söndürücüler çok fazla işe yaramıyor.” ifadesinde bulundu. Kozmetik sektöründe kullanılan alkol tehlike yaratıyor Yanıcı sıvıların depolanma şartlarına değinen Dr. Öğr. Üyesi Bingöl, kozmetik sektöründe kullanılan alkolün neden olabileceği tehlikeye dikkat çekti. Bingöl, “Bir parfümeri deposundan bahsediyoruz, muhtemelen tabii ki alkol kullanılıyor. Bu tip yanıcı sıvılar parlama noktası düşük sıvılardır. Alkolün yanlış bilmiyorsam 12.6 derecedir parlama noktası. Bu şu demektir: Bu 12.6 derecenin üstündeki her sıcaklıkta buhar üretir bu malzeme... Yanma gaz fazında olduğu için, bu ortamdaki alkolün de durumu budur.” dedi. Kimyasal ve yanıcı maddelerin kullanıldığı bir tesis OSB dışında olmamalı Kimyasal ve yanıcı maddelerin kullanıldığı bir tesisin Organize Sanayi Bölgesi (OSB) dışında, yerleşim yerlerinin ortasında bulunmasını eleştiren Dr. Öğr. Üyesi Bingöl, “Bir kere tesisin yeri yanlış. Bu tip yerleri biz genelde organize sanayi bölgelerinde bekleriz... Yani zaten binanın yeri mahalle arasında olması bir garabet... Altta bir kesme, bükme yeri var, yani bir metal atölyesi var ki altta sıcak çalışma yapılıyordur. Metalin kestiği kıvılcım çıkacak, kıvılcım yine tutuşturucu kaynak olarak rol oynayabilir. Neresinden tutsanız bir yanlışlık var.” şeklinde konuştu. OSB’ler “ihtisas alanı” olduğu için itfaiye ekipleri daha bilinçli ve deneyimli Dr. Bingöl, organize sanayi bölgelerinin (OSB) “ihtisas alanı” olması nedeniyle bu bölgelerdeki itfaiye ekiplerinin daha bilinçli ve deneyimli olduğunu söyleyerek, “Organize sanayi bölgelerinde itfaiye, ruhsatlama aşamasından itibaren sürecin içinde yer alıyor. Hangi tesiste ne üretildiğini, neyin depolandığını, hangi kimyasalların kullanıldığını önceden biliyor. Dolayısıyla bir yangın çıktığında müdahale planı önceden hazır oluyor. Ancak mahalle arasındaki küçük fabrikalarda bu bilgiye sahip olunmadığı için müdahale gecikebiliyor veya yanlış yöntem uygulanabiliyor.” diye konuştu. Yangın güvenliğinde asıl mesele patlayıcı ortamın riski Yangın güvenliğinde asıl meselenin patlayıcı ortam riski olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, “Patlamadan korunma üç aşamalı bir sistem. Birincisi patlayıcı ortamı hiç oluşturmamak. İkincisi, oluşuyorsa tutuşmasını engellemek. Üçüncü aşama ise patlama meydana geldiğinde etkilerini azaltmak. Biz genellikle üçüncü aşamayı konuşuyoruz; sprinkler sistemleri, tatbikatlar, köpükle müdahale gibi önlemler hep bu aşamaya girer. Oysa asıl başlamamız gereken yer birinci aşamadır: patlayıcı ortamın hiç oluşmamasıdır.” dedi. Mevzuata göre patlayıcı ortam riski bulunan işyerlerinde çalışanların patlayıcı ortamların tehlikelerinden korunması hakkındaki yönetmelik kapsamında doküman hazırlanmasının zorunlu olduğunu hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Bingöl, “Risk değerlendirmesinin içinde bu dokümanın mutlaka yer alması gerekir. Depolama koşulları, yanıcı sıvıların açıkta bulundurulmaması, düşük parlama noktası olan kimyasalların güvenli ortamlarda saklanması sağlanmalı. Bu önlemler, patlayıcı buharların kapalı ortamlarda birikmesini önler.” ifadesinde bulundu. Basit önlemler hayat kurtarır! Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, sanayi tipi kazalarda can kayıplarını azaltmanın mümkün olduğunu dile getirerek, “Önceden alınacak basit önlemlerle, zarar sıfıra indirilebilir. İşverenlerin, ruhsatlama ve denetim süreçlerinde itfaiyeyi ve iş güvenliği uzmanlarını sürece aktif olarak dahil etmesi gerekiyor. Patlamadan korunma kültürünü işin başında oluşturmak, sonradan alınacak önlemlerden çok daha etkili ve hayat kurtarıcıdır.” şeklinde konuştu. Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, parfüm gibi yanıcı ve patlayıcı kimyasalların üretildiği tesislerin mahalle aralarında kurulmasının ciddi risk oluşturduğunu belirterek, “Eğer belediye, burada ‘parfüm üretimi’ yapıldığına dair bir ruhsat verdiyse, itfaiyenin de bundan haberdar olması gerekir. Çünkü ruhsatlama aşamasında itfaiyenin, tesisin mevzuata uygun olup olmadığını denetlemesi gerekir. Ancak görünen o ki, bu bina mahalle arasında yer alıyor ve büyük olasılıkla üretim süreciyle ilgili itfaiye detaylı bilgiye sahip değildi. Oysa böyle bir tesis organize sanayi bölgesinde olsaydı, itfaiye kuruluş aşamasından itibaren süreci denetler, olası riskleri önceden belirlerdi.” dedi. Ruhsatlama aşamasında çok disiplinli denetim şart Dr. Bingöl, ruhsatlama sürecinin sadece belediyelerle sınırlı kalmaması, itfaiye, çevre ve iş sağlığı uzmanlarının da sürece aktif olarak dahil edilmesi gerektiğini ifade ederek, “Eğer parfüm üretimi gibi yanıcı kimyasalların yer aldığı bir faaliyet söz konusuysa, o tesisin uygunluğu birçok açıdan değerlendirilmeli. Depolama koşulları, havalandırma sistemi, elektrikli ekipmanların patlamaya dayanıklılığı gibi teknik kriterler dikkate alınmalı. Bu nedenle ihtisas bölgeleri, sadece üretim için değil, güvenlik kültürü açısından da büyük önem taşıyor.” diye konuştu. Dr. Hacer Kayhan: “Yangını ya da alevi bir kişi başlatmaz; yangını ihmal başlatır” Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Hacer Kayhan da binanın fiziksel yapısına dair önemli bir tespitte bulunarak, ruhsatlandırma sürecindeki çoklu kurum sorumluluğunu hatırlattı. Dr. Öğr. Üyesi Hacer Kayhan, parfüm üretimi gibi yanıcı, uçucu ve patlayıcı kimyasallarla çalışılan tesislerin mahalle aralarında yer alamayacağını ifade ederek, yaşanan olayın ihmaller zincirine işaret ettiğini belirtti. Yangını ihmal başlatıyor! Olayı değerlendiren Dr. Kayhan, “Yangını ya da alevi bir kişi başlatmaz; yangını ihmal başlatır. Dolayısıyla öncelikle ‘ihmal nerede yapılmış?’ sorusunu sormamız gerekiyor.” dedi. Dr. Öğr. Üyesi Kayhan, parfüm üretiminin niteliğine dikkat çekerek, “Parfüm üretiyorsa, orada alkol, çözücüler ve uçucu organikler var — yani parlayıcı, patlayıcı ve yanıcı kimyasallarla çalışılan bir tesis bu. Böyle bir tesisin olması gereken yer burası değil.” ifadesinde bulundu. Ruhsatlama zincirinde birçok kurum var… Ruhsatlama sürecindeki çoklu sorumluluğa işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Hacer Kayhan, şunları kaydetti: “Bir tesisin bu tür faaliyetlere uygun olup olmadığına dair onay birden fazla kurum tarafından verilir. Belediye, eğer belediye sınırları içindeyse ruhsat verir; itfaiye uygunluk raporu düzenler; Sanayi Bakanlığı tehlikeli kimya nedeniyle sürece dahil olur; Çalışma Bakanlığı ise iş güvenliği perspektifinden denetler. Biz önce yukarıdan başlamalıyız: Kim onay verdi, hangi koşullarda verdi? Orada görünen ek bina, kaçak kat izlenimi veriyor. Depolama alanı olarak kullanılan bölümler, ruhsatlı çıkmayabilir. Alt kısım için ‘ruhsatı var’ deniyor ama neyin ruhsatı olduğu sorgulanmalı metal atölyesi ruhsatı mı, depo ruhsatı mı? Depo ruhsatıyla üretime başlanmışsa bu suçtur.” Cezai ve idari sorumluluklar netleşmeli Dr. Öğr. Üyesi Kayhan, bu tür olayların önlenebilir olduğunu vurgulayarak şu çağrıda bulundu: “Biz meslekten olarak bu tür kazaların önlenebilir olduğunu biliyoruz. Alınacak her önlem bir can kurtarabilir. Ruhsatlandırma, denetim ve uygunluk süreçlerinde sorumluluklar netleştirilmeli; gerektiğinde idari ve cezai süreç işletilmeli.”

Çolakoğlu Metalurji, 2024 Sürdürülebilirlik Raporu’nu Yayımladı Haber

Çolakoğlu Metalurji, 2024 Sürdürülebilirlik Raporu’nu Yayımladı

Şirket, hurda bazlı elektrikli ark ocağı (EAF) üretim modeli sayesinde döngüsel ekonomiye katkı sağlarken; iklim değişikliğiyle mücadelede Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonlarını azaltmaya odaklanıyor. 2050 yılı net sıfır hedefine bağlılığını yineleyen Çolakoğlu Metalurji, 2024’te devreye alınan 2,1 MWp Çubuk Haddehanesi Çatı GES projesi ile yenilenebilir enerji yatırımlarında önemli bir kilometre taşına ulaştı. Dijital Dönüşüm Öne Çıktı 2024 yılı, Çolakoğlu Metalurji için dijital dönüşümün ön plana çıktığı bir dönem oldu. Üretim süreçlerinden iş modellerine kadar uzanan dijitalleşme adımları hem verimliliği artırdı hem de sürdürülebilirlik hedeflerini güçlendirdi. Çalışan ve Toplum Odaklı Yaklaşım İnsan kaynağına yapılan yatırımlar, sürdürülebilirlik stratejisinin temelini oluşturdu. 2024 yılı boyunca çalışanlara toplam 70.535 saat eğitim verildi; kişi başına ortalama 42,6 saatlik eğitimle gelişim desteklendi. Kadın istihdamını artırmayı hedefleyen şirket, 2030 yılına kadar kadın çalışan oranını %25’e çıkarmayı planlıyor. İş sağlığı ve güvenliği alanında ise “sıfır kaza” hedefi doğrultusunda yürütülen projeler, düzenli denetimler ve bildirim sistemleriyle güvenli çalışma kültürü pekiştirildi. Toplumsal katkı kapsamında, Çolakoğlu Spor Kulübü aracılığıyla bölge gençlerine fırsat eşitliği sağlanırken, sosyal uyum ve kapsayıcılığı destekleyen projeler hayata geçirildi. Müşteri Odaklılık ve Güven 2024 yılında müşteri memnuniyeti oranı %89 ile %85’lik hedefin üzerine çıkarak önemli bir başarıya imza atıldı. Şirket, paydaş iş birlikleri ve kolektif çabaların, sürdürülebilirlik başarılarını daha da anlamlı kıldığını vurguladı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.