Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Kapsulhaberajansı

Kapsül Haber Ajansı - Kapsulhaberajansı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kapsulhaberajansı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Akın Ergür: "Güven Olmadan Ne Satınalma Ne Liderlik Olur!" Haber

Akın Ergür: "Güven Olmadan Ne Satınalma Ne Liderlik Olur!"

Kapsül Haber Ajansı olarak, iş dünyasının önde gelen isimleriyle gerçekleştirdiğimiz röportaj serisinin yeni konuğu, Temsa Satınalma ve Tedarik Zinciri Direktörü Akın Ergür oldu. Keyifli okumalar dileriz. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? 1969 Ankara doğumluyum. ODTÜ Makine Mühendisliği mezunuyum. 1995’te Tofaş Satınalma’da başlayan yolculuğum, Fiat İtalya’da Satınalma ve Proje Yönetimi, Ar-Ge deneyimleri derken, bugün Temsa’da Satınalma ve Tedarik Zinciri Direktörü olarak devam ediyor. 30 yıllık iş hayatımın yanı sıra üniversitelerde yüksek lisans ve lisans dersleri verdim. “Akın Ergür’le Muhabbetler” adlı seminerler yapıyorum, hatta profesyonel koçluk da yapıyorum. Yani kısaca hayatım “insan” ve “muhabbet” üzerine kurulu diyebilirim. Kariyerinizde bugünlere gelene kadar hangi önemli dönüm noktalarını yaşadınız? Hayatımda iki dönüm noktası çok belirleyici oldu: Birincisi Fiat İtalya’da çalıştığım yıllar. Orada öğrendiğim sistematik bakış açısını Türkiye’ye taşıyıp uygulama fırsatı bulmak, bana farklı bir vizyon kattı. Ayrıca 2017’de ilk kez kendi seminer programımı düzenledim; o gün aldığım geribildirimler, tecrübelerimi paylaşmanın ne kadar değerli olduğunu bana gösterdi. Bu yolculuk da kitabım “Satınalma Sanatı ve İnsan”ın ortaya çıkmasına zemin hazırladı. Sizin için 'başarı'yı tanımlar mısınız? Sizi diğerlerinden farklı kılan ve başarınızı sağlayan kişisel stratejiler neler? Benim için başarı, yalnızca sayılara ve finansal sonuçlara indirgenemez. Başarı, insanlara dokunmak, güven inşa etmek, birlikte büyüyebilmektir. Kariyerim boyunca farkımı ortaya koyduğum temel nokta “satınalma = insan” yaklaşımı oldu. İlişkilerde güvene, şeffaflığa ve samimiyete dayalı bir strateji izledim. Teknik bilgi elbette önemlidir, ancak güvene dayalı ilişkiler kurmak ve sürdürülebilir iş birlikleri geliştirmek başarıyı kalıcı kılar. Başarıya giden yolda karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız? En büyük zorluklar genellikle kriz dönemlerinde yaşandı. Grevler, doğal afetler, tedarikçi iflasları, pandemi gibi olağanüstü durumlar karşıma çıktı. Bu süreçleri aşarken en önemli unsur, soğukkanlı kalabilmek, çözüm üretmek, hızlı ve doğru kararlar almak ve güçlü iş ilişkilerine dayalı iş birlikleri kurmaktı. Kriz anında yalnız kalmıyorsanız, tedarikçileriniz size güveniyorsa her engel aşılabiliyor. Bugün, sizin konumunuza ulaşmak isteyen birisi için en kritik öneriniz ne olurdu? Meraklı olun, öğrenmekten hiç vazgeçmeyin. Masanızda oturmayın, sahaya inin. Ve en önemlisi: güven inşa edin. Güven olmadan ne satınalma olur ne de liderlik. Liderlik anlayışınızı nasıl tanımlarsınız? Ekibinizi motive etmek ve yönlendirmek için hangi stratejileri benimsiyorsunuz? Benim için liderlik, örnek olmak ve zor zamanda ekibin yanında durmaktır. İyi günde değil, zor zamanda yan yana olabilmektir. Ekibimi motive etmek için onları dinlerim, fikirlerine değer veririm ve inisiyatif almaları için alan açarım. Ortak başarıyı paylaşmak, bireysel katkıları görünür kılmak en önemli stratejimdir. Şirketinizin vizyonu ve misyonu doğrultusunda önümüzdeki yıllara dair büyük hedefleriniz nelerdir? Temsa’da hedefimiz, güçlü bir tedarik zinciriyle sadece bugünü değil, geleceği de güvence altına almak. Yenilikçi ve sürdürülebilir çözümlerle global pazarda daha etkin bir oyuncu olmak, Türk otomotiv sektörünün marka değerini yükseltmek ana hedeflerimizden biri. Küresel ekonomik belirsizlikler ve rekabet ortamında şirketinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Yerel ve uluslararası pazarda fark yaratmak için ne yapıyorsunuz? Ekonomik belirsizliklere karşı en güçlü silahımız, stratejik tedarikçi ilişkileri. Biz sadece fiyat odaklı değil, uzun vadeli iş birliği odaklı bir yaklaşım benimsiyoruz. Uluslararası pazarda farkımızı, inovasyon ve güvene dayalı ilişkilerle yaratıyoruz. Yani hem maliyet avantajı sağlıyor hem de sürdürülebilir iş ortaklıklarıyla riskleri minimize ediyoruz. Yerli tedarikçi parkımızı hem büyütüyor hem de geliştiriyoruz. Birçok sektörde eşine rastlayamayacağınız Temsa’ya özel Tedarikçi Geliştirme Programımız ve eğitimler ile yerli tedarikçilerimizin global pazarda önemli bir oyuncu olmasına destek veriyoruz. Sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda konusunda nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz? İş dünyasının bu konudaki sorumluluğunu nasıl görüyorsunuz? Sürdürülebilirliği sadece çevreye duyarlılık değil, aynı zamanda uzun vadeli insan ve iş ilişkileri olarak görüyorum. İş dünyasının toplumsal faydayı bir yan hedef değil, ana sorumluluk olarak görmesi gerektiğine inanıyorum. Eğitimden çevreye, çalışanların gelişiminden sosyal sorumluluk projelerine kadar iş dünyası bu alanda öncü olmalı. Dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojiler, iş modellerinizi nasıl dönüştürüyor? Bu değişime adapte olmak için nasıl bir yol izliyorsunuz? Dijitalleşme artık işimizin kalbi… Büyük veri analizi, otomasyon ve yapay zekâ destekli karar alma mekanizmaları sayesinde süreçlerimiz daha verimli ve şeffaf hale geliyor. Biz de süreçlerimizi dijitalleştiriyor, şeffaflığı artırıyor ve veriye dayalı kararlarla riskleri daha etkin yönetiyoruz. Ben hep şunu söylüyorum: teknoloji insanın önüne değil, yanına koyulduğunda anlamlı. O yüzden biz de insan dokunuşunu kaybetmeden dijitalleşmeye uyum sağlıyoruz. Bugünün iş dünyasında başarılı olmak isteyen gençlere, kariyerlerini sağlam temeller üzerine inşa etmeleri için hangi kritik tavsiyeleri verirsiniz? Öncelikle işinizi sevin. Sevmeden yapılan işte sürdürülebilir başarı olmaz. Merak edin, öğrenmeye açık olun. Etik değerlerden ödün vermeyin. Güven inşa edin; güven bir profesyonelin en büyük sermayesidir. Ve unutmayın: Her işin merkezinde insan vardır. İş dünyasında kalıcı fark yaratmak için insan odaklı bakış açısını hiç kaybetmeyin. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Ali Erkan Sökmen: "Gerçek Başarı, Hedefe Ulaşırken Değer Yaratmak ve İz Bırakmaktır" Haber

Ali Erkan Sökmen: "Gerçek Başarı, Hedefe Ulaşırken Değer Yaratmak ve İz Bırakmaktır"

Toyota'dan Mondelez'e uzanan uluslararası kariyeriyle sektöre yön veren Sökmen, stratejik satın alma alanındaki küresel deneyimlerini, dijital dönüşüm vizyonunu ve "lider yetiştiren lider" olma misyonunu Kapsül Haber Ajansı'na anlattı. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Merhaba, ben Ali Erkan Sökmen. Toyota, Honda, Danone, CEVA Logistics ve Mondelez International gibi global şirketlerde üst düzey görevler üstlendim. Bugün INNOVA Eğitim ve Danışmanlık’ın Genel Müdürü’yüm ve SSDER’in (Stratejik Satınalma Derneği) Başkanlığını yürütüyorum. İş dünyasında sürdürülebilir değer yaratmak ve genç profesyonellere ilham vermek temel motivasyonum. Kariyerinizde bugünlere gelene kadar hangi önemli dönüm noktalarını yaşadınız? Honda UK’de Avrupa tedarik zinciri projelerinde görev almak, Danone Türkiye’de dört şirketin satın alma fonksiyonlarını birleştirmek ve Mondelez’de Avrasya bölgesinin satın alma operasyonlarını yönetmek, kariyerimdeki önemli dönüm noktalarıydı. Son olarak, INNOVA ile danışmanlık alanına geçiş yaptım ve SSDER ile sektörel gelişime katkı sunmaya başladım. Sizin için 'başarı'yı tanımlar mısınız? Sizi diğerlerinden farklı kılan kişisel stratejiler neler? Başarı, hedefe ulaşmanın ötesinde, o yolda değer yaratmak ve iz bırakmaktır. Beni farklı kılan stratejiler arasında sürekli öğrenme, ekiplerin potansiyelini açığa çıkarma, krizleri fırsata çevirme ve teknolojiyi karar süreçlerine entegre etme yer alıyor. Başarıya giden yolda karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız? Ukrayna’daki savaş sonrası, bölgesel operasyonların yeniden yapılandırılması süreci oldukça zorluydu. Bu dönemde empatiyi önceliklendirdim, iletişimi güçlendirdim ve esnek stratejilerle operasyonları sürdürülebilir hale getirdim. Bugün sizin konumunuza ulaşmak isteyen birisi için en kritik öneriniz ne olurdu? Farklı sektörlerde ve kültürlerde çalışarak vizyonunuzu genişletin. Her görevde sadece işi değil, insanı da öğrenin. Bir mentora sahip olun ama aynı zamanda başkalarına da mentorluk yapın. Liderlik anlayışınızı nasıl tanımlarsınız? Ekibinizi motive etmek için hangi stratejileri benimsiyorsunuz? Liderliğim güvene dayalı, vizyoner ve kapsayıcıdır. Ortak hedefler belirler, başarıları görünür kılar, gelişim fırsatları sunar ve karar süreçlerine katılımı teşvik ederim. Her bireyin katkısını değerli kılmak, ekip ruhunu güçlendirir. Şirketinizin vizyonu doğrultusunda önümüzdeki yıllara dair büyük hedefleriniz nelerdir? INNOVA olarak dijitalleşme ve yapay zekâ temelli danışmanlık hizmetlerini artırmak, SSDER aracılığıyla ulusal bir bilgi ağı oluşturmak ve genç profesyoneller için mentorluk programları geliştirmek istiyoruz. Küresel ekonomik belirsizlikler ve rekabet ortamında şirketinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Veri odaklı karar alma süreçleriyle belirsizlikleri öngörülebilir hale getiriyoruz. Yerel pazarda güçlü iş birlikleri, uluslararası pazarda çevik ve yenilikçi çözümlerle fark yaratıyoruz. Sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda konusunda nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz? Sürdürülebilirlik sadece çevresel değil, sosyal ve ekonomik boyutlarıyla ele alınmalı. Eğitim projelerine destek veriyor, SSDER ile sektörel bilinç oluşturuyor ve gençlere mentorluk yaparak geleceğe yatırım yapıyorum. Dijitalleşme ve yapay zekâ iş modellerinizi nasıl dönüştürüyor? Yapay zekâ, satın alma ve operasyon süreçlerinde devrim yaratıyor. INNOVA’da bu teknolojileri danışmanlık hizmetlerine entegre ederek, müşterilerimize rekabet avantajı sağlıyoruz. Gençlere kariyerleri için hangi tavsiyeleri verirsiniz? Meraklı olun, öğrenmekten vazgeçmeyin. Teknik bilgi kadar, iletişim ve liderlik becerilerinizi de geliştirin. Hatalardan korkmayın, değer üretmeye odaklanın ve kendi yolunuzu çizerken başkalarının yolculuğuna da katkı sunun. Lider yetiştirin.

Yusuf Şehitoğlu: "Para Değil, Uzmanlaşma Peşinde Koşun" Haber

Yusuf Şehitoğlu: "Para Değil, Uzmanlaşma Peşinde Koşun"

Yusuf Şehitoğlu, uluslararası ticaretten gayrimenkul geliştirmeye uzanan sıra dışı kariyerini, Türkiye'nin entelektüel sermaye sorununu ve geleceğin mesleklerine dair çarpıcı öngörülerini Kapsül Haber'e anlattı. İşte o keyifli röportaj... Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? 1981 yılı Bursa doğumluyum. Ailem Yunanistan göçmeni. Eğitim hayatım, ikamet ettiğimiz İnegöl’de başladı. İnegöl Turgutalp Anadolu Lisesi’nden mezun olduktan sonra, Uludağ Üniversitesi İktisat Fakültesinde lisans eğitimimi tamamladım. Sonrasında, Bilgi Üniversitesi İşletme Yönetimi (MBA) alanında yüksek lisansımı tamamladım. En son olarak da Oxford Üniversitesi Gayrimenkul Finansmanı ve Geleceğin Şehirleri alanında programı bitirdim. Üniversite dönemimde bir süre, yaklaşık 150 ülkede faaliyet gösteren ve tamamıyla uluslararası öğrencilerin yine çok uluslu şirketlerle iş birliği içerisinde çalıştığı AIESEC Kurumunda yöneticilik yaptım. Okul sonrasında, üniversite eğitimim sırasında eğitimini aldığım ve küçük küçük başladığım uluslararası ticaret alanında gelişim için bir dönem Almanya’da yer aldım. Hem dil eğitimi için hem de uluslararası ticaret alanında. Yurtdışından döndükten sonra çantamı aldım Çin’e gittim ve uluslararası ticaret alanındaki faaliyetime başladım. Amerika’dan aldığım ürünleri Çin’de ürettirip ithal ettirdim ve yurt içindeki zincir marketler, TV kanalları ve perakende noktalara dağıtım gerçekleştirdim. Eş zamanlı olarak emtia piyasalarında aracılık gibi faaliyetlerim oldu. Sonrasında ailemin ara verdiği inşaat işiyle ilgili faaliyetlere başladım ve bugün birçok alanda yatırımlarla iş hayatıma devam ediyorum. AIESEC ile başlayan sivil toplum kuruluşları görevlerim iş hayatı ile birlikte TOBB Genç Girişimciler Kurulu İcra Kurulu Üyeliği, Ticaret Odası Meclis Üyeliği, Genç İş İnsanları Derneği Başkan Vekilliği, Müteahhitler Derneği Başkanlığı, İMSİAD Üyeliği, Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyeliği, Kent Gönüllüleri Derneği ve Fenerbahçeliler Derneği Yönetim Kurulu Üyeliği gibi birçok farklı alanda gerçekleşti ve bazıları da halen devam ediyor. Kariyerinizde bugünlere gelene kadar hangi önemli dönüm noktalarını yaşadınız? İlkokul sonrası Anadolu Lisesine başladığım dönemden beri ticari hayatı hedefledim. Dolayısıyla üniversite tercihlerim de sadece 7 tercihti ve hepsi de iktisattı. Üniversitede yöneticilik yaptığım AIESEC kurumu bana uluslararasılık, dünya vatandaşı olabilmek, küçük yaşlarda uluslararası ve ulusal kurumlarla iş birliği gibi çeşitli gelişim alanları sundu. Major kırılma alanları yaşamadım ancak sürekli gelişim hedefiyle ilerlediğim için her yaşadığım süreç, hayatımı biraz daha ilerletti diyebilirim. Sizin için 'başarı'yı tanımlar mısınız? Sizi diğerlerinden farklı kılan ve başarınızı sağlayan kişisel stratejiler neler? Açıkçası başarıyı adanmışlık, istikrar, merak ve çalışma olarak 4 başlıkta özetleyebilirim. Zekâ, öngörü, vizyon, networking gibi birçok başlık başarıyla özdeşleşebilir fakat bence bunlar destek birimleridir. Çok meraklı biri olduğum için günde yaklaşık 400 maili, sadece dünyadaki her alanda gelen mailleri inceliyorum. Yani dünyadaki olan her gelişmeden haberdar olmak, güncel olmak ve yenilikleri yakalamak en sevdiğim özelliğim. Öngörülerime güvenirim ki çok şükür bugüne kadar birçok alanda isabet gösterdiğini tecrübe ettim. Ne yaparsak yapalım en iyisini yapmayı hedeflemek ve uzmanlaşma hedefi her zaman noktalarımın başında yer aldı. Yönetimsel olarak da esnek, çapraz fonksiyonlu yapılar kurarak ve maksimum iletişim mottosuyla ekiplerimi yönetiyorum. Başarıya giden yolda karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız? Ülkemizdeki en büyük eksiklik entelektüel sermaye ve kişilerin büyük çoğunluğunun sadece para hedefiyle ilerlemesi. Dolayısıyla bu, bürokrasiden iş dünyasına kadar her santimetrekareyi etkiyor. Böyle olunca da ana hedef iyi iş yapma odağında olan kişileri tutmak zorlaşıyor. Tam olarak aştığımızı söyleyemesem de esnek yönetim modeli ve iletişim, konuyu kısmen rahatlatıyor. Bugün, sizin konumunuza ulaşmak isteyen birisi için en kritik öneriniz ne olurdu? Herkes kendi başarı hikayesini yaratabilir. Herkeste muazzam kabiliyetler var. Ne istediğini bilmek, hedeflemek ve bahsettiğim adanmışlık, istikrar, öğrenme isteği ve çalışma ilkelerinden sapmamaları. Liderlik anlayışınızı nasıl tanımlarsınız? Ekibinizi motive etmek ve yönlendirmek için hangi stratejileri benimsiyorsunuz? Ben öğretici liderim. İnsan yetiştirmeyi çok seviyorum ve zaten kendi yetiştirdiğim kişilerle daha iyi ilerleyebiliyorum. Yapı olarak çok detaycı olduğum için derinlemesine öğrenme en önemli konu benim için. Ekibimle her işe birlikte dokunarak, onların gelişimine mentorluk ederek, beraber ilerlediğimiz yolculuğumuzda iş dışında da destek olmaya çalışarak, hayatlarına dokunarak ilerlemek, hepimizi motive ediyor. Şirketinizin vizyonu ve misyonu doğrultusunda önümüzdeki yıllara dair büyük hedefleriniz nelerdir? Ana faaliyet alanım Gayrimenkul Geliştirme. Ülkelerin gelişiminde şehircilik yapılanmasının kritik rol aldığını düşünüyorum. Dolayısıyla yeni nesil yaşam fonksiyonlarını, yeni nesil ihtiyaçları şehirlerimize kazandırmak ana hedefim. Bu doğrultuda, ulusal ve uluslararası iş birlikleriyle çok daha detaylı ilerleme arzusundayım. "Küresel ekonomik belirsizlikler ve rekabet ortamında şirketinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Yerel ve uluslararası pazarda fark yaratmak için ne yapıyorsunuz?" Son yıllarda oldukça zor dönemlerden geçiliyor. Bu noktada dünyayı takip ederek makro ölçülerdeki kararları, kurumların kararlarını, siyasi süreçleri, savaşları ve nedenlerini okuyarak, ülkemdeki süreçleri farklı senaryolarla irdeliyor ve şirketim için de farklı senaryoları kurguluyorum. Ancak ülkemin çok potansiyeli olduğunu ve hızlı ilerlemesi gerektiğini düşünüyorum. Sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda konusunda nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz? İş dünyasının bu konudaki sorumluluğunu nasıl görüyorsunuz? Sürdürülebilirlik cümlesi ülkemizde tam olarak altı doldurulmuyor ne yazık ki. Tüm kurumlar bunu söylüyor ancak özümsendiğini düşünmüyorum. Çünkü sürdürebilirlik öncelikle kişinin kendiyle başlar. Kurumu ve ülkesiyle devam eder. Ana tema, kaynakları tüketmeden bir dönüşüm sağlayabilmek. Bu, kişinin kendinden başlar dediğim gibi diğer unsurlarla devam eder. Bu ilkeyle ve sivil toplum kuruluşlarındaki görevlerimizle katkı sağlamaya çalışıyorum. Dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojiler, iş modellerinizi nasıl dönüştürüyor? Bu değişime adapte olmak için nasıl bir yol izliyorsunuz? Teknoloji her zaman için hayatımızı kolaylaştırmak üzerine yapılanıyor. Biz de bunu maksimumda kullanmalıyız. Dijitalleşme tarafında kurguladığımız iş akışlarımızın oluşturulması, takibi ve ölçümlenmesi anlamında yapılanmalar içerisindeyiz. Sektörümüz geleneksel temelden geldiği ve dönüşümde zorlandığı için biraz istediğimiz hızda değil. Otomasyon becerisinin artmasıyla daha hızlı ilerleyeceğiz. Yapay zekâ konusu kritik. Hızlı veri akışı sağlayan bir arama motoru. Dolayısıyla bizi yapay zekâ kurtarmayacak. Nasıl ki eskiden bir şey taşımak için iki kişiyi tutuyorsak, sonrasında forkliftle birlikte kişi sayısı bire düşmekte ama adının operatör olması gerekmekte ise yapay zeka iş yapış şekillerimizi ve bilgiye ulaşmamızı kolaylaştıran ama neticede kişinin liderlik etme ve öğrenme becerilerini geliştirmesinin de fazlasıyla gerekli olduğu bir konu. Dolayısıyla yapay zekayı bu çerçevede aktif olarak kullanıyoruz. Bugünün iş dünyasında başarılı olmak isteyen gençlere, kariyerlerini sağlam temeller üzerine inşa etmeleri için hangi kritik tavsiyeleri verirsiniz? 2030 yılında bugün olan birçok meslek olmayacak ancak yerine birçok yeni alan ortaya çıkacak. Dolayısıyla önlerine bakarken dünyayı okuyarak, bu hususlarda fikirler alarak ilerlemeleri gerekmekte. Aslında ne istediklerini netleştirme kabiliyetlerini geliştirmeliler. Her ne yapıyorlarsa para hedefi olmadan, işlerini gerek profesyonel olsun gerek iş yeri sahibi olsun uzmanlaşarak işlerini iyi yapma hedefiyle ilerlemeliler. Bir meslek ve uzmanlık alanı sahibi olmayı hedeflemeliler. Şu durumu çok sık yaşıyorum: Üniversite tercihi yapacak gençler, fikir almak için geliyorlar. Örneğin tercihler mimarlık, diyetisyenlik, hukuk… Diyorum ki güzel kardeşim, bunların hepsi birbirinden alakasız. Sen ne hedefliyorsun? Hedefinde para odağı mı var yoksa ailen, kendi hayatında gerçekleştiremediklerini senin gerçekleştirmene mi çalışıyorlar? Yani onlar kendi isteklerini ve hayallerini senin üzerinde mi uyguluyorlar? Bugüne kadar olan değişimden çok daha hızlısını yaşayacağız. Bu noktada ne istediğimizi bilmek her şeyin başında geliyor. Pırıl pırıl gençlerimize başarılar diliyorum.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.