Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Karbon Ayak Izi

Kapsül Haber Ajansı - Karbon Ayak Izi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Karbon Ayak Izi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

ATF25'te Turizmde Maliyet Yönetimi Konuşuldu Haber

ATF25'te Turizmde Maliyet Yönetimi Konuşuldu

Toplantının oturum başkanlığını Ali Kızıldağ üstlendi, konuşmacılar ise Ercan Çek, Erdoğan Turan ve Önder Beyhan oldu. Uluslararası Antalya Turizm Fuarı, 22–23–24 Ekim 2025 tarihlerinde Antalya ANFAŞ Uluslararası Fuar Merkezi'nde gerçekleştirildi. Türkiye İş Bankası ana sponsorluğunda ve Kilit Hospitality Group ana partnerliğinde düzenlenen ATF25, bu yıl sektördeki ekonomik yönetim stratejileri ve maliyet kontrolüne dair önemli bir oturuma ev sahipliği yaptı. ATF26, 26–27–28 Ekim 2026’da! Ali Kızıldağ: “Maliyet yönetimi her şeyin temelidir” Oturum başkanı Ali Kızıldağ, konuşmasına turizm sektöründe maliyet yönetiminin ekonomik sağlığın en temel bileşeni olduğunu vurgulayarak başladı. Konuşmasında turizmin sürdürülebilirliğinin ancak doğru maliyet yönetimiyle sağlanabileceğini ifade etti: “Maliyet yönetimi, her şeyin temeli. Ekonomi olmadan hiçbir kurum sağlıklı işlemez. İyi bir ekonomi, işletmeyi ayakta tutar. O yüzden otelcilik sektöründe de maliyetler, sektörün geleceği için hayati önem taşır.” Ayrıca, günümüzde yalnızca satış ve pazarlama değil, maliyet optimizasyonu ve işletme verimliliği üzerine de çok fazla düşünülmesi gerektiğini belirtti. Ercan Çek: “Veri, maliyet tasarrufu için önemli bir araçtır” Ercan Çek, verinin sektörde nasıl tasarruf sağlayabileceği hakkında yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Veri çok önemli bir konu. Özellikle teknoloji bu kadar gelişmişken, veriyi doğru kullanmak zorundayız. Otelcilik sektöründe verileri sadece satış ve pazarlama için kullanmıyoruz. Artık personel planlamasında, maliyet kontrolünde de veriler büyük bir rol oynuyor.” Çek, verinin doğru depolanması ve analiz edilmesi gerektiğine dikkat çekti. Özellikle operasyonel maliyetlerde büyük tasarruflar sağlanabileceğini belirtti: “Veriyi sadece satış ve pazarlama için değil, personel planlamasında, gıda maliyetlerinde de kullanabiliriz. Mesela, açık büfelerde kullanılan ürünler ile ilgili veriler elde ederek, fazla ürünlerin israfını engelleyebiliriz.” Açık büfe kullanımına dair Oracle sisteminin açık büfelerdeki yemek tüketimi analizlerini nasıl optimize ettiğini anlatan Çek, sistemin yemek israfını azaltma noktasındaki etkinliğine de dikkat çekti: “Oracle’ın sistemi, hangi ürünlerin daha çok tüketildiğini, hangilerinin israf olduğunu belirliyor. Bu tür verileri kullanarak menü planlaması yapabiliyoruz. Bu da maliyet tasarrufu sağlıyor.” Erdoğan Turan: “Yatırımcıyı uzun vadeli düşünmeye ikna etmeliyiz” Erdoğan Turan, sektördeki yatırımcıların uzun vadeli stratejiler benimsemesi gerektiğini vurguladı. Konuşmasında yatırım maliyetlerinin ve doğru malzeme seçimlerinin ne kadar önemli olduğuna değindi: “Yatırımcılar her zaman maliyeti düşük olanı seçmeye çalışıyorlar. Ancak bu düşük maliyetli seçimler uzun vadede otellerin verimliliğini olumsuz etkiliyor. Malzeme seçiminde kalıcılığı düşünmek zorundayız. Yatırımcıları uzun ömürlü ve kaliteli malzeme kullanmaya ikna edebilmeliyiz.” Turan, otel projelerinde yapılan yatırımın sadece kısa vadeli kâr odaklı değil, sürdürülebilir ve verimli olmasına yönelik planlar yapılması gerektiğini söyledi. Bu bağlamda, yerel malzeme kullanımı ve yeşil yatırımların önemini de şu şekilde aktardı: “Yatırım yapılırken, bölgenin coğrafyasına uygun malzeme kullanılmalıdır. Örneğin, mermer, taş gibi ürünleri yerel tedarikçilerden temin etmek, lojistik maliyetlerini ve çevre üzerindeki etkilerini de azaltacaktır.” Turan, enerji tasarrufu ve sürdürülebilirlik konularının artık yatırımcılar için en önemli karar kriterlerinden biri haline geldiğini belirtti. Önder Beyhan: “Bürokrasi, otelcilikteki gizli maliyetlerden biridir” Önder Beyhan, bürokratik engellerin otelcilikte yarattığı gizli maliyetlere dikkat çekti. Otelcilik sektöründeki karar verme süreçlerinde yaşanan yavaşlık ve burokratik işlemlerin misafir deneyimine etkisini şöyle açıkladı: “Misafirin şikâyeti geldiğinde, arka planda yapılan bürokratik süreçler aslında sizin itibarınızı zedeler. Misafirin talebi hemen çözülemediği zaman, güven kaybı yaşanır ve bu da doğrudan otelinizin değerini düşürür.” Beyhan, sektördeki bürokratik engelleri aşabilmek için daha hızlı ve görünür karar mekanizmalarının gerektiğini belirtti. Misafirle olan etkileşim anlarında hız ve güvenin ne kadar kritik olduğunu vurguladı: “İyi bir otel, misafirin talebini anında çözebilen oteldir. Bürokratik engelleri kaldırıp, yöneticilere daha fazla yetki vererek bu süreci hızlandırmalıyız.” Ayrıca, karbon ayak izi ve çevresel etkiler üzerine yapılan yatırımların, uzun vadede sürdürülebilirlik adına daha verimli olacağını belirtti: “Hangi malzemeyi kullanırsak kullanın, enerji verimli, doğaya zarar vermeyen seçenekler tercih edilmelidir. Bu, yalnızca otelin maliyetini düşürmekle kalmaz, aynı zamanda çevreye de katkı sağlar.” Teknoloji, Eğitim ve Verimli Maliyet Yönetimi Panelin sonunda konuşmacılar, maliyet yönetimi, veri kullanımı, personel eğitimi ve uzun vadeli yatırımlar konusunda ortak görüş belirleyerek şu noktaları vurguladı. Veri analizi, sadece gelir artırma değil, maliyet optimizasyonu sağlamak için de kritik bir araç haline geldi. Bürokrasi, sektörde gizli maliyetler yaratıyor ve bu engellerin ortadan kaldırılması için hız ve görünürlük ön plana çıkmalı. Eğitimli personel ve rekabetçi ücretler, sürdürülebilir hizmet kalitesini sağlamak için temel faktörler. Yatırımcılar, uzun vadeli sürdürülebilir projelere yönlendirilmelidir. Enerji tasarrufu, çevre dostu malzeme kullanımı ve yerel tedarik, sektörde sürdürülebilirliği sağlayacak unsurlar arasında yer alıyor. ATF25’in bu paneli, maliyet yönetimi ve sürdürülebilirlik hakkında katılımcılara yol gösterici bilgiler sundu ve turizm sektöründeki yöneticilere önemli tavsiyelerde bulundu. Yatırımcıların yüksek kaliteli, uzun ömürlü malzeme seçimlerinin ve dijitalleşmenin doğru uygulanması gerektiği vurgulandı. Panel, yenilikçi, verimli ve çevreye duyarlı turizm anlayışını benimsemek isteyen yöneticiler için değerli bir kaynak oluşturdu.

Saya Holding, 2024 Sürdürülebilirlik Raporu’nu Yayımladı Haber

Saya Holding, 2024 Sürdürülebilirlik Raporu’nu Yayımladı

Saya Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cem Mengi, sürdürülebilirliğin holding yapısındaki yerini aktarırken, stratejik önemine dikkat çekti. Mengi, “Sürdürülebilirliği uzun vadeli değer yaratımının temeli olarak görüyoruz” dedi. Saya Holding’te Folkart’ın yeşil yapı uygulamalarından Humanis’in düşük karbonlu üretimine, Volt Teknoloji’nin dijital üretim altyapısına kadar; iştirakler sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağladı. Elektrik tüketimini yüzde 17, su tüketimini yüzde 53 azaltan Saya Holding, 2030’da operasyonlarını tamamen sürdürülebilir standartlara taşımayı planlıyor. Sağlık, sanayi, teknoloji ve gayrimenkul alanlarında faaliyet gösteren Folkart, Humanis, Volt Teknoloji’yi bünyesinde bulunduran Saya Holding 2024 Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayımladı. Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi imzacısı olan Saya Holding, bu yıl enerji verimliliği, su yönetimi, döngüsel ekonomi, dijitalleşme ve eşitlik alanlarında elde edilen sonuçları kamuoyu ile paylaştı. Saya Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cem Mengi, sürdürülebilirliğin holding yapılanmasındaki stratejik önemine dikkat çekerek şöyle konuştu: “Tüm iştiraklerimizde sürdürülebilirlik çalışmalarının etkin ve uyumlu şekilde ilerlemesini merkezi bir yaklaşımla koordine ediyoruz. Yatırımlarımızın her aşamasında yerel ve küresel regülasyonları, sektör rehberlerini ve uluslararası standartları esas alarak çevresel, toplumsal ve yönetişim odaklı uygulamaları titizlikle entegre ediyoruz. Sürdürülebilirliği sadece bir uyum gerekliliği olarak değil, uzun vadeli değer yaratımının temel stratejik yol haritası olarak görüyor; tüm şirketlerimizin büyüme perspektifini bu anlayışla şekillendiriyoruz. Ayrıca Eşitlik ve Etik yönetimi alanında çok duyarlıyız.” Cem Mengi, Saya Holding bünyesinde sürdürülebilirlik süreçlerini yöneten, vizyon geliştiren Strateji İş Geliştirme Direktörlüğü’nün bu alanda yoğun emek verdiğini belirterek, Saya Holding Strateji İş Geliştirme Direktörü Caner Özsaran ve ekibine teşekkür etti. Folkart: Yeşil Dönüşüm İzmir’in kentsel kimliğini dönüştüren projelere imza atan holdingin lokomotif markası Folkart, 2024 yılında sürdürülebilir yapı yaklaşımını güçlendiren uygulamaları devreye aldı. Nova Projesi’nde yüzde 17 enerji tasarrufu sağlanırken; şantiyelerde kurulan ayrıştırma sistemleri sayesinde 2.000 kg tehlikeli ve 4.400 kg tehlikesiz atık geri kazanıma yönlendirildi. Yağmur suyu toplama ve gri su sistemlerinin yaygınlaştırılmasıyla su yönetimi iyileştirilirken, dijital kalite kontrol uygulamaları kâğıt tüketimini azaltarak çevresel etkiyi düşürdü. Folkart Nature uygulamalarıyla şirketin karbon ayak izi yıl içinde yüzde 16,48 azaltıldı. Akıllı bina otomasyon sistemleri ve enerji verimliliği yüksek malzemeler, holdingin yeşil dönüşüm yaklaşımını somutlaştırdı. Folkart’ın da diğer iştirakler gibi WEP’s imzacısı olarak, kadının güçlendirilmesi ilkelerinin arkasında durduğu belirtildi. Düşük Karbon Üretim Türkiye’nin önde gelen yerli ilaç üreticilerinden Humanis, 2024’te enerji ve su yönetiminde güçlü bir performans sergiledi. Yenilenebilir enerji kullanım oranı yüzde 19,98’den yüzde 22,05’e yükseldi; doğalgaz tüketimi 15.448.150 kWh’den 14.055.295 kWh’ye geriledi. Kasım ayında devreye alınan arazi GES yatırımı, karbon azaltım hedefine stratejik katkı sağladı. Su tüketimi yüzde 15 düşerek 108.351 m³’ten 92.149 m³’e indi. Geri dönüşüm oranının yıl içinde yüzde 37 artması ve ambalaj optimizasyonu sayesinde atığın kaynağında azalması, Humanis’i döngüsel ekonomi uygulamalarında öne çıkardı. Enerji verimliliği yatırımlarıyla Humanis, Turkish Time’ın EN-VERİM 100 listesine giren tek ilaç şirketi oldu. Volt Teknoloji: Dijital Üretim Savunma, havacılık ve ileri mühendislik alanlarında faaliyet gösteren Volt Teknoloji, 2024’te üretim ve proje yönetimini tamamen dijital tabana taşıdı. Redmine tabanlı proje yönetim sisteminin devreye alınması operasyonel hız sağlarken, SAP iyileştirmeleri ve RPA uygulamaları doküman akışını dijitalleştirerek kâğıt tüketimini düşürdü. Jeneratör kontrol ünitelerinde yapılan teknik iyileştirmeler enerji optimizasyonuna katkı sunarken, tedarik zincirinde kurulan yeni teknoloji iş birlikleri sürdürülebilir üretim kapasitesini güçlendirdi. Saya Holding Merkezi: Kaynak Tasarrufu Holding merkezinin Link Plaza’ya taşınması, operasyonel sürdürülebilirlik performansına doğrudan yansıdı. 2024 yılında elektrik tüketimi yüzde 17, su tüketimi ise yüzde 53 oranında azaltıldı. Kâğıt, plastik ve ambalaj kullanımında kaydedilen düşüş, ofis operasyonlarının karbon etkisini önemli ölçüde azalttı. Ayrıca yıl boyunca 1,2 ton elektronik atık geri kazanıma yönlendirildi. Saya Holding, 2025 yılında Link Plaza için Sıfır Atık Belgesi başvurusunda bulunacağını açıkladı. Eşitlik ve Etik Yönetimi Saya Holding, 2024’te eşitlik ve etik yönetimi alanlarında önemli ilerlemeler kaydetti. WEP’s imzacısı olarak 2030 Toplum ve Eşitlik Hedeflerimizi belirledik ve kamuoyu ile paylaşmak üzere raporumuzda yer verdik. Eşit işe eşit ücret politikası tüm iştiraklerde standart hale getirilirken, etik bildirim hattı yenilenerek zorunlu eğitimler tüm çalışanların erişimine açıldı. 2024’te düzenlenen “Etik Farkındalık Günü”, ortak etik kültürünün güçlenmesine katkı sağladı. Etik Farkındalık Günü’nü her yıl kutlayacağız. Ar-Ge ve İnovasyon Saya Holding, 2024’te Ar-Ge ve inovasyonu sürdürülebilir büyümenin temel bileşeni olarak konumlandırdı. Humanis’in biyoteknolojik ilaç geliştirme projeleri TÜSEB ve TÜBİTAK destekleriyle ilerlerken, Volt Teknoloji’de dijital tabanlı proje yönetimi ve ileri mühendislik uygulamaları tedarik zincirinde hız ve enerji verimliliği sağladı. Folkart’ın akıllı bina teknolojileri ve dijital ikiz uygulamaları enerji tasarrufu yüksek projelerin geliştirilmesine imkan verdi. Holdingin Sayanova Kurum İçi İnovasyon Programı, çalışan fikirlerinin sürdürülebilirlik ve verimlilik odaklı projelere dönüşmesini sağlayarak yenilikçiliği kurumsal kültürün parçası haline getirdi. SAYA’NIN 2030 Sürdürülebilirlik Vizyonu Saya Holding, 2030 stratejisinde enerji verimliliği, yenilenebilir enerji yatırımları, su yönetimi ve döngüsel ekonomiyi temel alan ortak bir sürdürülebilirlik modeli oluşturmayı hedefliyor. Holding, tüm iştiraklerde çevresel ve toplumsal etkiyi uluslararası standartlarla ölçen bir yönetişim yapısına geçeceğini raporda duyurdu.

Dolap, 2024’te İkinci El Satışlarla 307 Bin Tonu Aşkın Karbon Salımının Önüne Geçti Haber

Dolap, 2024’te İkinci El Satışlarla 307 Bin Tonu Aşkın Karbon Salımının Önüne Geçti

İkinci el pazar etkisi yalnızca çevresel kazanımlarla sınırlı kalmayarak, su tasarrufu, tekstil atığının azaltılması ve ekonomik-sosyal fayda alanlarında da somut kazanımlar ortaya koyuyor. Kullanıcılar arasında güvenli, pratik ve sürdürülebilir bir alışveriş köprüsü kurarak ikinci el alışverişi erişilebilir bir modele dönüştüren Dolap, Döngüsel Etki Raporu’nun ikincisini yayınladı. Dolap üzerinden geçtiğimiz yıl 16 milyondan fazla ürün yeniden dolaşıma kazandırılırken, her bir satış yeni üretim ihtiyacını azaltarak doğal kaynak kullanımı, enerji tüketimi ve karbon salımı üzerinde pozitif etki yarattı. Dolap’ta gerçekleşen her alışveriş, ürünlerin yaşam döngüsünü uzatarak kullan–at anlayışına alternatif tüketim kültürünü güçlendiriyor. Rapor, ikinci el alışverişin daha adil, erişilebilir ve sürdürülebilir bir tüketim modeline geçişte kritik bir rol oynadığını ortaya koyarken, kullanıcılarıyla birlikte oluşturulan bu döngünün gezegen yararına kalıcı bir dönüşüm yaratma potansiyeline sahip olduğunu vurguluyor. İkinci El Alışverişle Ölçülebilir Çevresel Etki Raporda yer alan veriler, ikinci el alışverişin bireysel bir tercih olmanın ötesinde, iklim kriziyle mücadelede anlamlı bir araç olduğunu ortaya koyuyor. Tek bir giysinin ikinci el dolaşımına sokulması ortalama 25–30 kg karbondioksit salımını engellerken, yeniden kullanım geri dönüşüme kıyasla yüzde 90’a varan enerji tasarrufu sağlıyor ve binlerce litre su kullanımının önüne geçiyor. 2024 yılı boyunca Dolap üzerinden gerçekleşen satışlar sayesinde önlenen 307 bin 340 ton karbon salımı, 80 bin 456 benzinli aracın bir yıl boyunca trafikten çekilmesine, 71 bin 882 evin yıllık elektrik tüketimine veya 177 milyon litre dizel kullanımına eşdeğer bir kazanca karşılık geliyor. Bu sonuçlar, ikinci el alışverişin ölçülebilir etkilerini net olarak ortaya koyuyor. Karbon ayak izi azaltımında en yüksek katkı; Kadın ve Erkek, Elektronik, Ev ve Yaşam ile Bebek ve Çocuk kategorilerinde gerçekleşti. Satış verileri baz alınarak 2024 yılında karbon salımının en fazla önlendiği ürünler arasında pantolon, kahve makinesi, bebek arabası ve puset gibi ürün grupları öne çıktı. 2024’te Satılan 8 Milyon Giyim Ürünüyle 307 Bin Ton Karbon Eşdeğeri ve 35,7 Ton Tekstil Atığı Önlendi 2024 yılında Dolap üzerinden satılan 8 milyona yakın giyim ürünü sayesinde 446 milyon litre su kullanımının, 35,7 ton tekstil atığının ve 307 bin 340 ton CO₂e karbon ayak izinin oluşması önlendi. Genel giyim sektörü ortalamaları esas alınarak yapılan hesaplamalar, Dolap’ta yeniden satışa sunulan tekstil ürünleri sayesinde 3 bin 245 kişinin bir yılda oluşturacağı toplam tekstil atığının sistem dışına çıkmasının önlendiğini ortaya koyuyor. İkinci El Satış, Birinci El Fayda Dolap’ın yarattığı etki yalnızca çevresel boyutla sınırlı kalmıyor. Kullanmadıkları ürünleri ikinci el olarak satarak gelir elde eden binlerce kadın, hem ev ekonomisine katkı sağlıyor hem döngüsel ekonomiyi destekliyor. Bu döngü, ekonomik tasarrufla birlikte toplumsal dayanışmayı da destekleyen bir etki alanı oluşturuyor. Dolap, döngüsel ekonomi yaklaşımını sosyal etki projeleriyle desteklemeyi sürdürüyor. Depremden etkilenen kadınlara yönelik hayata geçirilen “Hayallerime Giden Yol” programı kapsamında satış ve dijital mağazacılık eğitimleri verilerek, katılımcıların sürdürülebilir gelir elde etmeleri destekleniyor. Platform ayrıca, “Giy, Sat, Bağışla” yaklaşımıyla kullanıcıların satış gelirlerinden sivil toplum kuruluşlarına bağış yapabilmesine imkan tanıyor. İkinci El Z Kuşağında Yeni Tüketim Normuna Dönüşüyor Raporda yer alan küresel veriler, ikinci el alışverişin özellikle genç nesilde hızla yaygınlaştığını gösteriyor. Z kuşağının önemli bir bölümü ikinci el giyimi yeni bir tüketim normu olarak görürken, küresel ikinci el pazarının önümüzdeki yıllarda hızla büyümesi bekleniyor. Dolap, dijitalleşme ile döngüsel ekonomiyi buluşturan yapısıyla, bu dönüşümün Türkiye’deki en somut örneklerinden biri olarak öne çıkıyor. İl bazında yapılan hesaplamalar, Dolap üzerinden gerçekleşen ikinci el satışların Türkiye’nin dört bir yanındaki illerde yalnızca bireysel değil, bölgesel ölçekte de karbon salımını azalttığını ortaya koyuyor. Satışların çevresel etkisi, il düzeyinde ortalama ürün başına düşen karbon ayak izi verileriyle hesaplanarak, döngüsel ekonominin yaygınlaştıkça çevresel faydayı ülke geneline yayılan somut bir etkiye dönüştürebildiğini gösteriyor.

Derimod İlk Sürdürülebilirlik Raporunu Yayınladı Haber

Derimod İlk Sürdürülebilirlik Raporunu Yayınladı

Türkiye’nin lider ayakkabı ve deri giyim markası Derimod, 50. yılını geride bırakan yolculuğunda önemli bir adım daha atarak ilk sürdürülebilirlik raporunu paylaştı. Raporda markanın sorumlu büyüme yaklaşımı, sürdürülebilirlik hedefleri, çevresel sosyal ve yönetişim çalışmaları yer alıyor. Derimod bir yeniliğe imza atarak rapora “sektörünün ilk Sorumlu İletişim Taahhüdü”yle başlıyor. Ayrıca rapor, moda sektörünün karbon ayak izi dengelenmiş “ilk sürdürülebilirlik raporu” olma özelliği de taşıyor. Modanın her aşamasında etkilerini olumlu hale getirerek; insanlar, gezegen ve sürdürülebilir kalkınma için daima “iyi olma” halini iş modelinin merkezine aldığını vurgulayan Derimod; rapor aracılığıyla “Sürdürülebilir Yaşam Taahhüdü” ile kapsayıcı süreçler geliştirdiğini duyurdu. Yayınlanan rapora göre Yönetim Kurulu’nda % 43, merkez ofis yönetici dağılımında ise % 45 kadın oranına sahip olan Derimod, 2028 yılına kadar mağazalardaki kadın çalışan sayısını iki katına yükseltmeyi hedefliyor. Şirket, raporda insan hakları, çeşitlilik, eşitlik, kapsayıcılık, ekosistem, iklim, döngüsellik başta olmak üzere pek çok konuda yürüttüğü çalışmalara ve hedeflerine de yer veriyor. Raporda yeni projelerine de yer veren Derimod, “Sürdürülebilir Moda Girişimcilik Merkezi” ve “Biyoçeşitlilik Fonu” gibi dünyada örneğine az rastlanır girişimlere de öncülük ederek modayı dönüştürme ve toplumsal faydayı yaygınlaştırma konusundaki kararlılığını gösteriyor. “Sürdürülebilirlik Bizim İçin Yeni Bir Kavram Değil, DNA’mızın Bir Parçası” Derimod İcra Kurulu Başkanı Murat Zaim, raporla ilgili yaptığı açıklamada “moda sektörü durmaksızın değişiyor ve dönüşüyor. Biz bu değişime sadece uyum sağlamakla kalmıyor, onu yönlendirmeyi de hedefliyoruz ve bu noktada sorumlu büyüme anlayışımız devreye giriyor. Derimod’un 50 yıllık geçmişi boyunca kısa vadeli kazançların ötesinde; tedarikçilerimizden çalışanlarımıza, mağazalarımızdan müşterilerimize kadar tüm ekosistemimizle birlikte varlıklarımızı koruyarak ve değer yaratarak sorumlu büyümeye odaklandık. Sürdürülebilirlik bizim için yeni bir kavram değil DNA’mızın bir parçası” dedi. “Gerçekçi ve Ulaşılabilir Sürdürülebilirlik Hedeflerine İnanıyoruz” Derimod Yönetim Kurulu Üyesi Ali Zaim, “Sürdürülebilirlik yolculuğumuzu şirket olarak tek başına değil tedarikçiler, çalışanlar, müşterilerimiz ve yaşadığımız toplumla kapsayıcı şekilde ele alıyoruz. Derimod Eğitim ve Kültür Vakfı ile kurumsal sorumluluk projelerini, toplumsal cinsiyet eşitliği hedeflerini ve kalıcı kalkınma hedeflerimizi daha güçlü şekilde hayata geçirmek istiyoruz” diyerek görüşlerini ifade etti. Aynı zamanda markanın Sürdürülebilirlik Lideri olan Zaim, “sürdürülebilirliğin kendileri için bir iletişim konusu değil iş yapış biçimi olduğunu” belirterek; “gerçekçi ve ulaşılabilir hedeflerle kadının istihdamda ve üretimde güçlenmesi, döngüsel moda, iklim dostu uygulamalar ve toplumsal etki projeleriyle sektördeki dönüşüme öncülük etmek istiyoruz” dedi. Derimod Kategori Direktörü ve Sürdürülebilirlik Sözcüsü Canberk Akkaya ise şu değerlendirmeyi yaptı: “Sürdürülebilirlik kavramının aşırı kullanımından kaçınıyoruz. Bu yaklaşımımızı paydaşlarımıza da gösterebilmek için sektörümüzde ‘Sorumlu İletişim Taahhüdü’ yayınlayan ilk marka olduk. Sürdürülebilirlik yönetimi bizim için işimizin odağında, katılımcı ve sürekli gelişen bir süreç. Raporumuzun ve hedeflerimizin iletişimini de Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu’ndaki gönüllü arkadaşlarımız yürütüyor.”

QNB Türkiye’den 15,6 Ton Karbon Tasarrufu Sağlayan Kampanya Haber

QNB Türkiye’den 15,6 Ton Karbon Tasarrufu Sağlayan Kampanya

Kampanyanın karbon ayak izi, Adform’un Scope3 teknolojisiyle Türkiye ortalamasının %76 altına çekildi ve 15 dönümlük bir ormanın bir yılda emdiğine eşdeğer CO2 tasarrufu¹ sağlandı. ID Fusion çözümü ise kampanyayı çerezsiz tarayıcılardaki "dokunulmaz" kitleye ulaştırdı. QNB Türkiye, "2050 Net Sıfır" hedefini kamuoyuna duyurduğu sürdürülebilirlik iletişimini televizyonun ardından Adform işbirliğiyle dijitale taşıdı. Adform teknolojileriyle yürütülen kampanya, dijital reklamcılığın bugün karşı karşıya olduğu birbiriyle çelişkili iki temel zorluğa aynı anda odaklandı: Bir yanda sektörün artan enerji tüketimi ve çevresel etkisi, diğer yanda ise üçüncü parti çerezler olmadan hedefleme ve verimli erişim. Kampanya, Adform'un entegre teknolojileri sayesinde bu iki zorluğun aynı anda aşılabileceğini kanıtladı. Kampanyanın ilk hedefi, QNB Türkiye’nin sürdürülebilirlik mesajını dijitalde de sorumlu bir şekilde yaymaktı. Bu süreçte, Adform’un Scope3 teknolojisi, satın alma envanterindeki karbon emisyonu yüksek yayınları tespit ederek kademeli olarak eledi. Bu optimizasyon sayesinde kampanyanın karbon ayak izi, 1000 gösterim başına üretilen karbon miktarını (gCO2PM) ölçen standart metrikte, 296,7 gCO2PM seviyesine kadar düşürüldü. Bu oran, Türkiye’deki benzer programatik yayınların ortalamasından yüzde 76 daha düşük bir emisyon anlamına geliyor. Kampanyanın haftalık raporları da bu optimizasyonun başarısını doğruluyor: Kampanyanın ilk haftasında 360,43 gCO2PM olan emisyon oranı, optimizasyonun etkisiyle yalnızca üç haftada yüzde 41,38 azaldı ve 236,61 gCO2PM seviyesine kadar geriledi. Kampanya boyunca elde edilen bu verimlilik, toplamda 15,6 ton CO2 tasarrufu sağladı. Bu miktar, 1 milyondan fazla akıllı telefonun şarj edilmesi sırasında oluşan emisyona ve 15 dönümlük bir ormanın bir yılda emdiği karbon miktarına eşdeğer.¹ Verimlilikten Ödün Vermeyen Erişim Kampanyanın "çifte başarı" hedefinin ikinci ayağı, sürdürülebilirlik optimizasyonu yapılırken dahi erişimden ve verimlilikten ödün vermemekti. Bu noktada Adform’un ID Fusion teknolojisi devreye girdi. ID Fusion, öncelikle farklı cihazlardaki kullanıcı kimliklerini tekilleştirerek kampanya frekansını ortalama 3 seviyesinde sabitledi. Bu sayede bütçe tasarrufu sağlanırken, kullanıcıların reklama boğulmasının önüne geçildi. Adform ID Fusion’ın asıl başarısı ise çerezsiz kitleye erişimde kendini gösterdi. Hedeflemesi en zor olan ve "dokunulmaz" olarak görülen çerezsiz tarayıcılarda toplamda %28,63’lük bir kitleye ulaşıldı. Bu sonuç, Adform teknolojisinin çerezlerin olmadığı bir dünyada bile hedeflenen kitleyi bulabildiğini ve verimliliği koruyabildiğini kanıtladı. Adform ile dijitale taşınan QNB Türkiye kampanyası, 8 Eylül ile 7 Ekim tarihleri arasında toplamda 16,4 milyonun üzerinde görüntülenme ve 15,4 milyona yakın benzersiz erişim elde ederek başarıya ulaştı. Adform Türkiye Hesap Yöneticisi Zülal Çimagil, sorumlu performans örneği olan kampanya hakkındaki değerlendirmesinde şunları söyledi: “QNB Türkiye ile yürüttüğümüz bu proje, sektörde 'performans' ile 'sürdürülebilirliğin' birbirinin alternatifi olmadığını, aksine aynı stratejinin ayrılmaz bir parçası olduğunu kanıtladı. Bu kampanya, Adform'un entegre teknolojileri sayesinde markaların artık hem daha 'yeşil' ve sorumlu bir reklamcılık yapabileceğini hem de çerezsiz dünyanın zorluklarına rağmen kitlelerine verimli bir şekilde ulaşabileceğini net bir şekilde ortaya koydu. Geleceğin reklamcılığı sorumlu performans üzerine kuruluyor ve biz bu dönüşümü teknolojimizle bugünden mümkün kılıyoruz." QNB Türkiye Dijital Pazarlama İletişimi ekibi ise “QNB olarak Net0 olma sözümüz doğrultusunda dijital reklam kampanyamızda sürdürülebilir bir yayın stratejisi benimsedik. Bu kapsamda, Adform üzerinden yürüttüğümüz reklam yayınlarında Scope3 teknolojisini kullanarak yüksek enerji tüketimine sahip web sitelerini günlük olarak elimine ettik. Bu strateji sayesinde kampanya süresince toplamda yaklaşık 5 metrik ton karbon emisyonu oluşurken, ülke ortalamasıyla kıyaslandığında yaklaşık 15,6 metrik ton karbon tasarrufu sağlandı. Adform ve Scope3 teknolojilerinin desteğiyle, yüzlerce web sitesinde yüksek gösterim ve tıklama oranlarına ulaşırken, fazladan karbon emisyonlarının önüne geçerek dijital ekosistemde daha sürdürülebilir bir reklam deneyimi gerçekleştirdik.” dedi.

ISK-SODEX-2025’te 48 Ton CO₂e’lik Karbon Ayak İzi Nötr Hale Getirildi Haber

ISK-SODEX-2025’te 48 Ton CO₂e’lik Karbon Ayak İzi Nötr Hale Getirildi

Bu yıl 22–25 Ekim 2025 tarihleri arasında yaşamsal döngü ana temasıyla düzenlenen ISK-SODEX-2025, sürdürülebilirlik hedeflerini karbon sertifikası ile güçlendirdi. İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşen etkinliğin organizasyonel faaliyetleri kaynaklı karbon ayak izi, uluslararası yöntemlerle hesaplandı. Toplam 48 ton CO₂e (Karbondioksit eşdeğerleri) olarak belirlenen emisyon, Hannover Messe Fuarcılık tarafından alınan karbon sertifikası ile tamamen nötr hale getirildi. Elde edilen bulgular, fuarın çevresel etkisini ölçen ve bunu veri temelli bir yönetim anlayışına dönüştüren referans niteliğinde bir çalışma ortaya koyuyor. ISK-SODEX bu çalışmayla hem sektör profesyonellerinin farkındalığını artırmayı hem de enerji ve kaynak kullanımına ilişkin sürdürülebilirlik kültürünü güçlendirmeyi hedefliyor. Bu öncü uygulama, ISK-SODEX-2025’i iklimlendirmede bölgenin lider fuarı olmasının ötesine taşırken; şeffaf raporlama, karbon sertifikası ve aynı zamanda doğaya sağlanan somut katkılar ile güçlenen çok boyutlu bir sürdürülebilirlik modeli ortaya koyuyor. Bu inisiyatif ayrıca Deutsche Messe AG ve Hannover Messe Fuarcılığın da sürdürülebilirlik politikaları ile tam uyum içinde ilerliyor. 800 fidanla doğaya somut destek ISK-SODEX’in veri temelli sürdürülebilirlik yaklaşımı, hesaplama ve raporlama ile sınırlı kalmayarak doğaya katma değeri yüksek bir katkıya dönüştü. Bu çalışmaların devamı olarak TEMA Vakfı’na 800 adet fidan bağışında bulunuldu. Bilimsel hesaplamalara göre bu fidanlar 10 yaşına ulaştığında bir yılda 48,48 ton CO₂e karbonu atmosferden uzaklaştırabilecek kapasiteye sahip olacak. Böylece fuarın sürdürülebilirlik vizyonu, ölçülebilir veriler ve öte yandan ekosisteme sağlanan kalıcı bir katkıyla bütüncül bir yapının altını çiziyor. Kapsamlı bir sürdürülebilirlik vizyonu ISK-SODEX Karbon Ayak İzi Raporu’nda hesaplamalar, uluslararası geçerliliğe sahip GHG Protocol yöntemlerine göre gerçekleştirildi; raporlamada ISO 14064-1:2018 standardı esas alındı. Etkinliğin ulaşım, konaklama, jeneratör kullanımı, elektrik tüketimi ve satın almalardan kaynaklanan toplam karbon ayak izi 572 bin 802,5 kg CO₂e olarak belirlendi. Bu değer fuarı ziyaret eden ziyaretçi baz alındığında kişi başı 7,2 kg CO₂e salıma denk geliyor. Hesaplanan toplam miktar, 10 yaşındaki 9 bin 475 ağacın bir yılda absorbe edebileceği karbon miktarıyla eşdeğer seviyede bulunuyor. Emisyonların en büyük bölümü, yüzde 91,4’ü ulaşım, yüzde 7,6’sı ise jeneratör kullanımından kaynaklandı. Bu dağılım, etkinliğin organizasyonel kontrolü dışında kalan ziyaretçi ve katılımcı ulaşımının toplam emisyonu ne denli yükselttiğini ortaya koyuyor. Toplam karbon ayak izinin 572 bin 802,5 kg CO₂e gibi bir seviyeye ulaşmasında en büyük payın ulaşım kaynaklı olduğunu net biçimde gösteriyor. Dolayısıyla karbon nötr hale getirilen 48 tonluk değer yalnızca organizasyonel faaliyetlere karşılık geliyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

COLIN’S Üçüncü Sürdürülebilirlik Raporunu Yayımladı Haber

COLIN’S Üçüncü Sürdürülebilirlik Raporunu Yayımladı

Şirket, 2030 yılına kadar enerji tüketiminin tamamını yenilenebilir kaynaklardan karşılama, kadın yönetici oranını %50’ye yükseltme ve mağaza sayısını 35 ülkede 800’e çıkarma hedefiyle dikkat çekiyor. COLIN’S, yayınladığı üçüncü Sürdürülebilirlik Raporu’nda 2024 yılı boyunca çevresel, sosyal ve yönetişim alanlarında kaydedilen gelişmeleri ve 2030 vizyonunu paylaştı. Raporda yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, etik tedarik zinciri, çeşitlilik ve sürdürülebilir tasarım alanlarında somut adımlar öne çıkıyor. COLIN’S Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, 2024 yılının hem finansal hem de sürdürülebilirlik açısından güçlü bir yıl olduğunu vurgulayarak, “Bu büyümeyi yalnızca ekonomik başarıyla değil, çevreye ve topluma karşı duyduğumuz sorumlulukla da destekledik. ‘Gezegenden ve İnsandan Sorumluyuz’ yaklaşımımız doğrultusunda sürdürülebilirlik ilkelerini iş süreçlerimizin odağına yerleştirdik” dedi. Hazır giyimi sorumlu giyime dönüştürme hedefi doğrultusunda yürütülen çalışmaların yalnızca üretim süreçleriyle sınırlı olmadığını belirten Yavuz Eroğlu, “Attığımız adımlar tedarik zincirimizden müşteri deneyimimize, dijitalleşme projelerimizden inovatif çözümlerimize kadar uzandı. Karbon ayak izimizi azaltmaya, kaynak kullanımında verimliliği artırmaya, sosyal etkilerimizi daha olumlu hale getirmeye yönelik çalışmalarımıza hız kazandırdık” diye konuştu. Yenilenebilir enerjide güçlü adım COLIN’S, sürdürülebilirlik yolculuğunda en somut adımlarından birini enerji alanında attı. Şirket, 2024 yılında aldığı çağrı mektubuyla Niğde’de 2,5 MW kurulu güce sahip Arazi Tipi Güneş Enerjisi Santrali (GES) yatırımına başlıyor. Bu proje sayesinde faturası doğrudan COLIN’S’e ait olan 49 mağaza ile Türkiye’deki lojistik ve dağıtım üssü COLIN’S Dağıtım Merkezi’nin elektrik ihtiyacının tamamı güneşten karşılanacak. Yıllık 5,5 milyon kWh elektrik üretimi öngörülen santral, yaklaşık 30 milyon TL’lik enerji maliyetini yenilenebilir kaynaklardan karşılayacak. COLIN’S, proje devreye alındığında, 49 mağaza ve COLIN’S Dağıtım Merkezi’nin elektrik giderlerini sıfırlamayı ve karbon salımını önemli ölçüde azaltmayı hedefliyor. Enerji fiyatlarındaki dalgalanmalara karşı şirketi koruyacak olan yatırım, COLIN’S’in 2030’da tüm enerji tüketimini yenilenebilir kaynaklara dayandırma vizyonunun da ilk büyük ölçekli uygulaması olma özelliğini taşıyor. Mağazalarda enerji yönetim sistemi COLIN’S, mağaza operasyonlarını dönüştürerek 2024’te 44 mağazasını daha enerji yönetim sistemine entegre etti ve böylece toplam mağazalarının %80’i sisteme dahil edildi. Enerji verimliliğine yönelik bu hamle çevresel etkileri azaltırken finansal katkı da sağladı. 6,5 milyon TL’lik yatırım sayesinde yalnızca bir yılda 650.000 kWh tasarruf elde edildi. Enerji yönetim sistemine yönelik yatırımlar, COLIN’S’in çevresel etkisini azaltma hedefini somut biçimde destekledi. Sağlanan enerji tasarrufu sayesinde önemli miktarda karbon salımı engellendi; bu etki, binlerce ağacın yıllık karbon tutumuna eşdeğer bir fayda yarattı. Böylece hem çevreye duyarlı bir operasyon modeli güçlendirildi hem de 2024 yılı itibarıyla 4 milyon TL’ye ulaşan bir finansal tasarruf sağlandı. Enerji yönetim sistemleri, mağazalardaki aydınlatma, iklimlendirme ve tüm cihazların gerçek zamanlı izlenip optimize edilmesini mümkün kılıyor. Böylece gereksiz tüketim önleniyor, şirketin karbon ayak izi kayda değer ölçüde azalıyor. Ürünlerde sürdürülebilir yenilikler COLIN’S, moda koleksiyonlarında çevreye duyarlı üretimi güçlendirmeye devam ediyor. 2024 Sürdürülebilirlik Raporu’na göre şirket, doğal kaynak tüketimini azaltan ve ürünlerin ömrünü uzatan yenilikçi projeleri devreye aldı. Bunların başında, 2024’te İlkbahar-Yaz ve Sonbahar-Kış sezonlarında toplam 616 bin 134 adet erkek dış giyim ürününün %77’sine ve kadın dış giyim ürünlerinde toplam 344 bin 828 adedin %73’üne uygulanan Su İticilik Apre Projesi geliyor. Bu teknoloji, ürünleri suya ve kire karşı daha dayanıklı hale getirirken, daha az yıkanma ihtiyacı sayesinde su ve enerji tasarrufu sağlıyor ve ürün ömrünü uzatıyor. Uzun süredir sürdürülen Ekolojik Jeans Koleksiyonu, inovatif yıkama teknikleriyle denimde su, enerji ve kimyasal tüketimini önemli ölçüde azalttı. Color Denim Koleksiyonu ise, top boyama teknikleri ve çevre dostu boyarmaddelerle hem trend hem de doğa dostu tasarımlar sundu. Elyaf kullanımında da son yıkama yerine viskon, modal, polyester ve poliamid gibi yumuşak dokulu elyaflar tercih edilerek su ve kimyasal tüketimi düşürüldü. Ayrıca COLIN’S Dağıtım Merkezi’nin aldığı Sıfır Atık Belgesi ve tüm aksesuar etiketlerinde FSC sertifikalı kâğıtlara geçiş doğal kaynakların korunmasında önemli bir adım oldu. 1,1 milyon kolinin 401 bini yeniden kullanıldı COLIN’S, sürdürülebilirlik stratejisinin önemli ayaklarından biri olan atık yönetiminde dikkat çekici sonuçlar elde etti. 2022’de dağıtım merkezinde başlayan Sıfır Atık uygulaması, 2023’te cadde mağazalarına da yaygınlaştırıldı; ayrıştırma alanları kurularak geri dönüştürülebilir malzeme oranı artırıldı. 2024’te yapılan 1,1 milyon koli sevkiyatının 401 bini yeniden kullanıldı. Bu süreçte yeniden kullanılan koliler sayesinde önemli miktarda karton tasarrufu sağlandı ve yapılan hesaplamalara göre yaklaşık 2.700 ağacın kesilmesini önlemekle eşdeğer bir çevresel fayda elde edildi. Bu uygulama hem maliyetlerde hem de çevresel etkilerde tasarruf sağladı. Ayrıca mağaza donanımlarında geri dönüştürülmüş ahşap, doğal mankenler ve geri dönüştürülmüş askılar tercih edilerek çevre dostu tasarım anlayışı benimsendi. COLIN’S’te kadın yönetici oranı %33’e yükseldi COLIN’S, insan kaynağını sürdürülebilirlik stratejisinin merkezine koyarak çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılıkta önemli ilerlemeler kaydetti. 2024 Sürdürülebilirlik Raporu’na göre kadın yönetici oranı %33’e yükseldi; bu artış, liderlik pozisyonlarında kadın temsilini güçlendirme hedefine doğru atılmış önemli bir adım oldu. Şirket, işe alımlarının %14’ünü yeni mezunlardan gerçekleştirerek genç yeteneklere fırsat sundu. Ayrıca çalışan gelişimine yönelik yatırımlar kapsamında 2024’te 135.732 saat eğitim ve 2.650 saat iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verildi. Dijitalleşmeye 3,1 milyon dolarlık yatırım COLIN’S, dijitalleşmeyi müşteri deneyimini güçlendiren, operasyonel verimliliği artıran ve sürdürülebilir büyümeyi destekleyen stratejik bir alan olarak konumlandırıyor. 2024’te dijitalleşme ve inovasyona yapılan 3.1 milyon dolarlık yatırım sayesinde iş süreçleri optimize edildi, enerji tüketimi azaltıldı, kaynak yönetimi iyileştirildi ve karbon ayak izi küçültüldü. Dijital dönüşüm vizyonu üretim ve operasyonun ötesine geçerek İnsan Kaynakları’na da taşındı. Bu kapsamda uygulanan Dijital Olgunluk Projesi, süreçlerin teknik ve kültürel dönüşüm düzeyini analiz ederek çalışan deneyimini güçlendirdi ve kurumsal verimliliği artırdı. Toplumsal katkı stratejinin merkezinde COLIN’S, sürdürülebilirliği yalnızca çevresel ve ekonomik boyutlarıyla değil, toplumsal fayda yaratarak da hayata geçiriyor. 2024 Sürdürülebilirlik Raporu’na göre şirket, iş stratejilerini toplumsal gelişimle birlikte kurguluyor ve bu sorumluluğu paydaşlarıyla şeffaf biçimde paylaşıyor. Toplumsal katkı, müşterilerin ötesinde çalışanlar, tedarikçiler, gençler ve geniş toplulukları kapsıyor. Bu kapsamda üniversite öğrencilerinin kariyer yolculuklarına destek sağlayan projeler yürütülüyor, genç yeteneklerin yaratıcılıklarını ortaya koyabilecekleri platformlar oluşturuluyor. Etik ve sorumlu tedarik COLIN’S, sürdürülebilirlik vizyonunu tedarik zincirinde de somut adımlarla hayata geçiriyor. Etik değerlere bağlı, çevre dostu tedarikçilerle iş birlikleri kurarak gezegenin korunmasına ve işin geleceğinin güvence altına alınmasına katkı sağlıyor. Sürdürülebilirliğe bütüncül bakış COLIN’S, sürdürülebilirliği enerji verimliliğinden döngüsel tasarıma, etik tedarikten toplumsal yatırımlara ve dijitalleşmeye uzanan çok boyutlu bir dönüşüm alanı olarak ele alıyor. Şirket, tüm operasyonlarını çevresel sorumluluk, toplumsal fayda ve uzun vadeli değer yaratma ilkeleri doğrultusunda yeniden şekillendiriyor. COLIN’S, attığı her adımı yalnızca bugünün değil, gelecek kuşakların dünyasına duyduğu sorumluluğun bir parçası olarak görüyor; sürdürülebilir modayı herkes için erişilebilir kılmayı hedefliyor.

TÜGİS 36. Dönem Genel Kurulu Gerçekleşti Haber

TÜGİS 36. Dönem Genel Kurulu Gerçekleşti

Türkiye Gıda Sanayi İşverenleri Sendikası (TÜGİS), 36. Dönem Olağan Genel Kurulu’nu sektör temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirdi. 35. dönem faaliyetlerinin ibra edildiği 36. TÜGİS Olağan Genel Kurulu’nda İsmail Kaan Sidar oy birliğiyle 2. kez Yönetim Kurulu Başkanı seçildi. Yönetim Kurulu ise Necdet Buzbaş (YK Başkan Vekili), Aydın Acun (YK Başkan Vekili), Mehmet Tütüncü, Ahmet İnce, Melis Yasa, Nazmi Civil, İsmail Başaran ve Osman Yeşiltaş’tan oluştu. “Hep birlikte büyüdük” Genel Kurul’da konuşan TÜGİS Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Sidar, “TÜGİS çatısı altında bir araya gelmemizi sağlayan ortak değerler, bugün bizi daha güçlü, daha dayanıklı ve daha kararlı bir noktaya taşıyor. Şahsıma ve Yönetim Kurulumuza bir kez daha güven göstermiş olmanız büyük bir onurdur” ifadelerini kullandı. “Çalışma dönemimizde üye sayımız 55’ten 110’a yükseldi” diyen Sidar konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Yeni dönemde de tüm üyelerimizle yakın iletişim, güçlü iş birliği ve ortak akıl temelinde çalışmayı sürdürmeyi hedefliyoruz. Katılımınız, desteğiniz ve ortaya koyduğunuz emek için hepinize gönülden teşekkür ediyorum. Hep birlikte hem sektörümüz hem de ülkemiz için değer üretmeye devam edeceğiz.” “Küresel rekabette daha kararlı duracağız” Toplantıda sektörel hedeflere de değinen Kaan Sidar; “Gıda sanayimiz, küresel rekabetin, yeni regülasyonların, sürdürülebilirlik gerekliliklerinin ve teknolojik dönüşümün yoğun olarak hissedildiği bir dönemden geçiyor. TÜGİS olarak yalnızca bu sürece uyum sağlayan değil, aynı zamanda dönüşüme yön veren bir yapı olmayı hedefliyoruz” dedi. Sidar, sendikanın son dönemde gıda güvenliği, istihdam politikaları, sürdürülebilir üretim ve verimlilik gibi alanlarda önemli çalışmalar yürüttüğünü belirterek şunları ekledi: “Önümüzdeki dönemde kamu–özel sektör iş birliğini daha da güçlendirip, mevzuat geliştirme süreçlerine aktif katkı sunmaya devam edeceğiz. Dijitalleşme, karbon ayak izi yönetimi ve iş gücü niteliğinin artırılması ve sosyal sorumluluk projeleri gibi konular, yeni dönem çalışmalarımızın odak noktaları arasında yer alacak.” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.