Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Karbonsuzlaşma

Kapsül Haber Ajansı - Karbonsuzlaşma haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Karbonsuzlaşma haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İnşaat Sektöründe Karbonsuz Dönüşümün Yeni Rotası Haber

İnşaat Sektöründe Karbonsuz Dönüşümün Yeni Rotası

Türkiye ve Avrupa’dan kurumların ortaklığıyla geliştirilen FoCA (Free of Carbon Architecture) Projesi, inşaat sektöründe karbon ayak izini azaltmayı hedefleyen dijital bir platformu hayata geçirdi. Proje, sektörün yeşil dönüşüm sürecinde şeffaf veri paylaşımı, ölçülebilir sürdürülebilirlik ve uluslararası uyum açısından yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Dünyada sera gazı emisyonlarının en büyük kaynaklarından biri olan inşaat sektörü, iklim kriziyle mücadelede kilit bir role sahip. Bu farkındalıkla geliştirilen FoCA Türkiye Projesi, 2023–2025 yılları arasında yürütülen uluslararası iş birliğiyle inşaat sektörünün karbonsuzlaşma hedeflerine katkı sunmak üzere hayata geçirildi. Proje kapsamında geliştirilen dijital platform, yapı malzemelerinin çevresel etkilerini şeffaf, karşılaştırılabilir ve erişilebilir hale getiriyor. Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği (ÇEDBİK) koordinasyonunda yürütülen proje; Polonya Yeşil Bina Konseyi (PLGBC), Yıldız Teknik Üniversitesi (YTU), Wroclaw University of Science and Technology (WUST) ve Polish Building Research Institute (ITB) resmi partnerliğinde, CORNET çağrısı kapsamında gerçekleştirildi. FoCA, Türkiye ve Avrupa Birliği’nin iklim politikalarıyla uyumlu olarak, özellikle KOBİ ölçeğindeki mimarlık ve mühendislik ofislerine bilimsel temelli, kullanıcı dostu bir karar destek aracı sunmayı amaçlıyor. Her adımın etkisi ölçülebilir hale geldi FoCA platformu, inşaat sektörüne yönelik dört ana modül üzerinden hizmet veriyor: Eğitim Modülü, Malzeme Veritabanı, Malzeme Karşılaştırma Modülü ve Bina Analizi Modülü. Bu yapı sayesinde kullanıcılar, malzeme seçimi aşamasından bina ölçeğine kadar her adımda çevresel etkileri ölçebiliyor, daha düşük karbonlu alternatifleri karşılaştırabiliyor ve projelerini sürdürülebilirlik kriterleriyle uyumlu hale getirebiliyor. FoCA Türkiye platformu, mimar ve mühendislerden üreticilere, kamu kurumlarından danışmanlara kadar tüm sektör paydaşlarına açık.

Schneider Electric, SE Advisory Services’ı Tanıttı Haber

Schneider Electric, SE Advisory Services’ı Tanıttı

SE Advisory Services, elektrifikasyon, otomasyon ve dijitalleşme yoluyla kuruluşların ve bireylerin enerji verimliliği, sürdürülebilirlik ve teknoloji alanlarındaki karmaşık zorlukları çözmelerine yardımcı olmak için özel olarak tasarlanmış geniş bir çözüm yelpazesi sunuyor. Küresel elektrik talebinin 2030 yılına kadar yıllık %3’ten fazla artması beklenirken, karbonsuzlaşma yolu da ticari operasyonlara yeni karmaşıklık katmanları ekliyor. Aynı zamanda, küresel ticaret ortamı ve giderek karmaşıklaşan tedarik zincirleri, kuruluşlar üzerinde ek bir baskı yaratıyor. Bu zorluklar, strateji ve uygulamada daha bütünsel, entegre bir yaklaşım gerektiriyor. SE Advisory Services’ın yaratılmasına yol açan da bu pazar ihtiyacı oldu. Schneider Electric Enerji Yönetimi İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Frédéric Godemel, konuyla ilgili şunları söyledi: “Belirsizlik zamanları, her şeyden önce netlik ve kontrol edebileceğiniz şeyler hakkında bilgi sahibi olmayı gerektirir. Bu nedenle, Schneider Electric bünyesindeki dünya standartlarındaki danışmanlık yeteneklerimizi aldık ve müşterilerimizin daha hızlı ve güvenle hareket etmelerini sağlamak, acil enerji, sürdürülebilirlik ve teknoloji zorluklarını çözmek için yeteneklerin kilidini açmak üzere birleştirdik. Danışmanlık hizmetleri Schneider Electric’te yeni değil ve geçmişte müşteriler için paha biçilmez olduğunu kanıtladı. Bugün, müşterilere daha net ve net sıfıra (net zero) doğru açık bir yol sunmak için bu hizmeti geliştiriyoruz.” Danışmanlık deneyimi yeniden tanımlanıyor SE Advisory Services, Schneider Electric’in danışmanlık yeteneklerinde stratejik bir evrimi temsil ediyor ve geleneksel danışmanlığın ötesine geçerek yazılım ve proje uygulamasını da kapsayacak şekilde genişliyor. Bu uçtan uca yaklaşım, yüksek talep gören danışmanlık tekliflerinden oluşan büyüyen bir portföyü bir araya getirerek, enerji ve teknoloji geçişlerini hızlandıran çevik, akıllı ve entegre hizmetler aracılığıyla kuruluşların operasyonlarını geleceğe hazırlamasına yardımcı oluyor. SE Advisory Services, dört temel alanda hem kurumsal çaplı girişimleri hem de saha düzeyindeki operasyonları destekliyor: 1. Sürdürülebilir İşletme ve Endüstriyel Dönüşüm: Hem enerji süreçlerini hem de temel endüstriyel operasyonları dönüştürmek için dijital dönüşüm, süreç elektrifikasyonu, karbonsuzlaşma, yenilenebilir enerji, düşük karbonlu altyapı, döngüsellik ve doğa tabanlı çözümler ile karbon dengeleme yoluyla geçiş planlamasına rehberlik etme. 2. Risk Yönetimi ve Dayanıklılık: Kesinti süresini azaltmak, bağlantılı sistemleri güçlendirmek ve operasyonel dayanıklılık oluşturmak için kuruluşları enerji dalgalanmalarından, siber güvenlik tehditlerinden, iklim risklerinden ve sistem kesintilerinden koruma. 3. Kaynak ve Varlık Performansı: Güvenilirliği arttırmak, israfı azaltmak ve büyümeye yatırım yapmak amacıyla kaynakları ve sistemleri stratejik olarak değerlendirme. 4. Akıllı Yazılım: Bölünmüş iş akışlarını birbirine bağlamak ve içgörüleri eyleme dönüştürmek için yerel yapay zeka yetenekleriyle donatılmış ve derin danışmanlık uzmanlığı üzerine inşa edilmiş özel yazılım ürünleri sağlama. Enerji teknolojisine kapsamlı bir yaklaşım Schneider Electric’in danışmanlık uygulamaları, bir kuruluşun tüm işletmesinde performans sağlamak için birlikte çalışarak karbonsuzlaşma ve döngüsellikten, siber güvenlik ve varlıklara, sistem ve süreç dönüşümünden, altyapı modernizasyon çalıimaları için kurumsal yönetişime kadar uzanan kilit faktörleri ele alıyor. Bu kapsamlı yaklaşım, Schneider Electric müşterilerinin hedeften eyleme geçişlerinde kilit bir faktör oldu. Schneider Electric Endüstriyel Otomasyon İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Gwenaelle Avice Huet, konuyla ilgili açıklamasında şunları söyledi: “Enerji, teknoloji ve yazılım artık endüstriyel ilerlemenin ayrılmaz itici güçleri konumunda. Danışmanlık yaklaşımımız, müşterilerin dönüşüm için kritik kaldıraçları belirlemelerine yardımcı olarak elektrifikasyonun tüm potansiyelini ortaya çıkarıyor, otomasyonu hızlandırıyor, dijitalleşmeyi yerleştiriyor ve siber güvenliği güçlendiriyor. Merkezde yazılımla, pazar değişimlerine uyum sağlayan ve uzun vadeli değer sunan dayanıklı, geleceğe hazır operasyonlar sağlıyoruz.” Schneider Electric’in enerji geçişi yönetimine yönelik kapsamlı yaklaşımı, şirketin Ağustos ayında “IDC MarketScape: Dünya Çapında Enerji Geçişi Profesyonel Hizmetleri 2025 Satıcı Değerlendirmesi”nde Lider olarak adlandırılmasını sağladı.

Türkiye’nin Elektrik Dağıtımında Yeni Dönem Haber

Türkiye’nin Elektrik Dağıtımında Yeni Dönem

Rapor, net sıfır emisyon hedefleri doğrultusunda yalnızca enerji üretiminde değil, dağıtım sisteminde de köklü bir dönüşümün zorunlu olduğunu vurguluyor. Dağıtık yenilenebilir enerji kaynaklarının artışıyla birlikte tüketim profilleri değişirken, arz-talep dengesi çift yönlü hale geliyor. Bu durum, dağıtım sistemlerinin esneklik, izleme ve kontrol yeteneklerinin geliştirilmesini zorunlu kılıyor. SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Direktörü Alkım Bağ Güllü, dağıtım sektörünün enerji dönüşümündeki kritik rolüne dikkat çekerek şunları söyledi: “Dağıtık enerji kaynaklarının yaygınlaşmasıyla enerji sistemi karbonsuzlaşırken, enerjinin tüketim noktasına yakın üretilmesi sayesinde sistem kayıpları azalıyor, gerilim ve enerji kalitesi artıyor, şebeke yatırımları daha verimli planlanabiliyor. Önümüzdeki dönemde elektrikli araçlar, ısı pompaları ve benzeri sistemlerle elektrifikasyon hızlanacak. Bu da dağıtım sisteminin salt enerji taşıyan bir altyapı olmaktan çıkıp aktif ve tarafsız bir piyasa platformuna dönüşmesini gerektiriyor. Dolayısıyla şebekelerin geliştirilmesi, yönetimi ve işletilmesinde esnek, dijital ve etkileşimli bir yapının benimsenmesi büyük önem taşıyor.” Dönüşüm için orta ve alçak gerilim şebekelerinde yeni yatırımlara ihtiyaç duyulacağı gibi mevcut altyapının da modernize edilmesi gerektiğini vurgulayan Güllü, dağıtım sistemlerinin modernizasyonu için dijitalleşmenin hızlandırılması, veri odaklı planlama süreçlerinin geliştirilmesi ve dağıtım sistemi operatörlerinin (DSO) yeni görev ve sorumluluklarının açık biçimde tanımlanması gerektiğini de vurguladı. Dağıtık Üretimin Yükselişi Yeni Altyapı Yatırımlarını Zorunlu Kılıyor Türkiye’nin toplam kurulu gücü, Haziran 2025 itibarıyla 119.647 megavata (MW) ulaştı. Bunun 21.345 MW’ı (yüzde 18) lisanssız elektrik üretim santrallerinden oluşuyor ve bu kapasitenin yüzde 96,5’i güneş enerjisi santrallerine ait. T.C Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 2035 yılı için güneş ve rüzgar enerjisi kurulu güç hedefini 120 GW olarak açıkladı. Bu yeni hedef, 2022 Ulusal Enerji Planı’nda öngörülen 82,5 GW’lık kapasiteye kıyasla yaklaşık yüzde 50 artış anlamına geliyor. Özellikle dağıtım seviyesinden bağlanacak ve büyük ölçüde güneş enerjisine dayalı kaynakların artmasıyla birlikte, sistem esnekliğinin sağlanabilmesi için tüketim tarafının enerji sisteminde daha aktif bir rol üstlenmesi gerekiyor. Bu doğrultuda, tüketim noktalarına yakın konumlandırılmış dağıtık üretim tesislerinin yaygınlaştırılması ve şebekede çift yönlü enerji akışını sağlayacak yenilikçi yaklaşımların hayata geçirilmesi önem taşıyor. Aksi halde, gerilim regülasyonundaki dalgalanmalar, reaktif güç dengesizlikleri, ani yük ve üretim değişimlerine karşı yetersizlik, koruma sistemlerinde uyumsuzluk ve güç kalitesinde bozulma gibi teknik sorunların görünme olasılığı ve sıklığı artabilir. Raporda sanayi, bina ve ulaşım gibi enerjinin yoğun tüketildiği sektörlerde, enerjinin üretildiği yerde tüketilmesini sağlayan invertör tabanlı dağıtık kaynakların ve temiz elektrifikasyon uygulamalarının yaygınlaşması gerektiği vurgulanıyor. Bu konuda dağıtım sistemi operatörlerinin daha fazla sorumluluk alması gerekiyor. Modernizasyon İçin Öncelikli Teknoloji ve Uygulama Alanları Raporda Türkiye’nin dağıtım sisteminde öncelikli olarak ele alınması gereken teknoloji ve uygulama alanları şu şekilde sıralanıyor: 1. Operasyonel sistem verimliliğini artıran teknolojilerin kullanımı 2. Altyapının dağıtık üretimi destekleyecek şekilde dijitalleşmesi (akıllı sayaçlar, mikro-şebekeler vb.) ve planlanması 3. Siber güvenlik önlemlerinin güçlendirilmesi 4. Enerji kooperatiflerinin yaygınlaştırılması 5. Bölgesel enerji ticareti platformlarının ve bölgesel esneklik piyasalarının kurulumu 6. Dağıtık üretimin entegrasyonunu teşvik eden tarifelerin yaygınlaştırılması Dönüşümün planlanabilmesi için neler yapılabileceği ise şöyle anlatıldı: “DSO’nun gelecekteki altyapı ihtiyaçlarını öngörebilmeleri için yenilenebilir ve dağıtık enerji kaynaklarının bölgesel dağılım hedeflerinin belirlenmesi büyük önem taşıyor. Bu sayede DSO’lar, bölgesel hedefleri dikkate alarak ileri veri analitiği uygulamalarıyla tüketim tahminleri yapabilir ve öncelikli yatırım alanlarını net bir şekilde tanımlayabilir. Ayrıca ileri veri analizi ve gerçek zamanlı veri izleme gibi işlevlerin etkin biçimde kullanılabilmesi için, dağıtım seviyesinde akıllı sayaç ve akıllı şebeke altyapısına yönelik yatırım planlarının hazırlanması da dönüşümü hızlandıracak.” Bu süreçte, izin ve onay mekanizmalarının mevzuat düzenlemeleriyle sadeleştirilmesi, hızlandırılması ve dijitalleştirilmesi, uygulama etkinliğini artıracak önemli bir adım olarak öne çıkıyor. Ayrıca, planlanan yatırımların öngörülen takvimlerde devreye alınabilmesi için yenilikçi finansman araçlarının değerlendirilmesi öneriliyor. Tüm bu adımların hayata geçirilmesiyle, dağıtım şebekesinin daha verimli ve dayanıklı şekilde işletilmesi mümkün olacak; DSO’lar arızalara ve bölgesel kısıtlara daha hızlı müdahale edebilecek. Dönüşüm Üç Aşamalı Bir Yol Haritası Gerektiriyor Rapor, dağıtım sisteminin dönüşüm sürecini üç dönemde ele alıyor: Kısa vade (2025-2030): Mevcut durumun değerlendirilmesi, dönüşüm için öncelikli alanların belirlenmesi ve temel altyapının hazırlanması Orta vade (2030-2040): Artan talep ve üretim kapasitesine paralel olarak şebeke dayanıklılığını artıracak teknolojilerin yaygınlaştırılması Uzun vade (2040-2053): Yerel enerji ticaretini destekleyecek piyasa koşullarının oluşturulması Raporda, dağıtık enerji kaynaklarının şebeke ve piyasalara entegrasyonunun güçlenmesiyle enerji sisteminin karbonsuzlaşma sürecinin hızlanacağı, bununla birlikte gerilim ve enerji kalitesinin iyileşeceği vurgulandı. Ayrıca, artan dağıtık yenilenebilir enerji kapasitesi sayesinde yüksek maliyetli fosil yakıt santrali yatırım harcamalarına olan ihtiyacın azalarak ithal yakıt maliyetlerinde düşüş sağlanabileceği belirtildi. Dağıtık enerji kaynaklarının sağladığı sistem verimliliği ile şebeke kayıplarının azalması ve iletim ile dağıtım altyapısı harcamalarının düşmesi de dönüşümün diğer olumlu sonuçları arasında yer alıyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Epson, Uluslararası Sürdürülebilirlik Günü'nde Çevresel Faaliyetlerin Önemine Dikkat Çekiyor  Haber

Epson, Uluslararası Sürdürülebilirlik Günü'nde Çevresel Faaliyetlerin Önemine Dikkat Çekiyor 

2023’te dünya çapındaki tüm grup tesislerinde yüzde 100 yenilenebilir elektriğe geçiş yapan ilk şirket olmayı başaran marka, kısa süre önce “Our Actions” kampanyasının ikinci aşamasında dünya genelinde yüzde 100 yenilenebilir elektriğe geçişini ve lojistik operasyonlarında hayata geçirdiği sürdürülebilir uygulamaları duyurmuştu. Global teknoloji lideri Epson, yalnızca ihtiyaç duyulan şeyi, ihtiyaç duyulan yerde ve zamanda ürettiği bir ekosistem vizyonunu benimsiyor. Plastik atıkları önlemeye yardımcı olan EcoTank yazıcıları başta olmak üzere sürdürülebilir teknolojiyi odağına alan Epson, bu yıl da “karbonsuzlaşma” ve “çevresel döngüsellik” alanında kaydettiği ilerlemelerle faaliyetlerini sürdürüyor. Epson, 2030'a kadar tedarik zincirindeki sera gazı emisyonlarını 2017 mali yılına kıyasla yüzde 55 (2 milyon tonun üzerinde) oranında azaltmak için yatırımlarına devam ediyor. 1,5 derece senaryosuna uygun olan bu taahhüt, üretimdeki inovasyonu da teşvik ediyor. Üretim tesislerindeki ekipmanları geliştirerek düşük karbonlu yakıta geçen, yenilenebilir elektriği benimseyen ve fosil yakıt kullanan teknolojileri elektrik kullananlarla değiştiren marka, “karbonsuzlaştırmanın” alanını artırmaya devam ediyor. Tamamen güneş enerjisiyle çalışacak tesis Karbondioksit emisyonlarını telafi etmek için “karbondioksit yakalama” teknolojilerini kurmak üzerine de çalışan Epson, toplam kaynak girdilerini azaltmaya, atıkları ortadan kaldırmaya ve yüzde 100 sürdürülebilir bir kaynak oranına ulaşarak yeraltı kaynaklarından arınmış bir operasyona geçiş yapmayı hedefliyor. Bu kapsamda, yenilenebilir enerjiye geçişi lojistik operasyonlarında sürdüren Epson, tedarikçileri ve iş ortaklarıyla birlikte taşımacılık alanında verimli ve emisyon azaltıcı çözümleri hayata geçiriyor. Ülkemizde inşası süren yeni depo da bu yaklaşımın bir örneği. Tamamen güneş enerjisiyle çalışacak olan tesis, geri dönüştürülmüş ambalaj malzemeleriyle tasarlandı. Epson ve Uğur Okulları’ndan “Yeniden Kullan-Yarat-İlham Ver” Kampanyası Epson, META-CWA'nın BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'na yönelik taahhütlerinin bir parçası olarak; nitelikli eğitim, sorumlu tüketim-üretim ve iklim eylemi amaçlarına katkıda bulunacak bir kampanyayı hayata geçiriyor. Epson, Uğur Okulları Halkalı Kampüsü iş birliğiyle öğrencilerin sürdürülebilirlik konseptine uygun sanat eserleri tasarlamasına öncülük ediyor. 7-10 yaş aralığındaki öğrenciler, “Yeniden Kullan-Yarat-İlham Ver” sloganıyla hayata geçirilecek kampanya kapsamında basılı kağıt dahil olmak üzere geri dönüştürülmüş malzemelerden sanat eserleri tasarlayacak. Jüri tarafından değerlendirilecek eserlerden dereceye girmeye hak kazananlar; Epson EcoTank Yazıcı veya Epson ev sineması projektörü kazanma şansını yakalayacak. Gymy Kids’le ise proje kapsamında sanat eğitmenleri eşliğinde çocukların yaratıcılıklarını özgürce ifade edebilecekleri ilham verici bir “Sürdürülebilir Sanat Atölyesi” gerçekleştirilecek. Atölyede çocuklar; geri dönüştürülebilir ve doğal malzemeleri kullanarak üretim yapma fırsatı bulacak, sanat yoluyla yaratıcılıklarını özgürce ifade ederken aynı zamanda çevresel farkındalık kazanacaklardır. Epson, 1 Kasım – 31 Kasım tarihleri arasında düzenleyeceği etkinliklerle, küçük adımların daha sağlıklı bir dünyaya nasıl katkıda bulunabileceğini göstermeyi ve seçilen eserleri, ofislerinde sergilemeyi hedefliyor. “Küçük adımlarla dünyamız için büyük farklar yaratmak mümkün” Epson Türkiye Ülke Müdürü Yalın Vanlıoğlu, “Epson olarak daha sürdürülebilir bir gelecek için kaydettiğimiz ilerlemeyi duyurmaktan gurur duyuyoruz. Bizler için döngüsel ekonominin ilkelerine uymak büyük önem taşıyor. Sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek yalnızca bir iş değil, hayatımıza ve dünyamıza değer katan bir yaklaşım. Yaratıcılığa odaklanmak inovasyon stratejimizi yönlendirirken, çevreye olan özenimiz ise hem insanları hem de dünyamızı korumamızı sağlıyor. Etkinliğimizle öğrencileri geri dönüştürülmüş malzemeleri ham madde olarak kullanmaları için teşvik ediyoruz. Amacımız, atıkların yeniden kullanımını ve farklı amaçlarla değerlendirmelerini artırmak. Bu küçük adımların dünyamız için bir fark yaratabileceğini düşünüyoruz.” diyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Aksa Doğalgaz “Güçlü Büyüme Doğamızda Var” Diyerek Yeni Yol Haritasını Belirledi Haber

Aksa Doğalgaz “Güçlü Büyüme Doğamızda Var” Diyerek Yeni Yol Haritasını Belirledi

2025 hedeflerinin aşılmasıyla güçlü bir finansal performans sergilendiği ve yeni dönemin globalleşme vizyonuyla şekillendiğinin altının çizildiği toplantıda ayrıca, sektöre yön veren kazanımlar, müşteri odaklı yaklaşımları, pazarlama stratejileri, operasyonel uygulamalar ve sürdürülebilirlik çalışmaları gibi kritik başarı faktörleri de ele alındı. Uluslararası arenada büyüme Aksa Doğalgaz’ın Türkiye’deki başarılı büyüme ivmesini yurt dışına taşımaya hazırlandıklarını ifade eden Kazancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cemil Kazancı, “Güçlü büyüme ivmemizi ve yatırım stratejimizi sürdürerek, Aksa Doğalgaz’ı yalnızca yurt içinde değil, uluslararası arenada da büyütmeyi hedefliyoruz. Böylesine büyük ve güçlü bir grubun halka arz edilmesi, hepimizin ortak arzusu. Halka arzın hem grubumuzun kurumsal yapısını güçlendireceğine hem de Türkiye ekonomisine önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz” dedi. “Liderliğimizi küresel ölçekte büyütmeyi hedefliyoruz” Aksa Doğalgaz 2025 yılının üçüncü çeyreğinde 66,9 milyar TL’lik ciroya ulaştı. Güçlü büyüme performansını kararlılıkla sürdürdüklerini ifade eden Aksa Doğalgaz Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Arslan, Kazancı Holding’in yarım asrı aşan tecrübesi ve bilgi birikiminden güç alarak büyümeyi sürdürdüklerini söyledi. Arslan, “Türkiye’nin lider, Avrupa’nın dördüncü büyük doğal gaz dağıtım şirketiyiz. 7,5 milyon abonemize doğal gaz konforunu güvenle ulaştırırken, yatırımlarımızı her geçen gün artırarak daha da ileri taşıyoruz. Yeni dönemde liderliğimizi küresel ölçekte büyütmeyi hedefliyoruz. Halka arz süreci, kurumsal yapımızı güçlendirecek ve sürdürülebilir büyümemizi destekleyecek stratejik bir adım olarak önceliklerimiz arasında yer alıyor. Enerji sektöründe teknoloji, verimlilik ve sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımlarımızla hem Türkiye ekonomisine hem de uluslararası pazarlara değer katmayı amaçlıyoruz” dedi. 2031 hedefi: 95 bin kilometre şebeke ve 10 milyon abone 2025 yılında Bursa ve Kayseri’de faaliyet gösteren dağıtım şirketlerini satın alarak sektördeki lider pozisyonlarını güçlendirdiklerinin altını çizen Arslan, “Bu satın almalarla birlikte 32 ilin sınırları içerisinde yer alan 29 il merkezinde doğal gaz dağıtım hizmeti vermeye başladık ve lisans sayımızı 21’den 23’e çıkardık. Şebeke uzunluğumuzu yüzde 31 artışla 62 bin kilometreye, abone sayımızı ise yüzde 36 artışla 7,5 milyona ulaştırdık. 2031 yıl sonuna kadar ise hizmet verdiğimiz ilçe ve belde sayısını 469’un, şebeke uzunluğumuzu 95 bin kilometrenin ve abone sayımızı 10 milyonun üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. Şu anda Türkiye’nin ulaştığı toplam doğal gaz şebeke uzunluğunun yüzde 28,4’üne sahibiz. Doğal gaz dağıtım miktarımız 14 milyar metreküp, dağıtım payımız da yüzde 28’in üzerinde” diye konuştu. Enerji sektörünün en itibarlı markası Mükemmel Müşteri Deneyimi hedefleri doğrultusunda uluslararası müşteri memnuniyeti ölçüm standartlarını esas alarak gerçekleştirdikleri çalışmaları paylaşan Yaşar Arslan, “Aldığımız geri bildirimlerle müşteri yolculuğumuzu daha rafine hâle getirirken, iş süreçlerimizi de veriye dayalı biçimde yeniden şekillendirdik. Her 10 abonemizden 9’u deneyiminden memnuniyetle söz ederek, güçlü müşteri bağlılığımızı bir kez daha ortaya koydu. Türkiye İtibar Endeksi Araştırması’na göre ‘Enerji Sektörünün En İtibarlı Markası’ ünvanına değer görüldük. Bu anlamlı ödül, abonelerimiz ile olan güçlü bağımızı yansıtması açısından oldukça kıymetli” dedi. Sürdürülebilir yarınlar için yenilikçi çalışmalar… Karbonsuzlaşma sürecinde doğal gazın stratejik rolüne dikkat çeken Arslan, “2024 yılında abonelerimizin karbon yoğun yakıtlar yerine doğal gazı tercih etmesiyle 11,13 milyon ton daha az karbon emisyonu gerçekleşmesine katkı sağladık. Bu miktar, 469 milyon ağaçtan oluşan bir ormanın temizleyebileceği miktara eşdeğer” diye konuştu. İklim değişikliğiyle mücadelede alternatif yakıtların ve enerji kaynaklarının stratejik önemine de değinen Arslan, bu çerçevede yenilikçi ve değer yaratan Ar-Ge çalışmalarına devam ettiklerini ifade etti. Arslan, “Çevresel etki çalışmalarımızı aktardığımız 2024 yılı Sürdürülebilirlik Raporumuzla 12’ncisi düzenlenen Sürdürülebilir İş Ödülleri 2025’te ödüle değer görüldük. Daha yeşil bir geleceğe yönelik taahhütlerimizi kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşmak her zaman önceliğimiz olacak” dedi. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.