Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Kariyer

Kapsül Haber Ajansı - Kariyer haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kariyer haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Arçelik’in Pazarlama ve Stratejiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ragıp Balcıoğlu Oldu Haber

Arçelik’in Pazarlama ve Stratejiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ragıp Balcıoğlu Oldu

Lider ev teknolojileri şirketi Arçelik’te üst düzey bir atama gerçekleşti. 2 yılı aşkın süredir Arçelik Avrupa Ticari Satışlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı, 1 yıldan uzun süredir de Beko Europe CEO’luğu görevini üstlenen Ragıp Balcıoğlu, Arçelik’in Pazarlama ve Stratejiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı görevine getirildi. 3 yılı aşkın süredir Arçelik Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı (CMO) olarak görev yapan Akın Garzanlı ise Arçelik Avrupa Ticari Satışlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı ve Beko Europe CEO’su olarak atandı. Ragıp Balcıoğlu Kimdir? Ragıp Balcıoğlu, 1989 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden lisans, 1996 yılında Koç Üniversitesi İşletme Bölümü’nde yüksek lisans derecesi aldı. 2019 yılında Harvard Business School İleri Yönetim Programı’nı tamamladı. İş yaşamına 1990 yılında Data Hidrolik Makine Sanayi A.Ş.’de Pazarlama Yöneticisi olarak başlayan Balcıoğlu, 1992 yılında Arçelik’e katıldı. Planlama ve satın alma alanlarındaki görevlerinin ardından 1996 yılında Beko İngiltere’ye Ticari Yönetici olarak atandı. Sonraki yıllarda Beko Plc.’de Ürün Pazarlama Yöneticisi, Ürün Pazarlama Direktörü, Ürün Yönetimi ve Temin Direktörü, Satış Direktörü gibi üst düzey yöneticilik görevlerinde bulunan Balcıoğlu, 2011-2015 yılları arasında Beko İngiltere ve İrlanda Ülke Müdürü ve Beko Plc. Genel Müdürü olarak görev yaptı. 2015 yılında Arçelik Global Ticari Satışlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı’na atanan Balcıoğlu, şirketin uluslararası alandaki başarılı büyümesinin ardından şirketin küresel operasyonlarının yeniden yapılanmasına öncülük etti. 2018–2023 yılları arasında Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Amerika’dan Sorumlu Ticari Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürüttü. Arçelik ve Whirlpool’un Avrupa operasyonlarını tek çatı altında birleştiren Beko Europe ortaklık şirketinin kuruluşu kapsamında 2023’te Avrupa Ticari Satışlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak atandı. Balcıoğlu, ardından Beko Europe CEO’su olarak ortaklıktan doğan yeni şirketin kuruluş ve entegrasyonuna başarıyla liderlik etti. Pazarlama, ticaret ve uluslararası satış alanlarında uzun yıllara dayanan deneyime sahip Ragıp Balcıoğlu, 1 Ekim 2025 itibarıyla yeni görevine başladı. Şirketin küresel stratejisi, marka konumlandırması, portföy yönetimi ve pazar büyümesine yön verecek olan Balcıoğlu, Arçelik’in globaldeki 22 markasını ve pazarlama ekiplerini yönetecek. Şirketin global pazarlama gücünü daha da ileri taşıyarak markalarının milyonlarca insanın hayatına değer katmasını sağlayacak. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Akın Ergür: "Güven Olmadan Ne Satınalma Ne Liderlik Olur!" Haber

Akın Ergür: "Güven Olmadan Ne Satınalma Ne Liderlik Olur!"

Kapsül Haber Ajansı olarak, iş dünyasının önde gelen isimleriyle gerçekleştirdiğimiz röportaj serisinin yeni konuğu, Temsa Satınalma ve Tedarik Zinciri Direktörü Akın Ergür oldu. Keyifli okumalar dileriz. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? 1969 Ankara doğumluyum. ODTÜ Makine Mühendisliği mezunuyum. 1995’te Tofaş Satınalma’da başlayan yolculuğum, Fiat İtalya’da Satınalma ve Proje Yönetimi, Ar-Ge deneyimleri derken, bugün Temsa’da Satınalma ve Tedarik Zinciri Direktörü olarak devam ediyor. 30 yıllık iş hayatımın yanı sıra üniversitelerde yüksek lisans ve lisans dersleri verdim. “Akın Ergür’le Muhabbetler” adlı seminerler yapıyorum, hatta profesyonel koçluk da yapıyorum. Yani kısaca hayatım “insan” ve “muhabbet” üzerine kurulu diyebilirim. Kariyerinizde bugünlere gelene kadar hangi önemli dönüm noktalarını yaşadınız? Hayatımda iki dönüm noktası çok belirleyici oldu: Birincisi Fiat İtalya’da çalıştığım yıllar. Orada öğrendiğim sistematik bakış açısını Türkiye’ye taşıyıp uygulama fırsatı bulmak, bana farklı bir vizyon kattı. Ayrıca 2017’de ilk kez kendi seminer programımı düzenledim; o gün aldığım geribildirimler, tecrübelerimi paylaşmanın ne kadar değerli olduğunu bana gösterdi. Bu yolculuk da kitabım “Satınalma Sanatı ve İnsan”ın ortaya çıkmasına zemin hazırladı. Sizin için 'başarı'yı tanımlar mısınız? Sizi diğerlerinden farklı kılan ve başarınızı sağlayan kişisel stratejiler neler? Benim için başarı, yalnızca sayılara ve finansal sonuçlara indirgenemez. Başarı, insanlara dokunmak, güven inşa etmek, birlikte büyüyebilmektir. Kariyerim boyunca farkımı ortaya koyduğum temel nokta “satınalma = insan” yaklaşımı oldu. İlişkilerde güvene, şeffaflığa ve samimiyete dayalı bir strateji izledim. Teknik bilgi elbette önemlidir, ancak güvene dayalı ilişkiler kurmak ve sürdürülebilir iş birlikleri geliştirmek başarıyı kalıcı kılar. Başarıya giden yolda karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız? En büyük zorluklar genellikle kriz dönemlerinde yaşandı. Grevler, doğal afetler, tedarikçi iflasları, pandemi gibi olağanüstü durumlar karşıma çıktı. Bu süreçleri aşarken en önemli unsur, soğukkanlı kalabilmek, çözüm üretmek, hızlı ve doğru kararlar almak ve güçlü iş ilişkilerine dayalı iş birlikleri kurmaktı. Kriz anında yalnız kalmıyorsanız, tedarikçileriniz size güveniyorsa her engel aşılabiliyor. Bugün, sizin konumunuza ulaşmak isteyen birisi için en kritik öneriniz ne olurdu? Meraklı olun, öğrenmekten hiç vazgeçmeyin. Masanızda oturmayın, sahaya inin. Ve en önemlisi: güven inşa edin. Güven olmadan ne satınalma olur ne de liderlik. Liderlik anlayışınızı nasıl tanımlarsınız? Ekibinizi motive etmek ve yönlendirmek için hangi stratejileri benimsiyorsunuz? Benim için liderlik, örnek olmak ve zor zamanda ekibin yanında durmaktır. İyi günde değil, zor zamanda yan yana olabilmektir. Ekibimi motive etmek için onları dinlerim, fikirlerine değer veririm ve inisiyatif almaları için alan açarım. Ortak başarıyı paylaşmak, bireysel katkıları görünür kılmak en önemli stratejimdir. Şirketinizin vizyonu ve misyonu doğrultusunda önümüzdeki yıllara dair büyük hedefleriniz nelerdir? Temsa’da hedefimiz, güçlü bir tedarik zinciriyle sadece bugünü değil, geleceği de güvence altına almak. Yenilikçi ve sürdürülebilir çözümlerle global pazarda daha etkin bir oyuncu olmak, Türk otomotiv sektörünün marka değerini yükseltmek ana hedeflerimizden biri. Küresel ekonomik belirsizlikler ve rekabet ortamında şirketinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Yerel ve uluslararası pazarda fark yaratmak için ne yapıyorsunuz? Ekonomik belirsizliklere karşı en güçlü silahımız, stratejik tedarikçi ilişkileri. Biz sadece fiyat odaklı değil, uzun vadeli iş birliği odaklı bir yaklaşım benimsiyoruz. Uluslararası pazarda farkımızı, inovasyon ve güvene dayalı ilişkilerle yaratıyoruz. Yani hem maliyet avantajı sağlıyor hem de sürdürülebilir iş ortaklıklarıyla riskleri minimize ediyoruz. Yerli tedarikçi parkımızı hem büyütüyor hem de geliştiriyoruz. Birçok sektörde eşine rastlayamayacağınız Temsa’ya özel Tedarikçi Geliştirme Programımız ve eğitimler ile yerli tedarikçilerimizin global pazarda önemli bir oyuncu olmasına destek veriyoruz. Sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda konusunda nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz? İş dünyasının bu konudaki sorumluluğunu nasıl görüyorsunuz? Sürdürülebilirliği sadece çevreye duyarlılık değil, aynı zamanda uzun vadeli insan ve iş ilişkileri olarak görüyorum. İş dünyasının toplumsal faydayı bir yan hedef değil, ana sorumluluk olarak görmesi gerektiğine inanıyorum. Eğitimden çevreye, çalışanların gelişiminden sosyal sorumluluk projelerine kadar iş dünyası bu alanda öncü olmalı. Dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojiler, iş modellerinizi nasıl dönüştürüyor? Bu değişime adapte olmak için nasıl bir yol izliyorsunuz? Dijitalleşme artık işimizin kalbi… Büyük veri analizi, otomasyon ve yapay zekâ destekli karar alma mekanizmaları sayesinde süreçlerimiz daha verimli ve şeffaf hale geliyor. Biz de süreçlerimizi dijitalleştiriyor, şeffaflığı artırıyor ve veriye dayalı kararlarla riskleri daha etkin yönetiyoruz. Ben hep şunu söylüyorum: teknoloji insanın önüne değil, yanına koyulduğunda anlamlı. O yüzden biz de insan dokunuşunu kaybetmeden dijitalleşmeye uyum sağlıyoruz. Bugünün iş dünyasında başarılı olmak isteyen gençlere, kariyerlerini sağlam temeller üzerine inşa etmeleri için hangi kritik tavsiyeleri verirsiniz? Öncelikle işinizi sevin. Sevmeden yapılan işte sürdürülebilir başarı olmaz. Merak edin, öğrenmeye açık olun. Etik değerlerden ödün vermeyin. Güven inşa edin; güven bir profesyonelin en büyük sermayesidir. Ve unutmayın: Her işin merkezinde insan vardır. İş dünyasında kalıcı fark yaratmak için insan odaklı bakış açısını hiç kaybetmeyin. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Akın Ergür: "Güven Olmadan Ne Satınalma Ne Liderlik Olur!" Haber

Akın Ergür: "Güven Olmadan Ne Satınalma Ne Liderlik Olur!"

Kapsül Haber Ajansı olarak, iş dünyasının önde gelen isimleriyle gerçekleştirdiğimiz röportaj serisinin yeni konuğu, Temsa Satınalma ve Tedarik Zinciri Direktörü Akın Ergür oldu. Keyifli okumalar dileriz. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? 1969 Ankara doğumluyum. ODTÜ Makine Mühendisliği mezunuyum. 1995’te Tofaş Satınalma’da başlayan yolculuğum, Fiat İtalya’da Satınalma ve Proje Yönetimi, Ar-Ge deneyimleri derken, bugün Temsa’da Satınalma ve Tedarik Zinciri Direktörü olarak devam ediyor. 30 yıllık iş hayatımın yanı sıra üniversitelerde yüksek lisans ve lisans dersleri verdim. “Akın Ergür’le Muhabbetler” adlı seminerler yapıyorum, hatta profesyonel koçluk da yapıyorum. Yani kısaca hayatım “insan” ve “muhabbet” üzerine kurulu diyebilirim. Kariyerinizde bugünlere gelene kadar hangi önemli dönüm noktalarını yaşadınız? Hayatımda iki dönüm noktası çok belirleyici oldu: Birincisi Fiat İtalya’da çalıştığım yıllar. Orada öğrendiğim sistematik bakış açısını Türkiye’ye taşıyıp uygulama fırsatı bulmak, bana farklı bir vizyon kattı. Ayrıca 2017’de ilk kez kendi seminer programımı düzenledim; o gün aldığım geribildirimler, tecrübelerimi paylaşmanın ne kadar değerli olduğunu bana gösterdi. Bu yolculuk da kitabım “Satınalma Sanatı ve İnsan”ın ortaya çıkmasına zemin hazırladı. Sizin için 'başarı'yı tanımlar mısınız? Sizi diğerlerinden farklı kılan ve başarınızı sağlayan kişisel stratejiler neler? Benim için başarı, yalnızca sayılara ve finansal sonuçlara indirgenemez. Başarı, insanlara dokunmak, güven inşa etmek, birlikte büyüyebilmektir. Kariyerim boyunca farkımı ortaya koyduğum temel nokta “satınalma = insan” yaklaşımı oldu. İlişkilerde güvene, şeffaflığa ve samimiyete dayalı bir strateji izledim. Teknik bilgi elbette önemlidir, ancak güvene dayalı ilişkiler kurmak ve sürdürülebilir iş birlikleri geliştirmek başarıyı kalıcı kılar. Başarıya giden yolda karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız? En büyük zorluklar genellikle kriz dönemlerinde yaşandı. Grevler, doğal afetler, tedarikçi iflasları, pandemi gibi olağanüstü durumlar karşıma çıktı. Bu süreçleri aşarken en önemli unsur, soğukkanlı kalabilmek, çözüm üretmek, hızlı ve doğru kararlar almak ve güçlü iş ilişkilerine dayalı iş birlikleri kurmaktı. Kriz anında yalnız kalmıyorsanız, tedarikçileriniz size güveniyorsa her engel aşılabiliyor. Bugün, sizin konumunuza ulaşmak isteyen birisi için en kritik öneriniz ne olurdu? Meraklı olun, öğrenmekten hiç vazgeçmeyin. Masanızda oturmayın, sahaya inin. Ve en önemlisi: güven inşa edin. Güven olmadan ne satınalma olur ne de liderlik. Liderlik anlayışınızı nasıl tanımlarsınız? Ekibinizi motive etmek ve yönlendirmek için hangi stratejileri benimsiyorsunuz? Benim için liderlik, örnek olmak ve zor zamanda ekibin yanında durmaktır. İyi günde değil, zor zamanda yan yana olabilmektir. Ekibimi motive etmek için onları dinlerim, fikirlerine değer veririm ve inisiyatif almaları için alan açarım. Ortak başarıyı paylaşmak, bireysel katkıları görünür kılmak en önemli stratejimdir. Şirketinizin vizyonu ve misyonu doğrultusunda önümüzdeki yıllara dair büyük hedefleriniz nelerdir? Temsa’da hedefimiz, güçlü bir tedarik zinciriyle sadece bugünü değil, geleceği de güvence altına almak. Yenilikçi ve sürdürülebilir çözümlerle global pazarda daha etkin bir oyuncu olmak, Türk otomotiv sektörünün marka değerini yükseltmek ana hedeflerimizden biri. Küresel ekonomik belirsizlikler ve rekabet ortamında şirketinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Yerel ve uluslararası pazarda fark yaratmak için ne yapıyorsunuz? Ekonomik belirsizliklere karşı en güçlü silahımız, stratejik tedarikçi ilişkileri. Biz sadece fiyat odaklı değil, uzun vadeli iş birliği odaklı bir yaklaşım benimsiyoruz. Uluslararası pazarda farkımızı, inovasyon ve güvene dayalı ilişkilerle yaratıyoruz. Yani hem maliyet avantajı sağlıyor hem de sürdürülebilir iş ortaklıklarıyla riskleri minimize ediyoruz. Yerli tedarikçi parkımızı hem büyütüyor hem de geliştiriyoruz. Birçok sektörde eşine rastlayamayacağınız Temsa’ya özel Tedarikçi Geliştirme Programımız ve eğitimler ile yerli tedarikçilerimizin global pazarda önemli bir oyuncu olmasına destek veriyoruz. Sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda konusunda nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz? İş dünyasının bu konudaki sorumluluğunu nasıl görüyorsunuz? Sürdürülebilirliği sadece çevreye duyarlılık değil, aynı zamanda uzun vadeli insan ve iş ilişkileri olarak görüyorum. İş dünyasının toplumsal faydayı bir yan hedef değil, ana sorumluluk olarak görmesi gerektiğine inanıyorum. Eğitimden çevreye, çalışanların gelişiminden sosyal sorumluluk projelerine kadar iş dünyası bu alanda öncü olmalı. Dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojiler, iş modellerinizi nasıl dönüştürüyor? Bu değişime adapte olmak için nasıl bir yol izliyorsunuz? Dijitalleşme artık işimizin kalbi… Büyük veri analizi, otomasyon ve yapay zekâ destekli karar alma mekanizmaları sayesinde süreçlerimiz daha verimli ve şeffaf hale geliyor. Biz de süreçlerimizi dijitalleştiriyor, şeffaflığı artırıyor ve veriye dayalı kararlarla riskleri daha etkin yönetiyoruz. Ben hep şunu söylüyorum: teknoloji insanın önüne değil, yanına koyulduğunda anlamlı. O yüzden biz de insan dokunuşunu kaybetmeden dijitalleşmeye uyum sağlıyoruz. Bugünün iş dünyasında başarılı olmak isteyen gençlere, kariyerlerini sağlam temeller üzerine inşa etmeleri için hangi kritik tavsiyeleri verirsiniz? Öncelikle işinizi sevin. Sevmeden yapılan işte sürdürülebilir başarı olmaz. Merak edin, öğrenmeye açık olun. Etik değerlerden ödün vermeyin. Güven inşa edin; güven bir profesyonelin en büyük sermayesidir. Ve unutmayın: Her işin merkezinde insan vardır. İş dünyasında kalıcı fark yaratmak için insan odaklı bakış açısını hiç kaybetmeyin. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Yusuf Ziya Yüce: "Kariyer Bir Maraton; Sabır, Merak ve Etik Değerlerle İnşa Edilmeli" Haber

Yusuf Ziya Yüce: "Kariyer Bir Maraton; Sabır, Merak ve Etik Değerlerle İnşa Edilmeli"

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde lisans, Kocatepe Üniversitesi’nde işletme yüksek lisans eğitimi aldım. 2004’ten itibaren farklı sektörlerde kurumsal iletişim ve pazarlama rollerinde çalıştım. 20 yılı aşan iş tecrübem enerji, sağlık ve perakende sektörlerini kapsıyor. 2022’den bu yana Uludağ Enerji Grubu’nda Kurumsal İletişim Direktörü olarak görev yapıyorum. Ayrıca Uludağ Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak ders vererek bilgi birikimimi yeni kuşaklarla paylaşıyorum. Kariyerinizde bugünlere gelene kadar hangi önemli dönüm noktalarını yaşadınız? İş hayatına spor iletişimiyle adım attım. Daha sonra perakende ve sağlık gibi farklı alanlarda görev alarak iletişimin çok boyutlu yapısını daha yakından tanıma fırsatım oldu. Her sektör bana farklı bir öğrenme alanı sundu; ancak enerji alanında sürdürdüğüm çalışmalar kariyerimde en kritik dönüm noktalarından birini oluşturdu. Grup düzeyinde iletişim stratejilerinin koordinasyonu, kriz iletişiminin yönetimi ve paydaş ilişkilerinde bütünsel bir yaklaşım geliştirmek, bugün sahip olduğum vizyonun temel taşlarını oluşturdu. Bugün Uludağ Enerji Grubu çatısı altında bu birikimi hem şirketimizin hem de sektörün geleceğine katkı sağlayacak projelere dönüştürmek en büyük motivasyonum. Sizin için 'başarı'yı tanımlar mısınız? Sizi diğerlerinden farklı kılan ve başarınızı sağlayan kişisel stratejiler neler? Benim için başarı, o noktaya gelene kadar gösterilen tutarlılık, sabır ve sürekli öğrenme isteğiyle tanımlanıyor. Kendi yolculuğumda beni farklı kılan en önemli strateji, her koşulda merak duygumu canlı tutmak oldu. Yeni fikirlere ve farklı bakış açılarına açık kalmak, beni sürekli geliştiren bir motivasyon kaynağı oldu. Ayrıca söylemlerimle davranışlarım arasında denge kurmaya, güven ilişkisini kişisel ölçekte de inşa etmeye büyük önem veriyorum. Başarıyı, geride kalıcı bir iz bırakmak ve çevremdeki insanların da gelişimine katkı sunmak olarak görüyorum. Başarıya giden yolda karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız? Enerji sektörü gibi stratejik bir alanda krizler her zaman önemli sınavlardır. Bu tür dönemlerde şeffaf, hızlı ve doğru iletişim kurmak en kritik noktadır. Kriz iletişim planlarını önceden hazırlayıp uygulayarak, zorlukları tehdit olarak görmek yerine dönüşüm fırsatına dönüştürdük. Bu yaklaşım sayesinde belirsizlikleri yönetmeyi başardık. En büyük zorluk büyük sektör krizleri. Çünkü bu tür dönemler toplumun güvenini test eder. Biz ise bu süreçlerde şeffaflık ve sorumluluk bilinciyle hareket ederek hem paydaşlarımızın güvenini korumayı hem de sektörün daha güçlü bir geleceğe hazırlanmasına katkı sunmayı öncelik haline getirdik. Bugün, sizin konumunuza ulaşmak isteyen birisi için en kritik öneriniz ne olurdu? Bugün benim bulunduğum noktaya ulaşmak isteyenlere en kritik önerim; kurumsal iletişimi marka yönetimi veya proje geliştirme alanının ötesinde, stratejik bir sorumluluk olarak görmeleridir. Buradaki en büyük paradigma değişimi şudur: Kurumsal iletişim, marka hikayeleri yazmak veya projeleri duyurmaktan çok daha ötedir. Esas işi, kurumun itibar sermayesini, paydaşlarıyla olan güven bağını ve toplumsal lisansını yönetmektir. Bu da ancak bütünsel, stratejik ve son derece insani bir yaklaşımla mümkün hale geliyor. Çünkü bu alanda başarı, güçlü metinler yazmaktan ya da projeler geliştirmekten öte; kurumun itibarını, paydaşlarla olan güven ilişkisini ve topluma kattığı değeri bütünsel şekilde yönetebilmekten geçiyor. Bunun için sürekli öğrenmeye açık olmak, farklı sektörlerden deneyimler edinmek ve kriz anlarında soğukkanlı kalabilmek çok önemli. Ama belki de en önemlisi, iletişimin merkezine her zaman insanı koymak. Çünkü ister kurum içinde ister toplum nezdinde olsun, güveni ve samimiyeti inşa eden şey aslında insani değerler diyebilirim. Liderlik anlayışınızı nasıl tanımlarsınız? Ekibinizi motive etmek ve yönlendirmek için hangi stratejileri benimsiyorsunuz? Liderlik benim için yön vermekten öte, anlam ve aidiyet inşa etmek. Ekibi ortak bir amaç etrafında buluştururken şeffaf iletişim ve katılımcı karar süreçlerini önceliklendiriyorum. Güven ortamı oluşturmak, işlerin sağlıklı yürümesini sağlamanın yanında ekibin kurumun değerlerini benimseyerek bu yolculuğun gerçek bir parçası olmasına imkan tanıyor. Böylece motivasyon kalıcı, bağlılık ise daha güçlü hale geliyor. Şirketinizin vizyonu ve misyonu doğrultusunda önümüzdeki yıllara dair büyük hedefleriniz nelerdir? Uludağ Enerji Grubu olarak vizyonumuz toplumsal fayda ve sürdürülebilirlik alanında da öncü bir rol üstlenmek. Önümüzdeki dönemde en büyük hedefimiz, dijitalleşme ve yenilikçi teknolojilerle müşteri deneyimini sürekli geliştirmek, enerji verimliliğini artırmak ve yenilenebilir kaynaklara dayalı çözümleri daha da yaygınlaştırmak. Bununla birlikte bölgesel kalkınmaya katkı sağlayacak projeler üretmek, çalışanlarımızı ve paydaşlarımızı bu yolculuğun aktif birer parçası haline getirmek en önemli önceliklerimiz arasında. Kısacası geleceğin enerjisini bugünden şekillendiren bir kurum olmayı hedefliyoruz. Toplumsal fayda konusunda nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz? İş dünyasının bu konudaki sorumluluğunu nasıl görüyorsunuz? Uludağ Enerji olarak attığımız her adımı, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakma sorumluluğuyla şekillendiriyoruz. Bunun yanı sıra toplumsal faydayı da aynı derecede önemsiyoruz; eğitimden sosyal sorumluluk projelerine kadar geniş bir alanda toplumla birlikte değer üretiyoruz. İş dünyasının bu noktada büyük bir sorumluluğu olduğuna inanıyorum. Çünkü sürdürülebilir bir gelecek özel sektörün de aktif katkısıyla mümkün olabilir. Biz de bu bilinçle, enerjimizi geleceğe taşıyan çözümler üretmeye devam ediyoruz. “Enerjini Geleceğe Taşı” projemizle 200’ün üzerinde okulda 5.000’den fazla öğrenciye eğitim verdik; aileler aracılığıyla ise dolaylı olarak 350.000 kişiye ulaştık. Ayrıca 50.000’in üzerinde çocuğa eğitici kitaplarımızı dağıtarak, tasarruf bilincini küçük yaşlardan itibaren aşılamaya başladık. Dijitalleşme ve yapay zeka gibi teknolojiler, iş modellerinizi nasıl dönüştürüyor? Dijitalleşme artık iş dünyasının her alanını yeniden tanımlıyor. Bizim açımızdan da iletişim süreçlerinin ötesinde, kurumun tüm etkileşim biçimlerini dönüştüren bir unsur haline geldi. Dijital medya stratejileri, kurum kimliğimizin görünürlüğünü ve güvenilirliğini artıran temel yapı taşlarından biri. Yapay zeka ise veri analitiğinden içerik üretimine, müşteri davranışlarının öngörülmesinden kriz senaryolarının simülasyonuna kadar geniş bir yelpazede iş süreçlerimizi daha hızlı, verimli ve etkili hale getiriyor. Bu teknolojilere uyum sağlamak sürdürülebilir rekabet gücümüzün en kritik unsuru. Bugünün iş dünyasında başarılı olmak isteyen gençlere, kariyerlerini sağlam temeller üzerine inşa etmeleri için hangi kritik tavsiyeleri verirsiniz? Gençlere en büyük tavsiyem, kariyerlerini sabır ve istikrarla inşa etmeleri. Bugünün hızlı dünyasında kısa vadeli sonuçlara odaklanmak yerine uzun vadeli hedefler belirlemek çok daha değerli. Merak duygularını canlı tutmaları, farklı kültürlerden ve deneyimlerden öğrenmeye açık olmaları gerekir. Başarı, mesleki bilgi kadar etik değerlere bağlılık, güçlü insan ilişkileri ve topluma katkı sunma bilinciyle anlam kazanır. Unutmasınlar ki kariyer bir maraton; önemli olan doğru zamanda doğru hızla koşabilmek ve yol boyunca öğrendiklerini başkalarıyla paylaşabilmek.

Yusuf Ziya Yüce: "Kariyer Bir Maraton; Sabır, Merak ve Etik Değerlerle İnşa Edilmeli" Haber

Yusuf Ziya Yüce: "Kariyer Bir Maraton; Sabır, Merak ve Etik Değerlerle İnşa Edilmeli"

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde lisans, Kocatepe Üniversitesi’nde işletme yüksek lisans eğitimi aldım. 2004’ten itibaren farklı sektörlerde kurumsal iletişim ve pazarlama rollerinde çalıştım. 20 yılı aşan iş tecrübem enerji, sağlık ve perakende sektörlerini kapsıyor. 2022’den bu yana Uludağ Enerji Grubu’nda Kurumsal İletişim Direktörü olarak görev yapıyorum. Ayrıca Uludağ Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak ders vererek bilgi birikimimi yeni kuşaklarla paylaşıyorum. Kariyerinizde bugünlere gelene kadar hangi önemli dönüm noktalarını yaşadınız? İş hayatına spor iletişimiyle adım attım. Daha sonra perakende ve sağlık gibi farklı alanlarda görev alarak iletişimin çok boyutlu yapısını daha yakından tanıma fırsatım oldu. Her sektör bana farklı bir öğrenme alanı sundu; ancak enerji alanında sürdürdüğüm çalışmalar kariyerimde en kritik dönüm noktalarından birini oluşturdu. Grup düzeyinde iletişim stratejilerinin koordinasyonu, kriz iletişiminin yönetimi ve paydaş ilişkilerinde bütünsel bir yaklaşım geliştirmek, bugün sahip olduğum vizyonun temel taşlarını oluşturdu. Bugün Uludağ Enerji Grubu çatısı altında bu birikimi hem şirketimizin hem de sektörün geleceğine katkı sağlayacak projelere dönüştürmek en büyük motivasyonum. Sizin için 'başarı'yı tanımlar mısınız? Sizi diğerlerinden farklı kılan ve başarınızı sağlayan kişisel stratejiler neler? Benim için başarı, o noktaya gelene kadar gösterilen tutarlılık, sabır ve sürekli öğrenme isteğiyle tanımlanıyor. Kendi yolculuğumda beni farklı kılan en önemli strateji, her koşulda merak duygumu canlı tutmak oldu. Yeni fikirlere ve farklı bakış açılarına açık kalmak, beni sürekli geliştiren bir motivasyon kaynağı oldu. Ayrıca söylemlerimle davranışlarım arasında denge kurmaya, güven ilişkisini kişisel ölçekte de inşa etmeye büyük önem veriyorum. Başarıyı, geride kalıcı bir iz bırakmak ve çevremdeki insanların da gelişimine katkı sunmak olarak görüyorum. Başarıya giden yolda karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız? Enerji sektörü gibi stratejik bir alanda krizler her zaman önemli sınavlardır. Bu tür dönemlerde şeffaf, hızlı ve doğru iletişim kurmak en kritik noktadır. Kriz iletişim planlarını önceden hazırlayıp uygulayarak, zorlukları tehdit olarak görmek yerine dönüşüm fırsatına dönüştürdük. Bu yaklaşım sayesinde belirsizlikleri yönetmeyi başardık. En büyük zorluk büyük sektör krizleri. Çünkü bu tür dönemler toplumun güvenini test eder. Biz ise bu süreçlerde şeffaflık ve sorumluluk bilinciyle hareket ederek hem paydaşlarımızın güvenini korumayı hem de sektörün daha güçlü bir geleceğe hazırlanmasına katkı sunmayı öncelik haline getirdik. Bugün, sizin konumunuza ulaşmak isteyen birisi için en kritik öneriniz ne olurdu? Bugün benim bulunduğum noktaya ulaşmak isteyenlere en kritik önerim; kurumsal iletişimi marka yönetimi veya proje geliştirme alanının ötesinde, stratejik bir sorumluluk olarak görmeleridir. Buradaki en büyük paradigma değişimi şudur: Kurumsal iletişim, marka hikayeleri yazmak veya projeleri duyurmaktan çok daha ötedir. Esas işi, kurumun itibar sermayesini, paydaşlarıyla olan güven bağını ve toplumsal lisansını yönetmektir. Bu da ancak bütünsel, stratejik ve son derece insani bir yaklaşımla mümkün hale geliyor. Çünkü bu alanda başarı, güçlü metinler yazmaktan ya da projeler geliştirmekten öte; kurumun itibarını, paydaşlarla olan güven ilişkisini ve topluma kattığı değeri bütünsel şekilde yönetebilmekten geçiyor. Bunun için sürekli öğrenmeye açık olmak, farklı sektörlerden deneyimler edinmek ve kriz anlarında soğukkanlı kalabilmek çok önemli. Ama belki de en önemlisi, iletişimin merkezine her zaman insanı koymak. Çünkü ister kurum içinde ister toplum nezdinde olsun, güveni ve samimiyeti inşa eden şey aslında insani değerler diyebilirim. Liderlik anlayışınızı nasıl tanımlarsınız? Ekibinizi motive etmek ve yönlendirmek için hangi stratejileri benimsiyorsunuz? Liderlik benim için yön vermekten öte, anlam ve aidiyet inşa etmek. Ekibi ortak bir amaç etrafında buluştururken şeffaf iletişim ve katılımcı karar süreçlerini önceliklendiriyorum. Güven ortamı oluşturmak, işlerin sağlıklı yürümesini sağlamanın yanında ekibin kurumun değerlerini benimseyerek bu yolculuğun gerçek bir parçası olmasına imkan tanıyor. Böylece motivasyon kalıcı, bağlılık ise daha güçlü hale geliyor. Şirketinizin vizyonu ve misyonu doğrultusunda önümüzdeki yıllara dair büyük hedefleriniz nelerdir? Uludağ Enerji Grubu olarak vizyonumuz toplumsal fayda ve sürdürülebilirlik alanında da öncü bir rol üstlenmek. Önümüzdeki dönemde en büyük hedefimiz, dijitalleşme ve yenilikçi teknolojilerle müşteri deneyimini sürekli geliştirmek, enerji verimliliğini artırmak ve yenilenebilir kaynaklara dayalı çözümleri daha da yaygınlaştırmak. Bununla birlikte bölgesel kalkınmaya katkı sağlayacak projeler üretmek, çalışanlarımızı ve paydaşlarımızı bu yolculuğun aktif birer parçası haline getirmek en önemli önceliklerimiz arasında. Kısacası geleceğin enerjisini bugünden şekillendiren bir kurum olmayı hedefliyoruz. Toplumsal fayda konusunda nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz? İş dünyasının bu konudaki sorumluluğunu nasıl görüyorsunuz? Uludağ Enerji olarak attığımız her adımı, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakma sorumluluğuyla şekillendiriyoruz. Bunun yanı sıra toplumsal faydayı da aynı derecede önemsiyoruz; eğitimden sosyal sorumluluk projelerine kadar geniş bir alanda toplumla birlikte değer üretiyoruz. İş dünyasının bu noktada büyük bir sorumluluğu olduğuna inanıyorum. Çünkü sürdürülebilir bir gelecek özel sektörün de aktif katkısıyla mümkün olabilir. Biz de bu bilinçle, enerjimizi geleceğe taşıyan çözümler üretmeye devam ediyoruz. “Enerjini Geleceğe Taşı” projemizle 200’ün üzerinde okulda 5.000’den fazla öğrenciye eğitim verdik; aileler aracılığıyla ise dolaylı olarak 350.000 kişiye ulaştık. Ayrıca 50.000’in üzerinde çocuğa eğitici kitaplarımızı dağıtarak, tasarruf bilincini küçük yaşlardan itibaren aşılamaya başladık. Dijitalleşme ve yapay zeka gibi teknolojiler, iş modellerinizi nasıl dönüştürüyor? Dijitalleşme artık iş dünyasının her alanını yeniden tanımlıyor. Bizim açımızdan da iletişim süreçlerinin ötesinde, kurumun tüm etkileşim biçimlerini dönüştüren bir unsur haline geldi. Dijital medya stratejileri, kurum kimliğimizin görünürlüğünü ve güvenilirliğini artıran temel yapı taşlarından biri. Yapay zeka ise veri analitiğinden içerik üretimine, müşteri davranışlarının öngörülmesinden kriz senaryolarının simülasyonuna kadar geniş bir yelpazede iş süreçlerimizi daha hızlı, verimli ve etkili hale getiriyor. Bu teknolojilere uyum sağlamak sürdürülebilir rekabet gücümüzün en kritik unsuru. Bugünün iş dünyasında başarılı olmak isteyen gençlere, kariyerlerini sağlam temeller üzerine inşa etmeleri için hangi kritik tavsiyeleri verirsiniz? Gençlere en büyük tavsiyem, kariyerlerini sabır ve istikrarla inşa etmeleri. Bugünün hızlı dünyasında kısa vadeli sonuçlara odaklanmak yerine uzun vadeli hedefler belirlemek çok daha değerli. Merak duygularını canlı tutmaları, farklı kültürlerden ve deneyimlerden öğrenmeye açık olmaları gerekir. Başarı, mesleki bilgi kadar etik değerlere bağlılık, güçlü insan ilişkileri ve topluma katkı sunma bilinciyle anlam kazanır. Unutmasınlar ki kariyer bir maraton; önemli olan doğru zamanda doğru hızla koşabilmek ve yol boyunca öğrendiklerini başkalarıyla paylaşabilmek.

Türk Savunma Sanayiinde Yükselen Yıldız Solid Aero, "TALAY" İHA ile Dünyanın Gündeminde: Yeni Uzmanlar Aranıyor! Haber

Türk Savunma Sanayiinde Yükselen Yıldız Solid Aero, "TALAY" İHA ile Dünyanın Gündeminde: Yeni Uzmanlar Aranıyor!

Türkiye'nin yerli ve milli savunma sanayii firmalarından Solid Aero, geliştirdiği TALAY insansız hava aracı (İHA) ile dünya basınında geniş yankı uyandırdı. Denizin birkaç metre üzerinden yüksek hızla ilerleyen, katlanabilir kanat yapısıyla kolayca taşınabilen ve benzersiz görev yeteneklerine sahip bu platform, deniz üstü görev konseptini yeniden tanımlayarak global bir ilgi odağı haline geldi. Bu büyük başarı, şirketi büyüme yolculuğunda yeni yetenekler aramaya yöneltti. TALAY'ın Yenilikçi Teknolojisi Sınırları Zorluyor Solid Aero'nun açıklamasına göre, TALAY, "sürüklenen değil, yön veren bir platform" olma vizyonuyla tasarlandı. Geleneksel İHA'ların aksine, deniz yüzeyine yakın uçuş yeteneği sayesinde operasyonel avantajlar sunan TALAY, özellikle gözetleme, keşif ve durumsal farkındalık görevlerinde rakiplerine fark atıyor. Katlanabilir kanat sistemi ise platformun gemilerde, limanlarda veya operasyonel sahalarda kolayca konuşlandırılabilmesini ve taşınabilmesini sağlıyor. Bu özellikler, Türk savunma sanayiinin teknolojik üstünlüğünü bir kez daha gözler önüne seriyor. Global Başarı, Yeni Kariyer Fırsatlarını Beraberinde Getiriyor Dünya çapında elde ettiği popülariteyle birlikte Solid Aero, hızla büyüyen operasyonlarını ve yeni projelerini desteklemek için yetenekli profesyonelleri kadrosuna katmak istiyor. Sektörde bir devrim niteliği taşıyan teknolojilere imza atan firma, bu heyecan verici yolculukta yer almak isteyen uzmanlar için çeşitli pozisyonlar açtı. Şu anda aranan pozisyonlar arasında, İnsansız Hava Aracı (İHA) geliştirme uzmanı ve Gelişmiş İnsansız Hava Aracı Sistem Mühendisi gibi kritik roller bulunuyor. Bu pozisyonlar, savunma sanayii ve havacılık sektöründe tecrübesi olan, Ar-Ge ve inovasyona tutkuyla bağlı mühendis ve uzmanlar için eşsiz kariyer fırsatları sunuyor. Solid Aero'nun insan kaynakları ekibi, Türk savunma sanayiinde çığır açan projelere imza atacak, yenilikçi fikirleri ve teknik bilgi birikimiyle geleceği şekillendirecek adayları aradıklarını belirtiyor. Bu global başarı hikayesinin bir parçası olmak ve İHA geliştirme alanında kariyer yapmak isteyen profesyoneller, Solid Aero'nun web sitesi üzerinden başvuru yapabiliyor.

Serhat Korkmaz: Gerçek Sürdürülebilirlik Göstermelik Değil, Somut ve Kalıcı Olmalı Haber

Serhat Korkmaz: Gerçek Sürdürülebilirlik Göstermelik Değil, Somut ve Kalıcı Olmalı

“Gerçek sürdürülebilirlik; göstermelik projeler değil, tüm üretim süreçlerinde yüksek verimliliği hedefleyen somut adımlarla mümkündür” diyen KORKMAZ, mimarlık mesleğinden liderlik anlayışına, sürdürülebilir yapı vizyonundan gençlere kariyer tavsiyelerine kadar birçok konuda değerlendirmelerde bulundu. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Selanik göçmeni subay bir baba ile Kandıra’lı ev hanımı bir annenin iki çocuğundan biri olarak dünyaya geldim. İlk ve orta öğrenimimi Kandıra’da tamamladıktan sonra Kocaeli’nde “altın çocuklar” arasında seçilerek Kabataş Erkek Lisesi’ne kabul edildim. 1989 yılında buradan mezun oldum. Ardından Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü’nden lisans derecemi aldım, sonrasında aynı üniversitenin Fen Bilimleri Enstitüsü’nde Bilgisayar Ortamında Mimarlık Yüksek Lisans Programı’nı tamamladım. Meslek hayatım boyunca Tatsuya Yamamoto, Gökhan Aktan Altun, Emre Arolat, Mustafa Toner ve Brigitte Weber gibi önemli mimarlarla farklı ölçeklerde projelerde birlikte çalışma fırsatı buldum. Özellikle nitelikli ve %90 enerji verimli yapı tasarımı konusunda 30 yılı aşkın süredir çalışmakta ve 2023 yılından bu yana Almanya Pasif Yapı Enstitüsü tarafından akredite edilmiş “sertifikalı pasif yapı tasarımcısı” olarak sektöre katkı sağlamaktayım. Kariyerinizde bugünlere gelene kadar hangi önemli dönüm noktalarını yaşadınız? Meslek hayatım boyunca Türkiye’nin önde gelen mimarlarıyla çalışma fırsatı elde ederek onların bilgi, tecrübe ve vizyonlarından faydalandım. Büyük ve küçük ölçekli projelerde üstatlarımızın problem çözme yaklaşımlarına tanıklık etmek, kendi üretim süreçlerimi şekillendirmemde belirleyici oldu. Sizin için 'başarı'yı tanımlar mısınız? Sizi diğerlerinden farklı kılan ve başarınızı sağlayan kişisel stratejiler nelerdir? Benim için başarı; bir mimar ve dünya vatandaşı olarak medeniyeti ve tüm canlıları “iyilik” ekseninde ileriye taşıyacak eylemler gerçekleştirebilmektir. Bu sürecin temel koşulu etik ilkelere sadık kalmak ve herkesin yararına olacak davranışlardan taviz vermemektir. Beni farklı kılan başlıca unsur; sürekli olarak neyin iyi ve daha iyi olduğunu sorgulamam, bilgi ve becerilerimi geliştirme kararlılığım ve zihnimi berrak tutmaya yönelik özenimdir. Berrak bir zihinle hareket edebilmenin, tüm paydaşlar için sürdürülebilir ve nitelikli çözümler üretebilmenin anahtarı olduğuna inanıyorum. Başarıya giden yolda karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız? Mesleki pratiğimde karşılaştığım en büyük güçlük, insan unsurunun bu toplum için yapısal bir engel olarak karşımıza çıkmasıdır. Örneğin; 1999 depreminden ciddi dersler çıkarılmamış olması, 2023 depremlerinde benzer yıkımlarla yüzleşilmesine yol açmıştır. Benzer şekilde, enerjide dışa bağımlı bir ülkenin enerji verimli binalar inşa etmekte gecikmesi de düşündürücüdür. Bu tabloyu değerlendirdiğimde çözümün “tepeden” değil “tabandan” gelişeceğini kavrayarak küçük ölçekli ama örnek teşkil edecek projelerle hem depreme dayanıklı hem de yüksek enerji verimliliğine sahip yapılar üretmeye yöneldim. Bugün sizin konumunuza ulaşmak isteyen birisi için en kritik öneriniz nedir? Mesleki yolculuğa çıkmak isteyen gençlere önerim; dünyayı tanımak için çok gezmeleri, çok okumaları ve meslek pratiğinin her aşamasında bizzat görev alarak kendilerini geliştirmeleridir. Ancak bu şekilde çok yönlü bir donanıma sahip olabilirler. Bu sürecin ön şartı ise mimarlık mesleğine gerçek bir tutkuyla bağlanmalarıdır. Liderlik anlayışınızı nasıl tanımlarsınız? Ekibinizi motive etmek ve yönlendirmek için hangi stratejileri benimsiyorsunuz? Benim liderlik anlayışım, geleneksel “usta-çırak” ilişkisinden ilham alır ama çağdaş bir yaklaşımı da benimser. İyi bir usta, genç nesli dinlemeyi bilen; iyi bir çırak ise ustasını geçmek için çok çalışan ve gözlem yeteneğini geliştiren kişidir. Ekibime her zaman hayal kurmayı, kalıpların dışına çıkmayı ve zihinsel bariyerleri kaldırmayı öneriyorum. Proje değerlendirmelerinde bu yaklaşımı destekliyor, sonrasında onları problem ve çözüm sürecinde özerk bırakıyorum. Böylece ekip üyelerimin düşünmeye ve çözüm üretmeye odaklanmalarını sağlıyorum. Şirketinizin vizyonu ve misyonu doğrultusunda önümüzdeki yıllara dair büyük hedefleriniz nelerdir? Amacımız; ülkemizde nitelikli ve %90 enerji verimli yapıların sayısını artırmak. Ayrıca ürettiğimiz yapılarda hayal gücü gelişmiş, yaratıcı ve sorgulayıcı bir yeni neslin yetişmesine katkı sağlamak istiyoruz. Çünkü hayal kurmadan medeniyetin ilerlemesi mümkün değildir. Küresel ekonomik belirsizlikler ve rekabet ortamında şirketinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Yerel ve uluslararası pazarda fark yaratmak için ne yapıyorsunuz? İbrahim Serhat Korkmaz Mimarlık olarak faaliyetlerimizi zaten özgün bir kulvarda sürdürüyoruz. 2025 yılında inşaat maliyetlerindeki artış ve hem ulusal hem de uluslararası piyasalardaki belirsizlikler nedeniyle yatırımlarda genel bir yavaşlama yaşansa da, biz en iyi yatırımların zor zamanlarda yapılabileceğine inanıyoruz. Bu doğrultuda müşterilerimizi koşulları fırsata çevirecek şekilde yatırım yapmaya teşvik ediyoruz. Sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda konusunda nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz? İş dünyasının bu konudaki sorumluluğunu nasıl görüyorsunuz? Sürdürülebilirlik konusunun çoğu zaman yüzeysel ele alındığını gözlemliyorum. Oysa gerçek sürdürülebilirlik; tüm üretim süreçlerinde yüksek verimliliği hedefleyen somut adımları içermelidir. Müşterilerimize daima “çocuklarınıza bırakabileceğiniz en değerli miras %90 enerji verimli bir yapıdır” diyoruz. Göstermelik faaliyetler yerine, özde sürdürülebilir çözümler üretmek, toplum ve çevre için en doğru yoldur. Dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojiler iş modellerinizi nasıl dönüştürüyor? Bu değişime adapte olmak için nasıl bir yol izliyorsunuz? 1995 yılında yazdığım yüksek lisans tezinde Türkiye’de mimarlık üretim süreçlerinin dijitalleşmesini ele alan ve bu alandaki ilk uygulamalara katkıda bulunan biri olarak şunu açıkça ifade edebilirim: Dijitalleşme ve yapay zekâ, doğrudan problemleri çözmekten ziyade süreçleri kolaylaştıran güçlü araçlardır. İşlerimizin verimliliğini artırmak için bu araçlardan yararlanıyoruz. Ancak her zaman iyi yetişmiş, nitelikli insan kaynağının öncelikli olduğunu düşünüyorum. Çünkü deneyimli bir profesyonel, teknolojiye bağlı olmaksızın her koşulda doğru çözümler üretebilir. Bugünün iş dünyasında başarılı olmak isteyen gençlere, kariyerlerini sağlam temeller üzerine inşa etmeleri için hangi kritik tavsiyeleri verirsiniz? Gençlere tavsiyem; sürekli öğrenmeye ve gelişmeye açık olmaları, geniş bir perspektiften dünyayı okumaları ve seçtikleri mesleğe tutkuyla bağlanmalarıdır. Çalışkanlık, disiplin ve etik değerlere bağlılık, başarılarının sürdürülebilir olması açısından temel taşlardır. Ayrıca zihinsel berraklığın, doğru karar verebilmek ve yaratıcı çözümler geliştirebilmek için hayati önem taşıdığını unutmamaları gerekir.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.