Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Kaygı

Kapsül Haber Ajansı - Kaygı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kaygı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Deprem Korkusu Kronikleşiyor Haber

Deprem Korkusu Kronikleşiyor

Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Önder Kavakçı, insanların bastıkları toprağı ve evlerini güvenli kabul ettiklerini, depremin bu inancı kökten sarstığını vurguluyor:"İnsanlar bastıkları toprağın, içinde bulundukları yuvanın güvende olduğunu varsayarlar. Eve girdiğinizde rahatlarsınız, emniyettesinizdir. Deprem, bu en güvende olduğumuz yerle ilgili inançlarımızı sarsar ve 'hiçbir yer güvenli değil' algısına yol açar." Kavakçı; "küçük sarsıntılar kısa sürede unutulabilir; ancak tekrarlayan depremler sürekli bir tehdit algısı yaratabiliyor. Böyle durumlarda kişi, o anda sarsıntı yokken bile sarsılıyormuş gibi hissedebilir. Masanın ya da koltuğun hafif hareketi bile alarm sistemini tetikleyebilir," diyor. Uzmanlara göre deprem korkusu belli bir düzeye kadar normaldir. Ancak belirli sınırları aştığında, anksiyete bozukluğu veya travma sonrası stres tepkisine dönüşebilir. Kavakçı, bu durumda görülebilecek belirtileri şöyle sıralı yor: Sürekli tetikte olma, irkilme veya sarsıntı hissi Çarpıntı, nefes darlığı, baş dönmesi Uyku bozuklukları, kabuslar Tahammülsüzlük, huzursuzluk, sinirlilik Hissizlik, duygusal donukluk veya boşluk hissi Prof. Dr. Önder Kavakçı "Deprem sonrası bir iki gün süren tedirginlik normaldir. Ancak yoğun kaygı, sürekli korku hali ve bedensel belirtiler haftalarca devam ediyorsa profesyonel destek almak gerekir," diyor. Çocuklar Nasıl etkileniyor? Depremler yalnızca yetişkinleri değil, çocukları da derinden etkiliyor. Kavakçı, çocukların korku tepkilerini yetişkinlerden öğrendiklerini belirtiyor: "Çocuklar tehlikeyi değerlendirmek için büyüklerine bakarlar. Ebeveynler sakin kalırsa çocuklar da olayı daha kolay atlatır. Ancak yetişkinler büyük reaksiyonlar verdiğinde, çocukta korku ve güvensizlik duygusu artar." Medyada deprem, fırtına veya felaket görüntülerine maruz kalmanın da çocukların zihinlerinde derin izler bırakabileceğine dikkat çeken Kavakçı, ebeveynlere şu önerilerde bulunuyor: Çocuklara yaşına uygun, doğru bilgiler verin.Korkularını küçümsemeyin, "bir şey olmaz" demeyin.Yanında olduğunuzu hissettirin, mümkünse yalnız bırakmayın.Televizyon veya sosyal medyadaki yıkıcı görüntülere sınırlama getirin. Gerekli tedavinin zamanında yapılmaması, sorunların kronikleşmesine neden olabilir Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi'nden Klinik Psikolog Mader Bengisu Bilgen, depremin yol açtığı en önemli sorunlardan birinin, yaşadığı güvenli alanın tahrip olması nedeniyle kişilerin temel güven duygularının sarsılması olduğunu vurguluyor. Sarsıntılara sürekli maruz kalmanın veya artçı sarsıntıların devam etmesinin, bireyin normal hayat a geçişini zorlaştırdığını ve deprem olma ihtimaline karşı tetikte olmasına neden olduğunu belirten Bilgen, "Güvenli bir ortamdayken ve üzerinden yeterince zaman geçmişken bile abartılı irkilme, en ufak sarsıntı ya da yüksek seste panikleme, sürekli tehlike varmış gibi tetikte olma tepkilerinin devam etmesi, psikolojik sorunların başladığına işaret edebilir" diyor. Bilgen, deprem olmamasına rağmen sarsıntı hissetmenin, aşırı uyarılmışlık ve travma kaygısı belirtileriyle ilişkili olduğunu kaydederek, uzman yardımı gerektiren durumları şöyle sıralıyor: "Travmatik tepkilerin şiddetlenmesi ve kişinin işlevselliğini bozması; belirtiler dolayısıyla kişinin yaşam alışkanlıklarına (iş, eğitim, ilişkiler ve ilerleyen zamanda hobiler gibi) dönmekte güçlük çekmesi ve dönemeyeceğine dair kaygılanması." Travmanın etkileriyle başa çıkamayan bireylerde kalıcı sorunlar görülebileceğine dikkati çeken Bilgen, "Deprem gibi büyük doğal afetlerden sonra bireylerde uyku bozuklukları, depresyon, anksiyete bozuklukları, yeme bozuklukları, disosiyatif bozukluk, alkol-madde bağımlılığı gibi psikolojik bozukluklar gelişebilir. Gerekli tedavinin zamanında yapılmaması, kişilerin işlevselliğinin sekteye uğramasına ve sorunların kronikleşmesine neden olabilir" uyarısını yapıyor. Sinir sistemi, ritmik hareketle sakinleşir Bilgen, travma sonrası iyileşmenin bedeni düzenleyerek de başladığına ve yürüyüş, koşu, bisiklete binme gibi tekrarlı hareketlerin psikolojik toparlanmayı hızlandırdığına değinerek, şu önerileri sunuyor: Günü yeniden yapılandırın. Uykuyu mümkün olduğunca koruyun. Tanıdık, güvenilir insanlarla bir arada olun. Konuşmak istemiyorsanız duygularınızı yazarak, resim yaparak, ağlayarak, müzik dinleyerek ifade edin. Astrol ogların tahmin paylaşmasının ortak korkuyu olumsuz etkiliyor Deprem uzmanı olmayan kişilerin, astrologların sosyal medya üzerinden tahmin paylaşmasının kaygıyı artırarak ortak korkuyu olumsuz etkileyebildiğine işaret eden Bilgen, "Depremin yol açtığı temel güven duygusunun sarsılması nedeniyle kişiler artık bilgilerin doğruluğunu araştırma yetisini kaybedip duyduklarına kolayca inanmaya başlayabilirler. Belirsiz ve güvenilmez paylaşımlar, temel güven duygusu sarsılan bireylerin kolayca yönlendirilmesine ve toplumsal kaygının derinleşmesine neden olabilir" diyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Aşırı Ödev ve Yüksek Beklentiler Çocukta Kaygı Yaratabilir! Haber

Aşırı Ödev ve Yüksek Beklentiler Çocukta Kaygı Yaratabilir!

Ödevlerin öğrenmeyi pekiştirirken sorumluluk, planlama ve zaman yönetimi gibi becerileri geliştirdiğini vurgulayan Çocuk-Ergen Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Her çocuğun ilgi alanı ve güçlü yönleri farklıdır. İlgi alanına uygun ödevler, çocuğun motivasyonunu ve özgüvenini yükseltir. Zorlandığı ya da ilgisini çekmeyen konular ise isteksizlik ve olumsuz tutum yaratabilir.” dedi. Aşırı ödev ve yüksek aile beklentilerinin, çocukta kaygı ve isteksizlik yaratabildiğine dikkat çeken Ergür, çocuğun seviyesine ve ilgi alanına uygun, makul miktardaki ödevlerin motivasyonu ve özgüveni desteklerken; ailelerin de rehber rolü üstlenip sorumluluğu çocuğa bırakmasının büyük önem taşıdığını aktardı. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Çocuk-Ergen Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, ev ödevlerinin amacı ile dengeli bir programın çocuk gelişimine katkıları hakkında bilgi verdi. Ev ödevleri öğrenmeyi pekiştirip sorumluluk ve planlama becerilerini geliştirir! Ev ödevlerinin temel amacının, öğrencilerin okulda öğrendiklerini pekiştirmeleri, düzenli çalışma alışkanlığı kazanmaları, problem çözme becerilerini geliştirmeleri ve sorumluluk duygusu edinmeleri olduğunu aktaran Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Ayrıca zaman yönetimi, bağımsız çalışma ve plan yapma gibi becerilerin gelişmesini de destekler.” dedi. Öğrencinin zorlanmadan yapabileceği, seviyesine uygun ödevlerin hem güvenini hem de öğrenme motivasyonunu artırdığını dile getiren Ergür, öğretmen veya aileden alınan yapıcı geri bildirimin, bu motivasyonu daha da güçlendirdiğini vurguladı. Aşırı ödev ve yüksek aile beklentileri çocukta kaygı ve isteksizlik yaratır! Her çocuğun ilgi alanı ve güçlü yönlerinin farklı olduğuna dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “İlgi alanına uygun ödevler, çocuğun motivasyonunu ve özgüvenini yükseltir. Zorlandığı ya da ilgisini çekmeyen konular ise isteksizlik ve olumsuz tutum yaratabilir.” dedi. Bale, spor ya da piyano gibi yoğun programlara sahip olan çocukların, bazen ödev için yeterli zamanı bulamayabileceklerine değinen Ergür, “Bu durum onların ödeve karşı olumsuz bir yaklaşım geliştirmelerine yol açabilir. Ödevin miktarı ve süresi dengeli olmalıdır. Aşırı ödev, tekrar açısından faydalı görünse de çocuğun yılgınlık, kaygı ve umutsuzluk hissetmesine neden olabilir. Seviyesine uygun ve makul miktardaki ödevler ise başarı duygusunu besler ve özgüveni destekler. Ailelerin beklentileri de burada kritik bir rol oynar. ‘Birinci olmalısın’ gibi baskılar, çocukta kaygı ve stres yaratır; başarılı öğrenciler bile kendini yetersiz hissedebilir. Yüksek beklentiler, çocuğun motivasyonunu düşürebilir.” açıklamasını yaptı. İdeal olan, bilgiyi pekiştirip sorumluluk kazandıran ama oyuna da zaman bırakan dengeli ödevler! Öğrencinin performansında veya ödev motivasyonunda belirgin bir düşüş varsa, dikkat eksikliği veya özgül öğrenme güçlüğü gibi nedenlerin de göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Çocuk çabalasa bile ödevde zorlanıyorsa, bu durum özgüvenini zedeleyip duygusal stres yaratabilir.” dedi. Ev ödevlerinin yapılmamasının, öğrencinin tekrar ve sorumluluk alışkanlığının gelişmemesine, problem çözme ve zaman yönetimi becerilerinin zayıf kalmasına yol açabileceğini ifade eden Ergür, şunları söyledi: “Dengeli bir yaklaşım burada anahtar rol oynar. Bilgiyi pekiştiren, sorumluluk duygusunu geliştiren ama çocuğun kendine ve oyun zamanına da yer bırakan ödevler ideal olandır. Anaokulundan itibaren küçük ve düzenli ödevler, çocuklara ‘ödevim var ve bitirmeliyim’ bilincini kazandırarak hem sorumluluk hem de özgüveni destekler.” Aileler sorumluluğu çocuğa bırakmalı! Ailelerin rolünün de büyük önem taşıdığının altını çizen Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Ebeveynler çocuklarının ödevlerine ilgisiz kalmamalı, gerekli kaynak ve ortamı sağlamalı, öğretmenle iletişimde olmalı. Ancak ödev sorumluluğunu tamamen üstlenmek yerine rehberlik etmeli, çocuğun kendi sorumluluğunu üstlenmesine fırsat vermeli.” dedi. Ödevlerin, aile içi iletişimi güçlendirebilecek ortak etkinliklere de dönüşebileceğini kaydeden Ergür, sözlerini şöyle tamamladı: “Çocuğun ödevini kendi başına tamamlaması ve ardından ailenin bu çabayı fark edip takdir etmesi, motivasyonu ve aile bağlarını pekiştirir. Ödevi çok geç saatlere bırakmamak da verimlilik açısından önemlidir. Dinlenme sonrası, belirli ve düzenli bir çalışma rutini oluşturmak, hem dikkati hem de öğrenme kapasitesini artırır. Ancak çocuk yalnızca ders ve ödevle meşgul edilmemeli. Oyun, spor, sanat ya da başka ilgi alanlarına da zaman ayrılmalı. Spor veya sanatsal bir faaliyete devam eden çocuklar hem disiplin ve sorumluluk bilinci kazanır hem de elektronik ekranlara bağımlı kalmaz. Bu da onların akademik başarılarının yanı sıra sosyal ve duygusal gelişimlerini de destekler.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.