Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Kentsel Dönüşüm

Kapsül Haber Ajansı - Kentsel Dönüşüm haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kentsel Dönüşüm haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kentsel Dönüşümde Yıkımlar Planlı, Kontrollü ve Güvenli Olmalı Haber

Kentsel Dönüşümde Yıkımlar Planlı, Kontrollü ve Güvenli Olmalı

Kentsel dönüşümün, şehirlerin depreme dayanıklı, modern yapılara kavuşması için büyük bir fırsat sunduğuna işaret eden Dr. Sertaç Temur, “Devletin kira ve kredi destekleriyle hız kazanan bu süreç, güvenlik önlemleriyle desteklendiğinde toplumsal faydası daha da artacaktır. Planlı, kontrollü ve güvenli yıkımlar sayesinde hem çalışanların hem de vatandaşların sağlığı korunabilir, şehirler güvenle yenilenebilir.” dedi. Üsküdar Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Bölüm Başkan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Sertaç Temur, kentsel dönüşüm kapsamında şehir içinde bina yıkımlarını iş sağlığı ve güvenliği açısından değerlendirdi. Bina yıkımları hızla devam ediyor Türkiye’nin birçok kentinde kentsel dönüşüm kapsamında gerçekleştirilen bina yıkımları hızla devam ettiğini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Sertaç Temur, “Devletin sağladığı destek ve teşviklerle dönüşüm süreci son yıllarda önemli ölçüde hız kazandı. Ancak bu süreç yalnızca eski binaların ortadan kaldırılması değil; aynı zamanda işçi sağlığı, çevre güvenliği ve toplum sağlığı açısından dikkatle yönetilmesi gereken bir aşamadır. Yıkımların kontrollü ve planlı şekilde yürütülmesi, güvenli şehirlerin inşası için büyük önem taşımaktadır.” dedi. Yıkım planlı gerçekleşmeli Bir binanın yıkımına başlanmadan önce elektrik, doğalgaz ve su bağlantılarının kesilmesi, binanın taşıyıcı durumunun mühendisler tarafından incelenmesi ve güvenli bir yıkım planı hazırlanması gerektiğini ifade eden Dr. Temur, “Çalışma sahasının bariyerlerle çevrilmesi, güvenlik şeritlerinin çekilmesi ve yaya ile araç trafiği için alternatif güzergâhların belirlenmesi de hayati adımlardandır. Yıkım sırasında yapının kontrolsüz şekilde göçmesini önlemek için aşamalı yıkım tekniklerinin kullanılması, iş makinelerinin ise güvenli mesafelerden çalıştırılması gerekir.” diye konuştu. Çevre ve toplum sağlığının korunması önemli! Çevre sağlığı açısından da çeşitli önlemler alınması gerektiğine vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Sertaç Temur, “Yıkım sırasında ortaya çıkan yoğun toz ve molozun çevreye yayılmasını engellemek için düzenli aralıklarla su püskürtme yapılmalı, yakın çevrede yaşayanlar sürece dair önceden bilgilendirilmelidir. Ayrıca gürültü, titreşim ve atık yönetimi de dikkatle ele alınmalıdır. Ortaya çıkan molozların düzenli şekilde toplanması, geri dönüşüme uygun malzemelerin ayrıştırılması ve bu sürecin çevreye zarar vermeyecek biçimde yönetilmesi, toplum sağlığını korumak açısından büyük önem taşır.” ifadesinde bulundu. Baret, fosforlu yelek ve toz maskesi olmalı Toplu koruma önlemlerinin yanı sıra çalışanların kişisel güvenliğinin de sürecin ayrılmaz bir parçası olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Sertaç Temur, “Yıkımlarda görev alan işçilerin baret, eldiven, çelik burunlu ayakkabı, fosforlu yelek ve toz maskesi gibi kişisel koruyucu donanımları eksiksiz kullanması gerekir. Özellikle toz maskesi, solunum yolu hastalıklarının önlenmesinde kritik rol oynamaktadır. Dolayısıyla toplu önlemler ile kişisel koruyucu donanımların birlikte uygulanması, güvenli bir yıkım süreci için zorunludur.” şeklinde konuştu. Belediyeler ve müteahhitler sorumlu Mevzuata göre hem müteahhitlerin hem de belediyelerin bu süreçte sorumluluk taşıdığını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Sertaç Temur, şöyle devam etti: “Belediyeler, yıkım ruhsatı vermeden önce güvenlik planlarını incelemekle yükümlüdür. Müteahhitler ise bu planı sahada hayata geçirmek, işçilerin ve çevrenin güvenliğini sağlamak durumundadır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı iş müfettişleri, belediye zabıtaları ve çevre denetim ekipleri de sahada denetim yapabilmektedir. Ancak denetimlerin uygulamada her zaman yeterli sıklık ve kapsamda yürütülmemesi, kontrolsüz yıkımların ortaya çıkmasına yol açabilmektedir.” Uygulamanın daha etkin olması için bazı iyileştirmelere ihtiyaç var Mevzuatın genel çerçevesi gerekli düzenlemeleri içermesine rağmen uygulamanın daha etkin olması için bazı iyileştirmelere ihtiyaç olduğunu anlatan Dr. Öğr. Üyesi Sertaç Temur, “Denetimlerin düzenli aralıklarla yapılması, cezai yaptırımların yalnızca caydırıcılık amacıyla değil aynı zamanda rehberlik edici bir yaklaşımla uygulanması önemlidir. Müteahhitlerin sorumluluklarını yerine getirmeleri konusunda bilinçlendirme çalışmaları artırılabilir, belediyeler ise halkın süreçle ilgili daha şeffaf bir şekilde bilgilendirilmesini sağlayabilir. Böylece hem iş güvenliği hem de toplum sağlığı açısından daha güvenli bir ortam oluşturulabilir.” dedi. Kentsel dönüşüm bir fırsat Kentsel dönüşümün yalnızca binaların yenilenmesi değil, daha güvenli şehirlerin inşası için de bir fırsat olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Sertaç Temur, “Kentsel dönüşüm, şehirlerin depreme dayanıklı, modern yapılara kavuşması için büyük bir fırsat sunmaktadır. Devletin kira ve kredi destekleriyle hız kazanan bu süreç, güvenlik önlemleriyle desteklendiğinde toplumsal faydası daha da artacaktır. Planlı, kontrollü ve güvenli yıkımlar sayesinde hem çalışanların hem de vatandaşların sağlığı korunabilir, şehirler güvenle yenilenebilir.” şeklinde sözlerini tamamladı.

Kayseri’de 950 Milyon TL’lik Kentsel Dönüşüm Hamlesi Başladı Haber

Kayseri’de 950 Milyon TL’lik Kentsel Dönüşüm Hamlesi Başladı

Kayseri Büyükşehir Belediyesi, tarihi dokusu ve modern yaşam ihtiyaçlarını birleştiren dev bir kentsel dönüşüm projesine ev sahipliği yapıyor. Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen Suriçi Camikebir Kentsel Dönüşüm Projesi, hem şehri yenileyip modernize etmeyi hem de vatandaşların sosyal ihtiyaçlarına en uygun yaşam alanlarını oluşturmayı amaçlıyor. Bu projenin, şehir mekânlarını dönüştürmenin ötesinde toplumsal yaşamı da olumlu şekilde etkilemesi bekleniyor. “Kayseri’nin En Köklü ve Tarihi Bölgelerinden Biri” Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Suriçi Camikebir Kentsel Dönüşüm Projesi’nin önemine değinerek, şunları söyledi: “Bu projeyle Kayseri’nin en köklü ve tarihi bölgelerinden biri olan Suriçi’ni modernize ediyor, aynı zamanda bölgedeki yaşam kalitesini arttırıyoruz. Kentsel dönüşüm, sadece fiziksel yapıları değil, insanların yaşamını da iyileştiren bir projedir. Bu nedenle halkımızla birlikte yürüttüğümüz bu projede, sosyal alanların ve yaşam alanlarının da en kaliteli şekilde tasarlanmasına özen gösterdik.” Kayseri, Melikgazi ilçesinin Cumhuriyet Mahallesi’nde hayata geçirilen bu kentsel dönüşüm projesi, 2.20 hektarlık bir alan üzerinde 418 bağımsız bölüm ve toplamda 22 bin 250 metrekare inşaat alanı ile dikkat çekiyor. Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ), Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin iş birliğiyle yürütülen projede, Kayseri’nin geleceği için önemli bir adım atılmış oluyor. 1. Etap İnşaatı Devam Ediyor, 2025’te Tamamlanacak Suriçi Camikebir Kentsel Dönüşüm Projesi’nin 1. etabı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile TOKİ’nin imzaladığı protokol doğrultusunda Korkmazlar İnşaat tarafından yürütülüyor. 55 işyeri inşaatının toplam maliyeti yaklaşık 200 milyon TL olarak belirlenirken, bu etabın 2025 yılı Eylül ayında tamamlanması planlanıyor. Güney Bölgesindeki Uzlaşma Süreci ve Yıkım Çalışmaları Camikebir’in güney kısmında, hak sahipleriyle 55 işyeri üzerinden yürütülen uzlaşma görüşmeleri devam ediyor. Bu işyerleri teslim edildikten sonra söz konusu bölge tamamen yıkılacak ve çevre düzenlemeleri yapılacak. Projenin bir parçası olarak, Kayseri’nin tarihi doku ve modern yaşam ihtiyaçları arasında denge kurularak, yenilenen alanın halkın kullanımına sunulması sağlanacak. 14 İşyeri, 112 Ofis ve 1 Otelden Oluşan Bir Yapı İnşa Ediliyor Proje alanındaki yapıların tasarımı, Camikebir’deki saçak kotu olan 8.75 seviyesi sınırlarına göre yapıldı. Bu nedenle yapılar zemin + 1 kat olarak projelendirildi. Bununla birlikte, üst katlarda hak sahibi olan vatandaşlar için 1547 ada 429 parsel üzerinde, 14 işyeri, 112 ofis ve 1 otelden oluşan 8 katlı bir yapı inşa ediliyor. Bu yapının toplam 18 bin metrekare inşaat alanına sahip olması bekleniyor. Bu ikinci etap inşaatı, Kahraman İnşaat tarafından yürütülürken, yaklaşık 750 milyon TL maliyetle 2026 yılında tamamlanması planlanıyor. Projenin Genel Maliyeti 950 Milyon TL Suriçi Camikebir Kentsel Dönüşüm Projesi’nin toplam maliyeti, iki etabın birleşimiyle birlikte 950 milyon TL civarında olacak. Bu büyük yatırımlar, Kayseri’yi modern, sürdürülebilir ve güvenli bir yaşama kavuşturmayı amaçlıyor. Başkan Memduh Büyükkılıç, bu projeyle Kayseri’yi hem tarihsel hem de çağdaş yaşam açısından daha iyi bir noktaya taşımayı hedefliyor. Kayseri İçin Güçlü Bir Gelecek Suriçi Camikebir Kentsel Dönüşüm Projesi, yalnızca fiziksel yapıları dönüştürmekle kalmayacak, aynı zamanda şehre sosyal ve ekonomik anlamda da önemli katkılar sağlayacak. Proje, şehre yeni istihdam alanları kazandırarak bölgedeki ekonomik canlılığı arttırmayı, yaşam kalitesini yükseltmeyi ve şehri modern yaşam olanakları ile donatmayı amaçlıyor.

Kentsel Dönüşümde Belediye ve İMSİAD İş Birliği Haber

Kentsel Dönüşümde Belediye ve İMSİAD İş Birliği

Gemlik’te Kentsel Dönüşüm çalışmalarında önemli bir adım atıldı. Gemlik Belediyesi, İnşaat Müteahhitleri, Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (İMSİAD) ile “Kentsel Dönüşümde İşbirliği” konulu protokol imzaladı. Protokol ile birlikte, Gemlik’teki sağlıksız ve plansız yapı stokunun Kentsel Dönüşüm Mevzuatı çerçevesinde yenilenmesi, depreme dayanıklı, planlı, sosyal donatılarıyla birlikte daha yaşanabilir ve modern bir Gemlik inşa edilmesi hedefleniyor. Gemlik’te gerçekleşen imza törenine, Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, belediye başkan yardımcıları, İMSİAD Başkanı Şeref Demir ve yönetim kurulu üyeleri, Gemlik Müteahhitler Derneği yöneticileri, Bilecik ve Yenişehir’den gelen temsilciler ile çok sayıda gazeteci katıldı. İMSİAD Başkanı Demir: “Gemlik Bizim İçin Çok Değerli” Toplantıda konuşan İMSİAD Başkanı Şeref Demir, deprem gerçeğine dikkat çekerek Gemlik’in kentsel dönüşüm konusundaki kararlılığını örnek gösterdi: “Gemlik özelinde, yapı stoğunun neredeyse yarısı mühendislik hizmeti almamış yapılardan oluşuyor. Gemlik’in zemini çok kötü, bu nedenle kentsel dönüşüm çok önemli. Gemlik, Türkiye’nin en önemli liman kentlerinden biri, TOGG gibi büyük bir yatırımı bünyesinde barındırıyor. Biz de Gemlik için elimizden gelen tüm katkıyı koymaya hazırız.” Başkan Deviren: “Gemlik Değişimin ve Dönüşümün Kenti Olacak” Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren ise Gemlik’in kentsel dönüşüm sürecinde öncü bir rol üstleneceğini vurguladı: “Barışın, huzurun ve zeytinin başkenti Gemlik diyoruz; artık ‘değişimin ve dönüşümün kenti’ Gemlik’e hoş geldiniz diyeceğiz. Yapı stoğumuzun yüzde 48’i mühendislik hizmeti almamış durumda. Bu şehri yeniden ayağa kaldırmak için çalışıyoruz. Gemlik’in dönüşümünü, bilimsel veriler ışığında, planlı ve estetik bir anlayışla gerçekleştireceğiz. Gemlik’in tarihi kimliğini de yansıtacak yeni bir kent vizyonu ortaya koyacağız.” Başkan Deviren ayrıca, Marmara Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı, Çevre İl Müdürlüğü ve tecrübeli belediyelerle işbirliği içinde çalıştıklarını belirterek “Gemlik’i yeniden ayağa kaldıracağımızdan şüphemiz yok” dedi.

İstanbul’da, 3 Milyon 800 Bin Risk Taşıyan Konut Bulunuyor Haber

İstanbul’da, 3 Milyon 800 Bin Risk Taşıyan Konut Bulunuyor

İstanbul başta olmak üzere tüm şehirlerimizin hızla olası depremlere hazırlanması gerekiyor. Niteliksiz yapıların yıkılıp yerlerine deprem dirençli yapıların inşa edilmesini amaçlayan kentsel dönüşüm süreçlerinde hızla hareket edilmesi büyük önem taşıyor. 2000 öncesi yapıların sadece yüzde 16’sı yeni yönetmeliklere göre inşa edildi Resmi verilere göre İstanbul’da 2000 öncesi konut sayısı 4 milyon 500 bindi, şu anda ise bu sayı 6 milyon 384 bine ulaşmış durumda. Veriler, bugüne dek kentsel dönüşüm yöntemiyle sadece 695 bin konutun dönüşümü sağlandığını gösteriyor. Consera Kurucusu ve Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Melih Şimşek, “Ülkemizde 38 milyon 400 konut bulunuyor. Bu konutların ne kadarının deprem dirençli olduğunu hesaplamak bile oldukça umutsuz bir tablo ortaya koyuyor. Bizler, 1999 depreminden sonra dertle dertlenip, ülkemize kazandırdığımız hafif çelik yapılardan sonra şimdi de modüler çelik yapıları ülkemize kazandırmanın huzurunu yaşıyoruz. Hızlı bir şekilde hareket ederek olası depremlere karşı önlem alabiliriz. Bunun için dünyada ortaya konulmuş formül ise niteliksiz yapıların yıkılıp yerlerine deprem dirençli yapıların inşa edilmesini amaçlayan kentsel dönüşüm.” diyor. Modüler inşaat, kentsel dönüşümde ülkemize zaman kazandırabilir Geleneksel yapılara göre 7-8 kat daha dayanıklı olan ve 2-3 katı hızlı tamamlanan çelik yapılar, depreme karşı hem hızlı hem de güvenli bir çözüm sunuyor. Modüler inşaat, geleneksel yöntemlerden farklı olarak, 2 veya 3 boyutlu modüllerin fabrikalarda üretilip şantiyede birleştirilmesini içeriyor. Bu yöntem, inşaat sürecini hızlandırırken iş gücü ihtiyacını da azaltıyor. Modüler teknikler, inşaatın planlama, tasarım ve montaj aşamalarını eş zamanlı yürüterek, geleneksel yöntemlere göre süreci yüzde 40'a varan oranda kısaltıyor. Çelik taşıyıcılı yapılar, endüstriyel ortamda yüzde 100 denetimle üretildiklerinden insan hatalarına karşı çok daha fazla güvenilirler. Fabrikalarda, iklim koşullarından bağımsız üretildiklerinden çok daha hızlı inşa edilebiliyorlar. Tüm veriler modüler inşaatın kentsel dönüşüm anlamında ülkemize ciddi bir zaman kazandırabileceğini gösteriyor. 3 yılda 1 milyon konut üretilebilir Depremlerde yıkılmayacak yapıların inşa edilmesinin can ve mal kayıplarını önlemesinin yanında büyük ekonomik kayıpların da önüne geçeceğinin altını çizen Şimşek, “Bir senede 300 bin konut üretebilmek için 2 milyon ton yapısal çelik gerekiyor. Ülkemizin kapasitesi ise 50 milyon ton. Bu üretim için 72 bin adet insan gücüne ihtiyaç var. Ülkemizin tüm bu ihtiyacı karşılayacak çelik malzeme üretimine sahip olduğunun altını çizmek isterim. Ayrıca, bu miktarda bir üretim gerçekleştirmek için yaklaşık 72 bin mavi yaka insan kaynağına ihtiyacımız bulunmakta, bu da büyük miktarda bir istihdam yaratmak anlamına geliyor. Çelik yapıların gelişip yaygınlaşması için kamuya da büyük iş düşüyor. Kamu, çelik yapıların gelişimi ve kullanımı teşvik ederek bu konuya destek olabilir.” dedi.

Marmara'nın İncisi Güzelyalı ve SİT Alanlarında Yeni İmar Dönemi Haber

Marmara'nın İncisi Güzelyalı ve SİT Alanlarında Yeni İmar Dönemi

Mudanya Belediyesi, Güzelyalı ve çevresinde uzun yıllardır süren imar sorununu çözüme kavuşturdu. Güzelyalı Revizyon Uygulama İmar Planı ile III. Derece Arkeolojik Sit Alanları Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı, Bursa Büyükşehir Belediye Meclisi’nde kabul edildi. Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, “Yıllardır süren plansızlık ve belirsizlik sona erdi. Bu plan, sadece teknik bir düzenleme değil, vatandaşlarımızın geleceğe güvenle bakabilmesi için önemli bir adımdır. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” dedi. 2024 yılında mahkeme kararıyla iptal edilen planın ardından, tüm plan ölçeklerinin eşzamanlı olarak ele alındığını belirten Dalgıç, planlama sürecini şöyle anlattı: “Planlama sürecinde vatandaşlardan gelen talepler titizlikle incelendi, mevzuata uygun olanlar plana entegre edildi. Yıllardır plansız kalan arkeolojik sit alanları da bu planla çözüme kavuştu. Özellikle Güzelyalı Yalı Mahallesi’nde şuyulandırma alanında kalan ve bu nedenle vatandaşlarımızın mevcut yapıları parsel bazında yıkıp yeniden inşa edemediği bölgelerdeki sorunlar giderildi. Ayrıca 2015’te yapılan kadastro yenilemesi sonrası ortaya çıkan mülkiyet sorunları ve mağduriyetler de ortadan kalktı. Defalarca iptal edilen önceki planların iptal gerekçeleri dikkate alınarak hazırladığımız yeni plan, inşaat faaliyetlerindeki duraksamaların önüne geçecek şekilde düzenlendi. Büyük bir özen ve yoğun mesaiyle hazırladığımız plan, yasal çerçevede sağlam temellere oturtuldu. Hızlı ve etkili bir çalışmayla hazırladığımız planlar Büyükşehir Meclisimizde de onaylandı. Yeni plan, askı ve itiraz sürecinin tamamlanmasının ardından yürürlüğe girecek.” “RANT DEĞİL HAK ODAKLI PLANLAMA YAPTIK” Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, kamu yararı ve hukuki gerekliliklerin esas alınarak hazırlanan imar planının Mudanya’ya hayırlı olmasını dileyerek, şöyle konuştu: “Rant odaklı değil, hak temelli bir kentsel düzenin önünü açtık. Mudanya’nın tüm mahallelerinde önceliğimiz adaletli, dengeli ve planlı kentleşmedir. Sağlıklı, sürdürülebilir ve hukuka uygun bir planlama zemini oluşturmak amacıyla süreci baştan ele aldık. Planlar mevcut yapılarla uyumlu ve dönüşüm süreçlerini kolaylaştıracak biçimde hazırlandı. Daha önceki iptal kararlarına gerekçe oluşturan nüfus projeksiyonu eksiklikleri, sosyal donatı alanlarının yetersizliği ve kurum görüşleriyle olan uyumsuzluklar tek tek tespit edildi. Tüm bu unsurlar dikkate alınarak, kamu yararını gözeten, teknik esaslara dayanan ve yargı denetimine dayanıklı bir imar planı oluşturduk. Planlama süreci boyunca zeytinlik alanlara hiçbir şekilde müdahalede bulunulmadı, bu alanların tamamı korundu.”

Bursa'nın Riskli Yapı Stoğu İçin MÜSİAD'dan "Yarısı Bizden" Çağrısı Haber

Bursa'nın Riskli Yapı Stoğu İçin MÜSİAD'dan "Yarısı Bizden" Çağrısı

MÜSİAD Bursa İnşaat ve Yapı Malzemeleri Sektör Kurulu üyeleri, Sektör Kurulu Başkanı Muhammet Adiloğlu'nun ev sahipliğinde Adiloğlu İnşaat'ın Cumalıkızık'taki kentsel dönüşüm projesine bir teknik inceleme gezisi düzenledi. Etkinlik kapsamında, Bursa Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Prof. Dr. Beyhan Bayhan'dan deprem güvenliğinde kritik rol oynayan sismik izolatör teknolojisi hakkında önemli bilgiler alan kurul üyeleri, dönüşümün önemini yerinde teyit etti. Teknik gezinin ardından gerçekleştirilen sektör kurulu toplantısının ana gündem maddesi ise Bursa'nın riskli yapı stoğu ve dönüşüm sürecinde vatandaşların karşılaştığı finansal zorluklar oldu. Toplantıda, İstanbul modeli olan "Yarısı Bizden" kampanyasının, Bursa'daki dönüşümü hızlandıracak hayati bir çözüm olacağı konusunda fikir birliğine varıldı. "VATANDAŞIN TEK BAŞINA BU YÜKÜ KALDIRMASI GÜÇ" Toplantı sonrası değerlendirmelerde bulunan MÜSİAD Bursa İnşaat ve Yapı Malzemeleri Sektör Kurulu Başkanı Muhammet Adiloğlu, "Bursa'mız, tıpkı İstanbul gibi önemli bir deprem kuşağında yer alıyor ve ciddi bir riskli yapı stoğuna sahip. Geçmişte yaşadığımız depremler, kentsel dönüşümün ne kadar acil bir mesele olduğunu bize defalarca gösterdi. Ancak mevcut ekonomik koşullarda, vatandaşlarımızın bireysel imkanlarla bu dönüşümü gerçekleştirmesi son derece güç. İstanbul'da uygulanan 'Yarısı Bizden' kampanyası sayesinde riskli binalarını yenilemek isteyen vatandaşlara devlet tarafından ciddi bir finansal destek sağlanıyor. Bu desteğin Bursa'da da uygulanmasını bekliyoruz. Kampanya, Bursa'daki kentsel dönüşüm sürecini hızlandıracak, riskli yapıların dönüşümünü kolaylaştıracak ve binlerce hemşehrimizin daha güvenli konutlarda yaşamasına olanak tanıyacaktır." dedi. "DEVLETİMİZİN BU KONUDAKİ HASSASİYETİNE İNANIYORUZ" Bursa'nın da bu önemli destekten faydalanarak kentsel dönüşümde hak ettiği yere gelmesini temenni ettiklerini belirten Adiloğlu " Devletimizin bu konudaki hassasiyetine ve kararlılığına inanıyoruz Hemşehrilerimizin can güvenliği ve şehrimizin geleceği için bu adımın atılması büyük önem arz etmektedir. Kamuoyunu ve yetkilileri bu konuda duyarlılığa davet ediyoruz." ifadelerini kullandı.

Batuhan Tozburun: "İzmir ve Çevresinde 50 Yıl İçinde 6.6 ve Altı Deprem Olasılığı Yüzde 92" Haber

Batuhan Tozburun: "İzmir ve Çevresinde 50 Yıl İçinde 6.6 ve Altı Deprem Olasılığı Yüzde 92"

Deprem tehdidinin ülkemizin öncelikli sorunlarının başında geldiğini belirten Tozburun, "Sürdürülebilir şehircilik ve yapı stoğunun kullanım sürelerini uzatmak için kentsel dönüşümde zemin ve temel mühendisliği (geoteknik) imalatları yaşamsal önem taşıyor" dedi. Zemin mühendisliği firmalarının birçok özelliğe birden sahip olmaları gerektiğinin altını çizen Batuhan Tozburun, "Zemin iyileştirme talep eden müteahhitler çalışacağı firmanın ekip, ekipman ve riskli işleri yapma konusunda yeterli olup olmadığına bakmalı. Hatta bence bu niteliklere sahip firmalara yetki belgesi de verilmeli. Sektörde çok önemli deneyim ve referanslara, hem teknik bilgisi, hem de deneyimi yüksek personele sahibiz. Firmalara farklı hizmetleri tek elden anahtar teslim sunabiliyoruz. Böylece hizmet verdiğimiz müteahhitler, farklı şirketler yerine tek firmayla muhatap oluyor. Hizmet kalitesi ve hız konusunda da avantaj sağlamış oluyoruz" diye konuştu. Deneyimli Firmalarla Çalışılmalı Tozburun, yapıların kullanım süreleri içinde kullanımlarını tamamlamaları için müteahhitlerin zemin iyileştirme imalatlarını yetkin, işinin ehli ve güçlü makine donanımına sahip firmalarla birlikte yapmaları gerektiğinin de altını çizdi. İzmir'de nüfusun önemli bir kısmının kent merkezinde ve denize yakın konumda ikamet ettiğini hatırlatan Batuhan Tozburun, "Denize yakın ilçelerde zemin sıvılaşmaya daha müsait bir yapıya sahip. Zeminin depremi büyütme değerleri incelendiğinde ise büyütme değerinin İzmir'de 1,31-2,15 arasında olduğu hesaplanmıştır. Bu değer bize yapının altında bulunan zeminin, muhtemel bir deprem dalgasını 2 kata kadar büyütebileceği bilgisini vermektedir. 2020'de Seferihisar açıklarında meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremin Bayraklı ve Bornova bölgelerimize hem maddi hem manevi olarak verdiği zararları hep birlikte yaşadık. Bu verilere baktığımızda kentsel dönüşüm sayesinde sürdürülebilir şehircilik ve yapılarımızın kullanım sürelerini uzatmamız için zemin ve temel mühendisliği imalatları büyük önem taşıyor" ifadelerini kullandı. 50 Yıl İçinde 6,6 G Ve Altında Deprem Olasılığı Yüzde 92 İzmir ve çevresinde tarihsel dönem ve 20'nci yüzyıldaki aletsel dönemle yapılan kayıtlara göre 50 yıllık süre içinde 6,6 g veya altında büyüklükte bir deprem olasılığının % 92 olarak tahmin edildiği bilgisini paylaşan Tozburun, şu ifadeleri kullandı: "Bu bilgilerden hareketle 50 yıllık yapı ömründe İzmir ve çevresinde beklenen deprem aralığının 6,0 – 6,6 değerlerinin arasında kalması beklenmektedir. İzmir ve yakın yöresinde temeli Bornova karmaşığına ait tortul kayalar oluşturur. Gölsel tortullar alttan üste doğru çakıltaşı, kumtaşı, silttaşı, kiltaşı, marn ve killi kireçtaşlarından oluşmaktadır. Ayrıca zemin sınıfının ve yeraltı su seviyesinin deprem yükü altında zeminde sıvılaşmaya neden olduğu ve binaların yan yattığı temel taşıma kapasitesinin anlık olarak düşmesi ile yapının kullanılmaz hale gelmesine neden olmaktadır" Zemin Çalışmaları Binanın Ömrünü Uzatıyor Zemin iyileştirmelerinin bina maliyetinin yüzde 20 ila 30'unu oluşturduğunu belirten Tozburun, eğer bu iyileştirmeler gerektiği şekilde yapılırsa geri kalan yüzde 70'lik kısmın maliyetinin de korunduğuna dikkat çekti. Batuhan Tozburun, sözlerine şöyle devam etti: "Zemin iyileştirme çalışmaları hem inşaat firmasının hem de konut sahibinin canı ve malının korunmasında önemli bir etken. Eğer milyonlarca liralık bir binanın zeminine gereken önem verilmezse o bina depreme ve diğer etkilere karşı daha dayanıksız oluyor. Baştan bu çalışmalar planlanarak bu konuda deneyimli zemin firmalarıyla çalışılırsa orta ve uzun vadede önemli avantaj elde edilmiş oluyor. İstanbul Türkiye'nin finans merkezi. Bütün büyük firma ve bankalar orada bulunuyor. Olası bir depremde ülke olarak maddi ve manevi anlamda çok büyük kayıplar verebiliriz. İzmir, birinci derecede deprem bölgesi üzerinde yer alan bir kent olarak risk altında. Bu konuda vatandaşların bilinçlenmesi yerel yönetimler ve hükümet olarak acil adımlar atılmalı. Kentsel dönüşümle birlikte yaşlı ve depreme dayanıksız konut stoğunun bir an önce ada bazlı olarak dönüştürülmesi gerekiyor" Sürdürülebilir Kentler İçin Halkımız Bilinçlendirilmeli Sürdürülebilir kentler için bilinçli müteahhitler gerektiğini ve bu konutları kullanacak ailelerin doğru bilgilendirilmesi gerektiğini kaydeden Tozburun, "Zemin iyileştirme imalatlarının gereği kadar yapılmaması veya uygun yapılmamasının ülkemizin öz sermayesine ve halkımıza önümüzdeki yıllarda daha büyük zararlar verebileceğini düşünmekteyim. Kentsel dönüşümde uygun şehir plancılığı ve ilk imalatı olan zemin güçlendirme fore kazık, jet-grout, baret kazık gibi imalatların kalite kontrolleri yapılarak sürdürülebilir bir şehir elde edebiliriz. Deprem yönetmeliği, TSE, Eurocod ve Amerikan standartlarına uygun zemin iyileştirme imalatlarımız İzmirimize katma değer katacak projelerde hız kesmeden devam etmelidir. Kentsel dönüşümde misyonumuz temel ve zemin mühendislik problemlerinin çözümünde güvenilir, analitik ve ekonomik çözümler sunmak olmalıdır" diye konuştu.

Modüler İnşaatla 3 Yılda 1 Milyon Konut Üretmek Mümkün Haber

Modüler İnşaatla 3 Yılda 1 Milyon Konut Üretmek Mümkün

Kentsel dönüşüm süreçlerinde, modüler inşaat tekniklerinin hızlı ve güvenli bir çözüm sunduğunun altını çizen Consera Kurucusu ve Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Melih Şimşek, “Geleneksel yapılara göre 7-8 kat daha dayanıklı olan ve 2-3 katı hızlı tamamlanan çelik yapılar, depreme karşı hem hızlı hem de güvenli bir çözüm sunuyor, ülkemizin olası depremlere hazırlanabilmesi için hızlı inşaat yapabilmek çok değerli. Modüler inşaat teknikleriyle 3 yılda 1 milyon konut üretmek mümkün” dedi.  23 Nisan’da Marmara Denizi’nde meydana gelen 6, 2 şiddetindeki deprem ve artçıları ülkemizi deprem gerçeğiyle bir kez daha yüz yüze getirdi. Resmî açıklamalara göre; İstanbul'da 1,5 milyon riskli bina bulunuyor ve bu yapıların yüzde 30'unun acilen dönüştürülmesi gerektiğinin altı çiziliyor. Kentsel dönüşüm süreçlerinin hızlandırılmasıyla yaklaşan deprem tehlikesine karşı önlem almak ve 3 yılda 1 milyon konut üretmek mümkün.  Modüler inşaat, kentsel dönüşümde ülkemize ciddi bir zaman kazandırabilir Modüler inşaat, geleneksel yöntemlerden farklı olarak, 2 veya 3 boyutlu modüllerin fabrikalarda üretilip şantiyede birleştirilmesini içeriyor. Bu yöntem, inşaat sürecini hızlandırırken iş gücü ihtiyacını da azaltıyor. Modüler teknikler, inşaatın planlama, tasarım ve montaj aşamalarını eş zamanlı yürüterek, geleneksel yöntemlere göre süreci yüzde 40'a varan oranda kısaltıyor. Bu da modüler inşaatın kentsel dönüşüm anlamında ülkemize ciddi bir zaman kazandırabileceğini gösteriyor.  Çelik taşıyıcılı yapılar, endüstriyel ortamda yüzde 100 denetimle üretildiklerinden insan hatalarına karşı çok daha fazla güvenilirler. Fabrikalarda, iklim koşullarından bağımsız üretildiklerinden 2-3 kat daha hızlı inşa edilebiliyorlar.  İstanbul’da deprem riski taşıyan yaklaşık 3 milyon 800 bin konut bulunuyor Consera Kurucusu ve Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Melih Şimşek, “İstanbul’da 2000 öncesi konut sayısı 4 milyon 500 bindi, şu anda 6 milyon 384 bin. Bakanlık verisine göre, bugüne dek kentsel dönüşüm yöntemiyle sadece 695 bin konutun dönüşümü sağlandı yani 2000 öncesi yapıların yüzde 16’sı yeni yönetmeliklere göre inşa edildi. 2000 sonrası inşa edilen tüm yapıların deprem dirençli olduğunu varsayarsak (kuşkusuz ki bu sadece bir varsayım), İstanbul’da hâlâ yüksek sayıda deprem riski taşıyan konut var demektir.” diyor. Senede 300 bin konut üretebilmek için 2 milyon ton yapısal çelik gerekiyor Depremlerde yıkılmayacak yapıların inşa edilmesinin can ve mal kayıplarını önlemesinin yanında büyük ekonomik kayıpların da önüne geçeceğinin altını çizen Şimşek, “Bir senede 300 bin konut üretebilmek için 2 milyon ton yapısal çelik gerekiyor. Ülkemizin kapasitesi ise 50 milyon ton. Bu üretim için 72 bin adet insan gücüne ihtiyaç var. 2023 verilerine baktığımızda resmi rakamlara göre 3,5 milyon iş arayan bulunmakta. Bu üretim için ise 6 adet TOGG Fabrikası kapalı alanına denk gelen bir fabrika kurmalıyız. Kısacası, tüm bu şartları yerine getirebilirsek üç yılda 1 milyon modüler konut üretebileceğimizi söyleyebilirim.” şeklinde sözlerini sürdürdü. “Prof. Dr. Naci Görür: Deprem dinamiğine uygun yapılar tasarlayarak depremin etkilerini azaltabiliriz” Geçtiğimiz dönemde, depreme karşı dirençli yapılara yönelik farkındalık oluşturmak amacıyla hayata geçirdikleri “Çelik Mikrofon” YouTube kanalında Prof. Dr. Naci Görür’ü ağırladıklarını belirten Melih Şimşek, “Prof. Dr. Naci Görür programda; ‘dünyanın nabzı’ olarak nitelediği depremlerin kaçınılmaz olduğunu belirterek, insanları depremin değil, göçen binaların öldürdüğüne dikkat çekiyor ve ekliyor: “Yeni bina yapımında kat sayısını azaltmak ve hafif malzeme kullanmak önemli.” dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.