Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Konferans

Kapsül Haber Ajansı - Konferans haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Konferans haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İzmit’te 3 Aralık İçin Anlamlı Buluşma Haber

İzmit’te 3 Aralık İçin Anlamlı Buluşma

İzmit Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürlüğü, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü kapsamında toplumun tüm kesimlerini kapsayan özel bir programla İzmitlileri bir araya getiriyor. “Yaşamın İçindeyiz – Hep Birlikte!” sloganıyla hazırlanan etkinlik, 3 Aralık Salı günü saat 12.00’de İzmit Belediyesi önünden başlayacak Birlik Korteji ile başlayacak. Kortej yürüyüşü, Yunus Emre Kültür Merkezi’nde son bulacak. YARATICILIK VE GERİ DÖNÜŞÜM BİR ARADA Program, Yunus Emre Kültür Merkezi’nde saat 12.30 itibarıyla özel sergilerle devam edecek. Yaşama Destek Evi, Otizm Spor ve Yaşam Evi ile Kısa Molalardan faydalanan özel çocukların hazırladığı eserlerin yer aldığı Özel Sergi, ziyaretçilerin beğenisine sunulacak. Ayrıca KOÜ GSF Sıfır Atık Kulübü’nün hazırladığı “Atıkların Sanata Dönüşümü” temalı ileri dönüşüm sergisi ve atölyesi de sanatseverlerle buluşacak. Sıfır Atık Kulübü ortaklığında düzenlenen serginin küratörlüğünü Doç. Dr. Nermin Demirkol üstleniyor. KONFERANS, DEFİLE VE DAYANIŞMA Etkinlik kapsamında saat 13.00’te “Özel Gereksinimli Bireylerin Fiziksel ve Ruhsal Gelişimi” başlıklı konferans düzenlenecek. Konferansın moderatörlüğünü Doç. Dr. Figen Paslı, konuşmacılığını ise özel eğitim alanındaki çalışmalarıyla tanınan Doç. Dr. Ayten Düzkantar yapacak. Gün, 14.30’daki çay–ikram molasının ardından 15.00’te İzmit Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürlüğü Engelli Hizmetleri Birimlerinin hazırladığı Engelsiz Dönüşüm Defilesi ile sürecek. TÜM İZMİT HALKI DAVETLİ Saat 15.30’da ise YADEV Ritim Grubu, “Sahnede Biz Varız!” gösterisiyle sahne alacak. Program, 16.00’da çekilecek Birlik Halayı ve hatıra fotoğrafı ile tamamlanacak. İzmit Belediyesi, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla düzenlenecek bu anlamlı etkinliğe tüm İzmit halkını davet ediyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

İBB’den Diyabet ve Obeziteyle Mücadelede Yeni Yaklaşımlar Konferansı Haber

İBB’den Diyabet ve Obeziteyle Mücadelede Yeni Yaklaşımlar Konferansı

20 Kasım 2025’te Esenler İBB Prof. Dr. Adem Baştürk Kültür Merkezi'nde gerçekleşen konferans, akademi dünyası, sağlık profesyonelleri ve sivil toplum kuruluşlarının geniş katılımıyla toplam 500 kişiyi bir araya getirdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı’nın düzenlediği “Diyabet ve Obeziteyle Mücadelede Yeni Yaklaşımlar Konferansı”nda İstanbul Tıp Fakültesi öğretim üyeleri, diyabet ve obeziteyle mücadelede güncel tedavi, teknoloji ve koruyucu sağlık yaklaşımlarını paylaştı. “OBEZİTE VE DİYABET TÜRKİYE’NİN EN KRİTİK SAĞLIK BAŞLIKLARI” Konferansın açılışında söz alan İBB Sağlık İşleri Dairesi Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Önder Yüksel Eryiğit, Türkiye’nin diyabet ve obezitede Avrupa’nın en yüksek oranlarına ulaştığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Dünya Sağlık Örgütü'ne göre obezite; 21. yüzyılın en önemli halk sağlığı sorunlarından biridir. Türkiye’de, günümüzde her üç kişiden biri obez. Bu oran, bizi Avrupa'da ilk sıraya koymaktadır. Dahası İş Birliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ülkeleri içinde de obezitede Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra en yüksek ikinci ülke konumundayız.” “EN İYİ TEDAVİ KORUNMAKTIR” Açılışın ikinci konuşmacısı İstanbul Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kubilay Karşıdağ ise modern yaşamın obeziteyi artırdığını belirterek şöyle konuştu: “Son yıllarda en önemli mesaj şudur: En iyi tedavi korunmaktır. Obezite ve diyabeti yalnızca ilaçla ya da cerrahi ile çözmemiz mümkün değil. Toplumun tamamına yayılan sağlıklı yaşam farkındalığı şart. Bu nedenle yerel yönetimlerin bu konudaki öncü rolü son derece değerlidir.” KATILIMCILARDAN DİKKAT ÇEKEN UYARILAR Konferans boyunca söz alan akademisyen ve sağlık uzmanları, diyabet ve obezitenin yalnızca tıbbi değil, sosyal ve ekonomik boyutlarıyla da ele alınması gerektiği ortak görüşünde birleşti. Prof. Dr. İlhan Satman: “Türkiye’de diyabet görülme sıklığı son 20 yılda iki katına çıktı. Bu çok kritik bir artış. Erken tarama, iş yerinde sağlık programları ve dijital takip teknolojileri artık zorunlu hale gelmeli.” Prof. Dr. Gülşah Yenidünya Yalın: “Obezite yalnızca fazla kilo değildir; hormonal, psikolojik ve çevresel faktörlerin bir araya geldiği kompleks bir tablodur. Tedavide kişiye özel yaklaşım hayati önem taşır.” Prof. Dr. Özlem Soyluk Selçuk Biricik: “Pelemir gibi yerli ürünlerin kan şekeri üzerindeki olumlu etkilerinin bilimsel verilerle doğrulanması, hem beslenme politikaları hem de tarımsal üretim açısından stratejik önem taşıyor.” Diyetisyen Hanife Köksal: “Beslenme tedavisi doğru uygulanmadığında diyabet yönetimi neredeyse imkânsız hale geliyor. En büyük sorun, yanlış bilginin sosyal medya üzerinden hızla yayılması.” Diyabet Hemşiresi Melike Çevikdizici: “İnsülin pompaları, sürekli glikoz ölçüm sistemleri ve mobil uygulamalar sayesinde hastaların tedavi farkındalığı ciddi şekilde artıyor.” Prof. Dr. Bülent Bayraktar: “Egzersiz, sıfır maliyetli en güçlü ilaçtır. Doğru planlanan fiziksel aktivite, diyabet riskini yüzde 50 azaltabilmektedir.” Prof. Dr. Akın Savaş Toklu: “Diyabetik ayak, geç kalındığında en ağır sonuçları doğuran komplikasyonlardan biridir. Erken bakım, uygun yara tedavileri ve hiperbarik uygulamalar hastaların yaşam kalitesini doğrudan yükseltir.” 5 OTURUMDA YENİ TEDAVİLER, BESLENME YAKLAŞIMLARI VE TEKNOLOJİLER 1. Oturum: Diyabet ve İş Yeri – Prof. Dr. İlhan Satman 2. Oturum: Obezitenin Tanısı ve Tedavisi – Prof. Dr. Gülşah Yenidünya Yalın 3. Oturum: Beslenmede Bilimsel Yaklaşımlar – Prof. Dr. Özlem Soyluk Selçuk Biricik 4. Oturum: İnsülin Tedavisi, Dijital Teknolojiler ve Egzersiz – Hanife Köksal, Melike Çevikdizici, Prof. Dr. Bülent Bayraktar 5. Oturum: Diyabetik Ayak ve Yara Yönetimi – Prof. Dr. Akın Savaş Toklu TÜRKİYE’DE VE AVRUPA’DA DİYABET GÖRÜLME SIKLIĞI DSÖ verilerine göre Türkiye’de 18 yaş üzeri diyabet sıklığı 2022 itibarıyla %16,6’ya ulaştı. Avrupa ülkelerinde ortalama oran %7–8 civarındayken Türkiye bu oranı neredeyse ikiye katlıyor. Türkiye'de her altı yetişkinden biri diyabet hastası konumuna gelmiş bulunuyor. Risk özellikle 30 yaş üzeri grupta çok daha belirgin şekilde seyretmekte. Bu durum, önleyici sağlık hizmetlerinin kritik önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Oturumlar sonunda konuşmacılara İBB Sağlık İşleri Dairesi Başkanı Dr. Önder Yüksel Eryiğit ve Sağlık ve Hıfzıssıhha Şube Müdürü Uzm. Dr. Hakan Yılmaztürk tarafından teşekkür belgeleri takdim edildi. Program, tüm katılımcıların sahnede çekilen toplu fotoğrafıyla sona erdi. İBB’NİN HEDEFİ: “HASTALIK OLUŞMADAN ÖNCE KORUYUCU SAĞLIK” İBB Sağlık İşleri Dairesi, diyabet ve obezite gibi hızla büyüyen sağlık sorunlarına karşı halkı bilinçlendiren sempozyum, eğitim ve bilimsel etkinlikler düzenlemeye devam ediyor. İstanbul’un uzun vadede bir “sağlık kenti” olarak güçlendirilmesi ve koruyucu sağlık yaklaşımının toplumsal davranışa dönüşmesi hedefleniyor.

Türk Organik Sektörü, Çin’le İş Birliklerini Artırmak İstiyor Haber

Türk Organik Sektörü, Çin’le İş Birliklerini Artırmak İstiyor

Son yıllarda organik sektörünün büyük gelişim gösterdiği Çin Halk Cumhuriyeti ile Türk organik sektörü, iş birliklerini artırmak ve Asya ile Batı ülkeleri arasında köprü görevi üstlenmek istiyor. Çin’de organik sektörü 15 milyar dolarlık hacme ulaştı Çin’in organik tarım sektörünün son yıllarda güçlü bir büyüme gösterdiğini belirten Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, 2024 yılı Çin Organik Ürün Sertifikasyonu ve Organik Sanayi Gelişimi Raporu verilerine göre Çin’de organik ürün etiketlerinin sayısının ilk kez 5 milyarı aştığını dile getirdi. Işık, Çin’de organik ürün satışlarının da 15 milyar dolara ulaştığını ve bu pastadan pay almak istediklerini kaydetti. Çin’de organik sektörünün 2018 yılına göre 1,6 katlık bir artış hızı yakaladığını vurgulayan Işık, “Çin’de 2018–2024 dönemi boyunca organik ürün satışlarının yıllık ortalama büyüme oranı yüzde 9,3 olarak gerçekleşti. Bu gelişmeler, Çin’i dünyanın üçüncü büyük organik pazarı konumuna taşıdı. Çin ile organik sektöründe daha güçlü bağlar kurmak için 2nd IFOAM Organic Industry & Organic Product Market Development Conference etkinliğine Ege İhracatçı Birlikleri olarak ‘Expanding Sino-Turkish Organic Food Trade’ başlıklı sunumu yapmak üzere IFOAM Organics Asia tarafından davet edildik. Bu temasların meyvelerini önümüzdeki süreçte alacağımıza inanıyoruz.” ifadelerini kullandı. Çin’de organik tarımın 3,42 milyon hektar alana ulaştığını ve Asya’da Hindistan’dan sonra ikinci sırada yer aldığını belirten Başkan Işık, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çin, hem iç pazar büyümesi hem de uluslararası iş birlikleriyle organik ürünlerin üretimi ve ticaretinde stratejik bir merkez hâline geldi. Konferans, organik sektöründe küresel iş birliğini güçlendirmeyi, ticarette sürdürülebilirliği desteklemeyi ve yeni pazarlara erişim konusunda ortak stratejiler geliştirmeyi amaçlıyor. Konferansın ana teması ‘Organik Ticareti Genişletmek: Fırsatlar, Yenilik ve Küresel Ortaklıklar’ olarak belirlendi. Çin tarafı, organik tarımı yalnızca ekonomik bir faaliyet değil; ülkeler arasında bilgi, güven ve iş birliği köprüleri kuran bir sistem olarak görüyor. ‘Bir Kuşak, Bir Yol’ girişimiyle organik tarımın değerleri örtüşüyor. Organik sektörün büyümesinde genç girişimciler, teknoloji ve inovasyonun önemi büyük. Türkiye, Asya ve Avrupa arasında köprü kuracak, yeni ticari modeller geliştirecek bir noktada.” Konferans süresince organik ticaretin büyümesi, karşılıklı sertifikasyon tanınırlığı, sürdürülebilir üretim modelleri, e-ticaretin rolü, tüketici bilinci ve izlenebilirlik sistemlerinin güçlendirilmesi gibi konular ele alındı. Üç gün süren etkinlikte, farklı ülkelerden gelen temsilciler organik pazarların mevcut durumunu paylaştı, yeni ortaklıklar için görüşmeler yaptı ve organik tarımın geleceği üzerine fikir alışverişinde bulundu. EİB tarafından yapılan “Expanding Sino-Turkish Organic Food Trade” başlıklı sunumda, Türkiye ile Çin arasında organik gıda ticaretinin sürdürülebilir kalkınma modeli çerçevesinde geliştirilmesi gerektiği vurgulandı. Türkiye’nin güçlü tarım ve sanayi altyapısı, AB eşdeğer organik sertifikasyon sistemi ve “Bir Kuşak, Bir Yol” girişimi kapsamındaki stratejik konumunun, iki ülke arasındaki iş birliği için önemli fırsatlar sunduğu belirtildi. Ege İhracatçı Birlikleri’nin uluslararası fuar katılımları, tanıtım projeleri, sürdürülebilirlik girişimleri ve küresel kuruluşlarla yürüttüğü ortak çalışmalar sayesinde Türk organik ürünlerinin dünya pazarındaki görünürlüğünün güçlendiği ifade edildi. Türkiye’nin 200’ün üzerinde organik ürünle 36 bin üreticiye ve 1,3 milyon ton üretime ulaştığı hatırlatılarak, Çin ile karşılıklı sertifikasyon tanıma mekanizmalarının geliştirilmesi, e-ticaret kanallarının ve B2B iş birliklerinin artırılması önerildi. Sunumda, Ege İhracatçı Birlikleri’nin Türkiye’nin organik ihracatında öncü kurum olduğuna vurgu yapılarak, özellikle kuru meyveler, bakliyatlar, zeytinyağı, susam ve fındık gibi ürünlerde ihracatın artırılmasına yönelik çalışmalar özetlendi. Konferans salonunun fuaye alanında, katılımcıların ürünlerini tanıtabileceği özel bir sergi alanı oluşturuldu. Bu alanda Türk kuru meyveleri, Antep fıstığı ve zeytinyağı numuneleriyle birlikte hediyelik eşyalar ve Turkish Tastes kitabı sergilendi. Türk ürünleri, üç gün süren etkinlik boyunca ziyaretçilerin en çok ilgi gösterdiği ve beğeni topladığı ürünler arasında yer aldı.

İTÜ’de 4. Uluslararası Cami Mimarisi Konferansı Başladı Haber

İTÜ’de 4. Uluslararası Cami Mimarisi Konferansı Başladı

Bu yıl “Cami Mimarisini Yeniden Düşünmek” temasıyla gerçekleştirilen konferans, 4–6 Kasım tarihleri arasında İTÜ Taşkışla Yerleşkesi’nde üç gün boyunca devam edecek. Açılışta Protokol Yoğundu Konferansın açılış töreni bugün İTÜ Taşkışla Kampüsü’nde gerçekleştirildi. Törene T.C. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam, İstanbul Müftüsü Doç. Dr. Emrullah Tuncel, İTÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Mandal, İTÜ Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Küçükmehmetoğlu ve Abdullatif Al Fozan Cami Mimarisi Ödülü Genel Sekreteri Prof. Mashary A. Alnaim katıldı. Bu yılki konferansa çeşitli ülkelerden 317 bilimsel bildiri gönderildi; 55 uzmandan oluşan bilim kurulu tarafından yapılan değerlendirmeler sonucunda 84 bildiri sunum için seçildi. Cami Mimarisinin Geleceği İTÜ’de Tartışılıyor Üç gün sürecek konferans boyunca, dünyanın farklı ülkelerinden gelen mimarlar, akademisyenler ve şehir plancıları; modern cami mimarisinin çağdaş şehirlerdeki rolü, kültürel sürdürülebilirlik, malzeme ve form dili, manevi mekânların kent dokusundaki işlevi gibi konularda kapsamlı sunumlar ve paneller düzenleyecek. Konferans kapsamında yapılan açılış konuşmasında, Abdullatif Al Fozan Cami Mimarisi Ödülü Genel Sekreteri Prof. Mashary A. Alnaim, cami mimarisinin çağdaş dünyada karşılaştığı dönüşüme dikkat çekerek şunları söyledi: “Yıllar geçtikçe dünya genelinde çok sayıda caminin yükselişine tanık olduk ve bu, İslam mimarisinin küresel görünümüne büyük katkı sağladı. Ancak şehirlerin hızla büyümesi ve modern yaşamın karmaşıklığı nedeniyle cami mimarisi önemli zorluklarla karşı karşıya kaldı. Camiler, şehirlerimizin ayrılmaz bir parçasıdır ve hem kimlik hem de manevi bağ sağlar. Yaklaşımımız estetiğin ötesine uzanıyor; cami mimarisini şekillendiren kentsel dinamikleri ve caminin çevresiyle olan ilişkisini yeniden düşünmek büyük önem taşıyor.” Cami Mimarisinde Yenilik ve Gelenek Buluşuyor 2011 yılında kurulan Abdullatif Al Fozan Cami Mimarisi Ödülü, geleneksel cami mimarisinin ruhunu onurlandırırken çağdaş mimari yaklaşımları teşvik etmeyi amaçlıyor. Üç yılda bir verilen bu prestijli ödül, yenilikçi, estetik ve manevi değeri yüksek cami projelerini ödüllendiriyor. Her dönemin sonunda yayımlanan iki dilli (Arapça–İngilizce) özel kitap, kısa listeye giren ve ödül alan camilerin eleştirel mimari analizlerini içeriyor. Bilimsel komitesi mimarların yanı sıra İslam hukuku, sosyoloji, antropoloji, felsefe, dinler tarihi ve yapı mühendisliği gibi farklı alanlardan uzmanları da kapsayan konferans, cami mimarisinin geleceğine yön verecek uluslararası bir platform sunuyor.

Dünyaca Ünlü Gastronomi Profesyonelleri 10. Gastromasa İstanbul’da Buluşuyor Haber

Dünyaca Ünlü Gastronomi Profesyonelleri 10. Gastromasa İstanbul’da Buluşuyor

Dünyanın en büyük ikinci gastronomi konferansı olarak, Türkiye ile dünya gastronomisi arasında önemli bir köprü görevi üstlenmeye devam eden Gastromasa İstanbul Uluslararası Gastronomi Konferans & Fuarı, 6-7 Kasım 2025 tarihlerinde “Stories of 10 Years” teması çerçevesinde 10. kez İstanbul’da Haliç Kongre Merkezi’nde kapılarını açıyor. Sözen Group CEO’su Gökmen Sözen tarafından 2015 yılında hayata geçirilen ve bu yıl 10. yıl dönümünü kutlayan etkinlik; iki gün boyunca ilham veren konuşmalar, tematik paneller, workshoplar ve geniş katılımlı fuar alanı ile gastronomi profesyonellerine benzersiz bir deneyim sunacak. Sözen Group CEO’su ve Gastromasa Kurucusu Gökmen Sözen yaptığı basın açıklamasında; “Gastromasa’nın 10. yılının yalnızca bir etkinliğin değil, bir vizyonun başarı hikayesi olduğunu vurguladı. 2015’te Türkiye’nin gastronomi potansiyelini dünyaya tanıtmak amacıyla yola çıktıklarını belirterek, bugün Gastromasa’nın dünyanın en büyük ikinci gastronomi konferansı olarak kabul edildiğini söyledi. Bu başarıyı şeflerin, STK’ların, üreticilerin, sponsorların ve medya temsilcilerinin ortak emeği olarak nitelendirdi. Dünya Gastronomi Sahnesinin Dev İsimleri Aynı Sahnede! Bu yıl beş kıtadan 60’tan fazla dünyaca ünlü şef, yüzlerce konuşmacı, yatırımcı ve marka İstanbul’da bir araya gelecek. Gault&Millau ödüllü ve üç Michelin yıldızlı Emmanuel Renaut, üç Michelin yıldızlı Julien Royer, Gault&Millau şapkalı ve üç Michelin yıldızlı Marco Müller, The World’s 50 Best Restaurants 2024 listesinde ‘Dünyanın En İyi Restoranı’ unvanını kazanan üç Michelin yıldızlı Disfrutar’ın Kurucu Ortağı Oriol Castro, üç Michelin yıldızlı Ángel León, iki Michelin yıldızlı Andoni Luis Aduriz, üç Michelin yıldızlı Ana Roš, Michelin yıldızlı Albert Adrià, üç Michelin yıldızlı Simon Rogan, iki kez The Best Chef Awards tarafından Dünyanın En İyi Pasta Şefi seçilen Antonio Bachour, iki Michelin yıldızlı Diego Guerrero, “The World’s 50 Best Restaurants tarafından 2023’te Dünyanın En İyi Restoranı seçilen Central’ın Şefi Virgilio Martínez, Gault & Millau şapkalı ve üç Michelin yıldızlı Christian Le Squer, iki Michelin yıldızlı Jorge Vallejo, iki Michelin yıldızlı Rasmus Munk, üç Michelin yıldızlı Torres Brothers, The World’s 50 Best Restaurants 2025 tarafından Dünyanın En İyi Restoranı Seçilen Maido’nun Şefi Mitsuharu Tsumura, iki Michelin yıldızlı Jeremy Chan, Gault&Millau şapkalı ve iki Michelin yıldızlı René Frank, üç Michelin yıldızlı ve The World’s 50 Best Restaurants tarafından 2012’de Dünyanın En İyi Kadın Şefi seçilen Elena Arzak, Uluslararası Gastronomi Akademisi tarafından iki kez ‘Dünyanın En İyi Pastry Şefi’ seçilen Paco Torreblanca, efsanevi Bernachon ailesinin üçüncü kuşak temsilcisi Philippe Bernachon, The World’s 50 Best Restaurants 2025’te ‘Dünyanın En İyi Sommelier’i seçilen Mohamed Benabdallah, The Connaught Bar’ın yaratıcı Miksolojisti Giorgio Bargiani, Gault&Millau şapkalı ve Michelin yıldızlı Maksut Aşkar ve Gault&Millau Türkiye şapkalı ve iki Michelin yıldızlı Fatih Tutak gibi dünyaca ünlü şefler ve pastry şefleri, sommelierler ve miksolojistler, turizm ve ağırlama sektörünün önemli yatırımcıları ve profesyonelleri, fikir önderleri, ulusal ve uluslararası markalar 10. kez Gastromasa’da bir araya gelecek. Global İş Birlikleri ve Uluslararası Tanıtım Gastromasa, bu yıl da Türkiye’nin gastronomi markası olma vizyonunu uluslararası platformlara taşımaya devam ediyor. Londra’da düzenlenen organizasyonun ardından, Dubai gibi yeni destinasyonlarda da yer alacak olan Gastromasa, Türk gastronomisini dünya sahnesinde konumlandıran öncü bir marka olmayı sürdürüyor. 2015’ten bu yana Türk gastronomisinin hafızasını koruyan, yeni nesil şeflere ilham veren ve uluslararası gastronomi dünyasında güçlü bir ağ oluşturan Gastromasa, 10. yılında da ilham, yaratıcılık ve küresel diyalog ekseninde yoluna devam ediyor. Bu yıl, Türk mutfağının kültürel zenginliğini dünyaya taşıyan hikâyeler, İstanbul’un kalbinde yeniden yazılacak. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Sektör Temsilcileri Otomotivin Dönüşümü Konferansında Buluştu Haber

Sektör Temsilcileri Otomotivin Dönüşümü Konferansında Buluştu

2plan İcra Kurulu Başkanı Orhan Ülgür, “Elektrikli araçların ikinci eldeki sürecini, 1990’lı yıllarda Japon araçlarının ikinci elinin pazarda kabul görme sürecine benzetiyorum. Artık elektrikli araçlar ikinci elde hak ettiği değeri bulmaya başladı.” dedi. Otomotiv sektöründe İstanbul ve İzmir’deki “Terminal” konseptiyle ikinci el araç alım-satımına yepyeni bir bakış açısı kazandıran 2plan, bu yıl düzenlediği “Elektrikli Araç Konferansı”, “2.El Elektrikli Araç Günleri” ve “Otomotiv Zirvesi”nin ardından sektöre değer katan etkinliklerine bir yenisini daha ekledi. Bu kapsamda, İstanbul Etiler’deki 2plan Terminal’de düzenlenen “Otomotivin Dönüşümü Konferansı”, sektörün önde gelen profesyonellerini ve paydaşlarını bir araya getirdi. Garanti BBVA, OVOLT & Sharz.net, sigortaladım.com ve Pirelli markalarının katkılarıyla gerçekleştirilen konferans, 2plan’ın sektöre sağladığı değeri ve otomotivin geleceğine yönelik sektör paydaşlarıyla ortak bir yol haritası oluşturma vizyonunu bir kez daha ortaya koydu. Konferans kapsamında gerçekleştirilen panelde Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış AŞ CEO’su Ali Haydar Bozkurt, 2plan İcra Kurulu Başkanı Orhan Ülgür, Garanti BBVA Tüketici Finansmanı Direktörü Koray Öztopçu ve OVOLT & Sharz.net CEO’su Hakan Koca, otomotiv sektörünün geleceğini ve dönüşüm sürecini farklı perspektiflerden değerlendirdi. Ali Haydar Bozkurt: “Otomotivde dönüşüm 360 derece bir değişimi ifade ediyor” Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış AŞ CEO’su Ali Haydar Bozkurt, otomotiv sektöründeki dönüşümün yalnızca elektrifikasyonla sınırlı olmadığını belirterek, “Otomotiv 100 yıldır süregelen bir dönüşüm içerisinde. Elektrikli, hibrit, plug-in hibrit ve hidrojenli araçlar bu dönüşümün sadece bir parçası. Aslında üretim sistemlerinden müşteri davranışlarına kadar 360 derecelik bir değişim yaşanıyor.” dedi. Mobilite kavramının da tamamen değiştiğini vurgulayan Bozkurt, “Artık araç sahipliğinden çok mobilite çözümlerini konuşuyoruz. Belki 10-20 yıl sonra ihtiyaç duyduğumuz araç ya da ulaşım aracına abonelik sistemiyle erişeceğiz.” ifadelerini kullandı. Toyota’nın elektrifikasyon dönüşümüne de değinen Bozkurt, markanın tek bir teknolojiye (tam elektrikli) odaklanmak yerine hibrit, plug-in hibrit, hidrojenli ve konvansiyonel araçları içeren “çoklu mobilite stratejisini” benimsediğini kaydetti. Akio Toyoda’nın beş yıl önce elektrikli araçlara geçiş konusunda dünyanın “acele ettiğine” yönelik söyleminin bugün küresel ölçekte kabul gördüğüne dikkati çeken Bozkurt, Toyota’nın yaklaşımının, geçiş sürecini dengeli yönetmek ve pazar gelişimine ve ihtiyaçlarına göre esnek hareket edebilmek üzerine kurulu olduğunu vurguladı. Türkiye’de elektrikli araç geçişinin zamana ihtiyaç duyduğunu anlatan Bozkurt, “Norveç gibi ülkeler hariç, büyük pazarlarda bu dönüşümün 2035’e kadar olgunlaşacağını öngörüyorum. Vergi yapısı ve tüketici alışkanlıkları da bu süreçte belirleyici olacak. Tüketicilerin yaşam tarzlarını ve ihtiyaçlarını gerçekçi biçimde değerlendirmesi gerekiyor. Düşünmeden elektrikli araç alıp sonrasında ‘ben bunu kullanamıyorum’ diyerek vazgeçenler de var. Bu geçişin oturması için en az 10 yıllık bir sürece ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu. Orhan Ülgür: “İkinci elde ‘güvenli alışverişi’ bir slogandan çıkarıp, deneyimlenebilir bir gerçekliğe dönüştürdük” 2plan İcra Kurulu Başkanı Orhan Ülgür ise Türkiye’de ikinci el otomotivde Terminal konseptinin bir ilk olduğunu belirterek, şunları söyledi: “İstanbul Etiler’de 50.000 metrekare, İzmir Balçova’da ise 35.000 metrekare alanda hizmet veren 2plan olarak, ikinci el araç pazarında profesyonel hizmet anlayışını benimsiyoruz. Dinlenme alanları, yeme-içme seçenekleri ve aile dostu bölümleriyle ziyaretçilere keyifli ve konforlu bir deneyim sunan 2plan Terminal’de sadece premium değil, her segmentten aracı tüketicilerle buluşturuyoruz. Deneyimli ekibimizle süreci uçtan uca yönetiyor; ekspertiz, özel teslimat prosedürü ve test sürüşü imkanı sunarak güvenli bir alışveriş deneyimi sağlıyoruz. Ayrıca herhangi bir sıfır araç markasının desteği olmadan, tamamen bağımsız ve tek marka olarak faaliyet gösteriyoruz. Bununla birlikte, ulusal ölçekte bir merkez haline gelmek ve Türkiye’nin farklı bölgelerinde de aynı standartların uygulanmasını sağlamak üzere kurumsal bayilik sistemimizi oluşturuyoruz. Biz, ikinci elde ‘güvenli alışverişi’ bir slogandan çıkarıp, deneyimlenebilir bir gerçekliğe dönüştürdük.” “Elektrikli araçlar ikinci elde hak ettiği değeri bulmaya başladı” Orhan Ülgür, elektrikli araçların ikinci el piyasasında artık hak ettiği yeri bulmaya başladığını söyledi. Geçen yıl bu konuda ciddi soru işaretleri olduğunu hatırlatan Ülgür, “Herkes elektrikli ikinci elin alınıp alınmayacağı konusunda kararsızdı. Şubat ayında elektrikli araçlarla ilgili bir konferans, Nisan ayında da bir fuar düzenledik. Belki etkisi sınırlıydı ama farkındalık yaratmaya başladı. Sonrasında elektrikli araçlar ikinci elde işlem görmeye başladı ve son altı ayda ciddi bir ivme yakaladı. Biz de 2plan olarak satın alma birimimizde elektrikli araçlara daha fazla yer vermeye başladık.” dedi. Bazı markaların elektrikli ikinci el piyasasında öne çıktığını belirten Ülgür, “Elektrikli araçların ikinci eldeki sürecini, 1990’lı yıllarda Japon araçlarının pazarda kabul görme sürecine benzetiyorum. O dönem Japon arabalarının ikinci elini almak riskliydi ve işlem görmüyordu. Ancak belirli bir eşiği aştıktan sonra hızla satılmaya başladılar. Bugün de aynı durum elektrikli araçlar için geçerli. Artık ikinci elde işlem görüyorlar; bazı markalar 1-2 gün içinde satılıyor.” ifadelerini kullandı. Koray Öztopçu: “Z kuşağı finansman modellerini yeniden şekillendiriyor” Garanti BBVA Tüketici Finansmanı Direktörü Koray Öztopçu da yeni nesil tüketicilerin finansman tercihlerinin otomotiv sektörünü dönüştürdüğüne dikkati çekti. Öztopçu, “Z kuşağıyla birlikte satın alma alışkanlıkları değişiyor. Artık kullanıcılar çevrimiçi kanallardan araçlarını seçip kişiselleştiriyor. Bizim görevimiz de onlara krediye hızlı ve dijital erişim sağlamak. Elektrikli araçlarla birlikte bu dönüşüm daha da hız kazandı.” açıklamasında bulundu. Türkiye’de bireysel olarak kredilendirilebilen elektrikli model sayısının henüz sınırlı olduğunu belirten Öztopçu, “Amacımız, bireysel ve tüzel müşterilerimizin Garanti BBVA uygulaması ya da markaların kendi web siteleri üzerinden onaylı kredi limitlerine ulaşabilmesini sağlamak.” diye konuştu. Hakan Koca: “Şarj altyapısında şirketlerin birleşmesi gerekiyor” OVOLT & Sharz.net CEO’su Hakan Koca ise Türkiye’deki şarj altyapısının hızla büyüdüğünü ancak sürdürülebilirlik açısından konsolidasyon gerektiğini ifade etti. “Şu anda 180 lisanslı şirket var. Ancak küçük ölçekli, sınırlı bölgelerde faaliyet gösteren çok sayıda işletme mevcut. Bu yapı uzun vadede sürdürülebilir değil. Otoritelerle bu konuyu görüşüyoruz. Daha kaliteli hizmet sunabilmek için şirketlerin birleşmesi ya da konsolide olması gerekecek. Aksi halde bu iş sürdürülemez hale gelir.” diyen Koca, şarj sektörünün birleşmeler yoluyla güçleneceğini vurguladı. Hakan Koca, Türkiye genelinde 33 bin 500’ün üzerinde şarj soketi bulunduğunu belirterek, “Bu ekosistemde satıcılar, finansman sağlayıcılar kazanıyor ama tek kazanamayan sektör elektrik şarj işi yapanlar. Çünkü çok sayıda şirket, az sayıda araç var. Bu yüzden araç sayısını büyütmek önemli burada.” şeklinde sözlerini tamamladı. 2plan, etkinlik serileriyle fark yaratıyor 2plan, düzenlediği etkinliklerle yalnızca bilgi paylaşımı sağlamakla kalmıyor; aynı zamanda tüketiciyle doğrudan temas kurabileceği, birebir etkileşim ortamları sunarak pazardaki dönüşüme katkı sağlamayı hedefliyor. Bu yılın Şubat ve Nisan aylarında İstanbul’da düzenlediği “Elektrikli Araç Konferansı” ve Türkiye’de bir ilk olan “2. El Elektrikli Araç Günleri” etkinliklerinin yanı sıra, Mayıs ayında İzmir’de gerçekleştirdiği “Otomotiv Zirvesi” ile sektörde fark yaratan 2plan, önümüzdeki dönemde de farklı temalarda hayata geçireceği organizasyonlarla otomotiv sektörünün paydaşlarını ve tüketicileri bir araya getirmeyi sürdürecek. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Sustainable Brands Türkiye 2025, Sürdürülebilirliğin Geleceği İçin Markalara İlham Verdi Haber

Sustainable Brands Türkiye 2025, Sürdürülebilirliğin Geleceği İçin Markalara İlham Verdi

Markaların “iyi büyüme” yolculuğuna rehberlik eden etkinlik, sürdürülebilir iş modelleri, inovasyon, dijital dönüşüm ve ESG stratejilerinin rekabet avantajına nasıl dönüştürülebileceğini ortaya koydu. Markaların sürdürülebilirlik gündemini bu yıl “Uyum Sağla ve Hızlan” temasıyla şekillendiren Sustainable Brands Türkiye Konferansı, yenilikçi stratejileri ve ilham verici dönüşüm hikayelerini buluşturdu. Dünyanın en etkili sürdürülebilirlik platformlarından biri olan Sustainable Brands’in Türkiye ayağı, ‘İyi Büyüme’ vizyonu çerçevesinde 8-9 Ekim 2025 tarihlerinde Swissotel The Bosphorus’ta gerçekleştirildi. Konferans, beş farklı sahnede düzenlenen 50’den fazla oturumda, 130’un üzerinde konuşmacıyı ağırladı. İki gün boyunca “iyi büyüme, yeni metrikler”, “inovasyon ve rejeneratif tasarım”, “sürdürülebilirliği markalamak”, “teknoloji ve yapay zekâ etkisi”, “ürün, malzeme ve tedarik zinciri”, “tüketici iç görüleri ve ölçekli davranış değişimi”, “dayanıklılığı inşa etme”, “sürdürülebilir yaşam: refah ve sağlık” kulvarlarında paneller düzenlenerek, güncel içgörüler paylaşıldı. Konferansta İlham Veren Anlar ve Kolektif Dönüşüm Sustainable Brands Türkiye 2025, markalara global sürdürülebilirlik trendlerini aktarmanın yanı sıra kolektif dönüşümü hızlandıran konuşmalara ve yeni iş birliklerine zemin hazırladı. Katılımcılar, paneller, keynote konuşmalar ve interaktif workshoplarda sürdürülebilir iş modelleri, etik marka stratejileri, dijital dönüşüm ve toplumsal fayda yaratma konularında ilham verici bakış açıları kazandı. Goodvertising’in kurucusu Thomas Kolster, Thinkers50 listesinde yer alan danışman ve Frugal Economy yazarı Navi Radjou, VeraWorks’un kurucusu Bea Boccalandro, BBMG’nin kurucu ortağı Raphael Bemporad, sürdürülebilirlik odaklı markalar için GRAMMA stratejisinin yaratıcısı Adomas Püras, People Flow CEO’su Abigail Wilmore, Tony’s Chocolonely eski sözcüsü ve etki odaklı girişimci Ynzo van Zanten, Parallel Labs sürdürülebilir iş stratejistleri Dr. Joel Hartter ve John Burgess gibi uluslararası isimler de zirveye katkıda bulundu. “Obsolete” kitabının yazarı, Serious Tissues ve Change Brands kurucusu, Change Please ortak kurucusu Chris Baker, sosyal etkiyi iş modellerinin merkezine koyan bir girişimci olarak, konferanstaki konuşmasında şirketlere daha cesur, daha sorumlu ve daha dönüştürücü olmaya çağrısı yaptı. 50’den fazla gönüllülük konseriyle, milyonlarca insanın kaderini değiştirebileceğini dünyaya gösteren Stephen Greene, konferansın merakla takip edilen konukları arasında yer aldı. “Geleceğimiz İçin Hep Birlikte Çalışmalıyız” Sustainable Brands Türkiye Ülke Direktörü Semra Sevinç, “Her yıl etki alanı büyüyen, iş ve marka dünyasının, akademinin ve farklı sektörlerin liderlerini bir araya getiren Sustainable Brands Türkiye 2025’i yoğun bir ilgi ve katılımla tamamladık. Bu platform, marka, pazarlama, sürdürülebilirlik ve inovasyon liderlerinin; iş değerini ve ‘iyi büyümeyi’ hedefleyen, geleceğe hazır markalar oluşturmak için ihtiyaç duydukları içgörüleri, stratejileri ve bağlantıları edindikleri güçlü bir buluşma noktası. Bugünün dünyasında rekabet avantajı, artık yalnızca ürün kalitesi ya da fiyatla değil; sürdürülebilirliği temel iş ve marka stratejilerine ne kadar entegre edebildiğimizle ölçülüyor. Yenileyici iş modelleri, döngüsel sistemler ve yeni nesil yönetişim yaklaşımlarıyla şirketler, hem kârlılıklarını hem de dayanıklılıklarını artırabilecekleri yeni fırsatların kilidini açıyor. Artık hepimiz biliyoruz ki sürdürülebilirlik sadece konuşulacak bir kavram değil; somut aksiyonlarla büyüme stratejilerimizin merkezinde olmalı. Geleceğimiz için birlikte çalışmalı, cesur adımlar atmaya gönüllü olmalıyız. Ve ne mutlu bize, bu adımları atmaktan çekinmeyen, dönüşüm için yola çıkan çok sayıda marka var. Bu vizyona ev sahipliği yapan ve her yıl farklı sektörleri bir araya getiren bu platformun parçası olmaktan büyük bir mutluluk ve gurur duyuyorum” dedi. İş Dünyası Temsilcileri de Konferansa Katkıda Bulundu Sustainable Brands Türkiye, 16 ülkede faaliyet gösteren küresel topluluğunun bir parçası olarak, iş dünyasının dönüşümünü hızlandıran bir bilgi ve iş birliği platformu sunmaya devam ediyor. Etkinlik, her yıl olduğu gibi bu yıl da birbirinden değerli sektör temsilcilerini, akademisyenleri ve sürdürülebilirlik öncülerini ağırladı. Ana sponsor olan Borusan Otomotiv- BMW’nun da katıldığı “Dayanıklılık Çağında Kültürel Dönüşüme Liderlik Etmek” başlıklı panelde, kültürel dönüşümü geleceğe taşıma stratejileri masaya yatırıldı. Akbank, Ferrero Fındık ve Nestle gibi değerli markalar da konferansta gerçekleştirdikleri oturumlarla sürdürülebilirlik yolculuklarını ve vizyonlarını paylaştı. Bu oturumlarda kurumlar, iyi büyüme vizyonu ve toplumsal etki odaklı stratejilerle sürdürülebilirliği iş modellerinin merkezine almanın yollarını anlattı. İki Gün Süren ve Geleceği Şekillendiren Hareket Sustainable Brands Türkiye 2025, markaların sürdürülebilirlik vizyonunu bir adım öteye taşıyacak içgörüleri, stratejileri ve iş birliklerini bir araya getirdi. Etkinlik boyunca elde edilen bilgiler ve paylaşılan deneyimler, Türkiye’de sürdürülebilirliğe dair kolektif farkındalığı güçlendirdi ve markalara iyi büyüme yolunda yön verecek somut aksiyonların kapısını araladı. Sustainable Brands Türkiye, önümüzdeki yıl da geleceğe yön verecek vizyonerleri buluşturmaya devam edecek. 2025’in Öncü Sponsorları Sustainable Brands Türkiye 2025’e destek veren markalar arasında Borusan Otomotiv- BMW, Akbank, Ferrero Fındık, Nestle, Allianz, L’oreal Türkiye, Yapı Kredi Step, Akademi Çevre, Arçelik, Ariel, Bosch, Cargill, Cotton Connect, Erikli, Derimod, Zorlu Teks, Akcoat, Superfresh, TAB Gıda, TO-KA ve Turkish Airlines yer aldı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.